22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibv Cunîhunyet Matbaacılık ve Gazetecıhk Turk Anonım Şırkeu adına Nadir N'ıdi O Genel Yayın Muduru. Hasan Cemıl, Muessest Muduru EffliM (Jfikiıgil, Yazı lşlen Muduru Okaj Gönensın. 0 Haber Merkezı Muduru Yjjçın 8a>er, Sayfa Duzenı Ybnetmenı. Ali Acar 0 Temsılcıler ANKARA. Akmet Tan, İZMİR Hikmet Çetinkıyı, ADAN-\. Çttin Yigenoglu Iç Polıtıka Cclal Raşlugıç, D15 Haberler Eifvıı Bakı, Ekonomı Ccngiz Tıtrlna, Iş-Sendıka Şuluıa KMCSCI. kuhur Cciai Lster, Isıanbul Haberlen b m l k»çuk. Egmrc G™ay Şajlaa, Hat«r \raihrma tjmM BerkM, Yurı Habcrlcn ><ed« Do£»n. Spo- D»mşm»m Udulkıdtr Yocrlnua, Oızı Yazılar Kcran Çaiı*kııı. »ırasurma Şalraı *lpa>, Duzdıme AbduUaa Yancı 0 Koordınatör AMBM Kanbaa 0 Mah I)le- Erol Erfcal % Muhasebe B«k«l Vo«r 0 Butje-Planlanıa- S«*jı OımulK^totİD 9 Rcklam *yi* Toran # Ek \avınlar Hul» \kyo) 0 Idare HUHTM Canr % tsleımr Oader Çdik 0 Bılp-Islcrr. Naıl ln»l 0 Pcnonel Scvgı flasoıı vr Jbnjn Cumhunya Maıbaacılık w Gazatcıhk TA.Ş. Tûrk Oca|ı Cad 39/41 Cajaloglu 34ÎÎ4 Uı PK 246-taanbul Tcl 512 05 05 (20 haı) Tdex 22246, TMX: (1) 526 60 "a # BumUır Kdun: Zıva Gokalp Blv lnktlapS.No 19/4 Td. 113 11 4M7, Tdo 42344. Fu (4)133 05 65 • bmir. H Zıya Bh 1352 S 1 1 , Tcl 13 12 30. Teta 52359, Fax (51) 19 53 «0 • A4»u: Inönü Cad 119 S. No 1 Kat 1. Tcl- 19 37 52 (4 haı) Tdex 62155. Ftı (71) 19 37 52 DîKİLİ TAKVtM: 17 TEMMIZ 1990 tmsak: 3.46 Güneş: 5.39 Öğle: 13.15 Ikındi: 17.13 Akşam: 20.41 Yatsı: 22.25 Zengin programh şenlık 22-29 temmuz tarihleri arasmdaki şenliğin bir bölümü Yunanistan'm Midilli Adası'nda, bir bölümü de Dikili'de yapılacak. tZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu) — Dikili Kultür ve Sanat Şenlıği bu yıl "Dikili • Midilli Dayanışma Senlüderi" adı altın- da 22-29 temmuz tarihleri ara- sında gerçekleştirilecek. Dikili Belediye Başkanı Osman Özgü- ven, bir bölümü Yunanistan'm Midilli Adası'nda, bir bölümü de Dikili'de yapılacak olan şen- liğin iki halkın dostluğuna kat- kıda bulunacağını söyledi. Şen- liğin ilk bölümü 22-24 temmuz tarihlerinde Midilli'de, ikinci bölümü 25-29 temmuz tarihleri arasında Dikili'de gerçekleştiri- lecek. Şenlik boyunca "Türk- Yunan dostluğu, banş ve de- mokrasi, çevre" konulu panel- Ier, söyleşiler düzenlenecek, çe- şitli sanatçılar konserler verecek, sergiler açılacak. 22 temmuzda Midilli'de baş- layacak şenliğe Dikili Belediye Başkanı Osman özgüven, bele- diye meclisi üyeleri, Bakırçay Belediye başkanlan, milletvekili Kemal Anadol, Aziz Nesin, Yekta Kara, Ali Taygun, Hale Giir ve folklor ekipleri katıla- caklar. Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, Midilli'deki şenliğe dileyen yurttaşların ka- tılabilecegini belirtti. 22-24 tem- muz tarihleri arasında Midilli'- de Yekta Kara'run sunacağı açı- lış konserinin ardından söyleşi- ler yapılacak, gösteriler sunula- cak. Ümit Otan'ın "Kıyılan- mız" konulu fotoğraf sergisi ve Dikili - Karşıyaka konulu fotoğ- raf ve resim sergileri açılacak. 25 temmuzda Dikili'de "Ba- nş Yüriiyüşü " ile başlayacak olan şenliğin ikinci bölümünde çeşitli konuklann kanlırruyla pa- neller düzenlenecek, söyleşiler yapılacak, konserler, sergiler gerçekleştirilecek, tiyatro oyun- lan sahnelenecek. GöREME Kaya evleri turizme açılsın NEVŞEHİR (Cumhuriyet) — Nevşehir'in en ünlü turizm mer- kezi konumundaki Göreme'de yapılaşmanın önüne geçimesi için sayıları 350'yi aşan kayadan oyma evlerin turizme açılması istendi. Göreme Turizmciler Derneği Başkanı Adnan Akgül, turizm potansiyelindeki büyük anışın beraberinde yapı sorununu gün- deme getirdiğini, bunun da do- ğal dengenin bozulmasına yol açtığını kaydederek "Bölgemizin en önemli sonınu hızla bozulan doga. Bunda en önemli etken ye- ni birimlerin turizme açılması oluyor. Göremeli >-atandaş gelen turiste evini pansiyon yaparak katkıda bulunuyor. Böyle olun- ca da bir ev sonınu ile karşı kar- şıya kalıyor. Bu nedenle kendi- ne yeni bir yapı yapıyor. Turist- krden bu konuda çok şikâyet alıyonız. Yeni yapılar bölgenin turizm degerini de tehlikeye dıi- şiiriiyor. Bununla mucadelede en etkin yol, Göreme'de sağlam kalmış 350'yi aşkın kaya bannaklan" dedi. Kultür ve tu- rizm bakanhklannın ortak bir çalışması ile bu tür birimler, pansiyon, restoran ve motel ola- rak turizme kazandınlırsa Göre- me'deki yapılaşma sorununun kendüiğinden çözüme kavuşaca- ğını belirten Akgül, zaman yiti- rilmeden bu konuda çalışmala- nn başlatılmasıru istedi. Dernek olarak gereken desteği verecek- lerini vurgulayan Akgül, bölge- de turizmin canlüığım yitirme- sinin diğer nedeninin de kaya ev- lerinin korumasızlık sonucu çökmesi olduğunu söyledi. TheNewYorkRe dergisine göre Küba son 31 yılın en büyük bunalımını yaşıyorirue mew ıcorK. M&evıew aergısıne gore Kuoa son Ji yııın en ouyuK ounaıımını yaşıyor Castro için sıkıntılı günlerKübaekonomisi, Sovyetler Birliği'nin her yıl yaptığı 6 milyar dolarhk yardıma bağlı. SSCB'nintahılve petrol sevkiyatını durdurması durumunda, Küba işsizlik ve gıda maddeleri sıkıntısı ile yüzyiizegelecek. Devlet Başkanı Castro, konuşmalarında halkı yeni özverilerde bulunmaya hazırlıyor. SSCB, Küba şekerini, bu ülkeye yardım için dünya fiyatlarından daha pahalıya ahyor. Dış Haberler Servisi — ABD'- de çıkan "The New York Review of Books" dergisinin 31 mayıs ta- rihJi sayısında Küba konusunda kapsamh bir yazı çıktı. Tad Zculc tarafından kaleme alınan yazıda, ülkerün içinde bulunduğu ekono- mik ve sosyal krizle, Devlet Baş- kanı Fidel Castro'nun sorunlan- nı inceleyen yazının geniş bir özeti şöyle: Kuba, 31 yıllık yakm geçmişi- nin en büyük bunalımıyla karşı karşıya. Devlet Başkanı Fidel Castro, aralık ayından bu yana yaptığı bütün konuşmalarda, bu bunalımın varlığından söz ederek halkı yeni özverilerde bulunmaya yavaş yavaş hazırlıyor. Sovyetler Birliği'nin, Küba'nın yaşaması için gerekli olan petrol ve tahıl sevkiyatını durdurması durumun- da, Küba halkı, işsizlik, gıda maddeleri sıkıntısı ve kısıntılarla yuz yuze gelecek. CASTRO — Küba halkını yeni özverilerde bulunmaya hazırlıyor. KİMLİKKARTI KÜBA Dışsatımının %75'işeker Nüfus: 10.587.000 (1989) Yüzölçümü: 110.860 km ! Yönetim biçimi: Tek meclisli sosyaüst cumhuriyet Kişi başına gebr ortalaması: 1590$ (1983) Okur yazar oranı: %92 Sanayi: Tekstil, kereste ürünleri, çimento, kimyevi madde, puro BeUi başlı ürünler: Şeker (ihracatınm %75'i), tütün, kahve, ananas, muz. hindistan cevizi Madenler: Demir, bakır, tuz, alüminyum. Castro, şu anki ekonomik ko- şulları içinde Moskova yönetimi- nin, yılda 6 milyar doları aşan ekonomik yardımı sürdüremeye- ceğinin farkında. (SSCB Dışişle- ri Bakanhğı sözcusü Genadi Ge- rasimov, 9 temmuzda Amerikan CBS televizyonuna yaptığı açık- latnada Kuba'da Castro yöneti- mine yapılan yardımın aşamalı olarak kesileceğini açıklamıştı.) Mihail Gorbaçov'un reformalan- nın, Sovyetler Birliği'ni dağıtaca- ğına ınanan Castro, perestroykayı da "Marksiszm-Leninizme ihanet" şeklinde nitelendıriyor. Küba ekonomisinin Sovyetler Bir- liği'ne bağlı olmasına karşın, Castro, Sovyet yönetimini surekli olarak eleştirirken Üçüncü Dün- ya ulkelerindeki etkin rolünü ko- rumak isteyen Sovyetler Birliği, Küba'yı açıkça defterden silip atamıyor. Kuba'nın şu anki en büyük korkusu, Sovyetier Birliği'- nin petrol ve tahıl sevkiyatının, ül- kenin iç sorunları nedeniyle sek- teye uğraması. 1989 sonlarında Azerbaycan'daki kanşıklıklar ne- deniyle, Küba'ya yapılacak sevki- yat gecikmiş, Küba halkı açlık ve akaryakıt sıkıntısıyla yüz yuze gel- mişti. Castro, Kuba halkından, sü- rekli olarak "kapitalist ve yayıl- macı guçlere karşı devrimi kortı- mak için yardun" istiyor. Cast- ro'nun, her konuşmasında kul- landığı "Ya vatan ya öliım!" slo- ganı şekil değişürerek "Ya sosya- lizm ya ölüm" halini aldı. Kuba'da son birkaç aydır me> r - dana gelen olaylar, ister istemez, Castro yönetiminin de Doğu Av- rupa'nın komünist iktidarlannın sonuna uğrayabileceği duşüncesi- ni akla getiriyor. Elbette Küba'- daki yönetim, komünizmin, Sov- yet ordulannın gücüyle kabul et- tirildiği Polonya veya Macaristan ile karşılaştınlarnaz. Castro'nun devrirninin bağımsız ve kendüi- ğinden oluşu, onu Doğu Avrupa'- da kurulmuş olan yönetimlerden avınyor. KUba ekonomisi, adanın doğal kaynaklannm değerlendirileme- mesi nedeniyle, oldukça kötü du- rumda. ŞUphesiz, bunun suçtusu, karar alma mekanizmasıru kim- seye bırakmaya yanaşmayan ve doğmatizme giderek daha fazla gömülen Castro. Ülkede merke- ziyetçilik öyle bir hal almış ki ko- nu ne kadar önemsiz olursa olsun, kimse kendi kendine karar verme- ye ve sorumluluk almaya yanaş- mıyor. Pek çok kişi, Castro'nun her- şeye karşın yüda 6 milyar dolar- hk Sovyet yardımını almaya de- vam ederek, Küba'yı krizden kur- tarabileceğine inanıyordu. Çünkü devrimin uzerinden 31 yıl geçmiş olmasına karşın, Castro hâlâ al- ternatifsiz lider olarak halkın üze- rinde büyük bir etkinliğe sahip. Ama Castro ya da diğerleri, Kü- ba liderinin iktidarına en büyük tehlikenin, Havana ya da Was- hington'dan değil Moskova'dan geleceğini hiç düşünmediler. Çun- kü Sovyet ekonomik yardımı ak- sadığı an Küba ekonomisi derin sarsıntı geçiriyor. Nitekim Cast- ro da şimdi Küba rejimine en bü- yük tehlikenin Doğu Avrupa'da komünizmin çökmesinden geldi- ğini kabul ediyor. Küba lideri 7 martta yaptığı konuşmada şöyle demişti: "Sovyetler Biriiği'ndeso- run çıkması ola&ılığına karşı ken- dimizi hazırlamalıyız. Eğer tek başımıza kahrsak mücadeleye ha- ar olmalmz." Castro, Sovyetler'e ekonomik bağımlılığı da şöyle ifade etmiş- ti: "Eğer Sovyet petrolü gelraez- Dünyanın 1 numaralı raketi 21 yaşındaki Steffı Graf: Unsüz olmak,mutlulukturSpor Servisi — "Steffi Gr«rı seviyonım. Çünkü onu yenmek imkânsız." F. AJmanya'da teni- se yeni başlayan ya da uzun süre- den beri tenis oynayan herkesten duyabilirsiniz bu sözleri. Asbnda tüm Ulkelerde geçerli bu kural. Gerçekten de GraFı yenmek çok zor. Berlin'de Almanya Açık Te- nis Turnuvası'nda ve Paris'te Fransa Açık Tenis Turnuvası'nda Yugoslav Monica Seles'e, daha sonra Londra'da VVimbledon Te- nis Turnuvası'nda Zina Garri- son'a yenihnesine rağmen Graf bayan tenisinde en büyük raket şu sıralar. Sayılar yalan söylemiyor. Kısa aralıklarla alınan 3 yenilgi yadsınamaz, ama 78 maçta sade- ce 3 kez sahadan yenik aynlmak ve 155 haftadan beri WITA sıra- Pek çok kimsenin aksine, Graf için ünlü olmak, kesinlikle bir dü- şün gerçekleşmesi değil. "Şöhret, uzerinden çıkartıp atmak istedigi ikinci bir deri" kendi deyimiyle. Kendini bir yüdız ya da bir ilah olarak görmüyor. 'Mutlu olmak' ise 'nonnal bir yaşam sürmek' anlamım taşıyor Graf için. Her- kes gibi sokakta dolaşmak, sine- maya gitmek, kısaca şöhretsiz bir insan gibi yaşamak. Sinema önemli bir yer kaphyor GraFın hayatında. "Bunu karanlık salon- larda meraklı baktşlardan gizlene- bilmek olarak algılamamab" di- yor, "Ben sadece aneraaya tutku- num." 21 yaşındaki Steffı'nin en be- gendi artist -ve erkek- Alain De- lon. Onu harika bulduğunu söy- Kısa aralıklarla 3 yenilgi almış olmasına rağmen Steffi Graf, bayan tenisinde en büyük raket şu sıralar. 21 yaşındaki Steffi, Alain Delon'a hayran. Ona göre "şöhret, uzerinden çıkarıp atmak istedigi ikinci bir deri".Kendini bir yıldız ya da ilah olarak görmüyor. lamasında 1 numarada bulunmak küçümsenecek bir başan değil. Graf son zamanlarda biraz formsuz. 3 ay kadar önce geçir- diği sakatlık yeni yeni iyileşmeye başlamıştı, bu kez de babasmın bir porno yıldızıyla yaşadığı ha- yat gazete sayfalanna yansıdı. Üzerindeki baskuun kalkraaması halinde F. Almanya'da yaşama- yacağım söyleyen Graf, Wimble- don yan fınalinde 2-1 yenildiği Garriion maçından önce de 1 gunlüğüne F. Almanya'ya gitti. Dolayısıyla fiziksel eksikliği, be- yinsel huzursuzluğuyla birleşiyor ve Grafı 78 maçta 3 kez de olsa yenebiliyorsunuz. Peki ama kim bu Graf? Ne yer, ne içer? Ünlu olmaktan rahatsız oluyor mu? Böylesine beğenilen birinin hayran olduğu biri var mı? Boş zamanlannda kitap mı okur, sinemaya mı gider, yoksa rnüzik mi dinler? Tenisi ne zaman bıra- kacak? lüyor. "55 yaşında olduğunu soy- lüyoriar; ama bunu anlamaya im- kfin yok. Öylesine genç ve diri gözüküyor ki" diyor Delon için ve Paris'teki bir anısını anlatıyor. "Paris'te bir restorandaydım, bir- den Alain Delon iceri girdi. Ya- mma geldi ve bana turnuvg için şans diledi." Gulüyor, belki de turnuvadaki yenilgisini hatırladığı için. Teniste 'yeni nesil' gün geçtik- çe ağırhğını hissettiriyor. Her ne kadar Graf kabul etmiyorsa da madalyonun diğer yüzunde 'yiti- rilmiş gençlik' söz konusu. "Bu deyim, okulu bitirdikten sonra suçlan olmadığı halde issiz kalan- lar için geçerli. Para sorunum yok, dünyayı dolaşabiliyorum, il- gi çekici insanlaria tanışıyorum." Diğer insanlar kadar rahat ve sık olmasa da discoya dans etmeye de gjttiğini belirtiyor sonra. Tenis, Steffi Graf için pek çok şeyden daha önemli. Daha 4 ya- şındayken tanışmış tenis raketiy- le. Hemen hemen aynı boyday- mışlar ve o gunden beri de aynl- dıklan ya da bozuştuklan olma- mış. En beğendiği tenisçiler Ivan Lendl ve John McEnroe. Ameri- kah McEnroe için "hiçbir tenis ki- tabının yazmadıgı gibi oynuyor" diyor, Çekoslovak Lendl için ise "inanılmaz derecede çalışkan." Düzgun, güzel ve saldırgan tenis seyretmeyi sevdiğini ekliyor. Te- nis -oynamak ve seyretmek- pek çok şeyden önemli Graf için ama mutluluk "tenis kortunda bula- madıklannın bir parçası" yine de. Turnuva kazanmak da güzel ta- biiki, ama mutluluk Graf için baş- ka insanlaria da ilgüi bir şey. "Sık sık şöyle düşünüyorum: Sen baş- kalannın istedigi pek çok şeye sa- hipsin, ama buna rağmen baz» ko- nularda olumsuz bir yaklaşınun var." Dünyanın 1 numaıalı bayan ra- ketini tanımlamak için pek çok sı- fat kullanılabilir; çekici diyebilir- siniz, güzel, kararh ya da yardım- sever de. Ama buniann arasına mükemmeh' arayan ve tutumlu sı- fatlarını da eklemeniz gerekiyor. "Gerçekten de her şeyi elimden geldiğİDce iyi yapmak istiyorum. Tenis kortunda olduğu kadar, gerçek, günlük >aşamda da böy- le bo." Çocukluğunda da böyle olduğunu hatırlatıyor. Zorlandı- ğı için değil, kendi istedigi için böyle olduğunu söylüyor. Tutum- lu olmak ise bir yaşam biçimi Steffi için. Her anı tenisle dolu olan biri- nin tenisi sevmemesi olası mı? "Evet, bazen. İnsan bazı zaman- larda, kısa aniar için çok sevdiği şeylerden nefret edebiliyor. Ama sonra antrenmanlar ve tumuvalar beni tekrar çekiyor." Tenisi bı- rakmayı, tenisine yenilik getirebil- diği sürece düşünmüyor. Tenisi profesyonel olarak bıraktığında ise bütün ilgisini keseceğini söy- lüyor bu sporla. "Çünkıi ben yal- pızca oynamaktan boşlanıyorum. Antrenörlük yapmak bana göre değil. Tenisin çevresinde olup bi- ten benim dünyam değil." STEFFİ GRAK — tnsan bazı zamanlarda, kısa anlar içinçok sevdiği şey- lerden nefret edebiliyor. Bazen tenisi sevmiyorum. Ama sonra antren- manlar ve turnmalar beni tekrar çekiyor. Turizm Bakanı Aküzüm, tesis işletmecilerini uyardu Fiyatları îndinnek lıataTurizm Bakanı Aküzüm, Karadeniz'de yeni yatakların devreye gireceğini söyledi. "Karadeniz'de evini pansiyon yapmak isteyen bana gelsin" dedi. SERDAR KIZK İZMtR — Turizm Bakanı tJhan Aküzüm, değişik gerekçelerle fi- yat indiren tesis işletmecileri için "Fiyatlan düşürmeye gerek yok. Kalite olarak Avrupa ayanna ulaşük. Fiyat düşürmek kendi hataian" dedi. Aküzüm, Türki- ye'de turizmin tuttuğunu, ülkenin bu sektörden beklentilerinin yük- sek olduğunu, her açıdan "çok iyi" bir sezon yaşandığını söyle- di. Aküzüm, Karadeniz'de de yeni bir hareket başlattıklarını belırte- rek "Karadeniz'de evimi pansi- yon jnpacagım diyen bana gelsin. Para hazır" diye konuştu. Bakan Aküzüm, ulkenin tu- rizmden beklentilerinin yuksek ol- duğunu vurgularken, yatak sayı- sının daha da artması gerektiğini, Türkiye'nin dünyadaki turizm pastasından daha büyük pay iste- diğini söyledi. Bakan Aküzüm, fi- yat indiren işletmeler için şunları söyledi: "Biz fıyaüar komısunda müda- haleci değiliz. Yani alt sınır, üst sımr diye bir şey istemedik. Ser- best piyasa koşullan var. Yatak sayısı arttığı için doluluk oranla- n düşük oluyor demek, bunun için fiyatları indirmek doğru de- ğil. Aslında Türkiye'nin daha çok yatağa ihtiyacı var. Yeni teşvik il- keleriyle kiiçıik işletmelere de kre- di verdik, veriyoruz. Dogaya uyumlu küçük tesisleri de teşvik ediyoruz. Türk turizmi artık bir kaliteye erişti. Avrupa kalitesine geldi. Ben, fiyat indirmesinler di- yorum. Belli bir istikran sağlasın- lar. Fiyat indirmek kendi hatala- n. Fiyatlarda belli bir çizgi olur- sa, bir şey kaybetmezler. Tiirki- ye de bir şey kaybetmez." Bakan Aküzüm, Karadeniz'e de açıldıklarım, bu bölgeyi aktif olarak Türk turizmine katacakla- rını vurgularken "Bu bölgemizde yeni yeni yataklar devreye gire- cek. Karadeniz'de evimi pansiyon yapacağım diyen bana gelsin. Bankalarla görüştüm. Para ha- zır" diye konuştu. Yatınmcıların Türkiye Kalkın- ma Bankası'na olan kredi borçla- rını ödemekte güçlük çektikleri yolundaki yakınmalan konusun- da Aküzüm şunlan söyledi: "Bilindiği gibi banka başka ba- kanlığa bağlı. Bankanın geri öde- meleri yapmayan işletmeleri haciz edecegini söyluyorsunuz. Tabii, bu son çare düşunulmüş. Ancak yatırımlar da bizim. Onu da dü- şünmeklazım." Turk turizminin önünde en bü- yük engelin çevre sorunları oldu- ğunu da vurgulayan Ilhan Akü- züm, herkesin bu konuda çok du- yarlı olması gerektiğini, "çevreye saygı"mn her şeyden önde geldi- ğini ammsattı. Turizmin Ege'den Akdeniz bölgesine doğru kaydı- ğıyla ilgili değerlendirmeler konu- sjnda da Aküzüm, "Tabü Akde- niz'de yatınmlar daha planlı ol- du. Mesela Kemer planlamaya ör- nek, altyapısı halledildi önce. Ege'deki beldeler için de iyilestir- meler yapacağız" dedi. se her şey durur. Tüm sanayi ve tuketimimiz Sovyetlerden gelen yıldan 12 milyon ton petrole bağ- lı." Sovvetler Birli&'nin. Kuba'dan sübvansiyonlu fiyatlarla piyasa- nın üzerinde fiyatlardan şeker al- maya devam edip etmeyeceği bi- linmiyor. Küba yönetimi, Sovyet- ler Birliği'nin şeker alımından vazgeçmesinden endişe ediyor. Castro'nun açıkça beyan etmeme- sine karşın, Küba son yıllarda Sovyetler Birliği'ne ihraç edeceği şekeri bile üretmekte yetersiz kal- dı. Küba, Tayland'dan dünya pi- yasalarındaki oçalama fiyat Uze- rinden aldığı şekeri, dört kat fı- yata, Sovyetler Birliği'ne sattı. Küba kaynaklannın verdiği bilgi- ye göre 1990 şeker üretimi de bek- lenenin altında gerçekleşiyor. Sovyetler Birliği ve Doğu Av- rupa ülkelerinin tersine, Kuba'da aydın kesimin oluşturduğu muha- lefet grupları veya insan haklan savunucuları yok. Sovyetler Bir- liği'nin Saharov'u, Polonya'run Mknnik'i veya Çekoslovakya'nın Havel'i ile karşılaştınlabilecek bir aydın-muhalife rastlanmıyor Kü- ba'da. Yakın zamanlarda oluştu- rulan birkaç insan haklan grubu ise Castro'ya muhalefet yapmak- tan uzak. Castro'yu eleştirenlerin kimisi şimdi ABD'ye sığınmış du- rumda, kimiyse Kuba cezaevlerin- de. Birleşmiş Milletler İnsan Hak- lan Komisyonu'nda, Kuba'da in- san haklannın ihlal edildiği ve du- rumun BM tarafından izlenmesi gerektiği yolunda oy kullanan ABD heyetine kutlama telgrafı çe- ken 10 Kubalı, geçen mart ayın- da tutuklandı. Yıllardır, Castro'nun uluslara- rası platformda büyük prestij sa- hibi olduğuna inanılırdı. 1979 yı- lında Bağlantısızlar Hareketi'nin lideri olan Castro, Üçüncü Dün- ya'nın en etkin lideri olarak ka- bul edilirdi. Ancak şimdi dunım böyle değil. Bağlantısızlar, sahip olduğu gücün büyük bir bölümü- nü yitirdi. Castro, topluluğun 1989 yıhnda Belgrad'da yapüan zirve toplantısma katılmadı bile. Küba, Sovyetler Birliği ve ABD'- nin baskısıyla, Güney Afrika ve Angola ile anlaşmaya vararak Angola'daki askerlerini çekmek zorunda kaldı. Nirakagua'da şu- bat ayında yapılan seçimlerde Sandinistler'in yenilgiye uğrama- sı, Castro'nun Latin Amerika'da- ki etkinliğini fena halde sarsü. Teoride, Castro'nun, Küba'da- ki rejimi serbestlestirerek pazar ekonomisine yönelmesi gerektiği düşünülebilir. Bu, ülkenin Batı'- dan yardım almasını ve hatta ABD ile olan ilişkilerinin düzel- mesini sağlayabilirdi. Ancak Castro'nun kişiliği, böyle bir dö- nüşümü asla kabul etmemesini zorunlu kılıyor. Castro, kapitaliz- min herhangi bir türünü kabullen- mektense, ölümU tercih edeceği- ne yemin etmişti. Eğer Castro ye- minine sadık kalırsa, Küba halkı giderek daha fazla özveride bu- lunmak zorunda kalacak ve Cast- ro, belki de sonunda devrimin if- las ettiğini kabullenmek zorunda kalacak. En gergin dönem Soyyet-Küba ilişkileri, 1962 ekiminde yaşanan füze krizinden bu yana en kötü günlerini yaşıyor. Küba ile olan ekonomik ilişkile- rinde gizliliğe özen gösteren Sov- yet yönetimi, geçenlerde, Küba'- nın Sovyetler Birliği'ne 25 milyar dolar borçlu olduğunu acıkladı. Castro, Sovyetler Birliği'nin pet- rol sevkiyatını durdurmasının do- ğurabileceği korkunç sonuçlan di- le getirerek Gorbaçov'un Küba konusundaki niyetinden endişe duyduğunu söylüyor. Castro, ko- nuşmalannda, Sovyetler Birliği'- ne duyduğu kızgınhğı saklamıyor. Sovyetler Birliği'nde ise Castro'- ya karşı şirndiye dek hiç görülme- miş bir tepki ortaya çıktı. Sovyet basını, sık sık Castro'yu sertçe eleştiren yazılara yer veriyor. Castro, içinde bulundukları ekonomik krizden kurtulmak için stratejik öneme sahip endüstri dallarında yoğunlaşılacağını söy- lüyor. Ancak ulkedeki çimento üretiminin azalülacağı, başkent Havana'da otobüs seferlerinin sa- yısuun azaltılacağı ve elektrik tü- ketiminin, yanya indirileceği de resmi açıklamalar arasında yer ahyor. Castro, bu kısıntılar sonu- cunda, işgucü fazlasının ortaya çı- kacağını kabul etmekle birlikte, kimsenin sokaklarda işsiz bırakıl- mayacağuu vaat ediyor. Başkent Havana'da diplomatik çevrelerde, "Küba halkı, kendi- sinden istenen bu özverilere ne ka- dar dayanabilir" sorusu sorulu- yor. "İnsanlar işsiz ve aç kaldık- lannda, halkta bir patlama ger- çekleşmez mi? Böyle bir patlama olması durumunda, halka karşı silah kullanılırsa ne olacak?". Bu olasıhkların varhğı Castro'nun guvenliği sıkı tutmasını hakh çı- karıyor. Yakın bir gelecekte, halkta böylesi bir huzursuzluk baş göstereceğe benzemiyor; ancak bunun gerçekleşmesi durumunda, ABD'nin yapabileceği en akıllıca şey, olayların dışında kalmakta- dır. Küba'dakı bir karışıklığa ABD'nin müdahalede bulunma- sı, halkın Castro'nun etrafında toplanarak, onu yeniden yenilmez lider konumuna getirmesine, ne- den olabilir. ABD'nin, Küba ko- nusunda takınabileceği en iyi tu- tum, onu kendi haline bırakmak olacak tır. Ozel terminale izin yok • ANKARA (ANKA) — Ulaştırma Bakanı Cengiz Tüncer, Atatürk Havalimanı sınırları içerisinde hiçbir ozel kuruluşa terminal yapımı için özel izin verilmediğini acıkladı. Cengiz Tuncer, SHP İstanbul MilletvekiU Yüksel Çengel'in soru önergesine verdiği yanıtta sivil havacılık işletmesi bulunduğunu belirterek, küçük ve büyük gövdeü uçakları birbirinden ayırmak ve daha rahat hizmet vermelerini sağlamak amacıyla bazı şirketler için uçak bakım hangarları yapılmasına izin verildiğini bildirdi. BursaŞa ikinci baraj • BURSA (AA) — Doğancı Barajı'ndan sonra Bursa'nın içme suyunu sağlamak amacıyla ikinci bir barajın yapımı planlanıyor. DSİ 1. Bölge MüdUrlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre yapunı planlanan barajın etüt çalışmalarına başlandı. Yetkililer, Doğancı Barajı'nın devreye girmesi ile birlikte Bursa'nın su sorununun 2010 yılına kadar çözümlendiğini, ancak hızlı nüfus artışı göz önüne alınarak ikinci bir baraj yapımı için etüt çalışmalarına başlandığını söylediler. Phaselis işıklnnrlinhyoı • ANTALYA (AA) — Antalya'da özellikle yabana turistlerin uğrak yerlerinden biri olan Phaselis antik kenti, 11 özel Idare Müdürlüğü tarafından ışıklandınlıyor. Antalya Valisi Erol Tezcan, bin 200 metre uzakhktaki enerji nakil hattından enerji alınarak aydınlatılacak olan Phaselis antik kenti için 1990 yıb özel idare bütçesinin ören yerleri gelirinden 141 milyon lira ödenek aynldığını bildirdi. Vali Tezcan, aynca geçen yıl ören yerlerinden elde edilen tüm gelirin tekrar bu yerlerde yapılan bakım ve onarım için harcandığını kaydetti. Kaplıca turizmi • ERZURUM (AA) — Erzurum'da kaplıca turizminin hızla geliştiği ve bölgedeki kaplıcalardan bu turizm sezonunda 210 bin kişinin yararlandığı bildirildi. Erzumm'un dıca bucağı ile Pasinler ve Köprüköy ilçelerinde bulunan şifalı kaplıcalar, - yurdun çeşitli bölgelerinden gelenlerin akınına uğnıyor. Kaphcalara giriş ücretleri 500 ila 1000 lira arasında değişirken bölgede bulunan tesislerin de ihtiyacı karşılamadığı ve bin yatağa daha ihtiyaç duyulduğu belirtildi. Canlanan turizm • TRABZON (AA) — Doğu Karadeniz'in turizm merkezi durumunda bulunan Trabzon'u bu yılın 6 ayhk döneminde ziyaret eden turist sayısında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 7.9 dolayında artış kaydedildi. Trabzon Turizm 11 Müdüru Volkan Canalioğlu'ndan alınan bilgiye göre haziran ayı sonu itibanyla Trabzon'a 44 bm 264'ü yerli, 29 bin 585'i de yabancı olmak üzere toplam 73 bin 849 turist geldi. Geçen yılın aynı döneminde 27 bin 225'i yabancı olmak üzere 68 bin 463 turist Trabzon'u ziyaret etmişti. Antalya'ya hayvan bahçesi • ANTALYA (Cumhuriyet) — Antalya Belediyesi tarafından Kepez bölgesinde büyük bir hayvanat bahçesi kurulacağı bildirildi. Kentin bu güne kadar güzel ve bakımlı bir hayvanat bahçesi bulunmadığını belirten belediye yetkilileri Kepez bölgesindeki ormanlık alanda Avrupa örneklerinde olduğu gibi en \yi şekilde bir hayvaı\at bahçesi yapılacağını ve burada her türlü hayvanuı bulunacağını söylediler. Bu nedenle çahşmalara başlandığını bildiren yetkililer, Karaalioğlu parkı içinde bulunan hayvanat bahçesinin de sökülerek yeni kurulacak hayvanat bahçesine taşınmasına karar verildiğini belirttiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle