Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 16 HAZİRAN 1990
LstaııİHirıııi Su Soruıııı.
zünı Yolları...
Yağış havzalarımn yağmalanmasını onlemek için mutlaka gerekli
yasalar çıkartılmalı ve yağış havzalarında plansız ve gelişiguzel
yapılan butun uğraşların Istanbul'u adım adım susuzluğa itmekte
olduğu konusunda halk bilgilendirilmelidir. Belediye tarafından
yapılan imar ve OGM'ce yürmuten ağaçlandırma çalışmalannın
havzalann su uretim işlevleri gözetilerek yeniden şekıllendirilmeleri
zorunludur.
Doç. Dr. AHMET HIZAL /. Ü. Orman Fakültesi
lstanbul'da uzun yıllardır gözlenen ve son aylar-
da büyük bır boyut kazanan su sorunu, bu kent hal-
kının gündemındekı koıîuların başında gelmekte-
dır Acaba su sorununun bu denlı buyuk bır boyu-
ta gelmesının gerçek nedenı, yalnızca yağışlann ye-
tersızlığıvle açıklanabılır mı' Yoksa bunu etkıleyen
başka öğeler de söz konusu mudur1
Bu sorulann
yanıtlan, yerleşım bınmlenne su sağlamak amaayla
yapılan çalışmalarla ılıntıltdır Bunun ıçın öncehkle
bu çalışmaların neler olduğunu ırdelıyelım
Yerleşım bınmlenne ıçme ve kullanma suyu sağ-
lamak amacıyla yağış sularından yararlanmak ıçın
yapılan çalışmalan genel olaıak 1- Su uretımı, 2-
Üretılen suyun depolanması ve dağıtüması olmak
üzere ıkı grup ıçerısınde toplamak olasıdır Bunlar-
dan su üretımı çalışmalannın amacını, yağış hav-
zalanna (>ağışlarla üzennde toplanan yüzeysel su-
lann bır tek çıkışa ulaştığı arazı parçası) dılşen ya
ğışlardan mıktar ve kalıte açısından en üst düzey
de ve sureklı su elde edılmesı oluşturmaktadır Şımdı
bu konuyu bıraz daha açaJım
Bitki örtüsü
Su depolama tesıslen (baraj, gölet gıbı) yağış hav-
zalarımn çıkış noktalannda yapıhrlar Bu nedenle
su Uretımı, yağış havzalannın ıklım, jeolojık yapı,
yeryüzu şekıllen, bıtkı örtüsu (arazı kullanma şe-
kıllerı) gıbı yetışme ortamı öğelen tarafından etkı-
lenmektedır Bununla bırhkte bu konuda özellıkle
bıtkı örtüsu çok önemlı görevler görmektedır Bu
durum, bıtkı örtüsunün yağışlaıdan oluşan suyun
rnıktarını, kalıtesım ve düzenhhğını etkıleyen kımı
ışlevlen ıçermesınden kaynaklanmaktadır Örneğm
bıtkı örtüsu, ıntersepsyon (toprak üstü kısımlan ıle
yağış suyunu tutarak yeniden adbosfere buharlaş-
tırması) ve terleme (köklenyle topraktan aldığı su-
yu, yapraklanyla atmosfere buharlaştırması) gıbı
olgularla, yağış sulannın toprağa gınp taban suyuna
karışacak kısmını etkılemektedır Aynca ölü örtü
tabakası (dal ve yaprak gıbı artıklanyla toprak yu-
zeyınde oluşturduğu sungerımsı yapıdakı bır taba-
ka) ıle toprağı erozyondan konımak suretıyle ya-
ğış sulannın yeterlı düzeyde ve temız bır şekılde top-
rağa gırmesıne ve böylece taban sulannın düzenlı
olarak beslenmesıne yardımcı olmaktadır Öte yan-
dan ıntersepsıyon ve terleme gıbı olgularla atmos-
fere ulaştırılan su mıktarı üe ölü örtunün gördüğu
ışlevler bıtkı örtüsünu oluşturan türlenn mtel ve nı-
cel özellıklenne bağlıdır örneğın, yapraklı ağaç-
ların ıbrelılere oranla ıntersepsıyon ve terleme yo-
luyla atmosfere buharlaştırdıkları su mıktarı daha
azdır Aym zamanda sığ köklü ve su ıstegı az olan
yapraklı ağaçlar da öbur yapraklılara oranla bu ış-
levlerle atmosfere daha az su yollamaktadır Buna
ek olarak yapraklı ağaçlann ölü örtüsü, ıbrelı ağaç-
lannkıne oranla su kalıtesıne daha olumlu katkı-
larda bulunur
öte yandan havzalarda ınsanlar tarafından en ko-
lay değıştırılen öğe, bıtkı örtusüdür Bu nedenlerle
su Uretim çalışmalannın odak noktasını bıtkı ör-
tüsüne yapılacak büınçlı müdahaleler oluşturmak-
tadır Bu müdahaleler sonucunda yağış havzaları-
na olanaklar ölçüsünde sığ köklü ve az su tüketen
yapraklı ağaç türlennın getınlmesıne çahşılır tşte
lstanbul'da gözlenen su sorununun nedenlennden
bınsı, yukanda açıklanan su uretim çalışmalannın
yeterlı düzeyde yapılmamasıyla ve bunun tersıne, Is-
tanbul yağış havzalarımn halk tarafından gelişigu-
zel yağmalanmasıyla baglantılıdır Nıtekım bu ha\-
zaların gunümuzdekı durumu ıçler acısıdır tsteven
herkes ıstedığı yere ev yapmakta, fabnka kurmak-
ta ve gonlü ıstedığı gıbı tarımsal uğraşlarda bulun-
maktadır Bunun sonucunda yağış havzalarındakı
bıtkı örtüsü katlıama uğramakta, toprak alabıldı-
ğınce tahnp edılmektedır Ne acıdır kı havzalann
bu şekıldekı tahnbıne, mıar affına ılışkın düzenle-
meler \e orman yasasında yapılan değışıklıkler ıle
bunlarla bağlantüı olarak bazı kamu kuruluşlannca
gerçekleştınlen ve su uretımı açısından son derece
olumsuz olan uygulamalar da önemlı düzeyde des-
tek sağlamaktadır örneğın Elmalı'mn koruma or-
manı statüsuden çıkartılması ve Küçukçekmece-gölu
yağış havzasının yerleşıme açılması gıbı Sonuçta
erozyonla dolan barajlar ve bu barajlarda toplanan
ve kaynatıldıktan sonra ıçılmesı önerılen kırlenmış
sular öte yandan Orman G Müdurlüğü'nun odun
üretım amacına uygun olarak yaptığı ağaçlandır-
ma çalışmalaııyla yağış havzalarındakı yapraklı
ağaçlar yerlennı yavaş yavaş ıbrelı turlere bırakmak
tadır Bu yanlış uygulama ıle su uretımı mıktar ve
nıtelık açısından olumsuz bır yönde etkılenmekte-
dır örneğın bu uygulamalar sonucunda toprağa
ulaşan yağış sulannın mıktannda yalnızca ıntersep-
sıyon yoluyla ortaya çıkan azalmanın % 15 dola-
yında olduğunu belırtmek olasıdır
tstanbul'dakı su sorununu oluşturan ıkıncı ne-
den ıse 2 grupta yer alan depolama tesıslen \e su
dağıtım şebekesme ılışkın çalışmaların eksık yapıl-
masıdır Nıtekım, yetküılenn belırttıklenne göre su
dağıtım şebekesındekı kaçaklar nedenıyle yılhk su
kaybı 160 mılyon m"e ulaşmaktadır Bu kayıp ls-
tanbul'da bır yılda tuketılen suyun yaklaşık 1/3'üne
eşıttır Aynca Istanbul yağış havzalarında günumüz-
de tstanbul'a su sağlayan 7 barajın toplam su de-
polama kapasıtesı yaklaşık 708 mılyon m"tür Hıç
yağmur yağmadığı varsayılırsa bu mıktar su, yılhk
tüketımı yaklaşık 550 mılyon m' olan Istanbul'un
ancak 15 aylık su gereksınımını karşılayacak düzey-
dedır Daha öz bır anlatımla, mevcut depolama te-
sıslennde Istanbul'un yıllık su gereksmımınden an-
cak bır mıktar fazla su toplanmaktadır Bu, tstan-
bul'un susuz kalmamasının yıllık yağışlann düzenh
yağmasına bağlı olduğunu göstermektedır Fakat
yağışlann doğal bır olgu olması nedenıyle bu her
zaman ıçın mumkün değıldır Nıtekım geçen yıl ıle
bu yıl ıçensınde Istanbul yeterlı düzeyde yağış al-
mamıştır O halde Istanbul'un su sorununun çözü
mu ıçın bu bağunlılıktan kurtulmak zorunludur Bu
bakımdan mutlak çözüm barajlann sayılanmn art-
tınlmasıyla daha fazla yağış sulanmn depolanma-
sından gecmektedır Şımdı bunun mumkün olup ol-
madığını tartışalım Istanbul'a su sağlayan ve sağ
laması planlanmış havzalann alanı yaklaşık 589 000
ha'dır Bu alanda yer alan meteorolojı gozlem ev-
lennden 7'sının uzun surelı yağış venlerıne göre yıl-
lık ortalama yağış 753 6 mm'dır Bu durumda ya-
ğışlardan oluşacak yüzeysel suyun mıktarı 4 4'tür
Turkıye'nın ortalama akış katsayısı °7o 32 olduğu-
na göre yağış havzalanndan tuketıcı amaçlarla kul-
lanüabılecek su mıktannın 1 4 mılyar m1
olduğu an-
laşılır
Başka bır anlatımla, şu andakı depolama tesıs-
len yüzeysel akışa geçen yağış sulanmn ancak ya-
nsını toplayacak kapasıtededır Bu noktadan ha-
reketle yukarıda belırtıldığı gıbı tstanbul'un su so-
rununun gerçek nedenını yalnızca yağış azlığına
bağlamak doğru bır yaklaşım değıldır Nıtekım 1 4
mılyar m!
su depolandığı zaman, tstanbul'un şu an-
dakı yıllık tüketımıne göre hıç yağış yağmayacağı
varsayıldığında bu kentın yaklaşık 3 yılhk sn gerek-
sınımını karşılamak olasıdır
Bağımlılıktan kurtarmak gerek
Buraya kadar venlen bügıler, tstanbul'dakı su so-
rununun yağış yetersızlığınden çok, yağış havzala-
rımn yağmalanmasından ve yağış sulanndan yeterlı
düzeyde yararlanmak ıçın gerekli çahşmalann za-
manında yapılmaması gıbı nedenlerle şehnn, yıl-
hk yağışlann düzenh bır şekılde yağmasına bağımlı
kılınmasından kaynaklandığım göstermektedır Bu
nedenle su sorununun çözumünde yapılacak ılk ış,
şehn bu bağımlılıktan kurtarmak ıçın gerekli ça-
hşmalann ıvedılıkle başlatılması olmalıdır
önıeğm, yağış havzalannın vağmalanmasını ön-
lemek ıçın mutlaka gerekli yasalar çıkartılraalı ve
yağış havzalannda plansız ve gehşıgüzel yapılan bü-
tun uğraşların tstanbul'u adım adım susuzluğa ıt-
mekte olduğu konusunda halk bılgılendınlmelıdır
Belediye tarafından yapılan ımar ve OGM'ce yürü-
tulen ağaçlandırma çalışmalannın havzalann su
üretım işlevleri gözetilerek yeniden şekıllendınlme-
len zorunludur Bunlara ek olarak İSKİ, su sağla
mak amaayla yapacağı çalışmalan hızlandırmalı
ve bu bakımdan gereksınım duyulacak yasal düzen
lemeler ve parasal olanaklar devlet tarafından ıve-
dılıkle karşılanmalıdır Bu ömekler, Istanbul'un su
sorununu çözume kavuşturmamn yalnızca İSKİ-
mn sorumluluğunda olmadığını vurgulamaktadır
Bu nedenle başta devletın lstanbul yağış havzala-
rında yer alan beledıyelerın, çalışmalan açısından
yağış havzalanyla ılgüı olan tüm kamu ve özel ku-
ruluşlar ıle lstanbul halkının ISKt'vle bırhkte üzer-
lenne düşen sorumluluklannı yenne getırmelen, Is-
tanbul'un su sorununu köklü bır çözüme kavuştur-
mamn tek yoludur
EVET7HAYIR
OKT4YAKBAL
Solda Birliğe Bir
Çağrı Daha...Ister ıstemez o konuya dönüyorum Bılıyorum kı bu konu bellı
bir çozume kavuşturulmadan Turk halkının gerçek demokrası-
ye özgurluğe, kısacası ınsan gıbı bıryaşama kavuşmasına ola-
nak yok' Bılınçlı güçler bır araya gelmeden, getırılmeden yarım
yûzyıldır arayıp durduğumuz demokrası bu ulkede kurulamaya-
cak Usta demagogların elınden halkımızı kurtarmanın tek yo-
lu, demokrasıye ınanan haikın mutluluğunu ısteyen ınsanların
güç bırlığı kurabılmelerı
Evet herkes bunu söylüyor
1
Sol bır araya gelmek durumun-
da Herkes bu ınançta, ama bır araya gelmek olası mı? Bu yol-
da ıçtenlıkh bır davranış var mı'' Görünen gerçek, partıler yel
pazesının sol yanında yenı yenı partılerın oluşturulmasıdır Hep
yıneledığım ıçın sız de bıktınız ben daha çok bıkıp usandım
BCttun bu sözier yazHar bırlıktelığe yapılan çağrılar boşlukta uçup
gpdryor Herkes 'evet bırleşmek gerek' dıyor, ama o bırlıktehğın
kendısının yortetımınde olmasını ıstıyor'
Bakıyonjm, yenı sol oluşumların ıçınde saygıdeğer akhbaşında
ınsanlar var Adlannı bır bır saymak neye yarar? Sosyaldemok-
rat Halkçı Partı Demokratık Sol Partı, Sosyalıst Partı, Haikın
Emek Partısı Turkıye Bırleşık Komunıst Partısı, şımdı de Sos-
yalıstterm Bırlık Partısı Her genel seçımde seçmenlerın yüz-
de otuz beşı, en çok kırkı sota oy verıyor Ilk genel seçımde yurt-
taş, sosyalızme, sosyaldemokrasıye, kısacası demokratık bır ya-
şamın bu toplumda yerleşmesıne ınanan yurttaş, bu altı sol ya
da sola açık partıden hangısıne oy vereceğını bılemeyecek
1
So-
nuçta oylar dağılacak hele yürürlüktekı seçım yasası ortadan
kalkmamtşsa bu partıterden çoğu barajları da aşamayacak, yuz
bınlerce belkı mılyonlarca oy boşa gıdecek
1
Polıtıka adamlarının, aydın kıştlerın halktan yana olduğunu
soyleyenlenn ayrı ayrı partıler kurmaları sonra da bu partılerın
bırbrrıyle dıdışmesı halkımıza, ulkemıze ne kazandınr^ Bınbır kör-
duğumleşmış sorun ortada dururken, Özal Bey Çankayada otu-
rurken ANAP adlt haikın guvenını yrtıımış bır polıtıka grubu 92'ye
kadar ıktıdarda kalmaya kalkışırken, ülkede ışkence, sürgün, bas-
kı sûrup gıderken, 82 Anayasası ıle sendıkacılık, dernekçılık, kı-
şı hakları çığnenmışken
Bakın, duşunce suçlarından hüküm gıyen basın erlerının ce-
zaları ne kadar Mete Dalgın 30 yıla, Remzı Küçukertan 17 yıla,
Reşat Guvenılır 29 yıla Erhan Tuşkan 48 yıla Candemır Özler
23 yıla Ayhan Erkan 25 yıla, Fıkret Ulusoy 66 yıla, Mehmet Alı
Kutlu 30 yıla, Osman Taş 661 yıla, Velı Yılmaz 756 yıla, llker De-
mır 48 yıla Hasan Açan 331 yıla huküm gıymış Daha başkalan
da var on yıla, yırmı yıla hüküm gıymışler
Işte ulkemızın gerçeğı bu1
Üç yuz yıl, dört yuz yıl hapıs yata-
cak gençlerın yaşadığı bır ülkenın ınsanlarıyız Dört yuz yıl, üç
yuz yıl mahkûmluklar korkunç olmaktan çok gülünç degıl mı-
dır? Dunyayı bıze güldurmez mı güldurmüyor mu
7
Yabancı bı-
rıne soylesek, "bızde öyle gazetecıler, oyle genç yazarlar var kı
ancak 400 yıl sonra hapısten çıkacak" desek "Dünyada Ne Ga-
rıp Işler Oluyor sutununa geçmez mı?
Gerçekler böyleyken hepsının lyınıyetıne durustluğune, halk-
severlığıne ınandığım aydınlar bılım, sanat yazın adamlan, ışçı
lıderlen sendıkacılar ayrı ayrı partılerde karşı karşıya gehyorlar
Bu epeyce komık olmuyor mu? Ustelık hepsı de ' bırlıktelık"ten
yana' Hem bırlıktelık ıste, hem de değışık partı yaftaları altında
haikın karşısına çık' Olacak şey mıdır?
Aklımızı başımıza alalım gerçeklerı görmesını bılelım Karanlık
bır çıkmazdayız Aydıntık, solda güçlü bır bırlıktehğın kurulma-
sındadır Ayrı ayrı yaftalar altında kuçuk, etkısız sıyasal oluşum-
ları bır araya getırebılme gucunü gösteremeyecek mıyız' Halk-
tan yana emekten yanaolanların bır demokrası cephesınde bır
araya gelmelerı o kadar zor mu7
Bızım solcularımız kendı bı-
reysellıklerıne, daha doğrusu bencıllıklerıne o kadar duşkun, o
kadar şaşkın ınsanlar mı'
Sanatta ^Çağdaş Soyuthın Aıüaııu
Yuzyıllarca fizikte "madde" deyince 'katılığı' olan varlık
anlaşılmıştır. Modern fizikte ıse artık "madde" 'katılığı
olma' niteliğini yitirir ve 'kuvvet noktaları" alanı olarak
anlaşılır. Bunun sonucu olarak maddiliği olan "madde"
kavramı ortadan kalkar ve onun yerıni surekli değışım içinde
bulunan "kuvvet noktaları"mn oluşturduğu soyut, geometrik
bir evren tablosu alır.
Prof.Dr. İSMAİL TUNALI
'Soyut sanat'ın >enı, modern bır sanat ol-
madığını, hatta ınsanın ılk yaratmış olduğu bır
sanatsal anlatım tarzı olduğunu Wılhelm Wor-
nnger'den ben çok lyı bıhyoruz Ne \ar kı çağ-
daş soyut sanat, çok ayırıci bır nıtehğı ıle ta-
rıhsel soyut sanat anlayışlarından avrılır Çağ-
daş soyut sanat, 'değışmez sarlığa', 'oz'e ulaş-
ma>ı amaçlayan bır sanat olarak her şevden
önce bır metafizık sanat anlayışıdır Bu ne-
denle tüm çağdaş sovut anlayışlannda bu me-
tafizık nıtehğı açık olarak görurüz Bu, öze
yönelen, 'temel varhk'ı amaçlayan bu genel tu-
tum, sanat ıle duşun \e bılım anlayışlan ara
sında belkı de hıçbır dönemde görulmeven ya
kın bır ılgının bulunduğunu da bıze gosterır
Bunu bıraz açarsak şö>le dıyebılırız Yuz
yılın başlannda çağdaş duşuncede buyuk bır
değışmenın meydana geldığını göruyoruz Bu
değışme, her şeyden önce doğa ve varlık an-
layışında ortaya çıkar özellıkle Renaıssance-
tan sonra bıhmsel duşuncede egemen olan ma-
tervalıst gerçeklık kavrayışı bır yandan >ıne 19
yüzyılda felsefı duşuncede etkılı olan
naturalıst-mater>
i
alıst varlık anlayışı öbur yan-
dan, yerıni vüzvılın başından ıtıbaren yavaş
yavaş bır antı naturalıst ve antı materyalıst var-
lık kavrayışına bırakır Buna bır örnek olarak
fizikte mevdana gelen değışmeyı gosterebılı-
nz Yuzvıllarca, fizikte "madde" deyince
'katılığı' olan varlık anlaşılmıştır Modern fi-
zıkte ıse artık "madde" 'katılığı o'ma' nıtelı-
ğını yıtırır ve 'kuvvet noktaları
1
alanı olarak
anlaşılır Bunun sonucu olarak maddıhğı olan
"madde" kavrarnı ortadan kalkar ve onun ye-
rıni sureklı değışım ıçınde bulunan "kuvvet
noktalan"nın oluşturduğu soyut, geometrik
bır evren tablosu alır Bö>le bır evren tablo-
su, özellıkle relatıvıte ve çekırdek fızığınde
tam bır somutluk kazanır Bugun fizığın al-
dığı "matematık-fizık" adı da fizığın varhğı
ne kadar soyutladığının bır kanıtı olarak go-
rulebılır
Bılımde meydana gelen bu değışmeve ko-
şut olarak, felsefede de benzer değışmeler mev-
dana gelır Geçen yuzyılın özellıkle ıkıncı >a-
rısında felsefede egemen olan naturalıst-ma
ter>alıst (Feuerbach, Marx ve Engels) ve po
zıtıvıst (A Comte, Avenarıus ve Mach) anla-
yışlara karşı, XX >uzyıl antı materyalıst, antı-
naturalıst \e antı pozıtı\ıst bır anlayışı bera
bennde getırır Bu anlavış da özellıkle feno-
menolojı ve venı Kantçı felsefede somutluk ka-
zanır Bu anlamda, felsefe bır duşunsel "öz-
lerın bılımı olur Bövle bır felsefenın ampı-
rık gerçeklık ıle ılgısı tumuvle ortadan kalkar
Felsefe, buna gore soyut ıdealıtelenn tumel bır
bılımı olarak anlaşılır
Yeni biçim verme...
Çağdaş sanatı da aynı koşutluk ıçınde go-
ru>oruz Çağının duşun bıçımlenne ters du
şen bır sanat anla>ışı geçmışte otmadığı gıbı
çağımızda da olamazdı Çağdaş duşun, soyut
luk kategorısı ıçınde oluştuğuna gore çağdaş
kulturun bır parçası olan çağdaş sanatı da aynı
soyut kategorısı ıçınde duşunmek gerekır
Çağdaş duşun, çağdaş bılım, bu soyutlaşma
surecı ıçınde ampırık gerçeklıge değıl, gerçek
lığın özune yönelıyor Gerçeklığın özu, algı-
sal gerçeklığın arkasında bulunur Ampırık
gerçeklığın dennlığınde bulunan soyut-düşün-
sel bır varlıktır Onu du>usal olarak kavraya-
mayız. Ama onu duşunsel olarak kavrar ve ıfa-
de edebılınz Bö>lece soyut sanat ıle beraber,
geçen yuzyılın son çeyreğınden ben sanatta
egemen olan doğayı 'görme' sanatı olarak an-
laşılan resım, şımdı 'varhğı duşunme" sanatı
olarak anlaşılıyor 'Doğayı düşunme" sanatı
olarak anlaşılan resım, bu yenı mantığı nasıl
uygulayacaktır'' Bu, elbette yenı bır bıçım ver-
me ıle olanak kazanacaktır Yenı resım, buna
gore bu yenı bıçım verme ıle gerçeklık kaza-
nacaktır O halde, bu venı bıçım \erme nedır7
Pıet Mondnan'a göre "Bu yenı bıçım verme,
yuzejsel görunuşlerden soyutlayarak yalnız ıç
sel olanı ıfade etmekle, resımde yenı bır ger
çekhğe sahıp olur Bu yenı gerçeklığı de sınır-
lan çızılmış bıçım tasvırının yennı alan renk
ve renk olmayışın dık açılı, yuzeylı kompozıs-
yonlan ıle kurar Bu evrensel ıfade aracı, bu-
yuk ölçude yasallığa tam bır ıfade olanağı ve-
rır Bu olumsuz yasallık ıle ılgı ıçınde objeler
ve varlık, onun sadece soyutlamalan olur
Aranan varlık, mutlak olan varlıktır Mond-
rıan'ın deyışı ıle sö>lersek, evrenın ölümsuz
olan yasalılığıdır Buna karşılık ınsanın du-
vulur dünyada bulduğu şey, değışmedır ve
olumluluktur O halde soyut sanat mutlak var
lığa, öze yönelırken bununla ölumsuzluğe
ulaşmak ıstıyor
Şımdı şunu sorabılırız Soyut sanatın ızle-
dığı bu yol bır stıhzasyon olarak görulebılır
mı
7
Bu nokta, çağdaş soyut sanatın anlamını
belırlemek bakımından çok önemlıdır Sözge-
lışı, çoğu soyut sanat ıle Islam sanatları ara-
sında vapılmak ıstenen benzerlığın da>andı-
nldığı nokta da burada bulunur Bıhndığı gı
bı tslam sanatında genellıkle figüre karşı olan
ve Kuran'dan kaynaklanan vasaklama, bır ver
de tslam sanalını soyut çalışmalara göturmuş
tur Bu eğılım, özellıkle susleme ve hat sanat
larında en açık bır bıçımde görulebılır An
cak burada hemen şu noktayı belırtmelıyız kı
tslam sanatında karşılaştığımız soyutlama, fi
gurden kaçma zorunluluğu ıle ulaşılmış bır stı
lızasyondur Oysa çağdaş soyoıt sanatta kar
şılaştığımız soyutlama, mutlağı arama gıbı me
tafızık bır çaba ıle eş anlamlıdır Bunu yıne
Mondnan'ın dılıyle söylersek "Soyut, stıkzas-
von ıle gerçekleşmez, o, valınlaştırma, yabancı
oğelerden anndırma ıle ortaya çıkmaz Çun-
ku soyut daıma tınsel-evrenseİ olana bıçım ver
medır" Ama bu bıçım verme, gerçeklık dışı,
ırreal bır görunuş de değıldır Yıne Mondn
an'a göre "tümel-evrensel olan, ınsan ıçın be
lırsız bır düşunce değıl, tersıne bıçım kazana
rak kendını görmede ve ışıtmede ıfade eden
canlı bır realıtedır"
Bu canlı gereklığın bıçım kazanması, onun
aynı zamanda >enı bır nıtelık elde etmesını de
gosterır Bu yenı nıtelık "estetık olma"dır Bu
yem anlamda estetık olma, tumel-evrensel ola
na, canlı realıteye bıçım vererek onu gün ışı-
ğına çıkarmak demektır
Buradan şöyle bır-ıkı sonuç çıkarabıhrız
Estetık olma yalnız soyut sanatta olanak ka-
zanabüır Çunku mutlak, tumel-evrensel olan
yalnız soyut sanatta gun ışığına çıkabüır \e bu
da estetık olma ıle aynı şeydır Bır başka so-
nuç da yıne şu olabılır Soyut sanat, metafı
nk bır amaç ıle >ola çıktığına göre, sanat ger
çek özune ancak soyut sanatta ulaşabıhr Çun
ku aslında sanatın ereğı değışen şe> değıl, de-
ğışmeyen varlık, tümel-evrensel olan olduğu-
na göre, bu erek yalnız soyut sanatta gerçek-
leşebılır Bu nedenle soyut sanatta, tum sanat
özüne kavuşmuş olmaktadır
PENCERE
Dostumuz
Dr. DOĞAN AKAN9
!
kaybettık.
* Ailesine başsağlığı dılenz.
EREMEKTAR-SORNAOGLU AILELERİ
TEŞEKKÜR
Yaptığı başanlı amelıyatla eşımı sağlığına kavuşturan
Marmara Ünıversıtesı Hastanesı Kadın Doğum
Anabılım Başkanı değerlı bılım adamı
Prof. Dr. SAKIP PEKİN
ve kendısıne yardıma olan değerlı personele
teşekkurlerımı sunarım
CEVAT TEKBAŞ
VEFAT VE TEŞEKKÜR
Yozgat beledıye başkanlanndan merhum Salım Korkmaz'ın
eşı annemız
SIDIKA KORKMAZ'ın
hastahğı sırasında gece gunduz yakın ılgı ve emeğnu
esırgemeden tedavısını ustlenen
Prof. Dr. Sn. AHMET ÖZBAL'a,
Doçent Dr. Sn. MOIS BAHAR'a
annemızı hay'ata döndürebılmek ıçın tüm ımkânlannı seferber
eden voğun bakım servıs sorumlusu
Prof. Dr. BORA AYKAÇA
\e servıs doktor ve hemşıre personehne, anestea kursüsunün
sn öğretım üyelenne.
Buyuk fedakârbk ve şefkatle tedavıyı aralıksız sürdüren
uzman doktor
Sn. HUSEYtN OZ'e
vefatında acımızı paylaşan bızzat evımıze gelerek telgraf ve
telefonla tazıyetlennı bıldıren akraba dost ve yakınlanmıza en
ıçten teşekkurlerımızı sunanz
ÇOCUKLARI ADENA
PROF. DR. YILDIZ KOSE
Bu Yaz
İngilizce
Konuşun
DILKO yıne çağdaş dıl oğretım ortamıyla,
kurumlaşmış cıddıyetıyle, tartışılmazlığıyla.
Yaz donemını başlatıyor.
KADDIÖY
Esta Iskele Euşıa (İSEİ Yolu) No 3
Tel 338 58 47 338 83 10
şlşü
Koca Kbnsuı Sok No
Tel 130 8191 132 72 52
MKOUCÖT
Hâtboyu Cad No 16
Tel 570 12 70 572 21
İLAN
Esas No 1988 137
Davacı Nedım Ceylan, Mehmet
oğlu, I960doğumlu Acırlı Kö
vu nden \1ID>AT
Davalı Hazıne'yı Temsılen
Mal Mudurlugu M1DYAT
Yukanda kımlığı >azılı dava
cının, davalı Hazıne alevhıne aç
tığı Kadastro Tesbıtıne Itıraz
davasının vapılan dunışması sı
rasında venlen ara kararı uya-
rınca keşıt vapılmasına karar
\erıldığı davaa taratından>a
tınlması gereken 90 000 TL ke
şıf avansı ıle 10 adet da\etı\e
gıdennı vatırması ıçın davacı
adına ^ıkartılan teblıgatların
gosterılen adreste bulunamadı
ğından teblığ edılemedığı \apı
lan tum aramalara rağmen
adresı bulunamadığından
90 000 TL , keşıf avansı ıle 10
adet davetıye gıdennı ılan tarı
hınden ıtıbaren on gunluk kesın
sure ıvmde vatırmadığı takdırde
keşıf >apılması ve tanık dınlen
mesı talebındtn vazgeçmış savı
lacagı kabul cdılerek toplanan
delıllere gore karar verılecegı ıla
nen leblıg olunur 22 5 1990
Basın 26015
Kararan Bir Ülke.. .
TYS (Turkıye Yazarlar Sendıkası) Genel Başkanı OktayAkbaP
dır PEN Yazarlar Derneğı Başkanı Yaşar Kemal'du Ulkemızın
butün saygın yazarları ve şaırlerı bu ıkı kuruluşta üyedırler Cum-
bunyeftn 14 Hazıran 1990 günlu sayısında 5'ıncı sayfada, TYS
Yönetım Kurulu adına 2 ncı Başkan Demırtaş Ceyhun'un adıyla
şu duyuru yayımlandı
"TYS uyetenne çağrti
Şatr ve yazar arkadaşlanmızın gmşımıyle alman ızın üzerme cu-
ma günü saat 13'te Şışlı Abıde-ı Humyet Caddesı'nde Düşün-
ceye Özguriük1
ıçın yürüyeceğız Bütûn ûyelenmızı bu göreve bek-
lıyoruz "
TYS'nın bu duyurusunun yanında "PEN Yazarlar Derneğı" Yö-
netım Kurulu da çağrıyı yınelıyordu Sayfanın daha üstünde ıse
şu ılan göze çarpıyordu
"Şaır ve yazar arkadaşlarımıza,
5 hazıran günü lstanbul Valıhğı'ne bırtıkte verdtğımız dtlekçe so-
nucu aldığımız ızınle 15 hazıran cuma günü saat 13.00te Şışlı
Abıde-ı Hürnyet Caddesı'nde 'Dûşünceye Özgürluk' ıçın yürüye-
ceğtz Çağlayan top sanasında buluşalım "
Imza yerınde şu adlar vardı Melıh CevdetAnday, Kertm Kor-
can, Müştak Erenus Zıhnı Anadol, Şükran Kurdakul, Salım Şen-
gıl, Nezıhe Menç, Leyta Erbıl, Bekır Yıldız Erdal öz, Adnan öz-
yalçıner özdemır Ince, Tomns Uyar, Pınar Kür, Ataol Behramoğ-
lu Osman Şahın, Aydın Aydemır, Orhan lyıler, Murathan Mungan,
Tülm Tınaz Fatıh Ozgüven Gungör Gencay
Anlaşıldığına göre kımı şaır ve yazar bır araya gelmtş, lstan-
bul Valılığı'nden yuruyuş ıçın yasaya göre ızın ıstemış ve almış,
TYS ve PEN de bu eyleme katılmış
•
Ancak lstanbul Valılığı yürüyuşü bır gün önce yasakladı
Dün yüruyüşun yapılacağı gündu, ama "büyük basın" ne yü-
rüyüşle ılgılendı ne de yasak -ya da erteleme- kararını yayımla-
dı lstanbul Valılığı, ülkenın en saygın şaır ve yazarlarının kentın
sokaklarında yürümelerını bır kalemde engellıyordu
Dıyelım kı bır Batt ülkesınde böyle bır olay yaşansın ortalık
bırbırıne gırer
Batı Avrupa'yı bır yana bırakalım
Dogu Avrupa'da yazar Vaclav Havel, Çekoslovakya'nın Cum-
hurbaşkanı değıl mı?
Avrupa'yı da bır yana bırakalım
Peru'da yazar Marıo Vargas Llosa, bır hafta öncekı cumhur-
başkanlığı seçımınde en güçlü ıkı adaydan bırıydı
Ne 'vaclav Havel'ın bızım yazarlarımızdan bır üstunlüğü var-
dır ne de Vargas Llosa'nın Turkıye'de bunlardan çok ûstün ka-
lemler bulunduğu bır gercektır, ama konumuz edebıyat değıl,
cumhurbaşkanı oiması da yazarın değerını arttırmaz Ancak bı-
rı Latın Amerıka'da, ötekı Doğu Avrupa'da ıkı toplum, ıkı yazarı-
nı cumhurbaşkanlığına layık görürken Turkıye'de bır valı, ülke-
nın bütun şaırlerını ve yazarlarını en buyuk kentımızın sokakla-
rında yürumekten alıkoyabılıyor
Yazarın ve şaırın caddede yürüme özgürlüğü valı beyın ıkı du-
dağı arasındadır
— Yasakladımi dedı mı ış bıter
Pekı, toplumdakı tepkı ne'
Tısss
•
Çunkü bugünkü duzende yurttaşı surgün etmesı ıçın KKK (Ka-
nun Kuvvetınde Karamame) ıle valıye yetkı verılmış, valı, müzıs-
yenın bestelennı şarkılarını, türkülennı yasaklar valı Içışlerı Ba-
kanı'nın emrıyle gazetelere kılrt vurur, matbaalarını muhüıier vaiı,
gösterı yürüyüşlerıne ve mıtınglere ızın verır ya da vermez
Saırler ve yazarlar lstanbul kentının sokaklarında yürümek ıçın
valı beyden ızın ıstıyorlar
Vermıyor
Ama suç valıae mı? O da emır kulu' Yukandan gelecek ışa-
rete bakıyor Yazgısı yukarıdakı buyurganın ıkı dudağı arasında-
dır Ne yapsın? Demokrası ve özgürluk kahramanlığına mı sıvan-
sın' "Vıran olası hanede evlad û lyâl var "
*
12 Eylul düzenı yıkılmadan ve bu duzenı sımgeleyen TÛ, Çan-
kaya'dan ındırılmeden, Turkıye dünyada gıttıkçe kararan bır ül-
keye dönüşecek
ÖLÜM
Ereğli Kömurlerı lşletmesı Kozlu Bölgesı emekli
başmadencılennden
KAZMINCE'yi
13 6.1990 tanhinde yıtirdik. Tknrı rahmet eylesın.
AİLESİ
TEŞEKKÜR
Geçırmış olduğum cıddı rahatsızlığa zamanında \e doğru
teşhıslerle mudahale eden ve önemlı bır "beyın
amelıyan"nı, buyuk bır bılgı/becerı ve ustalıkla
gerçekleştıren
Istanbul Ünıversıtesı Tıp Fakultesı Nöro5u-ur)i Kursûsü
oğretım uyelennden
Doç. Dr. ALİ CANBOLAT'a,
Uzm. Dr. KEMAL HASGÜL'e,
Dr. TALAT KIRIŞ'a
ve
Dr. ÇAĞATAY ÖNAL'a,
amelıyat oncesı ve sonrası her turlu ılgı, bakım ve yardımı
esırgemeyen Noroşıruqı Klınığı 7 Kat hemşıre ve
nızmetlılerıne sonsuz teşekkur borçluyum
Sağolsunlar, varolsunlar
BEHtRE ALTINER
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
Değerlı buyuğumuz, sevgı dolu, çağdaş msan
AHMET MUHTAR X£XÇı
yitırdık.
Ailesine ve tüm sevenlenne başsağlığı dileriz.
SIDIKA VE RIFAT MUTLU
ALİ HAYDAR
TÜRKMEN
"Öldüğumde şafak vaktı
Ağlamayın başımda mezarımın
özgürluk rüzgârıyım ben
Olma>acağım altında toprağın
Eseceğım üstünde ülkemın "
4KRABA VE ARKADAŞLARI
ADINA
196O-17 Hauran 1976 EMÎRALt TURKMEN