22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 AĞUSTOS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/15 KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRtZİ... KÖ1 ANKARA'NIN GÖRÜŞÜ KarardaTürkiye'yeyükümlülükyokDışişleri Bakanlığı, kararın BM Anayasası'nın 42'nci maddesinin işletiîmesi anlamına gelmediğini vurgulayarak "Türkiye bölgeye deniz gücü göndermediğine göre ablukaya fiili katılımı söz konusu değil" görüşünü taşıyor. Bakanlık, kararın bölgede Kuveyt yönetimiyle işbirliği çerçevesinde deniz gücü bulunduran ülkelerin olası bir destek çağrısına yanıt verilmesini öngören üçüncü maddesinin Türkiye için Körfez'de yeni bir rol anlamına gelip gelmeyeceğinin "siyasi idareye bağlı'' olduğunu bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — BM Güvenlik Konseyi'nin halen Körfez bölge- sinde deniz gücu bulunduran ülkelere Irak'a giden ya da bu ulkeden gelen gemilerin am- bargo kararını delmelerinin engellenmesi amacıyla önlem almalan çağrısında bulu- nan kararı, Türkiye'ye "şimdilik" bir ek yükümlülük getirmiyor. Türkiye'nin Gü- venlik Konseyi'nin daha önce aldığı 661 sa- yılı karar çerçevesinde Irak'a karşı uygu- ladığı ekonomik yaptırımları eksiksiı de- vam ettirmesi, dünkü 665 sayılı karardan sonra da "yükümlüJülderini yerine getirme- sinin temelini" oluşturacak. Dışişleri Ba- kanlığı yetkililerine göre 665 sayılı karann birinci maddesi Irak'a karşı önlem alma çağrısım yalnızca Körfez'de deniz gücü bu- lunduran ülkelere yapıyor, dolayısıyla Türkiye'ye bölgedeki bir askeri engelleme girişiminde yer alması için hiçbir sorumluk getirmiyor. Yetkililer, karann üçüncü mad- desinin ise Türkiye'nin Körfez'de askeri bir girişim içinde yer almasını dolaylı olarak kolaylaştırabileceğini ifade ettiler. Bu mad- de çerçevesinde, Körfez'de denizgucü bu- lunduran ülkelerin çağrısı halinde tüm BM uyelerinin destek sağlaması isteniyor, an- cak bu desteğin "askeri" olacağı yonunde hiçbir ibareye yer verilmiyor. Dışişleri Ba- kanlığı yetkilileri, bu maddenin Türkiye'- ye yeni bir yükümlülük getirmesinin, An- kara'daki "siyasi iradeye bagh" olduğunu belirtirken Milli Savunma Bakanı Safa Gi- ra>, "BM karan, arabargonun (atbikatını kesin takip elmek için gerektiği şekilde dav- ranma imkânı verdi. Biz zaten bunu ya- KARŞILIKL1ANLAYIŞ HAVASI Özal Gorbaçov ve KohPle görüştüCumhurbaşkanı Özal, Körfez krizine ilişkin telefon diplomasisini dün SSCB lideri Gorbaçov ve F.Almanya Başbakanı Kohl'ü arayarak sürdürdü. Özal-Gorbaçov görüşmesinde Körfez krizi dışında Karadeniz ekonomik bölgesi konusu da gündeme geldi. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Körfez kri- zinin başından beri sürdürdüğü telefon dip- lomasisine dün ilk kez SSCB lideri Mihail Gorbaçov da katıldı. Cumhurbaşkaru Özal'ın Gorbaçov'u araması üzerine yapı- lan görüşmede, Körfez'deki son gelişmeler ile BM Güvenlik Konseyi'ain "ablukayı" meşru kılan kararı ele alındı. tki liderin, Ankara-Moskova ilişkileri konusunda da görüş alışverişi yaptıkları öğrenildi. Cum- hurbaşkanı özal, dün aynca Federal Al- manya Başbakanı Helmut Kohl'ü de tele- fonla aradı. Irak'ın Kuveyt'i işgalinden bu yana bas- ta ABD Başkaru Bush olmak üzere birçok ülke lideriyle telefon görüşrnesi yapan, son dönemde de bu görüşmelerinde Arap dev- let adamlanna ağırlık veren Cumhurbaşka- ru Özal, dün ilk kez Gorbaçov'un telefonu- nu çaldırdı. önceki gece yaptığı açıklama- da da belirttiği gibi tstanbul'dan Moskova'yı arayan özal ile SSCB Devlet Başkanı Mi- haıl Gorbaçov arasındakı konuşmanın, Körfez krizi ve ikili ilişkiler olmak üzere iki bölümden oluştuğu öğrenildi. Cumhurbaşkanhğı Sözcüsü Büyükelçi Kaya Toperi bu konudaki açıklamasında, Özal-Gorbaçov göruşmesinin "son derece samimi ve karşılıklı anlayış havasında" geç- tiğini ve iki liderin Körfez'deki son gelişme- ler konusunda görüş teatisinde bulunduğu- nu belirtti. Açıklaraa şöyle devam etti: "Görüşmede aynca Türkiye ile Sovyetler Birligi arasındakı ekonomik ilişkiler ve Tiirkiye-Sovyetler Birliği, Sovyeüer Birliği'- nin Karadeniz'de sahildar cumhuriyetleri ve Karadeniz'de sahili bulunan diger Balkan ülkelerini içeren bir 'Karadeniz Ekonomik Bölgesi' üzerinde de fikir teatisinde bulu- nuldu. Gorbaçov, Cumhurbaşkaıu Turgut özal'a Sovyetler Birliği'ne davetini tekrarladı. Sa- yın Cumhurbaşkanı Turgut Özal da bu zi- yareti onumuzdeki \ılın başlannda gerçek- leştirmeye çahşacağını belirtti." Özal-Gorbaçov goruşmesi, Ankara'daki diplomatik çevrelerde "olumlu" bir adım olarak değeriendirildi. Bu konuda görüştü- ğümüz bir diplomat, iki lider arasındaki go- rüşmenin zamanlamasına dikkat çekerek "Sayın Özal uzun siire bekledi, SSCB Bii- yükelçiliği Turkiye'nin üsler konusundaki son tavnnın desteklendiğini açıkladıktan ve Moskova'nın BM Güvenlik Konseyi'nin ab- luka kararına engel olmayacagını bildirme- sinden sonra daha sorunsuz bir telefon gö- riişmesi yapacağından emin olarak Gorba- çov'u aradı" değerlendirmesini yaptı. A>TII diplomat, özal'ın Gorbaçov'u aramasının kamuoyunda ve basında var olan neden yal- nızca "Batılılar ve Araplarla görüşülüyor, SSCB'nin düşüncesi neden sorulmuyor" şeklindeki soruların ortadan kalkmasını sağlayacağıru da vurgulayarak "Böylece Sa- yın Ozal 'herkesle görüşen lider' imajını güçlendirmiş oldu" diye konuştu. Cumhurbaşkanı özal ile Federal Alman- ya Başbakanı Helmut Kohl arasındaki gö- rüşmede ise Türkiye'ye NATO Bakanlar TANER KORFEZ'DEN DONDU Petrole zamişaretiS.Arabistan ve BAE'den dönen Devlet Bakanı Güneş Taner, "Şu anda petrol fiyatlarına yapılan ayarlamalar ortalama 21 dolara tekabül ediyor. Halbuki şu anda petrol fiyatları dünyada 31 dolardır" dedi. DYP Genel Başkanı Demirel, akaryakıt zamlarım, Körfez krizi ile açıklamanın mümkün olamayacağını söyledi. Haber Merkezi — Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne yaptığı geziler- den dönen Devlet Bakanı Güneş Taner, "Türkiye'nin 1990 yılı ve sonrası petrol so- nınu halledilmişlir" dedi. Taner, petrole yapılan ayarlamanın şu anda 21 dolara te- kabul ettiğini, ancak şu andaki petrol fiyat- larının dünyada 31 dolar olduğuna dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Özal'ın özel terasücisi sı- fatıyla S. Arbistan Krah Fahd, Kuveyt Emi- ri Şeyh Cebir El Ahmel El Sabah ve BAE Devlet Başkanı Şeyh Zayed ile görüşen Ta- ner, dun Istanbul'a döndü. Taner, yaptığı açıklamada "Körfez'de durum vehameti- ni konıyor, böyle gittiği takdirde harp ol- rnası kaçınılmazdır" dedi. Bir gazetecınin "S. Arabistan'dan düşük fıyatla petrol ah- nabılecek mi" sorusuna Taner, OPEC'in belirlediği bir fiyat olduğunu ve bunun kı- rılmas'ının mümkün olmadığım belirterek "Ancak başka yollar aranması üzerine gi- dilmekledir" dedi. S. Arabistan'a asker gönderilmesi konu- sunda Özal'ın bir mesajı olmadığım kay- deden Taner, görüşmelerinde Türkiye'nin uğradığı kayıplann telafısi konusunda bu ülkelerle bir detay ve pazariığa gidilmedi- ğini söyledi. Taner, Suudi Arabistan ve BAE'den 1990 yüı ihtiyaçlarını karşılamak uzere 3'er milyon ton petrol alacağımızı bildirirken önceki günkü petrol zammının dünya pi- yasalarındaki artıştan kaynaklandığını be- lirtti ve şöyle devam etti: "Ümidirniz önümüzdeki aylardan itiba- ren dünya fiyatlannın düşmesidir. Bu ko- nuda Suudi Arabistan Petrol Bakanı da ay- nı göriiştedir. Türkiye'de bugün ve daha önce yapılan petrol ürünlerindeki avarla- malaria belirlenen fijal, Türkije'nin almış oldugu petrolün maliyetinin altındadır. Şu anda petrol fiyatlanna yapılan ayarlama- lar ortalama 21 dolara tekabül ediyor. Hal- buki şu anda petrol fiyatlan dun\ada 31 do- lardır. Bu, krizin dünya ekonomisine en bü- yük etkisi petrol fiyatlarındaki tırmanıs ve petrol fiyatlarındaki artışın dünya ekono- milerine enflasyonist baskılan arttırması açısından getirecegi negatif faklörlerdir." Petrol fiyatlarındaki artıştan kaynakla- nan baskının Türkiye'de de hissediîeceğini beiirten Taner, konuşmasını şöyle tamam- ladı: "Biz hükümet olarak bu baskılann as- gari tutulmasını amaçlıyoruz ve yıl sonu- na kadar petrolden kaynaklanan enflasyo- nist baskının yüzde 8-10 puanı geçmeme- sini hedefliyoruz. Yıl sonundaki enflasyo- nu viizde 40'lar seviyesine, hatta kendi tae- saplanma göre yüzde 40'ın da altına çek- me mucadelesi veriyoruz. Bu aylarda yaş sebze ve meyve fiyatlarındaki dıişüş ve pet- rol fıyatlanndaki artışı, özet sektöriin kendi fi>atlanna yansılmaması sevindiricidir. Bunlar, bizim, enflasyonla mücadelede is- tedigimiz yere gelebileceğimizin işaretleri- dir." Demirel DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, gazetecilerin sorulannı yanıtlarken akarya- kıt zamlarım, Körfez krizi ile açıklamanın mümkün olamayacağını söyledi. Akarya- kıt fiyatlannın 8 ayda yüzde 65 dolayında arttığını kaydeden Demirel, "lrak ve Ku- veyt'ten çıkan petrol, dünya tüketiminin yüzde 7'sini karşılıyor. Yani bu miktar ne- reden istenirse sağlanabilir. Benzinin Türk- iye'de maliyeti 700-750 liradır. 1200 lira vergi yükü vardır. Devlet, bu zamları dün- ya şartlarının değişmesiyle izah edemez. Birtakım yerlerce istenmese olmaz" dedi. PETROLE ZAM, FİYATLARI AZDIRDI Zam dalgası geliyorHafta başından itibaren başta taşıma ücretleri olmak üzere gıda ve tekstil ürünlerine zam yapılacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Kör- fez krizi ile birlikte artan ham petrol fiyat- ları birçok mal ve hizmette fiyat artışına yol açacak. Hafta başından itibaren başta ta- şıma ücretleri olmak üzere gıda, tekstil ve diğer ürünlere zam bekleniyor. Petrole ya- pılan iki zamraın, günlük faturası da 14 mil- yar liraya yükseldi. Akaryakıt zammının psikolojik etkileri hesaplanamadığı için zam zincirinin nerede duracağı konusunda tah- min yapılamıyor. Dün sabahtan itibaren uygulamaya giden yeni akaryakıt fıyatlanyla birlikte benzine ağustos başından bu yana yapılan zam nor- malde yüzde 42'ye, süperde yüzde 41.6'ya Yeni fiyatlarla depolar kaca doluyot? Mariu Serçe Doğan Şahin Kartal Renault 9 Renauit 11 Renautt 12 • Ford Taunus Depohacai 39 50 50 50 47 47 50 53 Esfcl (ıramaf) 56628 72500 72600 72600 68244 68244 72600 76956 Y M I lnoraaf) 70161 89950 89950 89950 84553 84553 89950 95347 EskHsipr) 63180 81000 81000 81000 76140 76140 81000 85860 YMİ(SİŞ«) 77844 99800 99800 99800 93812 93812 99800 105788 yıktı. Motorın ıçııı zam oranı ua >uzde 23 olarak hesaplandı. 7 ağustos öncesi rakam- lara göre Türkive'nin yıllık 15 trilyon lira do- layında olan akaryakıt faturası 20 trilyon liraya yükseldi. Böylece Türkiye'nin günlük yapılan akaryakıt harcamaları da 41.6 mil- yar liradan 55.6 rnilyar liraya çıktı. Uluslararası borsalarda krizin başladığı OPEC'tebölünmetehlikesi Ekonomi Servisi — OPEC'e üye yedi ül- kenin bugün, kunıluşun merkezi olan Vi- yana'da bir araya geleceklerini açıklamala- rı ham petrol fıyatlarını az da olsa düşür- dü. New York Ticaret Borsası'nda perşem- be akşamı 31.93 dolara kadar çıkan ekim teslimatı Batı Teksas türu ham petrolün fi- yatı dünkü işlemlerde 30.91 dolara gerile- di. Londra Borsası'nda ise Kuzey Denizi pet- rolunun varil fıyatı 30.75 dolardan 30.10 do- lara geriledi. Bugün yapılması beklenen gayrı resmi toplantıya henüz hangi ülkelerin kesin ola- rak katılacağı belli olmazken, OPEC'e ya- kın kaynaklar toplantıya, Cezayir, Venezu- ela, Endonezya, Nijerya, Iran ve Gabon 1 un kesin olarak katılacağım bildiriyorlar. Daha önce, üretim artışı konusunu görüş- mek uzere OPEC ülkelerini acil bir toplan- tıya ;ağıran, ancak bu daveti reddedilen Su- udi Arabistan'ın ise toplantıya katılıp ka- tılmayacağı henüz belli olmadı. OPEC'e yakın kaynaklar kartel içinde bü- yük bir çekişmeye giren "Şahinler" ve "Güvercinler" adlı gruplann OPEC'in var- lığjnı büyuk bir tehlikeye soktuğunu ileri sü- rüyorlar. tran'ın başmı çektiği Şahinler ka- nadı, Batılı ülkelerin 1982 yüından bu ya- na en yüksek düzeyde petrol stoklarına sa- hip olduklarını savunarak kesinlikle üretim araşı yanlısı olmadıklarını behrtiyorlar. Lib- ya, Endonezya, Cezayir, Nijerya ve Ekva- tor'un dabu savı destekledikleri belirtilıyor. Ancak ABD'h" bazı kaynaklardan, Nijer- ya, Endonezya ve Ek-.ator'un bu konuda daha önceki kesin tutumlarına göre biraz yumuşadıkları bildiriliyor. Başını Suudi Arabistan'ın çektiği, Vene- zuela, Gabon, Katar ve Birleşik Arap Emir- likleri'nin yer aldığı Güvercinler kanadı ise üretim artışından yana. Güvercinler kana- dı 30 dolar civanna yerleşen petrol fiyatla- nnın O! ta vadede dünya ülkelerini resesyo- na sürukleyebileccğini ileri süruyorlar günden bu yana ham petrol fiyatlarındalti yükselme de Türkiye'nin günlük döviz öde- melerini 4.5 milyon dolar dolayında arttır- dı. Kriz öncesi Türkiye'nin variu 18-19 do- lardan aldığı petrolün hafta sonu maliyeti- nin 30 dolara yükseldiği hesaplandı. Buna göre Türkiye günlük petrol ithalatı için 7.8 milyon dolar yerine, 12.3 milyon dolar öde- meye başladı. 1990 programında günlük ham petrol faturası 6.8 milyon dolar ola- rak hesaplanmıştı. Öte yandan Körfez krizinin ilk günlerin- de Turkiye'nin petrol fiyatlannın gelecegi konusunda yaptığı tahminlerin tutmadığı ortaya çıktı. Ham petrol fiyatlanmn psiko- lojik etkiyle 20 dolann üzerine çıktığını be- iirten yetkililer, ağustos ayırun sonlanna gö- re fiyatlann yeniden aşağıya çekileceği gö- rüşünü savunmuşlardı. Bu görüşler doğrul- tusunda hükümet üyeleri de açıklamalarda bulunmuşlar ve yıllık hesaplan da 19 do- larlık fiyata göre yapmışlardı. Akaryakıt fiyatlanna yapılan son zam- mın yıl sonuna kadar enflasyonist etkisi ko- nusunda ekonomi kurmaylan farklı değer- lendirmelerde bulunuyorlar. Matematiksel olarak enflasyona doğrudan etkinin 3-5 pu- aıı aıasınUd oldcoğııid işaret eden ekonomi kurmaylarından bir bölümü, dolaylı etki- ler dikkate alındığında, akaryakıt fiyatla- rındaki artışın aynı oranda enflasyonu et- kileyeceğinı ve yıllık ortalama fiyat artış tah- mininin yüzde 54'ten yüzde 70'lere çıkabi- leceğini savunuyorlar. Konseyi tarafından "teyid edilen" güvence- nin bir kez daha gündeme geldiği öğrenil- di. Büyükelçi Kaya Toperi bu konudaki açıklamasında şunları söyledi: "Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, Fede- ral Almanya Başbakanı Helmut Kohl'le yap- tığı görüşmede de keza Körfez krizi üzerinde duruldu. Kohl, Türkiye'nin Birleşmiş Mil- letler Güvenlik Konseyi'nin arabargo kara- rını başarıyla uygulamasından duydugu memnuniyeti dile getirdi ve Türkiye'nin kar- şılaşabilecegi berhangi bir sorun karsısın- da elden gelen her şeyin yapılacağım vur- guladı. Son derece doslane bir hava içinde geçen görüşmede istişarelerin devam etme- si üzerinde de mutabık kahndı." Ali BozerMn temaslan Bu arada gezısimn ilk durağı olan Şam'- da önceki gün meslektaşı Faruk El Şara ile Körfez krizini görüşen ve barış çözüm yol- ları için fikir alışverişi yapan Dışişleri Ba- kanı Ali Bozer dün de Suriye Devlet Başkanı Hafız Esat ile yaptığı görüşmede Cumhurbaşkaru Turgut Özal'ın Körfez kri- zindeki işbirliğinin devamı yönundeki iste- ğini içeren sözlü mesajını iletti. Bugün Ürdün'de temaslarına devam edecek olan Bozer, daha sonra Mısır'a geçerek Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ile görüşecek. Öte yandan, Milli Savunma Ba- kanı Safa Giray, Birleşmiş Milletler Güven- lik Konseyi'nin son karanm "Ambargonun gerçekten tatbik edildigini görmek üzere oraya gidip gelen gemileri vesaireyi koauul etme ve güç kullanma imkânı vermiştir" şeklinde değerlendirdi. Giray, AA muhabirinin, Güvenlik Kon- seyi'nin Irak'a giden ve bu ulkeden gelen ge- milere karşı askeri güç kullanılmasına ola- nak tanıyan kararına ilişkin sorulannı ce- vaplandırırken şunları söyledi: "Birleşmiş Milletler, ambargo karannın tatbikini saglamak için gerektiğinde silahlı tedbir almayı mümkün kılan bir karar ver- miştir. Yani ambargonun tatbikatını takip edecek ve ambargonun gerçekten tatbik edildigini görmek üzere oraya gidip gelen gemileri vesaireyi kontrol etmek ve güç kul- lanma imkânı vermiştir." Milli Savunma Bakanı Giray, "Güvenlik Konseyi'nin bu kararından sonra Türkiye, Körfez'e kuvvet gönderecek mi" şeklinde- ki soruyu, "O, Bakanlar Kurulu'nun karar verecegi bir şeydir" diye cevaplandırdı. SINIRDA ÇİLE — L rdün'ün sınır kapısı Akabe de Habur gibi >oğun bir \ığılmajla karşı karsıya. Kuveyt'teçalışan Mısırlılar saatlerce giriş için sıra beklediler. HaburUan giriş hızla sürüyorVEDAT YENERER HABUR — lrak ve Kuveyt'te bulunan Türkler'le yabancılann Habur sınır kapısın- dan Türkiye'ye girişleri bütün hıayla sürü- yor. Dün de 64'ü Türk 367 kişi Türkiye'ye geldi. Türkiye Kızılay Derneği de insancıl amaçlarla hizmet vermek amacıyla Habur sırur kapısma 16 kişilik bir sağlık ekibi gön- derdi. Habur sınır kapısında giriş vapanlar, vatandaşlarını bekleyen yabancı diplomat- lar tarafından karşılamyor. Irak'ın zaman zaman sınırı tek taraflı kapattığı, bunun da sınırda yığılmalara neden olduğu gözleni- yor. Şırnak Valisi Aydın Aslan da dün in- celemelerde bulunmak üzere Habur'a gel- di. Şırnak Valisi'nin Iraklı yetkililerle görüş- mek üzere sınır kenti Zaho'ya gideceği öğ- renildi. Son 24 saat içinde 64'ü Türk 367 kişi Ha- bur'dan Türkiye'ye geldi. Türkiye'ye giriş ya- pan yabancı uyruklular arasında 17 Avus- turyalı, 15 Sri Lankalı, 153 Rumen, 103 Yu- goslav, 9 Çek, 2 Hollandalı, 2 tsviçren, 1 Hintli, 1 de Ürdünlü bulunuyor. 22 kişi de Habur sınır kapısından Irak'a geçti. Daha önce Türkiye'ye gelen ve Habur'da bekle- yen Pakistanlılardan 150 kadarı otobüsler- le ülkelerine gönderildiler. Haburda bulu- nan Pakistanlılar, Irak'ın sınır kenti Zaho'da 40 bin dolayında Pakıstanlımn Türkiye'ye gelmek için beklediğini bildirdiler. Pakistan- lılar Irak'ta çeşitli guçluklerle karşılaştıkla- nm söylediler. Finlandiya'mn Ankara Büyükelçisi ve ABD'nin Adana Başkonsolosu ile Pakistan, Federal Almanya ve Hollanda büyükelçilik- lerinin mensupları da Türkiye'ye giriş ya- pacak vatandaşlannı karşılamak üzere Ha- bur'da bekliyorlar. Çok sayıda yerli ve ya- bancı basın mensubu ile televizyon ekibi de Türkiye'ye girişleri izlemek üzere Şırnak'ın Silopi ilçesinde bulunuyor. Türkiye'ye geçiş yapan yabancılar, Irak'ta durumun gergin olduğunu, geceleri kimse- nin sokağa çıkmadığını söylediler. lrak ve Kuveyt'te temel gıda maddesi sı- kıntısının had safhaya ulastığını anlatan Ru- men ve Yugoslav işçiler, son iki günde lrak askerlerinin durumlannın gergin olduğunu gözlediklerini kaydettiler. Şırnak Valisi Aydın Arslan da sınır ka- pısında incelemelerde bulunmak üzere Ha- bur'a geldi. Arslan'ın Iraklı yetkililerle gö- rüşmek üzere Zaho'ya gideceği bildirildi. Habur sınır kapısında bekleyen basın mensuplannın gümrük sahasuıa girmelerine de izin verilmiyor. Ankara büromuzun haberme gore lrak ve Kuveyt'teki yaklaşık yarım milyon As- yalının ülkelerine Türkiye üzerinden dön- me isteği, Ankara'mn dikkatini Habur'a yöneltti. Önceki gün Hindistan, Pakistan ve Bangladeş büyükelçiliklerinin, Dışişleri Bakanlığı tarafından "ülkelerine döniiş için gerekli ulaşım duzenlemelerini >:<narak vurtlaşlanna maddi destek sağlamalan" konusunda uyarılması sonrasında Ankara, gelişmeleri izlemeye başladı. pıyorduk" dedi. BM Güvenlik Konseyi'nin dün aldığı 665 sayılı karann ABD ve SSCB'yi "ortak bir noktada buluşturması" Ankara'da "olumlu" bir gelişme olarak yorumlandı. Dışişleri Bakanlığı'nın üst düzey bir yetki- lisi, "asgari güç kullammı" ifadesinin Sov- yetler'in isteğiyle karardan çıkanldığma dikkat çekerek "Ancak bu durum, ABD'- nin istediginin olmadığı anlamına gelmedi. Güç sözü, askeri \aptınm sözu kararda geç- miyor, ancak bunun ABD ve diğer bazı ül- keler tarafından o şekilde yonımlanacağı açık. Üstelik 'asgari' sınırlaması da kaldı- nldı. Bu durum, tam ABD'nin istekleri doğnıltusundadır. ABD, BM komutasında askeri girişimi, yani 42 ya da 43'üncü mad- delerin işletilmesini islemiyordu. Bu mad- deler kapsamında yer almayan ara bir ka- rar çıkması, en çok ABD'yi memnun etti" diye konuştu. Yetkili, ABD'nin isteklerine uygun düşen bu karann, bölgede BM de- netiminde bir askeri guç oluşturulacağı bek- lentisini de tümden ortadan kaldırdığına dikkat çekerek Türkiye'de bu konuda ya- pılan açıklamaların "geçersiz"leştiğini sa- vundu. Dışişleri Bakanlığı yetkilisi şu de- ğerlendirmeyi yaptı: "BM Anayasası'nın 42 ve 43'üncü mad- deleri çerçevesinde oluşturulacak bir aske- ri güce Türkiye'nin katılabilecegi yönunde en yetkili agızlardan >apılan değerlendirme- ler artık geçersiz. Konsey, kararını BM Anayasası yedinci bölümünü hiçbir spesi- fik maddesine dajandırmadan, BM gücü oluşturulmasını ongormeden Körfez'de de- niz gucü bulunduran ülkelere özgu bir çagn olarak biçimlendirdi. Dolavısıyla artık Turkije'nin yapacagı berhangi bir askeri gi- rişim, BM şemsiyesi altında olmayacakür. Bu girişim bölgede deniz gücu bulunduran bir ulkenin çağnsıylı gündeme gelebilecek- tir. Bu da zaten dün de söz konusuydu, bu- gün de..." BM Güvenlik Konseyi'nin dün sabah al- dığı 665 sayılı karann birinci maddesi yal- nızca Körfez'e deniz gücu göndermek yo- luyla Kuveyt ile işbirliği yapan ülkelere bir çağn anlamına geldiği için Türkiye'yi "doğ- nıdan doğnrya" ilgilendirmiyor. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türkiye'nin ambargo kararını, Irak'ın kuzeyinde askeri guç bu- lundurarak uyguladığını ve bunun "nere- deyse abluka etkinliğinde bir ambargo otdflğnnu" ifade ediyorlar. Öte yandan aynı karann üçüncü maddesi Dışişleri Bakanlığı yetkililerince iki ayn bi- çimde yorumlandı. Bu yorumlann ilki, söz konusu maddede yer alan "Birinci madde- de sözü edilen ülkelerin istegi durumunda, tüm BM ülkelerinin gerekli desteği sağla- ması çağnsııu" askeri kapsamda goruyor. tkinci yorum ise burada sözü geçen deste- ğin ikinci maddedeki "politik ve diplomatik" girişimlere atıfta bulunduğu- nu, dolayısıyla askeri destek anlamına gel- mediğini savunuyor. Bu görüşü benimse- yen yetkililer, Türkiye'nin 665 sayılı kara- nn "azami politik ve diplomatik katkı" ön- gören ikinci maddesini zaten uyguladığını belirttiler. Üçüncü maddede sözü edilen desteğin, ikinci maddedeki politik ve dip- lomatik çerçevede, birinci maddede sözü geçen ülkelere sağlanması söz konusu olur- sa bunu, Türkiye'nin hiç tereddüt etmeden yapacagı da kaydedildi. Yoruma açık Dışişleri Bakanlığı'nın ust düzey bir yet- kilisi, BM karannın dili itibanyla "yoru- ma açık" yönleri bulunduğunu belirterek "Göriiyorsunuz, farklı yonımlar çıkıyor. Bence üçüncü madde askeri önlemlerden çok, politik ve diploraatîk desteği içeriyor. Ancak farklı yorumlanması da siyasi yö- neticilerin iradesine baglı" dedi. Aynı yet- kili, uçüncu maddenin Körfez'de deniz gü- cü bulunduran ülkelerin çağnsı üzerine tüm BM ülkelerinin askeri katkı sağlaması şek- linde yorumlanması durumunda bunun Türkiye'nin Körfez'e asker göndermesini "dolaylı olarak" kolaylaştırabileceğini ifa- de etti. BM Güvenlik Konseyi'nin 3. maddesi çerçevesinde Türkiye'nin Körfez'de bir as- keri harekâta katılması şu aşamalardan ge- çilerek gerçekleşebilecek: 1. Siyasi yöneticiler, Türkiye'de son dö- nemdeİci uygulamanın gösterdiği üzere Cumhurbaşkaru özal ve ANAP hüküme- ti, bu kararın 3. maddesini askeri destek olarak yorumlayacak. 2. Karann 1. maddesine atıfta bulunan ulkeler, örneğin ABD, S. Arabistan, Ingil- tere ya da Kuveyt'in meşnı yönetimi, Türki- ye'den Körfez'de uyulanan ablukaya des- tek vermesi isteğinde bulunacak. 3. Türkiye bu isteği 3. madde çerçevesin- de 'asker gönderilmesi'ni de içerecek bir ge- nişlikte kabul edecek. 4. Söz konusu ülkenin isteği ve bu çer- çevede yapılması düşünülenler Bakanlar Kurulu'nda ele alındıktan sonra TBMM toplanacak. 5. TBMM Genel Kurulu, söz konusu is- teğe yanıt olarak ve BM Güvenlik Konse- yi'nin 665 sayılı kararı çerçevesinde Kör- fez'e gemi ya da asker gönderilmesini onay- larsa gerekli talimat Türk Silahlı Kuvvet- leri'ne verilecek. Abluka gibi ambargo BM Güvenlik Konseyi'nin son kararını değerlendiren bazı siyasi yetkililerin, "Türkiye'nin abluka etkinliğinde ambargo uyguladığı ve üzerine düşen sorumlulugu fazlasıyla yerine getirdiği" yolunda görüş- ler bildirdikleri de dikkat çekti. Dışişleri Ba- kanı Ali Bozer'in de katıldığı belirtilen bu değerlendirme çerçevesinde, Türkiye'nin bölgeye asker göndermesi "uygun" gorül- müyor. Ancak bu konudaki kararda "baş- ka unsurlann" etkili olacağı, örneğin S. Arabistan gibi bir ülkenin özel istekte bu- lunmasınm durumu değiştirebileceği de ifa- de ediliyor. Öte yandan Milli Savunma Bakanı Safa Giray, dün Cumhuriyet'in BM Güvenlik Konseyi karan konusundaki sorusunu şöyle yanıtladı: "Bu karar, üye ülkelere ambargonun tat- bikatını kesin takip etmek için gerektiği şe- kilde davranma imkânı verdi. Biz zaten bu- nu yapıyorduk. Üçüncü madde konusun- da da biz zaten yardım veriyorduk. Askeri güç gönderilmesi, hükümetin bileceği bir şey. Şu anda bir şey diyemem. Meclis'e gi- dişi de hükümetin incelemesine bağlı. Fir- kateynlerin hazır olması. boyle bir şeyin olacağı anlamına gelmez. "
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle