Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 AGUSTOS 1990 CUMHURİYET/15
KÖRFEZ KKİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZt... KÖ1
SUUDİ ARABİSTAN
Cidde'de kimyasal silah korkusuIrak'm Yemen'e kimyasal silah yerleştirdiği yolundaki
söylentiler halk arasında derin kaygı yarattı. Suudi
televizyonu haberlerde gelişmelere sınırlı yer veriyor. Halk
daha çok, Suudi Arabistan'dan izlenen Mısır televizyonu
aracılığı ile bilgilenmeye çakşıyor.
Birçok yerde olduğu gibi Cidde'de yaşanan kimyasal silah
korkusu insanları evlerine kapanmaya itiyor. Yurtdışma
çıkışlar da buna bağlantılı olarak kısıtlı. Kral Fahd da bu yıl
hac sohrası Cidde'de normalden uzun kalmış, çünkü Cidde
Irak füzelerinin menzilinden uzakta.
SINIRAÇILIYOR
Ürdün'de
göçmen
depremiKuveyt ve Irak'tan kaçarak
Ürdün'e sığınanların sayısı
120.000'i buldu. Ürdün
BM'den 'acil yardım'
çağrısında bulundu.
Dış Haberler Servisi — Irak'ın Kuveyt'i
işgal ve ilhak etmesinden sonra bu ülkeden
kaçan on binlerce yabancının 'kurtuluş kapt-
sı' haline gelen Ürdün, şu anda toprakla;
nnda bulunan yaklasık 120.000 goçmen yü-
zunden buyuk bir kriz yaşıyor. Ürdun, göç-
menlere yiyecek, bannma ve ulaşun gibi ge-
reksinimlerini karşılayamadığmı açıklaya-
rak BM'den *ıril yardım' talep etti. Çeşitli
ülkelerin Urdün'e yardımları da sürüyor.
Ürdun, onceki gün kapattığı Irak sınınnı
dün tekrar açacağını duyurdu.
Körfez krizinin patlak vermesiyle Irak ve
Kuveyt'i terk ederek ülkelerine dönmek is-
teyen, başta Mısır olmak uzere çeşitli ülke-
lerin vatandaşı on binlerce ki>i. Crdün'ün
Irak'a açılan kapısına yığılınaya başlamış-
lardı. Ürdun, göçmenlerin ülkeye giriş hı-
zının, ülkeden ayrılış hızından çok fazla of-
masından ötürü, gelenlerin ihtiyaçlannı kar-
şılamakta güçlük çektiğini açıklayarak ön-
ceki gün sınınnı kapatmıştı. Ancak başta
ABD olmak üzere pek çok ülkeden gelen
baskılar ve çeşitli yardım vaatleri karşısın-
da Ürdün, 40 saatlik bir kapamadan sonra
dün sınınnı tekrar açacağını ve her gün 20
bın kişinin giriş yapmasına izin vereceğini
duyurdu. BM kavnakları, şu anda Ürdün-
de 120 bin yabancının bulunduğunu, bu ki-
şilerin açlık da dahil olmak uzere çeşitli so-
runlarla karşı karşıva bulunduklarını bildi-
riyorlar.
Urdün, BM'den *aci) yardım' istedi. Yak-
laşık 40 ton kadar yiyecek, içecek, battani-
ye, çöp torbası gibi maddeleri iceren bir acil
yardım paketinin önumüzdeki pazartesi ve-
ya salı gunü Ürdun'e gönderileceği BM yet-
kililerince açıklandı. BM'nin ayrıca 300 bin
dolarlık bir nakit yardımını da Ürdün'e
ulaştırdığı kaydedildi. BM yetkilileri, Ür-
dun'deki duruma ilışkin bir rapor hazuian-
makta olduğunu, bu rapor hazırlandıktan
sonra tüm ulkelere yonelik bir 'yardım' çağ-
rısının yapılmasının beklendiğini bildirdi-
ler.
ABD de Ürdün'e yiyecek ve para yardı-
mında bulunacağını açıkladı. ABD yetki-
lilerinin yapılacak yardım konusunda top-
lantılar yapmakta olduklan, fakat Ürdün-
un gereksinimleri tam olarak bilinemediği
için BM raporunun beklendiği kaydedildi.
ABD'nin Amman Buyukelçisi'nin de elçi-
Iık kaynaklanndan 25.000 dolarlık bir yar-
dımı Ürdunlu yetkililere ilettiğı kaydedildi.
A\Tupa Topluluğu'nun da Irak ve Ku-
veyt'ten kaçarak ulaşım yetersizliği nedeniyle
Irak-Ürdün sınınnda mahsur kalan yabancı
uyrukluların sevkıyatını sağlamak için Ür-
dun ile Mısır arasında kurulacak hava köp-
rusünün finansmanına 1 milyon ECü'luk
(yaklaşık 1.25 milyon dolar) katkıda bulu-
nacağı açıklandı. Belçika da kurulacak hava
köprüsüne iki nakliye uçağı ile destek ve-
receğini duyurdu.
VYaldheim Ürdün'de
Avusturya Cumhurbaşkanı Kurt VYald-
heim, dün Ürdun'e gitti. Kurt Waldheim'-
in bu ulkedeki temaslarını tamamladıktan
sonra, bugun Bağdat'a giderek Irak Dev-
let Başkanı Saddam Hiiseyin ile goruşece-
ği bildirildi.
Waldheim'in görüşmede, Irak ve Ku-
veyt'te bulunan yabancılara çıkış izni ve-
rilmesi için çaba gostereceği bildirildi.
SEMİH İDİZ
CİDDE — Korfez'deki gerilim artarken,
Suudi Arâbistan'da tedirgin bekleyiş suru-
yor. Kuveyt sınınna neredeyse 2 bin kilomet-
re uzaklıkta bulunmanın verdiği goreceli ra-
hatlığın içınde olan Ciddelilerde açık bir pa-
nik havası sezilmiyor. Ancak durumun çok
cıddiye alındığı yolunda somut işaretler var.
lstanbul'dan Cidde'ye giderken uçakta
Suudi Arabistanlının tekrar tekrar söyledi-
ği "Jnanamıyonım. Bu dunım nasıl çıktı or-
taya? Nasd olur böyle şey?" sözleri Cidde
1
deki şaşkınhğı da yansıtır nitelikte. Bir Is-
lam ve üstelik Arap ülkesinin başka bir ts-
lam ve Arap ulkesıne boyle vahşice saldı-
racağı, bunun da "tsrail'in en büyuk
destekçisi" Amerika'mn "kutsal topruklara"
binlerce asker yığmasına yol açacağına Su-
udiler bir turlu inanamıyorlar.
"Kâbusun gerçege dönuşmesi
tehlikesinin" artması karşısında, Irak'ın sal-
dırısını ilk gunlerde halk nezdinde küçüm-
semek eğiliminde olan Suudi yoneticilerin
artık "En kölu olasılıga hazırlanın" mesaj-
ları vermeye başlaması da genel endişeyi art-
tırıyor. Bu mesajların açık bir örneği Suu-
di Arabistan'da Ingihzce olarak yayımlanan
"Arab News" gazetesinin dünkü başyazısıy-
dı. Gazete, Saddam Hüseyin'i "Bağdat
kasabı" diye niteliyor ve şu goruşlere yer ve-
riliyor:
"Irak'ın Kuveyt'i işgali, ABD iie Irak ara-
sında bir ihtilaf değildir. Bu, uygar dıinya
ile bu dunyanın tek haydut devleti Irak ara-
sında bir ihtilaftır. Bu arada uygar donya
kolektif olarak sinirlerine hâkim olup temel
ilkelere bağlı kalmalıdır. Irak'ın onkoşulsuz
olarak Kuveyt'ten çekilmesi, Kuveyt'in ya-
sal yonetime iade edilmesi, rehinelerin ser-
best bırakılmasının saglanması \e Saddam-
•n kesin olarak uysallaştınlmaM gerekir.
Bunlan sağlamak için askeri bir operasyon
gerekli olabilir."
Yine Ingilizce yayımlanan "Saudi
KAÇIŞ — Mısır'da, Lıibnan'da, Surije'de ve diğer Ortadogu ulkelerinde çalışan onbinler Ürdün sınınna yıgıldı. (Fotograf: AP)
Gazelte" de yorum sayfasında yayımladığı
bir yazıda, "tslamiyetin, savunmaya yöne-
lik bir savaşta neler yapılıp yapılamayacağı"
konusunda öğrettikleri işleniyor. Yazıda,
Uhud savaşımn da bir savunma savaşı ol-
duğu anımsatılarak şoyle deniyor:
"Peygamberimiz şehitler konusunda şöyte
buyunmuştur Kira ki kişisel savunması için
çarpışır \e 6lür, o şehittir; kim ki malını ko-
rumak için savaşır ve oliir, o şehittir; kira
ki ailesini savunurken oliir, o şehittir; kira
ki Allah'ın yolu için savaşır ve ölür, o şe-
hittir."
Korfez gerginliği çerçevesinde Suudi Ara-
bistan'da dini imajların yoğun bir şekilde
kullamldığı gözleniyor. Örneğin Cidde'de
yaşayan Kuveytii tslam âlimi Ahmed Yat-
tan, Saddam Huseyın'in yaptığı "cihad
çağnsı" uzerine verdiği bir demeçte, Sad-
dam'ın Halepçe'de kendi Musluman halkı-
nı katlettiğini anımsatarak, "Şimdi de Müs-
liımanlann kanıy la abdest almak istiyor. Ci-
hat çagnsı bu demek oluyor" dıyor.
Suudi Arabistan'da dıni imajlarla laik
imajların çatışıığı da gözleniyor. Bir yan-
dan mevcut gerginliği "uygar dünya" ile
"haydut Irak" arasında bir uyuşmazlık ol-
duğu belirtıhrken diğer yandan halkın "İs-
lami şuuru" seferber edilmeye çahşılıyor.
Bu kavram karmaşası içinde Araerikalı
askerlerden doğrudan soz edilmemeye de
gayret ediliyor. Bunlara "dost ülkelerin"
guçleri olarak atıfta bulunularak tslam ul-
kelerinin de asker gönderdiği her keresin-
de anımsatılıyor.
Basımn bu temalan işlemesi ve ilk gun-
lerin aksine Korfez'deki duruma geniş yer
vermesinin ise halk arasında duyulan kuş-
kuları gidermekte yeterli olmadığı gözleni-
yor. Hemen hemen yüzde 4O'ı yabancılar-
dan oluşan 10 milyonluk nufuslu Suudi
Arabistan'da gazete okur sayısının nispeten
az olmasının bunda etkisi büyük. Bu du-
rumda esas görev doğal olarak televizyona
düşuyor. Ancak Suudi televizyonu haber-
lerde gelişmelere yumuşak bir üslup içinde
sınırlı yer veriyor. Halk ise daha çok Suudi
Arabistan'dan izlenebilen Mısır televizyonu
aracılığiyla bilgilenmeye çalışıyor. Suudi te-
levizyonunun bu tutumu da "Bizden niçin
sakhyorlar?" sorularının yayılmasına yol
açıyor.
Bu belirsizlik içinde söylenti mekanizması
da yoğun bir şekilde işliyor. Birçok yerde
olduğu gibi Cidde'de de yaşanan "kimya-
sal silah korkusu" ile bağlantılı bir söylen-
ti ise endişeleri iyice pekiştiriyor. Bu söy-
lentiye göre Irak Yemen'e de kimyasal silah
yerleştirmiş.
Cidde'deki yabancılara "gerginlik öoce-
si ve sonrası"na ilişkin farkları sorduğunuz-
da ilk söyledikleri şey, sokakta gezen Suu-
di Arabistanlıların sayısındaki çarpıcı azal-
ma. Aynı şekilde özellikle zenginlerin en
azından ailelerini dısarıya göndermeye baş-
ladıklannı ve bu arada dısarıya akan ser-
mayede de belli oranda artış olduğunu bil-
diriyorlar. Bununla bağlantılı olarak yurt-
dışına çıkanların beraberlerinde göturebi-
lecekleri doviz miktanna da kısıtlamalar ge-
lirildiği beürtih'yor. Bunun Cidde'de 500 do-
lar, Riyad'da ise 5 bin dolar olduğunu ifa-
de ediyorlar. tki rakam arasındaki farklılı-
ğın ise "farklı kentlerdeki faridı sermaye yo-
gunluğundan ileri geldigini" behrtiyorlar.
Ancak bunda, Cidde'ye oranla Riyad'ın po-
tansiyel cepheye yakınlığının da etkisi oldu-
ğu sanılıyor.
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ
Yaser Arafat'a öfke ve suçlamaBirleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de en açık
biçimde hissedilen tepki, FKÖ lideri Yaser Arafat'a karşı
duyulan öfke. BAE'liler, Irak'a destek veren Arafat'ı
'nankörlük'le suçluyorlar. Gazetelerde, bölgedeki Amerikan
askerlerine ilişkin tek bir habere bile rastlanmıyor.
FATİH M. YILMAZ
ABU DABt — Birleşik Arap Emirlikle-
ri'nde, guneşin doğduğu saatler, sokaklann
ölümünü de berabennde getiriyor. Sabahın
erken saatlerinden itibaren başlayan gune-
şin acımasız hükümranlığına karşın, bu top-
raklann insanları, 'havalandırma' silahıy-
la karşı koymaya çalışıyor. Evlerde, büro-
larda, resmi dairelerde başlayan zorunlu ha-
pis yaşamında, gun boyu yapılan konuşma-
lar, savaş tartışmaları, akşam saatlerinde
guneşin nobetçi bıraktığı sıcak rüzgârlara
karşın, sokaklara yansıyor. tşte o an, Abu
Dabi'de FKÖ lideri Yaser Arafafa olan kız-
gınlığı, Kuveytlilerin "ozguriük ordusunun"
çalışmalarını, BAE için savaşmaya hazır ,eo-
nullulerı, Körfez krizıne ilişkin Şeyh Zayed
Bin Sultan Al Nahyan'ın temaslarını du> u-
yorsunuz.
Basra Korfezi'ndeki savaş sıcağına bu ka-
dar yakın \e bir o kadar da uzak olan Abu
Dabi'de gundemin en onemli maddesini,
Suudi Arabistan'dakı ABD askerleri oluş-
luruyor. Kendı topraklarını da yabancı as-
kerlere açan BAE'de, gazetelerın hemen he-
men tumü, kendi ülkelerindeki ABD asker-
lerine ilişkin en küçuk bir haber bile \er-
miyorlar.
Abu Dabi'deki diplomatık goz-
lenuriler, BAE De\let Başkanı Şejh Zayed'in
gazetekrden bu konuda dikkatlı olunma-
sını istediğinı belirtıyorlar. BAE'nın gunde-
lik yaşamını gıineş kadar etkilemeyen savaş
sıcağı, Irak'a, Saddam Hüseytn'e ve FKÖ li-
deri Yaser Arafal'a gösterilen tepkilerde
kendisini ancak hissettirebiliyor.
BAE'de yaşayanların tumü, Saddam Hu-
seyin'in bir 'hırsız' olduğu konusunda hem-
fıkirler. Bu görüşe, daha once Kuveyt'le çok
sıkı bir ışbirliği içinde bulunan Şeyh Zayed-
in ulkesinde şaşmamak gerekiyor. Ancak şu
ana kadarki açıklamalarında 'tarafsız' ol-
duğunu iddıa eden Yaser Arafat'a gösteri-
len tepki, gerçekten ilginç bir ozellik tası-
yor. Kalite olarak Avrupa basınıyla boy ol-
çuşecek düzeydekı BAE gazeteleri, Yaser
Arafat'a ateş puskurup onu 'nankorluk
elmekk' suçluyorlar BAE yonetiminin go
ruşlerinı yansıtan ga/eıclerde Filistin da\a-
sma verilen maddi destek anımsatılarak
Arafat'ın hangi duşunceyle Irak'a destek
verdiği sorgulanıyor. FKÖ liderinin. krizin
oyle veya boyle çozulmesı durumunda. ar-
tık peirul zenginı ulkelerden 'birdirhem' bi-
le alamayacağı gazetelerde ileri surüluyor.
Abu Dabi'de, Irak ve FKO kadar olmasa da
Lrdun ve Yemen, ustu kapatı bir biçimde,
Saddam Hüseyin'e destek vermekle suçla-
nıyor.
Işin bir diğer ilginç yanı da Şeyh Za-
yed yonetiminin goruşlenni yansıtan bu ha-
berleri, hiç değişmeden sokakta aynen duy-
mak oluyor. Çünku Basra Körezı'nın bu sı-
cak ulkesinde yaşayanlar, hâlâ 'Efendiler
bilir' anlayışını surdurüyorlar. Tum Arap
dunyasında geçerli olan bu anlayış, BAE
1
de petro-dolar'larm etkisiyle çok daha guç-
lu bir biçimde kendisini hissettiriyor.
Abu Dabı'ye, Irak'ın, ulkelerini işgalin-
den once tunstik amaçlı olarak gelip bir da-
ha geri donemeven Kuveytliler ise BAE'ye
bağlı tum emirliklerde, sıcağın etkisinin
azaldığı saatlerde duzenledikleri gösterilerde
Saddam'ı 'lanellemeyi' surdurüyorlar. He-
men hemen hepsinin ağzından şu cumleyı
duvnıak munıkün "Kuveyt'e geri döniıp
savaşacağız." Ancak bu sozlerin gerçekleşe-
eeğine kendılennin de pek inanmadığını
gormek için kâhin olmaya gerek yok. Abu
DIŞBASIN Hcralb^Eribunc
Bush, Körfez'de aşırı tepki gösterdiABD'nin Körfez krizinde hemen askeri yığınak yapmasına
gerek yoktu. Türkiye, İran, Suriye ve Suudi Arabistan gibi
ülkeler Saddam'm yayılmacı ihtiraslarını önleyebilirler. Bu
ülkelerin toplam askeri güçleri Irak'ınkinden çok fazladır.
TED GALEN CARPENTER *
Korfez'e
Amerikan
birlıklerinin
gonderilmesi
Başkan Bush'un
pişman olabileceği
bir soğuk savaş
tepkisi idi.
Amerikalılar şimdi
gunde I milyar
dolara ve çok sayıda insanın ölmesine
yol açabilecek topyekûn bir savaş
tehlikesı ile karşı karşıyadırlar. Bush
yonetimi Amerika'yı Ortadoğu'nun
hedef adamı yapmıştır. Bu, temkinli
de\ let adamlarının kaçınmaya çatışacağı
çok tehlikeli bir statudur.
Soğuk savaş sırasında liderler sadece
ABD'nin saldırganlığı önleyebilecek bir
super guç olduğuna inanırlardı. Ama bu
goruş, Sovyetler Birliği ya da
uvdularının bir savaş çıkartabıleceği ve
ancak ABD gibi bir super gucun diğer
super gucu onleyebileceği varsayımına
dayanıyordu. Ancak gunumuzde bu
gorevı yoresel güçler yerine getirebılır
Artık ABD'nin dunya jandarmalığı
>apmasına gerek yoktur.
\Vashington. Irak'ın Kuveyt'i ışgalıne
derhal ve sert biçimde karşılık verdi.
Bush yonetıminde kimse, alternatif bir
politıkayı duşunmedi bile.
Amerikan savaş birliklerini bolgeye
yollamak gibi tehlikeli bir adıma fazla
gerek voktu. Bush vöneıimının
Saddam'ı Hitler'e ben/etme» de pek
doğru değildir Irak'm 1 milyonluk
oıdusıı hakkında cok şey soylendi. Ama
lıak utak bir ıı^uncu dunya ulkesıdır.
l'elrol bakımından /engin olmasına
kjısııı. 8 yıllık Körle/ sava>ı.
ekonomisinı yıkmıştır Kumşuları,
Irak'ın yayılmaeı amaçlarını
frenleyebilecek guçtedir. İran, Sunye.
Lrdun, Suudi VrabıMan ve lıırkivc'nııı
loplam asker saviM 1.8 milyondur Yanı
lıak'ıııkmın ık; k.ıü luık'ın 5*'ıO
lankıııa karsı. l'u ıılkderın lank savisı
99<rdır ^ ınc lı.:k m M3 sava^ jclıiK"
kar>ı. bu ulkeleı I3(HI uç<ığa sahıpîir
Bu sa>ılara, Mısır gıbı diğeı yoresel
ülkelerin yapabilcccğı katkılar dahil
değildir.
Saddam Huseyin'm Suudi Arjhjsian'da
gözü olduğu bıldirıliyor Ama Saddam,
Turkiye, l-an ve Suriye sınırlarındakı
kuvvetlerinin sayısını tehlikeli biçimde
azaltmad.ın Suudı Arabıstan'ı ış.eal
edemezdı. Saddam bu tehlikeyı
görme/likten gelemezdi. Bush yonetimi.
Saddam'm komşularına kendi aralannda
ortak bir politika saptama fırsatı
vermt-dı Arap Bııliği'ne de siyasal bir
co/ııın aranid fırsatı verılmedi.
Irak'ın onemli bir direıınıe ılc
karşılaşmadan Suudi Arabıstan'ı ışgal
edeceğinden ve meydana gelecek
kargaşada Batı'ya petrol akışının
kesileceğinden korkuluyordu Ama.
Irak'a karşı bir saldırı hazırlıği
boyutlaıına ıılasma eğiliminde olan
ABD yığınağı da peırol ar/ını tehlikcyc
duşıııcbiliı Dah<ı da kotusü, Amerikan
yıüıııa|ı. Saddam'a empervalıst Batı'ya
karşı direnen Arap kahramam rolunü
oynama fırsatını vermiştir.
busn yuııeııııııııııı ıııı diğer korkusu da,
Irak'ın Suudi Arabistan'ı işgal etmese
bile OPEC 'c egemen olacağı vc yuksek-
petrol fiyatları ile Batı'yı tehdıl cdeccğı
idı. Ekonomısı yıkıma uğramış vc 80
milvar dolar borcu olan bir ulkenın bu
şekilde davranması doğrusu tuhaf
olurdu. Bıze, aksine Irak petrol
gelirlerını arıtırmak için makul bir
lıyaiı.ın dünya piyasalanna petrol arzını
surduımeye çaiışırdı gibi geliyor. Çünku
aksine davrandığı takdırde, dunyanın
petrol tasarrufuna ve alternatif enerji
kavnaklarına yoneleceğıni bilirdi.
Uashıııgton krize balıklama dalarken
saııkı soğuk savaş sonrasında da dunya
l'derı ııldıığunu gosterme fırsatının
tikhgıml.^ı memnuıı olmuş bir hali
v;ııdıı Itu olav. 300 milyar dolarlık
s.tvuni'M butçc>ıni haklı gostermeye
ı»ılısun. ulusal guveıılık nıucsscsesini de
nu-mnıın cmıiştıı
Aııuı guııde 15 mily
buyuk biı yığınak \v
ııı.ıl olacdk lumu !•>
lıalkıınıı vıkaiın.ı uy
|2O Ağııstos)
u dolara mal olan
' .ııilyar dolara
^Jiışma Amerikan
-.,: degıldir.
Yazar Cato Enstıtusu nnc 3ıs PoıitiKa Bolumu
BaskanıO'r
Dabi'de geçiminı sağlayan bir Suriyeli, Ku-
veytlilerin, işgalden bu yana surekli olarak
bu sözleri söyledığini, ancak bir tanesinin
bile geri dönmediğini anlaüyor. BAE'ye, Su-
udi Arabistan'ı üs edinen devrik Kuveyt yo-
netiminden ulaşan son haberlere göre 'Ku-
veyt'in özgnrlük ordusu' hazır. Kuveyt'in
devrik emiri Şeyh Cabir El Ahmet El Sa-
bah'ın kardeşi Şeyh Saad El Abdullah bir
çağrı yaparak tüm Kuveytlilerin bu orduya
katılmalarını istedi. Ancak Suudi Arabis-
tan'dan gelen bu savaş çağnsı, Abu Dabi-
deki Kuveytlilerin fazla ilgisini çekmedi.
BAE'de zorunlu ikâmette bulunan Kuveyt-
liler, şimdilik Saddam'm resimlerini yakıp,
"İşgale son" diye bağırarak günlerini geçi-
receğe benziyorlar. Abu Dabi'deki bir dip-
lomat, Kuveytlilerin her işi parayla gördur-
meye alışkın olduklarını, şimdi de ABD'-
nin ve Batılı ülkelerin Irak'm üstesinden her
nasılsa geleceğini duşündüklerini söylüyor.
BAE yonetimi, her ne kadar gundelik ya-
şama savaş sıcağını ulaştırmamaya özen
gosteriyorsa da, yerel yönetim birimleri,
"tehlike kapıya dayandığında" savaşmaya
hazır olduklarına ilişkin destek mesajları-
nı Şeyh Zayed'e göndenyorlar. Suudi Ara-
bistan, ABD, ve devrik Kuveyt yönetimiyle
mesaj trafiğini yoğun bir biçimde surduren
Şeyh Zayed, bu destek mesajlarından mem-
nun görünüyor.
Ancak Şeyh Zayed, içinde bulunduğumuz
bu gergin gunlerde petrol üretimini arttırıp
petroj fîyatlannın düşmesini sağlayıp sağ-
lamamak konusunda da bir ikilemi yaşıyor.
Şeyh Zayed, Dışişleri Bakanı Raşid Abdul-
lah eliyle Suudi Arabistan Kralı Fahd'a gön-
derdiği mesajda, özellikle bu konunun uze-
rınde duruyor. Diplomatik gözlemciler,
Şe> h Zayed'in Kral Fahd'a petrol üretimini
vukseltebileceğinı belirttiğini söylüyoriar.
Ancak yıne de Şeyh Zayed'in petrol ureti-
minde belirlı bir sınırı aşamayacağı Abu
Dabi'de konuşuluyor. Suudi Arabistan, da-
ha once petrol uretimini arttırarak fiyatla-
ıın makul bir duzeye düşürulmesine çalışa-
cağını açıklamıştı. Şeyh Zayed'in önunde
bulunan sorunlardan bırisi de Körfez krızi
nedeniyle zarar gören Arap ülkelerine ucuz
petrol saglanması ve kredi açılması. Bu ko-
nuda Şeyh Zayed'in Suudi Arabistan Kralı
Fahd'a oranla pek ıstekli olmadığı, ancak
Mısır'a bu tur bir yardıma hazır olduğunu
belintiği de Abu Dabi'deki diplomasi ku-
lislerinde fısıldanıyor.