25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET/10 tzmit'te "itfaiye köşesi* • KOCAELİ (AA) — tzmit'te Itfaiye Müdürlüğü bahçesinde bir itfaiye köşesi oluşturuldu. Izmit Belediyesi ttfaiye Müdürü Rüknettüı Şahin, birkaç ay önce eski itfaiye binasının bodrumunda II. Mahmut döneminden kalma emme basma bir tulumba bulduklannı belirterek bu tulumbanın 18. yûzyıl teknolojisinin özelliklerini yansıttığını söyledi. Şahin, bulduklan tarihi tulumba ile o dönemin tulumbacılannı simgeleyen bir maketten oluşan itfaiye köşesi fonuna sonradan renkli bir duvar panosu da eklediklerini kaydederek, böylece itfaiyecilik sevgisini öncelikle genç beyinlerde yaygınlaştırmayı amaçladıklanm vurguladı. "Terör, yatırmıları engelliyor" • SlLOPİ (AA) — Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu, eline silah alan kimselerin ister bilerek ister kandırılmış olarak duşman ülkelerin oyununa geldiklerini belirterek "Düşmarun oyununa o kadar gelmişler ki bölge halkını dahi duşman görüyorlar" dedi. Silopi'de duzenlenen bir toplantıda konuşan Kozakçıoğlu, bazı komşularımızın ve silah alıp dağa çıkanların, Türkiye'nin kalkınmasını istemediklerini savundu. Türkiye'yi bölüp parçalamaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini söyleyen Kozakçıoğlu, "Bunu onlar da biliyorlar. Amaç bölmek değil, bölgeye yatırım yapılmaması. özel sektör yülardan beri buraya gelip yatınm yapmaya korkuyor, çekiniyor. Niye çekiniyor? Terörden korktuğu için" dedi. Grup Ekin'e destek • ANKARA (ANKA) — Memurlara verilen yüzde 25'lik zammı protesto amacıyla Kamu tşçileri Sendikası tarafından Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampusu'nda duzenlenen etkinlik sırasmda Grup Ekin üyelerinin de gözaltına alınması kınandı. Aralarında Grup Yorum'un da bulunduğu tiyatro ve müzik sanatçılanndan oluşan bir grup tarafından yapılan ortak açıklamada, "Bu olay, ülkemizde özellikle devrimci, Uerici sanatçıların karşılaştıkları ilk olay değildir. Toplumun sorunlanna duyarlılık gösteren, bu sorunlara destek veren tüm sanatçılar bu tür baskılarla her zaman karşılaşmışlardır" denildi. Açıklamada, aralannda Grup Ekin ttyeleri Metin Turan, Özgür Baharlı, İhsan Cibelek ve Oğuz Tüzün'ün de bulunduğu memurlann serbest bıraküması istendi. Şıvgın'dan zeytin dah • ANKARA (ANKA) — Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, tabip odaları ile arasındaki soğukluğu giderme yolunda iki hamle yapu. Bakan Şıvgın, bir süre önce görevden aünan tabip odalarında yonetici konurnunda bulunan 6 hekimi görevine iade etti. Şıvgın, Baükesir, Bursa ve Aydm'da görev yaparken başka il veya ilçelere atanan tabip odası yöneticisi 6 hekimi eski görev yerlerine iade etti. Ayrıca İstanbul'da memur eylemleri sırasında açığa alınan 2 hekim hakkında da il idare kurulunca verilecek kararlar sırasında, bu hekimlerin lehinde oy kullanma sözü verdi. Şıvgm'm ayrıca başta Istanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Apak olmak üzere bazı tabip odalarının başkanlanna da "Danışmanlık" önerdiği bildirildi. Prof. Apak'ın bu öneriyi şartlı olarak kabulleneceği öğrenildı. İşkence için suç dııyıınısıı • tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Yasadışı örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle DGM'de yargılanan Ramazan Çan'a Uşak'ta gözaltında tutulduğu süre içinde işkence yapıldığı savıyla Izmir Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla suç duyurusunda bulunuldu. Suç duyurusunu yapan sanık avukatı Şahhanım Bozkurt, "İşkence iddiasını DGM'deki duruşmalarda da dile getirmiş ve suç duyurusunda bulunmuştum. Ancak herhangi bir işlem yapılmadı. Bunlar DGM tutanaklannda da yer aldı" dedi. Uşak'ta gerçekleştirilen "THKP/C Halkın Devrimci Öncüleri" operasyonunda gözaltına alınan sanıklardan Ramazan Can'a burada elektrik verilerek üzerinde sigara söndürülerek işkence yapıldığını öne sûrdü . Deniz kazası: 1 kişi boguldu • DİDİM (Cumhuriyet) — Söke ilçesine bağlı Karina Dalyanı açıklarında içinde 7 kişi bulunan balıkçı teknesi devrildi, 1 kişi boğularak yaşamını yitirdi, 4 kişinin de kayıp olduğu bildirildi. 2 kişi yüzerek kurtuldu. Karina Dalyanı'ndan dün gece Mehmet Arıcı'ya ait bir tekneyi alan 7 kişi balığa çıktı. 1 mil açıkta fırtınaya yakalanan tekne devrildi. Teknedekilerden Mehmet Arıcı (52) ve Aliye Taruner (28) dalgalarla boğuşarak sabaha karşı sahile çıkmayı başardılar. ÖLÜM ~ Prof. Dr. İnanç Ayas • ANKARA (AA) — THK Genel Başkanı Prof. Dr. İnanç Ayas, dün akşam öldü. Rahatsızhğı nedeniyle bir süredir Ibni Sina Hastanesi'nde tedavi görmekte olan Prof. Dr. Ayas, 19.45 sıralannda vefat etti. 1942 yılında Karabük'te doğan Ayas, 1966'da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Hacettepe Üniversitesi T\p Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü'nde ihtisasını yaparak uzman olan Ayas, Acil Yardım ve Travmatoloji Hastanesi'nde klinik şefliğinde bulundu. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde doçent ve profesör olan Ayas'ın yurtiçinde ve dışında yayınlanmış Türkçe ve yabancı dilde eserleri bulunuyor. AÇIKLAMA • Gazetenizin 23.7.1990 günlü sayısının 16. sayfasında "Çöpçülerle El Ele" başlıkh haberinde "Yalova'da bir grup çevreci çevre kirliüğini protesto etmek amacıyla Yalova sahillerinde çöp toplayarak sessiz bir yürüyüş yaptı" ardından "Grup adına açıklama yapan Erkan Kaya" denilerek adıma atfen bir açıklama yer almaktadır. Ben çevreci değil sosyalistim, Bu "yanlışın" bir dikkatsizlik sonucu olma ihtimali olmakla birlikte gerçekte bundan kaynaklanmadığına, özellikle son aylarda sosyalist aydınların açıklamalarına görüşlerine yer vermemeye özel bir önem gösteren gazetenizin sosyalistleri dışlayan tavnrun bir parçası olduğuna inanıyorum. Kaldı ki dikkatsizlik, gazetecilik duyarlılığıyla bağdaşmayan bir tutumdur. Nedeni her ne olursa olsun yarattığı izlenim, sosyalistlere karşı haksızhğında ötesinde bir tutumdur. Bu nedenle bu düzeltmenin basın kanununun 19. maddesi hıikümlerine göre gazetenizin aynı sayfasında aynı sutun ve aynı puntolarla yayımlanmasını rica ederim. ERKAN KAYA Türkiye'nin kentsel arsa sorununu çok ağır bir biçimdeyaşadığını söyleyen Karayalçın: Kentsel toprak reformu zorunluHaber Merkezi - Ankara Bü- yûkşehir Belediye Başkanı Mu- rat Karayalçın, büyük kentlerde gecekondulaşma hızının iyice arttığına dikkat çekerek gece- kondu yapımının önüne ancak kentsel toprak reformuyla geçi- lebileceğini söyledi. Karayaİçın, kentsel toprak reformunda ucuz ve altyapılı kente arsa ü- retiraini kastettiğini belirterek Ankara Elvanköy ve Erya- man'da gecekondu vapımına yönelen ve yönelebilecek kitle de dahil olmak üzere 15 bin ko- nutluk bir proje başlattıklannı belirtti. Türkiye'nin kentselar- sa sorununu çok ağır bir biçim- de yaşadığına dikkat çeken Ka- rayalçın, derhal çalışmalann başlatılması gerektiğini söyleye- rek aksi halde "Türkiye'ye karşı yeni bir gfinah işJenmiş olacağı- m" vurguladı. Ankara Büyükşehır Belediye Başkanı Murat Karavalçın'a Cumhuriyet'in yönelttiği soru- lar ve yanıtlan şöyle: - Sayın Karayalçın, Türki- ye'de yaşacılan gecekondu olay- larını nasıl değerlendiriyorsu- nuz? KARAYALÇIN - İşin aslı kentleşmeyle, kentsel arsa üreti- miyle ilgilı. Türkiye'de kentleş- me hızı akıl almaz ölçülerde artı- yor. 1950'den bu yana Türki- ye'nin hızla kentleştiğini ve kentleşmenin asıl yükünü o dö- nemlerin çektiğini söyleyegel- dik. Ama kentlesme asıl olarak 1980'li yıllarda yeni bir ıvme ka- zandı. 1950-60.60-70,70-80 yıl- lan arasında kentieşme hızına baktığımızda, onar yıllık dilim- ler itibanyla 5 puanlık. 6 puan- lık, bilemediniz en çok 7 puanlık artışlar olduğunu görûyoruz. Ama I980'den sonra durum de- ğişiyor. 1980 yılında Türkiye nüfusunun %43'ü kentlerde ya- şıyor. 1985 yılında, kentlerde yaşayan nüfusoranı %53'eçıkı- yor. Yani 5 yılda 10 puanlık bir artış. Eskiden 10 yılda 5-6 puan- hk bir artış olurken şimdi 5 yılda 10 puanlık bir artış oluyor. 1990 yılında yapılacak olan nüfus sa- yımında bu oranın %63, %65 düzeyine çıkacağmı tahmin edi- yoruz. Bu, 10 yılda 20 puanlık bir artış olması demektir. Eğer bu eğilim sürerse, 21. yüzyıla girdiğımizde Türkiye nüfusu- nun %85'ininkentlerde yaşadı- ğını göreceğiz. Nüfusun yalnız- ca %15'i kırsal alanda olacak. 1990'h yıllarda yeni bir 20 puan- lık artışla karşı karşıya kalaca- Aynı konuda yapılan bir baş- ka değerlendirmeye göre, gele- cek 10 yılda, yani 199O'lı yıUar- da Türkiye'nin kent diye adlan- dırdığımız beldelerine 25 mil- yon insan daha eklenecek. Bu insanlann 199O'lı yıllarda ko- nut gereksinmesi, değişik metre- zinönerileriniz neler? KARAYALÇIN - Türkiye, bugüne kadar yaşamış olduğu ve son > ıllarda giderek yoğunla- şan kentsel"sorunları gelecek 10 yılda yaşamamak için. kentsel toprak reformu yapmak zorun- dadır. Kentsel toprak reformu yapılmaksızın, bu sorunlan aş- ma olanağı yok. Aslında kentle- nmizde bir anlamda gecekondu olgusu ile fiilen. kentsel toprak reformu yaşanmakta. Ama bu biçimiyle bunu onaylamak ola- naksız. Eğer 195O'li ve 196O'lı yıllarda kırsal toprak reformu yapılmış olsaydı. Türkiye'de kentleşmenin yaratmış olduğu KARAYALÇIN -Türkiye'de kentleşmenin daha çok Sam- sun-Ankara hattının batısında- ki yerlerde hızlanacağını biliyo- ruz. Aşağı yukan hangi kentler- de yoğunlaşma olacak onu da biliyoruz. Ben, buralar için, bir Kainulastırma Ana Planı hazır- lanmahdiyedüşünüyorum. Her yıl, Türkiye'de kentleşmenin yoğunluk kazanacağı yerlerde 25 bin, 30 bin hektarlık alanın kentsel kullanıma açılması ge- rektiğini söylemiştik. Bunlar nasıl dağılıyor? Örneğin, Anka- ra için her yıl 300 hektara gerek- sinme var. Ankara'yı her yıl 300 hektar kurtaracaktır. Bu İstan- diği planlama sisteminden, bu bölgeler itibanyla, fiziksel plan- lama sistemine geçmelidir. Üçüncü olarak topraklann kamulaştınlmasıyla ilgili ola- rak yeni bir hukuk ve finans- man modeli kurulmahdır. Dördüncüsü örgütlenme mo- delidir. Bu çerçevede konutla- nn nasıl yapılacağı ve nas-ıl kre- dilendiriieceği ortaya konulma- lıdır. Bu çalışmalann tümünü. kentsel toprak reformuçerçeve- sinde görüyorum. Kuşkusuzele alınacak başka konular da var. örneğin, göç veren bölgelerde göçü azaltıcı önlemlerin alın- ması gibi. Türkiye'nin böyle bir sistemle kentsel toprakları kamulaştırması olanakh değil. Bu sorunun çözümü için öncelikle anayasada değişiklik yapılması gerekiyor. Vergiye esas olan değerle kamulaştırma değeri arasında bir uyum olmalı. Gecekondu olayı, barınma için büyük ölçüde gereksinme duyulan ucuz ve altyapılı kentsel arsalann üretilmemesinden kaynaklanıyor. karelerde, 5 mil>on adet olacak. Aynca gelecek 10 yılda Türki- ye'nin 3 milyar m2 yeni kentsel toprağa gereksînmesı olacak. Yıllar itibanyla baktığımızda, her yıl ortalama olarak 2,5 mil- yon insanın kentlere geleceğini, her yıl ortalama olarak beyüz bin konuta ve her yıl, yine otala- ma olarak, 30 bin hektarlık yeni kentsel toprağa gereksinme ol- duğunu görûyoruz. Türki- ye'nin gelecek on yıldaki kent- İeşme tablosunun önemli bir bö- lümü böyle. Gecekondu olayı- nın bugününü ve yannını bu çerçevede değerlendirmek gere- kiyor. -Peki. bu tablo karşısında si- sorunlar bu denli yoğun olmaz- dı. Kentlehmiz bu denli büyük baskılarla karşı karşıya kalmaz- lardı. Ama o yapılmadı. tnsan- lar kenılere göç ettiler. Bir an- lamda kentlerde gecekondulan- nı yaparak toprak reformunu fi- ilen gerçekleştirdiler. Ve değişik dönemlerde çıkartılmış olan imaraflanylada. tapu verilerek fıili toprak reformu yasallaştı- nldı. tescil edildi. Oysa toprak reformu fiili yerine; yasal, dü- zenli. planlı bir kentsel toprak reformu vapılmalıdır. - 'Kentsel toprak reformu ya- pılmalı' diyorsunuz. Neler yapıl- malı kentsel toprak reformunu gerçekleştirebilmek için? bul'da çok daha büyük. Iz- mır'de, Denızli'de Antalya'da, göç alan öteki merkezlerde daha farklı büyüklükler olacaktır. Bu, işin miktarla ilgili yönü. Ay- nca, toprak çalışmalarına daya- lı olarak, hangı tür topraklann kamulaştırılacağı, hangi tür topraklann kentsel kullanıma açılacağı bilinmeli. Bu, özellikle doğal gûzellikler \e tanmsalaçı- dari önem taşıyan topraklann kentsel kullamma kaptınlma- ması için çok önemli bir çalış- ma. Kamulaştırma ana planının dışında ikinci olarak bölgesel, fiziksel plan >apılmah. Türkiye parasal büyüklülerin ifade edil- - Mevcut kamulaştırma yasa- sıyla bu çalışmalann ynrütüune- si olanakh mı? KARAYALÇIN - Bu konuda çok ciddi sorunlar yaşıyoruz. Ben genellikle mevzuatın dar- boğaz olarak görülmesinden yana değilim. Ama burada cid- di bir darboğaz var. Türki- ye'de, kentlerimizde 1 m2 top- rağın dört farklı fıyatı var. Birincisi serbet alışveriş bede- lidir. Piyasa bedeli diyelim bu- na. tkincisi. emlak vergisine esas oluşturan fiyat. Üçüncüsü. kamulaştırma karan alındığın- da, burada kamulaştırma bede- lini saptamak üzere kurulan ko- misyonlann saptamışolduğu fı- İnönü, Meclis'in acilen toplanmasını istedv Bu seçim 26 Mart'ı değiştirmezSHP lideri tnönü, "Bu seçimin, genel siyasete bir yön vermesi, genel siyaset açısından 26 Mart'ta ortaya çıkmış olan durumu değiştirmesi söz konusu değil. Erken seçimin şart olduğu durumhâlâ karşımızda" dedi. lç Politika Senisi — SHP Genel Baş- kanı Erdal tnönü, 19 ağustos seçimlennin Türkiye'nin önemli sorunu olmadığını be- lirterek, "Bu seçimin gend si>asete yön vermesi, genel siyaset açısından 26 Mart'- ta ortaya çıkmış olan durumu değiştirme- si söz konusu degil" dedi. tnönü, SHP il örgütünce önceki akşam gazete yöneticilerine verilen yemekte yap- tığı konuşmada, "19 agustos secimleri Türkiye'ııin önemli meselesi degil" diye ko- nuştu. tnönu'nün konuşması ve sorulara verdikleri yanıtlar, konulanna göre şöyle: Irak-KHve^t: Irak'ın Kuveyt'e hücum etmesi hiçbir şekilde tasvip edilmeyecek bir olay. Başbakan'ın 'endistyle karşılıyonız' sözlerini çok yetersiz buluyoruz. Âdeta 1936'larda yükselen bir ülkenin etrafına saldırarak egemenliğıni yayma hikâyesini şimdi Irak'ın yaptığını görüyoruz. Bu, teh- likeli bir eğilim. Buna başında dur demek lazım. Bugün Ortadogu'daki ülkelerin gücü böyle bir harekete dur diyecek ölçüde de- ğil. Dolayısıyla bu durum bir müddet de- vam edecek. öyle anlaşılıyor. Başbakan > OrtadoŞu'dald gerilimi arttıracak bir eğilim' diyor. Yalnızca öyle değil. Bir ülke başka bir ülkeye hücum ediyor. Gerilim, yani Irak yann 'biz anlaştık, gerilim artmadı' dese bunu kabul mü edeceğiz? Bir ülkenin topraklannı başka bir ülke istila ederse bunu, gerilim artsın artmasm, o ayrı hikâye 'böyle bir şeyi kabul etmiyoruz' de- mesi lazım. \% igPrtM Mçtalerl: Bayrampaşa «e Etimesgut'ta yapılacak seçimler, SHPTi be- lediye başkanlanmn başarılı hizmetlerini göstermek açısından çok önemlidir. Yok- sa bu seçimin genel siyasete bir yön ver- mesi, genel siyaset açısından 26 Mart'ta or- taya çıkmış olan durumu değiştirmesi söz konusu değil. 26 Mart'ta ortaya çıkan du- rum devam ediyor. Bu iktidann bir an ev- vel gitmesi gerektiği ve onun için bir erken seçimin şart olduğu durumu hâlâ karşımız- da. OzaTuı Jı—lnBHIıllfll Cumhur- başkanı özal'ın hareketleri deraokratik ge- leneğe sığmıyor. "Ben siyasetten geldim. Benim tanıfsızlık anlayışım başkadır" di- yor. Boyle bir şey yok. Tarafsızlığın belli bir tarifı var. Şimdi bastaki insan bu ka- dar ters bir yorumla işe girişirse onun et- rafındaki herkes bir şekilde normlann dı- şına düşüyor. Butün bu kargaşanın teme- linde aslında Sayın özal'ın demokrasinin alışıhmş geleneklerine uymayan anaya&a- yı hiçe sayan davranışları yatıyor. Onun için benim arkadaşlanma söylediğim hep şu: Birbirimizle kavga etmeyelim. Tartışma- yalım. Biz tuhaf durumlara düşüyorsak bu- nun temelinde Sayın özal'ın demokrasi dısı hareketleri var. Onu her zaman hatırlaya- lım ve halka hizmet yolunda muhalefeti- mizi de en ciddi şekilde yaparak ilk seçimde iktidar olma hedefimizden şaşmayurak er- ken seçim istemeye devam edelim. Asel T\ T : Anayasa değişikliği konusun- da arkadaşlarımız çalışıyorlar. Grupta ko- nuşacağız ve anayasa değişikliği konusunda dayatacağız. Dolayısıyla biz muhakfet ola- rak dimizden geleni yapıyoruz. SHP Meclis'in olağanüstü toplanmasını istemişti Erdem başvuruyu reddettiANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — TBMM Başkanı Kaya Er- dcm, SHP Genel Başkanı Erdal tnönü'nun dış politika ve Olağa- nüstü Hal Bölgesf ndeki gelişme- leri görüşmek üzere TBMM'nin olağanüstü toplantıya çağnlması yolundaki başvunısunu kabul et- medi. Erdem, toplantı için yeter- li imza sağlanması durumunda gereğini yapacağım söyledi. SHP Genel Başkanı İnönü, Meclisin toplanması istemlerinden vazgeç- meyeceklerini söyledi. DYP Ge- nel Başkanı Süleyman Demirel, bu konuda SHP'ye imza desteği vermek yerine ortak hareket at- meyi tercih edeceklerini açıkladı. SHP'nin önceki gün yaptığı is- teği danışmanlan ile birlikte de- ğerlendiren TBMM Başkam Ka- ya Erdem, TBMM'nin cumhuriyet tarihinde Meclis Başkam tarafın- dan doğrudan 4 kez toplantıya çağnldığını, bunlann tümünün de 1961 Anayasası'ndan önce gercek- leştiğini belirledi. Buna göre TBMM'nin başkan tarafından olağanüstü toplantıya çağrılma nedenleri ve tarihleri şöyle: 24 Ekim 1934'te Yugoslavya Kralı Aleksandr'ın oldürulmesi, 30 Temmuz 1936'da Montreux Sözleşmesi'nin görüşülmesi, 11 Kasım 1938'de AtatürVün ölümü nedeniyle, (o tarihte yürürlükte bulunan anayasa, cumhurbaşkan- lığı boş kaldığında Meclis tatilde ise başkan tarafından hemen top- lantıya çağnlmasını öngörüyordu) ve 23 Şubat 1945'te Almanya ve Japonya'ya savaş ilan edilmesi. TBMM Başkanı Kaya Erdem, konuya ilişkin Cumhuriyet'in so- rulannı yamtlarken, "Eğer ben partilerarası veya basın partilera- rası ya da basın-hükümet arası Urtışına konıüanBda TBMM'yi rfscntoplantıyaçagınrsam taraf- nzlık ilkeme ters olurdu. Bu ko- oularda taraf oimuş gibi bir vazi- yete düşerdim" dedi. Alınan bil- gilere göre Erdem, bu yoldaki dü- şüncelerinı SHP Grup Başkanve- kili Hasan Fehmi Guneş'e de ilet- tı. tnönti'ye yanıt Erdem, tnönü'ye gönderdiği va- zıda da TBMM'nin başkanlık ta- rafından olağanüstü toplantıya çağnlmas! yetkisinin "hassasiyetJe Inllamlması gereken" bir yetki ol- duğunu belirterek genel görüşme yapılması istenen konularda, ka- muoyu ve basında, siyasi parti gruplan ile hükümet arasında de- ğişik görüşlerin olduğunu arum- sattı. Erdem şöyle devam etti: "Takdir buyndacağı gibi böyle bir dnmmda başkanhğnnızın ktn- dUiğiaden çağnda bulunmasınıa, partilerüstii konomu ile kuvwüer aynbğı Okedııe önccKkle özen (ös- tennek dnrumunda olan TBMM Başkanlığı'nın tarafsızhgına göl- ge düşürecek yonımlara neden olacağı şüphesizdir. Başhanbğınn- an gecnuş uygulamalan da bu an- layışı teyiı etmektedir.' Erdem, Meclis'in toplantıya çağnlması için yeter sayı olan 90 imzamn toplanması halinde ana- yasa ve ictüzük uyannca gereğini yapacağım belirtti. Erdem'in toplantı istemini "yc- terii imza sağlanamadığı" gerek- çesiyle geri çevirmesi üzerine mu- halefet ortak tutum belirlemeye çalışıyor. SHP Genel Başkanı Er- dal İnönü, TBMM'nin olağanüs- tü toplanması yolundaki istemle- rinden vazgeçmeyeceklerini bildir- di. Erdem'in Meclisi toplantıya çağırmak istemediğini belirten tnonu, "Bu dunımda biz, millet- vekillerimiz aracılığıyla ve imza- sıyla Meclisi toplantıya çağıraca- ğız. Tabii şimdi biraz zaman ala- cak, ama çağıracağız" dedi. tnö- nü şöyle konuştu: "Türkiye'nin önemli sorunian adeta bu seçimler dolavısıyla unutturuluyor. tki önemli konu- da Meclisi topiaması gerekiyor. Birincisi dış politika, son gelişme- ler karsısmda Türkiye'nin yapma- sı gerekenleri Mecliste konuşalım istiyoruz. Bir de Güneydoğu'da tırmanan hareketler. Güneydo- ğu'da durum daha da kotiüeşiyor, bu konuda bize açıklama yapma- lannı istiyoruz. Meclisin, Türki- ye'nin en önemli sonınlanna sa- hip olduğuna göstermek isöyo- mz." DYP Genel Başkam Süleyman Demirel, TBMM'nin toplanması için SHP'nin imza girişimine des- tek vermek yerine ortak hareket etmeyi tercih edecekierini söyledi. TBMM Başkanı Erdem'in böyle önemli bir konuda Meclisi toplan- tıya çağınnası gerektiğini belirten Demirel, "Meclis başkanı yetki- sini bu gibi olaylar karsısmda kal- lanmayacak da, ne zaman kulla- nacak?" diye sordu. Demirel şöy- le dedi: "Gayet tabii ki SHP isterse on- larla birlikte müştertk bir genel görüşme istemek yoluna gidilcbi- lir. Yani imza tamamlamaktan A- vade beraberce genel görüşme is- temek prosedüru daba uygun olnr." Bu durumda SHP'nin önümüz- deki günlerde DYP grubu ile iliş- kiye geçerek TBMM'nin toplantı- ya çağnlması için destek isteyece- ği bildiriliyor. SHP'li milletvekil- leri, geçen günlerde olağanüstü toplantı için geldikleri Ankara'da, ikinci bir olağanüstü toplantı çağ- rısı için grup başkanlığına imza vermişlerdi. Buna göre muhalefet hac felaketi konusunda geçen günlerde olağanüstü toplantıya çağnlmasındaki gibi hareket ede- cek. Grup başkanvekillerinin bir araya gelmesi, ardından hazırlana- cak ortak metinle TBMM Baş- kanlığı'na başvurularak olağanüs- tü toplantı istenecek. Güzel: ANAI^ Özal'ın mülkü değilANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — ANAP genel başkan aday- larından Hasan Celal Güzel, Cumhurbaşkanı lurgut Özal'ın Genç Kalemler Dergisi'nde yer alan "ANAP'ta bize karşı cıkmak aptalhk" biçimindeki uyarüannı sert bir biçimde eleştirdi. Hasan Celal Güzel, Cumhurbaşkanı Özal'ın ANAP üzerinde büyük bir emeği ve hakkı bulunduğunu be- lirterek, "Ama bu da ANAI"ı Özal'ın mülkü haline getinnez" dedi. Güzel, Cumhuriyet muhabiri- nin sonısu üzerine özal'ın açıkla- malannı değerlendirirken, Özal'- ın "Ancak benim icazetimi, izni- mi alan ve bana boş görünen, bir yere gelebilir" tavrının yanlı> ol- duğunu kaydetti. Cumhurbaşkam özal ve ailesi ile hiçbir husumeti bulunmadığı- nı da ifade eden Güzel. sövle Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı "ANAP'ta bize karşı çıkmak aptalhktır" şeklindeki uyariları nedeniyle sert bir dille eleştiren Güzel, "Yeni bir çağın eşiğinde, demokratik bir ülkede, kişilerin keyfi arzuları değil, kitlelerin, oy sahiplerinin, tabanın ve teşkilatların arzuları gerçekleşmelidir'' dedi. konuştu: "Benim, Sayın Özal ve yakınla- nna hiçbir düşmanlığım ve husu- metim yok. Aksine kendisi ile 20 yıllık bir oağımız var ve son yılla- ra kadar münasebetlerimizde hep actk, mert, dünıst ve vefab oidum. Hiçbir zaman bu iHşkileriraiz yag- cılık çercevesinde olmamışür. Dogruyu soyteroe, yol göiterici mesajlar verme ccrçevesude ol- muştur. Aksini kimsc iddia ede- mez. Ancak daha önce olduğu gi- bi şimdi de yapılan hata ve yan- lıslıklan ortaya koymakun vaz- gecmem mümkMn değildir. Benim, Sayın Özal'ın şahsına veya ailesine herhangi bir tenki- dim yoktur. Yaptığım değeriendir- meler belirli bir bukuk ve anaya- sa sistemi içerisinde, Cumhurtrâş- kanhğı makamı ile ilgili, Türkiyei nin ve ANAP'ın daha iyi yöneül- mesi ile ilgili değeriendirmelerdir. Kimsenin şahsuu beikf almadım." >u kadarını soyleyeyim ki, ye- ni bir cağın eşiğinde, demokratik bir ulkede, kişilerin keyfi arzula- rı değil, kitlelerin, oy sahiplerinin, tabanın ve teşkilatların arzulan gerçekleşmelidir. Teşkilatlar da ki- şilerı Mipa atarak değil, onlara oy »ererek va da vermeyerek demok- ralik şekilde lavıriaı'inı ortaya ko- \ariar." yat. Dördüncüsü de, topragı kamulaştınlan insanlann dava açarak tespit ettirdikleri yeni fı- yat. Yani tezyidi bedel denen şey. Ben Ankara'dan buna birkaç örnek vereyim. örneğin, ivedik bölgesinde bir m2 arsamn piya- sa fıyatı 9600 liradır. 86-89 dö- nemi için vergi değeri ise 2000 li- radır. Üçüncü olarak yine aynı arsamn 1987 yılında yapılan ka- mulaştırması için 1800 liralık değer saptanmıştır. Ama, dör- düncü olarak değer arttınmı davası sonucu saptanan değer, aynı yer için, 33 bin liradır. Bir başka örneği de Ankara'nın ye- ni gelişen Tanyeri Cadde- si'nden vereyim. Burada vergi değeri 75 bin lira iken, bedel art- tınmı ile alınan bedel 1 milyon 100 bin liraya çıkmıştır. - Bu konuda sizin çözüm öneri- leriniz neler? KARAYALÇIN - Türki- ye'nin böyle bir sistemle kentsel topraklan kamulaştırması ola- nakh değil. Bu sorunun çözümü için öncelikle anayasada deği- şiklik yapılması gerekiyor. Ver- giye esas olan değerle, kamulaş- tırma değeri arasında bir uyum olmalı. Kuşkusuz yanlışhklar yapılabilir. O nedenle bedel yanhş saptandıysa bedel arttın- mı davası açılabilir. Ancak, bu- radaki bilirkişilik sisteminin çok ciddi olarak gözden geçiril- mesi gerekiyor. Aynca kamu- laştırma bedeli ile arttınlan be- del arasındaki farkm bir bölü- mü belediyece arttınlabilmeli- dir. Tanyeri Caddesi örneğinde görûldüğü gibi. emlak vergisi değeri 75 bin lira, bilirkişilerin saptadığı ise bir milyon lira. Bu kadar farklılık olamaz. Türkiye bu sistemle bu sorunu aşamaz. Eğer gerekli önlemler alınmaz- sa. önümüzdekı yıllarda yeni topraklann kentsel kullanıma açılması daha da zorlaşacaktır. - Peki, kentsel toprak üretüni- nikimyapacak? KARAYALÇIN - Bu, kuşku- suz yerel yönetimin işlevıdir. Ama bu aşamadan sorun. yerel yönetim mi yapsm, merkezi yö- netim mi yapsın sorunu değil. Gecekondu olayı, büyük ölçüde gereksinme duyulan ucuz ve alt- yapılı kentsel arsalann üretile- memesinden kaynaklanıyor. Bannma için gereksinme duyu- lan ucuz ve altyapılı arsa, yete- rince üretilse, yeterince arz edi- lebilse. sorun çok büyük ölçüde çözülür. Eğer bir mal kıtsa, o mal ne olursa osun. burada kıt- lık rantı doğar. O kıtlık rantını da birileri dağıtır. Döviziniz yoksa. burada karaborsa do- ğar. Bu bir mafya işidir. Arsanız yoksa, orda da aynı şey yapılır. Bugün. eğer iddialar doğnıysa. kıyı kentlerimizde bir takım gruplar teknik elemanları aracı- lığıyla arsa tahsisi yapıyorlar. Eğer kamu, yerel yönetim ola- rak merkezi yönetim olarak, ar- sa tahsisi yapamazsa, birileri ge- lirler, kamunun elindeki arsala- nn tahsisini yaparlar. Bu konuda son olarak şunu söyleyeyim. Kaçak yapılaşmayı yalnızca en alt gelir grubu yap- mıyor. Üst gelir gruplannın da benzer uygulamalan var. O ne- denle kentsel arsa üretımi tüm gelir gruplannın gereksinmesini karşılayabilmelidir. - Gecekondu yapımının önüne geçmek için önerdiğiniz yol, kentsel toprak reformu. Yani ye- ni, ucuz > e altyapılı kentsel arsa- lann ürerilmesi. Siz, Ankara Bü- yükşehir Belediyesi olarak bu çerçevede neleryapıyorsunuz? KARAYALÇIN - Anka- ra'nın her yıl 20-25 bin konuta ve biraz önce dediğimiz gibi 300 hektarlık yeni kentsel toprağa gereksinmesi var. 20-25 bin ko- nutluk gereksinme içinde farklı gelirgruplan var. Bizim Ankara Büyükşehır Belediyesi olarak il- çe belediyelerimizle birlikte gö- revimiz, bu gelir gruplannın ge- reksinmelerine uygun ölçüde bu 300 hektarlık arsayı kentsel kul- lanıma açmaktır. Şir kısrmmn altyapısı Sayın Altınsoy döne- minde yapılan 420 hektarlık bir alanı. geçen hafta hemşehrileri- mizin kullanımına açtık. Ama, "tş yapan herkesin yaıunda ola- cağız" dıyenlerin engeliyle kar- şılaştık Elvanköy ve Erya- man'da gecekondu yapımına yönelen ve yönelebilecek kitle de dahil olmak üzere 15 bin ko- nutluk bır projeyi başlatük. Özellikle 1 milyon peşinveonyıl taksitle altyapılı arsa satışı, ge- cekondu yapımına çok ciddi bır alternatif olusturacakür. Şimdi Maliye Bakanlığı'nın getirdiği engelleri aşmaya çalışıyoruz. Önümüzdeiki aylarda, Anka- ra'da gecekondu yapımına ater- natif olarak düşündüğümüz bir başka projeyi Altındağ beledi- yemizle birlikte Karapürçek alanında başlatacağız. Orada altyapılı ve subasmanı yapılmış arsa dağıtmayı düşünüyoruz. Ben, ilk kez "Kentsel toprak re- form«" sözcüğünü V Haziran 1981'de Batıkent'in arsalannın bir bölümü Kent-Koop'a veri- lirken duzenlenen törende söy- lemiştim. Aradan 9 yıl geçti. Şimdi Türkiye kentsel arsa so- rununu çok ağır bir biçimde ya- şıyor. Bir 9-10 yıl daha geçme- meli. Türkiye'ye karşı yeni bir günah işienmişolur. Bayındırlık ve tskan Bakanlı- ğı'nı bu konuda özel bir ihtisas komisyonu kurarak meslek odalannın, ilgili sivil toplum ör- gütlerinin ve belediyelerin yer alacağı. kentsel toprak reformu- nu hedefleyen bir çalışma baş- latmaya çağınyorum. \
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle