Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/10 PAZAR YAZJLABI 3 HAZÎRAN 1990
Kopenhag'dan Zürih'ten Bonn'dan
Nerde eski
dayanışma?Danimarka'da sendikalann eski güçleri ve
dayanışma ruhlan büyük ölçüde sarsılmış
durumda. Doğu Avrupa'da olup bitenler hem
sosyal demokrat hareketi hem de işçi
hareketini derinden etkiliyor.
FERRUH YILMAZ
KOPENHAG — Danimarka'-
da ilk çalıştığım işyerinin sahibi
hemen ikinci gun elimden tutup
sendikaya götünnüş ve elceğiziy-
le sendika üyesi yapmıştı. Daha
sonra çalıştığım işyerlerinde işko-
luna göre sendika değiştirmekle
yetındiğimden, işverenlerin bu
gözyaşartıcı işçiseverliğıni yaşa-
madım gerçi, ama ilk işverenimin
tutumunun da pek isçıseverligin-
den kaynaklanmadığını yıllar son-
ra anladun.
O, oturup öğle yemeklerinde
birbirleriylc konuşmayıp bulvar
gazetelerinin dedikodu ve seks
sayfalannı okumaktan başka bir
şey yapmayan diğer işçiler -ki sağ
bir partiye oy verdiklerini
düşünüyordum- patrona, eğer ben
de sendika üyesi olmazsam işi bı-
rakacaklarını söylemişler. Zaten
şündi o işçilerin bütün apolitiklik-
nun değer yargüan da kökten sar-
sılıyor.
tskandinav ülketerinde, özdlik-
ie de işçi hareketinin daha uzun
bir mücadele tarihine sahip oldu-
ğu Danimarka'da dayanışma kav-
ramı ile işçi hareketi eşdeğer kav-
ramlar oiarak görülürler. Daya-
ruşmadan anlaşılan, aynı geminin
yolcusu olmak, yani aynı sendi-
kal örgûtlenme içinde yer alraak,
ortak bir disipline uymak anlamı-
na geliyor. Oıtak disipline uyma-
yanlar ise siyasi görüşleri ne olur-
sa olsun sendikal bagJamda yara-
tılan ortaklıktan dışlanıyor ve or-
taklığı oluşturan diğer işçiler di-
siplini bozan kişiyle birlikte çalış-
mak istemediklerini belirterek, o
kişinin işten atıimasını sağlayabi-
liyorlar...dı demek daha doğru
olacak. Şubat-mart aylarında Ko-
Bonn mu
Berlin mi?Doğu Almanların tercihi açık. Kentin
doğusuyla batısının bir arada başkent
olmasını istiyorlar. Batı'da ise görüşler farklı.
Bonn, Berlin, hatta Münih diyenler bile var.
ULYAÜÇER
2000 Projesi adı altında geliştirilen Irenler. Avrupa'da ilk kez iki katlı vagonlaria laşımacılık \apacak.
Yeşil kaybolursakirliliği günümüz insanının en önemli
ie oimad^"göâteriyör.'oİTak sorunu. Zürihliler giderek artan betonlaşmaya
lerine ve gerici görünüşlerine rağ- sendikadan aynlarak san Hıristi- ve Çevre kirliliğine karşi kitle taşimacillğini
men sosyal demokrat partiye oy yan îşçiler Sendikası'na üye olan öngören bir tren prOJeSİnİ devreye SOkmaya
^ ^ ^ çahşıyorlar. İnsanlar doğanın bozulan dengesini
iuiasımdaçahşantümşoför- korumak için gittikçe daha çok kafa yoruyor.
leri ayağa kaldırdı ve şoförler yak
verme ihtimallerinin daha yüksek
olduklannı düşünüyonım.
Eskiden, çok değil bundan 10
yıl önce Danimarka'da sarı sen-
dika kavramı, komunist ya da aşı-
rı dinci kavramları kadar "tu
kaka"ydı. Sağcı partilere oy ve-
renler bile, sıra sendika üyeligine
geldiğinde san sendikalara öcü gi-
bi bakarlar, ortak sendikal müca-
deleye inarurlar, sendika üyeliğı-
ni ideolojik ya da politik görüş-
lerinin dışında daha ahlaki bir tu-
tum oiarak görürlerdi. Bu ahlaki
tavrın dayanağı ise kutsal
"dayanışaıa" kavramıydı. öbür
taraftan, işçi hareketi ile sosyal
demokratlar eşanlamlı olmasa bi-
le birbirini tamamlayan iki kurum
oiarak algüanırlar.
Dı'li geçmışle konuşmama bak-
mayın, bu hâlâ büyük ölçüde boy-
le. Şündilik demek daha yerinde.
Çünkü çok kısa bir gelecekte böy-
le olmayacak gibi görünüyor. Sar-
süan, büyük değişimler geçiren sa-
dece Doğu Bloku ülkeleri değil,
kapitalizmin sosyal demokrat ver-
siyonları da aynı sarsıntıyı geçiri-
yorlar. Her ne kadar sosyal de-
mokratlar, Doğu Avrupa'da olup
bitenleri sosyal demokrasinin 2a-
feri oiarak lanse ediyorlarsa da,
sosyal demokratlann on yülar bo-
yunca yaratukian refah toplumu-
da katlayanlar. Doğanın dengesi-
ni bozan, yaşam alanlanru daral-
tanlar ordusu, yeşil yoksunluğun-
dan mı asık suratlıdır?..
Ve kuzeylilerin hoşgorülülüğü.
laşık 1 ay şehiriçi ulaşımını felce
uğrattılar. Ama heyhat! Zaman
değişmişti bir kere. Beş yıl önce
aynı şeyi yapan şoförler büyük bir
başarıya ulaşırken, bu sefer top-
lumdan gerekli desteğı bulama-
dıklanndan hezimetle görevlerinin
başına dönmek zorunda kaldılar.
Hem de birkaç sendika üyeaoi
daha kaybederek.
Sendikalar halen inarulmaz bir
güce sahip olmalanna rağmen,
örgütlülüğe can veren ahlaki
norm birliğini sağlamaktan çok
luaklar. Sendikalar, mücadele so-
nucu elde ettikleri hakları düzen-
lemek ve dağıtma görevini de üst-
lenince giderek servis organlan
oiarak algılanmaya başladılar.
Dayanışma kavramının içeriği de,
DOCAN ABALIOĞLU
ZÜRİH — Günümüzun en bü-
yük sonınu, çevre kirlıliği. 2000
yılına 6,2 milyar kişi oiarak gire-
cekrnişiz. Gdeceğimizi karanlık
gösteren bir sürü veri var. önce-
likle, nüfus patlamasındaki ço-
ğunluk kuzey-güney doğrultusu
oranında değil. Artıyı (daha doğ-
rusu karesini) hep aşağı yanküre-
mizde yaşayanlar gerçekleştiriyor
ve fakirliklerine fakirlik katıyor-
lar. Bu da kuzeydeki zenginlerin
hem kazançlanrun artmasına hem
de verdikleri paraların nasıl geri
döneceği sorununa neden oluyor.
Aynca 'daha çok kredi' anlamı-
nı da taşıyor. Kısır döngu içinde-
ki zengınler kulübü de soruya ya-
nıt anyor. Amerika Birleşik Dev-
letlerinin tutumu ise tam evlere
şenlik. "Benden sonra tufan..."
sel bir bcsin. Yeşil, davranışlann
yumaşaldıgını ve ruhun dingiHİi-
gini sağlar. Yaşamdan bu rengi
kaldırın. kısa surede kunı ve kö-
tü bir insan olursunuz" tumcele-
rini okuyunca Türkiye'yi düşün-
düm.
Daha iyi koşullar düşüyle çorak
yerlerden gelerek betonlaşmış
kenüerimizi kondulanyla kıskaca
alanlar. ÇoğalmaJarıyla çevrenin
yok olmasına neden yapılaşmayı
lara mı bağlamalıyız? Yahut step-
lerde, savanlarda yaşayan yırtıcı
hayvanlarla, otlaklardakilerin bir
arada uyum içinde olmalarının
SIITI, bu rengin büyüsünde midir?
Zürih, frank bazında milyarlık
yatınmını (tamamı 1,4) kulianma-
ya başladı. 2000 Projesi adı altın-
da halkoylamasına sunduğu,
"evel"ten sonra hemen kollan sı-
vadığj demiryolları mayıs sonun-
dâ" devreye girdi. Avrupa'da ilk
kez 2 katlı vagonlaria yapılan bu
taşımacılık için; gelenler, gören-
ler bilir, kent sokaklan yıllarca
hallaç pamuğu gibi atılmış, özel-
likle istasyon yöresi köstebek yu-
vasına dönmüştü.
Bilyonluk (bizdeki deyimle tril-
yonluk) yatınmın gerekçesi, çev-
re kirliliği. Sağlanan kolaylıkla
milletin arabasından inecegi, kent
ve banliyölerine bu ivedi kitlesel
taşımacılığı yeğleyeceğı gönışu ise
başlangıç nedeniydi. Bakalım göl
yoğurt tutacak mı?
Bizde daha tstanbul'u Ankara'-
ya bağlayamadığımız düşüııülür-
se, kimin çağ atladığı sorununu
çözmede güçlük çektiğimi ileti-
rim. Aynca girmediğimden bile-
miyeceğim, sorum şu: 864 rakımlı
tepe yeterince yeşil midir?
BONN — İki Almanya'nın bir-
leşmesi, mizah öykulerindeki ev-
lilikler gibi. Nikâh sağlama bağ-
lanır bağlanmaz dır-dır başladı.
tlk kucaklaşmanın coşkulu sar-
hoşluğundan gerceklere geçildi ve
aynı çatı altında bir araya gelir-
ken mulkiyetin yeniden düzenlen-
mesinden kürtaj yasasına kadar
bircok konuda çekişme başladı.
Birieşmenın faturası tartışmaları
ise ayn âlem. Doğu ,Almanya, Ba-
tı'dan mumkun olduğunca fazla
şey koparmaya çalışıyor, parayı
ödeyecek olan Batı Almanya ise
Doğu'ya nıümkün olduğu kadar
çok şey dikte etmeye...
İiginç tanışmalardan birı baş-
kent sorunu: Bırlesmeden sonra
başkent Bonn'da mı olsun Ber-
lin'de mi, voksa -giderek güç ka-
zanan onerılere uyularak- kısmen
Bonn kısmen de Berlin'de mi?..
Doğu Almanların tercihi açık.
Kentin doğusuyla batısının bir
arada başkent olması gerektiği
görüşündeler.
Batı'da ise görüşler farklı.
Bonnlu devlet memurlanyla ba-
zı eyaletlerin yönetimleri hesapla-
mışlar, sırf resmi dairelerin Ber-
lin'e taşınması 80 milyar marka
patlayacakmış. Buna bir de dev-
let kadrolarının taşınma masrafı
eklenince tutar birkaç kez katla-
nıyor. Önümüzdeki yülarda para-
nın acilen akıtılması gereken on-
ca iş varken taşınmaya harcama-
nın anlamsLz olacağı yolunda ses-
ler birkaç haftadır iyice yükselme-
ye başladı. Bir numaralı savunu-
cu, Bonn'un bağlı olduğu Ktızey
Ren Westfalya eyaletinin başba-
kanı Johannes Rau, bir de baş-
kent olursa Berlin'e gitmeleri ge-
reken devlet memurlan. Bunlar-
dan özellikle orta ve yüksek de-
receliler, onlann da emekli yaşı-
na yaklasanlan başı çekiyor. Çûn-
kû devletten yardım aJsalar da,
Berlin'e göç onlar için de büyük
bir masraf kapısı ve manevi yük.
Ipotekli evler büyük olasılıkla yok
pahasına elden çıkartılacak, çalı-
şan eşler işten aynlmak zorunda
kalacak, çocuklar okul değiştire-
cek. Evin borcunu bitirip tam ma-
aşla emekliliğe şunun şurasında
5-6 yıl kalmışken kalkıp Berlin'e
gitmek de nerden çıkıyor? Berlin'-
in müstakbel başkent olması
Bonn'daki dıplomasi çevrekn için
dejevimli değil.
Berlin'in güçlenmesi öteki eya-
letlerin de işine gelmiyor. Başken-
tin iddiasız Bonn'dan büyük met-
ropol Berlin'e geçmesinin federal
yapıyı zedeleyeceği, merkezi dev-
lete yol açacağından kuşku duyu-
yor eyaletler; politik ağırhklannın
azalmasından endişe ediyorlar.
Bir de ezeli Bavyera-Prusya çekiş-
mesi var. Başkentin Berlin olma-
sı sözlerı daha ilk ortaya çıktığın-
da, kış başında Münih yönetimi
sert tepki göstermişti. Bavyera
eyalet yönetimi 'Efer başkenl
muthıka değişecekse, Münih dccn
az Berlin kadar bunda hak sahi-
bidir. Yok eger Mıinih'i istemcz-
seniz Bavyera'nın tarihi kentieri
Nürnberg veya Aasbnı-g'ıı öneri-
r«' diye resmi açıklamada bulun-
muştu.
Tühran'dan
işçi sınıfının en alt sınıf olmaktan
çıkıp, elde ettiği haklar sayesinde
görece imtiyazlı bir sınıfa dönüş- anlayışıyla çevre kirliliğine neden Yollarda hep çarşaf Var. SaÇim ŞÖyle bir
Çarşafın gizlediği dişilik
dagıtan baktığında baktıran kadın yok
- ortalarda. Kadmların gözlen son ıkı haftadır
mesiyle değişmeye başladı.
Şimdi soru, dayanışma kavra-
mının tamamen terk edilip kapi-
talizmin ilkel dönemlerine geri mi ne yazdığı, "Çiçek aemıs bir el- S l k l a ş a n d e n e t i m l e r SOnUCU n a m e V C U t .
dönüleceği, yoksa dayanışma
kavramının yeni ve modern bir
içerikle yeniden mi tanımlanaca-
&>•
Tahranlı kadın iki-üç renge tutsak. Siyah,
lacivert ve siyaha selam duran kahverengi.
<br. Yeşiii ödnyonım. Veşiı, tjn- Her yerde aynı karahk egemen.
ANKARA ÖZEL YÜKSELİŞ KOLEJİ
EĞİTİM VE ÖĞRETİM TESİSLERİ LTD. ŞTİ.
AZAMİ ÜÇ YIL DEĞİŞMEYECEK (SABİT) FİYATLA
eSitim kredisi veriyor
28 yıidan beri Eğitim Hizmeti veren kuruluşumuz; devamlı fiyat artışlarının eğitime ve aile bütçesi-
ne olumsuz etkilerini dikkate alarak, eğitime devam eden veya yeni kayıt olacak öğrencilerimizin.
sayın velilerine Eğitim harcamalarında ödeme kolaylığı sağlamak amacıyla, uzun vadeli ve aylık sabit
ödemeli EĞİTİM KREDİSİ SİSTEMİ" uygulamasına karar vermiştir.
ANKARA ÖZEL YÜKSELİŞ KOLEJİ EĞİTİM KREDİSİ SİSTEMİNİN ORNEKLERLE İZAHI
1- Bu sistemle 199O - 1991 ders yılı için ilân edilen okul ücretleri, üç yıl süre ile fiyat artışlarından etki-
lenmeyecektir. Yani; 4.6.1988 tarih ve 19832 sayılı Resmi Gazete'de ve 1.5.1990 tarih ve 20505
sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Özel Öğretim Kurumları Öğrenci Tesbit ve Tahsıl Yönetme-
liğinin ilgili maddelerinde öngörülen ücret artışları yapılmayacaktır.
2- Okulumuzdan aynlmak ısteyen öğrencilerin ücretleri ile ilgili oiarak, bu hususdaki yönetmelik
hükümlerine aynen uyulacaktır.
3- Ödemeler; Peşinat -•- 24,36,48 ve 60 aylık vadelerde yapılacaktır. Vade tercihi velilerimizce
yapılacaktır. WVf*M
4- Vehlerimizin ödemeleri 1 H f l flOOBTA A^« tarafından ve ülkemizde ilk defa uygulanacak olan
Eğitim Sigortası teminatı altına alınmıştır.
5- ÖRNEKLER
a) İLKOKUL
— Bir Yıllık Eğitim Kredisi için (Sabıt fiyat)
K.D.V Dahil Bir Yıllık Eğitim Ücreti = 2.970.000.-TL
Peşin = 270.000.-TL
24 Ay Vadeh Aylık Ödeme = 164.000.-TL
36 Ay Vadeli Aylık Ödeme = 126.000.-TL
— iki Yıllık Eğitim Kredisi ıçın (Sabıt fiyat)
b) ORTAOKUL VE LİSE
— Bir Yrllrk Eğitim Kredisi için (Sabit fiyat)
K.D.V. Oahil Bir Yıllık Eğitim Ücreti = 4.975.000.-TL
Peşin = 500.000.-TL
24 Ay Vadeli Aylık Ödeme = 271.000.-TL
36 Ay Vadeh Aylık Ödeme = 209.000.-TL
— İki Yıllık Eğitim Kredisi ıçın (Sabit fiyat)
ÜSTÜN AKMEN
TAHRAN — Kim ne derse de-
sin, insan ister istemez takıyor şu
"gömlek" ve "knrvml" işine. Tah-
ran'da kısa kollu raintan giymek
ve boyunbağı takmak yasak. Er-
keklerin esmer, hem de kıllı kol-
larına bakıp, dişilerinin "tahrik"
oimalanndan bu yönetım de tedir-
gin.
Erkeklerin görme işlevlerinin
yanıltıcı yönlere kaymasını önle-
mek, soyutlamak amacı ile kadın-
ları da çarşaflara, türbanlara, tu-
haf uzunlukta mantolara bürü-
müşler. Onların gözünü "şeh*et"
bürüyeceğine, kadınları çarşafa
sarmak daha akılcı gelmiş yöne-
tene Peki ya kravat?.. O da, Batı
öykünmeciliğinin karşıtı.
Gelgelelim ademoğullarına
uzun kotlu, boyundan sıkıca bağlı
"frenk" gömleği için "cevaz" ve-
rilmiş. Yollarda hep "çarsaf" var.
Kovxı renklerin birleşiminden olu-
şan bir karaabk giderek kadını
sirngeliyor. Saçını şöyle bir dağı-
tan, baktığında baktıran kadın
yok ortalarda. Kaş çatan, göz sü-
zen, göz süzdii mü insarun otuz iki
dişine "keman" çaldıran dişı hiç
yok. Çünkü çoğu kadırun sanki
gozleri, özellikle son iki haftadır
iyice sıklaştınlan denetimler sonu-
cu "namevcuL" Bakmaz ve gör-
mez gibiler. lçki de yok. Içki ol-
mayınca "şehvel" azalıyor mu
acaba? Belki de artıyor. tnsanoğ-
lu lacivert ya da siyah çorap için-
de, çarşaftan görünen incecik bir
bileğe daha bir kösnülü bakmaz
mı? Belki de bakmıyor. Kimbilir!
Kadın televizyonda da yok. Ka-
dın olmayınca televizyon da yok
sanki. Ekrandan taşan dümbelekli
kanunlu muzigi, kameramn kök-
lerinden tarayarak tepesine doğru
çevrinme yaptığı bir ağaç susleme-
ye çabalıyor. Kamera ağacın tepe-
sine» vardığında, gökyüzündeki
bulutların arasında iki kuş kanat
çırparken görüntüleniyor.
Bildiğimiz barış simgesi kuşla-
ra hiç mi hiç benzemeyen corvus
corax türü iki baiit kuş. Tahranlı
kadın ise bu kargalar örneği, iki-
uç renge tutsak. Siyah, lacivert, si-
yaha selam duran kahverengi gi-
bi.
Eski adı ile "PeMevT, yeni adıy-
la "\Wi Asır" olan, 22 Km. uzun-
luğunda ve sayısız ağaçla çevrili,
güzelim bir kentçilik anlayışı bi-
nalarla donanımlı caddede, tatil
giinü sıra sıra sıralanmış otolardan
inip kaldırım kenarlanna otur-
muş, tstanbul'a iki avans veren
trafık anarşisini seyrederek ekmek
içi kebap yiyen işte hep bu "karı-
Uk."
Evlerinde, kahvelerde bildiğimiz
'T«sl Food"cularda oturanlara ise
televizyon kanalı ile camiden nak-
len yayınlar, ayaktopu, eltopu, se-
pettopu maçlan şınnga ediliyor.
"MeteuT spor yani. Erkekler, ka-
dınlar izliyorlar. "Gol"lerle,
'•smach"larla, "b«skrt"lerle mi in-
zal oluyor bunca insan bilinmez.
Bombardımanlarla, uçaksavarlar-
la, tüfekle orgazma ara verildiği-
ne göre... Beiki.
El altından alınan özel imbik-
lenmiş yoğun üzüm kokulu votka
içsek (mi) içmesek (mi?) Kırk ki-
şi kapasiteli bir "lstanbul" ban
yok ki! Olsa, ceremesi kırk katır,
kırk saür (mı) sanırsunz? Aldanır-
sınız. Seksen kırbaç var alkolün
üstünlüğüne. Vur ha vur votkalı
bedene. Kırk katıra seksener kır-
baç duşüyor yani.
Petrol bol, on yıl süren savaşa
karşın dış borç-iç borç da yok;'
enflasyon oranı belirlenmiyor.
Görkemli otoyollan, pınl-pınl so-
kaklan, çukursuz, tozsuz asfaltla-
n, lüks sayılabilecek mağazalan,
1992'de hizmete girecek metrosu
ile kent yine de durağan ve de kı-
sır bir semirgenlik içinde.
K.D.V. Dahıl Ikı Yıllık Eğitim Ücreti
Peşin =
24 Ay Vadeh Aylık Ödeme
36 Ay Vadeli Aylık Ödeme
48 Ay Vadeli Aylık Ödeme
— Üç Yıllık Eğitim Kredisi ıçın (Sabıt
K.D.V. Dahıl Uç Yıllık Eğitim Ücreti
Peşin =
24 Ay Vadeli Aylık Odeme =
36 Ay Vadeli Aylık Ödeme
48 Ay Vadeli Aylık Ödeme
60 Ay Vadeli Aylık Ödeme
= 5.940.000.-TL
594.0O0-TL
323.000.-TL
249.000.-TL
212.000.-TL
fiyat)
= 8.910.000-TL
910.000.-TL
484.000.-TL
373.000 -TL
317.000.-TL
284.000.-TL
K.D V. Dahıl İki Yıllık Eğitim Ucretı
Peşin
24 Ay Vadeli Ayl'k Odeme
36 Ay Vadeli Aylık Odeme
48 Ay Vadeli Aylık Ödeme
— Üç Yıllık Eğitim Kredisi için
K.D.V. Dahil Üç Yıllık Eğitim Ücreti
Peşin
24 Ay Vadeli Aylık Ödeme
36 Ay Vadeli Aylık Ödeme
48 Ay Vadeh Aylık Ödeme
60 Ay Vadeli Aylık Ödeme
= 9.950.000.-TL
995.000.-TL
541 000.-TL
417.000.-TL
355.000.-TL
(Sabıt fiyat)
= 14.925.000-TL
= 1.000.000.-TL
842.000.-TL
648.000.-TL
552.000.-TL
= . 494.000.-TL
NOT : Eğitim Kredisi azami 3000 kişiye uygulanacaktır. Sistemimizden yararlanmak isteyen sayın velilerimizin
en geç 20 Haziran 1990 tarihine kadar okulumuz Maltepe veya Söğütözü Tesislerine muracaatları.
Kurucu H. Ali Demirel
Yeni pilin
tazesi, bayatı
olur mu?
Olur! Çünkü, bazı pillerin
ömrü yolda geçer. Oysa,
MKE Pilleri
Türkiye'de, Antalya'da*
üretilmektedir.
Ve üretiminden
hemen sonra raftadır.
Dopdoludur.
Yepyenidir.
Taptazedir.
Türkiye genelinde
anlaşmalı satıcılıklar verilecektir.
* MKE Pillen
Makına Kimya Endüstrisi Kurumu'nun
Anto'yadaki ANPIL tesislerinde
üretilmektedir.
Türkiye'nin taze pili"
ANPİL Arıtol^a Pı'San »e T,c AŞ (Momık Kerral Bulva-ı 07158 ANTALVA Tel 15 27 80 ı4 hati Fo» 16 54 76