Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 AĞUSTOS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3
Uberya'da
katJiam *
• MONROVIA (Ajanslv)
— Liberya'da hükümetc
bağlı askerler tarafından
gerçekleştirildiği iddia
edilen ve 600 sivilin
ölümüne yol açan
"katliam", isyancüann
soluğunu her an ensesinde
duyan Devlet Başkanı
Samuel Doe'yu "iki ateş
arasında" bıraktı. ABD,
destekler göründüğü Doe'yu
sert biçimde suçladı.
Yönetim, katliam
suçlamalannı reddederken,
iki başlı isyancı kuvvetler
de birbirlerini "komünist
olmakla" suçladılar.
Robinson
serbest
• PORT OF SPAIN (AA)
— Trinidad ve Tobago'da
geçen hafta sonu
"Müslüman Camiası" adlı
Müslüman grup tarafından
düzenlenen darbe
girişiminde rehin alınan
Başbakan Ray Robinson'un
serbest bırakıldığı bildiridi.
Adelet Bakanı Antony
Smart, Ulusal Radyo'dan
yaptığı açıklamada,
başbakanın serbest
bırakıldığını doğruladı,
ancak rehin tutulan
bakanlann durumu hakında
bilgi vermedi. Bu arada,
görgü tanıklan da
Başbakan Robinson'u
gördüklerini, ağır yaralı
durumdaki Robinson'un
tekerlekli sandalyede
oturduğu ve bir kamyona
bindirildiğini belirttiler.
Terör' AGİK'e
götürülüyor
• LONDRA (Cumhuriyet)
— Iktidardaki
Muhafazakâr Parti'nin
önde gelen
milletvekillerinden,
Başbakan Margaret
Thatcher'ın yakın çalışma
arkadaşı ve aile dostu Ian
Gow'un pazartesi sabahı
otomobilinde patlayan bir
bomba sonucu hayatını
kaybetmesinin şoku
sürüyor. Başbakan Margaret
Thatcher, başta IRA olmak
üzere, Batı Avrupa'da etkili
olan Ispanyol ETA ve Batı
Alman Kızıl Ordu
Hizbi'nden kaynaklanan
terörün de Avrupa
Güvenlik ve lşbirliği
Konferansı (AGÎK)
tarafından ele alınması
çağnsı yaptı. Mûhafazakâr
milletvekili Ian Gow'un
öldürülmesinin
sorumluluğunu IRA
üstlendi.
Referandıınıa
katılun
• BUDAPEŞTE (AA) —
Macaristan'da, devlet
başkanının halk tarafından
mı, yoksa parlamento
tarafından mı seçileceği
konusunda pazar günü
yapılan halkoylamasına
kaülım oranının yüzde
13.91 olduğu bildirildi. Oy
verenlerin yüzde 85.91'i
tercihini, devlet başkanımn
halk tarafından seçilmesi
doğrultusunda kullandı.
Seçmenlerin yüzde 14.09*u
da oyunu, parlamento
tarafından seçilmesi
yönünde verdi. Ülkedeki
kayıtlı seçmenlerin büyük
bir çoğunlujhınun oy
kullanmaması nedeniyle
referandumun geçersiz
sayüdığı belirtildi.
Letonya-ABD
flörtti
• VVASHINGTON (AA)
— ABD Başkanı George
Bush'u ziyaret eden Letonya
Başbakanı tvars Godmanis
ve Dışişleri Bakanı Janis
Jurkns, ülkelerinin
SSCB'den bağımsızlık
kazanması konusunda
NVashington'un desteğini
istediler. Görüşme
sırasında, bazı Avrupa
Ülkelerinin bu konuda
belirgin adırnlar attığını
ifade ederek ABD'nin de
aynı tavrı göstermesi
gerektiğini dile getiren iki
bakan, toplanüdan sonra
yaptıkları basın
toplantısında, Başkan
Bush'tan destek aldıklannı
ifade ettiler.
'İntifada'
Mısır'ı suçladı
• KUDÜS (AA) — lsrail
işgali altındaki Arap
topraklannda Filistin
direnişini yöneten intifada
birleşik yönetimi, Hüsnü
Mübarek liderliğindeki
Mısır rejimini "Amerikan
kuklası" olarak nitelendirdi
ve bu ülkenin Camp David
anlaşmalarını Ortadoğu'da
yaygınlaştırmak istediğini
ileri sürdü. Birleşik
yönetimin, Batı Şeria ve
Gazze Şeridi'nde dün
dagıtılan 56'ncı bildirisinde,
Mısır yönetiminin ABD'nin
Ortadoğu konusundaki
emellerine hizmet ettigi
kaydedildi.
Cumhurbaşkanı, 29-30 eylülde BM Çocuklar İçin Dünya ZirvesVne katılacak
özal yine ABD yolcusuANKARA (Camhuriyet Bttro-
su) — Cumhurbaşkanı TUrgnt
öâd bu yılki iküıci ABD ziyare-
tini flci ülke ilişkilerinin günde-
minde önemli sorunların olduğu
bir dönemde yapacak. Cumhur-
başkanı özal'ın Türkiye Ue ABD
arasındaki Savunma ve Ekonomik
tşbirliği Anlaşması'nın (SEİA) ge-
çerülik süresinin dolmasına iki ay
kala gerçekleşecek ABD ziyareti
sırasında bazı üst düzeyli temas-
larda bulunması bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Turgut özal,
Birleşmiş Milletler (BM) Genel
Kurulu cahşmalan sürerken New
York'ta düzenlenecek Çocuklar
Için Dünya Zirvesi'ne davet edil-
di. 1989 yılı kasım ayında, Mısır
Cumhurbaşkanı Hiisnu Mübarek,
Mali Cumhurbaşkanı Teaore,
Meksika Cumhurbaşkanı de Gor-
Türk-ABD ilişkilerinde çeşitli
olaylarda yaşanan sıkıntılann
gölgesinde yapılacak ziyarette
Turgut Özal, ABD Başkanı
George Buşh ile de görüşmeyi
planlıyor. Özal, aynı zamanda
sağlık kontrolünden de geçecek.
teri, Pakistan Başbakanı Butto,
Isveç Başbakanı Carlsson ve Ka-
nada Başbakanı Mulroney'nin
yapüklan çağn çerçevesinde 29-30
eylül günlerinde düzenlenecek zir-
veye, BM üyesi ülkelerin devlet ve
hükümet başkanlan katılacak.
Cumhurbaşkanı Özal'ın nasıl bir
heyeüe ve hangi süreyle ABD'yi zi-
yaret edeceği henüz kesinleşmedi.
Ancak Çankaya Köşkü'ne yakın
kaynaklardan edinilen bilgiye göre
Cumhurbaşkanı özal'ın eylül ayı
ortalarında ABD'ye giderek Baş-
kan George Bush ile özel bir gö-
rüşme yapması olasılığı bulunu-
yor.
Bugörüşmeye yönelik rande-
vu grrişimleri sonuç verirse, Cum-
hurbaşkam özal'm, eylülün son
haftalannda ABD'nin çeşitli kent-
lerinde bazı Kongre üyeleri, işa-
damlan ve eski politikacüarla da
bir araya gelmesi bekleniyor.
Cumhurbaşkanı özal'm aynca
ABD'de bulunduğu süre içinde
sağlık denetiminden geçmek iste-
diği de belirtiliyor.
Amacı, "Çocuklan 1990'ü yıl-
lann güdeminde üst sıralara k«-
rarh biçimde yerteştinnek, iyi gün-
de, kötii ginde, savaşta ya da ba-
nşta, danyadaki kaynaklara ilis-
Ida olarak çocnklara birincil ön-
cetik hakkı tanmak" olarak özet-
lenen Dünya Zirvesi'ıün sonunda
BM lideTİerinin ünzasını taşıyacak
bir "Dünya Çocuk Dekkrasyonu"
yayunlanması bekleniyor. Lider-
lerin zirvede konuşma yapmaya-
caklan, ancak çocuklann saflık-
h ve mutlu yaşaması için Ulke büt-
çeierinde ve siyasi programlarda
"öaceHkH" yer almalan konusun-
da ortak tavıriannı vansıtan bir
deklarasyonla yüzyüm sonuna ka-
dar bu alanda yapılacak etkinlik-
lere ivme kazandıracaklan belir-
tiliyor.
T1ME, OrtaAvrupa ve Balkanlar'ı değerlendirdi:
MilliyetçilikhorduyorDergi, Yugoslavya'nın milliyetçilik dalgasının
etkisiyle giderek parçalandığını, Polonya'nın da
popülizmtehdidiyle yüzyüze olduğunu vurguladı.
Dış Haberier Servisi — Soğuk
savaşın simgesi Berlin Duvan'nın
9 Kasım 1989'da yıkılmasının ar-
dmdan geçen 8 ay, özgürlük
umutlannm yanı sıra milliyetçilik
endişelerini de beraberinde getir-
di. özellikle Yugoslavya milliyet-
çilik rüzgân ile sarsıûrken, Ro-
manya "totalizm" yolunda iler-
liyor. Macaristan ve Polonya'da
Yahudi aleyhtarhğı yükseliyor.
Time dergisi, bu haftaki kapa-
ğmı Doğu Avrupa'daki milliyet-
çilik rüzgânna ayırdı. Milliyetçi-
lik hareketini bir "dne" benzeten
dergi, Yugosiavya ve Orta Avru-
pa'da giderek yayüan milliyetçi-
liğe dikkat çekü. Liberalizmin ol-
duğu kadar milliyetçilik ve halk-
çılık akımlannın da bu ülkelerde
zafer kazanabileceğini savunan
dergide, özetle şu görüşlere yer ve-
rildi:
En onemli problemlerin başın-
da milliyetçilik geliyor. Milliyet-
çilik, giderek Balkanlar'ı ve özel-
likle Yugoslavya'yı etkisi altına
alıyor. Yugoslavya Federasyonu,
hemen hemen tüm cumhuriyetle-
rinde yayılan milliyetçilik karşı-
sında dağılma tehlikesi ile karşı
karşıya. Polonya'da ise giderek
halkçıhğın yayıldığı bir gerçek ve
bu ülkede Yahudilere karşı bir ha-
reket de hız kazanıyor.
Yahudi aleyhtarhğırun yayıldığı
diğer bir ulke de Macaristan. Bu
tavır, milliyetçüiğin değişik bir bi-
çimi olarak Macaristan'da görü-
r. Gerçi, bu ulkede tam bir et-lüyor. (
KtORFEZ
'Irak, Kuveyt
sınınna
100 bin
asker yığdı'
Cidde görüşmeleri dün
başlarken, The MVashington
Post gazetesi, Irak'ın
Kuveyt sınınna 100 bin
asker yığdığını öne sürdü.
Dış Haberler Servisi — Irak'la
Kuveyt arasındaki bunalımın gö-
rüşüleceği Cidde toplantısı dün
Kuveyt sınınna yığümış on binler-
ce Irak askerinin gölgesi altında
başladı. Irak ve Kuveyt delegeleri
dün gece Suudi Arabistan'da iki
ülke arasındaki petrol ve toprak
anlaşmazlığını görüşmeye başlar-
ken ABD'de çıkan The VVashing-
ton Post gazetesi, Irak'ın Kuveyt
sınınna yaklaşık 100 bin asker yığ-
mış durumda olduğunu öne sür-
dü.
AA'nın haberine gftre Washing-
ton Post, Kuveyt'teki Batılı bir
diplomata. dayanarak verdiği ha-
berde, Irak'ın Kuveyt sımnnt 300
tank, 300 parçalık ağır toplar ve
özellikle köprü kurmaya yönelik
istihkam birlikleriyle 6 tümenlik
bir kuvvet gönderdiğini bildirdi.
Irak'ın daha önce sınıra 30 bin
asker yığdığı bildirilmişti.
Reuter ajansımn haberine göre
dünkü Irak basını, Kuveyt'e karşı
sert uyarüarla dolu olarak çıktı.
Irak gazeteleri, "dobra dobra''
Cidde görüşmelerinde Kuveyt'in
Irak'a "calınan petrol" için mil-
yarlarca dolar odemesi gerektiği-
ni yazdılar. EI Cumhuriye gazete-
sinde çıkan bir yorumda şöyle
dendi:
"Irak Cidde toplantısına hakla-
nnı geri almak için katılmaktadır.
Yoksa 'Kardeşlik ve davanışma'
haklunda bir dizi yeni konuşma
dinlemek için degfl."
"EI Towra" gazetesi de "Cidde
toplantısının özü, Irak'ın taleple-
ri ve meşın haklannın tanınması-
dır. Bu baklmdan toplantıda
Irak'ın tatepleri karşılanmalıdır'
diye yazdı.
Cidde'de dün gece görüşmele-
re başlayan Kuveyt heyetine Ku-
veyt Başbakanı Şeyh Saad El-
Abdullab başkanhk ediyor. Irak
heyeti de Devlet Başkanı Saddam
Höseyin'in yardımcılanndan tzzet
İbrahim'in başkanhğında görüş-
melere katdıyor. Kuveyt Başbaka-
nı, Cidde"ye gelişinde verdiği de-
meçte, "Iraklı kardeşlerimizle
olumlu ve yarariı görüşmeler ya-
pacagımıza eminim" dedi.
nik kargaşa yok. Eski komünist
yöneticUerin mahkemelerinin na-
sıl sonuçlanacağı merak konusu
olarak kalıyor.
Diğer onemli bir tehlike de "lo-
taUzm". Bu "izme" en yakın ul-
ke olarak Romanya gözüküyor.
Komünist Parti'nin eski yönetici-
lerinin oluşturduğu Ulusal Kurtu-
luş Cephesi, muhalefet üzerinde-
ki baskıların kaldınlması ve de-
mokratikleşme yönünde o kadar
istekli görünmuyor.
Yugoslavya ise tam anlanuyla
milliyetçilik rüzgânnın etkisi al-
tında. Bu ulkede geçen 4 ay süre-
since Slovenya ve Hırvatistan
cumhuriyetlerinde serbest seçim-
ler yapıldı. Bu seçimler, cumhu-
riyetlerin birlikten aynlıp bağım-
sız olma yolundaki isteklerinin en
onemli kilometre taşlanndan bi-
risi olarak kendisini gösterdi. Ge-
çen ay içerisinde de Slovenya Par-
lamentosu, kendi yasalanmn fe-
deral cumhuriyetin yasalanndan
üstün olduğunu ilan etti. Bu bir
"bağımsızlık" ilanıydı.
Yugoslavya Federasyonu Dev-
let Başkanı Borisav Jovic, gerçi,
Slovenya'yı kararından vazgeç-
mesi konusunda uyardı. Bu uya-
nnın yapıldığı sırada, Sırbistan'a
bağlı Kosova özerk bölgesinde de
ilginç olaylar yaşamyordu. Daha
önce Sırbistan tarafından hakla-
n askıya alman Kosovalüar, Sır-
bistan Cumhuriyeti'nden bağım-
sızlık ilan ettiklerini ve Federas-
yon'un kendilerine "cumlıuriyet"
TaMo Time dergisinden ahnmışûr.
statüsü vermesini istediler. Sırbis-
tan, hem nüfusu hem de toprak-
lanmn genişliği Ue Yugoslavya'-
nın en büyük cumhuriyeti. Sırbis-
tan Cumhurbaşkanı Slobodan
Mflosevk de, milliyetçi Sırplan şu
ana kadar memnun edebilmiş de-
ğil. Sırplar, ekonominın giderek
kötüleşmesini ve Kosova'daki Ar-
navutlann aynlmacı politıkalanru
eleştirerek Milosevic'e cephe alı-
yorlar.
Sırbistan'da yaşanan onemli bir
değişiklik de Komünist Partisi'nin
adımn değiştirilmesinde kendisi-
ni gösterdi. Ancak, bu değişiklik
"kozmetiV olmaklan öteye gide-
medi. Yeni partiye, birkaç komü-
nist olmayan yönetici alındı, an-
cak, Cumhurbaşkanı Milosevic,
parti içindeki muhalefetin görü-
şü alınmadan partinin en üstüne
Carrier
"KLİMADA 1 NUMARA
"Carrier Amerika'mn ve Dünyanm
En Büyük Klima Üretîcisidir."
Carrier in Evinizi, İşyerinizi, Otelinizi,
Gökdeleninizi Ve Hatta Mahallenizi
Serinletecek Çeşitleri Mevcuttur."
"Carrier Konusunda Uzmandır,
Ve Sadece Klima Üretir.
Her TürlüKlima İhtiyacınızİçinMuîlaka BizlereBaşvurunuz.
TÜRKİYE GENEL DİSTRIBUTORÜ
AROUMANMÜMESSİLÜKTESİSATveTİCARETLTD.ŞTI.
FaHretUn Kerım Gokay Cad No 29 81190 Allunızade
Istanbul Tel. (1) 310 44 70/5 Hat Fax (1) 343 42 01
AROUMAN KLİMA SANAYI ve SERVİSİ LTD. ŞTİ.
Fahrettın Kerım Gökay Cad. No 29 81190 Altunızade
Istanbul Tel (1) 310 44 70/5 Hal Fax (11 343 42 C1
YETKİLİ BAYİLERİMlZ
OflATICARET
IMAN T6SSAT
ÛZOEMIH TIC
ISIL-IŞ
MAHO VAPI
CEMSAN
YAVUZTEKNİK
EKEAŞ
SOâuMAKSAN
SUNAY SOâUTMA
M ŞlMŞeKL]
AKKANLAR
Ta< 11 30 08.12 1994
T«( 13 53 86.'17 90 04
Tel 125 3 9 "
Tel 12 42 93.11 81 09
Tel M 5? 87. 14 79 74
Tel 14 85 25/13 36 24
Te 12 29 28
Tel 21 77«3'22 4 5 «
Tel 21 41 30/21 41 31
Tel 11 70 46
Tel 11 253/30 939
Tw 12 221
Tel 113261
ADANA
ADANA
ANKARA
ANTALYA
BURSA
IZMIR
IZMIR
IZMİR
IZMIR
IZMİT
MEflSIN
MERSİN
KAVSEPI
ISTANBUL BÖLGE BAYİLERİMİZ
FRIOOTEKNIK
ISITES
M CO5KUN
FRITES
TESVAPI
BAŞAK YAPI
ERÇEM
BAŞPAK
AS EIEKTRIK
BİLTES
Tel 145 S3 12 " 4 5 53 13
Tel 140 80 46/147 27 42
Tel 15941 35/159 51 75
T« 158 76 61 "60 38 43
Tel 1781658/169 2232
Tel 152 17 98/152 17 99
Tel 346 49 17/341 06 36
Teı 143 17 75/143 18 19
Tal 1X38 99
Tel 342 74 62/334 62 30
Tel 336 97 29
TAKSIV
TAKSIM
BEŞIKTAŞ
BEŞİKTAŞ
ÇEUKTEPE
FINDIKLI
KAOIKOY
KARAKOY
ALTUMZADE
yerleştirildi.
Sırbistan, bu tür sorunlarla uğ-
raşırken, Yugoslavya'nm, ekono-
mik refahını sağlamış Hırvatistan
ve Slovenya cumhuriyetleri, diğer
cumhuriyetlerin yukünü sırtlann-
da taşımak istemiyorlar. Yugos-
lavya'nm Makedonya ve Karadağ
gibi fakir cumhuriyetleri şu an bu
tür gelişmelerin uzağında görülü-
yorlar. Bu iki cumhuriyet, fede-
rasyondan da aynlma konusunda
fazla istekli değiller.
Yugoslavya tarihinin içinden
gelen bir milliyetçilik dalgasının
içinde sürüldeniyor. Doğu'yla Ba-
u'nın külturlerinin çarpıştığı bu
Balkan ülkesinde yaşanan çatış-
malar, geçmişten bugüne yayıh-
yor. Yugoslavya cumhuriyetlerin-
deki görüş aynhkları aynca Ro-
ma Katolik Kih'sesi ile Yunan Or-
todoks Kilisesi arasındaki karşıt-
hktan da kaynaklanıyor.
Avrupa'yı 1. Dünya Savaşı'na
sürükleyen milliyetçilik, şimdi
özellikle Balkanlar'da etkili olma-
ya aday gözüküyor. Bugün de-
raokrasi özellikle Avrupa'nın ba-
tısında güçlü. Batı, ekonomik,
sosyal ve kültürel alanlarda doğu-
ya yardınn planhyor. Ancak, Yu-
goslavya'da giderek artan milli-
yetçilik, Polonya'da Walesa'nın
halkçılığı, Çekoslovakya'da de-
mokrasi konusundaki endişeler,
Romanya'da totalizm olasılığı,
Avrupa'nın yeniden bir tehlike Ue
karşı karşıya olduğunu tnu göste-
riyor, bu henüz meçhul. Ancak 1.
Dünya Savaşı'nın başlamasına
yol açan Avusturya Arşüdukü
Ferninand'ın öldürülmesine yol
açan hastalıklar yeniden sahnede.
LüBNAN
MoşeArens:
Çatışmaya
müdahale
edebiliriz
TEL AVtV (AA) — tsrail Sa-
vunma Bakanı Moşe Arens, teh-
likeli bir durum ortaya çıkması
halinde, Lübnan'da Şüler arasın-
daki çatışmalara müdahale edebi-
leceklerini söyledi.
Arens, gazetecilere yaptığı açık-
lamada, "Modahalede bnlnn-
maktan mcmnunluk duymayız,
ama çıkarianmızın tehlikeye düş-
tüğiinü görürsek müdahale
ederiz" dedi.
Gazetecilerin, Güney Lübnan'-
da, tran yanhsı Hizbullah militan-
lan ile Suriye desteğindeki EMEL
milisleri arasındaki çatışmaların
lsrail için dayanılmaz boyutlara
ulaşıp ulaşmadığı yolundaki soru-
su üzerine Arens, "Şimdiye kadar
harekete geçmedik, bu da daya-
nılmaz dnzeyde olmadığını
gösterir" diye yanıt verdi.
Arens, ŞiÜer arasındaki çatış-
maların îsrail'in kuzey sınınna
yakın bir yerde meydana geldiği-
ni, bu nedenle de alarmda olduk-
larını söyledi.
Arens, Irak'ın kimyasal silah
saldırısı tehdidine karşı İsrail'in
yanıt verebüeceği yolunda Bilim
Bakanı Yuval Neeman'ın daha
önce yaptığı açıklamayla ilgili yo-
rumda bulunmadı.
Sovyet Yahudilerinin ihtiyaçla-
rının karşılanması amacıyla, 40
milyon dolarlık tsrail savunma
bütçesinden 6 milyon dolarlık ke-
sinti yapılamayacağını söyleyen
Moşe Arens, "Ortadogu'daki bu
gergio hava karşısında, tsrail sa-
vunma bülçesinden kesinti yap-
manın henüz zamanı defil" diye
konuştu.
Ajanslar, Arens'in açıklaması-
nın, tsrail tanklarının Hizbullah
ve EMEL militanlarının çarpıştı-
ğı bölgeyi top ateşine tutmasuıdan
sonra yapılmasına dikkat çekiyor-
lar.
Surive Genelkurmay Başkanı
Tümgeneral Hikraet Şehabi de ts-
rail'in. Arap dünyasındaki petrol
sahalan ve su kaynaklanna ula-
şabilraek için daha fazla toprak
işgal etmeyi planladığım öne
sürdü.
Şehabi, iktidardaki BAAS
Partisi'nin yayın organı BAAS
gazetesi'ne dün verdiği demeçte,
Arap ülkelerini "Düşmanla yiiz-
leşmeye ve bölgede barışı
kurmaya" çağırdı.
DUN^ADA BUGUN
ALtSÎRMEN
Modelin Sefaleti
Her gûn gazeteleri okuduğunuzda yeterince içiniz kararıyor
sanırım. Yine şükredin ki toplumun bûtün çarpıklığı ile rezilliği
sürekli gazete sayfalanna yansımıyor. Örneğin Ümraniye'de jan-
darmalarla birlikte kaçak gecekonduların yıkımına gidildiğinde,
ellerinde son model uzun namlulu silahlarla bir meydan çatış-
ması için yeterince, hiç değilse jandarmaya eşdegerde teçhiza-
ta sahip otan gecekondu mafyasının yıldırıcı gücü ile karşılaşıl-
dığında birliğinin selametinı düşünen jandarma komutanının,
kuvvetlerini geri çekerken:
— Uğraşmayın adamların evi barkıyla, dediğini bir yerde oku-
duğunuzu sanmıyorum.
Ama olay olmuştur ve siyasal partilerimizden birinin liderine
de anlatılmıştır. Bilmiyorum olayı dinleyen lider o sırada hangi
duygular içindeydi ve gefeceğe yönelik olarak ne gibi önlemler
dûşünmekteydi?
O ne düşünmüş otursa olsun, başta Istanbul olmak üzere köy-
lerden esen büyük göç dalgasının hedefi olan kentler yavaş ya-
vaş gecekondu mafyasının egemenliğine girmektedir. Doğallık-
la siz, laiklik bilinci olmasa bile hiç değilse kararlı bir anti-laik
çizgide olmayan bu ladîni mafyaya, işlevi onunkinden farklı ol-
mayıp sadece silahı değişik olan tarikatları da ekleyebilirsiniz.
Yeryüzünde örneği az olup ancak bizimki gibi azgelişrniş olan
ve hiç değilse kafaca azgelişmişlikte direnmeye niyetli izlenimi
veren ülkelerde görünen ur -kentlerin, en büyük urunun oluş-
masındaki toplumsal olguyu düşündüğünüzde ilk akia gelen
bireyci- köşe dönmeci modelin çarpıklığı olabilir.
Gerçekten de Tûrkiye'de bireyci, köşe dönmeci sistemin ysr-
leştirilmeye çalışılması ile ülkemizin ABD'ye açılması ve gece-
kondu olgusu eş zamanlı gelişmelerdir.
Ne var ki modelıne öykündüğümüz ABD'nin tarihini ve yapt-
sını, çok derinliğine degil, şöyle bir üstünkörü bile incelediği-
mizde aradaki büyük tarihsel ve yapısal farkı hemen görebiliriz.
Püritenlerin, siyasal baskıdan kaçanların, daha fazla özgür-
lük ısteyenlerin, umut arayanlann göçerek oluşturdukları Ame-
rika, bireysel köşe dönmeciliğin bütün acılarını ve sakıncalarını
yaşamış olmakla birlikte, biraz da dönemine göre sonsuz sayı-
labilecek doğal olanaklann, o olanaklara oranla az sayılacak in-
sana sunulmuş olmasının da yardımıyla kendine özgü bir mo-
del oluşturmuş ve son zamanlarda belki de karşıtsız kalmış gö-
rûndüğü için çok fazla abartılan bir başarıya ulaşmıştır. Abartıl-
mış olsun veya olmasın Amerikan modelinın belirii bir dünya gö-
rüşüne uygun düşen başarının da simgesi olduğu yadsınamaz.
Ancak başarının kendisi kadar yadsınamaz olan bir başka nok-
ta daha var ki o da bireyci modelin temelinde, ınsan hak ve öz-
güriüklerine sonuna kadar bağlı özgür bireylerin bulunduğudur.
Ve ABD'de devlet, zaman zaman uygulamada yeterince etkili
olmamış da olsa özgürlûğün ve özgür bireyin güvencesi olmuş-
tur. Bireyin devletten beklediği ise sadece bu özgürlûğün gü:
vencesi olması, yanşta kişisel yetenek dışında eşitliği bozacak
etkenlere karşı çıkmasıydı. Uygulamada kapıtalist oelişmenin do-
ğal sonucu olarak yarışmadakı eşitlik, teorideki kadar var olma-
dı. Ama Avrupa'dan göçmenlerle birlikte gelmiş olan reform, ro-
nesans ve aydınlanma çağının düşünceleri, köşe dönmeci-bireyci
yapıyi etkileyip sisteme özüne dokunulmaz özgürlüklerin varlı-
ğını, Amerikan Anayasası, Yüksek Mahkeme gibi kurumları ek-
lerken köşe dönmeci, bireyci görüş ile toplumsal çıkarların bir
ölçüde uzlaşabilecekleri bir potayı oluşturdu. Öte yandan özel
mülkiyetin kutsallığının doruğa erdiği bir ulkede bile gelişmiş sivil
toplum, demokratik örgütlenme, kentlilık bilinci, özel mülkiyetin
keritin genel çıkarlarına aykırı olarak kullanılmasına sınırlar ge-
tirerek, başlangıçta western fılmlerinde örneklerini sıkçagördü-
ğümüz "cangıl kasabalardan" oturmuş sivil toplumların düzen-
li kentlerine geçilmesini sağladı. Böylece köşe dönmeci, birey-
ci, ama aydınlanma ve rönesansın etkisiyle aynı zamanda de-
mokrat ve özgürlükçü toplum yapısı içinde çağdaş kentlerin oluş-
ması olanaklı kılındı.
Türkiye'nin düzeni ise ceberrut devtete dayalıydı ve tarihsel
gelişme, özgür birey ile bireysel özgürlük kavramlarına çok ya-
bancıydı. Ancak 1960'lardan sonra gündeme gelen özgürlükler
sorunu iktıdarların sürekli direnışıyle karşılaştı.
Böylelikle Türkiye, bireysel özgürlükleri tanımayan, özgür bi-
reyden yoksun, ama köşe dönücü, bireyci çözümcü, ne kuş ne
deve bir toplum oluşturdu.
Bu toplumda, buyurgan devlet bireyi eziyor, özgür bireyin oluş-
masını engelliyordu. Model, herkesin her çözümü devletten bek-
lemesi sonucunu doğuruyor, ama devletin beklenen çözümleri
getirebilmesini sağlayamıyordu.
Ne var ki özgür birey olmayınca devletin getiremediği çözüm-
leri sağlamak için bireylerin kendi aralannda demokratik, sivil
örgütlenmeleri de olanaksızlaşıyor, onun yerine devlet "erzats
1
'Ian bulunuyor ve koyun psikolpjisine uygun olarak o zaman da
o üstün gücün korunması ve güvencesi altına sığınılıyor ve tabii
ki o güvencenin karşılığı da fazlasıyla ödeniyordu.
Kırsal kesimde ağalık kurumu böyle çıkmıştı. Şimdi çarpık kent-
leşmenin ur kentlerinde de ağaların yerini sözde kapıtalist ya
da kapıtalist benzeri gelişmeye daha yatkın, kent ortamına da-
ha uygun olan mafyalar almaktaydı. Her türlü sektörün (otopark
ve pazar yerleri de dahil) mafyasının oluşiuğu kentler cangıla
dönüşmekte, bazı gecekondu bölgeleri devletin kolluk güçleri-
nin bile giremeyeceği "fiefler" (derebeylikler) haline gelmiş bu-
lunmaktadır.
Avrupa tarihinin çok geçmişinde kalmış olan sisteme yeni ulaş-
mış olmak, tarihi gelişmeyi tersine yaşamak anlamını taşıyor ve
bu gelişme çok diyalektik bir biçimde yeryüzünün neresinde olur-
sa olsun artık otoritesi belırli yerierde geçerliliğıni yıtirmiş olan
devleti, ceberrut devletten cart curt deviete dönüştürecek bir yapt
kazanıyor.
Gecekondu mafyası olayına bakarken özgür bireyin yaratılma-
sına yardımcı olmak şöyle dursun bireysel özgürlükleri hiçe sa-
yarak özgür bireyi ezen, engelleyen ceberrut yapı içine yerlesti-
rilmiş köşe dönücü bireysellik modelinin tarihi sefaleti ile karşt-
laşıyoruz.
JANE^S DEFENCE WEEKLY
'Türkiye yol
aynmında'
EDtP EMtL ÖYMEN
LONDRA — Savunma konu-
larında uzmanlığı ile tarunan "Ja-
ne's Defeoce" dergisinin Türkiye
ekinde 'Dogu-Baü uişkilerindeki
değişim ışıgında Türkiye de sa-
vunma ve dış siyasetinin temelin-
de yatan ilkeleri gözden geçirmek
zorunda kaldı. Sovvetler Birligi'n-
den yönelebilecek tehdit varsayı-
mı Türk güvenlik anlayışında 40
yıldır egemen olmuştu. Siıper güç-
ler arasındaki gerginliğin azalma-
sıyla Türkiye, pazarlak gucünün
de azaldığının farkında'' dendi.
Değişmekle olan Avrupa gü-
venlik anlayışı içinde Türkiye'nin
olası yeri ve askeri gücü değerlen-
dirilirken, Türkiye'nin, Sovyetler
Birligi'ndeki silahsızlanma giri-
şimlerini memnunlukla izlediğine,
ancak Karadeniz'deki deniz gücü
ile Kafkaslar'daki hava gücü ko-
nularında kuşkulu olduğuna da
dikkat çekildi. Aynca, Sovyetle:
Birliği'nde Türk kökenli nufusun
42 milyonu bulduğu ve Sovyetler
Birliği'nin dağılması durumunda
bunun "Türk güvenlik siyasetine
ciddi etkileri olacagı" belirtildi.
Türkiye'nin kuzeyinde "lek başı-
na dev bir komşu" yerine, en az
8 bağımsız devlet olasılığına Türk
Savunma Bakanı'nın dahi değin-
diği hatırlatıldı.
8 sayfalık değerlendirmede,
Türkiye'nin dış siyasette karşı kar-
şıya olduğu sonınlara da geniş yer
ayrıldı. "Avrupa ile kannaşa için-
deki Ortadoğu arasında bulunan
Türkiye'nin, anlamlı bir savnama
siy^seti oluşturmak için karşılaş-
üğı soraniar da kendine özgü" de-
nen değerlendirmede, "Töridyei
ye yönelik olası tebditkr çoju kez
dikkatten kaçıyor. Çok yönlü tek-
ditkr, Ankara'nın, Baü'nın siya-
sal, askeri ve ekonomik knruloş-
lanndan dışlanmama kanuiılığı-
nı pekiştirdi" görüşüne yer veril-
di.
Türkiye'nin Ortadoğu ve Bal-
kanlar'daki komşulanyla olan an-
laşmazhklan çerçevesinde "Tiirk-
Yunan çekişmesi, Tnrkivr'ııin Av-
rmpa Toplnlagu ve Batı Avrnpa
Birligi öyeligini engelliyor. Bn İM
Türkiye'nin, ileride oluşacak bir
Avrupa güvenlik yapuanmasiMİan
dışlanabilecegi korkusunn arttır-
maktadır" dendi. Baü'mn Türki-
ye'nin çıkarlannı dikkate alm;yfan
Doğu Avrupa'ya yönelmesinin,
Türkiye'nin Ortadoğu ile bağları-
nın güçlenmesiyle sonuçlanacağı
öne sürüldü. Guneydoğu Anado-
lu'nun, Avrupa'da Konvansiyo-
nel Silah tndirimi Görüşmeleri
(AKKUM) çerçevesi dışında bıra-
kıldığı hatırlatıldı.