Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURIYET/10
tzmit'te "itfaiye köşesi*
• KOCAELİ (AA) — tzmit'te Itfaiye Müdürlüğü
bahçesinde bir itfaiye köşesi oluşturuldu. Izmit Belediyesi
ttfaiye Müdürü Rüknettüı Şahin, birkaç ay önce eski
itfaiye binasının bodrumunda II. Mahmut döneminden
kalma emme basma bir tulumba bulduklannı belirterek
bu tulumbanın 18. yûzyıl teknolojisinin özelliklerini
yansıttığını söyledi. Şahin, bulduklan tarihi tulumba ile
o dönemin tulumbacılannı simgeleyen bir maketten
oluşan itfaiye köşesi fonuna sonradan renkli bir duvar
panosu da eklediklerini kaydederek, böylece itfaiyecilik
sevgisini öncelikle genç beyinlerde yaygınlaştırmayı
amaçladıklanm vurguladı.
"Terör, yatırmıları engelliyor"
• SlLOPİ (AA) — Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri
Kozakçıoğlu, eline silah alan kimselerin ister bilerek ister
kandırılmış olarak duşman ülkelerin oyununa geldiklerini
belirterek "Düşmarun oyununa o kadar gelmişler ki
bölge halkını dahi duşman görüyorlar" dedi. Silopi'de
duzenlenen bir toplantıda konuşan Kozakçıoğlu, bazı
komşularımızın ve silah alıp dağa çıkanların, Türkiye'nin
kalkınmasını istemediklerini savundu. Türkiye'yi bölüp
parçalamaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini söyleyen
Kozakçıoğlu, "Bunu onlar da biliyorlar. Amaç bölmek
değil, bölgeye yatırım yapılmaması. özel sektör yülardan
beri buraya gelip yatınm yapmaya korkuyor, çekiniyor.
Niye çekiniyor? Terörden korktuğu için" dedi.
Grup Ekin'e destek
• ANKARA (ANKA) — Memurlara verilen yüzde
25'lik zammı protesto amacıyla Kamu tşçileri Sendikası
tarafından Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampusu'nda
duzenlenen etkinlik sırasmda Grup Ekin üyelerinin de
gözaltına alınması kınandı. Aralarında Grup Yorum'un
da bulunduğu tiyatro ve müzik sanatçılanndan oluşan
bir grup tarafından yapılan ortak açıklamada, "Bu olay,
ülkemizde özellikle devrimci, Uerici sanatçıların
karşılaştıkları ilk olay değildir. Toplumun sorunlanna
duyarlılık gösteren, bu sorunlara destek veren tüm
sanatçılar bu tür baskılarla her zaman karşılaşmışlardır"
denildi. Açıklamada, aralannda Grup Ekin ttyeleri Metin
Turan, Özgür Baharlı, İhsan Cibelek ve Oğuz Tüzün'ün
de bulunduğu memurlann serbest bıraküması istendi.
Şıvgın'dan zeytin dah
• ANKARA
(ANKA) —
Sağlık Bakanı
Halil Şıvgın,
tabip odaları
ile arasındaki
soğukluğu
giderme
yolunda iki
hamle yapu.
Bakan Şıvgın,
bir süre önce
görevden
aünan tabip odalarında yonetici konurnunda bulunan 6
hekimi görevine iade etti. Şıvgın, Baükesir, Bursa ve
Aydm'da görev yaparken başka il veya ilçelere atanan
tabip odası yöneticisi 6 hekimi eski görev yerlerine iade
etti. Ayrıca İstanbul'da memur eylemleri sırasında açığa
alınan 2 hekim hakkında da il idare kurulunca verilecek
kararlar sırasında, bu hekimlerin lehinde oy kullanma
sözü verdi. Şıvgm'm ayrıca başta Istanbul Tabip Odası
Başkanı Prof. Dr. Selçuk Apak olmak üzere bazı tabip
odalarının başkanlanna da "Danışmanlık" önerdiği
bildirildi. Prof. Apak'ın bu öneriyi şartlı olarak
kabulleneceği öğrenildı.
İşkence için suç dııyıınısıı
• tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Yasadışı örgüt
üyesi olduğu gerekçesiyle DGM'de yargılanan Ramazan
Çan'a Uşak'ta gözaltında tutulduğu süre içinde işkence
yapıldığı savıyla Izmir Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla
suç duyurusunda bulunuldu. Suç duyurusunu yapan
sanık avukatı Şahhanım Bozkurt, "İşkence iddiasını
DGM'deki duruşmalarda da dile getirmiş ve suç
duyurusunda bulunmuştum. Ancak herhangi bir işlem
yapılmadı. Bunlar DGM tutanaklannda da yer aldı"
dedi. Uşak'ta gerçekleştirilen "THKP/C Halkın Devrimci
Öncüleri" operasyonunda gözaltına alınan sanıklardan
Ramazan Can'a burada elektrik verilerek üzerinde sigara
söndürülerek işkence yapıldığını öne sûrdü .
Deniz kazası: 1 kişi boguldu
• DİDİM (Cumhuriyet) — Söke ilçesine bağlı Karina
Dalyanı açıklarında içinde 7 kişi bulunan balıkçı teknesi
devrildi, 1 kişi boğularak yaşamını yitirdi, 4 kişinin de
kayıp olduğu bildirildi. 2 kişi yüzerek kurtuldu. Karina
Dalyanı'ndan dün gece Mehmet Arıcı'ya ait bir tekneyi
alan 7 kişi balığa çıktı. 1 mil açıkta fırtınaya yakalanan
tekne devrildi. Teknedekilerden Mehmet Arıcı (52) ve
Aliye Taruner (28) dalgalarla boğuşarak sabaha karşı
sahile çıkmayı başardılar.
ÖLÜM ~
Prof. Dr. İnanç Ayas
• ANKARA (AA) — THK Genel Başkanı Prof. Dr.
İnanç Ayas, dün akşam öldü. Rahatsızhğı nedeniyle bir
süredir Ibni Sina Hastanesi'nde tedavi görmekte olan
Prof. Dr. Ayas, 19.45 sıralannda vefat etti. 1942 yılında
Karabük'te doğan Ayas, 1966'da Ankara Üniversitesi Tıp
Fakültesi'nden mezun oldu. Hacettepe Üniversitesi T\p
Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü'nde ihtisasını
yaparak uzman olan Ayas, Acil Yardım ve Travmatoloji
Hastanesi'nde klinik şefliğinde bulundu. Gazi
Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde doçent ve profesör olan
Ayas'ın yurtiçinde ve dışında yayınlanmış Türkçe ve
yabancı dilde eserleri bulunuyor.
AÇIKLAMA
• Gazetenizin 23.7.1990 günlü sayısının 16. sayfasında
"Çöpçülerle El Ele" başlıkh haberinde "Yalova'da bir
grup çevreci çevre kirliüğini protesto etmek amacıyla
Yalova sahillerinde çöp toplayarak sessiz bir yürüyüş
yaptı" ardından "Grup adına açıklama yapan Erkan
Kaya" denilerek adıma atfen bir açıklama yer
almaktadır. Ben çevreci değil sosyalistim, Bu "yanlışın"
bir dikkatsizlik sonucu olma ihtimali olmakla birlikte
gerçekte bundan kaynaklanmadığına, özellikle son
aylarda sosyalist aydınların açıklamalarına görüşlerine
yer vermemeye özel bir önem gösteren gazetenizin
sosyalistleri dışlayan tavnrun bir parçası olduğuna
inanıyorum. Kaldı ki dikkatsizlik, gazetecilik
duyarlılığıyla bağdaşmayan bir tutumdur. Nedeni her ne
olursa olsun yarattığı izlenim, sosyalistlere karşı
haksızhğında ötesinde bir tutumdur. Bu nedenle bu
düzeltmenin basın kanununun 19. maddesi hıikümlerine
göre gazetenizin aynı sayfasında aynı sutun ve aynı
puntolarla yayımlanmasını rica ederim.
ERKAN KAYA
Türkiye'nin kentsel arsa sorununu çok ağır bir biçimdeyaşadığını söyleyen Karayalçın:
Kentsel toprak reformu zorunluHaber Merkezi - Ankara Bü-
yûkşehir Belediye Başkanı Mu-
rat Karayalçın, büyük kentlerde
gecekondulaşma hızının iyice
arttığına dikkat çekerek gece-
kondu yapımının önüne ancak
kentsel toprak reformuyla geçi-
lebileceğini söyledi. Karayaİçın,
kentsel toprak reformunda
ucuz ve altyapılı kente arsa ü-
retiraini kastettiğini belirterek
Ankara Elvanköy ve Erya-
man'da gecekondu vapımına
yönelen ve yönelebilecek kitle
de dahil olmak üzere 15 bin ko-
nutluk bir proje başlattıklannı
belirtti. Türkiye'nin kentselar-
sa sorununu çok ağır bir biçim-
de yaşadığına dikkat çeken Ka-
rayalçın, derhal çalışmalann
başlatılması gerektiğini söyleye-
rek aksi halde "Türkiye'ye karşı
yeni bir gfinah işJenmiş olacağı-
m" vurguladı.
Ankara Büyükşehır Belediye
Başkanı Murat Karavalçın'a
Cumhuriyet'in yönelttiği soru-
lar ve yanıtlan şöyle:
- Sayın Karayalçın, Türki-
ye'de yaşacılan gecekondu olay-
larını nasıl değerlendiriyorsu-
nuz?
KARAYALÇIN - İşin aslı
kentleşmeyle, kentsel arsa üreti-
miyle ilgilı. Türkiye'de kentleş-
me hızı akıl almaz ölçülerde artı-
yor. 1950'den bu yana Türki-
ye'nin hızla kentleştiğini ve
kentleşmenin asıl yükünü o dö-
nemlerin çektiğini söyleyegel-
dik. Ama kentlesme asıl olarak
1980'li yıllarda yeni bir ıvme ka-
zandı. 1950-60.60-70,70-80 yıl-
lan arasında kentieşme hızına
baktığımızda, onar yıllık dilim-
ler itibanyla 5 puanlık. 6 puan-
lık, bilemediniz en çok 7 puanlık
artışlar olduğunu görûyoruz.
Ama I980'den sonra durum de-
ğişiyor. 1980 yılında Türkiye
nüfusunun %43'ü kentlerde ya-
şıyor. 1985 yılında, kentlerde
yaşayan nüfusoranı %53'eçıkı-
yor. Yani 5 yılda 10 puanlık bir
artış. Eskiden 10 yılda 5-6 puan-
hk bir artış olurken şimdi 5 yılda
10 puanlık bir artış oluyor. 1990
yılında yapılacak olan nüfus sa-
yımında bu oranın %63, %65
düzeyine çıkacağmı tahmin edi-
yoruz. Bu, 10 yılda 20 puanlık
bir artış olması demektir. Eğer
bu eğilim sürerse, 21. yüzyıla
girdiğımizde Türkiye nüfusu-
nun %85'ininkentlerde yaşadı-
ğını göreceğiz. Nüfusun yalnız-
ca %15'i kırsal alanda olacak.
1990'h yıllarda yeni bir 20 puan-
lık artışla karşı karşıya kalaca-
Aynı konuda yapılan bir baş-
ka değerlendirmeye göre, gele-
cek 10 yılda, yani 199O'lı yıUar-
da Türkiye'nin kent diye adlan-
dırdığımız beldelerine 25 mil-
yon insan daha eklenecek. Bu
insanlann 199O'lı yıllarda ko-
nut gereksinmesi, değişik metre-
zinönerileriniz neler?
KARAYALÇIN - Türkiye,
bugüne kadar yaşamış olduğu
ve son > ıllarda giderek yoğunla-
şan kentsel"sorunları gelecek 10
yılda yaşamamak için. kentsel
toprak reformu yapmak zorun-
dadır. Kentsel toprak reformu
yapılmaksızın, bu sorunlan aş-
ma olanağı yok. Aslında kentle-
nmizde bir anlamda gecekondu
olgusu ile fiilen. kentsel toprak
reformu yaşanmakta. Ama bu
biçimiyle bunu onaylamak ola-
naksız. Eğer 195O'li ve 196O'lı
yıllarda kırsal toprak reformu
yapılmış olsaydı. Türkiye'de
kentleşmenin yaratmış olduğu
KARAYALÇIN -Türkiye'de
kentleşmenin daha çok Sam-
sun-Ankara hattının batısında-
ki yerlerde hızlanacağını biliyo-
ruz. Aşağı yukan hangi kentler-
de yoğunlaşma olacak onu da
biliyoruz. Ben, buralar için, bir
Kainulastırma Ana Planı hazır-
lanmahdiyedüşünüyorum. Her
yıl, Türkiye'de kentleşmenin
yoğunluk kazanacağı yerlerde
25 bin, 30 bin hektarlık alanın
kentsel kullanıma açılması ge-
rektiğini söylemiştik. Bunlar
nasıl dağılıyor? Örneğin, Anka-
ra için her yıl 300 hektara gerek-
sinme var. Ankara'yı her yıl 300
hektar kurtaracaktır. Bu İstan-
diği planlama sisteminden, bu
bölgeler itibanyla, fiziksel plan-
lama sistemine geçmelidir.
Üçüncü olarak topraklann
kamulaştınlmasıyla ilgili ola-
rak yeni bir hukuk ve finans-
man modeli kurulmahdır.
Dördüncüsü örgütlenme mo-
delidir. Bu çerçevede konutla-
nn nasıl yapılacağı ve nas-ıl kre-
dilendiriieceği ortaya konulma-
lıdır. Bu çalışmalann tümünü.
kentsel toprak reformuçerçeve-
sinde görüyorum. Kuşkusuzele
alınacak başka konular da var.
örneğin, göç veren bölgelerde
göçü azaltıcı önlemlerin alın-
ması gibi.
Türkiye'nin böyle bir
sistemle kentsel toprakları
kamulaştırması olanakh
değil. Bu sorunun çözümü
için öncelikle anayasada
değişiklik yapılması
gerekiyor. Vergiye esas
olan değerle kamulaştırma
değeri arasında bir uyum
olmalı.
Gecekondu olayı, barınma
için büyük ölçüde
gereksinme duyulan ucuz
ve altyapılı kentsel
arsalann üretilmemesinden
kaynaklanıyor.
karelerde, 5 mil>on adet olacak.
Aynca gelecek 10 yılda Türki-
ye'nin 3 milyar m2 yeni kentsel
toprağa gereksînmesı olacak.
Yıllar itibanyla baktığımızda,
her yıl ortalama olarak 2,5 mil-
yon insanın kentlere geleceğini,
her yıl ortalama olarak beyüz
bin konuta ve her yıl, yine otala-
ma olarak, 30 bin hektarlık yeni
kentsel toprağa gereksinme ol-
duğunu görûyoruz. Türki-
ye'nin gelecek on yıldaki kent-
İeşme tablosunun önemli bir bö-
lümü böyle. Gecekondu olayı-
nın bugününü ve yannını bu
çerçevede değerlendirmek gere-
kiyor.
-Peki. bu tablo karşısında si-
sorunlar bu denli yoğun olmaz-
dı. Kentlehmiz bu denli büyük
baskılarla karşı karşıya kalmaz-
lardı. Ama o yapılmadı. tnsan-
lar kenılere göç ettiler. Bir an-
lamda kentlerde gecekondulan-
nı yaparak toprak reformunu fi-
ilen gerçekleştirdiler. Ve değişik
dönemlerde çıkartılmış olan
imaraflanylada. tapu verilerek
fıili toprak reformu yasallaştı-
nldı. tescil edildi. Oysa toprak
reformu fiili yerine; yasal, dü-
zenli. planlı bir kentsel toprak
reformu vapılmalıdır.
- 'Kentsel toprak reformu ya-
pılmalı' diyorsunuz. Neler yapıl-
malı kentsel toprak reformunu
gerçekleştirebilmek için?
bul'da çok daha büyük. Iz-
mır'de, Denızli'de Antalya'da,
göç alan öteki merkezlerde daha
farklı büyüklükler olacaktır.
Bu, işin miktarla ilgili yönü. Ay-
nca, toprak çalışmalarına daya-
lı olarak, hangı tür topraklann
kamulaştırılacağı, hangi tür
topraklann kentsel kullanıma
açılacağı bilinmeli. Bu, özellikle
doğal gûzellikler \e tanmsalaçı-
dari önem taşıyan topraklann
kentsel kullamma kaptınlma-
ması için çok önemli bir çalış-
ma.
Kamulaştırma ana planının
dışında ikinci olarak bölgesel,
fiziksel plan >apılmah. Türkiye
parasal büyüklülerin ifade edil-
- Mevcut kamulaştırma yasa-
sıyla bu çalışmalann ynrütüune-
si olanakh mı?
KARAYALÇIN - Bu konuda
çok ciddi sorunlar yaşıyoruz.
Ben genellikle mevzuatın dar-
boğaz olarak görülmesinden
yana değilim. Ama burada cid-
di bir darboğaz var. Türki-
ye'de, kentlerimizde 1 m2 top-
rağın dört farklı fıyatı var.
Birincisi serbet alışveriş bede-
lidir. Piyasa bedeli diyelim bu-
na. tkincisi. emlak vergisine
esas oluşturan fiyat. Üçüncüsü.
kamulaştırma karan alındığın-
da, burada kamulaştırma bede-
lini saptamak üzere kurulan ko-
misyonlann saptamışolduğu fı-
İnönü, Meclis'in acilen toplanmasını istedv
Bu seçim 26 Mart'ı değiştirmezSHP lideri tnönü, "Bu seçimin, genel siyasete bir yön
vermesi, genel siyaset açısından 26 Mart'ta ortaya
çıkmış olan durumu değiştirmesi söz konusu değil.
Erken seçimin şart olduğu durumhâlâ karşımızda" dedi.
lç Politika Senisi — SHP Genel Baş-
kanı Erdal tnönü, 19 ağustos seçimlennin
Türkiye'nin önemli sorunu olmadığını be-
lirterek, "Bu seçimin gend si>asete yön
vermesi, genel siyaset açısından 26 Mart'-
ta ortaya çıkmış olan durumu değiştirme-
si söz konusu degil" dedi.
tnönü, SHP il örgütünce önceki akşam
gazete yöneticilerine verilen yemekte yap-
tığı konuşmada, "19 agustos secimleri
Türkiye'ııin önemli meselesi degil" diye ko-
nuştu. tnönu'nün konuşması ve sorulara
verdikleri yanıtlar, konulanna göre şöyle:
Irak-KHve^t: Irak'ın Kuveyt'e hücum
etmesi hiçbir şekilde tasvip edilmeyecek bir
olay. Başbakan'ın 'endistyle karşılıyonız'
sözlerini çok yetersiz buluyoruz. Âdeta
1936'larda yükselen bir ülkenin etrafına
saldırarak egemenliğıni yayma hikâyesini
şimdi Irak'ın yaptığını görüyoruz. Bu, teh-
likeli bir eğilim. Buna başında dur demek
lazım. Bugün Ortadogu'daki ülkelerin gücü
böyle bir harekete dur diyecek ölçüde de-
ğil. Dolayısıyla bu durum bir müddet de-
vam edecek. öyle anlaşılıyor. Başbakan
>
OrtadoŞu'dald gerilimi arttıracak bir
eğilim' diyor. Yalnızca öyle değil. Bir ülke
başka bir ülkeye hücum ediyor. Gerilim,
yani Irak yann 'biz anlaştık, gerilim
artmadı' dese bunu kabul mü edeceğiz? Bir
ülkenin topraklannı başka bir ülke istila
ederse bunu, gerilim artsın artmasm, o ayrı
hikâye 'böyle bir şeyi kabul etmiyoruz' de-
mesi lazım.
\% igPrtM Mçtalerl: Bayrampaşa «e
Etimesgut'ta yapılacak seçimler, SHPTi be-
lediye başkanlanmn başarılı hizmetlerini
göstermek açısından çok önemlidir. Yok-
sa bu seçimin genel siyasete bir yön ver-
mesi, genel siyaset açısından 26 Mart'ta or-
taya çıkmış olan durumu değiştirmesi söz
konusu değil. 26 Mart'ta ortaya çıkan du-
rum devam ediyor. Bu iktidann bir an ev-
vel gitmesi gerektiği ve onun için bir erken
seçimin şart olduğu durumu hâlâ karşımız-
da.
OzaTuı Jı—lnBHIıllfll Cumhur-
başkanı özal'ın hareketleri deraokratik ge-
leneğe sığmıyor. "Ben siyasetten geldim.
Benim tanıfsızlık anlayışım başkadır" di-
yor. Boyle bir şey yok. Tarafsızlığın belli
bir tarifı var. Şimdi bastaki insan bu ka-
dar ters bir yorumla işe girişirse onun et-
rafındaki herkes bir şekilde normlann dı-
şına düşüyor. Butün bu kargaşanın teme-
linde aslında Sayın özal'ın demokrasinin
alışıhmş geleneklerine uymayan anaya&a-
yı hiçe sayan davranışları yatıyor. Onun
için benim arkadaşlanma söylediğim hep
şu: Birbirimizle kavga etmeyelim. Tartışma-
yalım. Biz tuhaf durumlara düşüyorsak bu-
nun temelinde Sayın özal'ın demokrasi dısı
hareketleri var. Onu her zaman hatırlaya-
lım ve halka hizmet yolunda muhalefeti-
mizi de en ciddi şekilde yaparak ilk seçimde
iktidar olma hedefimizden şaşmayurak er-
ken seçim istemeye devam edelim.
Asel T\
T
: Anayasa değişikliği konusun-
da arkadaşlarımız çalışıyorlar. Grupta ko-
nuşacağız ve anayasa değişikliği konusunda
dayatacağız. Dolayısıyla biz muhakfet ola-
rak dimizden geleni yapıyoruz.
SHP Meclis'in olağanüstü toplanmasını istemişti
Erdem başvuruyu reddettiANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — TBMM Başkanı Kaya Er-
dcm, SHP Genel Başkanı Erdal
tnönü'nun dış politika ve Olağa-
nüstü Hal Bölgesf ndeki gelişme-
leri görüşmek üzere TBMM'nin
olağanüstü toplantıya çağnlması
yolundaki başvunısunu kabul et-
medi. Erdem, toplantı için yeter-
li imza sağlanması durumunda
gereğini yapacağım söyledi. SHP
Genel Başkanı İnönü, Meclisin
toplanması istemlerinden vazgeç-
meyeceklerini söyledi. DYP Ge-
nel Başkanı Süleyman Demirel,
bu konuda SHP'ye imza desteği
vermek yerine ortak hareket at-
meyi tercih edeceklerini açıkladı.
SHP'nin önceki gün yaptığı is-
teği danışmanlan ile birlikte de-
ğerlendiren TBMM Başkam Ka-
ya Erdem, TBMM'nin cumhuriyet
tarihinde Meclis Başkam tarafın-
dan doğrudan 4 kez toplantıya
çağnldığını, bunlann tümünün de
1961 Anayasası'ndan önce gercek-
leştiğini belirledi. Buna göre
TBMM'nin başkan tarafından
olağanüstü toplantıya çağrılma
nedenleri ve tarihleri şöyle:
24 Ekim 1934'te Yugoslavya
Kralı Aleksandr'ın oldürulmesi,
30 Temmuz 1936'da Montreux
Sözleşmesi'nin görüşülmesi, 11
Kasım 1938'de AtatürVün ölümü
nedeniyle, (o tarihte yürürlükte
bulunan anayasa, cumhurbaşkan-
lığı boş kaldığında Meclis tatilde
ise başkan tarafından hemen top-
lantıya çağnlmasını öngörüyordu)
ve 23 Şubat 1945'te Almanya ve
Japonya'ya savaş ilan edilmesi.
TBMM Başkanı Kaya Erdem,
konuya ilişkin Cumhuriyet'in so-
rulannı yamtlarken, "Eğer ben
partilerarası veya basın partilera-
rası ya da basın-hükümet arası
Urtışına konıüanBda TBMM'yi
rfscntoplantıyaçagınrsam taraf-
nzlık ilkeme ters olurdu. Bu ko-
oularda taraf oimuş gibi bir vazi-
yete düşerdim" dedi. Alınan bil-
gilere göre Erdem, bu yoldaki dü-
şüncelerinı SHP Grup Başkanve-
kili Hasan Fehmi Guneş'e de ilet-
tı.
tnönti'ye yanıt
Erdem, tnönü'ye gönderdiği va-
zıda da TBMM'nin başkanlık ta-
rafından olağanüstü toplantıya
çağnlmas! yetkisinin "hassasiyetJe
Inllamlması gereken" bir yetki ol-
duğunu belirterek genel görüşme
yapılması istenen konularda, ka-
muoyu ve basında, siyasi parti
gruplan ile hükümet arasında de-
ğişik görüşlerin olduğunu arum-
sattı. Erdem şöyle devam etti:
"Takdir buyndacağı gibi böyle
bir dnmmda başkanhğnnızın ktn-
dUiğiaden çağnda bulunmasınıa,
partilerüstii konomu ile kuvwüer
aynbğı Okedııe önccKkle özen (ös-
tennek dnrumunda olan TBMM
Başkanlığı'nın tarafsızhgına göl-
ge düşürecek yonımlara neden
olacağı şüphesizdir. Başhanbğınn-
an gecnuş uygulamalan da bu an-
layışı teyiı etmektedir.'
Erdem, Meclis'in toplantıya
çağnlması için yeter sayı olan 90
imzamn toplanması halinde ana-
yasa ve ictüzük uyannca gereğini
yapacağım belirtti.
Erdem'in toplantı istemini "yc-
terii imza sağlanamadığı" gerek-
çesiyle geri çevirmesi üzerine mu-
halefet ortak tutum belirlemeye
çalışıyor. SHP Genel Başkanı Er-
dal İnönü, TBMM'nin olağanüs-
tü toplanması yolundaki istemle-
rinden vazgeçmeyeceklerini bildir-
di. Erdem'in Meclisi toplantıya
çağırmak istemediğini belirten
tnonu, "Bu dunımda biz, millet-
vekillerimiz aracılığıyla ve imza-
sıyla Meclisi toplantıya çağıraca-
ğız. Tabii şimdi biraz zaman ala-
cak, ama çağıracağız" dedi. tnö-
nü şöyle konuştu:
"Türkiye'nin önemli sorunian
adeta bu seçimler dolavısıyla
unutturuluyor. tki önemli konu-
da Meclisi topiaması gerekiyor.
Birincisi dış politika, son gelişme-
ler karsısmda Türkiye'nin yapma-
sı gerekenleri Mecliste konuşalım
istiyoruz. Bir de Güneydoğu'da
tırmanan hareketler. Güneydo-
ğu'da durum daha da kotiüeşiyor,
bu konuda bize açıklama yapma-
lannı istiyoruz. Meclisin, Türki-
ye'nin en önemli sonınlanna sa-
hip olduğuna göstermek isöyo-
mz."
DYP Genel Başkam Süleyman
Demirel, TBMM'nin toplanması
için SHP'nin imza girişimine des-
tek vermek yerine ortak hareket
etmeyi tercih edecekierini söyledi.
TBMM Başkanı Erdem'in böyle
önemli bir konuda Meclisi toplan-
tıya çağınnası gerektiğini belirten
Demirel, "Meclis başkanı yetki-
sini bu gibi olaylar karsısmda kal-
lanmayacak da, ne zaman kulla-
nacak?" diye sordu. Demirel şöy-
le dedi:
"Gayet tabii ki SHP isterse on-
larla birlikte müştertk bir genel
görüşme istemek yoluna gidilcbi-
lir. Yani imza tamamlamaktan A-
vade beraberce genel görüşme is-
temek prosedüru daba uygun
olnr."
Bu durumda SHP'nin önümüz-
deki günlerde DYP grubu ile iliş-
kiye geçerek TBMM'nin toplantı-
ya çağnlması için destek isteyece-
ği bildiriliyor. SHP'li milletvekil-
leri, geçen günlerde olağanüstü
toplantı için geldikleri Ankara'da,
ikinci bir olağanüstü toplantı çağ-
rısı için grup başkanlığına imza
vermişlerdi. Buna göre muhalefet
hac felaketi konusunda geçen
günlerde olağanüstü toplantıya
çağnlmasındaki gibi hareket ede-
cek. Grup başkanvekillerinin bir
araya gelmesi, ardından hazırlana-
cak ortak metinle TBMM Baş-
kanlığı'na başvurularak olağanüs-
tü toplantı istenecek.
Güzel: ANAI^ Özal'ın mülkü değilANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — ANAP genel başkan aday-
larından Hasan Celal Güzel,
Cumhurbaşkanı lurgut Özal'ın
Genç Kalemler Dergisi'nde yer
alan "ANAP'ta bize karşı cıkmak
aptalhk" biçimindeki uyarüannı
sert bir biçimde eleştirdi. Hasan
Celal Güzel, Cumhurbaşkanı
Özal'ın ANAP üzerinde büyük bir
emeği ve hakkı bulunduğunu be-
lirterek, "Ama bu da ANAI"ı
Özal'ın mülkü haline getinnez"
dedi.
Güzel, Cumhuriyet muhabiri-
nin sonısu üzerine özal'ın açıkla-
malannı değerlendirirken, Özal'-
ın "Ancak benim icazetimi, izni-
mi alan ve bana boş görünen, bir
yere gelebilir" tavrının yanlı> ol-
duğunu kaydetti.
Cumhurbaşkam özal ve ailesi
ile hiçbir husumeti bulunmadığı-
nı da ifade eden Güzel. sövle
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ı "ANAP'ta bize
karşı çıkmak
aptalhktır" şeklindeki
uyariları nedeniyle sert
bir dille eleştiren Güzel,
"Yeni bir çağın
eşiğinde, demokratik bir
ülkede, kişilerin keyfi
arzuları değil, kitlelerin,
oy sahiplerinin, tabanın
ve teşkilatların arzuları
gerçekleşmelidir'' dedi.
konuştu:
"Benim, Sayın Özal ve yakınla-
nna hiçbir düşmanlığım ve husu-
metim yok. Aksine kendisi ile 20
yıllık bir oağımız var ve son yılla-
ra kadar münasebetlerimizde hep
actk, mert, dünıst ve vefab oidum.
Hiçbir zaman bu iHşkileriraiz yag-
cılık çercevesinde olmamışür.
Dogruyu soyteroe, yol göiterici
mesajlar verme ccrçevesude ol-
muştur. Aksini kimsc iddia ede-
mez. Ancak daha önce olduğu gi-
bi şimdi de yapılan hata ve yan-
lıslıklan ortaya koymakun vaz-
gecmem mümkMn değildir.
Benim, Sayın Özal'ın şahsına
veya ailesine herhangi bir tenki-
dim yoktur. Yaptığım değeriendir-
meler belirli bir bukuk ve anaya-
sa sistemi içerisinde, Cumhurtrâş-
kanhğı makamı ile ilgili, Türkiyei
nin ve ANAP'ın daha iyi yöneül-
mesi ile ilgili değeriendirmelerdir.
Kimsenin şahsuu beikf almadım."
>u kadarını soyleyeyim ki, ye-
ni bir cağın eşiğinde, demokratik
bir ulkede, kişilerin keyfi arzula-
rı değil, kitlelerin, oy sahiplerinin,
tabanın ve teşkilatların arzulan
gerçekleşmelidir. Teşkilatlar da ki-
şilerı Mipa atarak değil, onlara oy
»ererek va da vermeyerek demok-
ralik şekilde lavıriaı'inı ortaya ko-
\ariar."
yat. Dördüncüsü de, topragı
kamulaştınlan insanlann dava
açarak tespit ettirdikleri yeni fı-
yat. Yani tezyidi bedel denen
şey.
Ben Ankara'dan buna birkaç
örnek vereyim. örneğin, ivedik
bölgesinde bir m2 arsamn piya-
sa fıyatı 9600 liradır. 86-89 dö-
nemi için vergi değeri ise 2000 li-
radır. Üçüncü olarak yine aynı
arsamn 1987 yılında yapılan ka-
mulaştırması için 1800 liralık
değer saptanmıştır. Ama, dör-
düncü olarak değer arttınmı
davası sonucu saptanan değer,
aynı yer için, 33 bin liradır. Bir
başka örneği de Ankara'nın ye-
ni gelişen Tanyeri Cadde-
si'nden vereyim. Burada vergi
değeri 75 bin lira iken, bedel art-
tınmı ile alınan bedel 1 milyon
100 bin liraya çıkmıştır.
- Bu konuda sizin çözüm öneri-
leriniz neler?
KARAYALÇIN - Türki-
ye'nin böyle bir sistemle kentsel
topraklan kamulaştırması ola-
nakh değil. Bu sorunun çözümü
için öncelikle anayasada deği-
şiklik yapılması gerekiyor. Ver-
giye esas olan değerle, kamulaş-
tırma değeri arasında bir uyum
olmalı. Kuşkusuz yanlışhklar
yapılabilir. O nedenle bedel
yanhş saptandıysa bedel arttın-
mı davası açılabilir. Ancak, bu-
radaki bilirkişilik sisteminin
çok ciddi olarak gözden geçiril-
mesi gerekiyor. Aynca kamu-
laştırma bedeli ile arttınlan be-
del arasındaki farkm bir bölü-
mü belediyece arttınlabilmeli-
dir. Tanyeri Caddesi örneğinde
görûldüğü gibi. emlak vergisi
değeri 75 bin lira, bilirkişilerin
saptadığı ise bir milyon lira. Bu
kadar farklılık olamaz. Türkiye
bu sistemle bu sorunu aşamaz.
Eğer gerekli önlemler alınmaz-
sa. önümüzdekı yıllarda yeni
topraklann kentsel kullanıma
açılması daha da zorlaşacaktır.
- Peki, kentsel toprak üretüni-
nikimyapacak?
KARAYALÇIN - Bu, kuşku-
suz yerel yönetimin işlevıdir.
Ama bu aşamadan sorun. yerel
yönetim mi yapsm, merkezi yö-
netim mi yapsın sorunu değil.
Gecekondu olayı, büyük ölçüde
gereksinme duyulan ucuz ve alt-
yapılı kentsel arsalann üretile-
memesinden kaynaklanıyor.
Bannma için gereksinme duyu-
lan ucuz ve altyapılı arsa, yete-
rince üretilse, yeterince arz edi-
lebilse. sorun çok büyük ölçüde
çözülür. Eğer bir mal kıtsa, o
mal ne olursa osun. burada kıt-
lık rantı doğar. O kıtlık rantını
da birileri dağıtır. Döviziniz
yoksa. burada karaborsa do-
ğar. Bu bir mafya işidir. Arsanız
yoksa, orda da aynı şey yapılır.
Bugün. eğer iddialar doğnıysa.
kıyı kentlerimizde bir takım
gruplar teknik elemanları aracı-
lığıyla arsa tahsisi yapıyorlar.
Eğer kamu, yerel yönetim ola-
rak merkezi yönetim olarak, ar-
sa tahsisi yapamazsa, birileri ge-
lirler, kamunun elindeki arsala-
nn tahsisini yaparlar.
Bu konuda son olarak şunu
söyleyeyim. Kaçak yapılaşmayı
yalnızca en alt gelir grubu yap-
mıyor. Üst gelir gruplannın da
benzer uygulamalan var. O ne-
denle kentsel arsa üretımi tüm
gelir gruplannın gereksinmesini
karşılayabilmelidir.
- Gecekondu yapımının önüne
geçmek için önerdiğiniz yol,
kentsel toprak reformu. Yani ye-
ni, ucuz > e altyapılı kentsel arsa-
lann ürerilmesi. Siz, Ankara Bü-
yükşehir Belediyesi olarak bu
çerçevede neleryapıyorsunuz?
KARAYALÇIN - Anka-
ra'nın her yıl 20-25 bin konuta
ve biraz önce dediğimiz gibi 300
hektarlık yeni kentsel toprağa
gereksinmesi var. 20-25 bin ko-
nutluk gereksinme içinde farklı
gelirgruplan var. Bizim Ankara
Büyükşehır Belediyesi olarak il-
çe belediyelerimizle birlikte gö-
revimiz, bu gelir gruplannın ge-
reksinmelerine uygun ölçüde bu
300 hektarlık arsayı kentsel kul-
lanıma açmaktır. Şir kısrmmn
altyapısı Sayın Altınsoy döne-
minde yapılan 420 hektarlık bir
alanı. geçen hafta hemşehrileri-
mizin kullanımına açtık. Ama,
"tş yapan herkesin yaıunda ola-
cağız" dıyenlerin engeliyle kar-
şılaştık Elvanköy ve Erya-
man'da gecekondu yapımına
yönelen ve yönelebilecek kitle
de dahil olmak üzere 15 bin ko-
nutluk bır projeyi başlatük.
Özellikle 1 milyon peşinveonyıl
taksitle altyapılı arsa satışı, ge-
cekondu yapımına çok ciddi bır
alternatif olusturacakür. Şimdi
Maliye Bakanlığı'nın getirdiği
engelleri aşmaya çalışıyoruz.
Önümüzdeiki aylarda, Anka-
ra'da gecekondu yapımına ater-
natif olarak düşündüğümüz bir
başka projeyi Altındağ beledi-
yemizle birlikte Karapürçek
alanında başlatacağız. Orada
altyapılı ve subasmanı yapılmış
arsa dağıtmayı düşünüyoruz.
Ben, ilk kez "Kentsel toprak re-
form«" sözcüğünü V Haziran
1981'de Batıkent'in arsalannın
bir bölümü Kent-Koop'a veri-
lirken duzenlenen törende söy-
lemiştim. Aradan 9 yıl geçti.
Şimdi Türkiye kentsel arsa so-
rununu çok ağır bir biçimde ya-
şıyor. Bir 9-10 yıl daha geçme-
meli. Türkiye'ye karşı yeni bir
günah işienmişolur.
Bayındırlık ve tskan Bakanlı-
ğı'nı bu konuda özel bir ihtisas
komisyonu kurarak meslek
odalannın, ilgili sivil toplum ör-
gütlerinin ve belediyelerin yer
alacağı. kentsel toprak reformu-
nu hedefleyen bir çalışma baş-
latmaya çağınyorum.
\