29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 TEMMUZ 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Nijerya'da 42 ölüm cezası • LAGOS (AA) — Nijerya'da 22 nisanda Devlet Başkaju Ibrahim Babamgida'ya karşı kanlı bir başansız darbe girişimi gerçekleştiren ve askeri mahkeme tarafından ölüm cezasına çarpünlan 42 subayın, bugttn bir idam mangası tarafından kurşuna îizildiği bildirildi. ,vJijerya'nın iki numaralı '' adamı olan Tümamiral Augusrus Aikhomu, düzenlediği basın toplantısında, 9 subayın çeşitli hapis cezalanna çarptınldığını ve darbe girişimine kanştığı sanılan 31 kişinin de erken emckli edildiklerini söyledi. Mafya, ateşkes ilan etti • BOGOTA (AA) — Kolombiya'da faaliyet gösteren uyuşturucu kaçakçılığı şebekelerinden Medellin kartelinin silahlı kolu, yeni Devlet Başkanı Cesar Gaviria'nın 7 ağustosta göreve başlayacak olması nedeniyle tek taraflı ateşkes ilan ettiğini bildirdi. Kotombiya'nın ûzel radyosu Caracol, silahlı gruptan aldıklan mesajda, grubun yeni E>evlet Başkanı'nın uyuşturucu kaçakçılığı ile ilgili alacağı kararları beklemek amacıyla, eylemlerini durduracağını büdirdi. Lübnan'da çatışma; 24 ölü • SAYDA (AA) — Güney lübnan'da Filistinli ^erülalar ve Suriye yanlısı EMEL milisleri Ûe Hizbullah taraftarlan arasındaki çatışmalarda en az 24 kişinin öldüğü, 80 kişinin de yaralandığı bildirildi. Güvenlik kaynaklan, çatışmalann EMEL milisleri ile FKÖ lideri Yaser Arafat'a bağlı gerillalann lran yanlısı Hizbullah'ın elinde tuttuğu Kfar Milki Köyü'ne roket ve makinaJı silahlarla saldırması üzerine başladığını söylediler. Kaynaklar, FKÖ gerillalarırun lsrail'in ilan ettiği güvenlik bölgcsinin hemen kuzeyindeki Iklim El-Tufa bölgesini kontrol için ilk defa büyük bir saldınya eşlik ettiğini açıkladılaı. İsrail ve kimyasal silalı • WASHINGTON (AA) — ABD Dışişleri Bakanlığı, İsrail Bilim Bakanı Yuval Neeman'ın Irak'tan gelebilecek bir saldınya kimyasal silahlarla karşılık verileceği yolundaki ' -nklaması hakkmda İsrail -Jkümetiyle görüşmeler yapılacağmı bildirdi. Bakanlık tarafından aynnü verilmeden yapılan kısa açıklamada, "Bu konudaki haberleri gördük ve konuyu İsrail hükümeti nezdinde gündeme getireceğiz" denildi. Dışişleri Bakanlığı Basın Bürosu da bu konuda ayrıntı vermeye yetkili olmadığını bildirdi. İsrail Bilim Bakanı Yuval Neeman, önceki gün tsrail Radyosu'na verdiği demeçte, "Saddam Hüseyin'e verilecek yanıt, onu aynı silahlarla, yani kimyasal silahlarla tehdit etmektir. Hiç şüphe yoktur ki artık kimyasal silah yapmak bir sorun değil" demişti. Küba'ya yardım yok • BONN-WASHINGTON (AA) — Geçen yıla kadar Demokratik Almanya'dan en fazla kalkınma yardımı alan ülke Küba, siyasi reformlara gitmediği sürece birleşik Almanya'dan yardım alamayacak. F.Almanya Ekonomik lşbirliği Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Küba, siyasi koşullarda temel değişikliklere gitmezse, gelecekte birleşik Almanya ile Küba arasında kalkınma işbirliği yapmak mümkün olmayacaktır" denildi. İtalyan bakan döndü 'm ANKARA (AA) — Türkiye'ye resmi bir ziyarette bulunan İtalyan Dışişleri Bakanı ve Avrupa Topluluğu Dönem Başkanı Gianni de Michelis dün ltalya Hava Kuvvetleri'ne ait özel bir uçakla Ankara'dan ayrıldı. Michelis'i, Esenboğa Havaalanı'ndan Dışişleri Bakanı Ali Bozer uğurladı. Uğurlamada, ttalya'nın Ankara bUyükelçisi de bulundu. Islam Konferansı Dışişleri Bakanlan Toplantısı salı günüKahire'de başlıyor Kıbns IKO gîindeıııînde SEMİH tDİZ KAHtRE — Türkiye'nin KKTC ile hafta içinde başbakanlar düze- yinde imzaladığı ve iki ülke ara- sındaki ekonomik ve sosyal ilişki- lerin "derinkştirilmesini" öngören "mutabakat metni"nden sonra Kıbns konusu Ankara'nın diplo- matik girişimleriyle îslam Konfe- ransı örgütü'nün (tKÖ) gündemi- ne alındı. Mısır'ın evsahipliğinde salı günü Kahire'de başlayacak olan İKÖ Dışişleri Bakanlan Top- lantısı'nda TUrkiye aynca Kıbns konusunda bir karar tasansı su- nacak. Tasarıda Birleşmiş Millet- ler Güvenlik Konseyi'nin Kıbns konusunda 649 sayüı karanna işa- ret edilerek bu karann 5. madde- sine göre taraflann toplumlararası müzakereleri güçleştiren girişim- lerden kaçınmalannın istendiği bdirtiliyor. Bu şekilde İKÖ kana- hyla Kıbns Rum tarafımn AT'ye yaptığı tarn üyelik başvurusunun yol açtığı olumsuz duruma dolaylı olarak değinmiş olacağı bildirili- yor. İKÖ Toplantısı'nda Türkiye^ nin, aynca Bulgaristan'daki Türk azmlığın durumunu gfindeme ge- tirmesi bekleniyor. Kahire'de dün yapılan ve dışiş- leri bakanlan toplantısının ana gündeminin saptandığı "yüksek dözcyli yetkilBer" görüşraesınde Türkiye yoğun diplomatik girişim- leri sonunda Kıbns sorununun toplantı gündemine alınmasını sağladı. Türkiye'nin Dışişleri Ba- kanlığı Musteşar Yardımcısı Büyü- kelçi Hüseyin Çelem başkanlığın- Dışişleri Bakanı Ali Bozer, toplantıda Bulgaristan'daki Türk azınlığın durumunun ayrı bir gündem maddesi olarak görüşüleceğini söyledi. Bozer, 'Bu vesile ile Bulgaristan'daki soydaşlanmızın haklarına tslam ülkelerinin göstermiş olduğu yakın ilgiyi şükranla kaydediyorum' dedi. daki üst düzeyli bir heyetle temsil edildiği görüşmelerden sonra Türk heyetine yakın ka>-naklar, Kıbrıs1 ın daha önce İKÖ'de çeşitli şekil- lerde görüşüldüğünü, ancak bir gündem maddesi olarak ele alın- madığını söylediler. Bu nedenle dünkü gelişmeyi bir başanyı ola- rak nitelendirdiler. Türkiye'nin Kıbns konusunda- ki karar tasansının kabul edilme- si olasılığına ilişkin soruyu yanıt- layan Türk heyetinden bir yetkili, bu konuda herhangi bir ülkeden olumsuz bir yanıt alınmadığını söyledi. Yetkili, aynı zamanda Kıbrıs konusunun Kahire'de görü- şülmesinin ve bu konuda bir ka- rar tasansının kabul edilmesinin, Yunanistan'ın son dönemde Kıb- ns Rum kesimi lehine Batı nezdin- de giriştiği kampanyanın denge- lenmesi açısından önemh bir adım olacağını belirtti. Türkiye, karar tasansının kabul edilmesi olasıhğına ilişkin görüş- lerini büdiren Türkiye heyetine ya- kın kaynaklar ise BM Güvenlik Konseyi'nde oybirliği ile kabul edilmiş bir karann teyidı anJamı- na gelecek olan karar tasansının Kahire'dereddedilmesinipek olası görmediklerini bildirdiler. Bu ko- nuda şu görüşlere yer verdiler: "Buradaki temei maksat top- lumlararası müzakerelerdeki oka- nıklığın giderilmesi ve bu göniş- meleri zora sokacak girişimierden kaçınılmasıdır. Tum ada adına ATye yapügı tam üyelik başvunı- sn ile soz konusu gonişmeleri çık- maza sokan Rum tarafı olduğu- na göre İKÖ'de kabul edilmesi is- tenen karann muhaUbı da belli- dir." İKÖ Toplantısı'na katılmak üzere bugün Kahire'ye gelecek olan Dışişleri Bakanı Ali Boıer- in çarşamba günü toplantıda ya- pacagı konuşmada Kıbns konusu- na geniş bir şekilde değineceği bil- diriliyor. Dışişleri Bakanı Ali Bozer dün yaptığı açıklamada toplantıda Avrupa ve Sovyetler Birüği'nde- ki son gelişmeler, soğuk savaşın sona ermesi ve silahlann kontro- lü alanındaki ilerlemeler Uzerinde önemle durulacağını bildirdi. Bo- zer ele alınacak konular arasında tran-Irak uyuşmazlığı, Afganis- tan'daki durum, terorizm ve üye olmayan ülkelerdeki Müslüman toplulukların durumunun da bu- lunduğunu kaydetti. Ali Bozer şöyle konuştu: "Bulgaristan'daki Müslöman Türk azınlığın durumunun ayn bir gnndem maddesi olarak göni- şülecegini ifade etroek isterim. Bu vesile ile Bulgaristan'daki soydaş- lanmızın Itaklanna İslara ülkele- rinin göstermiş olduğu yakın Ugryi şükranla kaydediyorum. Bulga- ristan'daki yönettm degişikligi so- nncunda bu konuda nispi bir iyi- leşme saglanmışür. Bunun devam etmesini dUiyormm." öte yandan "gözlemci" statü- sü ile katılacak olan ve dün Ka- hire'ye gelen KKTC Dışişleri ve Savunma Bakanı Kenan Atakol'- un da toplantı sırasında bir ko- nuşma yapacağı beirtiliyor. Öte yandan, Türkiye'yi yakm- dan ilgilendiren bölgesel suların paylaşımı ve hacdaki son kaza ko- nulannın İKÖ Dışişleri Bakanla- n Toplantısı'nda gündeme gelip gelmeyeceği kesin olarak bilinemi- yor. Diplomatik kaynaklar bu ko- nulann resmi gündemde yer alma- masına rağmen ilgili taraflardan birinin "gündem dışı" olarak bu konulan getirebileceğini söylüyor- lar. özellikle bölgede giderek nas- sas bir konu olarak ön plana çı- kan su konusunun, son dönemde "atak", hatta "saidırgan" bir dış politika izleyen Irak tarafından gündeme getirilebileceğini belirti- yorlar. Gündemde yer alan ve Türk ta- rafının desteklemesi beklenen iki konu ise, İsrail ışgali altındaki topraklara Sovyet Yahudilerinin yerleştirilmelerinin kınanması ve Keşmir sorunu konusunda Hin- distan'ı Pakistan ile "banscı mü- zakerelere oturmaya davet etmek" olarak belirtüiyor. Ancak Türkiye'nin gerek İsrail gerekse Hindistan ile hassas diplomatik ilişJcileri buiunduğu da gözetilerek Türk tarafımn bu iki ülkeye kar- şı çok sert çıkışlara karşı olacağı belirtiliyor. Darbe sırasında çıkan olaylarda 22 kişi öldü THnidacTda Mamcı darbeDarbe lideri tmam Yasin Ebu Bekir televizyonda yaptığı konuşmada "Her şeye kadir olan Allah bize bu akşam zafer verdi" dedi. WASHINGTON (AA-AP) — Karayip- ler'in güneyindeki Trinidad-Tobagy'da Müslüman bir grup darbe yaparak Ra> RobinsoD b'derliğindeki hükümeti devir- diklerini ve hükümet üyelerinin tutuklan- dığını bildirdi. Darbe sırasında en az 22 ki- şinin öldüğü kaydedildi. AP, darbecilerin Libya tarafından desteklendiğinin sanıldı- ğmı bildirdi. Trinidad-Tobago'yla telefonla kurulan bağlantılarda, darbenin önceki akşam üze- ri gerçekleştirildiği, durumun şu anda sa- kin olduğu öğrenildi. Mı^lüman grubun darbesine karşı başkentte herhangi bir di- renme görülmediği bildiriliyor. Darbe ol- duğu yerel gazeteciler tarafından da doğ- rulanûı. Triaidad Gnardian gazetesi mu- habirleri, başbakan ve kabine üyelerinin tutuklandığını açıkladılar. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Dave Denny de AFP'ye yaptığı açıklama- da, ülkede kanşıklık olduğunu doğnıladı. Denny, ülkenin demokratik yönetiminin devrilmesine yönelik bazı hareketler oldu- KİMLİK KART1 Nttfns: 1.261.000 Başkeat: Port of Spain Yönetim Mçimi: Parlamenter demokrasi Devlet Başkam: Noor Hassanali Başbakan: A.N.R. Robınson Din: Katolik ^32, Protestan %29, Hin- du ^«25, Müslüman %6 Sanayi: Petrol ürünieri, çimento, turizm. Başhca Hrünler: Şeker, kakao, kahve, UfiBasıaa Ulnsal Gelir 3.731 dolar (1987) ttkalat: 1.1 milyar dolar (1987) fkracat: 1.4 milyar dolar (1987) Taritt: Trinidad 1797 yılına kadar Ispan- ya'nın sömürgesi olarak kaldt, bu tarih- ten şonra da İngilizlerin egemenliği altma girdi. Tobago ise 178J yılmda Fransızîa- tın sömürgesi oldu, 1814'te lngilizlere geç- ü. Trinidad-Tobago 1962'de bağımsızlığı- na kavuştu. kir h'derliğindeki grubun saldırısında çok sayıda kişinin de yaralandığını kaydetti. Ancak kesin bir rakam vermedi. Başkentin 20 km. güneydoğusundaki Chaguanas kentinden telefonla AFP'ye bilgi veren ve adının gizli kahnasını iste- yen bir şahıs, Libya ile bağlantısı olduğu ileri sürulen "Müslüman Camiası" adlı grubun lideri İmam Yasin Ebu Bekir'in önceki gece televizyondan hükumetic dev- rildiîini açıkladığım belirtti. Ebu Bekir'- in televizyonda yaptığı konuşmada, "Her- şeye kadir olan Allah... Hepimizin ustun- de gnce sahip olan Allah, bize bu akşam zafer verdi" dediğı kaydedıiıyor. Ebu Be- kir, "Başbakan nerede? Allah onu yerin- den aldı. Allah bize zafer verdi. Başbakan halka seslenecekti, ancak ben sesJeniyo- ı" şeklinde konuştu. ğunu ve durumu izlediklerini belirtti. Denny, başkent Port Of Spain'deki Ame- rikan BüyükelçUiği'nden, teievizyon binası çevresinden silah sesleri geldiği yolunda bilgiler aldıklarıru, başkentin rnerkezinde de patlamalar oiduğunu kaydetti. Trini- dad'daki devlete ait ulusal yayın kurulu- şu da Port Of Spain'deki polis merkezi- nin asiler tarafından havaya uçurulduğu- nu bildirdi. Başbakan Robinson'a bağlı as- kerlerin de parlamento binasını kusattık- ları haber alındı. Barbados'dan yayın yapan resmi Kara- yip haber ajansı da hastane kaynaklanna dayanarak darbe girişiminin 22 kişinin ölü- müne yol açtığını duyurdu. Ajans, Ebu Be- Katolik kilisesi başpiskoposu Anthony Pantim, darbecilerin elinde Başbakan da- hil 12 yetkilinin bulunduğunu kaydetti. Pantim'in darbecilerle yaptığı görüşmeden sonra 7 kişinin serbest bırakıldığı, ancak ellerinde hâlâ "çok sayıda" rehine buiun- duğu öğrenildi. öte yandan Beyaz Saray'dan yapılan bir açıklamada, "Başbakan Robinson'un de- mokratik hukümetine verdigimiz güçlü desteği sürdürüyoruz" denildi. BİLKENT ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULLARI İLE GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ'NE ÖĞRENCİ ALINACAKTIR. 1990-1991 ders yılmda Meslek Yüksekokullannın - Turizm ve Oteıalık - Bılgısayar Teknoloiısı ve Programlama - Buro Yonetımı ve Sekreteriık Eğıtımı bolumlerıne onkayıt ıle Güzel Sanatlar Fakültesi'nin - Grafık Sanatlar - Iç Mımarlık ve Çevre Tasanmı bölumlerine ise önkayıt ve ye- tenek sınavı ıle oğfencı almacakiır. Adaylarda aranan nıtelık- ler aşağıda belırtılmıştır 1 - 1988.1989 veya 1990 OSS (1. Basamak) sınavında başarılı olmak. 2- Herhangi bir ümversıteden dısıplın nedeniyle uzaklaştınl- mış olmamak, 3- llgılı kanun ve yonetmelıklerle unıversiteye gırme hakkı kı- sıtlı olmamak Onkayıtlar 3-6 Eylul 1990 tarıMerınde Bılken! Üniversılesı Öğrencı işleri Müdurluğu tarafından yapılacaktir. Onkayıtlar ıç'n gereklı belgeler. 1 - OSS puan beıgesı ve bir folokopısı 2- Yaoı ve Kredı Bankası Bılkent Şubesı'ndeki ilgili tiesaba ya- tırılacak evrak harci (başvurulan her bölüm ıçın 20.000. TL) dekontu. 3- Bir adet (son 6 ay tçınde çekılmış) vesikalık fotograf. 4- Kımlıkbelgesı, 5- üse veya dengı okul dıploması veren bir okukJan mezun ol- duğunu gostenr belge ve folokopısı (mezun olmamış ise en çok bir dersten butunlemeye kalmış olduğunu belırten bel- ge). Yukanda belırtılen belgeler ıle Oğrencı Işlerı Mudurtuğu'nden alınacakformdoldurulacakveımzalanacaktır. Önkayıt postaıle yapılamaz Onkayıt yaptıranlarertesıgjnögrena Işlerı Mudur- lüğu'nder ımza karşılığı tercıh bıldırım betgesı ve (Guzel Sanat- lar Fakultesı'ne başvuranlar ıçın> sınav gınş beiges<nı alacaklar- dır • Meslek Yuksekokülu programlanna başvuran adaylar ÖSS puanları esas alınarak, yaptıkları tercıh sırası ve bolümun kontenıanına gore en yuHsek puandan başlanarak yerleştırı- lecektır • Güzel Sanatlar Fakultesı'ne başvuran adayiar, 8 Eylul 1990 Cumartesı saat 10 00 da (Guzel Sanattar Fakultesı'ne baş- vuran her oğrercı) ve 14 00 de (Grafık Sanatlar Bolumune başvuranlar ıçın ek) yap'lacak olan yetenek smavlan temel alınarak. yaptıklan tercıh sırası ve Fakulte kontenıanına gore yerleştırılecektır. • Kesin kayıt yaptırmaya hak kazananların lıstesi 12 Eylul 1990 gunj ilan edılecektır • Kesin kayıtlar 12-15 Eylul 1990 tarıhlerınde Oğrencı İşleri Muduriuğu tarafından yapılacak ve öğrencıler 18 Eylul 1990 gunu Ingılız Dıiı Meslek Yuksekokuiu tarafından venlecek In- gılızce Yeîerlık Sınavı na alınacaktır. Bu sınava gırmeyenler ya da sınavda başarılı olmayanlar Ingılız Dılı Meslek Yuksek- okulu'nda hazırlık eğıtımı goreceklerdır Taylor, iktidarı elegeçirdiğini açıkladı, ABDyalanladı Liberyada karmaşa Kendi denetimlerindeki radyodan konuşan Charles Taylor, Samuel Doe hükümetini dağıtarak yönetimi ele geçirdiklerini açıkladı. Dts Haberler Servisi — Baü Af- rika ülkesi Liberya'dan çeh'şkih' haberler geliyor. Devlet Başkam Samuel Doe'ya karşı mücadele eden asi lider Charles Taylor'ın önceki akşam yönetime el koydu- ğu bildirildi. Reuter'in haberine göre bu olay başka bir kaynak ta- rafından doğrulanmazken, BBC, ABD'nin darbe ohnadığı şeklinde- ki açıklamasına yer verdi. Doe1 nun Taylor yönetimi tarafından iş- kenceye uğrayacağı korkusu taşı- yan askerleri tarafından esir alın- mış olabileceği de beliniliyor. Londra'da BBC tarafından din- lenen Elwa radyosunda konuşan Taylor, "Iiberya Ulnsal VaUnsc- ver Cephe lideri" olarak tanıtıldı. Charles Taylor, "Başkan Doe li- derligin<leki hukumetin dağıldıtı- nı, yerine başında bulundnğam Ulnsal Vatansever Yeniden Yapı- lannta Medisi hükiimetinin geç- tigini açıklarım" şeklinde konuştu. Asilerin lideri, Liberyalılan ve ülkedeki yabancılan sakin olma- ya çağırırken hükümet güçlerine de silahlannı bırakmalan çağnsın- da bulundu. Asiradyosundanya- pılan açıklamada, havaalanı ile li- manlarda girişimlerin durdurul- duğunu, hükümet birimleri ile bankalann da bir dahaki bir em- re kadar çalışmayacağı bildirildi. Geçen aralık ayından beri de- vam eden iç savaşın son zaman- larda asilerin lehine döndüğü yo- lunda haberler geliyordu. Cuma günü Taylor'un askerlerinin hükü- met birlikleri ile sokak çatışması- na girdiği, daha sonra başkent Monravia'yı tamamen kontrol al- tına aldığı belirtildi. Başkan Doe9 ya bağlı askerlerin üniformalan- nı çıkararak kaçtıklan da kayde- dildi. Yabancı gazetecilerin ve görgü şahitlerinin bildirdiğine göre hü- kümet askerlerinin perşembe gü- nü halkı evlerinden zorla çıkara- rak öldürdükleri 8000 kadar Li- beryahnm ABD elçiliğine sığındığı haber verildi. AA'nın haberine göre ABD, Li- berya'da dün meydana gelen şid- detli çarpışmalardan sonra Liber- ya halkına, kanh olaylardan ka- çınmaları çağnsında bulundu. Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş. Sistem Otomasyon Müdûrlüğü'nde Görevlendirilmek üzere Bilgisayar Programcısı olarak yetiştirilecek Adaylar Aramyor ŞİŞECAM • En az 4 yıllık Yüksekokul mezunu. • iyi derecede ingilizce bilen. • Askerlikle ilişkisi olmayan. • Azami 28 yaşında. olan adayların 16 Ağustos 1990 perşembe gününe kadar 14:00-17:00 saatleri arasında fotoğraflı özgeçmişleri (*) ile biriikte Camhan; Barbâros Bulvarı No. 125 Beşiktaş - İstanbul adresindeki Personel Müdürlüğü'ne Şahsen başvurmaları gerekmektedir. Adaylar. 18 Ağustos 1990 cumartesi gunü saat 10:00'da istanbul Üniversitesi'nde (Beyazıt) yapılacak ingilizce ve Yetenek Sınavına gireceklerdır. Adayların arasından seçilenler Tam gün olarak dört aylık yoğun Bilgisayar Programcılığı kursuna tabi tutulacaklar ve bu kurs sonunda başarılı olanlar istanbul. Mersin, Sinop. Bursa ve Lüleburgaz'daki İşyerlerimizde "Yardımcı Programcı" olarak görevlendirileceklerdir. <") : Adayların özgeçmişlerinde görev almak istedikleri ılı belirtmeleri rıca olunur BUGUN ALISIRMEN Bir YaşamKayseri'nin Germir Köyü doğumlu Yorgo Kazancıoğlu, kar- deşinin de yüreklendirmesiyle Yeni Dünya'nın yolunu tutmamış olsaydı, oğlu Elia şimdi kimbilir hangi işten el etek çekip nere- de çubuğunu tüttürecekti? Ama Yorgo'nun Yeni Dünya yolculuğu, oğlu Elta'nın ünün ba- samaklarınt birer birer tırmanmasına, bugünlerde 81. yılını sür- düğü, başarısızlıkla göz kamaştırıcı başannın, ihanet ile ünün, ikiyüzlülük ile açıksâzlülügün kucak kucağa olduğu, dolu dolu partak bir yaşam sürmesine ve bütün bu yaşamı, ihanetleri, sev- gileri, nefretleri, kıskançlıkları ikiyüzlülükleri ile biriikte son de- recede açıksözlülükle kaleme alıp yayımlamasına zem'ın hazır- layacaktı. John Ford'un, Marlyn Monroe'ya, Marton Brando'dan Arthur Miller'a, Charlie Chaplin'den Mac Carthy'e, ünün doruğundaki insanların birer fıgüran gibi boy gösterdiği 'Bir Yaşam' adlı ki- tabında, çocukluğunda Türkçe olarak dinlediğı anılardan, bir tut- ku haline gelmış olan Anadolu sevgisinden ve babasının köyü- ne yapttğı gezilerden söz eden Elia Kazan, kendisini de bir Ana- dolulu olarak tanıtryor. Kazan'ın Anadolusu, Türklerin baskıcı, Rumların mazlum ol- dukları bir diyardır. Nitekim kitabında kendisini ve babasını ta- nımlarken şöyle diyor: "... Yok, yüzümdeki bambaşka ifade asıl beni kaygılandıran. Bu ifade arada bir aynaya vuruyor ve gördüğüm zaman hiç ho- şuma gitmiyor. Babamın sinsi yüzü bu. Anadolu gûlümsemesi diye adlandırıyorum bunu, garezin ûstünü örten gülümseme ve de korkunun. Bu gülümsemedeki hinoğlu hinliği görebilryorum." (Elia Kazan, Bir Yaşam, Güneş Yayınları, istanbui, 1989 s. 6) Kazan'ın anıları ve Türklerle ilgili düşüncelerini okumayı sür- dürelim: "... Babam Amerikayailkgeldiğinde,hâlâürkûtûcüdûşman bir çevrede olduğunu hıssetmiş olsa gerekti -Ne de olsa bu ül- kenin dilini konuşamıyordu- bu yüzden New York'ta da Türkler arasındaykenki gibi davranmayı sürdürmüştü: Sokakta, çarşı- da her zaman kusur bulunamayacak biçimde sakıngan olmaya özen gösteriyor, o uysal boyun eğen gülümsemesini her zaman hazırtutuyordu. Zekâsıylagemisıni yürütmeyi... Kurnazlıkla hi- le ile gerçek tepkilerini frenlemekle ayakta kalmayı öğrenmiş- ti... Babam korktuğu hatta hor gördüğü şeylere saygı gösterir gibi yaparak hayatını esirgemişti. Türkıye'de bütün Anadolu Rumlarının öğrendığinı, ayakta kalabılmek için nasıl olmak ge- rektiğini babam dâ öğrenmıştı." (Aynı eser s. 17-18) Kazan'ın yazdıklarına göre 1955 yılmda geldiği Türkiye'de ta- nıştığı yeğeni Stellio da hakkında basında çıkan yazıları çevirip anlatırken ona şunları söylemişti: "Gûvenme onlara. Bak görürsün yann seni kötüleyecekler- dir..." (s. 655) Elia üç karısının hepsini de Türkiye'ye getirmiştir ve ilk eşi Molly Kazan'ın yeğeni Stellio'ya şu soruyu sormuştur Türkiye'- ye ilk gelişinde: "Neden bu ülkede yaşıyorsunuz?" Kazan'ın anlattığına göre "Türkiye'deki Rumlara karşı davranış, Molly'- yi kızdırmış, isyana itmiştir." Elia Kazan, 1955te tanıdığı, zamanın Kayseri Belediye Baş- kam olan (daha sonra da DP milletvekili) Osman Kavuncu için- de hoş olmayan köşe dönücü nıteliklerini de saydıktan sonra şöyle diyor: "...Tepeden tırnağa dost ve hatta muhabbetli bir adamdı, gene de geçmişi düşündûğümde onu sevd'ığim için suç- luluk duyuyordum." Elia Kazan'ın, Kongre'de, Amerıka Aleyhınde Faaliyetleri So- ruşturma Komitesi önünde Group Theatre'daki komünist hüc- re arkadaşlarının adım vermesinden ve ABD'de yıllar yılı kınan- masından bıle duymadığı suçluluğu Kayserili bir Türkü sevdiği için duyması çok ılgınçtir. Bizim sevimfi Elia büyük bir açıkyüreklilikle kaleme aldığı ki- tabında, Amerika Amerika'nın bazı sahnelerini Türkiye'de na- sıl çektiğini, sansürcüleri nasıl atlattığını, Sansür Kuruiu'na sun- duğu eksik skriptle nasıl izin aldığını da anlatıyor, istersiniz yi- ne bir bölümü biriikte okuyalım: "Besbelli kurulun başkam olan ve o zamana kadar hiç konuşmayan subay sonunda ayağa kalk- tı. Çevirmen yoluyla ve buyurgan bir sesle Çekim sırasında ya- nınızda sürekli olarak bizden biri bulunacak, neyi gösterip neyi göstermeyeceğinizi size o bildirecek' dedi. Yaşasın izni koparmıştım... Ben Türkçe olarak Tabii Albayım' dedim. Çevirmen, 'General' diye yanlışımı düzeltti. Paşamız sizin iç- tenlikli davranmanızı diliyor. Ülkemizi kötülemeyip iyi yönleriy- le göstereceğinizi umuyoruz. 'Benim niyetim de aynen bu' diye yalan söyledim." (s. 734) Elia Kazan daha sonra sansür heyetinin, yanına verdiği ada- mı nasıl kafaya alıp aldattığını, başka sansürcülerin ise karıs- masıyla nasıl korktuğunu anlatır ve Amerika Amerika'nın Türki- ye'deki çekimlerinin sonunu şöyle bağlar: "Türklerden hâlâ korkuyordum; bu korkumu hiçbir zaman da yenemeyecektim. Gazetelerin birinde, benim gelişıme karşı çı- kan bir başyazı yayımlanmıştı. Türkleri rezil etmeye geldiğlmi ileri sürüyordu. Bu yazı benim korkulu kuruntulanmı depreştir- mişti. Çünkü gerçeğe çok yakındı... ... Charlie ile biriikte benim oteldeki odama çıktık. Ben çok keyifsizdim... Charlie 'Çıkalım buradan' dedi. Ben Bızi dinliyorlar mı, ne dersin' diye sordum. O, 'Dintedıklerinı biliyorum' dedi. Balkona çıktık. Charlie, 'Ben odayı kastetmedim. Türkiye'den çıkıp gidelim demek istiyorum. Buradan sen deli çıkarsın, bu- gün işimize karışan adam daha önce de gözüme çarpmıştı... Bu kadarını yapabilmemiz için bile dört bir yana rüşvet dağıttım' dedi. Ben, 'Çektiğimiz filmleri ne yapanz' diye sordum. Charlie, Sen onu bana bırak' dedi.... Ben 'Güvendiğin biri mi var' diye sordum. Charlie Ben burada kimseye güvenmem... Ama Ame- rikan Dolan'nın değerini bilenler var... Burada yeterince dolar harcarsan her şeyi yapabilirsin, başbakanı vurdurtmak da da- hil.' .... Charlie geri geldiğinde, bana İstanbul'dan ayrılıp Atina'- ya gitmemiz için bir plan sundu. Çekilmiş filmleri de götürebi- lecektrk. Bunu duyunca fikrimi değiştirdim. Bir kaç gün sonra Atina'ya vardığımızda, Charlie çektiğimiz sahneleri nasıl kurtar- dığını anlattı. Bunları ham film yazan kutuların içine gizleyerek gümrükten geçırmişti. Türk hükümetinin el koyduğu kutlanılmış etiketli kutulardan çıkan filmler ise boştu..." (s. 739-740) İşte sevimli Elia, böyle anlatıyor Türkiye'deki kimi günlerini. Elia Kazan'ın, "Bir Yaşam" adlı son derece özgün, hoş ve açıkyürekli anılannı okumanızı salık veririm. Kitabı okuyunca, siz de bu sinsi, sahtekâr ve aynı zamanda son derecede açık- yürekli sevecen insanı seveceksiniz. Bizim hakkımızda önyar- gılarla dolu olsa bile... (Türkiye ve Türkler hakkında yazdığı hoş olmayan kimi noktaların da doğru olduğunu göreceksiniz). Bu arada Türkiye'de Sansür Kurulu'nun gülünç duruma düşmesi- ne gülecek, Amerika Amerika filminın ülkemizde yasaklanma- sına haklı olarak öfkeleneceksiniz. Anıları okurken aynı Elia Ka- zan'ın, 1988 yılmda New York'ta yaptığımız söyleşlde, "Bana, her şeyi verdi. Onu çok seviyorum" dediği ABD'yi eteştiren film- ler de yaptığını göreceksiniz. Fılmlerine bayıldığım sevimli Elia Kazan'ın anılanndan söz et- memin nedeni, bizim sempatik Elia'nın şu sırada son kansı Fran- ces ile yine Kayseri'nin Germir Köyü'nde olması, ülkemiz hak- kında güzel, dostça şeyler söyiemesi ve Türkiye'nin gûzeflikle- rini tanıtan bir filmi, finanse edildiği takdirde çevirmeye hazır olduğunu dokundurması. Bütün bunları okuyunca, sevimli Elia'ya insanın "Sevgili Elia amma da üçkâğıtçısın! Filmlerinin sansür edilmesine karşıyız. Sana düşüncelerinden dolayı da hiç mi hiç kızmıyoruz. Hatta yapıtlarından ve açıksözlü anılanndan dolayı seni seviyoruz da. Ama bunca olaydan sonra bazen bize öyle laflar ediyorsun ki artık bizi bu denli mi aptal sanıyorsun diye düşünmeden ede- miyoruz. Yoksa sen hâlâ, babanın dediği gibi "Sizin kafanızı, Türklerin sırtlarını kullandıklarını mı sanıyorsun" diyeceği geli- yor insanın. İlahi Elia çok yaşa emi! BEYOĞLU 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 989/261 Davacı Barbâros Denizcilik tarafından davalı Durmuş Kabadayı aleyhine açılan tazminat davasında: Davalı Durmuş Kabadayı'ya Pınar Mah. Cevizli Sok. No. 25 Ak- saray /Ist. adresine tebligat yapılamadığından ilan yolu ile tebligat yapılmasına karar verildiğinden, Davalı Durmuş Kabadayı'nın duruşma günü olan 4.10.1990 günü saat 11.30'da duruşmada hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekil- le temsil ettirmeniz, esasa 10 gun içinde cevap vermeniz, H.U.M.K.'nın 213/2. maddesi uyannca duruşma günü ve saatinde mahkememize hazır bulunmadığınız takdirde duruşmalara yokluğu- nuzda devam edileceği hususu davetiye yerine kaira olmak üzere ila- nen teblig olunur. 20.6.1990
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle