25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 DÎZİ-RÖPORTAJ 26 AĞUSTOS 1990 KÖRFEZ KRÎZİ...KÖRFEZ KRtZİ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KOI 1950 yılında DP iktidarı, Meclis kararı olmaksızın Kore'ye asker göndermiş, Türkiye'de de bir'siyasal savaş'başlamıştı 38.Arz Dairesi'nde 4500TürkERBİL TUŞALP ANKARA — "Tiirkiye hangi koşuUarda Suudi Ara- bistan'a asker yollayabilir" sorusu, bundan tam kırk yıl önce değişik bir mekânla gundeme geliyor ve "Tiir- kiye hangi yönlemle Kore'ye asker göndenneUydi" so- rusuyla yine tartışıhyordu. 25 Haziran 1950 tarihinde Kuzey Kore askerlerinin Güney Kore'ye saldınsıyla başlayan Kore savaşlan, aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere göndenlmesi konusunda yetki tartışmalanna neden olan bir "siyasal savasj"da anlatıyor. NATO'ya giremlmek için Kore'deki fiili durumu bir fırsat olarak değerlendıren Türk hükümeti, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trigvie Lie'ye 25 temmuzda Türkiye Dışişleri Bakanı Prof. Fuat Köpriilü imzasıy- la şu telgrafı çekti: "Birieşmiş Milletler Paktı'ndan doğan taahhütleri- ne ve Giivenlik Konseyi kararlanna uyınayı vecibe bi- taı Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, Kore hakkında yar- dım talebini mutazammın 15 Temmuz 1950 tarihli telg- Bölükbaşı j f Kore'ye asker gönderiyoruz. Sayın Başbakan'a göre bu, harp kararı değil, sulh kararıymış. Biz BM emrine kuvvet verdiysek, Kore'de resmi geçit yapsın diye yermedik, cenaze merasimine iştirak etsin diye vermedik. Harbe sokulacakları ihtimalini nazarı dikkate alarak kuvvet verdik. rafınızı bu zihniyet için de itina ile tetkik etmiştir. Cumhuriyet hükümeti, bu tetkik neticesinde mezkur kararları dünyanın şimdiki şartlan içinde umumi ba- nş hizmetinde müessir ve fiili bir şekilde icra mevkiinc vazetmekteki luzum ve ehemmiyeti müdrik olarak Ko- re'de hizmel etmek uzere 4500 mevcutlu silahlı bir sa- vaş birliğini Birleşmiş Milletler emrine venneye karar vermiştir." Bu kararla ilgili olarak Başbakan Adnan Menderes, gazeteci Ahmet Emin Yalman'a "NATO'ya kabul edil- memize de köprü olabilir" değerlendirmesini yapıyor- du. Kara Kuvvetleri Komutanlığı, 5 Ağustos 1950 tari- hinde Kore'ye gidecek Türk Tugayı'nın olusumunu içe- ren ilk emrinı yayımlıyor ve tugaya katılacak birliklcri tek tek sıralıyordu. Türkiye basını, 16 eylülde NATO'ya girmek için ya- pılan Türk başvurusunun reddedildiğine ilişkin haber- lerin yer almasmdan ve bu haberin kamuoyunca "esefle karşılanmasından" dokuz gün sonra General Mac Ree gemisi 25 eylülde Türk savaşçılarıyla dolu olarak ts- kenderun limarundan aynlıyordu. General Haan gemisi 26 eylülde, Private Jonhson gemisi de 29 eylülde 15 bin kilometre ötedeki Kore'nin Pusan limanına doğru Tür- kiye'den ayrıldılar. Kuzey Kore topçulannın Ongjin yarımadasına açlık- lan top ateşiyle başlayan savaşta, komünistlerin 38. Arz Dairesi'nin ötesine geçmesi Turkiye'de büyük heyecan H.S. Tannöver Şunu bilin ki ^ sj^mt eski Türkün H i * ı.^Hi Bütün Asya toprakları Türkün evinin avlusudur. Yarın zaferler içinde dönen gençlerimize 'Kore'de yabancı mıydınız?' diye sorsanız, 'Hayır, burası bizim toprağımız, bizim bildiğimiz yerler' diyeceklerdir. yaratmıştı. Bir yandan kahramanlık türküleri söyleni- yor bir yandan da "Savaşa hayır" bildirileri yayımla- nıyordu. Türkiye Banşseverler Cemiyeti'nin dağıttığı broşürler toplattırılıyor, Başkan Dr. Behice Boran » e Genel Sekreter Adnan Cemgil tutuklanıyorlardı. Konu, ilk kez 30 haziranda Büyük Millet Meclisi Ge- nel Kurulu'nun "ıtülağına" sunuluyor. Dışişleri Bakanı tarafından Kore'deki gelişmeler, BM Genel Sekrete- ri'nin başvurusu ve buna verilen yanıtlar Meclis kür- süsünden okunuyordu. Başbakan Adnan Menderes, " Hükümetin aldıgı ka- rar bir harp karan değüdir, sulhü koruma karandır" diyerek eleştirileri şu tezle önlemeye çalışıyordu: "Ancak bizim karanmız gibi diger milletlerin ala- caklan karariarla tecavüzler onknebilir. Birinci ve tkin- ci Cihan Harplerinde bazı hükümetlerin kararsız, mii- tereddit hareketleri insanlıgın çok büyük ıstıraplanna mal olmuştur. Usul ve şekilde bir yanbşlık yoktur. Meclis niçin top- lantıya çağnlmadı diye soruyoriar. BM Anayasası Dev- letler Yasası'na göre Birleşmiş Milletler arasındaki si- yaset açıktır. Meclis'in loplantıya davet edilmesi lüzu- mu müdafaa edilir bir fikir değildir. Birleşmiş Millet- ler Anayasası'na iltihak etmiş bulunuyoruz. Bu ana- yasa, kanunlannuzla tasdik ve kabul olanmuştur." Tartışmanın yarattığı sorun, CHP lideri Malatya Mil- letvekili tsmet tnönü'nun "Dış politika ve memleke- tin siyasi ve askeri emniyeti meseleleri hakkında Bü- yük Millet Meclisi'nde umumi bir müzakere açılması- nı temin etmek üzere, bu meselelere dair iç tüzük hü- kümlerine göre başbakandan gensonı açılmasını" arz ve teklif eden önergesiyle alevleniyordu. lnonü, "Kore'ye gönderilen Türk tugayından" hiç söz etmeden önergesinin gerekçesini açıklarken "Dün- yada büyük hadiseler oluyor. Bu hadiselerin Türkiye'- nin siyasi ve askeri emniyetine tesiri var mıdır, bunu ögrenmek istiyonız" diyor, ancak Meclis Başkanı'nın "gensoru talebini tazammun etmediğinden iadesi ka- bul buyurulmuştur" açıklamasını önleyemiyordu. Meclis Başkanı, MP milletvekilleri Osmaa Bölükbaşı (Kırşehir) ve Kemal Türkoğlu'nun (Mardin) "Kore'ye gönderilen savaş birligi hakkında başbakandan genso- nı açılmasına dair önergesini" okutuyor ve "takririn görüşülmesinin kabul edildigini" açıİclıyordu. Buyük Millet Meclisi'nin II Aralık 1950 tarihinde yaptığı toplantıda çok sayıda milletvekili konuya iliş- kin görüşterini açıklıyor, başta Başbakan Adnan Men- deıes olmak üzere hükümeı üyeleri eleştirileri yanıtlı- ŞEHtTE YILDIZ — Kore Savaşı'nda Türk birlikleri agır kayıp verdiler. Şehit ailelerine 'Silver Star' nişanı verildi. Cumhuriyet SlfiORT* OLAMUI Cumhuriyet orede hizmetetmek üzere Birleşı Milletler emrine asker veriyoruz .edistegensonıgörüşmeleri lOsaatsürdi Hükûmetin karan dün ezici coğunlukla tasvib edildi Bakaılar Kırılv, •!• gccc japtıjı fct kalâde l d kı bmn karara bafbdı y g Birligi 4500 mevcudlu olacak 39 muhalif ve 1 çekimser oy mukabilJHlJehte oy ••ttkknı ü«eıte»hıiB akrint oUrık b t t > t jjk rfitai hhf sejkdi m^mta, Bu/b^aa «• D * Işloi Bakam, Itfulıaıttcm Büyük EJçimiz t Atlantık raku,, [ore'deki Türk Birligi, yeni bekliyor, cephe sakin Cumhuriyet, 20 Temmuz 1950 tanhlı sayısında, hukumetın Kore'ye asker gon- derme kararı. Kararın, NATO'ya aJınmamm kolaylaştıracağı düşünülüyordu. Cumhuriyet'ınU Aralık 1950 tarihli sayısında Kore'ye asker gönderme tartış- maları ve Meclis'te geasonı önergesinin reddedilmesi haberi. ŞEN Meclis'te Sovyet Rusya'nın ve onun peyklerinin amili- ne hizmet edecek kimse mevcut değildir. Eger bu ima- larla iş görülmek isteniyorsa, vaktiyle bu şekilde ima- lar yapıldığı zaman sizinle arkadaşhk eden eski bir ar- kadaşınıza bunu tevcih edemezsiniz. ...Kore'ye asker gönderiyoruz. Sayın Başbakan'ın be- yanatından anlaşıldığına göre bu harp karan değil sulh karanymış. Hepiniz takdir edersiniz ki bir harpte iki taraf vardır. Taraflardan birine göre sulhü konımak hareketidir, digerine göre bir tecavüz hareketidir. Bi- naenaieyh, taraflara göre degişen bu vasıflar, fiilin ma- hiyetini ortadan kaldırmaz. Biz, BM emrine kuvvet ver- diysek, Kore'de resmi geçit >apsın diye vermedik, ce- naze merasimine iştirak etsin diye vermedik. Harbe so- kolacaklan ihtimalini nazarı dikkate alarak kuvvet ver- dik. Böiiikbaşı, "Hukümete anayasa mantığına istinat ederek konuştuğuno" söylüyor ve "memleket çocuk- lan fiilen çarpışmaya gönderilirken anayasanın ruhn- na göre bu Meclis'te karar almak lazımdır" diyordu. "...Arkadaşlar, vergi tarhını kim yapar? Meclis ya- Menderes Hükûmetin aldığı karar bir harp kararı değildir, sulhu koruma kararıdır. Ancak bizim karanmız gibi, diğer milletlerin alacakları karariarla tecavüzler önlenebilir. Asker göndermemizde usul ve şekil olarak i)ir yanlışlık yoktur. yorlardı. Kürsuye ilk çıkan Adnan Menderes oldu. Ve Kore'- ye asker gönderme karannın gerekçesini şöyle açıkla- dı: "Muhterem arkadaşlar, insanlık camiasının uzun asıriardan beri yavaş bir seyirle ve fakat mütemadi bir ceht içinde başardığı inkişaflann mahsulü, büyük ma- nevi kuvvetleri yok etmek tehlikesini dogruran muaz- zam hercümerçlere karşı Birleşmiş Milletler anlaşma- sını vücuda getirmek olmuştur. ... Teşkilatın butun üyeleri anlaşmamn mundereca- tına gore girişilecek her teşebbuste, bu teşkilata tam yar- dım yapmayı taahhut ve tekefful eylemişlerdir. ... Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, Kore'ye askeri kı- ta gönderme karannı verdiği zaman başta ABD olmak üzere diger bazı üye devletlerin kuvvetleri, Kore'de raü- tecavizlere karşı fiilen harekâla çoktan başlamışlardı. Görülüyor ki hükümetimiz, karannı verirken kendisiyle aynı durumda bulunan ve BM teşekkülune aynı raü- kellefivetlerle bağlı bulunan diğer üye devletlerin hu- kuki anlayışlanna, hareket ve ledbirlerine intisal ve iş- tirak etmiş ve devletimizin her devirde farik vasfını teş- kil eden, ahte sadakat vasfını bir kere daha belirtmek- ten başka bir şey yapmamıştır. ... Bizzat Amerika'da, cumhurbaşkanı, Kongre'nin izni olmaksızın harp açmaya mezun bulunmadıgı key- fiyeli cümlenizin malumu olmakla beraber, bu mese- lede Amerikan kuvvetleri'nin harekât sahasına gönde- rilmelerine bu hüküm bir mani teşkil etmemiştir. ... Kaldı ki Kore meselesinde bir harp hali değil, bir ledip ve tecziye durumu vardır. Harbin mevcudiveti hu- kuken tanınmış müstakil bir varlığın mevcudiyetini il- tizam eder. Kore'deki durum ise bundan külliyen fark- hdır." Dönemin usta siyaset adamı Osman Bölükbaşı, ko- nuşmasına başlamadan önce "Kore'de BM ideali uğ- runda kahraman ordumuza muvaffakiyetler düeyerek" başhyor ve Genel Kurul'dan ilk alkışlan ve bravoları toplamayı başanyordu. "Bü>iik Millet Meclisi'nin kubbesi altında göriişül- meyecek bir tek mesele tasavvur edemiyonım. Onun için iktidar partisıne mensup arkadaşlanmızın, bu me- seleyi bir parti meselesi olarak getirdigimiz yolundaki zahaplarmı ladil etmelerini rica ediyoram. ...Bu meseleyi kendi zaviyesinden istismar etmiş olan- lar bulunabilir. Gözlerine sarmısak surerek köy köy do- laşıp, gozlerini yaşartanlar, kimselerden ayn olarak Mil- let Partisi'nin bunJann fevkinde oldugunu söylemek is- tiyorum. ...Dünyanın fevkalade günler yaşadığı bn zamanda meseleyi Meclis kürsüsüne getirmekte memleket için fayda yoktur, zarar vardır; deniliyor. Burada Birinci Buyuk Millet Meclisi'nden kalmış olan arkadaşlar var- sa. onlar çok iyi bilirler ki Haymana'da top sesleri gür- lerken Meclis'te her şey açık açık konuşuluyordn. Bölükbaşı daha sonra Birleşmiş Milletler Anlaşma- sı'run raaddelerirıin anlamıru uzun uzun açıklıyor ve "Hükümet hangi selahiyetle Büyük Millet Meclisi'nden sarih bir karar aimadan Kore'ye asker gönderebiliyor? Anlaşmamn 42. maddesinin neresi Kore'ye asker gön- dermek için kendisine bu selahiyeti vermiştir? Biz, hü- kümetten bu sualleri soruyoruz" diyordu: "Biraz evvel Sayın Başbakan dediler ki: Bn şekilde kuvvet göndermek BM Anlaşmasfna uygun değildir gi- bi bir iddiayı Sovyet Rusları ve peykleri ileri süriiyor- lar. Müsadenizle arz edeyim ki bu memlekette ve bn Banşseverler Cemiyeti'nin bildirisi Türkiye'nin Kore'ye asker gönderme karan, yurtiçinde de tepkilere yol açmıştı. Bir yandan kahramanlık türküleri söylenirken diğer yandan 'savaşa hayır' bildirileri dağıtıhyordu. Türkiye Banşseverler Cemiyeti'nin . dağıttığı bildiriler toplattırılmış, Behice Boran ve Adnan Cemgil tutuklanmışlardı. "Bakanlar Kurulu, halk efkârının heyecan \e tees- sürünü mucip olan bir şekilde ve Amerikan Senatöru Cain'nin devlet erkânı ile temaslanndan hemen son- ra Kore'ye bir silahlı kuvvet (4500) gönderme kararı- nı vermiş bulunuyor. Hukumetçe her ne kadar bu ka- rarın Birleşmiş Milletler'e karşı girişilen taahhutleri yerine getirmek uzere verildiği ifade edümişse de bu kararın verilişi hem Turk anayasasına hem de Birleş- miş Milletler Anayasası'na aykırıdır. Zira Birleşmiş Milletler Anayasası'nın 43. maddesi bu kurula dahil olan memleketlerin herhangi bir ihtilafa silahlı ola- rak mudahaleleri için onceden bazı hususi anlaşma- ların mevcudiyetini şart koşmuştur. Oysa ki Turk mil- letiyle Birleşmiş Milletler arasında bu hususta herhangi bir hususi anlaşma mevcut değildir. Bundan maada, gene Birleşmiş Milletler Anayasası'nın adı gecen mad- desi gereğince bu hususi anlaşmaların. imzalaycn dev- letler tarafından her birinin anayasalannın usulleri ge- reğince tasdik edilmesi lazım gelmektedir. Gorulüyor Moskovanın a^ konuşan cemiget 5olcu fildrlerile tannmıs bazı kimseler tarafından kurulan Türk Banşseverler Cemiyeti» nin beyannamesi toplattırüdı Behicf B«raa, Adnu C«agil, ? re aatbaaa Konl tcrUf e*il«ler Sanıklardan di«a- 7 kifi hakkında g«yıkııe>kuf hâdİM, fmmM bk (ddUe «le BARIŞA TL'TUKLAMA — Barışseverler Cemiyeti, Kore'ye asker gönderilmesine karşı çıktığı için taki bata uğramış, Boran ve Cemgil tutuklanmışlardı. ki hukumet, silahlı kuvvetler göndermek şoyle dur- sun, bu hususta yapacağı herhangi bir anlaşmayı da- hi T.B.M. Meclisi'nin tasdiğinden geçirmek mecburi- yetindedir. Turkiye hükümeti Kore'ye kara askeri gönderme ka- ranyle açıkça belirtilmemiş olmakla beraber bir ilanı harp karan vermiştir. Halbuki Türk anayasası gere- ğince harp ilan etmek yetkisi münhasıran T.B.M. Mec- lisi'ne ait bulunduğundan hükümet, memleketin is- tiklali ve güvenliği bakımından fevkalade tehlikeli olan bu kararı vermekle selahiyetlerinin hududuna tecavuz etmiş, anayasa hükümlerine riayet etmemiş bulunmak- tadır. Turk Barışseverler Cemiyeti butün barışçı Turk hal- kının şu andaki en samimı hissine tercuman olduğu kanaati ile Türkiye'nin Kore'deki silahlı ihtilafa bu şe- kilde fiilen iştirak edeceği yerde Hindistan hukume- tinin yaptığı gibi barış yolunda yapılacak teşebbus- lerle bu harbin durdurulmasına ve dünya barışının teh- likeden kurtarılmasına çalışmasını diler. Cemiyetimiz yüksek makamınızın, hükûmetin milli menfaatlerimize ve Birleşmiş Milletler Anayasası'na aykırı olan kararın bir an önce iptal edilmesi için T.B.M. Meclisi'ni fevkalade toplantıya davet edeceği umit ve temennisiyle derin saygılarını arz ve takdim eder." Dr. Behice Boran \dnaıı Cemgil Başkan Genel Sekreter par, Meclis kanun çıkanr. Üç beş kunış için kanun çı- kanlması şartım kabul edenler, bu harakâtın da bir kan vergisi demek oldugunu niçin takdir etmiyorlar? önerge sahiplerinde Kemal Türkoğlu, üç soru yönelt- mek için kürsüye geliyordu. 1. Kore'ye asker göndermek için Bakanlar Kunılu'n- ca alınmış bir karar var mıdır? Varsa bu karar niçin Resmi Gazete'de neşredilmedi? Karar alınmışsa ittifakla mı alınmıştır? 2. Birliğin mevcudu standart mıdır, yoksa kati ola- rak tespit edilmiş midir? 3. Sayın Dışişleri Bakanı, demirperde dışındaki 53 devlet bizim gibi düşünmüşlerdir, buyuruyorlar. Aca- ba bu 53 devlet de bizim gibi asker göndermişler mi- dir? Menderes'in birinci sonıya' verdiği yanıt kısa ve çok anlamlı oluyordu: "...Sana ne? Karar ittifakla mı ekseriyetle mi alın- dı? Sana ne? ...Birtik standart mıdır, diyoriar. Bir şey hatıriatmam icap eder. Kore, bir Yemen olmuştur. Propagandala- nnın zehirii tesirini hanrlatmam icap eder. Standart bir- lik mi istiyoriar, yani zayiat olduğu (akdirde yerine tak- viye gönderilecek midir diye sual ediyorlar. Sorunun manasını böyle anlamak icap eder. Oraya takviye gön- derilecek diyecek olursam, millete dönüp Kore, Yemen oldu diyecekler. Göndermeyecegiz diyecek olursam, bu sefer beraber KOPRÜLt Efendiler, devletin emniyet meselesi gayet tabii olarak her hükûmetin düşüneceği meseledir. Biz, milletin hürriyet ve istiklalini muhafaza ederek, bozguncu propagandaları ve telkinleri nefretle karşılıyoruz. Bu millet bozgunculuk propagandalanna gelmeyecektir. hareket ettigimiz milletlere dönüp işte bunlann o ahtü vefası bundan ibarettir diyecekler." Bölükbaşı yeniden kürsüye geliyor ve ortaya yeni bir sav atıyor. v Başbakan Menderes, 7 ağustos tarihinde Zafer ga- zetesinde intişar eden bir beyanatta bulunmuştur. So- rulan suallerden birinde "Atlantik Paktı'na (NATO) ahnmamız hususunda vaktiyle yapılmış olan müraca- atların neticelenmemiş olmasını nasıl mütalaa edersiniz" diye soruluyor. Menderes şu cevabı veriyor "Şayet böyle bir müracaat yapılmamış olsaydı, vazi- yet şimdiki kadar ciddi olmazdı" Demek ki vaktiyle Halk Partisi'nin bu mevzuda istimzaç "Ne düşünüldü- ğünü öğrenmeye çalışmak" yolu ile yapmış olduğu bir müracaatın müs- pet bir netice vermemiş olması, başbakanın göruşüne göre vaziyeti ciddileştirmiş, Hükümet, Kore'ye asker gönderme karan verirken mücerzet (kapalı) BM idea- line baglı kalmak gibi bir saikie hareket etmiştir. Kore'ye asker gönderilmesinin NATO üyeliği koşu- luna bağlanması ıması Dışişleri Bakanı Köprülü'yü kız- dırmıştı: "Efendiler, devletin emniyet meselesi gayet tabii ola- rak ber hükûmetin düşüneceği meseledir. Biz, milletin hürriyet ve istiklalini muhafaza ederek bozguncu pro- pagandaları ve telkinleri nefretle karşılıyoruz. Bu mil- let bozgunculuk propagandalanna gelmeyecektir. Bu memleketi biçbir zaman bozguncu ve kemirici kurtla- ra yedirmeyeceğiz. Kore'ye asker gönderme azmi do- layısıyla bu milletin gösterdiği şahamet ortadayken ve oraya giden askerierimizin kahramaniıklan bütün dün- yada takdirle karşdanırken, bunu bir tenkit ve bozgun- culuk vesilesi yapanlar..." O günün en ılginç konuşmalanndan birini ozan Ham- dullah Suphi Tannöver yapıyordu. DP Manisa Millet- vekili Tanrıöver şöyle konuşuyordu: ...^unu bilin ki butün Asya topraklan eski Türkün vatanıdır. Bütün Asya topraklan eski Türkün vatam- dır, evinin avlusudur. Yann zaferler içinde dönen genç- lerimize "Kore'de yabancı rnıydınız" diye sorsamz "Hayır" diyecekkr, "Burası bizim toprağımız, bizim bildiğimiz yerler" diyecekler. Gensoru önergesi açık oya sunuluyor, Bursa seçim çevresinden başlanarak oylar toplanıyordu. Büyük Mil- let Meclisi gensoru açılmasına gerek görmüyordu. Büyuk Millet Meclisi'nin bu toplanusı 12 Aralık 1950 günü geceyarısı bitti. 4500 kişilik Türk tugayını Pusan'a götüren savaş gemileri 17 ekimden beri Kore'deydiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle