25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 TEMMUZ 1990 KULTUR-SANAT CUMHURİYET/5 'İpekçi' ödtil töreni Atina'da • ANKARA (ANKA) — Türkiye ve Yunanistan'da ayrı ayrı düzenlenen ve ödül töreni iki yılda bir dönüşümlü olarak Atina ve tstanbul'da yapılan "Abdi İpekçi Banş ve Dpstluk Ödülü'nün beşincisi bu yıl gerçekleştirilecek. ödül töreni 1991 yılında Atina'da yapılacak yarışmaya köşe yazısı, fotoğraf, öykü ve röportaj dallannda yapıdarla katıiınacak. Ferit Edgii, Ara Güler, Doğan Heper, Sibel İpekçi, Onat Kutlar, Prof. Dr. Emre Kongar, Ahmet Oktay, Zeynep Oral, Altan öymen ve Prof. Dr. Mümtaz Soysal'dan oluşan seçici kurulun yapacağı değerlendirme sonunda her dalda birinciye 1 milyon, ikinciye 500 bin, üçüncüye ise 250 bin lira para '•*ıilü verilecek. Marceau sagır oluyor • LONDRA (AA) — 40 yıldır pandomim sanatının zirvesinde oturan ünlü Fransız Marcel Marceau sağır oluyor. Londra'da bulunan Marceau, gazetecilere yaptığı açıklamada, yıllardan beri yaptığı uçak yolculuklarırun işitme duyusunu etkilediğini belirterek "Kulaklanm tıkandı, allahtan sahnede konuşmam gerekmiyor. Ancak yine de gösteri yaparken biraz utanıyorum" dedi. 67 yaşındaki Marcel Marceau, işitememesinin "iyi bir tarafının da bulunduğunu" söyledi ve "Bazen insanlar saçma sapan şcylerden söz ediyorlar. Ben de böylece bu saçmaiıklan duymuyorum" ifadesini kullandı. Marceau, sözlerini, "Benim için sahneye çıkarken beyaza boyadığım yüzüm önemli değildir" diyerek tamamladL "Çevre" fotograflan albtimti • Kiiltür Servisi — TMMOB Kimya Mühendisleri Odası tstanbul Şubesi'nce düzenlenen "Çevre" konulu fotoğraf yarışmasına katılan ve seçiciler kurulunca sergilenmeye değer bulunan fotoğraflardan oluşan albüm yayımlandı. Albümde 20 sanatçının 46 fotoğrafı yer alıyor. Büyük ödülleri kazanan Mehmet Gökağaç (yukarıda) ve Adnan Veli Kuvanlık'ın yanı sıra başan ve beğeni ödüllerine değer bulunan tlteriş Tezer, Semih Yolaçan, Sefai özer,. Kâzıra Zaim, Yıldız Üçok, Ibrahim Göğer, Doğan Yaşar, Ali Rıza Akalın, Halide Akcengiz, Kemal Akkoç, tbrahim Dağ, Bayram Dalay, Dilek Dalay, özalp Dündar, Alper Tunga Gürgan, Feridun Kısmet, Erdal Yazıcı ve Osman Aziz Yeşil'in fotoğrafları da albümde yer alıyor. Kimya Mühendisleri Odası Istanbul Şubesi Yayınlan arasmda yer alan album Mis Sokak 22/4 Beyoğlu adresinden temin edilebilecek. İtalyada ilkeag koznıetikleri • ROMA (AA) — ttalya'nın başkenti Roma'da, ilkçağdaki Roma kadınımn kullandığı kozmetik malzemelerine ilişkin ilginç bir sergi açıldı. Italya'nın de gelen stilistlerinden Laura Biagiotti'nin ^«tşkanlığında açılan sergi, Roma'nın imparatorluk çağında kadınlann güzel kalabilme uğruna ne denli büyük servetler harcadıklannı ve akla gelmeyecek maddelere başvurduklarını gösteriyor. Romaİı kadının krem ve maske olarak kullandığı ve daha çok cadılann çalışma odalannda bulunabilecek türden reçeteleri anımsatan maddeler arasında eşek idrarı, fare, timsah ile yalıcapkının dışkısı, inek, geyik, keçi ve eşek plasentası bulunuyor. llkçağm doğa ve tarih bilgini Plinius, bu kozmetik malzemelerinin burçlara bağh olarak da kullanıldıklannı kaydediyor ve eşek idrannın kadınlann cilt güzelliğinde, ancak ve ancak "köpek takımyıldızı" ttalya semalarında gözlendiği zaman işe yaradıgını yazıyor. -erıı'da mezar anıtı • Kültür Servisi — Peru'da yürütülen arkeolojik kazılarda Inka uygarlığından binlerce yıl önce ortaya çıkan Mokh uygarlığına ait bir mezar anıtı ortaya çıkarıldı. Mezar kompleksinde yer alan ilk mezar Perulu arkeolog Walter Alva tarafından 1987'de bulunmuştu. Son dönem çahşmalannda ortaya çıkarılan iki mezar da daha önceki gibi hazineleri ile birlikte ele geçti. Yeni araştırmalar ışığında M.Ö. 200 ile M.S. 700 arasmda yer alan Mokh uygarhğının politik, sosyal ve dinsel yapısı hakkmda bilgi edinebilecek. Meksika'da halk tiyatrosu • Kiiltür Servisi — Tabasco Yerlileri Tiyatro Laboratuvan, Latin Amerika'nın en etkin tiyatro topluluklarından biri olma yolunda. Aslen psikolog olan Alicia Martinez Mediano tarafından on yıl önce kurulmuş olan bu laboratuvarda 120 sanatçı (çiftçiler ve Chontal yerlileri) çalışıyor. Kadroda on altı da at var. On yıl öncesine dek tiyatronun varlığından bile haberleri olmayan bu topluluk, ekimde New York turnesine hazırlanıyor. Alicia Martinez bu ilginç grup için "Latin Amerikalılar köklerimizi araştırmalı, geçmişimizi irdelemeliyiz" diyor. Tabasco'lular gündelik yaşamlarından esinlenerek, kendilerini oynayarak, kulaktan kulağa gelmis öyküleri kendilerince yorumlayarak bir oyun için kullanıyorlar. Çoğu okuma yazma bilmemesine rağmen laboratuvarda sürekli metin çalışmalan yapılıyor. Şu sıralarda kendi gelenekleriyle özümleyerek sahneledikleri "Kanlı Düğün"de okuması olmayan sanatçılar rollerini diğerlerinin yardımıyla ezberlemişler. "Bu insanlar Sofokles, Shakespeare veya Lorca'yı bizden çok daha iyi anlıyorlar" diyor Martinez, "çünkü sevgi, tutku, korku, intikam gibi güçlü duyguları bizlerden çok daha dolu dolu yaşıyorlarT Devletten çok kısıtlı bir yardım gören Laboratuvar Tiyatrosu'nun dağarcığında 43 oyun var. Evet mi?, Hayır ını? • KiUtör Servisi — Litvanyalılar için tiyatro her zaman Sovyet rejimine karşı duyulan hoşnutsuiluğun dile getirildiği bir arena olmuş. Son günlerde Moskova'nın uyguladığı ekonomik ambargo daha da güçlendirdi sahneden gelen eleştirileri. Aslında bu, ince, esprili ama vuruaı bir yergi. Yönetmen Ceslovas Stanys, "Bizim oyunlanmız grup terapisi niteliğinde" diyor, "insanlar boşalıyorT Satirik revü olarak tanımladığı "Evet "Myenler?. Hayır Diyenler? Çekimserler?" adü oyunun jıetnini elli yıl süresince ülkede kullanılan Sovyet propaganda dokümr.aları, meclis tutanakları, radyo konuşmalan oluşturuyor. Tek bir sözcüğüne dokunulmadan kullanılıyor bu belgeler. "Halkı güldürmek için abartıya gerek duyulmuyor çünkü tarih kendi kendisiyle çok güzel alay ediyor zaten" diyor Stanys ve ekliyor "izleyici adeta şok geçiriyor, insanlar gerçekten bu sözleri etmiş, Stalin'i sersemce övmüş mü diye. Oyun başlamadan seyirciyi uyanyorum. Hep, 'olarnaz' diyerek izleyeceksiniz, ama hepsi gerçek, hepsi oldu ve asıl 'olamaz' olan da bu. Hepimiz havasız karanlık bir kutunun içinde uyuşturulmuştuk adeta. Artık kutunun kapağı bir daha kapanmamak üzere açıldı:* tstanbulFestivali'nin kapanışında unutulmaz birtdil Biret resitali tdîl Bîretle Chopin akşanuCpIdil Biret'li Chopin akşamı, solistle dinleyicilerin harman oldukları coşkulu bir ortam yarattı. Chopin gecesi, yıllar sonra da anlatılacak özel titreşimli konserlerden biriydi. ERHAN KARAESMEN Müzik dinlemede plak, kaset, kompakt türiı donanımın başdön- dürücü gelişmesine karşın bir kon- serde canlısını görerek izlemenin keyfi ortadan kalkmıyor. Orada bir şef, bir orkestra, bir küçük topluluk ya da tek bir enstrilman calan bir solist ile dinleyici kitle- sinin birbirlerini galvanizleyerek harman oluşu gibi olağanüstü yo- ğunlukta bir iletişim olayı yaşanı- yor. Daha doğrusu, her zaman ve sıkca olmamakla birlikte yaşana- biliyor. Müzik tutkunlan, bu özel titreşimli konserleri aylar, yıllar sonra bile anımsadıkca yeniden zevklenir ve birbirlerine coşkuyla anlatır dururlar. 18. Uluslararası tstanbul Festi- vali'nin Aya trini'deki kapanış konserinde tdil Biret'li "Cbopin Akşamı" bu tür bir özel harman- laşmanın hem de en yukan düzey- de yaratılmasına yol açtı. Kuvvetle sanıyorum ki tutkulu meraklısı yıllar sonra coşkuyla anımsayacak ve çevresine şöyle anlatacaktır: "tşte o akşam bir ortaçai kili- sesinin ruhani dinginliginde Idil o •oktürnleri öyle bir seslendirdi ki Chopin kendi kendisiyle konuşu- yor gibiydi. Konserierde Malcu- ALMAN YA'DAKİ STÜDYODAN AYA İRlNİ'YE — Piyanistldil Biret, Federal Almanya'da Chopin'in bühin yapıdannı kompakt plaga ses- lendiriyor. Biret, bu kez tsUnbul'da Aya trini'de Chopin yapıtlanndan oluşan birresitsüverdi. (Fotofraf: Tank Enoy) zinsky'den, Brailovsky'den, Ash- kenazy'den, Rubinstein'den bnn- ca yddır noktnrn dinlemiştik ama, 1990-Aya Irini-ldil Biret-Chopin bvlusmasındaki bambaşka bir şey oldu..." Chopin'in Polonezleri, Mazur- kaları, Konsertoları dışa dönflk yaratı ürünleridir. Etütlerin ise ya- n dışa dönük olduğu, daha çok müzisyenler dünyasmda besteci Ue seslendirici arasındaki biraz özel- ce bir söyleşinin unsurlannı taşı- dığı dttşUnülebilir. Noktürnlere gelince, bunlar bestecinin epeyce "intime" iç konuşmalandır. Ken- di kendisiyle geceyansı fısüdaşma- landır. Olabildiğince içeriden kav- rayıa, ölçulü, abartmasız ve derin- lemesine bir yorum anlayışıyla ele almmalan gerekir. Dılz ayak koş- turuculuğa da hayaü romantizme de tahammülleri yoktur. Geçen akşam tdil Biret bizlere bu ölçulülüğün ve Chopin'in iç sesleriyle özdeşleşebilmenin çok üstün bir örneğini izletti. Konser- den hemen sonraki ilerlemiş saat- ler söyleşisinde, gencecik bir Alaz Toker, bir koca müzisyen Ayla Er- daran ve öteki dostlar hep birlik- te" bu Chopin şpkunun etkisini ge- ciktirmeye çaİışırken meclise bir ara dahil olan ldil Biret'in, elli- altmış yıl öncesinin çok sevdiği us- talannca bunun çok daha güzel- lerinin yapılmış olduğunu ifade et- mesi, içtenlik dolu ve alçakgönül- lü bir davranıştı. Üstün bellekli ve çelik büekli virtüöz, olgun ve özgün yorumcu- luğuna dönuşümünU tamamlayıp "büyük piyanisf'liğe giden yolun eşigini tam atlamakta olan tdil Bi- ret'i aynca, Chopin'in bütün ya- pıtlannı kompakta sesiendirmekte olduğu Almanya'daki stüdyodan öğlen çıktığı bir günun akşamın- da bir Chopin resitalinde yakala- mak çok şanslı bir olaydı. Bu mut- luluğu yaşayanlar adına kendisi- ne sonsuz teşekkürler. AdalarVla şölenvarBüyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada ve Sedefadası'nda gerçekleştirilecek olan şölen bir hafta sürecek. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Adalar Şöleni tiyatro ve müzik ağırhklı. Şölen kapsarnında 'Çevre' konulu bir panel de yapılacak. Kültür Servisi — Adalar Bele- diye Başkanhğı'nın düzenlediği 3. Kültür ve Sanat Şöleni yarın başhyor. Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada ve Sedefa- dası'nda gerçekleştirilecek şölen 5 ağustosta sona erecek. ANAP'b Adalar Belediye Baş- kanı Recep Koç, Kültür ve Saoat Şöleni ile ilgili açıklamada bulu- nurken etkinliklerin yapılacağı yeterli mekân olmadığı için şöle- ni daha geniş boyutlarda gerçek- leştiremeyeceklerinı bildirdi. Büt- çelerinin kısıtlı olduğundan da yakınan Başkan Koç, şunları söyledi: "Adalar'a yılda 10 mil- yon biletli geçiş oluyor. Ama Adalar'a bir lira bırakmıyorlar, sadece çöp bırakıyoriar. Yolcu biletlerine 100 lira eklenmesi ve bunun Adalar'a kaynak oluştur- masını öneriyorum. Yoksa bizim kapıya Deli Dumrul gibi adam koyup gelen-gidenden haraç al- mamız mümkiin degil." Şölene Kultur Bakanı Namık Kemal Zejbek'in de katılacagı- m belirten Adalar Belediye Baş- kanı Recep Koç, şölende bir "Çevre" panelinin de yapıiaca- ğını söyleyerek gençlerin üzerle- rinde çeşitli sloganlar yazıh ti- şörtler giyerek piknik alanlann- da çöp toplayacaklannı da vur- guladı. Büyükada'da başlayacak 3. Adalar Kültur veSanatŞöleni'n- de yarın saat 18.00'de açıhş ya- pılacak. tstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçılaruun şan kon- seri San Pasifıco Kilisesi'nde sa- at 21.00'de sunulacak. Beyhan Aral Müzik Topluluğu'nun kon- seri Deniz Otobüsü tskelesi'nde saat 19.30'da dinlenebilir. Ruhi Ayangil Türk Müziği ve Orkest- rası'nın konseri ise saat 20.00'de Anadolu Kulübu'nde izlenebilir. Şölenin ilk gününde Heybeli- ada tskele Alanı'nda ise saat 18.00'de folklor gösterisi olacak. Kınalıada Su Sporları Kulübü'- ndeki şiir gecesi saat 21.00'de ay- nı gün gerçekleştirilecek. Şölenin ikinci gununde Buyu- kada Yeni Sinema'da Hadi Ça- man - Yeditepe Oyunculan saat 21.00'de "Gel Kaçalım" adlı oyunu sunacaklar. Vagıf Keri- mof ve Afet Kerimova'nın şan resitali saat 21.00'de San Pasifi- co Kilisesi'nde yer alacak. Cihat T. - Ercan Yazgan Tiyatrosu'nun "İnsan Sureti" adlı oyunu Ue Heybeliada Ayyıldız Sineması 'n - da aynı saatte yer alacak. Festivalde Güney'e yer yok 44. AVIGNONFESTlVALfNDEN Altın Portakal Film Festivali Yürütme Kurulu Başkanvekili Hüseyin Sanlı, Yılmaz Güney'in fdmlerinin oynatılması konusunda yasal engeller olduğunu savunurken Antalya Emniyet Müdürü Mehmet Canseven, "Yılmaz Güney'in filmlerine ilişkin özel bir yasak genelgesinin olmadığını" vurguladı. ANTALYA (AA) / (Cumhuri- yet) — Antalya Altın Portakal Film Festivali Yurütme Kurulu Başkanvekili Hüseyin Sanlı, bu yıl yapılacak olan "Altın Portakallı Filmler Toplu GösJerisi"nde Yıl- raaz Güney'in filmlerine yer ver- menin mümkün olmadığını söy- ledi. Sanlı, festıvallerin sansürsuz olmasının yanlış anlaşıldığını be- lirterek "Altın Portakal'da yan- şacak fılmkr sansursüzdur. Toplu gösterilerde yer alacak filmlerin a>nı kapsamda değerlendirilme- mesi gerekir" dedi. Yılmaz Gü- ney'in "yasaklı" fiimlerinin Al- tın Portakal kazanmış olsa bile toplu gosteride yer almasının mümkün olmadığını kaydeden Sanlı, bu konuda yasal engeller olduğunu söyledi. Öte yandan Cumhuriyet Gaze- tesi Antalya burosundan Bülent Ecevit'in Antalya Emniyet Müdu- ru Mebmet Canseven'den aldığı bilgi>e gore Yılmaz Güney'in filmlerine ilişkin özel bir yasak ge- nelgesi olmadığı öğrenildi. Can- seven konuyla ilgili şunları söyle- di: "Özel bir yasak genelgesi yok. Yalnız Adalet Bakanhğı'mn >a- 8 KEZ — Güney, Antalya'da 8 kez ödiil kazandı. yımladığı Turki>e'\e sokulması veya dagıtılması yasaklanan eser- lere ait bir kitap var. Orada 18.5.1983 gün ve 83 6588 sayüı Bakanlar Kurulu karannda Tur- fciye ve Türkler hakkında kötu propaganda japanların eserleri, kitaplan >e video kasetlerinin Türkiye'ye sokulamayacagı belir- tili\or. Ama tekrar ediyorum, özel bir yasak yok" dedi. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nın 27.'sinde bugune ka- dar ödül kazanan bazı fılmlerin toplu gösterileri yapılacak. Ancak şimdilik alınan karara göre defa- larca Altın Portakal ödülünü ka- zanan Yılmaz Güney'in oynadığı ya da yönettiği filmlerden hiçbiri bu toplu gosteride yer alamaya- cak. Yılmaz Güney 1%7'de Lüt- fi Ö.Akad'ın yönettiği "Hudut- lann Kanunu" ile "En İyi Erkek Oyuncu", 1970'te yönettiği "Bir Çirkin Adam" adlı Tılmiyle "En İyi Birinci Film", 1975'te senar- yosunu yazdığı "Endişe" adlı Tılmle "En İyi Senaryo" ve yine aynı yıl "Arkadaş" ve "Zavallılar" adlı filmleriyle en iyi ikinci ve üçüncü film ödüllerini kazanmıştı. Şenlikte Atatürk'tin Kıyafet Devrimi Fassbinder'in oyunundan sonra verilen kokteylde Ispanyol yazar ve yönetmen Arrabal soruyor: "Atatürk, Türkiye'de Kıyafet Devrimi'ni ne kadar zamandayaptı?" MEHMET BASUTÇU AVIGNON — Atatürk, Türki- ye*de Kıyafet Devrimi'ni ne kadar bir süre içinde gerçekleştirdi? Bir ay mı? Bir yıl mı? Daha mı fazla, yoksa çok daha mı az bir zaman gerekti herkesin fesleri çıkanp pantolon/ceket giymesi için? tspanyol yazar Fernando Arra- bal soruyor bu soruyu. "Kara Meşe" Tiyatrosu'nun bahçesinde, fassbinder'in "Cafe" adlı oyunu sonunda verilen kokteylde konu- şuyoruz... Arrabal, Gerard Gdas- ın konuğu. Gelecek yıl ise, "Kara Meşe" Tiyatrosu'nda bu iki adın işbirü'ğini izieyeceğiz... İspanya tç Savaşı'mn karanlığı- nı ve şiddetini çocukken yaşamış Arrabal. Ve onca onulmaz acımn belleklerden silinmesi olanaksız izlerini çok yönlü bir duyarlılıkla kitaplanna, filmlerine yansıtmış... Türk olduğumu öğrenince, yuka- nya bir örneğini aldığım türden bir dizi soru yağmuruna tutuyor beni. Bitmez tükenmez bir ener- jisi var... llgi alanı ise alabildiği- ne geniş... "Turkler gdeneksel bir boşgö- rüjr sahipler. Bu nedenle Osmanlı İmparetorlugu'nun yönerim biçi- mi, ispanyoDannkinden çok daha dejbsikti" diyerek ekliyor: "BLrim- GOLDONIDE N ESİNLENEN FASSBINDER—Alman sinema vetiyatroyönetmeni Fassbinder'in, ttalyan yazar Goldoniden esüdeaerek yazdıgı 'Cafe' de Avignon'da sahneknen oyunlar arasında. 'Cafe*nin yönetmeni, Gerard Gelas. Idler gittikleri yerlere kendi yaşam biçimlerini de gotürerek oralarda yaşayanlara zorla benimsetmeye çalısırlardı." Arrabal'ın yanına yaklaşmamın başlıca nedeni, kendisine, beni çok etkileyen bir filrni için teşekkür et- mekti. Yaklaşık yirmi yıl önce Fransa'ya öğrenci olarak geldiğim- de, ilk gördüğüm filmler arasın- da en carpıcısı olan ve bir nokta- da sinemayla aramdald jjakm iliş- kinin temellerini güçlendirea "Vi- va la Muerte"nin (Yaşasın Ölthn) yazan ve yönetmeniydi Arrabal.... tç savaşm sıcak gflnlerinde, Cumhuriyetçiler yanında savaşan kocasım faşistlere ihbar eden bir kadın... Bu olaylann içerdiği şid- deti, ince ve taze bir duyarlığın bü- yüteciyle izleyen küçük çocuk... O kadınla adamın öz çocuğu... Oluk oluk akan kan ve domates salçalı uzun ttalyan makarnalan... İnsan dışkısının pisliğindeki sembolik gerçeklik... Kin ve nefret gibi duy- gulann egemenliği altında kıvra- nan, aşağılanan ve öldürülen in- sanlar... Bütün bunlar vardı fîlm- de. Gerçeğin dehşetiyle, gerceküs- tünün simseselliğı ne de güzel har- manlanmıştı. Sinema sanatının gücünü sergüiyordu "Viva la Mu- erte"... Arrabal o konudan bu konuya atlayıp duruyor... I980*li yıllarda satranca duydu- ğu ilgi kamuoyuna yansımış, sa- natçının Dünya Şampiyonası'na katıhp katılamayacağı bile tartışı- hr olmuştu... "Tam iiç yüımı ver- dim satranca ama, şampiyonlar düzeyine çıkacak kadar yetenekli olmadıgım ortaya çıktı. Bir insa- nın satranç oynamaktaki yetene- ği bilimsel bir yöntemle ölçüliip bir sayı aracılıgıyla somutlaştın- labiliyor. Böylece, başkalaruun düzeyleriyle sagiıklı bir karşılas- brmaya gidilebUir..." diyor Arra- bal ve ekliyor: "Ancak söz konu- sn sanat oldugunda. bu tıir bir de- gerlendirme yapmak olanaklı de- gil." Ne demeh? Hakh Arrabal. An- cak her birimizi "Ne yazık ki ola- nakb degil" diye eklemeye iteleyen örnekler olduğu kadar, "Ne mut- In ki yok öyle bir ölcek" dedirte- cek örnekler de var... Brent Mydland öldti • SAN FRANCISCO (AA) — Ünlü rock grubu Grateful Dead'ın piyanisti Brent Mydland evinde ölü bulundu. Polis, 38 yaşındaki sanatçının, San Francisco kenti yakınlanndaki evinde ölü bulunduğunu, tam olarak ne zaman ve neden öldüğunün henüz bilinmediğini söyledi. Amerikalı müzik topluluğunda piyano çalan sanatçıya otopsi yapılacağı kaydedildi. OzelUkle 60'u yıllarda adıru duyuran Grateful Dead adlı rock grubunun en ünlü şarkılan arasmda "Casey Jones" ve "Truckin" sayılabilir. 1979'dan bu yana gmbun bir üyesi olan Brent Mydland, "Far From Me", "I Will Take You Home" gibi bazı ünlü melodilere de imzasını atmıştı. Gülhane'de bugün • Kultür Servisi — lstanbul Anakent Belediye Başkanhğı tarafından düzenlenen Gülhane Şenliği'nde bugün saat 17.00"^ halk danslan gösterileri yer ahyor. Kırgızistan, Macaristan, Polonya, Malezya, İspanya, Fransa ve Romanya halk dansları toplulukları gösteriler sunacaklar. Gülhane*de saat 19.45'te Deniz Roman ve Rıza Silahlıpoda, saat 20.10'da Anton-Romika Rumen Komedi tkilisi, saat 20.45'te Suna Yıldızoğlu ve Rıza Silahlıpoda, saat 21.00'de Okay Temiz ve Grubu, saat 22.15'te ise Selami Şahin yer alacaklar. Gülçelik'te U film • Kiiltür Servisi — Enka Spor, Eğitim ve Sosyal Yardım Vakfı tarafından düzenlenen ve haziran ayı başından bu yana süren kültür etkinlikleri kapsamında ağustos ayı boyunca biri yerli 11 film izlenebilecek. Sadi Gülçelik Spor Sitesi'nde 1 ağustos çarşamba günü Mike Nicholas'ın yönettiği H. Ford, S. Weaver ve M. Griffıth'in rol aldıkları "Çalışan Kız", 4 ağustosta Oliver StoneHın yönettiği, Eric Bogosian'ın başrolünü oynadığı 'Sırdaş Radyo', 8 ağustosta Craig R. Baxley'nin 'Kızgın' adlı filmleri gösterilecek. Ağustos ayı süresince çarşamba ve cumartesi günleri sırasıyla 'Derinlik Sarhoşluğu', 'Kaybeden Yok', 'Hür Kan', 'Aşk Fiimlerinin Unutulmaz Yönetmeni', 'Zor ölüm', 'Üç Kâğıtçılar' filmleri izlenebilecek. Filmlerin başlama saati 21.30. 'EHiğün ya da Davul ? • Kültür Servisi — Kâğıthane Belediyesi Tiyatro Topluiuğu Haşmet Zeybek'in 'Düğun ya da Davul' adlı oyununu bugün saat 18.30'da Gültepe Halk Eğitim Merkezi'nde sergileyecek. Hasan Çınar'm sahneye koyduğu iki bölümlük oyunun müziği Zinnur Yerdelen tarafından gerçekleştirildi. Galleria konserleri • Kültür Servisi — Ataköy Galleria'daki kültür etkinlikleri kapsamında yer alan konserler dizisi sürüyor. Ağustos ayı içerisinde Galleria'da iki ayrı konser gerçekleşecek. Sarko Trio Çigan'ın konseri 8 ağustos, Grup Parantez'in tambur, gitar ve kJavye eşliğindeki özgün müzik konseri ise 29 ağustosta izlenebilir. Cher, uçaktan korkuyor • TORONTO (AA) — Amerikah ünlü pop şarkıcı ve fılm yıldızı Cher'in, uçak yolculuğundan korkması Kanada ve ABD'deki konser programlarmı ait üst etti. Usaır Havayollan'nın bir sözcüsünün verdiği bilgiye göre her şey Cher'in, çarşamba günü Boston'a gitmekte olduğu uçağın, bir arıza nedeniyle New York'a geri dönmesiyle başladı. Zaten uçak yolculuğundan korktuğu belirtilen Cher'in "Artık tren ve karayolunu kullanacağım" dediği ve Kanada'da biletleri daha önceden satılan konser programlarının ait üst olduğu kaydedildi. Cher'in Halifax'ta birkaç gün önce vermesi gereken konserin ertelendiği de belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle