25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 TEMMUZ 1990 CUMHURÎYET/15 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÛN Metooroloii Genel Müdünüğü'n- den aknan bilgiye göre: Yurdun kuzeybatı kesirrteri parçaiı az bu- iutJu, fltskı yeher az bulutlu ve açık geçecek. HAVA SICAKLIĞI değişmeyecek. RÛZGÂR: Güney ve bab. yurdun kuzey kesımlerin- de kuzey ve doğu yönlerden ha- fif, ara sıra orta kuvvette esecek. DENIZLERİMİZDE: Akdeniz'de kıble ve lodos, ötekı denizlerime- de yıldız ve poyrazdan 2-4 kuv- vetinde saatte 4-16 denız mtlı hızia ecek. Dalga yüksekliğı 0.5-1.5 .,,. dolayında butunacak. VAN GÖ- LÛ'NDE HAVA: Az bulutlu ve açık geçecek. Rüzgâr güney ve batı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Göl kûçük dalgalı olacak. Adana Adapaan Mıyaman Afyon Aflrı Anöra Antakya Anttfya Artvifi Aydın Battasr Btotik NagM Brtfe Sokı Burs» Çanatoale Çorom Oendı A A A A A A A A A A A A A A A A A A A 33° 24° Dıyartalor / 32° 19» Edirne / 39°26°Eıaman 1 31° 14° Erzunım 1 29° 12° Eskiştfır 33°19°Gazı*tef> 31°29°Giresun 1 30° 21° Gûmüştene 3f 1«°H*)*i ı 36°22°lsparte 30°20°islantxJ 32° 18° izmif 3S°18°K« 30° 17° Kisamong 30° 16° Kays»ri 3f18»Kırttorel 32°2r > Knwı 33 o 20 c KuUtv 3S°22°kUaly> * 40° 23° Mansa t \ 33° S° K.Maraş / * 34°19°Mefan t \ 29°14°Mu0ka > k 31°T7°Muş > \ 38°23°N*}e t » 28°22°0ntu t \ 30°W°Rize / \ 33°2f > Samsun / * 31° « ° Sirt f \ 29°21°Smof> ) »3S°21°S«as / * 29° 13° fcfanJafl t \ 30° 16° Trataon t \ 33° 16° Tüncel! * »30°21°Uş» / \ 34° 19° Van / » 31° 15° Ytagat t \ 38°21°ZonQukl* / k 36° 24° k 38° 22° k 31° 26° k 33°22° k 34° 18° k 32° 16° k 28°22° k 27° 21° * 28°20° k 38°25° k 27°21« k 31° 14° k 31° 20° k 28° 22° k 36° 21° ^ 31° 16» k 30° 14° k 31° 14° k 25°20° K* yajmurlu Q£sısk A-açık B-bukıOu G^uneşt K-kartı S-aslı Kopenhag U Londra ^ ^ j y ^ »Berlın: Q c Paris •viyana Lenıngrad 4 » • t Moskova • Şam Kahıre* OÜNYAOA BUGÜN AmstenbmA 23° Amraan A 38° Atna Bagdd Barataa Basd Belgrad Berin Bonn Briüsel Ccnem Cray. Oddc Dubai FranMurt Srne KDm Kopenhag KUn Leteşa A 34° A 49° A 29° A 30» A «4° A 24° A 29° A 27° 30° 31° 31° 40° 45° 29° 30° 21» 35° 2D° 27° A 35° Lenngrad Londra Madrid Momreaı Mostawa Mûnh Y 18° A 28° A 38° A 31° A 26° Y 20» A 28° A 23° A 19° A 27° A 28° A 46° A 30° Y 28° A 38° A 30» A 36° A 29° A 30» A 24° VAsftnglonA 32° Zûnlı A 30» Mo Paris Ptag Rıyad Roma Şrty» Şam Inus Viyana BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Gemilerde kullanı- lan halat aksamından bir ip çeşidi. 2/ Kalay oksit katılarak do- nuklaştırılmış ya da kemik tozu katılarak yarı donuk hale geti- rilmiş cam... Nişan. 3/ Pokerde her oyun- cu tarafından ortaya konan para... Odunu marangozlukta kuila- nılan bir Afrika ağa- cı. 4/ Halk müziğine özgü telli bir çalgı... Sözsilz oynanan köy seyirlik oyunlarının genel adı. 5/ Ge- mide yelkenlerin açılması... Ödeşme, razı olma. 6/ Rutherfordyum elemen- tinin simgesi... Üzerine üçgen biçimin- de yelken asılan seren. 7/ Uğur, iyi ta- lih... Maglup. 8/ Güney Ameriİca'da yaşayan bir tukan türü. 9/ Yüce, yük-' sek... Tesir. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Küçük han. 2/ KaJın bükülmüş si- cim... tki kulplu ve geniş karınlı antik tesü. 3/ Renkli minerallerden oluşan bir tür kayaç... Ticaret eşyası. 4/ Telefon sözü... Eski Mısır'da guneş tannsı... Türkçede ilgi adılı. 5/ Pi&ibalığıran küçüğü. 6/ Öğütülmüş tahıl... YaprakJan saiata ola- rak yenen baharlı bir bitki. 7/ Çatal bıçak takımı yapmakta kulla- nılan gümüşlü bir alaşım. 8/ Engel olan, geciktiren anlamında es- ki sözcük... Küçük erkek kardeş. 9/ Evcil hayvanları üretrae ve ye- tiştirme bilimi. oO YIL ÖNCE Cumhuriyet Heyeti Vekile 17 TEMMUZ 1930 Heyeti Vekile bugün saat beşte toplanarak devaire ait bazı hususat ile bir kısım iktisadî mesaili muzakere etmiştir. Heyeti Vekile 930-931 bütçelerinde müvazeneî umumiyeye dahil tahsisatı döviz noktasından tetkik ederek hulâsatan şu karara varmıştır: Devlet bütçesinden ecnebi ithalâtı emteası olarak satın alınan eşya bedeli 11.653.000 lira olarak bulunmuştur. Bundan sonra alınacak eşya Heyeti Vekile kararile abnacaktır. Büyük inşaat için alınacak maJzeme, yerli olmayan mefruşat, melbusat, iaşe levazımı, tesisat, ecnebi mütehassısı celbi Heyeti Vekile kararile olacaktır. Her tarafta 2500 liradan fazla kambiyo alınmasını icap ettirecek taahhüdat için Heyeti Vekile kararı lâzımdır. Belediye, idarei hususiyeler, devlet sermayesi bulunan şirketler de bu ahkâma tabidir. Mülhak bütçeli devair de bu şekilde idare olunur. Âsri ahırlarE STWM UfOmt nrl Ah Itrı m MİH ŞOFÖR ve ZİRAİ M^Kl^lST MckttM SO TEMMUZ PAZAR GUNU tnek ahırları mes'elesi henüz halledilmemiştir. tnekçilerin Şehremanetine tekrar müracaatta bulunarak ahırlann asri surette inşaasının 3 sene daha temdidi veya ahırlann Emanet tarafından inşası ile inekçilere kira ile verilmesinin rıca edilmesine karar verdiklerini yazmıştık. Dün Şehremanetinde bu hususta tahkikatta bulunduk. Emanette salâhiyettar zevat şu sözleri söylemektedirler: "— Bize inekçiler böyle bir müracaatta bulunmamışlardır. ^mafıh bu müracaatın da bir semeresi olacağını z>-~.jetmeyiz. Çünkü inekçilerin istedikleri şeylerin yapılmasına imkân yoktur. Tklimatname ahkâmı tatbik edilecektir. Bunun için yeni mühlet te vermek kabil değildir. Ahırların Emanet tarafından yapılarak inekçilere kiralanması teklifıne gelince buna da imkân yoktur. Çünkü bu kadar ahırı yapmak aşağı yukarı 1 milyon liranın kapısıdır. Buna ise emanetin mali vaziyeti müsait değildir. Maamafi inekçiler müracaat ederse teklifleri tetkik edilir" 30 YIL ONCE Cumhuriyel Kennedy'nin demeci 17 TEMMUZ 1960 Dünyarun değiştiğini belirten Kennedy, eski çağın sona ermekte olduğunu, eski usullenn yürütülmiyeceğini bildirmiştir. Kuvvetler muvazenesine isaret eden Kennedy, "yeni ve pek çok rnüthiş silâhlar, yeni ve kararsız milletler, halk kitlelerine yöneltilen yeni ••• tazyikler ve muhrumiyetlerin mevcut bulunduğunu" açıklamış ve "dünyanın üçte birinin hür olabileceğini fakat üçte birinin kaba bir tenkilin kurbanı ve diğer üçte birinin de fakirlik, açlık ve kıskançlık ile sarsıldığını" belirtmiştir. Demokrat Parti Başkan adayı, "yeni bir neslin liderliği zamanı gelmiştir, yeni meseleler ve yeni imkânlarla yeni insanlar uğraşmaiıdır" diye ilâve etmiş ve bütün dünyada, bilhassa yeni mernleketlerde genç insanlann iktidara geldiğini belirtmiştir. Kennedy, "bugün yeni bir cephenin kenarında bulunuyoruz, bu cephe bilinmiyen imkânların ve tehlikelerin yerine getirilmemiş ümitlerin ve tehditlerin cephesidir. Bu vaadler değil ve fakat meydan okumaların bulunduğu bir cephedir. Bu daha çok güvenlik yerine daha çok fedakârlık gerektirmektedir" demiştir. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Gorbi şoku 17 TEMMUZ 1989 Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Paris'teki sanayileşmiş 7 ülkenin (G-7) zirvesine yaptığı çağnda Doğu- Batı arasındaki ekonomik işbirliğinin geliştirilmesini : -verek, ülkesinin dünya ekonomisi içindeki yerini almayı > dçladığını belirtti. AP'nin Paris kaynaklı haberine göre Gorbaçov, Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand'a gönderdiği mektupta, ülkesinde uygulanmakta olduğu perestroyka (yeniden yapılanma) politikasının, Sovyetler Birliği'nin dünya ekonomisine katılımı ile yakından bağlantılı olduğunu belirtti. Batılı diploraatik kaynaklar, bir Sovyet liderinin sanayileşmiş Ulkeler zirvesine ilk kez doğrudan mesaj gönderdiğine dikkat çekiyorlar. Mektubunda, "Bizim uygulamakta olduğumuz perestroyka, -•dünya ekonomisine tam olarak bütünüyle katılmaktan ayrı -aüşünülemez" diyen Gorbaçov, Batılı ülkeierle SSCB »•arasındaki ikili ilişkilerin geliştiğini; ancak global ekonomik cHconulardaki işbirliğinin aynı düzeyde olmadığını belirtti. TARTISMA Bu TRT Yönetnni GhmelidirL. Yazarıyla, oyuncusuyla, yönetmeniyle, bestecisi, yorumcusu, icracısıyla, yapımcısı ve teknik ekibi, emekçisiyle bu ülkenin sanatsal üretim yapan pırıl pırıl insanları bir avuç çağdışı düşünceli bürokratın esiri olamaz!.. TRT böyle gitmediği için bu yönetim git- melidir!.. Türk halkının beğenisini, beklentilerini ve isteklerini hiçe saydıklan için gitmelidirler!.. Düşünce ve uygulamaları ile seyircinin ge- risinde kaldıkları, ustelik yansız davranmadık- ları, ekranı baştan aşağı yabancı yapımlarla doldurdukları, Türk halkına çağdaş Türk ya- pıtlan vermedikleri, bundan kaçmdıklan, öne- ri ve projeleri sürekli reddettikleri için gitme- lidirler!.. Sineması can çekişen bir ülkenin, bu dala gönül veren, ömür veren bir avuç sanatçı ve emekçisine kapılannı sonuna kadar açmak ye- rine, 198 bölümlük, 240 bölümlük demode Güney Amerika dizilerine kucak açtıklan ve bunu geçen gün yıllık programlannı sunarken sey-irciye matah bir şeymiş gibi duyurdukları için gitmelidirler!.. Neredeyse kilo ile satın alınan iceriksiz, an- lamsız, kimi zaman da ahlaksız yabancı ya- pımlan satın alıp.ekrandaoynatmakla televiz- yonculuk yaptıklarını sandıkları ve Türk hal- kı ile Türk sanatını, sanatçısını ekranda bu- luşturmaktan kaçmdıklan için gitmelidirler!.. Genel Müdürü, Daire Başkanı ve şu anda yönetimdeki yetkilileriyle birlikte çekip gitme- îi, yerlerini TRT içindeki aydın, çağdaş, işi bi- len ve bunca yıldır özveriyle çalışan gerçekçi kadrolara bırakmalıdırlar!.. Ne var ki, yönetimdekiler seyirciye ve sanat- çıya olduğu gibi, kendilerine de saygıdan yok- sundurlar!.. Koltuklanndan, atanmadan kalk- maya niyetli değildirler!.. Işte bu nedenle, bunlar henüz gitmediği için ben gidiyorum!.. Ben, 19 yıldır TRT'ye sayısız skeçler, oyun- lar, diziler yazan ve milyonlarca seyirciyi "gülümsetebileB" bir Türk yazarı olarak, yü- rekten sevdiğim ülkemin radyo ve televizyo- nuna bu yönetim gidene dek tek satır yazı yaz- mayacağım!.. Bunu söyleyebilmek aslında çok acıdır. Ama, bu yönetimin Türk sanatına ve sanatçısına verdiği zarar daha da acıdır.'.. Tnrkiye'nin, TRTye sanat ve fıkir üreten say- gın kişileri gittikçe yoğunlaşan bir baskı için- dedirler... Yerli yapımlara kapılar sıkı sıkıya kapalıdır... Lütfedip (!) kabul buyurdukları za- man da senaryolar ilkel bir denetim anlayışı ile doğranmakta, filmler parça parça kesil- mekte, kimi zaman da değerli besteci ve şar- kıcıların eserleri yasaklanmaktadır!.. Tüm bunları göz önüne alarak ben bu yö- netim için yazı üretmemeye karar verdim. Ama biliyorum ki, benim bu kararım yarın başka meslektaşlarım da aynı doğrultuda karar ve- rirse, öbür gün sanatçı arkadaşlarım da bunu destekler "Biz d« oynamıyoruz" derse, bir an- lam kazanacaktır... Ben tek başıma hiçbir şe- yi değiştiremem, fakat birlikte değişmesini sağlayabiliriz. Bu yönetimin değişmesini iste- mek ve bu uğurda korkusuzca çaba göster- mek, açıklamalarda bulunmak tek tek ya da birlikte yasal eylemlerde bulunmak için bulun- duğumuz koşulların farkına varan her onur- lu Türk sanatçısının görevi olmalıdır düşün- cesindeyim!.. Yazanyla, oyuncusuyla, yönetmeniyle, bes- tecisi, yorumcusu, icracısıyla, yapıması ve tek- nik ekibi, emekçisiyle bu ülkenin sanatsal üre- tim yapan pırıl pırıl insanları bir avuç çağdışı düşünceli bürokratın esiri olamaz!.. Halkımızın kola boykotu, et boykotu vb. gibi eylemlerle artık tepkisini göstermeye baş- ladığı bir dönemde, bu halka ömrünce iyiyi, doğruyu, güzeli vermeye çalışan biz sanatçı- lar tepkisisiz kalamayız!.. Şunu unutmayalım ki, bizler bir süre TRT'siz olabiliriz. Ama TRT yazarsız, yönet- mensiz, oyuncusuz, bestecisiz, şarkıcı- türkücüsüz, kısacası sanatçısız bir tek gün bile olamaz!.. Sabahtan akşama kadar yabancı ya- pımlarla Türk televizyonu olmaz!.. Müslüman mahallesinde salyangoz satarak koltuklarını koruyamazlar!.. Bu nedenle, bizler de artık kendi gücümü- zün bilincinde olalım!.. Tepkilerimizi ortaya koyalım!.. Toplu ya da tek tek açıklamalara başlayahm. Sanatçı onurunu ve halkın istek- lerini hiçe sayan bu saygısız yönetimin TRT'nin başından gitmesi için tüm yasal ey- lemlerimizi yapaJım!.. (Basın toplantılan, açıklamalar, direnişler, duyurular, boykotlar, mektuplar... vb.) Hep birlikte -TRT'ye değil- TRT'yi bugün yönetenlere hayır diyelim!.. lçtenlikle yapuğım bu çağrıma yukanda an- dıklarımın dışında saygıdeğer Türk basının- dan, hangi partiden olursa olsun çağdaş dü- şünmesüıi bilen sayın parlamenterlerden ve kendisine asla layık olmadığı bir ekran sunu- lan milyonlarca vefakâr Türk seyircisinden destek bekliyorum!.. KANDEMtR KONDUK 'Sevinee Her Şey Kolay 9 Dünyanın kutladığı işçi bayramını yasaklamak; katılanları, devlet büyüklerimizce günlerce önce yakılan yeşil ışığa dayanarak kurşunlamak. Bu mu uygarlık? tstanbul Şirinevler Fizik Tedavi Merkezi'n- deki odasına girdiğimizde "Gülay Beceren" uyuyordu. Çapa Tıp Fakültesi'nden nakli bir- kaç saat önce yapılmıştı, yorgundu. Hastane yönetimi, Gülay'ı ta Ankara'dan ziyarete gel- diğimizi dikkate alarak bize 10 dakikalık gö- rüş izni vermiş, kapıdaki polis, fotoğraf ma- kinelerimizi, büyük bir nezaketle de olsa top- lamıştı. "Daha ilk giinden sorun çıkmasın, ku- r«l böyle" diyordu. Biz Ankara'dan, "Gülay Beceren için d elc kampanyası" ile ilgili birkaç arkadaştık; Onu görebilmek için saatlerce sokaklarda, telefon başında beklemiştik. Ne var ki yerini bulup izin de çıkınca yeterince sevinemediğimizi gör- dük: Ne diyecektik Gülay'a? Sıcak, ağır bir gündü... 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı kutlamak is- teyen bu 20 yaşındaki üniversite öğrencisine sıkılan kurşunun acısını kalbimizde, beynimiz- de, sızlayan bedenimizde duyuyorduk. Ne di- yecektik Gülay'a? Odaya bu baskı altında gir- dik, ama içerde her şey birden değişti: Gülay uyuyordu. Annesi, terini silerek uyandırma- ya çalışıyor; o, uykusu içinde güzel bir rüya görür gibi tatlı tatlı gülümsuyordu dünyaya... — Kızım bak Ankara'dan konuklarımız gelmiş... Gülay, upuzun yattığı yerde uyandı. Bede- ni hareketsiz, gözleri pırıl pırıldı. Belli ki ya- şama küsmemiş, inancını ve güvenim yitirme- mişti. Olup bitenlerden hiç söz etmedik. Politika ile ilgili tek sözcük de kullanmadık. Gerçek öylesine büyük ve çarpıcıydı ki sözcüklere yer kalmamıştı. Aynca o gerçeğe, sanıyorum, baş- ta Gülay, hepimiz meydan okuyorduk, onu yenmeye kararlıydık. Bir arkadaşımız: — lşler iyi gidiyor, iyi sonuç alacağız, biz çok umutluyuz, dedi kısaca. Kampanyadan mı umutluydu, yoksa Gü- lay'ın iyileşmesinden mi, bu pek belli olmadı ama Gülay anlamıştı: "Ben de, ben de çok umutluyum" diye konuştu gülerek. "Tedavi sı- rasında neler yapmayı düşünüyorsun?" soru- suna ise "Hayatta yapacak o kadar çok şey var ki yanıtım verdi. En başta okumak istedi- ği tüm kitapları okuyacaktı. Doğal olarak da dersleri vardı, çalışıp sınavmı verecekti. Gu- lay Beceren, Teknik Üniversite elektrik- elektronik öğrencisi. — Zor bir branş seçmişsiniz? — Sevince kolay, zaten her şey öyle değil mi? Sevince kolaylaşır. Gülay'm yanından çok daha mutlu aynldık. Belki bazı şeyleri ömür boyu yapamayacaktı. Ama biz artık onun yapamayacaklannı değil, oturarak ya da iyileşmiş olarak yapabilecek- lerini düşünüyorduk; üretebileceklerini... Bugüne dek doğru, yanlış az emek vermedik, ama ne olduysa gençlerimize oldu. Daha yol- larını ararken sürüldüler cepheye ve üzerleri- ne basıp geçtik, bilerek bilmeyerek... Öldüler, sakatlandılar, eğıtimleri yarım kaldı. Dünya kamplara ayrümıştı. Sıcak savaşı, soğuk sa- vaşı, ideoloji savaşıru onlar icat etmediler; tüm bunları gümuş tepside gençliğe sunan süper güçlerdir. Bu ülkenin gençlerinin dünyadaki bu akımdan uzak kalması beklenemezdi: Cl- ke sorunlanna eğildiler ve kendilerini sorgu ve işkence odalannda, cezaevlerinde buldular. ölmeyenler şimdi oralarda yudum yudum yi- tiriyorlar yaşamlarını... Kurtulup çıkanlar ise işsiz, sürekli takipte... Hiçbir şeye karışmasa- lar da gece yarılan evlennden alınıp götürü- lüyorlar. Testiyi kırmadan, "Ya kırarsa" ör- neği peşin dayak, peşin işkence, peşin ceza yaz- gıları... Toplum ne zaman yitip giden bu gençliğe sahip çıkacak? Dünyanın kutladığı işçi bay- ramını yasaklamak; katılanları, devlet büyük- lerimizce günlerce önce yakılan yeşil ışığa da- yanarak kurşunlamak. Bu mu uygarlık? JALE CANDAN İSTANBUL ÜNtVERStTESİ İŞLETME FAKÜLTESİ İŞLETME İKTİSADI ENSTİTÜSÜ'NÜN ADAY ÖGRENCİ KAYDI DEVAM ETMEKTEDİR Yönnicilik çağında yaşıyorıu; diplomanız başarı için yeterli de|i!dir. Ar- ıık, 21. yüıyılın koşullarına gör eğirim görme zorunlulugu vardır. Ülkemizde, bu konudakı ihtiyacınızı en iyi şekilde "yöneticilik ejitüninde 36 yıllık deneyimi" olan Işletme İktisadî EnstitüsO'nUn aşa&daki program- larından en az birine katılarak sajlayabilirsiniz: I—GENEL IŞLETMECILİK PROGRAMLARI: (1 akaderaik yü süreli) İ-İŞLETMECILİK İHTİSAS PRCKİRAMI (Türkçe öjreıım yapan günduz ve gece bolümleri vardır) 2-IŞLETME IDARESİ PROGRAM1 (S'atılı, en az 5 yıllık pratik deneyim, 6 hafta süreli) II—ÖZEL İŞLETMECİLİK PROGRAMLARI: (Bu programlann Ingilutce, TOrkçe dillerinde 1 akademik yılsüreyle öğretim yapan günduz ve gece bölUmleri vardır.) 1-ULUSLARARASI IŞLETMEClLlK İHTİSAS PROGRAMI. 2-TURİZM (ŞLETMECILİĞİ İHTİSAS PROGRAMI, 3-İNŞAAT IŞLETMECİLİĞ1 İHTİSAS PROGRAMI. 4-DENİZ İŞLETMECİLİCI İHTİSAS PROGRAMI, 5-FİNANSAL KURULUŞLAR YÖNETİMİ İHTİSAS PROGRAMI, (Banka, Sigorta, Borsa. Sermaye piyasası vb.) 6-HAFTA SONU YÖNETİCİLİK EĞITİMI, 7-TURİZM İŞLETMECİLIĞI ÖZEL UZMANLIK PROGRAMI (Iki akademik yıl süreli, önlisansa eşdeger). III-İNGİLİZ D1LI KURSLARI: 1) Ingiliz dilinde öğreıım yapan programlarımıza; iiletme-iktisat dallann- da lısansustü programlara ve işhayatına Ingılizce Hazırbk nııelıginde 1 aka- demik yıl süreli işletme ağırhklı Ingilizce Kurslan ve 2) Hafta sonu (Cumartesi- Pazar) 1 yıl süreli tngilizce Dil Kurslarımız vardır. KAYIT ŞARTLAR1 l.lhıisas programlanna katılabilmek için en az 4 yıllık bir yukseköğretim kurumundan, Turizm tşleımeciliği Özel Uzmanlık Programma katılabilmek için de lise ve dengi meslek okullanndan mezun olmak gerekir. (1990 giız döneminde mezun olacaklar da aday kaydı yaptınlabilirler.) 2Aday kaydı 1 Haziran 1990 tarihinde başlayacak ve 29 Agustos 1990 gü- nü saat 17.00'de sona erecek, seçim sınavı işjeunecilik ihtisas programı için 2 EylUI 1990 Pazar, dıjer programlar 1 Eylül 1990 Cumanesi günü yapıla- caktır. 3.Aday kaydı için; 2 fotoğraf ve mezuniyeı ya da son sınıfta bulunduguna ilişkin belge gerekir. Dak* fazla bilgi icia: I.Ü. IşfctmeFakültesi lsktme İktisadî Enstitûsü 34850 Avcılar-tslanbul Telefon: 591 44 91 — 591 99 78 — 590 14 27/325-326-300-301 591 39 64 Basın: 28963 VEFAT Zonguldak Devrek Karabaşh köyünden, değerli varhğunız, büyük insan, Zonguldak Maden Işçileri Sendikası kurucularından, emekii başmadenci Hacı S. SADIK EREN hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 17.7.1990 Salı günü öğle namazını müteakip Zonguldak'ta Ulu Cami'den kaldırılarak asri mezarlıkta toprağa verilecektir. EVLATLARI T.C KÜLTUR BAKAMIĞ! TÜRK VE ISLAM ESERLERİ MÜZESİ B A L K A N NACİ İSLİMYELİs 18 HAZİRAN - 30 TEMMUZ 1990 |2 5. KURULUŞ YILINDA V E S T E L ' I N DEÛERLI KATKILARIYLA T.C. MALATYA 2. SULH CEZA MAHKEMESİ Sayı: Esas No: 1990/258 Karar No: 1990/457 C.Sav. No: 1990/582 Sanık: Osman Solraaz, Muharrem Oğ. Mediha'dan olma, 1965 D.lu, Pütürge ilçesi Gökçe Kö. Nüf. kayıtlı olup halen Malatya Sa- ncıoğlu Mah. Camii yanı, No: 45'te oturur, bekâr-okur yazar, sabı- kasız. Süt mamülleri satıcısı. Suç: Gıda maddeleri nizamnamesine muhalefet. Suç tarihi: 23/2/1990 Karar tarihi: 14.6.1990 Kesinleşme Ta.: 21/6/1990 Gıda maddeleri nizamnamesine aykınlık suçundan sanık hakkın- da açılan kamu davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda: Mahkememizden verilip kesinleşen karara göre samğın suçu sabit görülerek TCK'run 398.402/1-2.647 S.K.nın 4., 5. maddeleri uyannca neticede 490.000 TL. ağır para cezası, 7 gün süre ile işyerinin kapa- tüması ve 3 ay süre ile de cürme vasıta kıldığı meslek ve sanatının tatiline, karar kesinleştikten sonra karar özetinin kapatma süresi kadar kalmak üzere büyük harflerle yazılmak suretiyle işyerinin göze ça- rpan bir yerine yapıştırılmasına, aynca hüküm özetinin C. Savcılı- ğı'na gönderilerek masrafırun bilahare hükümlüden tahsil edilmek üzere, Ankara-Istanbul-lzmir'de, yayımlanan ve tirajı yuz binin üze- rinde bulunan bir gazetede ve aynca Malatya'da yayımlanan bir ma- halli gazetede derhal ilanına, karar verildiği Han olunur. 22/6/1990 Basın: 29045 AJNKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Kutsal Çöl'de Cinayet: (4) Kitap Okumak Suç... Mekke'nin 10 km. yakınındaki inşaat şirketine bir gün, 1985 yılında hac dönemi geçmiş, on on beş gün sonra iki polis ara- basıyla on kadar polis gelir. Suudlular nasıl giyiniyorlarsa po- lisler de öyle giyinmektedırler. Üzerlerinde ak entariler vardır. Görevli işçi, onları alıp İdare Amiri Aydın İpek'e getirir: Polisle- rin amiri: — Biz, der, şirketin yöneticisiyle görüşmek istiyoruz. — Şirketin müdürü yok, idare müdürü var. — Peki, der Aydın İpek, İdare Müdürü Filistinlidir. Yanında Mısırfı olan Personel Müdürü oturmaktadır. Personel Müdü- rü Mısırlı Hattıata, ayağa kalkar ve gelenlerden birine "Hoş gel- diniz"der, kucaklaşırtar. Aydın İpek, onları baş başa tHrakıp dışan çıkar. Az sonra İdare Müdürü gelir: "Mr. Aydın, der. Bu arka- daşlar, Mr. Atilla'yı arıyorlar". Aydın İpek aratıp Atilla'yı buldu- rur. Atilla, idare Müdürü'nün yanına gider. Personel Müdürü Hattıata gelir, Aydın İpek'e: — İdare Müdürü Abdülkadir seni çağırıyor der. Abdülkadir, ipek'e şöyle der: — Mr. Aydın, bu kişiler sizin evinizi görmek istiyorlar. Eviniz- de bir şey aramak istiyorlar. Eve giderter. Eve girerken biri kitaplığı görünce "Oooo, ma- şallah!" der. 5-6 tane "Nokta" dergisi, 5-6 tane de "Cumhuri- yet gazetesi alırlar. Aydın ipek: — Ne aradığınızı söyleyin, ben size yardımcı olayım" deyin- ce, sakallı olanı: — Biz aradığımızı biliyoruz! Yanrtını verir, Arapça. "Sana ih- tiyacımız yok!" Baslarında bulunan ve "Mr. Adnan" diye çağnlan Suudlu Şef, sakallıya sorar: — Bu, (yani Aydın İpek) Arapça biliyor mu? İyi mi biliyor Arapçayı? — Biliyor! Bunun üzerine, Aydın İpek'in yanında Arapça konuşmama- ya başlarlar polisler. Aldıkları arasında Cumhuriyet gazeteleri, Nokta dergileri yanında Aziz Nesin'in "Sosyalizm Geliyor, Sa- vulun", Mahmut Makal'ın "Yer Altında Bir Anadolu" gibi kitap- lar da var. Sonra birlikte, Şara Sittin denilen caddenin üzerindeki İkinci Şube'ye giderler. Gözaltına alınan Atilla da orada beklelilmek- tedir. Sakallı olanı, bu arada Aydın İpek'e: — Aydın Bey, biz yemege gidiyoruz. İsterseniz size de bir şey- ler getirelim. İster misiniz (Sakallı, çok güzel Türkçe konuşmuş- tur. Aydın İpek sorar) — Sen Türk müsün? — Evet Türküm! Mardinliyim... — Mardinliler, bu kadar güzel Türkçe konuşmaz. Sen nere- de öğrendin, bu kadar güzel Türkçe konuşmayı? — Aydın Bey, konumuz bu değil, lütfen... — Sen, bunlann ajanı mısın? — Beni ajanlıkla suçlayamazsın! — Başka nedir? Bunlann uşağısın sen... — Aydın Bey, karnınız aç değil mi? — Aç değil! Aç olsa bile sizin gibilerin yemeğini yemem! Atilla ile Aydın İpek'i ayn ayn hücrelere koydular. Aydın İpek'in sorgusu başlamıstı: — Şirkette ne iş yapıyorsunuz? — Şirketin İdare Amiriyim... — Şirkete gelen her şeyden, olaylardan haberiniz olur mu? — dur! — Peki, 1 Mayıs'ta toplantı yapmışsınız. O gün bazı aflsler dağıtmışsınız, siz bizzat! Aydın İpek düşündü, 1 Mayıs'ta dedikleri gibi bir toplantı yap- mamışlardı. Toplant da afış dağıtma da söz konusu değildi. Polis şefi Adnan: — Arapça biliyor musun? — Biliyorum. Sakallı, Türk'ü göstererek: — Peki, çevirmen olarak kullanalım mı arkadaşı? — Hayır! Siz bana sorun, ister İngilizce ister Arapça. Siz ba- na sorun, ben yanıtlayayım. (Sakallı Türk, ara sıra karışınca Ay- dın İpek ona, "Sen karışma!" diyordu. "Sana gereksinimim yok!" Sen bunlann uşağısın! Suudlu Mr. Adnan ise Türkçe an- lamıyordu. "Bana bakın, benim yanımda Türkçe konuşmayın!" diye, Aydın İpek'i de sakallı polisi de uyardı). Polis şefi Adnan, Aydın İpek'e "Cumhuriyet" gazetesini gösterdi: — Siz bu gazeteyi nasıl okuyabiliyorsunuz? Bu gazetenin, bu- raya girmesi yasak değil mi? Biz krallıkla yönetilen bir ülkeyiz. Cumhuriyet, bu ülkeye nasıl girer? Hangi yollardan getirtiyor- sunuz bu gazeteyi? — O gazete, normal yollardan giriyor. Geliyor havaalanından, bütün marketlere dağılıyor. Şu karşıkl markette var, birlikte gi- delim, alalım marketten (Bir asker gönderildi, Cumhuriyet'i alıp geldi asker). — Türkiye'de yasak değil mi bu gazete? — Ne yasağı? Türkiye, cumhuriyet., Cumhuriyetin gazetesi bu... — Peki, şu kitabı okumaya utanmıyor musun sen? (Kitabın adt "Cinsel Politika"ydı. O da topianıp getirilmişti). — Bu kitap psikoloji kitabı Ben psikoloji öğretmeniyim. Emek- liyim, ama psikoloji öğretmeniyim... — Ama bu kitabı okumak sizin yaşınıza uyuyor mu? — Ne demek istediğinizi anlamadım! — Peki, bu "Sosyalizm Geliyor, Savulun" kitabı ne oluyor? Nereye geliyor sosyalizm? — Bu kitap, bir gülmece kitabıdır. Bütün dünya dillerine çev- rilmiştir. Sadece Suudcaya çevrilmemiş, ama bütün dünya dil- lerine çevrilmiş bir kitap. Ünlû bir yazarın Aziz Nesin'in kitabı; bir gülmece kitabı. Sosyalizmin gelmesiyle, gitmesiyle ilgisi yok. — Onu, sen benim külahıma anlat! — Peki, bu Nokta dergisi nasıl giriyor? — O da karşı markette var. Normal yollardan giriyor... — Peki, "Gizli Örgüt Nasıl Kurulur?" O ne oluyor? — O bir roman. Gerçekten bu sakıncalı bir kitap olsa Türki- ye'de de satılmaz. Orada satılıyor. — Peki, 1 Mayıs'ta yaptığınız toplantıyı anlat! Afiş dağıt- mışsınız? — Toplantı yapmadık, afiş dağıtmadık. Bilmiyorum, görme- dim. (Polis şefi Mr. Adnan, bir afiş çıkardı, afişte, zincirlere vu- rulmuş bir insan. Elinde balyozla, zincirleri kırmış, altında Rusça, Arapça, Türkçe daha birkaç dilden "Bütün Dünya İşçileri Birleşiniz" yazısı var). — Bunu siz yaptınız değil mi? — Hayır! Ben bunu görmedim bile. Uzun sorgulamadan sonra Atilla ile yüzleştirilirter. İki arka- daşı birbirlerine düşürmek istemektedirler. Her yerde aynı yöntem... Aydın İpek, bir ay gozaltında kaldı. Biraz sert davrandılar, ama işkence ne yapmadılar doğrusu. Ağzından itiraf almak istiyor- lardı. Bir ara: — Sen namaz kılmıyormuşsun, oruç tutmuyormuşsun! Kal- dığın beş yıl içinde ne oruç tutmuşsun, ne namaz kılmışsın! — Biz, laik bir ülkeyiz! — Senin laikliğin burada sökmez! Burası Suudi Arabistan! Krallıkla yönetilen dinl bir ülke. — Ben namaz kılmayı, oruç tutmayı bilirim. Çocukluğumda belki yapmıştım. Ancak biz laik bir ülke olduğumuz için isteyen oruç tutar, istemeyen tutmaz. Ama burada oruç tutmuyorsun diyemez bana klmse; oruç tutmamanın Suudi Arabistan yasa- larına göre suç olduğunu biliyorum... — Peki namaz kılıyor musun? — Şu anda kılmıyorum! — Biliyor musun namaz kılmasını? — Biliyorum... — Niye kılmıyorsun? — Biz, laik bir ülkenin çocuklarryrz. Atatûrk'ün çoculdanyız. (PoNs Adnan, Atatürk için ağır sözler söyledi. "Isjamı katletti" dedi). — Hayır, Atatürk islamı kurtardı. Atatürkblmasaydı, Türkiye olmazdı, İslam da kalmazdı Türkiye'de... SATILIK TRİPLEX VİLLA Kuşadası Otuzevler'de deniz kenannda, yarım donüm bahçe içinde. Tel: (Izmir) 36 05 11 Akşam: 20.00-22Û0 arası
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle