Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibv Cunîhunyet Matbaacılık ve Gazetecıhk Turk Anonım Şırkeu adına
Nadir N'ıdi O Genel Yayın Muduru. Hasan Cemıl, Muessest Muduru
EffliM (Jfikiıgil, Yazı lşlen Muduru Okaj Gönensın. 0 Haber Merkezı
Muduru Yjjçın 8a>er, Sayfa Duzenı Ybnetmenı. Ali Acar 0 Temsılcıler
ANKARA. Akmet Tan, İZMİR Hikmet Çetinkıyı, ADAN-\. Çttin Yigenoglu
Iç Polıtıka Cclal Raşlugıç, D15 Haberler Eifvıı Bakı, Ekonomı Ccngiz Tıtrlna, Iş-Sendıka Şuluıa KMCSCI. kuhur Cciai Lster, Isıanbul
Haberlen b m l k»çuk. Egmrc G™ay Şajlaa, Hat«r \raihrma tjmM BerkM, Yurı Habcrlcn ><ed« Do£»n. Spo- D»mşm»m
Udulkıdtr Yocrlnua, Oızı Yazılar Kcran Çaiı*kııı. »ırasurma Şalraı *lpa>, Duzdıme AbduUaa Yancı 0 Koordınatör AMBM Kanbaa
0 Mah I)le- Erol Erfcal % Muhasebe B«k«l Vo«r 0 Butje-Planlanıa- S«*jı OımulK^totİD 9 Rcklam *yi* Toran # Ek
\avınlar Hul» \kyo) 0 Idare HUHTM Canr % tsleımr Oader Çdik 0 Bılp-Islcrr. Naıl ln»l 0 Pcnonel Scvgı
flasoıı vr Jbnjn Cumhunya Maıbaacılık w Gazatcıhk TA.Ş. Tûrk Oca|ı Cad 39/41 Cajaloglu
34ÎÎ4 Uı PK 246-taanbul Tcl 512 05 05 (20 haı) Tdex 22246, TMX: (1) 526 60 "a #
BumUır Kdun: Zıva Gokalp Blv lnktlapS.No 19/4 Td. 113 11 4M7, Tdo 42344. Fu (4)133
05 65 • bmir. H Zıya Bh 1352 S 1 1 , Tcl 13 12 30. Teta 52359, Fax (51) 19 53 «0
• A4»u: Inönü Cad 119 S. No 1 Kat 1. Tcl- 19 37 52 (4 haı) Tdex 62155. Ftı (71) 19 37 52
DîKİLİ
TAKVtM: 17 TEMMIZ 1990 tmsak: 3.46 Güneş: 5.39 Öğle: 13.15 Ikındi: 17.13 Akşam: 20.41 Yatsı: 22.25
Zengin
programh
şenlık
22-29 temmuz tarihleri
arasmdaki şenliğin bir
bölümü Yunanistan'm
Midilli Adası'nda, bir
bölümü de Dikili'de
yapılacak.
tZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) — Dikili Kultür ve Sanat
Şenlıği bu yıl "Dikili • Midilli
Dayanışma Senlüderi" adı altın-
da 22-29 temmuz tarihleri ara-
sında gerçekleştirilecek. Dikili
Belediye Başkanı Osman Özgü-
ven, bir bölümü Yunanistan'm
Midilli Adası'nda, bir bölümü
de Dikili'de yapılacak olan şen-
liğin iki halkın dostluğuna kat-
kıda bulunacağını söyledi. Şen-
liğin ilk bölümü 22-24 temmuz
tarihlerinde Midilli'de, ikinci
bölümü 25-29 temmuz tarihleri
arasında Dikili'de gerçekleştiri-
lecek. Şenlik boyunca "Türk-
Yunan dostluğu, banş ve de-
mokrasi, çevre" konulu panel-
Ier, söyleşiler düzenlenecek, çe-
şitli sanatçılar konserler verecek,
sergiler açılacak.
22 temmuzda Midilli'de baş-
layacak şenliğe Dikili Belediye
Başkanı Osman özgüven, bele-
diye meclisi üyeleri, Bakırçay
Belediye başkanlan, milletvekili
Kemal Anadol, Aziz Nesin,
Yekta Kara, Ali Taygun, Hale
Giir ve folklor ekipleri katıla-
caklar. Dikili Belediye Başkanı
Osman Özgüven, Midilli'deki
şenliğe dileyen yurttaşların ka-
tılabilecegini belirtti. 22-24 tem-
muz tarihleri arasında Midilli'-
de Yekta Kara'run sunacağı açı-
lış konserinin ardından söyleşi-
ler yapılacak, gösteriler sunula-
cak. Ümit Otan'ın "Kıyılan-
mız" konulu fotoğraf sergisi ve
Dikili - Karşıyaka konulu fotoğ-
raf ve resim sergileri açılacak.
25 temmuzda Dikili'de "Ba-
nş Yüriiyüşü " ile başlayacak
olan şenliğin ikinci bölümünde
çeşitli konuklann kanlırruyla pa-
neller düzenlenecek, söyleşiler
yapılacak, konserler, sergiler
gerçekleştirilecek, tiyatro oyun-
lan sahnelenecek.
GöREME
Kaya evleri
turizme
açılsın
NEVŞEHİR (Cumhuriyet) —
Nevşehir'in en ünlü turizm mer-
kezi konumundaki Göreme'de
yapılaşmanın önüne geçimesi
için sayıları 350'yi aşan kayadan
oyma evlerin turizme açılması
istendi.
Göreme Turizmciler Derneği
Başkanı Adnan Akgül, turizm
potansiyelindeki büyük anışın
beraberinde yapı sorununu gün-
deme getirdiğini, bunun da do-
ğal dengenin bozulmasına yol
açtığını kaydederek "Bölgemizin
en önemli sonınu hızla bozulan
doga. Bunda en önemli etken ye-
ni birimlerin turizme açılması
oluyor. Göremeli >-atandaş gelen
turiste evini pansiyon yaparak
katkıda bulunuyor. Böyle olun-
ca da bir ev sonınu ile karşı kar-
şıya kalıyor. Bu nedenle kendi-
ne yeni bir yapı yapıyor. Turist-
krden bu konuda çok şikâyet
alıyonız. Yeni yapılar bölgenin
turizm degerini de tehlikeye dıi-
şiiriiyor. Bununla mucadelede
en etkin yol, Göreme'de sağlam
kalmış 350'yi aşkın kaya
bannaklan" dedi. Kultür ve tu-
rizm bakanhklannın ortak bir
çalışması ile bu tür birimler,
pansiyon, restoran ve motel ola-
rak turizme kazandınlırsa Göre-
me'deki yapılaşma sorununun
kendüiğinden çözüme kavuşaca-
ğını belirten Akgül, zaman yiti-
rilmeden bu konuda çalışmala-
nn başlatılmasıru istedi. Dernek
olarak gereken desteği verecek-
lerini vurgulayan Akgül, bölge-
de turizmin canlüığım yitirme-
sinin diğer nedeninin de kaya ev-
lerinin korumasızlık sonucu
çökmesi olduğunu söyledi.
TheNewYorkRe dergisine göre Küba son 31 yılın en büyük bunalımını yaşıyorirue mew ıcorK. M&evıew aergısıne gore Kuoa son Ji yııın en ouyuK ounaıımını yaşıyor
Castro için sıkıntılı günlerKübaekonomisi,
Sovyetler Birliği'nin
her yıl yaptığı 6 milyar
dolarhk yardıma bağlı.
SSCB'nintahılve
petrol sevkiyatını
durdurması
durumunda, Küba
işsizlik ve gıda
maddeleri sıkıntısı ile
yüzyiizegelecek.
Devlet Başkanı Castro,
konuşmalarında halkı
yeni özverilerde
bulunmaya hazırlıyor.
SSCB, Küba şekerini,
bu ülkeye yardım için
dünya fiyatlarından
daha pahalıya ahyor.
Dış Haberler Servisi — ABD'-
de çıkan "The New York Review
of Books" dergisinin 31 mayıs ta-
rihJi sayısında Küba konusunda
kapsamh bir yazı çıktı. Tad Zculc
tarafından kaleme alınan yazıda,
ülkerün içinde bulunduğu ekono-
mik ve sosyal krizle, Devlet Baş-
kanı Fidel Castro'nun sorunlan-
nı inceleyen yazının geniş bir özeti
şöyle:
Kuba, 31 yıllık yakm geçmişi-
nin en büyük bunalımıyla karşı
karşıya. Devlet Başkanı Fidel
Castro, aralık ayından bu yana
yaptığı bütün konuşmalarda, bu
bunalımın varlığından söz ederek
halkı yeni özverilerde bulunmaya
yavaş yavaş hazırlıyor. Sovyetler
Birliği'nin, Küba'nın yaşaması
için gerekli olan petrol ve tahıl
sevkiyatını durdurması durumun-
da, Küba halkı, işsizlik, gıda
maddeleri sıkıntısı ve kısıntılarla
yuz yuze gelecek.
CASTRO — Küba halkını yeni özverilerde bulunmaya hazırlıyor.
KİMLİKKARTI
KÜBA
Dışsatımının
%75'işeker
Nüfus: 10.587.000 (1989)
Yüzölçümü: 110.860 km
!
Yönetim biçimi: Tek
meclisli sosyaüst cumhuriyet
Kişi başına gebr ortalaması:
1590$ (1983)
Okur yazar oranı: %92
Sanayi: Tekstil, kereste
ürünleri, çimento, kimyevi
madde, puro
BeUi başlı ürünler: Şeker
(ihracatınm %75'i), tütün,
kahve, ananas, muz.
hindistan cevizi
Madenler: Demir, bakır,
tuz, alüminyum.
Castro, şu anki ekonomik ko-
şulları içinde Moskova yönetimi-
nin, yılda 6 milyar doları aşan
ekonomik yardımı sürdüremeye-
ceğinin farkında. (SSCB Dışişle-
ri Bakanhğı sözcusü Genadi Ge-
rasimov, 9 temmuzda Amerikan
CBS televizyonuna yaptığı açık-
latnada Kuba'da Castro yöneti-
mine yapılan yardımın aşamalı
olarak kesileceğini açıklamıştı.)
Mihail Gorbaçov'un reformalan-
nın, Sovyetler Birliği'ni dağıtaca-
ğına ınanan Castro, perestroykayı
da "Marksiszm-Leninizme
ihanet" şeklinde nitelendıriyor.
Küba ekonomisinin Sovyetler Bir-
liği'ne bağlı olmasına karşın,
Castro, Sovyet yönetimini surekli
olarak eleştirirken Üçüncü Dün-
ya ulkelerindeki etkin rolünü ko-
rumak isteyen Sovyetler Birliği,
Küba'yı açıkça defterden silip
atamıyor. Kuba'nın şu anki en
büyük korkusu, Sovyetier Birliği'-
nin petrol ve tahıl sevkiyatının, ül-
kenin iç sorunları nedeniyle sek-
teye uğraması. 1989 sonlarında
Azerbaycan'daki kanşıklıklar ne-
deniyle, Küba'ya yapılacak sevki-
yat gecikmiş, Küba halkı açlık ve
akaryakıt sıkıntısıyla yüz yuze gel-
mişti.
Castro, Kuba halkından, sü-
rekli olarak "kapitalist ve yayıl-
macı guçlere karşı devrimi kortı-
mak için yardun" istiyor. Cast-
ro'nun, her konuşmasında kul-
landığı "Ya vatan ya öliım!" slo-
ganı şekil değişürerek "Ya sosya-
lizm ya ölüm" halini aldı.
Kuba'da son birkaç aydır me>
r
-
dana gelen olaylar, ister istemez,
Castro yönetiminin de Doğu Av-
rupa'nın komünist iktidarlannın
sonuna uğrayabileceği duşüncesi-
ni akla getiriyor. Elbette Küba'-
daki yönetim, komünizmin, Sov-
yet ordulannın gücüyle kabul et-
tirildiği Polonya veya Macaristan
ile karşılaştınlarnaz. Castro'nun
devrirninin bağımsız ve kendüi-
ğinden oluşu, onu Doğu Avrupa'-
da kurulmuş olan yönetimlerden
avınyor.
KUba ekonomisi, adanın doğal
kaynaklannm değerlendirileme-
mesi nedeniyle, oldukça kötü du-
rumda. ŞUphesiz, bunun suçtusu,
karar alma mekanizmasıru kim-
seye bırakmaya yanaşmayan ve
doğmatizme giderek daha fazla
gömülen Castro. Ülkede merke-
ziyetçilik öyle bir hal almış ki ko-
nu ne kadar önemsiz olursa olsun,
kimse kendi kendine karar verme-
ye ve sorumluluk almaya yanaş-
mıyor.
Pek çok kişi, Castro'nun her-
şeye karşın yüda 6 milyar dolar-
hk Sovyet yardımını almaya de-
vam ederek, Küba'yı krizden kur-
tarabileceğine inanıyordu. Çünkü
devrimin uzerinden 31 yıl geçmiş
olmasına karşın, Castro hâlâ al-
ternatifsiz lider olarak halkın üze-
rinde büyük bir etkinliğe sahip.
Ama Castro ya da diğerleri, Kü-
ba liderinin iktidarına en büyük
tehlikenin, Havana ya da Was-
hington'dan değil Moskova'dan
geleceğini hiç düşünmediler. Çun-
kü Sovyet ekonomik yardımı ak-
sadığı an Küba ekonomisi derin
sarsıntı geçiriyor. Nitekim Cast-
ro da şimdi Küba rejimine en bü-
yük tehlikenin Doğu Avrupa'da
komünizmin çökmesinden geldi-
ğini kabul ediyor. Küba lideri 7
martta yaptığı konuşmada şöyle
demişti: "Sovyetler Biriiği'ndeso-
run çıkması ola&ılığına karşı ken-
dimizi hazırlamalıyız. Eğer tek
başımıza kahrsak mücadeleye ha-
ar olmalmz."
Castro, Sovyetler'e ekonomik
bağımlılığı da şöyle ifade etmiş-
ti: "Eğer Sovyet petrolü gelraez-
Dünyanın 1 numaralı raketi 21 yaşındaki Steffı Graf:
Unsüz olmak,mutlulukturSpor Servisi — "Steffi Gr«rı
seviyonım. Çünkü onu yenmek
imkânsız." F. AJmanya'da teni-
se yeni başlayan ya da uzun süre-
den beri tenis oynayan herkesten
duyabilirsiniz bu sözleri. Asbnda
tüm Ulkelerde geçerli bu kural.
Gerçekten de GraFı yenmek çok
zor. Berlin'de Almanya Açık Te-
nis Turnuvası'nda ve Paris'te
Fransa Açık Tenis Turnuvası'nda
Yugoslav Monica Seles'e, daha
sonra Londra'da VVimbledon Te-
nis Turnuvası'nda Zina Garri-
son'a yenihnesine rağmen Graf
bayan tenisinde en büyük raket şu
sıralar. Sayılar yalan söylemiyor.
Kısa aralıklarla alınan 3 yenilgi
yadsınamaz, ama 78 maçta sade-
ce 3 kez sahadan yenik aynlmak
ve 155 haftadan beri WITA sıra-
Pek çok kimsenin aksine, Graf
için ünlü olmak, kesinlikle bir dü-
şün gerçekleşmesi değil. "Şöhret,
uzerinden çıkartıp atmak istedigi
ikinci bir deri" kendi deyimiyle.
Kendini bir yüdız ya da bir ilah
olarak görmüyor. 'Mutlu olmak'
ise 'nonnal bir yaşam sürmek'
anlamım taşıyor Graf için. Her-
kes gibi sokakta dolaşmak, sine-
maya gitmek, kısaca şöhretsiz bir
insan gibi yaşamak. Sinema
önemli bir yer kaphyor GraFın
hayatında. "Bunu karanlık salon-
larda meraklı baktşlardan gizlene-
bilmek olarak algılamamab" di-
yor, "Ben sadece aneraaya tutku-
num."
21 yaşındaki Steffı'nin en be-
gendi artist -ve erkek- Alain De-
lon. Onu harika bulduğunu söy-
Kısa aralıklarla 3 yenilgi almış olmasına rağmen
Steffi Graf, bayan tenisinde en büyük raket şu
sıralar. 21 yaşındaki Steffi, Alain Delon'a
hayran. Ona göre "şöhret, uzerinden çıkarıp
atmak istedigi ikinci bir deri".Kendini bir yıldız
ya da ilah olarak görmüyor.
lamasında 1 numarada bulunmak
küçümsenecek bir başan değil.
Graf son zamanlarda biraz
formsuz. 3 ay kadar önce geçir-
diği sakatlık yeni yeni iyileşmeye
başlamıştı, bu kez de babasmın
bir porno yıldızıyla yaşadığı ha-
yat gazete sayfalanna yansıdı.
Üzerindeki baskuun kalkraaması
halinde F. Almanya'da yaşama-
yacağım söyleyen Graf, Wimble-
don yan fınalinde 2-1 yenildiği
Garriion maçından önce de 1
gunlüğüne F. Almanya'ya gitti.
Dolayısıyla fiziksel eksikliği, be-
yinsel huzursuzluğuyla birleşiyor
ve Grafı 78 maçta 3 kez de olsa
yenebiliyorsunuz.
Peki ama kim bu Graf? Ne yer,
ne içer? Ünlu olmaktan rahatsız
oluyor mu? Böylesine beğenilen
birinin hayran olduğu biri var mı?
Boş zamanlannda kitap mı okur,
sinemaya mı gider, yoksa rnüzik
mi dinler? Tenisi ne zaman bıra-
kacak?
lüyor. "55 yaşında olduğunu soy-
lüyoriar; ama bunu anlamaya im-
kfin yok. Öylesine genç ve diri
gözüküyor ki" diyor Delon için ve
Paris'teki bir anısını anlatıyor.
"Paris'te bir restorandaydım, bir-
den Alain Delon iceri girdi. Ya-
mma geldi ve bana turnuvg için
şans diledi." Gulüyor, belki de
turnuvadaki yenilgisini hatırladığı
için.
Teniste 'yeni nesil' gün geçtik-
çe ağırhğını hissettiriyor. Her ne
kadar Graf kabul etmiyorsa da
madalyonun diğer yüzunde 'yiti-
rilmiş gençlik' söz konusu. "Bu
deyim, okulu bitirdikten sonra
suçlan olmadığı halde issiz kalan-
lar için geçerli. Para sorunum
yok, dünyayı dolaşabiliyorum, il-
gi çekici insanlaria tanışıyorum."
Diğer insanlar kadar rahat ve sık
olmasa da discoya dans etmeye de
gjttiğini belirtiyor sonra.
Tenis, Steffi Graf için pek çok
şeyden daha önemli. Daha 4 ya-
şındayken tanışmış tenis raketiy-
le. Hemen hemen aynı boyday-
mışlar ve o gunden beri de aynl-
dıklan ya da bozuştuklan olma-
mış. En beğendiği tenisçiler Ivan
Lendl ve John McEnroe. Ameri-
kah McEnroe için "hiçbir tenis ki-
tabının yazmadıgı gibi oynuyor"
diyor, Çekoslovak Lendl için ise
"inanılmaz derecede çalışkan."
Düzgun, güzel ve saldırgan tenis
seyretmeyi sevdiğini ekliyor. Te-
nis -oynamak ve seyretmek- pek
çok şeyden önemli Graf için ama
mutluluk "tenis kortunda bula-
madıklannın bir parçası" yine de.
Turnuva kazanmak da güzel ta-
biiki, ama mutluluk Graf için baş-
ka insanlaria da ilgüi bir şey. "Sık
sık şöyle düşünüyorum: Sen baş-
kalannın istedigi pek çok şeye sa-
hipsin, ama buna rağmen baz» ko-
nularda olumsuz bir yaklaşınun
var."
Dünyanın 1 numaıalı bayan ra-
ketini tanımlamak için pek çok sı-
fat kullanılabilir; çekici diyebilir-
siniz, güzel, kararh ya da yardım-
sever de. Ama buniann arasına
mükemmeh' arayan ve tutumlu sı-
fatlarını da eklemeniz gerekiyor.
"Gerçekten de her şeyi elimden
geldiğİDce iyi yapmak istiyorum.
Tenis kortunda olduğu kadar,
gerçek, günlük >aşamda da böy-
le bo." Çocukluğunda da böyle
olduğunu hatırlatıyor. Zorlandı-
ğı için değil, kendi istedigi için
böyle olduğunu söylüyor. Tutum-
lu olmak ise bir yaşam biçimi
Steffi için.
Her anı tenisle dolu olan biri-
nin tenisi sevmemesi olası mı?
"Evet, bazen. İnsan bazı zaman-
larda, kısa aniar için çok sevdiği
şeylerden nefret edebiliyor. Ama
sonra antrenmanlar ve tumuvalar
beni tekrar çekiyor." Tenisi bı-
rakmayı, tenisine yenilik getirebil-
diği sürece düşünmüyor. Tenisi
profesyonel olarak bıraktığında
ise bütün ilgisini keseceğini söy-
lüyor bu sporla. "Çünkıi ben yal-
pızca oynamaktan boşlanıyorum.
Antrenörlük yapmak bana göre
değil. Tenisin çevresinde olup bi-
ten benim dünyam değil."
STEFFİ GRAK — tnsan bazı zamanlarda, kısa anlar içinçok sevdiği şey-
lerden nefret edebiliyor. Bazen tenisi sevmiyorum. Ama sonra antren-
manlar ve turnmalar beni tekrar çekiyor.
Turizm Bakanı Aküzüm, tesis işletmecilerini uyardu
Fiyatları îndinnek lıataTurizm Bakanı Aküzüm, Karadeniz'de
yeni yatakların devreye gireceğini söyledi.
"Karadeniz'de evini pansiyon yapmak isteyen
bana gelsin" dedi.
SERDAR KIZK
İZMtR — Turizm Bakanı tJhan
Aküzüm, değişik gerekçelerle fi-
yat indiren tesis işletmecileri için
"Fiyatlan düşürmeye gerek yok.
Kalite olarak Avrupa ayanna
ulaşük. Fiyat düşürmek kendi
hataian" dedi. Aküzüm, Türki-
ye'de turizmin tuttuğunu, ülkenin
bu sektörden beklentilerinin yük-
sek olduğunu, her açıdan "çok
iyi" bir sezon yaşandığını söyle-
di. Aküzüm, Karadeniz'de de yeni
bir hareket başlattıklarını belırte-
rek "Karadeniz'de evimi pansi-
yon jnpacagım diyen bana gelsin.
Para hazır" diye konuştu.
Bakan Aküzüm, ulkenin tu-
rizmden beklentilerinin yuksek ol-
duğunu vurgularken, yatak sayı-
sının daha da artması gerektiğini,
Türkiye'nin dünyadaki turizm
pastasından daha büyük pay iste-
diğini söyledi. Bakan Aküzüm, fi-
yat indiren işletmeler için şunları
söyledi:
"Biz fıyaüar komısunda müda-
haleci değiliz. Yani alt sınır, üst
sımr diye bir şey istemedik. Ser-
best piyasa koşullan var. Yatak
sayısı arttığı için doluluk oranla-
n düşük oluyor demek, bunun
için fiyatları indirmek doğru de-
ğil. Aslında Türkiye'nin daha çok
yatağa ihtiyacı var. Yeni teşvik il-
keleriyle kiiçıik işletmelere de kre-
di verdik, veriyoruz. Dogaya
uyumlu küçük tesisleri de teşvik
ediyoruz. Türk turizmi artık bir
kaliteye erişti. Avrupa kalitesine
geldi. Ben, fiyat indirmesinler di-
yorum. Belli bir istikran sağlasın-
lar. Fiyat indirmek kendi hatala-
n. Fiyatlarda belli bir çizgi olur-
sa, bir şey kaybetmezler. Tiirki-
ye de bir şey kaybetmez."
Bakan Aküzüm, Karadeniz'e
de açıldıklarım, bu bölgeyi aktif
olarak Türk turizmine katacakla-
rını vurgularken "Bu bölgemizde
yeni yeni yataklar devreye gire-
cek. Karadeniz'de evimi pansiyon
yapacağım diyen bana gelsin.
Bankalarla görüştüm. Para ha-
zır" diye konuştu.
Yatınmcıların Türkiye Kalkın-
ma Bankası'na olan kredi borçla-
rını ödemekte güçlük çektikleri
yolundaki yakınmalan konusun-
da Aküzüm şunlan söyledi:
"Bilindiği gibi banka başka ba-
kanlığa bağlı. Bankanın geri öde-
meleri yapmayan işletmeleri haciz
edecegini söyluyorsunuz. Tabii,
bu son çare düşunulmüş. Ancak
yatırımlar da bizim. Onu da dü-
şünmeklazım."
Turk turizminin önünde en bü-
yük engelin çevre sorunları oldu-
ğunu da vurgulayan Ilhan Akü-
züm, herkesin bu konuda çok du-
yarlı olması gerektiğini, "çevreye
saygı"mn her şeyden önde geldi-
ğini ammsattı. Turizmin Ege'den
Akdeniz bölgesine doğru kaydı-
ğıyla ilgili değerlendirmeler konu-
sjnda da Aküzüm, "Tabü Akde-
niz'de yatınmlar daha planlı ol-
du. Mesela Kemer planlamaya ör-
nek, altyapısı halledildi önce.
Ege'deki beldeler için de iyilestir-
meler yapacağız" dedi.
se her şey durur. Tüm sanayi ve
tuketimimiz Sovyetlerden gelen
yıldan 12 milyon ton petrole bağ-
lı."
Sovvetler Birli&'nin. Kuba'dan
sübvansiyonlu fiyatlarla piyasa-
nın üzerinde fiyatlardan şeker al-
maya devam edip etmeyeceği bi-
linmiyor. Küba yönetimi, Sovyet-
ler Birliği'nin şeker alımından
vazgeçmesinden endişe ediyor.
Castro'nun açıkça beyan etmeme-
sine karşın, Küba son yıllarda
Sovyetler Birliği'ne ihraç edeceği
şekeri bile üretmekte yetersiz kal-
dı. Küba, Tayland'dan dünya pi-
yasalarındaki oçalama fiyat Uze-
rinden aldığı şekeri, dört kat fı-
yata, Sovyetler Birliği'ne sattı.
Küba kaynaklannın verdiği bilgi-
ye göre 1990 şeker üretimi de bek-
lenenin altında gerçekleşiyor.
Sovyetler Birliği ve Doğu Av-
rupa ülkelerinin tersine, Kuba'da
aydın kesimin oluşturduğu muha-
lefet grupları veya insan haklan
savunucuları yok. Sovyetler Bir-
liği'nin Saharov'u, Polonya'run
Mknnik'i veya Çekoslovakya'nın
Havel'i ile karşılaştınlabilecek bir
aydın-muhalife rastlanmıyor Kü-
ba'da. Yakın zamanlarda oluştu-
rulan birkaç insan haklan grubu
ise Castro'ya muhalefet yapmak-
tan uzak. Castro'yu eleştirenlerin
kimisi şimdi ABD'ye sığınmış du-
rumda, kimiyse Kuba cezaevlerin-
de. Birleşmiş Milletler İnsan Hak-
lan Komisyonu'nda, Kuba'da in-
san haklannın ihlal edildiği ve du-
rumun BM tarafından izlenmesi
gerektiği yolunda oy kullanan
ABD heyetine kutlama telgrafı çe-
ken 10 Kubalı, geçen mart ayın-
da tutuklandı.
Yıllardır, Castro'nun uluslara-
rası platformda büyük prestij sa-
hibi olduğuna inanılırdı. 1979 yı-
lında Bağlantısızlar Hareketi'nin
lideri olan Castro, Üçüncü Dün-
ya'nın en etkin lideri olarak ka-
bul edilirdi. Ancak şimdi dunım
böyle değil. Bağlantısızlar, sahip
olduğu gücün büyük bir bölümü-
nü yitirdi. Castro, topluluğun
1989 yıhnda Belgrad'da yapüan
zirve toplantısma katılmadı bile.
Küba, Sovyetler Birliği ve ABD'-
nin baskısıyla, Güney Afrika ve
Angola ile anlaşmaya vararak
Angola'daki askerlerini çekmek
zorunda kaldı. Nirakagua'da şu-
bat ayında yapılan seçimlerde
Sandinistler'in yenilgiye uğrama-
sı, Castro'nun Latin Amerika'da-
ki etkinliğini fena halde sarsü.
Teoride, Castro'nun, Küba'da-
ki rejimi serbestlestirerek pazar
ekonomisine yönelmesi gerektiği
düşünülebilir. Bu, ülkenin Batı'-
dan yardım almasını ve hatta
ABD ile olan ilişkilerinin düzel-
mesini sağlayabilirdi. Ancak
Castro'nun kişiliği, böyle bir dö-
nüşümü asla kabul etmemesini
zorunlu kılıyor. Castro, kapitaliz-
min herhangi bir türünü kabullen-
mektense, ölümU tercih edeceği-
ne yemin etmişti. Eğer Castro ye-
minine sadık kalırsa, Küba halkı
giderek daha fazla özveride bu-
lunmak zorunda kalacak ve Cast-
ro, belki de sonunda devrimin if-
las ettiğini kabullenmek zorunda
kalacak.
En gergin dönem
Soyyet-Küba ilişkileri, 1962
ekiminde yaşanan füze krizinden
bu yana en kötü günlerini yaşıyor.
Küba ile olan ekonomik ilişkile-
rinde gizliliğe özen gösteren Sov-
yet yönetimi, geçenlerde, Küba'-
nın Sovyetler Birliği'ne 25 milyar
dolar borçlu olduğunu acıkladı.
Castro, Sovyetler Birliği'nin pet-
rol sevkiyatını durdurmasının do-
ğurabileceği korkunç sonuçlan di-
le getirerek Gorbaçov'un Küba
konusundaki niyetinden endişe
duyduğunu söylüyor. Castro, ko-
nuşmalannda, Sovyetler Birliği'-
ne duyduğu kızgınhğı saklamıyor.
Sovyetler Birliği'nde ise Castro'-
ya karşı şirndiye dek hiç görülme-
miş bir tepki ortaya çıktı. Sovyet
basını, sık sık Castro'yu sertçe
eleştiren yazılara yer veriyor.
Castro, içinde bulundukları
ekonomik krizden kurtulmak için
stratejik öneme sahip endüstri
dallarında yoğunlaşılacağını söy-
lüyor. Ancak ulkedeki çimento
üretiminin azalülacağı, başkent
Havana'da otobüs seferlerinin sa-
yısuun azaltılacağı ve elektrik tü-
ketiminin, yanya indirileceği de
resmi açıklamalar arasında yer
ahyor. Castro, bu kısıntılar sonu-
cunda, işgucü fazlasının ortaya çı-
kacağını kabul etmekle birlikte,
kimsenin sokaklarda işsiz bırakıl-
mayacağuu vaat ediyor.
Başkent Havana'da diplomatik
çevrelerde, "Küba halkı, kendi-
sinden istenen bu özverilere ne ka-
dar dayanabilir" sorusu sorulu-
yor. "İnsanlar işsiz ve aç kaldık-
lannda, halkta bir patlama ger-
çekleşmez mi? Böyle bir patlama
olması durumunda, halka karşı
silah kullanılırsa ne olacak?". Bu
olasıhkların varhğı Castro'nun
guvenliği sıkı tutmasını hakh çı-
karıyor. Yakın bir gelecekte,
halkta böylesi bir huzursuzluk baş
göstereceğe benzemiyor; ancak
bunun gerçekleşmesi durumunda,
ABD'nin yapabileceği en akıllıca
şey, olayların dışında kalmakta-
dır. Küba'dakı bir karışıklığa
ABD'nin müdahalede bulunma-
sı, halkın Castro'nun etrafında
toplanarak, onu yeniden yenilmez
lider konumuna getirmesine, ne-
den olabilir. ABD'nin, Küba ko-
nusunda takınabileceği en iyi tu-
tum, onu kendi haline bırakmak
olacak tır.
Ozel terminale
izin yok
• ANKARA (ANKA) —
Ulaştırma Bakanı Cengiz
Tüncer, Atatürk Havalimanı
sınırları içerisinde hiçbir
ozel kuruluşa terminal
yapımı için özel izin
verilmediğini acıkladı.
Cengiz Tuncer, SHP
İstanbul MilletvekiU Yüksel
Çengel'in soru önergesine
verdiği yanıtta sivil
havacılık işletmesi
bulunduğunu belirterek,
küçük ve büyük gövdeü
uçakları birbirinden
ayırmak ve daha rahat
hizmet vermelerini
sağlamak amacıyla bazı
şirketler için uçak bakım
hangarları yapılmasına izin
verildiğini bildirdi.
BursaŞa ikinci
baraj
• BURSA (AA) —
Doğancı Barajı'ndan sonra
Bursa'nın içme suyunu
sağlamak amacıyla ikinci
bir barajın yapımı
planlanıyor. DSİ 1. Bölge
MüdUrlüğü yetkililerinden
alınan bilgiye göre yapunı
planlanan barajın etüt
çalışmalarına başlandı.
Yetkililer, Doğancı
Barajı'nın devreye girmesi
ile birlikte Bursa'nın su
sorununun 2010 yılına
kadar çözümlendiğini,
ancak hızlı nüfus artışı göz
önüne alınarak ikinci bir
baraj yapımı için etüt
çalışmalarına başlandığını
söylediler.
Phaselis
işıklnnrlinhyoı
• ANTALYA (AA) —
Antalya'da özellikle yabana
turistlerin uğrak yerlerinden
biri olan Phaselis antik
kenti, 11 özel Idare
Müdürlüğü tarafından
ışıklandınlıyor. Antalya
Valisi Erol Tezcan, bin 200
metre uzakhktaki enerji
nakil hattından enerji
alınarak aydınlatılacak olan
Phaselis antik kenti için
1990 yıb özel idare
bütçesinin ören yerleri
gelirinden 141 milyon lira
ödenek aynldığını bildirdi.
Vali Tezcan, aynca geçen
yıl ören yerlerinden elde
edilen tüm gelirin tekrar bu
yerlerde yapılan bakım ve
onarım için harcandığını
kaydetti.
Kaplıca
turizmi
• ERZURUM (AA) —
Erzurum'da kaplıca
turizminin hızla geliştiği ve
bölgedeki kaplıcalardan bu
turizm sezonunda 210 bin
kişinin yararlandığı
bildirildi. Erzumm'un dıca
bucağı ile Pasinler ve
Köprüköy ilçelerinde
bulunan şifalı kaplıcalar, -
yurdun çeşitli bölgelerinden
gelenlerin akınına uğnıyor.
Kaphcalara giriş ücretleri
500 ila 1000 lira arasında
değişirken bölgede bulunan
tesislerin de ihtiyacı
karşılamadığı ve bin yatağa
daha ihtiyaç duyulduğu
belirtildi.
Canlanan
turizm
• TRABZON (AA) —
Doğu Karadeniz'in turizm
merkezi durumunda
bulunan Trabzon'u bu yılın
6 ayhk döneminde ziyaret
eden turist sayısında geçen
yılın aynı dönemine oranla
yüzde 7.9 dolayında artış
kaydedildi. Trabzon Turizm
11 Müdüru Volkan
Canalioğlu'ndan alınan
bilgiye göre haziran ayı
sonu itibanyla Trabzon'a 44
bm 264'ü yerli, 29 bin 585'i
de yabancı olmak üzere
toplam 73 bin 849 turist
geldi. Geçen yılın aynı
döneminde 27 bin 225'i
yabancı olmak üzere 68 bin
463 turist Trabzon'u ziyaret
etmişti.
Antalya'ya
hayvan bahçesi
• ANTALYA (Cumhuriyet)
— Antalya Belediyesi
tarafından Kepez
bölgesinde büyük bir
hayvanat bahçesi kurulacağı
bildirildi. Kentin bu güne
kadar güzel ve bakımlı bir
hayvanat bahçesi
bulunmadığını belirten
belediye yetkilileri Kepez
bölgesindeki ormanlık
alanda Avrupa örneklerinde
olduğu gibi en \yi şekilde
bir hayvaı\at bahçesi
yapılacağını ve burada her
türlü hayvanuı bulunacağını
söylediler. Bu nedenle
çahşmalara başlandığını
bildiren yetkililer,
Karaalioğlu parkı içinde
bulunan hayvanat
bahçesinin de sökülerek
yeni kurulacak hayvanat
bahçesine taşınmasına karar
verildiğini belirttiler.