22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 TEMMUZ 1990 HABERLER CUMHURİYET/U P A R T I L E B D E N Anavatan Partisı (ANAP) yönetici ve milletvekılkri son gunlerde Magic Box ile tamşılmaya baslanan özel teievizyon konusunda "Gerektiğinde anayasanın hemen değiştirilmesi" göruşünde birleştiler. Milli Savunma eski bakanlarmdan Ercan Vuralhan da özel televizyonun Türkiye için oldukça yararlı olacağını belirtirken "Bu yayınlar Türkiye'nin bütiınJüğüne zarar vennez" dedi. Ercan Vuralhan, özel teievizyon istasyonlan kurulması konusunda son gunlerde ortaya çıkan tartışmalarla ilgili olarak görüşlerini açıklarken özel tdevizyonlann varlığı ile Turkiye'de yaşayan insanlann daha fazla bilgileneceğini belirtti. Bu bakımdan özel teievizyon • undmasına taraftar olduğunu bildirdi. (Ankara / UBA) in m ANAP'ta 19 ağustos yerel ara seçimleri için bütün güç Etimesgut ve Bayrampaşa için kullanılırken hedef "en az yüzde 36 oy oraru" olarak belirlendi. Seçim hazırlıklan konusunda bilgi veren Devlet ^pj/kVAKo^ Bakanı ve ANAP Seçim Işleri Başkanı r^/O^t Ibrahim özdemir, katıldıklan hiçbir seçime "umutsuz" girmediklerini söyledi. 19 ağustos seçimleri için yaptıkları hazırlıklan iki kategoride değerlendirdiklerini, Etimesgut ve Bayrampaşa seçünlerine, özelükle hazırlandıklarını kaydeden Özdemir, "En şanslı olduğumuz yerlerde dahi, seçimin çok ıyi organize biçimde uyumlu bir ekip çalışmasıyla kazamlacağına inaruyorum" dedi. Bayrampaşa ve Etimesgut'ta kazanma şanslarının bütün diğer panilerden fazla olduğunu savunan Devlet Bakanı özdemir, şunları söyledi: "Seçimden birinci parti olarak cıkacağımız kesin. Geçen seçimde aldığımız yüzde 36'nın altında oy almayacağız. Ben yüzde 36'nın çok daha uzerinde oy alacağımızı düşünüyorum. Ama tahminde bulunmak vatandaşm oyuna ipotek koymak olur." (Ankara /ANKA) Değişiklik SHP'nin hazırladığı, radyo teievizyon yayınlannda devlet tekelinin kaldırılması yolundaki anayasa değişikliği için Genel Başkan Erdal Inönü'nun siyasi partilere yaptığı "destek" çağrısına DYP'den otumlu yamt geldi. ANAP ise öneriyi "parti yetkili organlarında" değerlendirecek. ANKA muhabirinin sorulannı yanıtlayan DYP Genel Başkan Yardımcısı Esat Kıratlıoğlu, SHP'nin anayasa değişikliği önerisinin DYP'nin başından bu yana savunduğu çerçevede olduğunu belirtti. Kırathoğlu, "Bizim savunduğumuz bu görüşe aslında SHP de sahip çıkmaktadır. Anayasa değişikliği teklifini destekleriz" dedi. (Ankara / ANKA) O o r o î i a c Q r i r 7 H a " c l n Emek Partisi (HEP) O c t i a j l a ^ a i l Z , G e n e l Başkanı Fehmi Işıklar, kuruluşlarının üzerinden 45 gün geçmesine karşın olası ilk genel seçimlerde yüzde 10 barajıriı aşabilecek guce cnştiklerini söyledi. Bursa'da HEP milletvekili ve halk zanı Arif Sağ'ın halk konserine katıldıktan sonra bir basın .Oplanusı düzenleyen Işıklar, Turkiye'de bir muhalefet boşluğu bulunduğunu belirterek, Bursa'da gorevden alınan SHP tl Başkanı Kemal Ekinci'nin partilenne kauldığıru açıkladı. Kılıç topraga verildi • tstanbul Haber Servisi — Silahlı üç saldırgan tarafından önceki gün evinin girişinde öldürülen polis memuru tsmail Kılıç için dun Çevik Kuvvet MüdurlUğü'nde cenaze töreni düzenlendi. Törene katılan Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican, "Bu tür saldınların güvenlik guçlerini görevlerinden alıkoyamayacağım" belirtirken lstanbul Emniyet Müdürü Hamdi Ardalı da "Güvenlik kuvvetlerinden dökülen kanlar yerde kalmayacaktır. Devletin gücu buna yeterlidir" dedi. Bu arada olayla ilgili soruşturmaya devam ediliyor. Cinayetin "profesyonelce" işlendiğini vurgulayan bir yetkili, önceki gün basına dağıtılan iki sanığın eşkâlinin daha Önce de lstanbul'da •rçekleştirilen bazı eylemlerin faillerine benzediğini dydetti. Murdoch Çanakkale'de • ÇANAKKALE (AA) — Avusturya asıllı Amerikan vatandaşı "basın kralı" Rupert Murboch, dün Çanakkale'de atalarının savaştığı alanları gezdi. Eşi ve üç çocuğu ile helikopterle Gelibolu yarımadası Kabatepe mevkiine inen Rupert Murdoch, Anzak Köyü, Long Peine Anıtı, Conkbayırı'nda bulunan Türk şehitleri ile yabancı mezarlan ziyaret etti. Gezisi sırasında oldukça duygulanan ve gözleri yasaran Murdoch, bir ara yanında bulıınan gazeteci yazar Altemur Kılıç'a dönerek "Bu insanlar o kadar uzaklardan buraya rüçin gelmişler" diye sordu. Bu sırada yetkililer, Çanakkale'ye gelerek savaşan Anzak, Avustralyalı ve Yeni Zelandalıların bu savaşlar sonucu millet olma benliğine kavuştuklannı söylediler. Rupert Murdoch ziyaretini tamamladıktan sonra tekrar Istanbul'a döndü. Evren Denktag'la görüşecek • ANTALYA (AA) — Turkiye'nin 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, tatilini geçirmek üzere dün Marmaris'ten Antalya'ya geldi. Kenan Evren'in Antalya'ya gelecek olan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la bir görüşme yapacağı bildirildi. Evren, bir gazetecinin, "Ziyaretiniz sırasında herhangi bir konu ele alınacak mı" şeklindeki sonısunu, "Hayıf yalnızca nezaket ziyareti" diye ceyaplandırdı. Torunu Ayça Gurvit'le birlikte, Kemer'deki Milta Tatil Köyu'nde dinlenen Kenan Evren, 4 ağustosta Antalya'dan aynlacak. Ümit Işık topraga verildi • tstanbul Haber Servisi — önceki gün ölen, Dışişleri ve Millı Savunma Bakanlarmdan merhum Hasan Esat Işık'ın eşi Ümit Işık toprağa verildi. Moda Camii'nde kılınan öğle namazından sonra Çakaltepe aile mezarlığında toprağa verilen Işık'ın cenaze törenine, ailesi, yakınlan, buyukelçiler ve politikacılar katıldı. tstanbul'da doğan ve 72 yaşında ölen Ümit Işık, bir çocuk annesiydi. K. Armuthı için gösteri • İstanbul Haber Servisi — Kuçükarmutlu olayı ile ilgili Sirkeci'de korsan gösteri yapan bir grup, olay yerine bomba süsü verilmiş bir pankart astılar. Sirkeci Meydanı'nda öğle saatlerinde toplanan yaklaşık 500 kişilik grup, yola molotof kokteyli atarak trafıği kesti. Çeşitli sloganlar atarak üstgeçide bomba süsü verilmiş pânkart asan göstericiler daha sonra olay yerinden dağıldılar. Intihar girişinıi • fSTANBUL (AA) — Küçükbakkalköy'de bunalım geçiren bir genç kadın, intihar girişiminde bulundu. Fevzipaşa Caddesi 10 numaradaki evde oturan Ayşe Çağlar (18) eşiyle tartıştıktan sonra sinir krizleri geçirerek camları kırmaya başladı. Oaha sonra 2. kattaki dairenin penceresinden kendini atmak isteyen genç kadın, olay yerine gelen Kadıköy Itfaiyesi ekipleri tarafından ikna edildi ve intihar girişimınden vazgeçirildi. DYP lideri Kayseri il kongresinde konuştu Deınirel:Ülkeyi böldülerS ığırı güdemeyecek olanlar önemli mevkilere geldiler" diyen DYP lideri, "İktidar, biri 10 milyon, diğeri 45 milyonluk iki ayrı Türkiye yarattı. Yaptıkları en büyük kötülük, Türkiye'yi zenginler ve fakirler diye ikiye bölmeleridir" şeklinde konuştu. "Dort sıgın güdemeyecek olanla- nn çok buvuk mevkilere geldigi- ni" savundu. Demirel, TRT'yi de eleştirerek "Biz akşam bir daldka çıkıyoruz, Koşk'ten talimat alıvorlar, Ozal HAKAN AYGÜN RECEP BULUT KAYSERİ — DYP Genel Baş- kanı Süleyman Demirel. "Şapla şekeri, sapla samanı ayırt edeme- yenlerin iktidarda olduğunu" sa- vundu, "Millet acemi berbert tı- raş oldu. Bir daha acemi berbert tıraş olmak yok" dedi. Demirel, >anına demekJeri çagırıvor, gün- de 4 kere televizyona çıkrjor" de- di. ANAP'in kücük belediye bas- kanlığı seçimlerini kazanmasıyla övunmesini de eleştiren Demirel, "Oyu alan onlâr değil, oyu alan buldozer, tdefon, tehdit, Ziraat Bankası kredisi, sagiık mcrkezi" biçiminde konuştu. DYP liden Demirel, dün par- tisinin il kongresıne katümak üze- re helikopterle Ankara'dan Kay- seri'ye geldi. Demirel, kongrede yaptığı ko- nusmada AP'nin ve CHP'nin ka- patılmasmı eleştirerek "Kusur bizde degildi, devir boyle getirdi, devri boyle getirenler dognı yap- saydı ben burada olmazdım" de- di. Demirel, "1983 rejimi Türki- ye'yi ehliyetsiz ellere teslim etti. Bu güdumlu rejimdi. Gıidıimlü rejim keyfıyele açıktır. Geiir, memleketi kejfiyete göre idare eder ömnı bitince de gider. Öm- runun bitmesi halkın karşı çıkma- sına bagb. 'Bana dokunmayan yı- lan bin yaşasın' dediginiz surece o toplumun refah, hıirriyet, ada- lel gibi kavramları bak etmesi mumltun defildir" dedi. Geçen 10 yılda devletin büyük darbe yediğıru, "Dört sıgın güde- meyecek adamlann çok biıvuk mevkilere geldigüıi" savunan De- mirel, ''Emaneti ehline veriniz. Bunlar ulke> i gul gibi degil bal gi- bi göturu\orlar" dedi. Konuşmasında laiklik konusu- na da değinen Demirel, Türk mil- letinin Iran'daki rejımin aynısını kabul etmesinin olanaksız oldu- ğunu vurgulayarak milletin cum- huriyete sahip çıktığını söyledi. Demirel, "Millet acemi berbe- re tıraş oldu. Bir daha acemi ber- bere tıraş olmak yok" dedi. Halkın yuzde 85'inin reddettı- ği bir hukumetin dunyanın hiçbir yerinde olmadığını belirten Demi- rel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sapla şekeri, sapla samanı ka- nştıraolar ulkeji yonetiyor. Biz bunlann iktidarda kalmamalan için temmuz sıcagıada burada toplandık. Şapla şekeri, sapla sa- manı ayırt edemiyorsanız, bıraku ehli gelsin, ehli". tktidarın biri 10 milyon, diğeri 45 milyonluk iki ayn Türkiye ya- rattıgını savunan Demirel, "Yap- üklan en buyuk kötülük Türki- ye'yi zenginler ve fakirler diye Ud- ye bölmeleridir" dedi. Avustralyalı basın kraiı Rnpert Murdoch'un Turkıye'ye gelmesi- ne de değinen Demırel, "3. kanafa sann alacakmış, tiunünii satın al- sa da bari Türkiye kurtulsa" di- ye espri yaptı. Konuşmasında hac konusundaki hükumet tutumunu da eleştiren Demirel. hacda ölen- ler için tazminat ıstenmemesini de eleştırdi. İKİÜ-MİDİLLt NOTLARI Yıllar sonra hasret gidermekEge'nin mavi poyrazı Midilli'ye giden feribotta yolcuların yüzlerini yalıyordu. Güvertedeki yolcuların en heyecanlısı Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven olmalıydı. Hem ilk kez Barış Şenliği'ni Yunanlılarla ortak kutlamanın heyecanını yaşıyordu hem de 12 EylüPden sonra yurt- dışına giden kardeşi DISK yöneticilerinden Sedat Ozgüven'i 10 yıl sonra ilk kez görecekti. CELAL BAŞLANGIÇ MtDfLLt / DİKİLt — M.D. kıyıda kalmış, gidenleri uğurlu- yordu. Yurtdışına kaçan kardeşi de gelecekti Midilli'ye. Yıllardır görmemişti. Dikili limanında bek- leyen Eresos feribotuna binse, bir saat sonra kucaklaşabilirdı karde- şiyle. Ama "sakıncalı" olduğu için pasaport alamıyordu. M.D., bu yüzden ellerinde valizleri ve zeytin dallanyla Eresos feribotu- na binenlere el sallamakla yetin- di. "Barış ve dostluk >olculan" Dikili'den Midilli'ye doğru yola çıkıyorlardı. Ege'nin mavi poyrazı denizin yüzeyini yalayıp güvertedeki yol- culara vuruyordu. Mılletvekılleri, belediye başkanları, sanatçılar, bilim adamlan ve gazetecılerden oluşan seksen beş yolcudan en he- yecanlısı Dikili Belediye Başkanı Osman Özguven olmalıydı. tki neden vardı Özgüven'in heyecan- lanmasına. Birincisi 5 yıldır yapı- lan Dikib Banş, Çevre, Dayanış- ma Festivali ilk kez Midilli Bele- diyesi'yle ortaklasa bir düzenle- meyle Yunanistan'da başlayacak- tı. tluncısi de Osman Özgüven, 12 Eylül'den sonra yurtdışına kaçan kardeşi, DISK yöneticilerinden Sedat Özguven'i on yıl sonra ilk kez görecekti. Bir gun önce tele- fon etmişti Sedat, "Midilli'ye gel- dim. Diğer siyasi sığınmacı arka- daşlar da bekliyor burada" diye... Guneşın altında uzunca bir su- re gumruk kontrolu beklemişti Midilli yolculan. Yıllardır maden gönderılen gümrukten böylesine kalabalık bir grup geçmeye kal- kınca, gorevliler de pek alışkın ol- madıklan bu kontrolü hayli uzun ZEYTİN DALLARI — Dikili'den Midilli've gelenler zeytin dallan getirdiler, çiceklerle karşılandıiar. (Fotoğraf: Celal Baslangıç) bir sürede yapmışlardı. Bir yan- da Ege'nin çırpıntılı denızı, diğer yanda volumu yüksek Yunanca bir şarkı... Yetmiş dakika süren on sekiz millik yolculuk bıterken feribotta bulunanlar soluklannı tutmuş Midilli limanına gözlerinı dikmişlerdi. Ellerinde, feribotta dağıtılan "giriş kartı" vardı. Her- kes yazmıştı, adını soyadım, ba- ba adını. Kartın uzerinde bir de not vardı: "Avrupa Ekonomik Toplulugo yurttaşlannın bu kar- tı doldurması gerekmez." Rıhtımda, Türkiye'den gelenle- ri iki ayrı grup karşılıyordu. Bi- ri, içinde "sol birtik" Midilli Mil- letvekili Stralis Korakas, Midilli Belediye Başkanı Stratis Pallis, Abdi tpekçı Odulü kurucusu Andrea Politakis, Pire Yazarlar Birliği Başkanı Stelyo Yaranis, Keseryani Belediye Başkanı Pana- yotis Makris'in de bulunduğu Yu- nanlılar... Diğeri de Türkiye'ye dönemeyen, Avrupa'nm çeşitli kentlerinde yaşayan Türkiyeli sı- ğınmacılar... Feribot rıhtıma yaklaştıkça el sallamalar, bağnşrnalar, çığlıklar arttı. Herkes birbiriyle hemen ku- caklaşmak istıyordu. Türkiyeli sı- ğınmacılar feribottakilere, deniz- dekiler karadakilere özlemle ba- kıyordu. Ancak "Türkiye'deki kolera salgım olasüıgı"na karşı bir onlem olarak kullanılan "ilaclı suya batınlmış paspas" gecikuği için yolcular karaya indirilmiyor- du. Sonunda paspas geldi. Ellerinı karadan, denızden birbinne uza- tanlar feribottan iner inmez sar- mas dolaş oldular. Yunanhlar Di- kili'den gelenlere güller ve kırmı- zı karanfıller veriyorlar, karşılı- ğında Anadolu'dan gelen zeytin dallannı alıyorlardı. tlk bakışta zeytin ağaçlanyla kaplı Midilli'- ye zeytin dalı göturmenin "sim- gesel anlatun" dışında bir anlamı olmayabüirdı. Ama Dikili'den ge- lenlerı karşılayan MidiUılilerin bu- yuk bolümünun Ayvahk'tan, Fo- ça'dan, Bergama'dan, kısaca Anadolu'dan goçen Rumlann ço- cukları olduğunu öğrenince, Türkiye'den gelen zeytin dalları- na neden daha bir sevgiyle sanl- dıkları anlaşılıyordu. Bu zeytin dallan anayurtlanndan getirilmiş- ti. Osman özgüven kardeşi Se- dat'a sarüıyor, aynlıp yeniden sa- nlıyordu. Sedat özgüven, festival için gelenleri görmeye Isveç'ten gelmişti. Maden-lş yöneticilerin- den Vural Atis Midilli-Dikili fes- tivalini duyunca Atina'dan ada- ya koşmuştu. O da yeğenini arı- yordu. On bir yaşında Turkiye'- de bıraktığı yeğeni de Midilli'ye gelenler arasındaydı. Bu- ara yan- lışlıkla genç bir yolcuya gidıp "Oglum beni (ammadın mı? Ben senin Vnral Amcanım" demişti bile. Türkiye'den gelenleri karşı- layan Yunanhların yaşlısı genci, kızı erkeği duygu yüklü bu gorun- tulen ızliyorlardı. Midilli'nin "sol bûiik"ten seçılen Belediye Başka- nı Pallis çevresindekılenn alkışlan arasında Dikili Belediye Başkanı Özgüven'in elini havaya kaldın- yor, tzmir Milletvekili Kemal Anadol, bir suredir görmediği Ke- seryani Beledıyesi'nin yaşlı başka- nı Makris'e "Vaj Panayotis" di- ye sarıhyordu. M.D.'nın Hollan- da'da yaşayan kardeşi Yusuf da gelmişti. Limanda babasırun vize alamadığını, bir gun sonra Midil- li'ye geleceğini öğreniyordu. Türkiye'deki gumruk kontrol kuyruğunun bir benzeri de Midil- lı'de oluşmuştu. Ama bu kez lz- rnır Milletvekili Kemal Anadol ile Panayot Abacı, gumruk banko- sunun arkasına geçmiş Yunanlı görevlilerle birlikte çalışıp işlem- leri hızlandırıyorlardı. Gumruk- ten geçip lımanın da bulunduğu adanın en buyuk yerleşim birimi- ne çıkanlar karşılannda biraz Ay- valık, biraz Dikili, biraz Foça gö- ruyorlardı. Anadolu'nun Ege kı- yısından gelenler için tarudık bir beldeydi Midilli. Pek yabancılık çekmeyeceklerdi. Türkiye'den ge- lenlerin yabancılık çekmeyecekleri bir başka unsur daha vardı: Yu- nan sivil polisleri... Onlar da Türkiye'deki meslektaşlan gibi gi- yinip benzeri el çantalan taşıyor, çevrelerine aynı gözlerle bakıyor- lardı. Dikili-Midilli Barış Çevre veDayanışma Şenliği, Insan Hakları Paneliyapıldı 'Iktidar insan haklarına karşıdır'"Güncel İnsan Hakları Sorunları" paneline Ilhan Selçuk, Kâmil Ateşoğulları, Alparslan Berktay, Nail Güreli, Akın Birdal ve Nevzat Helvacı konuşmacı olarak katıldılar. HANDAN ŞENKÖKEN DtKİLt — 5. Midülı-Dıkili Barış, Çevre ve Da- yanışma Festivali kapsamında "Giıncel İnsan Hak- lan Sorunlan" konulu panel yapıldı. Önceki gun Sempati Çay Bahçesi'nde gerçekleştirilen panele ko- nuşmacı olarak gazetemız vazarlarından tlhan Sel- çuk, Ankara Milletvekili Kamil Ateşoğullan, İHD İzmir Şubesi Başkanı Alparslan Berktay, gazeteci- yazar Nail Gureli ile İHD Genel Sekreten Akın Bir- dal katıldılar. Kalababk bir topluluğun ızlediği pa- neli İHD Genel Başkanı Nevzat Helvacı yönetti. Panelde ilk olarak söz alan İHD Genel Sekreten Akın Birdal, tlhan Selçuk'un bir konuşmasındakı "İnsan haklan gun olur herkese lazım olur" sözle- rini hatırlatarak "Gun geliyor. insan haklan ger- çekten herkese gerekli oluyor. Biz demokrasi ve in- san haklan kavgasında herkes birleşmelidir diyo- ruz. Gun geliyor, >aşam hakkını korumayanlann >a- şam haklan ve en temel insan özgurlukleri tehdit veya baskı altına alınabiliyor" dedi. Kurtler ıçın sa- dece "Kürt sorunu"nun oncelikli olmadığına dık- kat çeken Birdal şunları söyledi: "Bugün Turkiye'de demokrasi isteyenlerin de, in- san hak ve özgurluklerini istevenler için de Kurt so- runu önemli bir hak ve ozgurluk sorununa dönuş- tu. Ancak şimdi bir Kurt arkadaşımız bir çevre so- rununu. işkence sorununu. >*aşam baklannın ceza- evlerinde işkenceyle, daragaçlannda katledişini yok sayamaz. Kuşkusuz Kurt ve Turk emekçilerinin kar- deşliği ve birlikteligi yolunda demokratiklesme mu- cadelesi genişletilecek ve o yolda kazanımlar elde edilecekür." Gazetemiz vazarlarından tlhan Selçuk ise "Eğer insan haklannı gerçekleştiraıek istiyorsak, o örgut- lenmeyi saglayıp o iktidan ele geçirmek gerekir. Çunku bugunkü siyasal iktidar insan haklannı en- gellemek ve geciktirmek için kurulmuştur" dedi. İn- san haklan sorununun Türkiye gibi ülkelerde bir siyasal iktidar sorunu olduğunu belirten tlhan Sel- çuk şunları söyledi. "İktidara tırmanabilecekken sol, kendi içindeki bolunmuşlugu vuzunden bu işi kıvıramazsa bizim balkımız mı sorumludur bundan? Voksa o partile- rin başındaki adamlar mı suçludur? Yoksa aydın- lar, voksa biz mi suçluyuz. Bolunmek için gerekçe ararsanız bulursunuz. Eğer sivasal iktidara sol tır- manmazsa insan hakları hep kâğıt uzerinde kala- caktır ve 12 Eylul programı da devam edecektir. tk- tidar insan haklarına karşıdır. Ancak onu aşağı in- dirdiğiniz zaman siz onu gerçekleştirebilirsiniz... SHP, bölıinmelere çanak tutrouştur. SHP'nin >•- netimi, Türkiye'deki bolünroeyi arrbrmıştır. DSP de ayn bir olgudur. Butun bunlari dışandan eleştirip iceriden çalışanık gidermeye calısmak lazım. Bugun sol iktidara gelebilecekken iktidara geçemezse iş busbutun kanşacaktır." Konuşmasında "idam cezası" konusunu ele alan Ankara Milletvekili Kâmil Ateşoğullan ise "Bir adara birisini olduruyor, o kişiyi de devlet öldürü- yor. Bu da birevle devletin suç istemesidir" dedi. Gazeteci-yazar Nail Güreli, ınsan haklan soru- nunun ortadan kalkmasırun ancak orgudenmekten geçtiğini, bunun aynı zamanda 12 Eylul ve diğer darbelerin panzehırı olduğunu vurguladı. 12 Eylul- un verdiğı tahribatın, 40 bin kişınin yaşamını yitir- dıği Erzincan depreminden daha ağır olduğunu be- lirtti. Şenlığin önceki gununde "Termik Santrallar ve Çevre" konulu bir panel yapıldı. Çamlaraltı'nda- kı paneli Alıağa Belediye Başkanı Hakkı Olku yö- neııı İZMlB'detl HİKMET ÇETİMKAYÂ^ Suç Işlerler mi?İZMİR — Sanayici ve işadarr- ları, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a eleştin hakları olup olma- dığını tartışıyor Olay, gazetelerın ekonomi sayfalarına sıkışıp kal- dı. Oysa ilgınç gelişmelerdı tüm bunlar. Şöyle diyordu TOBB Sanayi Konseyı ve EBSO Meclıs Başka- nı Şinası Ertan: — Madem kı Cumhurbaşkanı yan başkanlık sistemıni benlmse- di. O zaman cumhurbaşkanlığıy- la ilgili yasalarda değısıklık yapıl- sın.. Ertan, 24 yıldır TOBB Sanayi Konseyi'nde ve EBSO'da görev yaptığını, bugüne dek böylesine yogun bir biçimde cumhurbaş- kanlığı konusunun tartışılmadıgı- nı söylüyordu Şinası Ertan'ın anlattıkları il- ginçti... Kimı sanayici ve işadamlan da aynı görüşü paylaşıyorlardı. Cumhurbaşkanı her konuda ko- nuşursa onlar da yanıt verrnek zorunda kalacaklardı Anlatıyorlardı: — Ctımhurbaşkanı ekonomik konularda gorüşunü açıklayacak ama eleştirilmeyecek. Onun her dediğı doğru kabul edilecek Eleştirirsek suç işlemış olacağız. Burada demokrasinın kurum ve kurallarıyla ışlemediğı ortaya çı- kıyor. Sanayici ve ısadamları da Turkiye'de demokrasinin tüm ku- rum ve kurallarıyla işlemediğini söylüyorlar. — Cumhurbaşkanı ekonomik konularda konuştuğu sürece biz de eleştırmek zorunöa kalacağız, dolayısıyla suç ışleyeceğız. Türkiye yasaklarla yönetılme- ye çahşılıyor. Bu yıl uluslararası niteliğe dönûştürülen 5. Dikili Kültür Sanat Şenliğı'nde yasak- lar tartışılıyor. Olayın ilginç yönü panellen sa- nayici ve işadamlan da izlıyor. Belediye Başkanı Osman Özgü- ven bu yıl etkinliklere bir de "Ya- bancı Sermaye ve Türk İşadamlan" konulu bir panel koy- saydı, sanırız ilgi görürdü. Çün- kü sanayici ve işadamlan bugün- lerde "yabancı sermayeyi" tartı- şıyor süreklı. Yararlarını ve zarar- larını ortaya toyuyorlar. Örneğın Egelı sanayici Selçuk Yaşar bakın bu konuda ne diyor: — Dentze düşen yılana sanlır derler. Yabancı sermaye yılan da değil, boga; hem de azgın bo- ğa... Selçuk Yaşar, yabancı serma- yeyle ilgili yaşanmış bir olayı da şöyle anlatıyor: "Yabancı sermayeye de kusur bulmuyorum. Adam elbette önce kendı çıkarını düşünecek. Önem- li olan sızin tongaya basmama- nız. Bakın, Botaş ıçın bir İsvıçre firması, PLM, yıllar önce ortak- lık öneı-mışti Hisselerın bir bölü- münü 3 milyon dolara sattık. İki şartı vardı: Yılda yüzde 20 kâr pa- yı verecektik ve ortaklık bittığin- de söz konusu 3 milyon doları is- veç Kronu olarak odeyecektık. Bir de tarafların ısterlerse 5 yılın sonunda ortaklığı bozabıleceklen hükme bağlanmıştı. Biz 5 yıl bo- yunca her yıl yüzde 20 olarak ge- len 3 milyon doları ödedık. 5'incı yılın sonunda yabancı firma Ben ortaklığı bozuyorum, paramı verın' dedi. Bir de baktık, İsveç Kronu almış başını gıtmış. Hıç unutmuyorum, sermaye payı ola- rak ödedığimiz İsveç Kronu, ya- bancı sermayenın geldıği tarihte- kinden neredeyse 3 katına çık- mıştı. Yanı arada, dolar düşmüş, isveç Kronu yükselmışti. Kımin aklına gelır? Uzun lafın kısası, yabancı ortağa ödediğimiz İsveç Kronu aşağı yukan 8 milyon do- lara eşittı. Işte, yabancı sermaye bu." Evet deneyimli sanayici ve işa- damı Selçuk Yaşar'ın yabancı sermayeye bakış açısı böyle... Önceki gün Rupert Murdoch, Cumhurbaşkanı Özal ve TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Er- dem'le görüştü. TRT Genel Mü- dürü, Murdoch'la görüşmesin- den sonra açıklama yaptı: — a Kanal için teklif geldi... Ne dıyelim, hayırlı olsun. TRT Genel Müdürü,, Selçuk Yaşar'ın yaşadığı gerçek öykuyü bir de kendisinden dinlesin. Yararlı olur. .
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle