Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/19
BEKLENEN AN GELDI!
Türkiye'nin ilk özel televizyonu Magic Box'ın 1. Kanalı Star 1,
7 Mayıs Pazartesi günü test yayınlarına başlıyor.
Her gün saat 18.00 - 23.00 arası eşsiz videoclip'ler ve
Amerikan Profesyonel Basketbol Ligi
NBA Play-Off maçları... L
Haziran'da hafta içi 12,
hafta sonu 16 saat g
birbirinden güzei müzik
programları, spor ve diziler...
Eylül'de büyük açılış!
Sürekli yayınlara geçiş...
Özlenen canlı, sürprizli show'lar,
filmler, diziler, müzik, eğlence,
spor programları ve uluslararası haBlrler...
.^ ...Ve futbol olayı! Türkiye 1. Futbol Ligi...
1990 - 91 sezonundan itibaren TV ve
radyo yayın hakları yalnız Mogic Box'to!
Savaş şov
'Baştarafı 18. Sayfada)
BHUNCITEUVHYON KANAU
IZLEYEBILIRSINIZ i
Çanak anteniniz varsa, ikinci bir anten almanıza gerek yok...
Yapmanız gereken;
k Anteninizin çapı 2 m/nin altındaysa, hiçbir ilave teçhizata
m gerek kalmadan, anteninizin yönünü EUTELSAT F5
f uydusuna (10 derece doğu) çevirtmek. *%
k Anteninizin çapı 2 m/nin üzerindeyse ve RTL, SAT I, Tele 5,
m Eurosport gibi yayınları izleyebiliyorsanız uygun fiyata
f alacağınız ilave bir LNB parçası taktırmak.
Çanak anteniniz yoksa, 1.20 m. çapında ufak, pratik ve
hesaplı bir çanak anten için antencinize başvurunuz.
• Not: Magic Box'ın önerdiği uydu sistemi META'dır.
Anten konusunda detaylı bilgi için aşağıdaki telefonlara başvurunuz.
+ Tel.: 152 30 38 • 152 32 46 - 152 32 82 - 152 41 27 - 152 41 73-
* 152 37 53 - 152 43 29 - 152 43 19 - 152 42 15 - 152 57 96
•;••- Jf
Hepsi bu! Yaşamanın tadını değiştirmeye, müziğe,
eğlenceye, futbola, spora doymaya hazırlanın!
G E C K A L M A Y I N !
Adnan-Tanju mucadelesinde Hakem Engin Kurt'un çaldığı penaltı
bizce en hafif deyimiyle çok ağırdı. Zaten o penaltı atışı ve 2 ger-
çekten güzei pas dışında, sahada güçsüz Tanju'yu kimse göreraedi.
Dün Galatasaray bütun sezon bekleyen Savaş'ın şut şovunu ser-
giledi, bir de Hayrettin'in ilerisi için umut veren performansını...
Bunlara eklenecek ne var dersiniz, Kaptan Cüneyt'in yeniden kaza-
nıldığını gösteren oyunu, güçlü Yusuf ile Erdal'ın birlikte direkte
patlayan nefiş şutlannı seyrettik.
Bu arada, tribündeki seyirciye kızıp oyuna küsen ve sahadan alın-
masmı isteyen, bununla da yetinmeyip, soyuoma odasından tribü-
ne fırlayıp seyn-ciyle tartışan Uğur'un hareketinin uedenlerini anla-
mak gerçekten çok güç.
Tbni ile Müjdat
(Baştarafı 18. Sayfada)
tin A$ık, Aziz Yılmaz, Yusuf Du-
ru, hepsi soyunma odasındaydı-
lar. Olay sonrası önce Toni sta-
dın büyük giriş kapısından, son-
ra da Müjdat laraftarlarm alkış-
ları ve polis kordonu altında ar-
ka kapıdan stadı terk ettıler.
Fenerbahçe Yönetim Kurulu
dün akşam olağanüstü toplandı.
Olay görüşüldü ve Toni'nin suç-
lu olduğu görüşü ağır bastı. Adı-
2. LİG
Kartalspor-Kasımpasa
Çarşambaspor-S.Beykoz
Kocaelispor-Kütahyaspor
Orduspor-Bulancakspor
Giresunspor-Eskişehir
A.Sebatspor-E.B.Eyüpspor
F. Karagümrük-Rizespor
D.Ç.Karabükspor-Bartm
1-1
1-0
2-0
4-3
2-1
: 2-0
3-1
1-1
3. LİG
Pendik-Galatasaray
Yüce-Feriköy
Babaeski-Galata
Kırklareli-Tekirdağ
Çorlu-S. Sirkeci
G. O. Paşa-Uzunköprü
Vefa-L. Burgaz
tstanbul-Silivri
E. Ereğli-B.Paşa
Gebze-Yalova
Akyazı-Ü. Anadolu
Düzce-A. Hisarı
2-4
1-0
1-2
1-1
4-3
7-2
4-0
3-3
3-1
0-0
1-1
1-1
nın açıklanmasını istemiyen bir
yönetici, "Majdat maç sırasında
hata yapabilir. Ama Schumac-
her'e ona tekme atma bakkı ve-
rilraez. Üstelik Schumacher şerefli
Fenerbahçe'nin kaptanlık bandı-
nı yeri«re atmıştır. Suçludur. Ola-
yı başlattıgı için suçludur, takımın
eski kaptanına tekme attığı için
suçludur. 5-1'lik galibiyete bile
sevinemedik" dedi. Fenerbahçe
Yönetim Kurulu'nun bugünkü
toplantıda Schumacher'e büyük
ceza vermesi bekleniyor.
Sarıyer hak
(Baştarafı 18. Sayfada)
ki adamla Sarıyer birçok maçın-
nı eksik kadro ile oynamasına
karşm kazanmasıru bildi.
Dün Trabzon maçında da böyle
oldu. Savunmada görev ve so-
rumluluk verdigi birçok kişinin
oynayamaz dediği Cem ve Zo-
ran'la Trabzonspor'un ataklanna
başarı ile karşı koydu. Mehmet,
Esat ve Müller de gününde olun-
ca bu Sanyer'e gol atmak otduk-
ça zor. Zira topu yitiren her oyun-
cu kalesini savunma düşünce ve
eylenıi içine girip olağanüstü mü-
cadele ediyorlar. Akıllı ve gole ya-
kın oyunculann Sercan, Mustafa
ve Osman ile de rakiplerinin işini
kolayca bitiriyorlar. Dün, hiç de
iyi oynamamalarına rağmen yine
de kazanmayı hak eden taraftılar.
Hak yerini buldu.
Stiper futbol
(Baştarafı 18. Sayfada)
lar atıyorlar. "lnönü KartaJ'a roe-
zar olacak...", "...Beşiktaş şam-
piyon olamaz" türünden klişe te-
zahürat yoğun biçimde sürüyor.
Maçın başlamasına az bir süre ka-
la sahaya çıkan Veselinoviç'e de
büyük sevgi gösterisınde bulunu-
yorlar.
G. Saray
(Baştarafı 18. Sayfada)
puk pasına Prekazi çok sen vur-
du: 3-0. 40. dakikada Bursaspor'-
un golü geldi. Tugay'ın hatalı geri
pasını yakalayan K.Erhan, Hay-
rettin'in müdahalesine karşın ta-
kımının tek golünü attı: 3-1. 60.
dakikada yine B.Savaş sahnedey-
.di. Erdai'la gırdiğı verkaçta kale-
ye 26-27 rnetre uzaktan çok akıllı
bir vuruş yaptı ve 90'dan ağları
sarstı: 4-1. G.Saray'm bitmeyen
baskısı 5. golü de getirdi. Kaza-
nılan frikiki Erdal Savaş'a çıkar-
dı. Bu futbolcunun 20 metreden
attığı şut kendisinin 3., takımının
5. golü olarak Bursa fılelerine gitti
ve Galatasaray, Trabzonspor'un
puan yitirmesi ile lig üçüncülüğü-
ne oturdu.
Buruksevinç
(Baştarafı 18. Sayfada)
yediği gol ile bütün oyunun ve atılan süper gollerin üstüne bir sün-
ger çekti. Oysa Fenerbahçe oyuna çok mükemmel başlamış, uzak-
tan şutlarla Ankaragücü kalesini bombardımana tutmuş, verkaçlar-
la süslediği güzei oyununu attığı süper gollerle değerlendirmişti. İkinci
yarıda Oğuz'un oyundan çıkması ile onun görevini üstlenen Şenol
ve orta sahada Müjdat yine ilk yarıdaki oyunu yinelemişler ve Fe-
nerbahçe farka gitmişti. Ancak 4. golden sonra Fenerbahçe forveti
egoist bir oyun anlayışına bürünmüş, defans ise işi iyice hafife al-
raıştı. Bilal'in golü ile Fenerbahçe yeniden hızlantrken Fenerbahçe
defansı arka arkaya yaptığı hatalarla Ankaragücü'nün gol poâsyon-
larma girmesine adeta yardımcı olmuştur.
5-1'den sonra oyunun iyice tadı kaçmış, Schumacher'ın takıra ar-
kadaşlanna yaptığı davranışlar tribünlerden de protesto ile karşılanrruş
ve Fenerbahçe sahayı terk ederken taraftarlar staddan buruk bir se-
vinç içinde ayrılmıştı.
GOLLER: Dakika 12: Aykut
çalımlarla cezaalanına girmek için
çaba gösteriyor. Savunma faulle
durdunınca verilen ceza atışıru
Ofıız kullandı. Altı pas? doğru
gelen topa iyi yükselen B.Şenol'-
un kafa şutu ağlara gitti (1-0). Da-
kika 23: Bilal'in verdiği pasla ra-
kibinden sıyrılan Oguz üstüne
doğru gelen Zalad'ın yanından to-
pu plase bir vuruşla ikinci kez ka-
leye gönderdi (2-0). 26. dakika:
Möjdat'ın soldan ortaladığı topu
cezaalanı içinde bekletmeden şut-
layan Ayknt çok şık bir gol attı.
(3-0). 36. dakika: Cezaalanı çiz-
gisi ustünde kazarulan serbest atışı
Müjdat bomba gibi bir şutla 4.
kez Ankaragücü ağlanna gönder-
di ( 4 ^ . 58. dakikada B.ŞenoJ'on
verdiği pasla Hayati'yi çalımlayan
Bilal, Zalad'ın yanından çok sert
bir şutla topu beşinci kez gol ola-
rak değerlendirdi. (5-0). 76. daki-
ka: Cengiz cezaalanı içinde önü-
ne geleni çalımladı. En son Toni'-
ye de çalım atan Cengiz'in şutu-
flu Vişnevski eliyle önledi. Veri-
len penaltıyı K.Ziya gol yaparak
skoru belirledi. (5-1).
Schumacher
(Baştarafı 18. Sayfada)
var ki Schumacher, geçirdiği depresyon ile bir saldırgan kişiliği-
ne bürününce, bu şahane goller, bütün Fenerbahçe taraftarlanna ze-
hir oldu.
Schumacher, Türkiye'de bir olaydı. Tüm spor dünyamız bu Al-
man futbolcuya sevecen gözlerle bakıyordu. Zaman zaman yaptığı
anormal hareketler hoşgörüyle karşılanıyordu. Ne var ki, Türkiye'-
de gördüğu bu derece sevgi ve saygı onu adeta şımartmıştı. O dere-
ce şımartmıştı ki giderek kendini Fenerbahçe'nin üzerinde biri gibi
gönneye başlamıştı. Unutulduğu bir anda Türkiye'ye getirilerek mil-
yarlarca para ödenen bu futbolcuya yönetimler dairna ayncalıkh mu-
amele de yapıyorlardı. Zaman zaman antrenörü, zaman zaman da
yönetimleri yönetme hevesine de kapıldı. Bütün bunları olgunlukla
karşılayacağına büsbütün çılgınlaşmaya başlamıştı. Sonuçta, dün de
sahada izlediğimiz gibi işi Mujdat'ı ve B.Şenol'u tekmelemeye ka-
dar götürdü. Fenerbahçe sanki bir sömürge ve Schumacher de "SS"
subayı!
Schumacher nedense bu küstahlığının sahada karşılığını görme-
di. Öncelikle Sadık Deda'nın Schumacher'i oyundan çıkartması ge-
rekirdi. Çıkartmadı, üstelik de tekme yiyen Müjdat sarı kart gördü.
Fenerbahçe yönetimi ise Schumacher'in bu deprasyonu nedeniyle sa-
ha kenanna alınması gerekirken bunu yapmadı. Bize göre Türk futbol
seyircisini ve Fenerbahçe'nin onurunu hiçe sayan Schumacher bun-
dan böyle tutulursa "Yanklar olsun" böyle Fenerbahçe'ye.
CIJMBBJRIYCT'TEİY
OKURLARA...
OKAY GÖNENSİN
(Baştarafı 2. Sayfada)
Nisan 1990'da gazetelerin ortalama günlük net
satışları ve bir önceki aya göre farkları, Satış
Servisimizin belirlemelerine göre şöyle oldu:
800 Liralık Gazete
Cumhuriyet 133.439 -925
700 Liralık Gazeteler
Sabah
Hürriyet
Günaydın
Mllliyet
Türkiye
Tercüman
548.369
534.207
479.840
358.014
313.976
136.519
-16.193
+ 45.822
+ 16.149
-8.300
+ 1.924
-63.947
500 Liralık Gazeteler
Bugün
Tan
Fotospor
Zaman
Güneş
Yeni Asır
312.196
166.521
158.470
69.000
67.886
49.819
-18.504
-31.853
+ 23.025
+ 3.000
-4.119
+ 3.677
Gazetelerin nisan ayında televizyon ve basın reklamları
için harcadıklan miktar 4 milyan aşarken dökümü şöyle
oldu:
Günaydın 870 milyon
Sabah 820 milyon
Hürriyet 690 milyon
Tan 495 milyon
Bugün 410 milyon
Milliyet 260 milyon
Fotospor 255 mityon
Türkiye 250 milyon
Zaman 70 milyon
Gûneş 65 milyon
Yeni Asır 42 milyon
Cumhuriyet 40 milyon
POLITIKADA SORUNLAR
ERGUN BALCI
(Baştarafı 3. Sayfada)
zirveden on gün önce Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl
ile Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand, AT'nin 1 Ocak
1993e kadar siyasal bütünleşmesini gerçekleştirmesi için acil
çağnda bulunmuştular. Thatcher'ın direnmesı üzerine Mitterrand
ve Kohl, siyasal bütünleşme sorununun görüşülmesini hazira-
nın sonlarına ertelemeyi kabul ettiler. Mitterrand'ın AT'nin bir an
önce siyasal bütünleşmeyi gerçekleştırmesini istemesinin ne-
deni, Almanya'nın doğuya yönelmesinden kaygılanmasıdır. Fran-
sa lideri, deyış yerinde ise Almanya'yı AT içinde hapsetmek isti-
yor.
Ne var ki Thatcher, değişik düşünüyor. Ingıltere Başbakanı-
na göre siyasal bütünleşme, hükümranlık hakkından önemli öl-
çüde ödünlerı zorunlu kılacak: Avrupa Parlamentosu'nun ağır-
lığı artarken, ulusal parlamentolar geri plana itilecek ve Brük-
sel'deki merkeziyetçi bürokrasi, ulusal hükümetlerın yetkj ala-
nını daraitacak. Thatcher'ın kaygıları Danimarka, Portekiz, Hol-
landa ve Lüksemburg tarafından da paylaşılıyor Bu ülkeler de
hükümranlık haklarından özveride bulunmak istemiyorlar.
Ama birsorun var; Avrupa'da blokların zayıflaması, milliyetçi-
lik akımının ön plana çıkmasına yol actı. iki Almanya'nın birleş-
mesi bu akımı dana da güclendirecek. Avrupa'nın tekrar milİH
yetçi kavgalara sürüklenmesini önlemenin yolu da bütunleşmek-
ten geçiyor.
Avrupa yeniden şekillenmenin sancılarını çekiyor
Türkiye bu son derece önemli gelişmeieri yeterince yakından
izliyor mu?
Dışişleri Bakanı Ali Bozer'in Malezya gezisini NATO toplantı-
sına tercih ettiği düşünükJüğünde bu soruya olumlu yanıt ver-
mek güçtür.
Atatürk ve Laiklik
(Baştarafı 2. Sayfada)
da daha da ileri gidiyor ve Atatürk'e
söylemediği bazı şeyler söyletmek-
ten bile cekinmiyor:
"Vukanda belınildiği gibi din
egitiminin bilgisiz ve yetkisü kim-
seler tarafmdan değil, okullarda be-
lirli bir program çerçevesinde yapıl-
masına işaret eden Atatürk..!' (s.
120). Sayın profesör aklınca, Ata-
türk'ü arkasma alarak, "zorunlu"
din dersleri okutulmasıru haklı gös-
terecek! Hatta kendisine göre Ata-
türk "Türk çoragunun özgur, dini-
ne saygılı, âdrt ve göreneklerioe
bağlı yetişraesini istiyor"muş, bu-
nun için de onun "dinimizi kötüye
kullananlara karşı u>-anık oJması.
bilgili olması" gerekirmiş! (A.E.s.
121; altını biz çiziyoruz.) Ee, bu na-
sıl sağlanacak? Elbet, "bir program
çerçevesinde" (herhalde "8 yıl
boyunca" demek istiyor.) Kendisi
gibi 'aydıniann yazdığı kitapları
okutarak! Zira, ne demiş Atatürk?
"Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, der-
vişler, müridler ve mensuplarırun
memleketi olamaz. En doğru ve en
hakiki yol ilim ve medeniyetin
yoludur" (AJ.s. 123) demiş. Çok
da güzei söylemiş, ancak bu sözu
Atatürk 1923'te söylemiş, dolayısıy-
la bu sözü zorunlu din derslerini
haklı gösterme amacıyla anmak,
öküzün altında buzağı aramaktan
farksız bence. ^ani sayın profesör
"bu dersler okutulmazsa çocukla-
rımızı şeyhlerin ve muridlerinin
elinden kurtaramayız, dolayısıyla
"ilim ve medeniyet yolunda
ilerleyemeyiz" demeye mi getiriyor?
Eğer niyeti bu ise kimi kandırdığı-
nı sanıyor? "Şeyhler ve dervişler"
çağmın ne zaman ve nasıl geri gel-
diğini hepimiz biliyoruz. Bu geliş-
meyi kimlerin ve ne amaçla başlat-
tıklarını da biliyoruz.
E V I Z Y O N
Sevgili dostumuz, değerli insan
AYHAN BAŞARAN'ı
bir trafık kazası sonucu yitirdik.
Acımızı ailesi ve bütün dostlanyla paylaşıyoruz.
O'nu özlem, saygı ve sevgiyle hatırlayacağız.
Ahınel Abakav. Kâzım A^ank. Mehmel 4közer. Alper Aklan, Ilhan Akkan. tzzet Araral. Petami
Arıırk. Aka> Antov Bülenl Anumlı, Alilla AifUl. Abdurrahman Alalay. Hü«-\in Aula>, Mut.lafa
Alala\. Veysel Av^ar, Onman Ajbere, Vedal Baranoğlu, Eıhem Cankunaran. Merrain f-oıjkun. l mur
Cooİıun. Musiafa Çam. Tevfik Ça>dar. Umei Rıza Çebi. Metin Çulhaoğlu. >ezih Damal. Şükran
Deri«. >usret Do^ruak. Recai Emre. Figen Er. Salih Er. Kadir Erba», Aauman Erdosl. Haluk
Krdosl. Cem Eroglu, Hayri Ertek. Fahrrtlin Fıdan. Ceval Ceray. Turgul Gökdere. Aykut Cökcr.
Ne»e Göker. Milhat C4rkem, Arif GttlSksuz, Ali Güna). Nezahat Gttndoğmuş, Çetin Güner. >ahit
Harıköylü. Alpaslan Ifiklı. Burhan Karaçal. Ra^il Kaya. Özean Kesgeç, Ne^el Kocabıyıko|;lu.
Rengin KoraİM.vıkoğlu, Yıldırım Ko^. Mustafa koçjigil. Hayri Kurt);6zU. Tamer Le\ent, Bayranı
Meral. Haluk Orhun, Gürbttz Özaltınlı. Mehmet kök Ozaltıniı. Muıa Özdernir. VarlıL Özmrnek.
>urettin Pirim, Perihan Pulal. Ömür Sezf[in, Hasan Şahin. Erol Şala^ Er^en Şanıtal. Genoay
Şaylan. Ali Şim^ek. Özkan Taner. Tun<r Tayanc. Erhan Trz^ör. Durmu» Tiryaki, Şenol Tıryaki.
Ahmet Toptan, Haluk Tosun, Se»gi Tunrel. Tanrr Tunrel. Mete Tun^a), Ne«e Tunçay. Gürel TUziin.
Tttlay l'lutürk. Kudret l'lutürk. Ahmel Unutnıaz. Tahgin Usluoğlu. Fatih İ.luıı. Fikret Kemal
Yıldırım. Sacil Yöriiker.
Ama biz yine asıl konumuza
dönelim:
"Din Kültürü" kilaplannm ya-
zarları sadece Atatürk'u kendi da-
valarına bulaştırmakla yetinseler,
yine iyi; bu zorunlu derslerin laik-
İikle bagdaşmadığı izlenimini sil-
mek için de az çaba harcamıyorlar!
Örnegin, Doç. B. Bilgin laikliğin ol-
dukça uygun bir tanımını yapıyor,
hatta bir yerde "Atatürk milleti ve
ülkeyi bu tehlikelerden kurtarmak
için 'DevletiD dini olnaz' ilkesini
getinniştir" (İlk 5. sınıf s. 72) di-
yor. Aynı şekilde, Prof. Tunç da
"Devlet her turlü dini inanış ve
mezhep anlayışı karşısında
tarafsızdır" (Orta II. s. 116) diyor,
çok da doğru söylüyor, ancak bu
sayın yazarlardan ne biri, ne oteki
okuJlannda zoria din dersterini (ya-
ni tslamlık) okutulan bir iilkede
devlctin ba tarafsızlıgı nasıl sağla-
yacagı sorusunu sormaya yanaşmı-
yor. Yoksa derslere 'Din Kültürü'
başlığinı takmakla tarafsızlığın sağ-
lanrnış olduğunu mu düşünü-
yorlar?
Geçenlerde CDmhariyel'te bir
Katolik ana-babanın "Milli Eğitim
Bakanı'na Açık Mektup"u çıktı.
Meğer bu dersler Miıslüraan olma-
yan azınbk çocuklanna da okutu-
luyormuş! lnanılacak sey değil! Bu
ana-baba haklı olarak feryat figan
ediyor; Zorla okutulan şeyler ara-
sında: 'Tevrat ve Incil'deki tutarsız-
lıklara, lslamı öbür inançlardan üs-
tün tutan özelliklere değin pek çok
şey var. Bizim çocuklarımız, kendi
inançianna ters diışen şeyleri ogren-
m<k zonında degiller. Üstelik yet-
kilerini aşarak sınıfta zorla namaz
kıldırmaya kalkan oğretmenler de
varT'
Rezalete bakın: Laik olmayan
Osmanlı devletinin bile uyrukları-
na reva görmedigı bir manevi işken-
ceyi sözüm ona laik devletimiz -
hem de yirminci yüz>ılın sonunda-
uyruklanna reva görebiliyor!
Tanrım, sen aklımı koru, yoksa
korkulu bir rüya mı göruyorum?
EKONOMtNOTLARI
(Baştarafı 13. Sayfada)
Piyasa, enflasyon oranıyla dö-
viz kuru artışları arasında büyü-
yen uçuruma nereye kadar
dayanacak?
Bu soruların yanıtlarını düşü-
nürken insan ister istemez biraz
daha karamsar oluyor, enflasyc-
nun geleceği konusunda. Uma-
lım bizim bu karamsarlığımız
yersiz olsun, brr mucize gerçek-
leşsin ve enflasyon hızla inişe
gecsin, biz de artık geleneksel-
leşen bu tûr yazıları yazmaktan
kurtulalım.