Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 TEMMUZ 1990 HABERLER CUMHURİYET/U
P A R T I L E B D E N
Anavatan Partisı (ANAP) yönetici ve
milletvekılkri son gunlerde Magic Box ile
tamşılmaya baslanan özel teievizyon konusunda
"Gerektiğinde anayasanın hemen değiştirilmesi" göruşünde
birleştiler. Milli Savunma eski bakanlarmdan Ercan
Vuralhan da özel televizyonun Türkiye için oldukça yararlı
olacağını belirtirken "Bu yayınlar Türkiye'nin bütiınJüğüne
zarar vennez" dedi. Ercan Vuralhan, özel teievizyon
istasyonlan kurulması konusunda son gunlerde ortaya çıkan
tartışmalarla ilgili olarak görüşlerini açıklarken özel
tdevizyonlann varlığı ile Turkiye'de yaşayan insanlann daha
fazla bilgileneceğini belirtti. Bu bakımdan özel teievizyon
• undmasına taraftar olduğunu bildirdi. (Ankara / UBA)
in
m
ANAP'ta 19 ağustos
yerel ara seçimleri için
bütün güç Etimesgut ve Bayrampaşa için kullanılırken hedef
"en az yüzde 36 oy oraru" olarak belirlendi. Seçim
hazırlıklan konusunda bilgi veren Devlet
^pj/kVAKo^ Bakanı ve ANAP Seçim Işleri Başkanı
r^/O^t Ibrahim özdemir, katıldıklan hiçbir seçime
"umutsuz" girmediklerini söyledi. 19
ağustos seçimleri için yaptıkları hazırlıklan
iki kategoride değerlendirdiklerini, Etimesgut
ve Bayrampaşa seçünlerine, özelükle
hazırlandıklarını kaydeden Özdemir, "En
şanslı olduğumuz yerlerde dahi, seçimin çok ıyi organize
biçimde uyumlu bir ekip çalışmasıyla kazamlacağına
inaruyorum" dedi. Bayrampaşa ve Etimesgut'ta kazanma
şanslarının bütün diğer panilerden fazla olduğunu savunan
Devlet Bakanı özdemir, şunları söyledi: "Seçimden birinci
parti olarak cıkacağımız kesin. Geçen seçimde aldığımız
yüzde 36'nın altında oy almayacağız. Ben yüzde 36'nın çok
daha uzerinde oy alacağımızı düşünüyorum. Ama tahminde
bulunmak vatandaşm oyuna ipotek koymak olur." (Ankara
/ANKA)
Değişiklik SHP'nin hazırladığı, radyo
teievizyon yayınlannda devlet tekelinin
kaldırılması yolundaki anayasa değişikliği için Genel Başkan
Erdal Inönü'nun siyasi partilere yaptığı "destek" çağrısına
DYP'den otumlu yamt geldi. ANAP ise öneriyi "parti
yetkili organlarında" değerlendirecek. ANKA muhabirinin
sorulannı yanıtlayan DYP Genel Başkan Yardımcısı Esat
Kıratlıoğlu, SHP'nin anayasa değişikliği önerisinin DYP'nin
başından bu yana savunduğu çerçevede olduğunu belirtti.
Kırathoğlu, "Bizim savunduğumuz bu görüşe aslında SHP
de sahip çıkmaktadır. Anayasa değişikliği teklifini
destekleriz" dedi. (Ankara / ANKA)
O o r o î i a c Q r i r
7 H a
" c l n
Emek Partisi (HEP)
O c t i a j l a ^ a i l Z , G e n e l Başkanı Fehmi Işıklar,
kuruluşlarının üzerinden 45 gün geçmesine karşın olası ilk
genel seçimlerde yüzde 10 barajıriı aşabilecek guce
cnştiklerini söyledi. Bursa'da HEP milletvekili ve halk
zanı Arif Sağ'ın halk konserine katıldıktan sonra bir basın
.Oplanusı düzenleyen Işıklar, Turkiye'de bir muhalefet
boşluğu bulunduğunu belirterek, Bursa'da gorevden alınan
SHP tl Başkanı Kemal Ekinci'nin partilenne kauldığıru
açıkladı.
Kılıç topraga verildi
• tstanbul Haber Servisi — Silahlı üç saldırgan
tarafından önceki gün evinin girişinde öldürülen polis
memuru tsmail Kılıç için dun Çevik Kuvvet
MüdurlUğü'nde cenaze töreni düzenlendi. Törene katılan
Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican, "Bu tür
saldınların güvenlik guçlerini görevlerinden
alıkoyamayacağım" belirtirken lstanbul Emniyet Müdürü
Hamdi Ardalı da "Güvenlik kuvvetlerinden dökülen
kanlar yerde kalmayacaktır. Devletin gücu buna
yeterlidir" dedi. Bu arada olayla ilgili soruşturmaya
devam ediliyor. Cinayetin "profesyonelce" işlendiğini
vurgulayan bir yetkili, önceki gün basına dağıtılan iki
sanığın eşkâlinin daha Önce de lstanbul'da
•rçekleştirilen bazı eylemlerin faillerine benzediğini
dydetti.
Murdoch Çanakkale'de
• ÇANAKKALE (AA) — Avusturya asıllı Amerikan
vatandaşı "basın kralı" Rupert Murboch, dün
Çanakkale'de atalarının savaştığı alanları gezdi. Eşi ve üç
çocuğu ile helikopterle Gelibolu yarımadası Kabatepe
mevkiine inen Rupert Murdoch, Anzak Köyü, Long
Peine Anıtı, Conkbayırı'nda bulunan Türk şehitleri ile
yabancı mezarlan ziyaret etti. Gezisi sırasında oldukça
duygulanan ve gözleri yasaran Murdoch, bir ara yanında
bulıınan gazeteci yazar Altemur Kılıç'a dönerek "Bu
insanlar o kadar uzaklardan buraya rüçin gelmişler" diye
sordu. Bu sırada yetkililer, Çanakkale'ye gelerek savaşan
Anzak, Avustralyalı ve Yeni Zelandalıların bu savaşlar
sonucu millet olma benliğine kavuştuklannı söylediler.
Rupert Murdoch ziyaretini tamamladıktan sonra tekrar
Istanbul'a döndü.
Evren Denktag'la görüşecek
• ANTALYA (AA) — Turkiye'nin 7. Cumhurbaşkanı
Kenan Evren, tatilini geçirmek üzere dün Marmaris'ten
Antalya'ya geldi. Kenan Evren'in Antalya'ya gelecek olan
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la bir görüşme
yapacağı bildirildi. Evren, bir gazetecinin, "Ziyaretiniz
sırasında herhangi bir konu ele alınacak mı" şeklindeki
sonısunu, "Hayıf yalnızca nezaket ziyareti" diye
ceyaplandırdı. Torunu Ayça Gurvit'le birlikte, Kemer'deki
Milta Tatil Köyu'nde dinlenen Kenan Evren, 4 ağustosta
Antalya'dan aynlacak.
Ümit Işık topraga verildi
• tstanbul Haber Servisi — önceki gün ölen, Dışişleri
ve Millı Savunma Bakanlarmdan merhum Hasan Esat
Işık'ın eşi Ümit Işık toprağa verildi. Moda Camii'nde
kılınan öğle namazından sonra Çakaltepe aile
mezarlığında toprağa verilen Işık'ın cenaze törenine,
ailesi, yakınlan, buyukelçiler ve politikacılar katıldı.
tstanbul'da doğan ve 72 yaşında ölen Ümit Işık, bir
çocuk annesiydi.
K. Armuthı için gösteri
• İstanbul Haber Servisi — Kuçükarmutlu olayı ile ilgili
Sirkeci'de korsan gösteri yapan bir grup, olay yerine
bomba süsü verilmiş bir pankart astılar. Sirkeci
Meydanı'nda öğle saatlerinde toplanan yaklaşık 500
kişilik grup, yola molotof kokteyli atarak trafıği kesti.
Çeşitli sloganlar atarak üstgeçide bomba süsü verilmiş
pânkart asan göstericiler daha sonra olay yerinden
dağıldılar.
Intihar girişinıi
• fSTANBUL (AA) — Küçükbakkalköy'de bunalım
geçiren bir genç kadın, intihar girişiminde bulundu.
Fevzipaşa Caddesi 10 numaradaki evde oturan Ayşe
Çağlar (18) eşiyle tartıştıktan sonra sinir krizleri geçirerek
camları kırmaya başladı. Oaha sonra 2. kattaki dairenin
penceresinden kendini atmak isteyen genç kadın, olay
yerine gelen Kadıköy Itfaiyesi ekipleri tarafından ikna
edildi ve intihar girişimınden vazgeçirildi.
DYP lideri Kayseri il kongresinde konuştu
Deınirel:Ülkeyi böldülerS ığırı güdemeyecek olanlar önemli mevkilere
geldiler" diyen DYP lideri, "İktidar, biri 10
milyon, diğeri 45 milyonluk iki ayrı Türkiye
yarattı. Yaptıkları en büyük kötülük,
Türkiye'yi zenginler ve fakirler diye ikiye
bölmeleridir" şeklinde konuştu.
"Dort sıgın güdemeyecek olanla-
nn çok buvuk mevkilere geldigi-
ni" savundu.
Demirel, TRT'yi de eleştirerek
"Biz akşam bir daldka çıkıyoruz,
Koşk'ten talimat alıvorlar, Ozal
HAKAN AYGÜN
RECEP BULUT
KAYSERİ — DYP Genel Baş-
kanı Süleyman Demirel. "Şapla
şekeri, sapla samanı ayırt edeme-
yenlerin iktidarda olduğunu" sa-
vundu, "Millet acemi berbert tı-
raş oldu. Bir daha acemi berbert
tıraş olmak yok" dedi. Demirel,
>anına demekJeri çagırıvor, gün-
de 4 kere televizyona çıkrjor" de-
di.
ANAP'in kücük belediye bas-
kanlığı seçimlerini kazanmasıyla
övunmesini de eleştiren Demirel,
"Oyu alan onlâr değil, oyu alan
buldozer, tdefon, tehdit, Ziraat
Bankası kredisi, sagiık mcrkezi"
biçiminde konuştu.
DYP liden Demirel, dün par-
tisinin il kongresıne katümak üze-
re helikopterle Ankara'dan Kay-
seri'ye geldi.
Demirel, kongrede yaptığı ko-
nusmada AP'nin ve CHP'nin ka-
patılmasmı eleştirerek "Kusur
bizde degildi, devir boyle getirdi,
devri boyle getirenler dognı yap-
saydı ben burada olmazdım" de-
di.
Demirel, "1983 rejimi Türki-
ye'yi ehliyetsiz ellere teslim etti.
Bu güdumlu rejimdi. Gıidıimlü
rejim keyfıyele açıktır. Geiir,
memleketi kejfiyete göre idare
eder ömnı bitince de gider. Öm-
runun bitmesi halkın karşı çıkma-
sına bagb. 'Bana dokunmayan yı-
lan bin yaşasın' dediginiz surece
o toplumun refah, hıirriyet, ada-
lel gibi kavramları bak etmesi
mumltun defildir" dedi.
Geçen 10 yılda devletin büyük
darbe yediğıru, "Dört sıgın güde-
meyecek adamlann çok biıvuk
mevkilere geldigüıi" savunan De-
mirel, ''Emaneti ehline veriniz.
Bunlar ulke> i gul gibi degil bal gi-
bi göturu\orlar" dedi.
Konuşmasında laiklik konusu-
na da değinen Demirel, Türk mil-
letinin Iran'daki rejımin aynısını
kabul etmesinin olanaksız oldu-
ğunu vurgulayarak milletin cum-
huriyete sahip çıktığını söyledi.
Demirel, "Millet acemi berbe-
re tıraş oldu. Bir daha acemi ber-
bere tıraş olmak yok" dedi.
Halkın yuzde 85'inin reddettı-
ği bir hukumetin dunyanın hiçbir
yerinde olmadığını belirten Demi-
rel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sapla şekeri, sapla samanı ka-
nştıraolar ulkeji yonetiyor. Biz
bunlann iktidarda kalmamalan
için temmuz sıcagıada burada
toplandık. Şapla şekeri, sapla sa-
manı ayırt edemiyorsanız, bıraku
ehli gelsin, ehli".
tktidarın biri 10 milyon, diğeri
45 milyonluk iki ayn Türkiye ya-
rattıgını savunan Demirel, "Yap-
üklan en buyuk kötülük Türki-
ye'yi zenginler ve fakirler diye Ud-
ye bölmeleridir" dedi.
Avustralyalı basın kraiı Rnpert
Murdoch'un Turkıye'ye gelmesi-
ne de değinen Demırel, "3. kanafa
sann alacakmış, tiunünii satın al-
sa da bari Türkiye kurtulsa" di-
ye espri yaptı. Konuşmasında hac
konusundaki hükumet tutumunu
da eleştiren Demirel. hacda ölen-
ler için tazminat ıstenmemesini de
eleştırdi.
İKİÜ-MİDİLLt NOTLARI
Yıllar sonra hasret gidermekEge'nin mavi poyrazı
Midilli'ye giden feribotta
yolcuların yüzlerini
yalıyordu. Güvertedeki
yolcuların en heyecanlısı
Dikili Belediye Başkanı
Osman Özgüven
olmalıydı. Hem ilk kez
Barış Şenliği'ni
Yunanlılarla ortak
kutlamanın heyecanını
yaşıyordu hem de 12
EylüPden sonra yurt-
dışına giden kardeşi
DISK yöneticilerinden
Sedat Ozgüven'i 10 yıl
sonra ilk kez görecekti.
CELAL BAŞLANGIÇ
MtDfLLt / DİKİLt — M.D.
kıyıda kalmış, gidenleri uğurlu-
yordu. Yurtdışına kaçan kardeşi
de gelecekti Midilli'ye. Yıllardır
görmemişti. Dikili limanında bek-
leyen Eresos feribotuna binse, bir
saat sonra kucaklaşabilirdı karde-
şiyle. Ama "sakıncalı" olduğu
için pasaport alamıyordu. M.D.,
bu yüzden ellerinde valizleri ve
zeytin dallanyla Eresos feribotu-
na binenlere el sallamakla yetin-
di. "Barış ve dostluk >olculan"
Dikili'den Midilli'ye doğru yola
çıkıyorlardı.
Ege'nin mavi poyrazı denizin
yüzeyini yalayıp güvertedeki yol-
culara vuruyordu. Mılletvekılleri,
belediye başkanları, sanatçılar,
bilim adamlan ve gazetecılerden
oluşan seksen beş yolcudan en he-
yecanlısı Dikili Belediye Başkanı
Osman Özguven olmalıydı. tki
neden vardı Özgüven'in heyecan-
lanmasına. Birincisi 5 yıldır yapı-
lan Dikib Banş, Çevre, Dayanış-
ma Festivali ilk kez Midilli Bele-
diyesi'yle ortaklasa bir düzenle-
meyle Yunanistan'da başlayacak-
tı. tluncısi de Osman Özgüven, 12
Eylül'den sonra yurtdışına kaçan
kardeşi, DISK yöneticilerinden
Sedat Özguven'i on yıl sonra ilk
kez görecekti. Bir gun önce tele-
fon etmişti Sedat, "Midilli'ye gel-
dim. Diğer siyasi sığınmacı arka-
daşlar da bekliyor burada" diye...
Guneşın altında uzunca bir su-
re gumruk kontrolu beklemişti
Midilli yolculan. Yıllardır maden
gönderılen gümrukten böylesine
kalabalık bir grup geçmeye kal-
kınca, gorevliler de pek alışkın ol-
madıklan bu kontrolü hayli uzun
ZEYTİN DALLARI — Dikili'den Midilli've gelenler zeytin dallan getirdiler, çiceklerle karşılandıiar. (Fotoğraf: Celal Baslangıç)
bir sürede yapmışlardı. Bir yan-
da Ege'nin çırpıntılı denızı, diğer
yanda volumu yüksek Yunanca
bir şarkı... Yetmiş dakika süren
on sekiz millik yolculuk bıterken
feribotta bulunanlar soluklannı
tutmuş Midilli limanına gözlerinı
dikmişlerdi. Ellerinde, feribotta
dağıtılan "giriş kartı" vardı. Her-
kes yazmıştı, adını soyadım, ba-
ba adını. Kartın uzerinde bir de
not vardı: "Avrupa Ekonomik
Toplulugo yurttaşlannın bu kar-
tı doldurması gerekmez."
Rıhtımda, Türkiye'den gelenle-
ri iki ayrı grup karşılıyordu. Bi-
ri, içinde "sol birtik" Midilli Mil-
letvekili Stralis Korakas, Midilli
Belediye Başkanı Stratis Pallis,
Abdi tpekçı Odulü kurucusu
Andrea Politakis, Pire Yazarlar
Birliği Başkanı Stelyo Yaranis,
Keseryani Belediye Başkanı Pana-
yotis Makris'in de bulunduğu Yu-
nanlılar... Diğeri de Türkiye'ye
dönemeyen, Avrupa'nm çeşitli
kentlerinde yaşayan Türkiyeli sı-
ğınmacılar...
Feribot rıhtıma yaklaştıkça el
sallamalar, bağnşrnalar, çığlıklar
arttı. Herkes birbiriyle hemen ku-
caklaşmak istıyordu. Türkiyeli sı-
ğınmacılar feribottakilere, deniz-
dekiler karadakilere özlemle ba-
kıyordu. Ancak "Türkiye'deki
kolera salgım olasüıgı"na karşı
bir onlem olarak kullanılan "ilaclı
suya batınlmış paspas" gecikuği
için yolcular karaya indirilmiyor-
du.
Sonunda paspas geldi. Ellerinı
karadan, denızden birbinne uza-
tanlar feribottan iner inmez sar-
mas dolaş oldular. Yunanhlar Di-
kili'den gelenlere güller ve kırmı-
zı karanfıller veriyorlar, karşılı-
ğında Anadolu'dan gelen zeytin
dallannı alıyorlardı. tlk bakışta
zeytin ağaçlanyla kaplı Midilli'-
ye zeytin dalı göturmenin "sim-
gesel anlatun" dışında bir anlamı
olmayabüirdı. Ama Dikili'den ge-
lenlerı karşılayan MidiUılilerin bu-
yuk bolümünun Ayvahk'tan, Fo-
ça'dan, Bergama'dan, kısaca
Anadolu'dan goçen Rumlann ço-
cukları olduğunu öğrenince,
Türkiye'den gelen zeytin dalları-
na neden daha bir sevgiyle sanl-
dıkları anlaşılıyordu. Bu zeytin
dallan anayurtlanndan getirilmiş-
ti.
Osman özgüven kardeşi Se-
dat'a sarüıyor, aynlıp yeniden sa-
nlıyordu. Sedat özgüven, festival
için gelenleri görmeye Isveç'ten
gelmişti. Maden-lş yöneticilerin-
den Vural Atis Midilli-Dikili fes-
tivalini duyunca Atina'dan ada-
ya koşmuştu. O da yeğenini arı-
yordu. On bir yaşında Turkiye'-
de bıraktığı yeğeni de Midilli'ye
gelenler arasındaydı. Bu- ara yan-
lışlıkla genç bir yolcuya gidıp
"Oglum beni (ammadın mı? Ben
senin Vnral Amcanım" demişti
bile. Türkiye'den gelenleri karşı-
layan Yunanhların yaşlısı genci,
kızı erkeği duygu yüklü bu gorun-
tulen ızliyorlardı. Midilli'nin "sol
bûiik"ten seçılen Belediye Başka-
nı Pallis çevresindekılenn alkışlan
arasında Dikili Belediye Başkanı
Özgüven'in elini havaya kaldın-
yor, tzmir Milletvekili Kemal
Anadol, bir suredir görmediği Ke-
seryani Beledıyesi'nin yaşlı başka-
nı Makris'e "Vaj Panayotis" di-
ye sarıhyordu. M.D.'nın Hollan-
da'da yaşayan kardeşi Yusuf da
gelmişti. Limanda babasırun vize
alamadığını, bir gun sonra Midil-
li'ye geleceğini öğreniyordu.
Türkiye'deki gumruk kontrol
kuyruğunun bir benzeri de Midil-
lı'de oluşmuştu. Ama bu kez lz-
rnır Milletvekili Kemal Anadol ile
Panayot Abacı, gumruk banko-
sunun arkasına geçmiş Yunanlı
görevlilerle birlikte çalışıp işlem-
leri hızlandırıyorlardı. Gumruk-
ten geçip lımanın da bulunduğu
adanın en buyuk yerleşim birimi-
ne çıkanlar karşılannda biraz Ay-
valık, biraz Dikili, biraz Foça gö-
ruyorlardı. Anadolu'nun Ege kı-
yısından gelenler için tarudık bir
beldeydi Midilli. Pek yabancılık
çekmeyeceklerdi. Türkiye'den ge-
lenlerin yabancılık çekmeyecekleri
bir başka unsur daha vardı: Yu-
nan sivil polisleri... Onlar da
Türkiye'deki meslektaşlan gibi gi-
yinip benzeri el çantalan taşıyor,
çevrelerine aynı gözlerle bakıyor-
lardı.
Dikili-Midilli Barış Çevre veDayanışma Şenliği, Insan Hakları Paneliyapıldı
'Iktidar insan haklarına karşıdır'"Güncel İnsan Hakları Sorunları"
paneline Ilhan Selçuk, Kâmil
Ateşoğulları, Alparslan Berktay,
Nail Güreli, Akın Birdal ve Nevzat
Helvacı konuşmacı olarak
katıldılar.
HANDAN ŞENKÖKEN
DtKİLt — 5. Midülı-Dıkili Barış, Çevre ve Da-
yanışma Festivali kapsamında "Giıncel İnsan Hak-
lan Sorunlan" konulu panel yapıldı. Önceki gun
Sempati Çay Bahçesi'nde gerçekleştirilen panele ko-
nuşmacı olarak gazetemız vazarlarından tlhan Sel-
çuk, Ankara Milletvekili Kamil Ateşoğullan, İHD
İzmir Şubesi Başkanı Alparslan Berktay, gazeteci-
yazar Nail Gureli ile İHD Genel Sekreten Akın Bir-
dal katıldılar. Kalababk bir topluluğun ızlediği pa-
neli İHD Genel Başkanı Nevzat Helvacı yönetti.
Panelde ilk olarak söz alan İHD Genel Sekreten
Akın Birdal, tlhan Selçuk'un bir konuşmasındakı
"İnsan haklan gun olur herkese lazım olur" sözle-
rini hatırlatarak "Gun geliyor. insan haklan ger-
çekten herkese gerekli oluyor. Biz demokrasi ve in-
san haklan kavgasında herkes birleşmelidir diyo-
ruz. Gun geliyor, >aşam hakkını korumayanlann >a-
şam haklan ve en temel insan özgurlukleri tehdit
veya baskı altına alınabiliyor" dedi. Kurtler ıçın sa-
dece "Kürt sorunu"nun oncelikli olmadığına dık-
kat çeken Birdal şunları söyledi:
"Bugün Turkiye'de demokrasi isteyenlerin de, in-
san hak ve özgurluklerini istevenler için de Kurt so-
runu önemli bir hak ve ozgurluk sorununa dönuş-
tu. Ancak şimdi bir Kurt arkadaşımız bir çevre so-
rununu. işkence sorununu. >*aşam baklannın ceza-
evlerinde işkenceyle, daragaçlannda katledişini yok
sayamaz. Kuşkusuz Kurt ve Turk emekçilerinin kar-
deşliği ve birlikteligi yolunda demokratiklesme mu-
cadelesi genişletilecek ve o yolda kazanımlar elde
edilecekür."
Gazetemiz vazarlarından tlhan Selçuk ise "Eğer
insan haklannı gerçekleştiraıek istiyorsak, o örgut-
lenmeyi saglayıp o iktidan ele geçirmek gerekir.
Çunku bugunkü siyasal iktidar insan haklannı en-
gellemek ve geciktirmek için kurulmuştur" dedi. İn-
san haklan sorununun Türkiye gibi ülkelerde bir
siyasal iktidar sorunu olduğunu belirten tlhan Sel-
çuk şunları söyledi.
"İktidara tırmanabilecekken sol, kendi içindeki
bolunmuşlugu vuzunden bu işi kıvıramazsa bizim
balkımız mı sorumludur bundan? Voksa o partile-
rin başındaki adamlar mı suçludur? Yoksa aydın-
lar, voksa biz mi suçluyuz. Bolunmek için gerekçe
ararsanız bulursunuz. Eğer sivasal iktidara sol tır-
manmazsa insan hakları hep kâğıt uzerinde kala-
caktır ve 12 Eylul programı da devam edecektir. tk-
tidar insan haklarına karşıdır. Ancak onu aşağı in-
dirdiğiniz zaman siz onu gerçekleştirebilirsiniz...
SHP, bölıinmelere çanak tutrouştur. SHP'nin >•-
netimi, Türkiye'deki bolünroeyi arrbrmıştır. DSP de
ayn bir olgudur. Butun bunlari dışandan eleştirip
iceriden çalışanık gidermeye calısmak lazım. Bugun
sol iktidara gelebilecekken iktidara geçemezse iş
busbutun kanşacaktır."
Konuşmasında "idam cezası" konusunu ele alan
Ankara Milletvekili Kâmil Ateşoğullan ise "Bir
adara birisini olduruyor, o kişiyi de devlet öldürü-
yor. Bu da birevle devletin suç istemesidir" dedi.
Gazeteci-yazar Nail Güreli, ınsan haklan soru-
nunun ortadan kalkmasırun ancak orgudenmekten
geçtiğini, bunun aynı zamanda 12 Eylul ve diğer
darbelerin panzehırı olduğunu vurguladı. 12 Eylul-
un verdiğı tahribatın, 40 bin kişınin yaşamını yitir-
dıği Erzincan depreminden daha ağır olduğunu be-
lirtti.
Şenlığin önceki gununde "Termik Santrallar ve
Çevre" konulu bir panel yapıldı. Çamlaraltı'nda-
kı paneli Alıağa Belediye Başkanı Hakkı Olku yö-
neııı
İZMlB'detl HİKMET ÇETİMKAYÂ^
Suç Işlerler mi?İZMİR — Sanayici ve işadarr-
ları, Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'a eleştin hakları olup olma-
dığını tartışıyor Olay, gazetelerın
ekonomi sayfalarına sıkışıp kal-
dı. Oysa ilgınç gelişmelerdı tüm
bunlar.
Şöyle diyordu TOBB Sanayi
Konseyı ve EBSO Meclıs Başka-
nı Şinası Ertan:
— Madem kı Cumhurbaşkanı
yan başkanlık sistemıni benlmse-
di. O zaman cumhurbaşkanlığıy-
la ilgili yasalarda değısıklık yapıl-
sın..
Ertan, 24 yıldır TOBB Sanayi
Konseyi'nde ve EBSO'da görev
yaptığını, bugüne dek böylesine
yogun bir biçimde cumhurbaş-
kanlığı konusunun tartışılmadıgı-
nı söylüyordu
Şinası Ertan'ın anlattıkları il-
ginçti...
Kimı sanayici ve işadamlan da
aynı görüşü paylaşıyorlardı.
Cumhurbaşkanı her konuda ko-
nuşursa onlar da yanıt verrnek
zorunda kalacaklardı
Anlatıyorlardı:
— Ctımhurbaşkanı ekonomik
konularda gorüşunü açıklayacak
ama eleştirilmeyecek. Onun her
dediğı doğru kabul edilecek
Eleştirirsek suç işlemış olacağız.
Burada demokrasinın kurum ve
kurallarıyla ışlemediğı ortaya çı-
kıyor.
Sanayici ve ısadamları da
Turkiye'de demokrasinin tüm ku-
rum ve kurallarıyla işlemediğini
söylüyorlar.
— Cumhurbaşkanı ekonomik
konularda konuştuğu sürece biz
de eleştırmek zorunöa kalacağız,
dolayısıyla suç ışleyeceğız.
Türkiye yasaklarla yönetılme-
ye çahşılıyor. Bu yıl uluslararası
niteliğe dönûştürülen 5. Dikili
Kültür Sanat Şenliğı'nde yasak-
lar tartışılıyor.
Olayın ilginç yönü panellen sa-
nayici ve işadamlan da izlıyor.
Belediye Başkanı Osman Özgü-
ven bu yıl etkinliklere bir de "Ya-
bancı Sermaye ve Türk
İşadamlan" konulu bir panel koy-
saydı, sanırız ilgi görürdü. Çün-
kü sanayici ve işadamlan bugün-
lerde "yabancı sermayeyi" tartı-
şıyor süreklı. Yararlarını ve zarar-
larını ortaya toyuyorlar.
Örneğın Egelı sanayici Selçuk
Yaşar bakın bu konuda ne diyor:
— Dentze düşen yılana sanlır
derler. Yabancı sermaye yılan da
değil, boga; hem de azgın bo-
ğa...
Selçuk Yaşar, yabancı serma-
yeyle ilgili yaşanmış bir olayı da
şöyle anlatıyor:
"Yabancı sermayeye de kusur
bulmuyorum. Adam elbette önce
kendı çıkarını düşünecek. Önem-
li olan sızin tongaya basmama-
nız. Bakın, Botaş ıçın bir İsvıçre
firması, PLM, yıllar önce ortak-
lık öneı-mışti Hisselerın bir bölü-
münü 3 milyon dolara sattık. İki
şartı vardı: Yılda yüzde 20 kâr pa-
yı verecektik ve ortaklık bittığin-
de söz konusu 3 milyon doları is-
veç Kronu olarak odeyecektık.
Bir de tarafların ısterlerse 5 yılın
sonunda ortaklığı bozabıleceklen
hükme bağlanmıştı. Biz 5 yıl bo-
yunca her yıl yüzde 20 olarak ge-
len 3 milyon doları ödedık. 5'incı
yılın sonunda yabancı firma Ben
ortaklığı bozuyorum, paramı
verın' dedi. Bir de baktık, İsveç
Kronu almış başını gıtmış. Hıç
unutmuyorum, sermaye payı ola-
rak ödedığimiz İsveç Kronu, ya-
bancı sermayenın geldıği tarihte-
kinden neredeyse 3 katına çık-
mıştı. Yanı arada, dolar düşmüş,
isveç Kronu yükselmışti. Kımin
aklına gelır? Uzun lafın kısası,
yabancı ortağa ödediğimiz İsveç
Kronu aşağı yukan 8 milyon do-
lara eşittı. Işte, yabancı sermaye
bu."
Evet deneyimli sanayici ve işa-
damı Selçuk Yaşar'ın yabancı
sermayeye bakış açısı böyle...
Önceki gün Rupert Murdoch,
Cumhurbaşkanı Özal ve TRT
Genel Müdürü Kerim Aydın Er-
dem'le görüştü. TRT Genel Mü-
dürü, Murdoch'la görüşmesin-
den sonra açıklama yaptı:
— a Kanal için teklif geldi...
Ne dıyelim, hayırlı olsun.
TRT Genel Müdürü,, Selçuk
Yaşar'ın yaşadığı gerçek öykuyü
bir de kendisinden dinlesin.
Yararlı olur. .