Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 TEMMUZ 1990 KULTUR-SANAT CUMHURİYET/5
'İpekçi' ödtil töreni Atina'da
• ANKARA (ANKA) — Türkiye ve Yunanistan'da ayrı
ayrı düzenlenen ve ödül töreni iki yılda bir dönüşümlü
olarak Atina ve tstanbul'da yapılan "Abdi İpekçi Banş
ve Dpstluk Ödülü'nün beşincisi bu yıl gerçekleştirilecek.
ödül töreni 1991 yılında Atina'da yapılacak yarışmaya
köşe yazısı, fotoğraf, öykü ve röportaj dallannda
yapıdarla katıiınacak. Ferit Edgii, Ara Güler, Doğan
Heper, Sibel İpekçi, Onat Kutlar, Prof. Dr. Emre
Kongar, Ahmet Oktay, Zeynep Oral, Altan öymen ve
Prof. Dr. Mümtaz Soysal'dan oluşan seçici kurulun
yapacağı değerlendirme sonunda her dalda birinciye 1
milyon, ikinciye 500 bin, üçüncüye ise 250 bin lira para
'•*ıilü verilecek.
Marceau sagır oluyor
• LONDRA (AA) — 40 yıldır pandomim sanatının
zirvesinde oturan ünlü Fransız Marcel Marceau sağır
oluyor. Londra'da bulunan Marceau, gazetecilere yaptığı
açıklamada, yıllardan beri yaptığı uçak yolculuklarırun
işitme duyusunu etkilediğini belirterek "Kulaklanm
tıkandı, allahtan sahnede konuşmam gerekmiyor. Ancak
yine de gösteri yaparken biraz utanıyorum" dedi. 67
yaşındaki Marcel Marceau, işitememesinin "iyi bir
tarafının da bulunduğunu" söyledi ve "Bazen insanlar
saçma sapan şcylerden söz ediyorlar. Ben de böylece bu
saçmaiıklan duymuyorum" ifadesini kullandı. Marceau,
sözlerini, "Benim için sahneye çıkarken beyaza
boyadığım yüzüm önemli değildir" diyerek tamamladL
"Çevre" fotograflan albtimti
• Kiiltür Servisi — TMMOB Kimya Mühendisleri Odası
tstanbul Şubesi'nce düzenlenen "Çevre" konulu fotoğraf
yarışmasına katılan ve seçiciler kurulunca sergilenmeye
değer bulunan fotoğraflardan oluşan albüm yayımlandı.
Albümde 20 sanatçının 46 fotoğrafı yer alıyor. Büyük
ödülleri kazanan Mehmet Gökağaç (yukarıda) ve Adnan
Veli Kuvanlık'ın yanı sıra başan ve beğeni ödüllerine
değer bulunan tlteriş Tezer, Semih Yolaçan, Sefai özer,.
Kâzıra Zaim, Yıldız Üçok, Ibrahim Göğer, Doğan Yaşar,
Ali Rıza Akalın, Halide Akcengiz, Kemal Akkoç,
tbrahim Dağ, Bayram Dalay, Dilek Dalay, özalp
Dündar, Alper Tunga Gürgan, Feridun Kısmet, Erdal
Yazıcı ve Osman Aziz Yeşil'in fotoğrafları da albümde
yer alıyor. Kimya Mühendisleri Odası Istanbul Şubesi
Yayınlan arasmda yer alan album Mis Sokak 22/4
Beyoğlu adresinden temin edilebilecek.
İtalyada ilkeag koznıetikleri
• ROMA (AA) — ttalya'nın başkenti Roma'da,
ilkçağdaki Roma kadınımn kullandığı kozmetik
malzemelerine ilişkin ilginç bir sergi açıldı. Italya'nın
de gelen stilistlerinden Laura Biagiotti'nin
^«tşkanlığında açılan sergi, Roma'nın imparatorluk
çağında kadınlann güzel kalabilme uğruna ne denli
büyük servetler harcadıklannı ve akla gelmeyecek
maddelere başvurduklarını gösteriyor. Romaİı kadının
krem ve maske olarak kullandığı ve daha çok cadılann
çalışma odalannda bulunabilecek türden reçeteleri
anımsatan maddeler arasında eşek idrarı, fare, timsah ile
yalıcapkının dışkısı, inek, geyik, keçi ve eşek plasentası
bulunuyor. llkçağm doğa ve tarih bilgini Plinius, bu
kozmetik malzemelerinin burçlara bağh olarak da
kullanıldıklannı kaydediyor ve eşek idrannın kadınlann
cilt güzelliğinde, ancak ve ancak "köpek takımyıldızı"
ttalya semalarında gözlendiği zaman işe yaradıgını
yazıyor.
-erıı'da mezar anıtı
• Kültür Servisi — Peru'da yürütülen arkeolojik
kazılarda Inka uygarlığından binlerce yıl önce ortaya
çıkan Mokh uygarlığına ait bir mezar anıtı ortaya
çıkarıldı. Mezar kompleksinde yer alan ilk mezar Perulu
arkeolog Walter Alva tarafından 1987'de bulunmuştu.
Son dönem çahşmalannda ortaya çıkarılan iki mezar da
daha önceki gibi hazineleri ile birlikte ele geçti. Yeni
araştırmalar ışığında M.Ö. 200 ile M.S. 700 arasmda yer
alan Mokh uygarhğının politik, sosyal ve dinsel yapısı
hakkmda bilgi edinebilecek.
Meksika'da halk tiyatrosu
• Kiiltür Servisi — Tabasco Yerlileri Tiyatro
Laboratuvan, Latin Amerika'nın en etkin tiyatro
topluluklarından biri olma yolunda. Aslen psikolog olan
Alicia Martinez Mediano tarafından on yıl önce
kurulmuş olan bu laboratuvarda 120 sanatçı (çiftçiler ve
Chontal yerlileri) çalışıyor. Kadroda on altı da at var. On
yıl öncesine dek tiyatronun varlığından bile haberleri
olmayan bu topluluk, ekimde New York turnesine
hazırlanıyor. Alicia Martinez bu ilginç grup için "Latin
Amerikalılar köklerimizi araştırmalı, geçmişimizi
irdelemeliyiz" diyor. Tabasco'lular gündelik
yaşamlarından esinlenerek, kendilerini oynayarak,
kulaktan kulağa gelmis öyküleri kendilerince
yorumlayarak bir oyun için kullanıyorlar. Çoğu okuma
yazma bilmemesine rağmen laboratuvarda sürekli metin
çalışmalan yapılıyor. Şu sıralarda kendi gelenekleriyle
özümleyerek sahneledikleri "Kanlı Düğün"de okuması
olmayan sanatçılar rollerini diğerlerinin yardımıyla
ezberlemişler. "Bu insanlar Sofokles, Shakespeare veya
Lorca'yı bizden çok daha iyi anlıyorlar" diyor Martinez,
"çünkü sevgi, tutku, korku, intikam gibi güçlü duyguları
bizlerden çok daha dolu dolu yaşıyorlarT Devletten çok
kısıtlı bir yardım gören Laboratuvar Tiyatrosu'nun
dağarcığında 43 oyun var.
Evet mi?, Hayır ını?
• KiUtör Servisi — Litvanyalılar için tiyatro her zaman
Sovyet rejimine karşı duyulan hoşnutsuiluğun dile
getirildiği bir arena olmuş. Son günlerde Moskova'nın
uyguladığı ekonomik ambargo daha da güçlendirdi
sahneden gelen eleştirileri. Aslında bu, ince, esprili ama
vuruaı bir yergi. Yönetmen Ceslovas Stanys, "Bizim
oyunlanmız grup terapisi niteliğinde" diyor, "insanlar
boşalıyorT Satirik revü olarak tanımladığı "Evet
"Myenler?. Hayır Diyenler? Çekimserler?" adü oyunun
jıetnini elli yıl süresince ülkede kullanılan Sovyet
propaganda dokümr.aları, meclis tutanakları, radyo
konuşmalan oluşturuyor. Tek bir sözcüğüne
dokunulmadan kullanılıyor bu belgeler. "Halkı
güldürmek için abartıya gerek duyulmuyor çünkü tarih
kendi kendisiyle çok güzel alay ediyor zaten" diyor
Stanys ve ekliyor "izleyici adeta şok geçiriyor, insanlar
gerçekten bu sözleri etmiş, Stalin'i sersemce övmüş mü
diye. Oyun başlamadan seyirciyi uyanyorum. Hep,
'olarnaz' diyerek izleyeceksiniz, ama hepsi gerçek, hepsi
oldu ve asıl 'olamaz' olan da bu. Hepimiz havasız
karanlık bir kutunun içinde uyuşturulmuştuk adeta.
Artık kutunun kapağı bir daha kapanmamak üzere
açıldı:*
tstanbulFestivali'nin kapanışında unutulmaz birtdil Biret resitali
tdîl Bîretle Chopin akşanuCpIdil Biret'li Chopin
akşamı, solistle
dinleyicilerin harman
oldukları coşkulu bir
ortam yarattı. Chopin
gecesi, yıllar sonra da
anlatılacak özel
titreşimli konserlerden
biriydi.
ERHAN KARAESMEN
Müzik dinlemede plak, kaset,
kompakt türiı donanımın başdön-
dürücü gelişmesine karşın bir kon-
serde canlısını görerek izlemenin
keyfi ortadan kalkmıyor. Orada
bir şef, bir orkestra, bir küçük
topluluk ya da tek bir enstrilman
calan bir solist ile dinleyici kitle-
sinin birbirlerini galvanizleyerek
harman oluşu gibi olağanüstü yo-
ğunlukta bir iletişim olayı yaşanı-
yor. Daha doğrusu, her zaman ve
sıkca olmamakla birlikte yaşana-
biliyor. Müzik tutkunlan, bu özel
titreşimli konserleri aylar, yıllar
sonra bile anımsadıkca yeniden
zevklenir ve birbirlerine coşkuyla
anlatır dururlar.
18. Uluslararası tstanbul Festi-
vali'nin Aya trini'deki kapanış
konserinde tdil Biret'li "Cbopin
Akşamı" bu tür bir özel harman-
laşmanın hem de en yukan düzey-
de yaratılmasına yol açtı. Kuvvetle
sanıyorum ki tutkulu meraklısı
yıllar sonra coşkuyla anımsayacak
ve çevresine şöyle anlatacaktır:
"tşte o akşam bir ortaçai kili-
sesinin ruhani dinginliginde Idil o
•oktürnleri öyle bir seslendirdi ki
Chopin kendi kendisiyle konuşu-
yor gibiydi. Konserierde Malcu-
ALMAN YA'DAKİ STÜDYODAN AYA İRlNİ'YE — Piyanistldil Biret, Federal Almanya'da Chopin'in bühin yapıdannı kompakt plaga ses-
lendiriyor. Biret, bu kez tsUnbul'da Aya trini'de Chopin yapıtlanndan oluşan birresitsüverdi. (Fotofraf: Tank Enoy)
zinsky'den, Brailovsky'den, Ash-
kenazy'den, Rubinstein'den bnn-
ca yddır noktnrn dinlemiştik ama,
1990-Aya Irini-ldil Biret-Chopin
bvlusmasındaki bambaşka bir şey
oldu..."
Chopin'in Polonezleri, Mazur-
kaları, Konsertoları dışa dönflk
yaratı ürünleridir. Etütlerin ise ya-
n dışa dönük olduğu, daha çok
müzisyenler dünyasmda besteci Ue
seslendirici arasındaki biraz özel-
ce bir söyleşinin unsurlannı taşı-
dığı dttşUnülebilir. Noktürnlere
gelince, bunlar bestecinin epeyce
"intime" iç konuşmalandır. Ken-
di kendisiyle geceyansı fısüdaşma-
landır. Olabildiğince içeriden kav-
rayıa, ölçulü, abartmasız ve derin-
lemesine bir yorum anlayışıyla ele
almmalan gerekir. Dılz ayak koş-
turuculuğa da hayaü romantizme
de tahammülleri yoktur.
Geçen akşam tdil Biret bizlere
bu ölçulülüğün ve Chopin'in iç
sesleriyle özdeşleşebilmenin çok
üstün bir örneğini izletti. Konser-
den hemen sonraki ilerlemiş saat-
ler söyleşisinde, gencecik bir Alaz
Toker, bir koca müzisyen Ayla Er-
daran ve öteki dostlar hep birlik-
te" bu Chopin şpkunun etkisini ge-
ciktirmeye çaİışırken meclise bir
ara dahil olan ldil Biret'in, elli-
altmış yıl öncesinin çok sevdiği us-
talannca bunun çok daha güzel-
lerinin yapılmış olduğunu ifade et-
mesi, içtenlik dolu ve alçakgönül-
lü bir davranıştı.
Üstün bellekli ve çelik büekli
virtüöz, olgun ve özgün yorumcu-
luğuna dönuşümünU tamamlayıp
"büyük piyanisf'liğe giden yolun
eşigini tam atlamakta olan tdil Bi-
ret'i aynca, Chopin'in bütün ya-
pıtlannı kompakta sesiendirmekte
olduğu Almanya'daki stüdyodan
öğlen çıktığı bir günun akşamın-
da bir Chopin resitalinde yakala-
mak çok şanslı bir olaydı. Bu mut-
luluğu yaşayanlar adına kendisi-
ne sonsuz teşekkürler.
AdalarVla
şölenvarBüyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada ve
Sedefadası'nda gerçekleştirilecek olan şölen bir hafta
sürecek. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Adalar Şöleni
tiyatro ve müzik ağırhklı. Şölen kapsarnında 'Çevre'
konulu bir panel de yapılacak.
Kültür Servisi — Adalar Bele-
diye Başkanhğı'nın düzenlediği
3. Kültür ve Sanat Şöleni yarın
başhyor. Büyükada, Heybeliada,
Burgazada, Kınalıada ve Sedefa-
dası'nda gerçekleştirilecek şölen
5 ağustosta sona erecek.
ANAP'b Adalar Belediye Baş-
kanı Recep Koç, Kültür ve Saoat
Şöleni ile ilgili açıklamada bulu-
nurken etkinliklerin yapılacağı
yeterli mekân olmadığı için şöle-
ni daha geniş boyutlarda gerçek-
leştiremeyeceklerinı bildirdi. Büt-
çelerinin kısıtlı olduğundan da
yakınan Başkan Koç, şunları
söyledi: "Adalar'a yılda 10 mil-
yon biletli geçiş oluyor. Ama
Adalar'a bir lira bırakmıyorlar,
sadece çöp bırakıyoriar. Yolcu
biletlerine 100 lira eklenmesi ve
bunun Adalar'a kaynak oluştur-
masını öneriyorum. Yoksa bizim
kapıya Deli Dumrul gibi adam
koyup gelen-gidenden haraç al-
mamız mümkiin degil."
Şölene Kultur Bakanı Namık
Kemal Zejbek'in de katılacagı-
m belirten Adalar Belediye Baş-
kanı Recep Koç, şölende bir
"Çevre" panelinin de yapıiaca-
ğını söyleyerek gençlerin üzerle-
rinde çeşitli sloganlar yazıh ti-
şörtler giyerek piknik alanlann-
da çöp toplayacaklannı da vur-
guladı.
Büyükada'da başlayacak 3.
Adalar Kültur veSanatŞöleni'n-
de yarın saat 18.00'de açıhş ya-
pılacak. tstanbul Devlet Opera
ve Balesi sanatçılaruun şan kon-
seri San Pasifıco Kilisesi'nde sa-
at 21.00'de sunulacak. Beyhan
Aral Müzik Topluluğu'nun kon-
seri Deniz Otobüsü tskelesi'nde
saat 19.30'da dinlenebilir. Ruhi
Ayangil Türk Müziği ve Orkest-
rası'nın konseri ise saat 20.00'de
Anadolu Kulübu'nde izlenebilir.
Şölenin ilk gününde Heybeli-
ada tskele Alanı'nda ise saat
18.00'de folklor gösterisi olacak.
Kınalıada Su Sporları Kulübü'-
ndeki şiir gecesi saat 21.00'de ay-
nı gün gerçekleştirilecek.
Şölenin ikinci gununde Buyu-
kada Yeni Sinema'da Hadi Ça-
man - Yeditepe Oyunculan saat
21.00'de "Gel Kaçalım" adlı
oyunu sunacaklar. Vagıf Keri-
mof ve Afet Kerimova'nın şan
resitali saat 21.00'de San Pasifi-
co Kilisesi'nde yer alacak. Cihat
T. - Ercan Yazgan Tiyatrosu'nun
"İnsan Sureti" adlı oyunu Ue
Heybeliada Ayyıldız Sineması 'n -
da aynı saatte yer alacak.
Festivalde Güney'e yer yok
44. AVIGNONFESTlVALfNDEN
Altın Portakal Film
Festivali Yürütme Kurulu
Başkanvekili Hüseyin
Sanlı, Yılmaz Güney'in
fdmlerinin oynatılması
konusunda yasal engeller
olduğunu savunurken
Antalya Emniyet Müdürü
Mehmet Canseven,
"Yılmaz Güney'in
filmlerine ilişkin özel bir
yasak genelgesinin
olmadığını" vurguladı.
ANTALYA (AA) / (Cumhuri-
yet) — Antalya Altın Portakal
Film Festivali Yurütme Kurulu
Başkanvekili Hüseyin Sanlı, bu yıl
yapılacak olan "Altın Portakallı
Filmler Toplu GösJerisi"nde Yıl-
raaz Güney'in filmlerine yer ver-
menin mümkün olmadığını söy-
ledi. Sanlı, festıvallerin sansürsuz
olmasının yanlış anlaşıldığını be-
lirterek "Altın Portakal'da yan-
şacak fılmkr sansursüzdur. Toplu
gösterilerde yer alacak filmlerin
a>nı kapsamda değerlendirilme-
mesi gerekir" dedi. Yılmaz Gü-
ney'in "yasaklı" fiimlerinin Al-
tın Portakal kazanmış olsa bile
toplu gosteride yer almasının
mümkün olmadığını kaydeden
Sanlı, bu konuda yasal engeller
olduğunu söyledi.
Öte yandan Cumhuriyet Gaze-
tesi Antalya burosundan Bülent
Ecevit'in Antalya Emniyet Müdu-
ru Mebmet Canseven'den aldığı
bilgi>e gore Yılmaz Güney'in
filmlerine ilişkin özel bir yasak ge-
nelgesi olmadığı öğrenildi. Can-
seven konuyla ilgili şunları söyle-
di: "Özel bir yasak genelgesi yok.
Yalnız Adalet Bakanhğı'mn >a-
8 KEZ — Güney, Antalya'da 8 kez ödiil kazandı.
yımladığı Turki>e'\e sokulması
veya dagıtılması yasaklanan eser-
lere ait bir kitap var. Orada
18.5.1983 gün ve 83 6588 sayüı
Bakanlar Kurulu karannda Tur-
fciye ve Türkler hakkında kötu
propaganda japanların eserleri,
kitaplan >e video kasetlerinin
Türkiye'ye sokulamayacagı belir-
tili\or. Ama tekrar ediyorum,
özel bir yasak yok" dedi.
Antalya Altın Portakal Film
Festivali'nın 27.'sinde bugune ka-
dar ödül kazanan bazı fılmlerin
toplu gösterileri yapılacak. Ancak
şimdilik alınan karara göre defa-
larca Altın Portakal ödülünü ka-
zanan Yılmaz Güney'in oynadığı
ya da yönettiği filmlerden hiçbiri
bu toplu gosteride yer alamaya-
cak. Yılmaz Güney 1%7'de Lüt-
fi Ö.Akad'ın yönettiği "Hudut-
lann Kanunu" ile "En İyi Erkek
Oyuncu", 1970'te yönettiği "Bir
Çirkin Adam" adlı Tılmiyle "En
İyi Birinci Film", 1975'te senar-
yosunu yazdığı "Endişe" adlı
Tılmle "En İyi Senaryo" ve yine
aynı yıl "Arkadaş" ve
"Zavallılar" adlı filmleriyle en iyi
ikinci ve üçüncü film ödüllerini
kazanmıştı.
Şenlikte Atatürk'tin Kıyafet Devrimi
Fassbinder'in
oyunundan sonra
verilen kokteylde
Ispanyol yazar ve
yönetmen Arrabal
soruyor: "Atatürk,
Türkiye'de Kıyafet
Devrimi'ni ne kadar
zamandayaptı?"
MEHMET BASUTÇU
AVIGNON — Atatürk, Türki-
ye*de Kıyafet Devrimi'ni ne kadar
bir süre içinde gerçekleştirdi? Bir
ay mı? Bir yıl mı? Daha mı fazla,
yoksa çok daha mı az bir zaman
gerekti herkesin fesleri çıkanp
pantolon/ceket giymesi için?
tspanyol yazar Fernando Arra-
bal soruyor bu soruyu. "Kara
Meşe" Tiyatrosu'nun bahçesinde,
fassbinder'in "Cafe" adlı oyunu
sonunda verilen kokteylde konu-
şuyoruz... Arrabal, Gerard Gdas-
ın konuğu. Gelecek yıl ise, "Kara
Meşe" Tiyatrosu'nda bu iki adın
işbirü'ğini izieyeceğiz...
İspanya tç Savaşı'mn karanlığı-
nı ve şiddetini çocukken yaşamış
Arrabal. Ve onca onulmaz acımn
belleklerden silinmesi olanaksız
izlerini çok yönlü bir duyarlılıkla
kitaplanna, filmlerine yansıtmış...
Türk olduğumu öğrenince, yuka-
nya bir örneğini aldığım türden
bir dizi soru yağmuruna tutuyor
beni. Bitmez tükenmez bir ener-
jisi var... llgi alanı ise alabildiği-
ne geniş...
"Turkler gdeneksel bir boşgö-
rüjr sahipler. Bu nedenle Osmanlı
İmparetorlugu'nun yönerim biçi-
mi, ispanyoDannkinden çok daha
dejbsikti" diyerek ekliyor: "BLrim-
GOLDONIDE N ESİNLENEN FASSBINDER—Alman sinema vetiyatroyönetmeni Fassbinder'in, ttalyan yazar Goldoniden esüdeaerek
yazdıgı 'Cafe' de Avignon'da sahneknen oyunlar arasında. 'Cafe*nin yönetmeni, Gerard Gelas.
Idler gittikleri yerlere kendi yaşam
biçimlerini de gotürerek oralarda
yaşayanlara zorla benimsetmeye
çalısırlardı."
Arrabal'ın yanına yaklaşmamın
başlıca nedeni, kendisine, beni çok
etkileyen bir filrni için teşekkür et-
mekti. Yaklaşık yirmi yıl önce
Fransa'ya öğrenci olarak geldiğim-
de, ilk gördüğüm filmler arasın-
da en carpıcısı olan ve bir nokta-
da sinemayla aramdald jjakm iliş-
kinin temellerini güçlendirea "Vi-
va la Muerte"nin (Yaşasın Ölthn)
yazan ve yönetmeniydi Arrabal....
tç savaşm sıcak gflnlerinde,
Cumhuriyetçiler yanında savaşan
kocasım faşistlere ihbar eden bir
kadın... Bu olaylann içerdiği şid-
deti, ince ve taze bir duyarlığın bü-
yüteciyle izleyen küçük çocuk... O
kadınla adamın öz çocuğu... Oluk
oluk akan kan ve domates salçalı
uzun ttalyan makarnalan... İnsan
dışkısının pisliğindeki sembolik
gerçeklik... Kin ve nefret gibi duy-
gulann egemenliği altında kıvra-
nan, aşağılanan ve öldürülen in-
sanlar... Bütün bunlar vardı fîlm-
de. Gerçeğin dehşetiyle, gerceküs-
tünün simseselliğı ne de güzel har-
manlanmıştı. Sinema sanatının
gücünü sergüiyordu "Viva la Mu-
erte"...
Arrabal o konudan bu konuya
atlayıp duruyor...
I980*li yıllarda satranca duydu-
ğu ilgi kamuoyuna yansımış, sa-
natçının Dünya Şampiyonası'na
katıhp katılamayacağı bile tartışı-
hr olmuştu... "Tam iiç yüımı ver-
dim satranca ama, şampiyonlar
düzeyine çıkacak kadar yetenekli
olmadıgım ortaya çıktı. Bir insa-
nın satranç oynamaktaki yetene-
ği bilimsel bir yöntemle ölçüliip
bir sayı aracılıgıyla somutlaştın-
labiliyor. Böylece, başkalaruun
düzeyleriyle sagiıklı bir karşılas-
brmaya gidilebUir..." diyor Arra-
bal ve ekliyor: "Ancak söz konu-
sn sanat oldugunda. bu tıir bir de-
gerlendirme yapmak olanaklı de-
gil."
Ne demeh? Hakh Arrabal. An-
cak her birimizi "Ne yazık ki ola-
nakb degil" diye eklemeye iteleyen
örnekler olduğu kadar, "Ne mut-
In ki yok öyle bir ölcek" dedirte-
cek örnekler de var...
Brent
Mydland öldti
• SAN FRANCISCO
(AA) — Ünlü rock grubu
Grateful Dead'ın piyanisti
Brent Mydland evinde ölü
bulundu. Polis, 38
yaşındaki sanatçının, San
Francisco kenti
yakınlanndaki evinde ölü
bulunduğunu, tam olarak
ne zaman ve neden
öldüğunün henüz
bilinmediğini söyledi.
Amerikalı müzik
topluluğunda piyano çalan
sanatçıya otopsi yapılacağı
kaydedildi. OzelUkle 60'u
yıllarda adıru duyuran
Grateful Dead adlı rock
grubunun en ünlü şarkılan
arasmda "Casey Jones" ve
"Truckin" sayılabilir.
1979'dan bu yana gmbun
bir üyesi olan Brent
Mydland, "Far From Me",
"I Will Take You Home"
gibi bazı ünlü melodilere de
imzasını atmıştı.
Gülhane'de
bugün
• Kultür Servisi —
lstanbul Anakent Belediye
Başkanhğı tarafından
düzenlenen Gülhane
Şenliği'nde bugün saat
17.00"^ halk danslan
gösterileri yer ahyor.
Kırgızistan, Macaristan,
Polonya, Malezya, İspanya,
Fransa ve Romanya halk
dansları toplulukları
gösteriler sunacaklar.
Gülhane*de saat 19.45'te
Deniz Roman ve Rıza
Silahlıpoda, saat 20.10'da
Anton-Romika Rumen
Komedi tkilisi, saat 20.45'te
Suna Yıldızoğlu ve Rıza
Silahlıpoda, saat 21.00'de
Okay Temiz ve Grubu, saat
22.15'te ise Selami Şahin
yer alacaklar.
Gülçelik'te U
film
• Kiiltür Servisi — Enka
Spor, Eğitim ve Sosyal
Yardım Vakfı tarafından
düzenlenen ve haziran ayı
başından bu yana süren
kültür etkinlikleri
kapsamında ağustos ayı
boyunca biri yerli 11 film
izlenebilecek. Sadi Gülçelik
Spor Sitesi'nde 1 ağustos
çarşamba günü Mike
Nicholas'ın yönettiği H.
Ford, S. Weaver ve M.
Griffıth'in rol aldıkları
"Çalışan Kız", 4 ağustosta
Oliver StoneHın yönettiği,
Eric Bogosian'ın başrolünü
oynadığı 'Sırdaş Radyo', 8
ağustosta Craig R.
Baxley'nin 'Kızgın' adlı
filmleri gösterilecek.
Ağustos ayı süresince
çarşamba ve cumartesi
günleri sırasıyla 'Derinlik
Sarhoşluğu', 'Kaybeden
Yok', 'Hür Kan', 'Aşk
Fiimlerinin Unutulmaz
Yönetmeni', 'Zor ölüm',
'Üç Kâğıtçılar' filmleri
izlenebilecek. Filmlerin
başlama saati 21.30.
'EHiğün ya da
Davul
?
• Kültür Servisi —
Kâğıthane Belediyesi
Tiyatro Topluiuğu Haşmet
Zeybek'in 'Düğun ya da
Davul' adlı oyununu bugün
saat 18.30'da Gültepe Halk
Eğitim Merkezi'nde
sergileyecek. Hasan
Çınar'm sahneye koyduğu
iki bölümlük oyunun
müziği Zinnur Yerdelen
tarafından gerçekleştirildi.
Galleria
konserleri
• Kültür Servisi — Ataköy
Galleria'daki kültür
etkinlikleri kapsamında yer
alan konserler dizisi
sürüyor. Ağustos ayı
içerisinde Galleria'da iki
ayrı konser gerçekleşecek.
Sarko Trio Çigan'ın konseri
8 ağustos, Grup Parantez'in
tambur, gitar ve kJavye
eşliğindeki özgün müzik
konseri ise 29 ağustosta
izlenebilir.
Cher, uçaktan
korkuyor
• TORONTO (AA) —
Amerikah ünlü pop şarkıcı
ve fılm yıldızı Cher'in, uçak
yolculuğundan korkması
Kanada ve ABD'deki
konser programlarmı ait üst
etti. Usaır Havayollan'nın
bir sözcüsünün verdiği
bilgiye göre her şey Cher'in,
çarşamba günü Boston'a
gitmekte olduğu uçağın, bir
arıza nedeniyle New York'a
geri dönmesiyle başladı.
Zaten uçak yolculuğundan
korktuğu belirtilen Cher'in
"Artık tren ve karayolunu
kullanacağım" dediği ve
Kanada'da biletleri daha
önceden satılan konser
programlarının ait üst
olduğu kaydedildi. Cher'in
Halifax'ta birkaç gün önce
vermesi gereken konserin
ertelendiği de belirtildi.