24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 DIŞ HABERLER 16 HAZÎRAN 1990 ROMANYA Madencilergeldi,vurduvegittiDevlet Başkanı Iliescu'nun çağnsı üzerine muhalefeti "ezmek" için başkent Bükreş'e gelen ve uyguladıkları şiddetle kentin tek hâkimi olan madenciler, dün akşam başkentten ayrıldılar. ZAFER ARAPKİRLİ BÜKREŞ — Muhalefet yanhlanna uyguladıklan şiddetle başkenHe hakimiyet kuran madenciler dün akşam kenti terk elüler. (Fotoğraf: AP) BUKREŞ — Romanya'nın başkenti Buk- reş'te iki gündür "sopa hâkimiyeti" sürdü- ren binlerce maden işçisi, kendilerini mu- halefeti sindirmek üzere davet eden Devlet Başkanı Ion Üiescu'nun çağnsı üzerine dün geceden itibaren kenti terk etmeye başladı- lar. Iliescu, iki gündür kentte terör estiren madencilere dün yaptığı konuşmada, "Siz- lere teşekkur ediyonım. Vine gönişmek üzere" dedi. Madenciler, bu konuşma son- rasında gruplar halinde Bükreş'ten ay- rıldılar. Iliescu, konuşmasında son gunlerde baş- kentte kadın ve çocukların daaralannda bu- lundugu gruplara karşı eylemlere girişen ma- den ışçilerine''şukran borçlu'' olduğunu da soyledi. Olav ların sorumlusunun' 'yabancı sagcı guçler'' olduğunu bildiren Iliescu, ma- dencilerin başkentteki olaylara müdahalesi- ne, tum Doğu Avrupa ülkelerinde iktidara sağ guçlerin gelmesi fıkrini taşıyan yabancı sağ güçlenn neden olduğunu ifadeetti. Uies- cu, madencılerden artık düzeni sağlamayı yetkililere bırakmaJannı isteyerek, aksi tak- dirdeyönetimeyönelen suçlamalann kamu- oyunu kışkırtacagını sövledi. Muhalefet yanlılanna karşı "ınsan avı" na girişen kamyonlar ve otobüsler dolusu maden işçileri, belki de duzenli ve bindiril- miş askerı birliklerden daha da tehlikeli, kuşkusuz daha dehşet verici bir hava için- de, kentin tüm cadde ve sokaklannda ka- nun ve nizamın tek uygulayıcısı durumun- daydılar. Meydanlar onların, caddeler on- ların, trafik onların, bınaların denetimi on- larındı. Bir yerden bir yere gidişlerde araç- ların durdurulup yapılan sayısjz kontrolle- rinden geçraek zorundaydı herkes. Devlet başkanlığı ile Ulusal Kurtuluş Cephesi ve hükümetin olduğu eski dışişleri bakanlığı binasının önündeki 20 adet zırh- lı araç ve tanklann, askerlerin yanı sıra bi- nayı ve önündeki meydanı da onlar koru- maya almış durumdavdılar. Radyo ve tele- DOĞUBERLİN Varşova Paktı siyasileşiyorSovyetler Birliği, Doğu Avrupa ülkelerinin ittifakın kısa sürede siyasi bir birliğe dönüşmesi önerisini kabul ederken, Pakt'ın varhğmı sürdürmesini kendisi için hayati önemde görüyor. -•' --• *•'••• ^ t s " DİLEK ZAPTÇIOĞLU DOGU BERLİN — Varşova Paktı savun- ma bakanları, Doğu Berlin yakınlarındaki Strausberg kasabasında toplanarak ittifakı ilgilendiren önemli konuları gönıştüler. Var- şova Paktı üyesi yedi ülkenin savunma ba- kanlan toplantıda ittifakın geleceği ve Al- manya'nın bırleşmesi konulannda yoğun- laştılar. Sovyetler Birliği dışmdaki Doğu Av- rupa ülkeleri "Varşova Pakü'ran kısa vadede nitelik değiştirerek si>asi bir birlige dönüşmesini" önerirken Sovyet Savunma Bakanı Jaso». "ittifakın nitdik degiştirme- sini kabul ettiklerini, ama devamııun SSCB açısından hayati önera laşıdığım" söyledı. Doğu Avrupa'da siyasal ve ekonomik do- nüşümler birbirini izlerken "Varşova Pak- o'nın isb'kbali" taruşma konusu olmaya de- MOSKOVA Taktik nükleer silahlar için NAIO'yaöneriBRÜKSEL (AA) — Sovyetler Birliği, Fransa da dahil olmak üzere NATO ülke- lerine, menzili 500 km'den kısa olan bütün taktik nükleer silahların kaldınlması için sonbaharda koşulsuz olarak görüşmelere başlanmasını önerdi. NATO'daki diplomatik kaynaklar, Mos- kova'mn önerisinin, karadan karaya atılan füzeleri, topçu birliklerini ve uçaklardan atılan havadan karaya füzeler ile bomba- lan içerdiğini, ancak savaş gemilerine yük- lenen füzeleri kapsamadığıru bildirdiler. Kaynaklar, uçaklar da dahil edilirse, öne- rinin her iki taraftan, atom bombalannı fır- latabilecek ya da hedefin üzerine götürebi- lecek her tipten 18.000 fırlatıcıyı ilgilendir- diğini kaydettiler. Batılı araştırma enstirülerine göre, uçak gemilerindeki uçaklar hariç olmak üzere, NATO'nun elinde 8.000, Varşova Paktı'- nın elinde de 8.500'ü SSCB'nin Avnıpa ke- siminde olmak üzere toplam 10.000 uçak bulunuyor. Sovyetler Birliği, Avrupa'da konvansiyo- nel silahsızlanma konusunda Viyana'da ya- pılan müzakerelerin sonucunu beklemeden bu görüşmelere başlanmasını öneriyor. NATO ise, Viyana müzakerelerinin ilk aşamasımn bitmesinden sonra kısa menzilli taktik silahlann indirimi görüşmelerine baş- lamayı istiyor. NATO, büyük bir kısmı Federal Alman- ya'da konuşlandınlmış 88 adet Lance fü- zesi (110 km) rampasına sahip bulunuyor. Aynı menzile sahip Fransız Pluton füzele- rini fırtalan 32 rampa ise, NATO'nun as- keri komutanlığına bağlı değil. NATO kay- naklan, Varşova Paktı'nın, Frog, SS-21 ve- ya Scud tipi 1.300 fırlatıcıya sahip olduğu- nu tahmin ediyorlar. NATO, 10 mayısta, nükleer topçu bir- liklerini ve Lance füzelerini modernleştir- me programıru durdurmaya karar vermiş- ti. Lance füzeleri, 1995'e doğru kullanım- dan çıkarılacak. NATO kaynaklan, NATO ülkelerinin, SSCB'nin bu önerisini henüz tartışmadık- lannı kaydederek, önerinin, "Batı Avrupa'- nın nükleer silahlardan arındırılması konu- sunda Sovyetler'in eski görüşlerinin tekra- n olduğunu" söylediler. vam ediyor. Pakt üyesi yedi devlet SSCB, Romanya, Bulgaristan, Polonya, Çekoslo- vakya, Demokratik Almanya ve Macaristan savunma bakanlan Doğu Berlin yakınlann- da yaptıkları mutat toplantıda bu kez özel- likle Varşova Paktı'nın geleceği üzerinde durdular. 1955 yılında NATO'ya karşıhk sosyalist bloğun savunma ve siyaset alan- lanndaki işbirliğini sağlamak üzere kuru- lan Varşova Paktı, 1990 yılında Doğu Av- rupa ülkelerinin çofunun gözünde "arOk iş- levini yitirmiş" sayılıyor. Nitekim SSCB dı- şındaki am Ulke, kısa ya da orta vadede pakt- tan aynlmak istediğini gizlemiyor. Bu ül- kelerin savunma bakanlan, Strausberg top- lantısmda "ittifakın 1955'teki ilk anlaşma çerçevesinde baki kalamayacagını ve nite- lik degişıirmesi gerektigini" savundular. Sovyetler Birliği Savunma Bakanı Jasow ise "ittifaka uye kalıp kalmayacağına her devleün kendtsinin karar verecegini" soy- leyerek Gorbacov'un bir sure önce ortaya atuğı liberal göruşü yineledi. Jasow, bir soıu üzerine, "ittifakın devamım arzu ettikleri- ni ve bunun SSCB açısından hayati önem taşıdıgını, ama üyelik için kimseye baskı yapmayacaklannı" soyledi. SSCB Savunma Bakanı, "askeri blokla- nn Avrupa'da ortadan kaldınlması ve ye- rine kolektif bir güvenlik sisteminin kurulması" yolundaki Gorbaçov önerisini savundu. Bu çerçevede Almanya'nın birleş- mesi de gündeme geldi. Jasow, Alman bir- liği için kısaca iki koşul öne sürdü. Birinci- si, NATO ve Varşova Paktı'nın kabuk de- ğiştirerek siyasal yanlanna ağırlık verilme- si, Avrupa'da SSCB'nin de katılacağı bir gti- venlik sisteminin kurulması ve Almanya 1 nın bu yeni sistem çerçevesinde birleşmesi. Sovyet Dışişleri Bakanı, Moskova'nın an- cak bu koşul yerine getirildiğinde Alman birliğine "evet" diyebileceğini vurguladı. Ja- sow, Almanya'nın NATO çatısı altında bir- leşmesine SSCB'nin anlayış gösteremeyece- ğini tekrarladı ve şöyle konuştu: "Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa'da varlıgını pe- kiştirirken Sov>etler Birliği'nin Avnıpa'dan çekileceğini biz halkımıza makul şekilde an- latama\ız. tkinci Dunya Savaşı'nda 20 mil- yon kayıp veren.Sovyet halkına Almanya- dan niçin sessiz sedasız çekiMiğimizi anlat- mak, takdir edersiniz ki çok zordur." Sovyet Savunma Bakanı'nın Almanya için öne sürdüğü ikinci koşul ise "lkinci Diinya Savaşı'nın taukuki anlamda noktalanmasT oldu. Bundan kasıt, Alman- ya'yla müttefıklerin banş anlaşması imza- lamaları. Müttefikler savaştan sonra 2 Ağustos 1945'te Potsdam'da imzaladıklan anlaşma ile Almanya'nın bölünmesine ka- rar vermişlerdi. Ancak Potsdam Anlaşma- sı, uluslararası hukuk bağlamında bir "ba- nş anlaşması"run yerini tutmuyor. Alman- ya'nın birleşmesi halinde ABD, SSCB, tn- giltere ve Fransa ile bir "barış anlaşması" imzalaması gerekiyor. < Toplantıya katılan Demolcratik Alman- ya Savunma Bakanı Rainer Eppeimann ise dün basına verdiği demeçte, "Alman halkı- nı birleşme konusunda daha sabırb olmaya" çağırdı ve Almanya'nın eylul 1992'den ön- ce resmen birleşmeyeceğini soyledi. Eppel- mann'ın demeci, birleşmeyi daha bu yılın aralık ayında ortak genel seçimlerle muhur- lemeyi planlayan Bonn'da şaşkınlıkla kar- şılandı. Eppeimann bir süre önce Federal Almanya'daki NATO kuvvetkrine denge olarak Demokratik Almanya'da Sovyet bir- liklerinin kalması gerektigini" söyleyerek dikkatleri üzerine çekmişti. SOVYETLER BİRLtĞl Bağımsız sendikakararıDonetsk kentinde ilk kez toplanan 1. Madenciler Kongresi'nde bir araya gelen maden işçileri, devletten bağımsız bir sendika kurma konusunda anlaşmaya vardılar. Dış Haberler Servisi — Sovyetler Birli- ği'nin en büyük kömür madenlerinin bu- lunduğu Donetsk kentinde ilk kez duzen- lenen 1. Madenciler Kongresi'nde devlet- ten bağımsız bir madenciler sendikası ku- rulması konusunda anlaşmaya varıldı. AP'nin haberine göre, madenciler yeni sendikanın biçimi ve gündemi konusunda ise görüş birliğine varamadılar. tki gün sü- ren topantılar sonucu, ikinci kongrenin 15-16 ağustos tarihlerinde Moskova'da ya- pılmasma karar verdiler. Toplantı öncesi, geçen yıl Sovyetler Bir- liği çapında girişilen madenci grevinin so- na erdirilmesi karşıhğmda verilen sözlerin yerine getirilmemesi nedeniyle tekrar ulu- sal çapta dev grev ilan edilmesi olasıhğı uze- rinde tartışıhyordu. Ancak toplantı sonun- da böyle bir karar çıkmadı. Madenlerde çalışma güvenliğinin gelişti- rilmesı, gıda ve diğer raal yardımlarının art- tırılması, maden ürünlerinin fiyatımn ve üretim kotalannın belirlenmesinde kendi- lerine daha çok söz hakkı tanınmasını ta- lep eden madenciler, toplantılannın ilk gü- nünde Başbakan Nikolay Rijkov'u istifaya çağırmışlardı. Madenciler Yüksek Sovyet'e çektikleri bir telgrafta "Hükümete güvtnmiyoruz" mesajını gönderdiler. Ekmek zammı Sovyet Parlamentosu Yüksek Sovyet'te önceki gün yapılan bu- oylamada, 33'e kar- şı 319 oyra ekmek fiyatımn arttırılması ka- rarının eylül ayındaki oturuma ertelenme- si benimsendi. Ekmek zammı başbakan ta- rafından 24 mayısta parlamentoya sunulan ekonomik reform paketinin en önemli mad- desini oluşturuyor. Paketin ağustos ayına kadar uygulamaya sokulması gerekiyor. AA'nm haberine göFe Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin (SBKP) muhafazakâr kanadının liderı sayılan Igor Ligaçov, par- tinin 2 temmuzda başlayacak 28. büyük kongresi öncestnde, "siyasi mücadelesini sürdünneye" kararlı olduğunu vurguladı. Ligaçov'un, bu hafta başında başlayan ve dün sona eren "Çiftçiler Birliği'nin kuru- luş kongresinde, SBKP Politbürosu'nun ta- nm politikasından sorumlu üyesi olarak yaptığı konuşma, Izvestia gazetesinde ya- yımlanan bir yoruma konu oldu. Ligaçov söz konusu konuşmasında, SSCB lideri Mihail Gorbâçov'un partiyi yö- netme biçimini açıkça eleşürerek "partinin bugünku durumuna gelmesinden parti yö- netiminin verdiği ödünlerin ve her çevreyle uzlaşma çabasının sorumlu olduğunu" sa- vundu. Rusya Başbakanı Sovyetler Birliği'nı oluşturan cumhuri- yetlerin en büyüğu olan Rusya Federasyo- nu'nun başbakanlığına, cumhuriyetin Dev- let Başkanı Boris Yeltsin'le "Tümüyte pa- ralel duşıincelere sahip olmayan" Ivan Sı- layev seçildi. İlk tur oylamada Rusya Federasyonu Yüksek Sovyeti'nde yeterli desteği sağlaya- mayan Ivan Silayev'in, ikinci turda, Rus- ya Yüksek Sovyeti'nin her iki meclisinde de oyların yüzde 70'ini elde ettiği açıklandı. Boris Yeltsin'in, SBKP üyesi olan ve Gorbacov'un ekibine yakınlığıyla tarunan Silayev'le birlikte çahşmakta zorlanabile- ceği belirtiliyor. BULGARİSTAN İktidardan koalisyon çağnsıBulgaristan'da seçimlerin ilk turunda çoğunluğu elde eden Sosyalist Parti'nin lideri Lilov, ulusal uzlaşma koalisyonu kurulmasını önerdi. İkinci parti durumundaki Demokratik Güçler Birliği Başkanı Jelev, öneriye olumlu yaklaşıyor. SOF\A (AA) — Bulgaristan'da geçen hafta sonu birinci turu yapılan ilk serbest seçimlerde en fazla oyu alan Bulgaristan Sosyalist Partisi'nin lideri Alerander Lilov, koalisyon hükümeti kurulacağından emin olduğunu soyledi. Lilov, kesin resmi sonuçlann alınmasın- dan sonra düzenlediği basın toplantısında, "Seçimlerde elde ettiğimiz sonuç ne olur- sa olsun, ülkemizdeki sorunlann giiçlulü- ğü ve uzman kişilerin eksikliği nedeniyle ulusal uzlaşma koalisyonu kurulmasını oneriyoruz" dedi. Parlamentoya milletvekili sokan partile- rin bu öneriyi reddetmesi durumunda so- runun zorlaşacağını, ancak yine de çözü- lebileceğini kaydeden Lilov, ülkede yeteri kadar parti ve hiçbir partiye üye olmayan uzman bulunduğunu belirtti. Lilov, basın toplantısında, seçimlerin ilk turunda 21 milletvekili çıkaran ve liderli- ğini Ahmet Doğan'ın yaptığı hak ve özgür- lükler hareketi ile koalisyona gidip gitme- yeceklerini soran bir gazeteciye cevaben, JELEV — Butun siyasi partilerin olusturacafeı bir koalisyon öneriyor. "Ülkede, demokrasi, ulusal butünliik ve kalkınma isteyen butun partilerle koalisyon hükümeti kuracagız" dedi. Lilov, seçimlerin ikinci turunun da ta- mamlanmasından sonra Sosyalist Parti bünyesinde değişiklikler yapılacağını be- lirtti. Genel seçimlerin ikinci turuna iki gün ka- la, muhalefetteki Demokratik Guçler Bir- liği'nin bugün Sofya'da düzenlediği mitinge 30 bin kişi katıldı. Mitingde yapılan konuşmaiarda Bulgar- lar demokrasiyi serbest seçimleri ve özgür gazeteciliği desteklemeye çağrıldı. Mitingde "Bir dahâ komünizme dönüş yok" ve "Zafer, zafer" gibi sloganlar atıl- dı. Pazar gunü yapılacak ikinci turda, ilk turda adaylann hiçbirim'n secilmek için ge- rekli yüzde 50 oyu alamadığı 81 bölgede oy kullanılacak. ikinci turda, komünistlerin birçok böl- gede bir UDF adayı ile yarışacağı kay- dedüdi. Diğer küçük muhalefet partileri ile çesitli gruplar, taraftarlanndan ikinci tur seçim- lerde UDF'yi desteklemelerini istediler. öte yandan, seçimlerde ikinci parti olan Demokratik Güçler Birliği'nin Başkanı Je- lio Jelev, ülkede yaşanan krizden bir an ön- ce çıkılması için bütün siyasi partilerin uz- man kişilerinin yer alacağı bir hükumet ku- rulmasını önerdi. Jelev, kesin resmi sonuçlann açıklanma- sından sonra düzenlediği basın toplantısın- da, Sosyalist Parti'nin koalisyon önerisini reddettiklerini soyledi. Jelev, "Muhalefet çok göçln. Artık güçlü bir parlamento muhalefeti oluyoruz. Geç- mişte, sesimizi sadece gösterilerle duyura- biliyorduk" dedi. Demokratik Güçler Birliği olmadan hiç- bir kararın ahnamayacağını ve hiçbir ya- sanın onaylanamayacağmı belirten Jelev, "Bir gün Demokratik Güçler Birliği, Sos- yalist Parti'nin üzerinde yer alacak" dedi. Jelev, kurucu meclis tarafından hazırla- nan anayasanın "demokratik" olacağına inandığını soyledi. Bu arada, Demokratik Güçler Birliği, Devlet Başkanı Petar Mladenov'u, geçen yıl parlamento önünde yapılan bir muhalefet gösterisini dağıtmak için tank kullanmayı planlamış olmakla suçladı. vizyon binalan, tüm resmi kurum ve kuru- luşlar, madencilerin coplanna, sopalanna emanetti. önceki gece Rumen Televizyonu, muha- lefetin çarşamba günü yaptığı polis merke- zi ve televizyon binası baskınlannı göster- diği ve birkaç saat süren fılmde, gösterici- lerin her şeyi yakıp yıkarak milyarlarca li- ra zarar verdiklerini ekrana getirdi. Sunu- şun bol bol muhalefet aleyhtan yorumlar- la süslendiği filmde aynca "dipçikle" alın- dıği'gözden kaçmayan, yakalanan kişilerin itiraflanna da yer verildi. Bu arada, Başkent Bükreş'teki evinden önceki akşam madenciler tarafından alına- rak bilinmeyen bir yere götürülen Ulusal Köylü Partisi lideri Ion Ratin'nun dün ser- best bırakıldığı açıklandı. Başbakan: Biz cagırmadık Başbakan Petra Roman da, dun öğleden sonra yaıunda yeni Içışleri Bakanı Doru Vi- orel Ursu ve Savunma Bakanı Stanculescu olduğu halde basın toplantısı düzerdedi. Roman, yabancı basını, Iliescu yönetimi- nin göruşlerini yansıtmamakla suçlayarak, muhalefetin 13 ve 14 haziran günü düzen- lediği gösterileri, ülkede 50 yıldır eşi görül- memiş olaylar diye nitelendirdi. Roman, şöyle konuştu: "Biz madencileri cagırmadık. onlar te- levizyonda terorist faşist gnıplann yaptık- lannı görıince kendiliklerinden gddiler, başkalan da geldi. Biz onlardan yalnızc* Üniversite Meydanı'm temizlemelerini iste- dik. " Başbakan Roman, bir yabancı gazeteci- nin "Madencilerin sokaklarda yaptıklan- nı görüyorsunuz. Şu anda ülkeyi kim .yönetiyor" şekiinde bir sorusu üzerine, "Bu sorunuza ancak gulerim. Bu ülkede serbest seçimlerle gelmiş bir yönetim ve parlamento var" diye yamt verdi. Batı'dan tepki Bu arada Bükreş'te muhalefet hareket- lerinin kuvvet kullanılarak bastınlması Ba- tılı ülkelerin şiddetli tepkisine yol açtı. Avrupa Topluluğu, ticaret anlaşmasının onaylanması sürecini askıya almayı karar- laştınrken, ABD ve birçok Avrupa ülkesi- nin Iliescu yönetimini elestirmesiyle, Çavu- şesku rejiminin devrilrnesinden sonra Ro- manya yine diplomatik yönden yalnızlığa itilmiş oldu. VV'ashington, Londra, Roma, BrUksel, Bern ve Viyana'nın "Uygulanan terorist yöntemleri" kmamalanmn ardından Fede- ral Almanya da Romanya sorununu der- hal Kopenhag'daki AGtK tnsani Boyut Konferansı'na getirmeyi kararlaştırdı. Bu arada Fransa hükümeti, Romanya'daki Fransa Büyiikelçıliği'nin dört görevlîsinin saldırıya uğradığını ve bunun üzerine Pa- ris'teki Rumen Maslahatgüzanmn çağnla- rak olayın protesto edildiğini açıkladı. tngiltere de Londra'daki Romanya Mas- lahatgüzanru çağırarak, hükümeti destek- leyen maden işçilerinin muhalefet yanlıla- nna saldırılannı protesto ettiğini bildirdi. Ingiltere Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, aynı şekilde bir protestonun Bükreş'teki Ingiliz Büyükelçisi tarafından Rumen yetkilileri- ne iletildiğini belirtti. Bu arada AT dışişleri bakanlartnın Ro- manya'daki olaylan pazartesi günü Lük- semburg'daki aylık toplantılannda ele ala- caklan bildiriliyor. ABD hükümeti de Romanya'da demok- rasi yerleşmedikçe bu ülkeye insani olma- yan tüm ekonomik yardımı askıya almaya karar verdi. ABD Dışişleri Bakanlığı açıklamasmda, Romanya Devlet Başkam Iliescu'nun izin verdiği eylemlerin ülkede demokrasiye ağır darbe indirdiği belirtildi. Dışişleri Sözcüsü Richard Boucher tara- fından okunan açıklamada, insani yardım dışında verilmesine karar verilen, ancak he- nüz miktan açıklanmayan ekonomik yar- dımın askıya ahndığı ifade edildi. WASHINGTON Bush'tan 'Baltik Günü' ilanıWASHINGTON (AA) — ABD Başkanı George Bush, Senato'dan gelen istek uzeri- ne önceki günü "Baltık Özguıiök Günü" ilan etti. Bush, Senato'da yaptığı konuşmada, SSCB'ye Baltık cumhuriyetleriyle "yapıa bir diyalog" kurma çağnsını tekrarladı. George Bush, "Özgürlük, kendi kaderi- ni tayin hakkı, serbest ve adil seçimler, ken- dileri ve çocuklan için daha iyi bir yaşam hakkı... Bütün bunlar Estonya, Letonya ve Litvanya halklannın arzulandır. Baltık Öz- gürluk Günü'nde onlara verdiğimiz deste- ği bir kez daha teyit ediyonız" dedi. Baltık cumhuriyetlerinin 1940 yılında Sovyetler Birliği tarafından ilhak edilraesi- ni tanımadıklannı tekrarlayan Bush, Bal- tık cumhuriyetlerinin geçen yıl kendi kader- lerini tayin hakkı yolunda önemli adımlar attıklannı belirtti. ABD Başkanı'mn Senato'da okuduğu, "Baltık özgürlük Günü Beyannamesi" şu görüşleri içeriyor: "Baltık halklanmn arzulannı yansıtan kararlarla Litvanya, Estonya ve Letonya cumhuriyetleri bağımsızlıklannı kazanma isteklerini göstermişlerdir. Biz Baltık halk- lannın kendi kaderlerini tayin haklanru sa- vunuyoruz ve Sovyetler Birliği'ni serbest, adil seçimlerle işbaşına gelen Baltık hükO- metleri temsilcileriyle \y\ niyetli bir diyalog başlatmaya davet ediyonız. Yakın zaman- da tam, yapıcı bir diyalog kurmak için be- liren umut ve bu yönde atılan somut adım- lar bize cesaret vermiştir!' Başkan Bush, bu hafta başında Sovyet- ler Birliği Başkanı Mihail Gorbacov'un, Lit- vanya liderleriyle yaptığı görüşmeyi önem- li bir gelişme olarak niteleyerek övgüyle söz etmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle