Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 AĞUSTOS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/15
KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRtZİ... KÖ1
ANKARA'NIN GÖRÜŞÜ
KarardaTürkiye'yeyükümlülükyokDışişleri Bakanlığı, kararın BM Anayasası'nın 42'nci
maddesinin işletiîmesi anlamına gelmediğini vurgulayarak
"Türkiye bölgeye deniz gücü göndermediğine göre ablukaya
fiili katılımı söz konusu değil" görüşünü taşıyor. Bakanlık,
kararın bölgede Kuveyt yönetimiyle işbirliği çerçevesinde deniz
gücü bulunduran ülkelerin olası bir destek çağrısına yanıt
verilmesini öngören üçüncü maddesinin Türkiye için
Körfez'de yeni bir rol anlamına gelip gelmeyeceğinin "siyasi
idareye bağlı'' olduğunu bildirdi.
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — BM
Güvenlik Konseyi'nin halen Körfez bölge-
sinde deniz gücu bulunduran ülkelere Irak'a
giden ya da bu ulkeden gelen gemilerin am-
bargo kararını delmelerinin engellenmesi
amacıyla önlem almalan çağrısında bulu-
nan kararı, Türkiye'ye "şimdilik" bir ek
yükümlülük getirmiyor. Türkiye'nin Gü-
venlik Konseyi'nin daha önce aldığı 661 sa-
yılı karar çerçevesinde Irak'a karşı uygu-
ladığı ekonomik yaptırımları eksiksiı de-
vam ettirmesi, dünkü 665 sayılı karardan
sonra da "yükümlüJülderini yerine getirme-
sinin temelini" oluşturacak. Dışişleri Ba-
kanlığı yetkililerine göre 665 sayılı karann
birinci maddesi Irak'a karşı önlem alma
çağrısım yalnızca Körfez'de deniz gücü bu-
lunduran ülkelere yapıyor, dolayısıyla
Türkiye'ye bölgedeki bir askeri engelleme
girişiminde yer alması için hiçbir sorumluk
getirmiyor. Yetkililer, karann üçüncü mad-
desinin ise Türkiye'nin Körfez'de askeri bir
girişim içinde yer almasını dolaylı olarak
kolaylaştırabileceğini ifade ettiler. Bu mad-
de çerçevesinde, Körfez'de denizgucü bu-
lunduran ülkelerin çağrısı halinde tüm BM
uyelerinin destek sağlaması isteniyor, an-
cak bu desteğin "askeri" olacağı yonunde
hiçbir ibareye yer verilmiyor. Dışişleri Ba-
kanlığı yetkilileri, bu maddenin Türkiye'-
ye yeni bir yükümlülük getirmesinin, An-
kara'daki "siyasi iradeye bagh" olduğunu
belirtirken Milli Savunma Bakanı Safa Gi-
ra>, "BM karan, arabargonun (atbikatını
kesin takip elmek için gerektiği şekilde dav-
ranma imkânı verdi. Biz zaten bunu ya-
KARŞILIKL1ANLAYIŞ HAVASI
Özal Gorbaçov ve KohPle görüştüCumhurbaşkanı Özal, Körfez krizine ilişkin telefon
diplomasisini dün SSCB lideri Gorbaçov ve F.Almanya
Başbakanı Kohl'ü arayarak sürdürdü. Özal-Gorbaçov
görüşmesinde Körfez krizi dışında Karadeniz ekonomik
bölgesi konusu da gündeme geldi.
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) —
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Körfez kri-
zinin başından beri sürdürdüğü telefon dip-
lomasisine dün ilk kez SSCB lideri Mihail
Gorbaçov da katıldı. Cumhurbaşkaru
Özal'ın Gorbaçov'u araması üzerine yapı-
lan görüşmede, Körfez'deki son gelişmeler
ile BM Güvenlik Konseyi'ain "ablukayı"
meşru kılan kararı ele alındı. tki liderin,
Ankara-Moskova ilişkileri konusunda da
görüş alışverişi yaptıkları öğrenildi. Cum-
hurbaşkanı özal, dün aynca Federal Al-
manya Başbakanı Helmut Kohl'ü de tele-
fonla aradı.
Irak'ın Kuveyt'i işgalinden bu yana bas-
ta ABD Başkaru Bush olmak üzere birçok
ülke lideriyle telefon görüşrnesi yapan, son
dönemde de bu görüşmelerinde Arap dev-
let adamlanna ağırlık veren Cumhurbaşka-
ru Özal, dün ilk kez Gorbaçov'un telefonu-
nu çaldırdı. önceki gece yaptığı açıklama-
da da belirttiği gibi tstanbul'dan Moskova'yı
arayan özal ile SSCB Devlet Başkanı Mi-
haıl Gorbaçov arasındakı konuşmanın,
Körfez krizi ve ikili ilişkiler olmak üzere iki
bölümden oluştuğu öğrenildi.
Cumhurbaşkanhğı Sözcüsü Büyükelçi
Kaya Toperi bu konudaki açıklamasında,
Özal-Gorbaçov göruşmesinin "son derece
samimi ve karşılıklı anlayış havasında" geç-
tiğini ve iki liderin Körfez'deki son gelişme-
ler konusunda görüş teatisinde bulunduğu-
nu belirtti. Açıklaraa şöyle devam etti:
"Görüşmede aynca Türkiye ile Sovyetler
Birligi arasındakı ekonomik ilişkiler ve
Tiirkiye-Sovyetler Birliği, Sovyeüer Birliği'-
nin Karadeniz'de sahildar cumhuriyetleri ve
Karadeniz'de sahili bulunan diger Balkan
ülkelerini içeren bir 'Karadeniz Ekonomik
Bölgesi' üzerinde de fikir teatisinde bulu-
nuldu.
Gorbaçov, Cumhurbaşkaıu Turgut özal'a
Sovyetler Birliği'ne davetini tekrarladı. Sa-
yın Cumhurbaşkanı Turgut Özal da bu zi-
yareti onumuzdeki \ılın başlannda gerçek-
leştirmeye çahşacağını belirtti."
Özal-Gorbaçov goruşmesi, Ankara'daki
diplomatik çevrelerde "olumlu" bir adım
olarak değeriendirildi. Bu konuda görüştü-
ğümüz bir diplomat, iki lider arasındaki go-
rüşmenin zamanlamasına dikkat çekerek
"Sayın Özal uzun siire bekledi, SSCB Bii-
yükelçiliği Turkiye'nin üsler konusundaki
son tavnnın desteklendiğini açıkladıktan ve
Moskova'nın BM Güvenlik Konseyi'nin ab-
luka kararına engel olmayacagını bildirme-
sinden sonra daha sorunsuz bir telefon gö-
riişmesi yapacağından emin olarak Gorba-
çov'u aradı" değerlendirmesini yaptı. A>TII
diplomat, özal'ın Gorbaçov'u aramasının
kamuoyunda ve basında var olan neden yal-
nızca "Batılılar ve Araplarla görüşülüyor,
SSCB'nin düşüncesi neden sorulmuyor"
şeklindeki soruların ortadan kalkmasını
sağlayacağıru da vurgulayarak "Böylece Sa-
yın Ozal 'herkesle görüşen lider' imajını
güçlendirmiş oldu" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı özal ile Federal Alman-
ya Başbakanı Helmut Kohl arasındaki gö-
rüşmede ise Türkiye'ye NATO Bakanlar
TANER KORFEZ'DEN DONDU
Petrole zamişaretiS.Arabistan ve BAE'den dönen Devlet Bakanı Güneş
Taner, "Şu anda petrol fiyatlarına yapılan ayarlamalar
ortalama 21 dolara tekabül ediyor. Halbuki şu anda petrol
fiyatları dünyada 31 dolardır" dedi.
DYP Genel Başkanı Demirel, akaryakıt zamlarım, Körfez
krizi ile açıklamanın mümkün olamayacağını söyledi.
Haber Merkezi — Suudi Arabistan ve
Birleşik Arap Emirlikleri'ne yaptığı geziler-
den dönen Devlet Bakanı Güneş Taner,
"Türkiye'nin 1990 yılı ve sonrası petrol so-
nınu halledilmişlir" dedi. Taner, petrole
yapılan ayarlamanın şu anda 21 dolara te-
kabul ettiğini, ancak şu andaki petrol fiyat-
larının dünyada 31 dolar olduğuna dikkat
çekti.
Cumhurbaşkanı Özal'ın özel terasücisi sı-
fatıyla S. Arbistan Krah Fahd, Kuveyt Emi-
ri Şeyh Cebir El Ahmel El Sabah ve BAE
Devlet Başkanı Şeyh Zayed ile görüşen Ta-
ner, dun Istanbul'a döndü. Taner, yaptığı
açıklamada "Körfez'de durum vehameti-
ni konıyor, böyle gittiği takdirde harp ol-
rnası kaçınılmazdır" dedi. Bir gazetecınin
"S. Arabistan'dan düşük fıyatla petrol ah-
nabılecek mi" sorusuna Taner, OPEC'in
belirlediği bir fiyat olduğunu ve bunun kı-
rılmas'ının mümkün olmadığım belirterek
"Ancak başka yollar aranması üzerine gi-
dilmekledir" dedi.
S. Arabistan'a asker gönderilmesi konu-
sunda Özal'ın bir mesajı olmadığım kay-
deden Taner, görüşmelerinde Türkiye'nin
uğradığı kayıplann telafısi konusunda bu
ülkelerle bir detay ve pazariığa gidilmedi-
ğini söyledi.
Taner, Suudi Arabistan ve BAE'den
1990 yüı ihtiyaçlarını karşılamak uzere 3'er
milyon ton petrol alacağımızı bildirirken
önceki günkü petrol zammının dünya pi-
yasalarındaki artıştan kaynaklandığını be-
lirtti ve şöyle devam etti:
"Ümidirniz önümüzdeki aylardan itiba-
ren dünya fiyatlannın düşmesidir. Bu ko-
nuda Suudi Arabistan Petrol Bakanı da ay-
nı göriiştedir. Türkiye'de bugün ve daha
önce yapılan petrol ürünlerindeki avarla-
malaria belirlenen fijal, Türkije'nin almış
oldugu petrolün maliyetinin altındadır. Şu
anda petrol fiyatlanna yapılan ayarlama-
lar ortalama 21 dolara tekabül ediyor. Hal-
buki şu anda petrol fiyatlan dun\ada 31 do-
lardır. Bu, krizin dünya ekonomisine en bü-
yük etkisi petrol fiyatlarındaki tırmanıs ve
petrol fiyatlarındaki artışın dünya ekono-
milerine enflasyonist baskılan arttırması
açısından getirecegi negatif faklörlerdir."
Petrol fiyatlarındaki artıştan kaynakla-
nan baskının Türkiye'de de hissediîeceğini
beiirten Taner, konuşmasını şöyle tamam-
ladı:
"Biz hükümet olarak bu baskılann as-
gari tutulmasını amaçlıyoruz ve yıl sonu-
na kadar petrolden kaynaklanan enflasyo-
nist baskının yüzde 8-10 puanı geçmeme-
sini hedefliyoruz. Yıl sonundaki enflasyo-
nu viizde 40'lar seviyesine, hatta kendi tae-
saplanma göre yüzde 40'ın da altına çek-
me mucadelesi veriyoruz. Bu aylarda yaş
sebze ve meyve fiyatlarındaki dıişüş ve pet-
rol fıyatlanndaki artışı, özet sektöriin kendi
fi>atlanna yansılmaması sevindiricidir.
Bunlar, bizim, enflasyonla mücadelede is-
tedigimiz yere gelebileceğimizin işaretleri-
dir."
Demirel
DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel,
gazetecilerin sorulannı yanıtlarken akarya-
kıt zamlarım, Körfez krizi ile açıklamanın
mümkün olamayacağını söyledi. Akarya-
kıt fiyatlannın 8 ayda yüzde 65 dolayında
arttığını kaydeden Demirel, "lrak ve Ku-
veyt'ten çıkan petrol, dünya tüketiminin
yüzde 7'sini karşılıyor. Yani bu miktar ne-
reden istenirse sağlanabilir. Benzinin Türk-
iye'de maliyeti 700-750 liradır. 1200 lira
vergi yükü vardır. Devlet, bu zamları dün-
ya şartlarının değişmesiyle izah edemez.
Birtakım yerlerce istenmese olmaz" dedi.
PETROLE ZAM, FİYATLARI AZDIRDI
Zam dalgası geliyorHafta başından itibaren
başta taşıma ücretleri olmak
üzere gıda ve tekstil
ürünlerine zam yapılacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Kör-
fez krizi ile birlikte artan ham petrol fiyat-
ları birçok mal ve hizmette fiyat artışına yol
açacak. Hafta başından itibaren başta ta-
şıma ücretleri olmak üzere gıda, tekstil ve
diğer ürünlere zam bekleniyor. Petrole ya-
pılan iki zamraın, günlük faturası da 14 mil-
yar liraya yükseldi. Akaryakıt zammının
psikolojik etkileri hesaplanamadığı için zam
zincirinin nerede duracağı konusunda tah-
min yapılamıyor.
Dün sabahtan itibaren uygulamaya giden
yeni akaryakıt fıyatlanyla birlikte benzine
ağustos başından bu yana yapılan zam nor-
malde yüzde 42'ye, süperde yüzde 41.6'ya
Yeni fiyatlarla depolar kaca doluyot?
Mariu
Serçe
Doğan
Şahin
Kartal
Renault 9
Renauit 11
Renautt 12 •
Ford Taunus
Depohacai
39
50
50
50
47
47
50
53
Esfcl (ıramaf)
56628
72500
72600
72600
68244
68244
72600
76956
Y M I lnoraaf)
70161
89950
89950
89950
84553
84553
89950
95347
EskHsipr)
63180
81000
81000
81000
76140
76140
81000
85860
YMİ(SİŞ«)
77844
99800
99800
99800
93812
93812
99800
105788
yıktı. Motorın ıçııı zam oranı ua >uzde 23
olarak hesaplandı. 7 ağustos öncesi rakam-
lara göre Türkive'nin yıllık 15 trilyon lira do-
layında olan akaryakıt faturası 20 trilyon
liraya yükseldi. Böylece Türkiye'nin günlük
yapılan akaryakıt harcamaları da 41.6 mil-
yar liradan 55.6 rnilyar liraya çıktı.
Uluslararası borsalarda krizin başladığı
OPEC'tebölünmetehlikesi
Ekonomi Servisi — OPEC'e üye yedi ül-
kenin bugün, kunıluşun merkezi olan Vi-
yana'da bir araya geleceklerini açıklamala-
rı ham petrol fıyatlarını az da olsa düşür-
dü. New York Ticaret Borsası'nda perşem-
be akşamı 31.93 dolara kadar çıkan ekim
teslimatı Batı Teksas türu ham petrolün fi-
yatı dünkü işlemlerde 30.91 dolara gerile-
di. Londra Borsası'nda ise Kuzey Denizi pet-
rolunun varil fıyatı 30.75 dolardan 30.10 do-
lara geriledi.
Bugün yapılması beklenen gayrı resmi
toplantıya henüz hangi ülkelerin kesin ola-
rak katılacağı belli olmazken, OPEC'e ya-
kın kaynaklar toplantıya, Cezayir, Venezu-
ela, Endonezya, Nijerya, Iran ve Gabon
1
un kesin olarak katılacağım bildiriyorlar.
Daha önce, üretim artışı konusunu görüş-
mek uzere OPEC ülkelerini acil bir toplan-
tıya ;ağıran, ancak bu daveti reddedilen Su-
udi Arabistan'ın ise toplantıya katılıp ka-
tılmayacağı henüz belli olmadı.
OPEC'e yakın kaynaklar kartel içinde bü-
yük bir çekişmeye giren "Şahinler" ve
"Güvercinler" adlı gruplann OPEC'in var-
lığjnı büyuk bir tehlikeye soktuğunu ileri sü-
rüyorlar. tran'ın başmı çektiği Şahinler ka-
nadı, Batılı ülkelerin 1982 yüından bu ya-
na en yüksek düzeyde petrol stoklarına sa-
hip olduklarını savunarak kesinlikle üretim
araşı yanlısı olmadıklarını behrtiyorlar. Lib-
ya, Endonezya, Cezayir, Nijerya ve Ekva-
tor'un dabu savı destekledikleri belirtilıyor.
Ancak ABD'h" bazı kaynaklardan, Nijer-
ya, Endonezya ve Ek-.ator'un bu konuda
daha önceki kesin tutumlarına göre biraz
yumuşadıkları bildiriliyor.
Başını Suudi Arabistan'ın çektiği, Vene-
zuela, Gabon, Katar ve Birleşik Arap Emir-
likleri'nin yer aldığı Güvercinler kanadı ise
üretim artışından yana. Güvercinler kana-
dı 30 dolar civanna yerleşen petrol fiyatla-
nnın O! ta vadede dünya ülkelerini resesyo-
na sürukleyebileccğini ileri süruyorlar
günden bu yana ham petrol fiyatlarındalti
yükselme de Türkiye'nin günlük döviz öde-
melerini 4.5 milyon dolar dolayında arttır-
dı. Kriz öncesi Türkiye'nin variu 18-19 do-
lardan aldığı petrolün hafta sonu maliyeti-
nin 30 dolara yükseldiği hesaplandı. Buna
göre Türkiye günlük petrol ithalatı için 7.8
milyon dolar yerine, 12.3 milyon dolar öde-
meye başladı. 1990 programında günlük
ham petrol faturası 6.8 milyon dolar ola-
rak hesaplanmıştı.
Öte yandan Körfez krizinin ilk günlerin-
de Turkiye'nin petrol fiyatlannın gelecegi
konusunda yaptığı tahminlerin tutmadığı
ortaya çıktı. Ham petrol fiyatlanmn psiko-
lojik etkiyle 20 dolann üzerine çıktığını be-
iirten yetkililer, ağustos ayırun sonlanna gö-
re fiyatlann yeniden aşağıya çekileceği gö-
rüşünü savunmuşlardı. Bu görüşler doğrul-
tusunda hükümet üyeleri de açıklamalarda
bulunmuşlar ve yıllık hesaplan da 19 do-
larlık fiyata göre yapmışlardı.
Akaryakıt fiyatlanna yapılan son zam-
mın yıl sonuna kadar enflasyonist etkisi ko-
nusunda ekonomi kurmaylan farklı değer-
lendirmelerde bulunuyorlar. Matematiksel
olarak enflasyona doğrudan etkinin 3-5 pu-
aıı aıasınUd oldcoğııid işaret eden ekonomi
kurmaylarından bir bölümü, dolaylı etki-
ler dikkate alındığında, akaryakıt fiyatla-
rındaki artışın aynı oranda enflasyonu et-
kileyeceğinı ve yıllık ortalama fiyat artış tah-
mininin yüzde 54'ten yüzde 70'lere çıkabi-
leceğini savunuyorlar.
Konseyi tarafından "teyid edilen" güvence-
nin bir kez daha gündeme geldiği öğrenil-
di. Büyükelçi Kaya Toperi bu konudaki
açıklamasında şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, Fede-
ral Almanya Başbakanı Helmut Kohl'le yap-
tığı görüşmede de keza Körfez krizi üzerinde
duruldu. Kohl, Türkiye'nin Birleşmiş Mil-
letler Güvenlik Konseyi'nin arabargo kara-
rını başarıyla uygulamasından duydugu
memnuniyeti dile getirdi ve Türkiye'nin kar-
şılaşabilecegi berhangi bir sorun karsısın-
da elden gelen her şeyin yapılacağım vur-
guladı. Son derece doslane bir hava içinde
geçen görüşmede istişarelerin devam etme-
si üzerinde de mutabık kahndı."
Ali BozerMn temaslan
Bu arada gezısimn ilk durağı olan Şam'-
da önceki gün meslektaşı Faruk El Şara ile
Körfez krizini görüşen ve barış çözüm yol-
ları için fikir alışverişi yapan Dışişleri Ba-
kanı Ali Bozer dün de Suriye Devlet
Başkanı Hafız Esat ile yaptığı görüşmede
Cumhurbaşkaru Turgut Özal'ın Körfez kri-
zindeki işbirliğinin devamı yönundeki iste-
ğini içeren sözlü mesajını iletti. Bugün
Ürdün'de temaslarına devam edecek olan
Bozer, daha sonra Mısır'a geçerek Devlet
Başkanı Hüsnü Mübarek ile görüşecek.
Öte yandan, Milli Savunma Ba-
kanı Safa Giray, Birleşmiş Milletler Güven-
lik Konseyi'nin son karanm "Ambargonun
gerçekten tatbik edildigini görmek üzere
oraya gidip gelen gemileri vesaireyi koauul
etme ve güç kullanma imkânı vermiştir"
şeklinde değerlendirdi.
Giray, AA muhabirinin, Güvenlik Kon-
seyi'nin Irak'a giden ve bu ulkeden gelen ge-
milere karşı askeri güç kullanılmasına ola-
nak tanıyan kararına ilişkin sorulannı ce-
vaplandırırken şunları söyledi:
"Birleşmiş Milletler, ambargo karannın
tatbikini saglamak için gerektiğinde silahlı
tedbir almayı mümkün kılan bir karar ver-
miştir. Yani ambargonun tatbikatını takip
edecek ve ambargonun gerçekten tatbik
edildigini görmek üzere oraya gidip gelen
gemileri vesaireyi kontrol etmek ve güç kul-
lanma imkânı vermiştir."
Milli Savunma Bakanı Giray, "Güvenlik
Konseyi'nin bu kararından sonra Türkiye,
Körfez'e kuvvet gönderecek mi" şeklinde-
ki soruyu, "O, Bakanlar Kurulu'nun karar
verecegi bir şeydir" diye cevaplandırdı.
SINIRDA ÇİLE — L rdün'ün sınır kapısı Akabe de Habur gibi >oğun bir \ığılmajla karşı
karsıya. Kuveyt'teçalışan Mısırlılar saatlerce giriş için sıra beklediler.
HaburUan giriş
hızla sürüyorVEDAT YENERER
HABUR — lrak ve Kuveyt'te bulunan
Türkler'le yabancılann Habur sınır kapısın-
dan Türkiye'ye girişleri bütün hıayla sürü-
yor. Dün de 64'ü Türk 367 kişi Türkiye'ye
geldi. Türkiye Kızılay Derneği de insancıl
amaçlarla hizmet vermek amacıyla Habur
sırur kapısma 16 kişilik bir sağlık ekibi gön-
derdi. Habur sınır kapısında giriş vapanlar,
vatandaşlarını bekleyen yabancı diplomat-
lar tarafından karşılamyor. Irak'ın zaman
zaman sınırı tek taraflı kapattığı, bunun da
sınırda yığılmalara neden olduğu gözleni-
yor. Şırnak Valisi Aydın Aslan da dün in-
celemelerde bulunmak üzere Habur'a gel-
di. Şırnak Valisi'nin Iraklı yetkililerle görüş-
mek üzere sınır kenti Zaho'ya gideceği öğ-
renildi.
Son 24 saat içinde 64'ü Türk 367 kişi Ha-
bur'dan Türkiye'ye geldi. Türkiye'ye giriş ya-
pan yabancı uyruklular arasında 17 Avus-
turyalı, 15 Sri Lankalı, 153 Rumen, 103 Yu-
goslav, 9 Çek, 2 Hollandalı, 2 tsviçren, 1
Hintli, 1 de Ürdünlü bulunuyor. 22 kişi de
Habur sınır kapısından Irak'a geçti. Daha
önce Türkiye'ye gelen ve Habur'da bekle-
yen Pakistanlılardan 150 kadarı otobüsler-
le ülkelerine gönderildiler. Haburda bulu-
nan Pakistanlılar, Irak'ın sınır kenti Zaho'da
40 bin dolayında Pakıstanlımn Türkiye'ye
gelmek için beklediğini bildirdiler. Pakistan-
lılar Irak'ta çeşitli guçluklerle karşılaştıkla-
nm söylediler.
Finlandiya'mn Ankara Büyükelçisi ve
ABD'nin Adana Başkonsolosu ile Pakistan,
Federal Almanya ve Hollanda büyükelçilik-
lerinin mensupları da Türkiye'ye giriş ya-
pacak vatandaşlannı karşılamak üzere Ha-
bur'da bekliyorlar. Çok sayıda yerli ve ya-
bancı basın mensubu ile televizyon ekibi de
Türkiye'ye girişleri izlemek üzere Şırnak'ın
Silopi ilçesinde bulunuyor.
Türkiye'ye geçiş yapan yabancılar, Irak'ta
durumun gergin olduğunu, geceleri kimse-
nin sokağa çıkmadığını söylediler.
lrak ve Kuveyt'te temel gıda maddesi sı-
kıntısının had safhaya ulastığını anlatan Ru-
men ve Yugoslav işçiler, son iki günde lrak
askerlerinin durumlannın gergin olduğunu
gözlediklerini kaydettiler.
Şırnak Valisi Aydın Arslan da sınır ka-
pısında incelemelerde bulunmak üzere Ha-
bur'a geldi. Arslan'ın Iraklı yetkililerle gö-
rüşmek üzere Zaho'ya gideceği bildirildi.
Habur sınır kapısında bekleyen basın
mensuplannın gümrük sahasuıa girmelerine
de izin verilmiyor.
Ankara büromuzun haberme gore lrak
ve Kuveyt'teki yaklaşık yarım milyon As-
yalının ülkelerine Türkiye üzerinden dön-
me isteği, Ankara'mn dikkatini Habur'a
yöneltti. Önceki gün Hindistan, Pakistan
ve Bangladeş büyükelçiliklerinin, Dışişleri
Bakanlığı tarafından "ülkelerine döniiş için
gerekli ulaşım duzenlemelerini >:<narak
vurtlaşlanna maddi destek sağlamalan"
konusunda uyarılması sonrasında Ankara,
gelişmeleri izlemeye başladı.
pıyorduk" dedi.
BM Güvenlik Konseyi'nin dün aldığı 665
sayılı karann ABD ve SSCB'yi "ortak bir
noktada buluşturması" Ankara'da
"olumlu" bir gelişme olarak yorumlandı.
Dışişleri Bakanlığı'nın üst düzey bir yetki-
lisi, "asgari güç kullammı" ifadesinin Sov-
yetler'in isteğiyle karardan çıkanldığma
dikkat çekerek "Ancak bu durum, ABD'-
nin istediginin olmadığı anlamına gelmedi.
Güç sözü, askeri \aptınm sözu kararda geç-
miyor, ancak bunun ABD ve diğer bazı ül-
keler tarafından o şekilde yonımlanacağı
açık. Üstelik 'asgari' sınırlaması da kaldı-
nldı. Bu durum, tam ABD'nin istekleri
doğnıltusundadır. ABD, BM komutasında
askeri girişimi, yani 42 ya da 43'üncü mad-
delerin işletilmesini islemiyordu. Bu mad-
deler kapsamında yer almayan ara bir ka-
rar çıkması, en çok ABD'yi memnun etti"
diye konuştu. Yetkili, ABD'nin isteklerine
uygun düşen bu karann, bölgede BM de-
netiminde bir askeri guç oluşturulacağı bek-
lentisini de tümden ortadan kaldırdığına
dikkat çekerek Türkiye'de bu konuda ya-
pılan açıklamaların "geçersiz"leştiğini sa-
vundu. Dışişleri Bakanlığı yetkilisi şu de-
ğerlendirmeyi yaptı:
"BM Anayasası'nın 42 ve 43'üncü mad-
deleri çerçevesinde oluşturulacak bir aske-
ri güce Türkiye'nin katılabilecegi yönunde
en yetkili agızlardan >apılan değerlendirme-
ler artık geçersiz. Konsey, kararını BM
Anayasası yedinci bölümünü hiçbir spesi-
fik maddesine dajandırmadan, BM gücü
oluşturulmasını ongormeden Körfez'de de-
niz gucü bulunduran ülkelere özgu bir çagn
olarak biçimlendirdi. Dolavısıyla artık
Turkije'nin yapacagı berhangi bir askeri gi-
rişim, BM şemsiyesi altında olmayacakür.
Bu girişim bölgede deniz gücu bulunduran
bir ulkenin çağnsıylı gündeme gelebilecek-
tir. Bu da zaten dün de söz konusuydu, bu-
gün de..."
BM Güvenlik Konseyi'nin dün sabah al-
dığı 665 sayılı karann birinci maddesi yal-
nızca Körfez'e deniz gücu göndermek yo-
luyla Kuveyt ile işbirliği yapan ülkelere bir
çağn anlamına geldiği için Türkiye'yi "doğ-
nıdan doğnrya" ilgilendirmiyor. Dışişleri
Bakanlığı yetkilileri, Türkiye'nin ambargo
kararını, Irak'ın kuzeyinde askeri guç bu-
lundurarak uyguladığını ve bunun "nere-
deyse abluka etkinliğinde bir ambargo
otdflğnnu" ifade ediyorlar.
Öte yandan aynı karann üçüncü maddesi
Dışişleri Bakanlığı yetkililerince iki ayn bi-
çimde yorumlandı. Bu yorumlann ilki, söz
konusu maddede yer alan "Birinci madde-
de sözü edilen ülkelerin istegi durumunda,
tüm BM ülkelerinin gerekli desteği sağla-
ması çağnsııu" askeri kapsamda goruyor.
tkinci yorum ise burada sözü geçen deste-
ğin ikinci maddedeki "politik ve
diplomatik" girişimlere atıfta bulunduğu-
nu, dolayısıyla askeri destek anlamına gel-
mediğini savunuyor. Bu görüşü benimse-
yen yetkililer, Türkiye'nin 665 sayılı kara-
nn "azami politik ve diplomatik katkı" ön-
gören ikinci maddesini zaten uyguladığını
belirttiler. Üçüncü maddede sözü edilen
desteğin, ikinci maddedeki politik ve dip-
lomatik çerçevede, birinci maddede sözü
geçen ülkelere sağlanması söz konusu olur-
sa bunu, Türkiye'nin hiç tereddüt etmeden
yapacagı da kaydedildi.
Yoruma açık
Dışişleri Bakanlığı'nın ust düzey bir yet-
kilisi, BM karannın dili itibanyla "yoru-
ma açık" yönleri bulunduğunu belirterek
"Göriiyorsunuz, farklı yonımlar çıkıyor.
Bence üçüncü madde askeri önlemlerden
çok, politik ve diploraatîk desteği içeriyor.
Ancak farklı yorumlanması da siyasi yö-
neticilerin iradesine baglı" dedi. Aynı yet-
kili, uçüncu maddenin Körfez'de deniz gü-
cü bulunduran ülkelerin çağnsı üzerine tüm
BM ülkelerinin askeri katkı sağlaması şek-
linde yorumlanması durumunda bunun
Türkiye'nin Körfez'e asker göndermesini
"dolaylı olarak" kolaylaştırabileceğini ifa-
de etti.
BM Güvenlik Konseyi'nin 3. maddesi
çerçevesinde Türkiye'nin Körfez'de bir as-
keri harekâta katılması şu aşamalardan ge-
çilerek gerçekleşebilecek:
1. Siyasi yöneticiler, Türkiye'de son dö-
nemdeİci uygulamanın gösterdiği üzere
Cumhurbaşkaru özal ve ANAP hüküme-
ti, bu kararın 3. maddesini askeri destek
olarak yorumlayacak.
2. Karann 1. maddesine atıfta bulunan
ulkeler, örneğin ABD, S. Arabistan, Ingil-
tere ya da Kuveyt'in meşnı yönetimi, Türki-
ye'den Körfez'de uyulanan ablukaya des-
tek vermesi isteğinde bulunacak.
3. Türkiye bu isteği 3. madde çerçevesin-
de 'asker gönderilmesi'ni de içerecek bir ge-
nişlikte kabul edecek.
4. Söz konusu ülkenin isteği ve bu çer-
çevede yapılması düşünülenler Bakanlar
Kurulu'nda ele alındıktan sonra TBMM
toplanacak.
5. TBMM Genel Kurulu, söz konusu is-
teğe yanıt olarak ve BM Güvenlik Konse-
yi'nin 665 sayılı kararı çerçevesinde Kör-
fez'e gemi ya da asker gönderilmesini onay-
larsa gerekli talimat Türk Silahlı Kuvvet-
leri'ne verilecek.
Abluka gibi ambargo
BM Güvenlik Konseyi'nin son kararını
değerlendiren bazı siyasi yetkililerin,
"Türkiye'nin abluka etkinliğinde ambargo
uyguladığı ve üzerine düşen sorumlulugu
fazlasıyla yerine getirdiği" yolunda görüş-
ler bildirdikleri de dikkat çekti. Dışişleri Ba-
kanı Ali Bozer'in de katıldığı belirtilen bu
değerlendirme çerçevesinde, Türkiye'nin
bölgeye asker göndermesi "uygun" gorül-
müyor. Ancak bu konudaki kararda "baş-
ka unsurlann" etkili olacağı, örneğin S.
Arabistan gibi bir ülkenin özel istekte bu-
lunmasınm durumu değiştirebileceği de ifa-
de ediliyor.
Öte yandan Milli Savunma Bakanı Safa
Giray, dün Cumhuriyet'in BM Güvenlik
Konseyi karan konusundaki sorusunu şöyle
yanıtladı:
"Bu karar, üye ülkelere ambargonun tat-
bikatını kesin takip etmek için gerektiği şe-
kilde davranma imkânı verdi. Biz zaten bu-
nu yapıyorduk. Üçüncü madde konusun-
da da biz zaten yardım veriyorduk. Askeri
güç gönderilmesi, hükümetin bileceği bir
şey. Şu anda bir şey diyemem. Meclis'e gi-
dişi de hükümetin incelemesine bağlı. Fir-
kateynlerin hazır olması. boyle bir şeyin
olacağı anlamına gelmez. "