25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 3 HAZİRAN 1990 BushHın \ anılgılare-ll HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU Evet, nıçın Theodore Roosevelt daha 1898 yılın da Ispanya ve Turkıye'yı ezmek ıstıyordu7 Nedenı şu Ispanya'ran Gılney Amerıka'da o ta- rıhlerde henuz etkınlığını koruyan bır durumu var, bu ıse ABD'nın ışınegelmıyor, ekonomık çıkarla- nna uygun duşmuyor Daha 1823'te, >anı Theo- dore Roosevelt'ten 77 yıl önce, ABD Cumhurbaş- kanı Monroe: "Amenka Amenkalılarındır" kura- lını bütün dunyaya ılan etmıştı Bu kural "Mon- roe doktnnı" adı altında Batı'dakı ve dolayısıyla bızdekı genel devletler hukuku kıtaplanna geçmış- tır Anlamı Avrupa devletlen Kuzey ve Güney Amenka'ya mudahaJe edemeyecekler, oralarda toprak ve sömürge edınemeyecekler, buna karşı- hk, ABD de Avrupa'dan, ya da sömürgelerınden toprak ıstemınde bulunmayacaktır tşte ABD, bu kurala göre Guney Amenka'nın topraklarım ken- dısı ıçin ekonomık sömüru alaru olarak kabul et- mıştı Oralarda henuz etkın olan lspanyollara kı nı bundan kaynaklanı>ordu Turklere olan duşmanlığına gelınce; 1820 yılın- dan başlayarak 1920 yüına değm tam yuzyıl boyun ca Anadolu'da kurulmuş olan Amenkan mısyoner şebekesırun yaşaması ıçın Turkıye'nın (o zamankı Osmanlı devletının) ezılmesı gerekıyordu ABD, Asya, Afrıka ve Avustralya'dakı sömurgelenn pay- laşımında geç kalmıştı Bu nedenle başta Osmanlı tmparatorluğu olmak uzere yan sömürge dunımun- da bulunan ulkelerde mısyoner örgutlen kurup on- lar aracılığıyla okullar, hastaneler açtırarak oralar- da ılenkı sıyasal hegemonyasının temellennı atıyor- du Bunun gelışerek sürmesı ıçın "Turkiye'nin ezilmesı" gereklıydı Ayrıca, kendılennın artık dı- namızmını yıtırmış olan Kızıldenlı uygarlığına üs- tün bır leknık ve uygarlıkla butun Kuzey Amenka anakarasınaa egemenlık kurmalannı doğal bulan Amerıkan yönetıcılen, Anadolu'da, dınamızmını yıtırmış olan Bızans'ın yerıne, o dönemde dına- mızm bakımından üstün olan Osmanlılann geçme- sını hıçbır zaman doğal bulmamışlaıdı Bu nokta- da "Haçlılar" zıhnıyetı ustün gelıyordu Türkıye'- riîn bu bakımdan da "ealmesı" gereklıydı • * * Bınncı >azıda göruldu kı, ABD'lı Protestan mıs- yonerlerın bır amacı da Anadolu'nun turlu yöre- lerınde bulunan Ermenıler arasında bır Ermenı - Protestan cemaatı oluşturmaktı Okul gıbı kültür, hastane gıbı yardım kuruluşlanyla Ortodoks Erme- nılerı, Protestanlığa kazanmak amacını güdüyor- lardı Bu yolda epeyı başarı kazandılar ve Anado- lu'da o zamankı Osmanlı nufusu ıçınde yer tutan Ermenı - Protestan cemaat örgutlen oluşmasım sağ- ladılar Osmanlı tmparatorluğu 'mıllıyetçı' temele değıl, 'ummetçı' temele dayamyordu Bu ımparatorluk- ta MüsJuman olmayanlar ayncalıklı azınlık mua- melesı göruyordu Işte ABD mısyonerlen, bu azın- lığı ve özellıkle Ermenılen yetıştınp bılmçlendırmek ıstıyordu 19 yüzyıl ve 20 yuzyılın başlangıcı mıl- lıyetçılık akımlarının guçiendığı donemlerdı Ana dolu'dakı Amerıkan okullarında oğrenım gören kızlı erkeklı Ermenı gençlennde mıllıyetçılık akı- mı güçlendı, sonunda Anadolu'nun doğusunda Artvin ve Kars'tan başlayarak lskenderun'a kadar uzanan topraklanmız uzennde buyuk bır Ermenıs- tan devletı kurma ha>alı oluşmaya başladı. Bu ha- yal Vunanlılann 500 yıl önce tanhe gömulmuş olan Bızans'ı yenıden dınltmek amacını guden "Mega lo İdea" hayalıne benzıyordu. Anadolu Ermenılennın rrullıvetçılık doğrultusun- da bılınçlenmelen, sıyasal nıteliklı komitecı orgut- lenmelcre de yol açtı, Taşnak ve Hınçak dernekle- rı mıllıyetçı akımın ürunlendır Ancak 19 yuzyılın başlannda asıl Ermenı yur- du, Kafkasya'da Çarlık Rusyası'nın egemenlığı al- tında bulunuyordu Rus Çarlığı ıse kendı toprak- larından ayrılacak bağımsız bır Ermenıstan kurul- masına kesınlıkle karşıydı Bunu 14, 21 ve 28 Ocak 1990 tanhlennde bu sutunlarda yayımlamış oldu ğum "Ermenı Sorunu" başlıkh yazılarda, Çarlık Rusyası arşıvlennden alınmış belgelere dayanarak belırtmıştım O zamankı Rus yönetıcılenne göre eğer bır Ermenıstan kurulacaksa bu, Anadolu top- rakları uzennde olmalıydı Bınncı Dunya Savaşı'nda Ermenı subay veerle- n Çarlık Rusyası ordusunda görev alıp Anadolu ıçlerıne doğru ılerlerken Osmanlı hukumetı Irak ve Surıye'de savaşan ordulannın ıkmal kuvvetlennı arkadan vuran Ermenı çetelennın, Anadolu ıçın- dekı mıllıyetçı Ermenı topluluklanndan destek gör mesını önlemek ıçın bu topluluklan, bınncı yazı- da belırtıldıgj gıbı, Halep vılayetı topraklanna nak- letmeye karar verdı Bu karar bir meşnı savunma niteliğındeydi. Uygulamada aksaklıklar oldu Yol- larda Turk asker kaçaklanmn ve bazı Kürt köylü- lerının saldınsına uğrayan Ermenılenn bır bölumu mal ve can kaybına uğradılar Eğer uygulama ve korumadakı aksaklıktan gelen bu durum devletçe uygulanan resmı bır soykınm nıtelığı taşısaydı, gü- nümuzde Sunye'de, Lübnan'da yerleşmış bulunan kalabalık bır Ermenı topluluğu olamazdı, kaldı kı, 1915 yılında Osmanlı hıikumetınce Halep vılayetı ne göç ettınlen Ermenüerden buyuk bu- bölümu ttır- lü Avrupa, Kuzey ve Güney Amenka ülkelenne, dahası, Avustralya'ya göç edıp yerleştıler Bınncı Dünya Savaşı sonunda yengı kazanan devletler dıledıklen koşullan Versay Antlaşması ıle Almanya'ya, Sevr Antlaşması ıle de Osmanlı dev- letıne kabul ettırdıler Antlaşma. Osmanlı Paria- mentosu'nca değıl, Padışah Yahdettın'ın başkan- Iıgında, eskı paşalardan, devtet adamlanndan olnş- lurulan ve adına, "Şûravı Saltanat" denılen sınır- h bir kunıl larafından ağustos 1920'de onaylanmış- tı. Oysa daha önce, 1920 başlannda tstanbul'da toplanan Osmanlı Parlamentosu (Mebusan Mec hsı), Ulusal Ant'ı (Mısakı Mıllı) 17 Şubat 1920'de kabul ve ılan ederek Anadolu'nun sınırlannı be- lırlemış bulunuyordu Bu davranış tngılız, Fransız ve ttalyanların hoşuna gıtmedı, tstanbul 16 Mart 1920'de eylemlı olarak ışgal edıldı, Osmanlı Me- busan Meclısı de padışah tarafından dağıtıldı Bu meclısın mıllıyetçı uyelen, tngılızlerce, o tanhte bır tngılız sömürgesı olan Malta adasına sürüldü Bu- nun uzerıne Ankara'da bulunan Anadolu ve Ru- meh Mudafaaı Hukuk Cemıyetı Başkanı Mustafa Kemal Paşa'nın çağnsıyla Anadolu kentlennde ye- nıden seçılen mılletvekıllenyle tstanbul'dan kacıp gelebılen Mebusan Meclısı uyelen Ankara'da top- lanarak 23 Nısan 1920'de Turkıye Büyuk Mıllet Meclısı'nı kurdular Ulusal Kurtuluş Savaşı donemınde (1919-1922) bu satırların >azan yalnız Ankara'da değıl Anadolu'- nun turlu bölgelennde bulunduğu ıçın yakından bı- lıyor kı, Hırıstıyan azmlıklara, özellıkle Ermenıle- re hıçbır kotü davraruşta bulunulmamıştır Kurtu- luş Savaşı'mn lıderı Mustafa Kemal Paşa bu nok- ta uzennde tıtızlıkle durmuş, Anadolu'dakı bütün ulusal kuruluşlara ve bırlıklere yolladığı genelge lerle azınlıklara karşı duşmanca davranılmaması- nı buyurmuştuı Onun buyuk Sövlevı'nın uçüncu cıldı okunursa bu konudakı belgelenn orada yer aldığı görulur Doğu cephesınde ıse o zaman bağımsız olan Er- menı Cumhunyetı'nın Turklere karşı savaşa gırmesı uzerıne bu cephenııı komutanı olan Kâzım Kara- bekır Paşa'nın bırlıklen Ermenılerı puskurttü ve Anadolu'nun doğusunu guvence altına aldı Durum böyle ıken, ABD Başkanı Bush'un, "1915-1923 döneminde Anadolu'da Ermenilerin ugradıgı korkunç katlıamlar"dan soz etmesı, Os- manlı Fmparatorluğu'nun meşnı savunma hakkı- nı tanımaması anlamina geldıgı gıbı, Turkiye'nin bagımsızlık savaşını hıçe sayması anlamina da gel- mektedir. Nıtekım Turkıye Cumhunyetı'nm Ulu- sal Ant sınırları ıçınde tam ıstıklalını belgeleyen 1923 Lozan Barış Antlaşması'nı ABD uzun süre onaylamamış, sonunda ıstemeye ıstemeye onayla- mak zonında kalmıştı Kendılerıne gelınce tngı- lızlere karşı vaktıyle sürdurdüklen bagımsızlık sa- vaşı "mübah", Turklere gelınce, Batı emperyalız- mıne karşı sürdurulen bagımsızlık savaşı "günah" tır Bu goruş, \ukanda belgelere dayanarak be- lerttigım Theodore Roosevelt'ın goruşunden farkstz bir duşmanlıgın açığa vurulmasıdır. * • * Mayısın ılk haftasında Mehmet Alı Bırand, 32 Gün programında ABD Dışışlerı Bakan Yardım- cısı'yla konuşurken, Ermenı soykınmı karar tasa- rısına ve dolayısıyla Başkan Bush'un yukarıya al- mış olduğum sözlerıne değınınce, bakan yardım- cısı bırden sert tavır takınarak özetle "Ama bır noktayı unutuyorsunuz ABD Türkıye'ye yülardan ben şu kadar mılyar dolar yardım yapmıştır" de- yıverdı Bunu dınlerken, zaten hasta olan yüreğım bır kat daha sızJadı Mehmet Alı Bırand'ın üzül- düğü de yüzünden bellı oluyordu Mustafa Kemal AtatUrk, "tam bagımsızlık" slo- ganı ıle başlattığı Mıllı Mucadele'yı başanya ulaş- tırmış, Lozan Antlaşması'yla Turkıye'yı bağımsız- lığına kavuşturup onurlu bır devlet kurmuş, bu dev letın çevresıne, dış müdahalelere ızın vermeyen gö- rünrnez bır onur duvarı örmüştü Demek emper- yalızm, ne yapıp edıp para gucü sayesınde bu du varı aşmış, bıze karşı dıledığı gıbı üstten konuşma yetkısını kendısınde görmüştü Sevr Antlaşması'n- dan ıkıde bır söz edılmesı de bundandı Duşunulrauyor kı, barış antlaşmalan savaşı ka- zanan devletlerın ısteğıne göre yapılır Ingılızler ve savaş ortaklan Bınncı Dunya Savaşı'nı kazanmış- lar, bunun sonucunda Osmanlı devletı ıle Sevr Ant- laşması'nı yapmışlardı tşte Mıllı Mucadele, bağımsızlığımızı yok eden bu antlasmaya karşı açılmıştı Türk ulusu Atatürk'- un önderlığınde bu savası kazandı, Osmanlı dev- letını tanhe gömerek Ulusal Ant sınırları ıçınde tam bağımsız Turkjye Cumhunyetı'nı kurdu, Lozan Ba- rış Antlaşması tam bağımsızlığın uluslararası bel- gesıdır Osmanlı'ıun zilletle kabul ettiğı Sevr Ant- laşması olu dogmuş çocuk gıbi cansız ve gecersiz- dir. Artık bundan soz edılemez. Pugunku yetkılı- lenmızın böyle durumlarda daha duyarlı, kararlı ve sert olmaları, devletımızın geleceğı ıçın çok önemlı bır öğedır Ne yaak kı, 13 Mayıs 1990 ta- rıhınde çıkan yazıda vurguladığım gıbı, kapıtalıst ulkelere ve ABD'ye karşı, ellı mılyar dolan aşan borç yukü yüzünden başımızın eğık ve paramızın pul olması, ısteseler de ıstemeseler de yüksek yet- kılılerımızın elını kolunu ve dılıru bağlamaktadır Ataturk Turkıyesı'nı bugunkü duruma getıren ık- tıdarları ve zümrelerı hangı ağır sözcuklerle nıte- leyeceğnnı bılemıyonım Başkan Bush'un ve dolayısıyla ABD'li bazı po- litikacılann bır yanılgısı da Turklenn onurlu ve gu- nıriu bır ulus oldugunu bilmemelennden doguyor. Bu onur ve gururu korumakta yetersız kalanları, sırası gelınce bu mıllet tasfiye edecek ve Atatürk dönemındekı kımlığıne kavuşacaktır Bunda kım- senın kuşkusu olmasın * • * Bu ıkı yazıyı okuyanlar bemm önyargılı bır Er- menı duşmanı olduğumu sanmasınlar Theodore Roosevelt gıbı önyargılı bır Türk duşmanlığmı ben Ermenıler ıçın hıç duymamışımdır ıçımde Çocuk- luğumda Çorum'da babamın Ermenı dostlannın çocuklanyla oynardım Paskalya yortulannda o dostlardan bıze cörekler ve renklı paskalya yumur- taJan gelırdı Bızım bayramlarda ıse evde yapılan Çorum baklavasından küçük bu- tepsı de onlara gondenlırdı Guzel bır rastlantı sonucu olarak, uzun yıllar sonra 1960'larda tstanbul Hukuk Fa- kültesı'nde Kevork Acemoğlu (Acemyan) adında Ermenı bır öğrencım çalışkanlığıyla dıkkatımı çektı Fakülteyı bıtırdıkten bır sure sonra onu kürsume asıstan olarak aldım Yalnız çalışkanlığı, kuvvetlı hukuk mantığı ve zekâsı ıle değıl, ınsanlığı ve se- vecenlığıyle de hocalanmn, arkadaşlarımn sevgı ve saygısını kazanmıştı Doktorasını yaptı, daha sonra doçentlık sınavını verıp Yurttaşlar Hukuku (Me- denı Hukuk) doçentı oldu Ne yazık kı şımdı artık hayatta olmayan bu öğrencımle her zaman övünç duymuşumdur Onun eşı trma Acemoğlu'nun yaz- mış olduğu "Kevork Acemoğlu ve Ben trma, ts- tanbul, Özal Mat 1989) adlı kıtap gerçekten okun- maya değer Ben hıçbır ulusun ve bu arada Erme- nılenn düşmanı değılım Benım düşmanlığım, ıs- ter Ermenı, ıster Rum, ıster Türk olsun, Turkıye Cumhunyetı'nm varlığına ve bütunluğüne karşı sa- vaşan mılıtanlaradır Eger Başkan Bush, onvargüı olmayıp tarihsel bd- gelen goz onunde tularak duşunebılseydı, bu ikı yazıda vurguladığım vanılgılara dnşmezcM*) (•) Bınncı yaa 20 Mayıs 1990'da çıkmıştır EVET/HAYIR OKT4YAKBAL Keşmekeş ki! Tam bır keşmekeş 1 "Karmakarışıklık" anlamına gelen Farsça bır sözcük, keşmekeş 1 Içınde yaşadığımız dönemı bundan gû- zel belırten başka bır sözcük yok* Keşmekeşın ıçınde neler yok rtgleri Özal'ın cumhurbaşkanlı- ğından Bayan Semra'nın başbakanlığına Baykal'ın Gınk'le ye- şıliıkler ıçınde papatya toplamasına, SA'ların sahıbı fabnkatörün ûlke sorunları, hatta dünya sorunlan konusunda ıkıde bır TV'de, basın sayfalannda öğütler vermesıne, Akbulut'un kendı ıçın uy- durulan fıkralara öfkelenmesıne, sayısız dert sorun varken bü- tün ülkenın Hande - Güzel serüvenıyle ılgılenmesıne, koskoca yarg^çların, savcıların, Dışışlerı görevlılerının Hande-Güzel ko- nusuyla ıçlı dışlı olmalanna, daha nelere nelere varıncaya dek< Şu yazıyı yazarken TV'yı açıverdım öğleden sonra saat ıkı Ortaokullara ders veren bır bayan karşıma çıktı Türkçe öğret- menıymış' Şıırden söz edıyor Gözlüklü, tornbulca bır genç ha- nım Admı da yazdılar ya unuttum' Söyledıklerınden bır cumleyı yazsam sıze 1 "Bazı şaırler cümle yerıne mısralan tercıh eder- ler" Yanlış mı duydum dıye sılkındım Yok yok, boyle dedı Bazı şaırler cümle yerıne mısraları tercıh ederlennışi Tersını söylese bır anlam bulabılırız Dıze yazamayan cümle yazar, dese haklı sayacağım ama tam tersını soyluyor' Derken şıır çeşıtlerını an- latmaya başladı Dını şıır' çeşıtınden bır örnek verdı Bır çocuk annesıne 'Sen nasıl dunyaya geldın" dıye soruyor' Ilk kez du- yuyorum 'dını' şıır turunü 1 Ardından 'mıllı' şıır türüne bır örnek Kanlı mı kanlı Malazgırt'ten bılmem hangı savaşa kadar O sırada apartman sallanmaz m ı ' Tam dalıp gıtmışken ülke- mızın, oradan da TV'nın keşmekeşıne' Avızeler sallanıyor, ma- (Arkosıl6. Sayfada) tAÎİÜNİTe ıfliDlzl T.C. GAZtOSMANPAŞA 2. ASLÎYE CEZA MAHKEMESt KARAR ÖZETİ 1990/42 Hâkım Turgut Yüksel 17874 Katıp. Sevgı Cıngöz Sanık Rahmı Önder K Köy Şemsıpasa Mah 55 Sk No 4'te mukım Olay lanhıııde bakkal dukkâ- m ışleten sanığın yapılan dene- tım sonucunda 3100 S Kanuna göre kullanması gereken ödeme kayıt edıcı cıhazı kullanmamak suretıyle atılı suçu ışledığı sanı- ğın dolaylı anlatımı 10 6 1988 tanhlı yoklama bılgı fışı örneğı 27 6 1988 tanhü kaçakçıhğa te- şebbus raporu, sanığın ödeme kayıt edıcı cıhaz kullanmasını gösteren vergı daıresının 27 6 1989 tanhlı yansı ıle anla- şıldığmdan213SK 358/2 647 sayılı kanunun 4 ve 213 Z V U K 360 maddesı gereğın- ce 9000Jıra ağır para cezası ve 1 a> sure ıle tıcaret, sanat ve meslek ıcrasından mahrumıyetı ne, masrafı hükumluden tahsıl edılmek üzere keyfiyetın gazete ıle ılan edılmesıne, karar venl- mışur 28 3 1990 Basın 25675 PENCERE Cadı Yasası!.. Geçmış zamanlarda çok uzun süre "kadtn" ıle "günah" özdeştı. önyargı Havva'dan mı başlıyordu? Kutsal Kıtap bayanlar ıçın lyı şeyler söylemıyordu Insanlık düşe kalka Ortaçağ'a ulaştığında cadı avı başladı Cadı kımdı? Kadın' Buyücülük suçu yalnız kadınlar ıçın geçerlıydı 15'ıncı yüzyıl- da, Papa 8'ıncı Innocent 1484'te yazılı bır buyruk çıkardı ve en- gızısyon mahkemesıne buyücülük suçlanna bakmakla görevlı ıkı yargıç atadı, daha başka deyışle çagına uygun bır devlet gü- venlık mahkemesı kurdu Yargıç baylar oturup bır hukuk kıtabı yazdılar, Papa'nın güve- nını boşa çıkarmamak ıçın bayanların ruhuna sınmış suç ışle- me eğılımını vurguladılar, buyüculükten sanık kadınlara sorul- mak üzere bır dızı soru hazırlayarak zamane adaletıne katkılar- da bulundular • Eldekı verılere göre yalnız Almanya'da 1450 ıle 1550 arasın- da yuz bın "cadı" olum cezasına çarptırılmıştır Ingıltere'de de Protestanlar cadı avında kara Avrupası'ndan gen kalmryoriardı, Kral 1'incı James cadı avı sorgulamalanna özel bır ılgı duyuyordu, sanıkların bacak kemıklerı parça parça kırı- lırken kım gerçeğı gızleyebılırdı9 1'ıncı James bu yöntemı yeter- sız saydığından ışkencecılere yol gösterdı Tırnak sökmek daha etkılı olmaz mıydı9 Her nedense bız yalnız Osmanlı padışahlarını kan dökücü sa- nırız, oysa 16'ncı yüzyılda bıle Ingıltere Kralı bızımkılere tas çı- kartacak kadar yetkın • Avrupa'da cadı kovuşturmaları 18'ıncı yuzyılın ıkıncı çeyreğı- ne kadar sürdü Pekı, bu sırada toplumun saygın kışılen ve sıradan ınsanlan ne yapıyorlardı9 Bertrand Russell "Dın ıle Bılım" adlı kıtabında bu soruya bılınen yanıtı verıyor Tanhte çoğu zaman olduğu gıbı kımılerı ışkencelerı desteklıyordu kımılerı görmezlıkten gelıyor- du, kımıten de "buyücüdur" dıye zavallı kadınlan öldürmenın akla aykırı düştüğunu soyleyecek kadar yürek taşıyordu, ama, cadı kadını korumaya kalkan erkeğın "sen ruhunu şeytana satbn" suç- lamasıyla okkanın altına gıtmesı ışten bıle değıldı Ancak ne olur- sa olsun tartışma başlamıştı, cadı avını savunanlar Kutsal Kı- tap'tan kanıtlar getırıyorlardı, "ılencıler" ıse Kutsal Kıtap'ın her yazdığının doğru olmadığını söylemekten çekınıyorlardı Kalıbı- na kıyafetıne bakıldığında adam sanılan kışıler, kör ınançlara karşı çıkmaktan kaçınıyorlardı, hem kendılerıne göre daha önemlı uğ- raşlan da vardı Gerıcıler bağırıyorlardı '— Yalnız dansın ve byatronun gelışmesıne göz yummakla ka- Itnmıyor, buyücûlüğü cezalandıran yasaJar da kaldınltyor, oysa Kut- sal Kıtap'a göre yüce Tann'nın emn kesındır Bûyûcü kadını ya- şatmayacaksın 1 " Ingıltere ve Iskoçya'da büyücülüğü suç sayan yasa 1736 yılın- da kaldırıldı * Kara Avrupası'nda da bu ış kolay olmadı, son cadı Fransa'da 1718'de yakıldı 18'ıncı yuzyıl "Aydınlıklar Çağı" değıl m ı ' Avrupa'nın aklın ışı- ğına yöneldığı zamanı vurgulayan yuzyılın basJangıcında bıle Or- taçağ'ın karanlığı kıtanın kımı köşelerını örtüyordu Ünlü Mıche- let 18'ıncı yüzyıl ıçın "buyûk yuzyıl" demıstı Demek kı çağlar, süreçler, zamanlar, dönemler ıç ıçe yaşanı- yor, bır zamanda çeşıtlı mekânlar, bır mekânda çeşıtlı zamanlar bırbınne eklemlenıyor Fransa'da "büyucudür" dıye suçlanan son "cadı" yakılırken vbltaıre 24 yaşındaydı Bugün Türkıye'de fikır suçundan zındanlarda yatanlar var, 141, 142,163'üncü maddeler tartışması surüyor, Ingıttere Kralı 1'ıncı James dönemındekı gıbı devlet gözetımınde ışkence yapılıyor, kımısı bu düzenı desteklıyor, kımısının umurunda değıl, kımilerı görmezlıkten gelıyor, kımılerı de ne dıyoriar — Bizım daha önemlı ışlenmız var, politıkayla uğraşmak iste- mryoruz Oysa bır ülkede fıkır özgürlüğü yoksa, düşüncelerınden ötü- rü ınsanlar demır parmaklıklar arkasında yaşıyorlarsa, ışkence- ler surüyorsa, herkes sorumludur Değerlı dostumuz Avukat SALİM YAVUZ'u fındıkların yeşerdıği bır bahar gunu kaybettiğimizd öğrendık. O hep mert ve temız kaldı. Ailesı ve dostlannın başı sağolsun Av. Alı Falk Aydın, Av. M. Kemal Kumkumoglu, Av. Kâzım Koknoglu, Av. Gurkan Rışvanoğlu, Av. Polıt Sıbunca, Av. Tnncay Uzun, Noter Huseyin Karsh, Av. Muammer Demirtaş, Av. Raıf Ertem, A>. Zıyı Yıldınm, Av. Yusuf Kılıçaslan, Av. Hnseyın Avni Dunnoşoglu. ÇOCUKLARINIZ IÇIN GELECEK UZAK DEGİL... ONLARA DEĞERİ AZALMAYAN BİR GELECEK HAZIRLAYIN. DOVIZE ENDEKSLI ÜSÜPER ÇOCUK SİGORTAS Sevgılı çocuklarınızın degerı bıçılemez ama geleceklerının parasal guvencesını bugunden sağlamak elınızde Türkıye'de "ışı yalnızca hayat sıgortası" olan Haya* Sıgorta A Ş çocuklarınız ıçın degerını yıtırmeyecek bır gelecek hazırladı Dunya standartlarında yepyenı bır uygulama Onların geleceğı ıçın gerçek bır sosyal güvence Hayat Sıgorta t»r lcfcsal BanKası kurukjşudur O*ıwl Mûdûrlük BflyOkdere Çad 165 Esenlepe 80504 Istanbul Tel 17497 49 174 70 94 Fax 174 71 54 Ankm Mlgc, Tel 1188881 Izmlr BKO», Tel 251 758 DÖVIZE ENDEKSU SUPER ÇOCUK SIGORTASI Bu sıgorta ıle bugun ılkokula gıden çocuğunuzun daha sonra surdureceğı eğıtımı karşılaşacağınız parasal zorluklara rağmen güvence altına alın Dılersenız Mark'a dılersenız Dolar'a endekslı olabılen bu sıgorta ıle gelecektekı temınatınızı veya gelırınızı o gunkü dövız karşılığı TL olarak alırsınız Bu uygulamayla çocuklarınıza ödenecek sıgorta bırıkımlerıne enflasyon, asla değer kaybettıremez Asağıdakı telefonlardan hemen bızı arayın Ayrıntılı bılgı alın Hayatınızdan değerlı çocuklarınıza, degerını yıtırmeyen bır gelecek armağan edın HAYAT SIGORTA A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle