25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/Z OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 26 AĞUSTOS 1990 Türkiye'de Dev riııı ve trtiea Süreçleri • II HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU Geçen haftakı soyleşıde bızden ve Batı'dan vermıj olduğum örnekler "devrım" konusunda tam bır aydınlık ve kesın tanıma varmı>or İnkılap ve ıhtılal sozcuklen Osmanhcada aca- ba ayrı ayn mı, yoksa eşanlamlı olarak mı kul- lanılmıştır7 Bunu araştırdığınnzda da kullanılış bıçımınde bırlık göremıyoruz Örneğın "Fran sız lnküab-ı Kebın" ve "Fransız Ihtılal-ı Kebırı" deyımlennde bu ıkı sözcuk eşanlamlı olarak kul- lanılırdı, bunlann her ıkısı de "Buyuk Fransız Devnmı" anlamına gelıvordu Buna karşılık Gu ney Amerıka'nın fılan ulkesınde "inkılap çıktı" ya da "inkılap oldu" denmez, "ıhtılal çıktı" de- nırdı Bu kullanışta "ıhtılal" bır başkaldırma ya da bır hukümet darbesı anlamına gelırdı Buna karşıhk inkılap, bır devletın ıç yapısında uzun- ca bır sure oluşup gelışen ve gerçekleşen duzen değışıklığı anlamını taşırdı İnkılap ve ıhtılal sozcuklen yerıne özturkçe "devrım" sözcuğu geçtıkten sonra da yukarıkı durum pek değışmedı Bız bugun de "Fılan ul- kede devrım çıktı" demeyız, "Bır hukumet dar besı oldu" ya da "ls>an çıktı" derız O halde kavrama kesınlık getırmek ıçın bunu bıraz daha deruılemesıne ışlemek ve bılırasel gö ruşlere başvurmak gerekıyor Oorg VVilhelm Fnednch Hegel (1770-1831) ın göruşu Dıyalektık'ın babası sayılan \e goruş len bır yandan faşıst dıktasına, ote vandan Marx felsefesıne ve komunıst ıdeolojıye dayanak ola rak kullanüan Alman Fılozofu Hegel, "Phılosop hıe der Weltgeschıchte" (Dunya Tanhının Fel sefesı) adlı ünlü yapıtında devnmı Özgurluk bı lıncı ve duşunsel oluşum doğrultusunda ınsan Iığın >enı bır aşamaya ulaşması" bıçımınde ta nımlar Onun devnm anlayışı, tıpık orneğını Fransız Devnmı'nde bulan özgurlukçu devrım ya da özgurluk devnmı ıdeolojısı ıle bağlantılı dır Alman hukukçusu Rıchter, 1965'te ıkıncı ba sısı çıkmış olan ve "Hegel und Dıe Französıche Revolutıon" (Hegel ve Fransız Devnmı) adlı kı tabında, Hegel'ın devrım anlayışını şoyle yorum lar "Hegel 'Revolutıon' sozcuğunu sadece Fran sız Devrımı ve benzerlen gıbı özgurlukçu devrım ler ıçın kullanmıştır" Karl Vfara (1818-1893) ve Fnednch Engels (1820-1895)'ın göruşlen Dıyalektık vontem ko nusunda Hegel felsefesınden esınlenmış olan Marx \e Engels, devrıme temel \e neden olarak "duşunsel oluşum" venne "ekonomık gelışım ı gostermışlerdır, bövlece Hegel'ın "aşamaJar" goruşunu tek bır anlama, tek bır aşamaya yo- neltmışlerdır Devnm kavramını ılk kez "geçmı şın butün kuruluşlannın bırden değıştırılmesı" gıbı çok genış kapsamlı olarak kullanan ve eko- nomık duzende emeğı esas alan, devnmı dun>a olaylannın, daha doğrusu dunya olgusunun akı- şını ınsanhğın son bıçımını almış "kesın \e de- ğışmez toplumu kurma doğrultusuna yonelık- zorunlu yıkılış" olarak değerlendıren duşunur- ler Marx ve Engels'trr Bu göruş ve duşunce, on lan evrensel devrım, dünya devnmı oğretısıne goturmuştur Onlara göre bu sonuç kaçınılmaz dır Bu göruş, Osmanhcada "ıçtımaı muavyenıyet" denılen bır sosyal determınızm, sosyal gerekırcılık ıfade etmektedır Kısacası Fransız Devnmı'mn, J J Rousseau (P12-1778) gıbı duşunsel öncu ve hazırlayıcıları ve bu de\ rımden sonra Hegel gıbı duşunurler 'devnm' ı, topluma yansıyan ve eskı duzenın kohnemış kurumlanm değıştırmeye yönelık özgurlukçu bır toplumsal görüş ve değışım temelıne oturttuk lan halde, Marx ve Engels devrıme "sınıfsız bır ınsanlık dunyası kurmak" gıbı uluslararası, ev- rensel bır renk, bır nıtelık vermışlerdır Onlara gore asıl özgurluk bo>le bır dunyada var olabı hr ve asıl devrım, sıyasal olmaktan çok, ekono mık nıtelık taşır tster özgurlukçu, ıster ekonomık nıtelık taşı sın, toplumsal nıtelıkte buyuk bır devrımın olu şabılmesı ıçın bırtakım koşullann bulunması ge rekmektedır Ulkemızde gerçekleşen Kemalıst devrım uze- rınde duşunurken şu nokta>a önemle parmak basmak ve durumu koşullar yonunden ıncelemek gerekır Ataba nivin Tanzımat'tan berı gerçek feştırılen yenılıkler özellıkle yasal değışıkükler sa- dece reform (ıslahat) savılıvor da cumhunyet dö nemındekı değışıklıkler, özellıkle Yurttaşlar Ya sası ve anayasa değışıklığı bır devnm oluyor9 Devnm olgusunu sovut olarak ınceleven çağ daş kuramcılara gore bır toplumda tam anlamın da, >anı tabandan tavana, halktan otorıteve vo nelık bır devnmın gerçekleşebılmesı ve başarılı olması ıçın kımı koşullann bulunması gereklı dır Eğer bu koşullar varsa ve ılgılı toplum va- pısında oluşmuşsa orada gerçek anlamında bır devnm de oluşmuş demektır Koşullar şöyle ozetlenebılır 1- Halkın karşı çıktığı rejımın, sıyasal ve eko- nomık bakımdan bır krız, guçsuzluk, otonte bu- nalımı, suııstımaller vuzunden kokuşmuşluk, çu- rumuşluk durumunda bulunması ve böylece bır çokuntunun eşığınde olması gereklıdır 2 Bılımsel açıdan devrımın bır koşulu da, boyle bozuk bır duzene karşı halk hareketını >o- neıme zorunluluğunu ustlenecek yureklılıkte ve bunu vurutecek vetenek ve guçte bır önderler kadrosunun bulunmasıdır 3 Bır devrımın gerçekleşmesı ıçın genış halk vjğınlarının ulkedekı kötu yönetım konusunda sureklı olarak a>dınlatılması gereklıdır 4 Başka bır koşul da halkı aydınlatmanın, ulus bıre> len arasında bır dayanışma durumu ya ratması ve avdınlatma eylemının verleşmış ve do- ğal bır sıstem olarak vurutulmesıdır Bu, az ön- ce sözunu ettığımız uçuncu koşula bağlıdır 5- Bır koşul da devnmın zorla başlatılması du- rumunda, daha önce aydınlanmış olan halk yı- ğınlannın karşısına umduklan ve bekledıklen so- nucu gerçekleştıncı köklu bır değışım programıy- la, hazırlıkh olarak çıkılmasıdır Butun bunlardan anlaşılıyor kı devrım köklu ve sureklı bır duzen değışıklığını behrtıyor Bu değışıklık yalnız sıyasal alanda değıl ekonomık, sosyal, kulturel olmak uzere butun toplumsal alanda gerçekleşmektedır Başlangıçta "ısyan" nıtelığı taşıyan bır gırışım zamanla devrıme dö- nuşebılır Ancak bunun ıçın az önce belırtılen toplumsal koşullann oluşması lazımdır Bılındığı gıbı Turk Hukuk Lugatı'nm yayım- lanmış olduğu 1944 yılında, 1924 Anayasası yu rurlukte bulunuvordu ve anayasarun ıkıncı mad- desınde Turkıye Cumhunyetı'nın ılkelen arasın- da "ınkılapçılık" ılkesı de yer alnuştı O tarıhte "umde" denılen ılkeler sırası ıle şunlardı "Cum- hurıvetçılık, mıllıyetçıJık, halkçılık, devletçılık, laıklık, ınkılapçılık' O donem, Cumhunyet Halk Partısı'nın tek başma ıktıdarda bulunduğu fek partı donemıvdı ve yukanda saydığım ılkeler bu partının tuzuğunde yer aldıktan sonra Ataturk'- un sağlığında, 3 Şubat 1937 gun \e 3115 sayıh vasa ıle 1924 Anayasası'nın ıkınc. maddesıne ek- lenerek devlete mal edılmıştı Bu nedenle Turk Hukuk Lugatf nde "devrımcılık" soyut bır kav- ram olarak değıl, Turk Anayasası'nda yer almış "devrımcılık" ılkesı olarak somut bır kavram bı- çımınde tanımJanmıştı Nıtekım bu sozlukte har- fi harfıne şöyle demyordu "Cumhurıyet Halk Partısı'nın ana vasıflanndan olan devrımcılık, 5 Şubat 1937 tarıhmden ıtıbaren ana>asaya gır- mıştır" Bu açıklamada "devnmcıbk" sözcuğu- nu görunce ınsan, Turk Hukuk Lugatı'nm ıçm- de doğal olarak "devnm" sözunu de anyor, ama bulamıyor Bu sozcuk, sözluğe (lugate) konul- mamış Anlaşılan devrımcılık sozcuğu ınkılap- çılık anlamında kullanılmış Ne var kı oradakı tanımlamaya bakıhrsa bunun devnmcıhğı değıl, evrımcılığı, reformculuğu dıle getırdığı görülu- yor Gelecek hafta Turk devrımımn surecıne ve başta belırttığım devrım koşullarının Atatürk devnmınde bulunup bulunmadığını araştırma- >a çahşacağız Bugun "26 Ağustos Zaferı"nın yıldönumu 68 yıl once bugun, şafak sökerken kahraman or- dumuz, Dumlupınar'da "Buyuk Taarruz" dı- ye anılan saldınsına başlamış, 30 Ağustos'ta duş manı mahvederek parlak bır utkuya (zafere) ulaşmıştı Geçen >ıl bu konuyu ışlemıştım. Bu yıl, bıze çağdaş bır Turkı>e >aratmanın yolunu açan bu kutlu ve mutlu gunu anmadan, yazımı nasıl bıtırebılırdım Başta Ataturk olmak üzere o ınanmış komutanlartn yönetımınde, yurdunu duşman çızmelerınden arındıran Mehmetçık'ı, kahraman askerlenmızı yurekten saygıyla anı yorum 26 Ağustos'u Gençlerımızın bu bılınce varmalannı dıleyerek PENCERE EVET/HAyiR OKTAYAKBAL Başkent Anılarında... Müşerref Hekımoğlu'nun kırkıncı yazarlık yıldönümü geçen- lerde kutlandı Ankarada yapılan anlamlı bır toplantıyla Kırk yrl 1 Insan zamanın nasıl geçtığını anlayamaz Gunler günlerı ız- ler yıllar yılları Sureklı çalışan ureten, yaratan kışı gazetecı, yazar zamanın akışını duyamaz Taflı btr esın gıbı okşayarak geçıp gıder saatler gunler aylar yıllar 1949 un son gunlerı olmalı Mıllı Eğıtım Bakanlığı'nın, Ankara Garı'nın yanındakı tercume burosunda tanımıştım Hekımoğlu- nu Oğuz Peltek'le konuşuyordu Klasıkler dızısı ıçın çevırdığı "Lıtvanya Hıkâyelen"nı bırlıkte ıncelıyorlardı O gün bugun Mü- şerref Hekımoglu ıle dostluğumuz sürer Ağustos başında Ören'dekı evının balkonunda şarap ıçerken geçmış zamanı düşundüm bır an Dostlar vardı, kırk yıldır sür- dürdügumuz sanat yazın konuları vardı Yıllara karşın genç ka- lan düşler ozlemler vardı 1961 dekı Yugoslavya gezımızı anım- sıyordum Dubrovnık'te. Zagrebde Belgrad'da Saragevo'da ge- çen günlerı gecelen Güzel anlar hıç eskımıyor ' Başkent Günlerı ' Müşerref Hekımoğlu'nun 'Cumhurıyet Pa- zar Ekj' nde sureklı ızledığınız anı yazılan Çağdaş Yayınlarda kıtap olarak bır araya getırılen bu yazılann bır ozellığı var Eskı- meyışlerı Pek çok dostu vardır Hekımoğlu'nun Kıtabında yer alan ınsanlar Hekımoğlu'nun yaşamında ız bırakmış kışılerdır Doğallıkla Hekımoğlu'da onu tanıyanlarda unutulmaz ızlenım- ler yaratmıştır Yolda gıderken konuşurken anılar bastırıyor bırden Bır başka sokağa sapıyorum Guzel evlerı, çıçek bahçelerıyle bır başka Se- lanık Caddesı'nde yürüyorum anılar çağrışımlarla Oradan In- cesu yollarına dalıyorum havada ığdelerın baygın kokusu Çan- kaya tepelenne tırmanıyorum, ağaçlarda baharı kutluyorum Ya da Sıhhıyede Hanımelı Sokağı'nda bır gazete burosuna gıdıyo- rum Bahçesınde çay ıçıyoruz, soyleşıler yapıyoruz ' 1950'ler Ankarası'nı yaşatıyor bana bu satırlar Ikı yıl yaşadım o guzel Ankara'da Tertemız havası ağaçlı yolları bulvar kahve- lerıyle Bır de ülkemızın demokratık yaşama kavuşma umutla- rı, özlemlenyle Hekımoglu uzun yıllar Ankarada yaşadı Hâlâ da kışlarını başkentte geçırıyor Şöyle boyle yırmı yıldır Ankara- da polıtıka ustalarının sanat, yazın adamlarının sık sık buluş- tukları görüştuklerı bır yerdı Hekımoglu nunevı Hanı eskı za- manın Avrupası nın başkentlerınde bırtakım salonlar varmış Haf- tanın bellı gunlennde toplanılırmış konuşulurmuş Bu salonlar- da zamanın unlu hanımları beylerı bır araya gelırmış Orneğın Madam Recamıer ın salonu gıbı Hekımoğlu'nun Ankara'dakı evı, salonu ışte boyle çağnşımlar yaratırdı Kendısı bu konuda ne dıyor 'Sayıyı kestıremem, hıç bellı olmaz beş, on yırmı Kurufa- sulye kuru köfte patlıcan kızartması, pılav Yemek değıl bır sof- rada buluşmak önemlı Kımı tartışmalar hâlâ kulağımda ' Mehmet Alı Aybar Doğan Avcıoğlu Osman Koksal Sezaı Okan Gürel Aykal Hasan Işık Eyuboğlu Hamıt Batu, daha nı- celerı unlu sanatçılar yazartar, polıtıkacılar Mıllı Bırlıkçıler Mu- şerref'ın sofrasından kımler gelıp kımler geçmedı Kı< Şoyle surduruyor Hekımoglu 'O gunlerde çok şımşek çeken bırıydım galıba Kımı Anna Pa- uker dıye söz ettı, kımı Madam Recamıer dıye Bır elımde ka- deh sırtımda ıpek elbıseler salonda genç subaylar unlu kışı- ler Madame Recamıer olmak fena değıl ama ben yalnız 'Müşerref oldum O yakıstırmacalara da güldum Elımde kadeh ve ıpek elbıseler yakıştırmacaydı gerçekten Bır tarıh 1950'den 1990 a uzanan bır zaman parçasında An- kara'nın nıce unlü kadınları, erkeklerı, polıtıkacıları yazarları sa- natçıları Hepsı Hekımoğlu'nun anı aynasında capcanlı yaşı- yorlar Ûlenler bıle öylesıne yaşam dolu Boyle guzel anılar so- nup gıtmez Önemlı bır zaman parçasının gerceklerını yansıtır geleceklere "Başkent Gunlerı' (buna 'gecelen' deeklemek gerekırdı sanırım) şıır tadıyla okunan bır anılar toplamı TEŞEKKÜR Bıncık oğlumuz Doğan Şahın'ın Penıl Hvpospadıas amelıyatını ve sunnetını başarı ıle gerçekleştıren Istanbu] Umversuesı Ist Tıp Fakultesı Cerrahı Ana Bılım Dalı öğretım uyelennden Urolog Savın Doç. Dr. HALUK ANDER'e Ekıp arkadaşlan Doç Dr. tsmet Nane. Dr Tank Esen, Anestezı Lzmanı Dr Imren Ozer, amelıyathane hemşırelenne, Çapa Cerrahı Monoblok özel servıs hemşırelen Les)a Yıldız, Serpıl San Saray, Fatma Ozgun, Nacıje Alev, Gulsuro Tosun'a ve tum heraşırelere teşekkur edenz ANNESI: GULTEN ŞAHES BABASI: ERDOĞAN Ş\HIN KIR\ ESI: SITKI ELBISTAN NECLA ÇETİN ıle M. ALPERTUNGA BAYRAM evlendıler Izmır, 25 Ağustos 1990 TURK KALP VAKFI İçki ve Sigaradan, diizensiz beslenmeden kaçınınız... 175 12 44/45- 148 58 66 172 87 24 Türkiyeiçinyeni. Japonya 5 danw ..ve genelbksan güvencesçie. Standart ekiptnan •16 Subaplı 1600 cc motor »Gazlı tıp çıft tesırlı amortısorler »Hava- landırmalı/soğutmalı on dısk fren- ler »tçı boş krank ve ekzantrık mıllerı ıle hafıfleştırılmış \apı •Konık yanma odası ve merkeze yerleştırılmış bujılerle vuksek yanma venmı • Motor bloğunda oluşan karbonmonoksıt ve hıdro- karbonlan tekrar yakan ve hava kırlenmesıru engelleyen pozıtıf blok havalanchrma sıstemı »Çevre ıçın zararlı gazlann oluşmasını engelleyen gaz kelebeğı otokon- trol ve kıvılcım gecıktırme sıstem len »Kurşunlu, kurşunsuz benzın kullanabılme olanağı • Tumuyle galvanız kaplanmış boya altlan ıle paslanma>a karşı kesın korunmuş govde »Sıyah dekoratıf yağmur oluklan yan cam çerçevelerı ve yan çıtalar • 13" tam kapaklı dekoratıf jantlar, radyal lastıkler »Halojen farlar, renkh tamponlar »Gızlı radyo antenı »Içenden açılabılen baga) ve benzın depo kapaklan • Tampon sevıyesınden ıtıbaren arka camla bırlıkte açılarak, kolayca ulaşılabılen buvuk, genış ve arka koltuk sırtının one kat- lanmasıyla gerektığınde daha da buvuyebılen bagaj alanı • Ceplı hoparlorlu, ıkaz ışıklı on kapı ıçlerı »AM/FM radyo, ışıklı tıp çakmak dıjıtal saat »Kullanım açısı çok konuma ayarlanabılır tılt ve hız arttıkça sertlığı otomatık olarak fazlalaşan havah dıreksıvorr • Farlann açık unutulmasını engel- leven seslı ıkaz sıstemı »Stop lam- balan anzası ıkaz ışığı »Tumu>le kumaş kaplı koltuklar ve isteğe bağlı olarak • Klıma • Otomatık şanzıman TURKIYE DISTRIBUTORU TOKSAN DIŞ TİCARET A.Ş. Abıde-ı Hurnyet Caddesı Gokfıhz tşhanı Mecıdıyekoy 80310 Istanbul Tlf (1) 174 99 45 (4 Hat) Fax (1) 174 99 49 Tlx 39477 toda tr Saddam ve Hitler Vıetnam Savaşı 1960 lar Bır Vıetnam koyunde 12-17 yaş arasındakı çocuklar evlen ba- san Amerıkan askerlenne karşı dırenışe geçtıler ve olduruldü- ler Olay buyük yankılar yarattı, subay ve erlerın bombalarla ço- cuklara saldırması bütun dunyada kınandı, ama o gunlerde alt- mışını devırmış ABD Cumhurbaşkanı Lyndon Johnson'un yoru- mu unutulmadı Johnson ne demıştı '— Hepsı de ölecek yaştaydılar" • Cınayetın zulmun, gaddarlığın türlerı çoktur Halepçe'de bın- lerce Kürdü kımyasal sılahlarla yok eden sıvıl-asker ayırmadan ınsanları öldurten Saddam kara bıyıklı, belı sılahlı unıformalı bır acımasız kışıdır Ya Truman'' Beyaz saçlı gozluklü, papyon kravatlı uygar görünüşlu, du- daklarından gulücüğü hıç eksılmeyen Amerıkan aıle babası kı- lıklı Cumhurbaşkanı Truman, Hıroşıma'ya ve Nagazakı'ye atom bombalarının atılması emrını nasıl verdı"7 Bırkaç sanıyede ço- luk çocuk dede torun kadın erkek sıvıl halkı yok eden, sağ ka- lanları kuşaklar boyu cehennem ateşıne surukleyen sevımlı Tru- man amca değıl mı' ABD'lı başkanların geçmışıne bakınca, bugün Beyaz Saray- da oturan Bush a guvenmek olanaksızdır Bır varıl petrolun fıya- tında uç dolar ındırım sağlamak ıçın bu kravatlı kovboy hepımızı duman edecek emrı gözünü kırpmadan verır * Amerıkan kaynaklı propaganda çarkı, Batı kamuoyunu etkıle- mek ıçın durmadan ışlıyor — Saddam Doğulu Hıtlert " Pekı sözü tersıne çevırırsek ortaya ne çıkryor Hitler Batılı Sad- dam mı oluyor'' Hitler ırkçıydı, sarışın Cermenı Fransızdan Ingılızden Ame- rıkalıdan ve bütun Avrupalılardan ustun goruyordu Nıçın? Çün- ku bır ınsanın ötekılen sömurmek ıçın kendısını ayrıcalıklı gör- mesı gerekır Batılı Asya ve Afrıka halklarını kendmden aşağı sayıyordu Hitler Avrupalı halkları da Almandan aşağı gördu Nazı dıktatorunün çıkış noktası ekonomıktı Bırıncı Dunya Savaşı so- nunda somürgelerı elınden alınmış Almanya koseye sıkıştırılmıştı ' Ikıncı Paylaşım Savaşı" bu yüzden patladı Hıtler'ı en başta şı- martan kımlerdı9 Fuhrer") komu- nıst Rusya ya karşı saldırtacak- larını sanan Batılı devlet adam- larının bu ışte gunahları yok mu- dur1 ? Saddam Arap mıllıyetçısıdır, sılahını Hitler gıbt kendısı üretmı- yor, Irak sanayı toplumu değıl, bır Ortadoğu ulkesı Saddam Huseyın'ı sılah, araç, gereçie do- natanların başında Fransa var Irak lıderını Hıtler'e benzet- mek krtlelen etkılemek ıçın uydu- rulmuştur Aklı başında herkes bılır kı Irak'ın gözükara lıdennin elınde Nazı dıktatörü gıbı dünya savaşı çıkarmak olanağı yoktur. Basra Körfezı'nde çıkacak sa- vaş bölgenın boyutlarını aşabi- lecek çapa ulaşabılır mı! Hitler Saddam a benzemryor- du, ama Ortadoğu'da çoğu lıder zalım Saddam'ın hamurundan yoğrulmuştur * Emperyalızm' Coğu kışı Basra Körfezı knzıy- le bırlıkte bu sözcuğü anımsa- mak zorunda Çağımızda emperyalızm var mı yok mu? Varsa nerede' Çat orada çat burada, çat kapı arka- sında" Emperyalızm Suudı Arabıstan'da konuşlanıyor, Mek- ke ıle Medıne'nın yamacında tü- fek çatıyor Amerıkan askerlen- nın amacı ne' Kımbılır belkı de kutsal topraklara hacı olmak ıçın gelmışlerdır Emperyalızm Kay- ser VVılhelm'efes gıydınr, Conı'yı Mekke'de ıhrama sarındırır Ya emperyalızm yoksa' Emperyalızm yoksa Ortadoğu rüya göruyor, Körfez knzı gerçek dışı bır duştür Kuveyt'ı yutan Irak dıktatörü, Hıtler'e benzemıyor ama Suudı Araoıstan a yığılan Amerıkan as- kerı gucü emperyalıste benzemı- yor mu' ABANA « H U O T O M O T 1 H 1 6 4 ! A M U I U OTO CVÇLL >30 0 1 6 " AMLUU. OZVAXDAX OTOMOT!\ 229 1- 24 ANTAIYA. A^K^1ÎAIJ M C AT1 I•>•»•» BlitSA MERTTICA1«ET14 56CW ÇANAKKALE nON OTO TİCARET 15655 DENIZLL \AKDAK TtCARET 13CT5 ESKjŞEHIK. ^ N t LÇ.UAR KOU 11 38 i> ISTANBUU OTOMOTtV TİCARET \ s V)- 4" 22 23 BTAN1HT.PEROTOAŞ P 4 46 33 ISTANBtT, ŞENOZ OTOMCniV 361 64 46 İZMbL FL \R OTOMOTTV 1 09 5" IZMİB, GOZDE OTOMOTTV 06 41 9c İZMİK OTO KARDEI) 22 26 6- DZILTEPE AKYOL PAZAUAMA 10 33 SAMSUN SEVtNÇ OTOMOTtV 11 31 16 ZONGULDAK. SİNAN OTO 12 ^2 •Şımdıden 19 satış bavıı 22 yetkılı servısten oluşan servıs ağı ve 5 yılhk yedek parça stogu DAIHATSU cc doğa dostu „ T.C. POLATLI SULH CEZA MAHKEMESİ KARAR Esas No 1985/2096 Karar No 1990/97 Hâkım MUAMMER UĞLR, 22079 Kâtıp Sınem Ulker Davacı K H Sanık Y1LDIRIM ÖZ- KAN, Mustafa ve Nazmıye'- den olma, 1962 doğumlu, Polatlı Cumhurı>et Mah nü- fusuna ka>ıtlı olup halen ay- nı mah Karapınar Cad No 36'da oturur Evlı, çocuksuz, okuryazar, T C , lslam, sa- bıkasız, bakkal ışletır Suç Gıda Maddelen Nı- zamnamesı'ne muhalefet Suç tarıhı 11 7 1990 Karar tanhı 19 2 1990 HUKUM OZETİ. Sanık Yıldırım Özkan'ın taklıt ve>a tağşış edılmış kırmızı bıber satmak suretıyle Gıda Madde- len Nızamnamesı'ne muhale- fet suçunu ışledığı sabıt görulduğunden TCK'nın 398, 402/1 2 maddelennın u>gu- lanması sonucu, sonuç olarak uç ay hapıs ve beş bın lıra ağır para cezası ıle cezalandınlma sına, uç ay muddetle curme vasıta kıldığı meslek, sanat ve tıcaretın tatılıne, takdıren ye dı gun sure ıle ışverının kapa tılmasına karar venlmış olup, karar Yargıtay 2 Ceza Daıre sı'nın 2 8 1990 tarıh ve 1990'7725 esas, 1990/8013 karar sayıh karan ıle 2 8 1990 tarıhınde onanarak kesınleş mıştır 3 8 1990 Basın 32349 ŞARLO Philipp Soupault 1500 lıra (KD\ ıçınde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu tstanbul Odemelı gondeıümez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle