Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURlYET/16 HABERLERİN DEVAMI 7 MAYIS 1990
Ifeşîl dünya içîn el ele
HAKAN KARA
ÜMİT OTAN
HANDAN ŞENKÖKEN
tZMİR — Aliağa Gencelli'de
yapımı tasarlanan termik santra
:
la karşı yaklaşık 50 bin kişinin el
ele vererek kiloraetrelerce oluştur-
duğu "insan zinciri" eylenıi dün
gerçekleştirildi. Cumhuriyet Ala-
nı, Karşıyaka ve Gencelli'de top-
lanan binlerce kişi, termik santralı
protesjo etti, "Gencelli genç kal-
sın, termik sanlrala hayır" sloga-
nıyla el ele tutuşarak oluşturduk-
ları insan zinciriyle en büyük çevre
eyletnini yaptı. Çevre eylemine,
parlamenterler, SHP, YP, SP, Ege
ve Bakırçay Belediyeler Birliğı,
meslek odaları ile çeşitli çevre
grupları, Yünanistan Ekolojik Al-
ternatif Partisi temsilcisi katıldı.
Saat 10.00'da Cumhuriyet Ala-
nı'nda protesto eyleminin ilk hal-
kası oluşturuldu. Alana toplanan
binlerce kişi, giydikleri "çevre
dostu" önlükleriyle el ele tutuşa-
rak Alsancak vapur iskelesine dek
zincir oluşturdu. Alanda aynca
Bornova Belediye Bandosu eşli-
ğinde folklor gösterileri yapıldı, el
ele tutuşan yüzlerce kişi halay cek-
ti. Alanda YP Genel Başkanı Ce-
lal Ertuğ, Izmir SHP ve bağımsız
milletvekilleri, DYP'li Manisa Be-
lediye Başkanı Zafer Ünal, Muğ-
la Belediye Başkanı Orhan Çakır,
görevden alınan Çanakkale Bele-
diye Başkanı tsmail Özay hazır
bulundular.
Anakent Belediye Başkanı Yiik-
sel Çakmıır'un alana gelmesiyle
eylemcilerde hareket daha da art-
ü. Çakmur, öteki belediye başkan-
lanyla birlikte çevre hareketinin
simgesi olarak manolya ağacı dik-
ti. Çakmur burada yaptığı kısa
konuşmada, çevre hareketinin
kimsenin tekelinde olmadığını, te-
miz bir demokrasi ve temiz bir
çevre için birlik oluşturulması ge-
rektiğini söyledi. Gelecek nesille-
re temiz ve sağlıklı bir yaşam sağ-
layabilmek için bilinçli hareket
edilmesi gerektiğini ifade eden
Çakmur, başlatılan eylemin başa-
nya ulaşacağını belirtti. YP Genel
Başkanı Celal Ertuğ, bu eylemde
insanlann ilk kez kimseyi dinleyip
alkışlamak için değil, birlikte bir
şeyleri başarmak, dünyayı değiş-
tirmek için yan yana gelmeleri ge-
rektiğini ifade ederek şunlan söy-
ledi:
"Birey olarak, insan olarak,
kaygısız, şartlanmasız gelsinler ve
yanıbaşlanndakine siyasi görüşü-
nii sormadan. ortak bir amaç uğ-
runa kenetlenebilsinler. Sorunla-
nn artık masabaşlannda hiikümet
kunıp bozarak büyük kararlaria
çözülmediği, çözıilmeyeceği aşi-
kâr. Burada yalnız bu amaçla bu-
lunuyoruz. Bizim yaşamınıız üze-
rine kararian biz veririz ve bu ter-
mik santralı yaptırmamaya karar
verdik, yaptırmavacağız. Bunun
dışındaki politikalara kanşmıyo-
ruz ve bütün kirlenmeler gibi ve
hatta hepsinden çok politik kir-
lenmeye karşıyız."
Daha sonra "çevre dostu" im-
zalı bildiri okunarak "Biz Gencel-
li'de termik sanlrala hayır diyonız.
Bize sorroadan, karar alanlara
sevgi zincirimizin gücü ile cevap
verelim, haydi hep birlikte sevgi
zincirine" denildi. Bunun üzerine
Birinci Kordon'da ellerinde "ku-
nı kafa", tişörtlerinde "Termik
santral istiyomz" yazılı genç kız-
ların başlattığı insan zinciri önün-
de yeşil bir "tnnl*! ile santralı pro-
testo ettiler. İnsan zinciri arasıu-
da küçük çevre dostlan temsilci-
lerinin de bulunmaları dikkati
çekti. Termik santrala karşı hare-
ket içerisinde, "Biz istemiyoruz,
yapamazsııuz", "Tribünier sahaya,
demokrasi sokağa", "Dün Yata-
gan, bugün Gencelli, yann nere-
si?" "Yıldızian değil, dünyayı
istiyoruz" pankartları, el ele tutu-
şan insan zincirinin önünde yer
aldı.
Cumhuriyet Alanı'nda topla-
nan binlerce kişi, insan zinciri
önünde otobüslere bindirilerek,
Çiğli'ye götürüldü. Burada her
500 metrede bir ağaç diken çevre-
ciler, Foça'ya doğru insan zinciri
oluşturmaya başladılar.
Karşıyaka Anıt Alanı'nda top-
lanan binlerce kişi, çevre eylemi-
nin ikinci halkasını oluşturdular.
Saat 10.00'dan itibaren toplanma-
ya başlayanlara belediye bandosu
konser verirken folklor gösterile-
ri yapıldı. Buradaki eylemciler de
saat 11.30'dan itibaren, "Termik
santrala hayır" sloganları atarak
ve alkış tutarak insan zincirini
oluşturmaya başladılar. Anıt-
Naldöken Kavşağı-Soğukkuyu-
Çiğli güzergâhında insan zinciri
oluşturan çevreciler, Izmir'den ha-
reket eden grupla birleştiler. Bu
arada ellerinde "Enerji güneşten
gelsin", "Sadece bizim dünyamız
var", "Ölmeden önce gulelim",
"Sayın bakan, sizin kastınız bize,
bizim kastımız ise size değil" pan-
kartlarını taşıdüar, gökyüzüne ba-
lon uçurdular. Termik santrala ha-
yır eylemi, yaşlı genç, anne baba,
dedelerin katılımıyla bir bayrama
dönüştü.
Termik santrahn yapılacağı
Gencelli köyünde sabahın erken
saatlerinden itibaren toplanan
çevreciler, burada da folklor gös-
terileri yaparak "Termik santrala
hayır" dediler. Binlerce kişinin
arasında SHP'li parlamenterler-
den Neccar Türkcan, Turan Beya-
zıt, Veli Aksoy, genel sekreter yar-
dımcılanndan Giiler Tanyolaç, ba-
ğımsız Izmir Milletvekili Kemal
Anadol, çevre belediye başkanla-
n dikkati çekü. Çevrecileı saat
12.00'den itibaren el ele tutuşarak
insan zinciri oluşturmaya başladı-
lar. Gencelli'den tzmir-Aliağa ka-
rayoluna kadar olan 13 kilomet-
relik yol, el ele tutuşan insanlarla
doldu.
lzmir ile Karşıyaka'dan hareket
eden ve her 500 metrede bir ağaç
dikenler ile Gencelli'den hareket
edenler Aliağa yakınlannda insan
zincirini birleştirdiler. Böylece ter-
mik santrala karşı en büyük pro-
testo hareketi gerçekleştirilmiş
oldu.
Şenlik ve mesajlar
Gencelli Termik Santralı'na
karşı gerçekleştirilen protesto ha-
reketine çeşitli kurum ve kuruluş-
lardan destek mesajları gönderil-
di. Yünanistan Ekolojik Alterna-
tif Partisi temsilcisi Andriette Sat-
hi Schoorel de protestocular ara-
sında yer almca, eylem uluslara-
rası boyuta dönüştü. Schoorel,
partisinin mesajım iletirken "Ege
Bölgesi'nin tıim sorunlannın ay-
nısını Yunanistan'da yaşıyoruz.
Çünkü bitki örtüsünden hayvan-
lara, deniz sulanmıza kadar her
şeyi aynı dengede paylaşıyoruz. İz-
mir'in çevresinin kirienmesini Ati-
na ya da Selanik hissedecektir.
Özellikle bu tip santrallann, em-
sallerinden daha fazla kirlilik ya-
rattığını herkes biliyor. tzmir ve
çevresinin bir elektrik ihtiyacımn
da olmadığını duyduk. O halde bu
termik santralı kim, niye yapür-
mak istiyor?" dedi.
İnsan zinciri eyleminden sonra
termik santralın yapılacağı alan-
da toplananlar piknik yaptılar.
Çeşitli sanatçılar da konserleriy-
le eyleme kaüldılar.
İnzan zinciri eylemine katılan-
lar yol boyunca araçlardan ve bi-
nalardan bol alkış aldılar. Gencel-
li'de başlayan ve İzmir'e doğru
uzanan insan zinciri, İzmir ve Kar-
şıyaka'dan gelenlerin de eklenme-
siyle kilometrelerce uzunluğa eriş-
ti. Gencelli Santralı'nın yapılaca-
ğı yeıdeki "Termik Şölen"in baş-
lamasından önce insan zincirini
oluşturanlar 50'yi aşkın belediye
otobüsü ve yüzlerce özel araçla
Gencelli'ye taşındılar. Termik Şö-
len'in yapılacağı alanda oluşturu-
lan bir podyumda "İnsan Zinciri
Grubu" ile Arif Kemal birer kon-
ser verirken halaylar çekildi. Alanı
dolduranların çimenlere oturarak
konseri izlediği görüldü. Toplulu-
ğun içinde yöredeki tüm belediye
başkanları, parlamenterler ve kü-
çük çevreci Evrim Coşar büyük il-
gi gördü. lzmir Anakent Beledi-
ye Başkanı Yüksel Çakmur, bura-
da yaptığı konuşmada, "Bu ey-
lem, demokrasi için çok anlamlı
oimuştur. Susturulmuş bir toplum
olmaktan çıkışımızın bir müjde-
sidir. Demokrasinin evrimidir* ki-
lometre taşlanndan biridir" dedi.
Evrim Coşar da "25 yıl sonra ben
çocuklanma >eşile özlem çektir-
mek istemiyorum. 25 yıl sonra
ötnrü bitecek termik santral is-
temiyorum" diye konuştu.
IZMlR'den HJKMET ÇETJNKAYA
(Baştarafı I. Sayfada)
Çakmur:
— Eski bakan arkadaşım...
Ertuğ:
— Daha daha...
Çakmur baktı ki olacak gibi
değil, açıkladı:
— Yeşiller Partisi Genel Baş-
kanı...
>feşiller Partisi üyeleri eğer kız-
mazlarsa hemen söyleyelim:
— Yaramaz çocuklara benzi-
yor hepsi...
Cumhuriyet Alanı'nda tanık ol-
duk, sosyal demokratlarla sava-
şım veren bir havaları var. Kamu-
oyunda adları duyulmasına du-
yuldu. Ancak henüz emekliyor-
lar, yürümeleri ise Türkiye gerçe-
ğine göre uzun sürer. Bu arada
araçları olmadığından belediye
otobüslercıe doluşuyorlar. Yani
hem bağcıyı dövüp hem üzüm
yemek istiyorlar.
*
Bir geçkin yeşilci feminist ya-
nımıza yaklaştı. Elindeyeşillerin
rozeti var
— Yakanıza takabilir miyim?
— Hayır, teşekkür ederim...
Geçkin feminist bize çok kızdı
ve sordu:
— Yoksa siz de sosyal demok-
rat olanlardan mısınız?
Gazeteci olduğumuzu söyle-
dik. Sonra bizi tantyınca ekledi:
— İstanbul'dan geldim, çok
yorgunum...
SHP lideri Erdal İnönü'nün ha-
beri olsun; Yeşiller, SHP'ye atter-
natif olmaya hazırlanıyor. Ecevit
1
in DSP'sinden sonra şimdi de
eski CHP'Iİ Ertuğ'un yeşilleri...
Gencelli'de gerçekten görkem-
li bir hava vardı. Doğa harika, gü-
neş kişinin iliklerine işliyordu. Kot
pantolonlu kızların yanında şal-
varlı kadınlar, bıyıklı kasketlilerin
karşısında eşofmanlı beyler, ba-
yanlar ülke manzaralarını çeşit-
liyorlardı.
— Bizim insanımız sevdi mi
ölesıye sever... Tuttu mu ölesiye
tutar...
Baktık bir grup Harbiye Marşı
soylüyor, ötede bir başka grup gi-
tar solosu yapıyordu. Şaşırmaya
hiç gerek yoktu. Daha ileride da-
vul zurna eşliğinde "Halimem"
türküsüyle oynayanlar görülüyor-
du. Herkes el ele vermiş, Gen-
celli'de kurulacak olan "termik
santrala hayır" demek için bura-
daydı.
Gördük ki Türkiye'de değisen
bir olgu vardı: İnsanlar artık çev-
reye sahip çıkıyorlar, insan hak-
larına saygı için "sevgi zinciri"
oluşturuyorlardı.
Kadınıyla erkeğiyle, yeşilcisiyle
sosyal demokratlarıyla, sosyalis-
tiyle. bıyıklısıyla bıyıksızıyla, gen-
ciyle yaşlısıyla, kotlusuyla, şal-
varlısıyla. ithal lastik pabuçlusuy-
la, çizmelisiyle Gencelli'de ant
içiyordu:
— Yeşil ve temiz bir dünya is-
tiyoruz, sağlıklı bir yaşam için...
O nedenle termik santrala hayır...
Binlerce insan işte bu neden-
le Gencelli'ye gelmişti...
Toplumsal piknik coşkulu geç-
mişti...
Çevreye tarihi damga
(Baftara/ı I. Sayfada)
• Alana manolya ağacı diken
Anakent Belediye Başkanı Yük-
sel Çakmur çevre etkinliklerinin
hiçbir partinin tekelinde olmadı-
ğını anımsatnken "tennik santra-
la hayır" eyleminden önce Japon
termik santrallarının ne kadar iyi
olduğunu anlatan televizyon
programına veryansın etti. Çak-
mur, "Televizyon gelsin buraya,
bu agacın altında, termik santral-
lann yararlı raı zararb mı olduğu-
nu tardşalım" dedi. Çakmur, ko-
nuşmasını "sürgünün, sansüriin
Deneme
sııı avı
yapıldı
Haber Merkezi — Mılli Eğitim
Bakanlığı ile Özel Dershaneler
Birliği (ÖZDEBİR) işbirliği ile
Türkiye çapında diizenlenen ödül-
lü Anadolu liseleri ile özel Türk
ve yabancı okullar deneme sına-
vı dün yapıldı. Sınava 50 bin do-
layında öğrenci katıldı. ÖZDE-
BİR Genel Başkanı tbrahim An-
kan'ın verdiği bilgiye göre tek
oturumda yapılan deneme sına-
vında ilk 10 arasına girecek öğren-
cilere birlik tarafından bir yıl sü-
reyle ayda 200 bin lira karşılıksız
öğrenim bursu verilecek. İllerde
birinci olanlar ise, 75 bin lira pa-"
ra ödülü ve il milli eğitim müdür-
lüğü tarafından hazırlanmış biı
sertifıka kazanacaklar. Sınav so-
nuçları 10 gün sonra okullara ve
öğrencilerin adreslerine postala-
nacak.
ÖZDEBİR tarafından açıkla-
nan cevap anahtarlan şöyle:
Milli Eğitim Bakanlığı ile ÖZ-
DEBİR'in işbirliği ile hazırlanan
ve Türkiye çapında 6 Mayıs 1990
Pazar günü uygulanan 1990 Ana-
dolu liselerine giriş deneme sına-
vı cevap anahtarı şöyle:
Test I: 1-D, 2-C, 3-B, 4-B,
5-D, 6-C, 7-A, 8-C, 9-C, 10-D,
11-D, 12-B, 13-B, 14-A, 15-C,
16-D, 17-B, 18-B, 19-A, 20-A,
21-A, 22-C, 23-C, 24-D, 25-B,
26-C, 27-D, 28-B, 29-A, 30-A,
3I-B, 32-A, 33-D, 34-C, 35-D,
36-B, 37-A, 38-C, 39-C, 40-A,
4İ-A, 42-C, 43-D, 44-B, 45-A,
46-B, 47-C, 48-A, 49-B, 50-D.
Test II: 1-B, 2-A, 3-B, 4-C,
5-C, 6-D, 7-A, 8-A, 9-D, 10-B,
11-D, 12-A, 13-D, 14-A, 15-D,
16-B, 17-C, 18-C, 19-C, 20-A,
21-B, 22-A, 23-D, 24-C, 25-A,
26-B, 27-A, 28-D, 29-C, 30-B,
31-A, 32-B, 33-C, 34-B, 35-A,
36-A, 37-B, 38-C, 39-D, 40-D,
4I-B, 42-C, 43-B, 44-A, 45-C,
46-A, 47-B, 48-B, 49-B, 50-C.
olmadığı, demokrasisi teraiz, çev-
resi temiz bir Türkiye'de yaşamak
istiyoruz" diye bitirdi.
• Termik santralı protesto etkin-
tiklerinde davul zurnadan tram-
bona değin çok değişik müzik
araçları kullanıldı. Belediye ban-
dosunun çaldığı mastika eşliğin-
de halay çekenleri, kaset çalaria-
rından yükselen rock müziğiyle
dans edenleri, yine davuz zurnay-
la oynayanları yan yana görmek
olasıydı.
• Gencelli yakınlannda Aliağa
Belediye Başkanı Hakkı Ülkü,
Foça Belediye Başkanı Nihat Di-
rün, sevgi zincirinin oluşturulması
için en çok çaba harcayanların
arasındaydı. Santralın yapılacağı
doğa güzeli alan, içinde "Yaşa-
mak istiyoruz" yazılı giysileriyle>
oynayan çocuklarla daha bir gü-
zel görünüyordu.
• Gencelli çevresinde yakın köy-
lerden gelen çifçi yurttaşlar, şal-
varlı kadınlar, yediden yetmişe
oluşan sevgi zincirinden kendile-
rine yer bulurken karşılarında bu
denli kalabalık bir topluluğu bul-
manın şaşkınlığını yaşıyorlardı.
Horozgediği'nden Mehmet Genç,
"Bu kadar insan işi gücü bırak-
mış, buraya koşmuş. Demek ki
santral tehlikeli" diyordu.
• Sevgi zincirinde kullanılan pan-
kartlar ve sloganlardan bazılaru
"Aydınlanmak için kararmak
niye? / Elimi tut çarpılmazsın,
ben termik santral değilim / Dün
Yatagan, bugün Gencelli, yann?
/ Artık seçmen değil ynrttaşız /
Bugün dünya için ne yaptın? /
Düşünüyorum o halde hayır /
Ben çocuğum yaşamak istiyorom
/ Düşünün, isteyin, kımıldayın
yeter / Uzaktan "bakan"lar bi-
nu yaklaşsanıza / Ben istemiyor-
sam yapamazsımz / Tribünier sa-
haya, demokrasi sokağa / Bir
KW saat elektrik için Yatağan'-
da kaç çocuk ölüyor? / Güneş
enerjisi aklınıza gelmiyor mu? /
Dünyayı seviyoruz, demokrasi is-
tiyoruz / Gencelli genç kalsın /
Termik santral insanlık düşmanı
/ Termik santralı yaptırmayaca-
ğız / Çocuklar ölmesin, şeker de
yiyebilsin /
• Sevgi zincirine katılmak için
Adana, Ankara, İstanbul, Sam-
sun, Trabzon gibi kentlerden ge-
lenler de dikkatleri çekti. Gencel-
li'deki araçlarda birçok ilin trafik
plakasına rastlanıyordu. Sevgi
zincirini oluşturanların "yıgınsal
katıhmdan" sonra en çok konuş-
tuklajı konu, önceki gun televiz-
yonda termik santralb.nn rekla-
mının yapılmasıydı. Yurttaşlar,
"Termik santralları çok seven
TRT, acaba bu gece burada bin-
lerce insanın termik santrala ha-
yır dediğini aktaracak mı" diye
sordular. .
WASHINGTON'DAN AHMET TAN
KABİR ZİYARFTİ — Akbulul, Irak gezisinde Genç Osman'ın kabrini ziyaret etti. (Fotograf: AA)
Irak'tan üç şikâyet
TUNCAY ÖZKAN
BAĞDAT — Başbakan Yıldı-
nm Akbulut 3 günlük resmi ziya-
ret için geldiği Irak'ta dün Dev-
let Başkanı Saddam Hüseyin ile
görüştü. Saddam Hüseyin'e Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal'ın iyi di-
lek mesajım ileten Akbulut, Hü-
seyin'i Türkiye'ye davet etti. Dün
Türk ve Irak yetkilileri arasında
sürdürülen KEK protokolü görüş-
melerinde de su sonınu nedeniy-
le kısa bir süre kriz yaşandı. Ta-
raflar görüşmeleri bıraktılar. An-
cak Türk Büyükelçiliği'nde Baş-
bakan Yıldırım Akbulut'un ver-
diği resepsiyon sırasında Irak Baş-
bakan 1. Yardımcısı Taha Yasin
Ramazan ile Başbakan Yıldırım
Akbulut'un devreye girmesi sonu-
cu dün gece yerel saatle 22.00'den
îtibaren görüşmeler yeniden
başladı.
Türkiye ile Irak arasındaki gö-
rüşmeler Irak'm Türkiye'nin Fı-
rat'tan gönderdiği sarüyede 500
metreküplük suyun Irak tarafın-
dan 700'e çıkartılmasını istemesi
üzerine kriz noktasma geldi. Dev-
let Bakanı Işın Çdebi'ye Irak Pet-
rol Bakanı Issam Çeleoi Türkiye'-
nin sular konusundaki kesin gö-
rüşünü açıklamasını istedi. Işın
Çelebi bunun üzerine Türkiye'nin
su konusunu KEK protokolünün
dışında ayrı bir protokol halinde
ele almak istediğini bunun su ba-
kanları arasında yapılacak ayrı bir
toplantıyla desteklenmesi görü-
şünde olduklarını ve Türkiye'nin
saniyede 500 metreküpün üzerin-
deki suyu aşağıya bırakamayaca-
ğım dile getirdi. Bunun üzerine Is-
sam Çelebi su mesdesinin bundan
önce olduğu gibi KEK protokolü
içinde yer almasını istediklerini
bildirdi. Görüşmeler.bu su nok-
tasında kilitlenince kriz ortaya
çıktı ve Türk-Irak resmi görüşme-
leri yaklaşık 5 saat kadar kesildi.
Görüşmeler her iki ülke başbaka-
nının araya girmesiyle yeniden
başladı.
Türk-lrak görüşmelerinde gü-
venlik konusunda imzalanması
beklenen protokolün de ayn gö-
rüşmeler konusu olacağı öğrenil-
di. Başbakan Akbulut güvenlik
konusunun KEK protokolünün
içinde yer almayacağını açıkladı.
Peşmerge sitemi
Öte yandan Akbulut ile Irak
Başbakan Birinci Yardımcısı Ta-
ha Yasin Ramazan'ın da katıldı-
ğı resmi görüşmeler sırasında
Iraklı yetkililerin, Türkiye'ye peş-
mergelere kapıları açmasından
dolayı sitem ettikleri ve bu konu-
daki yakınmalarını dile getirdik-
leri öğrenildi. Türk tarafının ise
konunun insani boyutunu Iraklı
yetkililere anlattığı bildirildi.
Görüşmeler sırasında güvenlik-
işbirliği anlaşması imzalanması
konusu taraflarca olumlu karşı-
landı. Irak'm anlaşmanın içinde
sıcak takip unsurunun da yer al-
masına yönelik önerilerine karşı
Türk tarafı güvenlik-işbirliği an-
laşmasıyla her iki ülkenin de ar-
tık sıcak takip yoluna başvurma-
dan sınırlanndaki güvenlik ön-
lemlerini yeterli düzeye getirme-
sinden yana olduğu Irak tarafına
iletildi.
Iraklı yetkililer Türk tarafına
resmi görüşmeler ve ziyaretler sı-
rasında süper topla ilgili sitemle-
rini aktarmaya devam ettiler. Bir
Türk yetkili konuyla ilgili olarak
şu değerlendirmeyi yaptı:
"Süper top konusu görüşmeler-
de gündeme getiriliyor. Türk ta-
rafı olarak uluslararası ticaret yü-
kümlülüklerinden kaynaklanan
görevlerimizi yerine getirdik. An-
cak bu konuda bazı çelişkiler de
bulunuyor. Çünkü süper topun
yapımcısı ve Irak'a getirilmesine
izin veren ülke İngiltere. Öyle bir
malın Türkiye gümrüklerine gir-
diğini bildiren, buna karşı onlem
isteyen de İngiltere. Ortada bir çe-
lişki var. Hem yapımına ve Irak'a
getirilmesine izin veriyorsunoz,
sonra da bunu başka türlü yonım-
luyorsunuz. FJbetteki Türkiye ile
Irak arasındaki iiişkilerin diizel-
mesinden ve gelişmesinden belli
ölçülerde rahatsızlık duyanlar
vardır."
Başbakan Yıldırım Akbulut ak-
şam da Bağdat'a yaptığı resmi zi-
yaret nedeniyle Türk Büyükelçi-
liği'nde onuruna verilen koktey-
le katıldı. Kokteyle girmeden ön-
ce bir süre gazetecilerle görüşen
Akbulut iç politika konularına
değindi.
Akbulut, bazı bakanlann 3 ha-
ziran seçimlerinden sonra Mesot
Yıunaz'ı desteklemek amacıyla is-
tifa edecekleri yönünde basmda
yer alan haberlerin anımsatılma-
sı üzerine şunlan şöyledi:
"Ben bu faaliyetieri bilmiyo-
nım. Böyle bir tespit yapma za-
ruretti duymuyonım. Ami pren-
sip olarak arkadaşlanmdan mem-
nunum. Onlardan böyle bir hare-
ket beklemiyorum. Ben siz ne ka-
dar söylerseniz söyleyin inanmı-
yorum. Yaparlarsa yanlıştır. Ben
onlarla bağdaştıramam. Ya kabi-
nede olmalılar ya orada. Ben hiç
bir arkadaşımın o şekilde hareket
ettiğini kabul etmiyorum, etmem
de mümkün değil. Ama eğer ha-
kikaten böyle hareket var ise bu-
nu yapmamalıdırlar. Ayrılmala-
n gerekir."
ÖGLE YEMEĞİ — Demirel GAP gezisine katılanlarla öğle yemeği yedi. (Fotograf: Banş BU)
Demirel: Su kullananın
(Baştarafı I. Sayfada)
Komutanın ikinci yoldan gitmele-
rini istemesi üzerine Demirel, "Yol
vermiyorlarsa vermiyoriar, biz bir
yoiunu buluruz" dedi. Demirel,
Suriye sınırına paralel ve PKK'run
eylem yaptığı güzergâhta seyreder-
ken, konvoyun etrafındaki güven-
lik çemberi yoğunlaştırıldı. Bu
arada, Harran Belediye Başkanı
Mahmut Özyavuz, makam aracı
yerine kullandığı "GAP" adında-
ki atını Demirel'e armağan olarak
verdi. Demirel de başkana sıfır ki-
lometrede Kartal marka bir ma-
kam otomobili hediye etti.
Şanhurfa'da GAP alanında in-
celemelerde bulunan Demirel,
GAP'ın geciktirildiğini ve proje-
nin istenen düzeyde yürümediği-
ni bildirerek iktidarı "GAP sade-
ce övünmek için yapılmıyor" di-
ye eleştirdi.
Demirel, dün sabah Şanlıurfa-
da düzenlediği basm toplantısın-
da Türkiye'nin kalkınmada önce-
likli yöreler politikasını yeniden
gözden geçirmesi gerektiğini söy-
ledi. Yapımı süren Atatürk Bara-
jı'nın GAP'ı örttüğünü kaydeden
Demirel, "Proje yürümüyor. Yap-
tıkları. yapılması lazım gelenleri
örtüyor, biz GAP'ın entegre bir
proje olarak yapümasını istiyoruz.
Hem GAP'ın yapılması Doğu'nun
kalkınması anlamına gelmez" di-
ye konuştu.
Fırat'ın sulanmn Türkiye ile
Irak ve Suriye arasında sonın ol-
duğuna dikkati çeken Demirel,
"Bu su boşu boşuna akıyor. Esa-
sen Irak ve Suriye'nin 'Siz suyu
kullanmayın, köylünüz fukara
kalsın' demeye haklan yoktur. Su-
yu kesraek de mümkün değil.
Herkese yetecek kadar su var" de-
di. Demirel, Başbakan Akbulut-
un Irak'ta karşılaştığı protokol so-
rununun hatırlatılması üzerine
"bunun su ile değil, süper top ile
ilgili olduğunu sandığım" söyle-
di. Demirel, Dicle ve Fırat'ın ulus-
lararası su olmadığını da vurgu-
layarak şunlan söyledi:
"Bu sular Türkiye'nin hudutla-
rından çıkana kadar bizimdir.
Çelebi, Saracoğlu'na çattı
(Baştarafı I. Sayfada)
rüşlerini anlatacağını ifade etti.
Ekonomiden sorumlu bakan-
lardan Devlet Bakanı Işın Çelebi,
Bağdat'ta düzenlediği basınla soh-
bet toplantısında gazetecilerin
enflasyon rakamları ve Türkiye
1
deki ekonomik göstergeler konu-
sundaki sorularını yanıtladı. Çe-
lebi, son enflasyon rakamlarının
henüz kendisine ulaşmadığmı, bu-
nun için ayrıntıh bir değerlendir-
me yapamayacağını bildirdi, 4 ay-
lık enflasyon rakamlarının
DPT'nin haz'ırladığı 1990 yılı eko-
nomik programdaki hedeflerle tu-
tarlı olduğunu belirtmekle yetin-
di. Çelebi, gazetecilerin "Devlet
Bakanı Güneş Taner'in ekonomi-
den sorumlu tek bakanmış gibi
yaptığı açıklamalar ve enflasyon
konusundaki farklı rakamlarını
nasıl değerlendirdiği" sorusuna,
"Biz Bakanlar Kunılu'nda bir ta-
kım oyunu oynuyoruz. Benim bu-
rada farklı bir şey söylemem
olmaz" yanıtını verdi.
1990 hedefleri arasında tek sap-
manın ihracatta olabileceğim vur-
gulayan Çelebi, "İhracat artık
Türkiye'de enflasyon kadar acil
çözüm bulunması gereken bir so-
nın haline geldi" görüşunü savun-
du. Çelebi, Merkez Bankası'nın
kur politikasının ihracatı olumsuz
yonde etkilediğini dolaylı biçim-
de eleştirdi. Merkez Bankası'nın
parasal programını ima ederek,
Türkiye'de hiç kimsenin tek başı-
na program yapamayacağını söy-
leyen Çelebi, "Yapdsa da bu prog-
ramlar gerçekçi olmaz. Türkiye
1
de bu programlan DPT ile bün-
yesindeki uzmanlan gayet iyi ya-
pıyorlar. Bunu gördük" diye ko-
nuştu. Çelebi, 21 mayısta tstanbul
Sanayi Odası'nda yapacağı konuş-
mada da bu konudaki eleştirile-
rini aktaracağını açıkladı.
Dağlardaki madenler ne ise dağ-
lardaki karlar da odur. Su haktır.
Su kullananındır. Kimin toprağın-
dan geçiyorsa o kullanır. O kul-
lanmıyorsa komşusunun kullan-
mak hakkıdır. Irak ve Suriye ra-
hatsız olacak diye suyu kullanma-
mazlık edemeyiz. Irak ve Suriye
1
nin senin toprağın ve köylün aç-
ken su istemesi hak değildir. Su-
yun başında olan suyu kullana-
cakbr. Kimsenin suyunu kesmeye
niyetimiz yok."
Demirel, Atatürk Barajı'nın bir
an önce dolması için Irak'a bıra-
küan su miktaruun yeniden göz-
den geçirümesi konusunda ise
"Gerek yok. 6 ay sonra faaliyete
geçsin, yağışlı bir yıl olur" dedi.
Şanhurfa'da GAP gezisini sür-
düren Demirel güvenlik nedeniy-
le yol değiştirmek zorunda kaldı.
Dün Urfa'nın Harran, Akçakale
ve Viranşehir Uçelerinde konuşan
Demirel'e, Akçakaltfden Ceylanpı-
nar'a geçerken güvenlik nedeniy-
le sınır yolundan izin verihnedi.
Yörede görev yapan sınır taburu
komutanı binbaşı, DYP yetkilile-
rine yolun Suriye sınırına 600 met-
re mesafeden geçtiğini ve bir ateş
açılması durumunda konvoy ne-
deniyle müdahalenin mümkün ol-
mayacağını belirtti. Bu durumu
Demirel "İzin vermiyorlarsa ver-
miyoriar, biz yoiunu buluruz" di-
ye değerlendirdi.
Demirel daha sonra hududu da-
ha uzaktan izleyen yol üzerinden
Ceylanpınar'a geçti.
Bu arada Harran'da kurulan kıl
çadırda Demirel'e büyük bir ziya-
fet verildi. Demirel için 8 kazan pi-
lav, 8 kazan helva pişirildi, 45 ko-
yun kesildi.
Harran Belediye Başkam Mah-
mut Özyavuz da Demirere, ilçenin
altın anahtarı ve fahri hemşerilik
beratının yanı sıra bir at ve bir cey-
lan armağan etti. Belediye Başka-
nının makam aracı olarak kulla-
nılan "GAP" adındaki at ve
"Harran" adındaki Ceylan, Demi-
rel'e daha sonra Ankara'da teslim
edilecek.
(Baştarafı 1. Sayfada)
Geçen hafta Brüksel'de olağa-
nüstü bir toplantıda biraraya ge-
len NATO ulkeleri dışişleri ba-
kanlarının gündemi yüklüydü.
Bush'un aynı günlerde NATO li-
derlerine gönderdiği mektup saye-
sinde, kısa menzilli nükleer silah-
larda tek yanlı indırimden Ortak
Avrupa Evi düşüncesinin benim-
senmesine kadar ^ek çok "kritik"
konu tartışıldı. Ancak gene de
toplantının adı "Almanya
Konseji" olmaktan kurtulamadı.
Demokratik Almanya'daki 18
mart seçimlerinden sonra "istik-
rarlı bir hız"la ilerlcyen "birleş-
me süreci", Brüksel'den sonra
Washington zirvesine de damga-
sını vurmaya aday.
NATO'nun merkezinde, "bir-
leşmenin miman" diye tanınan
Hans Dietrich Genscher'in Al-
manya'nın asken statüsü konu-
sundaki görüşü benimsendi. Was-
hington'daki gözlemciler, bu gö-
rüşün "tek çıkar yol" olduğu ko-
nusunda Bush'un Gorbaçov'u ik-
na etmesini bekliyorlar.
Litvanya'dan sonra Letonya'-
nın da bağımsızlık bayrağını çek-
mesiyle, "iç" sorunları daha da
boyutlanan Sovyetler Birliği'nin
Almanya konusunda fazla bir
yaptınm gücü olamayacağı Was-
hington'da gözlemcilere egemen.
Beklenen gerçekleşirse, Birleşik
Almanya NATO üyesi olacak.
Ancak NATO askeri birlikleri
"şimdilik" Doğu Almanya top-
raklarında üslendirilmeyecek.
"Gecici bir süre" için Sovyet as-
kerlerinin burada kalması da ma-
sadaki pazarlığın unsurlan arasın-
da yerahyor.
Tek Almanya'ya giden yolda
en önemli adımlardan biri olan
parasal birliğin resmileşmesi ön-
cesindeki bu son "süperler zir-
vesi" Avrupa'nın askeri-stratejik
dengeleri açısından da ilginç bir
döneme rastlıyor.
Konvansiyonel kuvvetlerde
önemli miktarda indirim öngören
AKKUM anlaşması imzaya nere-
deyse hazır. ABD ve Sovyetler
Birliği'nin merkezi Avrupa'daki
birliklerini karşılıkh olarak 195
bine indirmeleri gündemde.
Kısa menzilli nükleer füzelerde
ABD'nin tek yanlı indirime git-
me, Lance 2'leri bir daha üretme-
me ve konuyu SSCB ile yeni bir
müzakere konusuna dönüştürme
önerisi de Bush'tan gelince "Gor-
baçov ne diyecek?" soruları
artıyor.
Washington'a bakılınca Avru-
pa belki de ilk kez bu kadar "ya-
kın" görünüyor. Nitekim zirveye
hazırlanan ABD başkenti, Doğu
Avrupa'daki değişimin "ebesi"
olarak "transatlanrik işbirliğini"
görüyor.
Atias Okyanusu'nun iki yaka-
sının biraraya getirilmesi Avru-
pa'da yaşananlar, özellikle de Tek
Almanya olgusu nedeniyle, ABD
için artık her zamankinden daha
çok önemli. Patenti Gorbaçov'a
ait olan "Ortak Avrupa Evi" dü-
şüncesinin benimsenmesi de bunu
kanıtlıyor.
ABD, NATO'yu bu evin "te-
mel direklerinden" biri yapmaya
kararh. Kuzey Amerika'mn iki ul-
kesi yeni oluşumlarda Avrupa ai-
lesinin bi| parçası olarak katkı ya-
pacak. Askeri birlikler çekilirken,
siyaset ve ekonomi Atlantiğin bir
yakasından diğerine akmaya de-
vam edecek.
• * •
Bu konulann heyecanla tartışıl-
dığı Washington'dan görülen
Türkiye ise fazlasıyla "kendi der-
dine duşmüş" durumda. Oysa
Ankara da Ortak Avrupa Evi'nin
başkentlerinden biri olacak.
Avrupa Güvenlik ve işbirliği
Konferansı'nın 35 ülkesinin kura-
cağı bu ev, ülkemizin "Avrupa ile ,
bülünleşme" çabasının somutla-
nabileceği en uygun ortamlardan
biri. Ne var ki olağanüstü NATO
toplantısına Dışişleri Bakanı'nı
göndermeyen tek ülke de Türkiye.
Bu noktada alt alta sıralanacak
kimi sorular var gündemde:
Yeni nükleer yükümlülükler de
dahil, farklı bir siyasi-askeri stra-
teji bütünü içinde yer alacak sa-
nüan Ankara, geleceği konusun-
da "daha inisiyatifli" davrana-
maz mı?
Washington zirvesinde biraz
daha belirginlik kazanması bek-
lenen "Ortak Avrupa gelece-
ğinde" Türkiye'nin şimdiden kat-
kı yapmakta gecikmemesi gerek-
mez mi?
Aksi halde, tuğlasını koyup
harcını sıvamaya yardım etmedi-
ğimiz bir evde kendimizi "isten-
meyen konuk" gibi hissetme teh-
likesi doğmaz mı?
Sirmerfe yurtdışına çıkış
(Baftarafı 1. Sayfada)
nun anlaşılması üzerine salıveril-
di. Bu arada Ali Sirmen'in 1987
yılından bu tarafa 7 kez yurtdışı-
na çıktığı ve böyle bir sorunla kar-
şılaşmadığı anlaşıldı.
Ali Sirmen, dün sabah Türk
Pen Kulubü'nü temsilen Uluslara-
rası Pen Konferansı'na katılmak
için Portekiz'e hareket etmek üze-
re gazeteci-yazar Hıfzı Topuz ile
birlikte Atatürk Havalimanı'na
geldi. Sirmen, bilet işlemlerini
yaptırdıktan sonra pasaport kont-
rolüne geçti. Kontrol sırasında Ali
Sirmen'in yurtdışına çıkamayacağı
ve "yakalaması" olduğu, görevU
memurlarca kendisine bildirildi ve
Havalimanı Emniyet Şube Mü-
dürlüğü Karakolu'nda alıkonuldu.
Sirmen'in "tahdidi"ne (bazı yazı-
lanndan dolayı) 1982 yılında ts-
tanbul Sıkıyönetim Komutanlığı-
nın "emri" gerekçe gösterildi. Sir-
men, görevli memurlara 1988 yı-
lında aldığı pasaportla 5 kez,
1987'de de özel pasaportla 2 kez
yurtdışına çıktığım ve bugüne ka-
dar böyle bir olayla karşılaşmadı-
ğını söyledi. "Bir hata yapılmak-
ta olduğunu" söyleyen Sirmen, il-
gililere pasaportuna da işlenmiş
olan "tahditlerinin" kalkmış oldu'
ğunu gösterir tarih ve sayı numa-
ralannı da gösterdi. Ancak pasa-
port polisi yetkilileri, bilgisayarda
"tabdiuT gözüktüğü için yurtdı-
şına çıkmasına izin veremeyecek-
lerini, aksi takdirde sorumlu ola-
caklannı belirttiler.
Bunun üzerine Portekiz uçağı-
nı da kaçıran Ali Sirmen için ga-
zetemiz yazarlarından Uğur
Mumcu aracılığı ile olaydan Içiş-
leri Bakanı Abdülkadir Aksu ha-
berdar edildi. Ardından Emniyet
Genel Müdürlüğü düzeyinde ya-
pılan incelemede, Ali Sirmen'in
tahdit ve yakalamasının olmadı-
ğı anlaşıldı. Sirmen, daha sonra
da Yabancılar ve Pasaport Daire
Başkanlığı'run emri üzerine Ata-
türk Havalimanı Emniyet Şube
Müdürlüğü'nce salıverildi.
Ali Sirmen, salıverildikten son-
ra yaptığı açıklamada, "1988 yı-
bnda aldığım eiimdeki yasal pasa-
portla bugüne kadar 5 kez yurt-
dışına çıkıp dönmüş olmama kar-
şın, PEN Kongresi'ne katılmam
engellendi. Emniyet görevlileri
kendi açılarından belki haklıdır-
lar, hepsi de gayet dikkatli davran-
dılar, ama bu işte inamlmaz lers-
likler olduğu açıktır" dedi. Sir-
men, tahditlerinin 1988 yılında
kaldınlmış olmasma rağmen de
"Nasıl oluyor da aynca bir yılı aş-
kın süre içinde lahdidin kalküğı
bilgtsayara işlenemiyor?" diye sor-
du. Sirmen daha sonra şöyle de-
di:
"Ve nasü oluyor da her gün ber-
kesin gözü önünde yaşayan bir kişi
1982'den beri arandıgı halde, iki-
si özel izinli olmak üzere yedi kez
yurtdışına çıkıp dönüyor ve yaka-
lanmıyor? Eğer böyleyse, sınır ka-
pılan kevgire dönmüş demektir.
Eger değilse, bu kez yurtdışına çı-
kışımın engellenmesini anlamak
güçtür. Açık olan bir şey var ise
elimde yasal ve geçerli bir pasa-
port olmasına ve hakkımda her-
hangi bir tahdit bulunmamasına
karsın PEN toplantısına katıla-
raadım."
KKTC: UBP yine iktidar
(Baştarafı 1. Sayfada)
oy oraruru aşarken, Yeni Kıbrıs
Partisi (YKP), yüzde bire yakın
bir oy oranı alabildi!
UBP, seçim yasasının üç seçim
bölgesinde de yüzde 34 oy koşu-
luyla en çok oy oraru alan parti
olarak, tüm seçim bölgelerinde
yüMe 53'ü aşan ve KKTC gene-
Iinde yüzde 54,29'u bulan bir oy
oraru sağladığı için, Lefkoşa'dan
7, Magosa bölgesinden 6, Girne
bölgesinden 2 avantaj miUetvekil-
liğini de alarak, nispi değerlendir-
melerle toplam 34 milletvekili çı-
kardı. MilletvekiUikleri, bölgele-
re göre şöyle oldu:
Lefkoşa: 23 milletvekilliğinden
UBP 16, DMP 7, Magosa: 19 mü-
letveküliğinden UBP 13, DMP 6,
Girne: 8 milletvekilliğinden UBP
5, DMP 3.
DMP, üç seçim bölgesinin her
birinde yüzde 43'ü aşan ve KKTC
genelinde yüzde 44,59'u bulan bir
oy oranıyla 15 milletvekilliği ka-
zanırken, en çok oyu yüzde 45,49
ile Girne'den aldı.
UBP, en yüksek oy oranını
yüzde 54,64 ile Lefkoşa'dan elde
etti. KKTC genelinde sakin se-
çim yaşandı. KKTC'liler dün sa-
bah 08.00'den itibaren sandık ba-
şına gittiler. Toplam 101 bin 306
seçmenin bulunduğu KKTC'de
dünkü ^eçimlere yüzde 90'ın üze-
rinde bir katılma sağlandı. Bun-
da, partililerin, hasta, yaşlı deme-
den tüm yakınlannı sandık başı-
na taşımaları da etken oldu.
BAYKAL
6
Özal, TMO Mtidürü mü?'
MEHMET GÜLTEKİN
BAYBURT/GLMİJŞHAJNE —
Doğu Anadolu gezisini sürdüren
SHP Genel Sekreteri Deniz Bay-
kal, Bayburt'ta yaptığı-konuşma-
da, Cumhurbaşkanı Özal'ı "sert
bir dille" eleştirerek "Sen kim olu-
yorsun da buğday taban fiyaünı
açıkhyorsun? Yoksa Toprak Mah-
sulleri Ofisi Genel Müdürii mü-
sün?" dedi.
Baykal, dün Erzurum'dan Bay-
burt ve Gümüşhane'ye geçerek ge-
zisini sürdürdü. Beraberinde çok
sayıda milletvekili, PM ve MYK
üyeleri ile Şişli Belediye Başkanı
Fatma Girik de bulunan Baykal,
Bayburt'un "Saat Kulesi" Meyda-
nı'nda coşkulu bir kalabahğa hi-
tap etti. Baykal, "Anadolu'nun
meydan meydan erken seçim
istediğini" vurgulayarak "Halk da
yerinden memnun değil. Türkiye
bir arayış içerisinde. Halk, ülke-
nin gidişatını değiştirmek istiyor,
bunu kim yapacak diye birbirle-
rine sonıyor. " dedi.
Konuşması sık sık alkışlarla ke-
silen Baykal, Cumhurbaşkanı
Özal'ın buğday fiyatları ile ilgili
sözlerini eleştirirken de "Vatandaş
çorba parası bulamazken, Cum-
hurbaşkanı lüks otdlerde tatil ya-
pamaz. Sayın Özal, geçenlerde
buğdayın fiyatını da ilan etti: 425
lira. Sen kim oluyorsun da buğ-
day taban fiyatını açıkhyorsun?
Yoksa Toprak Mahsulleri Ofisi
Genel Müdürii müsün?" biçimin-
de konuştu.