25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 PAZAR KONUĞU 3 HAZİRAN 1990 Eski Türk-lş temsilcisi ÖnderAker Türkiye'nin ILOVla aklanması çok zorUluslararası sendikal kuruluşların ortak başvurulan nedeni ile Türkiye 1982 yılından bu yana Uluslararası Çalışma Örgütü ILO'nun gündeminde. ILO'nun 77. genel kurulu 6 haziran çarşamba günü, ay sonuna kadar devam etmek üzere calışmalanna ba§lıyor. ILO'da Türkiye'nin durumu, genel kurul kararları, Türk-lş, TİSK ve hükümetin izleyecekleri politikalar, ILO Genel Kurulu sonrasında kamuoyunu ilgilendirecek. İş-Sendika Seryisi'nden arkadaşımız Işık Kansu, uzun yıllar ILO'da Türk-Iş'i temsil eden Av. Önder Aker ile görüştü. SOYLEŞİ IŞIK KANSU ıym Akeryıllardır Türk kamuoyun- da "ILO"diye bir tartışma sürüp gidiyor. ILO nedir? Kararları neden bu kadar önemseniyor? Evet "ILO" tartjşması devam ediyor. İnsan hakları ihlalleri sürdükçe sanırım tartışma de- vam edecek. Tabii bunun bir koşulu da Türk sendikacılık hareketinin kararh ve ödünsüz tu- tumunu sürdürmesi. Bu söyleşinin sınırlı su- resi içinde Uluslararası Çalışma Örgütü'nü (ILO) tüm yönleri ile tanıtabümek mümkün değil; belki şu anda gerekli de değil. Dilerse- niz ben değerlendirmelerimiz açısından önem taşıyabilecek yönleri üzerinde durayım. ILO'nun temel işlevi "ysısama" faaliyetidir. Genel bir ifade ile iş hukuku alanında norm koyma faaliyetidir. ILO bu faaliyeti, "sö'zleş- meler ve Uvsiye kararlar" oluşturarak yerine T,ürkiye, sendika özgürlüğünü ayaklar altına almış bir ILO üyesi konumundadır. Ne ILO Anayasası'ndan doğan yükümlülüklerine ne de onayladığı sözleşmelere saygılıdır. Sendika kapatan, sendikacı tutuklatan, sendikalan yasakiar zinciri ile kuşatan bir üye devlet durumundadır. ILO'nun belli bir alanda düzenleme yapan söz- leşmesini onaylayan her üye devlet, her şeyden önce sözleşme hükümlerinm uygulanması için gerekli tüm önlemleri almayı taahhüt etmiş olur. lşte böyle bir hukuksal ilişki çerçevesinde, ILO üyesi devlet olarak Türkiye'nin durumu- nu değerlendirdiğimizde, çok yönlü problem- ler olduğunu görüyoruz. Türkiye, sendika öz- gürlüğünü ayaklar altına almış bir ILO üyesi konumundadır. Ne ILO Anayasası'ndan do- ğan yükümlülüklerine ne de onayladığı sözleş- melere saygılıdır. Sendika kapatan, sendikacı tutuklatan, işçinin parasma el koyan, sendika- ları yasakiar zinciri ile cepecevre kuşatan, iş- çilerin ekonomik hak ve çıkarlannı koruma yollarını tıkayan, koruma araçlarını kullanı- lamaz hale getiren, üstelik bu tablonun demok- PAZAR KONUĞU 0 A N D K R R ÖnderAker, 1940'taİstanbul'dadoğdu. Roberı Kolej ve A nkara Hukuk Fakültesi 'ni bitirdi. 1963/1968yılları arasmda Türk-Iş'leEğilim ve Basın ve Halkla llişkiler merkezlerinde çalıştı. 1969/1976yılları arasmda Türk-tş Hukuk Danışmanı olarak görev yaptı. 1970/1975 donemmde ILO 'ya Türk işçi delegesi olarak katıldı ve Yönetim Kurulu 'nda görev aldı. Türk-tş üyesi ve bağımsız 12 sendikada hukuk damşmanlığı yapan Aker, 1982'de Türk-tş'teGenelBaşkan Danışmanı olarakyeniden çalışmaya başladı 1964/1989 dö'neminde IL O genel kurullarma 17 kez katıldı ve Aplikasyon Komitesi'nde Türk-tş'in sözcülüğünü yaptı. Aralık 1989'da 15. GenelKurul'u takiben Türk-tş'tekigörevindenayrıldı. Halen Ağaç-tş ve Genel Maden-tş sendikalarında danışmanlığını surdüren Aker, serbest avukatlıkyapıyor. metin iddiasının aksine, çeşitli zamanlarda ya- pılan toplantıların ILO değerlerine uygun bir çalışma olmadığını savunagelmişizdir. İncele- mişlerdir, hak vermişıerdir. Ne değişmiştir, bi- lemiyorum. Türk-lş Yönetim Kurulu böyle bir toplantıyı kabul etmekle hükümete "...taraf- lan, isteginiz istikametinde bir araya getirdim; sorunları birtikte değerlendirdik, gerçek an- lamda danışma çalışması yaptık..." savunma- sım yapabilme imkânı vermiştir. Bu, bir ter- cihtir. Ne elde edilmiştir, bilemiyorum. Böyle bir imkânı -ILO'da ciddi bir mücadele strate- jiniz var ise- kime veriyorsunuz, buna bakmak lazımdır. 1983'ten bu yana uluslararası alan- da verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmemiş; baskıcı tutumunu sürdürmüş; sendika özgür- lüğünü, grevli serbest toplu pazarlık hakkım kâğıt üzerinde bırakan tüm düzenlemeleri ko- rumaya çalışan bir hükümete veriyorsunuz. O hükümet ki grev ve lokavtlarda mülki amir- lerce alınacak tedbirlere dair tüzük ile grevi adeta bir "iç savaş sorunu" haline getirebili- yor. 399 sayılı kanun hükmündeki kararname ile sözleşmeli personele yönelik tehditleri, ay- rımcılığı daha da kurumlaştınyor. tptal dava- sı başvurunuzda sizi "Uraf" kabul etmiyor, üç'lü toplantıya "taraf" olarak davet ediyor... Toplantıya katılıyor, 3-5 gün sonra ILO'da şi- kâyetçi olmaya çalışıyorsunuz. Bunu anlaya- bilmek pek mümkün değil. Bu arada, mücadele stratejisinde önemli bir araç da elden çıkmış oluyor. Tabii, göremedi- ğimiz bir 'yüksek politika' söz konusu olabilir. ITürkiye, geçen yıl 1402 sayth Sıkıyö- netim Yasası 'ndan dolayı 12 Eylül sonrası iş- ten çıkanlan, sürülen birçok kişinin durumu nedeniyle 111 sayılı sözleşmeye uymadığı ge- rekçesiyle kara listeye alındı. Geçen yıldan bu yana bu konuda bir şey değişti mi? Bu yıl Türkiye kara listelik olmaktan kurtulabilir mi? Bazı olumlu gelişmeler var, ama hükümet- ten kaynaklanmıyor. Hükümet bu konuda da oyalama peşinde. Sorunu tüm çıplaklığı ile gozler önüne seren "İnsan Haklan Dernegi"- dir. Derneğin bu amaçla kurduğu özel komis- yonun üyelerinden Sayın Dr. Haldun Özen ile çok yakın bir işbirliği içinde sorunun ILO'ya yansıması sağlanmıştır. Türk-tş Yönetim Ku- rulu bu konuda açık tavır almıştır ve hüküme- tin ILO Anayasası'run 22'nci maddesi uyannca sunduğu raporda yer alan iddialarını paylaş- madığını, raporun Türkiye'deki gerçek duru- mu asla yansıtmadığıru bildirmiştir. Kararh ve ödünsüz tutumla, Haziran 1989'da Aplikasyon Komitesi'ndeyürütülen çahşmalarla, Türkiye'- nin, 1958'de onayladığı "iş ve meslekte her çe- şit aynmın önlenmesine" ilişkin 111 sayılı söz- leşmeyi çiğnediği ortaya konmuş, komite, ko- nuya verdiği öneme dikkati çekebilmek için Türkiye'nin komisyon raporunda, teknik de- yimi ile özel paragrafta, yaygın adı ile kara lis- tede yer almasını kararlaştırmıştır. Bu yıl bü- yük bir olasılıkla 111 sayılı sözleşme nedeniyle ILO Aplikasyon Komitesi gundemine girecek- Önder Aker, sendikalann, ILO genel kurulunda il- keli hareket etmeklen başka vapabileceUeri bir şey olmadıgı kanısında. Türk-İş'e ILO'da düşen görev, hükümetin, sorumluluklannı yerine tetirmediğini, aynmcılığı aldırmak ve geçmişin haksızlıklarmı telafı etmek amacıyla politikalar saptamadığmı ve uygulamadığmı tekrarlamaktır. Bu unsurlan içeren bir sonuç kararmm çıkarılabilmesi başarı olur. getirir. Bu belgelerle iş hukukunun altına ini- lemeyecek asgari normlan beürlenmiş olur. ILO'nun üyesi devletlerdir. Ancak, diğer devletlerarası kurumlardan farklı olarak dev- leti, tek başına hükümet temsil edemez. Dev- let, ILO'da hükümet temsilcileri yanında, işçi ve işveren temsilcileri tarafından temsil olunur. Daha da önemlisi işçiler ve işverenler hükümet- lerinden bağımsız olarak hareket etme hakkı- na sahiptirler; düşüncelerinde ve oylannda ba- ğımsızdırlar. Hükümetlerinin direktifleri ile hareket etmezler örgütün işleyişinde ve yasa- ma faaliyetinde temsil ettikleri kesimlerin çı- karlannı, görüşlerini savunurlar. Bunu da ken- di bağımsız gruplarında oluşturduklan karar- lar doğrultusunda yaparlar. Tüm organlarda ve işleyişte eşit haklarla temsil söz konusudur. ^•••t/ye ülkelerin ILO karşısında sorum- luluğundan söz ediyorsunuz. ILO Anayasası'nı kabul ederek üyelik ilişkisi kurmuş bir devlet bakımından nasıl bir sorumluluk ya dayüküm- lülük söz konusudur? Üye devletler, kural olarak onayladıkları ILO sözleşmeleri ile bağlıdırlar. Bildiğiniz gi- bi usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslara- rası anlaşmalar da yasa hükmündedir. İşte rasi ile bağdaşabileceğini savunabilen bir üye devlet durumundadır. ^••^•/LO kararlarından söz ederken hep "Türkiye lehineya da aleyhine" türunden söz- ciikler kutlamlır. Bir ülkeye ilişkin karar, ger- çekten o ulkenin mi, yoksa siyasal iktidann uy- gulamalannın mı kmanması anlamındadır? Bu anlamda sendikalann işçi çıkarlannı savunan kuruluşlar olarak ILO'da izlemeleri gereken politikalan biraz açar mısınız? Üyeliğin getirdiği bütün haklar ve sorumlu- luklar -üç'lü yapıya karşın- kuşkusuz "devlet" bakımından söz konusudur. Türkiye'yi son dokuz yıldır ILO gundemine sokan, sendika özgürlüğü ile bağdaşmayan uygulamaları ve ILO ülkelerine ve kurallarına aykın kısıtlama- lar, yasaklamalar içeren anayasal ve yasal dü- zenlemeleridir. Bu durumun, denetim organ- larının belirlemelerinin ve kararlarırun, süre- gelen sorgulamanın devletin uluslararası say- gınlığını zedelediği açıktır. Bu tablodan kim sorumlu? Türkiye'den istenen ve beklenen uluslararası taahhütlerine uygun, demokrasi- ye uygun düzenlemeler yapmasıdır. Sayın Ulu- su, Sayın Özal ve Sayın Akbulut hükümetleri ise dokuz yıldır denetim organlarına karşı oya- lama ve zaman kazanma politikası sürdur- müştur. Başvurdukları yöntemlere bakın: ILO'dan teknik yardım heyetleri çağırma; işçi/işveren örgütleriyle sözde üçlü görüşme ve danışma toplantıları yapmakta olduğunu iddia etme. Bu tablonun sorumluları belli... ILO'da il- keli politika izleyen örgütlerle hükümetlerinin yandaşı olarak hareket edenler hemen belli olur, tanınır. Sendikalann ilkeli hareket etmek- ten başka yapabilecekleri bir şey yoktur. ^m^BİHükümet/Türk-tş ve TİSK temsilci- leri bir araya geldi. Türk-tş kapsamlı olduğu- nu ifade ettiği bazı öneriler sundu. Bu geliş- meyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Evet. Bir garip rastlantı var. Sayın Turgut Özal'ın önümüzdeki on yılı kapsayacak "lop- lumsal uzlaşma önerisi"ni hükümet''İşçi/işve- ren ortak toplantısı izledi. Benim üstünde du- racağım bu toplantının ILO'ya nasıl yansıya- bileceği. ILO yaklaşık dokuz yıldır hükümet- ten sorunlann çözüme kavuşturulmasında "danışma toplantısı yapmasııu" istiyor. "İş- çi ve işveren temsilcileri ile bir araya geliniz ve gerçek anlamda danışma teşkil edecek bir ça- lışma içinde olunuz..." diyor. Zira biz, hükü- Öneriler içinde de hükümeti rahatlatan un- surlar var. ILO platformunda hükümetin karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan birisi "çifte baraj sistemi"dir. Uzmanlar Komitesi de Sendika Özgürlükleri Komitesi de toplu iş sözleşmesi yapabilmek için işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde 10'unun ve işyeri ya da işletmede çalışanlann yarıdan fazlasının vye kaydedilmesi zorunluluğunu serbest toplu pa- zarlık hakkı ile bağdaştırmıyor. Hükümet ise taraflardan bu konuda değişiklik istemi gelme- diğini savunuyor. Türk-lş önerisinde bu kez açık seçik barajlama sistemi savunuluyor. Ta- bii bu yıl 98 sayılı sözleşme ile ilgili bir tartış- ma yapılmayacak. Ancak yapılmış olsaydı, hü- kümet göğsünü gere gere hem üçlü danışmayı gerçekleştirdiğini hem de Türk-lş'in yüzde 10 barajın korunmasından yana olduğunu söyle- yip kanıtlayabilecekti. Fakat daha da vahimi var. Türk-İş'in öne- risinde sendika ve konfederasyonların "siyasi partilerle işbirliği yapamayacaklan, siyasi par- tileri destekleyemeyecekleri" temel yasak ola- rak yer alıyor Türk-İş kendisine de tüm sen- dikalara da siyasal katılım yasağı getiriyor. Böylece Türk işçi hareketini siyaset dışında tut- mak ve siyasal açıdan etkisiz bırakmak için gösterilen çabaya katkıda bulunulmuş oluyor. tir. Türk-İş'i bu komitede temsil edecek kişi ya da kişilere düşen görev, hükümetin, 111 sa- yılı sözleşmeyi onaylayan bir üye devletten beklenen sorumluluğu yerine getirmemekte di- rendiğini; aynmcılığı kaldırmak ve geçmişin haksızlıklarmı tum yönleriyle telafi etmek amacıyla politikalar saptamadığmı ve uygula- madığını tekrarlamaktır. Hükümetin oyalama politikasına, yeni Güvehlik Soruşturması Yö- netmeliği ile ortaya konan niyete dikkat çeki- lip sorulmalıdır: Hükümet, iyileştirmek üzere gen çektıği belirtilen yasa tasansını, Damştay karan doğrultusunda düzenleyerek TBMM'ye en kısa süre içinde sunmaya hazır mıdır? Hak- sız tasarrufların maddi ve manevi zararlan, tüm sonuçlanyla ortadan kaldınlacak mıdır? Bu unsurlan içeren bir sonuç karannın çıka- nlması başan olur. özel paragrafın ancak ge- lecek konferans dönemi için söz konusu ola- bileceğini sanıyorum. Tabii hükümetin bugün- kü tutumu sürerse... Sözlerimi şöyle bitireyim: ILO, önemli bir mücadele platforrruıdur. Ama aslolan, işçinin özgücüne dayalı bir demokrasi mücadelesidir. işçi Örgütü bunu gerçekleştirdiğinde esasen ILO, mücadele platformu olmaktan çıkar. Il- keli, kararlı, tutarlı ve ödünsüz bir tutumla bu hedefe doğru yürünüyor mu? Mesele budur. Nokta, Greenpeace eylemınde Ikı arkadaşımız. Ispanya kıyılannda gerçekleştirilen Greenpeace'in son eylemine katıldılar Gemıdekı hazııiıklar. cıkartma sabahı, zehırlı atık kanallarının betonla kapatlması. polısle mücadele . Fotoğraflarla 9azeteci olarak sadece Nokta muhabırlerinin ızlediği Pontevedra kâğıt fabrıkası harekâtınm tüm öykûsü. "Üniversitelerin özelleşmesini Özal istedi" Mıllı Eğıtım eskı bakanlarından Hasan Celal Guzel, kendı döneminde Turgut Özal ile yaptığı görüşmeyı Nokta'ya açıkladı: "Özal benden beş ünıversttenın özelleştırilmesı ıçın hazırlık yapmamı istedi Istıfamın nedetılerınden biri de budur." Sınav bitti... Sıra kayıtlarda... Kolej ve Anadolu Lıselen sınavları yapıldı. Şimdi de 200 bine yakın velının kayıt maratonu başlıyor Sınav sonuçiarının bıldırılme tarıhlerının farklı olması nedeniyle. ozel okullar ve Anadolu Lıselen kayıt kavgası 14 Temmuz'a kadar sürecek. Anadolu Lıselen ve özel okullar basvuru-smav- kayıt takvımı ile okulların yıllık taksiüeri . POLİSTE İSLAMCI nOK KADROLASMA Emniyette yıllardır sürdûrülen İslamcı kadrolasma, teskilatta huzursuzluk yaratıyor. Tayin ve terfilerde, mesleki beceriden cok tarikat mensubu olmak önemli. Mahmut Hocacı Florya Polis Eğitim Merkezi Mudürü Seyit Ahmet Urialıoğlu'nu kimse yerinden oynatamıyor Ankara Cumhuriyet savcılarından Kadri Azizoğlu: "Bugün İcisleri teskilatı tamamen onların elinde". icisleri eski Bakanı Hasan Fehmi Gıines: "Kadrolasma, dindarlıktan cok tarikat ölcüsüne dayanıyor." Emekli emniyet müdûrû, Pol-Der eski başkanı Muzaffer Bayraktar: "En buyûk tarikatcı, Abdulkadir Aksu'dur." Kürtlere özgüıiük (2) ANAP ve DYP'nin Güneydoğu modellerı, Yenı Olusumcuların görusü, Ispanyol Büyükelçtsı'nin ağzından ispanyol modelı. SHP'ye kim döner, kim kalır? SHP'den ıstifa eden ya da ıh r ac edılen bazı mıiletvekıllennın donmesı ıçın. ıkı taraflı hazırliK yapılıyor Dönusune ve kalısma kesın gözuyle bakılanlar • Asken Müze den gecen yıl calınan Evren'in nisanları hâlâ bulunamazken, soygunu yaptığı iddissıyla yargılanan astsubay, "Emniyette ağır iskenceler allında sucu yüklendim" diyor. • Sarayları. camileri gezdi .. Sorulardan. objekiıllerden kaclı... Gelmıs gecmis en buyuk basketbolcü Kerim Abdûlcabbar'ın Türkiye de bir haftası. HAFTALIK HABER DERGİSİ Otomobil alacaklar, eylülü bekleyin... Yerli firmalar üretimi artınyor. İthalatçılar eylül ayında, piyasayı yabancı arabaya boğacak. Yerli ve yabancı otomobil bolluğu, satış koşullannın tüketici lehine değişmesine neden olacak. Yerli ve ithal otomobillerin fıyatlan... Satın alma koşullan... Koç Holding Otomotiv Grubu Başkanı Inan Ktraç: "Otomobil bollaşacak, talepler karşılanacak." Sabancı Holding Otomotiv Grubu Başkanı Özdemir Sabancı: "Yerli otomobiller demode." BORSACHARIN 5 FAWRİ HÎSSESİ Aracı kuruluş yetkilileri ve borsa üyeleri, bu hafta 5 hisseye şans tanıdılar. • Hisse hisse beklentiler. Hangi hisse senedini kim alıyor, kim satıyor? • Yatıruncılar, alım-saüm yaparken haklannın korunmasmı istiyor. • Borsa komisyoncusu Yener Kaya'nm yorumu... BIYIGMZI KESIN, SİGARAYI BIRAKIN F^tronlar, gönüllerindeki ideal yönetici tipini çizdiler. Artık, bıyıklı ve sigara içen yöneticiler tercih edilmiyor. Yüksek faiz politikası ve enflasyon, bankaların 1989 yılı karne notlannın düşmesine yol açtı. Töbank satışa çıkıyor. Eska İnşaat, tasfiye ediliyor. Reklamlardaki kadınlar, TSE'ye uygun olacak. Pahalı fılmlerin yönetmeni Ziya Öztan: '"Aldığım ücret komik düzeyde." IŞ DÜINTASÜSDAKİ KAVGANIN İÇYÜZÜ Sabancı'mn ANAP'ı övmesi, Koç'un hükümete çatmasının temelinde, dışa açılma politikası ve pazar kavgası var. İki holding. trilyonluk pazarları birbirine kaptırmak istemiyor. • Amerika'da dev şirketlere isyan. • Vietnam'da açlıktan ziyafete. • Prof. Dr. Nusret Ekin yazdı: '"Serbest dolaşım ve Türkler.' D GtlJSİM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle