22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/1 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 28 AĞUSTOS 1990 Hukukıııı Üstünlüğü Ilkesi ve Uygulama "Hukuk devleti" deyişi ile "hukukun ustunluğu" arasında da bağlantı vardır, fakat ikisi eşanlamda değildir. Kanuna bağlı devlet ile hukukun ustunluğune göre kurulmuş, buna göre faaliyet gosteren ve gelişen devlet ayrı şeylerdir. Prof. Dr. FARUK EREM Hukukun ustunluğu kavramı, Turk hukukuna Turkıye Barolar Bırlığı'nın çabaları ile gırmıştır Bu çabalar sonucu Cumhurbaşkanı'run yemınınde (Anayasa Md 103) ve mılletvekıllennın yemınınde (Anayasa Md 81) hukukun ustunluğune bağlı kal- mak koşulu yer almaktadır O halde Barolar Bırlı- ğı'nın çabası, bu konuda sonuç vemuştır Fakat uy- gulamanın bu gelışme>e uygun olup olmadığı uze- nnde durulmak gerekır Şöyle bır soru akla gelebılır, neden Turkıye Ba- rolar Bırhğı hukukun ustunluğu ılkesını topluma benımsetmek çabası ıçındedır, neden bo)le bır "yön"ü seçmıştır1 ' Bu sorunun yanıtı şöyle olabı- hr Hukukun ustunluğu kavramı öğretı (doktnn) yanı ne olursa olsun "hukukun (sadece kanunların de- ğıl) uygulanması" dönemınde yer alır Bır toplum- da "hukukun (sadece kanunlann değıl) uygulanma sının başlıca ve manen sorumlusu" avukatlardır Eğer kanunlardan ote>e hukukun ne dedığmı or- taya koymak olanağı yoksa, avukatın (hatta hukuk- çunun) görevı anlamsızlaşır Hukukun ustunluğu- nü savunmaktan yoksun hukukçu, hukukun dışın da, başka güçlenn buyruğunda demektır 1- Kavram: lucı fîkır gucundekı bu kavramın de- mokratık ulkelerde kazandığı hız kuçumsenmeye- cek dereceye ulaştı Turkıje Barolar Bırlığı'nın ku ruluşundan sonra memleketımızde de dıkkatı üs- tüne çeken öğretıde ve resmı demeçlerde bazen bır güven kaynağı, bazen daha ıyı bır duzen ıçın öz lem anlamında kullanılan bu de>ışın buyıik bır ge- lışmenın mujdecısı olduğu hıssedılmektedır Artık ana>asaya gıren bu kavramın anlamı uzennde dur manın zamanı gelmıştır Kanunların "anayasaya aykınlığV' vanında, "hu- kukun ustunluğune aykırı kanun" savının da Ana yasa Mahkemesı'nce nazara alınması gereklıydı Nı- tekım aşağıda ıncelendığı uzere gorev yuce mah- kemece yenne getınlmıştır Gelecek yazımda ömek- ler \ereceğım Fransızcada "prımaute du droıt" (>a da anlam ca bıraz farklı olarak prıncıpe de la leguhte) ten- mı, Ingılızcede "supremacy of low", Almancada ' hukuk devletT'ıle karma anlamda 'rechtsstaat" de- \ımı kullanılır 2- Başka kavramlaria ilişkh "Hukuk devleti" de- yışı ile "hukukun ustunluğu" arasında da bağlantı vardır, fakat ıkısı eşanlamda değildir Kanuna bağlı devlet ile hukukun ustunluğune göre kurulmuş, bu- na göre faaliyet gösteren ve gelişen devlet ayrı şey- lerdir "Hukuk devleti kavramı, tam bır kanunilıkten, >anı her şeklı ile ve ne pahasına olursa olsun ka nuna uygunluktan ıbaret değildir Aksı takdırde hu- kuk devleti gerçekte sadece bır kanun devleti olur- du Kanunıhk adı altında de\ let herşeyı yapabılır- dı Haksızlığm da meşruluk kılığına sokulabılece ğını deneyımlerle görmüş bulunuyoruz, yıne bıldı- ğımız gıbı pek çok ve pek kötu bıçımlerde de ka- nunı haksızlıklar vardır Bır kanun devleti, kanunı haksızlıklar devleti olabılır" (Huber, E R Modern Endustn Toplumunda Hukuk Devleti ve Sosyal Devlet Çevıren Ansay, T Ankara HF. Derg 1971, n3) "Sos>al hukuk devletı" (Ana>asa 2) deyışı ber rak bır anlama bağlanmalıdır Bu deyışın nelen red- dettığını anlamak, nelen kabul ettığını kestırmek- ten daha kolavdır Sosyal hukuk devleti, lıberal eko- nomık duzene davanan hukuk de\letı demek değil- dir Marksıst bır duzen de kast olunmamaktadır Sosyal hukuk doletı, "hukuk devleO" kavramı- nın çaöımızda kazandığı vegâne anlamdır.Hukuk devleti olmaksızın "sosval devlet"sosyal devlet ol- maksızın "hukuk devleti" duşunulemez O halde sosval devlet ile hukuk devleti ıkı avrı kavram sa- vılamaz a)Kanuna baglı devlet: "Kanuna bağlı devlet", •'Kanun devleti" kavramlarmda tutucu olmak ıs- teven anlam ağır basar "Hukuka bağlı devlet' terımı kanunlara bağlı devlet anlamında alınırsa ona "hukuk devleti" de- mek guçtür Gerçek hukuk devleti "Hukukun us- tunluğu"nu kabul eden devlettır Böyle anlaşılınca hukukun ustunluğune bağlılık, devletın meşruluğu- nu saptamakta bır ölçu de sa>ılabılır Bu suretle dev- let kendını "hukuk"a bağlı savmıştır Bo>lece kanun devletırun kuçumsendığı sandma- malıdır Insanlığın "kanuna bağlı toplumlar" ku rabılmesı kolay olmamıştır Fakat ıçınde bulundu- ğumuz çağ, kanunıhk ılkesının yeterlı olamayaca- ğını gosterdı Hukukun kanundan da ustun oldu- ğunu kabul etmek gerekır Yuzeyde kalan bır anlayışa gore kanunlar sonuç- ta, toplumdakı bır çoğunJuğun ıstencı (ıradesı) sa- yıhr Hukuk, bundan farklıdır Kanun ile hukukun yollarının ayrıldığı dönemler olmuştur Kanunıhk kavramı ıle hukukun ustunluğu arasındakı fark bundan gelır Montesquıeu "Iyı ınsan, memleketının kanunla- rını seven kımsedır" demıştı Bu deyış o çağlarda toplumu >önetecek en doğnı kuralların kanunda yer alacağını duşunduru>ordu Kanun, "ınsan tabıatı- nın gelışmış şeklı" olarak kabul edılıyordu (Sanz pastor J A de role du jurıste et developpment eco- nomıque et socıale dans un regıme de legalıte), bu bır ıdealdır tdeal kanun ıle kanunıhk kavramı ara- sında bır çatışma duşunulemez Fakat sadece va- sama tasarrufu rutelığı ıle yeünüırse ıkı kavram ara- sında avrılık başlar Bu suretle "kanun adamı ha- lınde hukukçu" bır araç halıne gehr, kanun tutsak- lığına duşer Kanunıhk ekonomık, sosyal ve duşun- sei gelışmenın engellerınden bın olursa, hukukçu, değennden ve görevınden çok şey yıtırecektır Sos yal ve ekonomık gelışmenın voğunlaştığı donem- lerde hukukun ustunluğune dırenç, zararh bır dav- ranıştır blTek anlamlı kavram: Hukukun üstuniüğü kar ma ve bıleşık bır kavram gıbı gözükebılır Bu gö runum uygulamanın çok çeşıth olmasından ılen gel mektedır Esasmda hukukun ustunluğu tek anlamlı bır kavramdır, karma ve bıleşık değildir "Mılletlerarası Hukukçular Komısyonu'nun 1959'da Yenı Delhı toplantısında hukuk ustunluğu ıçın kabul ettığı formul şu olmuştu "Hukuk üs- tıinluğu demek, her zaman aynı olmadıklar halde bırçok noktalarda benzerlık gosteren ve dunyanın çok farklı sıyası vapıda ve farklı ekonomık şartı ıçın dekı çeşıtlı dev letlerınde yaşayan hukukçulann, ge lenek ve tecruKlenne göre ferdı, keyfi hukumete karşı korumak ve ınsanlık haysıyetınden faydalan masıru sağlamsl ıçın gereklı oldukları tartışılma- yan prensıpler, muesseseler ve usuller demek tır"(Esen, s 309) c) Kanun önunde eşitlik: Kanun önunde eşıtlık bugun klasık anlamı açısından dahı dar bır uygu- lama ıçınde değildir Demokrası ılkesıne bağlı devletlerde "Ikıncı sı nıf vatandaş yaratmak yasağı" gün geçtıkçe geli- şen bır anayasa kuralı hahne gelmıştır Kanun önunde eşıtlık kavramınm ekonomık gu- ven hakkına kadar genışledığı gorulmektedır Eşıt- hğın somut anlamını "kışılenn devletçe eşıt olarak korunmasf'nda aramak gerekır Devlet, kışınm te- mel hak ve humyetlennı, fert huzurunu, sosyal ada- let ve hukuk devleti ılkelerıvle bağdaşmayacak su- rette sınırlayan sıvasal, ıktısadı ve sosyal butun en- gellerı kaldınr, ınsanın maddı ve manevı varhğının gelışmesı ıçın gereklı koşulları hazırlar Böyle an- laşılan eşıtlık, hukukun ustunluğu kavrammdakı ıç- tenlığı kanıtlar Bununla beraber, 'şekil'de kalan eşıtlık aldatıcıdır Devletten korunmasını ıstemek "hak"kı, herkesın aynı eşıtlıkte korunması olarak anlaşalırsa daha fazla korunmava muhtaç olanlar ıçın dunım kanunı eşıtsızlık halıne gelır Yoksulluk her toplumda aşın çareler ve sorumsuz önderler ya- ratmıştır Sağ ve sol dıktatörluklerde kronolojık gözlem bunu gösterır Gelecek yazımda "hukukun ustunluğu ve demokrası" konusu bununla ılgılı Anayasa Mahkemesı kararlan ustünde duracağım HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD Niçin Çeviri? Çağdaş Avusturya edebıyatının ılgınç kışısı Joseph Rotha'nın "EYUB" romanını Türkçeye aktardığımızda 1956'da kuçük hı- kâyeyle başlamış, bır on yıllık yazar geçmışım vardı Bunu da belırtmemın nedenı kımı Türk edebıyatçılarının hayatını kalem- le kazanmak zorunluluğuyla 'çevın ağır bastı' gıbt bır yoruma düşmelerıdır Adını taşıyan otuzu aşkın kıtapta çevırının sayıca ağır bastığı doğrudur Fakat bunu 'ekmek parası kaygısıyla açıklamak pek düşük düzeyde bır yorumdur Bunun tek bır açıklaması vardır Adımı taşıyan çevın kıtapların adı, yazarlarının o ulke edebıya- tındakı saygın yerı gerçeğı tartışılmaz bır kesınlıkle açıklar Alman dıîı edebıyatından, Türkçeye aktardığım yazar adları bu- nu gösterır Remarque Batı Cephesı, Donuş Yolu Insanlan Seveceksın 1 Hayat Kıvılcımı, Lızbon'da Gece, Tedırgın Hayat Stefan Zvveıg Yıldızın Parladığı Anlar, Amok Koşucusu, Yu- rek Çökuntüsu, Satranç Hıkayesı, Acımak, Bır Polıtıkacı Portre- sı, Amerıka, Dunün Dunyası Thomas Mann Buddenbrook'lar Anna Seghers Transıt, Oluler Genç Kalır Başlıcalarını saydığım yazarların adları ve kıtapları bır gerçe- ğı ortaya koymaktadır Stefan 2weıg'la Remarque, Thomas Mann'la Anna Seghers, anlatım, yorum bakımından elbette ayrı kışılıklerdır Ne var kı ortak yanları görmezlıkten gelınemez An- trfaşıst, antımılıtarıst ve barışseverdırter Bu yazarları Türkçeye aktarmamın tek nedenı budur Yabancı dıl bılmeyen ınsanları- mızın bu ınsancıl ustaları tanımaları ve benımsemelerı ısteğıdır Çevırılerı, bırçok kez basılması yanılmadığımı gösterdığı ıçın mutluyum Sevgılı yazarianmın başta gelen Ench Marıa Remarque'ın Batı Cephesı'nde Yenı Bırşey Yok şu satırlarla sona erer ' 1918 yılının ekım ayında vuruldu O gun bütün cephe öyle sessız ve sakındı kı, ordu bıldınsı Batı Cephesı'nde bıldırılecek bır haber yok! demekle yetınmıştı Oysa ölenler vardı Genç bır asker vurulmuştu Yuzustü kapaklanmıştı Çevırdıklennde, faz- la acı çekmemış olduğu görulüyordu, uyur gıbıydı Sonuçtan hos- nut gıbıydı'" Remarque'ın ınsanlan ne katı Alman ne şamatacı Fransız, ne de şımarık Amenkalıydıi Hepımız gıbı ınsanlardı Sadece ın- sandılar Sosyalıst ülkelere ıçtenlıkle bağlı kalmış Anna Seghers, yıllarca yurtdışında kaldıktan sonra ulkesıne dönduğunde şunları soyler "Ülkeme ve ınsanlarıma bağlıyım Bütün dıllerden en ıyı ko- nuştuğum ana dılımle, ıyı anlarımla olduğu kadar kotû anlarım- da da, yakından tanıdığım yurdumun ınsanlanna yararlı olmak tstıyorum' Seghers'ın baş yapıtı sayılan 'Öluler Genç Kalır" romanı onun bu sozlermı doğrular Çağdaş Avusturya edebıyatının en ınsancıl yazarı olan Ste- fan Zvveıg, gerçeklerle duyguların sarmaş dolaş gelıştığı başya- prtı sayılan Dunün Dünyası'nı şöyle bır sonla kapatır "Guneş bütün gucuyle parlıyordu Eve donerken onümden gı- den gölgemı gordum, bırden1 Bu yenı, savaşın ardındaotekı sa- vaşın golgesını gorurmuşum gıbı' Golgem benden hıç ayrılma- dı artık Bu gölge, gece gunduz bütün duşuncelerımı kaplıyor Belkı bu kıtabın sayfalarında da o günlerın karanlık çızgılerı var- dır' Ama her golge enınde sonunda yıne de bır başka gölge- nın cocuğudur —ve aydınlıkla karanlıkla, savaşla barışı, yûkse- lışle alçalışı yakından tanımış olan kışı, hayatı— gerçekten ya- şamış sayılır ancak'' Bu satırların yazılmasından bır sure sonra Stefan Zvveıg Brezılya'da ıkıncı eşıyle canına kıydı Dırencını yı- tırmıştı Oysa butun dunyada onurlu kışılığı vardı Çevırılerımın tek bır amacı vardı Insancıl yazarları dıl bılme- yenlerımız de tanısın ve benımsesınler ıstedım Istedığımı ba- şardım sanıyorum Çevırılerımın yenı yenı baskılarının yapılma- sı bunu göstermez mı? 1986 YIUI VE 86 10911 SAflL KJRULU KMRARINA GORE SIGARA SAGL GA ZARARL DIR MAJOR PLAKÇILIK A.Ş. Turkiye'de ilk defa yepyenı bir turu bız yarattık. ÖZGÜN Deyişlcr Vfusa Fruglu ^ nenm ıüt ^ASU—f w" fc>*" MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞIHESAP UZMAN YARDIMCILIĞIGİRİŞ SINAVI Malıye ve Gumruk Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlı- ğı'nca 23, 24 ve 25 Ekım 1990 gunlerınde Ankara htanbul ve Izmır- de hesap uzman vardımcılığı gınş sınavı vapılacaktır SINA\A KATILABİLMEK IÇIN, a) Devlet Memurları Kanunu'nun 48'ıncı maddesınde vazılı nıte lıklere sahıp olmak b) 1 1 1990 tanhınde 35 yasını doldurmamış bulunmak, c) Eğıtım suresı en az dört yıl olan sıvasal bılgıler hukuk, ıktısat, ışletme, ıktısadı ve ıdarı bılımler fakultelen ıle a>nı konularda eğıtım veren ve bunlara eşıtlığı Yuksek Oğrenım Kurumu nca kabul olunan benzen yabancı fakulte veya vuksek okullann bırınden mezun olmak, d) Sağlık durumu Turkıye'nın her vennde gorev yapmava elverışlı olmak e) Erkeklerde askerlığını yapmış veya erteîecmış olmak. (Halen as kerlık gorev ını vapmakta bulunanlar terhıslennden sonra atamaları >apılmak uzere sınava kabul edılebılırler), f) Hesap uzmanlığı nıtelıklerını taşımak g) Daha once bır defadan fazla hesap uzman >ardımcılığı gınş sı- navına katılmamış olmak gerekmektedır Sınaıa gınş şartlarını ve sınav konularını gosteren broşur ıle baş vuru formu Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı ve Kunılumuzun Ankara, Istanbul ve lzmır Grup Başkanlıklarından sağlanabılır Isteklılerın 5 Ekım 1990 gunu akşamına kadar Malıye ve Gumruk Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı'na (llkadım Caddesı Kara Harp Okulu Kavşağı >anı, \ Blok. zemın kat Bakanlıklar AN K\RA) belgelen ıle bırlıkte bızzat veya posta ıle muraı.aatları duyu rulur Basın 309^8 PENCERE Menteşe Sorunu Necatı Doğru, ele aldığı konuya çarpıcı bıçımde yaklaşan bır köşe yazandır, "Menteşe Ömrünü UzatOk" başlıklı yazısında gü- zel bır haber de vermış "Kelebek Mobılya'yı uyuduğu mıskın yatağından alıp onu bu- gün sektörün mızrak başı durumuna getıren genç genel mûdürü Hüsnü Karagözoğlu anlattı Ben de sıze anlatayım Artık bır yerlı menteşenın menteşe olarak ömrünu tamamlayabılmesı ıçın yer- leştğı yuvasında gıcırdamadan, eğılmeden, bükülmeden, kınlma- dan açılıp kapanması 35 bını buluyor Sekız yıl önce bızım yerlı menteşelenn ömrû 4 bın açılıp ka- panmayı bıle tamamlayamadan çurûyup düşüyordu Pışmış aşa su katmanın âlemı yok Ama 'menteşe sanayıın- dekı durumumuz' henüz çağ atlama pozısyonuna gelmış değıl Çünkû Batı'nın mentesesının ömnı 125 bın kez açılıp kapanma- ya ulaşmış bulunuyor Çok karamsar oianlanmız '35 bın ıle 125 bın arasındakı farka bakıp zafer bu zavallılığın neresınde?' dıye sorabılır Ama Cumhurıyetın kuruluşundan 1938'e kadar 20 yılı- nı sıçraya sıçraya geçen, ondan sonra da denız anası yavaşlh ğında dışa bağımlı olarak gelişen' bır sanayı yapımrzın 35 bınlık menteşeye ulaşmasını bence kûçumsemeyelım Gelışmeyı kûçümsemek yaşama sevıncını boğar " (Mıllıyet, 24 Ağustos 1990) • Necatı Doğru yazısında "menteşe" olayından yola çıkarak ıl- gınç sonuçlara doğru yurüyor ben de bu koşede konuya ılışkın sorulara yonelmek ıstıyorum Önce bır soru — Devlet neden vardır? Yanıt — Günümuzün devleti menteşe sorununda ulke ve yurttaş ıçın en doğru kararı vermek ıçın de orgutlenmıştır ve ıster ıste- mez bu ışlevı ustlenmıştır Soru — Nasıl? Yanıt — Devlet, -daha doğrusu devlet erkını kullanan sıyasal ıktıdar- önünde açılan yollardan bırını yeğlemek zonjnda kalacaktır Ya gümrük kapılarını sonuna dek açarak 125 bın kez açılıp kapa- nır yabancı menteşe dışalımını serbest bırakarak uzun ömüriü malı yurttaşına sunacaktır ya da gumruk duvarı ardında 35 bınlık menteşeyı koruyacak, yerlı sanayıcıyı savunacaktır Çağımızın en tartışmalı konulanndan bırısı bu kapsamda gün- deme gırıyor Çunkü sorun yalnız menteşeye özgu değildir, gün geçtıkçe çoğalan ve karmaşıklaşan bütün endüstrı ürünlerınde aynı so- ru gündeme gırıyor Turkıye gıbı sanayıleşmede gecıkmış ülke- lerde bu soru "nasıl kalkınınz ve çağdaşlaşınz? ' davasının anah- tariarını, yapısında bır ıkılemı ıçererek taşımaktadır Nedır o ıkılem'? Sıyasal ıktıdar kımı yeğleyecek 7 Gumruk duvarları arkasın- da palazlanan sanayıcıyı mı? Yoksa açık pazarda parmağını kı- mıldatmadan kazanan ıthalatçıyı mı? Her ıkı durumdayurttaşın konumu nedır? Açık pazar sıyasetı, yabancı endustn kralları- nın surgıt egemenlığını desteklemek değıl mıdır"? Çoğalan sorular, sıyasal partılerın sağdan sola yelpazedekı yerlerını saptamada gostergeler oluşturur • jpağımızda her devlet, ıç pazarını yabancılara karşı -az ya da çok- koruyor ABD'nın Türk tekstıl ürunlerıne koyduğu kotaları delebıldık mı? Eğer dunyada "sermaye-mal-emek' uçlemesınde gerçek- ten serbest bır pazar oluşabılseydı ve lıberal ekonomı kâğıt üs- tündekı nıtelığıyle geçerlı olsaydı bugun Batı Avrupa'da hıçbır devlet Turklere v ze zorunluğu koymaz, ışçtlerımız de emekle- rını serbestçe pazarlamak olanaklarını buiurlardı Her devlet, ulusal ekonomısını savunmak durumundadır Sü- per devletler bıle bu zorunluğun dışına çıkamıyorlar Sanayıleş- mesı gecıkmış bır ulkeyı başıboş bır açtk pazara dönuştüren eko- nomı polıtıkası ancak kompradorların ışıne gelebılır Kalkınmanın nasıl gerçekieşebıleceğını en genış özgurlükler ıçınde tartışmak demokrasının gereğıdır Çok yanlı, karmaşık ve somut çözumler ısteyen blr sorun karşısındayız Eğer soyut "lıberalekonomı' ve "serbestpazar 'edebıyatı yaparak sorun- ları çozmek gıbı bır kolaylık olsaydı, bugun dunyanın buyuk bö- lümü bu kadar gerı kalır mıydı 9 , j ÇAGRI EMPERYALIST CIKARLAR DOĞRULTUSUNDAKI HAKSIZ SAVASA HAYIR' Tum Ortadoğu halklarını boğmayı amaçlayan, petrol ve dolar savasında emperyalızmın çıkarları ıcın ulkemı- zı savaşa sokmaya çalısan emperyalıst savaş polıtıkala- rına HAYIR dıyor, tum demokrat kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz GAZİOSMANPAŞA HALKEVI, ŞİŞLI HALKEVİ. KOCASINAN HALKEVİ, USKUDAR HALKEVİ, BAKIRKOY HALKEVİ, EMINONU HALKEVİ, KADIKOY HALKEVİ, SARIYER HALKEVİ, BEYKOZ HALKEVİ, SARAY HALKEVİ, KIRKLARELI HALKEVİ, ÇORLU HALKEVİ, KUÇUKÇEKMECE HALKEVİ, YENIBOSNA HALKEVİ ADINA HALKEVLERI 1. BOLGE TEMSİLCISI ALIRIZA KURUL VEE4T Odamız onur uyesi Maden Yuksek Muhendisi Prof. Dr. T4CETTİN AIAMAN'ı 27.8.1990 tarihinde yitirdik. Ailesine, yakmlanna ve maden muhendisleri topluluğuna başsağlığı dileriz. TMMOB MADEN MUHENDİSLERİ ODASI 1 Hamur kağıda çok temız F O T O KOP İ Ooğan Copy 16O 78 28 60 TL. Ortabahçe Cad. No: 60 Beşlktaş Sınavı kazanmanızı, dilediğiniz Fakülte'ye girmenizi ancak 40 yılm deneyimi ve güçlü öğretim kadrosuyla BÜYÜK V DERSANE sağlar SİSLİ Osmanbev (Sıte Sıneması cıkısı) Tel 133 03 33-133 03 34 133 05 05 Üniversiteye HazırlıkFen Lisesi-Kolej ve Takviye kurs kayıtları devam etmektedir. NOT Rehber Psıkologlarımızın şubelerımızde çalışma saatlerı 9-17 arasındadır Öğrencımız olmayanlar da bu hızmetımızden yararlanabılırier BAKIRKÖY Btthcallevler (Para|a y*nı) Tel 575 17 M-575 71 22-575 78 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle