Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/Z OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 26 AĞUSTOS 1990
Türkiye'de Dev riııı ve
trtiea Süreçleri • II
HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU
Geçen haftakı soyleşıde bızden ve Batı'dan
vermıj olduğum örnekler "devrım" konusunda
tam bır aydınlık ve kesın tanıma varmı>or
İnkılap ve ıhtılal sozcuklen Osmanhcada aca-
ba ayrı ayn mı, yoksa eşanlamlı olarak mı kul-
lanılmıştır7
Bunu araştırdığınnzda da kullanılış
bıçımınde bırlık göremıyoruz Örneğın "Fran
sız lnküab-ı Kebın" ve "Fransız Ihtılal-ı Kebırı"
deyımlennde bu ıkı sözcuk eşanlamlı olarak kul-
lanılırdı, bunlann her ıkısı de "Buyuk Fransız
Devnmı" anlamına gelıvordu Buna karşılık Gu
ney Amerıka'nın fılan ulkesınde "inkılap çıktı"
ya da "inkılap oldu" denmez, "ıhtılal çıktı" de-
nırdı Bu kullanışta "ıhtılal" bır başkaldırma ya
da bır hukümet darbesı anlamına gelırdı Buna
karşıhk inkılap, bır devletın ıç yapısında uzun-
ca bır sure oluşup gelışen ve gerçekleşen duzen
değışıklığı anlamını taşırdı
İnkılap ve ıhtılal sozcuklen yerıne özturkçe
"devrım" sözcuğu geçtıkten sonra da yukarıkı
durum pek değışmedı Bız bugun de "Fılan ul-
kede devrım çıktı" demeyız, "Bır hukumet dar
besı oldu" ya da "ls>an çıktı" derız
O halde kavrama kesınlık getırmek ıçın bunu
bıraz daha deruılemesıne ışlemek ve bılırasel gö
ruşlere başvurmak gerekıyor
Oorg VVilhelm Fnednch Hegel (1770-1831)
ın göruşu Dıyalektık'ın babası sayılan \e goruş
len bır yandan faşıst dıktasına, ote vandan Marx
felsefesıne ve komunıst ıdeolojıye dayanak ola
rak kullanüan Alman Fılozofu Hegel, "Phılosop
hıe der Weltgeschıchte" (Dunya Tanhının Fel
sefesı) adlı ünlü yapıtında devnmı Özgurluk bı
lıncı ve duşunsel oluşum doğrultusunda ınsan
Iığın >enı bır aşamaya ulaşması" bıçımınde ta
nımlar Onun devnm anlayışı, tıpık orneğını
Fransız Devnmı'nde bulan özgurlukçu devrım
ya da özgurluk devnmı ıdeolojısı ıle bağlantılı
dır Alman hukukçusu Rıchter, 1965'te ıkıncı ba
sısı çıkmış olan ve "Hegel und Dıe Französıche
Revolutıon" (Hegel ve Fransız Devnmı) adlı kı
tabında, Hegel'ın devrım anlayışını şoyle yorum
lar "Hegel 'Revolutıon' sozcuğunu sadece Fran
sız Devrımı ve benzerlen gıbı özgurlukçu devrım
ler ıçın kullanmıştır"
Karl Vfara (1818-1893) ve Fnednch Engels
(1820-1895)'ın göruşlen Dıyalektık vontem ko
nusunda Hegel felsefesınden esınlenmış olan
Marx \e Engels, devrıme temel \e neden olarak
"duşunsel oluşum" venne "ekonomık gelışım ı
gostermışlerdır, bövlece Hegel'ın "aşamaJar"
goruşunu tek bır anlama, tek bır aşamaya yo-
neltmışlerdır Devnm kavramını ılk kez "geçmı
şın butün kuruluşlannın bırden değıştırılmesı"
gıbı çok genış kapsamlı olarak kullanan ve eko-
nomık duzende emeğı esas alan, devnmı dun>a
olaylannın, daha doğrusu dunya olgusunun akı-
şını ınsanhğın son bıçımını almış "kesın \e de-
ğışmez toplumu kurma doğrultusuna yonelık-
zorunlu yıkılış" olarak değerlendıren duşunur-
ler Marx ve Engels'trr Bu göruş ve duşunce, on
lan evrensel devrım, dünya devnmı oğretısıne
goturmuştur Onlara göre bu sonuç kaçınılmaz
dır
Bu göruş, Osmanhcada "ıçtımaı
muavyenıyet" denılen bır sosyal determınızm,
sosyal gerekırcılık ıfade etmektedır Kısacası
Fransız Devnmı'mn, J J Rousseau (P12-1778)
gıbı duşunsel öncu ve hazırlayıcıları ve bu de\
rımden sonra Hegel gıbı duşunurler 'devnm'
ı, topluma yansıyan ve eskı duzenın kohnemış
kurumlanm değıştırmeye yönelık özgurlukçu bır
toplumsal görüş ve değışım temelıne oturttuk
lan halde, Marx ve Engels devrıme "sınıfsız bır
ınsanlık dunyası kurmak" gıbı uluslararası, ev-
rensel bır renk, bır nıtelık vermışlerdır Onlara
gore asıl özgurluk bo>le bır dunyada var olabı
hr ve asıl devrım, sıyasal olmaktan çok, ekono
mık nıtelık taşır
tster özgurlukçu, ıster ekonomık nıtelık taşı
sın, toplumsal nıtelıkte buyuk bır devrımın olu
şabılmesı ıçın bırtakım koşullann bulunması ge
rekmektedır
Ulkemızde gerçekleşen Kemalıst devrım uze-
rınde duşunurken şu nokta>a önemle parmak
basmak ve durumu koşullar yonunden ıncelemek
gerekır Ataba nivin Tanzımat'tan berı gerçek
feştırılen yenılıkler özellıkle yasal değışıkükler sa-
dece reform (ıslahat) savılıvor da cumhunyet dö
nemındekı değışıklıkler, özellıkle Yurttaşlar Ya
sası ve anayasa değışıklığı bır devnm oluyor9
Devnm olgusunu sovut olarak ınceleven çağ
daş kuramcılara gore bır toplumda tam anlamın
da, >anı tabandan tavana, halktan otorıteve vo
nelık bır devnmın gerçekleşebılmesı ve başarılı
olması ıçın kımı koşullann bulunması gereklı
dır Eğer bu koşullar varsa ve ılgılı toplum va-
pısında oluşmuşsa orada gerçek anlamında bır
devnm de oluşmuş demektır Koşullar şöyle
ozetlenebılır
1- Halkın karşı çıktığı rejımın, sıyasal ve eko-
nomık bakımdan bır krız, guçsuzluk, otonte bu-
nalımı, suııstımaller vuzunden kokuşmuşluk, çu-
rumuşluk durumunda bulunması ve böylece bır
çokuntunun eşığınde olması gereklıdır
2 Bılımsel açıdan devrımın bır koşulu da,
boyle bozuk bır duzene karşı halk hareketını >o-
neıme zorunluluğunu ustlenecek yureklılıkte ve
bunu vurutecek vetenek ve guçte bır önderler
kadrosunun bulunmasıdır
3 Bır devrımın gerçekleşmesı ıçın genış halk
vjğınlarının ulkedekı kötu yönetım konusunda
sureklı olarak a>dınlatılması gereklıdır
4 Başka bır koşul da halkı aydınlatmanın,
ulus bıre> len arasında bır dayanışma durumu ya
ratması ve avdınlatma eylemının verleşmış ve do-
ğal bır sıstem olarak vurutulmesıdır Bu, az ön-
ce sözunu ettığımız uçuncu koşula bağlıdır
5- Bır koşul da devnmın zorla başlatılması du-
rumunda, daha önce aydınlanmış olan halk yı-
ğınlannın karşısına umduklan ve bekledıklen so-
nucu gerçekleştıncı köklu bır değışım programıy-
la, hazırlıkh olarak çıkılmasıdır
Butun bunlardan anlaşılıyor kı devrım köklu
ve sureklı bır duzen değışıklığını behrtıyor Bu
değışıklık yalnız sıyasal alanda değıl ekonomık,
sosyal, kulturel olmak uzere butun toplumsal
alanda gerçekleşmektedır Başlangıçta "ısyan"
nıtelığı taşıyan bır gırışım zamanla devrıme dö-
nuşebılır Ancak bunun ıçın az önce belırtılen
toplumsal koşullann oluşması lazımdır
Bılındığı gıbı Turk Hukuk Lugatı'nm yayım-
lanmış olduğu 1944 yılında, 1924 Anayasası yu
rurlukte bulunuvordu ve anayasarun ıkıncı mad-
desınde Turkıye Cumhunyetı'nın ılkelen arasın-
da "ınkılapçılık" ılkesı de yer alnuştı O tarıhte
"umde" denılen ılkeler sırası ıle şunlardı "Cum-
hurıvetçılık, mıllıyetçıJık, halkçılık, devletçılık,
laıklık, ınkılapçılık' O donem, Cumhunyet Halk
Partısı'nın tek başma ıktıdarda bulunduğu fek
partı donemıvdı ve yukanda saydığım ılkeler bu
partının tuzuğunde yer aldıktan sonra Ataturk'-
un sağlığında, 3 Şubat 1937 gun \e 3115 sayıh
vasa ıle 1924 Anayasası'nın ıkınc. maddesıne ek-
lenerek devlete mal edılmıştı Bu nedenle Turk
Hukuk Lugatf nde "devrımcılık" soyut bır kav-
ram olarak değıl, Turk Anayasası'nda yer almış
"devrımcılık" ılkesı olarak somut bır kavram bı-
çımınde tanımJanmıştı Nıtekım bu sozlukte har-
fi harfıne şöyle demyordu "Cumhurıyet Halk
Partısı'nın ana vasıflanndan olan devrımcılık,
5 Şubat 1937 tarıhmden ıtıbaren ana>asaya gır-
mıştır" Bu açıklamada "devnmcıbk" sözcuğu-
nu görunce ınsan, Turk Hukuk Lugatı'nm ıçm-
de doğal olarak "devnm" sözunu de anyor, ama
bulamıyor Bu sozcuk, sözluğe (lugate) konul-
mamış Anlaşılan devrımcılık sozcuğu ınkılap-
çılık anlamında kullanılmış Ne var kı oradakı
tanımlamaya bakıhrsa bunun devnmcıhğı değıl,
evrımcılığı, reformculuğu dıle getırdığı görülu-
yor
Gelecek hafta Turk devrımımn surecıne ve
başta belırttığım devrım koşullarının Atatürk
devnmınde bulunup bulunmadığını araştırma-
>a çahşacağız
Bugun "26 Ağustos Zaferı"nın yıldönumu
68 yıl once bugun, şafak sökerken kahraman or-
dumuz, Dumlupınar'da "Buyuk Taarruz" dı-
ye anılan saldınsına başlamış, 30 Ağustos'ta duş
manı mahvederek parlak bır utkuya (zafere)
ulaşmıştı Geçen >ıl bu konuyu ışlemıştım. Bu
yıl, bıze çağdaş bır Turkı>e >aratmanın yolunu
açan bu kutlu ve mutlu gunu anmadan, yazımı
nasıl bıtırebılırdım Başta Ataturk olmak üzere
o ınanmış komutanlartn yönetımınde, yurdunu
duşman çızmelerınden arındıran Mehmetçık'ı,
kahraman askerlenmızı yurekten saygıyla anı
yorum 26 Ağustos'u Gençlerımızın bu bılınce
varmalannı dıleyerek
PENCERE
EVET/HAyiR
OKTAYAKBAL
Başkent Anılarında...
Müşerref Hekımoğlu'nun kırkıncı yazarlık yıldönümü geçen-
lerde kutlandı Ankarada yapılan anlamlı bır toplantıyla Kırk
yrl
1
Insan zamanın nasıl geçtığını anlayamaz Gunler günlerı ız-
ler yıllar yılları Sureklı çalışan ureten, yaratan kışı gazetecı,
yazar zamanın akışını duyamaz Taflı btr esın gıbı okşayarak geçıp
gıder saatler gunler aylar yıllar
1949 un son gunlerı olmalı Mıllı Eğıtım Bakanlığı'nın, Ankara
Garı'nın yanındakı tercume burosunda tanımıştım Hekımoğlu-
nu Oğuz Peltek'le konuşuyordu Klasıkler dızısı ıçın çevırdığı
"Lıtvanya Hıkâyelen"nı bırlıkte ıncelıyorlardı O gün bugun Mü-
şerref Hekımoglu ıle dostluğumuz sürer
Ağustos başında Ören'dekı evının balkonunda şarap ıçerken
geçmış zamanı düşundüm bır an Dostlar vardı, kırk yıldır sür-
dürdügumuz sanat yazın konuları vardı Yıllara karşın genç ka-
lan düşler ozlemler vardı 1961 dekı Yugoslavya gezımızı anım-
sıyordum Dubrovnık'te. Zagrebde Belgrad'da Saragevo'da ge-
çen günlerı gecelen Güzel anlar hıç eskımıyor
' Başkent Günlerı ' Müşerref Hekımoğlu'nun 'Cumhurıyet Pa-
zar Ekj' nde sureklı ızledığınız anı yazılan Çağdaş Yayınlarda
kıtap olarak bır araya getırılen bu yazılann bır ozellığı var Eskı-
meyışlerı Pek çok dostu vardır Hekımoğlu'nun Kıtabında yer
alan ınsanlar Hekımoğlu'nun yaşamında ız bırakmış kışılerdır
Doğallıkla Hekımoğlu'da onu tanıyanlarda unutulmaz ızlenım-
ler yaratmıştır
Yolda gıderken konuşurken anılar bastırıyor bırden Bır başka
sokağa sapıyorum Guzel evlerı, çıçek bahçelerıyle bır başka Se-
lanık Caddesı'nde yürüyorum anılar çağrışımlarla Oradan In-
cesu yollarına dalıyorum havada ığdelerın baygın kokusu Çan-
kaya tepelenne tırmanıyorum, ağaçlarda baharı kutluyorum Ya
da Sıhhıyede Hanımelı Sokağı'nda bır gazete burosuna gıdıyo-
rum Bahçesınde çay ıçıyoruz, soyleşıler yapıyoruz '
1950'ler Ankarası'nı yaşatıyor bana bu satırlar Ikı yıl yaşadım
o guzel Ankara'da Tertemız havası ağaçlı yolları bulvar kahve-
lerıyle Bır de ülkemızın demokratık yaşama kavuşma umutla-
rı, özlemlenyle Hekımoglu uzun yıllar Ankarada yaşadı Hâlâ
da kışlarını başkentte geçırıyor Şöyle boyle yırmı yıldır Ankara-
da polıtıka ustalarının sanat, yazın adamlarının sık sık buluş-
tukları görüştuklerı bır yerdı Hekımoglu nunevı Hanı eskı za-
manın Avrupası nın başkentlerınde bırtakım salonlar varmış Haf-
tanın bellı gunlennde toplanılırmış konuşulurmuş Bu salonlar-
da zamanın unlu hanımları beylerı bır araya gelırmış Orneğın
Madam Recamıer ın salonu gıbı Hekımoğlu'nun Ankara'dakı
evı, salonu ışte boyle çağnşımlar yaratırdı
Kendısı bu konuda ne dıyor
'Sayıyı kestıremem, hıç bellı olmaz beş, on yırmı Kurufa-
sulye kuru köfte patlıcan kızartması, pılav Yemek değıl bır sof-
rada buluşmak önemlı Kımı tartışmalar hâlâ kulağımda '
Mehmet Alı Aybar Doğan Avcıoğlu Osman Koksal Sezaı
Okan Gürel Aykal Hasan Işık Eyuboğlu Hamıt Batu, daha nı-
celerı unlu sanatçılar yazartar, polıtıkacılar Mıllı Bırlıkçıler Mu-
şerref'ın sofrasından kımler gelıp kımler geçmedı Kı<
Şoyle surduruyor Hekımoglu
'O gunlerde çok şımşek çeken bırıydım galıba Kımı Anna Pa-
uker dıye söz ettı, kımı Madam Recamıer dıye Bır elımde ka-
deh sırtımda ıpek elbıseler salonda genç subaylar unlu kışı-
ler Madame Recamıer olmak fena değıl ama ben yalnız
'Müşerref oldum O yakıstırmacalara da güldum Elımde kadeh
ve ıpek elbıseler yakıştırmacaydı gerçekten
Bır tarıh 1950'den 1990 a uzanan bır zaman parçasında An-
kara'nın nıce unlü kadınları, erkeklerı, polıtıkacıları yazarları sa-
natçıları Hepsı Hekımoğlu'nun anı aynasında capcanlı yaşı-
yorlar Ûlenler bıle öylesıne yaşam dolu Boyle guzel anılar so-
nup gıtmez Önemlı bır zaman parçasının gerceklerını yansıtır
geleceklere "Başkent Gunlerı' (buna 'gecelen' deeklemek
gerekırdı sanırım) şıır tadıyla okunan bır anılar toplamı
TEŞEKKÜR
Bıncık oğlumuz Doğan Şahın'ın Penıl Hvpospadıas amelıyatını
ve sunnetını başarı ıle gerçekleştıren Istanbu] Umversuesı Ist Tıp
Fakultesı Cerrahı Ana Bılım Dalı öğretım uyelennden Urolog
Savın
Doç. Dr. HALUK ANDER'e
Ekıp arkadaşlan Doç Dr. tsmet Nane. Dr Tank Esen,
Anestezı Lzmanı Dr Imren Ozer, amelıyathane hemşırelenne,
Çapa Cerrahı Monoblok özel servıs hemşırelen Les)a Yıldız,
Serpıl San Saray, Fatma Ozgun, Nacıje Alev, Gulsuro Tosun'a
ve tum heraşırelere teşekkur edenz
ANNESI: GULTEN ŞAHES
BABASI: ERDOĞAN Ş\HIN
KIR\ ESI: SITKI ELBISTAN
NECLA ÇETİN
ıle
M. ALPERTUNGA BAYRAM
evlendıler
Izmır, 25 Ağustos 1990
TURK
KALP
VAKFI
İçki ve Sigaradan, diizensiz
beslenmeden kaçınınız...
175 12 44/45- 148 58 66
172 87 24
Türkiyeiçinyeni. Japonya
5
danw
..ve genelbksan güvencesçie.
Standart ekiptnan
•16 Subaplı 1600 cc motor »Gazlı
tıp çıft tesırlı amortısorler »Hava-
landırmalı/soğutmalı on dısk fren-
ler »tçı boş krank ve ekzantrık
mıllerı ıle hafıfleştırılmış \apı
•Konık yanma odası ve merkeze
yerleştırılmış bujılerle vuksek
yanma venmı • Motor bloğunda
oluşan karbonmonoksıt ve hıdro-
karbonlan tekrar yakan ve hava
kırlenmesıru engelleyen pozıtıf
blok havalanchrma sıstemı »Çevre
ıçın zararlı gazlann oluşmasını
engelleyen gaz kelebeğı otokon-
trol ve kıvılcım gecıktırme sıstem
len »Kurşunlu, kurşunsuz benzın
kullanabılme olanağı
• Tumuyle galvanız kaplanmış
boya altlan ıle paslanma>a karşı
kesın korunmuş govde »Sıyah
dekoratıf yağmur oluklan yan
cam çerçevelerı ve yan çıtalar
• 13" tam kapaklı dekoratıf jantlar,
radyal lastıkler »Halojen farlar,
renkh tamponlar »Gızlı radyo
antenı »Içenden açılabılen baga)
ve benzın depo kapaklan
• Tampon sevıyesınden ıtıbaren
arka camla bırlıkte açılarak,
kolayca ulaşılabılen buvuk, genış
ve arka koltuk sırtının one kat-
lanmasıyla gerektığınde daha da
buvuyebılen bagaj alanı
• Ceplı hoparlorlu, ıkaz ışıklı on
kapı ıçlerı »AM/FM radyo, ışıklı
tıp çakmak dıjıtal saat »Kullanım
açısı çok konuma ayarlanabılır tılt
ve hız arttıkça sertlığı otomatık
olarak fazlalaşan havah dıreksıvorr
• Farlann açık unutulmasını engel-
leven seslı ıkaz sıstemı »Stop lam-
balan anzası ıkaz ışığı »Tumu>le
kumaş kaplı koltuklar
ve isteğe bağlı olarak
• Klıma • Otomatık şanzıman
TURKIYE DISTRIBUTORU
TOKSAN
DIŞ TİCARET A.Ş.
Abıde-ı Hurnyet Caddesı
Gokfıhz tşhanı
Mecıdıyekoy 80310 Istanbul
Tlf (1) 174 99 45 (4 Hat)
Fax (1) 174 99 49 Tlx 39477 toda tr
Saddam ve Hitler
Vıetnam Savaşı
1960 lar
Bır Vıetnam koyunde 12-17 yaş arasındakı çocuklar evlen ba-
san Amerıkan askerlenne karşı dırenışe geçtıler ve olduruldü-
ler Olay buyük yankılar yarattı, subay ve erlerın bombalarla ço-
cuklara saldırması bütun dunyada kınandı, ama o gunlerde alt-
mışını devırmış ABD Cumhurbaşkanı Lyndon Johnson'un yoru-
mu unutulmadı
Johnson ne demıştı
'— Hepsı de ölecek yaştaydılar"
•
Cınayetın zulmun, gaddarlığın türlerı çoktur Halepçe'de bın-
lerce Kürdü kımyasal sılahlarla yok eden sıvıl-asker ayırmadan
ınsanları öldurten Saddam kara bıyıklı, belı sılahlı unıformalı
bır acımasız kışıdır
Ya Truman''
Beyaz saçlı gozluklü, papyon kravatlı uygar görünüşlu, du-
daklarından gulücüğü hıç eksılmeyen Amerıkan aıle babası kı-
lıklı Cumhurbaşkanı Truman, Hıroşıma'ya ve Nagazakı'ye atom
bombalarının atılması emrını nasıl verdı"7
Bırkaç sanıyede ço-
luk çocuk dede torun kadın erkek sıvıl halkı yok eden, sağ ka-
lanları kuşaklar boyu cehennem ateşıne surukleyen sevımlı Tru-
man amca değıl mı'
ABD'lı başkanların geçmışıne bakınca, bugün Beyaz Saray-
da oturan Bush a guvenmek olanaksızdır Bır varıl petrolun fıya-
tında uç dolar ındırım sağlamak ıçın bu kravatlı kovboy hepımızı
duman edecek emrı gözünü kırpmadan verır
*
Amerıkan kaynaklı propaganda çarkı, Batı kamuoyunu etkıle-
mek ıçın durmadan ışlıyor
— Saddam Doğulu Hıtlert "
Pekı sözü tersıne çevırırsek ortaya ne çıkryor Hitler Batılı Sad-
dam mı oluyor''
Hitler ırkçıydı, sarışın Cermenı Fransızdan Ingılızden Ame-
rıkalıdan ve bütun Avrupalılardan ustun goruyordu Nıçın? Çün-
ku bır ınsanın ötekılen sömurmek ıçın kendısını ayrıcalıklı gör-
mesı gerekır Batılı Asya ve Afrıka halklarını kendmden aşağı
sayıyordu Hitler Avrupalı halkları da Almandan aşağı gördu Nazı
dıktatorunün çıkış noktası ekonomıktı Bırıncı Dunya Savaşı so-
nunda somürgelerı elınden alınmış Almanya koseye sıkıştırılmıştı
' Ikıncı Paylaşım Savaşı" bu yüzden patladı Hıtler'ı en başta şı-
martan kımlerdı9
Fuhrer") komu-
nıst Rusya ya karşı saldırtacak-
larını sanan Batılı devlet adam-
larının bu ışte gunahları yok mu-
dur1
?
Saddam Arap mıllıyetçısıdır,
sılahını Hitler gıbt kendısı üretmı-
yor, Irak sanayı toplumu değıl,
bır Ortadoğu ulkesı Saddam
Huseyın'ı sılah, araç, gereçie do-
natanların başında Fransa var
Irak lıderını Hıtler'e benzet-
mek krtlelen etkılemek ıçın uydu-
rulmuştur Aklı başında herkes
bılır kı Irak'ın gözükara lıdennin
elınde Nazı dıktatörü gıbı dünya
savaşı çıkarmak olanağı yoktur.
Basra Körfezı'nde çıkacak sa-
vaş bölgenın boyutlarını aşabi-
lecek çapa ulaşabılır mı!
Hitler Saddam a benzemryor-
du, ama Ortadoğu'da çoğu lıder
zalım Saddam'ın hamurundan
yoğrulmuştur
*
Emperyalızm'
Coğu kışı Basra Körfezı knzıy-
le bırlıkte bu sözcuğü anımsa-
mak zorunda
Çağımızda emperyalızm var
mı yok mu? Varsa nerede' Çat
orada çat burada, çat kapı arka-
sında" Emperyalızm Suudı
Arabıstan'da konuşlanıyor, Mek-
ke ıle Medıne'nın yamacında tü-
fek çatıyor Amerıkan askerlen-
nın amacı ne' Kımbılır belkı de
kutsal topraklara hacı olmak ıçın
gelmışlerdır Emperyalızm Kay-
ser VVılhelm'efes gıydınr, Conı'yı
Mekke'de ıhrama sarındırır
Ya emperyalızm yoksa'
Emperyalızm yoksa Ortadoğu
rüya göruyor, Körfez knzı gerçek
dışı bır duştür
Kuveyt'ı yutan Irak dıktatörü,
Hıtler'e benzemıyor ama Suudı
Araoıstan a yığılan Amerıkan as-
kerı gucü emperyalıste benzemı-
yor mu'
ABANA « H U O T O M O T 1 H 1 6 4 ! A M U I U OTO CVÇLL >30 0 1 6 " AMLUU. OZVAXDAX OTOMOT!\ 229 1- 24 ANTAIYA. A^K^1ÎAIJ M C AT1
I•>•»•»
BlitSA MERTTICA1«ET14 56CW ÇANAKKALE nON OTO TİCARET 15655 DENIZLL \AKDAK TtCARET 13CT5 ESKjŞEHIK. ^ N t LÇ.UAR KOU 11 38 i>
ISTANBUU OTOMOTtV TİCARET \ s V)- 4" 22 23
BTAN1HT.PEROTOAŞ P 4 46 33 ISTANBtT, ŞENOZ OTOMCniV 361 64 46 İZMbL FL \R OTOMOTTV 1 09 5" IZMİB, GOZDE OTOMOTTV 06 41 9c
İZMİK OTO KARDEI) 22 26 6- DZILTEPE AKYOL PAZAUAMA 10 33 SAMSUN SEVtNÇ OTOMOTtV 11 31 16 ZONGULDAK. SİNAN OTO 12 ^2
•Şımdıden 19 satış bavıı 22 yetkılı servısten oluşan servıs ağı ve 5 yılhk yedek parça stogu
DAIHATSU
cc
doğa dostu „
T.C.
POLATLI SULH
CEZA
MAHKEMESİ
KARAR
Esas No 1985/2096
Karar No 1990/97
Hâkım MUAMMER
UĞLR, 22079
Kâtıp Sınem Ulker
Davacı K H
Sanık Y1LDIRIM ÖZ-
KAN, Mustafa ve Nazmıye'-
den olma, 1962 doğumlu,
Polatlı Cumhurı>et Mah nü-
fusuna ka>ıtlı olup halen ay-
nı mah Karapınar Cad No
36'da oturur Evlı, çocuksuz,
okuryazar, T C , lslam, sa-
bıkasız, bakkal ışletır
Suç Gıda Maddelen Nı-
zamnamesı'ne muhalefet
Suç tarıhı 11 7 1990
Karar tanhı 19 2 1990
HUKUM OZETİ. Sanık
Yıldırım Özkan'ın taklıt ve>a
tağşış edılmış kırmızı bıber
satmak suretıyle Gıda Madde-
len Nızamnamesı'ne muhale-
fet suçunu ışledığı sabıt
görulduğunden TCK'nın 398,
402/1 2 maddelennın u>gu-
lanması sonucu, sonuç olarak
uç ay hapıs ve beş bın lıra ağır
para cezası ıle cezalandınlma
sına, uç ay muddetle curme
vasıta kıldığı meslek, sanat ve
tıcaretın tatılıne, takdıren ye
dı gun sure ıle ışverının kapa
tılmasına karar venlmış olup,
karar Yargıtay 2 Ceza Daıre
sı'nın 2 8 1990 tarıh ve
1990'7725 esas, 1990/8013
karar sayıh karan ıle 2 8 1990
tarıhınde onanarak kesınleş
mıştır 3 8 1990
Basın 32349
ŞARLO
Philipp Soupault
1500 lıra (KD\ ıçınde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı
Cad 39-41 Cağaloğlu tstanbul
Odemelı gondeıümez.