08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 AĞUSTOS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 D.Alnıanyada istifalar • DOĞU BERLİN (AA) — Demokratik Almanya'nın Hıristiyan Demokrat Başbakanı Lothar de Maiziere kabinesinden dört bakanın istifa ettiği bildirildi. Başbakan Maiziere, dört bakanın, istifalannı kendisine sunduğunu belirtti ve istifa edenlerin Maliye Bakam Walter Romberg, Tarım ve Orman Bakam Peter Pollack, Ekonomi Bakam Gerhard Pol ve Adalet Bakam Kurt Wunsche olduğunu kaydetti. G.AfrikaVla 150ÖİÜ • TOKOZA (AA) — Güney Afrika'da siyah kabileler arasında önceki gece çıkan çatışmalarda ölenlerin sayısı 150'ye yükseldi. Polis sözcüsü, Zulu ve Xhosa kabileleri arasında Johannesburg'un doğusundaki Vosloorus, Tokoza ve Phola Park, siyahi yerleşim merkezlerinde çıkan çatışmalarda 100'den fazla kişinin de yaralandığını bildirdi. Gayri resmi kaynaklar ise yaralı sayısımn 300'ü aştığım ve bu yerleşim merkezlerinden binlerce kişinin evlerini terk ederek baska kentlere gittiğini belirttiler. Rehineler kurtııldu • MOSKOVA (AA) — Sovyet gizli servisi KGB ve Gürcistan lçişfcri Bakanlığı'na bağlı birlikler, önceki gün düzenledikleri operasyonla Abaza özerk bölgesinin Sukhumi Cezaevi'nde mahkûmlar tarafından rehin tutulan 3 cezaevi görevlisini kurtardılar. Sovyet resmi haber ajansı TASS tarafından yayımlanan KGB resmi açıklamasında, operasyon sırasında, 1 KGB subayı ile Gürcistan Içişleri Bakanlığı'na bağlı bir asker ve iki rehinenin yaralandığı belirtildi. Operasyon sırasında hapishane görcvlilerini rehin alan cezaevindeki mahkûmlann liderinin de ağır yaralandığı kaydedildi. Johnson yaşıyor • MONROVIA(AA) — Liberya'da Devlet Başkam Samuel Doe*ya karşı savaşan iki isyancı grubundan birinin lideri olan ve daha önce öldürüldüğü yolunda haberler alınan Prens Johnson, dün baskent Monrovia'de bir gövde gösterisi yaptı. Johnson kendisine bağlı gerillalann kontrolündeki bölgelere düzenlediği turda, onbinlerce taraftarınca sevgi gösterileriyle karşılandı. 1\ır sırasında kalabalıktan birinin elindeki gitarı alan Johnson, "Zafar bezim olacak" şarkısım çaldı. Tarun işçiİeri birlige karşı • DOGU BERLİN (AA) — Demokratik Almanya'da geçen aralık ayındaki kansız devrimden sonra en büyük gösterinin düzenlendiği ve yaklaşık 250 bin köylünün bütün kentlerde yönetimin tanm politikasmı eleştiren gösteriler yaptığı bildirildi. Gösteriyi düzenleyen Tanm Birliği'nden yapılan açıklamada, bütün kentlerde köylülerin sokaklarda yürüyilşler düzenlediği, aynı saatlerde orman işçilerinden, sebze yetiştiricilerinden ve tanm işletmelerinde çahşanlardan oluşan yaklaşık 700 bin kişinin iki saatliğine işi bıraktığını söylediler. Bağunsız Slovak devleti • PRAG (AA) — Çekoslovakya'da yayımlanan Obcansky Denik gazetesi, 9 Slovak Partisi'nin Çekoslovakya'dan tamamen bağımsız bir Slovak devleti kurulması isteğiyle ortak bir bildiri yayunladığını haber verdi. Bildiride, Slovakya'nın geleceğinin egemen ve bağımsız bir Slovak cumhuriyetinde görüldüğü kaydedildi. Ortak bildiride, geçen hafta yapılan Çek ve Slovak cumhuriyetleri anayasal düzenleme önerisi de reddedildi. Bildiride ulasım, dış ticaret, enerji ve haberleşme bakanhklannın federal sistemden Çek ve Slovaklar arası rekabet sistemine dönuşmesini sağlamak için uzmanlar komisyortu oluştunılması da istendi. KÖRFEZ KRİZİ...KORFEZ KRİZt... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KR Irak askeriyetkilileriAmerikalı ve Ingilizlerin otelde toplanmasını emretti \abancılar toplanıyor Irak askeri yetkililerinin dün Kuveyt'te bulunan Amerikan ve îngiliz yatandaşlanna otelde toplanma emri verdiği bildirildi. İngilizyönetimi, kararı "ağır ve kötüye işaret" diye niteledi, Irak yönetiminin kararı gözden geçirmesini istedi. Dış Haberier Servisi — Irak askeri oto- ritelerinin, Kuveyt City'de bulunan tüm Amerikalılann International Hotel'de, tn- gilizlerin ise Regancy Palace Oteli'nde bir araya gelmelerini emrettiği bildirildi. Bu yöndeki haberlerin, dün binlerce yabancı- nın Irak'tan Ürdün'e geçtiği sırada geldi- ği belirtildi. ABD hükümeti, Irak yöneti- min ilgili mesajımn karmaşıklığına da dik- kat çekti. Amerikan CBS televizyonu, Irak yöne- timinin Amerikalılara Kuveyt'teki bir otel- de tODİanmaları emrini verdiğini duyurdu. lngiltere'nin ise diğer AT ülkelerinin va- taadaşlan için de aym uygulamanın soz konusu olup olmadığını araştırdığı kay- dedildi. lngiltere Dışişleri Bakanlığı yetkililerin- den WiUiam VValdegrave, yaptığı açıkla- mada, Irak'ın kararının "agır ve kötü bir işaret" olduğunu belirtti. Waldegrave, Irak'tan bu karannı yeniden gözden geçir- mesini istediğini de ekledi. Iraklı yetkili- lerin İngiliz büyükelcisine Regancy Pala- ce Oteli'ne bir diplomat göndermelerini söylediği de kaydedildi. Otelde toplanması istenen yabancılar arasında diplomatların bulunmadığı kaydedildi. Otelde taplanma süreci için ise bir sınırlama getirilip geti- rilraediği açıklanmadı. ABD yönetimi adına açıklama yapan Sözcü Richard Boucher, Bağdat'tan gekn mesajm açık olmgdıgına işaret ederek me- sajda şu sözlerin yer aldtğını söyledi: "Onlara şu ya da bu şekilde hareket edin demiyoraz... Amerikalılara emir venne yetkimiz olduğunu zannetmiyoruz ve em- retmenln haksz bir lutum oldagunu dii- şönnyoruz." Boucher, Irak yönetiminin mesajında şu cümlelerin de yer aldığıru da belirtti: "Insanlann içinde bulundugumuz duru- mun bilincinde olmalannı saglamaya ça- lışıyoruz... Otellere gitmek isterlerse iyi, ancak evde daha iyi olacaklannı düşünii- yoruz . tngiltere Dışişleri Bakanlığı, dün daha önce, 112 Ingilizin 28 araç içersınde Ku- veyt'ten Bağdat'a götürüldüğünU haber vermişti. Götürülenlerin çoğunluğunun elçilik ça- lışanlarının aileleri olduğu kaydedildi. Bagdat, daha önce yaptığı açıklamada Amerikalılann, diğer Batüı ülke vatandaş- larının ve Japonların ülkeden çıkmaları- na izin vermemişti. Kuveyt'te 4000 Jngilizin dışında, 2500 Amerikalı, 530 Fransız bulunuyor. Bu ül- kede mahsur diğer Batılı ülke vatandaşla- nnın sayısımn 700'ü bulduğu belirtiliyor. Irak'ta ise 600 kadar tngilizin bulunduğu bildirildi. Irak, Kuveyt'i işgal ettikten son- ra 90 İngiliz vatandaşı Kuveyt'ten Irak'a götürülmüştü. Ürdün Krak Başkan Bush ile görüştü Hüseyîn geri adımattı ELVEDA — Norfolk Deniz Lssunden önceki gün demir alan Jobn F.Kennedy gemisinin askerleri, çocnklannı ve yakınlannı geride bırakülar. (Fotograf: AP) UFUK GÜLDEMtR WASHINGTON — Ortadoğu krizine çözüm aramak üzere Bağ- dat'ta yaptığı temaslardan sonra Amerika'ya gelen Ürdün Kralı Höseyin'in "araalık" girişimi, uçağı daha havadayken Irak'ın ABD'ye sert bir açıklama ile sal- dırması nedeniyle "ölö dogdu". ABD Başkam George Bush, gö- rüşmede Irak'ın bu tavnmn "asıl niyetini" gösterdiğini vurguladı ve diplomatik bir çözüme kapılan kapadı. Ürdün Kralı Hüseyin de ABD'nin bu kararh tutumu kar- şısında geri adım attı ve daha ön- ceki açıklamalannın aksine, Ür- dttn'ün gemilerin geçmesine izin vermediğini söyledi. Hüseyin, ay- rıca görüşmeden sonra gazeteci- lerin sonılanm yanıtlarken, Sad- dam Hüseyin'i sahiplenmekten de özenle kaçındı. Görüşmenin genel havasımn, Ürdûn'ün bölgenin ge- leceğinde var olma garantisi ara- mak yönünde geliştiği bildirildi. Hüseyin iki saat süren görüş- meden sonra gazetecilerin sorula- nru yanıtlarken, içerde, diploma- tik bir çözüm için fazla bir geliş- me kaydedilemediğinin işaretleri- ni verdi. Hüseyin, "tçık ve samimi" bir görüşmeden "Bush'- nn ne diisıindüğünü daha iyi an- lamıs olarak" aynldığjnı söyledi. Hüseyin görüşmeden önceki de- meçkrinde, ceşitli defalar BM'nin ambargo kararı hakkında "şüpht" ifade eden cümleler sarf etmiş olmasına karşın, Bush'un yanından çıkarken, açık bir dille, "Ürdûn'ün BM kararianna say- gı dnjdugunu" vurguladı ve "Ambargoya uyuyonız, getniler geçmiyor" dedi. "Saddam Hüseyin'den Bush'a bir mesaj getinneditmi" ve "kta- se adına degil kendi adına konoş- tağuau" açıklayan Hüseyin, bir başka soru üzerine de diplomatik çözüm için her zaman umut oldu- ğunu sözlerine ekledi. ABD Başkam George Bush, ise Ürdün Kralı Hüseyin'in, Irak'ın dış ücaret için hayatiödem taşıyan Aka- be Limaru'nın kapatılacağı konu- sunda kendisine teminat verdiğini söyledi. Başkan Bush, Kral Hüseyin ile gönlşmesi sonucunda, Irak as- kerlerinin Suudi Arabistan sınınn- danveKuveyt'ten çekilmesineilişkin ümitsiziiğinin yok olmadığını belirt- ti. Irak Devlet Başkam Saddam Hüseyin, dün Bağdat televizyo- nundan bir sözcüsü aracüığı ile yaptığı açıklamada, ABD Devlet Başkam George Bnsb'un önceki gün kendisine yönelttiği suçlama- ları yanıtladı. Saddam Hüseyin "Asd yalananııı Bush oldngunu" söyleyerek, ABD Başkam'nın "Kutsal savaşçılara karşı hırsız Araplarla birleşügini" iddia etti. Bush'un Ürdün Kralı Hnseyia ile görüştüğü sıralara rastlatılan Saddam'ın televizyon açıklama- sında, ABD Başkanı'na "Ben si- rin daha uzak göröşltt oldufuna- zv düşunürdüm. Siz ise yaUn soy- leme yoranu seçtiniz ve kendi hal- kınıza yalan söylediniz. Askeri güç kullanma yotajrla Araptaı kiiçtik diişunneye çahşıyorsıınnz" şeklinde hitap etti. Çarşamba gecesi ABD'de en çok izlenen progTamlardan birinde konuşan Irak Dışişleri Bakam Ta- nk Aziz ise, ABD'ye hem uzlaş- ma teklifinde bulundu hem de "gözdagı " verdi. Tarık Aziz, "Eğer Amerikan yönetimi, ikili ilişkiler konusun- da bLrimle gorüsmek istiyorsa gö- riişmeye hazırız. Körfez'deki du- rnm hakkında konuşmak istiyor- sa, yine hazınz" dedi. Washington, Irak liderinin niyetini tahmin etmeye çalışıyor ABD'de Saddam senaryolarıWASHING- TON (Cnmho- riyel) — Ku- veyt'in işgalin- den bu yana iki hafta geçmiş ol- masına karşın ABD yönetimi, Irak lideri S«d- dam Hüseyin'in Saddam bundan sonraki adımının ne ola- bileceği konusunda Hkir bırliği içinde değil. Amerikan basımna göre, Hüseyin hakkındaki Ameri- kan istihbaratı çok zayıf ve bun- dan sonraki adımını kestirmeye yetecek analizler yapmaya elver- miyor. Ama yine de Amerikan yöneti- mi içinde, Hüseyin'in niyeti konu- sunda iki senaryo tartışılıyor 1) Krizi genişletebiHr Bu teori- ye göre, Hüseyin "sert ve acıma- sız" bir lider. Kuveyt'i işgal eder- ken gösterdiği "saldırganJıgı", ör- neğin Israil'i de krizin içine çeke- bileceği bir çizgide tekrar sergile- yebilir. Amerika'mn Körfez'e mu- azzam bir askeri güç yığıyor olma- sı, Hüseyin'i pragmatik olmaya it- meyebilir. Kuveyt'i işgaline tüm dünyamn seyirri kalacağuu ve ses- siz sedasız bu işi bitireceğini dü- şunerek yaptığı yanhş hesabı, şim- di krizden çıkış için çizebileceği stratejide de tekrarlayabilir. Hüse- yin, 22 yıklır suren iktidan boyun- ca ilk kez bu tür bir tecritle karşı karşıya. Eğer krizi genişktmeye gi- rişmese dahi, büyük bir olasılık- la Arap başkentlerinde tribünle- re oynayabilir. (Irak geçen pazar- tesiden beri Mısır halkına yönelik yeni bir radyo kanalı başlattı) ve bununla Araplann Irak'a ekono- mik tavizler vermesini sağlar. Dünyanın bu coğrafyasında, Amerika'mn bir ulusal lideri ko- şeye sıkıştırmasmın, hatta darbe vurmasırun onu çoğunlukla daha güçlü hale getirdiği, bu kapsam içinde hatırlatılıyor. 2) Müzakere yolu: Amerikan yönetimi içinde tartışılan, ama il- ki kadar taraftan olraayan bu se- naryoya göre Hüseyin, şimdi ar- tık müzakere yoluna basvurur. Bu senaryonun fazla taraftan .yok. Çünkü Hüseyin ile müzakereye girmek, Amerika acısından "s«l- dırganı ödüllendirmek" ile eşde- ğer sayılıyor. Bu görüşe göre Hü- seyin, bir "deH" değil, gerektiğin- de uzlaşmasını bilen bir potitika- cı. Geçen pazar ortaya attığı "b«- nş öoerisi" ve iki gün önce Iran'a yaptığı banş çağnsı, Hüseyin'in bu aşamada "gururnnn kurtaracak" bir uzlaşmayı tercih edebileceğinin işaretini veriyor. Yönetim içindeki Irak uzmanlan, Hüseyin'in 1975'te Şah'm Irak Kürtlerini tahrik etmeyi durdur- masına karşılık tran'ın Şattüla- rap'a dönük toprak taleplerini ka- bul ettiğini hatırhyor. 1982'de tran'ın Irak toprakiarına girmeye başlamasıyla birlikte Hüseyin'in, lran'ın Arap nüfuslu Kuzistan bölgesi Uzerinde hak iddia etmek- ten hızla vazgectiğine de dikkat ce- kiliyor. ABD'nin resmi politikası her ne kadar Irak ile müzakereye oturulmaması yönünde ise de Irak'ın Kuveyt'ten cekilmesi kar- şılığmda, ABD'nin Hüseyin'in varlığına tahammul etmeyi kabul- lenebileceği, ama Suudi Arabis- tan'da askeri güç bulundurmayı sürdüreceği türünde bir uzlaşma- ya razı olabileceği kulislerde ko- nuşuluyor. Amerikan yönetimi içinde Hü- seyin'in atacağı olası adım konu- sunda birfikirbirliği yok. Üzerin- de fikir birliği olan tek konu, Hü- seyin'in 22 yülık iktidaruun ilk kez bu derece "tehdit altında" olduğu. DUNYADA BIJGIJN ALİSÎRMEN İleri Karakol ve Dezenformasyon Körfez bunalımı, savaşa dönüşse de dönüşmese de elbette bir gün bitecek. Büyük şamata dindikten sonra, herkes bu ba- direde ne kazanıp ne kaybettiğinin hesabına oturacak. Önemli olan, bu hesabı iş işten geçtikten sonra değil de bugünden ya- pabilmektir. Politikası tepeden tırnağa VVashington'un mutemetliğine da- yanan TO'nün, bu hesabı, çok yönlü verileri doğru deâerlendi- rerek sağlıklı bir biçimde yapmasını beklemek güçtür. TD ve stra- tejik önemimizin azaldığı paniğine kapılan kimi politikacı ve ya- zarlar olaya eski bir alışkanlığın gözlüğüyle bakıyorlar. Onlara göre son olay, değişen dünyada, önemi azalır gibi görünen Tür- kiye'nin şimdi yeni ve değerli bir yer edinebilmesi için bulunmaz bir olanaktır. Türkiye acaba değişen dünyada nasıl bir yer edinebilir diye sorarsanız, verecekleri yanıtın özü petrol üreticilerinin, yani is- ter Avrupa'nın ister NATO'nun Ortadoğu'daki çıkarlarının bekçi- liğidir Başka bir deyişle, değişen dünyada Türkiye yine değişmeysn bir rol yüklenecektir, Batı'nın ilerı karakolluğu. Eskıye oranla de- ğişen tek şey, ıleri karakolluk işlevinin Sovyetler ile Varşova Paktı ülkelerine değil de Ortadoğu'nun petrol üreten devletlerine, ki- mi zaman Araplar'a kimi zaman Iran'a yönelik olması. TÖ ile destekçileri, yalnız bu rolü üstlenmemizi istemekle ye- tinmiyorlar, bir de"aman ha acele edelim, geç kalıp da altın de- ğerinde bir olanağı heba etmeyelım" telaşı ıçindeler. İleri karakol tutkusunun zebunları kendilerini isteriye öylesi- ne kaptırmışlar ki Irak'a karşı izlenecek yol konusunda Arap âle- minin olduğu kadar Batı dünyasının ve NATO'nun da birleşeme- diğinin, ciddi gorüş ayrılıklan içinde olduktannın ayırdına bite va- ramıyorlar. İleri karakol misyonu tutkunlan, aynı zamanda bütün NATO ülkelerinin tersine, Türkiye'nin, bunalımın bitiminden sonra da bölgede bugün hedef halıne gelen ülkenin komşusu olarak ya- şayacağını düşünmüyoriar. Sağduyulu bir poiitika Ortadoğu'daki oluşumlan hesaplarken; şu anda zor günler yaşıyor da olsa, gücü kimse tarafından yadsınmayacak olan Sovyetler Birliği ögesintn gözardı edilmemesi gerektığini, zaman zaman ABD'nin bile gı- rişimde bulunmadan önce görüşünü alma gereğini duyduğu Moskova'nın düşüncesine hiç itibar etmeden çizilecek yeni bir politikanm Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında yeni güven bu- nalımlarına yol açacağını da düşünmesi gerekir. İleri karakol işlevini yeniden kazanabilmek için çabalayan, edü- gen stratejik öneme dört elle sanlan TÖ, anayasayı ve rejimin temel yapısını çiğneyerek yetkisi dışında poiitika olustururken, ona buna sık sık telefon etmesine karşın Gorbaçov'un numara- sını çevirmeyi bir türlü düşünmüyor. Böyle bir tutum bunalım bit- tikten sonra da Türkiye ile Sovyetler arasında giderilmesi uzun zaman isteyecek bir soğukluk yaratabilır. Oysa, soğuk savaş sonrası dönemde, Sovyetler Birliği ile iyi ilişkiler Türkiye'ye ekonomik açıdan da büyük yararlar sağlaya- bılecek olanakların kapısını açabilecektir. Hatta çok kısa erimli olmayacak bir gelecekte, Kuzey komşumuzun Attantik'ten Ural- lar'a bir Avrupa içinde yer alması için Türkiye'ye köprü işlevini yüklenmesini düşünmek bile mümkündür. Dar görüşlü ileri karakol işlevi tutkunlarının bu gerçekterin ayır- dına varmaları beklenemez. Ne var ki çok açık olan gerçekler; kamuoyunun savaş çığırtkanlığı karşısında tavır olmasına yol açarken ANAP grubunu da bir ölçüde etkilemış ve TO'nün Sam Amca'nın dümen suyunda bir poiitika izlemek için Meclis'ten is- «ediği yetkiyi almasını engellemiş, bakanlara ımzalatılan boş ka- rarnameler de işe yaramaz hale gelmiştir. Gerek kamuoyu gerekse muhalefet olayı geniş çizgileriyle kav- ramış bulunmakta ve TÖ yandaşlannın yorumları bu yönelişi de- ğiştirmeye yetmemektedir. Ne var ki bu tavır Türkiye'ye illa yeni ileri karakol işlevini yük- leyip Ankara'yı ateşin içine çekmek isteyenlerin işlerine gelme- mekte ve hesapları karışanlann sinirlenmelerine neden olmak- tadır. Maxwell namlı zatın geçen günkü yat küstahlığı, sadece kişisel karakterinin bir ürünü olmayıp aynı zamanda bir telaşın da sonucudur. Ancak savaş yandaşı yorum yoluyla elde edemediği sonucu dezenformasyon yoluyla elde etmeye çalışacağını da görmez- den gelemeyız. Arkadaşımız Okay Gönensin'in, sıcak günler geç- tikten sonra da anımsanacağını sandığım, Körfez bunalımı ile ilgili olarak yazılmış en ilginç yorumlardan biri olan 13 ağustos tarihli yazısı, Batı'nın dezenformasyon konusunda ne denli güçlü olduğunu ve bu gücün ne gibi sonuçlar doğurabileceğini göz- ler önüne seriyordu. Nitekim o yazınm yayımlanmasından bu yana, yabancı basında olduğu kadar yerli basında da savaş çığırtkanlarının ekmeğine yağ süren usta dezenformasyon örnekleriyle sıkça karşılaşır olduk. İleri karakol tutkusu siyasal iktidarın bir bölümû ile destekçi- lerinin tüm çabalarına karşın kamuoyunda itibar görmedi. Aynı sağlıklı durumun sürebilmesi için kamuoyunun ve basın olarak hepimizin dezenformasyona karşı da uyanık bulunmamız zorunlu. İLAN T.C. BÜYÜKÇEKMECE KADASTRO MAHKEMESİ Esas No: 1990/31 Büyükcekmece ilçesi Esen>'urt köyü Kösecayuı mevkiinde kain 9750 m* yüzölçümlu 1692 parsel için davacılar Firuzköyü'nden Mehmet Bay- kal, Hüseyin Turhan ve tsmail Arda ile ekteki listede isimleri yazılı davalılar arasında mahkememizde dava devam etmekte olup duruş- ma gününü bildırir tebligat davalıların adresleri tespit edilemediğin- den adlanna yapılamamıştır. Bu nedenle duruşma günunun adlanna ilanen tebliğ edilmesine karar verilmiştir. Ekli listede isimleri yazılı davalılann duruşma günü olan 28.8.1990 günu saat 10.40'ta Büyükcekmece Kadastro Mahkemesi'nde hazır bu- lunmalan veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri, aksi takdir- de duruşmaya yokluklannda devam olunup gıyaplannda karar veri- lebileceği ilanen tebliğ olunur. 2.8.1990 Basın: 31740 DIŞ BASIN THE WALL STREET JOÜRNAL. Unutulan müttefik Türkiye Bundan iki hafta önce bir Ame- rikalıya, bir Almana veya bir tn- gilize, herhangi bir NATO ülkesi- nin hak'la sınırının olup olmadı- ğını sorsamz, şaşkın bakışlarla karşılaşırdınız. Ancak ABD Dışiş- leri Bakam James Baker, geçen hafta Ankara'ya kadar giderek Körfez krizinde verdiği destekten dolayı Türkiye'ye teşekkür etti ve büyük stratejik öneme sahip bu ülkeden, daha fazla yardım iste- di.Türkiye, NATO'nun tek Müslü- man üyesi. Müslüman olmasına karşın tamamen laik bir ülke. Türkiye'de şarap üretimi yapılıvor ve diğer tslam ülkelerine oranla demokrasi karnesi çok daha ba- şarüı. Türkiye'nin basında şu an- da Turgut özal var. özal, bir ko- nuşma sırasında silahlı saldırıya uğradıktan hemen sonra ayaküs- tü ellne pansuman yaptınp konuş- masını sürdürecek türde bir lider. Sovyetler Birliği'nin güneyinde, Basra Körfezi'nin ise kuzeyinde yer alan Türkiye, eşsiz bir jeopo- litik konuma ve NATO'nun ikin- ci en büyük ordusuna sahip. Türkiye'nin askeri donammı, ABD Kongresi'nde alınan karar- larla kısıtianıyor. Büyük bir stra- tejik öneme sahip olan Türkiye?- nin ABD'den aldığı her 10 dolar- hk askeri yardıma karşılık, küçük bir ülke olan Yunanistan'a 7 do- larlık askeri yardım veriliyor. Amerikan Senatosu, 1. Dünya Sa- vaşı sırasında yok olup giden Os- yokuşa sürüyor. Sorunun çoğu, elbette Kıbrıs'- taki Türk askeri birliklerinden kaynaklamyor. Ancak Kıbns'ta savaşı Türkiye değil 1960 bağım- sızlık anlaşmasına rağmen, Kıb- rıs'ı Yunanistan'a katmak isteyen Yunan albaylan başlattı. Türkiye ise bağımızlık anlaşmasının ga- rantörü olarak adayı işgal etti. saldırıslndan kaçarak Kuzey Irak1 tan gelen yaklaşık 100.000 Kürt, Türkiye'ye sığındı. Türk hüküme- ti, bu şanssız Kürtterin banndırü- ması için tüm yetldlerini kullan- dı. Türkiye, NATO'nun tek Müslüman ülkesi, ama buna karşın tümüyle laik. Eşsiz bir jeopolitik konuma sahip. Bunlara rağmen Amerikan Kongresi Türkiye*nin askeri donanımım kısıthyor. manlı lmparatorluğu zamanında yaşanan Ermeni trajedisine gömü- lerek Türkiye karşıtı kararlar çı- karıyor. Oysa günümüzde yaşa- nan, Türk diplomaüannın Ermeni teröristler tarafından katledilme- sidir. Ve Avrupa Topluluğu, Tür- kiye'nin üyelik başvurusunu, '1993'len öace ele almanın imkânsız' olduğunu söyleyerek lnsan hakları konusuna gelın- ce; Avrupa ülkelerindeki çok sa- yıda Türk siyasal sığınmacı bir ya- na bırakılırsa Türkiye, diğer ülke- lerden gelen mülteciler için bir sı- ğınak oluşturuyor. Bulgaristan- dan gelen 300XXX) Türk, geçen yü Türkiye'ye kabul edildi. Türkiyeî- nin, Kürt azınlıkla sorunlannın olmasına karşın kimyasal silah Ashnda Batdılann T y j hor görmesinin temelinde, Türki- ye'nin Müslüman bir ülke olnMl smdan kaynaklanan önyargüar yaüyor. Bunun, Türkiye için bir meziyet olduğu, şimdi her zaman- kinden daha açık bir biçimde or- taya çıktı. Türkiye, örnek bir mo- dern Müslüman ülke, demokratik, laik ve serbest piyasa ekonomisi- nın kurallanna bağlı. Türkiye, Irak konusunun üze- rine cesurca gitti. Irak'ın Türkiye 1 den geçen petrol boru hattını ka- patarak maddi zararı göze aldı. Bunun yanı sıra topraklannda bu- lunan ABD üssünün, gerektiği an- da kullanürnasını da kabul etti. Batı'dan gelecek daha olumlu yaklaşımlarla Türkiye, Ortadoğu1 nun modern dünyaya katılmasın- da anahtar rol oynayacaktır. (13 agostos) Tatile çıkarken bankanızı yanınıza almayı unutmayın! T TurKıyenin her yennde 2 4 s a a <- para para y a.v navale yapıUr. %& alışverişyapılır. M YAPI^CKREDi "hizmette sınır yoktur"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle