29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/12 DIŞ HABERLER 7 TEMMUZ 1990 ARNAVUTLUK BaşkentTiran'da demokrasigösterisiBaşkent Tiran'daki yabancı elçiliklere sığınan Arnavutlann sayısı 3 bine ulaşırken Türkiye Büyükelçiliği'nde dün gelenlerle birlikte 35 kişi bulunduğu haber veriliyor. Başkentin merkezinde dün bir gösteri düzenleyen demokrasi yanlısı 10 bin kişiye güvenlik güçlerinin coplarla saldırdığı gelen haberler arasında. Dış Haberler Senisi — Arnavutluk'un başkenti Tiran'da yabancı büyükelçilikle- re sığmanlann sayısı 3 bine ulaşırken, ken- tin merkezinde dün bir gösteri düzenleyen demokrasi yanlısı binlerce kişi güvenlik güç- lerinin saJdırısına uğradı. Devlet Başkanı Ramiz Alia elçiliklere sığınanlan yurtsever olmamakla suçlarken "Kapılar açık, iste- yen gilsin" dedi. Dün sığınanlarla birlikte büyükelçiliğimizdeki Arnavutlann sayısının 35'e ulaştığı bildirildi. Hafta başında başkent Tiran'da yönetim aleyhtan gösterüerle başlayan büyükelçilik- lere sığmma furyasının yarattığı gerginlik giderek tırmanıyor. Tiran'da, demokrasi yanlısı binlerce kişinin dün bir gösteri yap- tığı ve gösteriye polisin müdahale ettiği bil- dirildi. Tiran'da muhabiri bulunarrçok az sayı- daki yabancı basın kuruluşundan biri olan Avusturya Haber Ajansı'na (APA) göre, 10 bin kadar kadar kişi dün kentin merke- zindeki meydanda toplandı. Göstericilerin, ülkeyı yöneten komünist liderlerin istifalannı istedikleri ve güvenlik güçlerinin coplarla halka saldırdığı belirtil- di. Polisin her saldırısından sonra gösteri- ciler ve çevrede bulunan halkın yine top- landıklan kaydedildi. Olaylarda yaralanan- lar konusunda henüz bir bilgi alınamadığı da ifade edildi. Arnavutluk Devlet Başkanı Ramiz Alia, temsilciliklere sığınanları yurtsever olma- makla suçladı ve "Kapılar açık, isteyen gitsin" dedi. Komünist Partisi Merkez Komitesi top- lantısında konuşan Alia, hafta başmdan bu yana, Ulkeyi terk etmek istemiyle yabana büytiideçiliklere sığınan ve sayılannın 3 bine ulaştığı belirtilen kişilerin yurtsever olma- dıklarmı ve "ülkeye karşı olan gnçler ta- rafından, içeriden ve dışarıdan yönetildiklerim"' ileri sürdü. Ramiz Alia, "Onlar bu ülkenin onarlo yurttaşlan degil- ler. Yapüklan haklı gösterüemez" diye konuştu. Başkent Tiran'da adının ^çi^*anması n| is- temeyen üst düzey bir diplomat telefonla AFP'ye yaptığı açıklamada, dün öğleden sonra büyükelçiliklere yeniden sığınmalar YUGOSLAVYA UNANISTAN olduğunu söyledi. Diplomat bu sayının dün AT üyesi ülke- lerden dördünün büyükelçilerinin aralann- da yaptıklan toplantılar sonucu belirlendi- gini kaydetti. Yeni sığınmalarla birlikte Federal Alman- ya Büyükelçiliği'ndeki mülteci sayısının 2000'e çıktığını belirten diplomat, Fransa Büyükelçüiği'nde 2^0, italya Büyükelçiliği'n de 70, Çekoslovakya Büyükelçiliği'nde 50, Polonya Büyükelçiliği'nde 50, Mısır Büyü- KİMLİKKAKTI/ ARNAVUTLUK Nüfus: 3.201.000 Etnik grnplar Arnavut *h 96, Yunanlı- %2.5 Din: Resmen ateist, çoğunluk Müslüman Yönetim biçiml: Tek partili sosyalist yönetim Devlet Başkaaı: Ramiz Alia Başbakan: Adil Çarçani Savunma harcamalan: % 5.3 GSMH (1986) Ifgficîi dagıhmı: Tanm % 50, sanayi ve iletişira % 50 GSMH: 2.8 milyar dolar (1986) Kişi başına geiir 900 dolar (1985) ttfaalat: 335 milyon dolar (1985) thracat: 345 milyon dolar (1985) kelçiliği'nde 20, Macaristan ve Türk Büyü- kelçiliği'nde 35, Yunanistan Büyükelçiliği'n de 5 mültecinin bulunduğunu bildirdi. Dip- lomat, düne kadar bu sayının 800 civann- da olduğunu hatırlattı. Sürenkök'ün açıklaması Bu arada Türkiye'nin Arnavutluk Büyü- kelçisi Teoman Sürenkök, AA'ya telefonla yaptıği açıklamada halen Türkiye Büyükel- çiliği'nde 35 kişinin bulunduğunu ve bu mültecilere pasaport verilmesi için çaba har- cadıklarını ifade etti. Sürenkök, büyükelçilikte kalan Arnavut- ların ikisinin Türkiye'ye sığmmak istedik- lerni, 20 yaşlarındaki Ferdinand Gnga ve Uijoz Zoati'nin tzmir'de akrabalannın bu- lunduğunu söylediklerini kaydetti. Pasaport alınması konusunda zorluklarla karşılaşıldığını belirten Sürenkök, Arnavut- luk Dışişleri Bakanlığı'nın önceki gece geç saatte son bir açıklama yaparak mültecile- re pasaport verileceği konusunda garanti verdiğini ifade etti. Sürenkök, Arnavutluk'ta meydana gelen olaylann bazı kaynaklarca darbe olarak ni- telendirildiğini hatırlatan AA muhabirine, "Hayır, böyle bir şcy yok. Gerçi halk ara- sında bir hoşnutsuzluk var, ama bn olay darbe niteliginde değil" dedi. 'Tiran güvence verdi' Bu arada BM Genel Sekreteri Perez de Cueilar, Arnavutluk Dışişleri Bakanı Reis MaBle'nin, 2 bin kadar kişinin Tiran'daki yabancı temsilciliklere sığınmasıyla ortaya çıkan bunalımın olumlu bir şekilde çözü- me kavuşturulacağını söylediğini bildirdi. İtalya Dışişleri Bakanlığj'ndan dün yapı- lan açıklamaya göre Cuellar, bu sözleri, Dı- şişleri Bakanı Gianni de Michelis ile yaptı- ğı telefon görüşmesinde söyledi. Cueüar'ın, "Arnavutluk Dışişleri Baka- nı Reis Malile, mültecilerie ilgUi olarak oİBmla bir çözum saglanacagı yolunda, ge- nel bir çercevede de olsa gtivence verdi" de- di&i kaydedildi. 'Ölüler var' AFP'ye bilgi veren üst düzey Batılı biı diplomat, Tiran'daki diplomatik çevreler- de, sığınma olaylannın başladığı 2 temmuz pazartesi gecesi meydana gelen olaylarda bazı kişilerin öldtiğü yolunda haberler alın- dığım bildirdi. Diplomat, "O gece 20-50 kişinin öldngi- nü tahrain ediyornz" dedi. Arnavutluk Dı- şişleri Bakanlığı'ndan dün yapılan bir açık- lamada ise bu haberler yalanlanarak, geçen pazartesi gecesi hiç kimsenin ölmediği bil- dirildi. Arnavutluk'ta meydana gelen bu olaylar- dan sonra Yugoslavya Haber Ajansı TUN- JUG, "kimliğinin belirtilmesini istemeyen iyi haber alan kaynaklara dayanarak" ver- diği haberde, Tiran'daki siyasi liderliğin en üst düzeyinde değişıklikler yapılacağını ileri sürdü. Haberde, KP Merkez Komitesi'nin toplanarak, özellikle tçişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Servisi'nde (Sigurimi) ya- pılacak değişikliklerin görüşüleceği öne sü- rüldü. Ancak olaylarla ilgili olarak Arnavutluk lideri Ramiz Alia'nın radyo ve televizyon- dan hiçbir açıklamada bulunmadığı dikkati çekti. BULGARİSTAN Mladenov istifa ettiBulgaristan Devlet Başkanı, yönetim karşıtı gösterilerini sürdüren öğrencilerin dün yayımladıkları ültimatomla istifa etmesi için tanıdıkları sürenin tam dolduğu saatte istifasmı verdi. Mladenov istifa gerekçesini 'ülkede gerilimi tırmandırmamak' olarak açıkladı. Dış Haberler Servisi — Bulgaristan Dev- let Başkanı Petar Mladenov muhalefetten gelen yoğun baskılar üzerine dün gece gö- revinden istifa etti. Mladenov, bir grup ey- lemci öğrenci tarafından yapılan "Cuma ge- cesi saat 20.00'ye kadar istifa etmemesi ha- Unde bir günliik genel greve gidilraesi" çağ- rısı üzerine aynı saatte TV'den istifa ettiği- ni açıkladı. Geçen yıl kasım ayında devrilen Todor Jivkov yönetiminin Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Petar Mladenov, muhalefet ta- rafından "eski yönetirain devamı" olmak- la suçlanıyor ve geçen yıl aralık ayında ya- pılan yönetim karşıtı gösteriler sjrasında "tauklann sevk edttmesi emrini vertfiği" id- dia ediliyordu. 10 ve 17 haziran tarihlcrinde yapılan ül- kenin 44 yıldan beri gördüğü ilk serbest ge- nel seçimler sonucu iktidardaki kömünist- ler (Bulgaristan Sosyalist Partisi) parlamen- toda çoğunluğu elde etmiş, buna karşılık muhalefet bloku seçimlere hile karıştırıldı- ğını öne sürerek yaygın gösterilere gırişmişti. Bu seçimlerde Türk azınlığm örgutlendiği Hak ve özgürlükler Hareketi de parlamen- toya 23 milletvekili sokmayı başarmıştı. 12 hazirandan bu yana Sofya Üniversi- tesi'ni işgal altında tutan bir grup öğrenci muhalefet hareketlerinin desteğiyle eylem- lerini halen sürdürüyorlar. Öğrenciler dün yayınladıklan bir ültimatomla Petar Mla- denov 'un istifa etmemesi durumunda "Tiim çalışanlann bir günliik nyan grevine gitmeleri" çağnsında bulundular. Bu çağ- rıdan birkaç saat sonra ve verilen sürenin tam dolduğu saatte Mladenov'un TV'den okunan istifa demeci şaşkınlık yarattı. Dev- let Başkanı Mladenov istifa gerekçesini "ttl- kede gerilimi tırmandırmamak" olarak açıkladı. SOVYETLER BİRLİĞ1-SBKPKONGRESÎ TutucurüzgârlarMoskova'da bugün 6. gününe giren SBKP 28. Kongresi'nde en çok alkışı tutucu kanat lideri Igor Ligaçev aldı. Kongrede önemli bir ağırlık taşıyan tutucu delegasyon, pazar ekonomisini savunan Başbakan Yardımcısı Leonid Abalkin'i protesto etti. SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov'u kerhen destekleyen muhafazakârlar, Sovyet liderinin çevresindeki reformcuları temizlemeye çalışıyor. KEREM ÇALIŞKAN GORBİ'YE KERHEN DESTEK — 28. SBKP Kongresi'nde ataga geçen mnhafazaklr ka nat, SSCB Başkanı Gorbaçov'un çevresindeki reformcnlan temizlemeye çalışıyor. Gorba çov, tiim eleştirilere karsın, Kongre'den istediği sonncu alacağa benziyor. MOSKOVA — Sovyetler Birliği Komü- nist Partisi 28. Kongresi'nde tutucu rüzgâr- lar esiyor. Bugün 6. gunüne giren kongre- de en çok alkışı ikinci gün konuşan ve "Pa- zar «konomisine geciş taktik degil, strate- jik Dir karardır, bir tür kapitalizme gidiyorur" diyen tutucu kanadm lideri Igor Ligaçev aldı. Delegeler ilk gün Gorbaçov'dan esirge- dikleri alkışlannı ikinci gün yaklaşık bir da- kika süre ile Ligaçev 'e sundular. Bembeyaz saçlı "eski kusağın temsilcisi" Ligaçev, ken- disine yöneltilen "tntucu" eleştirisini de ka- bul etmediğini belirterek "Ne radikal ne lu- lucuyum, sadece realistim" dedi. Gorba- çov'un tanmda relormu aksattığı için sert biçımde eleştirdıği Ligaçev'ın,kongrenin ya- rıdan fazlasının oylarıyla Tanm Çalışma Komisyonu Baskanlığı'na getirilmesi de tu- tucu kanadm gücünü gösteren bir işaretti. Gorbaçov, kongrenin açış konuşmasında tu- tucu kanada sert bıçimde yüklenmişü. Başbakan Yardımcısı ve Gorbaçov'un ünlü ekonomi danışmanı Leonid Abalkin de kongrenin üçuncü gunü yaptığı konuşma- da, "Pazar ekonomisine geçişin bazı kur- banlan olacaktır. Bunu açıkça ortaya koy- mamız gerekir. Bazı kesimler bundan zarar görecektir" dediği için kongrenin tutucu ka- nadı tarafından alkışla susturma yöntemiyle şiddetle protesto edildi. Kongrede özellikle üst düzey radikal reformculara şiddetli tepki var. Ancak 4 gün içinde yapılan çeşitli ko- nuşmalar ve parti yayın organlannın dele- geler arasında yaptığı anketler, kongrenin yarıdan fazlasının Gorbaçov'un genel sek- reter ya da başkanhğım "kerhen" de olsa destekleyeceğini gösteriyor. Çünkü Komü- nist Parti içinden çıkan Boris Yelt- sin, Anatoli Sobçak gibi yeni isimlerin he- men tümü reformcu kanattan ve tutucu ka- nat, Ligaçev ve Rusya Federasyonu KPnin başına getirilen Ivan Polozkov dışmda ye- ni ve değişik' bir isim piyasaya sürebilmiş de- ğil. Ancak delegeler Gorbaçov dışındaki ra- dikallere karşı (bazen alkışla bastırarak) bü- yük tepki gösteriyorlar. Partinin yenilenme- sini isteyen Moskova 1. Parti Sekreteri Yo- ri Prokofyev zar zor konuşabildi. Kongre- nin oldukça güçlü tutucu kanadı, Gorba- çov'un partinin başından aynlması halin- de hızla parçalanacağını ve kendilerinin de bundan zarar göreceğini seziyor, ancak hiç değilse "Gorbaçov'un çevresini temizleme- ye çalışıyorlar." Tutucu kanadın önde gelenlerinden Le- ningrad Parti Sekreteri Godispov'un "Gor- baçov'un yeniden seçilmesini istiyoruz" de- mesi de bunun göstergesiydi. Kongrenin ikinci günü alışürnamış bir uy- gulama ile Politbüro üyeleri tek tek rapor okuyup kongreye hesap verdiler. Bunlar içindeki en ilginç sözler şöyle özetlenebilir: Aleksander Yakovlev (MK Dış tlişkiler Sekreteri): Radikal kanadın önde gelen isim- lerinden ve tutucu kanadın boy hedeflerin- den biri olan Yakovlev, görevden çekilece- ğini açıklarken şunları söyledi: . "Köklü degişim olmadan ülke ve parti- nin geleceği yok. Bugun temel çelişki yeni- den filizlenen halk iktidan duşuncesi ile hal- kın bastınlmasının pratiği arasındadır. Ger- çek tekeli saçmadır. Parti bunda israr ede- mez. Ancak sola kaymış bir parti, ulkeyi de- gişime gotunır, ama ülke parüsiz de bu yol- da yürüyebilir. Perestroykanın çelişkisi ise toplum ve kururalannın radikal degtsim ge- reksinimi ile yüksek duzeydeki tutucu eği- lim arasındadır." (Yakovlev duygusal konuş- ması nedeniyle epeyce alkışlandı.) Ayrıca Yakovlev, partide geçmiş yıllan tarayan ko- misyonun sorumlusu olarak Stalin döne- minde karalanmış bir milyon parti üyesinin aklandığını da açıkladı. BtRLEŞÎK ALMANYA 'Ortak' genel seçimler 2 aralıktaEkonomik birliğin ardından siyasal birliğin en önemli adımı niteliğindeki ortak genel seçimlerin tarihi saptandı. Ancak 50 milyon seçmenin oy kullanacağı seçimde, tarihin dışındaki konularda, muhafazakârlar ile sosyal demokratlar arasında henüz bir anlaşma sağlanabilmiş değil. DtLEK ZAPTÇIOCLU BERLİN — Ekonomik birlik sağlandık- tan sonra şimdi de sırada Almanya'nın si- yasal birieşrnesi var. Bonn ve Doğu Berlin hükümetleri, bütün Almanya'yı kapsayacak genel seçimlerin 2 Aralık 1990 pazar günü yapılmasını kararlaştırdı. Fakat seçim tari- hi dışındaki diğer konularda ne Bonn ve Doğu Berlin ne de muhafazakârlar ve sos- yal demokratlar aynı görüşü savunuyor. Se- çim tarihinin somutlaşması ile kampanya- ların kızışması ve birlik tartışraalarını içi- ne alması bekleniyor. Almanya ekonomik birleşmeden sonra üç ana sorunla karşı karşıya: • Siyasal birlik: Ekonomik, parasal ve sos- yal birlik, 18 mayısta imzalanıp 1 temmuz- da yürürlüğe giren "Birinci Devlet Anlaşması" ile düzenlendi. Siyasal birlik koşullarını ise "İkinci Devlet Anlaşması" açıklığa kavuşturacak. Federal ve Demok- ratik Almanya hükümetlerinin terasilcileri dün Doğu Berlin'le ikinci anlaşmanın çer- çevesini görüşmeye başladılar. F. Alman İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble, D. Al- man Devlet Müsteşarı Krause'ye, Bonn'da hazırladığı taslağı getirdi. Bonn'un hazırladığı taslak ağustos sonu- na kadar ikili görüşmelerde tartışüırken, " 2 + 4 " toplantılarında birleşmenin dış ko- şulları sonuca bağlanacak. Askeri pakt so- runu, Birleşik Almanya'nın ordu gücü, si- lahlanma durumu belirlendikten sonra ge- riye, Demokratik Almanya'nın Batı'ya ilti- hakı ve secimlerle ortak bir hükümet ve meclis kurması kalıyor. • Genel seçimler: Seçim tarihi 2 Aralık 1990 pazar günü. Ama seçimler nasıl yapıl- sın? F. Alman hükümetinin Doğu'ya öne- risi şu: Genel seçimlerde Federal Almanya'da uy- gulanagelen yüzde 5 barajı ülke genelinde değil, Batı'da ve Doğu'da ayrı ayn geçerli olsun. Bonn, yüzde 5 barajının bütün Al- manya çapında uygulanması halinde, De- mokratik Alraanya'daki kuçük partilerin meclise giremeyeceğini belirtiyor. Seçmen tabanı sadece Doğu'da olan ve Batı'da "kar- deş partisi" bulunmayan partilerin ülke ge- nelinde yüzde 5 barajını aşması olanaksız. Bunun için en azından 2 milyon seçmen toplamalan gerek. Oysa sadece D. Alman- ya çapında yüzde 5'e ulaşmak için 500 bin oy yetiyor. Sosyal Demokrat Parti SPD, muhafaza- kârlann önerisine şiddetle karşı. Çünkü bu uygulama, D. Almanya'da Yeni Forum, 90 tttifakı ve Demokratik Sosyalizra Partisi- ne (PDS) bölünen sol oylarm SPD'de top- lanmasını önlüyor. Oyların küçük partile- re bölünmesi, zaten birlik halinde davranan muhafazakârlara değil, Sosyal Demokrat Parti'ye zarar verecek. Eğer yüzde 5 barajı bütün Almanya çapında geçerli olursa seç- men oyunu kazanma şansı görmediği kü- çük sol partilere değil SPD'ye verebilir. • tltihak ve anayasa: Ortak seçim, siya- sal birliği şart koşuyor. Demokratik Alman- ya'nın, F. Alman Anayasası'ran 23. maddesi uyannca Batı'ya iltihak edeceği kesinleşti. D. Alman Meclisi "Batı'ya iltihak" kararı- nı çoğunlukla kabul ettiği gün Federal Al- man Anayasası otomatikman Doğu'da Oder-Neisse Hattı'na kadar geçerlilik kaza- nacak. Ama meclis bu karan ne zaman alacak? Maiziere'nin istekleri F. AJmanya Başbakanı Helmut Kohl, se- çimlerin yapılacağj 2 Aralık 1990 pazar ak- şamı iltihak karan çıkmasını istiyor. D. Al- manya Başbakanı Lolhar de Maiziere ise "Karar, ortak raeclisin ilk oturumunda açıklansın" diyor. De Maiziere'nin teklifle- ri arasında bir tür "Marshall Planı" da var. De Maiziere, Birleşik Almanya hükümetin- de bir "Demokratik Almanya'yı kalkındır- ma bakanlığı" kurulmasını ve bu bakanlı- ğın planlı programh biçimde Doğu'ya yar- dım elini uzatmasını istiyor. Bonn bu öne- riye sıcak bakmıyor. Her ne kadar iltihak karanyla F. Alman Anayasası Doğu'da geçerlilik kazansa da, D. Almanya için "gecici yasalar" çıkartıla- rak bazı hükümlerin aşamalı olarak uygu- lanması sağlanacak. Bu, özellikle askerlik ve maliye için geçerli. Öte yandan F. Alman Anayasası'nda "birleşmeyi hedefleyen" es- ki maddelerin de değiştirilmesi gerekiyor. Birleşik Almanya'nın Batı'dan devralınan anayasasının halkoyuna sunulup sunulma- yacağı henüz belli değil. SPD "Referandum" derken, muhafazakâr Hıris- tiyan Demokratlar "Meclis çoğunluğu yeter" diyorlar. Almanya bundan sonra hareketli birleş- me tartışmalarına gebe. Ufuku beliren ge- nel seçimler, birliği seçim kampanyalanna malzeme yapacak. Almanya evinin çaüsı kuruldu, ama içinin döşenmesi daha epey zaman alacağa benziyor. YUGOSLAVYA Kosova yine patlamaya hazırDış Haberler Servisi — Yugoslavya'nın Sırbistan Cumhuriyeti'ne bağlı Kosova özerk bölgesinde gerginlik giderek artıyor. Kosova'mn, geçen pazartesi günü Sırbistan1 dan bağımsızlığını ilan etmesinin üzerine Sırbistan yönetimi, Arnavutlann çoğunluk- ta olduğu Kosova Parlamentosu'nu ve hü- kümeti feshetti. Arnavutça yayın yapan Ko- sova radyo ve televizyon kanallan polis ta- rafından kapatılırken, bölgede haberleşmeyi kontrol altına alacak bir dizi polisiye ön- lem uygulamaya konuldu. Arnavut muha- lefet gruplarının iki lideri, "huzorsuzlugu köriikledikleri" gerekçesiyle dün gözaltına alındılar. Kosova özerk bölgesi parlamentosunun geçen pazartesi günü Sırbistan'dan bağırh- sızlık ilan etmesi, bolgenin Sırbistan'la olan ilişkilerini gerginleştirdi. Nüfusun yüzde 90'ını Arnavutlann oluşturduğu Kosova özerk bölgesinde parlamento, pazartesi gü- nü aldığı kararla Kosova'mn Yugoslavya Fe- derasyonu'nu oluşturan diğer altı cumhu- riyetle eşit statüye sahip olduğunu ilan et- mişti. Kosova'da 1989 yılının mart ayından bu yana Sırp güvenlik güçleriyle bağımsız- lık isteyen Arnavut azınlık arasında çıkan çatışmalarda yaklaşık 60 Arnavut ölmüştü. Sırbistan Parlamentosu, önceki gün Ko- sova'daki yönetimi feshetme karan aldık- tan sonra yayımladığı açıklamada, bölge- de milliyetçi Arnavut hareketlerinin engel- lenmesi için de yeni önlemler alınacağım bil- dirdi. Yugoslav resmi haber ajansı TAN- JUG'un haberine göre açıklamada, 'Sırbis- tan Sosyalist Cumhuriyeti Parlamenloso, Kosova Özerk Bölgesi Parlamentosu'nu ve yerel bükümeti feshetme karan almışbr" ifadesi yer aldı. Ajanslann haberlerine gö- re Sırbistan Parlamentosu'nun karannın ar- dından, Kosova'mn başkenti Priştine'de Sırp güvenlik güçlerinin sayısının arttığı ve sıkı önlemler alındığı görüldü. Arnavut muha- lefet gruplarının önde gelen iki lideri, böl- gedeki 'huzursuzluğu körükledikleri' gerek- çesiyle dün gözaltına alındılar. Kosova Rad- yo ve Televizyonu'nun Arnavutça yayın ya- pan kanallannın yayınına, polis zoruyla son verildi. Arnavutça yayın yapan Rilindja ga- zetesinin binası da polis tarafından basıla- rak gazetenin yayını durduruldu. Belgrad Televizyonu'nda yayımlanan bir haberde, Priştine sokaklarında otomatik tüfekleriy- le devriye gezen ve gazetecilerin üstünü ara- yan Sırp güvenlik görevlilerinin görüntüle- ri yer aldı. Haberde, polisin televizyon bi- nasıru işgal etmesinin görüntüieri de yayım- landı. Kosova'daki Arnavut muhalefet grupla- rının liderleri Arnavutlara, olaylar karşısın- da soğukkanlı davranma çağnsında bulun- dular. Sırpların, Arnavutlan tahrik ederek bölgede geçen yıl yaşanan çatışmalann ay- nısını yaratmaya çalıştıklannı söyleyen mu- halefet liderlerinden ıbrahim Rugova, "Sır- bistan, açıkça çalışmalan koriiklemek isti- yor. Provokasyona gelmemeli ve olaylara soğukkanlı yaklasmalıyız" dedi. Eduard Şevardnadze (PB üyesi ve Dışiş- leri Bakanı): Bir bakanın mutlaka parti üst kademesinde uye olması gerekmediğini sa- vunan Şevardnadze, böyle bir göreve talip olmayacağını açıkladı. Şevardnadze şunlr rı söyledi: "Yüzyılın son çeyreginde karşıı sbtemlerin, sınıf ve grup çıkarlannın mü- cadelesi belirleyici değil. Genel insani de- gerier bunlann üstünde yer alıyor. Batı'yla ideolojik kavgamız son 12 yılda Sovyetler'e 700 milyar rubleye mal oldu. Dişinize ka- dar silahh olabilirsiniz, ama yine saldından korkarsınız. Düsman kazanılmaması ancak politika ile sağlanabilir. Bntçenin dörlte bi- rini silaha ayırarak ulkeyi perişan ettik. Pe- risan bir ülkenin orduya ne ihtiyacı olabi- lir ki? Çıkanmıza ters duşse bile Dogu Av- rnpa ülkelerine kanşamayız. Onlar seçim- lerinde ozgurdür. Almanya'nın bölünmesi gayri tabii idi. Birleşik Almanya ile her alan- da iyi ilişkiler kuracagız." Boris Yeltsin: Rusya Federasyonu Dev- let Başkanı ve SBKP içindeki reformcu ka- nadın liderlerinden Boris Yeltsin, kongre- nin dünkü oturumunda yaptığı konuşma- da, partinin yenilenmeyi kabul etmemesi halinde "yolnn kıyısına bırakılmasııun" ka- çınılmaz olduğunu söyledi. Yeltsin, muha- fazakârlara yanıt niteliği taşıyan konuşma- sında, "Bugünkü uluslararası ilişkiler at- mosferinde dünyanın aldıgı yön, çok par- tili sistemi kaçınılmaz kılmıştır. SBKP, bu gerçegi kabul ederek mal varugını halka ia- de etmeli ve KGB, ordu ve polis içindeki örgütlerini dağıtmalıdır" dedi. Yeltsin ko- nuşmasında, SBKP'nin devleti yönetmek- ten vazgeçip ıktidarı sovyetlere terk etme- sini de istedi. Boris Yeltsin 28. Kongre delegasyonunun parti tabanının görüşlerini temsil etmediğini öne sürerek kongrenin parti yönetici organ- lannı seçmeye yetkisi olmadığını söyledi. Yeltsin, 6 ay içinde Ubandan yapılacak se- çimlerle yeni bir kongrenin toplanmasını v> yeni parti yönetimini o kongrenin seçmesi- ni istedi. General Dimitri Yazov (Savunma Baka- nı): "Ordunun depolitizasyonuna karşıyım. Parti, ordu içindeki etkinliğini sürdürmeli. Az sayıda profesyonel bir ordu kurulmasın- dan yana da değilim. Kongrede dün öğleden sonra bir konuş- ma yapan ünlü Kırgız yazan Cengiz Ayt- matov, salondaki delegelerin büyük bir bö- lümü tarafından protesto edildi. Aynı za- manda Gorbaçov'un 15 kişilik başkanlık konseyi üyelerinden biri olan Aytmatov, şunlan söyledi: "Yaşanan toplumsal kriz, kışla sosyalizrmnin kucağında büyüdü. Par- ti, işçi ve köylülere hisse senedi sistemi ve gelişmiş Ulkelerdeki diğer ekonomik öz ör- gütlenme modellerini anlatmalı. Sosyaliz- min sekter anlayışlannı, sınıf mücaddesi ve proletarya diktatörlüğü çağnlarını terk et- meliyiz. Toplumu sınıflara bölmek yerine onun birliğine dayanmalıyız." Partideki platformlar SBKP 28. Kongresi'nin 5. günü çalışma- lan dün akşamüstü parti içindeki platform- lann görüş açıklamalan ile son buldu. Par- tide Gorbaçov'un okuduğu raporun temsil ettiği "resmi parti platformu" dışındaki şu gruplar söz aldılar. Demokratik Platform: Partide Pleha- nov'dan Gramsci'ye uzanan yeni bir demok- ratikleşme hareketini savunan bu platfor- mun sözcüsü Moskova Parti Okulu Müdü- rü Vyatsoslav Sostakovski şunları söyledi: Partide yenilenme yönetici kesimlerin çıka- nnı savunan yeni bir Stalinist parti ya da aparat partisi ile sağlanamaz. SBKP'nin he- defı insanlann sosyal, politik ve ekonomik varhğını seçme hakkıru garanti eden bir dev- let biçimi kurulmalıdır. Insan hakları ger- çekten uygulanmalı, hiçbir ideolojinin te- keli olmamalıdır. (Bu platform sol kanadı temsil ediyor. 200 kadar delegesi var.) Marksist Platform: Marksizme sadakat temelinde partide demokratikleşme isteyen bu platform un sözcüsü Moskova Universi- tesi doçentı Alesander Buslagin şöyle de- di: SBKP'yi böhrıek istemiyoruz. Yalnızca demokratikleşme sosyalist hedefleri ve pers- pektifleri koruyabilir. Toplumsal mülkiye- tin ekonomik olarak özel mülkiyetten da- ha verimli olduğu ispatlanmalı. (Bu grup iş- çi sendikaJarının desteğini alıyor 250 dola- yında delegesi var. Ligaçev ekibinin deste- ğini alıyor) Leningrad lnisiyatifl: Partide sağ ve sol sosyal demokratlardan sosyalistlere kadar bütün Marksistlerin birliğini ve bölünme- meyi savunuyor. Sözcüsü Aleksey Serjeyer Marksist Platforma birleşme önerdi. Rusya Federasyonu Platforma: Tutucu Polozkov ekibine yakın kanadın oluşturdu- ğu platform. Partinin geleneksel yapısırun korunmasıru istiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle