Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 HAZİRAN 1990 KULTUR-SANAT CUMHURİYET/5
Arslan'ın F. Almanya sergisi
• Kiiltür Servisi — Yaşamını F. Almanya'da sürdüren
ressam Zeki Arslan, 13. kişisel sergisini Lippstadt'taki
Stadtmuseum Bergkamen'de açtı. Sergi için tamamı
renkli bir katalog, raüze tarafından yayımlandı.
Sergisinde 39 yapıtını sunan Zeki Arslan, yağlıboya
tekniğiyle soyntlama üzerine çalışıyor. Fachhochschule
Münster'de grafik dizaynı eğitimi gördükten sonra 1985
yılından itibaren soyutlama tarzında çalışmaya başlayan
sanatçı, Federal Almanya ve Türkiye'de birçok kişisel
sergi açtı. 1940 doğumlu olan Arslan, çeşitli grup
sergilerine de katıldı.
'Ustalara Saygı' toplantısı
• Kiiltür Servisi — Türkiye Yazarlar Sendikası'nın
düzenlediği "Ustalara Saygı" toplantılarmın dokuzuncusu
Orhan Kemal'e aynldı. 1980 yılından bu yana "Orhan
Kemal Ödülü"nü kazananlann da katılacağı geceyi
Candan Sabuncu sunacak. Rıfat llgaz, Ünal Küpeli,
Muzaffer Buyrukçu, Nurer Uğurlu ve Hakkı Özkan'ın
konuşmacı olarak katılacakları gecede, 1990 Orhan
Kemal Roman Ödülü sahibi Demir Özlü'ye ödülü
verilecek. Vedat Günyol, Konur Ertop ve Hikmet
Altınkaynak'ın katılacakları panelin yer alacağı gecede,
Salih Kalyon ve Çetin Öner, Orhan Kemal'in
yapıtlarından bölümler oynayacak. İsa Çelik'in dia
gösterisi sunacağı gece, 4 haziran pazartesi günü saat
18.30'da Beyoğlu Karaca Tiyatro'da baslayacak.
IFSAK Kısa Film \ansmasi
• Külttir Servisi — Istanbul Fotoğraf ve Sinema
Amatörleri Derneği (İFSAK), 12. Ulusal Kısa Film
Yarışması düzenledi. Yarışma, tFSAK ve Fransız Kiiltür '
Merkezi'nin işbirliğiyle Şubat 1991 tarihinde
gerçekleştirilecek olan l<
3. Uluslararası Kısa Film
Günleri" kapsamında yer alacak. Konu sınırlaması
bulunmayan yarışmaya, bu yıl 8 mm, 16 mm ve 35 mm
sinema filmlerinin yanı sıra video filmleri de kabul
edilecek. Son katıhm tarihi 29 Aralık 1990 .
Fotoğraf yan§ması §onuçlan
• Kiiltür Servisi — lstanbul Teknik Üniversitesi Sualtı
Sporlan Kulübü'nün düzenlediği "Marmara ve
Kıyılannda Çevre Kirliliği" konulu fotoğraf yarışması
sonuclandı. Yalçın Haraçoğlu "Tekne" adlı saydam
fotoğrafıyla birinci, Tamer Coşkun "Ölü Doğa" adlı
siyah-beyaz fotoğrafıyla ikinci, Mahmut Sunar "Nerede
O Eski Akyalar" adlı saydam fotoğrafıyla üçüncü oldu.
Kâzım Zaim'in üç adet fotoğrafı ise mansiyon ödülünü
kazandı. Birincilik ödülü olan 1 milyon lira, ikincilik
ödülü olan 750 bin lira ve üçüncülük ödülü olan 500 bin
lira ile Haluk Cecen özel ödulleri, 4-haziran pazartesi
günü saat 17.00'de Mimarlık Fakültesi Sergi Salonu'nda
düzenlenecek bir törenle sahiplerine verilecek. Yarışmaya
gönderilen fotoğraflar 15 Haziran 1990 tarihine kadar
sergilenecek.
^Iıme Gub' etkinlikleri
• Kiiltür Servisi — Kuruluşunun birinci yılını kutlayan
"Time Club News", Kalamış Manolyalı Sokak'ta bulunan
merkezinde haziran 1990 etkinliklerini sürdürüyor. Bugün
saat 17.00'de Esin Afşar ile yapılacak müzik konulu
söyleşiyi, saat 2O.3O'da Türk Sineması üzerine Fikret
Hakan'la yapılacak söyleşi izleyecek. Time Club'ün 8
haziran cuma günkü konuğu ise TV dizileri oyuncusu
Mehmet Aslantuğ. Erol Günaydın, 9 haziran cumartesi
günü saat 20.30'da tiyatroseverlerle Türk tiyatrosu
üzerine söyleşecek. Ressam Berrin Tuncel, 15 haziran
cuma günü saat 20.30'da resim çalışmaları ve Türk resmi
üzerine konuşacak. Caddebostan Balıkadamlar
Kulübü'nün Boğazlar, denizlerimiz ve çevre konulu
söyleşisi, 16 haziran cumartesi günü saat 20.30'da
izlenebilecek. Ahmet ve Gülümser Gülhan'ın tiyatro-
kabare-mizah konulu söyleşisi 22 haziran cuma, Enis
Batur'un mektup dünyası konulu söyleşisi 23 haziran
cumartesi ve Ayşegül AldinçMn Türk Hafif Müziği
konulu söyleşisi 28 haziran perşembe günleri 20.30
saatlerinde gerçekleştirilecek.
27 yıl önceyitirdiğimizNâzım Hikmet'in hastalık ve ölümkonusundaki tutumu
leryüzu ortüldu ustune'Yeryüzüne tohum gibi saçmışım ölülerimi /
Kimi Odesa'da yatar, kimi İstanbul'da, Prag'da
kimi / En sevdiğim memleket yeryüzüdür /
Sıram gelince yeryüzüyle örtün üzerimi..."
ŞÜKRAN KURDAKUL
Nâzım Hikmet uzun süren ha-
pishane yaşammda "angin de
poitrin" ve "karariger büyümesi"
hastaiıklarıyla tanıştığı zaman
kırk altı yaşlarındaydı. Bireysel
direncin kaynaklarını sarsan ve
insana ölümün soluğunu duyuran
hastalıklardı bunlar. özellikle yü-
reğini birdenbire saran sancıların
yarattığı korkulu dünya, şair
adam duyarlığmı derinden etkile-
di Nâzım'ın. Günlük yasamında
birincil sorunlarından biri olarak
dizelerine de yansımaya başladı.
Yahya Kemal, Nedp Fazıl, Ah-
met Hamdi, Ziya Osman vb. şa-
irlerimizin yapıtlarında da ölum
gerçeğinden kaynaklanan düşün-
celerle varsayımların yer aldığını
biliyoruz. Çağdaş Türk Edebiyaü-
Meşrutiyet Donemi'nde belirttı-
ğûn gibi Yahya Kemal, Sonbahar,
Sessiz Gemi, Rindlerin Ölümü,
Rindlerin Akşamı, Geciş vb. şiir-
lerinde ölüm ve ölümden sonra
yaşama varsayımını işlerken ölüm
korkusunu "dindar adam
ievekkülü" ile karşılamaya çalış-
mıştır. "Fani ömür bitecek" bu
uzun sonbaharda "kişi servttiklere
yol göriindügünü" algılayacaktır.
(Sonbahar) Oyleyse "bu beyhude
sonbahann" sonu gelmeli, kişi ol-
meden önce oldüren korkulardan
kurtulmalıdır. (Düşünce) Çünkü
"ölüm âsude bir bahar ülkesi-
dir."
, Yaşam, ölüm ve yeniden doğ-
ma varsayımı Necip Fanl'ın şii-
rine daha soıîıut öğelerle yansı-
mıştır: "Ölenler yeniden doğar-
mış, gercek / Tabut degildir bu,
bir tahta kundak. / Bu agır hedi-
ye kime gidecek / Çakılır çakıl-
maz üstüne kapak." (Tabut)
Ahmet Hamdi *e Ziya Osman
ise kimi gençlik şiirlerinde bile
ölümü bir kurtuluş olarak görür-
ler.-
Nâzım Hikmet'in şiirlerinde
ölüm, var oluşa -hastalık
nedeniyle- ilk uyarılarını gönde-
ren bir gerçektir. 1948'de Adalet
Cimcoz'a mektuplarından birin-
de "Karaciğerim fena halde azdı.
Yeni muayene oldum, iki parmak
daha büyümüş. Sancıyor da mu-
barek.." diye yakınması gibi ön-
ce yaşamsal uyumunu sarsan so-
mut değişme karşısında duyduğu
üzüntü yansır dizelerine. Giderek
dünyayı sorgulamaya dönüşür.
Rubailer'de yer alan küçük şiir-
lerinde belirgin biçimde kendini
gösterir bu hesaplaşma. Ve Nâzım
ilk kez "Paydos diyecek bir giin
toprak anamız" ya da "Aynlık
yaklaşıyor her gün biraz daha"
dizelerinde gördüğümüz gibi,
dünyada misafir olma duygulannı
simgeleyen sözcükleri kullanma-
ya başlar. Ama düşünsel yapı de-
ğışmemişür. Dünyaya, evrene ve
insana bakışı "idealiznı" kok-
maz.
"Bu bahçe, bu nemli toprak,
bu yasemin kokusu, bu mehtaplı
gece / Pınldamakta devanı ede-
cek ben basıp gidince de. / Çün-
kü o ben gelmeden, ben geldikten
sonra da bana baglı olmddan var-
dı / Ve bende bu aslın bir sureti
çıktı sadece."
1950'den sonra elinde kalan za-
manı hapishaneden getirdiği has-
talıklarla birlikte geçirdi Nâzım.
Dostlarının yazdığına göre "öl-
mekten korkuyor ve gizlemek ge-
regini duymuyordu." (Ekber Ba-
bayef)
En güzel yıllarıru hapishane tü-
ketmişti. Yeniden, doyasıya ve ta-
dına vararak yaşamak isterken
kalp dokularından yediği çelme-
nin acısı yaşamını belirleyici et-
kenlerden biri durumuna geldi.
Bu durum şairce düşünürlüğünü
de etkiledi elbet.
Yaşamı surdürmekle, yasamın-
da eksilmeye/tükenmeye başlamış
olanı algılamak..
1950'li yülardaki yaratılannın
çoğunda duyarlığına egemen olan
budur Nâzım'ın.
Dizeler vardır. İncanca korku-
lara düştüğünü gösterir:
"Biilün kapılan kapalı üstüme
/ Bıitün perdeleri inik / Ne bir
mendil mavilik ' Ne bir avuç yıl-
dız / Bizı burada mı bastıracak
ölüm / Biz bu şehirden gülüm /
Çıkamıyacak mıyız?"
Dizeler vardır, "Son Otobüs"-
teki gibi kişiliğinin tarihini taşıya-
rak evrensel bir seslenişe ulaşır:
"tyice yaklaştı bana büyiik ka-
ranlık / Artık ne kibri nazınn ne
kâtibin şakşağı / Tas tas ışık dö-
künüyonım başımdan aşağı / Gü-
neşe bakabiliyorum gözlerim ka-
maşmadan / Ve belki, ne yazık /
hatta en güzel yalan / beni kan-
dıramıyor artık. / Artık söz sar-
hoş edemiyor beni. Ne başkası-
nınki, ne kendiminki. / İşte böy-
USDIŞI
AVUNTU-
LARA
SlGlNMA-
MIŞTI —
Nâzım
Hikmet,
hastalıgın
yol açügı
uzun saren
ölum onceai
savaşımuda
usdışı
atuntulara
sıgınmanuş-
tı. Ölümü,
obürdünya
varsarımla-
nna
tutanarak
kurtuluş
uratıdu
olarak
gönnemişti.
le gülüm, / tyice yaklaştı bana
ölüm."
Gorduğümuz gibi hastalıgın yol
açtığı uzun süren ölüm öncesi sa-
vaşımında usdışı avuntulara sığın-
mıyor Nâzım. Ahret/obür dünya
varsayımlarına tutunarak kurtu-
luş umudu olarak görmüyor ölü-
mu:
"Geliyor sıram / ansızın atla-
yacağım boşluğa / ne çüriiyen
etimden haberim oiacak / ne göz-
lerimin çukurunda dolaşan bo-
ceklerden."
Nâzım Hikmet'in ydlar süren
korkulu yaşama döneminde bile
usa bağlı kalmasını, insanca bir
utku olarak değerlendirmemiz ge-
rekivor.
2. ULUSLARARASIİSTANBUL TİYATROFESTİVALt
Üçyabancı topluluktan 'Guernica', 'Bakkhalar' ve 'Yeraltından Notlar'
Oyunlar ve yorumlarLorca'dan Hakan Gürses'in uyarladığı "Guernica",
Euripides'in "Bakkhalar"ı ve Dostoyevski'nin
romanından sahneye aktanlan "Yeraltından Notlar",
tiyatro şenliğinin dışardan gelen ilginç oyunlarıydı.
ORHAN ALKAYA
Tiyatro Festivali'nde izlediğim
uç yabancı yapım, günümüz tiyat-
rosunda oyunculuk ve yorum dü-
zeyleri üzerine yeniden düşünme-
me yol açtı.
Guernica, çalışmalannı Avus-
turya'da sürdüren yarı amatör bir
topluluğun, Theater des Augenb-
licks'in oyunuydu ve yazanyla yö-
netmeni Türk'tü. Gerçi Bau şehir-
lerinde, bu tip yarı amatör toplu-
luklara yapılan fınansal katkılar,
bizdeki "devlet yardımı"nın on-
on beş katından başlıyor, bu ay-
rımı belirtmek gerek.
1937'de, Ispanyol icsavaşınm
en hazin anlanndan birini yaşa-
yan Bask bölgesindeki küçük Gu- ne yaslanan dinamik anlarda faz-
ernica şehri, .Mman uçaklan ta-' lasıyla belli oluyordu. Walter Vo-
Gürses ve yönetmen Gül Gürses,
Picasso'nun iki boyutlu çalışma-
sını yeniden üçüncü boyutuyla bü-
tünleştirmek gibi ilginç bir düşün-
ceden yola çıkmışlar. Metni hazıH
larken de bir tür analoji (benze-
şim) kurarak Guernica'nın bonı-
balanmasından bir yıl önce öldü-
rülen Lorca'nın şiirlerinden yarar-
lanmışlar.
Metnin Lorca'mn şiirlerine ya
da Picasso'nun resmine yeni bir
boyut getirdiğini söylemek güç.
Hatta, bu analojinın yorumu bir
hayli sımrladığmı düşünüyorum.
Yönetmenin plastik düşüncesi ise
statik anlarda başanhydı. Ama
oyunculuk düzeyinin yer yer ye-
tersiz kalışı, tümüyle gövde dili-
VIKTOR GVOZDITSKI — Sovyeüer Birliği'nden gelen Genç Seyirci
Tiyatrosu'nun oyuncusu Viktor Gvozditski, olağanüstü yonımuyla se-
yirciyi Dostoyevski'nin dünyasına dahil etti.
rafından üç saatte imha edilmiş ve
aynı yıl Picasso tarafından bu
vahşet artistik duzlemde "ölünı-
süzleştirilmişti". Yazar Hakan
ÖSS'de başardıysanız,
göklere yaklaştınız!
Başannızı kutlarız.
Şimdi, geleceğin eğitimine yaklaştınız.
Bilgisayar, elektronik, uçak, makine
ve yeni teknolojinin tüm imkanları içinde
yaşamalısınız.
21. yüzyılın insanı olmalısınız.
Hava Harp Okulu, sizi ön saflara
ka\Tjşturmaya hazır.
Uçmanın tadına varacaksınız.
G/RlŞ KOŞULLARI;
TC vatmtap *t ctklk.
1990 • OSSde ftafani.
Laekrle O^ttmtn Lotlermm
Mjzrmaak. Tatuı Btiunlrr K
Ftn KoMan Je Tebuk Laeltm
UglM koUonntUm mezun
Son bap/uru lanht 25 Htraran 1900
Adres : Hava Harp Okulu
Kayıt Kabul Komisyon Başkanlığı
Yeşifyurt, 34807 - İstanbul Tel: 573 23 20
HAVA HARP OKULU
"yüksekleri hedefleyin"
gelweider'in çevre düzeni ve Ke-
mal Seyhan'ın maskları ise heye-
can vericiydi.
Euripides'in son tragedyası
Bakkhlar, Sabahattin Eyuboğlu'-
nun Türkçe çeviriye koyduğu ön-
sözde belirttiği gibi "Eski Yu-
nan'da Dionysos dininin tncil'i
yerindeydi"; kutsal kitabı... Te-
atral açıdan oldukça guç bir me-
tin olan Bakkhalar'ı önemli kılan
da bu dinsel mitik yanıdır zaten.
Helen pantheonunun dkfMduı
gelen ayrıksı tanrı Dionysos, in-
sanın doğayla yüzleştiği hallerdeki
tepkilerini yansıtan bir dizi adla
amlırdı. Roma'daki adı da özgür-
lük anlamına gelen Liber'di.
Bir tür aşkmlık, kendinden
geçme \e hazza dayalı bir kült
oluşturan Dionysos'un, muhte-
melen dinini yaymak için döndü-
ğü Tebai'de, yandaşian Bakkha-
lar tarafından karşılanmasıyla
açılan oyun, tragedyanın müthiş
bir açmazıyla noktalanır. Diony-
sos'a direnen Tebai Kralı Penthe-
us, aralannda öz annesi Agaue'-
nin de bulunduğu Bakkhos kadın-
lan tarafından parçalanarak öldü-
rülür. Dionysos iktidarını sağlar-
ken hayata bir düğüm daha atılır
ve akit yeniden bozulur.
Attis Thealre, Trabzon kökenli
Theodoros Terzopoulos'un mi-
zanseniyle yedi yıldır sahneliyor
Bakkhalar'ı Dionysos kültürü-
nün benzeri Kybele kültünün, er-
keklik organını kesme ritüeline
kaynakhk eden Attis'ten adını
alan topluluk, tragedyayı günü-
müz Yunancasıyla ve büyük ölçü-
de gövde diline dayanarak yorum-
lamış. Doğrusu, ne Bakkhalar'ın
Asyatik karakteri üzerine derin-
lemesine bir bakış ne mitologya
sürecini mükemmel aktarmanın
ötesinde yeni bir boyut var bu
yorumda.
Ama, müthiş bir oyunculuk dü-
zeyi sergiliyor Attis Theatre'm altı
oyuncusu. tnanılmaz bir kas hâ-
kimiyeti, gövde estetiği ve günde-
lik dilin söylem kiplerinîn ötesi-
ne geçmiş bir dil arayışı koyuyor-
lar ortaya. Günümüz tiyatrosu-
nun»çok önemli bir boyutunu,
Meyernold sonrası oyunculuk aıı-
layışının uç bir noktasını temsil
ediyorlar. Ayrıca, Agaue'nin
Pentheus'u öldürdükten sonra,
onun başı/maskıyla bütünleştiği
sahne unutulmaz güzellikte.
Ve hem oyunculuk düzeyi, hem
yorumlama düzeyi açısından eş-
siz bir oyun: Yeraltından Notlar.
Moskova Genç Seyirci Tiyatro-
su'nun, Kama Ginkas'ın mizan-
seniyle sahnelediği bu oyun, tiyat-
ro literaturünün en parlak uyar-
lamalan arasına girmelidir bence.
Dostoyevski'nin, yalnız dünya
edebiyatında değil, 20. yüzyıl fel-
sefesinde ve özellikle varoluşçuluk
düşüncesi uzerinde derin izler bı-
rakmış yapıtı Yeraltından Notlar'ı
dramatize edip sahnelerken Dos-
toyevski'nin altında ezilraemek
bile, başlıbaşına cesaretin zaferi
sayılmalı. Ama oyunun başka er-
demleri de var.
Ginkas'ın yorumunun erdemle-
ri, Dostoyevski'nin adsız kahra-
manına Paradoksalist adını koy-
masıyla başlıyor. Böylece daha
baştan, kahramamnı bir dizi yer-
leşik tasanmın karşısma, sorgula-
yıcı ve pozitif bir konuma yerleş-
tiriyor. Ikiyüzlüluğünü sergiler-
ken erdemli, uzlaşmadan kaçar-
ken uzlaşmanın göbeğinde yer
alan; ezilirken çıkarcı, kişiliğini
ararken özgüven yoksunu, kadın
duygusuyla mutlu olabileceğini
keşfettiği anda yok edici, akhn
karşısma esini yerleştirirken karşı-
maddeci bir Paradoksalist, Gin-
kas'ın yonımuyla, günümüz insa-
nını severek ve tiksinerek tokat-
layan bir karşı-yalvaça ulaşmış.
Meyerhold tiyatrosunun izinde,
groteske uzanan bir sahicilikte ko-
numlar arası gel-gitleri araştıran,
her şeyi sahnede kurarak dekor
değişimini bile oyuncusuna yap-
tırarak seyirciyle sahne arasında
sahici bir mesafe bulunduran Gin-
kas, Dostoyevski'yi ihlal etmeden
bugünün perspektifıni yakalamış.
Bir de adı Victor Gvozditsky
olan o aktör. Gerilimin en yüksek
anında yumuşayıveren, seyirciyi,
tuluata bulaşmadan Dostoyevs-
ki'nin dünyasına dahil eden, ola-
ğanüstü supleksiyle oyunu bir spi-
ral gibi kesintisiz yükselten o ak-
tör karşısında, eski bir aktör ola-
rak kıskançlık ve hayranlık duy-
gulanyla dolup taştım; doğrusu
bu! Görgüsüz fotoğraf makinele-
rinin, çırılçıplak anlannda çok
fazla ilgilendiği Irina Yureviç'in
yumuşak, plastik yorumu ve Mi-
kail Daronim'in gösterişsiz usta-
lığıyla birlikte Yeraltından Notlar,
tiyatroda yorum ve oyunculuk
konusunda varılmış bir doruktu.
FESTIVALDE BUGUN
Sokolla-Devlet Tiyalroları (Taksim Sahnesi, 20.30)
PAZARTESİ
Pluto-Centro Sperimentale del Teatro (Atatürk
Kültür Merkezi Buyük Salon, 20.30)
SokolİH-Devlet Tiyatroları (Taksim Sahnesi, 20.30)
SALI
Plato-Oatro Sperimentale del Teatro (Atatürk
Kültür Merkezi Büyük Salon, 20.30)
Sokolla-Devlet Tlyatroları (Taksim Sahnesi, 20.30)
Imza günleri
ertelendi
• Kültür Servisi —
Cumhuriyet Kitap Kulübü
ve Kadıköy Belediyesi'nin
işbirliğiyle gerçekleştirilen
"Kadıköy Kitap
Şenliği"ndeki imza günleri
elverişsiz hava koşullan
nedeniyle ertelendi. Cuma
günü yapılması gereken
Latife Tekin'in imza günü
ileriki bir tarihe alınırken
Ahmed Arif, Emre Kongar,
Osman Şahin ve Rıza
Zelyut dün kitaplarını CKK
Merkez Sergi Salonu'nda
imzaladılar. Hilmi Yavuz'un
imza günü ise Yavuz'un
Kadıköy'de yapılacak bir
imza gününe katılacağı
gerekçesiyle 6 haziran
çarşamba gününe ertelendi.
Aziz Nesin, Afşar Timuçin
ve Mehmet Çağçağ'ın
bugünkü imza günüyle,
Nail Güreli ve Birol
Keskin'in yannki imza günü
de ileriki tarihlere ertelendi.
Müzik
van^ması
• Kültür Servisi — Yıldız
Üniversitesi tarafından
düzenlenen "3.
Üniversiteler Müzik
Yarışması", olumsuz hava
koşullan nedeniyle
sonbahara ertelendi. Dün
saat 15.00'te Açıkhava
Tiyatrosu'nda yapılması
kararlastırılan müzik
yarışmasının kesin tarihi
daha sonra bildirilecek.
Uçurdna
şenJiği
• Kültür Servisi — tnsan
Haklan Derneği lstanbul
Şubesi Çocuk Komisyonu
tarafından bugün yapılması
kararlastırılan "Uçurtma
Şenliği", hava koşullan
nedeniyle 10 haziran pazar
gününe ertelendi. Şenlik,
Kadıköy Acıbadem Çamlık
Mevkii'nde yapılacak.
Resim, şiir, öykü ve masal
dallarında düzenlenecek
yanşmalann "Çocuk
Hakları ödülü" töreni
bugün saat 14.00'te
Kuruçeşme Mülkiyeliler
Birliği'nde yapılacak,
Kitap şenliğine
ara
• Kültür Servisi — Şişli
Belediyesi'nce düzenlenen
kitap şenliğine olumsuz
hava koşullan nedeniyle ara
verildi. Şenlik programında
yer alan Ismail Gülgeç -
Mert Ali Başanr'ın "Çizgi
Mizah, Yazıli Mizah, Sazlı,
Sözlü, Sarkıh Mizah"
konulu söyleşisi ile Grup
Yorum'un konseri ileriki bir
tarihe ertelendi. Hava
koşullan elverişli olduğu
takdirde, kitap şenliği
yarından itibaren
sürdürülecek.
Kitap Bayramı
Günü
• Kültür Servisi —
Türkiye Yazarlar Sendikası
okuma alışkanlığım ve
kitap sevgisini topluma
kazandırmak için bir
"Kitap Bayramı Günü"
oluşturmak amacıyla
çaüşmalara başladı. TYS bu
konuda yayımladığı
bildiride "12 Eylül
yönetiminin keyfı
tutumuyla 3 haziran 1985'te
ilerici ve çağdaş düşünceyi
içeren tonlarca kitabın
yakılmış olmasını bugün
Türkiye Yazarlar Sendikası
olarak acı ile anıyor ve
kınıyoruz" dedi.
Semah
gösterisi
• Kültür Servisi —
Şahkulu Sultan Derneği
tarafından düzenlenen
Semah gösterisi, bugün saat
18.00'de Açıkhava
Tiyatrosu'nda yapılacak.
Türk kültürü ürünlerinden
olan ve yüzyıllar boyunca
gizli yapılan semahlann,
halka açıklamalanyla
birlikte sunulması
amaçlanan gösteride,
"Turnalar Semahf'ndan
sonra Şahkulu Sultan
Derneği semah ekibinin
sunacağı değişik türdeki
semahlar da açıklanacak.
Semah gösterisine katılan
isimler arasında, Mine
Yalçın, Güler Duman, Aşık
Nesimi Çimen, Gülcihan
koc, Dilber Doğan ve Aziz "
Tatüsu yer alıyor.
UGUN
• Müzik ve tiyatro Ann
Alagün'ün klasik konseri
13.30'da, Galatasaray Lisesi
oyunculanmn "La Classe
Terminale" adlı oyunu
14.30'da Galatasaray Lisesi
Şenliği kapsamında ücretsiz
olarak Beyoğlu'ndaki
binasmda izlenebilir.
• İmza günleri Yüksel
Yazıcı ve Hüseyin Dilmen,
saat 16.00-19.00 arasında
Bostana Hatay
Lokantası'nda kitaplannı
imzalayacaklar.