Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4MAYIS 1990
Gorbi'ye ordudan
gövde gösterigi
• LONDRA (AA) —
Sovyet Başkanı Mihail
Gorbaçov'a karşı Sovyet
generallerin geçen şubatta
"gövde gösterisi" yaptığı
öne sürüldü. İngiliz TV'si
ITN, Bürksel'deki NATO
kaynaklanna dayanarak
Sovyet generallerin
Gorbaçov'u, reformları
hızla gerçekleştirmekle
suçladıklannı iddia etti.
TV, generallerin, "gövde
gösterisi" yapmak için, 25
şubatta Moskova'da
düzenlenen "demokrasi
gösterisi"ni seçtiklerini ve o
gün, 6 bin kadar asRerin
tam techizatla Moskova'ya
konuşlandırıldığını kaydetti.
Irkçı Le Pen'e
meclis tokadı
• PARİS (Cumhuriyet) —
Fransa'da 'ırkçılık' suçu
işleyenlere verilen cezaları
ağırlaştıran bir yasa
tasarısı, dün parlamentoda
kabul edildi. Tasarı,
parlamentoda çoğunluğu
elinde bulunduran sosyalist
ve komünist partilerden
oluşan ittifakın desteğiyle
265'e karşı 307 oyla kabul
edildi. Yasa, senatoda
görüşüldükten sonra
Cumhurbaşkanı François
Mitterrand tarafından
onaylanırsa yürürlüğe
girecek. Yasa, oylan giderek
artan aşırı sağcı Le Pen ve
partisi Ulusal Cephe'nin
siyaset dışı kalmasını
getirecek.
Rafsancani'den
ABD'ye suçlama
• TAHRAN (AA) — Iran
Cumhurbaşkanı Aü Ekber
Haşimi Rafsancani, ABD'yi
rehineler sorununu çözmek
istememekle suçladı.
Rafsancani, Tahran
Radyosu'ndan dün
yayınlanan açıklamasında,
ıran'ın ABD ile ilişki içinde
olmak istemediğini de
belirtti. Iran
Cumhurbaşkanı, Amerikalı
rehineler Robert Polhill ve
Frank Reed'in birbiri ardına
serbest bırakılmalarından
sonra Amerikan
hükümetinin tavrını
"kompleksli ve inatçı bir
çocuk" gibi nitelendirdi.
Rafsancani, "Rehineleri
kurtarmak için bazı kişiler
birseyler yapabilirdi.
Bunların Amerikalılar
olmasını bekliyorduk.
Ancak onların yanhş
girişimleri sonucu, çaba
gösteren Müslümanlar
oldu" diye konuştu.
Thatcher Irana
taviz vermiyor
• LONDRA - BAALBEK
(AA) — Ingiltere
Başbakanı Margaret
Thatcher, Lübnan'da Iran
yanlısı grupların elinde olan
İngiliz rehinelerin
kurtarılması için
hükümetinin her türlü
çabayı gösterdiğini, ancak
kesinlikle rehinecilerle
pazarlığa girmeyeceklerini
söyledi. Lübnan'da
faaliyet gösteren
İran yanlısı grupiardan
Hizbullah'ın önde gelen
liderlerinden Hüseyin
Mîısavi ise Londra'dan,
İngiliz rehinelerin serbest
bırakılması için "daha fazla
gayret göstermesini" istedi."
Hizbullah lideri "nasıl
davranması gerektiğini
bilirse, Londra da Fngiliz
rehinelerin serbest
bırakılmasmı sağlayabilir"
dedi.
Kıbrıs için
destek
• LONDRA (AA) —
İngiltere Parlamentosu'nda
dün Muhafazakâr ve Işçi
Partili bazı
milletvekillerince hazırlanan
ve Kıbns'ta hem Rumlara
hem de Türklere kendi
geleceklerini serbestçe tayin
hakkı tanıyan karar metni
imzaya açıldı. îngiltere
Parlamentosu tüm partiler
Kuzey Kıbrıs'ın Dostlan
Grubu'nun önde gelen
üyeleri tarafından imzaya
açılan "Kıbrıs'ta Self-
Determination" adlı karar
metninde Kıbrıs'ta azınlık
ve çoğunluk değil,
geleceklerini tayin etmede
özgür iki eşit halk
bulunduğu vurgulandı.
DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
'Tarihi'Mübarek-Esadgörüşmesi, ilişkilerdeyeni sayfa açtı
Ortadoğırda ılık baharŞAM (Ajanslar) — Mısır Dev-
let Başkanı Hiısnü Mübarek,
"tarihi" Şam ziyaretini tamamla-
yarak dün ulkesine döndü. Şam1
da, Suriye Devlet Başkanı Hafız
Esad ile göruşen Mübarek, Esad-
ın, FKÖ lideri Yaser Arafat ile bir
araya gelebileceğini "mujddcdi."
Suriye ile Mısır arasındaki iliş-
kilerde yeni bir dönemin baştaıı-
gıcı olarak sayılan Mübarek'in zi-
yaretinde, Filistin sorunu, Ortado-
ğu banşı ve Sovyet Yahudileri'nin
Israil'e göçü konulannda iki ulke
arasında bir görüş birliğine varıl-
dığı bildiriliyor. Mübarek, Şarn-
da Suriye Devlet Başkanı Esad ile
iki kez gorüştü. Mübarek-Esad
göruşmeierinde "su sonınu"nun
da ele alındığı haber veriliyor.
Mısır Devlet Başkanı Mübarek,
Esad ile ilk görüşmesini onceki
akşam gerçekleştirdi. Mübarek,
görüşmeden sonra yaptığı açıkla-
mada, Esad'm, FKÖ lideri Yaser
Arafat ile görüşnıeye hazır oldu-
ğunu bıldirdi. Açıklamanın, Yaser
Arafat'ın, "Şam'ı ziyaret
edebilirim" şeklindeki konuşma-
sının üzerine yapılmasının dikkat
çekici olduğu bildiriliyor. Müba-
rek, Esad ile Arafat arasında bir
görüşme yapılacağına ilişkin yap-
tığı açıklamasında, "Arafat bnraya
gelirse, memnnniyetle kar-
şılanacak" dedi. Suriye ile Filistin
Kurtuluş örgütü (FKÖ) arasında-
Mısır Cumhurbaşkanı Hiisnii Mübarek, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad larafından sıcak bir şekilde
karşılandı. tki lider, Ortadoğu'vs ilişkin birçok sonınu göriıştüier. (Fotograf: Reoter)
ki ilişkiler, Özellikle Lübnan soru-
nundan kaynaklanıyor. FKÖ,
Lübnan'da açık bir şekilde olma-
sa da, GeneraJ Mkhel Aoun'u des-
tekliyor. Suriye ise Lübnan'daki
ilerlemesınin en büyük engeli ola-
rak Aoun'u görüyor.
12 yıl aradan sonra Suriye*yi zi-
yaret eden ilk Mısır Devlet Başka-
nı olan Hüsnü Mübarek, Esad'la
görüşmesinin ardından yaptığı
açıklamada, daha sonra Suriye ve
Irak arasındaki ilişkilerin iyileşti-
rilmesine yönelik "arabuluculuk"
sinyalleri de verdi. Mübarek, Mı-
sır'ın, Suriye ile Irak arasındaki
ilişkilerin iyileştirilmesine büyük
önem verdiğini belirterek "İki öl-
ke arasındaki ilişkilerin iyileştiril-
mesi için daha uzun bir yol var"
şeklinde konuştu. Irak ile Suriye
ilişkileri de, îran'la ilişkiler ve
lrak'ın Lübnan'daki Suriye karşıtı
tavrı nedeniyle gergin bulunuyor.
Arap-tsrail çatışması konusun-
daki görüşlerini açıklarken de ba-
nş sürednin lsraıl Başbakanı tzak
Şamir'in tavn nedeniyle donduğu-
nu kaydeden Mübarek, baıış sü-
recinin ilerleraesi konusunda, en
büyük sorumluluğun tsrail'e düş-
tüğünü söyledi. Mübarek, Esad ile
bundan sonra da bir araya gelece-
ğini ve bu gönişmelerde, Suriye,
Irak ve FKÖ arasındaki ilişkilerin
düzeltilmesi konulannın ele alına-
cagjnı söyledi.
Irak ile Suriye arasında uzun
zamandır süregelen gerginlik, ge-
lecek ay Bağdat'ta yapılması öne-
rilen Arap zirvesinin toplanmasını
tehdit ediyor. Suriye Devlet Baş-
kanı Hafız Esad, lrak'ın evsahip-
liği yapması dunımunda Arap zir-
vesine katılmayacağını açıkladı.
Ülkeyi ziyaret etmekte olan Mı-
sır Devlet Başkanı Hüsnü Müba-
rek'le birlikte basın mensupları-
run sonılannı yarutlayan Esad,
Arap Birliği için bir zirve yapıl-
masını desteklediklerini, ancak
sözkonusu zirvenin Bağdat'ta ya-
pılması ve Arap ülkeleriyle görüş-
meler yapılmadan açıklanan iki
konuyla sınırlandınlması duru-
munda bu zirveye katılmayacagı-
nı söyledi.
Bu arada, Irak Dışişleri Baka-
ru Tank Aziz, dün yaptığı açık-
lamada, Devlet Başkanı Saddam
Hnseyin'in, Bağdat'a gelmesi du-
rumunda, diğer Arap liderleri gi-
bi Suriye Devlet Başkanı Hafız
Esad'ı da ağırlayacağıru bil-
dirmişti.
Nükleer modernizasyonda köklü değişiklikler yeni yükümlülük getiriyor
Ankara^ füzelere temkinü yakluşıyor
NATO savunma bakanları, 9-10 mayıs tarihlerinde
nükleer modernizasyonu görüşecek. Köklü değişikliklere
gidilmesi durumunda, Türkiye önümüzdeki dönemde
'yeni nükleer yükümlülüklerle' karşı karşıya kalacak.
EVREN DEĞER
ANKARA — NATO'nun nükleer mo-
dernizasyonda köklü değişikliklere gitme-
si, Türkiye"yi de önümüzdeki dönemde
"yeni nükleer yükümlülüklerle" karşı kar-
şıya getirecek. Nükleer modernizasyonu
uzun bir süreden bu yana değerlendiren
Ankara, bu konudaki görüşünü siyasi ma-
kama arz etti. 9-10 mayıs tarihlerinde Ka-
nada'da yapılacak olan ve NATO üyesi sa-
vunma bakanlarının katılacağı nükleer
planlama grubu (NPG) toplantısına katı-
lacak Milli Savunma Bakanı Safa Giray'a
nükleer modernizasyon konusunda, bir
brifing verildi. Ankara'daki bürokrasinin
görüşu, nükleer modernizasyon çerçevesin-
deki TASM (Tactical air to surface missi-
k) füzelerinin 250 kilometrelik menzilinin
>>
bo(nnün koşullannda gerekebilecegi"ni
içeriyor. Ancak bürokrasi bu füzelerin ko-
nuşlandınlacagı ülkelerin dikkatle seçilme-
sini ve özellikle SSCB'nin bu füzeleri algı-
lama biçiminin dikkate aiınmasını istiyor.
NATO nükleer planlama grubu toplan-
tısına katüacak Milii Savunma Bakanı Safa
Giray'a nükleer modernizasyon konusun-
da Ankara'daki bürokrasinin görüşü de ile-
tildi. Bürokrasinin bu konudaki görüşü iki
noktada toplanıyor:,
a- TASM füzelerinin bir kendi menzili
bulunuyor. Bunun üzerine bir de ucagın
menzili ekleııdiğinde ortaya uzunca bir
menzil çıkıyor. Belki bugünün koşullann-
da bu menzil gerekebilir. Çünkü artık Var-
şova Paktı'ndan söz etmek pek olası değil.
Ancak her halukârda TASM'ın konuşlan-
dınlacağı ülkelerin iyi seçilmesi gerekir.
b- Bu konuda Sovyetler BirFiği'nin söz
konusu füzeleri algılama biçımi dikkate
alınmalı. SSCB'nin taktik bir nükleer fü-
zeyi, stratejik bir nükleer füze gibi algıla-
maması gerekir. Bu tür bir silahın strate-
jik bir nükleer silah gibi algılanması hem
Doğu-Batı ilişkilerine hem de ikilı ilişkile-
re olumsuz yansıyacaktır.
Konu ile ilgili olarak Cumhuriyet'e bil-
gi veren üst düzeyde bir yetkili, Türkiye
1
nin nükleer modernizasyon konusundaki
tavrının "bekle-gör" polıtikası olmadığı-
nı söyledi.
LîTVANYA MACARİSTAN
Söz sırası
şimdi Moskova'da
Vitautas Landsbergis bağımsızlık ilanına
ilişkin bazı maddelerin askıya alınacağını
açıkladı. Litvanya Başbakanı Prunskiene,
ABD Başkanı Bush'la görüştü.
Budapeştede
yazar başkan
Dış Haberler Servisi — Litvan-
ya Devlet Başkanı Vitantas
Landsbergis'in, bağımsızlık ilan
nm bazı yanlanrun askıya alına-
bileceğini açıklaması, Moskova ile
Vilnius arasındaki gerginliği bir
ölçüde hafifletti. Litvanya Başba-
kanı Kaziraiera Prunskiene, dün
bağımsızlık konusunda destek
bulmak amacıyla ABD Başkanı
George Bush ile görüştü. Baltık
cumhuriyetlerinden Letonya'nın
parlamentosu da bağımsızlık ka-
rarını görüşüyor.
Landsbergis'in açıklamasmın
ardından gözler Moskova'ya çev-
rildi. Moskova, daha önce Fede
ral Almanya ve Fransa Uderlerinin
önerilerini olumlu karşıladığını
açıklamıştı. Ajanslar, Landsber-
gis'in açıklamasından sonra Mos-
kova ile diyalog yolunun açılabi-
leceğini belirtiyorlar.
Litvanya Başbakanı Kazimiera
Prunskiene, dün bağımsızlık ka-
ranna ilişkin destek almak umu-
duyla ABD Başkanı George Bush
ile görüstü.
Letonya temkinli
Bu arada Letonya Parlamento-
su'nun dün görüşmeye başladığı
bağımsızlık karannı muhtemelen
bugün onaylayacağı bildirildi.
Ancak Letonya'nın, Litvanya gi-
bi aceleci olmayacağı ve bağımsız-
lık karan alırsa bunun Moskova'-
yı kızdırmayacak aşamah bir plan
olacağı bildiriliyor.
Macaristan'da geçici devlet başkanlığına
getirilen Yazarlar Sendikası Başkanı Aprad
Goencz, başbakanhğa Joszef Antall'ı atadı.
ARPAD GOENCZ — Havd'e
'yazar komşu.
Dış Haberler Servisi — önce-
ki gün Macaristan geçici devlet
başkanlığı ile parlamento başkan-
lığına seçilen Arpad Goencz'in ilk
icraatı, başbakanı atamak oldu.
40 yılı aşkın bir süreden sonra ya-
pılan ilk çok partili seçimlerle iş-
başına gelen Macaristan Parla-
mentosu'nda hükümet kurma gö-
re\i Joszef Antail'a verildi. Antall,
394 sandalyelik parlamentoda 164
sandalyesi olan merkez sağ parti
Macaristan Demokratik Forum'a
başkanlık ediyor.
Macaristan Demokratik Fo-
rum'u, parlamentoda 44 sandal-
yesi olan bağımsızlar ve 21 sandal-
yesi olan Hıristiyan demokratlarla
birlikte hükümet kurmak için ge-
rekli çoğunluğu sağlayabilecek.
Kakip iki parti, Macaristan De-
mokratik Forumu ile Hür De-
mokratlar Liberal Birliği'nin
adaylıkta anlaşması sonucu ulke-
nin geçici cumhurbaşkanlığı ve
parlamento başkanlığı görevleri-
ne getirilen Arpad Goencz, aynı
zamanda Doğu Avrupa'run ikin-
ci yazar başkanı oldu. 1956 Ma-
caristan ayaklanmalan sırasında
tutuklanan ve 1963 yılında çıka-
nlan genel affa kadar altı yıl ha-
piste yatan Goencz, geçen aralık
ayından bu yana Macaristan Ya-
zarlar Sendikası'nın başkanlığını
yürütüyor. Asıl meslefi avukatlık
olan geçici başkan, 2. Dünya Sa-
vaşı sonrası politikaya atılmıştı.
Ütü bizim olsun, anneme çiçek alalım.
11
Anneler Günü için
anneme AEG Ütü aldık.
Dur, dedtm kendi kendime,
şunu bir deneyeyim.
Bir gömlek... hızımı alamadım
bir tane daha, derken
bir pantolon... Bu ütü uçuyor!
Kumaşların üstünde öyle bir
kayıp gıdişi var ki... Murat dedim,
ütü bze kalsın, gei anneme çıçek
götürelim. Annemın hediyesinin
üstüne yatmak ışin şakası tabi.
Ama gelecek ay ilk iş...ft
AEG Ütü'nün tabanı teflondur. -
Çok yüksek ısıda ütüJeseniz bıle
hiçbir kumaşa yapışmaz, kumaşları
parlatmaz. Her tür kumaşın üstünde
hızla kayar. En küçük bir kınşığı
bıle atlamaz. Cın gibidir. Çok hare-
ketlıdir. Tam bir AEG'dir. Yaşam
güzelleştiren bir AEG!
DUNYADA BUGUN
ALtSlRMEN
Çağrı...
Belki gelecek yıl, belki de onu izleyen yıllarda. 1 mayıslarda
ülkemizin insanları alanlara toplanıp emeğin bayramını kutlaya-
caklar. VB O günlerde, Taksim Alanı'nda Gülay Beceren de ola-
cak, yasaksız, copsuz, dayaksız, kurşunsuz kutlama sırasında.
Ne var ki Gülay yürüyemeyecek, biri onu, tekerlekli sandalyesi-.
ni iterek getirecek. Ve her yıl 1 Mayıs'ta, 1 Mayıslarda Gülay,
ANAP'ın, sahte yalancı liberalizminin nasıl bir yabanıllık oldu-
ğunu gelecek kuşaklara da gösterecek canlı bir örnek, Özal ve
ANAP dalkavukluğu ile bağımsızlık düşmanlığını kalemine ka-
tık edenlerin utanmaz suratlarına somut bir şamar olarak bulu-
nacak Taksim Alanı'nda.
Birader Korkut, TÖ, SÖ, YA o sıralarda nerelerde olacaklar,
nasıl anılacaklar dersiniz?
Yazıyı yazarken yanımdaki gazeteye kayıyor gözüm. Cumhu-
riyet'm birinci sayfasındaki resimde Gülay'ı görüyorum hâlâ yû-
rür, yürüyebilirken. Bir alttaki karede, Gülay vurulmuştur ve ar-
tık ömür boyu yürüyemeyecektir.
Ömür boyu kendisini vuran ellere lanet yağdıracak Gülay ve
belki de tüm yakınlan.
Gülay, hayırsızın, uğursuzun, eşkıyanın kurbanı değil. O po-
lis kurşunuyla, devlet silahıyla vuruldu
Bu durumda, tetiği çeken ele lanet yağdırmak kolaydır. Ama
bu kolay bosalma sorunu çözmediği gibi olayın gerçek yüzünû
de gözümüzden kaçırır.
Uğur Mumcu'nun da dediği gibi, Gülay'ı ömür boyu yürüye-
mez hale sokan kurşunu sıkan kışi, polis olmasaydı belki de iş-
çi olacak ve 1 Mayıs gösterisine katılacaktı. Ya da gösteriye ka-
tılanlardan herhangi biri, yazgının gergefi başka türlü örülsey-
di, o anda polis olarak gösterıcilere karşı koyacaktı.
Polis gökten inmiş bir yaratık değil. O da bızim içimizden ge-
len, bızlerden biri. O da tezgâh başındaki işçi gibi ayın sonunu
getirmenin derdinde, o da memur gibi oğlanı nasıl okutacağı-
nın hesabında, o da öğretmen gibi karısına tencereye et koydu-
ramamanın ezıkliğinde. Onun da işçi gibi, öğretmen gibi, me-
mur gibi doğru dürüst özgür bir sendikaya sahip olamamanın
hakkını orada arayamanın acısını yaşadığı kesin. Eğer bir sen-
dikası olabilseydı polisin, iktidarlar onu diledikleri gibi, diledik-
leri eyleme, yasa dışı davranışa süremezlerdi.
Hepimiz, her an, en sevimsiz zamanlarda, milıtan, gözü dön-
müş bazı görevlilerle karşılaştığımız anlarda bile, karşımızdaki
kişinin değilse bile, polisin bizim aramızdan çıkmış, bizlerden
biri olduğunu, ortak dertlerle dolu bulunduğunu anımsamalıyız
ve suçu, kusuru, emir kulu olan, yasa, demokrasi ya da insan-
lık dışı emirlere karşı direnebilecek örgütlenmeden yoksun bı-
rakılmış bulunan polıse yüklememelıyiz.
Demokrasi ya da insanlık dışı davramşlar karşısında polise
kızmak, polisi suçlamak çözmüyor sorunu. Sorunu çözmek için,
gerçek sorumluluları bulmak gerek.
1 Mayıs 1990'da olanların sorumlusu yapay liberal ANAP'ın
özgürlüklere karşı inadıdır.
Bütün dünyanın gözünün içine baka baka, liberal olduğu va-
lanını fütursuzca, utanmazca söyleyenler inat etmeselerdı, 1 Ma-
yıs 1990 Türkiye'de de olaysız geçecekti.
Ama öyle olmadı, demokrat ve liberal olduğu savı üzerine zam
zulüm, enflasyon ve yalan saltanatı kurmuş olan ANAP, 1 Mayıs
1990ı da tıpkı 1 Mayıs 1989 gibi kanlı güne çevirdi, halk ile poli-
si karşı karşıya getirdi.
Yabanıl ANAP'ın onulmaz inadı yalnız ortalığı kan gölüne ce-
virmekle kalmadı, ama aynı zamanda, devletin güvenlik güçleri
olan polis ile halkı karşı karşıya getirirken bir kısım insanların
polise yuh çekip askere alkış tutmasına da neden oldu.
Biz ülkemizin tarihinde, polise yuh çekilip, askere alkış tutu-
lan başka dönemler rle gördük. VB geçmişin deneyleri, neden-
leri, ıster haklı ister haksız olsun, bu tür davranışların çok tehln
keli ve zararlı gelişmelerin habercisi olduğunu göstermistir he-
pimize.
44e yazık ki 1 Mayıs 1990 günü aynı tablo bir kez daha yaşan-
mıştır ve yasanan bu olayın sorumlusu, herkese kendisini srvil
diye yutturmaya çahşan, MGK icazetli ANAP'tır. ,
MGK icazetli ANAP bir türlü sivil çözümler üretememenin, sivl.'
demokrasiyi içine sindirememenin inadıyla 1 Mayıs günü alan-
larda, polis ile halkı karşı karşıya getirirken kimlere ne tehlikeli
bir çagrı çıkarmış olduğunun acaba ayırdında mıydı?
Sorun 'top'
gönderîldî
Haber Servisi — Irak tarafın-
dan üretildiği iddia edilen "siiper
lop"un parçalarından biri oldu-
ğu şüphesiyle Haydarpaşa Güm-
rüğü'nde el konulan "boru", Dı-
şişleri Bakanlığı Sözcüsü Murat
Sungar'ın dün "iade edilecefini"
resmen açıklamasından sonra bu
sabaha karşı 01.36'da uçakJa tn-
giltere'ye gönderildi.
Ankara-Bağdat ve Londra ara-
sında el konulduğu 19 nisan tari-
hinden bu yana sorun olan "sü-
pcr top" konusunda dün Dışişle-
ri Bakanlığı resrai açıklama yap-
tı. Bakanlık Sözcüsü Murat Sun-
gar basın toplantısında konuyla il-
gili şu bilgiyi verdi:
"Çelik malzeme üreticisi tngi-
liz Walter Somers şirketinin sev-
kiyatını Irak'a götürmekte olan
Macar plakalı bir T1R aracının,
19 nisan 1990 gunü Haydarpaşa
gamrük makamlannca yapılan
rutin muayenesi sırasında malın
mahiyeti ile ilgili olarak taşıyıcı
firmadan ek bilgi is(enmiş, bunun
Üzerine taşıyıcı firma olan Davi-
es Turner, malın yeniden ve da-
ha saglıkh olarak mua>ene edil-
mesini ve buna göre gerekli işlem-
lerin yapılmasını temincB transit
güzergahını değişdrerek söz konu-
su malı menşei Ulkesine geri gö-
turmeyi karariaşurmıştır."
Boru gidiyor
Türkiye'de el konulan boruyu
almak üzere önceki gün saat
19.22'de Atatürk Havalimam'na
inen "Heavylift Cargo Airiens"
(Ağır Yük Havayollan)"na ait
"Bdfast" adh uçağa dün sabah
yükleme yapılmak istendi. Güm-
rük sahasında bekJetiIen Macar
plakalı TIR'a yüklü boru, işlem-
leri yapılırken yüklemeye izin ve-
rilmeyerek yeniden parkta bekle-
meye alındı. İngiliz konsoloslu-
ğundan bir bayanın da hazır bu-
lunduğu işlemierin kesilmesi üze-
rine uçak da hangara çekildi. Dün
saat 05.40'a kadar suren bekleyiş-
ten sonra 30 ton ağırlığındaki bo-
ru yüklemeye hazırlandı. 23.30'a
kadar 60 ton kapasitesindeki vinç
ile sürdürülen çaiışmaiar sonucu
boru, 25 kişilik bir ekip tarafın-
dan uçağa yüklendi. tngiltere'ye
gidecek olan uçak bu sabaha karşı
Ataturk Havalimanı'ndan aynldı.
AEG DB 106
BUHARLI ÜTÜ
YaÇmurlama sl»tomlyl« kendi
kandM t»mlz»»f. Bjnar ayar duö-
mesini "yagmuriama roktası na
geomıex yefertOif Buhm tnlûmı
•yMtoiabHr. Çot< az buhar daha
fa?la çok fazla bufıar' Kumaşm
ansıne gore Su haznMl ş^faftr.
Su mıkiarı Mierre suresnce her an
gâzıruzır onündedır HantaM
korton gM|l utüle<nede tolay*
sağlar ve kordonun kıvnlıp kmknası-
n onier inc* M M t n t o ı duQ-
me altı ulutemede kolaylık sagiar
AEG
Akbulut yarın Bağdat'a gidiyor
Irak'a 'kriz'li geziBaşbakan Akbulut'un üç günlük resmi gezisinin "boru
alayı" nedeniyle diplomatik soğukluğun yaşandığı bir
döneme rastlaması, yetkililerce 'talihsizlik' olarak
nitelendiriliyor.
ANKARA (Cumburiyet Büro-
sn) — Başbakan Yıldırım Akbu-
lut'un yann başlayacak üç günlük
resmi Irak gezisinin "boru olayı"
nedeniyle "sıkınülı" geçmesi bek-
leniyor. Normal şartlarda "iki tâl—
ke arasındaki iyi ilişkilerin te>idi"
şeklinde gerçekleşmesi gereken bu
ziyaretin Ankara ile Bağdat ara-
sında diplomatik soğukluğun ya-
şandığı bir döneme rastlaması yet-
kililerce "talihsiz" olarak değer-
lendiriliyor. Turkiye"nin, Irak ta-
rafından "siiper top" yapımında
kullanılacağı savıyla bu ülkeye gi-
den borulara el koyması Bağdat'ta
büyük hoşnutsuzluk yarattı. Başta
Başbakan Birinci Yardımcısı Ta-
ha Yasin Ramazan olmak üzere
Iraklı yetkililerin bu hoşnutsuzlu-
ğu Başbakan Akbulut'un ziyareti
sırasında Türk tarafına hissettire-
ceği tahmin ediliyor. Türkiye'nin,
Irak ile ilişkileri çok kötü bir dö-
nemden geçen îngiltere'yle dolayh
yoldan da olsa "boru" konusun-
da işbirliği yapmış olması Bağ-
dat'ın hoşnutsuzluğunu arttırmıs
bulunuyor. Nitekim, Arap diplo-
matik kaynaklan, tngütere Başba-
kanı Margaret Thalcaer'ın geçen
günlerde Anzak çıkarmasının 75.
yıldönümü nedeniyle Eceabat'ta
buluştuğu Cumhurbaşkanı
Özal'a, "Türkiye'nin bu konnda-
ki yardımlan için teşekkur etme-
sinin" Irak'ta "nol edildjgini" be-
lirtiyorlar.
Ikisi Şeker Bayramı öncesi, bi-
ri ise 28 nisanda Edirne'nin Kapı-
kule gümrük kapısından giriş ya-
parken el konulan üç TIR'daki
lrak'ın süper topuna ait olduğu
sanılan çelik borulann Irak'a gön-
derilmesine izin verildi.