06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MAYIS 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 Istanbul taşbaskıları • Kiiltiir Servisi — "Istanbul Taşbaskıtarı" sergisi bugün Galeri Alfa'da (Beyoğlu, Hacıoğlu Sok. 1/A) açıhyor. 26 mayıs tarihine kadar açık kalacak bu sergide 1830-1860 yılları arasında yapılmış 40 kadar taşbaskıyla 1S0 yıl öncesinin tstanbul'u gözler önüne seriliyor. Belgesel bir nitelik taşıyan renkli ve siyah beyaz taşbaskılar arasında Preziosi, Brindesi, Schranz, Melling, Fossattı ve Lewis gibı tanınmış tstanbul ressamlarının çalışmalan da bulunuyor. Sergide Preziosi'nin Kapahcarşı'da alışveriş yapan kadınları, Galata Koprusü uzerindeki simitçileri (yukanda), Brindesi'nin Galata kulesi fonu önıindeki şekerci ve kadın ûguru, Fossati'nin Ayasofya gorüntüleri, Schranz ve Lewis'in Istanbul manzaralan da yer alıyor. AnaYıllık 1990 • Kiiltiir Servisi — ABD'de her yıl 1 milyon adet satılan "Britannica Book of the Year" Türkiye'de "AnaYıllık" adıyla yayımlanmaya başladı. "AnaYılhk 1990", "Encyclopaedia Britannica"nın 50 yıh aşkın bir suredir yayımladığı "Britannica Book of the Year"ın 1990 basımı temel alınarak hazırlandı. "AnaYılhk 1990" aynca Türkiye'ye ilişkin bilgilerle ve konunun uzmanlarınca hazırlanan özel yazılarla zenginleştirildi. Insanlar, Olaylar ve Ülkeler olmak üzere başlıca 3 bölumden oluşan "AnaYılhk 1990"ın bir özelliği de 200'ü aşkın ülkeye ilişkin istatistik verileri karşılaştırmah olarak sunması. Nezihe Meriç kazandı • Kullur Servisi — 1989 yıh Sait Faik Hikâye Armağanı'nı "Bir Kara Derin Kuyu" adh yapıtıyla Nezihe Meriç kazandı. 16 eserin değerlendirmeye alındığı yarışmada Sabahattin Kudret Aksal, Oktay Akbal, Hilmi Yavuz, Prof. Oğuz Mutluay, Fethi Naci, Prof. Şâra Sayın, Prof. Berna Moran ve Daruşafaka Lwesi Mıiduresi İncisan Akpmar seçici kurulu oluşturuyorlardı. 1925 Gemlik doğumlu olan Nezihe Meriç "Korsan Çıkmazı" adh romanıyla 1962 yılında Turk Dil Kurumu Roman ödülü'nu kazanmıştı. Merıç öykulerin yanısıra "Sevdican", "Sultan Aydınlanıyordu" gibi oyunlşnn da yazarı. Avni Dilügil ödülleri verildi • Kültür Servisi — 1989-1990 A\ni Dilligil Tiyatro ödülleri, dun Istanbul Devlet Tiyatroları Taksim Sahnesi'nde yıhn başanh yapımı ödulunü kazanan "Yaşar Ne Yar Ne Yaşamaz" adh oyundan sonra düzenlenen bir törenle sahiplerine verildi. Memet Baydur "Yangın Yerinde Orkideler" oyunuyla Başanh Yerli Yazar, Talat Halman "Sevgüi Soytan" çevirisiyle Başanh Çevirmen, Işıl Kasapoğlu "Kral Lear" Ue Başanh Yönetmen ödullerini ahrken Tilbe Batum Başanh Kadın oyuncu (Kral Lear), Cihan Ünal Başanh Erkek Oyuncu (Aktor Kean), Göksel Kortay Yardımcı Kadın Oyuncu ve Kamuran Usluer Yardımcı Erkek Oyuncu ödullerini aldılar. En iyi dekor ödülunu Naz Erayda (Buruk Ezgi ve Daktilolar) En İyi Kostüm Ödülü'nu Sevim Çavdar (Anılar), En Iyı Özgun Müzik Ödulunü Timur Selçuk (Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşâmaz), Jüri Özel Ödülünu Enis Fosforoğlu, Jüri Özendirme Ödülünu Bilsak Tiyatro Atölyesi Oyunculan (Işte Baş tşte Govde İşte Kanatlar, Jün Onur Ödülunu ise Seyda Şener aldı. 10. Grafik Ürünler Sergisi • Kiiltiir Servisi Grafikerler Meslek Kuruluşu'nun her yıl duzenlediği Grafik Üriınler Sergisi'nin onuncusuna, sanatçılann yapıt verme süreleri bu akşam sona eriyor. Sergi son iki yılda olduğu gibi bu yıl da Dolmabahçe Sarayı Hareket Köşku'nde yer alacak. 15 maytsta açıhş ve ödül töreni yapılacak olan sergiye, yüzun uzerinde grafik sanatçısının 1000'den fazla yapıtla katılmalan bekleniyor. 80 kişilik seçiciler kurulunun yapacağı değerlendirme sonucunda GMK başan ödülleri ve dokuz ayn kuruluş tarafından çeşitli dallar için konan özel ödüller 15 Mayıs'ta sahiplerini bulacak. 'Bir Uzay Masalı' • Kiiltiir Servisi — Istanbul Devlet Opera ve Balesi bugun saat 20.00'de Ataturk Kultur Merkezi'nde "Bir Uzay Masalı" adh pop operanın dünya promıyerinı yapacak. Metin yazarhğı ve yonetmenliğini Sumeray Anman'ın gerçekleştirdiği yapıtın dekorlartnı Emin Üçer, kostümlerini Figen Koyunoğlu hazırladı. Işık duzeninin Bülent Darcan'a ait olduğu operanın koro şefi ise Yücel Elmas. Orkestrayı aynı zamanda müzikleri hazırlavan Timur Selçuk yönetiyor. "Bir Uzay Masalı", 11 mayıs cuma günü aynı saatte yinelenecek. SINEMA/ATÎLLÂ DORSAY IstıklalCad No 140 Tel 151 18 65 66 P AZ ARTES.I 7 MayısPazartesi 21.00 TİMUR SELÇUK KONSERLERİ 'Bayan Daisy ve Şoföru f Oscarların bu yılki galibiydi Aykırı bir dostlıık öyküsüBayan Daisy ve Şoförü (Driving Miss Daisy) / Yönetmen: Bruce Beresford / Oyuncular: Jessica Tandy, Morgan Freeman, Dan Aykroyd, Patti Lupone, Esther Rolle / Majestic Films Internationals yapımı / 99 dakika (Dünya, Kadıköy). Amerikalılann "sleeper" dedik- leri türden bir film: Yanı kuçuk olanaklarla, sınırlı bir butçeyle çe- kilmış, beklenmedik bir başan ka- zanan, hem son Oscar odulûnu alıp goturen hem de hatırı sayı hr bir gişe başarısına ulaşan bir film... Bu "küçük film"ın cazibe- si acaba nerde yatıyor? "Bayan Daisy ve Şoföru" biz- lere bir kez daha, Amerıkan sine- masının şaşılası canlılığını ve surprizler yapma yeteneğini kanıt- hyor. Gerçekten de o sayısız fan- tastik, kan ve delışet kurdeleleri- nin, çoluk-çocuğa ve yenı- yetmelere yonelik robot, aygıt ve teknoloji yüceltmelennin yanında, birden yine insana, salt \e sırf in- sana yönelmiş, ustdik genç, güzel, parlak kişileri değil, yaşlı yalnız ve gorunurde hıçbir çekiciliğı olma- yan bir kadınla erkeğı konu almış bir film. Evet, insan... Sanatın te- mel uğraşı, sanat yapıtımn bıtmek tukenmek bılmez konusu hep o değil mi ? Güneyli, yaşlı ve emekli Yahu- di öğretmen Daisy'yi tanıtıyor film bizlere... Miss Daisy'nin 1948 yılının Atlanta'sında ("Riızgâr Gi- bi Geçti"nin kentınde) başhyan ve aynı yerde, aynı evde, aynı çevre- de 1970'lere dek gelen yaşamını iz- liyoruz. Çeyrek yuzyıl boyunca, bu yaşlı Yahudi kadının "çetin ceviz" kişitiği pek değişmiyor. Geldıği yer, ılk başlardakı yoksul- EIS tVt KADIN O\ l \CL OSCAR'I — Daha onceki filmlerinde karakter o>uncuşu olarak tanınan Jessica Tandv, Bayan Dais> rolündeki başanh yorumuyla bu yıhn En tyi Kadın O>uncu Oscar'ına değer gönıldu. Tandy, yaşhhğı gerçekten duyumsayan, yaşayan ve dışavuran bir o\un çıkanyor. luğu, gdenek ve âdetleri hiç unut- mayan, bir kuruşun bile hesabmı soran, katı, huysuz, inatçı bir ki- şiliktir bayan Daisy. Artık araba kullanamayacağı ortaya çıkınca, oğlunun zoruyla eve alınan zenci şoför Hoke'le baştan hiç kaynaşa- maz. Ama yıllar geçtikçe, iki yal- nız insan, kaçmılmaz bıçımde yaklaşacaklar, gıderek Hoke, ba- yan Daisy'nin tek "dostu" olacak- tır. Ve unutulmaz bir finalde, ar- tık doksanını aşmış ve bir yaşlı- lar yurduna kapatılmış kadına yaşgunu pastasından yedirmek de ona duşecektir. "Bayan Daisy ve Şoföıü", duy- gusallığını çok ölçulu, adeta ba- yan Daisy'nin tutumluluğuna ben- zer biçimde hesaplanmış, insanı yureğinden yakalayan ve yarala- yan, kolay dayanılmaz bir film. Evet, "kuçük" bir film bu... Ama "atış alaıu", insana erişme yetene- ği ne denli büyük!... 82 yaşındaki emektar karakter oyuncusu Jessi- ca Tandy'nin (yakında Hitc- hcock'un "Kuşlar"ında anne ko- mpozisyonunu yenıden izleyeceğız ve de yukselen zenci oyuncu Mor- gan Free man'ın oyunlarına hiç di- yecek yok. Jessica Tand>'nin oyu- nu, özellikle ornek bir oyun. Sa- natçı, bizde ve her yerde sıkça ya- pıldığı gibı yaşlı olduğunu varsa- yan bir aktör değil, gerçekten yaş- İılığı duyumsayan, yaşayan ve dı- şavuran bir oyuncu gibı dav- ranmış. Ama bu duygusal fasadın ar- dında da ılgınç şeyler var. Film, kuçuk dokunuşlarla da olsa, Amerıkan toplumsal tarihinin 25 yılına, insan ve ırk ılişkilerine, azınhk sorunlanna ışıklar tutuyor. Artık "zengin" oimasına karşın, kokenlenni ve bilmem ne sokağın- dakı zor gunlerini unutmayan ba- yan Daisy.ABD'de yakın zamana dek egemen olan Yahudi karşıtı davranışlardan (1930-40'ların filmlerinde "Yahadi" sozcuğu bile kullanılamazdı) suzulup gelmiş bir ruh halini simgeliyor. 1960'ların çalkantıh gunlerinde, zencilere karşı alabildığine duş- manca davranışların ortaya çıktı- ğı ABD'nin guneyinde, anarşik olaylar bir havranın bombalan- masına dek gıdince, bayan Daisy1 nin zihni busbutun kanşıyor. Ve filmde, yaşlı Yahudi kadınla zen- ci şoförun arasında, tam sosyal ve sınıfsal engelleri aşarak oluşan dostluk, aslında "ırklar mozayigi" Amerika'da yine de hep "aynksı", hep marjinal kalmış ve kalacak iki ırkın, Yahudi'Ierle zencilerin ka- çınılmaz dostluğunu ve "kader birliği"ni de simgeliyor. Öte yan- dan, bayan Daisy, Martin Lutber King'in verdiği yemeğe gidecek denli "çagdaş" davranıyor. Ama acaba o bile, film boyunca suren sert davranışlannın simgelediği ırksal onyargılarından, zencıleri hep "ikinci sınır' vatandaş ve in- san kabul eden Amerıkan kolek- tif bihncinin etkilerinden annabil- miş midir? "Bayan Daisy ve Şoföru", sonuç olarak tum bunları ve de başka scyleri insana düşundüren hoş, yu- muşak ve duzeylı bir film. Avust- ralya kokenlı Bruce Beresford'dan ve genelde gunumuz Amerikan si- nema&ından gelen tatlı bir sürp- riz. Bilimkurgusal çağda bir masallşığın Bittiği Yer Özel efektler içinI ş ı g m B i t t i g i Y e r (The Abyss) / Yönetmen: James Cameron / Oyuncular: Ed Harris, Mary Elizabeth Mastrantonia, Michael Biehn, Leon Burmester, Todd Graff / FOX filmi / 135 dakika (Site, Sinepop). "Yokedici-Terminator" ve "Ya- ratık Dönüyor-Aliens" filmlerıy- le tanıdığımız Amerikan genç ku- şak sinemacısı James Cameron, fantastık turde filnüennde, deko- ra, teknik/teknolojik gelışme ve olanaklara verdiği yerle tanmıyor. "Işığın Bittiği Yer", bu açıdan şa- şınıcı bir teknoloji gösterisi. Fil- min ^oöO'ı su altında, dev su tank- larının içinde çekilmiş, tum bu su- altı bolümleri için çokdeğışık ve yeni teknolojik yöntemler gelişti- rilmiş. Bu yuzden, filmın çok ge- niş teknik adam ve "Özel efekt" uzmanlan kadrosu, kuşkusuz bu- yûk katkıda bulunmuş yapıta... Bu parlak cilanın ardında, Ca- meron, yine kendi imzasını taşı- yan senaryoyla, bizlere büim- kurgusal bir çağdas masal anlalı- yor. Batan bir denizaltını araştı- ran bir gemmın mürettebatı, işın İçinde bir "Rtıs parmağı" olduğu- nu sanıyorlar, giderek "duşmana" karşı atomik ülahları ateşlemek isteyen bir yarı deliyle uğraşmak zorunda kalınıyor. Ama tam o sı- rada, işin içine denizaltına (nedcn- se) inmiş "uzajlılar" karışi\or. Daha sonra "deniz adamian' nın içindeki tek kadın olan kah- ramanımız, finale doğru da onun sevgılısi olan "asıl oflan" oluyor. Ama bu tür filmlerde "ölum ka- çınılmaz son degikKr" ve hele işin içinde uzaylılar varsa, her şey bek- lenebılir!.. "Abyss", parlak teknik ciiasına karşın, insana birçok filmi birden arumsatıyor ya da uzun bir TV di- zisinin ozetini izlemiş gibi oluyor- sunuz. Batık gemiyı araştırırken, tum bir felaket sineması uzakta değil. "UzayUar", dizinin ayn bir- kaç bölümü gibi... Sonra Lind- sey'in öbur dünyaya gidış-gelişi, Bud Bngman'ın "Deniz Altında 20.000 Fersah"taki seruveni. Final ise gorkemli bir "E.T." anıştırma- "Poseydon Macerası"n dan "Yaraük "a, "Tehlikeli tlişki- ler"den "E.T."ye, fılmin akla ge- tırdiği turun klasikleri oylesine bol ki!.. Yine de Amerikan sineması- nın teknik duzeyınin nerelere var- dığını görmek, sinemasal anıları- nızı tazelemek ve de gerçekten de çok üginç bir "bayata donuş" sah- nesi için bu filmi gormeye değe- bilir. SİNEMA ANIL-VRI T\ZELEN'İRKEN — James Cameron'ın "Işı- ğın Bittigi Yer" adıyla gosterilen filmi. birçok eski filmden sahneleri çağrtşürarak sinema amlanmızın tazelenraesini de sağlıyor. Mary Eli- zabeth Mastrantonio ve Ed Harris başrollerde. Şerif Gören'in s Abuk Sabuk BirFilm'i değişik bir film Serbest vezîn bîr senaryoA b a k S a b u k B i r F i l m Yönetmen: Şerif Gören / Senaryo: Ibrahim Gunduz / Gorüntü: Erdal Kahraman / Muzik: Erkin Koray / Oyuncular: Kemal Sunal, Şiva Gerede, Murat Ilker, Perin Aytaç, Bülent Kayabaş, Kutay Koktürk, Tayfun Çorağan, JJilek Damlacık / Penta Film yapımı (Beyoğlu) sineması) KEMAL SUNAL BAŞROLDE — Şerif Gören'in "Abuk Sabuk Bir Film"inde başrolü Kemal Sunal ustlenivor. Kemal Sunal daha once Şerif Goren'in çevirdiği "Polizei" adlı filminde de o> namıştı. Sinemamızın belli bir kuşağının onde gelen yönetmenleri, neden- se son \ıllarda "Kemal Sunal filmler?' yapıyorlar. Sunal'ın sine- mamızdaki yadsınamaz kişihği ve popülerliği, böyle bir sınıflamayı kaçınılrnaz olarak getiriyor. Ama onca farklı konuya, "*or" proje- lere sıvanmış bir Zeki Ökten'in, bir Şerif Gören'in son filmlerinin hep "Kemal Sunal filmleri" oima- sına açıklık getırmiyor. "Abuk-Sabuk Bir Film", klasik bir "kö> filmi" dekorunda açıh- yor: Yoksul ve dul koylü Ademoğ- lu'nu, onun delişmen kızını, kızı becerme planlarım bir türlu ger- çekleştiremeyen "hızlı" köy deli- kanlılarını fılan tanıyoruz. Sonra yine bizim filmlerimizde pek rast- lanan bir "mucize" oluyor: Bir Al- man milyoner, vaktiyle Turkiye1 yi zıyaretınde kendisini (tarhana çorbası ikram ederek!) kurtarmış olan Ademoğlu'na tum mirasını bırakıyor. Olay gazetelere yansı- yor. TAN gazetesi bundan yarar- İanmak istiyor ve ote yandan "hiç bir seye gülrneyen adam" unune sahip olan Ademoğlu'nu "güMürebilecek" okuyucusuna 17 milyar vermek vaadiyle bir kam- panya açıyor!.. "Abuk-Sabuk Bir Film", gerçek- ten de "abuk-sabuk" birfilmmi? Doğrusu ılk ağızda oyle gozukıi- yor. Fihn, sanki birkaç film gibi, birkaç farklı konunun, entrikanın iç ıçe gırmiş halı gibi: Ana tema- nın, Ademoğlu'nun kışiliğinde kırsal kesim/kent insanı çelişkısı mi, "girimeyen adam" ve onu gül- dürmeye çalışanlar mı, yoksa "pa-# ranın yozlaştıncı gHcu"mü (veya başka bir şey mi) olduğu anlaşıl- mıyor. Finaldeki "paraların savrulması" bolumu ise gerçi us- talıkAa çekilmiş, ama sinemada oylesine görülmuş bir sahne kü. Ama filme sanırım başka bir gozlükle ve belli bir hoşgöruyle bakmak daha doğru. tbrahim Giındüz'un senaryosu, aslında "serbest vezin" bir senaryo. Sine- mamızın çeşıtlı kalıplan, klişele- ri, kişilik veya durum saplantıla- rı alınarak, bunlar, tam bir "parodi" olmayan, ama ona ya- kın bir anlayışla kullanılmış. Şe- rif Goren, bıraz parodi, biraz "ab- sürd", bıraz 'toplumsal eleştiri', bı- raz Yeşilçam karikatüru, hepsinı birden belli ölçulerde deneyen de- ğişik bir film ortaya koytnuş. Fil- min esprisini en iyi veren şeyler- den biri, sondaki "gag" (oyle.ki. insan neredeyse tum filmin bu 'gag' için çevrildiğini duşunüyor) bir de Erkin Koray'ın fılme çok uymuş müziği. "Abuk-Sabuk Bir Film" onemli bir film değil, ama kimi seyirci için bir sure sonra bir "kült-filmi"ne dönüşürse şaşma- mak gerekir. Bıletler Gl«*. Vakkarama n Gallerıa Oanı»ma Bürosunda YAPIM & ORGANİZASYON HEDEF Resim Sergisi D E V R I M E R B I L 4 - 25 Mayıs 1990, .11.00-18.00 (Pazargünleri dışmda) Halaskârgazi Caddesı 36, Harbiye-İstanbul 161:132 4717 A R A N T I S A N A T G A L E R I S I Gençiik Günleri başladı • Kültür Servisi — Şehir Tiyairoları'nın duzenlediği '*Gençlik Günleri" dün tiaşladı. Film gösterisi, konser, sergi ve tiyatro etkinlikleriyle sürecek olan şenlik kapsamında bugün saat 12.00'de Gleen Gordon'un "Clean and Sober" adh filmi gösterilecek. Saat 15.00'teki "Televizyon ve Mizah" konulu soyleşiye Rasim Öztekin, Demet Akbağ, Gani Müjde katıhyorlar. Yöneten: Mert Ali Başanr. Saat 17.30'daki Nazh'nın gitar konseri ile 19.00'daki Sanyer Halk Eğıtim Merkezi Tiyatro Kolu'nun "Şehriye" oyunu da diğer etkinu'İder gibi Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nda izlenebilir. Rembrandt'ın "Gece Nöbeti w • AMSTERDAM (AA) — Hollandalı ünlu ressam Rembrandt'ın, birkaç hafta önce üzerine asit atılan "Gece Nöbeti" adh tablosu, Amsterdam'ın Rijks Müzesi'nde yeniden sergilenmeye başlandı. Muze sözcusu Margaret Kolkman'ın verdiği bilgiye gore asıdin tabloda yol açtığı hasar, uzmanlar tarafından onarıldı. Sözcu, müzedeki güvenlik önlemlerinin arttınldığını da sözlerine ekledi. Rambrandt, "Gece Nöbeti"ni 1642'de yapmışü. Tablo, yaklaşık 4 hafta önce akli dengesi yerinde olmayan bir kişinin asit atmasından once de 1975'te bir kişinin bıcakla saldınsına hedef ohnuştu. 'AteşU Sır' başlıyor • Kültür Servisi — Stefan Zvveig'ın bir öyküsunden sinemaya uyarlanan "Ateşli Sır" filmi bugun Beyoğlu Sineması'nda gösterime giriyor. tstanbul Fihn Festivali'nin açıhş filmi olarak gosterilen "Ateşli Sır"da başlıca rolleri Faye Dunavvay, Klaus Maria Brandauer ve 12 yaşındaki küçük oyuncu David Eberts paylaşıyorlar. Andrew Birkin'in yonetmenliğini yaptığı bu fıtaıdeki rolüyle Davıd Ebert, 1988 Cannes Fihn Festivali'nde jüri özel ödulune değer bulunmuştu. Sıınset Carson öldü • RENO (AA) — Sinema dunyasında vvestern türü 40'ı aşkın filmde rol alan 1940'h yılların koyboy yıldızı Sunset Carson dun gecirdiği kalp krizi sonucu öldü. VVashoe Sağhk Merkezi'nde 63 yaşında ölen Carson'un rol aldığı filmler arasında, "Bandits of Badlands", "Oregon Trail" ve "Rosarita'nın Çanlan" da bulunuyor. Mürşide İçmeliVlen • Kültür Servisi — Ressam Mürşide lçmeli resimlerini 4-31 Mayıs 1990 tarihleri arasında Yapı Kredi Kazım T^şkent Sanat Galerisi'nde sergileyecek. 1953 yıhnda Gazi Eğitim Enstitusü Resim-fş Bölümu'nü bitiren lçmeli, 1960 yılında özgün- baskı resim konusunda eğitimini geliştirmek üzere Madrid'e gitti. Mürşide İçmelı halen Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakultesi Grafik Sanatlar Bölumü'nde öğretim uyesi olarak görev yapıyor. Dörtlü konser • Kültür Servisi — Erkan Alpay (flut), Aydın Buke (flüt), Neslihan Çiçek (flül) ve Nurser Ugan (piyano) 6 mayıs pazar günü saat 15.30'da Çelik Gülersoy Vakfı Istanbul Kitaphğı'nda (Soğukçeşme Sokağı Sultanahmet) bir konser verecekler. Konserde Benda, Doppler, Ibert ve Akdil'in yapıtları seslendirilecek. BUGÜN ~ • Coşkun'la söyleşi Ressam ve heykeltıraş Salih Coşkun ile saat 16.00*da Taksim Ataturk Kitaphğı'nda Nur Nirven bir söyleşi yapacak. • Güzelim Boğaziçi Çeşitli sanatçılann Boğaziçi konulu yapıtlarından oluşan karma resim sergisi Vakıfbank Taksim Sanat Galerisi'nde açıhyor. • Güzey'in performansı Ender Guzel, Galeri Beytem'de açacağı "Eros ve Afrodit" sergisi kapsamında saat 19.00'da bir performans sunacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle