Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/1 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 28 AĞUSTOS 1990
Hukukıııı Üstünlüğü Ilkesi
ve Uygulama
"Hukuk devleti" deyişi ile "hukukun ustunluğu" arasında da
bağlantı vardır, fakat ikisi eşanlamda değildir. Kanuna bağlı devlet ile
hukukun ustunluğune göre kurulmuş, buna göre faaliyet gosteren ve
gelişen devlet ayrı şeylerdir.
Prof. Dr. FARUK EREM
Hukukun ustunluğu kavramı, Turk hukukuna
Turkıye Barolar Bırlığı'nın çabaları ile gırmıştır Bu
çabalar sonucu Cumhurbaşkanı'run yemınınde
(Anayasa Md 103) ve mılletvekıllennın yemınınde
(Anayasa Md 81) hukukun ustunluğune bağlı kal-
mak koşulu yer almaktadır O halde Barolar Bırlı-
ğı'nın çabası, bu konuda sonuç vemuştır Fakat uy-
gulamanın bu gelışme>e uygun olup olmadığı uze-
nnde durulmak gerekır
Şöyle bır soru akla gelebılır, neden Turkıye Ba-
rolar Bırhğı hukukun ustunluğu ılkesını topluma
benımsetmek çabası ıçındedır, neden bo)le bır
"yön"ü seçmıştır1
' Bu sorunun yanıtı şöyle olabı-
hr
Hukukun ustunluğu kavramı öğretı (doktnn) yanı
ne olursa olsun "hukukun (sadece kanunların de-
ğıl) uygulanması" dönemınde yer alır Bır toplum-
da "hukukun (sadece kanunlann değıl) uygulanma
sının başlıca ve manen sorumlusu" avukatlardır
Eğer kanunlardan ote>e hukukun ne dedığmı or-
taya koymak olanağı yoksa, avukatın (hatta hukuk-
çunun) görevı anlamsızlaşır Hukukun ustunluğu-
nü savunmaktan yoksun hukukçu, hukukun dışın
da, başka güçlenn buyruğunda demektır
1- Kavram: lucı fîkır gucundekı bu kavramın de-
mokratık ulkelerde kazandığı hız kuçumsenmeye-
cek dereceye ulaştı Turkıje Barolar Bırlığı'nın ku
ruluşundan sonra memleketımızde de dıkkatı üs-
tüne çeken öğretıde ve resmı demeçlerde bazen bır
güven kaynağı, bazen daha ıyı bır duzen ıçın öz
lem anlamında kullanılan bu de>ışın buyıik bır ge-
lışmenın mujdecısı olduğu hıssedılmektedır Artık
ana>asaya gıren bu kavramın anlamı uzennde dur
manın zamanı gelmıştır
Kanunların "anayasaya aykınlığV' vanında, "hu-
kukun ustunluğune aykırı kanun" savının da Ana
yasa Mahkemesı'nce nazara alınması gereklıydı Nı-
tekım aşağıda ıncelendığı uzere gorev yuce mah-
kemece yenne getınlmıştır Gelecek yazımda ömek-
ler \ereceğım
Fransızcada "prımaute du droıt" (>a da anlam
ca bıraz farklı olarak prıncıpe de la leguhte) ten-
mı, Ingılızcede "supremacy of low", Almancada
' hukuk devletT'ıle karma anlamda 'rechtsstaat" de-
\ımı kullanılır
2- Başka kavramlaria ilişkh "Hukuk devleti" de-
yışı ile "hukukun ustunluğu" arasında da bağlantı
vardır, fakat ıkısı eşanlamda değildir Kanuna bağlı
devlet ile hukukun ustunluğune göre kurulmuş, bu-
na göre faaliyet gösteren ve gelişen devlet ayrı şey-
lerdir
"Hukuk devleti kavramı, tam bır kanunilıkten,
>anı her şeklı ile ve ne pahasına olursa olsun ka
nuna uygunluktan ıbaret değildir Aksı takdırde hu-
kuk devleti gerçekte sadece bır kanun devleti olur-
du Kanunıhk adı altında de\ let herşeyı yapabılır-
dı Haksızlığm da meşruluk kılığına sokulabılece
ğını deneyımlerle görmüş bulunuyoruz, yıne bıldı-
ğımız gıbı pek çok ve pek kötu bıçımlerde de ka-
nunı haksızlıklar vardır Bır kanun devleti, kanunı
haksızlıklar devleti olabılır" (Huber, E R Modern
Endustn Toplumunda Hukuk Devleti ve Sosyal
Devlet Çevıren Ansay, T Ankara HF. Derg 1971,
n3)
"Sos>al hukuk devletı" (Ana>asa 2) deyışı ber
rak bır anlama bağlanmalıdır Bu deyışın nelen red-
dettığını anlamak, nelen kabul ettığını kestırmek-
ten daha kolavdır Sosyal hukuk devleti, lıberal eko-
nomık duzene davanan hukuk de\letı demek değil-
dir Marksıst bır duzen de kast olunmamaktadır
Sosyal hukuk doletı, "hukuk devleO" kavramı-
nın çaöımızda kazandığı vegâne anlamdır.Hukuk
devleti olmaksızın "sosval devlet"sosyal devlet ol-
maksızın "hukuk devleti" duşunulemez O halde
sosval devlet ile hukuk devleti ıkı avrı kavram sa-
vılamaz
a)Kanuna baglı devlet: "Kanuna bağlı devlet",
•'Kanun devleti" kavramlarmda tutucu olmak ıs-
teven anlam ağır basar
"Hukuka bağlı devlet' terımı kanunlara bağlı
devlet anlamında alınırsa ona "hukuk devleti" de-
mek guçtür Gerçek hukuk devleti "Hukukun us-
tunluğu"nu kabul eden devlettır Böyle anlaşılınca
hukukun ustunluğune bağlılık, devletın meşruluğu-
nu saptamakta bır ölçu de sa>ılabılır Bu suretle dev-
let kendını "hukuk"a bağlı savmıştır
Bo>lece kanun devletırun kuçumsendığı sandma-
malıdır Insanlığın "kanuna bağlı toplumlar" ku
rabılmesı kolay olmamıştır Fakat ıçınde bulundu-
ğumuz çağ, kanunıhk ılkesının yeterlı olamayaca-
ğını gosterdı Hukukun kanundan da ustun oldu-
ğunu kabul etmek gerekır
Yuzeyde kalan bır anlayışa gore kanunlar sonuç-
ta, toplumdakı bır çoğunJuğun ıstencı (ıradesı) sa-
yıhr Hukuk, bundan farklıdır Kanun ile hukukun
yollarının ayrıldığı dönemler olmuştur Kanunıhk
kavramı ıle hukukun ustunluğu arasındakı fark
bundan gelır
Montesquıeu "Iyı ınsan, memleketının kanunla-
rını seven kımsedır" demıştı Bu deyış o çağlarda
toplumu >önetecek en doğnı kuralların kanunda yer
alacağını duşunduru>ordu Kanun, "ınsan tabıatı-
nın gelışmış şeklı" olarak kabul edılıyordu (Sanz
pastor J A de role du jurıste et developpment eco-
nomıque et socıale dans un regıme de legalıte), bu
bır ıdealdır tdeal kanun ıle kanunıhk kavramı ara-
sında bır çatışma duşunulemez Fakat sadece va-
sama tasarrufu rutelığı ıle yeünüırse ıkı kavram ara-
sında avrılık başlar Bu suretle "kanun adamı ha-
lınde hukukçu" bır araç halıne gehr, kanun tutsak-
lığına duşer Kanunıhk ekonomık, sosyal ve duşun-
sei gelışmenın engellerınden bın olursa, hukukçu,
değennden ve görevınden çok şey yıtırecektır Sos
yal ve ekonomık gelışmenın voğunlaştığı donem-
lerde hukukun ustunluğune dırenç, zararh bır dav-
ranıştır
blTek anlamlı kavram: Hukukun üstuniüğü kar
ma ve bıleşık bır kavram gıbı gözükebılır Bu gö
runum uygulamanın çok çeşıth olmasından ılen gel
mektedır Esasmda hukukun ustunluğu tek anlamlı
bır kavramdır, karma ve bıleşık değildir
"Mılletlerarası Hukukçular Komısyonu'nun
1959'da Yenı Delhı toplantısında hukuk ustunluğu
ıçın kabul ettığı formul şu olmuştu "Hukuk üs-
tıinluğu demek, her zaman aynı olmadıklar halde
bırçok noktalarda benzerlık gosteren ve dunyanın
çok farklı sıyası vapıda ve farklı ekonomık şartı ıçın
dekı çeşıtlı dev letlerınde yaşayan hukukçulann, ge
lenek ve tecruKlenne göre ferdı, keyfi hukumete
karşı korumak ve ınsanlık haysıyetınden faydalan
masıru sağlamsl ıçın gereklı oldukları tartışılma-
yan prensıpler, muesseseler ve usuller demek
tır"(Esen, s 309)
c) Kanun önunde eşitlik: Kanun önunde eşıtlık
bugun klasık anlamı açısından dahı dar bır uygu-
lama ıçınde değildir
Demokrası ılkesıne bağlı devletlerde "Ikıncı sı
nıf vatandaş yaratmak yasağı" gün geçtıkçe geli-
şen bır anayasa kuralı hahne gelmıştır
Kanun önunde eşıtlık kavramınm ekonomık gu-
ven hakkına kadar genışledığı gorulmektedır Eşıt-
hğın somut anlamını "kışılenn devletçe eşıt olarak
korunmasf'nda aramak gerekır Devlet, kışınm te-
mel hak ve humyetlennı, fert huzurunu, sosyal ada-
let ve hukuk devleti ılkelerıvle bağdaşmayacak su-
rette sınırlayan sıvasal, ıktısadı ve sosyal butun en-
gellerı kaldınr, ınsanın maddı ve manevı varhğının
gelışmesı ıçın gereklı koşulları hazırlar Böyle an-
laşılan eşıtlık, hukukun ustunluğu kavrammdakı ıç-
tenlığı kanıtlar Bununla beraber, 'şekil'de kalan
eşıtlık aldatıcıdır Devletten korunmasını ıstemek
"hak"kı, herkesın aynı eşıtlıkte korunması olarak
anlaşalırsa daha fazla korunmava muhtaç olanlar
ıçın dunım kanunı eşıtsızlık halıne gelır Yoksulluk
her toplumda aşın çareler ve sorumsuz önderler ya-
ratmıştır Sağ ve sol dıktatörluklerde kronolojık
gözlem bunu gösterır Gelecek yazımda "hukukun
ustunluğu ve demokrası" konusu bununla ılgılı
Anayasa Mahkemesı kararlan ustünde duracağım
HESAPLAŞMA
BURHAN ARPAD
Niçin Çeviri?
Çağdaş Avusturya edebıyatının ılgınç kışısı Joseph Rotha'nın
"EYUB" romanını Türkçeye aktardığımızda 1956'da kuçük hı-
kâyeyle başlamış, bır on yıllık yazar geçmışım vardı Bunu da
belırtmemın nedenı kımı Türk edebıyatçılarının hayatını kalem-
le kazanmak zorunluluğuyla 'çevın ağır bastı' gıbt bır yoruma
düşmelerıdır
Adını taşıyan otuzu aşkın kıtapta çevırının sayıca ağır bastığı
doğrudur Fakat bunu 'ekmek parası kaygısıyla açıklamak pek
düşük düzeyde bır yorumdur Bunun tek bır açıklaması vardır
Adımı taşıyan çevın kıtapların adı, yazarlarının o ulke edebıya-
tındakı saygın yerı gerçeğı tartışılmaz bır kesınlıkle açıklar
Alman dıîı edebıyatından, Türkçeye aktardığım yazar adları bu-
nu gösterır
Remarque Batı Cephesı, Donuş Yolu Insanlan Seveceksın
1
Hayat Kıvılcımı, Lızbon'da Gece, Tedırgın Hayat
Stefan Zvveıg Yıldızın Parladığı Anlar, Amok Koşucusu, Yu-
rek Çökuntüsu, Satranç Hıkayesı, Acımak, Bır Polıtıkacı Portre-
sı, Amerıka, Dunün Dunyası
Thomas Mann Buddenbrook'lar
Anna Seghers Transıt, Oluler Genç Kalır
Başlıcalarını saydığım yazarların adları ve kıtapları bır gerçe-
ğı ortaya koymaktadır Stefan 2weıg'la Remarque, Thomas
Mann'la Anna Seghers, anlatım, yorum bakımından elbette ayrı
kışılıklerdır Ne var kı ortak yanları görmezlıkten gelınemez An-
trfaşıst, antımılıtarıst ve barışseverdırter Bu yazarları Türkçeye
aktarmamın tek nedenı budur Yabancı dıl bılmeyen ınsanları-
mızın bu ınsancıl ustaları tanımaları ve benımsemelerı ısteğıdır
Çevırılerı, bırçok kez basılması yanılmadığımı gösterdığı ıçın
mutluyum
Sevgılı yazarianmın başta gelen Ench Marıa Remarque'ın Batı
Cephesı'nde Yenı Bırşey Yok şu satırlarla sona erer
' 1918 yılının ekım ayında vuruldu O gun bütün cephe öyle
sessız ve sakındı kı, ordu bıldınsı Batı Cephesı'nde bıldırılecek
bır haber yok! demekle yetınmıştı Oysa ölenler vardı Genç bır
asker vurulmuştu Yuzustü kapaklanmıştı Çevırdıklennde, faz-
la acı çekmemış olduğu görulüyordu, uyur gıbıydı Sonuçtan hos-
nut gıbıydı'"
Remarque'ın ınsanlan ne katı Alman ne şamatacı Fransız, ne
de şımarık Amenkalıydıi Hepımız gıbı ınsanlardı Sadece ın-
sandılar
Sosyalıst ülkelere ıçtenlıkle bağlı kalmış Anna Seghers, yıllarca
yurtdışında kaldıktan sonra ulkesıne dönduğunde şunları soyler
"Ülkeme ve ınsanlarıma bağlıyım Bütün dıllerden en ıyı ko-
nuştuğum ana dılımle, ıyı anlarımla olduğu kadar kotû anlarım-
da da, yakından tanıdığım yurdumun ınsanlanna yararlı olmak
tstıyorum'
Seghers'ın baş yapıtı sayılan 'Öluler Genç Kalır" romanı onun
bu sozlermı doğrular
Çağdaş Avusturya edebıyatının en ınsancıl yazarı olan Ste-
fan Zvveıg, gerçeklerle duyguların sarmaş dolaş gelıştığı başya-
prtı sayılan Dunün Dünyası'nı şöyle bır sonla kapatır
"Guneş bütün gucuyle parlıyordu Eve donerken onümden gı-
den gölgemı gordum, bırden1
Bu yenı, savaşın ardındaotekı sa-
vaşın golgesını gorurmuşum gıbı' Golgem benden hıç ayrılma-
dı artık Bu gölge, gece gunduz bütün duşuncelerımı kaplıyor
Belkı bu kıtabın sayfalarında da o günlerın karanlık çızgılerı var-
dır' Ama her golge enınde sonunda yıne de bır başka gölge-
nın cocuğudur —ve aydınlıkla karanlıkla, savaşla barışı, yûkse-
lışle alçalışı yakından tanımış olan kışı, hayatı— gerçekten ya-
şamış sayılır ancak'' Bu satırların yazılmasından bır sure sonra
Stefan Zvveıg Brezılya'da ıkıncı eşıyle canına kıydı Dırencını yı-
tırmıştı Oysa butun dunyada onurlu kışılığı vardı
Çevırılerımın tek bır amacı vardı Insancıl yazarları dıl bılme-
yenlerımız de tanısın ve benımsesınler ıstedım Istedığımı ba-
şardım sanıyorum Çevırılerımın yenı yenı baskılarının yapılma-
sı bunu göstermez mı? 1986 YIUI VE 86 10911 SAflL KJRULU KMRARINA GORE SIGARA SAGL GA ZARARL DIR
MAJOR PLAKÇILIK A.Ş. Turkiye'de ilk defa
yepyenı bir turu bız yarattık.
ÖZGÜN Deyişlcr
Vfusa Fruglu ^ nenm ıüt
^ASU—f w"
fc>*"
MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞIHESAP UZMAN YARDIMCILIĞIGİRİŞ SINAVI
Malıye ve Gumruk Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlı-
ğı'nca 23, 24 ve 25 Ekım 1990 gunlerınde Ankara htanbul ve Izmır-
de hesap uzman vardımcılığı gınş sınavı vapılacaktır
SINA\A KATILABİLMEK IÇIN,
a) Devlet Memurları Kanunu'nun 48'ıncı maddesınde vazılı nıte
lıklere sahıp olmak
b) 1 1 1990 tanhınde 35 yasını doldurmamış bulunmak,
c) Eğıtım suresı en az dört yıl olan sıvasal bılgıler hukuk, ıktısat,
ışletme, ıktısadı ve ıdarı bılımler fakultelen ıle a>nı konularda eğıtım
veren ve bunlara eşıtlığı Yuksek Oğrenım Kurumu nca kabul olunan
benzen yabancı fakulte veya vuksek okullann bırınden mezun olmak,
d) Sağlık durumu Turkıye'nın her vennde gorev yapmava elverışlı
olmak
e) Erkeklerde askerlığını yapmış veya erteîecmış olmak. (Halen as
kerlık gorev ını vapmakta bulunanlar terhıslennden sonra atamaları
>apılmak uzere sınava kabul edılebılırler),
f) Hesap uzmanlığı nıtelıklerını taşımak
g) Daha once bır defadan fazla hesap uzman >ardımcılığı gınş sı-
navına katılmamış olmak gerekmektedır
Sınaıa gınş şartlarını ve sınav konularını gosteren broşur ıle baş
vuru formu Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı ve Kunılumuzun
Ankara, Istanbul ve lzmır Grup Başkanlıklarından sağlanabılır
Isteklılerın 5 Ekım 1990 gunu akşamına kadar Malıye ve Gumruk
Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı'na (llkadım Caddesı
Kara Harp Okulu Kavşağı >anı, \ Blok. zemın kat Bakanlıklar AN
K\RA) belgelen ıle bırlıkte bızzat veya posta ıle muraı.aatları duyu
rulur
Basın 309^8
PENCERE
Menteşe Sorunu
Necatı Doğru, ele aldığı konuya çarpıcı bıçımde yaklaşan bır
köşe yazandır, "Menteşe Ömrünü UzatOk" başlıklı yazısında gü-
zel bır haber de vermış
"Kelebek Mobılya'yı uyuduğu mıskın yatağından alıp onu bu-
gün sektörün mızrak başı durumuna getıren genç genel mûdürü
Hüsnü Karagözoğlu anlattı Ben de sıze anlatayım Artık bır yerlı
menteşenın menteşe olarak ömrünu tamamlayabılmesı ıçın yer-
leştğı yuvasında gıcırdamadan, eğılmeden, bükülmeden, kınlma-
dan açılıp kapanması 35 bını buluyor
Sekız yıl önce bızım yerlı menteşelenn ömrû 4 bın açılıp ka-
panmayı bıle tamamlayamadan çurûyup düşüyordu
Pışmış aşa su katmanın âlemı yok Ama 'menteşe sanayıın-
dekı durumumuz' henüz çağ atlama pozısyonuna gelmış değıl
Çünkû Batı'nın mentesesının ömnı 125 bın kez açılıp kapanma-
ya ulaşmış bulunuyor Çok karamsar oianlanmız '35 bın ıle 125
bın arasındakı farka bakıp zafer bu zavallılığın neresınde?' dıye
sorabılır Ama Cumhurıyetın kuruluşundan 1938'e kadar 20 yılı-
nı sıçraya sıçraya geçen, ondan sonra da denız anası yavaşlh
ğında dışa bağımlı olarak gelişen' bır sanayı yapımrzın 35 bınlık
menteşeye ulaşmasını bence kûçumsemeyelım
Gelışmeyı kûçümsemek yaşama sevıncını boğar " (Mıllıyet,
24 Ağustos 1990)
•
Necatı Doğru yazısında "menteşe" olayından yola çıkarak ıl-
gınç sonuçlara doğru yurüyor ben de bu koşede konuya ılışkın
sorulara yonelmek ıstıyorum
Önce bır soru
— Devlet neden vardır?
Yanıt
— Günümuzün devleti menteşe sorununda ulke ve yurttaş
ıçın en doğru kararı vermek ıçın de orgutlenmıştır ve ıster ıste-
mez bu ışlevı ustlenmıştır
Soru
— Nasıl?
Yanıt
— Devlet, -daha doğrusu devlet erkını kullanan sıyasal ıktıdar-
önünde açılan yollardan bırını yeğlemek zonjnda kalacaktır Ya
gümrük kapılarını sonuna dek açarak 125 bın kez açılıp kapa-
nır yabancı menteşe dışalımını serbest bırakarak uzun ömüriü
malı yurttaşına sunacaktır ya da gumruk duvarı ardında 35 bınlık
menteşeyı koruyacak, yerlı sanayıcıyı savunacaktır
Çağımızın en tartışmalı konulanndan bırısı bu kapsamda gün-
deme gırıyor
Çunkü sorun yalnız menteşeye özgu değildir, gün geçtıkçe
çoğalan ve karmaşıklaşan bütün endüstrı ürünlerınde aynı so-
ru gündeme gırıyor Turkıye gıbı sanayıleşmede gecıkmış ülke-
lerde bu soru "nasıl kalkınınz ve çağdaşlaşınz? ' davasının anah-
tariarını, yapısında bır ıkılemı ıçererek taşımaktadır
Nedır o ıkılem'?
Sıyasal ıktıdar kımı yeğleyecek
7
Gumruk duvarları arkasın-
da palazlanan sanayıcıyı mı? Yoksa açık pazarda parmağını kı-
mıldatmadan kazanan ıthalatçıyı mı? Her ıkı durumdayurttaşın
konumu nedır? Açık pazar sıyasetı, yabancı endustn kralları-
nın surgıt egemenlığını desteklemek değıl mıdır"?
Çoğalan sorular, sıyasal partılerın sağdan sola yelpazedekı
yerlerını saptamada gostergeler oluşturur
•
jpağımızda her devlet, ıç pazarını yabancılara karşı -az ya da
çok- koruyor
ABD'nın Türk tekstıl ürunlerıne koyduğu kotaları delebıldık
mı? Eğer dunyada "sermaye-mal-emek' uçlemesınde gerçek-
ten serbest bır pazar oluşabılseydı ve lıberal ekonomı kâğıt üs-
tündekı nıtelığıyle geçerlı olsaydı bugun Batı Avrupa'da hıçbır
devlet Turklere v ze zorunluğu koymaz, ışçtlerımız de emekle-
rını serbestçe pazarlamak olanaklarını buiurlardı
Her devlet, ulusal ekonomısını savunmak durumundadır Sü-
per devletler bıle bu zorunluğun dışına çıkamıyorlar Sanayıleş-
mesı gecıkmış bır ulkeyı başıboş bır açtk pazara dönuştüren eko-
nomı polıtıkası ancak kompradorların ışıne gelebılır
Kalkınmanın nasıl gerçekieşebıleceğını en genış özgurlükler
ıçınde tartışmak demokrasının gereğıdır Çok yanlı, karmaşık
ve somut çözumler ısteyen blr sorun karşısındayız Eğer soyut
"lıberalekonomı' ve "serbestpazar 'edebıyatı yaparak sorun-
ları çozmek gıbı bır kolaylık olsaydı, bugun dunyanın buyuk bö-
lümü bu kadar gerı kalır mıydı
9
, j
ÇAGRI
EMPERYALIST CIKARLAR DOĞRULTUSUNDAKI
HAKSIZ SAVASA HAYIR'
Tum Ortadoğu halklarını boğmayı amaçlayan, petrol
ve dolar savasında emperyalızmın çıkarları ıcın ulkemı-
zı savaşa sokmaya çalısan emperyalıst savaş polıtıkala-
rına HAYIR dıyor,
tum demokrat kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz
GAZİOSMANPAŞA HALKEVI, ŞİŞLI HALKEVİ.
KOCASINAN HALKEVİ, USKUDAR HALKEVİ,
BAKIRKOY HALKEVİ, EMINONU HALKEVİ,
KADIKOY HALKEVİ, SARIYER HALKEVİ, BEYKOZ
HALKEVİ, SARAY HALKEVİ, KIRKLARELI
HALKEVİ, ÇORLU HALKEVİ, KUÇUKÇEKMECE
HALKEVİ, YENIBOSNA HALKEVİ
ADINA
HALKEVLERI 1. BOLGE TEMSİLCISI
ALIRIZA KURUL
VEE4T
Odamız onur uyesi
Maden Yuksek Muhendisi
Prof. Dr.
T4CETTİN AIAMAN'ı
27.8.1990 tarihinde yitirdik. Ailesine,
yakmlanna ve maden muhendisleri
topluluğuna başsağlığı dileriz.
TMMOB MADEN MUHENDİSLERİ
ODASI
1 Hamur kağıda çok temız
F O T O KOP İ
Ooğan Copy
16O 78 28
60 TL. Ortabahçe Cad.
No: 60 Beşlktaş
Sınavı kazanmanızı, dilediğiniz Fakülte'ye girmenizi
ancak
40 yılm deneyimi ve güçlü öğretim kadrosuyla
BÜYÜK V DERSANE sağlar
SİSLİ Osmanbev (Sıte Sıneması cıkısı)
Tel 133 03 33-133 03 34 133 05 05
Üniversiteye HazırlıkFen Lisesi-Kolej ve Takviye kurs kayıtları devam etmektedir.
NOT Rehber Psıkologlarımızın şubelerımızde çalışma saatlerı 9-17 arasındadır Öğrencımız olmayanlar da
bu hızmetımızden yararlanabılırier
BAKIRKÖY Btthcallevler (Para|a y*nı)
Tel 575 17 M-575 71 22-575 78 96