04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 AĞUSTOS 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 DT'nin ilk dönem oyunlan • ANKARA (Cumhuriyet Burosu) — Devlet Tiyatrolan'nın 1990-91 sezonu ilk donem oyunlan belli oldu. Devlet Tiyatroları Genel Müdüru Bozkurt Kuruç, dün düzenlediği basın toplantısında, sezonun ilk döneminde 30'u yerli toplam 52 oyunun, 7 tiyatro merkezindeki 21 sahnede sergileneceğini bildirdi. Kuruç, programda aksamalar olacağını dikkace alarak tum sezon repertuvarını beürlemek yerine, sahnelenmesi kesinleşmiş oyunları açıklama yolunu seçtiklerini söyledi. 1990-91 tiyatro sezonunun ilk bölümünde Devlet Tiyatrolan'nın sahneleyeceği oyunlar arasında Vaclav Havel'in "Şeytan Çelmesi" de var. Ankara Devlet Tiyatrosu'nun sahneleyeceği "Şeytan Çelmesi"ni Semih Sergen yönetecek. Sezonun yeni oyunlan arasında Necati Cumalı'nın "Vatan Diye", Dostoyevski'nin "Budala", Dinçer Sümer'in "Deli Dumrul", Bertolt Brecht'in "Kafkas Tebeşir Dairesi" gibi oyunlan bulunuyor. Türkiye, Stockholm Fuara'nda • ANKARA (AA) — Türkiye, İsveç'in başkenti Stockholm'de duzenlenen 56. Kitap Fuarı'na çok sayıda yayınla katüacak. Uluslararası Kutüphaneler Birliği tarafından bu yıl 18-24 ağustos gunlerinde duzenlenen fuara, Kültür Bakanhğı yayınlanndan 5628 kitap ve dergi, diğer yayınevleri de 63 >-ayınla katılacaklar. Türkiye'de basılan Türkçe yayınlann yanı sıra İngilizce, Fransızca ve Almanca dillerinde basılan kitaplann da sergileneceği fuarda, Türk standında 215 değişik kitap bulunacak. Başanr'ın yapıtlan müzelerde • İZMİR (AA) — Seramik sanatçımız Bingul Başarır'ın "Bechyne Uluslararası Seramik Sempozyumu"nda yaptığı 10 eseri, Çekoslovakya'nın çeşitli müzelerinde sergilenecek. Temmuz ayı içinde Prag yakınlanndaki Costalec kentinde duzenlenen sempozyumda, Türkiye'yi temsil eden Bingul Başarır yurda döndü. Başanr, uluslararası une sahip 11 seramikçinin sempozyum süresince yaptıkları çalışmaların Costalec Müzesi'nde sergilendiğini ve Çekoslovak basmının olaya geniş yer verdiğini söyledi. Sempozyumdaki çalışmaların Çekoslovakya'nın çeşitli müzelerinde sergileneceğini kaydeden Başarır, yapıtların 1991 martında ise Prag Dekoratif Sanaüar Müzesi'nde duzenlenecek bir törenle . kamuoyuna sunulacağınuaçıkladı. Başarır, bu arada sanatçılann Costalec'te ' Galeri H" tarafından duzenlenen "Bır Kilo Çamur" adh bir sergiye de katıldıklarını bildirdi. 'Zor Ölüm'ün ikincisi • Kültür Servisi — Geçen sezon tstanbul sinemalarında gösterime gören "Die Hard-Zor ölüm" fılminin ikincisi dün Londra sinemalarında başladı. "Moonlighting-Mavi Ay" dizisinden tanıdığımız Bruce Willis'i "Rambovari" bir hava içinde izleyicinin karşısına çıkaran "Zor ölüm" abartılı bir anlatıma sahip bir macera fılmiydi, sıradan "iyiler kötülere karşı" konusuyla. "Zor ölüm 2"nin de birinciden pek farkı yok. İlk fılmi yöneten John McTiernan, bu kez yerini kendisi kadar başarılı olmayan Renny Harlin'e bırakmış. Başrolde yine Bruce Willis var, kötülere karşı amansızca mücadele veren dedektif rolünde. Willis'in yanı sıra filmde ünlü oyuncu Franco Nero ve William Sadler de rol alıyorlar. Charles Lloyd Dörtlüsü'nün olay-albümü: Fish Out of Water Cazda tasavvufıuı tadıCharles Lloyd Dörtlüsü, son albümü "Fish Out of Water "da cazın verdiği o bitimsiz özgürlük içinde ve eşi az yakalamr bir hüzünle anlatıyor insanın evren ortasındaki yalnızhğını. Cazdaki gizemli patikanın dört yolcusu, dışarıya kuvvetli '' başyapıtım'' sinyalleri gönderen, yüceliği dinleyiciyi bir saate yakın süresi boyunca suskun kılan bir müzik yaratmış. YAVUZ BAYDAR Önce, bir çağn: "Varlığın tek- lifi"ni hüzün fıltresinden ezgile- re suzen yapayalnız bir saksofon. Dev bir kubbenin altında yankı- lanan yalnızbk. Benzersiz bir dan- tela îşler gibi, motiften motife ka- yan, özlem duyulan dünyalann iz- lenimleriyle dolu melodiler. Evre- nin o mutlak sırrının -belki de- kısmen çözüleceği, kmlcımlar gibi ışıyıp kaybolacağı bir ayinin çağ- rısı. Ardından, iniltili saksofonu, yumuşak ve cok darbelerle usul- ca yerden kesen bir bas. Karanlık- lardan kopup gelen gamlı bir pi- yano. Ve, hepsinden sonra, müziği yu- muşak deri ve zil dokunmalany- la gelgitler halinde sürtıklemeye koyulan temkinü/saygıh bir davul. Charies Lloyd Dörtlüsü, uzun bir süredir merakla beklenen al- bümu Fısh Out Of VVater'da (ECM), salt caza özgu o sonsuz özgürlük içinde ve eşi az yakala- mr bir hüzünle anlatıyor insanın evren ortasındaki yalnızlığını. Cazdaki gizemli patikanın dört yolcusu, dışarıya güçlü "başyapı- tım" sinyalleri gönderen, yüceliği dinleyiciyi bir saate yakın süresi boyunca suskun kılan bir müzik yaratmış. Sıvı müzik. Evrensel gerçek, de- rinliklerindeki akıntılarda gizli. Bir "caz dervişi"nin "çfle gün- cesi". Albüm, Lloyd ve arkadaşlannın geçen yıl temmuz ayında Istanbul Festivali'ne gelmelerinden birkâç gün önce, Oslo'da, -dünyanın en saygın kayıt teknisyenlerinden biri olan- Jan Erik Kongshang'un "yönetiminde" kaydedilmişti. Dörtlünün tstanbul konseri hak- kında olumlu yorumlar duymuş- tum; Oslo'ya geçmeden önce BÜYÜYÜ YAKAI AMAK tSTEYENLER İÇİN — Cbarles Lloyd "Uslaların çalışındaki yücelik, evrensel gerçegin telaffuzudur" diyor. Lloyd'un son albiımii biıyüyu vakalamak isteyenler için. Stockholm'de verdikleri konser de ortaya çıkacak yapıt hakkmda rnüjdelerle doluydu. Albümde sahnedekini de aşan bir derinlik, bir ipek yumuşaklı- ğı var. Gizemi stüdyoda yaratmış Kongshaug: Müzik kişiyi kutsa- yan dev bir tapınakta çalınıyor gi- bi. "Dünya var oldukça baki" Ayasofya'ya ödenen bir şükran borcu da var Fish Out Of Water- da. Lloyd'un -nedense- Hayyam'- ın, Sadi'nin şiirini çağrıştıran altı bestesinden hirinin adı, Haghia Sophia. Doğu'nun, Bizans'ın gi- zilgücünün -Türk muziğini hayli iyi bilen Bobo Stensson'un tuşla- rı sayesinde- müziğin alttan alta dalgalandığı; Lloyd'un "sırlan" önce flutuyle, ardından o son de- rece kişisel saksofonuyla bir bir çözumlediği Haghia Sophia, en dip noktalarda dolaştınyor dinle- yiciyi. Onu izleyen The Dirge de öyle, ikinci yüzün açılış parçası Bharati de. Kapamş bestesi Mirror'da ise albüm boyunca müziği belirleyen tüm özellikler -hüzün/yüce- lik/saygı ortak paydaları üzerin- de özgürlük arayışı- yofunluğu uç noktalara çıkanp kişiyi evren or- tasında adeta "sallanüda" bırakı- yor. Özgürlüğü, yani gerçeği ara- mak... Cazın hakkını caza veren Fish Out Of Water'daki arayışı, Lloyd, plak kapağında şöyle an- latmış: "Dogum yeri önemli değil, so- run öze olaşmaktır. Ben gerçeğin, anlamın peşine çok genç yaşta diiştum. Cazın önemi işte o derin- deki şeye dokunabilmesidir. L'sta- lann çalışındaki yucelik, evrensel gerçeğin lelaffuzudur. Guzellik, derinlik, incelik: Ürkutucu guçler. Saksofon gezegenimizin hal ve ah- valini bildiğim tüm calgılardan daha iyi anlatıyor. Daha guzel bir diinyayı miizikte yaratabilirsiniz, ışıklı, sonsuz bir dünyayı." Yeni albümü için Bobo Slens- son (piyano), Palle Danielsson (bas) ve Jon Christensen'ı (davul) seçen Lloyd, saksofonun Batı Ya- kası'nda varlık sürdüren iki "der- viş"inden biri. Öteki, Pharoah Sanders. John Coltrane'in mürit- leri. Sanders'ın saksofonu çığlık atarsa, Lloyd'unki inler için için. 15 Mart 1938'de doğduğu Memphis'te çalgısım saksofonun "kekremsi" tatlı ustası George Coleman'dan öğrenen, Lester Yo- ang ve Coleman Hawldns'le yoğu- ran Llovd, Eric Dolphy ve Colt- rane'le aynı zaman dilimini soluk soluğa paylaşarak benzersiz üslu- bunu yarattı. Afrikalı, Kıalderi- li, Moğol ve Irlandalı kanı taşıyan, 18 yaşına kadar Memphis'te gos- pel, blues ve cazla birlikte pişen birinden de bu beklenirdi. 1956'da Memphis'i terk ettı, Güney Kalıforniya Üniversitesi'n- de tezini Bartok üzerine verdi, 1960'ta Ornetta Coleman, Don Cherry ve Dolphy gibi "üericilerin" yoresinde buldu ken- dısıni. Chico Hamilton'la, bura- dan çıkarak da Macar asıllı gita- rist Gabor Szabo ile muziksel dostluklar kurdu. 1964-1965 ara- sı Cannonball Adderley Alülısı ile çalıştı ve ilk kişisel ürünlerini ver- meye koyuldu: Discovery ve Of Courso Of Course gibi... Efsaneyi Keith Jarnett ve Jack De Johnette ile kurduğu ünlü dörtlu ile 1965'te başlattı. Can po- puler kıldı bu dörtlü, Jimi Hend- rix, Grateful Dead, Jefferson Airpiane ve Cream ile aynı sahne- leri paylaşacak kadar. Ruhsal annma tutkusu ağır ba- sınca, ününun doruğa ulaştığı bir sırada, 1969'dan itibaren her ge- çen yıl artan ölçude inzivaya çe- kilmeye başladı sonra. 1973'te de Henry Miller'ın, Langston Hug- hes'un, Kerouac'ın, Ferlinghetti- nin "sığınagı" olan Big Sur böl- gesine yerleşti. Sonra, caza on yıl- lık bir aradan sonra yine olay ya- ratarak, bır "küçük prens"le, cü- ce pjyanist Michel Petrucdani ile döndü. Sonra yine sessizlik. Ve dinlen- menin süzgecinden geçmiş bir al- büm: Fish Out Of Water. Büyü- yü yakalamak isteyenler için en- fes bir seçim. Kasetini Türkiye'de çıkarmamak bir suç -bile- sayıla- büir. Olay-albümler dinlenmek is- terler. YÖK1 e hayır! Krizin faturası Rektörlerın emriyle yaptırılan ve sonuçları gizli tutulan ankete göre, öğretim üyelerinin ezicı çoğunluğu YÖKe karşı. Devlet Bakanı Güneş Taner, Körfez krızinın faturasını açıkladı: Enflasyon yüzde 10 oranında farkeder...Savaşın bize maliyetı 4 mılyar dolar... Bankalardaki paraların bloke edilmesi sözkonusu değil. Rusya'nın yıkılan auvarları Rock konserlerı, erotık dansorlerı. McDonalds dükkanının uzayıp giden kuyrukları. motosikletli çetelerı, Hara Krişna ayinleri..."Artık Moskova nın Batı dünyasının metropollerinden farkı kalmadı" diyenlerin fotoğratları. KIMYASAL SAVAŞ KAPIMIZDA...Ortadoğu kızışıp, kimyasal savaş tehlikesi büyürken, Türkiye hazirtıksız.. .Sivtt Savunma teşkilatı heniiz broşiir bile bastıra- madı... Gaz maskeleri sadece ordunun elinde var...Özel elbise üretmiyoruz...Kimyasal silatıa karşı panzehirimiz ve uzmanlaşmış hastanemiz de yok...Peki, korunmak için ne yapabiliriz? Doğa yiıruyuşçuleri Trekkmg Türkiye'de hızla yayılıyor. Sorunlarıyla, zevklerryle, dağları yürüyerek aşanların öyküsü... "TRT kendini yiyecek" Genç ve yaratıcı yayıncı adaylarını TRT de neler beklıyor? Gökkuşağı programım • hazırlayanlardan, sunucu Alp Buğdaycı MagıcBoxageçerken, bir ahtapota" benzettığı TRT'yi anlattı. • Al Baraka Meryem Ana heykelini nasıl kaybetti? Hem de İstanbul'un göbeğınde... • Kültür Bakanlığının sinemacılara dağrttığı paranın etrafında kopan lırtına. Filmi geçenler geçmeyenter. para alanlar alamayanlar.32 kısım tekmili birden. • Evde oturup yemek yapan, ortalığı temizleyip camları silen bir manken: Sibel Tan • Bugüniın robotları: Teknoloji "2000 yılı robotların yılı olacak" diyenleri utandırıyor. fiöktaKİMYASAl SAVAS KAPIMIZDA ' n@KtaHAFTAUK HABER DERGİSİ TevfıkFikret'in ölümünün 75. yıldönümü Aşiyan'da 75 yıl sonra Tevfik Fikret, son yıllarını geçirdiği Rumelihisarı yamacındaki bu eve Farsça"yuva" anlamına gelen "Aşiyan" adını vermişti. Şuanda onanmı sürmekte olan Fikret'in müze-evi, 1945 yılında İstanbul Belediyesi tarafından satın alınarak müze haline getirilmişti. REFİK DURBAŞ "Ölmeden bir saat kadar önce, yanında duran kansımn elini sık- mış, öpmiiş eii ve 'Artık yıkılı^o- nım...' demiş. Sağ yanına yatmış, sakin bir uyku içinde bir iki kere 'Yavrum! Yavrum! Yavrum!' de- miş ve gitmiş koca Fikret. Ölüm döşeginde ziyarete gelenlere Fik- ret'in yuzü. yorgun bir kahrama- nın yıizii gibi görünmiiş." A. Kadir, Tevfik Fikret'in öldu- ğu -eceyi böyle anlatıyor. Tarih 19 Ağustos 1915. Şairin ölümünün üzerinden tam 75 yıl geçmiş. 75 yıl sonra Aşiyan'ına gittim. Bugün müze olarak kullanılan "yuva"sı onarım nedeniyle kapalı. Yetkili- ler bir ay kadar sonra yeniden zi- yarete açılacağını söylediler. Gerçekten duvarlar beyaza bo- yanmış. Bahçeye beyaz sandalye- ler konmuj, yokuş çıkan ziyaret- çiler yorgunluklannı gidersinler diye... Birinci kattaki Edebiyat-ı Cedide ve Şair Nigâr Hanım'ın odası yeniden duzenleniyor, ikin- ci kattaki Tevfik Fikret bölilmü de... Şairin mezarı önünde durup mezarı başındaki kitabesinin son iki dizesini okuyorum: "Sen bari anladın mı, sen ey kalb-i zi-huzur Hep taş >üreklerin neye âlem- de şevk-u sûr?" Aşıyan'daki mezanmn başında- ki bir kayaya kendi eliyle yazıp ka- zıtmış bu şiiri. Kemikleri ölümun- den 46 yıl sonra, 1961'de Eyüp'te- ki mezarından alınıp bu bahçeye gömulmüş. Ölümünden 75 yıl sonra "yuva" sında şiirine bakıyorum Fikret'in. Üzerine kırka yakın kitap yanlmış şairin. Kimi Mehmet Kaplan gibi onu "şiir sanatının bütün vasıta- lannı ustalıkla kullanan bir şair" olarak değerlendirmiş, kimi Sabi- ba Sertel gibi şairliğinden çok 'ile- rici, insaniyetçi, devriraci" nitelik- MÜZE-YL VA — Tevfik Fikret evi ve Edebiyat-ı Cedide Mözesi bir ay sonra ziyarete açılacak. leri üzerinde durmuş... Gunümuz şairi için ne söyleye- bihr Fikret'in şiiri? Sanırım bunun en akla yatkın yanıtı Cemal Süreya'nın: "Fikret bu çevrenin kendisi hakkındaki yorumuna inanraak yanhşını yaptı. Bir şair değil, bir aktüalite, bir öğretmen, bir ihtifal oldu. Ve bir aktüalite, bir öğret- men, bir ihtifal olarak kaldı. Bo- gün bir malzerae bile değil. Bir ib- ret belki. Tabii şairler ve şiirin so- luğunu canında duymak isteyen- ler için." (Şapkam Dolu Çiçekle, s. 87, 1978) Cemal Süreya'nın "bir malzeme bile degil" sözu oldukça anlamlı. Çünkü yine sormak gerekir, tu- günkü dile çevrilen şiirleri günu- müzün hangi şairlerini etkiledi? Amacım, 75. olüm yıhnda Fik- ret'in şiirini tartışmak değil, yeni- den gundeme getırmek de... Şiiri üzerine hemen hemen her şey yazüdı, üzenne kitaplar yayım- landı. Gerek gunumüz Turkçesiy- le, gerek kendi kaleminden çıkmış şiirleri okurlann gözu önünde yıl- lardır. Ama şairin 75..ölüm yılın- da şu yapılamaz mıydı? Yeniden duzenlenmeye çalışılan müzesi, daha doğrusu "ynva"sı bugün ona "gönül \erenler" adına hizmete açılamaz mıydı? Aşiyan İstanbul Belediyesi'ne bağü. Aşi> ı an'm ona- rımdan sonra açılışı Fikret'in 75. ölum >ilına denk getirilse bu hem belediye adına bir kazanç hem de bir şairi anmanın vesilesi olamaz mıydı? Tevfik Fikret öleli 75 yıl olmuş. Ne diyordu şair, "Han-ı Yağma"- nın bir dizesınde: "Bu harmanın gelir sonu..." Ne yapalım, bır ay kadar son- ra da "yuva"nın açılışı bir daha yazılır bır şairi anarak... Cazcı Pearl Bailey öldti • PHILADELPHIA (AA) — Amerikan caz dünyasının yetiştirdiği en ünlü siyah kadın şarkıcılardan Pearl Bailey, Philadelphia'daki Thomas Jefferson Hastanesi'nde öldü. Unutulmaz müzikal "HeUo DoUy"deki rolü Ue zirveye ulaşan Bailey'in ölüm nedeni açıklanmadı. Ancak 72 yaşındaki şarkıcımn 60'h yıllardan bu yana kalbinden rabatsız olduğu beurtüdi. 1918 yılında Virginia'da doğan Bailey, 15 yaşında sanat yaşamına başladı. 1933 yılında katıldığı amatör bir şarkı yarışmasında ünlü cazcılarından Ella Fitzgerald ve Sarah Vaughan'ı başan ile taklit etmesi kendisine şöhret yolunu açtı. 'Rüşdü' filmi yasak değil • LONDRA (AA) — İngiliz Video Üst Denetim Komitesi, "Şeytan Ayetleri" kitabının yazarı Salman Rüşdü ile ilgili "International Guerillas" adh fılme tngüiz Sansür Kunılu tarafından konan yasağı kaldırdı. Bizzat Salman Ruşdü tarafından fılme konan yasağın kaldınlması için yapılan başvurudan sonra, kararın oybirliği ile alındığı belirtildi. Rüşdü adına komitede okunan başvuruda, "Müslüman olan ve olmayan seyirciler, bu filmin çarpıtılmîş, başansız bir çöp yığını olduğunu anlayacaklardır" denildi. Pakistan yapımı filmde, uluslararası bir şebekenin lslamı eleştiren bir kitabı destekleyerek Müslüman dünyasını istikrarsızlaştırmaya çalışması anlatüıyoc Savaş Büke Almancada • Kültür Servisi — Savaş Büke'nin "lUe de Radyo" adh öyküsü AJmancaya çevrildi. Büke'nin öyküsü, Deutscher Taschenbuch Verlag'ın yayımladığı "Çağdaş Türk Öyküleri" adh kitapta yer ahyor. Bu kitabın üniversitelerdeki Türkoloji bölumlerinde yardımcı ders kitabı olarak da kullanılacağı bıldirildi. İlk baskısı 7500 olan "Çağdaş Türk öyküleri"nde farkh Türk yazarların öyküleri sunuluyor. Savaş Büke'nin son olarak ülkemizde "Hamfendi Tktilden Döndüler" adh kitabı yayımlanmıştı. Güleryüz'ün ögrencileri • İSTANBUL (tÜNA) — Ressam Mehmet Güleryüz'ün iki yıldan bu yana Bilsak'ta resim eğitimi verdiği öğrencileri sonbahar aylarında bir sergi açmaya haarlanıyorlar. Mehmet Güleryüz, 20'yi bulan öğrencilerinin çalışmalannı sergilemekle vermek istediği mesleki eğitimin sonuçlarını beürlemeye çalıştığını söylüyor. Güleryüz, "Çalışmalarımızda farklı bir yaklaşım söz konusu. Her yaştan insanı onlardan herhangi bir ön hazırhk beklemeden kendi sistemimle mesleki bir eğitime tabi tuttum. Sonuçlar için fazla aceleci davranmadık. Eğitimin devrelerini en iyi şekilde yansıtabilmek için kapsamh bir sergi açmaya karar ' verdik" diyor. Grup Iforum GemlikHe • BURSA (Cumhuriyet Biirosu) — Grup Yorum Gemlik'te bir konser verecek. 24 ağustos cuma günü saat 19.00'da Akyıldız Çay Bahçesi'nde duzenlenecek konser, Gemlik'te yayımlanan haftahk "Körfeze Bakış" gazetesinin girişimi ile gerçekleştirilecek. Prof. Cahen'den • ANKARA (AA) — İslam tarihi üzerine araştırmalanyla tanınan Prof. Claude Cahen'uı "Doğuşundan Osmanlı Devletinin Kuruluşuna Kadar İslamiyet" adh kitabı Bilgi Yayınevi tarafından piyasaya çıkarıldı. Müslümanlıktan önce Araplan, Arap İslam devletinin kuruluşunu anlatan kitapta, İslam kültürüne önyargıyla bakan ortamda yetişmiş bir bilim adamının nesnel değerlendirmeleri yer altyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle