05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 TEMMUZ 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Singh, Gorbi ile görüştü • MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Gorbaçov ile bu ülkeyi resmen ziyaret etmekte olan Hindistan Başbakanı Vishwanath Pratap Singh, imzaJadıklan ortak bildiriyle, 'Çağdaş insanlık tarihinde, uluslar ve ülkeler arasında kardeşlik ve işbirliği' konusunda şimdiye kadar olmadığı ölçüde büyük fırsatlar yaratılmış olduğunu kaydettiler. Sovyet - Hint ortak bildirisinde, iki ülkenin bu amaca ulaşmak için eUerinden geleni yapmakta kararlı olduklan vurgulandı. 3 Kübah daha sıgmdı • CENEVRE (AA) — tsviçre Dışişleri Bakanlığı, üç Kübah'nın dün Havana'daki tsviçre Büyükelçiliği'ne sığındığını açıkladı. Bern'de yapılan açıkiamada, üç Kübah'nın, bina çevresinde alman güvenlik önlemlerine rağmen büyükelçiliğe "inneyi başardığı ydedildi. Öte yandan, oaşkent Havana'daki diplomatik kaynaklar, Uç kişinin lsviçre Büyükelçiliği'ne sığındığını doğruladılar, ancak aynntıh bilgi vermediler. Üç Kübah'nın daha sığınmasıyla, Havana'daki büyükelçihklere sığınanlann sayısı 25'e yükseldi. Yugoslavya'dan aynlma izni • LJUBLJANA (AA) — Yugoslavya Devlet Başkanı Borisav Jovic, cumhuriyetlerin Yugoslavya Federasyonu'ndan aynünasına izin verileceğini' ve Yugoslavya Federasyonu'nda da köklü değişiklikler yapılabileceğini söyledi. Jovic, Slovenya Cumhuriyeti Devlet Başkanı Milan Kucan ile görüştükten sonra gazetecilere yaptığı açıkiamada, ülkenin 6 cumhuriyetinden 2'sinin federasyondan yana, 4'ünün de konfederasyondan yana olduğunu söyledi. Konıünistler ^ orgılanıyor • BÜKREŞ(AA) — Romanya'da yargılanmakta plan Nikolay Çavuşesku döneminin yöneticileri, bir siyasi duruşmanın kurbanı olduklannı söylediler. Yargüanmalannın siyasi olduğunu söyleyen eski Dışişleri Bakanı İoan Totu, askeri mahkemenin hâkimine "Sen siyasi bir yargılama istiyorsun. Biz pek çok şey büiyoruz, bu ytizden bize davranış şekline dikkat et. Buradaki kadınlar ve erkekler yıllardır bu ülke için canla basla çalışan insanlardır" dedi. MonroviaYla asiler hakim • MONROVİA (AA) — Liberya'da Devlet Başkanı Samuel Doe'yu devirmek için mücadele eden asiler, başkent Monravia'daki hükümet askerlerini son sığuıaklarından da püsküıterek, başkentin merkezini ele geçirdiler. Asilerin Uç koldan başkentin merkezine ilerledikleri, hükümet askerlerinin ise binaların tepelerine çıkarak, roket attıklan bildirildi. Iran dünyaya açıhyor • TAHRAN (AA) — tran Devlet Başkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani, "-•Ikümetinin, dünyaya ^,ılma politikası izlemeyi istediğini ve Iran'ın dış politikasının, çevresinde yeni düşmanlar yaratmamaya dayandığını söyledi. Tahran Radyosu'nun haberine göre Rafsancani, bir grup din adamını kabulünde yaptığı konuşmada, "Ayetullah Humeyni'nin önderliğinde lslamın doğru yolunu seçtik ve şimdi de Ali Hamaney'in önderliğinde bu yolda ilerliyoruz" dedi. PASOK lideri Papandreu Yunan Meclisi'nde konuştıc ABD12 mîle izîn vermezMuhalefet lideri Andreas Papandreu Yunanistan ile ABD arasında imzalanan SİA parlamentoda görüşülürken yaptığı konuşmada kendi hükümetleri döneminde ABD'nin Yunanistan'a 12 mil konusunda güvence vermeyi reddettiklerini söyledi. STELYO BERBERAKtS ATİNA — Yunanis'an Dışişle- ri Bakanı Andonis Samaras, ön- ceki gün Yunanistan'ın Ege'deki karasulannı 6'dan 12 mile uzat- maya hakkı olduğunu bir kez da- ha anımsatırken, PASOK lideri Andreas Papandreu, ABD'nin bu- na izin vermeyeceğini söyledi. Yunanistan'ın ABD ile imzala- dığı Savunma tşbirliği Anlaşma- sı'nın (StA) dün gece yansı Yuna- nistan parlamentosunda oylama- ya sunulmasından önce söz alan Papandreu, ABD'nin Yunanistan için verdiği güvencelerin önemli olmadığma dikkati çekti. Papand- reu, PASOK hükümeti dönemin- de ABD ile sürdürülen us müza- kereleri sırasında ABD heyetinin başkanı Alan Flanagan'ın Yunan heyetine 12 mil konusunda güven- ce vermeyi reddettığini söyledi. Papandreu bu konuda ABD'nin, Yunanistan'ın karasulannı 12 mile uzatılmasına karşı geldiğine ve ve- rilen güvencelerin önemsiz oldu- ğuna dikkat çekti. Papandreu bu konuda şöyle konuştu: "Ege konusunda Sayın Flana- gan'ın bize sıraladıgı ABD'nin açık seçik görüşlerinin belgeleri var. Flanagan, müzakereler siire- sinde bizim, 12 mil Ue ilgili sonı- muzn yanıtlarken, 'Ege'deki sta- tukoyo bozacak tek laraflı hiçbir faaliyet göstermeyiniz. Buna hu- kmken hakkınız oisa bUe böyle bir girişimde bulunmayın' demişti." Türk - Yunan ilişkilerini etkile- yen olay, Yunanistan'ın ABD ile imzaladığı Savunma tşbirliği An- laşması'nda Türkiye'yi yakından ilgilendiren bazı maddelerin yer alması oldu. Dün gece yansı Yu- nanistan parlamentosunda yalnız iktidardaki Yeni Dernokrasi Par- tisi (YDP) milletvekillerince oyla- nan ve onaylanan SİA'ya göre ABD Yunanistan'ın egemenlik haklanna ve toprak bütünlüğune gelebilecek herhangi bir tehdit ya da silahlı saldhrıya karşı bir dizd güvenceler veriyor. Ve bu sırasıy- la Türkiye'yi rahatsız ediyor. Çün- kü bu, Yunanistan'ın karasulan- nı 6 milden 12 mile çıkarabilece- ği ve bu bölgeyi egemenliği altına alabileceği endişelerini doğurdu. Yunanistan Dışişleri Bakanı Andonis Samaras ise dün gece oy- lamadan önce parlamentoda yap- tığı konuşmada Yunanistan'ın Ege'deki karasulannı 6 milden 12 mile çıkarmak için şimdilik bir projesi olamadığını ancak bunun Yunanistan için vazgeçilmez bir hak olduğunu söyledi. Samaras'ın bu söyledikleri, ulusiararası deniz hukukunun im- zalandığı 1982 yılından bu yana Yunanistan'ın çeşitli iktidar ve muhalefet partileri tarafından yi- neleniyor. Ancak bu konuda bu- güne kadar somut bir adım atma cesaretini hiçbir Yunanistan hükü- meti gösteremedi. Bir önceki Baş- bakan PASOK lideri Andreas Pa- pandreu, Yunanistan'ın 12 mil hakkını kulanmasmı gerektirecek herhangi bir önerinin bulunma- raasına karşuı, Yunanistan'ın bu- na hukuken hakkı olduğunu vur- guladı. Ote yandan SİA'ya göre Girit Adası'ndaki ABD üslerinin önem kazanmasına karşı çıkan Girit Adası'ndaki sol efilimli dernekler dün gece sabaha kadar süren prc- testo gösterileri düzenlediler. Ay- nı anda Atina'da parlamentoda görüşmeler sürerken, PASOK ve Komünist Parti taraftarlan kendi protesto gösterilerini düzenlediler- Yunanistan parlamentosunda yapılan oylamada SİA, iktidarda- ki YDP miUetvekillerinin 151 ka- bul oyuyla onaylandı. 296 millet- vekilinin katıldığı oylamada PA- SOK ve Komünist Parti milletve- killeri ret oyu kullandılar. Batı Trakya milletvekili Ahmet Fai- koğlu çekimser oy verirken Sadık Ahmet oylamaya katılmadı. Söz konusu gelişmelerin, Türk - Yunan diyaloğunun başlatılma- sı ile ilgili ilke anlaşmasını ne denli etkileyeceğini önümüzdeki hafta- lar gösterecek. Bu arada dışişleri bakanlanmn eylül ayında New York'ta BM toplantısı çerçeyesin- de görüşmelerine karar verilmiş- ti. O tarihe kadar kaydedilecek ge- lişmelere göre ise dışişleri bakan- lan Mitsotakis'in Ankara ziyare- tine gerekli "ortajnı" hazırlama- ya çalışacaklar. Yunanistan Dışişleri Bakanı Samaras'ın, karasularına ilişkin açıklamasına tepki 4 Atîna SİA'ya sığınıyor' SEMtH İDtZ ANKARA — Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitsotakis'in son günlerde sü- rekli olarak "Türkiye'nin saldırgan tatnmundan" söz etmesi Ankara'da, döne- min başbakanı Andreas Papandreu'nun "Dogu'dan gelen tehdit" tezinin "farklı bir biçimde ifade edilişi" olarak değerlendiri- liyor. Bu arada Yunanistan Dışişleri Bakanı Andonis Samaras'ın hafta sonunda Ege karasulanna atıfta bulunarak Yunan-ABD Savunma tşbirliği Anlaşması'nın (StA) "Yunanistan'n egemenlik haklanm IraDan- ma hakkını teyit etügini" söylemesinin "Ankara'nın bu anlaşmaya gösterdiği tep- kinin haklıhgtnı ortaya çıkardıgı" belirtil- di. Bu konuda görüş bildiren bir yetkili, "Atina şimdiden SİA'nın arkasına sıgındı- gını gösteriyor" dedi. Bu gelişmelerin önü- Ankara, Samaras'ın "StA, Yunanistan'ın egemenlik haklarını kullanmasını teyit ediyor" şeklindeki sözlerinin, anîaşmaya gösterilen tepkinin haklılığıru ortaya çıkardığı görüşünde. müzdeki günlerde yapılacak olan Milli Sa- vunma Kurulu toplantısında ele alınması bekleniyor. Başbakan Mitsotakis'in Türkiye'nin "saldırganugT ve "mannkaz davrandıgı" yolunda son günlerde arka arkaya yaptığı açıklamalar Ankara'da tepki ile karşılanır- ken yetkili çevreier bu konuda şu görüşle- re yer verdüer: "Sayın Mitsotakis bir yandan VVashing- ton'dan, diğer yandan ATden aldığı ceSı- retle Türkiye'ye karşı bir karalama kam- panyası başlatmış bulnnuyor. Dönemin Başbakanı Andreas Papandreu Dogu'dan gelen tehdit tezini ileri sürerken Mitsota- kis aynı şeyi farklı bir biçimde ifade edi- yor. Aüna'nın, basta Ege konusunda olm*k iizere, eski iddialannı ısıtarak gundeme ge- tinnesi sonucnnda Türkiye'nin biünen tep- kilerini göstermesini yeni saldırganlık be- lirtileri olarak sunmaya çalışıyor. Böylece Batı'nın da sempatisini kazandıgı bir dö- nemde Ankara üzerindeki baskıyı sürekli kılmay-a çalışıyor." Mitsotakis'in bu arada Batı nezdinde "Diyalogdan yanayız, ama dnroma göıüyorsannz" havasını da yaratmaya ça- lıştığını ifade eden yetkililer, bunun da "fazla sofistike olmayan bir oyunun" bir unsuru olduğunu kaydettiler. Yunanistan'm diyalog konusunda iyi niyetli olması du- rumunda, eski argümanlannı öne sürerek Türkiye'nin bilinen pozisyonlannı yeni bir gelişmeymiş gibi göstermeyip diyalog ze- mininin "akıla" ve "gerçekçi" bir şekilde hazırlanmasına katkıda bulunması gerek- tiğini belirtiyorlar. Ote yandan Yunanistan Dışişleri Baka- nı Andonis Samaras'ın, Yunan-ABD StA^ sının hafta sonunda parlamentoda görü- şülmesi sırasında Ege karasulanna atıfta bulunurken "SİA Yonanistan'ın egemen- lik haklanm knllanma bakkına sahip ol- dugunu teyit etmiştir" demesi de Atina- nın bu kampanyasımn açık bir iiadesi ola- rak değerlendirildi. IRAK BASEVI KUVEYT DIŞİŞLERİ BAKANCVI HEDEF SEÇTİ Bağdat,krizi tırınandırıyor KAHtRE (Ajanslar) — Kör- fez'de Irak'la Kuveyt arasında patlak veren bunalıma bir çözüm bulabilmek için Suudi Arabistan ve Mısır'dan sonra Ürdün de dev- reyegirdi. Ürdün Kralı Hüseyin, dün bunalım konusunda görüş- melerde bulunmak için Mısır'a gitti. Havaalanında Mısır Devlet Başkanı Hfisnü Mnbarek, Kahi- re'de bulunan Irak Dışişleri Ba- kanı Tank Aziz ve Mısıriı meslek- taşı lsmet Abdül Mecit tarafından karşılanan Kral Hüseyin, daha sonra Hüsnü Mübarek'le görüş- tü.Suriye Devlet Başkanı Halız Esad, taraflara "itidal" tavsiye et- ti. Irak basını ise Kuveyt Dışişleri Bakanı Şeyh Sabah aleyhinde yo- ğun bir kampanya açtı. Mısır'ın, Irak ve Kuveyt arasın- da petrol üretimi konusunda be- liren gerginliği gidermek için dört maddelik bir banş planı sunduğu bildirildi. AA'nın Mısır hükümet kaynaklarına dayanarak bildirdi- ğine göre, Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz'e dün Uetilen plan, Irak ve Kuveyt'in Mısır*ın arabıüucu- luğunu kabul etmderini ve sorun çözülünceye kadar saldırmazhk taahhüdünde bulunmalannı ön- görüyor. Mısır banş planının ay- nca, Irak ve Kuveyt basın yayın organlanmn aleyhte kampanyaya son vermelerini de öngördüğü bil- dirildi. Bu arada, gerginu'ğin gıderilmc- si için Kuveyt'te temaslarda bulu- nan Arap Birliği Genel Sekreteri Çadli Klibi'nin, Irak'tan bir çözü- me ulaşümasını istediği yolunda teminat ahncaya kadar çabaları- na ara vermeyi kararlaştırdığı ha- ber verildi. Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad, Irak - Kuveyt gerginliği ko- nusunda yaptığı ilk açıkiamada, taraflara itidal tavsiye etti. Esad, Şam'da bulunan Kuveyt Devlet Bakanı Abdul Rahman El Awadi ik görüştükten sonra yaptığı açık- iamada, "Bunalımı örmandır- maktan kaçınmak gerek. Arapla- rarası anlaşmaziıklar görüşme Ue çöziUmelidir" dedi. Bunahmı yatıştırmak için dip- lomatik girişimler sürerken Irak basınının Kuveyt'e hücumlan yo- ğunlaştırdığı gözleniyor. Reuter ajansunn haberine göre El Taw- ra ve El-Cumhnrtye gazetelerinde çıkan yazılarda Kuveyt Dışişleri Bakanı Şeyh Sabah sert biçimde eleştirildi. El Tawra, Şeyh Sa- bah'ın bunalım yaratarak Kör- fez'de "yabaaa fılolann" varlık- larını sürdürmesi için ortam ha- zırlamaya çalıştığını öne sürdü. Gazete, aynca Şeyh Sabah'ın Baş- bakan Şeyh Saad'ı gözden düşü- rüp onun yerine geçmeyi planla- dığını da iddia etti. El Tawra'nın suçlamalanna katüan El Cumhu- riye gazetesi de Kuveyt Dışişleri Bakanı'nın Irak'a karşı bir komp- lo hazırlığı içinde olduğunu ileri sürdü. Bulgaristan 250 bin kişi Dimitrov ıçın yurudu SOFYA (AA) — Bulgaristan'- da komünizmin babası olarak bi- linen Georgi Dimitrov anısına ya- pılan yürüyüşe 250 bin kişinin ka- tıldığı ve yürüyüş sırasında ikti- dardaki Sosyalist Parti'yi destek- leyen sloganlar atıldığı bildirildi. Yürüyüşe katılanlar, "Bulga- ristan Sosyalist Partisi", "Biz çoğunlnğuz" diye sloganlar ata- rak, Dimitrov'un küllerinin gö- müleceği mezarlığa yürüdüler. Yürüyüşe katılanların yaş ortala- masmın 60'ın üzerinde olduğu be- lirtildi. Dimitrov, öldükten sonra 1949 yılında mumyalanarak sergilen- mek üzere özel mozoleye kaldınl- mıştı. Bulgaristan'da tek parti ik- tidannın sona erdiğini simgele- mek amacıyla Dimitrov'un mum- yalanmış cesedi geçen hafta yakıl- mıştı. Yürüyüşe Başbakan Andrei Lukanov ve eski Devlet Başkanı Petar Mladenov da katıldı. TÜRK TİCARET BANKASI A.$ UMUM MÜDÜRLÜĞÜNDEN Müfettiş Muavinleri Ahnacaktır* 1- İmtihana katılabilmek için: a) T.C. vatandaşt ve erkek olması, b) Hukuk, iktisat, İşletme, Siyasal Bilgiler, İktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri ile bu fakültelere denkliği yetkili makamlarca kabul edilmiş, öğrenim süresi en az 4 yıl olan yurt içi ve yurt dışın- daki fakülte veya yülcsek okulların birinden mezun olmak, c) İmtihan tarihi olan 2.9.1990 gününe kadar 30 yaşını dol- durmamış bulunmak, (2.9.1960 tarihinden önceki doğumlular im- tihana kabul edilmeyecektir.) d) Askerlik görevini yapmış olmak, (Herhangi bir nedenle askerlik hizmet dışı bırakılmış olanlar imtihana kabul edilmez.) e) Başka bir kuruma karşı mecburi çalışma taahhüdü bu- lunmamak, f) Sağhk durumunun Türkiye'nin her yerinde çalışmaya ve seyahate elverişli bulunması, g) Daha önce Bankamız Müfettiş Muavinliği imtihanına bir defadan fazla girmemiş olması, şartları aranmaktadır. 2- Yabancı Dil İmtihanı (İngilizce-Fransızca v e v a Almanca) 2.9.1990 Pazar günü saat 9.00'da İstanbul, Ankara ve İzmir'de ya- pılacak, başarı gösterenler 15.9.1990 -16.9.1990 (Cumartesi-Pazar) günleri aynı yer ve saatte mesleki konulardan yazılı imtihana tâbi tutulacak, söz konusu imtihan neticesinde uygun görülen adaylar İstanbul'a mülâkata çağrılacaklardır. 3- İmtihana katılmak istiyenlerin 24.8.1990 günü saat 18.00'e kadar İstanbul'da Umum Müdürlüğümüz Teftiş Heyeti Reisliğinde bulunacak şekilde, imtihana girecekleri yer ve yabancı dili belirtir bir yazı ile müracaat ederek istenilen belgelert vermeleri veya posta ile göndermeleri gerekmektedir. 4- İmtihan konuları, istenilen belgeler ile ücret, yevmiye, lisan tazminatı, sosyal yardım ve emeklilik haklartnı belirten açıklama yazısı, İstanbul'da Umum Müdürlüğümüz Teftiş Heyeti Reisliği'nden veya Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Kayseri, Edime, Eskişehir, Trab- zon, Erzurum ve Diyarbakır Şube Müdürlüklerimizden sağlanabilir. Moşe Arens: 'Savaş olasihğı yüksek' NEW YORM (AA) — tsrail Sa- vunma Bakanı Moşe Arens, Irak 1 ın tehditlerinden kaygı duydukla- nnı belirterek Ortadoğu'da bir sa- vaş çıkması olasılığımn eskisinden daha yüksek olduğunu söyledi. Amerikan Yahudi Örgütleri Konferansı'nın Başkanı Seymour Reich'ın verdiği bilgiye göre Arens, bu görüşünü, cuma günü ABD- de Amerikalı meslektaşı Dick Cheney'le yaptiğı görüşmede ifa- de etti. Arens'in, Cheney'e, glasnostun henüz Ortadoğu'ya gelmediğini ve bölgede geçmiş yıllardan daha çok savaş tehlikesi olduğunu söyledi- ği belirtiliyor. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'i "Hiüer" olarak tanım- layan Arens'in, Cheney'e, tsrail 1 in Irak'ın tehditlerinden kaygı duyduğunu ifade ettiğini belirten Reich, tsrail Savunma Bakanı'nın aynca ülkesinin, Irak ile Ürdün arasındaki askeri ilişkilerden en- dişe duyduğunu da bildirdi. Reich, Arens-Cheney görüşme- sinde, savaş tehlikesi konusunun tartışılmasına rağmen çıkmaza gi- ren Ortadoğu banş sürecinin gün- deme gelmediğini belirterek iki bakanın daha çok ikili konuları ele aldıklannı ve Cheney'in, ABD'nin, tsrail'in ok füzeleri pro- jesini desteklemeye devam edece- ğini söylediSini ifade etti. lsrail Konsolosluğu'nun sözcusü Uriel Palti ise Arens'in, ABD Savunma Bakanı'na, Arap düşmanlann, ts- rail'den 7 kat daha fazla silahlan- ma harcaması yapnğını söylediği- ni kavdetti. Lübnan Çatışmalarda ölü sayısı 125'e ulaştı SAYDA (AA) — Lübnan'm gü- neyindeki lsrail güvenlik kuşağı yakınlannda Şii gruplar arasında süren çarpışmalar, tran'ın girişim- lerine karşın durdurulamadı. tran yanlısı Hizbullah ile Suri- ye'nin desteklediği EMEL müisleri arasında sekiz gündür devam eden ve 10 kadar yerleşim birimine ya- yüan çarpışmalarda bugüne dek ölenlerin sayısı 125'e, yarah sayısı da 367'ye yükseldi. FKÖ tarafından topçu ateşi ile desteklenen EMEL milislerinin, Suriye yanlısı diğer gruplann da yardımı ile sürdürdüğü yoğun sal- dınlara karşın, Hizbullah tarafın- dan 16 temmuzda ele geçirilen stratejik Carcu kasabasını geriye alamadığı bildiriliyor. lran'ın Lübnan'da bulunan bü- yükelçiliğinden bir heyetin çatış- maları durdurma amacıyla Sayda kentinde sürdürdüğü temaslardan ise henüz bir sonuç alınamadı. Heyetin, iki Şii grup arasında 18 ay önce imzalanan ancak farklı yorumlar nedeniyle bugüne dek etkisiz kalan "Şam Anlaşması"- nın uyguianmasına çauştığı bildi- rildi. DU]\TADA BüGtJN AUSIR1VIEN Ne Ödülü?... Melih Cevdet Anday, 13 temmuz cuma günkü yazısında, do- ğurr gününü kutlamaya gittiğinde "Bizim en önemli sorunumuz reform ve rönesansı yaşamamamızdır" saptamastnda bulunan dostu Gani Girgin'in. (içinızde Gani Girgın'i görüp tanımış olan var mı?) kutlamaya falan olanak tanımadan, yaşadığı kimi olay- ları anlattıktan sonra "Yalnızlık duygusundan deli olacağım. Bag- lı bulunduğumuz değerleri cahilce çığnemekte öylesine azıttı- lar ki kendimi deliler evinde sanıyorum" diye yakındığını anla- tıyordu. Gani Girgin, kendini deliler evinde sanan tek kişi değil. Ger- çekten değer yargıları oturmamış ve bireysel özgürlüğün ya da özgür bireyciliğin ne olduğunu da doğru dürüst kalıcı değerler bırakabilecek uzunluk ve yoğunlukta bir rönesansı yasamak ola- nağını bulamamış, toplumda değer yargılarının akıl almaz bir hız, cahillik, üçkâğıtçılık ve oportünizmle allak bullak edildiğini gören birçok kişi, Gani Girgin gibi büyük bir yalnızlık duygusu içindeler. Köşe dönmecilerin kral olduğu "hacı hanedanı"nı istemeye istemeye baş tacı etmek zorunda bırakılmış olan bir toplumda, değer yargılarının köşe dönmecilik, lüpçülük, avantacılık, dız- dızcılık, oportünizm ve popülizm adına yerle bir edilmesı doğal. Hele hele bu toplum, hızlı bir nüfus artışı sonucunda her yıl, bir sürü işe güce yaramaz cahilin de etkin yaşama katılmasına ta- nık oluyorsa, kimi zaman arabeskte (yalnızca müzik değil), ki- mi zaman vıcık vıcık bir popülizmde, kimi zaman kaya gibi bir angıtlık biçimine bürünen devrimci arabeskte (devrimci yazgı- cılık okunur) somutlaşan değer çarpıtılmalarıyla karşılaşmak do- ğaldır. Hiçbir hizmet götüremeyeceği kişiye, hizmet götüreceğini "aş ve iş için gelene hizmet görevimdir" diyerek ilan edenin popü- lizmini, belki politik kökeni dolayısıyla anlamak güctür. Ama yeni otoyol çevresindeki tehlikeli gecekondulaşmayı parlayan göz- lerle izleyen oportünist hacının değer çarpıtması ardındaki he- sabı anlamak kolaydır. Her gittiği yerde olayları arttıran "emniyet müdürü'"nün ül- kenin en önemli kentine atanması ve orada laik olanlarla olma- yanlara çifte standart uygulaması çarpıtılmasını anlamak güç değildir. Çünkü "hacı müdür", şeriata doğru giden yolun açıcı- larından biridir. Bir ilin emniyet müdürü iken yurttaşı karakola çekip güzel bir sopadan geçirten ve bu yüzden mahkemece hapis cezasına çarptırılan kişinin daha sonra daha büyük bir ilin valiliğine atan- masındakı çarpıklığı anlamak da güç olmasa gerek. Çünkü "hacı vali", şeriat savaşımının şanlı bir neferı olarak görülmektedir. İşadamlarının örgütün.ün başındaki kişinin, iç ve dış iş çevre- lerine dayanarak iktidar basamaklarını tırmanmasına tanık olu- nan bir ülkede, iktidarın işine gelmeyen politik görüşlerini açık- layan işadamları ile örgütlerıne politika yapıyorlar diye soruş- turma açtırmaktaki garipliği de anlamak mümkün olabiliyor, çün- kü düzen "bizden olanın özgürlüğü olsun, öbürlerinin ağzına pislik dolsun" düzenidir. Ve artık bunca çarpıklık içinde, çarpıklıkları eleştirip kamuo- yunun dikkatine sunan ve eleştiren basının çabalarının sonuç vermemesini de anlamak çok güç değildir, çünkü toplum artık "nerem doğru ki?" çizgisine gelmiş bulunmaktadır. ingılızleştırilemeyenlerden olanlann, hızla İngilizleşmekte olan bir basın ortamından kaygı duydukları ve "Quo Vadis?" diye sormaya başladıkları dönemde, basının görevi her şeyden ön- ce toplumu saran değer yargılarının saptırılması ve yozlaştırıl- ması furyasının kendi kesimindeki belirtilerini ortaya koymak ve ona karşı savaş açmak olmalıdır. Örneğin, basın kendi adına özgürlük ödülleri dağıtan kendi Gazeteciler Cemiyeti'nin hangi değer yargılarından, hangi öl- çütlerınden yola çıkarak au ödülü verdiğini, sormak, soruya al- dığı yanıtı içine sindiremiyorsa, kendi durumunu da gündeme getirmek zorundadır. Sansûr uygulamasının yıne yürürlükte olduğu bir sırada san- sürün kalkmasının 82. yıldönümünün "kutlanacağı" bugün Ga- zeteciler Cemıyetı iki "Basın özgürlüğü Ödülü"nden birini TBMM Başkanı Kaya Erdem'e verecek. Bu ödülün veriliş nedenini, Gazeteciler Cemiyeti'nin Yöne- tim Kurulu üyesı kimi arkadaşlanmıza sorduk, ama doyurucu bir yanıt alamadık. Gerçekten neden veriliyor Basın özgürlük Ödülü' Kaya Er- dem'e? Eğer TBMM'nm Başkanı sıfatıyla başında bulunduğu kurulu- şu temsilen veriliyorsa, o zaman Sayın Erdem'in başkanlığı dö- neminde TBMM'nin, basın özgürlüğü ya da özgürlük adına hangi yasaları kabul etmiş olduğu, hangi yasakları kaldırdığı ya da öz- gürlükler veya insan hakları konusunda hangi soruşturmayı yap- tığı, hangi soruşturmaönergesini kabul ettiği, hiç değilse, ken- di sorumluluklanndan, işlevlerinden hangisine kıskançlıkla sa- hip çıkma hünerini gösterdiği sorusunu sormak gerek. Ödülü verenler bu açıdan olumlu bir örnek gösterebilecek du- rumda mıdırlar? Eğer, ödül Kaya Erdem'in kişiliğine veriliyorsa, o zaman da, Sayın Kaya Erdem'in kişisel demokratık erdeminin ne olduğu sorusu çıkıyor ortaya. Sayın İsmet Kaya Erdem, acaba askeri yönetimlere mi karşı çıkmış? Yoksa Sayın Erdem'in erdemi çoğunluğun desteğine sahip olmayan kişilerin doruklara tırmanması gibi antidemok- ratik bir tutuma karşı çıkmak mı olmuş? Bildiğimiz kadarıyla Kaya Bey, geçiş döneminin askeri yöne- timin bakanıydı ve yine bildiğimiz kadarıyla Kaya Bey, kendi adını da olası başbakanlar listesinde görünce, garip senaryolar kar- şısında parmağını bile kıpırdatmadı. Peki, bu durumda Kaya Bey'in erdemi neydi de bu ödüle hak kazandı? Ya da ödülün Kaya Bey'e verilmesinde bir çarpıklık yoksa, o zaman bu ödül ne ödülü? Bu soruları sormaz ve bu değer çarpıtılmasının nedenlerini araştırmaz isek gelecek yıl "Basın Özgürlük Ödülü"nün, ister hacca ister ava giderim diyecek kadar özgürlük düşkünü Ham- di Ardalı'ya ya da Tann'dan başka kimseye hesap vermeyecek kadar yürekli Korkut biradere verilmesi durumunda da elimiz böğrümüzde kalırız. GÜNEY KORE Muhalefetten tophıistifa Dış Haberier Servisi — Kuzey Kore ile bir an önce birleşme he- sapları yapılan Güney Kore"de, muhalefete mensup 80 milletve- kili toplu olarak parlamentodan istifa etti. Milletvekilleri, erken genel seçim yapıunası amacıyla bu yolu seçtiklerini belirttiler. Güney Kore hükümeti de iki ül- ke arasındaki sınınn kaldınlma- sına ilişkin olarak Kuzey Kore ta- rafından öne sürülen şartlan gö- rüşmeye haar olduğunu açıkla- dı. Güney Kore*de muhalefetteki Banş ve Demokrasi Partisi üyesi 70, Demokratik Parti üyesi 8 mil- letvekili, iki bağımsızla birlikte dün istifalannı parlamento baş- kanlığına sundıüar. Banş ve De- mokrasi Partisi lideri Kim Dae- Jung, istifacı milletvekilleri adı- na yaptığı açıkiamada, muhale- fetin "birlik" olarak erken genel secimlerin yapılması isteğiyle is- tifa ettiğini duyurdu. Jung, mu- halefetin birliği bozmaması du- rumunda halk tarafından da des- tekleneceğini söyledi. Ajanslar, parlamentonun isti- falan kabul etmeyebileceğini be- lirtiyorlar. Güney Kore kanunla- rı uyarınca, miUetvekillerinin is- tifası hemen yürürlüğe konulma- yabiliyor. Parlamentoda yapıla- cak bundan sonraki oturumlar- da, iktidar partisi üyelerinin söz alarak istifalan geciktirmeye ça- lışmalan bekleniyor. Güney Kore Parlamentosu 299 üyeden oluşuyor. tktidar partisi, Güney Kore'de yapılan son se- çimlerde üçte iki çoğunluğu sağ- lamıştı. Muhalefet lideri Kim Dae-Jung, istifalann geri alınma- sı gibi bir durumun söz konusu olmadığım da belirterek, Devlet Başkanı Roh Tae-Woo'dan, Ku- zey Kore ile birleşme konusunu iç politika malzemesi olarak kul- lanmamasını istedi. Sınır sorunu Güney Kore'de iç politikada kriz yaşanırken, üç hükümet üye- si, dün bir basın toplantısı düzen- leyerek, Kuzey Kore ile olan sını- nn açılması için bu ülke tarafın- dan öne sürülen şartlan görüş- meye hazır olduklannı bildirdiler. Bakanlar, Kuzey Kore tarafından sınırda düzenlenecek "birleşme yiiriivüşüne", muhaliflerin katıl- masına izin verikbileceğini de kaydettiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle