Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 TEMMUZ 1990 +*** HABERLERİN DEVAM CUMHURİYET/17
ARDENDAKI
GERCEK(Baftarafı 1. Sayfada)
başkanı, günümüzün DMP li-
deri Bedrettin Dalan bir açık-
lama yapmıştır. Açıklamaya
göre 26 Mart yerel seçimlerin-
den önce özal, kardeşi Korkut
Özal'ın isteğine uyarak Dalan-
ian Sultanbeyli'ye su vermesi-
ni istemiştir. Bu isteğin altında
yatan gerekçe nedir? ömerli
Barajı bölgesi içinde bulunan
kaçak kent Sultanbeyli, Korkut
özal'ın özel olarak ilgilendiği
siyasal ve dinsel bir renk taşı-
maktadır. Sayın Bedrettin Da-
lan, "Baskanhğınu riske ederek
buna yanaşmadım; suyu seçim
vasıtası olarak kullanmadım;
ama o aile kullanmak istedi"
demiştir.
Tiirkiye'de halkın sağlığına
ilişkin en temel hizmetler seçim
silahı olarak kullamlabilmekte-
dir. Bugün durum daha ağırlaş-
mış bir biçimde gündemdedir.
lstanbul susuzluktan boğulu-
yor, ama Özal-Dalan tartışması
siyasal bir hesaplaşmamn içe-
riğini taşıyor. Iktidarda ANAP
var ve hükümetin başı görü-
nüşte Yıldırım Akbulul'tur,
ama lstanbul Belediye Başka-
nı Nurettin Sözen, Istanbul'un
su sorununu çözmek için Cum-
hurbaşkanı özal a başvurmak
zorunda bırakıhyor. lstanbul
un su sorununun çözümünün
özal'ın elinde olduğu imajını
yaratmak için elden gelen her
türlü propaganda yapılıyor.
Devlet ciddiyeti sıfıra indirgen-
mektedir. lstanbul susuzluktan
S.O.S. işaretleri verirken, siya-
sal oyunlar önplanda sahnelen-
mektedir.
Tiirkiye'de artık Akbulut hü-
kümeti yoktur. Herşeyin "Baş-
kan Baba"da başlayıp bittiğine
Splkın inanması için lstanbul
1
^}t susuzluğu da kullanümak-
tadır.
• • •
AzîzNesin,
Tbmris
Uyar'a
tazminat
ödeyecek
İstanbul Haber Servisi — Tür-
kiye Yazarlar Sendikası eski Baş-
kanı Aziz Nesio yazar Tomris
Uyar'a 3 milyon lira tazminat
ödemeye mahkûm oldu. Aziz Ne-
sin'in 1989 aralık ayında Yazar-
lar Sendikası Genel Kurulu'nda
yaptığı konuşmada kendisine ha-
karet ettiği gerekçesiyle Uyar ta-
rafından lstanbul 10. Hukuk
Mahkemesi'nde açılan dava dün
sonuçlandı. Mahkeme, Aziz Ne-
sin'in, sendika genel kumlunda
sendika yönetimini eleştiren Tom-
ris Uyar'a hitaben, "Tomris Uyar
ba sözleri edebildigine göre ken-
disinde atanma yoktur. Elini vic-
danına degil, sarhoşlukla başka
bir yerine koymuş olmahdır" şek-
lindeki sözlerinde ve 2000'e Doğ-
ru dergısinde yer alan sözlerinde
hakaret bulunduğunu sabit göre-
-•k 3 milyon lira tazminat ödeme-
e karar verdi.
Dalaırdan ÖzaPa suçlamaDalan, Turgut Özal, kardeşi Korkut Özal'ın
isteğine uyup Ömerli Barajı havzası içindeki
Sultanbeyli'ye su vermemizi istedi.
Başkanhğımı riske ederek buna yanaşmadım.
Suyu seçim vasıtası olarak kullanmadım' dedi.
tstanbul Haber Servisi —Eski tarihte bu rakam 1 milyon 510 bin
lstanbul Belediye Başkanı ve De-
mokrat Merkez Parti Genel Baş-
kanı Bedrettin Dalan, Cumhur-
başkanı Torguf Özal'a Istanbul'-
un su sorunu başta olmak üzere
ekonomik ve dış politika konula-
nnda suçlamalarda bulundu. Da-
lan, cumhurbaşkanının, kardeşi
Korkut Özal'ın isteğine uyup 25
Mart 1989'daki yerel seçimlerden
önce ömerli Barajı havzası için-
deki "kaçak kent" Sultanbeyli'-
ye su verilmesini istediğini bildir-
di. Dalan, "Bunun için mücade-
le etti. Ben başkanhğunı riske ede-
rek buna yanaşmadım. Suyu se-
çim vasıtası olarak kullanmadım.
Ama o aile kullanmak istedi" de-
di. Su sorununun çözümü için
akıllı bir yönetime ihtiyaç olduğu-
nu da öne süren Dalan, Özal'ı bir
kararname çıkartarak, ISKf'yi
bağımsız kuruluş halıne getirme-
si ve arkadaşlanna görev verilme-
si çağnsında bulundu. Dalan, bu
açıklamalarını dün düzenledi|i
basın toplantısında yaptı.
Cumhurbaşkaru özal, geçen
pazartesi günü Mahmutbey-
Kumburgaz otoyolunun açılışın-
dan sonra yaptığı basın toplantı-
sında, 1989 yerel seçimleri önce-
sinde kuraklığa karşın kente faz-
la su verilmesinin bugünkü susuz-
lukta büyük payı olduğunu söy-
lemişti. Özal, konuşmasında Be-
lediye Başkanı Nurettin Sözen'i
ise eleştirmemeye özen göstermiş-
ti.
Bu gelişmeler karşısında tstan-
bul Belediye Başkanı Nurettin Sö-
zen, Cumhurbaşkanı özal'ın ilk
kez eski Belediye Başkanı Dalan'ı
su için eleştirrnesi konusunda,
"Bu konuda bir şey söylemeyece-
gim. Çünkii yine Dalan komplek-
sine kapıldı gibi yorumlar
yapüacaktır" diye konuştu. Su-
suzluğun tırmanmaya başlama-
sından aylar sonra ilk kez Cum-
hurbaşkanı özal'la görüşmek için
randevu almayı başaran Sözen,
bugün Cumhurbaşkanlığı Köş-
kü'nde gerçekleşecek görüşme
için de "Kendisiyle daha önce
randevumuz vardı. Çanakkale
Belediye Başkanı'na yapılan na-
reketten sonra Marmara ve Bo-
gazlar Belediyeler Birliği'nin ola-
ğaniistü toplantısı nedeniyle ran-
devu gerçekleşmedi. Tekrar ran-
devu talep ettik. Kendisiyle yeni-
den su ve diger konulan göriişece-
ğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı özal'ın, önce-
ki gün yaptığı basın toplantısın-
da eski belediye yönetimine yö-
nelttiği eleştirüerden sonra eski
Belediye Başkaru Bedrettin Da-
lan, dün tstanbul'daki Mermer
Köşk'te bir basın toplantısı dü-
zenledi. Dalan'ın toplantıda
Cumhurbaşkaru Özal'a ve gaze-
tecilerin sorulanna yanıtlan şöyle:
"Sayın Özal, tstanbul'an 1.5
yıl sonraki susuzluğunu benim
üzerime yıkan bir konuşma yap-
mış. Konulara eskisi kadar vakıf
olmadığı için verdiği bilgiler ya-
nıltıcıdır. İstanbul'a giderayak
çok su verdiğimiz için susuz kal-
dıgını söylemiş. Biz lstanbul'u su-
suz bırakmadık. Goreve geidigi-
miz yıl giinlök verilen su 929 bin
metreküptü. Görevi bırakbğımız
metreküp oldu. Darlık ve Büyük-
çekmece barajlanıu dolu bırakük.
Bu barajların kurdelasını Sayın
Özal kesti. Bilmemesi mümkiin
değil. Eğer bildiği halde bu şekil-
de konuşuyorsa, biz DMP olarak
ANAP içindeki bir grubu rahat-
sız ettiğimizi sanıyorduk.
ANAP'ta bir grup rahatsız ol-
muştu. Anlaşılan Sayın Cumhur-
başkanı rahatsız olmuş. Sorun su
değil. İşletmecilik sorunu. İstan-
bul 3-4 yıl daha baraj yapılmadan
mevcut suyla doyar, artar bile.
Sayın Özal, madem gölge basba-
kan gibi çalışıyor. Elinde karar-
name yetkisi var. Bir karamamey-
le İSKİ'yi bağımsız hale getirsin.
Biz de sorunu çözelim. Sözümüz
senettir. Melen Çayı projesi afa-
kidir. Ne balona ne de bombaya
ihtiyaç var."
—Sayın Özal, sizi seçim önce-
sinde fazla su vermekle suçladı. O
dönemde sizi uyarmış mıydı?
DALAN—Hayır. Bilakis ken-
disi, kardeşi Korkut özal'ın iste-
ğine uyup Ömerli Barajı havzası
içindeki Sultanbeyli'ye su verme-
mizi istedi. Bunun için mücadele
etti. Ben başkanlığımı riske ede-
rek buna yanaşmadım. Suyu se-
çim vasıtası olarak kullanmadım.
Ama o aile kullanmak istedi.
—Su sorununun çözümü için
fînans gerekmeyecek mi?
DALAN—Kimseden finans is-
temem. Devlet para vermedi, o da
sorun değil. lstanbul'da 10 şirket
biliyomm. Yap-işlet-devret yön-
temiyle bu şirketler baraj yapma-
ya talip. Bizim zamammızda pro-
jeler somununa kadar haarlandı.
Istanbul'un imkânları değil, yö-
neticiler çaresiz.
Toplanüda Dalan, lstanbul Be-
lediye Başkanı Sözen'in her konu-
da pireyi deve yapmasına karşın,
su konusunda kendisine bu kadar
suçlama getirmediğini de vurgu-
layarak Cumhurbaşkanı özal'ın
kendisine yönelik suçlamalannın
düşündürücü olduğunu söyledi.
DMP lideri Dalan, dün basın
toplantısında aynca çeşitli ekono-
mik ve dış politika konulannda-
ki göriişlerini açıkladı, Türkiye'-
nin bugün milyonların kan ağla-
dığı bir ülke durumuna getirildi-
ğini söyleyen Dalan, ülkede "mi-
ras yedi" gibi davranıldığını ve
Türk insanının ekonomik gelece-
ğinin ipotek altına alındığım ifa-
de etti. DMP lideri bu konuda
şöyle dedi:
"Tiirkiye'de son zamanlarda
uygulanan kur politikalanyla ih-
racat devamlı aşağıya dojjru in-
mektedir. Çok övıinülen cari iş-
lemler dengesi, bu yıhn ilk dört
ayında 1 milyar 160 milyon dolar
açık vermiştir. tç borçlar 60 tril-
yona yaklaşmıştır. Mayıs ayında
2.5 milyar dolarlık ithalata kar-
şıhk 950 milyon dolar ihracat ger-
çekleşebilmtştir. Bu farklan, bu
borçlan kim ödeyecek, bunu sor-
mak her vatandaşın hakkıdır."
Türkiye'de önceüklerin şaşırtıl-
dığını öne süren Bedrettin Dalan,
üretime yönelik yatmmlann ya-
pılmadıgını vurgulayarak, bugün
yapılan yatırunlann bir süre "buz
dolabı"na kaldınlması gerektiğini
söyleyen Dalan, "Bu gibi yaürun-
lar beUi bir zümrenin refahını art-
bnrken, genelde Türk balkının
sosyal refabını aşağıya
çekmektedir" diye konuştu.
DMP lideri, Cumhurbaşkanı
Özal'ı, "Gölge başbakan, gölge
bakaniar kurnlu" olarak niteledi.
Dalan, bu konuda, "Türkiye'nin
bugün birçok iç ve dış sorunu var-
ken, bunlara ilaveten, Cumhur-
başkanlıgı meselesi çıkmıştır.
Cumhurbaşkanlığı'nın statüsü
anayasa geregi davranış biçimle-
rinin doğru düriist saptanması ve
anayasaya uygun bale getirilmesi
hadisesi ortaya çıkmıştır" biçi-
minde konuştu. Dalan daha son-
ra şunları söyledi:
"Sayın Özal, Cumhurbaşkanı
sıfadyla, ülkenin başbakan ve ba-
kan düzeyinde konuşulması gere-
ken meseleleri hakkında göruş bil-
diriliyor ve yanıltıcı bilgiler veri-
yor. Bu y anılOcı bilgilerie, gerçek-
ten Türkiye yönetiliyorsa, işte ger-
çekten vahim bir olay ortaya çık-
maktadır. Hem anayasal bir so-
run hem de reel olarak ülkenin
yanlış idare edilme korkusu gide-
rek artmaktadır."
Cumhurbaşkanı özal'ın dış po-
litika konularındaki açıklamala-
nnın da "tutarsızfıklaria" dolu
olduğunu öne süren Dalan, "Bir
bakıyorsunuz Sayın Özal, Suri-
ye'ye savaş ilan ederiz diyor, bir
bakıyorsunuz Yunanistan'la son
derece yakın ilişkiler içerisine gi-
riyor, ardından da savaş ilan ede-
riz diyorsunuz. Diğer taraftan,
Jivkov'a çağnda bulunuyor, ka-
pılan açıyor ondan sonra da ken-
di vatandaşlanna kapılan kapa-
tıyor. Bunlar gerçekten ağırbaslı
kararlı, Atatürk'ün 'Yurtta sulh,
cihanda sulh' kavramıyla saygın
bir Türkiye Cumhuriyeti devleti
dıs ayasetine uygun olmayan dav-
ranışlardır. Türk dış siyasetinin
oluşturulup, ayak üstü konuşul-
madıgı günler hasretle
beklenmektedir" dedi.
Kaçak kent
olayı
neydi?
tstanbul Haber Servisi — Es-
ki Belediye Başkanı Bedreıtin
Dalan'la Özal ailesini su konu-
sunda karşı karsıya getiren Sul-
tanbeyli, adım 1985'te duyur-
maya başladı. Cumhuriyet dö-
neminden önc^ saraym bir çift-
liği olan yöre, İstanbul'un en
büyük su rezervinden ömerii
Barajı'nın su havzası içinde ka-
lıyor. Üsküdar'a 30 kilometre
uzaktaki yörede, 1957'de 625
olan nüfus, 1985'te 3 bine yük-
seldi. O tarihten sonra kaçak
yapılaşmaya açılan yörede yük-
selen arsa flyatian arsa rnafya-
sının iştahıru çekti. Nüfus 1989
yerel seçimlerinden önce 120 bi-
ne ulaştı. Devlet arazileri Uze-
rindeki kaçak yapılaşmada
mafyaıun yanı sıra dinci grup-
Iarın da etkili oldu|u vurgula-
nırken, eski Usküdar belediye-
si yönetiminin ANAP içindeki
bir grubun isteğiyle buradaki
kaçak yapılaşmayı uzaktan iz-
lediği belirtiliyordu. Bu konu-
da Anakent Belediye Başkanı
Dalan'la Üsküdar Belediyesi
arasında da bir gerginlik oldu-
ğu belirtiliyorda 8 katb, altya-
ptsız tamamen kaçak binaların
oluşturduğu Sultanbeyli yıkıl-
mak yerine 5 Mayıs 1987'de
"Belediye" teşkilatı kurulacak
beldeler arasına alındı. Bedret-
tin Dalan, yerel seçim öncesi,
yöreye su vermeyeceğini böyle-
ce buradaki oiuşacak atık suyu
önieyeceğini belirtirken, susuz
yörede inşaatlar yükselmeyi
sürdürdü. 26 Mart seçimlerin-
de Refah Partisi adayı Aii Na-
bi Koçak belediye başkanı oldu.
Belediye bugün çoğünluğu ka-
çak 23 bin konut bulunuyor.
Önce dayanışma, sonra 'kavga'
KEMAL KÜÇÜK
Eski Anakent Belediye Başkanı Bedrettin
Dalan'ın, görev yaptığı 1984-1989 yılları
arasında, lstanbul'da özellikle su konusun-
daki birçok projenin gerçekleştirümesinde
Turgut Özal'la önemii bir "dayanışma"
içinde olduğu gözleniyordu. Dalan'ın, işle-
rin hızlandırılması ya da işi sahiplenecek
merci konusunda Başbakan'ın direkt emir-
leri ile gördüğü "destek" çoğunluktaydı.
Bedrettin Dalan'ın birçok yerde dile getir-
diği bu destek 3 değişik olayda "belirleyici
olmuştu". 1984-1989 arasındaki 3 önemii
olay şöyle gelişti:
1 23 Kasım 1981 tarihinde 20560 sayılı
yasayla belediyeden ayn özerk bir kuru-
luş olarak kurulan tstanbul Su ve Kanali-
zasyon ldaresi (İSKİ), 1984 martında Bed-
rettin Dalan'ın göreve geldiğinde de özerk-
liğini sürdürüyordu.
tlk kez ilçe belediyelerinin üzerinde met-
ropol yönetime dönüştürülen anakent bele-
diyesinin başındaki Dalan'ın ilk girişimi IS-
Kl'yi belediyeye bağlı bir "dış müdürlük"
haline getirmek oldu.
Bu konuda ilk günden sürdürdüğü ısrar-
lı tavrını o dönemin Başbakanı özal'a "15
ilçe belediyesine hâkim bir anakent beledi-
yesi su ve kanalizasyonu elinde tutmazsa iş
yapamaz" diyen Dalan, Başbakan özal'ın
"oluru" üzerine bu isteğine de kısa yoldan
ulaştı. 23 Mayıs 1984 tarihinde, seçimden
yaklaşık 2 ay sonra hızlı bir yasa değişikli-
ğiyle İSKİ, anakent belediyesine bağlandı.
Belediye Başkam Dalan da böylece 1990 yılı
bütçesi 1 trilyon lira olan tSKl'nin yönetim
kurulu başkam oluyordu.
Daha sonra anakent belediyesinin yurtdı-
şından alacağı trilyonluk borçlann yarısmı
kullanacak olan İSKİ, yine Dalan'ın ısrany-
la DSİ'nin işlerine "el atıyordu."
2Belediye Başkanı Dalan'ın en çok zor-
landığı bir konuda yine imdada Başba-
kan Özal yetişiyordu. Istanbul'da DSt ta-
rafından projelendirilen ve yapımı tamam-
lanmak üzere olan Büyükçekmece Barajı'-
nın antma tesisleri ile isale hattının yapımı-
nın ISKl'ye devrini isteyen Dalan, daha da
"ileri giderek" DSİ tarafından projesi ya-
pılıp inşaat ihalesine çıkılan Darlık Barajı'-
nı da tSKt'nin yapmasını istiyordu.
Başbakan Özal ısrarla "DSİ 5 yılda ya-
pacagım diyor, biz 2 yılda bitirecegiz. DSİ
bunu uzatır" diyordu. DSt yetkililerinin ve
tstanbul'daki DSt Bölge Müdürlüğü'nün
büyük tepkisine karşın Dalan'ın son umu-
du Başbakan Özal'dı. lSKl'nin bunu yapa-
cak teknik personeli ve parası yoktu. Ve
Özal ve Dalan, belediyenin böyle büyük bir
işin parasıru nereden bulacağı konusunda bir
araya gelip formül aradılar. Ve sonunda
özal'ın verdiği emirle sorun bir anda çözül-
dü.
DSt'nin ihalesini yaptığı baraj ihalesini
İSKİ tekrar yaptı ve özal'ın emriyle Darlık'-
ta müteahhide ödenecek para, Toplu Konut
ve Kamu Ortaklığı Idaresi'nce belediyeye,
oradan da Darlık müteahhidine ödenecek-
ti. Dahası, Dalan'ın isteğiyle DSt'nin tstan-
bul'daki bölge müdürlüğü de lağvediliyor-
du. Darlık Barajı'nın 1988'deki su tutma tö-
reninde Dalan, Başbakan özal'a bu neden-
le, "teşekkürediyordu." özal da "Bedret-
tin Bcy suya az zam yaplı, daha çok yap-
ması gerek. Böylece bu baraj kendini kısa
sürede amorti edecek" diyordu.
3Dalan'la Özal arasında su konusunda
iki tarafa da tedirginlik verici son olay
ise 1988 yılı şubat ayında yaşandı. Darlık Ba-
rajı 'nın suyu kente aktarabilmek için
Ömerli-Çamlıca arasındaki ana isale hattı-
na paralel ikinci bir isale hattının da çok hızlı
yapılması gerekiyordu. Dalan, teknisyenle-
rin, "6 ayda mümkün degil" dedikleri hat-
tın yapılabilmesi için tSKl'ye emir vererek
en hızlı yapıma uygun olan çelik spiral bo-
ru için ihale açılmasını istedi. thale açıldı.
Ancak en diişük fıyatı veren bir firma iha-
leyi kazanacagj anda beton boru imal eden
fırmaların da ihaleye sokulması onalığı ka-
rıştırdı. Hızlı ihalede en düşük teklifı veren
çelik spiral boru fabrikası ihalede haksızlık
yapıldığını ve beton boruculann haksız ye-
re ihaleye sokulduğunu belirterek, hazırla-
dıkları dosyayı Başbakan özal'a ulaştırdı-
lar. Özal'ın Mısır'a yapüğı geziden dönü-
şünde havaalanında Başkan Dalan'a "Ne
oluyor" diye sorduğu dosya, Dalan'a yeni
bir sorun yaratıyordu.
Dalan, spiral borunun sahiplerinin parti
içindeki Nakşibendi grubu kullandıkların-
dan yakınıyordu. Hatta belediyede sürekli
dolaşan yaşlı bir Naksi ileri geleninin dos-
yayı takip ettiğini belirtiyordu.
Başbakan'la bu konuda uzun süren bir
görüşme yapan Dalan, özal'ı sonunda "ik-
na ettiğini" belirterek "boru dosyasım" ka-
patıyordu. "Boru dosyası" Dalan'ın su ko-
nulu, ama parti içinde siyasi boyutu da olan
Başbakan'dan anlayış gördüğü önemii bir
olaydı.
CÛNEYTARCAYÛREKyaz.yor
(Boftarafı 1. Sayfada)
"Ne istersen vaat et. Sakın
esirgeme" buyruğunu veriyor.
Sanki yeni bir gerçekmiş gibi
bunda ne var, diyecekler çıkabi-
lir.
Doğru. Basınımızın kılıç gibi
kalem kullanan ustaları TO'nün
anayasaya vız diyen eyiemterine
olağan bir işlevde buiunuyormuş
gibi şapka çıkardıktan sonra...
Çankaya'nın tarafsız konumunu
bir parti lideri, bir başbakan gibi
hiçe saymasına 'alışmak' gere-
kiyor.
Tabii kamuoyuna mal olan
'alışmak' sözcüğü aslında de-
mokrasiyi gereklehye görme öz-
lemi çekenlerin dilinde
'tanımamak' biçiminde kullanılı-
yor. Varsın olsun. Baş köşelere
oturan kılıç gibi kalem kullanan-
lara, kredı, yeni yatırım zorlukları
çekenler için ömeğin Marmaris'-
in kimi koyları Kâbe gibi.
İş adamı yatlarla koyları ziya-
rete gidiyor. Kirnileri de kurtulu-
şu sütunlarda TÖ'ye yelken aça-
rak buluyor. Küçük Amerika'ya
dönüşen Türkiyemiz'de, bütün
bunlar, büyük gelişmenin ka-
nıtları.
Gazete tesisi açınca basın
üzerinde nutuk çekmemek olma-
yacağına göre TÖ görev yapar-
ken vatandaşlar arasında ayırım
yapmadığını söyledikten sonra
"Ben bundan 'nefret' ediyorum
düşüncesiyie yazı yazıiamaz" di-
yor.
TV 'nefret' sözcüğünü içşren
cümleyi kendi sesinden veriyor.
Kimler, kimden nefret ediyor?
Vatandaşlar arasında aynm yap-
mamakla övünen TÖ, vatandaş
yazarları bölüyor. Kimin nefret-
le yazdığını söylemiyor, ad ver-
miyor, ama kpinden geçenleri
belli ediyor.
iktidara geldikten hemen son-
ra basını ikiye ayıranın bizzat
kendisi olduğunu unutuyor. Ke-
mikleşen olumsuz duygularla iç
ve dış gezilerine ancak kendine
yanlı yazar çizerleri hem de ga-
zetelere isim dikte ederek çağı-
ranın yine kendisi olduğundan
soz etmiyor. Çankaya'ya çıktı,
hâlâ aynı duygularla davranıyor
basına. Bu nedenle 'nefret' soz-
cüğünün kaynağı kim ve neresi,
fazla araştırmak gerekmiyor.
İki cümlelik eleştiriye yirmi
cümle övücü unsurlar katanları
tarafsız yazar görmeye alışanla-
rın, basının ulusallıktan çıkarak
yabancı sermayenin maddi, si-
yasal oyunlarına alet olmasına
çanak tutması doğrusu yadır-
ganmıyor.
TÖ'ye alışmak ya da alışma-
Bayrampaşa seçimi
mak noktasında sadece kimi ba-
sın erbabı yardımcı olmuyor. Si-
yasal kimi merkezierde doğrusu
sade insanlara açıklanması zor
girişimlerde bulunuyor.
inönü, önceki gün TÖ'nün bir
cumhurbaşkanı değil, devletin
verdiği olanakları kullanan bir
parti başkanı olduğunu söyledi.
Bir cumhurbaşkanı olduğunun
farkında bulunmadığını ekledi.
Etimesgut belediye başkanına
TÖ'nün verdiği kısa buyruk, İnö-
nü'yü haklı çıkaracak taze örnek.
Ne var ki bugün bir başka ge-
lişmeyi izlemeye hazırlanıyoruz.
İstanbul Haber Merkezi'mizin
söylediği gibi "büyük bir sürpriz"
olmazsa İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Nurettin Sö-
zen, bugün Çankaya'da TÖ'yü
ziyaret edecek. Görüşmenin iki
amacı olduğunu, Sözen'in bası-
na söylediklerinden öğrendik. İs-
tanbul'un "su sorunu için yardım
isteyecek, Macaristan'dan getirt-
meyi planladığı 650 otobüs için
banka teminatı sağlamaya" ça-
lışacak. Nerede? Çankaya'da!
İnönü, TÖ'nün tarafsız bir
cumhurbaşkanı gibi davranma-
sını, hükümet işlerinden elini
çekmesini sürekli isterken SHP'Iİ
belediye başkanımız. -kuşkusuz
genel merkezin onayıyla- TÖ'yü
hükümet veya hükümetin başı
gibi labul ederek icraya ait kc-
nularda 'destek ve yardım" iste-
meye gidiyor. İnönü'nün açıkla-
dığı politikaya göre bu ikllemli
uygulamanın adı, "Betediyelerin
iktidarla iyi geçinmesi, cumhur-
başkanına karşı politik davranış-
ların kendine yani genel merke-
ze bırakılması."
İster istemez akla şu soru ta-
kılıyor. istanbul Belediye Başka-
nı bir hükümet dururken TÖ'ye
gitmekle asıl hükümetin, Türki-
ye'yi her açıdan yöneten kudre-
tin anayasaya karşın TÖ olduğu-
nu kabul etmiyor mu?
Kuşkusuz İnönü, bu tersliğin
soru biçiminde önüne geleceği-
nin bilincinde. Hûkümetten işin
çıkması için TÖ'nün işareti ge-
rektiğini söyteyerek halka hizmet
yolunun kapatılmamasına çalış-
tığını öne sürebilir. İşte o zaman
ya Sözen'in doğru yaptığı ya da
İnönü'nün parti genel başkanı gi-
bi davranarak TÖ'nün bugünkü
konumunu yadsıdığı ortaya çı-
kar. Hangisi geçerti?
SHP'nin açtığı yoia bir bakar
mısınız? Dışardan getirilecek
otobüsler için banka güvencesini
bile Çankaya'da arıyor.
Ötesini siz tamamlayın.
Ülkenin yaşadığı rejimin adını
bulabilirseniz bulun!
Sözen: Bu maçı
s kazaııacağız
Artık her yol Berlin'e çıkıyor Radyo Televizyon Yıiksek Kurulu'nun kararı:B
(Şaftarafı 1. Sayfada) Avrupalı-
lar Berlin'de talih arıyor. Gelen-
ler, kendi vatandaşlanmn belki de
en atakları, en maceraperestleri,
en cesurlan.
Batı'mn başkenti Bonn, Belçi-
ka'ya, Fransa'ya yakın. Alman
birleşraesi Bonn'da masa başında
tartışüırken Berlin'de sokakta,
meyhanede, fabrikada, parkta fi-
ilen yaşanıyor. Berün'e Danzig
veya Prag, hem maddi hem de
manevi olarak Bonn'dan çok da-
ha yakın. Doğu'yla Batı'mn ke-
siştiği, 3.5 milyon nüfuslu Berlin
belki şu anda dünyamn en ilginç
kenti ve bu özelliğini uzun süre
korumaya aday.
Otuz iki yaşındaki sanşın Ilo-
na Batı Berlin'de kaçak çalışan
binlerce Polonyalı'dan biri. Ama
o, burada "dünyamn en eski
meslegini" icra edip, flyat düşür-
dükleri için yerli fahişelerin gaza-
bını üzerine çeken Polonyah ka-
dınlardan değil. Ilona saatte 10
Mark'a (16 bin TL) Batı Berlinli-
lerin evlerini temizliyor. Yasa di-
ğer Polonyalılar gibi ona da yıl-
da üç ay süreyle Batı Berlin'de
kalma izni veriyor. Nazd iktidan-
mn Polonya'ya yaptıklanmn kar-
şılığı olarak elde edilen bu hakkı
Polonyaiılar son zerresine kadar
kullanıyor.
Ilona da Varşova'dan kalkıp
Batı Berlin'e geliyor. Üç ay ken-
di deyimiyle "ber türlü namuslu
işi" yapıyor ve para biriktiriyor.
Berlin'de oturan akrabasının ya-
nında kaldığı bu süre içinde Var-
şova'da oturan ve fabrikada ça-
Iışan kocasıyla iki çocuğunu hiç
görmüyor.
Kacak temizlik işine el atıp ön-
ce bizim kadmlanmıza, sonra da
Polonyalılara rakip çıkanlar ise
Doğu AJmanlar. Regine, Doğu
Berlin'de Aleksander Meyda-
nı'ndaki üstü kapah pazarda mey-
ve sebze satıyor. Pazarcı kadın
Regine, işi biter bitmez aksam sa-
atlerinde Batı'ya koşup temizlik
işine kolları sıvıyor.
Regine'ye, birleşme hakkında
ne hissettiğini, ne düşündüğünü
soruyoruz. Batı'ya ayak basan
bütün Doğulular gibi o da biraz
ezik, çekingen ve temkinli, "çok
iyi oMu" diyor önce. Deutsche
Mark'ın gelişine sevindiklerini
ama durumun düzelmesi için da-
ha çok beklemeleri gerektiğini
söylüyor. Markın polisi Batı'mn
zenginliğini bir çırpıda getirmi-
yor. " A m a " diyor Regine,
"Markla kapiulizm gelmeselerdi
bizim şirketler en geç bu Noel'de
iflas bayrağını çekecekti. Şimdi
kurtanna operasyonu diye bir şey
başlattılar. Durumumuz öyle de
kötüydü böyle de. Ama arük ber-
şey yalnız daha iyiye gidebilir."
Kırk beş yaşındaki, üç çocuk
anası Regine, Doğu Almanlann
ağzından düşmeyen "Her şey jyi
olacak" sözünü bir dua gibi tek-
rarlayıp duruyor. "Biz de Alma-
nız, ama çok çektik büyüUerimiz-
den" diyor. Doğu'daİd "kansız
devrim"den sonra ortaya çıkan
skandallar, yönetici kadronun
rüşvet ve yolsuzluk olayları onu
de herkes gibi büyük hayal kmk-
lığına uğratmış.
Regine'nin Batı'da en çok şaş-
tığı şeylerden biri, koskoca apart-
BURSA HÎPODROMU^NDAN FÎKRET DAĞLIOĞLU
Atom ve Fatih şaıısb1. AYAK: Bu yarışa itina ile
hazırlanan Adanagüzeli'ni baş-
ta tutuyoruz. Form durumunu
beğendiğimiz Ercanbey rakibi-
dir. Sürprizde Alnasip.
2. AYAK: tstanbul'daki yarı-
şını beğendiğimiz Serdar'ı baş-
ta tutuyoruz. Yabn rakibi form-
da olan Golden Silk'tir. Ahsen
ve Çobankızı tabelarun diğer at-
larıdır.
4. AYAK: Bu rakiplerini geçen
Çetilla yine en şanslı at olarak
görünüyor. Form durumu iyi
olan Atılgan rakibidir. Eray ve
Yeniay tabelayı tamamlar.
5. AYAK: Çok iyi bir form
durumu gösteren Atom'u başta
tutuyoruz. Rakibi Prensigör ve
Pedroso olur. Sürprizde Vivaldi
ve Achtung şanslı.
6. AYAK: tlerleyen yaşına rağ-
3. AYAK: Bursa'da her yarı-
şında çok istikrarlı koşan ve du-
rumunu beğendiğimiz Silver fa-
vorimiz. Rakipleri Taci, Serap ve
Su olur.
men bu rakiplerinden üstün olan
ve son yarışını beğendiğimiz Fa-
tih'i tek tutuyoruz. Sürprizde
şanslı olan atlar; Turhan 2, Cenk
ve Tehlike'dir.
OTORİTELERİN GÖRÜŞLERİ
F. Dağlioğlu
X. Akyer
Orhan Özsu
Ender Yılmaz
Naip Yılmaz
8-3-2
3-8-4
6
2-6
3-2 1 6-2
3-8
3
6-2
2-4-6
5-2-7
5
2-5-7
5-4-16
5
5-3
1-5
1
1
1-3-5
6-2-7
6-1-5
1-2-6
6-1
1-6
4-7
4
4-3
4
4-8-3-7
1. KOŞUf F: Grace (3), P: Ca-
nel, S: Irmak 2 (4).
2. KOŞU: F: Adana Güzeli (3),
P: Ercanbey (8) P: Alnasip 6 (4),
S: Üçümüz (1).
3. KOŞU: F: Serdar (2), P: Gol-
den Silk (6), P: Ansen (1), S: Ço-
bankızı (4).
4. KOŞU: F: Silver (5), P: Taci
(7), P: Serap 25 (15), S: Su (16).
5. KOŞU: F: Çetilla (1), P: Atıl-
gan 1 (5), P: Eray 1 (3), S: Yeni-
ay (4).
6. KOŞU: F: Atom (6), P: Pren-
sigör (1), P: Pedroso (5), P: Vi-
valdi (2), S: Achtung (8).
7. KOŞU: F: Fatih 7 (4), P: Tur-
han 2 (8), P: Cenk 1 (3), S: Teh-
like (I).
manların özel kişilere ait olması.
Temizlediği evlerin mutfak ve
banyolanna bayıldığını söylüyor.
"Her evin kendine ait bir tuvale-
ti var, ne büyük Inks" diyor ve
hayatında tuvaleti hep 3-4 aileyle
paylaştığını söylüyor.
Batı'daki mal arzı, göz kamaş-
aneı. Yüze yakın çeşit şarnpanya,
sabun, çamaşır tozu, çikolata ve
tatlılar; egzotik meyveler; giyim-
kuşam ve tabii otomobiller. Do-
ğu'ya markla beraber Batı mallan
sökün edeli beri Regine de eline
kâğıt kalem alıp her şeyin fiyatı-
m bir bir not ediyor. "Bizi tekrar
çocukluğumuza döndürdükr" di-
yor. "Gördügümüz her şeye ag-
amız açık bakıyoruz, ber şeye sa-
hip olmak istiyoruz, her şeyin fi-
yatını yeni öğreniyoruz". Ve ek-
liyor: "Ama iş para kazanmaya
geiince çocuk olmadıgımızı, her-
şeyi tırnaklanmızın söke söke al-
mamız gerektiğini biliyoruz. Es-
Idden istek de yoktu. Şimdi görüp
alamıyoruz. Bizim için elunek
bundan sonra aslanın ağzında."
Doğu Alman işçiler, geçimini
emeğiyle sağlayan bütün insanlar
gibi gelişmelere, hayata daha ger-
çekçi bakıyor. Alman birliğinin
"romantik" yönü ise aydınlarda
olduğu gibi gençlerde de daha be-
lirgin.
Doğu Berlin'de, Aleksander
Meydanı'nda Dünya Kupası fînal
maçından sonra "Deutschland"
diye haykırıp Vietnamlı avına çı-
kan "Dazlak"lardan biri Klaus.
Elinde siyah, beyaz, kirmızı, bir
bayrak vardı. Sırtına nefti yeşil
bir asker çeketi geçirmiş, ayağın-
da sert meşin civili ayakkabılany-
la elli yıl öncesinden bugüne sıç-
ramış gibiydi. Neredeyse tama-
men kazıttığı saçları besbelli sap-
sanydı. Mavi gözlü, sıhhatli kır-
mızı yanaklı haliyle sanki "Ari
ırkı" günümüzde temsil etmek
için yaratılmıştı.
"Dazlak" KJaus'a yaklaşıp ay-
nı soruyu yönelttik: "Birleşme
hakkında ne düsünüyorsun?",
"Bunun sorusu mu olur" der gi-
bisinden yüzümüze bakıp "Pri-
ma" dedi, yani "çok iyi, müt-
hiş", "Neden bugünkü Alman
bayrağını değil, bu eski bayragı
taşıdıgı " sorusunu ise "kendine
bu bayragı daha yakın gördüğü-
nü" söyleyerek yanıtladı.
Tüm partiler
'Hodri Meydan'da
İstanbul Haber Servisi — lstan-
bul Anakent Belediye Başkanı
Nurettin Sözen ve beraberindeki
eski CHP milletvekillerinden olu-
şan bir grup, SHP'nin Bayrampa-
şa Belediye Başkanı adayı Vahit
Çalm'ı ziyaret etti. Aralannda Me-
tin Tüzün, Ali Topuz, Ayhan Al-
lug, İlhan Biber ve Süleyman
Gençin debulunduğu eski CHP'li
partililerin SHP adayı Vahit Ça-
hn'a destek amaayla yaptıklan zi-
yarette konuşan Sözen, Bayra-
mpaşa seçimlerinin ciddi bir maç
ılduğunu belirterek, "Bu maçı bi-
kazanacağımıza inanıyonım"
dedi. Sözen, ilçede eski ÇHP'liler-
den destek beklediklerini de belir-
terek, "CHP kökenli arkadaşlan
bir araya getirerek destek sağla-
mayı düşünüyoruz. Bötün parti-
lileriyle SHP bu seçimlere
kaülıyor" dedi. Bayrampaşa be-
lediye başkan adayı Vahit Çalın da
Bayrampaşa'da SHP'nin durumu-
nun iyi olduğunu, partiye DSP,
ANAP ve DYP'den katılımlar ol-
duğunu belirterek, "Bizim için ar-
tık iç çekisme söz konusu degil.
Bayragı kaleye dikmek istiyoruz.
Bu konuda eski CHP kökenli ar-
kadaşlara ihtiyacımız var. Bu ar-
kadaşlann bize yaklaşmasını
istiyoruz" dedi. Partide geçmiş
dönemdeki iç çekismeleri artık
unuttuklarını söyleyen Çalın,
"Düşündüğümüz tek şey sosyal
demokratlann başansı. 1977 yılın-
da 110 bin seçmenin 68 bin oyu-
nu alnuştık. Bu gün bu sayı ¥> bin
civannda. Kaybolan bu oylan tek-
rar kazanmak zornndayız" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Radyo-Televizyon Yüksek
Kurulu (RTYK), Hodri Meydan
programının seçime katılan tüm
siyasi partilerin katılması koşu-
luyla ve "seçim yasaklan" döne-
mi dışında yayımlanabileceğini
açıkladı. Kuriıl, hükümet uygula-
malannın tanıtıtdığı "Başbakan-
lıktan İlginize Bilginize" progra-
mının da "tarafsız" olması koşü-
luyla, "seçim yasaklan" süresi
hariç seçim döneminde yayımla-
nabileceği görüşünü bildirdi.
RTYK dün yaptığı ayük olağan
toplantısmdan sonra Başkan Yar-
dımcısı Ali Baransel aracıhğıyla
yaptığı açıklamada, Başbakanlı-
ğın "Başbakanlıktan İlginize
Bilginize" programının yayım is-
teminin ele alındığım açıkladı.
RTYK'mn yazılı açıklamasında
Hodri Meydan'la ilgili şu görüş-
lere yer verildi:
"298 sayılı kanun hükümlerine
göre bu türden programlann meş-
ruiyeti, mutiak olarak eşitlik ku-
rallanna uyulması şartına bağlı-
dır. Bu sebeple bu tür program-
lar, 'seçim yasaklan' süresi hariç,
'seçim döneminde' iktidardaki
parti dahil, seçime katılacak bü-
tün siyasi partiler arasında tam
bir eşitlik şartına uyulması ilkesi-
ne bağlıdır. Ancak bu takdirde,
TRT'nin çok hassas bulunması
lazım gelen tarafsızlık ilkesine
uyulmuş olur."
RTYK'mn bu açıklamasına gö-
re TBMM'de grubu bulunmayan
ve TRT'nin "Hodri Meydan"
için başvurmadıkları gerekçesiy-
le programa çıkarmayacağını du-
yurduğu SP, RP, MÇP ve IDP-
de Hodri Meydan'da yer alabile-
cek. TRT Genel Müdürlüğü'nün
ise, "Hodri Meydan'ın yayın la-
rihi ve hangi partilerin katılacağı
konusunda" görüş oluşturmadı-
ğı öğrenildi.
öte yandan RTYK, TRT ve
Başbakanlığın başvurusu üzerine,
hükümet uygulamalarının tanıtıl-
dığı "Başbakanlıktan İlginize
Bilginize" programının "seçim
dönemi" içinde kurallara uyul-
ması koşuluyla yayımlanabilece-
ğini bildirdi. RTYK Başkan Yar-
dımcısı Ali Baransel, 19. madde-
nin üzerinde çok tartışıldığım ve
yorumlar yapıldığını belirterek bu
konuda RTYK'mn değerlendir-
mesine yer verildiğini bildirdi.
Ali Baransel, "Başbakanlıktan
İlginize Bilginize programı nasıl
tarafsız olacak" sorusuna ise
"Program ekrana yansıdıktan
sonra degerlendiririz" yanıtını
verdi. Siyasi partilerin cevap hak-
kı kuilanma yetkilerinin bulundu-
ğuna değinen Baransel, "TV'de
yapılması istenen Hodri Meydan
programlan cevap hakkının kul-
lanılmasın] ifade etoıeyip yeni
program yapılması talebinden
ibarettir" dedi.
Demokratik Hodri
Meydan
F.Almanya'da kablolu yayın
yapan özel Türk Televizyonları
TDI (Türkisch Deutsch 1) ve
ATT'nin (Avrupa Türk Televiz-
yonu) "Demokratik Hodri
Meydan" adlı bir programda
Türk siyasi parti liderlerini ekra-
na getirmek için yaptıklan davet
Bedrettin Dalan, Bülent Ecevit,
Alparslan Tiirkeş ve Necmettin
Erbakan tarafından kabul edildi.
SHP ve ANAP'ın ise programa
katılıp katılmama konusunda ke-
sin karar vermemelerine karşın
"istek-iz göriindükleri" belirtildi.
ATT'nin sahibi Mehmet Deniz
Olcayto ve TDI'nin sahibi Atalay
Özçakır'ın Ankara'ya gelerek
ANAP'lı Mesut Yılmaz ve siyasi
parti yöneticileriyle görüşecekle-
ri öğrenildi.
Öte yandan televizyon şirketle-
rinin, programın gerçekleşmesi
halinde, Türkiye'ye Star 1 kana-
lından yayınlanması istekleri Ma-
gic Box yönetimince reddedildi.
Magic Bo.\'tan konuyla ilgili ola-
rak yapılan açıklamada "iç poli-
tikaya karışmak istemiyoruz" de-
nildi.
Kulüpler naklen yayında
(Baftarafı I. Sayfada)
gic Box'ın yasal bir kuruluş olma-
dığım, dolayısıyla onunla yapılan
sözleşmenin de "batıl" olduğunu
vurgulayarak kulüplerin TRT ile
anlaşması gerektiğini savundu.
TRT Genel Müdürü Kerim Aydın
Erdem başkanhğında yapılan top-
lantıda, kulüp temsilcilerinin ço-
ğu söz alarak Magic Box ile ya-
pılan sözleşmeden doğan tazmi-
nat sorumluluğunun TRT tarafın-
dan karşılanma garantisini istedi-
ler. Bu isteğe karşı TRT, Magic
Box'ın yasal bir kuruluş olmadı-
ğım belirterek "Yasal olmayan bir
kuruluşa karşı bir garanti verme-
miz söz konusu olamaz" yanıtı-
nı verdi.
Beşiroğlu, Magic Box'ın hare-
kete geçmesi durumunda yargı
yoluna gideceklerini bildirdi.
Fenerbahçe Kulübü Genel Sek-
reteri Aziz Yılmaz, TRT'nin söz-
leşmesine "kesinlikle" imza at-
mayacaklarını, bunun aynı za-
manda "iş ahlakına" da ters düş-
tiiğünü belinti. Konyaspor ile bir-
likte diğer kulüpler TRT'den ga-
ranti istediler. Beşiktaş Kulübü
Temsilcisi Orhan Ertanhan ise
ofayın ancak fiili bir durum söz
konusu olduğunda TRT'nin ala-
cağı tavra göre durumun değişe-
bileceğini kaydetti.
Bu arada toplannyı TRT kame-
ramaru ile Magic Box'm kiraladı-
ğı kameraman da kaydetti. Top-
lantı arasında ve sonrasındu Ma-
gic Box muhabiri ve eski basket-
bolcu Bülent Karpad, kulüp tem-
silcileri ile görüntülü röportajlar
yaptı. Başhukuk Müşaviri Beşi-
roğlu, toplantıyı Magic Box'ın
kaydetmesini nasıl karşıladığı so-
rusuna "Bilseydik dışarı
çıkartırdık" yanıtını verdi.
Toplantı sonrasında Magic Box
Spor Sorumlusu Turgut Koloğlu-
gil basına yaptığı açıklamada
TRT'yi, kulüpleri "kandırmaya"
çalışmakla suçladı. Kulüplerle
yaptıklan sözleşmenin Magic Box
adına olmadığını, Hocapaşa Ver-
gi Dairesi'ne kayıtlı MBI Filmci-
lik ve Reklamcılık Şirketi adına
olduğunu söyledi. Koloğlugil,
"Eger TRT, bu maçlan naklen
yayımlamaya kalkarsa biz gider
bunun hesabım kulüplerden sora-
nz" dedi.
Magic Box'ın imzaladıgı TRT'nin onerdıgı
85 bin dolar (yaklaşık 230 milyon lira)
isim ve telif hakkı.
50 bin dolar (yaklaşık 134 milyon lira)
maç naklen yayınlanna (Bu tutara rek-
lam geürinden ödenecek pay da 12 bin
500 dolar ile 30 bin dolar arasında ek-
lenecek.)
Magic Box, Anadolu kulüpleri için
en az 2 ve büyük kulüpler için en
az 6 maç olarak bellriediği naklen
yayınlarda, yayının gerçekleşmemesi
halinde maç basına 100 bin dolar
tazminat (yaklaşık 270 milyon lira)
ödeyecek.
500 milyon lira yayın yetkisi.
50 milyon lira 20 dakikava kadar olan
yayınlar için.
200 milyon lira maç naklen yayın-
lanna.
250 milyon lira yurtiçi kupa karşılas-
malannın naklen yayınma.
TRT, FIF* ve/veya UEFA tarafından
düzenlenen karşılasmalar için 1. tura
300 milyon, 2. tura 400 milyon,
çeyrek finale 500 milyon oneriyor.
Yan final ve final maçlarını aynca
bir "pazarlığa" bırakıyor. TRT aynca
yurtiçi karsılaşmaiarda evsahibine
yûzüe 25, yurtdışı karşılaşmalara da
kulübe yüzde 25 zamlı ödeme öneri-
yor