Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 AĞUSTOS 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/5
Yerli 'Roger Rabbit'
• ANKARA (AA) — Steven Spielberg'in yapımcılığını
üstlendiği, Roger Zemeckis'in yönettiği, çizgi roman
kahramanları ile sinema sanatçılanm bir araya getiren
"Roger Rabbit" adiı filmin bir benzeri Türkiye'de
hazırlanıyor. Türkiye'de ilk kez denenen 18 dakikalık
yapımı grafik sanatçısı Şener Demirkol ve dört arkadaşı
gerçekleştiriyor. Konservatuvar öğrencileri ile sevilen çizgi
roman kahramanlarının birlikte rol aldığı film, çocuklara
belli bir gülmece anlayışı içinde diş sağhğı ve bakırru
konusunda bilgi veriyor. Milli Eğitim Bakanhğı
yetkilileri, bakanlığa bağlı Film Radyo ve Televizyonla
Eğitim Merkezi tarafından hazırlanan yapımın basılı
örneklerinin 200 milyonluk maliyetine karşılık 15 milyon
liralık bir harcamayla tamamlandığını belirttiler.
Yetkililer, önümüzdeki günlerde tüm illerin milli eğitim
müdürlüklerine yollanacak yapımm televizyondan da
gösterileceğini kaydettiler.
'KarartmaTı protesto
• BOSTON (AP) — Boston Senfoni Orkestrası
müzisyenleri enstriimanlannı akort ettikten sonra tek bir
nota çalmadan yere bıraktılar. Bir Shakespeare gösterisi
sırasmda ışıklar aniden söndü. tşsiz kalmış balet ve
balerinler bir mumlu protesto gösterisi düzenlediler.
Berkshire Hills'te geleneksel bir sanat festivalinde rol
alan müzik, tiyatro, opera ve bale gösterileri sunan 30
kadar grup geçen cumartesi saat tam 20.30'da hükümetin
düşük ücretlerini ve sansürü protesto etmek amacıyla
gösterilerini durdurdular. 'Karartmalı protesto' üç dakika
sürdü. Protesto gösterisini düzenleyen Berkshire halk
tiyatrosunun sanat yönetmeni Frank Bessel, konuyla ilgili
olarak "Temel düşüncemiz, sanatın bir ayncalık olarak
kabul edilmesi gerektiği, hatta bir seçim konusu olarak
bile kullanılabileceği. Gün geçtikçe daha çok sayıda kişi
sanatı televizyondan izlemeye başhyor ya da hiç
izleyemiyor" dedi.
Müzelerden 14 milyar gelir
• ANKARA (ANKA) — Türkiye'de bulunan müze ve
ören yerlerini ziyaret edenlerin üçte ikisini yabancı
turistler oluşturuyor. Bu yerlerin ziyaretinden elde edilen
gelir de bir yılda 14 milyara ulaştı. Türkiye genelinde
bulunan 146 müze ile ören yerlerini ziyaret edenlerin
sayısı bir yılda 13 milyon 656 bine ulaştı. Bunlann 8
milyonu aşan kısmını yabancı turistler, geri kalanını ise
yerli turistler oluşturdu. Müze açısından en zengin iller
arasında başı çeken İstanbul, ziyaret eden turist
açısından ilk sırada yer aldı. Istanbul'daki müzeleri bir
yıl içerisinde 4,5 milyon turist gezdi. Müze ve ören yeri
ziyaretleri açısından Izmir ikinci, Antalya üçüncü, Konya
dördüncü, Aydın beşinci il ölurken Ankara, sıralamada
gerilerde kaldı.
Becaud 'EylüHe geliyor
• Kültür Servisi — Fransız "chanson"unun önemli
isimlerinden Gilbert Becaud, 8, 9 ve 10 eylül günlerinde
Atatürk Kültür Merkezi'nde konserler verecek. Yapı
Kredi Bankası'nın 46. kuruluş yıldönümü dolayısıyla
Türkiye'ye davet edilen sanatçı, sözlerini kendisinin
yazdığı "Eylül'de" adlı parcasını da söyleyecek. "Bay 100
bin volt" diye tanınan Becaud, bugün 63 yaşında. II.
DUnya Savaşı'nda 17 yaşındayken Direniş Hareketi'ne
kaülan ve daha sonra Nice Konservatuvarı'na devam
eden Gilbert Becaud, önceleri Handikap adlı bir barda
piyanist olarak çaüştı. Edith Piaf la tamştıktan sonra
yolu açılan sanatçı, elinden sakatlanmasından sonra
şarkıcı olarak kariyerine devam etti. 1954'te ise
Olympia'da verdiği konseriyle zirveye tırmanmaya
başlayan sanatçının 180 şarkısını bir arada toplayan 9
compact disci yayımlandı. Becaud "Legion d'Honneur"
sahibi.
Foca sanat günleri
• FOÇA (Cumhuriyet) — Foça Belediyesi Kültür Sanat
Günleri çerçevesinde Talip Apaydın gecesi yapıldı.
Gecede izleyicilerin sorularını yarutlayan Apaydın,
"Gerici ve baskıcı bir yönetimin iktidar olduğu gelişmiş,
medeni bir toplum göremezsiniz" dedi. Gecede yaptığı
konuşmada, geri yönetimlerin olduğu yerde, toplumlann
da hep geri kaldığını belirten Apaydın, "Insanlık mağara
devrinden bu yana sürekli bir gelişim içerisindedir. Bu
gelişimi engellemenin de olanağı yoktur. Ancak ileri
yönetimlerin olduğu yerlerde bu gelişme daha hızh olur"
dedi. Talip Apaydın, Koy Enstitüleri ile ilgili bir sonı
üzerine sözü dönemin ilköğretim şube müdürlerinden
Ferit Oğuz Bayır'a bıraktı. Bayır, Atatürk ilke ve
devrimlerine sıkı sıkıya sarılmanın Köy Enstitüleri
anlayışını eğitimde ilke edinmenin, gelişme için zorunlu
olduğunu ileri sürerek "Bugün Atatürk'e sahip
çıkmazsak yarın karanlık olur" diye konuştu.
LİSKUR
DERSANESİ
ANADOLU
LİSELERİNE VE
KOLEJLERE
HAZIRLAR
"DOĞRU'YU SEÇMEK
İÇİN LİSKUR'U
SEÇİN"
Sinema DestekFonu'nunyü7jde8'idıştanıtımaaynldı
TURKFILM4
el kapılannda'
İKadıköy Söğütlüçeşme Cad. No: 123 Tet: 349 18 24-25
|Erenköy (Kantarcı) Rıza Sok. No: 10 Tel: 359 30 68
363 77 86
SESAM bünyesinde
kurulan TÜRKFİLM'in
yöneticiliğinden ayrılan
Vecdi Sayar, SESAM
Yönetim Kurulu'yla
aralannda 'yaklaşım
farkı' olduğunu
belirterek şunları
söylüyor:
"Festivallerden çağrı
alan bir filmin otomatik
olarak devlet desteğine
kavuşması
TÜRKFİLM'in görevi
olmalıdır. Oysa
arkadaşlarımız objektif
ölçütler yerine kişisel
tercihlerini
kullanıyorlar."
ANNA TURAY
"Dışa acüma" öteden beri Tttrk
sinemasının en büyük sıkıntüann-
dan biri. Dış pazarlarda, ulusla-
rarası festivallerde daha etkin ola-
bilmek, daha çok "satıcı" kimli-
ğiyle belirebilmek, hiç değilse ca-
ğın koşullanna uygun biçimde ta-
nıtım etkinlikleri gerçekleştirmek,
yalnızca Türk sinemasının gelişi-
mi için değil Türkiye'nin kültürel
kimliğinin tanıtımı için de anlam
taşıyor.
TÜRKFlLM işte bu gereksini-
mi yerine getirmek amacıyla
Kültür Bakanhğı tarafından 1990
yılının ocak ayında kuruldu.
Ozerk bir yapı taşunası gerektiği
savıyla, SESAM bünyesinde ku-
rulan ve bir danışma kurulu ile ça-
hşan TÜRKFlLM'in yöneticiliği-
he ise sinemamızın "Evliya Çde-
bi"si Vecdi S«ymr getirildi.
Yıllardır Türk sinemasının ta-
nımmı neredeyse "tek kişilik mii-
essese" konumunda, çoğu za-
man da fahri olarak yapan Sayar
böylece "resmi bir sinema elçisi"
kimliğini de kazanmış oldu. An-
cak bu yıhn başında TÜRK-
FtLM'i sessiz sedasız kuran Vec-
di Sayar, bir süre önce de yine ses-
siz sedasız kurumdan ayrıldı.
Vecdi Sayar'la yaptığımız ko-
nuşmada TÜRKFtLM'den ve
Türk sinemasının dışa açılma ça-
balanndan söz ettik. Şu sıralar
"Türkiye Sinema ve Andiovisoel
Kültür Vakfı"nın kuruluş calışma-
lanyla ilgilenen Sayar hem Avru-
pa fonları, hem de sinema kültür
St.NEMA KOMtSVO.NUNA ELEŞTtRİ — Sineraamızın "Evliya Çelebi"si Vecdi Sayar. sinemaya des-
tek komis>onunda toplanan yönetmen ve yapımcılann bir yandan kendi projelerine destek sağlayıp öte
yandan "Ynrtdışından destek saglamış projelerin bizim paramıza ihtiyacı yoktur" demelerine elestiri
gctiriyor. (Fotoğraf: Ara Güler)
kuruluşlanyla sıkı bir işbirliğinin
şart olduğunu söylüyor.
— TÜRKFtLM'in knruluşu ve
flk eüdnliklerini anlatır mısınız?
— Son bir yıl içinde Türk sine-
masının dışa açılma faaliyetlerin-
de çok önemli bir gelişme görül-
dü. Bunda Kültür Bakanı Namık
Kemal Zeybek'in çabuk karar alan
ve çabuk uygulamaya geçen kişi-
liğinin büyük rolü oldu. flk anda
karşımıza son derece olumlu bir
tablo çıkıyordu. Devlet Türk sine-
masının gelışmesi için destek sağ-
layacak, bunun bir parçası olarak
da fılralerimizin yurtdışındaki ta-
nıtımına yardımcı olacaktı. Dev-
let sinemayı bir düşman olarak
gören tavnndan sıynlmışa benzi-
yordu. Tüm demokratik ülkeler-
de olduğu gibi sinemayı yönlen-
dirmeksizin desteklemek gerektı-
ğini her fırsatta bdirtiyordu Kul-
tür Bakanı. Nitekim ilk uygula-
malar bu yönde oldu. Sinemaya
verilen destek doğrudan doğruya
bakanhk yetkililerince değil, sek-
törün temsilcilerinden oluşan ko-
misyon tarafından dağıtılmaya
başlandı. Sinemaya aynlan 13 mil-
yarlık destek fonunun yüzde
8'inin dış tamtıma aynlacagı açık-
landı. Böylece ocak ayında SE-
SAM bünyesinde TÜRKFlLM
oluşturuldu. O tarihten bu yana
iki önemli uluslararası pazara ka-
tıldı kurum: Berlin ve Cannes fihn
festivalleri. Gerek tanıtım gerek
pazarlama açısından olumlu so-
nuçlar aldık.
— TÜRKFİLM'den aynlraanı-
an nedeni ne peki?
— Temel sorun aramızdaki yak-
laşım farkı, SESAM Yönetim
Kurulu'nu kastediyorum. TÜRK-
FtLM'in yapısı tıpkı Fransa'daki
Unifrance'a benziyor. Ben Unif-
rance'ın statüsünü temel alarak
TÜRKFtLM'e bir çahşma yöner-
gesi hazırladım. Ama bu işlerliğe
kavuşamadı. Bu yönergede hangi
faaliyetlerin destekleneceği ve
hangi koşullarda destek sağlana-
cağı yer alıyordu. Örneğin Can-
nes'dan, Venedik'ten, A kategorisi
festivallerden çağn alan bir filmin
otomatik olarak devlet desteğine
kavuşması, kopyasımn, altyazısı-
nın hazırlanması, sanatçılanmn
festivale gönderilmesi TÜRK-
FlLM'in görevi olmalıdır. Oysa
arkadaşlarımız objektif ölçütler
yerine kişisel tercihlerini kularu-
vorlar. Tabii ki vetkinin TÜRK-
FİLM'de değil, SESAM yönetim
kurulunda olmasını istiyorlar.
Anlamaktan kaçındıklari bir
gerçek var. Hiçbir festival seçimi-
ni başkasına bırakmaz. "Bizim
seçmedigimiz filme destek
venneyiz" görüşü ilkel ve en azın-
dan uygulanma şansı olmayan bir
görüştur. Bir de hükümetin aşnuş
göründüğü bir yasaklayıcı tavra
bazı sineraacılanmızın sahip çık-
malan benim için anlaşüır gibi de-
ğildi. Örnek vereyim. TÜRK-
FlLM Danışma Kurulu'nun üye-
si Halid Refig "Devlet düşraanı
filmiere devlet yanüm yapamaz"
göriişunu ısrarla savundu. Bir yö-
netmenin böyle bir gfriişe sahip
olması inanılır gibi değil. Kuşku-
suz resmi görevliler içinde de böyle
bir görüşe arka çıkacak insanlar
bulmak zor değil. Sansürlü bir
desteğin hiç olmamasından daha
iyi olduğu savunulabilir ama böy-
le bir oyunda benim rolüm yok di-
ye karar verdim.
— Sizce dışa açılma çabaJannın
en önemli uygulamalan neler
olabih'r?
— Bu konuda en önemli uygu-
lama Türkiye'nin Eurimage'a ka-
tılması oldu. Bunun diğer ulusla-
rarası yardım fonları ve kuruluş-
lara katıhmla desteklenmesi ge-
rektiğine inanıyorum.
Bu konuda da bakanlığm görü-
şü olumlu ancak sektör içinde an-
laşüması mümkün olan, ama
Türk sinemasını ilerletmeye hiç
yaran olmayacak bir görüş hâkim.
Sinemaya destek komisyonun-
da toplanan yönetmen ve yapım-
cılanmız kendi projelerine destek
sağlarken "Yurtdışından destek
sağlamış projelerin bizim paramı-
za ihtiyacı yoktur" diyorlar. Dışa-
nda ortak yapım olması destek
için bir koşul olarak kabul edilir-
ken bizde engel sayılıyor. Bu da
Avrupa ile butünleşme çabası ya-
şanırken bu gelişmeyi baltalayıcı
bir durum oluyor.
— Bu tavnn nedeni ne otabiür?
— Samnm bu konuda kendile-
rini Avrupa düzeyinde bir yarış-
maya yeterli görmeyen yapımcı ve
yönetmenler, devletten aldığımız
parayla bir film daha yapsak kâr-
dır görüşundeler. Bu da hiçbir ge-
lecek perspektifı taşımayan kısa
vadeli bir bakış açısı. Sinemamız
yalnızca bir endüstri dalı değil, bir
kültür alam da. Sinemaya yapıla-
cak yardımlar konusunda tek mu-
hatap SESAM alındığı zaman
doğallıkla yalnızca yapımcıların
Cikarlan gözetiliyor. Oysa dünya
üzerinde tüm ülkeler sinemaya
yardım fonlannı yapımcılara des-
teğin yanısıra sanat sinemalanm,
sinema kültür kuruluşlarını, sine-
ma yaymlannı desteklemeye de
ayırıyorlar. Bu açıdan Avrupa
fonlanmn yanı sıra Avrupa'daki
sinema kültür kuruluşları ile de
Uişki kurulması gerekiyor. Mart
ayından bu :<a/ta toplantılarına
katıldığım yeni bk^oluşum var:
Avrupa Görüntü ve Ses Merkezi
(CEIS). Avrupa Konse^ç«rçeve-
sinde oluşan bu kuruluş audiovi-
siuel ve eğitim alanlannın işbirli-
ğine yönelik çalışmalar yapıyor.
— Eurimage dışında başka fon-
lar da var...
— Evet. Bu yıl devlet 20-25 fil-
me 200'er milyon Türk Lirası yar-
dım yapacak. Yalnızca bir tek fil-
me verilecek para ile örneğin Av-
rupa Senaryo Fonu'na katılabil-
memiz mumkün. Bu fondan yıl-
da 3-5 yazar senaryo yazım des-
teği sağlayabilir rahathkla. EFDO
Avrupa Ortak Dağıtım Kuruluşu
da katılma için çaba gösterilmesi
gereken kuruluşlardan biri. Ben
devletin vereceği paramn bu bi-
çknde daha yararlı kullamlacağı-
na inamyorum.
Istiklal Marşı'nın bestesiyle ilgili tartışmalarsürüyor
6
60 yıldır kıılaklarmıız alıştı'Kflitiir Servisi — tstiklal Mar-
şı'run bestesinin değişmesiyle ilgili
tartışmalar kamuoyunun günde-
minde. Gerek müzik çevreleri, ge-
rek diğer çevrder konuyla ilgüi çe-
şitli görüşler ileri sürüyorlar. Kül-
tür Bakanlığı ise geçen hafta ye-
ni bir adım atarak, kamuoyu
araştırma kurumlarını konuyu
araştırmak üzere görevlendirece-
ğini, böylehkle kamuoyunun eği-
limini saptayacaklannı açıkladı.
tki büyük araştırma kuruluşu
KAMAR ve PİAR araştırma pro-
jesi için kollarını sıvadüar bile.
Biz de sanatçı ve yazarlara tstik-
lal Marşı'mn değiştirilmesi konu-
sundaki düşüncelerini sorduk. Al-
dığımız yanıtlarda marşm tüm ek-
siklik ve kusurlanna rağmen ulus-
ça benirasendiği görüşü egemen
oldu.
PROF. SAtM AKÇIL (MSÜ
Devlet Konservatuvarı Öğretim
üyesi) — Bir fıkra vardır şöyle:
Bir gün Ankara'da Ulus'tan Çaı.-
kaya istikametine süratle giden bir
araba trafik poh'slerince durduru-
lur. Polis memuru kızgın bir
edayla şoföre "Ver ehUyedni" de-
yince Karadenizli şoför 'Verdin
mi ki isteyesun' karşılığını ve-
rir... "Biz halkımıza yeterli bir
müzik eğitimi verdik mi ki, onlar-
dan marşımızı doğru söylemesini
bekliyoruz.
İRKİN AKTÜZE (Danışman -
müzik uzmanı) — Müzik eğitimi-
mizin noksanlığı yüzünden toplu-
mun her kesiminde İstiklal Mar-
şımızın birlikte s.öylenmesi güç-
lükler doğurmaktadır. Marşımı-
zın değiştirilmesi meselesi ancak
Türkiye'nin eğitim ve demokrasi
düzeyi bir Batı ülkesi örneğin ls-
veç'inkine ulaştığında gündem
konusu olabilir. Türkiye'nin çö-
zümlenmemiş birçok sorunu var-
ken, tstiklal Marşımızın konu
edilmesi niye?
BURHAN ARPAD (Yazar) —
60 senedir kulaklarımızın alıştığı
tstiklal Marşımızın değişmesinden
yana değilim. Bu durup dururken
nereden çıktı ve kimin aklına gel-
di. Önemli olan marşın sözleri ve
müzik değerinden ziyade yarattı-
ğı heyecan ve sürükleyiciliğidir.
Fransızlann Marsaleese'i bu nite-
liktedir. Bu marş, Paris'e yürüye-
cek Marsilya alayı için bir gecede
bestelenmiştir. Yürüyüş yapan
gençlere yollarda katılanlarla git-
tikce büyüyen heyecan dalgası gi-
bi Paris'e ulaşmışlardı. Dinleye-
bildiğim yabana milli marşların
çoğunun hiç de parlak olmadığı-
nı söyleyebilirim. Türkiyemizin
genel müzik kültürü daha fazla-
sına izin verir mi bilemem.
AYDIN GÜN (İstanbul Kültür
ve Sanat Vakfı Genel Müdürü,
Devlet Sanatçısı) — Her ülkenin
istiklal marşı çok önemli bir ta-
rihi aşamada yapılır, yaratılır. Bi-
zim marşımız da tstiklal Savaşı gi-
bi Türkiye için çok önemli geri-
limli, bunalımlı, fırtınalı bir aşa-
mada yapıldı. Şimdi böyle bir ha-
va var mı? İstiklal Marşımızın ku-
surları olabilir, vardır da. Fakat
o kusurlanyla güzel, onun kusur-
ları bile güzel. Yann başkası da
bayrağımızı beğenmeyebilir. Yıl-
dızı şöyle ya da böyle olsun, kır-
mızısı vardır fflan deyip yok efen-
ka işimiz mi yok, Allah aşkına
Türkiye'nin başka işi mi yok?
ARSEN GÜRZAP (Devlet Ti-
yatrosu Sanatçısı) — Altı yaşın-
dan 80 yaşına kadar nüfusu 60
milyona ulaşmış, yundışına dağıl-
mış insanlarımızın yeni bir marşı
öğrenip benimseyebileceğine inan-
mıyorum. Basında izlediğim tar-
bestecilik tekniklerinden yararla-
nılarak prozodi hatalanmn bir
kurul tarafından düzeltilmesi gö-
rüşündeyim.
NADIR NADt (Cumhuriyet
Gazetesi Başyazan) — İstiklal
Marşı kesinlikle değiştirilemez!
LEYLA PAMİR (Piyanist -
müzik yazarı) — 60 yıldır otur-
muş kültür mirasımızın kesinlik-
MARCHE DINDEPENDANCENadir Nadi: İstiklal Marşı
kesinlikle değiştirilemez!
Bülent Tarcan: Aslını
bozmamak şartıyla iki yerde
yapılacak değişiklikle İstiklal
Marşı herkes tarafından
söylenebilir.
Burhan Arpad: Önemli olan
marşın sözleri ve müzik
değerinden ziyade yarattığı
heyecan ve sürükleyiciliğidir.
Aydın Gün: Kusurlanyla
sevaplarıyla bu marş bizim
marşımızdır. Önemli olan
marşımızı doğru söyleyebilecek Osmsm z ü n g o r ,Ü B ^ m ı t s t i k l a l M w ş ı
çocuklarımızı ıyı yetıştırebılmektır. bestesinin uk basımı (1926)
dim yıldızı başka ülkeleri anımsa-
tıyor derse onu da mı değiştirece-
ğiz. Kusurlanyla, sevaplarıyla bu
marş bizim marşımızdır. Önemli
olan onu doğru dürüst söyleyebi-
lecek çocuklarımızı, insanlarımı-
zı iyi yetiştirebilmektir. Bunu yap-
tığımız zaman herkes tarafından
guzel söylenebilir. Sonra bunun-
la ne diye oynuyoruz yahu. Baş-
tışmalar doğrultusunda belki çok
küçük düzeltmelerle ve ritmi en
doğru biçimde yani yavaşlatma-
dan dinamizmini bozmadan söy-
ler veya çalarsak sonucun çok da-
ha başarılı olacağını sanıyorum.
DOÇ. NURİ İYİCİL (MSÜ
Devlet Konservatuvarı Müdürü)
— Kesinlikle değişmemeli. Ancak
le değiştirilmesine taraftar deği-
h'm. Hem içeride hem dışarıda bu
marşımızla tanınıyoruz. Aralıkla-
n da güzel buluyorum. Prozodi
hatalarına da alıştık.
KEMAL SÜNDER (Besteci) —
İstiklal Marşı'mn müziği değişme-
sin. 10. yıl marşı dışında, Cum-
huriyet'ten günümüze henüz ka-
bcı bir marş müziği yazılmadı. So-
nuçta tstiklal Marşı'mn güftesini
bilinen türküler ya da bir şarkı
müzigiyle söyleyerek yeni bir ts-
tiklal Marşı müziği yazmak yeri-
ne tüm hata ve kusurlanyla halen
söylenmekte olan müziğe devam
etmek daha doğrudur. 50. yıl ve
Atatürk marşlan ile Eurovision
ve çocuk şarkılan ortadadır.
PROF. OVA SÜNDER (tstan-
bul Üniversitesi Devlet Konserva-
tuvarı Müdürü) — Söz ve müzik
uyumunun çok önemli olduğu
muhakkak. Ne var ki, bu uyumun
sağlandığı her marş mutlak güzel
olacak değildir. Tüm milletin ko-
laylıkla söyleyebileceği basit bir
müziğin ise hem güzel, hem gör-
kemli olması çok zordur. Guç
söylenmesine rağmen marşımızı
ulusça özümsedik. Söze uygun ye-
ni yapılacak müziğin aynı heyeca-
nı yaratacagından kuşkuluyum.
PROF. DR. BÜLENT TAR-
CAN (Besteci) — Aslı güzel, söy-
lenmesi 1.5 oktav olduğu için an-
cak opera koristleri tarafından
söylenebilir. Aslını bozmamak
şartıyla, iki yerde yapılacak deği-
şiklikle, o degişiklikler ki armo-
nik yapısını zaten bozmuyor, bu
takdirde herkes tarafından söyle-
nebilir.
METE UĞUR (tstanbul Devlet
Operası sanatçısı) — istiklal Mar-
şını güç bulmuyorum. Çocuklu-
ğımdan bu yana tstiklal Marşı'y-
la yoğruldum. tlkokuldan beri
80 bin tane hatırası var. Yenisi gü-
zel olabilir. Fakat bunca yıldır
alıştığım tstiklal Marşı'mn yenisi-
ne alışabileceğini sanmıyorum.
Taksim Sanat Galerisiyenileniyor
Eski galeriye çağdaş düzen
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Taksim Sanat
Galerisi'nin yenilenme ve dekorasyon projesini
hazırlayan ekip mümkün olduğunca izleyiciyi
yapıtlarla baş başa bırakabilecek sade bir
mekân kurgulamış.
Kültür Servisi — İstanbul Bü-
yükşehir Belediyesi Taksim Sanat
Galerisi büyütülerek modern bir
sanat galerisine dönüştürülüyor.
Galerinin yenilenme ve dekoras-
yon projesini hazırlayan ekipte yer
alan mimar Han Tumertekin te-
mel ilkelerinin "türaüyk çagdaş"
bir galeri anlayışı olduğunu söy-
lüyor.
Tumertekin bir sanat galerisinin
çağdaş standartlara sahirr olabil-
mesi için üç temel koşulun sağlan-
ması gerektiği kanısında: "Birin-
cisi çagdaş sanatla yakın ilişki
içinde bir yönetim anlayışı. tkin-
cisi çağdaş sanat yapıtlannın ser-
giknebilmesine olanak veren me-
kânsal degerler. Üçüocusü ise tek-
nik donanım, yani hacimlerin,
orada kullanılan malzemelerin,
aydınlatma. havalandırma ve ısıt-
manın çağdaş sanat yapıtlannın
sergilenme, hatta oluşturulmala-
nna olanak saglayabilmesi."
Mimar Han Tumertekin Tak-
sim Sanat Galerisi için gösterilen
projeyi şöyle anlatıyor: "Galerinin
halen kullanılan mekânına aynı
dizide bulunan iki komşu dükkâ-
nın da katılarak genişletilmesi be-
lediyece bngorülmüşlü. Varalıla-
cak yeni sergi mekflnının kimliği-
ni, içinde sergilenecek yapılla ka-
zanması gerektiğini dıişündüğü-
müz için bu mekânın tarafsız bir
hacira oluşturması yolunu seçtik.
Burada mümkün olduğunca izle-
yiciyi ve yapıtlan başbaşa bıraka-
cak bir mekân kurgusu gerekliy-
di. Bu nedenle sergi mekânlan yal-
nızca hacmi oluşturan duvar, ze-
min ve tavan dışında hiçbir elema-
nın yer almayacağı şekilde ta-
sarlandı.
Aydınlalma ise dünyanın bu ko-
nudaki en önemli kuruluşlanndan
birinin, OSRAM'uı danışmanlı-
gında projdendirildi. Temel ilke,
açılacak çok farklı türdeki sergi-
ler için doğru ve istenilen bir ay-
dınlatma sisterai sağlamaktı. Du-
var yüzeyi ve zemin yapıtlann
sergileneceği düzlemler olarak
oluşturuldu.
Han Tumertekin galerinin çev-
resiyle olan ilişkisini de şeffaf bir
cepheyle sağladıklarını beürtiyor.
"Teknik nedenlerle sergi salonla-
n içine kapalı, dış dünyadan ko-
runmuş, aynen bir konser salonu-
nun mahremiyetine gerek duyan-
mekânlarıdır" diyor Tumertekin
ve şöyle devam ediyor: "Ancak
şebrin bu kadar kalabaük ve işlek
bir yerinde aynı zamanda bir par-
kın başlangıç noktaianndan biri-
ne konumlanması özelde bu gale-
riyi bir oranda dış dünyayla iliş-
kiye sokmayı gerektiriyordu. Tak-
sim gezi dükkânlan dizisinin so-
nunda yer alan galeri, hemen ya-
ni başında başlayan parka da bir
gönderme yapmalıydı. Dış dün-
yayla kunılacak bu ilişki iç hacirn-
lerle dış dünya arasına yerleştirdi-
ğimiz, gerisindc iç ulaşımın yer al-
dıgı, her iki yönde de uzanan şef-
faf bir cepheyle saglandı."
Ifeni 'Romeo
ve Juliet'
• BELTING (AP) —
Amerikah bir koregraf•
tarafından Çin Merkez
Balesi oyunculan için
yeniden düzenlenen
"Romeo ve Juliet" balesi
eylül ayında sahnelenecek.
Daha önce de Çinli
dansçılarla çahşan koregraf
Norman Walker, yeni
"Romeo ve Juliet" balesi
için yedi yıl çalıştı. Bu yeni
düzenleme, klasik "Romeo
ve Juliet" üzerine on yıldır
yapılan ilk çahşma.
CJaptoırm
müzisyenleri
• WISCONSIN (AP) —
Aralannda ünlü gitarist-
şarkıcı Eric Clapton'ın
grubundan iki müzisyenin
de bulunduğu beş kişi bir
helikopter kazası sonucu
öldü. OMNI firmasına ait
helikopter, pazar günü
Alpine Valisi Müzik
Merkezi'nde yer alan Eric
Clapton konseri dönüşünde
duştü. Robert Clapton,
ünlü gitaristler Cray ve
Stevie Ray Vaughan ile
birlikte müzik merkezinde
bir konser vermişti. Eric
Clapton'ın, ölenlerin
arasında olmadığını
söyleyen yetkililer, ölenlerin
yakınlanyla görüşühneden
isimlerinin
açı klanmayacağım
bildirdiler. Chicago'ya
doğru yol alan helikopterin
neden düştüğü ise henüz
bilinmiyor.
Balıkesir fuarı
• BALKEStR (AA) — 20
temmıız - 20 ağustos
tarihleri arasında açık kalan
Balıkesir 6 Eylül Milli
Fuan'nı 518 bin 326 kişi
gezdi. Edinilen bilgiye göre
Bahkesir Fuan'm geçen
yıl 517 bin kişi ziyaret etmiş
ve 83 milyon lira gelir elde
edilmişti. Bu yıl ise fuan
518 bin kişi ziyaret ederek
93 milyon lira gelir bıraktı.
Sezen Aksu
Izmir'de
• Kültür Servisi —
tstanbul Rumelihisarı
Açıkhava Tiyatrosu'nda
düzenlenen yaz etkinlikleri
eylül ayında Izmir Fuarı
Açıkhava Tiyatrosu'na
taşımyor. Most
Production'ın düzenlediği
etkinlikler kapsamında 15
hazirandan bu yana
Rumelihisarı Açıkhava
Tiyatrosu'nda Yeni Türkü
gnıbu, Nilüfer, Sezen Aksu
ve Nükhet Duru - Timur
Selçuk ikilisi konserler
verdi. Izmir Fuan Açıkhava
Tiyatrosu'nda, bu çerçevede
ilk konseri ise Sezen Aksu
verecek. "Sezen Aksu
söylüyor" konserleri 5
eylülde başlayacak.
TemellİTiin
sergisi
• Kültür Servisi — Fevzi
Temelli'nin ikinci kişisel
resim sergisi Cafe Ash'da
(Albatros Parkı sonu,
Büytlkçekmece istanbul)
açıldı. Sergi 2 eylülde sona
erecek. 1979'da Marmara
Üniversitesi Resim
Bölümü'nü bitiren Temelli,
daha sonra Mimar Sinan
Üniversitesi Guzel Sanatlar
Fakültesi Resim
Bölümü'nde dört yıl eğitim
gördü. Çeşitli karma
sergilere katılan Fevzi
Temelli, bir süre lise ve
dengi okullarda resim
öğretmenliği yaptı.
Mascagnfnin
mektupları
• Kültür Servisi — Pietro
Mascagni'nin ünlü yapıtı
"Cavalleria Rusticana"mn
100. yıhnda ttalyan "La
Stampa" gazetesi ünlü
müzisyen Mascagni'nin
yaşamının çeşitli evrelerine
ait mektupları yayımlamaya
başladı. Livorno
Belediyesi'nin Londra'da
düzenlenen bir müzayedede
satın aldığı mektuplar
müzisyenin 1888'de teyzesi
Maria'ya yazdıklanndan
Avrupa turnesi sırasmda eşi
Lina'ya gönderdiklerine dek
uzamyor.
1. Erdek
Şenlikleri
• ERDEK (AA) —
Bahkesir'in Erdek ilçesi
belediyesince organize
edilen "1. Erdek Şenlikleri"
başladı. Şenlik kapsamında
fotoğraf, şiir ve karikatür
sergileri açıldı.Karikatür
sergisi bir fayton, ŞÜT sergisi
eski bir sandal, fotoğraf
sergisi de yaşlı bir çmar
ağacının gövdesinde
sunuldu. Şenlikler, Erdek
Sinema Salonu'nda, Tunç
Başaran'ın "Uçurtmayı
Vunnasınlnar" filminin
gösteriminden sonra mini
konser ve 4 kısa tiyatro
oyunu ile devam etti.
Şenlikler 2 eylüle kadar
sürecek.