Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 AĞUSTOS 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
DT'nin ilk dönem oyunlan
• ANKARA (Cumhuriyet Burosu) — Devlet
Tiyatrolan'nın 1990-91 sezonu ilk donem oyunlan belli
oldu. Devlet Tiyatroları Genel Müdüru Bozkurt Kuruç,
dün düzenlediği basın toplantısında, sezonun ilk
döneminde 30'u yerli toplam 52 oyunun, 7 tiyatro
merkezindeki 21 sahnede sergileneceğini bildirdi. Kuruç,
programda aksamalar olacağını dikkace alarak tum sezon
repertuvarını beürlemek yerine, sahnelenmesi kesinleşmiş
oyunları açıklama yolunu seçtiklerini söyledi. 1990-91
tiyatro sezonunun ilk bölümünde Devlet Tiyatrolan'nın
sahneleyeceği oyunlar arasında Vaclav Havel'in "Şeytan
Çelmesi" de var. Ankara Devlet Tiyatrosu'nun
sahneleyeceği "Şeytan Çelmesi"ni Semih Sergen
yönetecek. Sezonun yeni oyunlan arasında Necati
Cumalı'nın "Vatan Diye", Dostoyevski'nin "Budala",
Dinçer Sümer'in "Deli Dumrul", Bertolt Brecht'in
"Kafkas Tebeşir Dairesi" gibi oyunlan bulunuyor.
Türkiye, Stockholm Fuara'nda
• ANKARA (AA) — Türkiye, İsveç'in başkenti
Stockholm'de duzenlenen 56. Kitap Fuarı'na çok sayıda
yayınla katüacak. Uluslararası Kutüphaneler Birliği
tarafından bu yıl 18-24 ağustos gunlerinde duzenlenen
fuara, Kültür Bakanhğı yayınlanndan 5628 kitap ve
dergi, diğer yayınevleri de 63 >-ayınla katılacaklar.
Türkiye'de basılan Türkçe yayınlann yanı sıra İngilizce,
Fransızca ve Almanca dillerinde basılan kitaplann da
sergileneceği fuarda, Türk standında 215 değişik kitap
bulunacak.
Başanr'ın yapıtlan müzelerde
• İZMİR (AA) — Seramik sanatçımız Bingul Başarır'ın
"Bechyne Uluslararası Seramik Sempozyumu"nda yaptığı
10 eseri, Çekoslovakya'nın çeşitli müzelerinde
sergilenecek. Temmuz ayı içinde Prag yakınlanndaki
Costalec kentinde duzenlenen sempozyumda, Türkiye'yi
temsil eden Bingul Başarır yurda döndü. Başanr,
uluslararası une sahip 11 seramikçinin sempozyum
süresince yaptıkları çalışmaların Costalec Müzesi'nde
sergilendiğini ve Çekoslovak basmının olaya geniş yer
verdiğini söyledi. Sempozyumdaki çalışmaların
Çekoslovakya'nın çeşitli müzelerinde sergileneceğini
kaydeden Başarır, yapıtların 1991 martında ise Prag
Dekoratif Sanaüar Müzesi'nde duzenlenecek bir törenle .
kamuoyuna sunulacağınuaçıkladı. Başarır, bu arada
sanatçılann Costalec'te ' Galeri H" tarafından
duzenlenen "Bır Kilo Çamur" adh bir sergiye de
katıldıklarını bildirdi.
'Zor Ölüm'ün ikincisi
• Kültür Servisi — Geçen sezon tstanbul sinemalarında
gösterime gören "Die Hard-Zor ölüm" fılminin ikincisi
dün Londra sinemalarında başladı. "Moonlighting-Mavi
Ay" dizisinden tanıdığımız Bruce Willis'i "Rambovari"
bir hava içinde izleyicinin karşısına çıkaran "Zor ölüm"
abartılı bir anlatıma sahip bir macera fılmiydi, sıradan
"iyiler kötülere karşı" konusuyla. "Zor ölüm 2"nin de
birinciden pek farkı yok. İlk fılmi yöneten John
McTiernan, bu kez yerini kendisi kadar başarılı olmayan
Renny Harlin'e bırakmış. Başrolde yine Bruce Willis var,
kötülere karşı amansızca mücadele veren dedektif
rolünde. Willis'in yanı sıra filmde ünlü oyuncu Franco
Nero ve William Sadler de rol alıyorlar.
Charles Lloyd Dörtlüsü'nün olay-albümü: Fish Out of Water
Cazda tasavvufıuı tadıCharles Lloyd
Dörtlüsü, son albümü
"Fish Out of
Water "da cazın verdiği
o bitimsiz özgürlük
içinde ve eşi az
yakalamr bir hüzünle
anlatıyor insanın evren
ortasındaki
yalnızhğını. Cazdaki
gizemli patikanın dört
yolcusu, dışarıya
kuvvetli '' başyapıtım''
sinyalleri gönderen,
yüceliği dinleyiciyi bir
saate yakın süresi
boyunca suskun kılan
bir müzik yaratmış.
YAVUZ BAYDAR
Önce, bir çağn: "Varlığın tek-
lifi"ni hüzün fıltresinden ezgile-
re suzen yapayalnız bir saksofon.
Dev bir kubbenin altında yankı-
lanan yalnızbk. Benzersiz bir dan-
tela îşler gibi, motiften motife ka-
yan, özlem duyulan dünyalann iz-
lenimleriyle dolu melodiler. Evre-
nin o mutlak sırrının -belki de-
kısmen çözüleceği, kmlcımlar gibi
ışıyıp kaybolacağı bir ayinin çağ-
rısı.
Ardından, iniltili saksofonu,
yumuşak ve cok darbelerle usul-
ca yerden kesen bir bas. Karanlık-
lardan kopup gelen gamlı bir pi-
yano.
Ve, hepsinden sonra, müziği yu-
muşak deri ve zil dokunmalany-
la gelgitler halinde sürtıklemeye
koyulan temkinü/saygıh bir davul.
Charies Lloyd Dörtlüsü, uzun
bir süredir merakla beklenen al-
bümu Fısh Out Of VVater'da
(ECM), salt caza özgu o sonsuz
özgürlük içinde ve eşi az yakala-
mr bir hüzünle anlatıyor insanın
evren ortasındaki yalnızlığını.
Cazdaki gizemli patikanın dört
yolcusu, dışarıya güçlü "başyapı-
tım" sinyalleri gönderen, yüceliği
dinleyiciyi bir saate yakın süresi
boyunca suskun kılan bir müzik
yaratmış.
Sıvı müzik. Evrensel gerçek, de-
rinliklerindeki akıntılarda gizli.
Bir "caz dervişi"nin "çfle gün-
cesi".
Albüm, Lloyd ve arkadaşlannın
geçen yıl temmuz ayında Istanbul
Festivali'ne gelmelerinden birkâç
gün önce, Oslo'da, -dünyanın en
saygın kayıt teknisyenlerinden biri
olan- Jan Erik Kongshang'un
"yönetiminde" kaydedilmişti.
Dörtlünün tstanbul konseri hak-
kında olumlu yorumlar duymuş-
tum; Oslo'ya geçmeden önce
BÜYÜYÜ YAKAI AMAK tSTEYENLER İÇİN — Cbarles Lloyd "Uslaların çalışındaki yücelik, evrensel gerçegin telaffuzudur" diyor.
Lloyd'un son albiımii biıyüyu vakalamak isteyenler için.
Stockholm'de verdikleri konser de
ortaya çıkacak yapıt hakkmda
rnüjdelerle doluydu.
Albümde sahnedekini de aşan
bir derinlik, bir ipek yumuşaklı-
ğı var. Gizemi stüdyoda yaratmış
Kongshaug: Müzik kişiyi kutsa-
yan dev bir tapınakta çalınıyor gi-
bi. "Dünya var oldukça baki"
Ayasofya'ya ödenen bir şükran
borcu da var Fish Out Of Water-
da. Lloyd'un -nedense- Hayyam'-
ın, Sadi'nin şiirini çağrıştıran altı
bestesinden hirinin adı, Haghia
Sophia. Doğu'nun, Bizans'ın gi-
zilgücünün -Türk muziğini hayli
iyi bilen Bobo Stensson'un tuşla-
rı sayesinde- müziğin alttan alta
dalgalandığı; Lloyd'un "sırlan"
önce flutuyle, ardından o son de-
rece kişisel saksofonuyla bir bir
çözumlediği Haghia Sophia, en
dip noktalarda dolaştınyor dinle-
yiciyi. Onu izleyen The Dirge de
öyle, ikinci yüzün açılış parçası
Bharati de.
Kapamş bestesi Mirror'da ise
albüm boyunca müziği belirleyen
tüm özellikler -hüzün/yüce-
lik/saygı ortak paydaları üzerin-
de özgürlük arayışı- yofunluğu uç
noktalara çıkanp kişiyi evren or-
tasında adeta "sallanüda" bırakı-
yor.
Özgürlüğü, yani gerçeği ara-
mak... Cazın hakkını caza veren
Fish Out Of Water'daki arayışı,
Lloyd, plak kapağında şöyle an-
latmış:
"Dogum yeri önemli değil, so-
run öze olaşmaktır. Ben gerçeğin,
anlamın peşine çok genç yaşta
diiştum. Cazın önemi işte o derin-
deki şeye dokunabilmesidir. L'sta-
lann çalışındaki yucelik, evrensel
gerçeğin lelaffuzudur. Guzellik,
derinlik, incelik: Ürkutucu guçler.
Saksofon gezegenimizin hal ve ah-
valini bildiğim tüm calgılardan
daha iyi anlatıyor. Daha guzel bir
diinyayı miizikte yaratabilirsiniz,
ışıklı, sonsuz bir dünyayı."
Yeni albümü için Bobo Slens-
son (piyano), Palle Danielsson
(bas) ve Jon Christensen'ı (davul)
seçen Lloyd, saksofonun Batı Ya-
kası'nda varlık sürdüren iki "der-
viş"inden biri. Öteki, Pharoah
Sanders. John Coltrane'in mürit-
leri. Sanders'ın saksofonu çığlık
atarsa, Lloyd'unki inler için için.
15 Mart 1938'de doğduğu
Memphis'te çalgısım saksofonun
"kekremsi" tatlı ustası George
Coleman'dan öğrenen, Lester Yo-
ang ve Coleman Hawldns'le yoğu-
ran Llovd, Eric Dolphy ve Colt-
rane'le aynı zaman dilimini soluk
soluğa paylaşarak benzersiz üslu-
bunu yarattı. Afrikalı, Kıalderi-
li, Moğol ve Irlandalı kanı taşıyan,
18 yaşına kadar Memphis'te gos-
pel, blues ve cazla birlikte pişen
birinden de bu beklenirdi.
1956'da Memphis'i terk ettı,
Güney Kalıforniya Üniversitesi'n-
de tezini Bartok üzerine verdi,
1960'ta Ornetta Coleman,
Don Cherry ve Dolphy gibi
"üericilerin" yoresinde buldu ken-
dısıni. Chico Hamilton'la, bura-
dan çıkarak da Macar asıllı gita-
rist Gabor Szabo ile muziksel
dostluklar kurdu. 1964-1965 ara-
sı Cannonball Adderley Alülısı ile
çalıştı ve ilk kişisel ürünlerini ver-
meye koyuldu: Discovery ve Of
Courso Of Course gibi...
Efsaneyi Keith Jarnett ve Jack
De Johnette ile kurduğu ünlü
dörtlu ile 1965'te başlattı. Can po-
puler kıldı bu dörtlü, Jimi Hend-
rix, Grateful Dead, Jefferson
Airpiane ve Cream ile aynı sahne-
leri paylaşacak kadar.
Ruhsal annma tutkusu ağır ba-
sınca, ününun doruğa ulaştığı bir
sırada, 1969'dan itibaren her ge-
çen yıl artan ölçude inzivaya çe-
kilmeye başladı sonra. 1973'te de
Henry Miller'ın, Langston Hug-
hes'un, Kerouac'ın, Ferlinghetti-
nin "sığınagı" olan Big Sur böl-
gesine yerleşti. Sonra, caza on yıl-
lık bir aradan sonra yine olay ya-
ratarak, bır "küçük prens"le, cü-
ce pjyanist Michel Petrucdani ile
döndü.
Sonra yine sessizlik. Ve dinlen-
menin süzgecinden geçmiş bir al-
büm: Fish Out Of Water. Büyü-
yü yakalamak isteyenler için en-
fes bir seçim. Kasetini Türkiye'de
çıkarmamak bir suç -bile- sayıla-
büir. Olay-albümler dinlenmek is-
terler.
YÖK1
e hayır! Krizin faturası
Rektörlerın emriyle yaptırılan
ve sonuçları gizli tutulan
ankete göre, öğretim
üyelerinin ezicı çoğunluğu
YÖKe karşı.
Devlet Bakanı Güneş Taner,
Körfez krızinın faturasını
açıkladı: Enflasyon yüzde 10
oranında farkeder...Savaşın bize
maliyetı 4 mılyar dolar...
Bankalardaki paraların bloke
edilmesi sözkonusu değil.
Rusya'nın
yıkılan
auvarları
Rock konserlerı, erotık
dansorlerı. McDonalds
dükkanının uzayıp giden
kuyrukları. motosikletli çetelerı,
Hara Krişna ayinleri..."Artık
Moskova nın Batı dünyasının
metropollerinden farkı
kalmadı" diyenlerin
fotoğratları.
KIMYASAL SAVAŞ
KAPIMIZDA...Ortadoğu kızışıp, kimyasal savaş tehlikesi büyürken, Türkiye
hazirtıksız.. .Sivtt Savunma teşkilatı heniiz broşiir bile bastıra-
madı... Gaz maskeleri sadece ordunun elinde var...Özel elbise
üretmiyoruz...Kimyasal silatıa karşı panzehirimiz ve
uzmanlaşmış hastanemiz de yok...Peki, korunmak için ne
yapabiliriz?
Doğa
yiıruyuşçuleri
Trekkmg Türkiye'de hızla
yayılıyor. Sorunlarıyla,
zevklerryle, dağları yürüyerek
aşanların öyküsü...
"TRT kendini
yiyecek"
Genç ve yaratıcı yayıncı
adaylarını TRT de neler beklıyor?
Gökkuşağı programım •
hazırlayanlardan, sunucu Alp
Buğdaycı MagıcBoxageçerken,
bir ahtapota" benzettığı TRT'yi
anlattı.
• Al Baraka Meryem Ana
heykelini nasıl kaybetti? Hem
de İstanbul'un göbeğınde...
• Kültür Bakanlığının
sinemacılara dağrttığı
paranın etrafında kopan
lırtına. Filmi geçenler
geçmeyenter. para alanlar
alamayanlar.32 kısım tekmili
birden.
• Evde oturup yemek yapan,
ortalığı temizleyip camları
silen bir manken: Sibel Tan
• Bugüniın robotları:
Teknoloji "2000 yılı robotların
yılı olacak" diyenleri
utandırıyor.
fiöktaKİMYASAl SAVAS
KAPIMIZDA '
n@KtaHAFTAUK HABER DERGİSİ
TevfıkFikret'in ölümünün 75. yıldönümü
Aşiyan'da 75 yıl sonra
Tevfik Fikret, son
yıllarını geçirdiği
Rumelihisarı
yamacındaki bu eve
Farsça"yuva"
anlamına gelen
"Aşiyan" adını
vermişti. Şuanda
onanmı sürmekte olan
Fikret'in müze-evi,
1945 yılında İstanbul
Belediyesi tarafından
satın alınarak müze
haline getirilmişti.
REFİK DURBAŞ
"Ölmeden bir saat kadar önce,
yanında duran kansımn elini sık-
mış, öpmiiş eii ve 'Artık yıkılı^o-
nım...' demiş. Sağ yanına yatmış,
sakin bir uyku içinde bir iki kere
'Yavrum! Yavrum! Yavrum!' de-
miş ve gitmiş koca Fikret. Ölüm
döşeginde ziyarete gelenlere Fik-
ret'in yuzü. yorgun bir kahrama-
nın yıizii gibi görünmiiş."
A. Kadir, Tevfik Fikret'in öldu-
ğu -eceyi böyle anlatıyor. Tarih 19
Ağustos 1915. Şairin ölümünün
üzerinden tam 75 yıl geçmiş. 75 yıl
sonra Aşiyan'ına gittim. Bugün
müze olarak kullanılan "yuva"sı
onarım nedeniyle kapalı. Yetkili-
ler bir ay kadar sonra yeniden zi-
yarete açılacağını söylediler.
Gerçekten duvarlar beyaza bo-
yanmış. Bahçeye beyaz sandalye-
ler konmuj, yokuş çıkan ziyaret-
çiler yorgunluklannı gidersinler
diye... Birinci kattaki Edebiyat-ı
Cedide ve Şair Nigâr Hanım'ın
odası yeniden duzenleniyor, ikin-
ci kattaki Tevfik Fikret bölilmü
de...
Şairin mezarı önünde durup
mezarı başındaki kitabesinin son
iki dizesini okuyorum:
"Sen bari anladın mı, sen ey
kalb-i zi-huzur
Hep taş >üreklerin neye âlem-
de şevk-u sûr?"
Aşıyan'daki mezanmn başında-
ki bir kayaya kendi eliyle yazıp ka-
zıtmış bu şiiri. Kemikleri ölümun-
den 46 yıl sonra, 1961'de Eyüp'te-
ki mezarından alınıp bu bahçeye
gömulmüş.
Ölümünden 75 yıl sonra "yuva"
sında şiirine bakıyorum Fikret'in.
Üzerine kırka yakın kitap yanlmış
şairin. Kimi Mehmet Kaplan gibi
onu "şiir sanatının bütün vasıta-
lannı ustalıkla kullanan bir şair"
olarak değerlendirmiş, kimi Sabi-
ba Sertel gibi şairliğinden çok 'ile-
rici, insaniyetçi, devriraci" nitelik-
MÜZE-YL VA — Tevfik Fikret evi ve Edebiyat-ı Cedide Mözesi bir
ay sonra ziyarete açılacak.
leri üzerinde durmuş...
Gunümuz şairi için ne söyleye-
bihr Fikret'in şiiri?
Sanırım bunun en akla yatkın
yanıtı Cemal Süreya'nın:
"Fikret bu çevrenin kendisi
hakkındaki yorumuna inanraak
yanhşını yaptı. Bir şair değil, bir
aktüalite, bir öğretmen, bir ihtifal
oldu. Ve bir aktüalite, bir öğret-
men, bir ihtifal olarak kaldı. Bo-
gün bir malzerae bile değil. Bir ib-
ret belki. Tabii şairler ve şiirin so-
luğunu canında duymak isteyen-
ler için." (Şapkam Dolu Çiçekle,
s. 87, 1978)
Cemal Süreya'nın "bir malzeme
bile degil" sözu oldukça anlamlı.
Çünkü yine sormak gerekir, tu-
günkü dile çevrilen şiirleri günu-
müzün hangi şairlerini etkiledi?
Amacım, 75. olüm yıhnda Fik-
ret'in şiirini tartışmak değil, yeni-
den gundeme getırmek de...
Şiiri üzerine hemen hemen her
şey yazüdı, üzenne kitaplar yayım-
landı. Gerek gunumüz Turkçesiy-
le, gerek kendi kaleminden çıkmış
şiirleri okurlann gözu önünde yıl-
lardır. Ama şairin 75..ölüm yılın-
da şu yapılamaz mıydı? Yeniden
duzenlenmeye çalışılan müzesi,
daha doğrusu "ynva"sı bugün ona
"gönül \erenler" adına hizmete
açılamaz mıydı? Aşiyan İstanbul
Belediyesi'ne bağü. Aşi>
ı
an'm ona-
rımdan sonra açılışı Fikret'in 75.
ölum >ilına denk getirilse bu hem
belediye adına bir kazanç hem de
bir şairi anmanın vesilesi olamaz
mıydı?
Tevfik Fikret öleli 75 yıl olmuş.
Ne diyordu şair, "Han-ı Yağma"-
nın bir dizesınde: "Bu harmanın
gelir sonu..."
Ne yapalım, bır ay kadar son-
ra da "yuva"nın açılışı bir daha
yazılır bır şairi anarak...
Cazcı Pearl
Bailey öldti
• PHILADELPHIA (AA)
— Amerikan caz
dünyasının yetiştirdiği en
ünlü siyah kadın
şarkıcılardan Pearl Bailey,
Philadelphia'daki Thomas
Jefferson Hastanesi'nde
öldü. Unutulmaz müzikal
"HeUo DoUy"deki rolü Ue
zirveye ulaşan Bailey'in
ölüm nedeni açıklanmadı.
Ancak 72 yaşındaki
şarkıcımn 60'h yıllardan bu
yana kalbinden rabatsız
olduğu beurtüdi. 1918
yılında Virginia'da doğan
Bailey, 15 yaşında sanat
yaşamına başladı. 1933
yılında katıldığı amatör bir
şarkı yarışmasında ünlü
cazcılarından Ella
Fitzgerald ve Sarah
Vaughan'ı başan ile taklit
etmesi kendisine şöhret
yolunu açtı.
'Rüşdü' filmi
yasak değil
• LONDRA (AA) —
İngiliz Video Üst Denetim
Komitesi, "Şeytan Ayetleri"
kitabının yazarı Salman
Rüşdü ile ilgili
"International Guerillas"
adh fılme tngüiz Sansür
Kunılu tarafından konan
yasağı kaldırdı. Bizzat
Salman Ruşdü tarafından
fılme konan yasağın
kaldınlması için yapılan
başvurudan sonra, kararın
oybirliği ile alındığı
belirtildi. Rüşdü adına
komitede okunan
başvuruda, "Müslüman
olan ve olmayan seyirciler,
bu filmin çarpıtılmîş,
başansız bir çöp yığını
olduğunu anlayacaklardır"
denildi. Pakistan yapımı
filmde, uluslararası bir
şebekenin lslamı eleştiren
bir kitabı destekleyerek
Müslüman dünyasını
istikrarsızlaştırmaya
çalışması anlatüıyoc
Savaş Büke
Almancada
• Kültür Servisi — Savaş
Büke'nin "lUe de Radyo"
adh öyküsü AJmancaya
çevrildi. Büke'nin öyküsü,
Deutscher Taschenbuch
Verlag'ın yayımladığı
"Çağdaş Türk Öyküleri"
adh kitapta yer ahyor. Bu
kitabın üniversitelerdeki
Türkoloji bölumlerinde
yardımcı ders kitabı olarak
da kullanılacağı bıldirildi.
İlk baskısı 7500 olan
"Çağdaş Türk
öyküleri"nde farkh Türk
yazarların öyküleri
sunuluyor. Savaş Büke'nin
son olarak ülkemizde
"Hamfendi Tktilden
Döndüler" adh kitabı
yayımlanmıştı.
Güleryüz'ün
ögrencileri
• İSTANBUL (tÜNA) —
Ressam Mehmet
Güleryüz'ün iki yıldan bu
yana Bilsak'ta resim eğitimi
verdiği öğrencileri sonbahar
aylarında bir sergi açmaya
haarlanıyorlar. Mehmet
Güleryüz, 20'yi bulan
öğrencilerinin çalışmalannı
sergilemekle vermek istediği
mesleki eğitimin sonuçlarını
beürlemeye çalıştığını
söylüyor. Güleryüz,
"Çalışmalarımızda farklı
bir yaklaşım söz konusu.
Her yaştan insanı onlardan
herhangi bir ön hazırhk
beklemeden kendi
sistemimle mesleki bir
eğitime tabi tuttum.
Sonuçlar için fazla aceleci
davranmadık. Eğitimin
devrelerini en iyi şekilde
yansıtabilmek için kapsamh
bir sergi açmaya karar '
verdik" diyor.
Grup Iforum
GemlikHe
• BURSA (Cumhuriyet
Biirosu) — Grup Yorum
Gemlik'te bir konser
verecek. 24 ağustos cuma
günü saat 19.00'da Akyıldız
Çay Bahçesi'nde
duzenlenecek konser,
Gemlik'te yayımlanan
haftahk "Körfeze Bakış"
gazetesinin girişimi ile
gerçekleştirilecek.
Prof.
Cahen'den
• ANKARA (AA) —
İslam tarihi üzerine
araştırmalanyla tanınan
Prof. Claude Cahen'uı
"Doğuşundan Osmanlı
Devletinin Kuruluşuna
Kadar İslamiyet" adh kitabı
Bilgi Yayınevi tarafından
piyasaya çıkarıldı.
Müslümanlıktan önce
Araplan, Arap İslam
devletinin kuruluşunu
anlatan kitapta, İslam
kültürüne önyargıyla bakan
ortamda yetişmiş bir bilim
adamının nesnel
değerlendirmeleri yer altyor.