Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibi Cumhumct Malbaacılık ve Gazetecılık Türk Anonım Şırkccı adır.a k Poluıka CeU •vbac^, a> Hjbeıler trj.ı fcfcı. Ekononu Cratb ltota». 1; Smdıka şakm u w Kahur CeM (.an, lıunbul
Nadlr \1<U 0 Genei Yayın Müdunı H u u Ceaal. MUessese MOdürü Hiböfcn b a ^ b « k . E|ıum Gtmem, > r l » Hater Anjlırma. b M Krka^ Vun HaOCTİtr Ntc*f Dot«K Spor Oanumuı
EnİBc UşakJlgfl, YaZi lşlen Müdüru Okl> Goncasin, 0 Hab«T Merkezı lUrtürıik VKdaaa. Dm Yazılaı KCRB r-'n1
—^ Ara^ırnu ŞaMı \lp«? Düzdtıne AMaUaft VUKI 0 KoofduuUır Abaci Konfau
MudUrü Vllçıo Ba><T, Sa>fa DUzenı Yfincımeıu Ali Adr 0 Temsllcıler 0 Maiı Itler trol Ertu 0 Muhiscbc hteaı Vran 0 Bmç* Planknu Sc^l Osw^q«>ita 0 RtUam Arj« k ı a 0 Ek
ANKARA Ahmet TM, İZM1R HİkmfI ÇeÜHklYM, ^OAN \ ÇtÜm Ylfeaotftl ^vuıiar H.lı. U|ri 0 .lan Hnrys G«rr 0 liietme Onkr Çeltt 0 Bılg, Ij.mn Naıl İMİ 0 Prmmd Sn|i 1
Yayın Kurutt* Bafkın N ı * Nsdi
Oluy AkM. Yllpa V>fr. Hnu
C«™l Hlkarı Çntolajs, Ok»v
Goaraia. L f MaBcı. lllııa
SOçak Aü SkBı AkM Taa
Bam* vt Ysym. Comhnnyo Mattaacılık ve Guneolık T A£ THrt Oa* Cad 39/41
34334 [K PK- 2« Igunbul Tet J12 05 03 (20 hal). Tda. 222*6, Fı> (I) 528 <0 73 0
Surotor AafcK Zıyı Gouüp Blv latıiap S. No 19/4, Td. 13} II 41-4'. Teka. 42344, Faı. (4) 1}]
05 6! 0 İZBİT H Zıjı Bh 1352 & 2/3. Td. 1} 12 30. W«x 533» ftı. (31) 19 31 «0
l»nil Cad 119 S No' ! K>t I Td 19 37 52 (4 hatl. lUet 62155 Faı. (71) 19 37 52
TAKVlM: 19 TEMMUZ 1990 lmsak: 3.48 Güneş: 5.40 öğle: 13.15 Ikindi: 17.13 Aksam: 20.41 Yatsı: 22.23
2 bakanlık
4
Ehııalr topıınu
birbirine atıyor
27 milyar lira olarak tahmin edilen 'Elmalı
Defînesi'nin geri alınması konusunda Kültür
ve Dışişleri Bakanlıkları birbirlerini 'ağır
aksak' davranmakla suçluyor.
MUSTAFA BALBAY
ANKARA — "Elmalı
Definesi" ile ilgili olarak Ame-
rika'da açılan dava konusunda
Dışisleri ve Kültür Bakanlığı ara-
sındaki kargaşa sürüyor. Iki ba-
kanlık birbirlerini "ağır aksak"
davranmakla suçluyor.
"Yözyılın definesi" olarak ta-
nımlanan 1900 adet antik gümuş
sikkeden oluşan ve değeri bugun
27 milyar lira olarak tahmin edi-
len "ElmaJj Definesi"nin geri
alınması konusunda Türk hükü-
metinin avukatlan Boston Fede-
ral Mahkeraesi'nde dava açbktan
sonra Türkiye'nin yüzde 100 güç-
lü olduğunu anJayan üç Ameri-
kah ortak Türk hükümetine ba?-
vurarak "Mahkeme dışında iki-
li görüşme" önerisinde bulun-
muştu. Bu durum Türk Başkon-
solosluğu'nca Ankara'ya iletil-
miş, izlenecek yol hakkında ta-
limat istenmişti.
Türk bilirn adamlarınca
"pazarük" olarak nitelenen bu
ikili görüşme önerisine, New
York'a ancak iki ay sonra tali-
mat gönderilmi?, buna kar;ılık
Türk hükümetinin avukatlannca
bu talimat yeterince açık görül-
medigi için Ankara'ya bazı yeni
sorular yöneltilmişti.
Bu sorulann sorulmasından üç
ay daha geçtiği halde bugune ka-
dar Ankara'nın hala yanıt ver-
meyişinin, Türkiye'nin "D«va-
daki giiçlii dunımunu Boston
Mabkemesi'nde a$ındırmakta
otdninnn" arkada$ımız özgen
Acar birkaç gttn önce açık-
lamıştı.
önceki akşam Ankara'da Kül-
tür BakanlığVnca düzenlenen bır
resmi kabulde Kültür ve Dışişle-
ri Bakanlığı ilgüilerinin birbirle-
rine karşılıklı olarak "agır
aksak" hareket etrnekle suçla-
dıkları gözlendi.
New York'taki Türk Başkon-
solosluğu Ue Türk hükümetinin
avukaüan Ankara'dan beş aydır
yanıt alamamanın sıkıntısım çe-
kerken bu konudan sorumlu ki-
şilerden biri olan Müdür Yar-
dımcısı Metin Göker, "Son tek-
lif konusunda uç aylık bir gecik-
menin fazla bir se> olduğuna
samnıyornm. YıIIarca süren da-
vaJar var" dedi.
Gazetecilerle konuşur-
ken'TürkiyenİD bu koanda geç
kaldıgı iddialanm kabal
etmeyen" Göker'in daha sonra
Kültur Bakanlığı Müşteşar Yar-
dımcısı Cevdct Türkeroglu'yla
bas basa yaptığı görüşme ise şöy-
lejeçti.
GOKER— Sayın Türkeroğlu,
New York'taki avukatlanmızuı
istediği talimatı haJa bildir-
mediniz.
TÜRKEROĞLU— Biz size ge-
rekli yanıtı 23 nisanda ve aynca
mayıs ayında tekrar verdik. Siz
New York'a bildirmediyseniz bu-
na bir diyeceğim yok.
GÖKER— Onlar değü. Ondan
sonra yani üç ay önceki durum
için karar bildirmediniz.
TÜRKEROGLU— Nasıl büdir-
meyiz? Biz bu konuda New
York'tan gelecek soru ve istek-
ieri anında cevaplamak için özel
bir komisyon bile kurduk.
Bu görüşmeden sonra "Cnm-
huriyef'e "Biz saglam adımlar
atmak zonındayız. Biz gazereci-
ler gibi serbest hareket edemeyiz"
demekle yetındi.
Türkeroğlu ise"Komisyon
kurduk. Bir haftaya kadar bir
sonnç alabiliriz. O zaman bir
açıklama yapüacakdr. Yalnız şu
kadannı bilin, biz Kiılrur Bakan-
lıgı olarak paaf davranraadık"
dedi.
SSCB Yüksek Sovyet üyesi ve Ogonyokdergisigenelyayın yönetmeni VitaliKorotiç
'Sovyettoplıımugebe'KEREM ÇALIŞKAN
MOSKOVA — Vitali Korotiç.
Sovyet gazeteci. Ogonyok Dergi-
si Genel Yayın Müdüru. Turkiye^
de tarunan bir isim. Geçen yıl
Ekin Bilar'ın davetlisi olarak
Türkiye'ye gelen Korotiç, Ankara
ve tstanbul'da verdiği konferans-
larla Türk solunda çeşitli taruş-
malara yol açmışü.
Aynı zamanda SSCB Yüksek
Sovyet üyesi olan Korotiç ile Mos-
kova'da, Pravda binasının içinde-
ki Ogonyok dergisi bölümünde,
çalışma odasuıda görüşüyoruz.
Korotiç 4.6 milyon tirajh Ogonyok
dergisini parti ve devletten bağun-
sız, kendi mali özerkliği olan bir
dergi yapma çabasında. Dergi ça-
lışanJannın oyları ile genel yayın
müdürü seçüen Korotiç, şimdi ça-
hşanların ortak hisse ile derginın
sahibi olmalan için ugraş veriyor.
Sempatik ve açık sözlü Korotiç
her zamanki gibi "cesnr" konuşu-
yor. "Komünist partiyi bölmeiiviz,
pazar ekonomisinin dözeniemesi
olmaz, Sov\ct toplumu gebe, de-
mokratik değişim doğurmalı>ız"
diyor. Işte sorular, işte Korotiç'in
yanıtları:
— Komünist Partisi'ne karşı
çok sert bir muhalefet dalgasının
yiikseldigi gozleniyor. SBKP'nin
kaderini nasıl göruyorsunuz?
KOROTİÇ — Bence SovyetİCT
Birligi Komünist Partisi gerçek bir
politik parti değü. Onun ne oldu-
ğunu tam olarak kimse bilmiyor.
O hükümettir, bir dindir, bir par-
tidir. Aynı zamanda hepsi bir-
dendir.
Ben, bizim parlamenter tipte
rnodern bir partimiz olması gerek-
tiğini düşünüyorum. Bu partinin
parlamentoda üyeleri olrnalı, ik-
tidar için mücadele etmeli, ama
aynı zamanda 20 milyon kişih'k
tek bir parti olamayacağını anla-
mak gerekir. Ashnda bu parti için-
de 4 parti vardır. Bu Ligaçev'dir.
Yakovlev'dir, Ninandreva'dır, Gor-
baçov'dur. Bir parti yok, birçok
parti vardır. Ve gerçekten Gorba-
çov'un bu çok partiyi neden tek
parti gibi yönetmek istediği anla-
Korotiç, Ogonyok'taki odasında.
KP bölünmeli Sovyet Komünist Partisi
ashnda 'çok partili' bir parti. Bu partiler
ayrılmalı. KP'nin mal varlığı bölünmeli.
Partinin başka kurtuluşu yok.
Pazar ekonomJsi Başbakan Rijkov'un
'düzenlenmiş pazar ekonomisi' tanımı saçma.
Pazar düzenlenemez. Bu, Ingiltere'de trafiği
soldan sağa alalım; önce otobüsler, sonra
troleybüsler, en son arabalar geçsin demeye
benziyor.
1917'den yararlanamadık Ekim
Devrimi'nden bütün dünya yararlandı. îşçi ve
mülk sahibi ilişkileri değişti. 1917'den bir bizim
ülke yararlanamadı. Şimdi bu devrimin
demokratik ruhunu uygulamalıyız.
Yeltsin Toplumun umudu haline gelen
Yeltsin gibi biri olmasa daha çok grev patlar,
daha büyük kargaşalıklar ortaya çıkar.
şılamıyor.
Bızim parlamentomuz çok par-
tili bir parlamento. Ben şimdi bu
partiyi "bölmek" gerektiğıni dü-
şünüyorum. En az iki parçaya.
Avrupalı sosyal demokratlara da-
ha yakın olan liberal-demokrat bır
kanatla, belki daha çok milliyet-
çi demokrat olarak adlandırılabi-
lecek ve çeşitli milliyetçı eğilimle-
ri içinde toplayabilecek bir frak-
siyon oluşması gerekiyor.
Parti yalruzca bir şeyleri destek-
leyen insanlar demek değildir.
Çünkü bu, parti değil, bir miting
olur. Parti odalar telefonlar, sek-
reterler, program bütçe demektır.
Sovyet Komünist Partisi'nin asıl
tehlikeli davranışı bu noktadadır.
Bu parti mal varlığını bölmek is-
temiyor. SBKP yeryüzündeki en
zengin partidir. Ve eğer yaşamak
istiyorsa mal varlığını bölmek zo-
rundadır. Başka bir sosyalist par-
tinin daha doğmasını sağla-
malıdır.
— Peki Komünist Partisi kira
bölecek?
KOROTtÇ — Merkez Komite,
parti kongresi, hatta politbüro. Bu
sorun politburoda tartışıldı. Ve
onlar üyelere çok tutucu bir mek-
tup gönderdiler. Mektupta parti-
nin çizgisini kabul etmeyenlerin
partiden aynlıp başka parti kur-
masım söylediler.
SBKP, bunun parti için en bü-
yuk tehlike olduğunu anlamıyor.
Çünkü bizim alternatif bir politik
partimiz yok. Bu ülkede tek alter-
natif güç - öziir dilerim Türk dos-
tum, ama- bizim ordumuzdur. Bi-
zim Polonya'daki "Dayamşma"
gibi bir alternatifimiz de yok. Bi-
zim komünist partiden başka hiç-
bir şeyimız yok.
— Komünist Partisi pratikte
nasıl bolunecek?
KOROTİÇ — Pratikte mi? Dün
Moskova Parti Okulu Müdüru
Şostavkovski bana telefon etti.
'Gddi insanlardan büyuk bir gnıp
oluşturalım ve bu parti içinde bir
fraksiyon olduğumuzu ilan
edelim' dedi. Hatta "Anımıza
merkez komiteden üyeleri de
katalım" dedi. "Sonra Parti Mer-
kez Komitesi'nin gidip mallannı
bölmesini ve parenın bir kısmım
aynı partinin yeni oluşan fraksi-
yonana vermesini soyleyeüm" de-
di. (Not: Bu söyleşinın ertesi gü-
nü Şostavkovski partiden aynlıp
bağımsız parti kurma çalışımala-
nna başladı).
Para talebi normakür. Çünkü bu
para yalnızca Ligaçev'in parası de-
ğil. Yalmzca bizim dergimiz Ogon-
yok, yılda 65 milyon ruble kâr bı-
rakıyor. Bütün bu para hüküme-
tin cebıne gidiyor, partinin cebi-
ne gidiyor. Ben Polozkov ve Liga-
çev'e para ödemek istemiyorum.
Biz dergimizin bağımsız olmak
istediğini ilan ettik. Belgelerimizi
de hazırladık. Şimdi bekliyoruz.
Bizim dergide birçok kişi büyük
gazete ve dergilerin tek parti sis-
teminden aynlmasım istiyor. Biz
yalnızca gerçekleri (emsil etmeli-
yiz. Yahıızca gerçek enformasyo-
nu vermeliyiz. Hepsi bu. Ve bu
dergi ve gazetelerde çalısanların
partili olması gerekli değildir.
— Şimdi Sovyetler'de berkes
pazar ekonomisi -ya da kontrollü
ve işsizlikten söz ediyor. Bizim
çevremizdeki bütün ülkelerde her-
kes pazar ekonomisinde yaşıyor ve
bizden daha iyi yaşıyor. Biz ise
kimsenin bihnediği bir şeyleri kur-
tarmaya çalışıyoruz. Esİci Türki-
ye'deki dervişJere benzer bir anla-
yışla yaşıyoruz. Mülksüzler en iyi
vatandaştır. Herkes yoksul olma-
lıdrr. Yoksullukta eşitlik olmalıdır!
Ben 1917'deki devrimimizin nı-
hunun, daha iyi çahşanın hiçbir
şey yapmayandan daha iyi yasa-
ması olduğunu düşünüyorum. Biz
bu devrimi örgütledik. Ve ben bu
devrimin sonuçlannın çok büyük
olduğunu düşünüyorum. özgür
Türkiye kısmen bizirn devrimimiz-
le bağlantıh bir oigudur. Ingiliz
tmparatorluğu bizim devrimimiz
sonucu çöktü. Çaüsanlar ve mülk
sahipleri arasındaki ilişkiler bizim
devrimimiz sonucunda değişti.
Ancak 1917 devriminin sonuç-
lanndan yararlanamayan tek ül-
ke bizimki oldu. Şimdi devrimi-
mizden kendi mutluluğumuz için
yararlanmak ve onun demokratik
potansiyelini kullanmak gerektiği
kanısındayım.
Çevremizdeki herkesin -Türkiye
dahil- bizden daha iyi yaşadıgını
görüyoruz. Ama hepsi pazar eko-
nomisinde. Evet, pazar ekonomi-
si birçok işsiz yaratacak. Ama bu
göreceli bir şey. Gelecek hafta bir
istatistik yayımlıyoruz. Brezilya
1
da işsizler ayda 2.800 frank alıyor.
Brezilya'da ticaret misyonunda ça-
hşan Sovyet yurttaşlan ise ayda
1.200 frank ahyor. Yani göreceli
bir olgu.
— Peki pazar ekonomisüıe han-
gi adımlar ablarak geçilecek.
KOROTİÇ — Bizim dergimiz
şimdi hükümete ait bir dergi. HU-
kümet, lütfen bize kâğıt ver, çalı-
pazar ekonomisine- bir an dnce şanlann parasını ver diyoruz ve
geçUmesinden soz ediyor. Ancak y,ida 65 milyon ruble kâr hükü-
bir yandan da esitsizlik ve büyük m e t
i n
cebine gidiyor. Pazar eko-
sınıf farklan dogacak korkusu n o m i s j n e y i
değiştirecek? Şimdi
va Bu konnda ne düşünü biz finans olarak da bağımsız ol-
js
tiyO
ruz. Hükümete soraca-
baskı parası ne kadar? Kont-
var. Bu konnda
z?
ne
Cumhurbaşkanıyla ilgili kitapyazacak Prof. Kitsikis:
' dînciLEYLA TAVŞANOĞLU
Bir süredir Türkiye'de bulunan
ve Cumhurbaşkanı Turgut Ozal'-
la ilgili yazacağı kitap için malze-
me toplayan Yunanlı uluslarara-
sı ilişkiler tarihi uzmanı Prof. Di-
mltri Kitsikis Cumhurbaşkanı
özal'ı çok sempatik bulduğunu,
ama izlediğı sosyal ve ekonomik
politikaları kesinlikle onaylama-
dığını söyledi. Prof. Kitsikis,
Cumhurbaşkanı özal'm dinciu'ği-
ni "ıhmlı" olarak değerlendirir-
ken erkek kardeşi Korkut Özal
için "aktif dind" sözlerini kullan-
dı. Prof. Kitsikis, özaJ'ın yazdı-
ğı Fransızca "La Turqnie en
Eorope" adh kitabı okuduktan
okumuş ve çok şaşırmıştım. Çün-
kü kitap hiç tahmin etmediğim bi-
çimde, fazlasıyla diyebileceğim
Yunan yanlısıydı. O kadar Yunan
yanlısıydı ki Türkçeye çevrilme-
mesine de şaşırdım.
Ustelik kitabın neredeyse yan-
sı benim fikirlerim üzerine kuru-
luydu. Görüşlerimi paylaşıyordu.
Bir başbakam böylesine etkileye-
bihniş olmak benim için gurur ve-
rici bir durumdu (Özal kitap ya-
zıldığı sırada daha başbakandı).
Onunla taruşmam gerektiğine ka-
rar verdim. O sırada Kaya Tope-
ri Ottawa büyükelçisiydi. Kendi-
sine başbakanla tanışmak istedi-
ğimi söyleyince, memnuniyetle,
yanıtını verdi. Aynı şekilde Ati-
Uluslararası ilişkiler tarihi
uzmanı Prof. Dimitri Kitsikis,
Özal'ı çok sempatik bulduğunu,
ancak izlediği sosyal ve ekonomik
politikaları onaylamadığını
söylüyor.
sonra cumhurbaşkanıyla tanışma-
ya ve biyografisini yazmaya ka-
rar verdiğini sözlerine ekledi.
Prof. Kitsikis'le Cumhurbaşka-
nı özal'la ilgili izlenimleri ve yaz-
maya hazırlandığı kitap konusun-
da yaptığımız konuşma şöyie:
— Cumhurbaşkanı Özal'la il-
gili bir kitap yazma fikri nasıl ve
ne zaman aklınıza geldi?
Prof. KİTSİKİS — Cumhur-
başkanınızla hiç karşılaşmamış-
tım. Ama onun 'non-
conformiste' bir insan olduğunu
duymuştum. Yani hiçbir düzene
uymayan bir kişi... iki yıl önce de
"La Turquie en Europe" (Avru-
pa'daki Türkiye) adh kitabını
na Büyükelçisi Gündüz Aktan'la
da temasa geçip ondan da olum-
lu yanıt aldım.
Böylece özal'la tanıştık. Çok
saşırmıştım. özal çok sempatik
bir insandı. Ben pekçok devlet
adamıyla tamştım bugune kadar.
örneğin Karamanlis'in (Yunanis-
tan Cumhurbaşkanı) biyografisini
yazmak istemiştim. Ama birçok
koşul koydu, yazdıklanma müda-
hale etmek istiyordu. Bunun uze-
rine kendisine 'Sayın Cumhurbas-
kanı, kitabı siz kendiniz yazsanız
daha iyi edersiniz' dedim.
özal'la karşılaştığımda doğal
bir sadeliği olduğunu gördüm.
Karşısındakini hemen rahatlatma-
sıru iyi biliyordu. Ben cumhurbaş-
kamyım, ama sizler gibi de bir in-
sanım. Onun için karşunda kesin-
likle savunmaya geçmenize, ken-
dinizi kollamanıza gerek yoktur,
diyordu sanki. Biliyorum, basın
ve pekçok kişi kendisini eleştiri-
yor, devletin saygınlığinı yok et-
mekle suçluyorlar onu. lş çevre-
ierine yakın olmakla da suçluyor-
lar. Ama Sakıp Sabancı, Koç ve
TÜSİAD'a olan yakınlığını,
ABD'yle bağlantısını, serbest pi-
yasa ekonomisini savunduğunu
hiç gizlemiyor ki. Ama bu arada
Japon modeline duyduğu hayran-
lığı da unutmamak gerek. Onun
özelükle bu konulardaki flkirleri-
ni paylaşmam mümkün değil.
Çünkü ben bir sosyalistim.
Yalnız şunu hiç akıldan çıkar-
mamak gerek. özal Türk-Yunan
yakınlaşması çabalan için çok ge-
rekli bir kişidir. Yunan dostudur.
Türkiye'yle Yunanistan'ın yakın-
laşmasım içtenlikle istemektedir.
Bu da hanesine yazılacak gayet
olumlu bir puandır. İkinci olarak
da dinı inançlan bütün bir kişi ol-
masına karsın bu konuda ılımlı-
lığıru koruyabümekte, irticaya
karşı çıkmaktadır. Özal'ın bu tu-
tumuyla da Turkiye için bir gu-
vence oluşturduğuna inaruyorum.
— Yalnız şunu unutmamak ge-
rek. Türkiye'de irticanm Özal'ın
başbakan seçilmesiyle birlikte
canlandığı biçiminde çok yoğnn
elestiriler bulunmaktadır. Bu ko-
nuda basında çok seyler yazıldı.
Prof. KİTStKlS — Biliyorum.
Ama partisi içinde çeşitli ideolo-
jiler var. Bunlardan biri de din-
ciler. Araa kendisi ılımlı bir un-
surdur. Evet, biliyorum, erkek
kardeşi (Korkut özal) ondan da-
ha fazla dinci, hatta aktif bu ko-
nuda. Ama şunu da unutmamak
gerek. Korkut özal'm Iran değil,
Suudi Arabistan yanlısı olduğu
söyleniyor. Bu da büyuk bir fark-
tır. Biliyorsunuz Iran'daki irtica
çok daha sert.
Şunu belirtmek istiyorum: Ki-
tabı yazarken son derece yansız
olacağım, ona hiçbir armağan
vermeye niyetim yok.
Kitabı Fransızca yazacağım,
daha sonra Ingilizce, Türkçe ve
Yunancaya çevrilecek.
— Peki, Türk-Yunan yakınlaş-
ması çabalannda Özal'm sizce oy-
nadığı önemli rol nedir?
— özal bu konuda çok çaba
harcıyor. Dediğim gibi Yunan
dostu bir kişi. Ama çok dikkatli
olmak gerek. Gerek bazı Yunan
gazeteleri gerekse de bazı Türk
gazetelerinde Turk-Yunan yakın-
laşmasını tehlikeye duşürebilecek
yayınlar yapıhyor, Türk gazetele-
rinde Fener Patriği'nin ABD'de-
ki karşıianışı ve temaslannı eleş-
tiren yazılar, haberler gördüm.
Bütün bunlar ikili görüşmeleri sa-
bote eder. Çok tehlikeli. Bunun
nereden geldiğini bilemiyorum.
Bazı çevreler var; bunlar Türki-
ye ile Yunanistan arasındaki du-
rumun kötüleşmesini istiyorlar.
Bunu kestirebiliyorum.
ArOk erkekler de kadınlar gibi her mevsim modacılardan yeni tasanmlar bekliyor.
İşte 91 baharının erkek modasv
Genîş, bol ve az dikişliDış Haberier Senisi — Avrupa, 1993'ten
itibaren tek pazar mekanizmasına
hazırlanırken erkek giyim piyasasında,
Fransızlarla ttalyanlar arasındaki rekabet
donık noktasına yaklaştı. Her yıl Parıs ve
Milano'da yapılan bahar kreasyonlan defilesi,
iki ülke arasındaki çekişmeyi sergilerken
Fransızlar bu yıl erken davranarak eylül ayım
beklemeden 91 bahar kreasyonlan defîlesini
temrnuz sonunda düzenlemeyi kararlaştırdı.
Fransa'da 'erkeklerin giyim alışkanlıklan'
konusunda yapılan bir kamuoyu anketı,
erkeklerin de artık tıpkı kadınlar gibi her,
hatta her mevsim yeni tasanmlar talep ettiğini
gösteriyor. Bu nedenle başta Jean-Paul
Gaultier, Claude Montana, Kenzo ve
Yamamoto gibi tasanmcılar daha yoğun ve
ayrıntılı çahşarak her seferinde yepyeni
düşünü-
yorsnnoz?
KOROTIÇ — Bizim bütün ta- ^ baskı parası ne kadar? Kont
rihimiz manüğa karşı savaşla geç- ra
t yapl
p bu parayı Ödeyecegiz.
ti. 73 yıl mantığa karşı savaştık. Kâğıt ne kadar? Onun da parası-
Şimdi birçok insan yoksuUuktan m
ödeyecegiz. Vergiler ne kadar-
sa onu da ödeyecegiz. Ama dergi
çalışanlara ait olacak.
— Siz de patron mu oia-
caksuuz?
KOROTtÇ — Hayır, beni on-
lar seçti. Gene secebilirler, ama
bunu şimdiden kimse bilemez.
Derginin mülkiyet hakkının kay-
dedilmesi 1.400 ruble tutuyor. Ça-
lışanlara bu parayı toplamalannı
ve dergiyi kendi üstlerine kaydet-
tirmelerini söyledim. Ve kapının
önünde yatın dedim. Biz ilk ola-
rak kaydımıa yaptınp dergiye sa-
hip olacağız.
Oku>-ucu kazanmak ve her şey
için mücadeleye başlayacağız.
Eğer daha çok paramız olursa on-
lara daha iyi ödeme yapanz, da-
ha iyi muhabirler alınz. Para ol-
mazsa cezasını çekeriz. Pazar eko-
nomisinde hiç kimse okumak is-
temediği aptalca şeyleri almaz.
Başka bir şey daha. Benim hü-
kümetim ne tip kravat üretilece-
ğine, rengine, genişligine varana
kadar her şeye karar veriyor. Bu-
na Yaşam Endüstrisi'nin Gelişti-
rümesi Bakanlığı karar veriyor.
Bence bu, bakanlık işi değil. Ben
bunu bakanhğın değil, özel kişi-
lerin özel fabrikalann yapmasım
istiyorum. Kim daha iyi kravatla-
rı yaparsa daha iyi yaşar.
Şimdi Başbakan Rijkov'un or-
taya attığı oldukça garip bir fikir
olan 'dözenlenmiş pazar
ekonomisi' (regulated market eko-
nomy) konusu var. Pazar pazar-
dır. Pazar düzenlenemez. Biz bu
ülkede her şeyi düzenkmeye ahş-
tık. Ben bu konuda bir espri ya-
pıyorum: Bizim yaptığımız Ingil-
tere'de trafiği soldan sağa geçirme
karan alıp, bunu adım adım ya-
palım demeye benziyor. önce oto-
büsler geçsin, sonra troleybüsler,
sonra da arabalar... İşte düzenlen-
miş pazar ekonomisi de buna ben-
ziyor. önce şurada deneyelim,
sonra burada deniyor. Ama 'ha-
fif hamile' olrnak mümkün değiS-
dir. Şimdi bizim toplumumuz iyi-
ce hamiledir ve demokratik deği-
şim doğurmak zorundayız.
— Madenci hareketi ve isci ha-
reketleri yiiksdiyor. Buna ne di-
yorsunoz?
KOROTİÇ — Bence Yeltsin bu
konuda gerekli. Çünkü sokakta-
ki insanın bir sembole bir umuda
gereksinimi var. Şimdi bu sembol
Yeltsin. Yeltsin, daha büyük kıya-
metin kopmasım engeüiyor. Yelt-
sin olmasa belki bir başka umut
sembolü olurdu. Ancak bugün
Yeltsin gibi bir umut olmasa da-
ha çok grev, daha çok kavga pat-
lak verirdi. Yeltsin şimdi Rusya Fe-
derasyonu Devlet Başkanı olarak
partiden aynldı. tlginç bir gelişme.
Bence şimdi çok tehlikeli bir nok-
tadayız. Bir kaç grev daha patlar-
sa, demiryollan greve giderse ül-
ke kargaşaya sürüklenir. Tutucu-
lar bunu bekliyor. Böylece bazı ge-
neraller olağanüstü hal ilan ede-
bilir ve liberallere karşı bir ka-
mpanva baslavabilir.
tasarımlar oluşturuyor. Kumaş cinsi, renk,
kesim ve çizgiler konusunda hep yeniliklerin
peşinde koşan tasanmcılar, bu arada
toplumsal ve ekonomik gelişmelere paralel
olarak "şık demek, pahalı demek değildir"
ilkesine uygun kreasyonlar gerçekleştirmeye
çalışıyorlar. Kuşkusuz bu değişimde
medyalann da önemli bir rolu olduğunu
kaydediyor Ingiliz Independent gazetesinin
raoda yazarı Roger Tredre.
Amerikan Bergdorf Goodman gjyimevinin
moda direktöru Andrew Basile, 91 baharının
çizgilerini şöyle özetledi: "Gelecek yıl erkek
giyiminde her şey geniş, bol, rahat ve az
dikişli olacak. Ingiliz, Fransız ya da Japon
tasanmcılann kreasyonlanndaki bu büyüklük,
aslinda rub ve hislerdeki rahatlığı ifade etmek
iızere tasarlandı."
— Askeri bir darbe olabUir mi?
KOROTtÇ — OlabUir, ama
çok aptalca bir şey olur ve hiçbir
sonuç vermez. önemli olan düzeni
sağlamak değil, ekonomik refor-
mu sağlamak. Üstelik bizim ordu
Türk ordusu gibi değil. Çok poli-
tik ve komünist örgütlenme için-
deki bir ordu. Yani parti dışında
hareket etmesi de çok zor.
Gtizellik
yanşması
• ANTALYA (AA) —
"Rute Grubu" üe
Steigenberger Falez
Oteli'nin birlikte
düzenlediği "Türkiye
Güzellik Kraliçeliği
Yanşması", 26-28 temmuz
tarihlerinde Antalya'da
yapılacak. Organizasyon
Komitesi sommlusu Refık
Tuncer, Antalya'da
düzenledigi basın
toplantısında, yanşmaya
yalnızca Türkiye'den değil
yurtdışındaki Türk
kızlannın da katıldığını
belirterek "107 aday
arasından ön elemede
belirlediğimiz 24 finaüst,
Türkiye güzeli olmak için
yanşacak" dedi.
İyi niyet elçilerî
• İZMİR (AA) — Turizm
Bakanhğı'nın davetlisi
olarak fürkiye'de bulunan
çeşitli ülkelerden 11 turizm
yazan ile 11 ögrenci tzmir'e
geldiler. Turizm Bakanı
Ilhan Aküzüm tarafından
"Türkiye'nin iyi niyet
elçileri" olarak nitelenen
konuklar, bu sabah,
Izmir'den Selçuk-Efes'e
gittiler. lzmir Turizm
Müdürü Ayla Karamete,
konuklann bugün Efes'te
Meryemana Evi'ni, Efes
antik kentini ve Selçuk
Müzesi'ni ziyaret
edeceklerini, geceyi ise
Kuşadası'nda
gerçireceklerini söyledi.
Göğe yükselen
kaşıkçıllar
• BANDIRMA
(Cumhuriyet) — Bandırma
Belediyesi'nce, yaşatılması
için mücadelesi verilen üç
"kaşıkçıl kuşu"nun göğe
yükselişini simgeleyen bir
heykel yaptınldı. lzmir
Dokuz Eylül Üniversitesi
Eğitim Fakuitesi Heykel
Bölümü son sımf
öğrencilerinden üçünün
gönüllü ve ücretsiz olarak
yaptıklan heykel, Adnan
Menderes Bulvan'na
dikildı. Doğa ve canlıyı
sembolize eden "üç kaşıkçıl
kuşu" heykeh'nin,
belediyece sürdürûlen
Avrupa Konseyi A
diplomasına sahip Kuş . ,
Cenneti Milh Parkı'nın
sanayi kirliliğınden
kurtanlması ve dört yıldu"
düzenlenen uluslararası
festivaJ calısmalarının bir
devamı olduğu bildirildi.
İllere çevre
ödenegi
• ANKARA (Cumhnriyet
Biirosu) — Devlet Bakanı
Vehbi Dinçerler, çevre
kirliliğinin önlenmesi,
çevTenin korunması ve
iyileştirilmesi amaayla,
valiliklere çevre fonundan
ödenek verileceğini
açıkladı. Dinçerler,
ödeneğin yüzde 25'inin
illerde kurulacak çevre
koruma vakıfları kanalıyla
kullanılacağını söyledi.
Dinçerler dün yaptığı
açıklamada illerin
kategorilere aynldığını ve
bu doğrultuda belli bir
ödenek tahsis edildiğini
belirtti. Dinçerler çevre
kirliligini öıüeme fonundan
illere ödenek gönderilirken,
bölgedeki özelliklere göre
bazı kriterlerin dikkate
almacağını kaydetti.
Bakan, bütün illere 1990
yılı içinde toplam olarak
23 milyar 700 milyon lira
ödenek gönderileceğini
söyledi.
Milli Piyango
51 yaşında
• ANKARA (AA) —
Milli Piyango Idaresi'nin
kuruluşunun 51.
yüdönümü dolayısıyla
bugün Ankara ,,
Hipodromu'nda "Müzik
Şöleni" düzenlendi.
Ankara Büyüksehir
Belediyesi ile ortaklaşa
düzenlenen ve saat
20.00'de başlayacak müzik
şöleni, ücretsiz ve halka
açık olacak. Atilla
Sarıkayalı'nın sunacağı
programda ayrıca,
düzenlenecek özel çeküişte,
5 adet l'er milyar liralık
büyük ikramiyenin
talihlileri ile amorti
rakamları da belirlenecek.