03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 AĞUSTOS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 CAfrika'da çatışmalar • JOHANNESBURG (AA) — Gtiney Afrika'da siyah kabileler arasındaki çatışmalarda son S gün içinde en az 173 kişinin öldüğü bildiıildi. Ote yandan polisin, dün Zulu kabilesi ile Soweto sakinleri arasındaki çatışmalan durdurmak için gözyaşartıcı bomba kullandığı, ancak Johannesburg'un dışında siyahlann yaşadığı diğer bölgelerde dumtnun sakin olduğu belirtildi. Hırvatistan karışık • BELGRAD (AA) — Yugoslavya'nın Hırvatistan Cumhuriyeti'nde yaşayan etnik gruplardan Sırplann bugün yapacaklan tek taraflı referandum öncesinde tırmanan gerginlik nedeniyle Knin kentine Yiıgoslavya ordusuna bağlı askerlcrin gönderildiği yolundaki haberler yalanlandı. Bu arada cumhuriyetteki Sırplarla Hırvatlar arasındaki gerilimin de tırmanmaya devam ettigı belirtiliyor. Birleşme tehlikede • DOĞU BERLtN (AA) — Demokratik Aimanya'daki hükümet bunalımı, anahtar durumundaki Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) koalisyondaki iki bakanının görevden alınmasına misilleme olarak, iki Almanya'nın birleşmesi için hayati önem taşıyan anlaşmayı engelleme tehditleri üzerine partılerarası açık savaşa dönüştü. SPD lideri Wolfgang Thierse, koalisyonun "öldüğünü" belirterek, panisinin siyasi ve hukuki nedenlerle birleşme anlaşmasının şimdiki şeklinin aleyhinde oy kullanacağını açıkladı. KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KR DışişleriBakanı A liBozer, İran'daKörfez krizinigörüşüyor Ankara-Tahran diyaloğuAli Bozer, İranlı yetkililerden, Bağdat'ın uzattığı zeytin dalına karşıhk ekonomik ambargodan ödün vermemelerini istedi. ANKARA (Comhuriyet Bürosu) — Dışiş- leri Bakanı Ali Bozer, dun gittiği Tahran- daki temaslarında, İran'ın Irak ile müza- kere masasına oturmasııun Körfez knzin- deki sakıncalan konusunda Ankara ve Washıngton'un görüşlerini anlattı. Bu gö- rüşlehn temel unsurunu, Tahran'ın Bağdat tarafından uzatılan 'zeytin dah'na karşılık olarak uyguladığı ekonomik ambargodan ödün vermemesi ve Kuveyt'teki işgal duru- mu sona erinceye dek Irak'la ikili görüş- melere başlamaması oluşturuyor. Dışişleri Bakanı Ali Bozer, Cumhurbaş- kanı TUrgut özal ile tran Cumhurbaşkanı Haşemi Rafsancani arasında 16 ağustos günu yapılan telefon konuşmasında karar- laştırılan ve ABD Başkanı George BushL un da 'olumln karşıladıgı belirlilen' Tah- ran ziyaretine dün başladı. Bu ziyaret, Dı- şişleri Bakanı'nın daha önce planlanan res- mi Iran gezisinin Tahran'daki deprem ne- deniyle ertelenmesi sonrasında gerçekleş- tiği için 'resmi' nitelik kazandı ve Ali Bo- zer Tahran'da Iran Dışişleri Bakanı Ali Ek- ber Velayeti'nin resmi konuğu olarak ağır- landı. Dışişleri Bakanı Ali Bozer, dün Anka- ra'dan ayrılmadan önce gazetecilerin soru- lannı yamtlarken Körfez'dekı son durum konusunda görüş alışverişinde bulunmak için Tahran'a gittiğini söyledi. Bozer, Irak- ın barış önerisi hakkında ABD'nin görüş- lerini tranlı yetkililere ileteceği yolundaki haberlere Uişfcin bir soruyu şöyle yanıtla- dı: "Hiç şüpbe yok ki yalnız ABD'nin de- gil, ABD dahil Baü Avrupa, hatu Arap ül- kelerinin goriişlerine de deginmek ve de- gerlendirmelerimizi bu goruş perspektifi içinde yapmak bu (emaslann tabii geregi- dir." Bozer, bir gazetecinin, "Bir sıcak savaş her an patlak verebilir mi" şeklindeki so- rusuna ise "Tahrain etmek fevkalade güç" yanıtım verdi. Dışişleri Bakanı şöyle devam etti: "Ambargonun sonuçlannı tam olarak görmemiz lazıra. Abluka olup olmayaca- ğını görmemiz lazım. Ama bu arada olay- lar öylesine gelişebilir ki tahminlerin ole- sinde bazı islenmeyen girişunlere diinya an- gaje olabilir." Dışişleri Bakanı Ali BozerMn Tahran zi- yareü, Tıirkiye-İran ilişkilerinin 'Batı'ya yönelik' boyutunu da ön plana çıkardı. An- kara, Irak'ın Kuveyt'i işgalinden bu yana Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Iran Cum- hurbaşkanı Haşemi Rafsancani ile yaptı- ğı temaslan Washington'a, VVashington'un görüşlerini de Tahran'a ileterek üstlendiği 'aracılık' rolünü sürdürürken Irak'ın tran'la arasındaki sınır sorununu çözmeye yöne- lik girişimi temasların temel unsurunu oiuşturdu. Dışişleri Bakanı Ali Bozer'iri" Bakanlık Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Hüseyin Çelem ile birlikte yaptığı Tahran ziyaretin- de, İranlı yetkililerin en çok "bölge dışı ül- kelerin bölgeye müdahalesini istemedikle- ri" yolundaki bilinen görüşlerini vurgula- dıklan öğrenildi. Siyasi gözlemciler, İran'ın Türkiye üzerinden ABD'ye gönderdiği bu mesajla, Körfez'de ABD'nin girişeceği olası bir askeri müdahalenin Tahran tarafından benimsenmeyeceğini ifade ettiğini belirti- yorlar. Dışişleri Bakaru Bozer'in tranlı yet- kililere ilettiği temel mesaj ise Iran ile Irak arasında sekiz yıl süren savaşın nedenıni oluşturan sınır anlaşmazlığı sorununun çö- zümü ile Kuveyt krizinin birbirine karıştı- rılmaması gerektiği oldu. Edinilen bilgiye göre Bozer Tahran'daki temaslarında şu gö- rüşleri dile getirdi: "Irak'ın 1975 Cezayir Anlaşması'nı ta- nıyacağını açıklaması, tranlı savaş esirle- rini serbest bırakraası ve işgal ettiği top- raklardan çekilmesi tarafımtzdan meranu- niyetle karşılandı. İran ile Irak arasındaki olası bir yakın- laşmanın şu an için somut müzakerelere dönüştüriilmemesi yeğlenmdidir. Tahran'- ın Irak'a karşı uyguladığı ekonomik am- bargoyu siirdürmesi. BM Giivenlik Kon- seyi'nin anayasanın 41. maddesine daya- nan yaptınm karannın amacına ulaşabil- mesi için elzemdir." EVE DÖNÜŞ — Irak'ta uzun süren esirtikleri sont eren tranblar otobisfcfle iilkelerine döndüler. (Fotograf: AP) Beyaz Saray'ı düşündüren yeni sorun Iran-Irakyumuşaması ABD Temsilciler Meclisi Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı Les Apsin "Eğer İran, Irak'a açık bir kapıya dönüşürse Tahran bir ABD başkanını daha devirir" diyor. KONUKLARIMIZIN HOŞGÖRÜLERİNE SIĞINARAK... OTELİMİZDEAUNAN GREV KARARI NEDENİYLE OLUŞAN PERSONELAZALMASINDAN, HİZMETLERİMİZDE DOĞABİLECEKAKSAKLIKLAR İÇİN SİMDİDEN ÖZÜR DİLERİZ. ANLAŞMAZLIĞIN BAZI YÖNLERİ: 1980-1989 1980-1989 1989 1990 Topîam eflflasyon oranı: % 500 Maaş artış oranı: % 600 Personeî başına yttttk ortalamageiir 32milyonTL SendJkanm taiebi: % 220zamarö seyyanen 250.000 TLdir. GÖSTERECEĞİNİZ DESTEK VE ANU\YIŞ İÇİN SİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİZ I S T A N B U L İ D A R E S İ UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON — Körfez kri- zinin Irak ve iran ilişkilerinde ge- tirdiği sürpriz yumuşama, bölge- ye gönderilen Amerikan kuvvet- lerinin orada ne kadar kalacağı konusunda tayin edici faktörler- den birisi haline dönüştü. Beyaz Sarayın gözü, bu yüzden lran- Irak ilişkilerindeki gelişmelerin üstünde. tran bugüne kadar, bölge tera- zisinde hep Irak'ı dengeleyen do- ğal bir ağıılık ölçüsü oldu. Ancak şimdı Tahran bu tarihi rolü oyna- mazsa, en azından yakın bir za- man için bu görevi ABD üstlen- mek zorunda kalacak. tran, bu durumdan daha ileride bir adım atmaya karar verip Irak'ın dışarı- ya açılan bir kapısına dönüşürse, bu, ABD ve bölge dengesi açısın- dan çok daha ciddi sonuçlar do- ğurabilecek. ABD Temsilciler Meclisi Silah- lı Kuvvetler Koraitesi Başkanı Les Aspin'e göre "Saddam Hüseyin- in en büyuk korkusu savaş değil, abiukanın başanya ulaşarak Irak- ın ekonomik bir krize suniklen- mesi". Les Aspin "Eger tran, Irak'a açık bir kapıya dönüşürse Tahran bir ABD başkanını daha devirir" diyor. Ancak bugüne kadar gelen sin- yaileri yorumlayan Amerikan dış politika uzmanlan, iki ülke ara- sındaki yumuşamanın "sınıriı ve geçici" olduğunu kaydediyorlar. Eğer Tahran sadece Irak ile barı- şı kabul edip daha sonra BM ka- rarlan uyannca ambargoya saygılı davranırsa, İran'ın bir taşla dört kuş vurabileceği ifade edihyor. iran böylece hem savaşta kaybet- tiği topraklan geri alıyor, hem pet- rol fıyatlannın yükselmiş olmasm- dan yararlanıyor, hem tarihi düş- manı Irak'ın ekonomik açıdan çokmesini seyrediyor hem de 'ye- niden uluslararası camiaya enteg- re oluyor'. Fakat buna karşılık da Körfez'de muazzam bir Amerikan askeri varlığı ile burun buruna ya- şamak durumunda kalıyor. tster geçici olsun ister olmasın, Bağdat ve Tahran arasındaki ger- ginliğin yumuşaması, potansiyel olarak bölge açısından çok ilginç bazı sonuçlar doğuruyor. Bunlar- dan birisi şöyle özetleniyor: İran, ^Cyierde ekonomik ve askeri açı- dan güçlüyken bölgede 'borusu öten' ülkeydi. 1980-88 arasındaki tran-Irak savaşmda iki ülke birbi- rini "nötralize" ederken, çevrele- rindeki irili ufakh ülkeler daha ra- hat nefes aldı. Savaştan sonra Irak dikkatini Kuveyt'e çevirince, çev- resindeki nüfusu az, savunması olmayan, ürkek liderli, irili ufak- lı ulkeler kendilerini Irak'a karşı konınmasız hissermeye başladı. Bunun sonucunda da ABD, Irak'ı dengelemek üzere Suudi Arabis- tan'a çıkmak zorunda kaldı. Şira- di, bazı stratejistlere göre eğer Amerika bölgede Irak'ı uzun va- dede dengeleyecek bir ülke yarat- mazsa, Amerikan askerleri daha uzunca bir süre, belki de yıllar bo- yu Suudi Arabistan'da kalmak zo- runda kalacak. O halde ABD, Irak'a karşı hangi ülkeye oynama- h? VVashington'daki stratejistlerin bir bölümü bu soruya hemen "!«•" yanıtını veriyor. Nitekim son günlerde ABD'nin gerek tsviç- re eliyle gerekse başka ülkeler ara- cılığı ile tran ile farklı bir düzlem- de ilişki aramasımn nedeninin bu stratejik değerlendirme olduğu kaydediliyor. Ancak tran-Amerika ilişkilerinde Iran'ı tekrar bölgede Irak'ı dengeleyebüecek bir güce eriştirme doğrultusunda bir adım atılabilmesi için yıllar geçmesi ge- rektiğine dikkat çekilıyor. BIJGIJN AIİSİRMEN Düşünülmesi Gereken Bu sütunun eskiden beri okuriarının affına sığınarak, darıa ön- ce de aktardığım bir olayı bir kez daha anımsatmak istiyorum. De Gaulle'ün iktidar yıllarında Elysee Sarayı'ndaki ünlü çar- şamba toplantılarından birinde generalin uzun yıllar Dışişleri Ba- kanlığı'nı yapmış olan Couve de Murville, konuşması arasında "Fransa'nın dostlan" deyiverir. De Gaulle hemen söze karışır ve — Sayın Bakan, devlet sıfatını hak etmiş bir devletin dostlan yok, çıkarlan vardır, der. Ortadoğu'yu kan ve ateşın eşığine getıren son olaylar bir kez daha bu görüşü kanıtlamış bulunuyçr. Irak ile Kuveyt ve Suudi Arabıstan, İran'a karşı can ciğer kuzu sarması dosttular. Şimdi Irak, Suudiler ile Kuveyt'e karşı Tahran'ın dostluğu peşinde, Bağdat'ı Tahran'a karşı savaşmda destekle- miş olan dost Fransa, dost Irak'ın dost Kuveyt'i yutması üzerine düşman Paris'e dönüşmüş Körtez'e donanma yollamakta Ornekleri dılediğinızce çoğaltabilirsinız. Ama ne gerek var. Son olaylardan bir kez daha pekiştirerek çıkanlacak olan ders, dış politikanın "dost romantizmiyle", "düşman paranoyası" ara- sında mekik dokuyarak oluşturulamayacağı, soğukkanlı davra- nış ve içerikli geniş açılı bir düşünce yeteneği ile dokunacağı- dır O zaman, "Ortadoğu bunahmında, Türk dış politikasını oluş- tururken asıl düşünülecek üzerinde durulacak nokta hangisi" geliyor gündeme. Yukarıdaki soruyu irdelerken hemen hemen çok büyük bir ço- ğunluğun çılgınlık olacağmda birleştikleri ABD'nin tek başına girişlmine yardakçı olmak olasılığından çok, daha az tartışma götürür gıbı görünen NATO'nun ortak hareketine katılma duru- munu incelemekte yarar var. Bilindiği gibi 4 Nisan 1949 tarihli Kuzey Atlantik ittifakı Ant- laşması'nın, yeni katılmalar ya da Fransa'nın sömürgesi Ceza- yır'i yitirmesi yüzünden birkaç kez degıştinlmiş olan 6. maddesi NATD'nun sorumluluk alanının sınırlannı belirliyordu. Şimdi tek- nik ayrıntılanyla haritanın sınırlannı çizmeye girışmeden biz sa- dece, paktın sorumluluğunun Atlantik'ın ıkı yakasındaki Batı ül- kelerinin -ki sonradan Yunanistan ve Türkiye'nin katılımıyla bu çizgi Akdeniz'in doğu ucuna kadar uzandı- kendi rejimlerini sos- yalist ülkeler karşısında koruma amacına yönelik olduğunu söy- lemekle yetinelim. Soğuk savaşın kavramlarını, tanımlarını tartışmayı bir yana bı- rakıp şunu söyleyebiliriz: "NATO'nun kaynağındaki sorumluluk alanının hiç değilse kendi kurucularının ve kamuoylarının yay- gın kesiminin ideolpjileriyle tutarlı bir yanı vardı. Eninde sonun- da, kurucular kendi bıçemlerine göre demokrasilerini, antitez devlet görüşüne karşı korumaktaydılar." Soğuk savaş yıllarında NATO içinde yer alan kanat ülkesi Tür- kiye ise örgütün. hiç değilse teorik oiarak, varlık nedenini oluş- turan demokrasıye tam sahip olmadan, ileri karakol görevini üst- leniyor ve çatışmanın ilk ve en sıcak noktası olma durumunu yüklenıyordu. Soğuk savaşın sona ermesi, büyük 1989 değişımınin olma- sından sonra NATO'nun sorumluluk alanı, önemlı bir anlamda da işlevi sona erdi ve herkes artık örgütün ne olacağı, ne işe yarayacağı sorusunu kendi kendine sormaya başladı. Bu arada örgüte yeni bir işlev ve canlılık kazandırmak isteyenler, o zama- na dek unutulmuş olan "istikrar ve refahın geliştirilmesı ama- cıyla ışbırliği yapılmasını ...Ekonomik ışbirlığinin güçlendirilme- sini öngören" 2. maddeyi anımsamaya başlamıştı kı birden Or- tadoğu olayları patlayıverdi. Ortadoğu olaylarının NATO ülkelerine ilk düşündürdüğü, ken- dileri için artık komünizm tehlikesinin bittiği, ama petrol fiyatlan üzerinde dilediğince oynayabilecek Ortadoğulu "maceracılar" ın varlıklarını değilse bile ekonomik gelişmelerini ve refahlarını tehdit eden bir tehlike oluşturduklarıydı. Böylece, üzerinde çok tartışılmadan, fiilin, NATO'nun "out of area'' (alan dışı) yeni bir sorumluluk alanı oluşmaya başladı. Ancak bu sorumluluk alanının, ilki kadar savunulabilır yanı yok- tu. İlk sorumluluk alanı hiç değilse teorik olarak, demokrasi ve özgürlüğü savunmaya yönelıkti. Oysa Ortadoğu'da kapışan, bir- birlerıni yalayıp yutmaya çalışan, tamamına yakın çoğunluğu aşi- ret düzemni aşamamış devletleri arasında demokrasi ve özgür- lük düzeni yoktu ki korunsundu. NATO'nun yeni yöneldiği alandakı işlevi, Körfez ülkelerinin pet- rol fiyatlarını dilediklerince saptamalarını engellemekti. Çünkü NATO üyelerinin hepsi de Körtez'den petrol alıyorlardı. İşte, sanırım tartışmanın özü burada başlıyor. Türkiye, NATO'nun yeni oluşmaya başlayan sorumluluk ala- nının ucunda yer alacak, yeni işlevin ileri karakolu olacak mı ol- mayacak mı olmalı mı olmamalı mı? Aslında tartışmanın özü budur. İktidarlar bu soruya verecek- lerı yanıtla, ülkemızin önümüzdeki döneminin dış politikasını oluş- turacak ve bu dış politikanın sonuçlannı yaşayacaklardır. IRAK, 30 TÜMENİNİ GERİ ÇEKİYOR~ Iranldaki bîrlikler, Suudi sınırma İran ile anlaşmaya varılmasının ardından, İran sınırındaki askeri güçlerini geri çekmeye başlayan Irak, 300.000 kişiiik bu birlikleri, Kuveyt'e ve Suudi Arabistan sınırına yığacağını açıklıyor. Dış Haberler Servisi — tran'- daki askeri birliklerini önceki gün çekmeye başlayan Irak, bu birükleri, Kuveyt'e ve Suudi Ara- bistan sınırına kaydmyor. Irak Savunma Bakanlığı'nın yayın or- ganı 'Al-Qadisiyah' gazetesinde dün yayımlanan bir yazıda, İran sınırında bulunan 30 tümen Irak askerinin, Suudi Arabistan sını- rındaki birlikleri takviye amacıy- la kullanılacağı bildirildi. Bu ara- da, tran ve Irak, ellerindeki sa- vaş esirlerini karşılıkh olarak ser- best bırakıyorlar. Irak, onceki gün salıverdiği 1.000 tranlı esir- den sonra, dün 1.000 kişiiik bir grubu daha serbest bıraktı. Irak Savunma Bakanlığı'nın yayın organı 'Al-Qadisiyah'ta dün yayuılanan haberde, İran ile yapılan anlaşma kapsamında, tran sınırındaki topraklarda bu- lunan 30 tümen Irak askeri, Su- udi Arabistan'da bulunan ABD, tngiltere, Mısır ve Suriye birlik- lerine karşı önlem olarak Suudi Arabistan sınınna yığılacak. Ga- zetenin haberinde, 300.000 kişi- iik bu grubun savaş konusunda oldukça deneyimli olduğu be- lirtildi. Elinde bulunan İranl. savaş esirlerini 6nceki_gün serbest bırak- maya başlayan Irak, dün de ikinci İranlı grubu salıverdi. Önceki gun serbest bırakılan 1.000 kişi- iik savaş esiri gmbundan sonra 1.000 kişiiik ikinci grup da dün İran'ın gönderilmek üzere Hane- kin sınır kasabasına götürüldü. İran resmi haber ajansı IRNA, tran'ın da Irak'ın bıraktığı savaş esirlerine karşıhk iade edeceği Iraklı 1.000 savaş esirini, Hü- ravi sınır kapısına gönderdiğini açıkladı. Ajans, bu esirlerin tıb- bi kontrolleri ve resmi işlemleri tamamlandıktan sonra Irak'a ge- çebileceklerini duyurdu. Iraklı sa- vaş esirlerinin Kızılhaç yetkilile- rine teslimi sırasında Birleşmiş Milletler gözlemci grubundan ba- zı kişilerin hazır bulunduğu kay- dedildi. Bu arada Irak birlikleri, tran topraklanndan çekilmeye başla- dılar. tran ile vanlan uzlaşmanın ve barışın simgesi olarak beyaz bayraklar taşı>'an Irak birlikleri- nin, aralıksız olarak Irak'a doğ- ru yol aldıklan bildiriliyor. tran resmi haber ajansı IRNA'nm tranlı askeri yetkililere dayanarak verdiği habere göre Irak birlikle- ri, sınınn tran tarafındaki Mey- mek ve Kalleh Gandi tepelerini boşaltıyorlar. İran Dışişleri Bakanı Ali Ek- ber Velayeti, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar 1 - dan, Irak birliklerinin tran'dan çekilmeleri sırasında Birleşmiş Milletler'in denetleyici rolü oyna- masını istedi. Dışişleri Bakanı Ve- layeti, Perez de Cuellar'a gönder- diği mektupta, Birleşmiş Millet- ler tran-Irak askeri gözlemci gnı- bunun, beş gün sürecek olan ge- ri çekilme işleminin, 1975 Ceza- yir Antlaşması'na uygun olarak yapılmasını sağlamak için hare- kete geçirilmesini istedi. DOSTUM MOZART Nadir Nadi 7. ha>ı 5000 lira (Kl)\ içinde) Çağdaş Va>ınlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloglu-İstanbul Ödemeli gonderilınez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle