05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÇUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 24 TEMMUZ 1990 TEKALMANYA'YA DOGRU Partiler,ortak seçim havasındaDtLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN — Almanya'da 2 araük genel seçimlerine yaklaşırken kampanya havası birlik ruhunu bastınyor. Doğu Berlin Halk Meclisi'nde "Ban'ya iltihak tarihi" konu- sunda tartışma açıldı. Bonn ve Doğu Ber- lin'deki siyasal partiler, kendilerine en uy- gun koşullarda seçime girilmesi için müca- dele veriyor. Doğu Berlin Halk Meclisi, geçen gûnlerde halkın pek kavrayamadığı bir tartışmaya saplandı. Hükümetin düşme olasüığını gün- deme getiren tartışma, "Bati'ya ne zaman Utihak edilecegi" üzerineydi. Iktidardaki "büynk koaiisyon"da yer alan Sosyal De- mokrat Parti ve liberaller, meclise verdik- leri önergede "Demokratik Almanya'nın Baö ya 1 Arahk 199Cda iltihak etmeani" istiyor; muhafazakâr partiler ve eski komü- nist partisinin devamı PDS ise "İltihak 2 aralıkta, yeni scçim günö ybrnrlüğe gjrsifl" diyordu. Sokaktaki adamın pek anlayamadığı ve "Hdküraetin neden bir giinlük bir fark yü- ziinden dagılma tehlikesiyJe karsı karşıya gebin" diye sorduğu tartışmanın ardında, seçim kaygüan yatıyor. Bilindiği gibi Almanya şeklen, Demok- ratik Alman Halk Mecüsi'nin "Bati'ya iltihak" kararı alması ve bu karann ytirür- lüğe gjrmesiyle birleşecek. Ekonomik bir- lik zaten sağlanmış bulunuyor. Birleşmenin dış koşullan da Başbakan Kohl ile SSCB lideri Gorbaçov arasında varılan mutaba- kata göre belirlendi. Geriye D. Almanya- da eyaletlerin yeniden kurulması ve Batı- ya iltihak kararı alınması kaldı. Demokratik AJmanya'da, Liberaller ve Sosyal Demokratlar, parlaraentodaki grup- larına Başbakan Lothar De Maiziere baş- kanlığındaki koalisyondan çekilmeyi tavsiye ettiler. Liberal ve Sosyal Demokrat Parti sözcü- leri, Başbakan De Maiziere'nin de katılma- SOVYETLER BtRLİĞl Ayrılıkçı akımlar yeni aşamada ESTONYA 30 mart: 1940 Sovyet işgafi yasadışı' Han editöi. 8 mayıs: Cumfturiyet adtndan Sovyet' sözcûğünü çıkardı. •4 mayıs: Sovyet sözcüğünü cumrıuriyetin adından çıkardı. Savaş öncesi anayasaya döndü. sıyla yapılacak koalisyon liderleri toplanüsını boykot ettiklerini ve yann kendi aralannda ayn olarak toplanacakianıu kay- dettiler. Lothar De Maiziere, basına yaptığı açıklamada, "Koalisyon bunalım- da, ama henüz catlamadı. Seçim malahm- zalanyla bu ülkenio insanlannın kaderiyle oynamanın doğru olmadıgını düşünuyo- rum" dedi. Dıs Haberler Servisi — Sovyetler Birli- ği'nde cumhuriyetlerdeki ayrılıkçı akım hız- la güç kazanıyor. Son olarak Litvanya 18 temmuzda, bundan böyle kendi ordusunu kuracağını açıkladı. Litvanya'nın bu açık- laması, Baltık cumhuriyetlerini yola getir- diklerıni sanan Moskova yetkililerini her halde büyiik ölçüde tedirgin etmiştir. Bilin- diği gibi 11 martta bağımsıziığını ilan eden Litvanya, Sovyetler Biriiği'nde aynlıkçı yo- lu açan cumhuriyet. Baltık cumhuriyetleri (Litvanya, Estonya ve Letonya), aynlıkçı yolda birbirleri ile sıkı işbirliği yapıyorlar. Boris Yeltsin'in Rusya Federasyonu Dev- let Başkanlığı'na seçilmesi de Baltık cum- huriyetlerinin işine yaradı. Yeltsin, cumhu- riyetlerdeki özerklik akımlanna Kremlin'- den daha anlayışla bakan bir politikacı. Moskova'nın ayrılma hakkına ilişkin ye- ni yasa tasarısına ise cumhuriyetler güven- miyor. Yeni yasa tasansını Moskova'nın, cumhuriyetleri "oyutmaJt" için hazırladı- ğı bir araç olarak görüyorlar. The Indepen- dent gazetesi, özellikle Baltık cumhuriyet- lerinin düzenli biçimde Sovyet sistemini çöz- mekte olduklannı belirtiyor. Bu bağlamda Baltık cumhuriyetlerinin kendi para birim- lerini kullanmaya karar venneleri önemli bir aşama olarak görülüyor. Cumhuriyet- ler böylece nıbleden aynlarak pazar eko- nomisine geçme yolunda önemli bir adım atabilecekler. Ukrayna Cumhuriyeti de ge- çen hafta kendi para biriminı kullanmaya karar verdigini açıklamıştı. Hemen tüm Sovyet cumhuriyetleri şu ya da bu şekilde merkezden uzaklaşıyor. Se- çimler yapıldıktan sonra Azerbaycan'ın da aynı yola yöneleceğine kesin olarak bakılı- yor. Merkezin cumhuriyetler üzerindeki de- netimi giderek zayıflıyor. Şimdilik bağım- sızlık isteyenler sadece Baltık cumhuriyet- leri. Diğer cumhuriyetler, bağımsızlık de- ğil daha fazla özerklik istiyorlar. Ancak si- yasal gözlemciler, özerklik isteminin, ko- layca bağımsızlık istemine dönüşebileceği- ne dikkati çekiyorlar. LİTVANYA 1f mart Bağımsi2Jık tiam. 29 haziran: Partamento baöunsuiığ) 100 gûn için dondurmayı kabul etti. 18 temmuz. Cumfturiyet kendi ordusunu kuracağını açttdadı. 21 haziran: Parlamettto egemenlık ılan etti Cumhuriyetin yasaları, Sovyet yasalanndan ûstûn oldu. 16 tBmmuz: Egemenfik ilans. Cumhuriyet kendi para birimine ve ordusuna sahip olacak GURCISTAN 20 Maziran: PanarnerrtÖGurcistân devletinin bağımsıziık statûsünü kazanma önergesini onayladı. Yukandaki tablo The Independent gazetesinden alınmıştır. MOSKOVA Gorbi'ye yeni bir dertMOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği'- nin en büyûk cumhuriyeti olan Rusya Fe- derasyonu'nun yeni oluşturdugu merkez bankasının, SSCB Merkez Bankası'nın ta- limatlannı tanımayı reddettiği bildirildi. Rusya Federasyonu Merkez Bankası Yö- netim KuruJu Başkanı Yardımcısı Valery Savanin, TASS'a yaptığı açıklamada, SSCB Merkez Bankası'nın Rusya'daki tüm banka şubelerine bir genelge yollayarak, Rusya Merkez Bankası'nın talimatlanna uymamalannı bildirdiğini, bu işlemin doğ- rudan doğruya Rusya Federasyonu'nun egemenliğini ihial anlamına geidiğini bildir- di. Savanin, SSCB'nin Merkez Bankası ile cumhuriyetlerin merkez bankası arasında işbolümu yapılraadan, ülkenin para poli- tikasında yanlışlıklann giderilemeyeceğini bildirdi. Rusya Federasyonu'nun Moskova ile ça- tışmaya girmek Ozere olduğu yolunda ha- berler yayılırken, Başkan Mihail Gorba- çov'un Rusya Federasyonu'nun Devlet Bas- kanı Yardımcısı ve Başbakanıyla bir top- lantı yaptığı acıklandı. BAŞPİSKOPOS YAKOVAS, Cumhuriyet 77V SORULARINIYANITLADI Türk-Yunan dostluk köprüsü istiyorumŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Fener Patriği Dimitri- os'un ABD gezisi nedeni ile şimşekleri üze- rine çeken Kuzey ve Güney Amerika Orto- doks Kilisesi Başpiskoposu Yakovas, kişi- sel amacının Türk ve Yunan toplumlan ara- sında dostluk köprüsü kurmak olduğunu belirterek "Patrik Dimitrios'u ABD'ye da- vet elmekle hiçbir siyasal ya da diişmanca amacımız yoktu" dedi. Yakovas'la yaptığımız görüşme şöyle: — Fener Patriği'ni neden davet etme ge- regini duydunuz? YAKOVAS — Burası patrikligin en bü- yük birimidir, sayımız 3 milyona ulaşıyor. Şimdiye kadar insanlanmız patriği görme fırsatını yakalamaya çalışıyorlardı, kilise- lerin birliğinin semboliinü görmek istiyor- lardı. Dolayısıyla patriği görmek, ona ve giysilerine dokunmak amacıyla ona büyük bir ilgi gösterdiler. Ziyaret bu açıdan son derece tatmin ediciydi. Hiçbir şekilde piş- manlık duymuyorum. — Zivaretin ilk günlerinde özellikle Was- hington'da yaşananlar, patriğin Bizans bay- rakları ile karşılanması. madalya törenleri Türk resmi makamlannın ve kamuoyunun tepkisine neden oldu. Patrik bu tiir geliş- melerden ölüriı duydugu üzüntüyü dile ge- tirdi. Türk Dışişleri Bakanlıgı Sözcüsü Kuzey ve Güney Amerika Ortodoks Kiliseleri Başpiskoposu Yakovas, "Fener Patriği'ni, ABD'ye davet etmekle siyasal ya da düşmanca bir amacımız yoktu" dedi. "Konstsntinople" isminin kullanılmasın- dan rahalsızlık duyuldugunu açıkladı. Bu geziyi siz düzenlediğiniz için ekştiriler dog- rudan sizi hedef ajdı. Bu durumu nasıl acık- lıyorsunuz? YAKOVAS — Patriği davet etmemin ikinci nedeni, özellikle ülkemizin (ABD) yö- netimine son derece az tanıdıklan bir İcim- seyi biraz tanıtmak ve kilisemizin tarihi hakkında bilgi vermek fırsatını yaratmak- tı. Hiçbir siyasi ya da düşmanca amacımız yoktu, kaldı ki ABD Devlet Başkanı'na ya da Kongre üyelerine, baskı altında, rehine, hapis tutulan bir patrik değil, 17 yüzyıllık bir tarihi devam ettiren bir patrik tanıttık. Amerikan halkının davete verdiği cevaptan ötürü de son derece memnunum. Sorunu- zun ikinci bolümüne gelince, Konstantinop- le ismi, aynı zamanda patriğin bütün dün- yada tanındığı lakabıdır. Din ve tarihbilim- ciler bunu en doğru şekiide "tstanbnl'da- ki Konstantinople Patriği" olarak isimlen- dirirler. Konstantinople, tarihi bir isimdir. ...Kongre'deki olaylara gelince, Başkan VVilliam Broomfıeld'in yaptığı konuşmaya kadar her şey gayet iyi gitti. Broomfield Kıbrıs'tan söz etti, insanlar heyecanlandı- lar, salonda Kıbnslı Rumlar da vardı ve Kıbns konusunda hassastılar. arkadaşlan- nız, Bob Dole'un Ermeni lobisine yakın bi- lindiğı için orada buiunmasından rahatsız oldular. Geçenlerde bir yerlerde Türkiye'- nin Osmanlı döneminde olanlardan kendi- ni sorumlu tutmadığma ilişkin bir şey oku- dum, bugün yepyeni bir kuşağız, Gorbaçov ve başkalan kendilerinden öncekilerin uy- gulamalan, öldürmeleri kınadılar. Sanınm Türkler de "Bizimle bunan bir ilgisi yok" diyebilrr, Türkiye'de yaşayan Errnenilerin sadık vatandaş olduklarından söz edebilir. Sanınm bu daveti Türklere karşı bir göste- ri olarak nitelendirmek çok yanlış olur, aynı davette Türkiye'ye kendini son derece ya- kın hisseden milletvekilleri de vardı. Bazı- ları da eleştirilerini iletmekten yanaydı. Bu özgür olmanın bedelidir*-.. Üçüncü nokta bayraklar ve pankartlar. kilisenin suçlan- ması için gerekçe oluşturamazlar. Bildiği- niz gibi ABD'de bugün artık bayrak yak- mak özgür bir protesto eylemi olarak nite- lendirilmektedir. Buradaki Türk-Amerikan toplumu temsilcileri bir suçlama mektubu dağıtmışlar. Şunu söylemek istiyorum, bir- YAKOVAS — Kimseye öziir borcum yok. birimize kızacağımıza aksine dost olmalı- yız. Türk ve Yunan toplumları arasındaki dostluk köprüsünün kurulması için çaba- lamak benim kişisel amacım. bu nedenle Türkiye'ye karşı hiçbir davranışım olamaz. Sanınm, bir vatandaşımn bu denli iyi kar- şılanmasından yararlanamayan, Türkiye ol- muştur. — Peki size yöneltilen eleştirikri nasıl de- geriendiriyorsunuz? YAKOVAS — Kimseye bir öziir borcum yoktur, ben Türkiye'ye karşı bir şey söyle- medim. Patrik, Türkiye'ye karşı bir şey söy- lemedi, patriğin ekibinde gelenlerden hiç bı- risi Türkiye'ye karşı bir şey söylemiş değil- dir. Küçük Asya Yuaan mı? — Küçük Asya'nın aslen Yunan olduğu- nu iddia ettiginiz yolundaki sozleriniz Türk basınında ycr aldı. YAKOVAS — Bu tarihi bir gerçektir. Yüzyıllarca böyle olmuştur. Objektif tari- he dayanmayan bir şey söylemedim. öte yandan her şey değişti, Osmanlılar bir Av- rupa imparatorluğu iken küçük bir ulus ol- du. tngiltere dünyayı idare ediyordu, şim- di sadece bir adadan ibaret, sanınm insan- lar hayallerinde bazen zayıflıklarını ifade ediyorlar, mesela ben de bazen en hayal edilmeyecek şeyi hayal ediyorum. — Nedir o hayal? YAKOVAS — Bütün insanların günün birinde el ele dans ederek bir araya gelme- si, benim hayalim bu. — Oysa hayallerinizi Anadolu'nun tek- rar Yunanlılann eline geçmesinin, Yunan- lılann vatanlanna dönmesinin süsJediği id- dia ediliyor? YAKOVAS — Son zamanlarda turistik gezi sırasında pek çok Yunanlı Anadolu'- ya gidip ev'.erini ziyaret etti, oralarda ağ- ladı. Şimdi partiğin gezisini Türkiye ile Yu- nanistan arasındaki dostluk bağlannı gflç- lendirici bir adım olarak değerlendirmek is- tiyorum. Biliyorum gene tümüyle yanlış an- laşılıp acımasızca eleştiriler alacagım, ama artık suçlamalardan, saldınlardan, kışkırt- malardan bıktım, usandım, yoruldum. — Türkiye'de neden istenmeyen adam Uan edildiniz? , ~ YAKOVAS — Pek çok şey oldu.' i — Ama bunun bikâyesini sizden hiç din- lemedik. Özal'a hesap verdim YAKOVAS — Ben Cumhurbaşkanı-Tur- gut özal'la bunun bütün hesabmı verdim, tekrarlamak istemem. Kendisi beni dinledi ve Türkiye'ye döndüğünde Milli Güvenlik Konseyi ve lçişleri Bakanlıgı'ndan dosya- mı isteteceğini ifade etti. Geçmişi sevmem, yeni bir sayfa çevirmeyi isıerim dedi. Bir süre sonra konsolosluktan gelen telefonla Türkiye'ye gidebilecegimi bana bildirdi. Bu nedenle Sayın Özal'a sayfayı çevirdiği için şükran borçluyum. HABERLEBİN DEVAM Soydaş yine göçebe tstanbul Haber Servisi — Kü- çükçekmece'deki askeri kampta 4 Eylül 1989'dan beri bannmaya ça- lışan, Bulgaristan'dan gelen soy- daşlar, yine göçe hazırlanıyor. Kampm temmuz ayının sonunda boşaltılacağını belirten, Vali Yar- dımcısı Tamer Ersoy, "Biz 80 bin soydaşa ev bulup kiralanm ödü- yoraz. Ama bu kamptaki soydaş- lar kiraya çıkmak istemiyor. Biz bunu anlayamtyonız. Temmuz so- nu ya da agustos basında kampı kapatacağız. KendOerine kira yar- dımı yapacağız" dedi. "\itan", "Miller ve "HnrriyeT adlanyla üç bölgeye aynlan soy- daş kampının "zorunlıı konuklan" 10 metrekarelik tuva- letsiz, banyosuz, susuz evlerine tı- ka basa doldurduklan eşyalarının arasında çoluk çocuk 6-7 kişi ya- şamaya çalışıyorlar. Fak-Fuk- Fon'un verdiği günde üç öğün ye- meği sefer taslanyla alıp nüfus ba- şına düşen ekmeğe katık yapıyo- lar. Elektrik, su, odun, doktor, ilaç parası ödemiyorlar ama tek is- tekleri de bir an önce "mülkiyeti- •e sahip olacaklan" konutlara ka- vuşmak. Bir de, en çok göçmen kimlikleri yerine "XC Nüfns Cüzdanlannı" taşımak. Haftada üç gün banyo yaptıkları "nmumi bamam"ın sulan ayda bir aksa da, genel tuvalete amonyak kokusun- dan yaklaşıimasa da, pis sularla batakliğa dönüşen arazide ihtiyaç gidermeye çalışan soydaşlar, ko- nut sahibi olmadan kamptan ay- nlmak istemiyorlar. Soydaş misa- firhanesinin müdürii tsmail Bak- kal 302 aileyi konuk ettikleri ve 978 kişinin barındığı kampın 14 Nisan 1990'da kapatılarak askeri- yeye devredilmesi gerektiğini, an- cak bu tarihin uzatıldığmı belir- tiyor. Kamptaki tüm giderlerin Sosyal Dayanısma ve Yardımlaş- ma Fonu'ndan karşılandığını, iki gece bekçisi, 1 sekreter, 7 mutfak görevlisi ve bir aşçınm maaşlı ola- rak çalıştığmı belirterek soydaşla- nn durumunu şöyle anlatıyor: "Burada kabnlardan çalışıp da iyi para kazananlann çıkmasını is- tiyoruz. Devlet o kadar zengin de- gil. Burada her şey bedava, yiyip yaşıyorlar. Ancak çalışanlann ço- gu kazandıklan parayı bizden giz- liyor. Burada kalıp 5-6 milyon li- ra biriktirenler hemen Bulgaris- tan'a dönüp o para>)a ev, araba ve mulk alıyor. Dışanda kalanlara devlet 250 bin lira kira yardımı ya- pıyor. Ama çogu çalışmak istemi- yor." Müdüre genç kızlann fuhuş yaptıklan yolunda söylentileri sor- duğumuzda, hemen geçen gün ya- şanan bir olayı aktarıyor. Bir genç kız kampa "mnşteri" almış. Çevredekiler görüp haber verince polis rakı şişeleriyle gelen müşteriyi yakalayip kamp dışına atmış, tabii genç kınn da misafir- hanedeki konukluğuna son veril- miş. Görüştüğümüz soydaşlara fuhus olayıru sordugiunuzida hepsi aynı olayı anlatarak, kendilerine "Bu damgayı vurduran soydaşla- nn variıgından rahatsız oldukla- nnı" vurguluyorlar. Kampta gö- revli polis ise olaya espri boyutun- 6 f T 1 l i f Qir-«Ar*k da yaklaşarak "duyanlar içkileri- U Z İ U Ş j H â y i ifl£lXW6 ni alıp geüyoriar ve bize soruyor- lar. Tabü bepsİBİ kovahyonım" di- LONDRA (AA) — Türkiye'de dır özlemini çektiği ttlkede Tür- kiye'de kalmakta direnir. Gelip Küçükçekmece soydaş misafirha- nesine yerleşir. Tamtakır odasın- da verilen bir yatağa sanlır gece gündüz, soğuktan donmamak için. Çünktl kampta odun kalma- mıstır. Hatice otuzunda. Yüztlne, çektiği acılann derin çizgileri yar- sımış. "Bizden fahişelik yapanla- nn (Hduğuou duydum. Ama kim- seyi gönncdun. Çok ayıp, çahşsnı- lar niye çalışmıyorlar" diyor. Sevki Şevk de misafırhanenin "muteşebbislerinden." Kampm kahveye dönüştürülen gazinosunu işletiyor. Üç çocuğuyla eşini rız- kını kazanmak için, ödediği 200 bin lira kiranın çok olduğunu söy- leyip 100 bin liraya indirtmiş. 250 liradan çay satıyor ama müşterisi azmış, "Bizimkiler çay içmeyi be yav. Içki olsa ne çok içerler bflseniz" diyor. (AA) — tsvec eski Başbakanı Oiof Pal- me'nin öldürülmesine ilişkin ttal- yan RAI televizyortu tarafı ndan ortaya atılan iddia geniş yankı uyandırdı. RAI, Palme'nin, CIA ve ltalyan P-2 Mason locası tara- fından öldUrüldüğünü iddia et- mişti. İtalyan Cumhurbaşkam Francesco Cossiga, hükümetin id- diayı araştırmasuıı istedi. tsveç ise cinayette P-2 locasının izine rast- landığını açıkladı. ttalyan RAI teievizyonunda bu ay içerisinde yayımlanan bir ha- berde, CIA için çalıştıklannı söy- leyen iki kişi, Palme'nin ABD Merkezi Haberalma Örgütü (CIA) ve P-2 mason locasının işbirliği ile öldürüldüğünü öne sürmüşlerdi. CIA'dan olduğunu iddia edenler- den Dick Brennelce ayrıca CIA1 nin 1970'li yıllarda ttalya'da terö- rü desteklediğini, bu ülkede P-2 mason locası aracıhgıyla aşın sağ- cı bir diktatörlük kurmaya çalış- tığını iddia etmişti yor. Resmi kayıtlara göre göçle ge- len 320 bin soydaşın 140 bine ya- kım geri dönmüştü. Geri dönüş öylesine trajik durumlar yaratmış- tı ki örneğin, Küçükçekmece'deki kampta Saniye Yıhnaz ve Hatice Dallobç eşleriyle dönmek isteme- diklerini için "misafırhanenin dullan" kervaruna katılmışlardı. Kampta sekreterlik yapan Sani- ye Dalkdıç'ın eşi Tahsin altı ay ön- ce Bulgaristan'a dönmüs. Saniye 6 yasındaki kmyla kalıvermiş or- tada. "Ölürüm de dönmem oraya" diyor. Saniye kocasının niçin dön- düğünü de "Beyimin anne-babası oradaydı. tşi hiç sevmezdi. Çalış- maktan kaçtıgı için döndü" diye açıkiıyor. Geri dönüşün dul bıraküğı soy- daşlardan biri de Hatice Dalkıhc. Hatice*yle eşi İsmet önce Erziı- rum'a gitmişler. Sonra Istanbn'da kiraladıklan evde 1 ay birlikte ya- şam savaşı vermişler. Ancak Ismet Hatice'nin çalıştığı çanta fabrika- sına 15 gün önce telefon etmiş "hadi gel dönüyoraz" diye. Ama Hatice dönmez, dönemez. Yıliar- Hürriyet gazetesini almak isteyen Jngiliz basın patronu Robert Max- wefl'in Bulgaristan'da aylardır sû- ren siyasi bunalımı, bu ülkeye ya- pacağı yatırımlardan vazgeçme tehdidinde bulunarak sona erdir- diği iddia edildi. Liberal eğilimli The Guanüan gazetesinin Sofya kaynaklı habe- rine göre Maxwell, hükümetin resmi konuğu olarak iki günlük bir ziyaret için geJdiği Bulgaris- tan'dan aynlmadan önce önceki gün yaptığı açıklamada, "Hükü- met ve mubalefet Uderieriyle yap- bgım görüşmelerin sonucunda ta- raflann ulusal birlik bnkümeti ku- rulması konusunda aniaşmaya ulaşacaklan anlasılıyor" dedi. Kendisini Bulgaristan'ın dostu olarak tanımlayan, ancak parti politikasına ilgi duymadığını be- lirten Maxwell, Bulgar siyasetçi- ler kendi aralarında çekişirken kendisinin ve diğer Batıiı işadam- larırun yapacaklan yatırunlann engellendiğini ve bunun kabul edi- lemeyeceğini söyledi. Bulgaristan'da matbaacılık, ga- zete, televizyon ve turizm alanla- rında 30 milyon dolarlık yatınm yapmayı planlayan Maxwell'in zi- yareti, ülkenin kuzeydoğusu ve güneydoğusunda, Kırcah ve diğer kasabalarda Türk aanlığa karşı tavnn azalması ve Türklerin par- lamentoya girişini protesto grev- lerinin sona ermesiyle aynı zama- na rastladı. Maxwell, geçen ayki seçim kampanyasında siyasi gruplann kullanması için bin ton kâğıt hi- be ettiğini belirterek bu kâğıtlar- dan hiçbirinin Türk azınlığın Haklar ve özgürlükler Hareketi adlı örgtitüne verilmediğinden en- dişe duyduğunu ifade etti. öte yandan Bulgaristan hükü- meti, ülkede bir süredir devam eden protesto eylemlerinin sona erdirilmesini ve acil önlemler alm- masını istedi. Bulgaristan Haber Ajansı BTA'run dünkü haberine göre, hükümet, yerel yetkilileri, "Protesto gösterilerini, oturma ey- lemlerini ve yasal düzeni bozma- ya yonelik diğer eylemleri durdur- maya ve acil öniem almaya" çağır- dı. öldürttü9 Haberin yayımlanmasından sonra ltalya Cumhurbaşkam Francesco Cossiga, RAI'nın habe- rinde yrr alan iddialann araştınl- ması için Başbakan Giulio And- reotti'ye bir mektup gönderdi. Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Başbakan Andreot- ti'ye gönderilen mektupta, Cossi- ga'nın "Bu haberdeki bilgiler ba- na göre ltalyan hnkümeti tarafın- dan ciddi biçimde degerlendimıeyi gereköriyor" dediği bildirildi. Cossiga, hükümetin, suçlama- lann terneli olduğunu düşünmesi durumunda, konuyu mahkemeye veya parlamentoda terorizmle il- gili bir komisyona havale etmesi gerektiğini belirtti. ttalyan Cum- hurbaşkam, haberin doğru olma- dığının ortaya çıkanlması duru- munda ise RAl'nin mahkemeye verilmesini istedi. Başbakan And- reotti'nin, Cossiga'nın isteği üze- rine sorusturma açtınp açtırma- dığı ise henüz kesinlik kazanmadı. ltalya Cumhurbaşkam Frances- co Cossiga'nın, Olof Palme cina- yetiyle P-2 mason locası arasında ilişki bulunup bıılunmadığma iliş- kin sorusturma acüması isteğinin ardından lsveçli polis yetkilileri, kendilerinin daha önce bu olası- bk üzerinde durduklannı söy- lediler. Olof Palme'nin öldürulmesiyle ilgiü" soruşturmayı yürüten tsveç polis şefı Hans Oelvebro dün yap- tığı açıklamada, P-2 mason loca- sının Palme cinayetine kanşmış olabileceğini bildirdi. Oelvebro, bu ihtimahn, Ameri- kan Merkezi Haberalma örgütü (CIA) hesabına çauştığını söyleyen bir "mahbiriıT ttalyan televizyo- nu RAI'de yaptığı açıklamaJardan sonra ortaya çıktığını kaydetti. tsveç polis şefı, "Oiof Palme d- nayetiyle P-2 mason locası arasın- da iBşki bulunması ihrimali yeni bir konn degil. Bn ihtimal, soruş- tvma sırasında efimize geçen bin- lerce bulgudan biri" dedi. Oelvebro, ttalyan RAI televiz- yonu yetkililerine başvurdukları- nı, CIA adına çaiışoklannı söyle- yen kişilerle temas kurmak iste- diklerini söylediklerini, ancak RAI yetkililerinin buna yardımcı olamadıklarını söyledi. ltalya Dışişleri Bakanı geliyor Şarık Tbra Ctub-29'da ağırlayacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) — ttalya Dışişleri Ba- kanı Gianni de MicbehVin Türkiye'ye yapacağı resmi zi- yaret 26 temmuz perşembe günü başlayacak. Dışişleri Bakanı Ali Bozer'- in davetlisi olarak Türkiye'ye gelecek olan konuk bakanı ilk gün tstanbul'da Club-29'da işadamı Şank Tara ağırlaya- cak. Diskotekiere ilgisi ile ta- nınan Bakan Gianni de Mic- helis, 27 temmuz cuma günü Ankara'ya geçecek ve resmi görüşmelere katılacak. Ko- nuk bakan ayrn gün Cumhur- başkam Tnrgut Özal ve Baş- bakan Yıldınm Akbalut tara- fından kabul edilecek. ttalya Dışişieri Bakanı 28 temmuz cumartesi sabahı Türkiye'deıı aynlacak. ttalya Dışişleri Bakanı onu- runa Club-29'da 26 temmuz gecesi bir davet vereceği açık- lanan ENKA Holding Yöne- tim Kurulu Başkanı Şank Ta- ra, bakanla dostluklannin "çrrred, banşcı" bir kuruluş olarak tamttığı Aspen-Roma üyeliğinden kaynaklandığını söyledi. Bakanın halen Aspen- Roma'nın başkanı, kendisinin de genel kurul üye- si olduğunu belirten Tara, söz konusu kuruluşun 4 yıl önce tstanbul'da düzenlenen bir topiantısı nedeniyle o dönem- de Sosyalist Parti'den Çalış- ma Bakanı olan de Michelis'- in bir kez daha Türkiye'ye gelmiş olduğunu, ayrıca ba- kanla her yıl Aspen- Roma'- nın ceşitli ülkelerindeki yülık toplantılarında karşılaştıkla- nnı dile getirdi. ISTANBÜL'rfan HİKMET ÇETİNKAYA (Baştarafı 1. Sayfada) aday gösterilmesinın ötesinde üye yazım lıstelerıni değiştirrnesinden kaynaklanan bunalım sürûyor. Zaman zaman gazete haberle- rinde "SHP aday sıkıntısını aştı" başlıkları görûlse bile sancının he- men dinmesi söz konusu değil. El- bet Vahit Çalırn SHP'nin adayıdır. ismail Cem'den Güneş Gûrseler'e dek tüm partililer Çalım'a destek verecektir Nurettin Sözen tüm ola- nakları Bayrampasa'ya yığacaktır. istanbul il örgütü seçim öncesi ça- lışacaktır. Ama tüm bunlara karşın SHP Bayrampaşa'da sancılıdır... SHP Genel Merkezi Vahrt Çahm'ı Bayrampaşa adayı olarak seçer- ken belki iki oiasılığı düşûnmüştür. Bunlardan birincisi bugünlerde SHP örgütlerinde açıkça tartışıl- maktadır: — Eğer Vahit Çalım kazanırsa genel merkez bir adamımız daha seçildi, bir kale daha kazanıtdı ha- vasına girer. Eğer SHP Bayrampaşa'da seçi- mi yjtirirse suç SHP İstanbul örgü- tüne ve Nurettin Sozen'e yüklene- cektir. Bunun gerekçesi hazıırlır. — örgüt çalışmadı, Nurettin Sö- zen'e olan tepki Bayrampasa'ya yansıdı. Üye yazımlannın değiştirilmesi, üç adayın geriye çekilrnesi, İl Baş- kanı Ercan Karakaş'ın bugüne dek yaptığı açıklamalar bir kenara itile- cektir. Parti Meclisi üyesi İsmail Cem ne demisti: — Vahit Çalım'ın Bayrampaşa1 ya belediye başkanı adayı atanma- sından haberim oknadı. Kısaca genel merkez Bayram- paşa'da kazanılsa da kaydedilse de işin içinden her seçimde olduğu gi- bi sıynlmasını bilecektir. Bayrampaşa'da ANAP'ın silahı su sorunu. Eyüp eski Belediye Başkanı Eyüp Uçak, kendisi gibi göçmen tökenli olan Bayrampaşa sakinlerini etkilemeye çalışıyor. ANAP devlet olanaklarını önümüz- deki gûnlerde Bayrampasa'ya yı- ğacak. Hem SHP'ye hem de DSP'ye karşı atağa geçecek. DSP'ye gelince... DSP Hderı Bülent Ecevit bugün istanbul'a geliyor. Seçimler süre- since İstanbul'da olacağı sanılıyor. DSP'nin Bayrampaşa'da adayı Necdet Özkan, seçimlerin kilit ada- mı olarak tanımlanıyor. Dün sabah SHP'li bir üst düzey yetkilisiyle konuşurken, DSP'li Necdet Ozkan'ın seçilme şansı tco- nusunda şoyte diyordu: — Eğer biz DSP oylannı etkile- mezsek hiç kuşkusuz ANAP Bay- rampaşa'da seçimı kazanacaktır. Ancak SHP ve DSP'nin oytan Bay- rampaşa'da yüzde 4O'ı aşacaktır. DSP'li Necdet özkan 12 Eylül 1980 öncesinin belediye başkanla- rından. Yörede saygın bir adı var. Küskün SHP'lilerte uzlaşma sağ- lanmazsa cyların bir diliminin DSP'ye grtmesi doğal karşılanmalı. Eylül ayına dek muhalefete ek- ran yasağı var. ANAP'lı bakanlar kimi etkinlikter- de TV'de boy gösterecekler. Cum- hurbaşkam ve Başbakan TV'ye çı- kabilecekier. Ancak muhalefete TV yasak. ANAP Bayrampaşa atağını ya- parken devlet olanaklarını sonuna dek kullanacak. DYP lideri Demi- rel "köyiere bile kanalizasyon yap- maya kalkıyoriar" derken ANAPi ın devlet olanağını nasıl kullandı- ğtnı anlatıyordu önceki gün. Adalet Bakanı öttan Sunguriu Bayrampaşa'da konuşuyor. Kendi- sini dinleyenler "cszaevi buradan kaldırılsın" diye yakınıyortar. Sun- guriu o sırada hızını alamamış de- vam ediyor: — SHP'li belediyelerin kadrola- n 12 Eylül 1980 öncesinin militan- lanyla dolu. 12 Eylül öncesi onlar devlet kademelerini de milrtanlar- la doldurmuşlardı. Yurttaşlar sözünü kesiyor Bakan Sunguriu'nun: — Cezaevi buradan kalkstn... Sunguriu yanrt veriyor: — Siz onu başbakanımız geldt- ği zaman söyleyin. SHPİİ belediyeteri militanlann kusattığını öne sürüyor Sunguriu. Devietin önemli kademeterini Nak şibendilerin doldurduğu bir dö- nemde 12 Eylül askeri yönetimin- den medet uman bir sivil iktidar düşünebiliyor musunuz 1990 yılın- da? Eğer düşünüyorsanız işte buy- run ANAP sofrasına... GEÇMİŞLE GELECEK Sabahattin Kudret Aksal bası 3000 lira (KDV içinde)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle