Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 TEMMUZ 1990 * •
j . | Mısırhlann 'Stevie Wonder'ı, kör
UCll V e K l Z l ua seyid Makkavvi, çıktığı Suri>e
turnesiade büyük sevgi ve iigi görüyor. Turae sırasında Makka-
wi'yi yalnız bırakmayan 18 yaşındaki tıp öğrencisi kızı Ameera,
ilerde babasını tedavi etraek için göz hekimi olacağını söylüyor.
(Fotograf: Reuter)
Belediyeye
haciz
İSKENDERUN (AA) — SSK
hkendemn Şube Müdürlüp,
belediyenin kuruma olan 5 mil-
yar lirahk prim borcuna karşüık,
gayrimenkullerine haciz koydur-
du.
tskenderun Belediye Başkanı
Hasan Insan, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, hükümetin
belediyelere çifte standart uygu-
ladığını ileri sürerek, "işçimizin
maaşını ödeyemez dururna geti-
rildik" dedi. SSK'ya olan prim
borcunun üst ûste birikerek 5
milyar liraya ulaştığını belirten
belediye başkanı Insan, prim
borçlarını ödeyemeyeceklerini
bildirerek, silinmesini istedi.
Öte yandan SSK tskenderun
Şube Müdürlüğü yetkilileri, be-
lediyenin prim borçlannı öde-
meye yanaşmadığını ve bu ne-
denle haciz yoluna başvuruldu-
ğunu bildirdiler.
CUMHURİYET/17
Arjantin Cumhurbaş-4 1 ı ı ı Arıantın L um
Alsogaray kapak kızı k a m Carios M
bu>uk bir aşk yaşayan Maria Julia Alsogaray, şu sıralarda Ar-
janlin gündeminin ilk sıralarında. Arjantin ulusal telefon şir-
ketinin ozelleştirilmesinde Menem'e yardımeı olan Alsogaray. ay-
nı zaraanda Menem'in en biiyuk yardımcısı. Menem'le büyiik
bir aşk yaşadığım itiraf ettikten sonra bir anda butun dikkatle-
ri üz«rine çeken Alsogaray'a ozellikle magazin dergileri biiyıik
ilgi gosteriyor. Alsogaray, son olarak "Las Noticias" adlı der-
ginin kapak kızı oldu.
Bakanlık
misafirlerine
çifte
rezervasyon
ANTALtfA (AA) — Kükür
Bakanlığı'nın davetlisi olarak
Türkiye'ye gelen "Uluslararası
Gençlik Kültür KervanTna ka-
tılan yabancı Vonuklar, Alanya-
da çifte rezervasyon olayı yaşa-
dılar. önceki gece Alanya'ya ge-
len 10'u Türk 57 kişilik grup,
Alanya'daki Akrapol Otel'den,
bir Alman grubunun gezilerini
uzattığı gerekçesiyle, Irem Han
otele gönderilmek istendı. Grup,
5 saat otelin önünde bekledikten
sonra Akrapol Otel'e yerleştiril-
di. Kültür Bakanlığı yetkilüeri,
llgili Otel'in Turizm Bakanlığı ve
Antalya Valiliği'ne şikâyet edil-
diğini belirterek Akrapol Otel-
de yabancı konuklara gereken
hizmetin verilmediğini söy-
ledüer.
Kahveci Varangel'de
cukluk günlerini yaşadı. Memleketi olan Köprubaşı ilçesinde 2
giın geçiren Bakan Kahveci, çocukluk gunlerinde sık sık bindi-
gi ve yörede Varangel olarak adlandırılan iki tepe arasına çe-
kilmiş iplere bağh tasıyıcıya Trabzon Milletvekili Evıip Aşık ile
birlikte bindi ve 4 kez Kahvedüzii Yaylası Kilimaltı mevkiinde-
ki vadide Varangel ile seyahat etti. (Fotograf: AA)
HABERLERIN DEVAMI
Hangi Bayram?.. Sözde basın bayramı
(Baştarafı 1. Sayfada)
Bir ülkede gazeteciler toplam olarak 3315
yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılabilmişlerse,
o ülkede basın özgürlüğü olabilir mi?
Hayır.
Bir ülkede yalnızca 1989 yılında 16 gun-
lük gazeteye açılan davaların sayısı 394'e,
istenen tazminat miktarı 12 milyar 848 mil-
yon liraya ulaşmışsa, o ülkede basın özgür-
lüğü olabilir mi?
Hayır.
Bir ülkede gazeteciler için istenen toplam
hapis cezası 4 bin yıla, cezalandırılması ta-
lep edilen gazetecilerin sayısı 400'e yüksel-
mişse, o ülkede basın özgürlüğü olabilir mi?
Hayır.
Bir ülkede cumhurbaşkanı ve ailesinin yal-
nızca günlük gazetelere açtıkları davaların
sayısı 41 'e tırmanmışsa, o ülkede basın öz-
gürlüğü olabilir mi?
Hayır.
Bir ülkede basını kısıtlayan yasalann sa-
yısı 151'e dek çıkabilmişse, o ülkede basın
özgürlüğü olabilir mi?
Hayır.
Bir ülkede 39 yayıncının ortaklaşa bastık-
ları bir kitap için, her birinden istenen para
cezası 3'er milyon Türk Lirası'ysa, o ülkede
basın özgürlüğü olabilir mi?
Hayır.
Bir ülkede, bir tek yayınevine ait yakılan
kitap 131 bin adetse, o ülkede basın özgür-
lüğü olabilir mi?
Hayır.
Bir ülkede bir kararname nedeniyle, mat-
baa bulamadıklan için yayınlarına ara veren
dergi sayısı 18'e ulaşmışsa, o ülkede basın
özgürlüğü olabilir mi?
Hayır.
Bir ülkede gazetelere. dergilere piyasaya
bile çıkmadan daha matbaalarda el konabi-
liyorsa, o ülkede basın özgürlüğü olabilir mi?
Hayır.
Bir ülkede insanlar düşüncelerinden, yaz-
dıktarı kitaplardan ötürü hapse atılabiliyorlar-
sa, o ülkede basın özgürlüğü olabilir mi?
Hayır.
Bir ülkede bütün bunlar olabiliyorsa, o ül-
kede hâlâ basın bayramı olabilir mi?
Hayır.
'Dernekler \asası değişsirf
Ekonomi Servisi — TÜSİAD
Başkanı Cem Boyner hakkında si-
yaset yaptığı gerekçesiyle başlatı-
lan soruşturma iş âleminde Der-
nekler Yasası ile Ugili tartışma baş-
lattı. Bazı işadanüarı demokratik
getismenin önünde bir engel ola-
rak değerlendirdikleri Dernekler
Yasası'nın değiştirilmesini ister-
ken, diğer bir kısmı siyaset yasa-
ğı maddesinin "mantık çerçevesin-
de degerlendirilerek", ekonomik
politikaya yönelik açıklamaların
yasak kapsamında sayılmaması
gerektiğini savundu.
TOBB Başkanı Yaiım Erez, bir
gazetede yayımlanan haber-
yorumu ihbar kabul ederek TÜ-
StAD Başkanı Cem Boyner'i siya-
set yaptığı gerekçesiyle soruştur-
maya tabi tutmanın, derneklere
getirilen yasaklann amaanın aşü-
mak istenmesinin bir işareti ola-
rak kabul edileceğini belirterek,
"Sayın Boyner ekonomik bir ku-
ruluşun başı olarak ekonomik po-
litikada yanlış olduğuna inandığı
uygnlamalar hakkında görüşleri-
ni belirtirken, ekonomiye etkisi
»lan bazı siyaset konnlanna da
»nomiyle ilgisi oranında değin-
mis olabilir. Siyaset olarak yonım-
lanmak istenen sözler aslında eko-
nominin daha sağlıklı bir temele
oturtulmasını araaçlayan yol gös-
terici, uyancı nitelik taşımaktadır"
dedi. Erez, ekonominin siyaset üe
iç içe olduğunu savunarak Boy-
ner'in soruşturma konusu yapılan
sözlerinin siyaset yapmak kasdı ile
söylenmediğini, açıklamanın de-
mokratik yaşamın özgür ve hoş-
görülü ortamı içinde değerlendi-
rilmesi gerektiğini vurguladı ve
"Resmi mercikrin hüsnüaiyet vc
kasıt unsurlannı dikkate alarak
konu üzerinde daha ileri gitmeye-
ceklerine inanmak istiyornm"
dedi.
tTO Başkanı Atalay Şahinoğlu
da kanunen politika yapması ya-
sak olmakla birlikte derneklerin
ekonomideki gidişle ilgili olarak
görüşlerini açıklayabileceğini sa-
vunarak "Eğer bir siyasi parti le-
hine, bir başka siyasi parti aleyhi-
ne politik göriiş açıklarsa siyaset
yapnuş sayılırlar. Ekonorniyle il-
gili eleştirilerini dile getirirlerse
kamuoyunu bilgilendirmiş ve gö-
revini yerine getirmislerdir. Bura-
da neyin politika olduğu nasıl sap-
tanacak?" diye sordu. Şahinoğlu,
Dernekler Yasası'ndaki siyaset ya-
sağının bir içtihatla açıklığa ka-
vuştunüması gerektiğini anlatarak
TÜSİAD Başkanı Cem Boyner-
in açıklamalannın siyaset yasağı
kapsamına girmediğini savundu.
Eski TİSK Başkanı Halit Narin
ise insanlann hukukla tazyik al-
tında tutulmasmın geri kalmış ül-
keleria başvurduğu bir yol oldu-
ğunu, Türkiy'e'de de Derneler Ya-
sası'nın aynı amaçla kullanılma-
sını sakıncalı bulduğunu anlata-
rak, "Dernek başkanlanmn bir
partiye üye otmasını savunrauyo-
nun. Ancak politik konuşma yap-
ma özgürlüğiinün olması gerekti-
ğini düşiinayonım. tnsanlann ag-
• kapatılarak, susturularak de-
jokrasinin gelişeceğine inanmı-
yorum. Dernekler Yasası eger
demokraanin onunde bir engel-
se değiştirUmesi gerekir, degiş-
tirilmelidir" dedi. Narin yasa
konusundan çok mantık konu-
su olan TÜSİAD Başkanı Cem
Boyner'e karşı yapılan hatanın dü-
zeltilmesi gerektiğine de işaret ede-
rek hükümetin tereddütieri orta-
dan kaldırmak için derhal açıkla-
ma yapmasını istedi.
TOBB Başkan Yardımcısı Ha-
sao Denizkurdu, yasadaki siyaset
yapma ibaresinin soyut bir kav-
ram olduğunu belirterek, "Deji-
şen diınyada hâlâ bir işadamı hak-
kında ekonomik konularda ko-
nuştuğu için siyaset yapıyorsun di-
ye soruşturma açılması çagımıza
yakışmaz. Bu konuda gerekiyor-
sa vasal dnzeyde degişiklige gidil-
mesi gerekir" dedi. Türkiye Tüke-
ticiyi Koruma Vakfı Başkam ve
İTO eski Yönetim Kurulu Başka-
nı Diindar Soyer, TÜSİAD Baş-
kam hakkında soruşturma yapıl-
masının demokrasıye tahammül-
süzlük sayılacağını anlatarak
"hürriytt ve özgiirtiik yolunda bir
arpa boyo yol aldıgımız gerçegini
görmek gerçekten üzıicndür" de-
di.
TÜSlAD'ın ve Cem Boyner'-
in eleştirilerini de desteklediklerini
bildiren Soyer, demokrasinin an-
cak çok seslilikle yerlesebileceği-
ni sözlerine ekledi.
Türkiye Barolar Birliği Başka-
nı Önder Sav, TÜSlAD'ın ticaret
ve iş hayatındaki gelişme ve sıkın-
tüan izieyerek mensuplannı aydın-
latmak için kurulmuş bir demek
olduguna işaret ederek "Bu bir
anlamda dernek siyaseti yapmayı
gercktirir. Dernek siyasetini siya-
sal iktidar mikadeksi yapmak an-
lamında günlük siyasete kanşür-
mamak gerekir" dedi. Türkiye'de
bu iki kavramın sık sık karıştırıl-
dığım anlatan Sav, TÜSlAD'la il-
gili tartışmada da bu tür bir yan-
lış anlama olduğunu söyledi.
Türkiye Ziraatçılar Derneği
Başkam tbrabim Yetkin ise ken-
disi hakkında da son 9 yıl içinde
5 ayn dava açıldığını, hepsinin be-
raatla sonuçlandıgını hatırlattı,
"Dernekler, sendikalar demokra-
sinin temel taslarıdır. Bunlar her
dönemde kendi alanlanna ilişkin
göriiş ve eleştirilerini kamaoyuna
aktarmak zorundadıriar. Türki-
ye'de bo konularda dava acarak,
gerçekleri gizlemek miimkün
değildir" diye konuştu. Yetkin
Dernekler Yasası'ndaki hükümle-
rin çağdışı kaldığım da belirterek,
"Bunlaria güoümnzde hiçbir ye-
re vanlamaz. Günün koşullanna
göre yenilenmeleri gerekir" dedi.
TMMOB Genel Sekreteri tsma-
il Kulaksızoglu da demokrasinin
önünü açmak için önce meslek
kuruluşlanmn önündeki engelle-
rin kaldırüması gerektiğini kayde-
derek kitle örgütleri üzerindeki ve-
sayetin kaldınlmasıru istedi. Türk
Tabıpler Birliği Başkanı Dr. Selim
Ölcer ise iktidann meslek kuruluş-
larını kendisine yakın, kendisine
karşı diye ayırdığını savunarak
Boyner hakkında soruşturma açıl-
masııun demokrasi ile bağdaşma-
dığını söyledi. ölçer, demokrasi-
nin çok seslilik olduğunu vurgu-
layarak "ANAP «rök 12 Eylül'ün
mirasına sahip çdunaktan vazgeç-
meli ve meslek örgütleri üzerinde-
ki vesayeti kaldırmalıdır. Ancak o
zaman biz sivil toplum olabiliriz"
dedi.
Boyner: Bu ayıp bana
(Baştarafı 1. Sayfada)
aittir" dedi.
Ankara'da yayımlanan "Ulus
gazetesi"nin 15 Mart 1990 tarihli
sayısında yer alan "lmtiyazlı
Dernek" başhkh yaa üzerine Içiş-
leri Bakanlığı'nca TÜSİAD Baş-
kanı Cem Boyner hakkında suç
duyurusunda bulunulmuş, Şişli
Cumhuriyet Savcıhğı'nca da "si-
yaset yapügı ve dernekler yasası-
na muhalefet ettiği" gerekçesiyle
soruşturma açılmıştı. Soruşturma
dolayısıyla avukatı Ahmet Tekin
ile birlikte dün saat 10.00'da Şişli
Cumhuriyet Savcılığı'na gelen
Cem Boyner, Cumhuriyet Savcısı
Tunç Onat tarafından sorgulandı.
Soruşturmanın henüz haarlık
aşamasında olması nedeniyle ver-
diği ifadeyi gizli tutacağını belir-
ten Boyner, yarım saat süren sor-
gu sonrası gazetecilerin soruları-
nı yamtladı.
Kimin ayıbı?
Boyner, adliye önünde soruları
yanıtlarken ve daha sonra yaptığı
yazılı açıklamada olayı şöyle de-
ğerledirdi:
"Daha önce de söylediğim gibi
TÜSİAD, Kanary^ Sevenler Der-
neği degildir. Ülkenin ekonomik
ve sosyal mesekleri, bizleri çok ya-
kından ilgilendinnekledir. Bu me-
seleleri tarüşmak, hükümete yol
göstermek, uyan ve eleştiri yap-
mak ana gorevimizdir. Ekonomik
ve sosyal hayan etkileyen kararlar,
eninde sonunda siyasi kararlann
sonuçlan olduguna göre ekono-
mik meseleleri tartışırken, siyase-
te ilişkin sözler sarfetmemek im-
klnsızdır.
Bu yaptıklanmızia, Dernekler
Kanunu'nu ihlal ettigimiz kanaa-
tînde degiliz. Dernekler Kanunn,
siyasete ilişkin sözler sarfetmeyi
degil bilfîil siyaset yapmayı yasak-
lar.
BUdiginiz gibi gerçekler, karşıt
fikirierin açıkça tartışılmasından
ortaya çıkar. Bu, demokrasinin en
temel prensibidir. Beniro burada
bulunmamın ayıbı bana ait degil,
demokrasinin bu temel koşuluna
tahammül edemeyip adalet meka-
nizmasım harekete geçiren zihn<-
yete aittir. Türkiye Cumhuriyeti"-
nin bagımsız savcılanna ve onla-
nn hnkuka uygun karar verecek-
lerine güvenim ve inancım sonsuz-
dur. Bugüne kadar olduğu gibi
bundan sonra da TÜSİAD olarak
tüzüğiinün gerektirdiği amaçlar
dogrultusunda çalışmalanmıza
devam edecegimizden kimsenin
kuşkusu olmasın".
Asgari
ücrette
430 bin lira
eğilîmi
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Tarım ve sanayi kesimin-
de uygulanacak yeni asgari ücre-
tin bugün açıklanması bekleniyor.
DİE verilerine dayanılarak yapı-
lan hesaplamalar sonucunda as-
gari ücretin 430 bin lira dolayın-
da olacağı öğrenildi.
Asgari Ücret Komisyonu'nun
dünkü toplantısında besin içi be-
sin dışı harcama oranlan açıklan-
dı. Buna göre kentsel kesim için
harcama oranlan besin içi yüzde
36.27, besin dışı yüzde 63.73, kır-
sal kesim harcama oranlan besin
içi yüzde 46.41, besin dışı yüzde
53.39, Türkiye geneli için de be-
sin içi yüzde 40.12, besin dışı yüz-
de 59.88 olarak saptandı.
DtE'nin Türkiye geneli besin
içi-besin dışı harcamaları dikka-
te annırsa asgari ücret 395 bin 169
liraya geliyor. Buna yüzde 8 refah
payı ve enflasyon farkı eklendi-
ğinde yeni ücret brüt 427 bin 500
liraya çıkıyor. Kentsel rakamlar
dikkate alınırsa asgari ücret 475
bin lira olacak. Asgari ücret ağus-
tos ayı başında yururlüğe girecek.
(Baştarafı 1. Sayfada)
133 binı yakılarak olmak üzere
yaklaşık 100 ton yayırun "suç
aleti" diye ünha edildiği ülkemiz-
de, basın ve yayın yaşamına geti-
rilen yasal sınırlamalar son aylar-
da çıİcarılan 424 ve 425 sayılı Ka-
nun Hükmündeki Kararnamelerle
daha da genişletildi. Kamuoyun-
da "sansür ve sürgün" kararna-
meleri diye arulan bu kararname-
lere dayanılarak 2000'e Dogru
Dergisi ve Halk Gerçeği dergile-
rinin yayınlan süresiz olarak dur-
duruldu. Bu dergileri basan Ilıcak
Matbaası ise 10 gün süreyle kapa-
tıldı. Kararnameler sonrasında 18
ayn dergi ise yayınlarım basacak
matbaa bulamadı.
"Bakanlar Kurulu'nca Yurda
Sokulması ve Dağıblması Yasak-
lanan ve Mahkemelerce Zapt ve
Müsaderesine Karar Verilen Ya-
yınlara Ait Liste" ile Resmi Ga-
zete ve mahkeme kalemlerinden
edinilen bilgüere göre ülkemizde
1949 yılından bu yana 4 bin 945
yazüı yaym yasaklandı. Bu yasak-
lama kaıarlarının 1476'sının Ba-
kanlar Kurulu'nca diğerlerini ise
çeşitli mahkemelerce alındığı be-
lirlendi. Yasaklamaların rekor
düzeye çıktığı 1980 sonrasında ise
44O'ı Bakanlar Kurulu'nca olmak
üzere 1473 yazılı yayın sansür en-
geline takıldı. Bu dönemde mah-
kemelerce toplatüan ya da dava
konusu olan 1033 yayının yargı-
lamalar sonucunda yaklaşık
600'ünün zor alımına ya da im-
hasına karar verildi.
öte yandan, yargı organlanrun
kararlan dışında sivülerin okuma-
sı serbest olan 304 kitap, Kara
Kuvvetleri Komutanlığı'nca aske-
ri öğrenciler ve ordu personeli için
sakıncalı bulundu. 400 kadar ki-
tap ve derginin de cezaevlerine so-
kulması özel uygulamalarla engel-
lendi.
1986 yılında işlerlik kazandırı-
lan 1117 sayıh Muzır Yasası'na
dayanılarak 200'ün üstünde yaym
hakkında toplatma karan verildi.
Başbakanlığa bağlı resmi bilirki-
şi sıfatına sahip "Muzır Kurulu"
nun "müstehcendir" şeklindeki
raporlanyla çok sayıda gazeteci ve
yayıncı hakkında dava açıldı.
Yargılamalar sonucu gazete, dergi
ve kitap sorumlulan hakkında
toplam milyjırlarca liraya varan
para cezaları verildi. Mustehcen
bulunan yayınlann ise zor alun ve
ya da imhalarına karar verildi.
Turk sinemasımn bu yıl 75. ku-
ruluş yılını kutladığımız ülkemiz-
de, 900'ü aşkın sinemafilmi,de-
netleme kurullanna takılarak ya-
saklandı. 1980 sonrasında 114'ü
Türk vatandaşlığından çıkanlan
Ydmaz Güney'in fılmleri olmak
üzere yasaklanan film sayısırun
200'ü aştığı saptandı. Yalnızca
1978-1982 yıllan arasında denet-
leme kurallannca 216 film için
"gösterilmez", 205 film için de
"bazı kısım ve sözleri degiştiril-
mesi şartıyla gösterilir" karan ve-
rildi. Aym dönemde yasaklanan
50 kadar kasetin soruşturmaya
uğradığı belirlendi. Kasetlere iliş-
kin her ilde valiliklerce alınan ya-
saklama kararlanyla bu rakamın
daha da yukseldiği görüldu.
1984 yıhnda kurulan Devlet
Güvenlik Mahkemeleri ise toplat-
ma, zor alım ve imha kararlan-
run alındığı önemli bir yargı or-
ganı durumuna geldi. Kurulduk-
lan yıldan bugüne yaklaşık 300'ü
aşkın yayın için toplatma karan
verilen DGM'lerde 30 ayn siyasi
derginin 225 sayısı hakkında top-
latma karan verildi. Çoğunlukla
komünizm ve bölücülük propa-
gandası yapıldığı savıyla alınan
bu kararlar sonrasında açılan da-
valarda dergi sorumluıan ve ya-
zarları hakkında 2 bin yüı aşkın
ağır hapis cezası istemiyle dava-
lar açıldı. Dergi sorumlulanna ve
yazarlanna bugüne kadar sonuç-
lanan davalarda yaklaşık 250 yıl
TDemokrasi özlemi engelleniyor'
(Baftaraft 1. Sayfada)
etmeye gayret ediyoruz. Bunu
topluma bir defa daha tekrarla-
makta yarar duyuyorum.
Geçen yıllarda iktidarlann keyfı
davranışlanndan, kaba kuvvetin-
den ve yasalardan kaynaklanan
kısıtlamalardan şikâyet ediyor-
duk. Aradan bir yıl gecti. Üç şe-
hit verdik. Matbaalann kapatıl-
masına, arkadaşlanmızın sanık
olarak yargı önune çıkanlmalan-
na tanık olduk. BUdiğiniz gibi ha-
ber alma ve bilgi edinme hakkı-
nın variığının tartışıldıgı gttnler-
de üç arkadaşunız hain kurşunla-
ra bedef oldu. İkisinin katilleri
belli. Birininki hâlâ meçhul. Çe-
tin Emeç'e karşı girişilen menfur
saldınyı bir defa daha lanetlemek
isterim...
Düşünceyi tekeDeştirmek iste-
yenler devleti koruma sozleriyle
milletin varhğını gönnemezlige
yöndmişlerse ciddi bir tehlike var-
dır."
Basın Konseyi Başkam Oktay
Ekşi de yüdönümü nedeniyle şu
açıklamayı yaptı:
"İçinde bulunduğurauz koşul-
larda basımmızın bir bayramı ola-
bilecegini ve bunu kutlayabilece-
|ini kabul etmiyor ve bu nedenle
de 24temmuzubasın bayramı ola-
rak tanımıyoruz. Basıruımzın ger-
çekten bayram yapacağı güne, yani
basın ozgürlüğu gelişip kalıcı ha-
le gelinceye değin de 24 temmuzu
basın bayramı olarak tanımama-
ya devam edeceğiz. Kaldı ki, ga-
zetecilerin yuzlerce yıl agır hapis
cezasına mahkûm olduğu bir ül-
kede herbangi bir kimsenin basın
bayramından söz etmesini de ya-
dırgıyoruz. Sansüriin en aşağılık
şekli olan kendi kendini sansür
metodunun uygulandığı bir ülke-
de sansüriin kalkmasının yıkionu-
münün kutlanmasını anlamıyo-
raz. Ülkemizde matbaalar tçişle-
ri Bakanı'nın emriyle kapatılır,
Olağanustü Hal Bolge Valisi'nin
izin vermediği gerçeklerin kamu-
oyu tarafından ögrenilmesine en-
gel olnnur, benüz basılmamış der-
gilerin yayınına süresiz yasak ko-
nur, gazete ve dergjlerin paketleri
daha okuyucuya ubşmadan, mat-
baada müsadere edilir. meslektaş-
lanmız göre> yaparken veya yap-
tıklan için saldınya uğrar, horla-
nırken yaşadığımız 24 temmuzla-
ra bayram sevincinden çok huzün
yakışır.
Basınımız euni kolunu bağtayan
ve sayılan 1551 bulan yasal engel-
lerle siyasi ve idari baskılardan
kurtalacak ve halkımıza tüm ger-
çekleri iletme olanağına kavuşa-
cakür." Türkiye Gazeteciler Sen-
dikası Genel Başkanı Orhan
Erinç'in açıklaması da şöyle:
"Türk basını, sansüriin kaldın-
lışıoın 82. yıldönümünde eskisin-
den daha vahim ve kapsamlı so-
nuçlar doğuran bir sansür döne-
mini yaşamaktadır. 12 Mart
1971'den beri 24 temmuzu bayram
olarak kutlamayan Türkiye Gaze-
teciler Sendikası bu yıl da aynı uy-
gulamayı sürdürmektedir. TGS'ye
göre 24 temmuzlar sansüriin hal-
kın haber alma ve haberlere ulaş-
ma hakkının bir kez daha vurgu-
landığı özel bir gündür. Ozellikle
olağanüstu hallerle ilgili kanun
hükmünde kararnamelerin Türk
basınına getirdiği olağanüstu sı-
mrlamalar, astronomik para ceza-
lan ve matbaa kapatma uygula-
malan Türk basınını. basın men-
suplannı ve basın özgürlüğunu si-
yasal iktidann deneümine sokma-
>ı amaçlamaktadır. Kendine özgü
ve kendinden yana bir tarafsızlık
anlayısını sık sık vurgulayan ve ya-
şama gecirmek isteyen siyasal ik-
tidar, yasama ve yargı erklerinin
işlertiginc de engeller koymakta-
dır. Üstelik 12 Eylül'ün yarattığı
baskıcı ortam da hâlâ halkımızın
demokrasi ozlemini engellemekte-
dir. Türkiye'de yasalarda bile ol-
mayan yasaklar vaıtlır. Bugün fo-
notd üe halkımızın gazetelere çek-
mek istediği şikâyet telgraflan ön-
lenmektedir. Yasalarda böyle bir
yasak yoktur, ama gerçek hayatı-
mızda vardır. 12 Eylül sonrasının
bir genelgesi vuzunden bu telgraf-
lar onienmektedir."
Türkiye Yayıncılar Birliği Baş-
kanı Aygören Dirim de şu acıkla-
ziyaretleri. Kuruluş temsilcileri
bugün 12.00'de Gazeteciler Cemi-
yeti önünde toplanarak Cemiyet,
TGS, ÇGD'den sonra yayım süre-
siz durdurulan 2000'e Doğru ve
Halk Gerçeği dergilerini ve Ilıcak
Matbaası'nı zdyaret edecek. Üçün-
cü etkinlik ise cezaevlerindeki ga-
zetecileri ziyaret ve bunlara mek-
tup gönderme olacak. Mektupta,
"Sizier cezaevinde iken ne basın
ne de halk özgürdnr" deniliyor.
Kurulu temsilen Çanakkale ve
Bayrampaşa cezaevlerindeki gaze-
teci ve yazarlar ziyaret edilecek.
120 gazetecinin silah
başvurusu
Son dört ay içinde 120 gazete-
cinin silah almak için emniyet ma-
kamlarına başvurduğu öğrenildi.
Gazeteciler Cemiyeti'nden yapılan
yazılı açıklamada, ilk sayısı dün
ağır hapis cezası verildığı saptan-
dı.
Siyasi içerikli düşünce dergile-
ri ve gazetelerine ilişkin toplatma,
kapatma, yargılama ve cezalan-
dırma uygulamalanna en çok 12
Eylül sonrasında tanık olundu.
Genellikle yasadışı bir örgütün
yayın organını çıkarmakla suçla-
nan dergi sorumlulan ve yazarla-
nna yargılamalar sonrasında top-
lam 5 bin yıl ağır hapis cezası ve-
rildi.
Ancak yargılamalarda suç
olarak nitelendirilen her yazı için
ayn ayn cezalandırmaya gidildı-
ğinden bu kişilere verilen hapis ce-
zalannda çok büyük anışlar gö-
rüldü. örneğin Halkın Kurtuluş
Dergisi Yazı Işleri müdürlerinden
Veli Yümaz'a toplam 748 yıl ağır
hapis cezası verildi. Şu anda ce-
zaevinde bulunan gazetecilerin
toplam hapis cezalanmn 3 bin 315
yıl 3 ay olduğu belirlendi. 13 ga-
zeteci ise cezaevine girmemek için
kaçak durumuna düştü.
Ülkemizde basın özgürlüğünü
kısıtlayan 151 yasa maddesi bu-
lunurken yalnızca 1983-1988 yıl-
lan arasında gazetecilere yönelik
171 ayn fiili saldın gerçekleşti. Bu
olaylarda toplam 300 gazeteci sal-
dınya uğradı. Son bir yılda ise 3
gazeteci silahlı saldın sonucu öl-
Sansürü" adlı kitabı da bugün
Gazeteciler Günü'nde dagjtırna çı-
kacak. Ceza tehdidini "dolaylı
sa'nsür", basının özgürce çalışma-
sını engelleyen her şeyi "örtnlü
sansür" olarak niteleyen Kabaca-
lı, "12 Eylül dönemi. uygnlama-
lanyla, yasalanyla, 1982 Anaya-
sası'yla basın ozgürluğunu orta-
dan kaldıran, antidemokratik geri
bir hukuk sistemi yaratan bir
buldozerdir" dedi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği
Başkanvekili Rahmi Yildınm da
yaptığı açıklamada, "Düşünce ve
basın özgürlügüyle insan haklan-
nın tam olarak işlerlige kavuşaca-
gı güne kadar sansunin kaldınl-
masının kullanmayacağını" söyle-
yerek şöyle devam etti:
"Yuzlerce yıla mahkûm yazıiş-
leri mudürlerinin cezaevkrinde ol-
dugu, mahkemelerin gazetecilerin
uğrak yeri haline geldigi, en baş-
2. Abdülhamit'ten günümüze
24 Temmuz, 1908 2. Abdülhamit sansürünün sonu olduysa da basın hiçbir
dönemde örtülü sansürden, dolayU sansürden kurtulamadı. Kimi sıkıyönetimli
dönemlerde doğrudan sansür bile uyguiandı. 24 temmuzu sansüriin kalkmasından
dolayı bayram etmek değil, her türlü sansürden, baskıdan uzak demokratik bir
ortamda görev yapma dileğinin açığa vurulması anlamında değerlendirmeli.
ALPAY KABACALI
Osmanlı basını, ilk özel gazete Tercüman-ı Ah-
val'in yayımlandığı 1860 ile 2. Abdülhamit'in tah-
ta çıktığı ve ilk anayasanın yürürluğe konuldu-
ğu 1876 arasında sansüriin çeşitli uygulamaları
ile karşılaştı. Sadrazam Âli Paşa'nın 1867'de çı-
kardığı kararnameyle Mahmnt Nedim Paşa'nm
ikinci sadrazamlığı döneminde (1876) konulan ve
ancak birkaç gun uygulanabilen sansür, ozellik-
le anılmaya değer.
2. Abdülhamit, anayasamn verdiğı yetkiye da-
yanarak meclisi kapattıktan ve ülkeyi koyu bir is-
tibdat rejimiyle yönetmeye başladıktan sonra re-
jimin bir ayağını sansüre yaslandırdı. Kapsamı-
na yalnız gazete ve dergileri, kitaplan almakla ye-
tinmeyen, tramvay biletlerine, ilanlara, konyak şi-
şesi etiketlerine kadar akla gelen, gelmeyen her
şeye uygulanan ve sonunda gülünç olan Abdül-
hamit sansürü, 2. Meşrutiyet'in ilanına kadar sür-
dü. O tarihte lstanbul'da dört gazete kalmıştı: Sa-
ray yanlısı bir politika izleyen Tercüman-ı Ahval
ve Saadet ile suya sabuna dokunmayan yazüan-
nı bile sansürden güç bela geçirtebilen tkdam ve
Sabah.
2. Meşrutiyet'in ilanının ertesi günü 24 Tem-
muz 19O8'de Hüseyin Cahit'in (Yaiçın) yazısı ile
Abdullah Zühtü'nün "Oh" başlıklı makalesi bir-
leştirüerek Ikdam'ın başyazısı oluşturuldu. Sabah
yazarlan da anayasamn yeniden yururlüğe konul-
masından duyulan coşkuyu dile getirdiler. Yazı-
lar dizildikten sonra sansür akla geldi. tkdam sa-
hibi Ahmet Cevdet (Oran) ile Sabah sahibi Mlh-
ran Efendi, aralannda anlaşarak provalan san-
süre göndermemeyi, sansür memurlan gelirse içe-
ri almamayı kararlaştırdılar. Gelen memurlan da
"Gazete okutnuyor musunuz? Anayasa yürüriüğe
girmiştir. Gazateferi sansür etmeye kalkışmak ağır
bir suçtur" diyerek kapı dışarı ettiler.
Bu olay Abdülhamit sansürünün sonu olduy-
sa da basın hiçbir dönemde örtülü sansürden, do-
laylı sansürden kurtulamadı. Kimi sıkıyönetimli
dönemlerde doğnıdan, sansür büe uyguiandı.
Gazeteciler Cemiyeti 1948'de Refık Halit Ka-
ray'ın önerisiyle 24 Temmuz'un "Gazeteciler
Günn" olarak kutlanması karannı aldı. Basının
içinde bulunduğu koşullar göz önüne alımrsa bu-
nu sansürün kalkmasından dolayı bayram etmek
anlamında değil, her türlü sansürden, baskıdan
uzak, demokratik bir ortamda görev yapma di-
leğinin açığa vurulması olarak değerlendirmek ge-
rekiyor.
mayı yaptı:
"2000 ydına yaklaşırken ve dün-
yada demokrasi, insan haklan
dogrultusunda güçlü bir yenilen-
me yaşanırken, ülkemizde hiç de
hak etmediğimiz uygulamalar sü-
riiyor. Basın organlan yasaklam-
yor, basımevleri kapatılabiliyor,
kitaplar toplatılıyor. Yazıişleri
müdürleri, yByıncılar, milyonlar-
ca lirahk cezalara, hapis cezalan-
na çarptınlıyor.
Bu 24 temmuzda bir kez daha
belirtmek istiyoruz: Zaman geçir-
meden engelsiz bir demokrasinin
yerleşmesi için bu doğrultudaki
hukuksal düzenlemeler yapılma-
h, düşünce özgürluğunün önünde-
ki tüm engeller kaldınlmalıdır."
Düşünceye Özgurluk Koordi-
nasyon Kurulu da 24 temmuz için
bir dizi etkinlik hazırladı. Kurul,
basın özgürlüğü bilançosunun yer
aldığı sansürü protesto eden bir
ilan hazırladı. Kurulun ikinci et-
kinliği de sansüre karşı dayanışma
çıkan cemiyetin yayın organı "Bi-
zim Gazete"nin bir haberi kaynak
gösterilerek mart ayından bu ya-
na ozellikle gazetelerin üst düzey
yöneticileri ile yazarlann silah al-
mak için başvunıda bulundukla-
n kaydedildi. Açıklamada, silah
edinme başvurulanmn "tasıma"
ya da "bulundurma" biçiminde
yapıldığı belirtildi. Şu ana kadar
da 120 gazeteciden 34'ünün
"bulundurma'' ruhsatı istediği ifa-
de edildi.
Aynca, yine gazetecilere yapılan
son saldınlardan bu yana geçen
dönemde koruma isteyen gazete-
cilerin sayısında artış olduğu açık-
lamada yer aldı. Korumalann ise
"yakın koruma", "izleme", "bek-
çi ya da polisle evin önünde nö-
bet tutma" biçiminde gerçekleşti-
rildiği ifade edildi.
Kabacalı'nın kitabı
Araştırmacı - yazar Alpay Ka-
bacalı'nın "Türkiye'de Basın
la anayasayla kurumlaştmlan san-
sür ve sürgün kararnamesiyle da-
ha da pekiştirildiği ve buna daya-
nılarak mahkeme karan olmadan
dergilerin ve matbaalann kapatıl-
dıgı. kapatma tehdidinin günlük
gazeteleri de otosansüre yöneltti-
ği, kitap yakma ayıbımn orta yer-
de durduğu ve gazetecilerin can
güvenliği endişesi içinde görev
yapmak zorunda kaldıklan koşul-
larda ne basın bayramı olur. ne de
sansüriin kaldınlmasuun yıldönü-
mu kutlanır."
PEN Yazarlar Derneği İkinci
Başkam Şükran Kurdakul, sansü-
rün kaldırıhşının 82. yıldönümü
dolayısıyla bir açıklamada bulun-
du. Kurdakul bilHirisinde "Sansü-
riin kaldınhşının 82. yıldönümün-
de sanat ve edebiyat adamlan, ya-
zarlar, basın kuruluşlan, demok-
rasiye inanmış tüm güçler 424 sa-
yılı kararnamenin eski sansür uy-
gulamalarından daha çağdışı ya-
saklarla donatılmış olduğu
göruşündedirier" dedi.
duruldü.
Toplatme ve yasaklamaya ne-
den olan en fazla "Devledn te-
mel nizamını degiştirmek için
komüniznı ve bölücü propa-
ganda yapmayı yasaklayan
TCK'nın 141 ve 142. laikliğe ay-
kın propaganda yapmayı yasak-
layan 163. yurtdışında Türkiye
aleyhinde ve milli menfaatlere ay-
kın propaganda yapmayı yasak-
layan 140., devlet büyuklerine ve
hükümetin manevi şahsiyetine ha-
kareti yasaklayan 158 ve 159. ya-
salann suç saydığı eylemlerin
övülmesini yasaklayan 311 ve
312. genel ahlaka yakın noüsteh-
cen yayın yapılmasını yasaklayan
426 ve 427. maddeler" gerekçe
gösterildi. Bunlann dışında 5680
sayılı Basın Yasası'nın basını en-
gelleyen bazı maddeleriyle birlikte
Polis Vazife ve Selahiyetleri Ka-
nunu'nda ahlak ve umumi terbi-
yeye avkın yayınlann toplatüması
yetki'.inin verilmesi, 1117 sayılı
Küçükleri Muzır Neşriyattan Ko-
ruma Kanunu ile Sıkıyönetim ve
olağanüstu hal dönemlerinde ya-
yımların izne bağlanması, sımr-
landırılması, toplatılması ve da-
ğıtımlannın engellenmesi hüküm-
leri diğer basın özgürlüğünü en-
gelleyen yasal ıdüzenlemeleri oluş
turuyor.
2000'e Doğru
dergisi düzenledi
"TürkiyerAT
n k l T
semînerine
KHKengeH
Haber Merkezi — Federal Al-
man Saar Çevrebilim Vakfı ile
2000'e Doğru dergisinin düzenle-
diği Türkiye-AT ilişkileri konulu
semineri îstanbul Valiliği'nin ya-
sakladığı bildirildi.
2000'e Doğru dergisinden yapı-
lan yazılı açıklamaya göre emni-
yet müdürlüğünden dergi sahibi
Mehmet Sabuncu'ya gönderilen
6455 sayılı yazıda, "424 sayılı ka-
nun hükmündeki kararnamenin
1/a maddesi gereğince tçişleri Ba-
kanhğı'nca her turiü faaliyetiniz
durdurulduğundan seminer tertip-
lemeniz uygun görulmemiştir"
deniliyor. Yaah açıklamada, der-
gi sahibine gönderilen yazının al-
tında Vali Yardımcısı Osman
Gürbüı'ün imzasınm bulunduğu
belirtildi.
300 milyonluk
(Baştarafı 1. Sayfada)
arabasının anahtannı alarak dışa-
nya çıktıklan öğrenildi.
Murat 131 marka 34 Z 2682
plakalı otomobille, banka önün-
den hızla uzaklaşan silahlı 4 soy-
guncunun, Fatih Sultan Mehmet
Köpriisü girişinde arabayı ve ban-
ka güvenlik görevlisinden aldık-
lan tabancayı bırakarak izlerini
kaybettirdikleri belirtildi.
Bankadaki memurların alarm
ziline basmasıyla olay sonrası şu-
beye gelen güvenlik görevlileri,
soygunculara ilişkin ipuçları elde
etmeye cahştılar. Yapı Kredi Ban-
kası Genel Müdür Yardıması
Kadri Akbulut. olay sonrası şu-
beye gelerek, polis yetkililerinden
ve personelden soygun hakkında
bilgi aldı. Bankadabulunan 7 per-
sonel, olayla ilgili ifadeleri alın-
mak üzere Asayiş Şube Müdürlü-
ğü'ne götürüldü.
Îstanbul Emniyet Müdürü
Hamdi Ardalı, dört soyguncunun
eşkalinin belirlendiğini ve bu ki-
şilerin robot resimlerinin çizümesi
amacıyla çalışmalara başlandığı-
m bildirdi. Soygunun 25 dakika-
lık gecikmeyle polise haber veril-
diğini belirten Ardalı, kaçışta kul-
lamlan otomobilin, gaspedilen si-
lahla birlikte bulunduğunu söyle-
di.
Olayı üstlenen olmadığım kay-
deden Ardalı, Siyasi ve Asayiş Şu-
be ekiplerinin soruşturmayı yürüt-
tüğünü bildirdi.
Bu arada, Garanti Bankası tz-
mir Karşıyaka Şubesı'nde kimli-
ği belirlenemeyen bir kişi, banka
memuresinin «lindeki 4 milyon
800 bin lirayı alarak kaçtı.
Saat 14.10 sıralarında meyda-
na gelen olayda, memure Pınar
Şehirli'nin elinden parayı alıp ka-
çan soyguncunun yakalanması
için çalışmalara başlandığı bildi-
rildi.
Öte yandan, bir süre önce tz-
mir Tanm tl Müdürlüğü soygu-
nunu gerçekleştiren 6 kişiden
4'ünün yakalandığı açıklandı.