Katalog

19 TEMMUZ 1990 CUMHURİYET/7 İNSANLAR F Ü S U N Ö Z B İ L G E N GÖRÛŞ Gerçekdost Dost, gecenin dördünde telefon edebileceğın kişkjir. MartemDiatrich POSTA İLE KÛL GÖNDERME EYLEMİNDEN GÖZLEMLER Memurlar, memurları kovalarken.. TARİH: 16 Temmuz 1990 \er. İstanbul BüyOk Postan£ nin önü Eylem: Malıye Bakanı'na mektup yollama. önlea: Kuşatma ve gözaltına alma... Fotografta gorünen manzara- yı izleyen tunsıler şaskın şaskın sonıyorlardı. "Nedeabnbinayıpofelersar- mış, ae olayor?" Biz de yarutlamaya çakşıyor- duk: Memurlar eylem yapıyor, polis de engellemeye çalışıyor. Peki polısın engel olmaya ça- hştığı bu "eylem" neydı"' Yüzde 25 zammı az bulan me- murlar gündüz toplanarak ma- aş bordrolannı yakmıslardı. Ak- şamüstü de yıne toplanarak bu bordronun küllenru Büyük Pos- tane'den Maliye Bakanı Adnan Kahved'ye postalayacaklardı. Bu "eylem" kendılerı de dev- let memuru olan polısler tarafın- dan engeUenmekteydı. Pohs, Bü- yük Postane'yı sunsıkı kuşatma altına almış, insanlann poStane- den mektup postalama hakkını engdlıyordu Bu arada "mennır- tar" ile <4 poUs memnılan" ara- anda şu konuşmalar geciyordu: Memoriar — Neden yürüjne- mıze ızın vermiyorsunuz? Bız sa- dece sesimizi duyurmak içın bu- radayız. Ekmek parası ıçin çırpı- nıyoruz. Polisier — Gündüz yaptığmız eylemlerde sesimzı yetennce du- yurdunuz, o zaman seyrettik. Ama şimdi izin veremeviz. Emir kesin... Mcmariar — Bakın sız de me- mursunuz, biz de, biz burada a- zin adınıza da yürüyoruz, sizin imklaruıızı alnmk içîn ça- MEMURA B\R1KAT — Çevik kuvvet memurlann poslaaaye girmelerini onlemek için uznnca bir "etlen duvar" oluşturdu. (Fotograf: Mubarrem A)dın) bahyoruz... PDIIS — Tamam ben de me- murum, benim de hakkım ama «nır geldı, yürüyemezsiniz. Memariar — Polıse sendıka, polıse sendıka, kahraman pohs kahraman pohs... Pottrier — Kesinlikle bır za- rar vermeyeceğız. Dağılın, ta- mam mı? Memuriar — Itmeyin, hepi- nuz aynıyız, lütfen... Polisler — Siz de bizi anlayın, kesin emir geldi, karsı korsanız alınz... Memuriar — Bırakın yüruye- lim lütfen... Polisler — Bakın son defa söylüyoruz. Sonra sızı almak zonında kalacağız. Lütfen dağV lalım. Emır geldı, almak zorun- dayu. Gözaltına alınırsanız ve hakkınızda işlem yapüırsa hepi- nizin memunyeti yanar, yaak olur size. Blr menur bafınyor — 300 bin lıra kıra veriyonun, aldığun 450 bın lira... Kimse bıze para vermiyor. Almak ıçin bu yürü- yüşü yapmamız gerek... Polisler — Laftan anlamıyor- sunuz, fena olacak... Bir doktor — Ne yani, Ostfl- me gelıp dövecek misin, bana vuracak mısın, ben doktorum. Sonra hastalandığın zaman be- nim karşıma nasıl geleceksin, hangi yüzle bana ve şuıadakı hemşırenın yanına geleceksin, sonıyorum... MŞBAKMftGÖSIEIÜLEIİKBİ Üç beş kişi durmuş izliyor KOSKOCA başbakan kalkmış, taa memleket- lerine kadar gelmiş. Kürsü kurdurmuş, nutuk atıyor. Neler yaptılar, daha da neler yapacak- lar, anlatıp duruyor. Bu insanlar adam olmaz. Gelip de dinlemek zahtnetine bile katlanmıyor- lar. Birkaç memur metazori gelmiş, ağaç gölge- lerine sığınmış, dinler gibı yapıyor. Adalet Ba- kanı Oltan Sungurlu da biraz daha kalabaük gö- rünsun diye dinleyicilerın arasında durmuş. Ma- latya'nın Yazıhan ilçesindeki mitıngde topu to- pu 100 kışi yok. ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yıldınm Akbulut, partısının oylarının endiğinı bu mi- tinglerde anlıyordur herhalde. (Fotoğraf: Selahattin Gökatalay) GÖCEK BEKLEMEDE Pobs — Tamam, sen doktor- sun anhyorum, ama yürüyemez- siniz... Memurlar Sirkeci Gan'nın önündeki caddeyi ızleyerek eski emniyet müdûrlüğü bınasının bulunduğu sokağa gınyorlar. Polisler ise karşı sokaktan pos- tane>e doğru yurüyorlar. Taraf- lar birbınnı gördükten sonra or- talık bareketlenıyor Polisler ve çevik kuvvet ekıplen alkış tutup, slogan atan memurlara doğru koşar adımlarla hücuma geçı- yorlar. Gazetecıler ortadan, ke- nara çekilirken, kovalamaca başlıyor. Memurlar "yalı" ve «Bİlas" seslerıyle bu- lundukları yerden Emınö- nü'ndeki vapur iskelelerine dog- ru yönelıyorlar. Polisler de arka- lanndan koşuyor. Üst geçidın al- tından geçen memurlar, iş çıkış saatınde oldukça kalabalık olan iskeleye gırip, dığer vatandaşla- nn arasında kayboluyorlar. Po- lisler gözüne kesürdiğı memur- lan bulmak ıçin kaJabalığın içi- ne dalıyorlar. Polis amırleri çe- vik kuvvete "Şnnu al, şunu da »1, sryaUı bayam istijonım" şek- lınde komut yağdınyor, onlar da bu komutlan yerine getiriyorlar. "Gözone kestirdiVleri" sıyahlı kızı önce ıkı çevik kuvvet kolun- dan yakahyor, diğerlen de etra- fını sanyor, kız çırpınıyor, göz- len arkadaşlannı arıyor Ağla- maya başhyor, "Ne OIBT beoi bı- rakmayın, knrtann arkadaslar, neredesiniz" diye bağınyor. Üst geçidın altında bekleyene ekip arabası kızm gözünü korkutu- yor. Etraftaki insanlar olayı deh- şetle izliyorlar. Bu sırada kızm bağırmalan yükseliyor. Polisler kızm kolunun kınldığını anla- yınca onu üst geçidin altına so- kuyorlar. Burada bıraz sakinle- şen ama yaşadığı dehşet nede- myle şoka ugrayan genç memur konusamıyor. Fotoğrafını çekip, adııu soran gazetecilere tek ke- lime bile söyleyemiyor. Birlikte geldiği arkadaşlanmn hiçbirisi yanında yok artık. Tek başına kalıyor. Kurtuluşu olınadığuıı ve bırakılmayacağını anlayıp, do- nuk gözlerle etrafına son kez baktıktan sonra ekip otosuna bi- niyor ve hızla olay yerinden uzaklastırılıyor. SAKARYA'NIN BAŞ1 SAĞOLSUN Özalbirgelse... SHP'h belediyelenn parasız- Uk sorunları büyüyor. Turizm yörelenndekı belediyeler huku- metin kösteklemesinden oturu özellikle turizrn sezonlannda doğru durust hizmet vereme- mekten şikâyet ediyorlar. Göcek Belediyesi de bunlar- dan bın Cumhurbaşkarü özal'ın seçımlen kazanamadı- ğı için cezalandırdığı ve kus- kün olduğu söylenen yörenın Beledıye Başkanı Behzat Ak- dolun Cumhurbaşkanına ha- karet ıddıasıyla bir sure gözal- tına da alınmışü. Göcekhlenn büyuk umudu özal'ın artık kuskunluğu bıra- karak yeniden Göcek'e gelme- si. Boylece devlet yardımının da başlayacağmı dUşunüyor- lar. Özal ise hâlâ kuskünluğu- nu surdûmyor. Bayram sure- since Okluk Koyu'nda kalan özal, bir ara çevreyi dolaşırken Göcek civanna da gelince bel- dede buyük hareketlenme baş- ladı. Herkes telaş ve sevinç içinde beklıyordu, ama özal Göcek'in kenarlarından geri döndu. özal artık gelmiyor ama bir zamanlar çok beğendıği ve adını duyurduğu ıçin Göcek şimdi milletvekillerimn gözdesi oldu. Ahmet Özal ve eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren de geçerken şöyle bir uğruyor- lar. Göcek'in sorunları da diğer belediyeler gıbi. Vidanjöru yok, çöp arabalan az ve eski. Elektrik şebekesi çok eski ve sık sık anza yapıyor. Su, elek- triklı pompayla verildiğı ıçin elektrik kesildiği anda sular da kesılıyor. Bunlann dışında Göcek'te- ki en buyuk sonınlardan bir tanesı de telefon çıkış hattının azlığı. Göcek'in eskıden 10 çı- kış hattı varmış, bunlardan 3'ü alınarak Üzümlü'ye verilmiş. Şimdi 7 çıkış, 6 gjriş hatla yüz- lerce insan konuşmaya çalışı- yor. Bir iki saat boyunca tele- fon kulübesinin içinde bekle- yen insanlar baygınlık geçiri- yor. Belediye PTT Genel Mü- durlağfi'ne 1 yıl önce başvur- rauş; 30 çıkışlı, 1500 santral için, hâlâ bekliyor. Bir başka sorun da sinekler. Parası olmadığı içın ilaçlama yapamadığım anlatan Başkan Akdolun "30 - 40 milyon lira- lık sinek ilacı parası iazun, ne- reden bulacagız" diye soru- yor... HACIVALİLERE Küçük bir mektup ÇAĞDAŞ "aşamı Destekle- me Derneğı Yönetım Kurulu adma Başkan Prof. Dr. Tur- kân Sa>lan imzası ile bu yıl Su- udı Arabistan'ın davetlısı ola- rak hacca gıdıp haa olarak dö- nen valılere birer kuçük mek- tup gondenldi. Mektupta şöyle deniliyordu: "Sayın Vali, Anayasamızın ve laik Tiırk hukukunun size sağlamış ol- duğu temel ozgurlıiklere daya- narak dini İDancınız dogndtn- snnda bac farizesini davetli olarak yerine getirmiş olduğu- nuzu basmdan öğrenmiş bulu- nnyoruz. Bundan boyle de vatandaş- lara anayasa ve kanunlar önunde, dini buynıklan gozet- meden eşit muaînele yapacağı- nızı ve takdir yetkinizi laik Cumhuriyet ilkeierine uygun şekilde kullanacağınızı umanz. Saygılarımla" Laikliğin de "İSLAMIN 5 rüknünden biri olan Hac farizasını ifa için Al- lah (C.C.) ün misafin olmak ve de Resulullah (SA.V.) Efendi- mızın komşuluğunun terennü- münde bulunmak arzusu ile; Peygamberimizin aşkı ile ya- nan, Rabbimizin sevgisi ile bü- tünleşen, tslamın nuru ile öz- leşen, en çok sevdiklenni gözû yaşlı arkada bırakıp Cenab-ı Hakka kavuşmanın heyecanı ile Mekke-i Mükerreme"de Arafat'ta vakfe yapıp günah- lanndan sıynlan ve anasından doğmuş gibı bütün kusurlann- dan aklaşan, "Allah yolunda ölenlere öluler demeyiniz, bi- lakis onlar dindırler, fakat siz bunun şuurunda olamazsınız" ayeti celilesinin muatabı olarak ulvi bir ahiret yolculuğu ile be- raber Mına'da Rablenne, Re- sulullahın beldesine kavusan şehadetleri ile "Ben kulumun zannına göreyim" Allahın mutlak af ve mağfuret derya- sına dahil olan saygıdeğer ve çok muhterem Sakaryalı hem- şerilerime en kalbi başsağlığı dileklerimi iletir, mukaddes yolculukta Yüce Mevlamızın rahmetine tevdi olunanlara Al- lah'tan rahmet diler, en denn saygılanmı sunanm. Yalçın Kocak Sakarya Milletvekiü" Laik cumhuriyeti koruyaca- ğuut ant içmiş ANAP Sakar- ya Milletvekih Yalçın Koçak'- ın, hacılann ölümü Uzerine ga- zetelere verdiğı ilan boyle.. Laik cumhuriyetin de başı sağolsun. HAYVANLAR İSM4İL GULGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHlç AK HIZLI GAZETECİ ISECDET •ntfl-B. etOERK&i Uee OLASiU&A KARŞI ISHAL. WAMİNiERitiiZl, KREM-MRE İti / ELPİVENlERİHİlı GOTÜRSENlZ f VfACK ACABA 0İ£ NEZAteT ZAgrasl KuRuLSA FAYOASI OLU? ILTlFAT ETVM B6ER TTIHSZ cü NAM\ 5£Y BEN UAYA- ÇİZGİLİK KÂML MASARACI •cr~ AĞAÇ YAŞKEN EĞİLÎR KEMAL GOKHAX GÜRSES GARFIELD JM DAVIS TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19 Temmuz COLT'UN TABANCASL. 1814-TE BUGUU, SlLAH YAPtMClSI SAMUCL COLT, AMEIZİKA'OA PO&MUÇTU. bAHA İUC 6ENÇUK YILLA&INPA, TZtpLU 8tR TABAN- CA rASARLAYIP, rAffm MOOEÜYLB M- TENr ALMAvt SAÇARM/çrr. u&enME si- RtŞTlSt 183O 'LU YfLLAieDA, İUC ÜRÜNLE- Rl, AĞtG OLÜŞU l/£ TUTZIKLUK YAPMA- LA/Zf NEDENIYLE PEK KUSUÜSUZ S4Y/L- MA2Dl.f<UÇUfC 8'K SADMEYLE 8İLE Ar£f ALABtCI YO&, TAŞtYAN tÇttJ DE TEH- LIK£ YA6A77YOGCHJ <ANCAtC, İB5O'O&J SONRA U&ErfM Get-fŞTlBfLMfÇ, OAHA tYf MODELL£K yAPtlA4tÇT7. COCT 771- BANCA S£6Ç.BK-neM CAN TÜRK ve DÜNYA KARİKATÜRLERİNDEN \