Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 TEMMUZ 1990
P A B T İ L E B D E N
İçki yasağı MeclistejKESî
HABERLER CUMHURÎYET/ll
Ömer
Çiftçi, Ankara Valiliği'nin bazı bölgelerinde içki satışını
yasaklamasını bir soru önergesiyle TBMM gündeminc
getirdi. ömer Çiftçi, Başbakan Yıldırun
Akbulut'a, bu uyguiamanın "şeriat devleti
provası" olup olmadığinı sordu. SHP'li
| Çiftçi, Başbakan Akbulut tarafından
' yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı'na
verdiği soru önergesinde, "Bu uygulama
ülkemizde şerıat devleti oluşturma çabasında
olan güçlere uyunı sağlama, deslek olma ve
onlara prim verme amacıru mı taşımaktadır" diye sordu.
(Ankara / ANKA)
suW*
Siyasi bunahm
faaliyet gösteren Yeni Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı
Orhan Üçok, üJkede "siyasi bunalım" yaşandığıru bildirdi.
Uçok, "Bağıınsız bir cumhuriyet olan KKTC'nin iç işlerine
kanşılmamalı. Türkiye'deki birtakırn yetkililer, KKTC'deki
ban işadamlan Ue birlikte milli iradeyi yönlendirmeye
çahşıyor" dedi. YDP Genel Başkanı Orhan Üçok, siyasi
temaslar nedeniyle bulunduğu Ankara'da bir basın toplantısı
düzenledi. Üçok, cumhurbaşkanı, milletvekili ve yerel
seçimler sonrası, Demokratik Mücadele Partisi'nin seçim
sistemini boykot gerekçesiyle parlamentoya girmediğini
anımsattı. (Ankara / ANKA)
DemirePin programı £
Süleyman Demirel, 20 temmuz - 6 ağustos tarihleri arasında
partisinin 12 U ve 1 ilçe kongresinde konuşacak. Demirel, 20
temmuz cuma gürrü partisinin Balıkesir
kongresine katılmak üzere tstanbul'a gidecek.
Buradan helikopterle Balıkesir'e geçecek olan
1 Demirel, il kongresinde konuştuktan sonra,
I / Balıkesir Fuarı'nın açılışına katılacak.
 Demirel, 22 temmuz'da Manisa, 26
temmuzda Izmir, 28 temmuzda Kayseri, 29
temmuzda Eskişehir, Kütahya ve Afyon il
kongreleriyle 30 temmuzda Ankara-Çankaya ilçe kongresine
katüacak. Demirel, ağustos ayırun ilk haftasında da Denizli
(4 ağustos), Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ (5 ağustos) ile
Gaziantep (6 ağustos) il kongrelerinde konuşma yapacak.
(Ankara/AA)
Horzum
Bankası eski Genel Müdürü hakkındaki iddialan
araştırmakla görevii Meclis Komisyonu, yurtdışında da
inceleme yapabilmek için TBMM Başkanbğına başvurdu.
Komisyon dün yaptığı toplantıda, geçen ay Istanbul'da
araştırma yapan alt komisyonunun hazırladıgı raporu
inceledi. Komisyon Başkanı ANAP Adana Milletvekili Ledin
Barlas'ın yaptığı açıklamaya göre tstanbul Belediyesi ve
Zmlak Bankası 'ndan beklenen yazılar komisyona ulaşmadığı
için çalışmalara 20 temmuz cuma günü devam edilmesi
kararlaşürıldı. Ledin Barlas, komisyonun tsviçre'ye giderek
inceleme yaprnasına ilişkin bir söruyu cevaplandjnrken
yapılacak başvuruyu hazırladıklanru belirtti. (Ankara / AA)
• • • *
Basın Ozgürlügü Odtilti
• tsUnbul Haber Servisi — Gazeteciler Cemiyeti'nin,
"Basın özgürlüğü Ödülü", kişi olarak TBMM Başkanı
Kaya Erdem'e, kuruluş olarak da Türkiye Barolar
Birliği'ne verilecek. Gazeteciler Cemiyeti'nden yapılan
yazıh açıklamaya göre Basın Özgürlüğü Seçici Kurulu, 13
temmuzda yaptığı toplantıda, ödüllerin, basın
özgürlüğünü savunan yönünde çaba harcayan kişi olarak
TBMM Başkanı Kaya Erdem'e, kuruluş olarak ise
Türkiye Barolar BirliğTne verilmesini kararlaştırdı. ödül
plaketleri, 24 temmuz saJı günü saat 18.30'da, Emirgân
Korusu Beyaz Köşk'te düzenienen toplantıda verilecek.
Gtivenlik soruşturması işliyor
• ANKARA (AA) — Adalet Bakanı Oltan Sungurhı,
SHP Çonım Milletvekili Rıza Ilıman'ın 'güvenlik
soruşturmalanyla' ilgili soru önergesine verdiği cevapta,
güvenlik soruşturması yönetmeligınin yürürlükte
olduğunu bildirdi. Sungurlu, Ilıman'a gönderdiği yazılı
cevabında, güvenlik soruşturması yönetmeliğinin iptali
istemiyle açılan bir davanın 1989 yılmda reddedildiğini
kaydetti. Bir başka dava üzerine Danıştay tdari Dava
Daireleri genel Kurulu'nca, 'Resmi Gazete'de
yayımlanmadığı' gerekçesiyle güvenlik soruşturması,
yönetmeliğinin iptal edildiğini hatırlatan Sungurlu, bu
karann 'düzeltilmesi' için başvuruda bulunulduğunu,
fakat bunun sonuçlanmadığını belirtti.
Ev sahibini afişli protesto
• GAZİANTEP (AA) — Gaziantep'te bir kiracı, evden
çıkmasını isteyen ev sahibini protesto etmek için evin
penceresine, "Vicdanlı ev sahibi aranıyor" yazıh pankart
astı. Müzeyyen Kurtar (42) adlı kadın terzisi 14 yıldan
beri kiracı olduğunu ve oturduğu daireyi hem işyeri, hem
de ev olarak kullanmak zorunda kaldığını belirterek "Ev
sahibinin kaprislerinden bıktım. Bunun için bu protesto
yolunu sectim" dedi. Müzeyyen Kurtar, kirada oturduğu
daireden aynlmak istediğini, ancak bütçesine göre kiralık
ev bulamadığını kaydederek "Hep ev sahipleri (kiralık)
yazacak değil, bende kiracı olarak (vicdanlı ev sahibi
anyonım) yazdım. Belki çağrıma cevap veren olur" diye
konuştu.
İzmir'de 1402'likler görevde
• tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Ege Ordu ve
Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından 1402 sayılı yasa
gereği görevinden alınan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
öğretim üyelerinden Prof. Dr. Türkan Süren, Prof. Dr.
Veli Lök, Prof. Dr. Erol Mavi ve Prof. Dr. Cumhur
Ertekin dün görevlerine başladılar. Ege Üniversitesi Tlp
Fakültesi tarafından hazırlanan kücük bir törenle
karşılanan öğretim üyelerinden Prof. Dr. Veli Lök,
arkadaşlanmızın arasına dönmekten çok mutluyuz. Geri
dönmemiz bize pazartesi günü bildirüdi. Apar topar geri
döndük. Şu anda uzun süredir ayn kaldığımız yeni
yaşama intibak etmek istiyoruz" diye konuştu.
İthal sflaha ilgi
• ANKARA (AA) — Türkiye'de ithal sılaha olan ılgi
»iderek artıyor. Bu yıhn ilk dört ayında geçen yılın aynı
önemine göre ithal edilen ateşli silah sayısı yüzde 51.2
oranında artarak 1.968'e ulaştı. Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığı (HDTM) verilerine göre ocak-nisan
döneminde ithal edilen silah sayısında görülen artışa
karşın, ödenen döviz miktarı yüzde 23.5 azaldı. Dört
ayda ateşli silahlar için 660 bin dolar tutarmda döviz
ödendi.
DÜZELTME
• llhan Selçuk'un dün yayımlanan 'Pencere' köşesinde,
'Colosseum, Isa'dan önce 82 yıhnda açümıştı' şeklinde
yer alan cümle 'Colosseum, Isa'dan sonra 82 yıhnda
açılmıştı' şeklinde olacaktır.
Anayasa Mahkemesi, 424 ve 425 sayılı KHK'ları esastan incelemeye karar verdi
Kararnamelere yargı yoluSHP'nin başvurusunu ele alan Anayasa
Mahkemesi, İçişleri Bakanı ile Olağanüstü Hal
Bölge Valisi'ne "sansür ve sürgün" başta olmak
üzere geniş yetkiler tanıyan kanun hükmündeki
kararnameleri esastan incelemeyi kararlaştırdı.
Karar, 5'e karşı 6 oyla alındı.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Anayasa Mahkemesi, İçiş-
leri Bakanı Jİe Olağanüstü Hal
Bölge Valisi'ne, "sansür ve
sürgün" başta olmak üzere geniş
yetkiler tanıyan 424 ve 425 sayılı
kanun hükmünde kararnameleri
esastan incelemeye karar verdi.
Boylece, bu kararnameler için yar-
gı yolu açılratş oldu.
Anayasa Mahkemesi, söz konu-
su KHK'lara ilişkin SHP'nin yap-
tığı başvuruyu, dünkü oturumun-
da ele alarak, 5'e karşı 6 oyla esas-
tan incelerneyi kararlaştırdı. önü-
müzdeki günlerde Anayasa Mah-
kemesi raportörü tarafından ince-
lenmeye başlanacak olan söz ko-
nusu KHK'lar daha sonra Anaya-
sa Mahkemesi heyetince görüşü-
lecek.
Anayasa Mahkemesi'nin bu ka-
ran, Güneydoğu karamamelerinin
"nÜdiğTne deaçıklık getirdi. Söz
konusu kararnamelerin, anayasa-
mn 148. maddesinin 1. fıkrasında
tanımlanan "olaganüstü hal
karamameleri" olduğu belirtile-
rek, iptali için Anayasa Mahkeme-
si'ne başvurulamayacağı savunul-
muştu. Ancak bu kararla, 424 ve
425 sayılı KHK'lann, "olağanüs-
tü hal kararnamesi" niteliği taşı-
madığı ortaya çıktı.
SHP adına başvuruyu yapan
Seyfi Oktay, "Gerçekten çok an-
lamlı bir soooç" olarak nitelediği
Anayasa Mahkemesi karannı de-
ğerlendirirken, "Anayasa Mahke-
mesi, hukui devleti ilkesj ve an-
layişını koruma görevine sahip
çıkmış, kendi görevine ve işlevine
oygun bir karar vermiştir" dedi.
Aksine bir karar çıkması halinde,
Türkiye'de demokrasinin fülen iş-
lernez hale gelmesi sonucunun do-
ğabileceğini kaydeden Oktay, şöy-
le dedi:
"Bu KHK'lar, her ne kadar
anayasamn 121. maddesinin 3.
hkrasına göre cumhurbaşkanıoın
başkanlığında kararlaştınlınış ise
de içeriği ve kapsamı itibanyla
anayasamn bu maddesinde belir-
tenen KHK niteliğinden uzaktır.
Gerek mûcavir alan ihdası ile ola-
ğanüstü hal bölgesi dışında da
olağanüstü hal rejimi uygulamak,
gertkst olağanüstü hal bölgesi ve
mücavir alan dışında tüm ülkede
uygulanan hükumler taşımakta-
dır. Böyle bir düzenleme huknk
devleti ilkesini ve anlayışını tü-
miiyle etkisiz haie getirebüecek bir
içerik de taşımaktadır. Bu karar-
dan sonra, basınla ilgili olarak ge-
ürilen çok sert, lusıtlayıcı hukıim-
ler için iptal yolu da acılmıştır.
Bundan böyle olağanüstü hal böl-
gesi dışında çıkanlan dergi ve ga-
zetelerin rayını )-asaklanama)aca-
ğı gibi, matbaalar da kapatılama-
yacakür. A>nca İçişleri Bakanı da
bir sıkıyönetim komutam gibi knl-
lanacağı yetkilerden yoksun kala-
cakdr."
Ankara Üniversitesi Hukuk Fa-
kültesi idare htkuku öğretim üyesi
Prof. Dr. Metio Gundaj da Ana-
yasa Mahkemesi'nin 424 ve 425
sayılı KHK'lan denetleyebüeceği-
ne ilişkin karannı son derece an-
lamlı olarak niteleyerek, "Çünkü,
bu KHK'lar olağanüstü hal
KHK'lan olup, anayasamn 148.
maddesinin birinci fıkrası uyann-
ca bu KHK'lann olağanüstü hale
ilişkin olraalan nedeniyie şekil >e
esas bakımından anayasaya aykı-
nlığı iddiasıyla Anayasa Mahke-
mesi'nde dava açılamayacagı be-
lirtilraiştir. Anayasa Mahkemesi
bu karanyla, aslında hukuk dev-
leti ilkesiyle açıkca çelişeo ve ola-
ğanüstü hal rejimini bir anayasal
rejim olmakian çok bir polis re-
jimi biçiminde anlayan 1982 Ana-
yasası'nın getirmiş olduğu bu yar-
gı denetimi kısıntısını aşmış bu-
lunmaktadır. Dolayısıyla hukuk
devleti açısından sevindiricidir"
diye konuştu. Günday, şöyle de-
vam etti:
"Anayasa Mabkemesi'nin kara-
nnın gerekçesini bilmemckle bir-
likte, bu kararnameler ile olağa-
nüstü hal yönetiminin işlemlerinin
etkisinin olağanüstü hal bölgesi
dışına taşınldıgı gözonunde tutul-
dugunda, Anayasa Mahkemesi-
nin anılan kararnamelerin bu hü-
kümlerini olağanüstü hal kararna-
meleri olarak değil de olağanüs-
tü halin ilan edilmediği bölgeler-
de etkisini gösteren olağan karar-
nameler olarak anladığını sanıyo-
ruz. Örnegin. 424 sayılı KHK'nın
1/a maddesiyle İçişleri Bakanı'na
tanınan yayımlanan her türlü ba-
sılnuş eser hakkında bunlann oia-
ğanüstü hal bölgesi içinde ya da
dışında basılmış olup olmadığına
bakılmaksızın basılmalannı, ço-
ğaltılmalannı, yayımlanmalarını
ve dağıtılmalanm yasaklaraa ve
gerektiğinde bunlan basan nutba-
alan kapatma yetkisi, ya da ola-
ğanüstü hal yönetiminin işlemle-
rinin etkisini mücavir alan deni-
len ve aslında yine olağanüstü hal
bölgesi dışında yer alan alanlara
'ONURLU VE ÖZGÜR BİR YAŞAM'IN İKİNCİ ETABI KOCAELİ^DE BAŞLADI
ASAM YÜRÜY
HALKİNEMEK
YÜRÜYÜŞTE İKİNCİ ETAP — HEP milletvekilleri dün Kocaeli ve Sakarya'da yarüyüslerini snrdürdüler.
HEPyürüyüşüne'polis ilgisi'
YALÇIN ÇAKIR
KOCAELİ / ANKARA — Halkın Emek
Partisi'nin 11 kurucu milletvekilinin 9 gün-
lük "onurlu ve özgür bir yaşam" ytirüyü-
şünün ikinci etabına Kocaeli'den başlayan
11 milletvekili Sakarya ve Bolu'yu yürüye-
rek geçip dun akşam Ankara'ya vardılar.
Kocaeli il gırişinde polisler HEP otobüsü-
nün yolunu keserek milletvekillerinin dışın-
da yürümek isteyenlere engel olacaklannı
söylediler. Milletvekillerinin yürüyüşüne va-
tandaşlar alkışlarla eşlik etti. SBP ve TBKP
Kocaeli kumcuları da yürüyüşe katıldılar.
Daha sonra Kocaeli-Adapazan arasında bu-
lunan dört lastik fabrikasını gezen milletve-
killeri, Sakarya'da çok sayıda polis otosu ta-
rafından izlendi.
HEP otobüsünün Sakarya girişinde önü-
nü kesen polisler, Sakarya Valisi'nin talimatı
olduğunu ve şehir içinden geçiş yapamaya-
caklannı bildirdiler. Bu nedenle Fehmi Işık-
lar ile polisler arasında tartışma çıktı. Da-
ha sonra, kendilerini "emek takımı" olarak
adlandırılan milletvekilleri, kent merkezin-
den yürüyerek gectiler. Bolu girişinde de po-
lisler tarafından karşılandı. Bolu girişinde
polis, HEP'lilere "Sizlere engel olmayaca-
ğu, ancak sivil v«tandaşlardan yüriiyenleri
fflme alacağu" dedi. Olaysız geçen yürüyüş
sırasında Halkevleri Bolu Sekreteri Kemal
Güngöl'ün gözaltına alındığı Öğrenildi.
HEP'liler bugün Ankara'da eski TBMM bi-
nasından yeni Meclise kadar yürüyecekler
ve yarın Kınkkale'ye hareket edecekler.
da yaymasına iUşkin hükümleri,
bir olağanüstü hal KHK'smda yer
alabiiecek rürden hikiimler defS-
dir. Çünkü, olağanüstü hal karar-
nameleri sadece ve sadece olağa-
nüstü halin ilan edildiği böigeler-
de uygulanabilir. Bu nedenle Ana-
yasa Mahkemesi, sözü edilen hü-
kümlerin anayasaya uygunlugu-
nun denetlenebileceği sonucuna
uiaşnııştır, ki bu sonuç son dere-
ce yerindedir. Anayasa Mahkeme-
si'nin bu yaklaşımı ışığı altında,
adı geçen kararnameİeria bu hü-
kümlerine dayanılarak yapılacak
işlemlere karşı (matbaa kapat-
mak, yayınJan yasaklamak gibi)
idari yargı yoluna başvurulacagı-
nı da kabul etmek gerekir."
MuhaUriıııiz
Doğana
saldırı
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Gazetemiz Ankara bürosu
muhabirlerinden Ali Doğaa'ın
evine silahlı saldında bulunuldu.
Saldırganlar Ali Doğan'm eşi Tü-
Un Doğan'ı demir çubuklar ve ta-
banca kabzası Ue yaraladılar.
Yenimahalle örnekevler Yapı
Kooperatifi Başkanı Mehmet Re-
cep Erdoğdu'nun inşaatında ça-
uştığı belirlenen üç inşaat işçisi ta-
rafından gercekleştirilen saldın ile
ilgili olarak savcılıkça soruşturma
başlatıldı. Saldırganların kimlik-
lerinin saptandığı ve yakalanma-
lan için çalışmalann başlatıldığı
bildirüdi.
Ankara büromuz muhabirle-
rinden Ali Doğan bir süre önce,
Batıkent'te, Mehmet Recep Er-
doğdu'nun bir başka şahsa "lo-
hçto" saldında bulunmasına tanık
olmuş ve Erdoğdu aleyhinde mah-
kemede tanıklık yapmıştı. Bunun
üzerine Erdoğdu, tanıklığını geri
alması için birkaç kez kendisi, ya-
kınlan ile arabası ve evine saldın
dOzenlemişti. Bu saldıniarla ilgi-
li davalann da halen mahkemekr-
de sürdüğü bildirüdi.
önceki gece meydana gelen
olayda, üç kişi olan saldırganlar,
saat 21.45'te silahlı olarak Do-
ğan'ın evine girerek iki el ateş et-
tiler. Daha sonra dlerinde demir
çubuklarla içerde bulunan Doğan,
eşi ve cocuğuna saldırdılar. Do-
ğan'ın eşi tabanca kabzası ve de-
mir çubukla başından ve kolun-
dan yaralanırken Doğan da evde
bulduğu sert cisimlerle saldırgan-
lara karşı koymaya çalıştı. Saldır-
ganlar daha sonra hızla olay ye-
rinden uzaklaştılar. Konu, Anka-
ra Valiliği'ne, emniyet müdurlü-
ğüne ve jandarma il alay komu-
tanlığına ilctildi.
GüneyAmerika İnsan Haklan veRuh Sağlığı Enstitüsü Başkanı Becker, Türkiye'de Protestocu
İnal'a
İşkence, iıısaııuı kişiliğiııi yıkıyor'
ERBİL TUŞALP
ANKARA — Güney Amerika
tnsan Haklan ve Ruh Sağlığı Ens-
titüsü Başkanı Dr. David Becker,
Şili'de 14 Mart 1990 tarihinden bu
yana bir devlet politikası olarak iş-
kenceye başvunılmadığım söylü-
yor. Dr. Becker, General Pinoc-
het'nin devlet başkanlığından ay-
nlmasımn bu gelişmede önemli
bir etken olduğunu vurgularken
işkencenin olumsuz sonuçlannın
üçüncü kuşağa kadar yansıdığına
dikkat çekiyor.
Bir Alman yurttaşı olan psiko
log doktor David Becker'in Şili ile
ilgisi, kendi deyişi Ue "bir siyasal
göçmen olan eşinin onu Şili'ye
kaçınnasıyla" başlıyor. Dr. Bec-
ker, işkencenin insan üzerindeki
etkilerini ve işkence sonrası yaşam
konusunda doktora eğitinıini ta-
mamlamış, otuz beşinde genç bir
psikolog.
Türkiye İnsan Haklan Vakfı-
nın çağrıhsı olarak ülkemize gel-
diğini sö>'lüyor Dr. Becker, "insan
haklanna karşı davranışlaria ilgili
kuruluşlarda çalışanlann, dene-
yimlerini birbirlerine aktarmak-
tao sorumlu olduklannı" ekliyor.
Dr. Becker, Şili'de 16 yülık bi-
lançonun çok kabank olduğunu,
15 milyonluk bu ülkede askeri re-
jim altında 450 bin kişinin işken-
ceye uğradığnun saptandığını,
bunlardan 50 bininin ağır travma-
lara maruz kaldığını söylüyor. İş-
kencede ölen, gözaltındayken kay-
bolanlann sayısı ise yaklaşık 4 bin
kadar "Sayıiarla konuşurken çok
dikkatii davranmak zornndayız"
diyor Dr. Becker ve "Bir yanda or-
taya çtkmayan olaylar var, öte yan-
da da sayılaria korku üretimine
neden olmak" diye surdürüyor.
Korku ve devlet
ilişkisi
Psikolog doktor David Becker
Güney Amerika İnsan Haklan ve
Ruh Sağlığı Enstitüsü'nün çahş-
maları konusundaki sorulan ya-
nıtlıyor:
"Biz üç alanda uğraş veriyoruz.
öncetikle işkence karbanlannı te-
davi ediyoruz. Bnnlann rümü biz-
ce ağır vakalar. Enstitümüz baş-
kenl Santiago dışında örgüdenmiş
değil. İkinci nğraş alanımız ülke
dfizeyinde insan haklanna gönül
verenlerin eğitimi oluyor. Son ola-
rak da rah sağhğı ile ilgili çaiışma-
lar yapıyoruz. Orneğin Şili'de kor-
ku ve devlet teröninü çözümleyen
bfiyâk bir arastırma yüriitüyo-
rnz."
Çalışmalannı enstitü rnerkezin-
deki 6 ekiple yürüttüklerini söy-
DAVID BECKER — Şili'de bilanço kabank.
Şili'de 450 bin kişinin işkence
gördüğünü saptadıklarını
söyleyen Becker, "İşkence sadece
bilgi almak için yapılmıyor.
Insanın kişiliğini yıkmak,
kurbanın politik aktivitesini yok
etmek ve onu topluma bir örnek
olarak yaşamasını sağlamak
amacı daha ağır basıyor.
lüyor Dr. Becker. Her ekipte 5 psi-
kolog, 2 psikiyatrist, bir sosyal
hizmet uzmanı ve bir pratisyen he-
kim var. Her hekim ortalama ola-
rak yılda, aileleriyle birlikte 80-100
hastayla ilgileniyor. Santiago dı-
şında, iki üç gün süreli grup tera-
pileri de yapıbyor. Bu yöntemle
yılda bin civannda işkence kurba-
nıyla tartışmak olanağı bu-
lunuyor.
Katolik ya da komiinist
Katolik Kilisesi'nin koruması
altında Pinochet'nin gazabından
kurtulabildiklerini vurgulayan Dr.
Becker, "ağır baskılara uğrama-
malannda Pinochet'nin iyi bir Ka-
tolik olmasının rolü olup
olmadıgı" sorusunu gülerek yanıt-
hyor. Dr. Becker, "O isterse iyi bir
Katolik, isterse iyi bir komünist
olabüecek yetenekte bir devlet
adanudır" diyor.
İşkence suçuna kanşan doktor-
lann Şili Tabipler Birliği'nden dış-
landıklarmı, ancak mesleklerini
sürdürdüklerini söyleyen Dr. Bec-
ker, "Bu suçun özellikle askeri
doktoriarca işlendiğine" dikkat
çekiyor:
"Çünkü işkence sadece bilgi al-
ma amacına donük olarak yapıl-
mıyor. İnsanın kişiliğini yıkmak,
kurbanının politik aktivitesini yok
etmek ve onun topluma bir örnek
olarak yaşamasını sağlamak ama-
cı daha ağır basıyor. Bunun için
işkence kurbanının ölmcmesi ge-
rekiyor. Doktorlann görev aldık-
lan nokta burası oluyor. Askeri
doktorlar ise bunu bir emir ola-
rak algılıyoriar ve gereğini yerine
getiriyorlar."
Dr. Becker, "Askeri doktoriann
önce asker mi, yoksa doktor mu
olduklan" sorusunu önce anlamı-
yor. Sonra "Ne yazık ki bizde de
büyük çoğunluğu önce asker son-
ra doktor olduklarına
inanıyoriar" diyor.
"Politik olaylann uyguladığı-
mız tedavide katkısı olduğuna
inanıyorum" diyerek şöyle an-
latıyor:
"KurbanJann çok ağır hasta ol-
duklannı düşünüyonız. Hem sa-
dece kendileri değil, ailelerine de
yansı>3n yanlan var. tşkencenin
olumsuz sonuçlannın üçüncü ku-
şağa kadar yansıdıgını bilimsel
olarak saptamış bulunuyonız.
Hastalan normal tıp literatürii ile
psikiyatrik dille kategorize edemi-
yoruz. Biz bunu yaparsak, onlan
bbbi hastalar olarak göriırsek, on-
lann çektikleri acılann politik içe-
rikli olduğunu yadsımış olacağı-
mızı biliyoruz."
Dr. Becker, Şili'de yeni bir dar-
be olasılığı sonısuna "kesinHkle
hayu-" yanıtını veriyor. Pinochet
yönetiminden sonra demokratik
yapıya doğru yavaş, ancak sağhklı
bir geçiş süreci yaşandığıru belir-
terek "Şili halkımn gdecek üç yıl
içinde insan haklan konusunda
göstereceği performans Şili de-
mokrasisinin geleceği için çok
önemli olacak" diyor. Bu konuda
atılan ilk adımlardan söz ediyor
Dr. Becker: Hükümet askeri yö-
netimin birikdrdiği insan haklan
sorunlannı araştırmak ve bir ra-
por hazırlamak için sekiz kişilik
komisyon olaşturdu. Bu komis-
yon hem gerçekleri ortaya çıkara-
cak hem de adaletin işlemesini
sağlayacak. Bu iki görev arasında
denge, sonuçta toplumsal banşa
ulaşılmasını sağlayacak. Zor bir iş
gibi gönınse de başanlamayacak
bir iş değil. Zorluk, Şili'de ordu-
nun hâlâ birinci güç olması ve Ge-
nelkurmay Başkanı Pinochet'nin
halkın çektiği acıyı kabul etmeye
yanaşmamasından kaynaJdanıyor.
Beyin küçülmesi tanısı konan idam hükümlüsü Göktaş'ın avukatı
'Raporlar açıklaıısıııİdam hükümlüsü Şükrü Göktaş'ın avukatı
Veysel Akay, beyin küçülmesi tanısının
Ankara'daİci doktorlar tarafından
koyulduğunu, bu konuda bir rapor
düzenlendiğini, ancak bu belgelerin kendilerine
ulaşmadığını behrterek "Raporların
açıklanmasını, bunagöre tedavinin yapılmasını,
gerekirse Göktaş'ın yurtdışma gönderilmesini
istiyoruz" dedi.
İZMtR (Cumhuriyet Ege Büro-
su) — Aydın Cezaevi'nde geçen
yıl yaptığı 52 günlük açlık grevi-
nin ardından beyin küçülmesi ta-
nısıyla önce Ege Üniversitesi Has-
tanesi'ne sonra da Ankara'da Nu-
ınune Hastanesi'ne kaldırılan
idam hükümlüsü Şükrü Göktaş
hakkında raporlann açıklanması
istendi. Göktaş'ın avukatı Veysel
Akay, doktorlann "beyia
küçülmesi" tanısını koyduklarıru
anımsatarak "Raporiar Aydıa
Cezaevi'nde. Bunlann açıklanma-
sı için Aydın Tabip Odası'na baş-
vurduk. Raporlann açıklanması-
nı, bona göre tedavinin yapılma-
sını, gerekirse Göktaş'ın yurtdışı-
na gönderilmesini istiyoruz" de-
di. .
Beyin küçülmesi tanısıyla bir
süre önce Ege Üniversitesi Tıp Fa-
kültesi Hastanesi'ne kaldınlan,
buradan Ankara'da Numune
Hastanesi'ne götürülen ve gerek-
li incelemelerden sonra yeniden
Aydın Cezaevi'ne gönderilen
idam hükümlüsü Şükrü Göktaş
hakkında girişimkr başladı. Gök-
taş'ın avukatı Veysel Akay beyin
küçülmesi tanısının Ankara'daki
doktorlar tarafından koyulduğu-
nu, bu konuda bir rapor düzen-
lendiğini ancak bu belgelerin ken-
dilerine ulaşmadığını belirterek
"Müvekkilimin durumu çok cid-
di. Beyin küçülmesi olayı ihmale
gelecek bir konu değil. Bir an ön-
ce gerekli tedavinin başlamasını
istiyoruz" diye konuştu.
Akay tutuklu ve hükümiülerin
Eskişehir'den Aydın'a sevki su^a-
sında yapılanların unutulmadığı-
nı, iki kişinin yaşamını yitirdiği-
ni belirterek şunları söyledi:
"Tutuklu ve hükümiülerin Es-
kisehir'de başlattıklan açlık gre-
vi anında yaşadıklan vahşet orta-
da. Vahşet yeni sürgün yerinde de
daha da yoğunlaştınlmış, netice-
de H.H. Eroflu ve M. Yalçınka-
ya adlı iki hükümlü öldnrülmüş,
geride onlarca sakat bınıkılmıştır.
Şükrü Göktaş'ta birçok doktor
tarafından beyin küçülmesi görül-
müştür. ÖnceBkJe Göktaş'ın sağ-
hk dosyasında raporiann acıklan-
masım istiyoruz. Bunun için izmir
Tabib Odası'na başvurduk. On-
lar da konuyu Aydın Tabib Oda-
sı'na sevk etti. Her şeyden önce
sağlık raporianmn muamma ol-
maktan pkanlması gerekmekte-
dir. Ondan sonra zaman kaybuun
olası kötü sonuçlan dikkate alı-
narak Türkiye'de tedavisi müm-
kün olmayan bu hastalığın iyileş-
tirilmesi için Göktaş'ın yurtdısı-
na gönderilmesi sağlanmahdır."
Avukat Veysel Akay Ceza Usul
Yasası'run 399. maddesinin teda-
visi yurtiçinde rnürnkün olama-
yanların yurtdışma gönderilmesi
için yeterli olduğunu belirterek
yetkiülerin hassas olması gerekli-
ğini belirtti.
Haber Merkezi — Cumhurbaş-
kanlığı seçimi öncesi yaptığı açık-
lamalarda Turgul Özal'ın cumhur-
başkanlığına adaylığına karşı çık-
tığı gerekçesiyle Balıkesir Barosu
Başkanı Turgut lnal hakkında
sürdürülen soruşturmada, takip-
sizlik karan verildi. Avukat Tur-
gut tnal, Balıkesir Baro Başkan-
lıgı'nın 8.10.1989 tarihli duyunı-
sunda da "Kendine bir cumbnr-
başkanı olarak hitap etmeyece-
ğiın. Tören ve konferanslaruuı ka-
tümayacağım. KaOİdığı lörenler-
de bulunmayacagım ve boylece
protestomu yıllarca ortaya
koyacağım" diyerek özal'ın aday-
lığına karşı olduğunu bildirmişti.
Balıkesir Cumhuriyet
Savcıhğı'nca, tnal hakkında, söz-
leri TCK'nın 158. maddesine gir-
mediği ve 159. maddeye aylon bir
hüküm de buJunmadığı gerekçe-
siyle takipsizlik karan verildiği öğ-
renildi.
öte yandan tzmir Barosu Baş-
kanı Sabri Kurt, yeni adli yıhn
başlangıcında Türkiye Barolar
Birliği Başkam'nın konuşmasmın
programdan çıkanlmasım, öteki
barolara gönderdiği bir bUdiri ile
kınadı.
"Savunmayı susturmaya çahf-
mak, yargı bağımsızlıgına ve adâ-
letin gercekleşmesine ihanettir"
başhklı büdiriyi yurt çapında bir-
çok baroya gönderen Kurt, "Ül-
kemizde hukuk devleti kurma ça-
lışmalannda, bizi durdunnaya,
susrunnava biç kimsenin güci
yetmeyecekör" dedi.
Daha önce Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın Barolar Birliği Baş-
karu'na "Anayasayı iyi okuması"
m önerdiğini anımsatan Kart, hu-
kukçular olarak bir elektrik mü-
hendisine böyle bir öneride bulun-
mayı öncelikle hak ettiklerini be-
lirtti.
Türkiye Barolar Birliği Başka-
nı'ndan yeni adli yılda yapacağı
konuşmanın metninin istendiği
belirtilen bildiride, bu isteğin san-
süre yönelik bir uygulamadan baş-
ka bir şey olmadığı vurgulanarak
"Devletimizi hukuk devleti ol-
maktan ahkoyanlar, hukuk devted
olma yolundaki kazanımlan bir
çırpıda yok sayanlar, bu yok say-
mayı kurumlaşnnp sürekhlik sağ-
lamaya çalışanlar ve bu çaltşma-
lara yanuma olan kanuncular bu-
nu böyle bilmelidir" denildi.
Nûfus cüzdanlanmızı toplu
halde yitirdik. Eskileri
geçersizdir.
SABAHA TTtN BA TUR.
TANSEL BATUR ve
İHSAN HA YRİ BA TUR