28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11AĞUSTVS1990* + + * HABERLERÎN DEVAMI CUMHURÎYET/17 KÖRFEZ KRÎZİ...KÖRFEZ KK İZİ... KÖRFEZ KRİ Zİ^KÖRFEZ KRtZİ... KÖ1 Türkjye Ne Yapacak? (Baştarafı 1. Sayfada) The VVashington Post gazetesi ise Anka- ra kaynaklı haberinde, Baker'ın, "Çatışma durumunda müttefiğimiz Türkleri yanımızda sayabileceğimize güvenim tamdır" sözünü aktanyor ve üst düzeyde bir Amerikalı dip- lomatın, "Türfderin bizi destekleyeceğine eminiz" dediğini belirtiyordu. Bazı Amerikan diplomatik kaynaklarına gelince: Dışişleri Bakanı Baker'ın da açıkla- dığı gibi, Cumhurbaşkanı Özal'la yapılan gö- rüşmelerde üsler konusuna değinilmiş, an- cak görüşmelerin odak noktasını bu konu oluşturmamış ve bu çerçevede herhangi bir güvence alışverişi de söz konusu olmamış- tı; ama bu demek değildi ki, günü geldiğin- de Ankara'nın kapısı çalınmayacaktı. Buna karşılık Türk Dışişleri Bakanlığı, dün öğleden sonra ABD Dışişleri Bakanı'nı da ya- lanlayarak, Ankara'daki görüşmelerde Çan- kaya Köşkü dahil hiçbir yerde üslerin görüş- me konusu bile olmadıgını açıkladı; böyle- ce bu konuda güvence vermek gibi bir du- rumun ortaya çıkamayacağını da belirtmiş ol- du. ABD Dışişleri Bakanı'na değil, Türk Dışiş- leri'ne inanmak isteriz. Üslerin kullanımı ve bu konuda Türkiye'nin güvencesı Ankara'- da bu aşamada görüşülmemış olabilir. Ama bu durum bir noktayı hiç değiştirmi- yor: Başta İncirlik olmak üzere bazı üsleri bir çatışma halinde Irak'a karşı kullanmak, ABD açısından son derece önemlidir. Bu konu, VVashington'un gündeminde en üst sıralar- da yer alıyor. Onun için ABD, bugün değil- se yarın, Türkiye'nin kapısını çalabilir. Bu konuda kimsenin kuşkusu var mı? Sanmıyoruz ki, hiç kimse o kadar naif ol- sun! Hele, NATO Bakanlar Konseyi'nin dün Brüksel'deki toplantısından sonra ABD Dı- şişleri Bakanı Baker'ın yaptığı açıklamalart teievizyonda izledikten sonra, bu konuda herhalde kimsenin kuşkusu kalmamıştır. Ba- ker, NATO'nun soğuk savaş sonrası "koşul- lara artık kendisini uyarlaması" gerektiğini vurgulamış ve ittifaka hedef olarak Körfez'i göstermiştir. Bu arada, bir bakıma Suudi Arabistan'ı NATO kalkanı içine alan önerisi de Bakanlar Konseyi'nce benimsenmiştir. Türkiye bu durumda ne yapacak? 1960'lardan beri izlemekte olduğu gelenek- sel dış politikasını değiştirecek mi? Araplar arası çatışmalarda, gerekirse askeri boyutu da içerecek biçimde taraf olabilecek mi? Ör- neğin, İncirlik Ussü'nden kalkacak Amerikan savaş uçaklarının Irak'ı, gerektiğinde, vur- masına izin verecek mi? Körfez'e yönelik at- lama tahtası olmaya ya da jandarmalığa so- yunacak mı? Yoksa geleneksel politikasını, günün ko- şullarına göre rötuşlayarak sürdürecek mi? Araplar arası sıcak çatışmalara taraf olrnak- sızın, dengelı ve çok yönlü bir tutumu, kimi zaman ip cambazlığı yapar gibi korumaya çalışacak mı? Irak'ın saldırganlığına ve ol- du bittisine karşı, Birleşmiş Milletler'in koy- duğu ambargoyu uygulamakla mı yetinecek, yoksa daha ilerı giderek, askeri katkıda da bulunacak mı? Bize kalırsa, Türkiye yıllardan beri sürdür- düğü geleneksel politikasını korumalıdır. Ya- ni, Arap dünyasındaki çatışmalarda dengeli bir tavrı benimsemeli ve çelişkiler yumağı ha- lindeki bir bölgede sorunlara askeri açılar- dan uzakdurmasını bilmelidir. Kahire'de dün toplanan Arap Zirvesi'nde, Amerikan müda- halesine karşı esen olumsuz hava da Türki- ye'nin dış politikasına ne kadar özen göster- mesi gerektiğinın yeni bir işareti sayılmalı- dır. Arap dünyasına dönük ölçülü bir politi- ka, Türkiye'yi hern serüvenlerden korur, hem de dış politikasında manevra alanını geniş- letir. Çünkü Körfez'de petrol olduğu sürece, ABD ve Batı, Türkiye'yi göz ardı edemez. Bir kez daha ortaya çıkmıştır bu gerçek. Evet, bir yol ayrımına gelmiş gözüküyor Türkiye. Bölgeye dönük dış politikasında bir yörünge değişikliği olacak mı, olmayacak mı? VVashington'un değişiklik yönünde Anka- ra'ya bastırdığı sır değil. ANAP iktidarı ne yapacak? Cumhurbaş- kanı Özal ne düşünüyor? "Üsler Körfez'e dö- nük olarak kullanılamaz" diye bir açıklama yapabilecekler mi? Yapamayacaklar mı? Bekliyoruz. Körfez'e 4 Arap ordusu' Baker'ın Ankara'ya güveni NEW VORK (Cumhuriyet) — ABD Dışişleri Bakanı James Ba- ker'ın Ankara'daki temaslan Amerikan kamuoyuna iki Ulkenin birbirine destek güveni vermesi olarak yansıdı. Amerikan televiz- yonian, Baker'ın Ankara'dan ça- tışma durumunda üsleri kullanma HİPODRUM'DAN FİKRET DAĞLIOĞLU Aral- Büyükbaba mticadelesi KEMAL AKYER 1. AYAK: Hafta içinde güzel bir galop yapan ve dün sabah 600/39,400/25, 200/12.5 HÇ ya- pan Evita yanşın en şanslı atıdır. Form durumunu beğendiğim Turhanbey daha sonra düşünüle- bilir. Dün sabah 600/40.5, 400/26.5 Ç yapan Tara'yı sürpriz- de öneririm. 2. AYAK: Perşembe sabahı Va- rol tzzet'le birlikte yaptıkları ga- lopta daha diri görünen Yusuf- çuk'u başta tutuyoruz. Varol Iz- zet de ihmaJe gelmez. Doğubatur yanşın sürpriz atıdır. 3. AYAK: Dün sabah 800/48.3, 600/36.5, 400/24.5 kolay yapan Progay, idman ve form durumu- na göre yarışın en şanslı atıdır. Sabırlı bekleme yapması halinde Southdancer daha sonra düşünü- lebilir. Kısa bir tedavi dönemi sonrası güzel galoplarla hazırla- nan ve dün sabah sprintinde iyi görünen Gizmo'ya daha sonra şans veriyoruz. Nurbey, yanşın sürpriz atıdır. 4. AYAK: tlk kez start alacak taylardan, sabah idmanlannı be- ğendiğim ve dün sabah 400/24.5 kolay yapan Pussy Cat ile Akar arasındaki mucadele yanşın bi- rincisini belirleyecektir. Shet- land'ı daha sonra öneririm. Nav- ratilova yanşın sürpriz atıdır. 5. AYAK: Yeni sahiplerinde ilk yanşını koşacak olan ve dereceli galoplarla hazırlanan 600/41.2, 400/27.7 R yapan Aral yanşın en şanslı atıdır. Büyükbaba'ya daha sonra şans veriyoruz. tlkay, Mer- mi, Cariye yanşın sürpriz atları- dır. 6. AYAK: Geçen hafta açık yanş- ta başanlı koşan Aktolgalı ve form durumunu beğendiğim Tay- ga, perşembe sabahı 1000 metre galobunda iyi görünen Selin bi- rincilik mücadelesi verecekler. Zehrahan'ı sürprizde öneririm. TAHMİNLER 1. KOŞU: F: Jer (2), P: Pastör (3), S. EHfcan (4). 2. KOŞU: F: Evita (2), P: Tu- ranbey (3), P: Tara (4), S: Ünlü- bey (5). 3. KOŞU: F: Yusufçuk (5), P: Varol Izzet (4), P: Doğubatur (8), S: Sonkoz (2). 4. KOŞU: F: Progy (2), P: So- uthdancer (8), P: Gizmo (7), S: Nurbey (1). 5. KOŞU: P: Pussy Cat (8), P: Akar (1), P. Shetland (2), S: Nav- ratilova (7). 6. KOŞU: F: Aral (1), P: Bü- yükbaba (7), P: tlkay (9), P: Mer- mi (10), S. Cariye (13). 7. KOŞU: F: Aktolgalı (1), P: Selin (3), P: Tayga (4), S: Zehra- han (9). Lzni aldığı yolunda haberlere yer verdi. The Washington Post ga- zetesi, dün Ankara mahreçli bir haberinde Baker'ın "Çabşma du- rumunda müttefiğimiz Türkleri yanımızda sayabileceğimize güve- nim tamdır" şeklindeki sözlerine yer verdi. Ayru haberde adı veril- meyen üst düzeyde bir Amerikan diplomatının "Sarunm (Türkler) ABD'nin her an onlan destekle- yeceğinden ernin, biz de onlann bizj" dediği kaydedildi. Haber, gazetede "Baker Türkiye'ye da- ha fazla koruma teklif etti. Cum- hurbaşkanı Özal, Suudi Arabis- tan'daki ABD güçlerine kaolmak- t* halen çekimser" başlığıyla yer aldı. Amerikan basını, ABD'nin Irak'a karşı, bölgede "dostu- düşmanı" bütün ülkeleri devreye sokarak ve îran ile Suriye dahil herkesle temasa geçerek "tecrit" stratejisi izlediğinden söz ediyor, ABD'nin "saldırı değil, savnnma" şeklinde resmen ifade ettiği politikasını, uluslararası bir- lik, grup ve tek tek ülke bazında Irak'ın tümüyle yalnız bırakılma- sına yönelttiği belirtiliyor. Birleşmiş Milletler'de görevli diplomatlara göre Irak olaymın başından beri, uluslararası plat- formda bütün tarafları en uygun yollarla Irak'a karşı tutum aldır- mayı sağlayacak ortam hazırla- mayı başaran ABD, bundan son- ra askeri bir abluka için yaptırım gücü olan bir karar çıkartmayı de- neyecek. BM Gend Sekreteri Pe- rez de Cuellar da dün yaptığı bir açıklamada, Irak'a "denizden abluka" içerecek bir Güvenlik Konseyi karannın "gündem dışı olmadıgını" söyledi. Birleşmiş Milletler son üç gün içinde Güvenlik Konseyi'nin aldı- ğı 660, 661, 662 sayılı kararlarda Irak, Küba ve Yemen de dahil ol- mak üzere geniş bir birlikle tecrit edildi. 661 sayılı kararda BM Ya- sası'nın 41. maddesine dayanarak ekonomik "abluka" yaptınmı yer aldı. Güvenlik Konseyi, ekono- mik abluka uygulanmasının ya- kından izlenmesi ve bütün ülke- lerin aldığı tedbirlerin belirlenmesi için bir komisyon oluşturdu. BM diplomatları, ABD'nin bir süre WORLD IN CRISIS vil_H Hîi t«t> L'\K>IJ1 VliH IlM B U L H I N S O N T H Î H I H R . EV-JO HOLR, 24 HıH «•> •* D « NEWS Saddam reklamlarda Dış Haberler Servisi — Irak'- ın Kuveyt'i işgaliyle doruk nok- tasına ulaşan Körfez krizi, tüm dünyadaki kitle iletişim araçla- nyla an be an izleniyor. Bölge- deki gelişmeler, sadece petrol fi- yatlarını değil, aralannda rek- İamcılığın da bulunduğu birçok sektörü doğrudan etkiliyor. tş- te Ingiltere'de yayımlanan The Independent gazetesinin önceki günkü sayısında tam sayfa yer alan bir Uan. sönra BM Yasası'nm 42. madde- sine dayanarak Irak'a askeri ab- luka uygulanması için yeni bir Güvenlik Konseyi kararı çıkart- maya çalışacağını bildlriyorlar. ABD Dışişleri Bakanı Baker'- ın Brüksel'de NATO Bakanlar Toplantısı'nda "Güvenlik Konse- yi karannın güçlendirilmesi yol- lan aranmalıdır" şeklindeki söz- leri de "askeri abluka" için "ön girişimler" şeklinde yorumlandı. BM diplomatları, "askeri abluka" karan için öncelikle Sov- yetler Birliği ve Çin'in tutumunun önemli rol oynayacağını belirli- yorlar. Böyle bir karann çıkanl- ması yolunda ABD'nin öncelikle Çin ve Sovyetler Birliği'ni ikna et- mesi gerektiği kaydediliyor. Çin ve Sovyetler Birliği'nin bu aşama- da askeri abluka karanna çekim- ser kalabileceği bildiriliyor. Gü- venlik Konseyi'nin karann çıkma- sı tehlikeye girerse, ABD'nin NA- TO ya da Avnıpalı müttefıkleriyle bağımsız bir karar alabileceği de belirtiliyor. Diplomatlar, Alman- ya'nın donanmasım Akdeniz'e çe- kerek, ABD güçlerinin boşalttığı alanı doldurmasmı askeri abluka yönündeki işaret olarak nitelendi- riyorlar. BM'de Güvenlik Konseyi ka- rarlarmdan sonra ortaya çıkan durumu, BM daimi delegesi Bü- yükelçi Mustafa Aksin, Cumhu- riyet'e şöyle değerlendirdi: "Şu anda Irak tümüyle tecrit olmuş durumdadır. Türkiye'nin son de- rece güvenilir bir ülke olduğu açık, kesin bir şekilde ortaya çık- mıştır. Son zamanlarda söz konu- su haksız şüpheler turaüyle orta- dan kalkraışbr. Bazı çevrelerde Ortadogu konusuda Türkiye'nin çifte standartlı davranabilecegi yolundaki beklenti ve şüpheier or- tadan kalkmıştır, hatta bazı çev- reler Türkiye'nin kararlı tutumu karşısında şaşınruslardır. Arap dnnyası, Arap Körfez Lşbirligi Konseyi, tümüyle Irak'a karşı bir tutum almıştır. Türkiye'nin BM kararlannı herkesten önce uygu- layan bir üye olduğu belirlenmiş- tir." The Washington Post gazetesi, dünkü haberinde Türkiye'nin son durumdan ötürü ekonomik ka- yıplarına yer verdi. Boru hattının kapatılmasından Türkiye'nin za- rarının 400 milyon dolar, ticari ambargodan dolayı zarann 300 milyon dolar olduğu, ayrıca 800 milyon dolar da Irak'ın Türki- ye'ye olan borçlanndan ötürü za- rara girildiği belirtildi. Türkiye'- nin petrolünün yüzde 60'ını Irak'- tan sağladığı, ancak petrolün baş- ka kaynaklardan takviye edilebi- leceği bildirildi. Baker'ın Anka- ra'da yaptığı temaslarda bu kayıplar için yardımcı olacağını belirttiği, ABD'nin Türkiye'nin AT üyeliğinin desteklenmesi için mektup yazdığı kaydedildi. An- cak mektubun kimlere gönderil- diği haberde yer almadı. Aynı ha- berde Kuveyt Emiri'nin Türkiye'- nin ekonomik kayıplannın gide- rilmesi yolunda elinden geleni ya- pacağını ilan ettiği de belirtildi. Irak'a karşı tutumuyla ABD Başkanı Bush'un son zamanlarda azalan popülaritesi yeniden arttı. Amerikan kamuoyu Irak'a karşı bir hareketi, özellikle petrol ko- nusundaki hassasiyeti nedeniyle destekliyor. The New York Times gaietesinin dun yayımladığı ka- muoyu yoklamasına göre ABD kamuoyü, silahlı bir müdahaleyi "temkinli deslekle " karşılıyor. Saddam Hüseyin'in bir "çılgın olduğn" kanısı egemen. Aynı ga- zete yorum yazılarında hemen si- lahlı bir müdahaleden önce Irak'- ın "ekonomik baskılarla iyice sıkışlınlması" gerektiğini belirti- yor. FATtH M. YILMAZ KAHİRE — Basra Körfezi'nde yoğunlaşan sıcak savaş bulutlan- nın golgesinde yapılan olağanüs- tü Arap zirvesinden Suudi Arabis- tan ve Körfez ülkelerinin olası bir Irak saldırısından korunması için çok uluslu Arap ordusu oluşturul- ması karan çıktı. Zirve sonuç bil- dirgesinde Irak'ın Kuveyt'ten acil olarak geri çekilmesi de istendi. Mısır Devlet Başkanı Hnsnü Mübarek'in çağnsıyla bir araya gelen 20 Arap ülkesinin devlet başkanlan ve temsilcileri, yakla- şık 6 saat süren toplantılannda Irak'ın Kuvyet'i işgali ile ortaya çıkan durumu görüştüler. Arala- rındakı derin göriiş aynlıklanna karşın toplanan Arap ülkeleri, Kahire zirvesinde Arap birliğinin artık kâğıt Uzerinde kaldığmın da ışaretini verdiler. Kahire Arap Zirvesi'nin açılış konuşmasını yapan Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, Irak- ın Kuveyt'i işgalinin kabul edile- mez olduğunu söyledi. Mübarek, "Arap dünyası şu an çok tehlikeii gelişmelerie karşı karşi)'adır. Bas- ra Körfezi'nde ortaya çıkan durn- mun tek çözümü, Irak'ın Kuveyt' ten çekilmesidir" dedi. Mübarek, 20 dakika süren konuşmasında, Basra Körfezi'ndeki gerginliğin, "Arap şemsiyesa" alunda çözülme- si gerektiğini altını çize çize bir- kaç kez yinelediği konuşmasında, ülkesinin Irak ile ABD arasında tarafsız olduğunu da özellikle be- lirtti. Hüsnü Mübarek, Arap ülkele- rine, dış müdahalelere karşı birleş- meleri çağrısında bulundu. Arap ülkelerinin, Körfez bunalımına Arap şemsiyesi altında çözOm bul- mak ya da bir dış müdahale dü- zenlenmesi arasında seçim yap- mak zorunda olduklannı soyleyen Mübarek, sonınun tek çözüm yo- lunun, Irak'ın Kuveyt'ten çekilme- si olduğunu savundu. Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz ise Körfez toplantısından önce ga- zetecilere yaptığı açıklamada, Körfez sorununun tartışılabilme- si için öncelikle ABD'nin bölge- deki güçlerini geri çekmesi gerek- tiğini savundu. Mübarek'in konuşmasından sonra 20 Arap ülkesinin temsilci- leri, toplu olarak cuma namazı- na gittiler. Zirve görüşmeleri da- ha sonra TSt 14.30'da basına ka- palı olarak yeniden başladı. Top- İantıdan iyi haber alan kaynaklar zirvenin tartışma ve kavgalarla geçtiğini bildirdiler. Edinilen bıl- gilere göre toplantının başlama- sından hemen sonra Irak ve Ku- veyt heyetleri arasında söz düel- losu başladı. Devrik Kuveyt Emiri Şeyh Cabir B-Abmel El-Sabah Irak heyetine dönerek "Ülkemi neden işgal ettiniı" dedi. Irak he- yet başkanı ve Başbakan Birinci Yardıması Taha Yasin Ramazan, Şeyh El-Sabah'ın bu sözlerine si- nirli bir şekilde "Kuveyt Irak'ıadır" yanıtını verince top- lantının yapıldığı salon bir anda elektrikli bir havaya büründü. Tartışmalann büyümesi üzerine, Irak dışında tüm ülkeler tarafm- dan Kuveyt'in temsilcisi sayılan Şeyh El-Sabah, toplantı salonunu terk ederek havaalanına gitti. Şeyh El-Sabah, daha sonra özel bir uçakla Kahire'den ayrıldı. Nasır Konferans Salonu'nda SADDAMDAN MESAJ şeyhin ayrıldığının duyulması ile zirvede gerilim doruk noktasına ulaştı. Bu arada Kuveyt Dışişleri Bakanı Şeyh Sabah El-Ahmet, kalp kirizi geçirdi. Şeyh Sabah'- ın tedavisi i«Jin oturma ara veril- di. Arada Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz ile Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud El- Faysal'ın tartıştıkları görüldü. Aziz, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı'na yüksek sesle bağirarak neden ABD askerlerini toprakla- rına soktuğunu sordu. Irak Dışiş- leri Bakanı, daha sonra da elin- deki tabağı Prens El-Faysal'a fırlattı. Mısır Devlet Başkam Hüsnü Mübarek'in cabasıyla bir ölçüde sakinleşen Arap ülkelerinin tem- silcileri, daha sonra Irak'a karşı uygulanacak yaptırımları görilş- meye başladılar. Mısır ve Suudi Arabistan, Irak'a karşı sert ön- lemler alınması yolundaki istek- lerini sıkça dile getirdiler. Edini- len bilgilere göre Libya ve FKÖ bu isteğe karşı çıkarak Irak'tan yana tavır aldılar. Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek tarafın- dan hazırlandığı bildirilen sonuç bildirgesi taslağı da bu arada gö- rüşülmeye başlandı. Taslakta Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin olası bir Irak saldınsına karşı korunması araa- cıyla çok uluslu Arap ordusu oluşturulması, Irak'ın acilen Ku- veyt'ten çekilmesiran istenmesi ve Kuveyt'in işgal öncesi statüsünun tanınması yer aldı. Sonuç bildir- gesi taslağı, daha sonra oylama- ya sunuldu. Irak, Libya ve FKÖ taslağa karşı oy kullanırken Ür- dün, Moritanya ve Sudan "evet" oyu kullandılar, ancak bu oylannı "rezervlediler." Yemen ve Ceza- yir'in çekimstr oylanna karşın so- nuç bildirgesi 12 Arap ülkesinin "evrt" oyuyla kabul edilmiş ol- du. Mısır Devlet Başkanı Hüsnu Mübarek'in "büyük başansı" olarak nitelendirilen sonuç bildir- gesinde şu maddeler yer alıyor: 1. Irak Kuveyt'ten hemen çekil- melidir. 2. Kuveyt'in Irak işgalinden ön- ceki statüsü ve yönetimi tanınraa- ya devam edilecektir. 3. Olası bir Irak saldınsına kar- şı Suudi Arabistan ve Körfez ül- kelerini korumak amacıyla ortak bir Arap ordusu oluşturulacak ve Cihat çağrısı Dış Haberler Servisi — Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, dün sözcüsü aracıhğıyla yaptığı açıklamada tüm Muslümanlara ve Arap dünyasına "dhad" çağnsın- da bulundu. Saddam Hüseyin "Tüm Allaha inananlan kutsal savaşa kablmaya çagınyoruz" de- di. Dün saat 18.00'de CNN televiz- yonu aracılığıyla tüm dünyaya naklen verilen Irak televizyonu yayınında seslenirken, Irak birlik- lerinin savaşmaya devam edecek- lerini söyledi. Irak lideri, Islam di- ni temeline dayandırdığı açıkla- masında, "Zafer daima inanan- lann olacaktır" diyerek "tüm Araplann kendisine destek venne- sini" istedi. Irak Devlet Başkanı 2 ağustos- ta Kuveyt'i işgal etmelerine gerek- çe olarak "devirdiği yöneu'min yolsuzluk eylemlerini" gösterdi. Konuşmasında Arap liderlerini de eleştiren Hüseyin, günümüz Arap liderlerinin zayıf olduklannı, Arap topraklannın bölünmesi için yabancılara destek verdiklerini belirtti. Irak lideri, "Tüm yabancı sömürgecilerden kurtulduğumuz- da Allaha yakın güzel bir >aşama kavuşacağız" dedi. Saddam Hüseyin acıklamasın- da tüm yabancılann Arap yaşam biçimini kabul etmeleri gerektiğini kaydetti. Filistinlilerin tsrail işgali altındaki toprakiarda başlattığı intifada için de aynı durumun söz konusu olduğunu ekledi. Yabancı güçlerin Süveyş Kanalı ile Basra Körfezi'nden atılması gerektiğini bildiren Saddam Hü- seyin, işgalcilerin kınanmasım is- terken Suudi Arabistan halkına da rüşvetle itham ettiği kraliyet ai- lesini ve ülkeye mevzilenmeye baş- layan ABD askeri güçlerini defet- me çağrısında bulundu. Saddam Hüseyin mesajında şunları söyledi: "Mısır'daki kardeşlerimiz, bu- gün sizin gunünüz... Süveyş Ka- nalı'ndan geçen yabancılara ail fl- lolan durdurmak size dilsüyor." bu ordu bölgeye gönderilecektir. 4. Suudi Arabistan'ın petrol bölgelerini korumak amacıyla ABD askerlerine kapılarını açma- sının kınanacak bir tarafı yoktur. Zirve sonuç bildirgesinin Mı- sır'm Birleşmiş Milletler temsilcisi tarafından açıklanmasmdan son- ra görüşlerine başvurduğumuz Arap yetklileri, kararlann ABD yönetimine ve Suudi Arabistan'a açık bir destek niteliği taşıdığını, Mısır lideri Hüsnü Mübarek'in Arap dünyası içindeki konumunu güçlendirdiğini belirttiler. Diplo- matik çevreler zirvede alınan ka- rarlarla Irak'ın Arap dünyasında yalnızlığa itildiğini ve FKÖ lideri Yaser Arafat'ın Irak yanlısı tav- nnın da kendisi açısından olum- suz bir gelişme olduğunu söyledi- ler. Irak, zirve sonuç bildirgesin- de yer alan kendisi ve Kuveyt'le ilgüi hiçbir karan tanımayacağı- nı açıkladı. "Türkiye ile savaş olacağını sanmıyorum" Kahire'deki Arap Zirvesi'ne ka- tılan Irak heyetinin arasında hak- kında "idam edildiği" şeklinde haberler verilen Dışişleri Bakanı Tarık Aziz de vardı. Aziz, zirve toplantısı öncesi duzenlediği ba- sın toplantısında, Irak'ın Kuveyt'i işgalinin "haklı" gerekçelere da- yandığma gazetecileri ikna etme- ye çalıştı. Aziz, bölgedeki ABD askeri gücünün derhal çekilmesi gerektiğini belirterek "Buraya her- hangi bir durumu konuşmaya gel- medim. Arap Birtiği içindeki Irak, toplantıya katılarak bu dünyaya ait olduğunu göstermek istemiştir" dedi. Aziz, Irak Dev- let Başkanı Saddam Hüseyin'in hiç kimseye "Kuveyt'e saldırmaya- cağım" şeklinde bir söz vermedi- ğini de ileri sürdü. Basın toplantısmı özellikle ABD'li gazeteciler için düzenleyen Aziz, Cumhuriyet'in, "Türkiye'nin petrol boru haltını kesmesini na- sıl karşılıyorsunuz. Türkiye ile bir savaşa girmeyi düşünüyor musu- nuz" şeklindeki sorusuna, "San- mıyoram. Ancak Irak'a karşı düş- manca hareketleri yakından izli- yoraz" karşıhğını verdi. Aziz, Su- udi Arabistan'a saldırmayı düşün- mediklerini, iki ülkenin dost ola- rak yaşamaya devam edeceğini de kaydetti. ARAP ZİRVESİ'NDEN NOTLAR Taha Yasin bu kez tabancasını takmamıştı FATİH M. YILMAZ KAHtRE — Mısır'ın başken- tinde gündemin en önemli mad- desi Irak'ın Kuveyt'i işgali ile Arap dünyasını saran savaş sıca- ğı ve Arap zirvesi kuşkusuz. Ka- hire'de savaşa ilişkin söylentileri ve yapılan temaslan anında duy- ma şansına sahipsiniz. Kapalı ka- pılar ardında yapılan Arap zirve- sinin tartışmalarıru da anı anına fısıltı gazetesi yayıyor, tabii Arap- ca bilmek koşuluyla. Arap zirvesinin dünkü oturu- mu, Türkiye açısından da ilginç bir özellik taşıdı. Ankara'ya ge- lip Cumhurbaşkanı Özal'ın kar- şısına belinde tabancası ile çıkan Başbakan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan, bu kez sivil giysileri içindeydi. Ramazan, Ankara'daki gerginliğinden de kurtulmuş gö- rüldü. İdam edildiği öne sürülen Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz'i kar- şımızda görünce şaşırdık. Yugos- lavya Haber Ajansı Tanjug'un "Saddam'a karşı geldiği için idam edildi" diye hakkında haber ver- diği Aziz, çok sıhhatli bir görü- nümde gazetecilerin de sorulan- nı yanıtladı. Nasır konferans salonunda ga- zetecilere aynlan bölümde, Irak heyeti hakkında çeşitli yorumlar yapüırken yüzlerini "haydutlar" gibi maskelemiş iki genç kız tatlı bir heyecan yarattılar. Oraya bu- raya koşuşmalar, patlayan flaş- lar, heyecanlı bir kalabahk. öğ- rendik ki Libya lideri Kaddafi'nin korurnalanymış ve toplantının başlamasından sonra geldikleri için panik yaratıyorlarmış. Geç kalmışlar ve Kaddafi'nin sinirle- nebileceğini düşunüyorlarmış. Zirvenin uzun sürmesi ve bina- mn çevresinde Mısır ordusunun ve güvenlik güçlerinin yaptığı yı- ğınağı aşma imkânı olmadığı için özeUikle Arap gazeteciler, zaman- lannı yerlere uzanıp yüzlerini ga- zetelerle kapaüp dinlenerek geçir- diler. Mısır'da sokakta ilk karşılaştı- ğınızda, savaşın havasını hissede- miyorsunuz. Ancak kahvehane- lerde insanlar endişeyle televiz- yondan haberleri dmleyıp savaş çıkıp cıkmayacağını anlamaya ça- hşıyor. Mısırlılar, savaşı istemi- yorlar. Ancak Saddam'ın yaptık- lannı kmayanlann yanı sıra onu "kahraman" olarak görenler de yok değil. Ebu Musa Al- Abmedadlı genç bir Mısırlı, dev- let başkanlan Hüsnü Mübarek'- in karizmasına karşın Saddam'ı dekteklediğini ve Filistinlilerin de Saddam'ı sevdiklerini söyleyebi- liyor. Mısır, 1978 yılında lsrail'le an- laşma imzaladığı tarihten bu ya- na geçen süre içinde de ilk kez bir zirveye ev sahipliği yapıyor. 1970 yılında Mısır'da gerçekleştirilen ilk zirve, Irak'ın Kuveyt'i işgali ile gerçekleşmiş oldu. Mısır, ev sa- hipliği yapmasını biraz da Irak'a borçlu. Zirveye Arap Birliği'ne üye 21 ülkenin 20'si katıldı. Cezayir, Bahreyn, Cibuti, Mısır, Ürdün, Kuveyt, Libya, Lübnan, Filistin, Katar, Suudi Arabistan, Sudan, Suriye, BAE ve Yemen devlet başkanlan düzeyinde temsil edi- lirken, Umman, Irak, Fas, Somah' ve Moritanya temsilcilerle zirve- de yer aldı. Tunus, toplantıya ge- rekçe göstermeden katılmadı. ÖZAL APYE DEMEÇ VERDİ Irak saldırısma karşı hazırlıklıyızANKARA (AA) — Cumhur- başkanı Turgut Özal, muhtemel bir Irak saldınsına karşı Türkiye'- nin hazırlıklı olduğunu, ancak Irak'ın NATO üyesi Türkiye'ye saldıracağını sanmadığını söyledi. özal, dün Körfez krizi konu- sunda Amerikan Haber Ajansı AP'ye verdiği demeçte, Türkiye'- nin Körfez ile ilgili gelişmeleri dik- katle izlediğini ve gereken önlem- leri aldığını belirtti. Cumhurbaşkanı, "Henüz tam olarak alann durumuna geçmiş degfliz, çok dikkatli olmamız la- zım. Gendkurmay Başkanı duru- mu dikkatle izliyor. Biz istihba- rat toplayıp ona göre harekel edi- yoruz. Zaten bu da bir zonınluluk" dedi. Irak ve Türkiye'nin sınıra asker yığdıklan yolundaki haberleri de yalanlayan özal, "Aldığımız is- tihbarata göre, askeri yıgınak yok, ne Türk tarafında ne de Irak tarafında..." diye konuştu. AP muhabirinin, Türkiye'nin BM yaptırımlarını uygulaması ve Irak petrolünü taşıyan boru hat- lanru kesmesi üzerine, Irak'ın mi- silleme yapabileceği yolundaki gö- rüşleri hatırlatması üzerine özal, "Irak'ın bize saldınnası için meş- nı bir neden yok. Vaptınmlann yasal dayanağı vardır, bu BM ka- randır ve Iraklılann da bunu an- layacaklannı sanırım" dedi. özal, ABD Dışişleri Bakanı Ja- mes Baker'ın Türkiye ziyareti sı- rasında, üslerin kullanımı konu- su nda söz verdiği yolunda çıkan haberleri de yalanladı. Üslerin ilerde kullanıhp kulla- nılmayacağı yolundaki AP'nin sorusu üzerine Özal, "Hayırşim- dilik böyle bir talep yok" dedi. Özal, Türkiye'nin, çokuluslu güce derhal katılmayı düşünme- diğini, böyle bir konudaki kara- nn parlamento tarafından alın- • ması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı özal, Irak'a karşı yaptırımların tam anlamıy- Ia uygulanması halinde, askeri müdahaleye gerek kalmayacağını da kaydetti. GOZL^I UGUR MUMCU (Baştarafı 1. sayfada) Sanayileşmiş Batı ülkelerince üretilen ve satılan silahlar nerelerde kullanılıyor? Asya ve Afrika ülkelerinde! Yalnızca Birleşik Amerika'nın ürettiği silahların yüzde 45't Asya ve Afrika ülkelerince satın alınıyor. Silah pazarının en iyi işlediği yer de yıllardan beri Orta- doğu'dur. Batı; Ortadoğu'dan petrol almış; Ortadogu'ya silah sat- mıştır. Batı ülkeleri ile çağdışı Arap şeyhlikleri ve devletleri ara- sında sıyasal dayanışma ve dostluk ilişkileri kurulmuştur. Batı, İslam ülkelerinden yıllarca petrol almış; İslam ülke- lerine silah satmıştır. İslam ülkeleri ile sanayileşmiş Batı ülkeleri arasında böyle bir "sistem" kurulmuştur. Bu sistem, kapitalist Batı ülkeleri ile İslam devletleri şeyh- likleri arasında da siyasal yakınlaşmalar doğurmuştu. Örneğin Suudi sarayına yakınlığı ile tanınan silah komis- yoncusu Adnan Kaşıkçı, ABD Başkanı Nixon'un seçim ka- mpanyasına hatırı sayılır bir bağışla katılmıştı Son yıllarda Suudi işadamları, Türkiye'de "birader ortaklıklan" ve her biri birer "Arap kapitiiasyonu" hükmündeki "İslam bankerleri" ile sağlam köprüler kurmuşlardı. İslamcı ideoloji de Batı tarafından bir antikomünizm ilacı olarak kullanılmıştı. Bu ilacın siyaset farmakolojisindeki adı "yeşil kuşak teorisi" olarak bilinmektedir. Sovyetler Birliği'nde yaşayan İslam halklannı rejime kar- şı kullanmak ve Sovyetler'i İslamcı ideoloji ile donatılmış ülkelerle kuşatmak ABD'nin son yıllardaki değişmez siya- setı olmuştu. İran'da İslamcılık ABD kontrolünden çıkınca bütün sana- yileşmiş Batı ülkeleri İran'ı çökertmek için Irak'a silah sattı- lar. Iran'a karşı Irak desteklendi. Ve Irak dişinden tırnağına kadar silahlandırıldı. Başta Suudi Arabistan ve Kuveyt olmak üzere ABD ile dostluk ilişkileri sürdüren Arap ülkeleri de Humeyni'ye karşı Saddam'a destek oldular ve kasalarını Irak'a açtılar. Petrol geliri, Batılı silah tekellerine gitti; silah tekellerin- den satın alınan silahlarla da Irak bugünkü gücüne erişti. Saddam canavarını yaratan ABD ve Batı'dır. Arap dünyasındaki bugünkü kargaşanın bir nedeni de İs- lamcı ideolojiyi antikomünizm ilacı gibi kullanan "yeşil kuşak" kuramı ve bu yeşil kuşak kuramını uygulayan Be- yaz Saray yönetimleridir. Batı, İran'ı Irak ile dize getirdi. Irak'ı dize getirmek için de Türkiye'yi kullanmaya çalışıyor. Bu gibi oluşum ve olaylar, bu olayiarı doğuran "sistem" göz ardı edilerek yorumlanamaz. Sınırlarımız ötesindeki as- keri serüvenlere de "militer mantık" ve "mehter takımı" cos- kusu ile destek olunamaz. Türkiye, Batı'nın petrol bekçisi midir değil midir? Batı, kendi yarattığı canavarı yok etmek için Ortadoğu 1 da bir ülkenin askeri ve lojistik desteğini gerekli görüyorsa işte İsrail, kucağını açmış bekliyor... NAIÖldan güvence SABETAY VAROL BRÜKSEL — ABD Dışişleri Bakanı James Baker, NATO'- nun, soğuk savaş sonrası yeni bir görünume bürünmesi ve "ulusla- rarası siyasi konularda ortak bir istişare forumu olmasını" istedi ve bu bağlamda Körfez krizini it- tifakın gündemine getirdi. Baker, dün Brüksel'deki NATO Bakan- lar Konseyi Toplantısı'na dört maddelik bir öneri paketi sundu. ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın Bakanlar Konseyi Top- lantısı'nda da benimsenen öneri- leri şöyle: "1. NATO üyeleri Başkan Bush'un Suudi Arabistan'a asker gönderme karanm desteklemeli ve hepsi kendi olanaklan dahilinde katkıda bulunmalı. 2. Türkiye'ye karşı ortak sa- vunma yükümliılügümüzü vurgu- lamalıyız. 3. lttifak, Biriesmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Irak'a karşı kararlaştırdığı vaptınmlann uy- gulanmasına yardım etmelidr. 4. NATO, birbirimizle istişare içinde olacagımız ve herhangi bir tehdide karşı işbiriiği vapacağımız bir ortak forumdur." Baker, Bakanlar Konseyi'nde yaptığı konuşmada, Basra Körfe- zi bölgesinin Batı'mn ve ABD'nin yaşamsal çıkarlan için önemini de vurguladı ve Türkiye'nin de Irak tarafından "kritik bir tebdit kar- şısında bulundugunu" belirtti. NATO Dışişleri Bakanlan son günlerde Basra Körfezi'nde hızla tırmanan bunalımı göruşmek üze- re dün Brüksel'de olağanüstü top- landı. Toplantıda, yılbaşından be- ri ısrarla uzerinde durulan ve ün- lü "Londra Deklarasyonu"nda da dile getirilen "NATO'nun si- yasi konularda bir müzakere fo- rumu olrnası" işlevi önem kazan- dı. Bu bağlamda ittifak üyeleri NATO'nun sorumluluk alanı dı- şında bulunan bir bunalımı, eni- ne boyuna tartışma olanağı buldu. Bu yeni işlev, NATO'nun aske- ri değil; ama siyasal anlamda "alan dışı" bir rol oynaması şek- linde özetleniyor. ABD Dışişleri Bakanı Jaraes Baker, NATO toplantısında ön- ceki gün Türkiye'ye yaptığı önem- li ziyaret hakkında bilgi verdi ve Suudi Arabistan'la bölgedeki di- ğer ülkelere askeri güç gönderme harekâtını anlattı. Baker, NATO toplantısının so- na ermesinin ardından öğleden sonra da bir basın toplatısı düzen- ledi. Baker burada da "Türkiye'- nin bölgedeki stratejik öneminden" söz ederek ittifak üyelerinden bu konuda Türkiye'- ye destek vermelerini istedi. Baker ABD ve Batı dünyası için Körfez bölgesinin bugüne kadar hiç bu kadar önem kazanmadığı- na da değindi ve "Soguk savaş sonrası bu ilk önemli krizin çöznl- mesinin önemli bir sınav olduğunu" anlattı. Bir gazetecı James Baker'a Sovyetler Birliği'nin çokuluslu bir askeri güce katılmama karannı hatırlatarak "Bd süper güç arasın- da bir süre önce başlayan olumlu işbiriiginde bazı sancılar bulunup bulunmadığını" sordu. Baker bu soruya, "Bence Sovyetler Birliği tarafından dile getirilen Birleşmiş Milletler tarafından yapılacak gi- rişimleri destekleme yolundaki açıklama da çok olumludur" ya- nıtını verdi. NATO Genel Sekreteri Manf- red Wörner de ittifakın olası bir saldırı durumunda Türkiye'ye destek olması gerektiğini yinele- di ve "Irak tarafından Türkiye'- ye yapılacak bir saldın, topyekân NATO'ya yapılmış sayılacaktır" dedi. Dışişleri Bakanı Ali Bozer, Türkiye'ye yönelecek tehditler karşısında NATO'nun olası bir saldınyı kendine karşı yapılmış saymasımn son derece olumlu ol- duğunu toplantı çıkışında açıkla- dı. Bozer, birçok üye ülke arasın- da, Irak'ın Kuveyt'e saldınsına ve bu ülkeyi ilhakına karşı gönderi- len çokuluslu güce katılmaJan için görüşraeler cereyan ettiğini, ancak Türkiye'nin bu konuda görüş be- lirtmediğini de ifade etti. NATO Genel Sekreteri VVörner de duzen- lediği basın toplantısında, isteyen ülkelerin ABD'nin yanında yeT alabüeceğini ifade etti; ancak NA- TO olarak bir karar almmasının söz konusu olmadıgını sözlerine ekledi. Dumas'nm sözleri öte yandan, AA muhabiri Fransa Dışişleri Bakanı Roland Dumas'ya, "Irak'ın Ankara Bü- yükdçisi, Türkiye'nin uluslararası güçte yer almayacagını Irak'a bfl- dirdi. Bu konudaki tepkiniz nedir" sorusuna "Türkiye, ulus- lararası güce katılraayacağını açıklamıştır " karşılığıru verdi. ABD'den AT desteği ABD'nin, Türkiye'nin AT üye- liğini desteklediği bildirildi. Brük- sel'deki iyi haber alan kaynaklar, ABD Dışişleri Bakanı James Ba- ker'ın, AT dışişleri bakanlanna bir mektup gönderdiğini söyledi- ler. Üst düzey bir Amerikalı yetki- li de Baker'ın, Türkiye'nin AT'- ye üyeliğinin desteklenmesi içinbirkaç hafta önce 12'lerin dı- şişleri bakanlanna mektup gön- derdiğini bildirdi. EVET/HAYIR OKT4YAKBAL (Baştarafı 2. Sayfada) ieşmesini isteyen güçler, partiler, bellı bir amacta bir araya ge- lemiyorlar. Önce bir anayasa cephesi kurulmalı, 82 Anayasası : nın degişmesinden bu yana bütün partiler bir araya gelmeli... İnsan haklarının yerleşmesı demokrasiye, demokrasinin gerçek- leşmesi İse 82 Anayasası'nın değişmesine bağlıdır. Öyleyse boş sözlerle vakit geçırmeden partiler arası bir işbiriiği, bir güç birli- ği oluşturulmalıdır Hep yinelediğımız sorun işte bu! Bir anayasa cephesinde bir araya gelip önce 82 Anayasası'nı ve ona bağlı bütün yasaları değiştirmek... Ama bu gerçeği kim benimsiyor, kim uygulamak istiyor? Çözümlenmesi gereken kördüğüm bu...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle