27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER // AĞUSTOS 1990 Arsa ISasA Üretilir? Var olan imar planlarının uygulanmasında 18. maddenin sürecin ayrılmaz parçası olarak işletilmesi, gecekondu alanlannda 2981 ve 3194 sayıh yasalann eşgüdümlü uygulanması, yeni yerleşim alanlanmn ve kent kuşaklarının planlanmasında 775, 2981 ve 3194 sayıh yasalann kombinasyonu gibi seçenekler düşünülebilir. Doç. Dr. EROL KÖKTÜRK Harita ve Kadastro Mühendisi KemJeşme konusundaki, konut sorununun çö- zOmündeki tartışmalar, dönüp dolanıp iki ana nok- tada yoğunlaşmaktadır: • Kentsel alanlarda spekülasyonun sınırlandırıl- ması, olanaklıysa önlenmesi, değilse rantların ka- muya döndürülmesi, • Arsa üretilmesi. Bu iki nokta, son dönemler, özeilikle 26 Mart sonrasında gündemdeki yerlerini korumaktadır: Hükümet - yerel yönetimler karşılaşmasında, eski dönem belediyelerden alınan zorunlu kalıtta (bu ka- lıtın en olumsuz parçalanndan biri, belediye uygu- lamalanyla spekülasyonun sıirekli körüklenmis ol- masıdır), şimdi yapılraak istenenlerde ve yapılma- sı gerekenlerde, belediyelerin tıkanmalannda ve va- tandaşın beklentilerüıde, arsa ve konut sertifika- larında bu iki nokta ön plana çıkmaktadır. Arsanın gerçek tanımı Toprak spekülasyonu, izlenecek toprak politika- sına bağlıdır. Toprak politikasıyla toprağın doğal kaynak özeüiğinin kabûl edilmesi ya da edilmemesi, ediliyorsa bunun, toplum yararı teraelinde yaşama geçirilmesi oranı, spekülasyonun önlenmesi ya da sırurlandınlması için temel koşuldur. öte yandan tartışmalarda, kararnamelerde, ser- tifıkaJarda yılların yanlışı sürdürulmektedir. Arsa nedir? Kentsel alanlardaki her toprak parçası arsa mıdır? Ya da bir toprak parçası ne zaman arsa özel- liği kazarur? Bu sorular kentbilim açısından açık- ça tanımlanmış sorularken, en yetkili ağızlarca ek- sik, çarpık ve kentbilim içerikleri bosaltılarak ele aknmaktadırlar. Bu nedenlerle sorunu doğru biçim- de gündemde tutmak zorunluluk olmaktadır. tmara olgun toprak, Özlü biçimde, "yerel koşul- lara uygun olarak altyapısı yeter derecede tamam- lanmış, yapısal kullanma olanağı olan toprak" bi- çiminde tanımlanır. Bir toprak parçasımn önce tarımsal kullanıştan kentsel kullanışa dönüşüm için planlanması, gere- kiyorsa parsellenmesi, sonra altyapısırun hazırlan- rnası, daha sonra da yol, otopark, yeşil alan ve mey- dan gibi kamu işgörüleriyle öteki kamusaJ yapıla- ra kavuşturulması onun değerini arttınr. Bir top- rak parçası, ancak altyapıya ve kamu işgörülerine kavuşunca arşa niteliği kazanmış olur. Eşdeyişle, ancak bu önkoşulun gerçekleşmesi sonucu toprak- lar imara olgun toprak durumuna gelirler. Burada önemli bir noktayı vurgulamakta yarar var: Kadastro ve tapu sicili anlamında bir parsel- leme, bir toprağın imara olgun toprak sayılması için mutlak koşul değildir. Temel koşul, altyapırun ya- pılmasıdır. Bunu özeilikle toplu konut alanlann- da ve yatay kat irtifakı kurulması durumlannda görmek olanakhdır. Ancak yine de var olan imar planının uygulan- ması, böylece hiç değilse imar adalannın ya da pay- daş durumuna göre oluştunılacak parsellerin ara- ziye aplikasyonu, arsa olma için gerekli koşul ol- maktadır. Gerçi bizde plan uyguianmadan, kadast- ral tescil yapılmadan, göz karan yol açmalar, su terazisi mantığıyla, gözometrik yöntemlerle kana- lizasyonlar döşemeler de yaygındır. Ama bunlar, "imar planının yapılması" esprisiyle bağdaşmaz- lar. Doğrusu, yol projelemenin ve altyapının plan uygulaması sonrası yapılmasıdır. Ülkemizde 10.000 nüfustan fazla yerleşmelerin imar planları büyük oranda yapılmıştır. Hatta birçoğununki 1 'den çok yapılmıştır. Ancak bütüncül plan uygulamalanrun gerçekleşrne oraru, ülke geneünde yüzde 5'i gecmez. Kent topragı iiretme yollan İmar planı uygulamalan yoluyla parsellenmiş ve tescili yapılmış kent toprağı üretilmesi değişik bi- çimlerde olabilir. Bunlann en yaygınlarından biri kamulaştınnadır. Bu yol pratik ve hızlı gibi algı- lanmasına karşın, son derece pahalı ve tüzel pro- sedürü açısından en uzun yoldur. Böyle olmasına karşın bu araç birçok belediye tarafından ısrarla uygulanmaktadır. Başka bir yaygın yol ise İmar Yasası'run 15. mad- desine göre yola, yeşil alanı terk, ayırma ve birleş- tirme işlemlerini bir parsel ya da bunlann bir gru- bu bazında, tek tek ya da kombine uygulayarak planlann araziye gecirilmesidir. Parsel iyelerinin is- temi üzerine gerçekleşen bu uygulamalar yaygın ol- malarına karşın, planla getirilen parselleme ve ya- pılaşma koşullarıru, plan bütünlüğü açısından her zaman sağlayamazlar. Bunun sonucu, bir imar ada- sında yola cephesi olan iki parsel arasında, imar açısından kullarulamaz kadastro parselleriyle kar- şılaşılır. Ya da biçimsiz ve standart olmayan par- selasyonlara uydurulmuş, estetik olmayan yapı tip- leriyle karşılaşılır. Böylesi parçasa uygulamalar so- nucu, kadastro parselinden yol, park geçen bir iyi, çoğunlukla kamulaştırmayı beklerken, parseü imar adasında uygun bir durumda olan komşusu, zıp- layan rantı avuçlannda bulabilmektedir. Oysa 15. maddenin 2 madde ötesinde duran 18. maddenin (eski tmar Yasası'nın 42. maddesi) ay- nmında olamamıştır belediyelerimizin çoğu. Ya ay- rımına (farkına) varamamışlar ya bu maddenin avantajlarını görememişler ya da yeterli personel- leri olmadığından ve parasal açmazlan yüzünden bu maddeyi işletme gücünde olamamışlardır. Bu madde, plan bütünlüğünu yaşama geçirme, planla amaçlanan standardizasyona ulasma, resen uygulanma, sorunlan bir potada değerlendirerek çözme, tek elden uygulama ve kamusal alanlar için kamulaştırma yükünden kurtulma gibi avantajla- rıyla, özcesi sağlıklı kentleşmeyi planın gerçege dö- • nüştürülmesiyle destekleme ve güvenceleme yönle- riyle öjıemli bir olanaktır. Bu maddenin uygulanması sonucu geniş alanlar- da parsellenmiş topraklar üretilmesiyle tekelci top- rak iyeliklerinin spekülasyona dayalı havadan ka- zanç eğilimleri de sınırlandırılabilecektir. Şu noktanın göz önünde bulundurulmasında ya- rar vardır: Örneğin, 50 hektar alanda plan uygu- lamasının bedeli, bugün yaklaşık 100-150 milyon lira dolayındadır. %35 düzenleme ortaJclık payı sı- nınna dayanan kamusal alanların kamulaştırma yo- luyla edinilmesinin bedeli, etnlak vergisi karşılık- lanna göre kamulaştırma yapılması durumunda bi- le en az bunun 2-3 katı olmaktadır. Bu büyüklük- te bir alanda plan uygulaması yaklaşık 3 ayda bi- tirilebilirken, kamulaştırma prosedürü yıllarca sü- rebilmektedir. Harita sektörünün en deneyimli olduğu alanlan- dan biri imar planı uygulamalarıdır. Yasal olarak da doğru biçimde harita mühendıslerinin sorum- luluğunda yürütülen plan uygulamalan, yeni bir ka- dastral durum oluşturmakta, özellikle anakentler- de en genci 30-40-50 yaşında olan kadastrolar böy- lece yenilenmektedirler. lyelik sorunlan, yılların kangrene dönüştürdüğü hisseli iyeliğin açmazlan, 2981 sayıh yasaya dayalı uygulamalarla da gece- kondu alanlanndaki sorunlar saglıkh bir çözüme kavuşturulabilraektedirler. lyelik sorunlarının ve durumlannın iyi bir çözümlemesi, gelişkin ve bil- gisayar destekli uygulamalarla bütünleştirilince çağ- daş çözümlere ve ürünlere erişilebilmektedir. tmar tüzemizin yamalı bohça olduğu, bir sistem yapısında olmadığı ydlardır yinelenir; sistemin iç- sel çelişmeleri vardır. tmar Yasası, kentsel toprak- lann kullanım koşullanyla Ugili bütüncül ilkeler ge- tirmemiştir. Kentleşmenin önemli ilkeleri bu tüzel paket içinde yer almamıştır; toprak karşılıklannın saptanması gibi, rantların kamuya döndürülmesi gibi... Gecekondu sorunu ve imar afları, politik çı- karlara bulaştınlmadan gerçekç, bir tüzel tanıma kavuşturulamamışlardır. Konut sorununun para- sı olana dönük çözümü sürmektedir. Tüm bunlar ve benzeri olumsuzluklar ortadadır. Ancak bu yamalı bohça, bir sistem yapısına ve olgunhığuna getirilinceye kadar geçecek süreç içinde kentleşme durmayacaktır. Böyle olunca var olan sistemin iyi öğelerini ortaya koymak, yapılacak ta- rama sonucu ortaya çıkacak araçlan ve öğeleri bir- birleriyle eşgüdümlcmek ve uygulamaya dönüştür- mek gerekmektedir. Bu taıamanın zorunluluğu şu ömekle somutlanabilir: Arsa sertifikaJan satışa so- nulmuştur. Kentsel alanlarda ve çevrelerinde Ha- zine, topraklarına sahip olmak istemektedir. Be- lediyelerse bu topraklan bırakmak niyetinde değil- dirler. Bu tartışmaların arasında, 775 sayıh Gece- kondu Yasası'nın 3. maddesi yıllar sonra neredey- se yeniden keşfedilmiştir. 18. madde işletilsin Kentsel alanlarda spekülasyonun önlenmesi ve rantların kamuya döndürülmesi yollan başka bir çalışmanın konusudur. Ancak parsellenmiş kent toprağı ve gjderek arsa üretimi için var olan sis- temde işletilecek birçok düzenek (mekanizma) var- dır. Bunlar arasında, var olan imar planlanmn uy- gulanmasında 18. maddenin sürecin aynlmaz par- çası olarak işletilmesi, gecekondu alanlannda 2981 ve 3194 sayıh yasalann eşgüdümlü uygulanması, yeni yerleşim alanlanmn ve kent kuşaklannın plan- lanmasında 775, 2981 ve 3194 sayılı yasalann kom- binasyonu gibi seçenekler düşünülebilir. Tüm olanaklar değerlendirilmelidir. Anayasaıun 35. maddesi başta olmak üzere tüm iyi öğeler bir potada cesaretle birleştirilmelidir. Başta anakent- ler olmak üzere, gerçekten toplumun ve kentlile- rin yaranna olan, büyük ve geri dönülemez proje- ler başlatılmalıdır. Ufak tefek operasyoniarla, ör- neğin Istanbul'da kentsel yaşamı çekilir duruma ge- tirmek olanakh değildir. Ama öte yanıyla da kent- leşme sorunlarırun, bu sistem içinde de çözümler aramamızı kaçınılmaz kılan güncellikte ve boyut- larda olduğunu gözardı etmemek gerekiyor. EVET/HAYIR OKTAYAKBAL Demokrasi Cephesi Kurulmadan... İnsan hakları, ınsan hakları, insan hakları, insan hakları, in- san hakları!.. Kaç paneli izledim, kaç paneide Konuştum, bu konuda kaç ya- zım yayımlandı? Sayısını bilmiyorum. Birde imzaladığım bildiri- ler, açıklamalar var. Yıllardır, özeilikle 12 Eylül 80'den beri sü- rekli konuşuyoruz, yazıyoruz: insan hakları demokrasi gereği- dır; insan hakları bir gün herkese gerekir; insan hakları uygarlı- ğın ayrılmaz ögesidir; insan hakları, insan hakları!.. Gerçi 82 Anayasası da ınsan haklarına yer vermemiş değil. İşkence, ezıyet yasaktır diyor, bireyin haklarını tanıyor, ama baş- ka yasalarla bu hak ortadan kalkar gibi: 82 Anayasası bireyi ko- rumaya değil, devleti korumaya yönelik bir maddeler yığını. Dev- leti bireye, yani insana karşı korumayı öne almış. Bireyin hakla- rı, özgürlüklerine o kadar önem vermemiş... İnsan Hakları Bülteni'nin son sayısını karıştırıyorum: 'işken- ce, taban patlattı', 'Doğu'da hukuk yok', 'Cezaevlerinde Eskişe- hir gerginliğı', Gülay Beceren için el ele.' Başkan Helvacı ınsan hakları konusunda nasıl bir çözürn gerektiğini şöyle özetliyor: "İvedi çözürn hemen bir af yasası çıkarılmasıyla sağlanabi- lir... Kalıcı çözüm ise demokrasiyi eksiksiz yaşama geçirmekle sağlanacaktır. Gerçek bir demokraside düşünce kavramı ile suç kavramı yan yana gelemez. Eğer demokrasi gerçekten yaşama geçirilirse cezaevlerinde yüzlerce yıl ceza almış düşünce suç- luları bulunmaz ve bızler de açlık grevi gibi sorunlarla yüz yüze kalmayız." Demek en başta gelen sorun, insan haklarını uygulatmaktır. demokrasiyi ülkemizde yerleştirmektir. Bunu nasıl yapacağız? Bugünkü iktidarla, bugünkü parlamento ile mi? Çözüm 82 Ana- yasası'nın ortadan kaldırılması, çağa yakışan yeni bir anayasa- nın hazırlanıp benimsenmesidir. Ama bunu nasıl başaracağız.? Geçen hafta Ören'de Balıkesir İnsan Hakları Derneği'nin dü- zenlediği 'Demokrasi ve İnsan Hakları' panelındeydim. Prof Bah- ri Savcı, avukat Nevzat Helvacı ve ben. Savcı her zamanki gibi insan haklannın tarihsel gelişmesıni özlü biçimde anlattı. Hel- vacı da başkanı olduğu İnsan Hakları Derneği'nin çaiışmaları- nı, amacını belirtti. Sıra bana gelince şöyle konuştum: "82 Anayasası, orası burası düzeltilerek demokratik bir biçi- me kavuşturulamaz Yepyeni, çağdaş bir anayasa hazırlamak gerek. Bunun yolu da parlamentoda gerçek bir demokrasinin kurulmasından yana bir çoğunluk yaratmaktır. Türkiye'de demok- ratik yaşam, işkencelerin, ezıyetlerin kalkması. insan haklarına saygının yerleşmesi, demokrasiyi bütün koşullanyla kurmamı- za bağlıdır. Bunu da parlamento gerçekleştirebilır. Ama bugün anayasanın değiştirilmesini, gerçek bir demokratik düzenin yer- (Arktat 1,7. Sayfada) Sağlık Taramaları P Insanlığın, sağlık taramaları konusunda yeterince bilimsel bilgi ve deneyim birikimi vardır. Bu evrensel birikime sahip bilge uzmanlar elbette ülkemizde de vardır. Düşünüyorum da, bir süredir yürütülmeye çahşılan ve adına da Ulusal Sağlık Taraması denilen traji-komik uygulamalann yukandan beri özetlemeye çahştıklarıma benzer bir yanını bir türlü bulamıyorum Dr. AHMET SALTIK Traky Tarama. Amerikan Kronik Hastalıklar Komisyonu'na göre şöyle tanımlanmakta- dır: Bir toplumda hızla uygulanabilen test- ler ve muayeneler ile bilinmeyen hastalıkla- nn ortaya çıkanlması. Demek oluyor ki. kişilerin -yalnızca has- talann değil!- sağlık kurumlanna kendili- ğinden başvurusu beklenmeksizin, henüz belirti venneyıen hastalıklanaeriBen evrede ortaya konması amaçlanmaktadır. Bu ya- nı ile tarama çalışmalarının, topluma götü- rülen önemli koruyucu sağlık hizmetlerin- den olduğu açıktır. Aynca, sağlık hizmetle- rinin yalnızca -başta hastaneler olmak üze- re- sağlık kurumlannın 4 duvan arasında verilemeyceğinin de dolaylı bir itirafı, ka- bulüdür. Taramada iki temel öğe Öte yandan. taramalarda sağlam görü- nüşlü kişiler muayene edileceğinden, erken tanı amacıyla toplumun tüm üyelerinin ay- rıntılı bir fiziksel muayeneden ve laboratu- var incelemesınden geçirilmesinin de son derece zor ve pahalı bir ışlem olacağı orta- dadır. Bu bakımdan. tarama hızmetlen- nın. toplumun belirli gruplarına sınırlandı- nlması kaçınılmaz gözükmektedir. Eldeki kaynaklar ve zaman. en belirgin sınırtama öğeleridir. Varolan nüfusun boyutlan, çok ağırlıklı bir belirteçtır., Bugün için hastalıklann sayısının 5000'i aştığı da anımsanacak olursa; tüm hasta- Iıklan. bütün toplum gruplannı kapsaya- cak biçimde tarama girişimınin ne denli zor -hatta olanaksız- ve anlamsız olduğu kola>ca anlaşılabilecektir. Bu yüzdendir ki. tarama hizmetleri 2 temel öğe mutlaka göz önünde tutularak planlanmakta ve yü- rutülmektedır. Bunlar: 1- Öncelikü olabilecek sağlık sorunlan ile tarama kapsamını konusu aç.sından be- lirleme, 2- Söz konusu sağlık sorunlan ile önce- likle yüklü olması olası toplum gruplanna a Univ. Tıp Fak. Oğr. Uyesi -risk altındakı kesimlere- yönelerek tara- ma büyüklüğünü nüfus ya da yöre bakı- mındansınırlama. Böyle yapılması durumunda, sınırlı kay- naklar toplumun öncelikü sağlık sorunlan- nın saptanmasına ve çözümüne dönük ola- rak rasyonelce kullanılabileceklerdir. Öte yandan, tarama etkinliklerinin belirli ve uzayıp gitmeyen makul bir zaman dilimı içinde bitirilmesi de bir başka zorunluluk olmaktadır. Ancak bu yolla birtakım epi- demiyolojik ölçütlerin hesaplanması ola- naklıdır. Bu ölçütlerdir ki: ülkede sağlık hizmetlerinın bilimsel planlamasında -kı böylesine bir olgu vardır, mümkündür ve uygulanmaktadır- kendilerinden güncel olarak yararlanılacaktır. Öyleyse, tarama hizmetlerini belirli bir ya da birkaç hastalığı -daha doğrusu sağlık sonınunu- ortaya çıkarmayı hedefleyen, ülke kaynaklannın elvereceği büyüklükte, özellikle risk altındaki sınırlı toplum grup- lanna dönük özel nitelikli koruyucu sağlık hızmetlen biçiminde planlamak ve yürüt- mek kaçınılmayacak bir bilimsel zorunlu- luktur. Aksatılmamalı... Akıldan çıkanlmaması gereken bir baş- ka nokta da, tarama hizmetleri yüzünden olağan günlük (rutin) sağlık hızmetlerınin aksatılmamasıdır. Bu durum, ileride gidc- rimi zor ek sorunlara yol açabilecek ve ta- ramadan umulan ek yaran sınırlayabile- cektir. Kaldı ki: sağlık hizmetlerinin çağ- daş sağlık yönetimi bilimi ışığında planlan- ması durumunda; çok özel amaçlar dışında tarama etkinliklerine olan gereksinim de en aza inecektir. Ülkemizde. birinci basamak sağlık hiz- metlerinin adamakıllı örgütlenip yürütül- mesi durumunda, sağlam kişilere dönük koruyucu çalışmalar hızmetin olağan ruti- nı içine girecektir. Böylece de -bir üst pa- ragrafta da vurgulandıâı gibi- esasen tara- malara çok az gerek duyulacaktır. Birleşmiş Milletler'ın sağlık alanındakı uluslararası uzman kuruluşu Dünya Sağ- lık Örgütü (DSÖ), tarama progrpmlanna alınabilecek hastalıklara ılişkin bir grup il- ke belirlemiştir. Bu ilkeler 10 maddede özetlenebilir: . 1' Taranacak hastalık(lar) önemli bir sağlık sorunu oluşturmalıdır; 2, Taramada bulunacak hastalıklar için i sağaltım (iyiletim. tedavi) yöntemle- 3/ Taramada, tanı ve iyiletim için ileri in- celeme amacıyla sevk edileceklerın. sevk yerlerinde bu bakımlardan kolaylık sağla- yacak destek hizmetleri örgütlenmiş olma- hd 4 Hastalığın, eldeki olanaklarla tanım- lanabilecek bir klinik öncesi gizli dönemı (belirtisiz evre) olmalıdır ki. bu dönemde erken tanı konabilsin; 5' Hastalığın tanısı için geliştirilmiş ba- sit. hızla uygulanabilecek geçerlilik ve gü- venilirliği kanıtlanmış, ekonomik bakım- dan da uygun test(ler) bulunmalıdır: testler toplumca kabul :, onun kültürü ile uyum- lu olmalıdır; 7/ Hastalığın doğal gidişi iyi bilinmelidir: 8/ Tanı ölçütleri net olarak belirlenmiş olmalı: bir başka anlatımla. uygulanacak tarama testleri sonunda kime hasta. kime sağlam denileceği önceden saptanmahdır. 9/ Tarama giderleri. hastalığın ve hasta- ların bakımı için yapılacak harcamalardan daha fazla olmamalıdır (özel durumlar dı- şında). 10/ Hasta bulma çalışmaları. toplumda sürekli olarak yürütülebilecek biçimde ör- gütlenmişolmalıdır. Sonuç Görüldüğü gibi. insanhğın, sağlık tara- maları konusunda yeterince bilimsel bilgi ve deneyim birikimi vardır. Bu evrensel bi- rikime sahip bilge uzmanlar elbette ülke- mizde de vardır. Düşünüyorum da, bir sü- redir yürütülmeye çalışılan ve adına da Ulusal Sağlık Taraması denilen traji- komik uygulamalann yukandan beri özet- lemeye çalıştıklanma benzer bir yanını bir türlü bulamıyorum. Yoksa. Ata'nın dediği gibi yaşamda en gerçek yol gösterici bilim değil mi? Yapılanlar ne sahi? AYDEMCANER İÇERDEN VE DISARUAN (Anılar, röportajlar) îlhan Selçuk: "Türkiyemizin 1980'lerde nasıl 'çağ atladığım' anlamak için bu kitabt okumah. Ülkemizin birinci yüzü televizyondadır; ikinci yüzü seyretmek isteyenlere iste bir belgesel..." İsteme adresi: Gazipaşa Bulvan Toros Cad. 279. Sokak Sökün Apt. B Blok Kat 1, Tel: 173717 Ödemelı gönderilir. • ANMA MUSTAFA KEMAL SÜNNETÇİOĞLU Aramızdan ayrılışının 2. yılında seni özlemle, sevgiyle anıyor, anacağız. Seni çok özledik. AJlah'tan sana rahmet dileriz. ANNEN, BABAN, KARDEŞÎN, EŞİN VE SENt SEVENLER h'oı: 12 AĞustos 1990 Pazar güniı (yann) saat U.OO'de Yeniköy 'deki kabri başında anıyoruz. MEVLİD MUSTÂFA KEMAL SÜNNETÇİOĞLU'nun ruhuna ithaf edilmek üzere 12 Ağustos 1990 Pazar günü (yann) saat 21.00'de mevlid okunacaktır. Arzu edenlere duyurulur. Adres: Simitaş, 5. Blok Daire 71 Merter-lstanbul) Yaşananı anılar kanatıyor Anıları sorraalı Onlar susmayı hiç bilmiyorlar... E>flnya Gttltt HATUN ERBAKAN Ayrı geçen bir yılda da Yine onurumuz, sevgimiz, çiçegimiz oldun Yüregiraizde büyüyen EŞİN VE ÇOCUKLAREV KAMUOYUNA Ücret ve sendika hakkı için temmuz eylemliliğinde yer alan kamu çalışanlarına yönelik işten atma ve sürgünler yaygınlaştırılmaktadır. Son olarak maliye işkolunda MA-DER Y.K. üyeleri Levent Doldur, Nevin Kaplan, Kâzım Şahin ve Gül Uzunhan sürülmüşlerdir. Baskılar ve sürgünler bizleri yıldıramaz. Tüm duyarlı kamuoyunu haklı mücadelemize destek vermeye çağırıyoruz. MALİYE ÇALIŞANLARI ADINA MA- DER (Maliye Çalışanları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) Başkanı Hasan Hüseyin Ozen 20 m. tekne için yelken ve mavi tur bilen profesyonel kaptan aranıyor. 348 75 14-15 SAHİBİNDEN Satılık 77 Murat 131 373 53 30 (Akşam 18.00'den sonra) 1966 YILI VE 86/10911 SAYILI BAKANLAR KURULU KARARINA GÖRE SIGARA SAĞLKjA ZARARUDIR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle