29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 AĞUSTOS 1990 KÜLTUR-SANAT CUMHURİYET/5 Hüseyin Peyda öldti • İSTANBUL (AA) — Sinema sanatçısı Hüseyin Peyda, akciğer kanseri teşhisiyle tedavi gördüğü hastanede dün sabah öldü. 68 yaşmda ölen Peyda'nın cenazesi, bugün Şişli Camii'nde kıknacak namazdan sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Türk sinemasına, Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde okurken 1950 yılında adım atan Hüseyin Peyda, "Söyleyin Anama Ağlamasın" adlı fılmde sergilediği başarıh oyun ile dikkatleri çekti. Sinema hayatını oyuncu, senaryo yazarhğı ve film yapımcılığıyla sürdüren Peyda, "Mezarunı Taştan Oyun", "Kanh Feryat", "Kubilay" ve "Ezo Gelin" filmleriyle başarı kazandı. 14. Antalya Film Festivali'nde "Kara Çarşaflı Gelin" fılmindeki rolüyle "Başarılı Yardımcı Erkek Oyuncu ödülü" kazanan Peyda, 150'ye yakın fılmde başrol ve yardımcı oyuncu olarak görev yaptı. Hüseyin Peyda, televizyonda yayınlanan "Hanım Ağa" ve "9 Sütuna Manşet" dizilerinde de rol aldı. (Fotoğraf: "Mezanmı Taştan Oyun" fîlminden) \azar Georges Conchon öldti • PARİS (AA) — Eserleri çeşitli ödüller kazanan Fransız roman ve senaryo yazarı Georges Conchon 65 yaşmda öldü. Conchon, 1960-1980 yülan arasında Fransa Senatosu'nda da görev aldı. Yazarın ilk romanı 1953'te yayımlandı. 1959'da yazdığı "Zafer Geçidi" Pr« Des Libraries, 1964'te yazdığı "Vahşi Devlet" Prix Goncourt ödüllerini kazandı. Georges Conchon'un yönetmen Jean- Jacques Annaud ile birlikte senaryosunu yazdığı Fransa'nın 1915'teki Batı Afrika sömürgelerinde yaşamın alaycı resminin çizildiği "Siyah ve Beyaz" fılmi 1976'da En lyi Yabana Film Oskan'nı aldı. Sosyalist Parti üyesi olan Conchon, 1959-60 yılları arasında France-Soir gazetesinde çalıştı. 1980'de Senato'dan emekli olduktan sonra Fransız televizyonu ikinci kanalında sanat danışmanı olarak görev yaptı. Kemal: Türk dili bozuldu • STOCKHOLM (UBA) — tsveç Radyosu'nda konuşan uluslararası üne sahip romancınnz Yaşar Kemal, Türk dilinin gelişmesinde buyük bir durgunluğun yaşandığım belirterek, "Türkiye'de Türk dilinin gelişmesini sağlayacak bir politika yok" dedi. Türkiye'de kitap düşmanlığının varlığını koruduğunu öne süren Kemal, "Kültür politikası yozlaşmıştır" dedi. Yaşar Kemal, Türk basmmda dilin çok bozulduğuna dikkat çekerek, "Türk basinının dili hiçbir zaman bu kadar bozulmamıştı" diye konuştu. tsveç Radyosu'nun ikinci kanalında yayımlanan programa konuk olan Yaşar Kemal, Atatürk devrinde başlayan Türk dilindeki gelişmenin son yıllarda hızmın azaldığını kaydetti. Türkiye'nin son on yılhk kültürel gelişiminin pek iç açıcı olmadığmı, ancak yine de kayda değer çabalann bulunduğuna dikkat çeken Kemal, "Kültür politikası, yazarların dilini etkilememiştir. özellikle genç yazarlann diline gerçekten hayranım, temel bir kültürü olan bir ulus, bugünkü yozlaşmaya, bütün iletişim araçlarıyla mutlaka karşı gelecektir" diye konuştu. Artık ayrılık dert değil: PlastikAşk çıktı! KAYNAK MÜZİK TICAHET Teyyarsct M Ak Bey Sokak No 6 Şışlı-lstanbul Tel 131 35 74 CAĞMŞ YftYtNLAM OKTAY AKBAL ĞİANI DEĞİL YAŞAM 2. BASI 5000 Lıra (KDV İçinde) Ödemeli gönderilmez ÇAĞDAŞ YAYINLARI Türk Ocağı Cad 39-41 CağaloğlulSTANBUL DOPLERLİ, RENKÜ EKOKARDİYOGRAFİ HOLTER , EFORLU, EFORSUZ ELEKTRO... \ En ileri Standartlarda Kalp Sağlığı Hizmetleri Sunar. Tel: 175 12 44/45 TÜRK KALP VAKFI 148 58 66 OlegKagan ölmeden ikigün önce Mozarfın 'Sinfonia Concertante'sini çaldı Galaksfde bir kutupyıldızıÜlkemizde de konserler vermiş olan Kagan, 1940'larda doğan Sovyet müzisyen kuşağının en parlak yıldızlarından biriydi. Oistrakh'ın öğrencisi olan, ünlü piyanist Richter'le görkemli bir ikili oluşturan Kagan, 15 temmuzda Münih'te kansere yenik düştü. Kültür Servisi - Sovyetler Bır- liğı, kuşaklar boyu büyük mü- zisyenler doğurmuş bir ülke. Ama bu kuşaklann en zengin ve çeşitlisi belki de 1940'larda doğ- muş olanı Bir başka deyişle, Kruşçev dönemindebuzlannçö- züldüğü günlerde olgunlaşan ve Meuhaus, Oistrakh ve Rosrro- poviç gıbi en büyük hocalann elinde yetiş enkuşak. Özellikle kemancılarıyla, Gidon Kremer, Liana Isakadze, Lidya Mordko- viç, Tatyana Grindenko, Viktor Tretyakov ve Vladimir Spiva- kov gibı virtüozlanyla zenginle- şen bir müzısyenler kuşağı. İşte bu olağanüstü yıldız kümesi içinde kemancı Oleg Moiseviç Kagan'ın yeteneği bir kutupyıl- dızı gibiparladı. Kagan'ın doğal yeteneği, Le- tonya'nın Riga kentınde gecen çocukluk yıllannda belirdi. Da- ha 13 yaşındayken zamanın bü- yük hocalarından Boris Kııznet- sov tarafından Moskova Kon- Oservatuvan'na alınan Kagan. daha sonra da Oistrakh'ın sını- fına geçtı. Kagan sonradan. Oistrah için "Benint üzerimde raüthiş bir etkisi oldu. Öğrencile- rine bir baba, danışman ve arka- daş gibi davranırdr diyecek ti. Daha 19yaşında, Helsınkı'de verilen Sibelius ödülü'nü kaza- nan Kagan, 1966'da da Mosko- va'daki Çaykovski Yanşma- sı'nda ikinci oldu. Yanşma sırasında Kagan'dan hemen ön- ce çalmış olan Viktor Tretya- kov, Kagan'ı dinledikten sonra ayağa fırlayarak "Birinciiik Ka- gan'ın" diye bağırmıştı. Ama bı- rincılik Tretyakov'a venlmişti. Sibelius ve Çaykovski Ödülleri- ni Enescu ve Bach Ödülleri ve sayısız konser önerilen izledı. O sıralar öğrencisi Kagan'a büyük destek veren David Oistrakh, genç virtüozun ilk konserlerin- de orkestra şefliğini de üstlendi. Aynı günlerde Oistrakh. Ka- gan'ın özellikle Mozart çalma- sını istedi ve Mozart'ın 4 kon- TÜRKİYE'YE DE tKİ KEZ GELMİŞTİ - Kemancı Oleg Kagan Türkiye'de önce kansı çellist Natalya Gutman ve pijanist Cladimir Ska ravi ile birlikte Istanbol Devlet Senfoni Orkestrası eşjiginde çalmışta. Kagan,Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda da bir konser vermisti. çertosunu birlikte plak yaptılar. Kagan sonralan Aistrakh'la ya- şadığı Mozart serüvenıni şöyle dıle getirecektı: "Oistrakh, Vlo- zart'ın duygusal bir üslupla çal ın- maması gerektiği inancında>dı. Bense tam tersini kanıtlamaya çalışıyordurn!" Daha sonralan Oleg Kagan özellikle Almanya ve Amen- ka'da bir konser solisti olarak ün yaptı. O dönemde özellikle Sibelius'un "Keman Konçerto- su^ndakı ve karısı çellist Natal- ya Gutman' la çaldıklan Brahms'ın"tkili Konçertosu"n- daki yorumlanyla belleklerde silinmez izler bırakan Kagan. Prokofiev ve Şostakoviçın kon- çertolanndaki özgün üslubuyla da ünlendı. Ne var ki dönemin hemen bütün Sovyet virtüozları gibi Kagan da Soğuk Savaş'tan nasibinı alacaktı. Yaklaşık yedı yıl boyunca yurt dışı konserleri- ne gilmesine izin venlmeyen müzisyen, ancak 1979sonlann- da Emil Gilels'le bırlikte New York'ta konserler vermeyi ba- şaracaktı. Kagan, oda müziği alanında da eşsızdi Keman-piyano ikili- lerinde kendisine ilk başlarda ilk kansı Yelizaveta Leonskaya, daha sonralan Eliso Virsaladze, son zamanlarda da genç bestecı Vassili Lobanov eşlik ettıler. Son yıllarda Kagan, Natalya Gutman, yakın akrabalan ve dostlan.Zvenigorodkasabasın- da hafıf ve neşelı müzik şenlikle- ri de düzenlediler. Ama Ka- gan'ın ünlü piyanist S>yatosla> Richter'le bırlikteliğı. onun mü- zik yaşamının doruklanndan bırini oluşturdu. Kagan'la Richter'in yaptıklan plaklar. abartmasız, göstenşsız, müzı- ğin ta kendisini sunan yorumlar olarak dana şimdiden müzik ta- nhındekıverini aldı. "Independeat" yazarlanndan Gerard McBurney, 1985'te Moskova'daki bir okulda Ka- gan, Gutman ve Richter'in 10- 12 yaşlanndaki öğrencilere ver- dikleri konserde yorumladıkla- n Şostakoviç'in "İkinci Piyano Cçlûsü"nü hayatında dınledıği en iyi Şostakoviç yorumu ola- rak hep anımsayacağını söylü- yor Kagan'ın müzik uğraşının önemlı bir yanını da,yenı müzi- ğe karşı gösterdiği yakınlık oluşturdu Dostlan arasındaki bırçok genç bestecinin yapıtları- nı seslendıren Kagan'ın bu alan- dakı en venmli ışbirliğı arkadaşı Alfred Schnittke'yle gerçekleşti. Bu yılın başlannda Londra'da Schnittke'nin yapıtlanndan oluşan bir Londra konseri dü- zenlendi Kagan, Yuri Başmet ve Moskova Solistleri toplulu- ğuvla birlikte Barbıcan Hall sahnesindeydi. Yakınlannca hasta olduğu bılınen Kagan çal- dıkça. Schnittke'nin müziği din- leyicilerin önünde büyümeye başladı. Salondakılerin büyük çoğunluğu Kagan'ın hastalığın- dan habersizdir ama konser so- na erdiğinde herkes şaşkmlık ve hayranlık ıçınde ayakta alkışlı- yordu kemancıyı. Nitekim kon- ser sonrasında besteci Schnittke sessizce şöyle diyecekti: "Oleg her zaman büyükbir kemancıydı. Amaartıkbirdahi!" Kagan son vıllarda kanserle savaşıyordu. Bir ayı aşkın bir süre Lubeck'te hastanede kal- dıktan sonra temmuzortalanna doğru Bavyera Alplerindeki VVildbad Kreuth adlı küçük ka- sabaya gitti. Yuri Başmet küçük bir şenlik düzenlemişti orada. 13 temmuz günü. Kagan, dinle- yicilerin şaşkın bakışlan arasın- da. dostlannın yardımıyla sah- neye çıktı. Moskova Solısjtlen ve Başmet'le birlikte Mozart'ın "Sinfonia Concertante"sini çal- dı. tkigün sonra da öldü. 150yılhk çeşme nehalde Eyüp'ün merkezinden aynlan Halit Pa- şa Caddesi'ne girin. 50 rnetre kadar yürü- yün. 26 no.lu terzı dükkânının yanındaki boşlukta tarihi bir çeşme göreceksıniz. Sa- km, gürül gürül akan suyuyla işlevini sür- düren bir çeşme göreceğinizi sanma>in. Çeşme yerde boylu boyunca yatıyor, par- çalanmış olarak sokağa bakıyor. Üstündeki eski yazılardan, çeşmenin 150 yıl önce saray Kurşuncubaşısı Süley- man Ağa tarafından yaptınldığını öğren- mek mümkün. Bu arada 59 yıl önce Hacı Hanım adlı bir hayırseverin çeşmenin ^ onanlmasıru sağjadığını da öğreniyoruz. * Eyüp Belediyesi yetkilileri, "Böyle bir olaydabiz hiçbir şeyyapamayız"diyorlar. veAnıtlarYüksekKurulunahaberveril- mesi gerektiğini söylüyorlar. Süleyman Ağa'mn çeşmesi, ilk onanlışından yakla- şık yanm yüzyıl sonra yeni bir "hayırse- ver" beklivor. (Fotoğraf: ömer Orhun) '. AVIGNONFESTIVALI'NDEN Tiyatronun siyah sessizliğindeBir yatak odası mı burası.yoksabir hastanede miyiz? Artık genç sayılamayacak ahmlı bir kadın siyah geceliğiyle telaşh bir bekleyiş içinde. MEHMET BASUTÇU AVIGNON — önce ışıklar sö- nflyor. Zifiri bir karanhk içinde- yiz. Sonra bir anda seyircilerin gözleri kamaşıyor. Projektörler- den cıkan ışık demetleri dekorun büyük bir bölümünü oluşturan bembeyaz yer taslannın donuk parlaklığından yüzlerimize yansı- yor... Köşede demir bir karyola var. Bembeyaz çarşaflarıyla biraz da- ğınık. Yanındaki sehpanın üzerin- deki zarif şarap bardağı kırmızı kırmızı dolu. Siyah-beyaz ve gri mekândaki bu tek kırmızılık bir umut mu? Yoksa yasamın son ale- vi mi? Dipte, beyaz yer taslannın siyah zemine yenik düşüp daralarak uzadığı noktada bir kapı göze çar- pıyor. Üç yanı açık bu kapalı ka- pının ardındaki karanlıktan önce bir kontrbasın sesi geliyor. Siyah gömlekli iki muzisyenin ayırdına varmak ise oldukça zor. Bir yatak odası mı burası, yok- sa bir hastanede miyiz? Belli de- ğil. Artık genç sayılamayacak ahmlı bir kadın siyah geceliğiyle telash bir bekleyiş içinde... Kapı vuruluyor. Genç bir erkek giriyor içeriye Derin anlamını ya- vaş yavaş anlayacağuıız acayip bir diyalog başhyor aralarında. İlk başta daha çok kadın konuşuyor. Nedir sıkıntısı, korkusunun ve te- dirginliğinin nedenleri? Kimdir bu genç adam? Sevgjlisi mi, yoksa oğ- lu mu? Sözünü ettikleri kişi kim- dir? Birinin kocası diğerinin ba- bası mı? Genç adam babasının kim olduğunu anlamaya çalış- maktadır... Kadın ise acılıdır, yal- nızdır. Ölüme hazırlanmaktadır. Yaşamını anlattıktan sonra kırmı- zı şarabın içine kovduğu zehri içe- cektir... Genç adam ise yaşama hazırlanmaktadır... Bu temel çelişki çevresinde yo- ğun ve karmasık bir metin örmüş Peter Nadas. Geçmişin düğümle- riyle saklambaç oynuyor, gerçek- ler sisler ardında zor seçiliyor... Zaman zaman da açıküğa kavu- şuyor. Kadın, Macar toplumunun lüm baskılannı yaşamış, tüm bü- rokrasinin ağırlığını omuzlannda taşımış, gizli polisin tüm işkence- lerine göğus germiştir sanki... Francine Berge'nin, inandıncılığm çok ötelerine taşan yorumundaki çarpıcı boyut, uzun süre belleği- nizde iz bırakacak bu alışılmamış kadın portresine gerçeküstü bir gerçeklik kazandınyor sanki... Bugün 48 yaşında olan Peter Nadas'a sormuşlar, "Siziıı içln ti- yatro nedir?" diye. Şöyle yanıtla- mış: "Bilmiyonım. Kapkara bir şey. Tıpkı çocakİDgnmnn öyk uy- kulanndan uyanmK gibi. Siyah ve stcak. Ve sessizlik. lstedigimiz ka- dar konuşalım, yine de sessiziik vardır." Macar yazar Peter Nadas'm, Tbeatre des Halles"de Alain Ti- mar tarafından sahnelenen "Karşılaşma" (Rencontre) adlı oyunu, işte böylesine esrarengiz ve sıradışı bir karşılaşma... Olağa- nüstü bir sahne düzeni ve yoru- mun etkisiyle, bu söz tufamnın karmasık ağdalığmda kımıldayan onulmaz umutsuzluk, sinsi hüzün ve derin sessizlik, büyılleyici bir et- kiyle tüm benliğinizi kucaklayı- veriyor. UB40 grubu gözaltında • VtCTORİA (AA) — Şeysel polisi, Ingiliz pop müzik topluluğu U B ^ ı n 5 elemanımn ve 2 teknisyeninin uyuşturucu bulundurmaktan gözaltına almdığmı açıkladı. Şeysel Adaları'nda, yasadışı ilaç ve uyuşturucu bulundurmak Uç yıl hapis ile cezalandınlıyor. Grubun bulunduğu otele baskın düzenleyen polis, ayrıntıh bir açıklama yapmadı. Chuck Berry serbest ALIŞILMAMIŞ KADIN PORTRESt — Macar yazar Peter Nadas'm "Karşılaşma" adh oyununda Fran- cine Berg^, alışılmamış bir kadın portresi çiziyor. (Fotofraf: Georges Meran) Müzik yazanmız FUiz Aii yühk iznini kullandığından, yazılannı bir süre yayımlayamayacağız. • SAINT CHARLES (AA) — Rock'n'roll yüdın Chuck Berry, ABD'nin Missouri eyaletinin Saint Charles kentinde, uyuşturucu bulundurmak ve küçük çocuklara kötü muameleden önce hapse atıldı, sonra kefaletle serbest bırakıldı. Polis, Chuck Berry'nin MVentzville'deki evinde yaptığı aramada esrar, Marihuana, 22 kalibrelik iki tüfek ve küçük çocuklann rol aldığı pornografik fılmler bulmuştu. Chuck Berry (63), Avnıpa turnesinden döndükten sonra dün resmi makamlara teslim oldu ve hâkim tarafından belirlenen 20.000 dolarhk kefaleti ödedikten sonra aynı gfln serbest bırakıldı. 'Eski Taşıt' sergileri • Kiiltür Servisi — İngiltere'nin York kentinde düzenlenen "Büyük Demiryolu" sergisi için Edward dönemine ait bir tren istasyonu yeniden inşaa edildi. Platformlarda sergilenen taşıtlar arasında 1902 yıhna ait Kraliyet Treni, buharlı lokomotifler tarafından çekilen Londra- Paris Gemi Treni ile bir yemek vagonu da yer alıyor. tngiltere'de açılan diğer bir sergi ise York Goods İstasyonu ile Swindon'daki eski Büyük Batı Demiryolu'nda açıldı. Bilar'da seminer • İSTANBUL (ANKA) — Bilar AŞ Bilim Merkezi, ağustos ayı içinde "Sosyalizm Nereye Gidiyor?" ve "Sosyalizmin Geleceği" konulu iki seminer gerçekleştirecek. Konuşmacı olarak Asaf Savaş Akat, Çağatay Anadol, Murat Belge, Cengiz Çandar, Metin Çulhaoğlu, Aydın Giritli, Ertuğrul Kürkçü, Nail Satlıgan ve Sungur Savran'ın katılacagı seminerler, Bilar tstanbul Şubesi'nde yapüacak. 30 ağustosa dek sürecek seminerler, pazartesi ve perşembe günleri 19.00-21.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. İstanbııl'dan görüntüler • İSTANBUL (ANKA) — Türk Ocaklan'nın düzenlediği, Aras Neftçi tarafından hazırlanan "ll ll Türkiye" konulu açıkhava slayt gösterileri başladı. Türk Ocaklan tstanbul Şubesi'nin bulunduğu Sultan II. Mahmut Türbesi'nde gerçekleştirilecek slayt gösterileri S ağustos tarihine kadar sürecek. Ali Demir sergisi • KiUtttr Servisi — Ali Demir'in 'Bizim Resmimiz' adlı resirn sergisi bugün Sultanahmet Masal Sanatevi'nde açıhyor. 1931 doğumlu sanatçının bu 67. kişisel sergisi. 80"li yıllarda "sarı-kahverengi" ressamı olarak tanınan Demir, resimlerinde insanı konu ediniyor. 1971'de TRT Resim Başan ödülü, 1972'de Yarunca Festivali Başan ödülü ve 1974'te DYO Sergisi Jüri özel ödülü alan Demir'in sergisi ağustos ayı sonuna kadar açık kalacak. Enez'e ktittiphane • ENEZ (AA) — Edirne'nin Enez llçesi Belediyesi'nce yaptınlan "Halk Kütüphanesi" hizmete açıldı. Açılış töreninde, kütüphaneye kitap sağlamak amacıyla hazırlanan yardım kumbarasına ilk parayı atan Vali Ünal Erkan, aynca kumbarayı tutarak konuklann parasal yardımda bulunmalannı da sağladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle