22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 AĞUSTOS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 Uberya'da katJiam * • MONROVIA (Ajanslv) — Liberya'da hükümetc bağlı askerler tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen ve 600 sivilin ölümüne yol açan "katliam", isyancüann soluğunu her an ensesinde duyan Devlet Başkanı Samuel Doe'yu "iki ateş arasında" bıraktı. ABD, destekler göründüğü Doe'yu sert biçimde suçladı. Yönetim, katliam suçlamalannı reddederken, iki başlı isyancı kuvvetler de birbirlerini "komünist olmakla" suçladılar. Robinson serbest • PORT OF SPAIN (AA) — Trinidad ve Tobago'da geçen hafta sonu "Müslüman Camiası" adlı Müslüman grup tarafından düzenlenen darbe girişiminde rehin alınan Başbakan Ray Robinson'un serbest bırakıldığı bildiridi. Adelet Bakanı Antony Smart, Ulusal Radyo'dan yaptığı açıklamada, başbakanın serbest bırakıldığını doğruladı, ancak rehin tutulan bakanlann durumu hakında bilgi vermedi. Bu arada, görgü tanıklan da Başbakan Robinson'u gördüklerini, ağır yaralı durumdaki Robinson'un tekerlekli sandalyede oturduğu ve bir kamyona bindirildiğini belirttiler. Terör' AGİK'e götürülüyor • LONDRA (Cumhuriyet) — Iktidardaki Muhafazakâr Parti'nin önde gelen milletvekillerinden, Başbakan Margaret Thatcher'ın yakın çalışma arkadaşı ve aile dostu Ian Gow'un pazartesi sabahı otomobilinde patlayan bir bomba sonucu hayatını kaybetmesinin şoku sürüyor. Başbakan Margaret Thatcher, başta IRA olmak üzere, Batı Avrupa'da etkili olan Ispanyol ETA ve Batı Alman Kızıl Ordu Hizbi'nden kaynaklanan terörün de Avrupa Güvenlik ve lşbirliği Konferansı (AGÎK) tarafından ele alınması çağnsı yaptı. Mûhafazakâr milletvekili Ian Gow'un öldürülmesinin sorumluluğunu IRA üstlendi. Referandıınıa katılun • BUDAPEŞTE (AA) — Macaristan'da, devlet başkanının halk tarafından mı, yoksa parlamento tarafından mı seçileceği konusunda pazar günü yapılan halkoylamasına kaülım oranının yüzde 13.91 olduğu bildirildi. Oy verenlerin yüzde 85.91'i tercihini, devlet başkanımn halk tarafından seçilmesi doğrultusunda kullandı. Seçmenlerin yüzde 14.09*u da oyunu, parlamento tarafından seçilmesi yönünde verdi. Ülkedeki kayıtlı seçmenlerin büyük bir çoğunlujhınun oy kullanmaması nedeniyle referandumun geçersiz sayüdığı belirtildi. Letonya-ABD flörtti • VVASHINGTON (AA) — ABD Başkanı George Bush'u ziyaret eden Letonya Başbakanı tvars Godmanis ve Dışişleri Bakanı Janis Jurkns, ülkelerinin SSCB'den bağımsızlık kazanması konusunda NVashington'un desteğini istediler. Görüşme sırasında, bazı Avrupa Ülkelerinin bu konuda belirgin adırnlar attığını ifade ederek ABD'nin de aynı tavrı göstermesi gerektiğini dile getiren iki bakan, toplanüdan sonra yaptıkları basın toplantısında, Başkan Bush'tan destek aldıklannı ifade ettiler. 'İntifada' Mısır'ı suçladı • KUDÜS (AA) — lsrail işgali altındaki Arap topraklannda Filistin direnişini yöneten intifada birleşik yönetimi, Hüsnü Mübarek liderliğindeki Mısır rejimini "Amerikan kuklası" olarak nitelendirdi ve bu ülkenin Camp David anlaşmalarını Ortadoğu'da yaygınlaştırmak istediğini ileri sürdü. Birleşik yönetimin, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde dün dagıtılan 56'ncı bildirisinde, Mısır yönetiminin ABD'nin Ortadoğu konusundaki emellerine hizmet ettigi kaydedildi. Cumhurbaşkanı, 29-30 eylülde BM Çocuklar İçin Dünya ZirvesVne katılacak özal yine ABD yolcusuANKARA (Camhuriyet Bttro- su) — Cumhurbaşkanı TUrgnt öâd bu yılki iküıci ABD ziyare- tini flci ülke ilişkilerinin günde- minde önemli sorunların olduğu bir dönemde yapacak. Cumhur- başkanı özal'ın Türkiye Ue ABD arasındaki Savunma ve Ekonomik tşbirliği Anlaşması'nın (SEİA) ge- çerülik süresinin dolmasına iki ay kala gerçekleşecek ABD ziyareti sırasında bazı üst düzeyli temas- larda bulunması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Turgut özal, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu cahşmalan sürerken New York'ta düzenlenecek Çocuklar Için Dünya Zirvesi'ne davet edil- di. 1989 yılı kasım ayında, Mısır Cumhurbaşkanı Hiisnu Mübarek, Mali Cumhurbaşkanı Teaore, Meksika Cumhurbaşkanı de Gor- Türk-ABD ilişkilerinde çeşitli olaylarda yaşanan sıkıntılann gölgesinde yapılacak ziyarette Turgut Özal, ABD Başkanı George Buşh ile de görüşmeyi planlıyor. Özal, aynı zamanda sağlık kontrolünden de geçecek. teri, Pakistan Başbakanı Butto, Isveç Başbakanı Carlsson ve Ka- nada Başbakanı Mulroney'nin yapüklan çağn çerçevesinde 29-30 eylül günlerinde düzenlenecek zir- veye, BM üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanlan katılacak. Cumhurbaşkanı Özal'ın nasıl bir heyeüe ve hangi süreyle ABD'yi zi- yaret edeceği henüz kesinleşmedi. Ancak Çankaya Köşkü'ne yakın kaynaklardan edinilen bilgiye göre Cumhurbaşkanı özal'ın eylül ayı ortalarında ABD'ye giderek Baş- kan George Bush ile özel bir gö- rüşme yapması olasılığı bulunu- yor. Bugörüşmeye yönelik rande- vu grrişimleri sonuç verirse, Cum- hurbaşkam özal'm, eylülün son haftalannda ABD'nin çeşitli kent- lerinde bazı Kongre üyeleri, işa- damlan ve eski politikacüarla da bir araya gelmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı özal'm aynca ABD'de bulunduğu süre içinde sağlık denetiminden geçmek iste- diği de belirtiliyor. Amacı, "Çocuklan 1990'ü yıl- lann güdeminde üst sıralara k«- rarh biçimde yerteştinnek, iyi gün- de, kötii ginde, savaşta ya da ba- nşta, danyadaki kaynaklara ilis- Ida olarak çocnklara birincil ön- cetik hakkı tanmak" olarak özet- lenen Dünya Zirvesi'ıün sonunda BM lideTİerinin ünzasını taşıyacak bir "Dünya Çocuk Dekkrasyonu" yayunlanması bekleniyor. Lider- lerin zirvede konuşma yapmaya- caklan, ancak çocuklann saflık- h ve mutlu yaşaması için Ulke büt- çeierinde ve siyasi programlarda "öaceHkH" yer almalan konusun- da ortak tavıriannı vansıtan bir deklarasyonla yüzyüm sonuna ka- dar bu alanda yapılacak etkinlik- lere ivme kazandıracaklan belir- tiliyor. T1ME, OrtaAvrupa ve Balkanlar'ı değerlendirdi: MilliyetçilikhorduyorDergi, Yugoslavya'nın milliyetçilik dalgasının etkisiyle giderek parçalandığını, Polonya'nın da popülizmtehdidiyle yüzyüze olduğunu vurguladı. Dış Haberier Servisi — Soğuk savaşın simgesi Berlin Duvan'nın 9 Kasım 1989'da yıkılmasının ar- dmdan geçen 8 ay, özgürlük umutlannm yanı sıra milliyetçilik endişelerini de beraberinde getir- di. özellikle Yugoslavya milliyet- çilik rüzgân ile sarsıûrken, Ro- manya "totalizm" yolunda iler- liyor. Macaristan ve Polonya'da Yahudi aleyhtarhğı yükseliyor. Time dergisi, bu haftaki kapa- ğmı Doğu Avrupa'daki milliyet- çilik rüzgânna ayırdı. Milliyetçi- lik hareketini bir "dne" benzeten dergi, Yugosiavya ve Orta Avru- pa'da giderek yayüan milliyetçi- liğe dikkat çekü. Liberalizmin ol- duğu kadar milliyetçilik ve halk- çılık akımlannın da bu ülkelerde zafer kazanabileceğini savunan dergide, özetle şu görüşlere yer ve- rildi: En onemli problemlerin başın- da milliyetçilik geliyor. Milliyet- çilik, giderek Balkanlar'ı ve özel- likle Yugoslavya'yı etkisi altına alıyor. Yugoslavya Federasyonu, hemen hemen tüm cumhuriyetle- rinde yayılan milliyetçilik karşı- sında dağılma tehlikesi ile karşı karşıya. Polonya'da ise giderek halkçıhğın yayıldığı bir gerçek ve bu ülkede Yahudilere karşı bir ha- reket de hız kazanıyor. Yahudi aleyhtarhğırun yayıldığı diğer bir ulke de Macaristan. Bu tavır, milliyetçüiğin değişik bir bi- çimi olarak Macaristan'da görü- r. Gerçi, bu ulkede tam bir et-lüyor. ( KtORFEZ 'Irak, Kuveyt sınınna 100 bin asker yığdı' Cidde görüşmeleri dün başlarken, The MVashington Post gazetesi, Irak'ın Kuveyt sınınna 100 bin asker yığdığını öne sürdü. Dış Haberler Servisi — Irak'la Kuveyt arasındaki bunalımın gö- rüşüleceği Cidde toplantısı dün Kuveyt sınınna yığümış on binler- ce Irak askerinin gölgesi altında başladı. Irak ve Kuveyt delegeleri dün gece Suudi Arabistan'da iki ülke arasındaki petrol ve toprak anlaşmazlığını görüşmeye başlar- ken ABD'de çıkan The VVashing- ton Post gazetesi, Irak'ın Kuveyt sınınna yaklaşık 100 bin asker yığ- mış durumda olduğunu öne sür- dü. AA'nın haberine gftre Washing- ton Post, Kuveyt'teki Batılı bir diplomata. dayanarak verdiği ha- berde, Irak'ın Kuveyt sımnnt 300 tank, 300 parçalık ağır toplar ve özellikle köprü kurmaya yönelik istihkam birlikleriyle 6 tümenlik bir kuvvet gönderdiğini bildirdi. Irak'ın daha önce sınıra 30 bin asker yığdığı bildirilmişti. Reuter ajansımn haberine göre dünkü Irak basını, Kuveyt'e karşı sert uyarüarla dolu olarak çıktı. Irak gazeteleri, "dobra dobra'' Cidde görüşmelerinde Kuveyt'in Irak'a "calınan petrol" için mil- yarlarca dolar odemesi gerektiği- ni yazdılar. EI Cumhuriye gazete- sinde çıkan bir yorumda şöyle dendi: "Irak Cidde toplantısına hakla- nnı geri almak için katılmaktadır. Yoksa 'Kardeşlik ve davanışma' haklunda bir dizi yeni konuşma dinlemek için degfl." "EI Towra" gazetesi de "Cidde toplantısının özü, Irak'ın taleple- ri ve meşın haklannın tanınması- dır. Bu baklmdan toplantıda Irak'ın tatepleri karşılanmalıdır' diye yazdı. Cidde'de dün gece görüşmele- re başlayan Kuveyt heyetine Ku- veyt Başbakanı Şeyh Saad El- Abdullab başkanhk ediyor. Irak heyeti de Devlet Başkanı Saddam Höseyin'in yardımcılanndan tzzet İbrahim'in başkanhğında görüş- melere katdıyor. Kuveyt Başbaka- nı, Cidde"ye gelişinde verdiği de- meçte, "Iraklı kardeşlerimizle olumlu ve yarariı görüşmeler ya- pacagımıza eminim" dedi. nik kargaşa yok. Eski komünist yöneticUerin mahkemelerinin na- sıl sonuçlanacağı merak konusu olarak kalıyor. Diğer onemli bir tehlike de "lo- taUzm". Bu "izme" en yakın ul- ke olarak Romanya gözüküyor. Komünist Parti'nin eski yönetici- lerinin oluşturduğu Ulusal Kurtu- luş Cephesi, muhalefet üzerinde- ki baskıların kaldınlması ve de- mokratikleşme yönünde o kadar istekli görünmuyor. Yugoslavya ise tam anlanuyla milliyetçilik rüzgânnın etkisi al- tında. Bu ulkede geçen 4 ay süre- since Slovenya ve Hırvatistan cumhuriyetlerinde serbest seçim- ler yapıldı. Bu seçimler, cumhu- riyetlerin birlikten aynlıp bağım- sız olma yolundaki isteklerinin en onemli kilometre taşlanndan bi- risi olarak kendisini gösterdi. Ge- çen ay içerisinde de Slovenya Par- lamentosu, kendi yasalanmn fe- deral cumhuriyetin yasalanndan üstün olduğunu ilan etti. Bu bir "bağımsızlık" ilanıydı. Yugoslavya Federasyonu Dev- let Başkanı Borisav Jovic, gerçi, Slovenya'yı kararından vazgeç- mesi konusunda uyardı. Bu uya- nnın yapıldığı sırada, Sırbistan'a bağlı Kosova özerk bölgesinde de ilginç olaylar yaşamyordu. Daha önce Sırbistan tarafından hakla- n askıya alman Kosovalüar, Sır- bistan Cumhuriyeti'nden bağım- sızlık ilan ettiklerini ve Federas- yon'un kendilerine "cumlıuriyet" TaMo Time dergisinden ahnmışûr. statüsü vermesini istediler. Sırbis- tan, hem nüfusu hem de toprak- lanmn genişliği Ue Yugoslavya'- nın en büyük cumhuriyeti. Sırbis- tan Cumhurbaşkanı Slobodan Mflosevk de, milliyetçi Sırplan şu ana kadar memnun edebilmiş de- ğil. Sırplar, ekonominın giderek kötüleşmesini ve Kosova'daki Ar- navutlann aynlmacı politıkalanru eleştirerek Milosevic'e cephe alı- yorlar. Sırbistan'da yaşanan onemli bir değişiklik de Komünist Partisi'nin adımn değiştirilmesinde kendisi- ni gösterdi. Ancak, bu değişiklik "kozmetiV olmaklan öteye gide- medi. Yeni partiye, birkaç komü- nist olmayan yönetici alındı, an- cak, Cumhurbaşkanı Milosevic, parti içindeki muhalefetin görü- şü alınmadan partinin en üstüne Carrier "KLİMADA 1 NUMARA "Carrier Amerika'mn ve Dünyanm En Büyük Klima Üretîcisidir." Carrier in Evinizi, İşyerinizi, Otelinizi, Gökdeleninizi Ve Hatta Mahallenizi Serinletecek Çeşitleri Mevcuttur." "Carrier Konusunda Uzmandır, Ve Sadece Klima Üretir. Her TürlüKlima İhtiyacınızİçinMuîlaka BizlereBaşvurunuz. TÜRKİYE GENEL DİSTRIBUTORÜ AROUMANMÜMESSİLÜKTESİSATveTİCARETLTD.ŞTI. FaHretUn Kerım Gokay Cad No 29 81190 Allunızade Istanbul Tel. (1) 310 44 70/5 Hat Fax (1) 343 42 01 AROUMAN KLİMA SANAYI ve SERVİSİ LTD. ŞTİ. Fahrettın Kerım Gökay Cad. No 29 81190 Altunızade Istanbul Tel (1) 310 44 70/5 Hal Fax (11 343 42 C1 YETKİLİ BAYİLERİMlZ OflATICARET IMAN T6SSAT ÛZOEMIH TIC ISIL-IŞ MAHO VAPI CEMSAN YAVUZTEKNİK EKEAŞ SOâuMAKSAN SUNAY SOâUTMA M ŞlMŞeKL] AKKANLAR Ta< 11 30 08.12 1994 T«( 13 53 86.'17 90 04 Tel 125 3 9 " Tel 12 42 93.11 81 09 Tel M 5? 87. 14 79 74 Tel 14 85 25/13 36 24 Te 12 29 28 Tel 21 77«3'22 4 5 « Tel 21 41 30/21 41 31 Tel 11 70 46 Tel 11 253/30 939 Tw 12 221 Tel 113261 ADANA ADANA ANKARA ANTALYA BURSA IZMIR IZMIR IZMİR IZMIR IZMİT MEflSIN MERSİN KAVSEPI ISTANBUL BÖLGE BAYİLERİMİZ FRIOOTEKNIK ISITES M CO5KUN FRITES TESVAPI BAŞAK YAPI ERÇEM BAŞPAK AS EIEKTRIK BİLTES Tel 145 S3 12 " 4 5 53 13 Tel 140 80 46/147 27 42 Tel 15941 35/159 51 75 T« 158 76 61 "60 38 43 Tel 1781658/169 2232 Tel 152 17 98/152 17 99 Tel 346 49 17/341 06 36 Teı 143 17 75/143 18 19 Tal 1X38 99 Tel 342 74 62/334 62 30 Tel 336 97 29 TAKSIV TAKSIM BEŞIKTAŞ BEŞİKTAŞ ÇEUKTEPE FINDIKLI KAOIKOY KARAKOY ALTUMZADE yerleştirildi. Sırbistan, bu tür sorunlarla uğ- raşırken, Yugoslavya'nm, ekono- mik refahını sağlamış Hırvatistan ve Slovenya cumhuriyetleri, diğer cumhuriyetlerin yukünü sırtlann- da taşımak istemiyorlar. Yugos- lavya'nm Makedonya ve Karadağ gibi fakir cumhuriyetleri şu an bu tür gelişmelerin uzağında görülü- yorlar. Bu iki cumhuriyet, fede- rasyondan da aynlma konusunda fazla istekli değiller. Yugoslavya tarihinin içinden gelen bir milliyetçilik dalgasının içinde sürüldeniyor. Doğu'yla Ba- u'nın külturlerinin çarpıştığı bu Balkan ülkesinde yaşanan çatış- malar, geçmişten bugüne yayıh- yor. Yugoslavya cumhuriyetlerin- deki görüş aynhkları aynca Ro- ma Katolik Kih'sesi ile Yunan Or- todoks Kilisesi arasındaki karşıt- hktan da kaynaklanıyor. Avrupa'yı 1. Dünya Savaşı'na sürükleyen milliyetçilik, şimdi özellikle Balkanlar'da etkili olma- ya aday gözüküyor. Bugün de- raokrasi özellikle Avrupa'nın ba- tısında güçlü. Batı, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda doğu- ya yardınn planhyor. Ancak, Yu- goslavya'da giderek artan milli- yetçilik, Polonya'da Walesa'nın halkçılığı, Çekoslovakya'da de- mokrasi konusundaki endişeler, Romanya'da totalizm olasılığı, Avrupa'nın yeniden bir tehlike Ue karşı karşıya olduğunu tnu göste- riyor, bu henüz meçhul. Ancak 1. Dünya Savaşı'nın başlamasına yol açan Avusturya Arşüdukü Ferninand'ın öldürülmesine yol açan hastalıklar yeniden sahnede. LüBNAN MoşeArens: Çatışmaya müdahale edebiliriz TEL AVtV (AA) — tsrail Sa- vunma Bakanı Moşe Arens, teh- likeli bir durum ortaya çıkması halinde, Lübnan'da Şüler arasın- daki çatışmalara müdahale edebi- leceklerini söyledi. Arens, gazetecilere yaptığı açık- lamada, "Modahalede bnlnn- maktan mcmnunluk duymayız, ama çıkarianmızın tehlikeye düş- tüğiinü görürsek müdahale ederiz" dedi. Gazetecilerin, Güney Lübnan'- da, tran yanhsı Hizbullah militan- lan ile Suriye desteğindeki EMEL milisleri arasındaki çatışmaların lsrail için dayanılmaz boyutlara ulaşıp ulaşmadığı yolundaki soru- su üzerine Arens, "Şimdiye kadar harekete geçmedik, bu da daya- nılmaz dnzeyde olmadığını gösterir" diye yanıt verdi. Arens, ŞiÜer arasındaki çatış- maların îsrail'in kuzey sınınna yakın bir yerde meydana geldiği- ni, bu nedenle de alarmda olduk- larını söyledi. Arens, Irak'ın kimyasal silah saldırısı tehdidine karşı İsrail'in yanıt verebüeceği yolunda Bilim Bakanı Yuval Neeman'ın daha önce yaptığı açıklamayla ilgili yo- rumda bulunmadı. Sovyet Yahudilerinin ihtiyaçla- rının karşılanması amacıyla, 40 milyon dolarlık tsrail savunma bütçesinden 6 milyon dolarlık ke- sinti yapılamayacağını söyleyen Moşe Arens, "Ortadogu'daki bu gergio hava karşısında, tsrail sa- vunma bülçesinden kesinti yap- manın henüz zamanı defil" diye konuştu. Ajanslar, Arens'in açıklaması- nın, tsrail tanklarının Hizbullah ve EMEL militanlarının çarpıştı- ğı bölgeyi top ateşine tutmasuıdan sonra yapılmasına dikkat çekiyor- lar. Surive Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Hikraet Şehabi de ts- rail'in. Arap dünyasındaki petrol sahalan ve su kaynaklanna ula- şabilraek için daha fazla toprak işgal etmeyi planladığım öne sürdü. Şehabi, iktidardaki BAAS Partisi'nin yayın organı BAAS gazetesi'ne dün verdiği demeçte, Arap ülkelerini "Düşmanla yiiz- leşmeye ve bölgede barışı kurmaya" çağırdı. DUN^ADA BUGUN ALtSÎRMEN Modelin Sefaleti Her gûn gazeteleri okuduğunuzda yeterince içiniz kararıyor sanırım. Yine şükredin ki toplumun bûtün çarpıklığı ile rezilliği sürekli gazete sayfalanna yansımıyor. Örneğin Ümraniye'de jan- darmalarla birlikte kaçak gecekonduların yıkımına gidildiğinde, ellerinde son model uzun namlulu silahlarla bir meydan çatış- ması için yeterince, hiç değilse jandarmaya eşdegerde teçhiza- ta sahip otan gecekondu mafyasının yıldırıcı gücü ile karşılaşıl- dığında birliğinin selametinı düşünen jandarma komutanının, kuvvetlerini geri çekerken: — Uğraşmayın adamların evi barkıyla, dediğini bir yerde oku- duğunuzu sanmıyorum. Ama olay olmuştur ve siyasal partilerimizden birinin liderine de anlatılmıştır. Bilmiyorum olayı dinleyen lider o sırada hangi duygular içindeydi ve gefeceğe yönelik olarak ne gibi önlemler dûşünmekteydi? O ne düşünmüş otursa olsun, başta Istanbul olmak üzere köy- lerden esen büyük göç dalgasının hedefi olan kentler yavaş ya- vaş gecekondu mafyasının egemenliğine girmektedir. Doğallık- la siz, laiklik bilinci olmasa bile hiç değilse kararlı bir anti-laik çizgide olmayan bu ladîni mafyaya, işlevi onunkinden farklı ol- mayıp sadece silahı değişik olan tarikatları da ekleyebilirsiniz. Yeryüzünde örneği az olup ancak bizimki gibi azgelişrniş olan ve hiç değilse kafaca azgelişmişlikte direnmeye niyetli izlenimi veren ülkelerde görünen ur -kentlerin, en büyük urunun oluş- masındaki toplumsal olguyu düşündüğünüzde ilk akia gelen bireyci- köşe dönmeci modelin çarpıklığı olabilir. Gerçekten de Tûrkiye'de bireyci, köşe dönmeci sistemin ysr- leştirilmeye çalışılması ile ülkemizin ABD'ye açılması ve gece- kondu olgusu eş zamanlı gelişmelerdir. Ne var ki modelıne öykündüğümüz ABD'nin tarihini ve yapt- sını, çok derinliğine degil, şöyle bir üstünkörü bile incelediği- mizde aradaki büyük tarihsel ve yapısal farkı hemen görebiliriz. Püritenlerin, siyasal baskıdan kaçanların, daha fazla özgür- lük ısteyenlerin, umut arayanlann göçerek oluşturdukları Ame- rika, bireysel köşe dönmeciliğin bütün acılarını ve sakıncalarını yaşamış olmakla birlikte, biraz da dönemine göre sonsuz sayı- labilecek doğal olanaklann, o olanaklara oranla az sayılacak in- sana sunulmuş olmasının da yardımıyla kendine özgü bir mo- del oluşturmuş ve son zamanlarda belki de karşıtsız kalmış gö- rûndüğü için çok fazla abartılan bir başarıya ulaşmıştır. Abartıl- mış olsun veya olmasın Amerikan modelinın belirii bir dünya gö- rüşüne uygun düşen başarının da simgesi olduğu yadsınamaz. Ancak başarının kendisi kadar yadsınamaz olan bir başka nok- ta daha var ki o da bireyci modelin temelinde, ınsan hak ve öz- güriüklerine sonuna kadar bağlı özgür bireylerin bulunduğudur. Ve ABD'de devlet, zaman zaman uygulamada yeterince etkili olmamış da olsa özgürlûğün ve özgür bireyin güvencesi olmuş- tur. Bireyin devletten beklediği ise sadece bu özgürlûğün gü: vencesi olması, yanşta kişisel yetenek dışında eşitliği bozacak etkenlere karşı çıkmasıydı. Uygulamada kapıtalist oelişmenin do- ğal sonucu olarak yarışmadakı eşitlik, teorideki kadar var olma- dı. Ama Avrupa'dan göçmenlerle birlikte gelmiş olan reform, ro- nesans ve aydınlanma çağının düşünceleri, köşe dönmeci-bireyci yapıyi etkileyip sisteme özüne dokunulmaz özgürlüklerin varlı- ğını, Amerikan Anayasası, Yüksek Mahkeme gibi kurumları ek- lerken köşe dönmeci, bireyci görüş ile toplumsal çıkarların bir ölçüde uzlaşabilecekleri bir potayı oluşturdu. Öte yandan özel mülkiyetin kutsallığının doruğa erdiği bir ulkede bile gelişmiş sivil toplum, demokratik örgütlenme, kentlilık bilinci, özel mülkiyetin keritin genel çıkarlarına aykırı olarak kullanılmasına sınırlar ge- tirerek, başlangıçta western fılmlerinde örneklerini sıkçagördü- ğümüz "cangıl kasabalardan" oturmuş sivil toplumların düzen- li kentlerine geçilmesini sağladı. Böylece köşe dönmeci, birey- ci, ama aydınlanma ve rönesansın etkisiyle aynı zamanda de- mokrat ve özgürlükçü toplum yapısı içinde çağdaş kentlerin oluş- ması olanaklı kılındı. Türkiye'nin düzeni ise ceberrut devtete dayalıydı ve tarihsel gelişme, özgür birey ile bireysel özgürlük kavramlarına çok ya- bancıydı. Ancak 1960'lardan sonra gündeme gelen özgürlükler sorunu iktıdarların sürekli direnışıyle karşılaştı. Böylelikle Türkiye, bireysel özgürlükleri tanımayan, özgür bi- reyden yoksun, ama köşe dönücü, bireyci çözümcü, ne kuş ne deve bir toplum oluşturdu. Bu toplumda, buyurgan devlet bireyi eziyor, özgür bireyin oluş- masını engelliyordu. Model, herkesin her çözümü devletten bek- lemesi sonucunu doğuruyor, ama devletin beklenen çözümleri getirebilmesini sağlayamıyordu. Ne var ki özgür birey olmayınca devletin getiremediği çözüm- leri sağlamak için bireylerin kendi aralannda demokratik, sivil örgütlenmeleri de olanaksızlaşıyor, onun yerine devlet "erzats 1 'Ian bulunuyor ve koyun psikolpjisine uygun olarak o zaman da o üstün gücün korunması ve güvencesi altına sığınılıyor ve tabii ki o güvencenin karşılığı da fazlasıyla ödeniyordu. Kırsal kesimde ağalık kurumu böyle çıkmıştı. Şimdi çarpık kent- leşmenin ur kentlerinde de ağaların yerini sözde kapıtalist ya da kapıtalist benzeri gelişmeye daha yatkın, kent ortamına da- ha uygun olan mafyalar almaktaydı. Her türlü sektörün (otopark ve pazar yerleri de dahil) mafyasının oluşiuğu kentler cangıla dönüşmekte, bazı gecekondu bölgeleri devletin kolluk güçleri- nin bile giremeyeceği "fiefler" (derebeylikler) haline gelmiş bu- lunmaktadır. Avrupa tarihinin çok geçmişinde kalmış olan sisteme yeni ulaş- mış olmak, tarihi gelişmeyi tersine yaşamak anlamını taşıyor ve bu gelişme çok diyalektik bir biçimde yeryüzünün neresinde olur- sa olsun artık otoritesi belırli yerierde geçerliliğıni yıtirmiş olan devleti, ceberrut devletten cart curt deviete dönüştürecek bir yapt kazanıyor. Gecekondu mafyası olayına bakarken özgür bireyin yaratılma- sına yardımcı olmak şöyle dursun bireysel özgürlükleri hiçe sa- yarak özgür bireyi ezen, engelleyen ceberrut yapı içine yerlesti- rilmiş köşe dönücü bireysellik modelinin tarihi sefaleti ile karşt- laşıyoruz. JANE^S DEFENCE WEEKLY 'Türkiye yol aynmında' EDtP EMtL ÖYMEN LONDRA — Savunma konu- larında uzmanlığı ile tarunan "Ja- ne's Defeoce" dergisinin Türkiye ekinde 'Dogu-Baü uişkilerindeki değişim ışıgında Türkiye de sa- vunma ve dış siyasetinin temelin- de yatan ilkeleri gözden geçirmek zorunda kaldı. Sovvetler Birligi'n- den yönelebilecek tehdit varsayı- mı Türk güvenlik anlayışında 40 yıldır egemen olmuştu. Siıper güç- ler arasındaki gerginliğin azalma- sıyla Türkiye, pazarlak gucünün de azaldığının farkında'' dendi. Değişmekle olan Avrupa gü- venlik anlayışı içinde Türkiye'nin olası yeri ve askeri gücü değerlen- dirilirken, Türkiye'nin, Sovyetler Birligi'ndeki silahsızlanma giri- şimlerini memnunlukla izlediğine, ancak Karadeniz'deki deniz gücü ile Kafkaslar'daki hava gücü ko- nularında kuşkulu olduğuna da dikkat çekildi. Aynca, Sovyetle: Birliği'nde Türk kökenli nufusun 42 milyonu bulduğu ve Sovyetler Birliği'nin dağılması durumunda bunun "Türk güvenlik siyasetine ciddi etkileri olacagı" belirtildi. Türkiye'nin kuzeyinde "lek başı- na dev bir komşu" yerine, en az 8 bağımsız devlet olasılığına Türk Savunma Bakanı'nın dahi değin- diği hatırlatıldı. 8 sayfalık değerlendirmede, Türkiye'nin dış siyasette karşı kar- şıya olduğu sonınlara da geniş yer ayrıldı. "Avrupa ile kannaşa için- deki Ortadoğu arasında bulunan Türkiye'nin, anlamlı bir savnama siy^seti oluşturmak için karşılaş- üğı soraniar da kendine özgü" de- nen değerlendirmede, "Töridyei ye yönelik olası tebditkr çoju kez dikkatten kaçıyor. Çok yönlü tek- ditkr, Ankara'nın, Baü'nın siya- sal, askeri ve ekonomik knruloş- lanndan dışlanmama kanuiılığı- nı pekiştirdi" görüşüne yer veril- di. Türkiye'nin Ortadoğu ve Bal- kanlar'daki komşulanyla olan an- laşmazhklan çerçevesinde "Tiirk- Yunan çekişmesi, Tnrkivr'ııin Av- rmpa Toplnlagu ve Batı Avrnpa Birligi öyeligini engelliyor. Bn İM Türkiye'nin, ileride oluşacak bir Avrupa güvenlik yapuanmasiMİan dışlanabilecegi korkusunn arttır- maktadır" dendi. Baü'mn Türki- ye'nin çıkarlannı dikkate alm;yfan Doğu Avrupa'ya yönelmesinin, Türkiye'nin Ortadoğu ile bağları- nın güçlenmesiyle sonuçlanacağı öne sürüldü. Guneydoğu Anado- lu'nun, Avrupa'da Konvansiyo- nel Silah tndirimi Görüşmeleri (AKKUM) çerçevesi dışında bıra- kıldığı hatırlatıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle