Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 AĞUSTOS 1990 KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
Şehir Tîyatrosu'nda bu mevsim
• Kültür Servisi — Şehir Tiyatrolan 1990/91 tiyatro
sezonunu 15 ağustos çarşamba günü törenle başlattı.
Tum Şehir Tiyatrosu çahşanlannın katıldığı açıîış
toreninde bir konuşma yapan Genel Sanat Yonetmeni
Gencay Gürün, "Bu sezon çahşmalarımızı yeni
yönetmeliğe göre sürdüreceğiz. Bu nedenle yeni
yönetmeliğin getirdiği şartlara uyum sağlamalıyız" dedi.
Daha sonra yönetim kurulunun belediye başkaru
tarafından atanan iki yeni üyesi Prof. Selçuk Erez ile
belediye meclisi uyesi Necdet Mercan'ı sanatçılara tanıtan
Gürün, repertuarla ilgili şunları söyledi: "Bu sezon
oynayacağımız oyunları, yeni oluşturulan repertuar
kurulu tespit etti. Bizler repertuar kurulunun beğendiği
oyunlar içinden tercibimizi yaptık!' llk turda Şehir
Tiyatrolan perdelerini biri yabancı olmak üzere 5'i Türk
yazanndan oluşan 6 yeni oyunla açacak. Bunlar: Coşkun
Büktel'in yazıp Ali Taygun'un sahneleyeceği "Theope",
Çetin Altan'ın yazıp Engin Uludağ'ın yöneteceği "Telefon
Kimin îçin Çalıyor?", Ibsen'in yazıp Çetin Ipekkaya'nın
sahneye koyacağı "Hortlaklar", Necati Cumah'nm yazıp
Engin Gürmen'in yöneteceği, "Bir Sabah Gülerek Uyan",
Ülker Köksal'ın yazıp Nedret Denizhan'ın sahneleyeceği
"Bir Garip Oyun" ve Sabahattin Kudret Aksal'ın yazıp
Başar Sabuncu'nun yöneteceği "Bay Hiç-Sonsuzluk
Kitabevi" oyunlan. Çekoslovakya Cumhurbaşkanı Vaclav
Havel'in otobiyografik oyunu 'Görüşme-Kutlama-Çağn'
da ekim ayında perde açacak.
Cemal Süreya ödülleri
• Kültür Servisi — 2000'e Doğru dergisi bünyesinde
kurulmuş olan "Cemal Süreya Arşivi Çalışma Grubu"
ödül koşullaruıı ve ödul jürilerini açıkladı. Cemal Süreya
Şiir ve tnceleme Ödülleri'nin ilki şiir kitabı ve
yayımlanmamış şiir yapıtı dallarında 9 Ocak 1991
tarihinde sahiplerini bulacak. "Cemal Süreya'nın
Biyografisi" konulu inceleme ödülü ise 9 Ocak 1994'te
verilecek. ödul koşullannı içeren şartname, Yüzyıl
dergisinden (Nuruosmaniye Cad. No: 19/3 Cağaloğlu-
tstanbul) alınabilecek. Şiir Kitabı ve Yayımlanmamış Şiir
Yapıtı ödüllerine son başvuru tarihi 1 Kasım 1990. Bu
dallardaki ödüller 2'şer milyon Türk Lirası olarak
belirlendi. İnceleme ödülüne ise son katılma tarihi 1
Ağustos 1993. Bu dalın para ödülü daha sonra
saptanacak. Şiir dah jürisi Füsun Akatlı, Cevat Çapan,
Ahmet Oktay, Tuğrul Tanyol ve Can Yücel'den, inceleme
dalı jürisi ise Hulki Aktunç, Murat Belge, Muzaffer
Buyrukçu, Atilla özkınmlı ve Doğu Perinçek'ten
oluşuyor.
Argos'ta Konstantinos Kavafis
• Kültür Servisi — 24. sayıyla ikinci yılını dolduran
Yeryüzü Kultur Dergisi Argos'un ağustos sayısının
araştırma bölumu Yunanlı şair Konstantinos Kavafis'e
ayrılmış. Derginin şiir bölümunde Özdemir tnce ve
Herkül Millas'ın Kavafis'ten yaptığı on şiir çevirisiyle de
desteklenen araştırma dosyası, E.M.Forster, Henri Ronse,
Özdemir tnce, Herkül Millas ve Ülker înce'nin
yazılanyla, şair üzerine kapsamlı bir çalışma sunuyor.
Şiir bölümunde, Kavafis dışında Ahmet Oktay'ın ve
M.Necati Yıldırım'ın şürleri yer alıyor. Çelik Gülersoy'un
Suha Arın'la birlikte 1970 yılında gerçekleştirdiği
"Safranbolu'da Zaman" adlı belgesel filmin metni,
Ingeborg Bachmann'ın radyo oyunu "Ağustosböcekleri",
Marquis de Sade'ın uç felsefi metni, Orhan Pamuk'un
"Kara Kitap" romanı üzerine Hasan Bulent Kahraman'nı
incelemesi, Yaşar tlksavaş'ın Türkiye'de amatör
tiyatroların önemini vurgulayan yazısı, "Chopin'in
Evinde" albumu, Argos'un diğer ürünleri arasında.
Derginin soyleşi bölümunde Nihal Yeğinobalı var.
Argos'un sanat bölümü Şefik Bursalı'yla açılıyor.
Philippe Sollers'in gözuyle Francis Bacon, Balkan Naci
lslimyeli'nin "Sır sergisi ve sergiye anahtar oluşturan aynı
isimli şiiri, Heidelberg'den bir 'Mavi' sergiyle devam
ediyor. Sanat bölümunde bu ay ayrıca hiç sergi açmayan
bir ressam var: Birsen Delemen.
'Lezginka" Agıkhava'da
• Kültür Servisi— Dağıstan'ın dünyaca ünlü Dans
Topluluğu "Lezginka 17, 18 ve 19 ağustos günlerinde
Açıkhava Tiyatrosu'nda gösteriler sunacak. Sanat
yönetmenliğini ve koregrarısini Yusuf Mataev'in
üstlendiği Lezginka Dağıstan Devlet Halk Dansları
Topluluğu'nda 60 dolayında sanatçı bulunuyor. Efes
Pilsen'in konuğu olarak gelen topluluğun üç gün süreçek
gösterileri saat 21.30'da başlayacak. Sovyetler Birliği'nin
önde gelen dans topluluklanndan biri olan "Lezginka"
son olarak Londra'da Royal Festival Hall'de 25 temmuz-3
ağustos tarihleri arasında büyük ilgi gören gösteriler
gerçekleştirdi. Topluhık eylül ayında da üç ay sürecek bir
Amerika turnesine hazırlanıyor.
^Olmaz Daç" compact disk'te
• ANKARA (AA) — Timur Selçuk yönetiminde,
Istanbul Oda Orkestrası'nın seslendirdiği klasik Türk
müziğinin unlu eserleri, yurtdışı tanıtımda kullanılmak
üzere compact disk olarak hazırlandı. Kültur Bakanlığı
tarafından hazırlatılan ve 1500 adet basılan compact
diskçilerde kemençeci Nikolai'nin "Mahur saz semai",
padişah 3. Selim'in "Suzidilara peşrevi", Dilhayat
Kalfa'nın "Evcara saz semai", Hammamizade tsmail
Dede Efendi'nin "Ferahfeza Mevlevi ayini", Hacı Arif
Bey'in "Olmaz ilaç sine-i sad pareme" şarkısı gibi klasik
eserler yer alıyor.
Zeus Sunagı
• PARİS (AA) — Bergama Belediyesi'nin, Helenistik
çağa ait eserlerden biri olan Zeus Sunağı'nın Doğu
Berlin'deki özel müzeden geri ahnması amacıyla
başlattığı kampanya Avrupa basınında geniş yankı yaptı.
Turkiye'nin bu alanda Yunanistan'ın eski Kültür Bakanı
Melina Merküri'nin başlattığı akıma katıldığını
vurgulayan gazeteler, Bergama Belediyesi'nin,
"Abdülhamid'in verdiğj izin cumhuriyet hükümetini
bağlamaz" görüşünden yola çıktığını belirtiyorlar.
Bergama Belediyesi yetkilileri ise mücadelelerinde en
güçlü silah olarak, B.M. Eğitim ve Kültür Örgütü
UNESCO çerçevesinde imzalanan ve çalıntı sanat
eserlerinin ülkelerine iadesini öngören sözleşmeyi
kullanmak istiyorlar.
SENEMA/AIILLA DORSAY
GEÇENMEVSİME BAKIŞ 2
IngîltereVlen gelen Vönesans'
Son yıllarda bir
"rönesans" yaşayan
Ingiliz sineması, bu yıl
îngilizliklerinden
kuşku duyulamayacak
ilginç fılmlerle
karşımızageldi.
Fransız sineması az,
ama öz temsil edildi.
Geçen raevsimin Amerikan
fîlmlerine topluca bakan yazımız-
dan sonra, bu yazıda diğer ülke-
lerin sinemasına göz atmak istiyo-
ruz. Amerikan sinemasının hemen
ardından gelen, bir avuç ilginç
fılmle tngiliz sineması oldu. Ge-
nelde gerek sermaye, gerek sanat-
çı/emekçi kadrosuyla, ABD sine-
ması ile yakın ilişkiler içinde bu-
lunan ve onunla kanştınlan tngi-
liz sineması, son yıllarda yaşadı-
ğı "rön*s»Bs"ın gereği olarak, bu
yıl tngilizliklerinden kuşku duyu-
lamayacak ilginç fılmlerle karşı-
mıza geldi.
Haşan çocuk
Bunlann başında, Stepben Fre-
âis'in birbırinden basarüı 2 önem-
li filmi geliyordu. Londra'da ya-
şayan bir Pakistanlı yazarın öyicü-
sunden uyarlanan ve çağdaş tngi-
liz toplumunun sınıfsal önyargıla-
rını çarpıcı bir "aşk oykitsü" içi-
ne yerleştiren "Benim Giizel
Çamaşırhanem" (My Beautiful
Laundrette) ve bir Fransız klasi-
ğinin uyarlaması, "Tehlikeli İliş-
lciler" (Dangerous Liaısons). Her
2 film de, Frears'in "harika (veya
hasan) çocuk" yanının izlenmesi
gereken bir sinemacıya dönüştü-
ğünün karutıydı... Emektar yönet-
men Charles Cricblon, uzun yıl-
lar sonra yaptığı "dönüş fUmi",
"W»nda Adlı Bir Balık"ta yaşm-
dan beklenmeyecek bir gençlik fil-
mini tüm şenlıği, hınzırlığı ve raey-
dan okuması ile karşımıza getiri-
yor ve bizlere Anglo-Sakson mi-
zahının birinci sıruf bir örneğini
sunuyordu... Yine tanınmış bir ad
olan John Schlesinger ise, "Ma-
dame Sousatzka" adlı yapıtında,
bilinen sinemacı kişiliğine pek uy-
mayan "intimisie" bir fılmle, çok
hoş bir kadın portresi çiziyordu.
İngilizler
tlk iki filmini severek izledigi-
miz Michael Radford, "Beyaz Ya-
ramazlık"ta (White MischieO tn-
giliz kolonyalizminin incelikli bir
eleştirisine girişiyordu. Bu ilgiye
deger film ne yazık ki çok kötü bir
dağıtımın kurbanı oldu... "Mon-
tby Python" grubundan Terry Jo-
nes, "Viking Eric"te (Eric the Vi-
king) grubunun bilinen esprisine
uygun bir tarihsel taşlama ortaya
koydu... David Green'in "Hırsız"
(Buster) filmi tam bir düş kınklı-
gı idi... John Crome, "Çıplak
Höcre"de (The Naked Cell) ama-
törluğünu asamamış, ama hırslı ve
"non-konformist" bir filmin pe-
şine duşmüştü... Michael Caion-
Jones'un "SkandaT'ı ise gerçek bir
politik skandaJ olayı çerçevesinde
tngiliz toplumunu ustalıkla göz-
lemleven ve irdeleyen yapısıyla
dikkati çekti. Bunlara, ne yazık ki
seyirciye pek ulaşmayan, yok olup
giden sinema salonlan üzerine ne-
MÜZİK, YAŞAM VE SİNEMA — Arjantinli yönetmen Femando Solanas'ın bitün ustaltgını ortaya koydugu "Giiney" adlı fllmi,
tango ve müzikle •üın yaşamı kavramaya çalısan bir yapıttı. Fransız- Arjanün yapımı "Güney", siyasal çagnşımlı sinemada benzeri
olmayan bir basyapıltı. "Güney", en iyiler sıralamasında Atillâ Dorsay'dan l.'ligi diğer eleştirmenlerden ise 3'lugü aldı.
fıs bir nostaljik yaklaşım olan
Galli yönetmen Stepben Bayly'nin
"GüUer Açacak" (Comıng Up Ro-
ses) filmini de eklemek gerekir.
Benzersiz 'Güney*
Fransız sineması, ne yazık ki yı-
lın az temsil edilen sinemalann-
dan biri oldu. Bu ilginç ve kendi-
ne özgü sinemadan 3-4 film izle-
yebildik ancak... Jean-Jacques
Annaud'nun "Ayı" filmi, tüm
dünyada olduğu gibi, bızde de ge-
niş bir seyirci rağbeüyle karşılan-
dı, insanları, çoluk çocuk sanki
doğayı ve doğal dengeleri yeniden
anımsamaya çağırdı... Luc Bes-
son'un "Derinlik Sarhoşluğu" (Le
Grand Bleu) filmi, yine doğal bir
çerçevede (bu kez denizin engin-
liklerinde) geçen hoş ve "farfclı"
bir serüvendi... Bnıno Nuyyten
1
in "Bir Kadın-Camille Claudel"
filmini 2 yıl önce Berlin ŞenliğTn-
de izlediğimizde hiç sevmemiştik.
Burada yeniden görüp değerlen-
dirmek istediysek de filmin uzun-
luğu (3 saat) ve gösteriliş dönemi
(tam tstanbul Sinema Festivali sı-
rası/ertesinde) buna olanak ver-
medi. Bir FransıZrArjantin yapı-
mı olan, Arjantinli Fernando So-
lanas'ın "Güney" (Le Sud) adlı fil-
miyse, yönetmenin tüm ustalığını
koyduğu, tango ve müzikle tüm
yaşamı kavramaya çalısan ve siya-
sal çağnşımlı bir sinemada benzeri
olmayan önemli bir film, tam bir
başyapıttı.
Erotik 'Senyora'
Italyan sineması, çok kez oldu-
ğu gibi bu yıl da sanki "nâmev-
cut" idi. Bertolucci'nin artan Unü-
nun "yüzu suyu hurmetine", yıl-
lar önce yasaklanan "Ay" (La Lu-
na) filmi, getirtici firmanın dire-
nişiyle sansür engelini bu kez aş-
tı. Ve karşımızda özgün, özgurce
yapdnus, geleneksd anlaum form-
lanyla olduğu denli "bnrjuva
ahlakı" denen şeyle de serbestçe
oynayan bir film bulduk... Peter
dei Monte "Julym vt Jalya" ile şa-
şırtıcı bir film getirdi karşımıza:
Gizemli, duşlerle örfllü, gerçekle
hayal arasında yaşanan bir kara-
basan... Gianfranco Mingozzi'nin
"Askı Arayan Kadın"ı (II Frullo
del Passero) ise, aynı türe özenen,
ama daha ticari kalıplar içinde ka-
lan bir denemeydı. Joe d'Amalo^
nun "Kirii Aşk" vb. birkaç film
ise, ticari ttalyan sinemasının tü-
müyle klişelere bağlı kalan önem-
siz örnekleri olarak gözüktüler.
lspanyol sineması, mevsim başın-
da izlenen bir tek filmle temsil
edildi: Josi Cardena'nın erotik ve
Atilla Dorsay'a göre en iyiler
1) Giney / Solanas
2) Suçlar ve Kabahatler / Allen
3) Seks Yalanlan / Soderbergh
4) Çingeneler Zamanı / Kusturica
5) Masum Sanık / Zemeckis
6) Ajı / Annaud
7) Ölu Ozanlar Dernegi / Weir
8) Ay / Bertolucci
9) Benim Giizel Çamaşırhanem / Frears
10) Indiana Jones Son Macera / Spielberg
11) Tehlikeli tlişkiler / Frears
12) Çapkın / Edvvards
13) CMüler / Huston
14) Dogum Tarihi 4 Temmuz / Stone
15) Derinlik Sarhoşlugu / Besson
16) Bir Başka Kadın / Allen
17) Mississippi Yanıyor / Parker
18) Bird / Eastwood
19) Bayan Daisy ve Şoförii / Beresford
20) Kuru Beyaz Bir Mevsim / Palcy
Eleştirmenlerin ortak listesi
1) Çingeneler Zamanı / Kusturica
2) Suçlar ve Kabahatfcr / Allen
3) Güney / Solanas
4) Ay / Bertolucci
5) Seks Yalanlan / Soderbergh
6) Ölii Ozanlar Dernegi / VVeir
7) Ayı / Annaud
8) ÖhUer / Huston
9) Tehlikeli tlişkiler / Frears
10) Doğnm Tarihi 4 Temmuz / Stone
11) Mississippi Yanıjor / Parker
12) Benim Güzel Çamaşırhanem / Frears
13) Bir Kadın: Camille Claudel / Nuytten
14) Bir Başka Kadın / Allen
15) Varolmanın Dayanılmaz Hafifligi /Kaufman
16) Bayan Daisy ve Şoföru / Beresford
17) Ay Çarpması / Jewison
18) Derinlik Sarhoşlugu / Besson
19) Kuru Beyaz Bir Mevsim / Palcy
20) Bird / Eastvrood
edebi cağnşımlarla yüklü ilginç
uyarlaması "Senyora" (La
Senora).
Alman sineması da iki örnekle
karşımıza geldi. Hark Bohm'un
"Yasemin"!, Alman ve Türk oyun-
cularla (bu arada Şener Şcn'le)
birlikte çevrilmiş ve heT 2 toplu-
mu da yakından ilgilendiren uyum
sorunlarına durüst biçimde yak-
laşan düzeyli bir fümdi... Altyazı
sorunu nedeniyle onceki mevsim-
den sarkan Reinhard Hauffun
"Baader-Meinhof Yargılanıyor"
(Stammheim) filmi ise, seyircimi-
7İn nedense pek ilgisini çekmeyen
önemli bir siyasal sinema örneğiy-
di. Sosyalist ulkelerden beklenen
kimi filmler (Tarkovski'ler, Kies-
lowski'ler, VV'ajda'lar, vs.) çeşitli
nedenlerden gösterüemedi. Sovyet
sinetnasından Vassili Pitchol'un
"Knçük Vera"sı, bu sinemadaki
"glasnos("un simgesi ounuş ilginç
bir yapımdı. Ne var ki seyirci kar-
şısına oldukça kısaltılmış olarak
ve yetersiz altyazılarla çıkması, fil-
min lehine olmadı. Aleksander
Askolov'un "Komiser" filmi ise
yine yılın önemli filmlerindendi.
Bu film de (altyazılarırun okun-
mazbğı bir yana) çok kötü bir za-
manlamanın kurbanı oldu, seyir-
cısıne hiç ulaşamadı. Bu tabloyu
bir Yugoslav filmi tamamlıyor:
Emir Kuslurica nın "Çingeneler
Zamanı" adlı filmi, bıraz dağınık,
aşın uaun ve yer yer folklorizme
kayan yapısına karşın, içerdiği
görkemli sinema anlan, eşsiz mi-
zansen duygusu ve görsel şiir ni-
telikleriyle, son kerte çarpıcı bir
film, yalnız mevsimin genel görü-
nümü içinde değil, dünya sineması
içinde de bir ada ve olasılıkla bir
doruktu.
'Alacakaranlık Kuşağı' dizisinin yonetmeni Wes Crawen'dan 'Şok'
Kan banyosu, korku panayırıŞ * k (Shocker) / Yönetim
ve senaryo: Wes Crawen /
Görüntü: Jacques Haitkin
/ Müzik: Williaxn
Goldstein / Oyuncular:
Michael Murphy, Peter
Berg, Cami Cooper, Mitch
Pileggi / Bir Alive Films
(Universal) yapımı
(Beyoğlu, Şafak, Ankara
Kızüınnak vs.)
Wes Crawen, Amerikan korku
sinemasının yeni "barika çocuk-
l«n"ndan... Üniversite çağına dek
hiç film seyretmemiş (aferin ona!),
sonra birden sinemanın farkına
varmış. Şimdiyse, Hollywood'un
tüm harika çocuklannın bir ölçü-
de yaptıklan gibi, bu ilginç ve gös-
terişli "oyuncak"la, bir çocuk so-
rumsuzluğu ve neşesiyle oynayıp
duruyor.
"Ebn Sokagında Karabasan"
dizisinin ünlü ve sevimli (!) kah-
ramanı Freeddy, O»wen'ın düşgü-
cünden çıkmış. (Bize sorarsanız,
çıkmayıp da hep orada kalsaydı,
çok daha iyi olurdu). TV'de oyna-
yan "Alacakaranlık Kuşagı" dizi-
sinin 7 bolümünü ve bize dek ulas-
mayan birkaç sinema filmini de
yonetmiş Crawen...
"Şok", aslında oldukça ilginç
biçimde başhyor. Bir dizi kanlı,
korkunç cinayet, bu cinayetleri
düşünde gören genç bir çocuğun
karabasanları... Sonra yakalanan
ve elektrikli sandalyeye gönderilen
katil... Bu arada, korkunç katille
genç kahramammız arasında bir-
den ortaya çıkan akrabalık ilişki-
leri... Sanki "gore fihni" (kan fil-
mi) ile klasik melodram arasında
beklenmedik bir ilişki kurma
çabası!..
Crawen, filmin ilk yarısına dek
uyandırdığı tedirginlik duygusunu
ve gösterişli, ama etkili anlatımı-
nı, ikinci yarıda birden, bir sirke,
bir "korku panayırTna dönüştür-
meyi yeğliyor. Kanlı katilin, elek-
trikle ölmek yerine ondan güç al-
ması, giderek onun sayesinde
MEKANİKLEŞEN DÜNYANIN YAN ÜRÜNÜ — VVes Crawen'ın "Şok" adlı filmi, sanki eleştirme-
yi amaçladığı tümüyle mekanikleşen bir dünyanın yan üriinö halinc gelip orada kalıyor.
"ölmezleşmesi" filmi çağdaş tek-
nolojı üzerine bir parabole doğru
kaydınyor. Bu duygu, gilgide gûc-
leniyor. Çunkü Cnrwen, filmin
başkişilerini, gerçek dunya ile, kü-
çük ekrandan yansıyan "TV
dünyası" arasında sürekli bir gel-
gite mahkûm ediyor. Sonunda
başkişileriniz, bu *T^ dünyası"na
istedikleri zaman daJıyor, çeşitli
programlar / yayınlar arasında
serbestçe dolaşıyor, sanki TV'nin
sunduğu dünyanın gerçek yaşam-
dan farksız, giderek ondan baskın
ve ustün olduğunu kanıtlamaya
çalışıyorlar. Böylece film, görsel
iletişim çağının olası risklerine,
tehlikelerine, gerçek ve somut ya-
şamımızın yerine "kaim olma"
eğilimlerine dikkati çeken bir sim-
geselliğe bürünüyor.
Butün bunlar iyi ve yeterince il-
ginç de Crwwn bunlan gerçekleş-
tirirken, sinemasını artık bir "bil-
gisayar oynan"na dönüştürmek-
ten, derinlik ve boyut yerine gös-
teriş, cila, anlık etki ve durdurak
bilmeyen bir hıza teslim olmaktan
da kurtulamıyor. Film, sanki eleş-
tirmeyi amaçladığı bir teknoloji-
nin, tümüyle mekanikleşen bir
dünyanın, bir yan ürünü haline
gelip orada kalıyor. Cnmen'in ye-
tenekli bir sinemacı olduğu kesin.
Ama gtinümüzde neredeyse tüm
Amerikan sinemasını tutsak almı-
şa benzeyen bir ucuz ve kolay yol-
dan çoluk-çocuğu etkileme gayre-
ti, bu filmi de olabileceği gerçek
ve saygın bir korkufilmindenbaş-
ka yoüara sürüklüyor. Görülme-
se de olur!..
Shirley
adında
bir kadın
Kültür Servisi — VVilly Rus-
sell'ın New York ve Londra sah-
nelerinde kapalı gişe oynayan ve
pek çok ödül kazanan aynı adlı
yapıtından sinemaya uyarlanan
"Shirley Valentine", bugün tstan-
bul'da Beyoğlu Sineması'nda gös-
terime giriyor.
Bu yıl iki Oscar ödülüne aday
gösterilen "Shiriey Valentine", ge-
çen mevsim Harbiye Şehir Tiyat-
rosu'nda "Bir Kadın" adıyla sah-
nelenmiş ve Çetin tpekkaya'mn
yönetmenliğini yaptığı oyunda
başrolü Ayşe Sankaya üstlenmiş-
ti.
"Shiriej Vakntine" filminin
başrolünde ise a>-nı oyunda tiyat-
ro sahnesinde de rol alan Pantt-
ae Collins var. Collins bu rolüy-
le Tony, Laurence Olivier ve Ya-
bancı Eleştirmenler Biriiği ödül-
lerini kazanmıştı. Pauline Collins
ülkemizde "Aşağıdakiler-
Yukandakiler" TV dizisindeki
hizmetçi Sarah rolüyle tanınıyor.
Filmin yapımcısı ve yonetme-
ni Lewis Gilbert, göruntü yonet-
meni Alan Hume. Müzik ise ya-
zarı Willy Russell ve George
Hadjinassios'un imzasını taşıyor.
"Shirley Valentine"m konusu
şoyle: Lise yıllarında asi, deliş-
men bir genç kız olan Shirley Va-
lentine, artık olgun ve mazbut bir
ev kadını ve annedir. Gunün bi-
rinde dönüp geride kalan yıllann
bir değerlendirmesini yaptığında
düşlerinden ve ideallerinden ne
kadar uzak düştüğünü anlar.
Tam bu sırada en yakın kadın ar-
kadaşı bir dergiden iki kişilik ve
iki haftalık Yunanistan - Myko-
nos tatili kazanır. Arkadaşı, sev-
gilisi tarafından terk edildiği içın
beraberınde Shirley'yi götürür.
Shirley kendini tatilde adalı Cos-
tas Caldes'in kollarında bulur.
Shirley Valentine, evlilik ve
seks konusunda pek çok ilginç
yorumda bulunuyor bu filmde
Işte bunlardan biri: "Evlilik Or-
tadoğu'ya benriyor, öyle degil
mi? Çözumu yok."
Kasımda yeni
bir müzayede
• Kültür Servisi — Kültür
ve Sanat Eserlerini Konıma
ve Tanıtma Vakfı ile Portakal
Sanat ve Kültürevi'nin
düzenlediği kasım
müzayedesinin hazırlıkları
başladı. 4 Kasım 1990'da
Yıldız Sarayı Silahhane
binasında yapılacak
müzayedede yer alacak
parçalar 30 ekimden itibaren
aynı yerde sergilenecek.
Daha önceki yıllarda olduğu
gibi bu yıl da antika
meraklılan, ön ekspertizden
geçirildikten sonra
ellerindeki eserleri bu
müzayedeye sokabilecekler.
Türk ve yabancı uzmanlann
yapacağı bu ekspertiz
çalışmaları için 27 Ağustos
1990 gününden itibaren
Yıldız Sarayı Silahhane
binasına başvurulabilecek.
Mavi Derinlik
• Kültür Servisi — Mavi
Derinlik admı taşıyan ortak
kitabm yeni çıkan dördüncü
sayısında "Soylem ve
Söylen Üstüne",
"Fotoğrafta Görsel Dilin
Kullanımı", "Ismet Inönü
ve Müzik" başlddı yazılar,
Isa Çelik'le yapılmış bir
söyleşi, Beaumarchais'ten
seçmeler yer ahyor. Mavi
Derirdik'e Osman Nuri
Baranus, Remzi Demir,
Ilhan Durusel, Yunus
Koray, Altay öktem,
Yüdıray Sal, Cem
Uzungüneş şiirleriyle, Sema
Ayöz ve tsmet Işık
öyküleri, Gertrude Durusoy
ve Mehmet Mümtaz Tuzcu
çevirileriyle katkıda
bulunuyorlar.
Big
• Kültür Servisi — Denizli
Belediye Sanat Merkezi ve •
Açıkhava Kültür Sanat
Merkezi'nde "The Big
Blue" (Derinlik Sarhoşlugu)
adlı film 19 ağustos gününe
dek izlenebilir. 1988 Cannes
Film Şenliği'nm açılış filmi
olan ve 1989'da iki dalda
Oscar ödülü alan filmin
senarist ve yonetmeni Luc
Besoon. "The Big Blue"da
başlıca rolleri Jean Marc
Barr ve Rosanna Arquiette
paylaşıyor.
Kayahan
Açıkhavaldaydı
• Kültiir Servisi —
Besteci, şarkı sözü yazarı ve
yorumcu Kayahan'ın önceki
akşam Açıkhava
Tiyatrosu'nda verdiği
konser oldukça coşkulu bir
ortamda gerçekleşti.
Parçalarından bazılarını
Nilüfer'le birlikte söyleyen
Kayahan'a vokalde Demet
eşlik etti. Kayahan 1,5 saat
suren konserinde "Kar
Taneleri", "Gözlerinin
Hapsindeyim", "Geceler",
"Mor Menekşe", "Esmer
Günler", "Carum Sıkılıyor",
"Sen Mühimsin", "Hep
Karanhk" gibi parçalannı
yorumladı. Sanatçının
konseri Ulus Ajans'ın
düzenlediği "Yaz
Etkinlikleri '90"
kapsamında gerçekleşti. Öte
yandan Ulus Ajans dün
akşam yapılacak son
etkinliğini iptal etti.
(Fotoğraf: Muharrem Aydın)
Troya'da
bugün
• Kültür Servisi — 27.
Çanakkale Troya Festivali
sürüyor. Festival
kapsamında Öner Yağcı,
Mehmet Başaran ve
Erendüz Atasü'nün
katılacağı imza ve söyleşi
saat 18.00'de Belediye
Sosyal Tesisleri'nde
düzenleniyor. Yönetmenliğini
ve senaryosunu Zülfü
Livaneli'nin üstlendiği ve
Rutkay Aziz, Aslı Altay ve
Uğur Polat'ın rol aldığı
"Sis" adlı fıhn saat 21.00'de
Moorabbin parkında
gösterilecek. Halk Bahçesi
Gösteri Pisti'nde saat
21.00'de düzenlenece
konsere, Seren Serengil,
Nursaç Doğanışık, Kartal
Kaan, Seren Ay, Kolenedi
Dans Grubu, Cemal Coşar
ve Lale Evrim katılıyor.
BUGÜN ~
• 'PirSultan'
Bahçelievler'de Ankara
Birlik Tiyatrosu "Pir Sultan
Abdal" adlı oyunu saat
21.00'de Bahçelievler Ünverdi
Sineması'nda sahneleyecek.