25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 28 AGUSTOS 1990 KÖRFEZ KRIZİ...KÖRFEZ KRİZt... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖI Irak, gemilerine Batılılann ablukasına uyma emri verdl Arafat banşplanı önerdi Arap Birliği çözümpeşindeArap Birliği'ne üye 21 ülkeden 12'sinin olağanüstü Arap zirvesinin 30 ağustosta Kahire'de düzenlenmesini onayladığı bildirildi. ABD, 36 Irakhyı sınırdışı ediyor. Katar, topraklanna "dost yabancı ülkelerin" askerlerinin girmesine izin vereceğini açıkladı. BM Genel Sekreteri Cuellar, Irak Dışişleri Bakanı Tarık Aziz ile Amman'da bir araya gelecek. Cuellar kendi girişimiyle Amman'a gideceğini belirterek 'Aşırı tehlikeli sorunun çözümünde iyimserim diyemem ancak ümitliyim' dedi. Kahire'de perşembe günü Arap ftrtığı toplafrtısı yapıtmasını, bırüğin 12 ûyesı kabul etö Körfez krizinde 26. gün 27 Ağustos 1990 Irak DışışJen Bakanı Tank Aaz. ABO'yı böJgedekı petrol yatatdanna gûz dıkmetde suçiadı Ordûn Kralı Hftseym. Turaıs'a gittı. SUUOİ AM8ISTAN Ingıltere Savunma Bakanı Tom King, Körta'e gıtti = Ana yollar — Boru tatla Dış Haberier Servisi — Körfez krizini "si- lahlar konusmadan" çözümlemek için sür- dürülen diplomatik gırişimler yoğunlaşıyor. Arap Birliği'ne Uye 21 ülkeden 12'si soru- nu görüşmek üzere perşembe gunu Kahire1 de olağanüstü bir toplantı yapma konusun- da anlaştılar. Irak, Yugoslavya'dan arabu- luculuk yapmasını istedi. Bağdat'ın gemi- lerine Baulılar tarafından uygulanmakta olan ablukaya uymaları emri verdiği bildi- rildi. FKÖ lideri Yaser Arafat, Körfez kri- zinin çözurnü için bir banş planı onerdi. Su- dan Devlet Başkanı Ömer El Beşir, Saddam Hüseyin ile görüştü. Endonezya Devlet Baş- kanı Suharto da arabuluculuk önerdi. Arap Birliği Bakanlar Konseyi toplantı- sının yapılması için gereken çoğunluğun sağlandığı, olağanüstü oturumun 30 ağus- tosta Kahire'de yapılacağı haber verildi. Arap Birliği üyesi 21 ülkeden 12'sinin ola- ğanüstü Arap zirvesinin 30 ağustosta Ka- hire'de düzenlenmesini onayladığı bildiril- di. Arap Birliği'ne yakın kaynaklar, Körfez tşbirliği Konseyi'nin 6 üyesi dışında Suri- ye, Lübnan, Mısır, Somali, Cibuti ve Fas Arap zirvesinin 30 ağustosta düzenlenmesi konusunda olumlu yanıt bdirttiler. Olağanüstü Arap zirvesinde 10 ağustos- ta Kahire'de düzenlenen zirve toplantısın- da alınan kararların inceleneceği belirtildi. Suriye ve Mısır, Arap Birliği'nin olağa- nüstü toplanması çağnsında bulunmuş, top- lantı tarihinin önce 26 ağustos olmasını is- temişler, ancak daha önceki Arap zirvesin- de alınan kararların Genel Sekreter Şadli Klibi tarafından incelenebilmesi amacıyla toplantının 30 ağustosa ertdenmesi çağn- sında bulunmuşlardı. Arap Birliği üyesi 21 ülkeden sadece 3'ü (Mısır, Fas ve Suriye) Suudi Arabistan'a as- keri birlik gönderdi. Bu arada Irak'ın toplantıyı boykot ede- ceği bildirildi. Perşembe günü yapılması için Mısır'ın büyük çaba gösterdiği olağanüstü toplan- tının, aynı zamanda Arap 'birüginin' bir sı- naması olacağı belirtiliyor. Irak'ın Kuveyt'i işgali karşısında farklı tavırlar geliştiren Arap ülkeleri arasındaki görüş farklılıkla- rının, bu olağanüstü toplantının gerçekle- şememesi ya da az katılımla gerçekleşmesi durumunda iyice su yüzüne çıkacağı iddia ediliyor. AA'nın bildirdiğine göre Mısır'daki siyasi gözleradler, bu durumun "Arap Bir- liği Örgütıi'nün fiilen ikiye bölıinmesi ola- sıhğını gundeme getirdigini" belirtiyorlar. Irak gemileri "dur" ihtanna uyacak Reuter'm bildirdigine göre Irak hülnimr- ti, gemilerine Körfez bölgesinde Batıülar ta- rafından uygulanan ablukaya uymalarınj ve "dur" ihtan üzerine durmalarını emretti. Bağdat daha önce gemilerine dur ihtanna meydan okumaları emrini vermişti. Böyle- ce Irak hükümetinin tutumunda önemli bir yumuşama meydana gelmiş oluyor. Irak'ın BM temsilcisi, Bağdat'ın bu ka- rarını "Ülkesinin banştan yana olduğunun ve savaş istemediğinin işareti" olarak de- ğerlendirdi. Bush: Diplomatik çözüm şansı çok az ABD Başkanı George Bosh, Körfez krı- zinin diplomatik bir anlaşmaya ulaştınlması şansmın çok az olduğunu, ancak BM tara- fından başlatılacak göruşme girişimlerinin umut verebileceğini söyledi. George Bush, Kanada Başbakanı Brian Mulroney ile bir- h'kte düzenlenen ortak basın toplantısında, "Saddam Huseyin, uinslararası hukuka karşı o denli dirençli ki, verimli bir göriiş- me suredoe henüz olanak vermiyorum" de- di. Bush, Irak'ın Kuveyt'ten çekıimesini ve Kuveyt'in eski yönetimin işbaşına gelmesini öngörmeyen hiçbir anlaşmayı kabul etme- yeceklerine ilişkin görüşünü de yineledi. ABD, Irak'ın Washington Büyükelçiliğii nde görevli, yedisi diplomat 36 Iraklıyı sı- nırdışı edecegini açıkladı. ABD Dışişleri Ba- kanlığı'ndan yapılan açıklamada, Irak'ın Washington Büyükelçiliği'nin personel sa- yısınm 55'ten 19'a indirildiği bildirildi. Dı- şişleri Bakanlığı Sözcüsü Margaret Tutwi- ler, bu yöndeki kararın dün sabah Dışişleri Bakanlığı'na çağnlan Irak'ın Washington Büyükelçisi Muhammed El Machat'a iletil- diğini kaydetti. Büyükelçilikte kalacak olan Iraklıların da hareket alanımn kısıtlandığı belirtiliyor. Katar, Körfez ülkelerine yönelik "olası" bir saldınyı püskürtmek amacıyla "bazı dost ülkelere askeri kolaylıklar saglamayı" kararlaştırdı. Katar Emiri Şeyh Halife Bin Hamid El Tani, Kuveyt ve öteki bölge ülkelerinin, BM yasası uyannca, "kendilerine yönelik her tnriii saldınnın puskürtülmesi için askeri yardım istemeve haklan bulunduğunu" bil- dirdi. El Tani, Körfez'dekı gelişmelerin, Kör- fez ülkelerine "dost ve kardeş" ülkelerin as- ker göndermeleri gereğini ortaya çıkardığı- nı ifade etti. Arafat'la Saddam çözüm konusunda anlastı Filistin Kurtuluş Orgütü lideri Yaser Ara- ÇÖLDE NAMAZ — Suriyeli Müslıiman askerier çöide de sabah namazım kaçırmıyorlar. Suriye askeri biriikleri Sondi Arabfetan'ın himayesinde oluştnnılan orduda görev alıyoriar. (Fotograf: AA) WASHINGTON Zaman kimden yana işliyor?ABD'li stratejistlerin bir bölümü Körfez'deki uzun bir kuşatmanın Amerika'nın zararına olacağını ve hemen saldınlması gerektiğini savunurken, bir diğer grup ablukanın Irak ekonomisini çökerteceğini ve zamarun Amerika'dan yana olduğunu düşünüyor. UFUK GÜLDEMtR WASHINGTON — BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın 'arabuluculuk* için dev- reye girmesi, ABD'nin bu girişime itirazı- nın oünaması ve Irak Dışişleri Bakanı Ta- nk Aziz'in de Irak'ın "her konuyu" görüş- meye açık olduğunu vurgulaması, Körfez krizinde diplomatik bir süreç başlatırken, gözler bir kez daha ekonomik ablukanın so- nucunun ne zaman alınabileceği konusuna döndü. Zaman, Körfez krizinde kritik bir faktör, ama kimin yanında belli değil. ABD'nin zamanın aleyhine çalıştığı ka- nısına varması halinde krîzde tırmanma eği- liminin başlayacağı kaydediliyor; ancak ABD'de bu konuda görüş birliği yok. Bazı önde gelen stratejistler, zamarun Amerika- nın aleyhine, diğerleri de lehine calıştığı ka- rusında. örneğin Kissinger, hergün ABD te- levizyonlannda, "Uzun bir kuşatmadan en çok Amerika zarar görür" temasıru işliyor. Soğuk savaş dünyasının stratejisti Richard Perie, Irak'ın nükleer ve kimyasal yetene- ğinin hemen tahrip edilmesini savunuyor. Zamanın Amerika'dan yana işledigi kanı- sında olanlar da var. Örneğin eski savun- ma bakanlanndan James Scblesinger, Car- ter'ın Ulusal Guvenh'k Danışmanı Zbigai- ew Brzezinski ve Yakın Doğu Enstitüsü'n- den Barry Rnbin bu görüşte. Ikinci grup, uluslararası ablukanın sadece petrol geliri- ne dayalı Irak ekonomisini çökerteceğini, bu yuzden de zamanın Amerika'dan yana ol- duğunu düşünüyor. ABD yönetimi şu ana kadar bu konuda bir görüş belirtmiş değil. Ancak ABD Baş- kanı Bush'un kısa sürede bu konudaki uzun vadeli stratejisini belirlemesinin gerektiği kaydediliyor. Çunku Batı dünyasının her- hangi bir konuda fazla uzun süre dayanış- ma göstermek konusundaki sicilinin pek iyi olmadığı vurgulanıyor. Bu bakımdan ABD, gıda ambargosunun sonuçlannı çok yakın- dan izliyor. Maliye Bakan Yardımcısı John Robson başkanlığmda oluşturulan bir ekip, günlük olarak Irak'ın durumunu değerlen- diriyor. ABD yönetimi, alınan sonuçtan şu ana kadar memnun görünüyor. Ancak Irak'ın bir gıda ambargosuna gerektiğinde yıllarca dayanabileceği karusında olanlar da var. örneğin Abbot adlı gıda damşmanlık şirketinin başkan yardımcısı Paul Jureidi- ni, Irak'ın içeride tarımı aktive ederek ab- lukaya uzun bir süre dayanabileceğini söy- lflyor. Philedelphia'daki Dış Politika Enstitüsü1 nün Direktörü Daniel Pipes, eğer ABD gı- da ambargosu konusunda bugiınkunden çok daha saldırgan davranmazsa, Irak'ın birkaç kalem mal dışında ayakta duracak kadar gıda üretebileceğini söylüyor. Buna karşüık gıda ambargosunu bahane eden Irak'ın, Batılı rehineleri açlık ile karşı kar- şıya bırakıp ambargoyu Batı'yı acıtacak bir unsur haline getireceğine, dolayısıyla da si- lahın ters tepebileceğine dikkat çekiyor. Di- ğer yandan ABD Kongresi, VietnamVJan bu yana Amerikan askerini yıllar sürecek bir savaşın içine atmaktan hep ürktü. Bu ba- kımdan krizde meydana gelebilecek bir ki- litlenmenin Bush'u, kongrenin giderek ar- tan baskılannın hedefi haline getireceği ileri sürülüyor. Aynca Amerikan kamuoyu, kriz tırmandıkca, Arap dünyası hakkında da fi- kir sahibı olmaya başlıyor: Örneğin, ordu- nun Körfez'e 'demokrasiyi kurtarmaya' git- mediğini, çunkü Kuveyt'te monarşi olduğu- nu öğreniyor. Derinde olduğu için pompa- lanması biraz masraflı olmakla birlikte ABD'nin kendine yetecek petrolü olduğu- nu, yani petrol için de Körfez'e gidilmedi- ğini öğreniyor. Oysa enerji damarlan Kör- fez'e bağlı olan Avrupalıların krize müda- hil olmakta çekimser davrandıklanm öğre- niyor. Amerikan kamuoyu bunlan öğren- dikçe de sorular artıyor. Zaman bu bakım- dan Bush'un aleyhine işliyor. Zamanla Amerika aleyhine gelişen bir başka olgu da Irak lideri Saddam Hnseyini in Arap kamuoyunda "petrol gelirini raüs- rif şeyhlerden alıp halka veren kahraman" imajının yaygınlaşma eğilimi. Arap başkent- lerinden haber veren Amerikalı gazeteciler, Saddam Hüseyin'in tsrail'in Batı Şeria ve Gazze*yi işgalini Irak'ın Kuveyt'ten çekilme- si ile irtibatlanmasının sokaktaki Arap'a çok cazip geldiğini vurguluyor. Oysa Amerika özenle Israil'i bu konunun dışında tutuyor. Çünkü Körfez'deki harekâtm "Araplara karşı bir ABD-lsrail prodıiksiyonu" olarak görünmesini istemiyor. ABD'nin çekindiği konulardan birisi, bir çatışma halinde Irak1 ın Ürdün'e giderek bir Israil saldınsını çek- mesi, böylece Irak'a karşı birleşmiş olan 'ılımir Araplann geri adım atması. Ancak İsrail'in savaşa çekilmesi halinde, "çok sert vurabileceği" göz önüne alınırsa, Irak'ın böyle bir harekete girişmemesinin uzak bir olasılık olduğuna da dikkat çekiliyor. Zamanın Irak aleyhine işledigi kanısın- da olanlar arasında, ABD'nin eski genelkur- may başkanlanndan Amiral Thomas Mo- orer de var. Zaman ilerledikçe ABD'nin Körfez'deki askeri gücünü giderek arttırdı- ğına, her geçen günle birlikte Irak'a vuru- lacak darbenin şiddetinin ağırlaşacağına dikkat çekiyor. ABD'nin Körfez'deki aske- ri yığınağındaki temel hedefin, dengeyi kara ordusunda da 2'ye 1 oranmda Amerika le- hine bozacak bir askeri güce ulaşmak ol- duğu kaydediliyor. ABD hava, deniz ve elek- tronik savaşta zaten Irak'tan ileride. Bir aya kadar tankçı, topçu ve piyade sımflannda da ustünlüğu eline gecirmesi bekleniyor. Di- ğer yandan her geçen gün başka uluslardan da Körfez'e asker yığılıyor. Bu açıdan da za- man Irak'ın aleyhine işliyor. DIŞ BASIN YürekliTürkiye,Batıyayardımetti Türkiye kendisi için yaşamsal konularda Batı'dan hep ihmal ve kayıtsızlık gördü. Ama bu ülke, Körfez krizinde yürekli biçimde Batı'ya yardım etti. Çok önemli konumunu Batı'yla pazarlık konusu yapmadı. Taviz kopartmaya kalkışmadı. Türkiye'nin dostluğu, Batı'mn dostluğundan dahasağlamçıktı. DOUGLAS J. FEITH* Körfez krizi, ABD'nin Batı'nın çıkarla- nm savunmak için tehlikeli eylemlere katı- labilecek kararlı, gözüpek müttefıklere ge- reksinmesi olduğunu ortaya çıkardı. Kriz, aynca ABD'ye dışarıdaki dostlanna sada- kat göstermesinin sadece ahlaki bir yuküm- lülük değil, aynı zamanda iyi bir yatınm ol- duğunu da anımsattı. ABD'nin türn müttefikleri arasında bu krizden en fazla kazançh çıkmayı hak eden ülke Türkiye'dir. TürkleT bu krizde kendi- leri için büyük tehlikeyi göze alarak tered- düt etmeden ABD'nin -ve genellikle Batı'mn- yanında yer aldılar. Türkiye, bir- kaç saat içinde Kuveyt'in işgalini kınadı ve BM Güvenlik Konseyi'nde Irak'ın kmanma- sı yolundaki Amerikan önerisini destekle- di. Türkiye'den geçen Irak boru hattımn ka- patılması, bu ülkeyi yılda 300 milyon do- larlık gelirden mahrum etti. Türkiye ile Irak arasındaki ticaret hacmi ise 2 milyar dolar- dır. Ama Ankara, Güvenlik Konseyi kararı uyannca derhal ekonomik yaptınrnlan uy- gulamaya başladı. Türkiye'nin dış ilişkilerinde benimsediği kural, kışkırtıcı eylemlerden ve ön plana fır- lamaktan kaçınmakur. Ankara, uluslararası tartışmalarda genellikle NATO konsensusü- nün çerçevesi içinde kalmayı yeğler. Ama Körfez krizinde Türkiye, kendisine liderlik rolünün düştüğünü gördü. Zira Türkiye, NATO'da halkı Müsluman tek ülke olup Irak'la ortak sının vardır. Bu aslında fazla hoş karşılanacak bir rol değildi. Çünkü Türkiye'nin aksine Irak or- ta menzilli balistik füzelerle kimyasal silah- lara rakiptir; aynca nükleer silah üretimi üzerinde çalışmaktadır. Üstelik Irak'ın kon- vansiyonel silahlan da Türkiye"ninkinden daha fazla ve daha moderndir. Ama buna karşın Türkiye, ambargoyu derhal destekleyip NATO ile Irak'a karşı iş- birliğine girerek liderlik rolünü yürekli bi- çimde yerine getirmiş ve çok yararlı obnuş- tur. Ankara, Saddam'a karşı uluslararası tepkinin oluşmasına çok büyük katkıda bu- lunmuştur. Türkiye'nin Batı ile gösterdiği dayanışma öztflikle şu bakımdan da övgüye hak kazan- mıştır: Bu ülke şimdiye dek kendisi için ya- şamsal öneme sahip konularda Batı'dan ih- mal ve kayıtsızlık görmüştür. örneğin as- keri yardım konusunda Kongre hep Türki- ye ile Yunanistan arasında belli bir orana bağlı kalmıştır. Bu bağlantı Türklerin gu- rurunu incitmektedir. Zira bağlantının ar- dındaki mantık, Yunanistan'ın NATO müt- tefiki Türkiye"ye karşı kendini savunabilme- sini sağlamaktu. Körfez krizinden önce Türkiye gururunu yaralayan girişimlerin ABD'de sergilenme- sine tanık oldu. Şubat ayında, Senato azınlık lideri Bob Dole, Senato kürsüsünde günlerce Osman- h tmparatorluğu döneminde Türklerin "Er- meni soykınmı" yaptıklannı ıddia etti. Re- agan yönetimi, bu tür karar tasarüanna şid- detle karşı çıkmıştı. Ama bu kez Bush yö- netimi yetkilileri, Senatör Bob Dole'ün ta- sarısına karşı güçlü bir muhalefet oluştur- maktan kaçındılar. Ustelik bu konuda Be- yaz Saray'ın yaptığı açıklama, Türkler için Bob Dole'ün iddialan kadar gurur kına idi. Temmuz ayında ise Washington, Yunanis- tan'la imzaladığı yeni iş anlaşmasında Ati- na'mn ısran ile Yunanistan'ı Türkiye^e karşı güvence altına alma anlamına gelecek bir ifadenin yer almasını kabul etti. Bu arada Avrupa Topluluğu da Türkiye1 - nin üyelik başvurusunu geri çevirmeye de- vam ediyor. AT kaynaklan, Türkiye'nin, an- cak eski Varşova Paktı üyelerinin AT'ye ahn- masından sonra topluluğa girmesinin söz konusu olabileceğini belirtiyorlar. Ne var ki Irak krizi patlayınca Türkiye tereddüt etmedi. Müttefıklerini suçlamadı ve onlarla pazarlık yapmadı. Körfez krizi, Türkiye'nin bölgedeki konumunun büyük önemini gözler önüne serdi. Ama Ankara bu eşsiz konumunu taviz kopartmak için pazarlık konusu yapmadı. Türkiye, yaşamsal yardım yaptığı Batı- dan sadakatsizliğinin bedelini istemedi. Türkiye'nin dostluğunun, bizim dostluğu- muzdan daha sağlam çıkması, Batı için bü- yük bir şans olmuştur. Ama şansımızı zorlamayalım. (26 ağus- tos) * Türkiyc'yi temsil eden bir avukat olan Doug- las Frith, Reagan yönetiminde yüksek dOzeyde bir Savunma Bakanügı yetkilisi idi. fat, Kuveyt'te 6 ay içinde yapılması istenen seçimlere kadar Irak askerlerinin yerine bir Arap Banş Gücü yerleştirilmesini önerdi. Yaser Arafat ile Saddam Hüseyin'in, Körfez krizine bir Arap çözümü bulunma- sı konusunda görüş birh'ğine vardıklan bil- dirildi. Filistin Kurtuluş örgütü'nden dün yapılan açıklamada, bu çerçevede, bölge- deki tüm yabancı askerlerin çekilmesi ve Arap Birliği'nin korunmasıyia Filistin so- rununa da çözum bulunabileceği vurgulan- dı. Filistin Haber Ajansı Wafa'ya göre, Bağdat'ta Arafat ile Saddam arasındaki gö- rüşmeden sonra yapılan açıklamada, "Arap topraklanna dış müdahaleye son ve- rilmesinin geregi ve krizi Araplann birlik olmasını saglayacak >e Filistin halkının haklannın kazaıulması için verilen miica- deleyi güçlendirecek bir Arap çozümıi bu- lunması konusunda tam bir görüş birliği saglanmLStır" denildi. Körfez krizine banşçı bir çözüm amacıyla bir dizi ziyarette bulunan Ürdün Kralı Hö- seyin, gezisinin ikinci durağı olan Tunus'a gitti. Resmi kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Ürdün Kralı Hüseyin, Tunus Havaa- lanı'nda Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali tarafından karşılandı. _^ Irak'tan Yugoslavya'ya çagrı Irak, Yugoslavya'dan, Körfez krizinin da- ha da ağırlaşmasım engellemek için arabu- luculuk yapmasını istedi. Yugoslavya Ha- ber Ajansı Tanjug, Irak'ın isteginin dün Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in özel temsilcisi' Planlama Bakanı Samal Medd Faraci tarafından Yugoslavya Dışişleri Ba- kanı Bodimir Loncar'a iletıldiğini bildirdi. Ajansa göre Faraci, Körfez'deki gelişmeler- den duyduklan "kaygıyı" dile getirdi ve Bağdat yönetiminin, bağlantısızlann dönem başkanı Yugoslavya'nın, öteki bağlantısız- larla işbirliği içinde, "Krizin tırmanmasını önlemeye yönelik girişimlerde bnlunabile- cegine inandıgmı" kaydetti. Körfez krizine diplomatik çözüm bulma çabalan çerçevesinde önceki gün Bağdat'a giden Sudan Devlet Başkanı ömer El-Besir, Saddam Hüseyin ile görüştü. Irak haber ajansı INA, Ürdün'e kısa bir ziyaret yaptık- tan sonra Bağdat'a geçen El-Beşir ile Sad- dam Huseyin arasında gerçekieştirilen gö- rüşmede, uluslararası ve Araplararası sorun- lann ele alındığını belirtti. Cuellar-Aziz görüşmesi Diplomatik çevreler, BM Genel Sekrete- ri Perez de Cuellar'ın perşembe günü Am- man'da Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz ile yapacağı görüşmeyi merakla bekliyorlaı". Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz ile gö- rüşme yapmak isteğine ilişkin girişimi hak- kında bilgi verdiği Güvenlik Konseyi'nden bu konuda destek ve 660 ile 664 sayüı ka- rarlar çerçevesinde müzakere yapma yetki- si aldıktan sonra, bir basın toplantısı dü- zenleyen Cuellar, "Kendi girişimhnte Irak görüşmeleri için Amman'a gidiyorum. Aşın tehlikeli sorunun çözümünde iyimserim di- yemem, ancak ümitliyim" dedi. Cuellar, çarşamba gunu New York'tan ay- nlacağını ve perşerabe gunu Amman'da ye- rel saat ile 17.00'de Irak Dışişleri Bakanı ile görüşeceğini belirtti. Genel Sekreter, Am- man görüşmelerinin "Yoğun kapsamlı ve sorunun her yönününü ilgilendirecegini ve kendisi için Guvenlik Konseyi'nin kararla- n dışına çıkacak bir müzakere yapmasına imkân olmadıgım" söyledi. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in kendisini Bağdat'a davetini kabul etme ye- rine Dışişleri Bakanı ile Amman'da görüş- mesinin nedenini soran gazeteciye Cuellar, "Iran-Irak savaşı sırasında Tank Aziz ile alü yıilık ilişkimiz boyunca aranuzda bir yakın- İık ve karşılıklı guven oluştu ve bir ikili di- yalog doğdu. Bu aşamada böyle bir göriiş- menin daha uygun olacağına inanıyonım" karşılığını verdi. "Güvenlik Konseyi'nin bir müzakere or- ganı olmadıgım, bir karar organı olduğunu" anımsatan Genel Sekreter, Irak1 ta müzakerenin gerektirdiği sure kadar ka- lacağını söyledi. Genel Sekreter kendisinin bu girişimi yapmasında hiçbir ülkenin tel- kini olmadıgım ve Konsey'in 15 üyesinin ya- nı sıra Irak'ın da bu yaklaşımı olumlu kar- şıladığını sözlerine ekledi. Aziz'den ABD'ye suçiama Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz, ABD'- yi, Körfez'e girerek petrol kaynaklarını ele geçirmeye çalışmakla suçiadı. Aziz, Bağdat'ta CNN televizyonuna ver- diği demeçte, Amerikan yönetiminin pet- role el koymak istediğini savunarak "O«- lar kendi siyasetlerini bize empoze etmek için Suudi Arabistan'ı, Birleşik Arap Emir- likleri'ni, Katar'ı ve bölgedeki diger ülke- leri zaptettiler" dedi. Fransa savaşa hazır Fransa Başbakanı Michael Rocard, Kör- fez krizinin alınan önlemlerle giderilememe- si halinde ülkesinin savaşa hazır olduğunu açıkladı. AA'run haberine göre, Rocard, dün ola- ğanüstü toplanan parlamentoda yaptığı ko- nuşmada, "Mntluluk gerjrea hiçbir savaşın olmayacağıru biiiyoruz. Ancak yapüacak bir şey kalmadığında da kendimizi başkalan- nın Deden oldugu bu durumun dışında tntamayız" dedi. Fransa, Kuveyt'teki büyükelçiliklerin du- rumunun ele alınması için BM Güvenlik Konseyi'ni toplantıya çağırdı. Fransız Dı- şişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada aynca Kuveyt'teki büyükelçiliklerin normal işlevlerini görmelerine katkıda bulunmak amaayla bu ulkeye bir BM heyetinin gön- derilmesi istendi. Çin elçiliğine baskın UBA Ajansı'na göre Irak birliklerinin Kuveyt'te bulunan Çin Büyükelçiliği'ne gir- diği, diğer büyükelçiliklerdeki kuşatmanın ise devam ettiği bildirildi. Mısır haber ajansı MENA, Irak birliklerinin bir süre önce di- ğer büyükelçiliklerle birlikte kuşatılan Çin Büyükelçiliği'ne girdiğini duyurdu. MENA, Kuveyt'teki diğer büyükelçiliklerdeki kuşat- manın sürdüğünü belirtti. Böylece Irak'ın Çin Büyükelçiliği'ne girmesi ile ilk kez Ku- veyt'teki büyükelçiliğini kapatmayı redde- den ülkelerden birinin büyükelçilik binasının dokunulmazlığı ihlal edilmiş ol- du.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle