Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 AĞUSTOS 1990 HABERLER CUMHURÎYET/9
KORFEZ KRİZİ...KÖRFFZ KRÎZİ... KÖRFEZ KR İZİ...KORFEZ KRİZİ... KOI
İnönü, Türkiye ekonomik ambargoya katılmadığı için kararın yeni bir yükümlülük getirmediğinisöyledi
'Askeri güç göndermemiz söz konusu değiTANKARA (Cumhuriyet Biiro-
su) — Muhalefet panileri BM Gü-
venlik Konseyi'nin Irak'a karşı
ambargonun uygulanabilmesi için
gemilere müdahale konusunda al-
dıgı kararı değerlendirdiler. SHP
Genel Başkanı Erdal İDÖnii, ka-
rarın Türkiye'ye bir yükümlülük
getirmediğini, bölgeye askeri güç
göndermemizin söz konusu olma-
dığını söyledi. SHP Genel Sekre-
teri Deniz Baykal, "Türkiye'nin
bölgeye asker göndermesi ternen-
nisi içinde olanlar artık görsünler.
BM'nin böyle bir çagnsı yoktur"
dedi.
DYP Genel Başkanı Sulevman
Demire, kararı "savaş yolunda
atılmış adım" olarak değerlendi-
rirken, Özal'ın Körfez kriziyle il-
gili son sözlerini eleştirirken de
'Allah Türkiye'yi korusan' dedi.
ANAP Genel Başkan Yardım-
ası Galip Demirel, Türkiye'nin de
BM Güvenük Konseyi kararının
şartlarına uyacağını söyledi.
tnönü, yaptığı yazılı
açıklamada BM Güvenlik Konseyi
kararının daha önce alınan eko-
nomik ambargo kararının tam uy-
gulanrnasmı sağlamaya yönelık
SHP Genel Başkanı Erdal İnönü,
BM Güvenlik Konseyi karannın
daha önce alınan ekonomik
ambargo kararının tam
uygulanmasıru sağlamaya yönelik
olduğunu belirtti.
SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal:
' Türkiye'nin bölgeye asker
göndermesi temennisi içinde
olanlar artık görsünler. BM'nin
böyle bir çağrısı yoktur. Çağrı olsa
bile TBMM'nin toplanması gerekli 'dedi.
DYP Genel Başkanı Demirel, karar
için "Bh* savaşın ilk kurşununu
atma işlevi mi görecek, onu
bilemiyorum. Saat başina değişen
koşullarla karşı karşıyayız.
Türkiye'yi Allah korusun "dedi.
olduğunu belirterek, şu görüşlere
yer verdi:
"Bunu yaparken bir çatı^maya
>ol açılmaması ya da bir savaş
tabriki şeklinde yorumlanmama-
sı için dikkatli şekiUle kaleme ahn-
mış. araacın Irak'ın Kaveyt'i işga-
line son vermesi ve bu yolda Gü-
venlik Konseyi'nin aldıgı karara
uymasının ekonomik yaptırımlar
yoluyla sağlanması olduğu tekrar
ediliyor. Bolgede bulunan giiçle-
rin, BM Güvenlik Konseyi'nden
yetki almış şekilde ekonomik am-
bargonun uygulanmasım denetle-
mesi isteniyor.
Türkiye Cumhuriyeti olarak
biz, ekonomik ambargoya zaten
katılraıştık. Onun için bize yeni
bir yükümlülük getirmiyor. Bizim
bölgeye askeri güç göndermemiz
söz konusn degildir.
Güvenlik Konseyi'nin bu kara-
nnın Irak'a yeni bir uyan olması-
nı, Iraktaki yabancdan serbest bı-
rakmasım ve Kuveyt'în işgaline
son vermesini umuyor ve bekliyo-
rnm."
Hevesliler için
bir karar
SHP Genel Sekreteri Deniz
Baykal, Cumhuriyet'in konuya
ilişkin sorulannı şöyie yanıtladı:
— Güvenlik Konseyi karan hü-
kümet çevrderince "asker gönder-
meye çağrı" biçiminde yonımla-
nabilir mi?
BAYKAL — Daha önce söyle-
diğim gibi BM karan iki türlu ola-
bilirdi. Birincisi tüm üyeleri kuv-
vet kullanmaya çağıran bir karar.
tkincisi de bölgede kuvvet bulun-
duran ülkeleri, BM Güvenlik Kon-
seyi'nin önlemlerini desteklemek
için her türlü önlemi almaya ça-
ğıran karar. Bu çıkan karar ikin-
cisidir. Bu kararın önemi şudur:
Türkiye'nin kuvvet vermesi gere-
ği ve zorunluluğu yoktur. önemli
olan, BM kararlarının ışığında
Türkiye'nin buraya kuvvet gön-
dermesi talebi yapılmamışür. Bu
nedenle de Türkiye'nin buraya ka-
tılması zonınlu değildir, olmama-
lıdır. Bu çok temel bir hükümdür.
BM kararını destekliyoruz. Bu
işgali kınayan kararını ve ekono-
mik önlem uygulanması kararını
da. Ama bunu bölgeye guç gön-
dererek desteklememiz zorunlulu-
ğu yoktur.
— O halde size göre BM Gü-
venlik Konseyi karannın yorumu
nedir?
BAYKAL — Sadece bölgeye
güç gönderen, buna hevesli olan
ülkelerin bu girişimlerini BM'nin
bir moral desteğe kavuşturması-
dır. Bunlar diyorlar ki 'biz bunu
kendimiz için yapmış olmayalım,
BM kararını uygulamak için böl-
gede olduğumuzu ortaya koyalım!
Yani BM'nin ekonomik önlemle-
rinin her türlü imkânını kullana-
rak destekleme çağrısı yapıyor.
Dikkat edin, silahJı kuvvetler çağ-
rısı da yapılmıyor, silahlı kuvvet-
ler lafını da kullanmıyor. Silahlı
kuvvetler lafı sadece bölgede kuv-
vet bulunduran ülkelerin BM ka-
rarını desteklemek için yapacak-
lan girişime bir manevi moral,
destek verme tercihi ifade edilebil-
di. Bu da uzun iç müzakerelerden
sonra oldu. BM daimi üyelerinin
kendi aralarında yaptıkları özel
konuşma ve tartışmalardan son-
ra nihayet böyle bir karar çıktı.
— Bazı bakanlar, karan daha
değişik yonımlayarak "Artık as-
ker gönderilebilir" diyorlar...
BAYKAL — Burada önemle
üzerinde durmamız gereken şey;
'artık TBMM'nin toplanıp da ka-
rar almasına dahi gerek kalmadan
bu karar sonucu Türkiye'nin böl-
geye asker göndermesi gerekir" an-
layışı, bekleyişi, hatta Uzülerek
ÖRGÜTE İHANETLE SUÇLANDILAR
Dev-SoPdan üç
idaırı iııfazı
Önceki gece Yenibosna'da kafalarma kurşun
sıkılarak öldürülmüş üç kişinin cesedi bulundu.
Olay yerine bırakılan Dev Sol imzalı bildiride,
öldürülenlerin "polis ve MlT'le işbirliği
yaptıkları için cezalandınldıkları" öne sürüldü.
Istanbul Haber Servisi — Ye-
nibosna'da önceki gece üç kişi ka-
falanna kurşun sıkılmış olarak
ölü bulundu. Olay yerinde bıra-
kılan "Devrimci Sol" imzalı bil-
diride, öldürülenlerin "polis ve
MtT'le işbirliği yapnklan için ce-
zalandınldıklan" öne sürüldü.
Üzerlerinden çıkan kimliklerde
ölenlerin isimlerinin Nazım Kavak
(22), Nahit Deniz (23), Yaşar
Kankal (21) olduğu belirlendi.
Önceki gece 22.30 sulannda bir
gazeteye telefon açarak Devrim-
ci Sol örgütü adına aradığını söy-
leyen bir kişi, "İhbarcı köpekler
cezalandınldılar. Yenibosna Ana-
dolu Koleji arkasındalar" dedi.
Bunun üzerine verilen adrese gi-
den bir grup gazeteci, çevrede her-
hangi bir hareket görülmemesi
üzerine durumu polise bildirdiler.
Ancak polis telsiz merkezinden,
kendilerine böyle bir ihbar gelme-
digi belirtildi. Gazetecilerin çev-
rede yaptıkları araştırma da so-
nuçsuz kaldı.
Ertesi sabah (dün) 07.30 sıra-
lannda bir vatandaş cesetleri Mer-
kez Mahallesi Radar mevkii, Do-
ğu Sanayi Sitesi'nin Ust tarafında
bir toprak yolun kenanndaki boş
arsada görerek durumu polise bil-
dirdi. Olay yerine gelen polisler,
elleri ve gözleri bağlı, ağızları
bantla kapatılmış ve başlarına bi-
rer kurşun sıkılarak öldürülmüş
üç cesetle karşılaştılar. Cesetlerin
önünde "Devrimci Sol" yaalı bü-
yük bir bez afîş, "Halkımıza"
başhkh "Devrimci Sol/Silahlı
Devrimci Birlikleri" imzah bir bil-
diri ve öldürülenlerin "suçlannı
kabnl ertiklerine dair" imzaladık-
lan bir metin ile "Halk mahkeme-
sinde yargılanarak ölum cezasına
çarptınldıklan" şeklinde bir ya-
zı bulunduğu bildirildi.
Nahit Deniz imzalı bu "iüraf-
name"de, 1987-88 döneminde
Malatya tnönü Üniversitesi'ne gi-
derken taruştığı bir sivil polisin
zoruyla örgüte girerek bilgi ver-
diği, bir yıl sonra Ege Üniversitesi
Sosyoloji Bölümü'ne yatay geçiş
yaparak yine burada geçen tem-
muz ayına kadar polise bilgi ver-
diği, 28 Temmuz 1990'da da ör-
güt üyeleri tarafından gözaltına
alınarak "halk mahkemesi"nde
yargılandığının yazıldığı bildiril-
di. Nahit Deniz'in "itirafname"-
sinin sonuna, "Örgütün verecegi
karara saygılıyım. Kimse böyle
bir yol seçmesin, pişmanım" di-
ye yazarak imzaladığı öğTenildi.
Polis olay yerinde yaptığı araş-
tırmada üç adet 7.65 mm çapın-
da boş kovan, iki adet yine aynı
çapta kullanılmamış mermi bul-
du.
Yaşar Kankal ve Nazıro Ka-
vak 'ın da Ege Üniversitesi öğren-
cisi oldukları öğrenildi. Kankal ve
Kavak'ın da "ajan-
provokatörliik" yaptıklan gerek-
çesiyle "halk mahkemesi"nde
yargılanarak ölüm cezasına çarp-
tınldıklan, "pişman olduklan"
yolunda birer kâğıt imzaladıkla-
n da olay yerine konulan bildiri-
lerde yer aldı.
Olay yerine bırakılan "Halkı-
mıza" başhkh, "Devrimci Sol /
Silahlı Devrimci Biriikler" imza-
lı bildiride "Ege ve Izmir'de po-
lisle işbirliği yaparak devrimcile-
re ve halka zarar verdiği saptanan
Nahit Deniz, Yaşar Kankal ve Na-
zım Kavak hareketimiz tarafın-
dan gözaltına alınmışlardır. Sor-
gulamalannda, yazılı ve sözlû ola-
rak polisle nasıl çalışaklannı an-
latmışlardır. Halka ve devrimci-
lere karşı suç işledikleri kesinlesen
Nahit Deniz, Yaşar Kankal ve Nâ-
zun Kavak'ıo hareketimiz tarafın-
dan gercekleştirilen yargılarna so-
nucu cezalandınlraalanna karar
verilmiştir" iddialarına yer veril-
diği öğrenildi.
önceki sabah da Ali Ekici adlı
bir işçi Büyükçekmece'de öldürül-
müş; gazeteleri TKP/ML TİKKO
adına aradığını beürten bir kişi de
Ekici'nin "polise ihbarlarda bu-
lunduğu gerekçesiyle cezalandın-
lacagım" soylemişti.
SOSYALİST GRUPLAR TOPLANTISI
Sol mticadele
birleştirUmelitç Politika Servisi — 'Sosyalist-
lerin Birlik Partisi'ni, "reformist
bir oluşum" olarak tanımlayan çe-
şitli gruplar, bir Devrimci Sosya-
list Blok (DSB) için "güç biriiği"
oluşturma amacıyla dün Beşiktaş
Anıl Düğün Salonu'nda bir ara-
ya geldiler. iki gün sürecek olan
sosyalist grupların toplantısında,
Türkiye solunun içinde bulundu-
ğu parçalanmışlığın artık aşılarak
mücadelenin birleştirümesi gerek-
tiğL vurgulandı.
Kalabalık bir katılımla gercek-
leştirilen ve güç biriiği oluşturmak
amacıyla çağrı yapanlar arasında
Yeni Öncü, Sosyalizm, Hedef, Ik-
tidar Yolu, Işçiler ve Politika, ve
Gelenek dergileri ile eski Dev-
Genç Başkanı Ertuğrul Kürkçü-
nün de yer aldığı toplantıda ilk
gün, sürece ilişkin genel değerlen-
dirmeler yapıldı. Toplantının açı-
lış konuşmasını yapan Ertuğrul
Kürkçii, teorik bir perspektifle
oluşturulmuş bir birleşme proje-
sinin yalnızca devrimci eylemlilik
içinde, gerçekleştirilebileceği inan-
cıyia nasıl kurulabileceğini tartış-
mak üzere toplandıklarını belirte-
rek yeni oluşturulacak sosyalist
devrimci birliğin bugün Türkiye'-
nin geçmiş tarihinde herhangi bir
biçimde görülmeyen bir birlik ol-
duğunu vurguladı. Böyie bir bir-
liğin içinde olmanın erdem mese-
lesi olarak görülüp söylenmesi gi-
bi bir zorunluluklannın bulunma-
dığını belirten Kürkçü şöyle de-
vam etti: "Bu bir erdem mesele-
sidir. Belki de 20 yıl sonra böyle
görülecektir. Ama şimdi bizim
bilgimiz dahilinde olması gereken
şey, hiçbirimizin daha önceden
biİmediği, hiç birimizin deneme-
diği, hiç birimiziD yapmadığı tarz-
da ilerlemek üzerinde bir irade or-
taya koymamış olmamızdır. Bu
bize hem çok avantajlar sağlıyor
hem de karşımıza bu>ük güçlük-
ler çıkarbyor. Çünkü bir hazır
modele göre tarihte bilinen bir
plana göre değil, şimdilik bir iler-
lerae siireci içinde bütun unsurla-
nnı teker teker kesfedip yeniden
kuracağımız bir plana göre ilerle-
yecegiz."
Kürkçu, gidebilme yeteneği ka-
zanıldıktan sonra görüş farkhlık-
ları nedeniyle kimsenin birbirinin
meşruiyetinden şüpheye düşme-
mesi gerektiğini de sözlerine ek-
leyerek "Bugün Türkiye'de öyle
görülüyor ki karşımıza Türkiye
sosyalist hareketinin tarihinde
şimdiye kadar görülmedik bir fır-
satı getirdi, koydu. Türkiye diın-
yamn çok onemli bir yerinde, çok
önemli çeşitli çelişkilerin ortasın-
da ve çok önemli bir kaynaşma
halinde bulunuyor " dedi.
Polis, üç cesedi elleri ve gözleri baglı, ağızlan bantla kapatılmış ve başlanna birer kurşun sıkılmış buldu. (Fotograf: Behzat Sahin)
Sra
Anayasa'da
Devlet Bakanı Işın Çelebi
Anayasa'da bir
demokratikleşme operasyonu
hazırlıyor. "Ekonomiyi hallettik
sıra Anayasa'da'diyor.
Esrarengiz
Şüryanı
Ölümleri
Midyat ve çevresinde son dört
ayda 5 Süryani öldürüldü. Devlet
PKK'yı, Süryaniler ise fanatik
müslümanları ve ağaları
suçluyor. Meryem ana kilisesi
başrahibi "Herkes herşeyi biliyor"
diyor.
Borsa'da
yabancı
sermaye
Yabancılar borsada alımlara
başladı.Yatırımcılara uzman
tavsıyesi: "Yabancıları takipedin.
Onlar bu işi iyi bilir"
TÜRKİYE NEREYE
KOŞUYORKimse ikinci bir Kore istemiyor. Özal asker gönderme
fikrinde yanlız kaldı. Ecevit "Irak Sovyetlerden sonra en
iyi ikinci komşumuz."Birand"Sıcak savaş deği! sinir
harbine hazır olalım. "Anap Genel Başkan Yardımcısı
"Asker göndermek işgüzarlık olur." Gün be gün kriz
takvimi...
90'ların kadını
bir "felaket"
olacak.
Özgür, ihtiraslı ama şaşkın. Bu
"yeni" kadının elinden
erkekierin çekeceği var.
Müebbeflikler
ddtafazkı
yatacak
Adalet Bakanı'nın müebbet
mahkümlara hediyesi:
Yatacakları süre 1 yıldan
fazla arttınldı.
• Saksofon, Günümüz
müziğinin en sükseli
çalgısı yiiz elli yaşında.
Saksofonun gizli
larihinden sayfalar...
•Saddam, Gorbaçov'u
kurtaracak mt?
Körfez krizi başta SSCB
olmak üzere. bir çok petrol
iireticisi ülkeyi kurtanyor.
• Tevtik Fikret hakktnda
şimdiye kadar duymadığı-
nızne varsa...
ASIAN ASKER ÖZAL!
HAFTALIK HABER DERGİSİ
söyleyeyim temennisi içinde olan
çevreler artık görmek durumun-
dadırlar ki BM'den böyle bir çağrı
yoktur. Böyle bir çağrı olsa bile
TBMM'nin toplanması gerekliy-
di. Ama böyle bir karar alınma-
sını gerektiren bir talep daha ya-
pılmamıştır. Böyle bir çağrı dahi
söz konusu değildir. Bu karann
muhatapları arasında Türkiye
yoktur. Bunu böyle görelim ve
BM'nin herhangi bir kararını ba-
hane ederek, bölgedeki herhangi
bir sıcak çatışmaya karışma ara-
yışlanna fırsat vermeyehm. Birinci
temel nokta budur.
— Size göre Türkiye karann
muhatabı degil. Ama hükümet
çevrelerinden karann 'muhatabı
oldugnmuz' yorumlan yapılıyor.
BAYKAL- Ne kadar garip.
BM, 'hadi bakalım silah başina'
demiyor. Yani, Kore"deki, Kongo^
daki olay yok. Buralarda kuvvet
oluşturur BM. Pekiyi o zaman ni-
ye Kongo'dakine katılmadık? O
dahi değil. Söylediğim gibi böyle
bir karar olsa dahi, buna. katılma
zorunluluğumuz yok. Ama böyle
bir karar dahi yok. Nitekim Kon-
savas için bir sebebı yoktur. He-
nüz diyorum. Hiç kimse de Tür-
kiye'yi sebebi olmayan bir savaşa
sokamaz. Gayret sarfedebilirler.
Gayret sarfedilnüştir aslında"
dedi.
Demirel, Cumhurbaşkanı Tbr-
gul Özal'ın önceki akşam Giyim
Sanayicileri Dernegi'nde yaptığı ve
Türkiye'nin Körfez kriziyle ilgili
tutumunu, "Hadiselerin dışmda
kalmayalım, içine düşmeyetim, bir
zarara ugramayalım, bir fayda
olursa yararlanalım" diye dile ge-
tirdiği yaklaşımı da eleştirdi. Böyle
bir politika olamayacağını belir-
ten Demirel, "Bu beyan Türk dev-
letine itibar kazandırmaz. Türki-
ye'yi küçük düşürur. Türkiye'ye
düşen, başka devletlerin dümen
suynna girmeden kendi ülkesini
başka devletlerin çatışma alanı
yapmadan. başka devletlerin kom-
şulanna müdahalesine araç olma-
dan bir politika yüriitmesidir. Bu
beyan Türkiye Cumhuriyeti Ana-
yasası'na uygun değildir. Bu be-
vanlan yapması gereken Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti'dir. O da
orta yerde yoktur. Allah Türkiye1
yi korusun" diye konuştu.
Son gelişmeler ışığında Sad-
dam'm kendisini, ülkesini ve mil-
letini yakmak istemiyorsa yedi dü-
vele karşı savaştan kaçınması ge-
rektiğini bildiren Demirel, Sad-
dam'ın, dünya ile basa cıkmasının
rnümkün olmadığını belirtti. De-
mirel, Genelkurmay Başkanı ve
kuvvet komutanlarımn Güneydo-
dediği şu: 'Sizi anlıyorum. Artık
mal göndermeyin, ticareti kesin
demiştim. Siz bunu sağlamak için
asker göndermişsiniz, benim po-
litikamı uygulamak için bunu yap-
tığınızı söylüyorsunuz, sizi
anlıyorum' diyor.
Demirel: Allah
korusun
DYP Genel Başkanı Süleyman
Demirel, BM Güvenlik Konseyi-
nin kararını değerlendirirken
"Şimdi göreceğiz, acaba bu karar
nasıl işleyecek? Bir savaşın ilk kur-
şununu atma işlevi mi görecek,
onu bilemiyorum. Saat başina de-
gişen koşullarla karşı karşıyayız"
dedi.
Demirel, "bu karar savaş yolun-
da atılmış önemli bir adım olarak
nitelendirilebilir mi" sorusuna
"Evet ama bence halen diploma-
sinin imkanlan tükenmemiştir.
Kanaaümce diplomasinin imkân-
lannı sonuna kadar kullanmak la-
nm. Kişinin eli tetiğe vardığı za-
man dahi leüği çekmede diploma-
sinin imkânlannı kulianma şansı
vardır. Bu gibi hallerde yüzde 99
olasıhkla yuzde 1 olasılık aynıdır.
Yüzde bir çıkmamış can deraek-
tir ve yüzde 99'a eşittir. Ancak
dünyarun bir tarafta banş ararken,
bir tarafta bu kadar savaşa susa-
masını anlamak mümkun değil-
dir. Soğukkanlı hareket edilme-
miştir, aklın imkanlan kullanıl-
mamıştır? Sagduyu tükenmedi ise
de tükenmek üzeredir" yanıtım
verdi.
Sovyetler ve Fransa'ya hâlâ bu-
gün de çok büyük iş düştüğünü
belirten Demirel, "Hiddetle bir ye-
re vanlmaz. Devletlere hiddet ya-
kışmaz. Büyük devlet, erici gücü-
nü göstennekle büyük devlet
olmaz" dedi. Demirel, bir başka
soru üzerine "Henüz Türkiye'ııin,
üzerine de bu denetlemelerin nor-
mal olduğunu söyledi. Demirel,
"Oradaki kıtalan denetliyorlar.
Kuvvet aktarma degil ki. Orada-
ki kıtalarda bir cephe açılacağına
göre konumlandırtlmış degildir"
dedi.
Demirel, Türkiye'nin henüz sa-
vaş için bir sebebi olmadığını, hiç
kimsenin de Türkiye'yi sebebi ol-
mayan bir savaşa sokamayacağı-
nı belirtti. Demirel, "Savaşa kar-
şı bir kampanya başlatmayı düşü-
niiyor musunuz?" sorusu üzerine
de şunlan söyledi: ,
"Tnrk halkı onunına, gururu-
na, milli bütünlıiğüne tecavüz ol-
madıkça macera peşinde koşmaz.
Durup durdugu yerde bir ülkeye
savaş acalım diye savaş heveslisi de
degildir. Biz saldırgan olmayız. Bu
konuda kamuoyu var zaten. Tüıid
ye'de onnn için bizim kamuoyo
meydana getirmemize gerek yok.
Halkın savaş istemediği bir yerde
hükümetlerin savaş davulu çala-
bilmesi kolay değildir."
Demirel, "Savaş durumunda
Ortadoğu'da sımriar yeniden çizi-
lir mi?" sorusuna da "Çizilse ci-
zilse Irak haritası yeniden çizilir.
Ortadoğu haritası yeniden nasıl ci-
zilecek ki? Bu yeni ibtilaflar da
getirir" yanıtım verdi. Demirel, bir
başka soru üzerine de ABD'nin
Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti ku-
rulması konusunda bir angajma-
nı olmadığının görüldüğünü bil-
direrek, şöyle dedi:
"Bir Kürt devleti kurnlması bi-
zi çok rabatsız eder. lran'ı da Su-
riye'yi de rahatsız eder. Hem
ABD'nin dümen suyunda gide-
ceksin, hera de pastadan pay ala-
cağım derken artındaki pantolon-
dan ceketten olacaksın. Buna
'Dimyata pirince giderken evdeki
bulgurdan olmak' denir."
SHP'de parti içi
muhalefetten eleştiri
A N K A R A
(Cumhuriyet
Bürosu) —
SHP'de önceki
gün toplanan ve
dün bir açıkla-
ma yapan parti
içi muhalefet, "lzlenen politika
sosyal demokrat kimliğini
yanatmıyor" görüşünü kamuoyu-
na açıkladı. Parti Meclisi (PM)
üyesi Ahmet İsvan başkanlığında-
ki toplantıda Genel Sekreter De-
niz Baykal'ın dışında Genel Baş-
kan Erdal tnönü'nün de ilk kez
eleştirildiği ve "yönetime talip ol-
ma eğiliminin" ağır bastığı bildi-
riliyor.
Ahmet İsvan tarafından dün
yapılan basm toplantısında özet-
le şu görüşler üzerinde duruldu:
"— 19 ağustos belediye seçim-
lerinde partimizin karşılaşügı uya-
ncı yenilgide yerel ve örgütsel ha-
talann payı olmakla birlikte, te-
mel neden. izlediğimiz genel po-
lilikalann sosyal demokrat kim-
liğimizi yeterince açık, yeterince
güçlü ve yeterince tutarlı bir bi-
çimde yansıtamamış olmasından
kaynaklanmaktadır.
— MYK'mız Ue PM'mizin der-
hal toplanmasının ve kimsenin
özelestiriden uzak tutulmayarak
ber kademede her göreviimizin so-
rumluluğunun gözden geçirilme-
si gerekmektedir.
— Seçün sonuçlannın degerlen-
dirilmesi bir yana, PM'mizin
TBMM'nin 1 eylül toplantısından
önce Ortadoğu'daki çok tehlikeli
gelişmeler karşısında parti politi-
kasını oluşturma sorumluluğu za-
ten geciktirilmiş bir görevdir.
— Üye yazımı, delege seçimi ve
aday belirleme işlemlerinin parti-
mize ve demokrasimize yakışır,
onuriu bir uygularaa geleneğine
kavuştunılmasını, partimizin gü-
venilirligi ve saygınhgı için bep
birtikte ciddi çaba harcamamız ge-
reken en önemli bir görev halinc
getirmiştir.
— Böylece saglam ve saglıklı
bir uye ve delege tabanının elde
edilmesinden sonra kongreler tak-
viminin aynntılı ve kesin bir bi-
çimde betirienmesi ve gecikmeden
ve aksamadan uygulanması parti
içi tarüşmaları, zarar verraevecek
düzeye indirecektir.
— İçtenlikle dile getirilen bn
görüşlerin partimiz içinde destek
bulması ve uygulanmasıyla SHP
hallamızın giivenini yeniden kaza-
narak Turkivemizi 12 Eylul ana-
yasasuun ve yasalannın ve ANAP
uygulamalanmn tutsaklıgından
kurtaracak güce kavuşacaktır."
İnönii'ye eleştiri
Alınan bilgiye göre Ankara, Is-
tanbul il başkanrarının yani sıra
KocaeU, Eskisehir, Trabzon ve Af-
yon il başkanlannın da katıldığı
toplantıda Genel Başkan İnönü,
parti içinde hukuk dışi uygulama-
lara sessiz kaldığı için eleşürilir-
ken "gerekirse liderlikle biriikte
yönetime talip olunması ve aller-
oatifln konulmasr görüşleri or-
taya kondu. "Yenıükçüer"in önde
gelen adı, PM üyesi Ertuğnıl Gü-
nay ise "hareketin fikir hareketi"
olması yolundaki göruşlerine kar-
şın Kayseri, Çanakkale, Bursa, tz-
mir, Gaziantep, Hatay, Yozgat, Kı-
nkkale, Çorum ve Adana örgüt
temsürilerinden bazılan parti ta-
banına mesajın açık bir biçimde
iletilmesi gereği üzerinde durdu-
lar. Toplantıya bazı milletvekille-
ri yarunda Ankara Altındağ Bele-
diye Başkanı Ali Rıza Koç da ka-
tıldı. Yenilikçiler'in, paniye daha
sıkı sarılmakla birlikte yaz ayla-
nndaki olağan kurultay öncesin-
de yapılacak seçimli il kurultayla-
nna önem verilmesini kararlaştır-
dıkları da öğrenildi.