25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbi Cumhurıyet Malbaacılık ve Gaznecılık Turk Anonım Şirtelı adına Iç Pbtmka: CcW üaılanın D15 Haberfer tıgm Brio. Ekonomı Ca0t Ifcrhu. Iş Sendika: Şukna Kttmd. Kultur Cdtl Larr. Basan w Vuioı Nadir Nıdi • Cend Yayın Mudurü H l i l ı Ccmıl. Muessese Mılduru EDtım ( « » Ş v l u . Habo /Vrajtırma hm« Bofcın. Yun Habolen NccdM Dofrn. Spor Daıuşmara AMnludir \uocinm. 3^34 Isı PK EnilK 15*kbj[ll. Yazı Işlerı Muduru Okay Gonensia, • Haber Mcrkezı Duı Y^zılar K«rra Çak)k>n, Araşumu. Şakto M<m>, Dwdtme AhMhlı \rnna. % Kooıdınator Munti Knrubn. • Malı iiicr- Burobr Aıdun: 2 Mûduru: V«lçın B » w , Sayfa Duzenı Vönetmenı Ali Ac«t. • Temsılaler Ent fAM, • Muhasebc Butoıl Ytaa • Butçe-Planlama. Snjl O=QMihr)K>tta • Rcklâm Ayjr Tonın. • Ek Yaroüar Holyı 05 65 • \arn-. ANKARA Ahmet Tan, IZMtR. HikıuC ÇOinkaya. ADANA: Çma YlfaKglu Akyol 9 Idare Hasr"" G«Rr. • IşJomc Öadcr ÇOk. 9 B<lp4;ton- Sıil ln>l. 9 Hrramd Se«ti Bosunaogu. ( Cumhunya Msbanbk ve Gnnttdlıi T A £ Tüıt O c * Cad. 39/41 Clfc**)ıı * I46-l*uıbuL Td 512 05 05 (20 h»l), THoc mM> Fu: (I) 526 «0 ^2 # H Zıya Blv 1352 SJ/3. TM. 13 U 30, THot 51359 F K (51) 19 55 60 Inönu Cad 119 S. No I Ka 1. Tti 19 F 52 (4 ha), 1«ex. 62155, ftx. f7t) I» 37 52 TAKVİM: 31 MAYIS 1990 Imsak: 3.32 Güneş: 5.28 öğle: 13.06 Ikindi: 17.05 Akşam: 20.35 Yatsı: 22.21 Yakılan 133 bin 607 kitap davası Danıştay: Sıkıyönetim hukukla sımrhDanıştay 10. Dairesi, Bilim ve Sosyalizm Yayınlan'nın 133 bin 607 kitabının Sıkıyönetim Komutanhğı'nca yakılarak imha edilmesini "devletin sorumluluğunu gerektirecek ağır bir hizmet kusuru" olarak niteledi. ERBİL TUŞALP ANKARA — Danıştay 10. Da- iresi, Bilim ve Sosyalizm Yayın- lan'nın 133 bin 607 kitabının sı- kıyönetim komutanlığınca yakı- larak imha edilmesini "devletin sorumlalugunu gerektirecek agır bir hizmet kusuru" olarak nite- ledi, Ankara 5. Idare Mahkeme- si'nin oybirliği ile aldığı karan onadı. Bilim ve Sosyalizm Yayınlan sahibi Süleyman Ege, Danıştay kararım "insankgın ortak üriinü ve evrensel mirası kitaba ve bili- me saygıyı yücelten bir karar" olarak niteledi. Ege şöyle dedi: "8 yıl önce Ankara Sıkıyöne- tim KomutanhgTnın emriyle ya- yınevinin bütün kitaplanna el kondu. Yargı karanyla akiannuş kitaplann iadesini isCedimse de sustular, verecekleri yanıt yoktu. 3 Haziran 1985'te, sıkıyönetimin bitmesine beş giın kala komuta- nın emriyle Mamak'ta gizlice yaktüar. Yözyılın bu en büyük ki- tap katiiamı olayında devletin en yiiksek yerlerinde oturan yetkili- leri uysrdım, kıllan kıpırdamadı. Cumhurbaşkanlığı sustu, Başba- kanlık sustu." EgeTYüksek mahkemenin bu karanyla bir kez daha dogrulan- mtşbr ki, "Sıkıyönetim de hu- kukla sırurlıdır" sıkıyönetimin olağanüsuilüğü, kendisine yetki veren Sıkıyönetim Yasası'nın ola- ganüstn nitelik taşımasındadır. Yasadışı keyfi işkm ve eylemle- rin hesabı sorulur" dedi. Danıştay 10. Dairesi karannda şu görüş savunuluyor: "Dava konusn olayda, hakla- nnda herhangi bir suçluluk ka- ran olmayıp sıWı>önetim zaman- lannda bile yayımlanan ve çesil- li yargı yerierinin birçok kez siiz- gednden geçmiş olan kitaplann sahibine geri veriimesinde ne gi- bi sakıncalar olduğu, hiç olmaz- sa yargı öniinde idarece açıklan- mahydı. Davanın şu evresine ka- dar imha karannın ve uygulama- sjnın huknksal nedenleri idarece gösterilebilmiş değildir. Boylece dıştan bakılınca hukuka uygun gibi gözüken işlemin, ashnda hu- kuksai sebeplerden ve dayanak- lardan yoksun olduğu ve olaga- niistu koşullann dahi haklı kıla- mayacağı bn işlemle sıkıyönetim, devletçe tazmini gereken agırlık- ta bir hizmet kusunı işlediği so- nucnna vanlmaktadır. Yasalann izin verdigi ve iceriginde herhangi bir suç unsunı taşımadıgı, mah- keme kararlan ile sabit olan bir faaliyette bulunmanın kusurtu davranış sayılması mümkün de- güdir." Kararda aynca sıkıyönetim re- jiminin T.C. Anayası'nın yürüt- mü bölümünde dahil bir olağa- nüstu yönetim biçimi olduğu vur- gulanarak şöyle denildi: "Sıkıyönetimin bütiin işlem ve eylemleri hukukla sınırlıdır, Yu- rüttügıi kamu hizmeti dolayisıy- la ortaya çıkan zararlann da di- ğer yürütme ve idare faaliyetle- rinde olduğu gibi devletçe karşı- lanması gerekmektedir. Anayasa- ya göre idare bir bütıindür ve kendi eylem ve işlemlerinden do- gan zaran ödemekle ynkümlü- dur." Danıştay 10. Dairesi Başkanı Şerafettin Kaya, üyeler Galip Tannuver, Salim Özkan, Erol Diindar ve Aysel Pekiner'in oy- birliği ile alınan karara göre Bi- lim ve Sosyalizm Yayınlan'nın uğradığı zarar 1985 yılı kitap fî- yatlan esas alınaıak ticari faizi ile birlikte ödenecek. Ayrıca yayın- cı Ege"nin uğradığı manevi zarar da tazmin edilecek. Hafta sonunda sınav heyecam Fen liseleri sınavı 2 haziranda, özel Türk ve yabancı okullara giriş smavı 3 haziranda yapılacak. Egitim Servisi — Fen liseleri sınavı, 2 haziranda fen liselerinin bulunduğu merkezlerde, özel Türk ve yabancı okullara giriş sı- navı da 3 haziranda Ankara, Is- tanbul, Izmir, Tarsus ve Zongul- dak'ta yapılacak. Fen liseleri smavına girecek 56 bin 193 adaydan ancak 2 bin 64'ü 13'ü resmi, 10'u özel olmak Ozere toplam 23 fen lisesinden bi- rini kazanabilecek. Tek aşaraalı olan sınavda, öğrencilerin Türk- çeyi kullanma güçleri, sosyal bi- limlerdeki, matematik ve fen bi- limlerindeki temel kavram ve il- kelerle düşünme yeteneklerini öl- çen sorular bulunacak. Sınavda adaylardan 100 dakikahk sürede 16'sı Türkçe, 4'ü din kültürü ve ahlak bilgisi, 30'u fen bilgisi, 10'u sosyal bilgüer ve 40'ı da ma- tematik olmak üzere 100 soruyu cevaplandırmalan istenecek. Sınav sonuç belgeleri, Milli Egitim Bakanlığı ölçme Değer- lendirme ve Yerleştirme Merke- zi (ÖDYM) tarafından 10 tem- muz tarihinden itibaren adayla- nn adreslerine gönderilmeye baş- lanacak. Fen liselerinin toplam kontenjanlannın üç katı kadar öğrenci, aldıkları puanlara göre yedek listelere alınacak. Fen liselerine asıl listeden ka- yıtlar, 23-30 temmuzda, 1. yedek listenin duyurulması 6 ağustosta, 1. yedek Uste kayıtları 16-17 ağustosta, 2. yedek listenin du- yurulması 21-22 ağustosta, 2. ye- dek listenin kayıtları 3-4 eylülde yapılacak. Kontenjanı dolmayan okuliar ön kayıt sistemine geçe- cekler. ö n kayıt başvurulan 5-6-7 eylülde, ön kayıtlann kesin kayda geçirilmesi de 10 eylülde yapılacak. 12 bin 426 adayın katılacağı Özel Türk ve yabancı okullara giriş sınavı sonucu da 5.902 öğ- renci amacına ulaşabilecek. 50 özel Türk ve yabancı okulu kap- sayan sınavın sözel bölümünde, 30 Türkçe, 20 sosyal bilimler, sa- yısal bölümde de 30 matematik, 20 fen bilimleri olmak üzere top- lam 100 soru yer alacak ve aday- lara 120 dakikalık süre tanına- cak. Sınav sorulannın haarlanma- sı, uygulanmak üzere Sınav Yü- rütme Kurulu'na teslim edilme- si, adayların cevap kâğıtlarının değerlendirilip sonuçların öğren- cilere ve ilgili okullara duyurul- ması, ÖSYM tarafından yapıla- cak. Aday puan kartları, 25 ha- ziran tarihinden itibaren öğren- ci adreslerine gönderilecek. Sınav sonuçlanna göre öğrencilerin ka- yıt ve kabulleri, taban puan ila- nına dayalı ön kayıt sistemiyle yapılacak. Okullar, 9 temmuz ta- rihinde taban puanlannı belirle- yecekler ve velilere duyurulacak. Veliler, 10-11-12 temmuz tarih- lerinde istedikleri okullara, başa- n puanlanna göre ön kayıt yap- tıracaklar. özel Türk ve yabancı okulla- ra giriş sınavı, lzmir Amerikan Lisesi, lzmir Saint Joseph Fran- sız Lisesi, Ankara TED Lisesi, Zonguldak TED Lisesi, Tarsus Amerikan Lisesi ile tstanbul'da sınavla öğrenci alacak 45 özel okuldan 21'inde yapılacak. Anayasa Mahkemesi, Bilkent'in üniversiie adını kullanamayacağına karar verdi Bilkent'e darbeAnayasa Mahkemesi, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü'nün grubu adına yaptığı başvuruyu karara bağladı. Mahkeme, vakıfların kuracağı îaikseköğretim kurumlanna üniversite adı verilmesini öngören 3589 sayılı yasanın 3. maddesini oy çokluğu ile iptal etti. ANKARA (Cumhuriyet Biiro- sn) — Anayasa Mahkemesi, vakıf- ların "üniversite" kurmalanna olanak sağlayan 3589 sayılı yasa- nın baa maddderini iptal etti. Bu- na göre halen Türkiye*nin tek va- kıf üniversitesi olan Bilkent, "üniversite" adını kullanamaya- cak. İptal edilen yasa maddeleri- nin en geç bir yıl içinde yenilen- mesini de öngören mahkeme ka- ran, Resmi Gazele'de yayımlan- dıktan bir yıl sonra yürürlüğe girecek. Anayasa Mahkemesi SHP gru- bu adına Genel Başkan Erdal Ino- nn'nün, 23.11.1989 tarih ve 3589 numaralı "2547 sayılı Yüksekög- retim Yasası'nın bazı maddeleri- nin degiştirilmesi hakkında kanun hükmünde kararnamenin degişti- rilerek kabulu hakkında yasa"nın 3'üncu maddesinin anayasanın bazı maddelerine aykırı olduğuna ilişkin 26 Ocak 1990"da yaptığı başvuruyu dün karara bağladı. Vakıfların kuracağı yükseköğ- retim kurumlanna "üniversite" adı verilebilecegine ilişkin 3589 sa- yılı yasanın 3. maddesini oy çok- luğuyla iptal eden mahkeme, ay- nı yasanın vakıf yüksek öğretim kurumlarmın "yasa çıkanlmadan, sadece YÖK karanyla" kurulma- sını öngören 4 ve 5. maddelerini de oybirliğiyle iptal etti. SHP'nin vakıfların üniversite kuramayacağına ilişkin başvuru- su, Anayasa Mahkemesi'nde ön- ceki gun ve dün ele alındı. Mah- keme dün yapılan oylama sonu- cunda, oy cokluğuyla SHP'nin basvurusunu haklı bularak 3589 sayıh yasanın 3. maddesini iptal etti. Oy cokluğuyla iptal edilen 3. madde şöyle: "Madde 3- Vakıflarca kurula- cak yüksekoğrttim kurumlanna, Yüksekögretim Kunılu karan ile ancak bu kurumun en az iki fa- külteden olıtşması, fen ve edebi- yat alanlan ile ilgili egitim prog- ramlannın bnlunması, egitim ve araşbrma dözeyinin en az o ilde, o ilde üniversiie yoksa en yalun il- de bulunan devlet üniversitelerin- deki egitim ve araşUrma düzeyin- de olması şaröylg 'üniversite* adı verilebUir''. Anayasa Mahkemesi aynca ip- tal edilen 3. maddeye paralel bul- duğu 3589 sayılı yasanın 4 ve 5. maddelerini de oybirliğiyle iptal etti. İptal edilen bu maddeler de şöyle: "Madde 4: Yükseköğretim ge- nel knrulu, belgeler üzerinde ge- rekli inceiemeleri yapükun sonra, kurulacak yükseköğretim kurumu hakkında karannı verir ve bu ka- rannı bilgi için Milli Egitim Ba- kanhğı'na snnar. Madde 5: 2547 sayılı YÖK Ka- nunu'nun ek 13. maddesi şöyle de- ğiştirilmiştir: Valuf üniversitesi veya yükse- köğretim kurumunun kapatılma- sı veya başka bir vakıf üniversite- si veya yükseköğretim kurumu ile birleştirilmesi veya vakıf üniversi- tesi veya yüksek ögretim kurumu- non adının değiştirilmesi, üniver- site veya yükseköğretim kurumla- nnı kuran vakıflann yetkili yöne- tim organlan ile mütevelli heyet- lerinin ortak önerisi üzerine, yük- seköğretim kunılu karan ile olur. Vakıf üniversiteleri veya yükse- kögretim kurumlannın birteştiril- mderine veya adlannın defiştiril- mesine karar verilmesi halinde, birieştirilen veya adı değistirilen vakıf üniversiteleri veya yükseköğ- retim kurumlannın her türlü mal variıklan yeni kurumun mal var- hgına intikal eder." Anayasa Mahkemesi'nden edi- nilen bilgiye göre karar resmi ga- zetede de yayımlandıktan bir yıl «nnra vurürlüğe girecek. Mahke- me aynca karar Resmi Gazete'de yayımlandıktan en geç bir yıl son- ra yeni bir yasa çıkanlarak iptal edilen hükümkrin yerine yenileri- nin getirilmesini kararlaştırdı. Bilkent'i nasıl etkileyecek Anayasa Mahkemesi'nin kara- n, halen Türkiye'nin tek vakıf üni- versitesi olan Bilkent'i etkileyecek. Mahkeme karanna göre Bilkent hiçbir zaman "üniversite" olma- dı ve olamayacak. Karara göre va- kıfların üniversite kurmaları için yasa çıkanlması gerektiği halde, Bilkent yasayla kurulmuş bir üni- versite değil. Karann Resmi Gaze- te'de yayımlandıktan bir yıl son- ra yürürlüğe ginnesi ise bu yıl Bil- kent'ten çıkacak ilk mezunlara ya- rayacak. tlk mezunların diploma- lannda "Bilkent Üniversitesi" iba- resi yer alabilecek. Ancak anaya- sada herhangi bir değisiklik yapıl- madığı sürece, Bilkent'in daha sonraki yıllarda vereceği mezun- lann diplomaJarında "iiniversite" ibaresi yer alamayacak. Karadeniz Teknik Üniversitesi35. yılında Gerüimli bîr kutlama21 mayıs günü 43 öğretim üyesi tarafından yayımlanan, YÖK'ün üniversitelerde yol açtığı çöküntüyü protesto eden bildiri, YÖK kadar KTÜ rektörü Prof. Kemal Gürüz'üdehedef alıyordu. Bildiriyi imzalayan öğretim üyeleri kutlamalara katılmadı. ŞAHtN ALPAY Karadeniz Teknik Üniversite- si' nin 21-27 mayıs tarihleri arasın- daki 35. kuruluş yıldönümü kut- lamalan, bir "rock show" ile baş- ladı. O akşam aynı salonda KTÜ Ti- yatrosu, Orhan Asena'nın Kapı- lar adh oyununu sahneledi. Insan- lar arasında aşk ve nefret, bencil- lik ve dayanışma gibi evrensel te- malan işleyen oyun, doğrusu pro- fesyonel bir ustalıkla oynandı ve büyük alkış topladı. Perde kapa- nıp, ışıklar yandığında, oyunu iz- leyen az sayıdaki öğretim üyeleri biraz tedirgin görunuyorlardı. Ki- milerine göre üç kahramanından biri bir "hayat kadını" olan oyun, Trabzon toplumunun tutu- cu kesimlerinin tepkisini çeke- bilirdi. 35. kuruluş yıldönümünü kut- layan KTÜ, iki gerilimi yaşıyor. Biri, üniversite ile Trabzon top- lumunun tutucu kesimleri arasın- daki; ötekisi, üniversite yönetimi- ne yakın ve uzak olan öğretim üyeleri arasındaki gerilim. Bu iki gerilimin odak noktasında, KTÜ'nün 43 yaşındaki rektörü Prof. Dr. Kemal Gurüz var. ön- ce YÖK modelinin, daha sonra üniversitelerin mütevelli heyetler- ce yönetilmesi önerisinin savunu- culuğunu yapmasıyla dikkatleri çeken; bir yandan üniversitede bir "padişah gibi" davrandığı için, öte yandan üniversitede raescitleri' kapattığı, türbana izin vermediği için tepki uyandıran Gurüz, ağus- tosta 5 yıllık görev süresini ta- mamlıyor. 21 mayıs günü 43 öğretim uye- si tarafından yayımlanan, YÖK'- ün universitelerde yol açtığı çö- küntüyü protesto eden bildirinin, YÖK kadar Güruz'ü de hedef al- dığı açıkça görülüyordu. Bildiri, üniversitelerin mütevelli heyetler- ce yönetilmesi önerilerini, "YÖK sistemi ile bütünlesraiş, etkinlik- lerini yitirmekten korkan yöneti- cilerin akıllan kanşbrmak için ile- ri sürdükleri kandırmaca" olarak niteüyordu. Bildiriyi imzalayan öğretim üyeleri 35. yıl kutlamala- TRABZON'UN GÖRKEMLl AYASOFYASl'NDA — KTÜ'nün 35. kuruluş yıldönömü bir hafta suren etkinlikierie kutlandı. 22 mayıs aksamı önce Ayasofya'nın avlusunda yerel halk danslan oynandı. Daha sonra Egitim Fakültesi Mürik Bölümü ögrencilerinden oluşan orkestra ve koro, görkemli kubbenin albnda Türk ve Batı müziğinden örnekler sundn. (Fotograflar: Şahin Alpay) nndan uzak durdu. 35 yılın sonunda KTÜ'yü nasıl. değerlendirdiklerini öğrenmek amacıyla, 12 Eylül'den bu yana KTÜ öğretim üyelerinin verdiği ilk ses olan 43 inizalı bildirinin ük imzacılanndan Prof. Dr. Sait Eroglu ve Prof. Dr. Türker Öz- sayar ile konuştuk. Eroğlu 35. yılda KTÜ'nün du- rurnunu şöyle göriiyor: "KTÜ, YÖK alünda önemli kan kaybına ugrayan üniversitelerden biri. Makine. inşaat ve etektrik mühen- disligi bölumJerinin birçok degerli ö|retim üyesi son on yılda ya KTÜ'den aynldı ya da aynlmak zonında bırakıldı. Üniversiteye kapasite üzerinde öğrenci doldn- rularak, derslerde basan ölçiileri aşağı çekilerek öğretimin kalitesi duştü. Olanaklann sınırlılıgı yü- zünden fizik ve kimya gibi ders- lerde çok sınırlı laboratuyar çauş- ması yapılabilmekte. YÖK önce- sinde üniversite kütuphanesine yılda 100-150 kitap alınabilirken, yılda 30 sureli yayına abone olu- nabilirken 1984'ten bu yana top- lam 30 kitap alındı, son iki yılda da hiç kitap alınmadı. Bu dnrum ögretim üyelerinin bilimsel geliş- meleri izlemelerini olanaksız ha- le getirmekte." Yine Eroğlu'na göre KTÜ öğ- retim üye ve elemanlan arasında bilimsel bakımdan yetersiz olan- lar büyük çoğunlukta. Rektör Güruz'ün, bilimsel ehliyet konu- sunda gösterdiği titizliğe ilişkin bütün iddialanna karşın, profe- sörlük için yurtdışında yayın yap- mış olma koşulunun aranmasına karşın, son yıllarda bu koşullan yerine getirmeyen birçok kimse profesörlüğe yukseltüdi. Rektör Güriiz, yardımcüarı ve atadığı de- kanlar, öteki öğretim üyelerine karşı güç gösterisi içinde. Ata- mayla gelen yöneticiler, öteki öğ- retim üyelerine tepeden bakan bir yöneticiler sınıfı haline gelrniş va- âyette. özsayar'a göre de KTÜ'de son derece keyfi bir yönetim sürdüren rektör Gurüz, KTÜ'de adeta bir "padişah gibi" davranmakta. Güruz, sosyal demokrat eğUimli öğretim üyelerine karşı aynm uy- gularken; daima sağ eğilimleri ya da "ben profesör yaptım" dedi- ği kendisine kişisel olarak bağlı kimseleri yönetici görevlere getir- di. 1973-1981 arasında gerek do- nanım gerekse öğıetim kadrosu bakımından büyük bir atılım ya- pan KTÜ, YÖK ile birlikte bir çö- küs dönemini yasamakta. "Üniversitede demokrasi degil, meritokrasi (ehiller yönetimi) geçerlidir" fıkrini sık sık dile ge- tiren KTÜ Rektörü Prof. Dr. Ke- mal Güriiz ile kendisine yönelti- len eleştiriler üzerine bir söyleşi yaptık. Söyleşinin bir özeti şöyle: — Sayın Gurüz, KTÜ'de sos- yal demokrat eğilimli öğretim üyelerine karşı aynm uyguladığı- nız ve bir padişah gibi davrandı- ğınız söyleniyor. Bu eleştirilere ne diyorsunuz? — Kimler benim yönetim anla- yışıma uygunsa, onlarla birlikte çalışıyorum. Herhangi bir siyasi aynm söz konusu değildir. Yöne- timde olanlann tamamı bu üni- versitede uzun yülar çalışmış kim- selerdir. Bugün rektörlük için se- çim yapüsa, öğretim üyelerinin ezici çoğunluğunun lehime oy ve- receğinden kuşkunuz olmasın. — 43 KTÜ ögretim üyesi YÖK'e ve savunduğunuz müte- velli heyet sistemine karşı bildiri yayunladüar. Baskıya uğramaktan çekinmeseler daha en az 20-25 öğ- retim üyesinin de bu bildiriyi im- zalayacak olduğu söyleniyor. Ne düşünüyorsunuz? —Kişiler fıkirlerini açıklamak- ta özgürdürler. Bildiriyi imza edenlere herhangi bir baskı söz konusu değildir. Ancak idari gö- revlerde bulunanlann tutarhlık gereği bu görevlerden ayrümala- Bilım adamları, kazı çalışmalannın başlatıldığı bölgelende kaçakçılık tehlikesinin ortadan kalktığı görüşündeler Bilimsel kazılara önem verümeliTümülüs (anıtmezar) kazılannm başlatılabilmesinin yeterli ödenek ve elemanla mümkün olduğunu hatrrlatan bilim adamları "bilinçsiz ve bilimsel olmayan ellerde bulunan eserleriıı gerçek değerinin saptanması oldukça güç" diyorlar. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — 12. Kaa, Araştırma ve Ar- keometri Sempozyumu sürerken üniversite öğretim üyeleri ve araş- tırmacüar, hükumetin bilimsel ka- zılara ağırlık vermesi gerektiği gö- rüşünde birleştiler. Gazetemizde Özgen Acar'ın dün ve önceki gün konuyla ilgili haberlerini de defer- lendiren öğretim üyeleri, bilimsel kazılara aynlan paralann yetersiz- bği karşısında müzayedelerden eser almak için harcanan bedelle- rin yüksekligine dikkat çektiler. Yurdumuzun çeşitli yerierinde kazılar yapan öğretim Üyelerinin bu konudaki göruşleri şöyle: Prof. Dr. lsın Yalçınkaya: (An- kara Üniversitesi DTCF. Prehistor- ya Anabilim Dalı Başkanı) "Bi- limsel arastırmalann baslatıldığı bölgelerde kaçakçılık tehlikesi or- tadan kalkıyor. Değerli pek çok eser banndıran tümülüslerin an- tik çağlardan beri yağmalandıgı büiniyor. Uznn sureli höyük ka- zılanndan farklı olarak kazılma- lan daha kolay ve kısa sureli olan tümülüslerin soyulması hiç de güç degil. Tümülüs kanlannın başla- tılabilmesi bir arz talep sorunu olarak ek alınabilir. Sistematik tü- mülüs kazılaruun gercekleştirile- bilmesi yönünde konuyla ilgili bi- lim adaralannın bir araya gelme- sini sağlayacak bir toplantının ya- pılması için bir kampanya başla- tılabilir. Özellikle genç bilim adamlan bu araştımıalara yönlen- dirilebilir" Dr. Peter, J. Neve: (Boğazköy Kazı Başkanı): "Arkeolojik eser- ler elbette bir ticaret metası değil. Tarihi eserlerin yok olup gitmesi- ni önlemek için müzelerin eser sa- tın alımı beraberinde defineci bir yaklaşım düşuncesinin özendiril- mesi tehlikesini de taşıyor. Tümü- lüs kazılannm başlatılabilmesi için bilim adamlan, müze uzmaıı- ları ve dış ülke temsilcileri bir ara- ya gelerek toplanabilir ve ünesco ile bir diyalog kürularak bu tür arastırmalar için bir fon talep edi- lebilir. Evet, eski eserler yok olup gitmemeleri düşüncesiyle saun alı- nabilir, ancak bilinçsiz çevrelerde bu durumun, defineci zihniyeti teşvik edebileceği gözardı edilme- melidir" Prof. Dr. Befık Dnrn (Î.Ü. Ede- biyat Fakültesi, Protohistorya Anabilim Dah): "Tümülüslerin soynlması sorunu 20 yıldır tartı- şılan bir konu. Bn sonına çeşitli konferanslarda zaman zaman dik- kat çekildiyse de halen bir ilerle- me kaydedilmiş sayılmaz. Tümü- lüs kazılannm başlaülabilmesi, ödenek ve yeterli eleman saglan- masına bağlıdır. Bilinçsiz ve bilim- sel olmayan ellerde bulunan eser- lerin gerçek değerinin saptanma- sı oldukça güç. Bilimsel bir orta- mın uzağında müzeye getirilmesi istenen eserler, bu süreçte kacak- çüann eline gecebilme tehlikesi ile karşı karsıya. Bu nedenle bir iki- lem yasamyor. Olaya bilinçli yak- laşılmalı." Doc. Dr. Mehmet Özdogan (t.Ü. Edebiyat Fak. Prehistorya Anabilim Dalı): Kazılar için ayrı- lan ödenek oldukça sınırlı. Amaç kazı yapıp eser toplamak değil, bi- limsel yöntemlere dayalı araştır- malar gerçekleştirmektir. Böylece koleksiyonculuk ve antikacılığın özendirilmesi tehlikesine dikkat etmek gerek. Ülkemizde bilimsel bir tümülüs kazısı gerçekleştiril- miyor. Genellikle türaülüsler so- yulduktan sonra üzerine gidiliyor. Bu yönde bir araştırma yapılmak istendiğinde "kazı temsilcisi" sı- kıntısı çekilmektedir!' Prof. Dr. Tahsin Özgüç (Külte- pe Kazı Başkanı): "Bilimsel kazı çalısmalanna aynlan ödenefin arttınlması şart. Eski eserlerin müzelere kazandınlması raüzaye- delerie olacak iş değil. Daha çok sayıda bilimsel araşbrmanra y*pu- ması saglanmalı. Eski Eserleri Konıma Kanunu yeterince önemsenip harfiyen uy- gulanırsa eski eserler ticaret me- tası olmaktan çıkar. İlgili yasada "Eski eser ticareti yapılamaz" di- ye bir madde vardır." ,0te yandan 12. Uluslararası Kazı Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu'nun uçüncu gunun- de Karatepe - Aslantaş ve Domuz- tepe'de yapılan kazılarla, ortaya çıkan bulunıuların nasıl değerlen- dirilebileceği konusu tariışıldı. Sa- bahki oturumda buluntularla il- gili bilgi veren Halet Çambel bu buluntuların "açık hava müzesi- 'nde sergilenebileceğini vurgulaya- rak bu konudaki çalışmalann baş- latıldığını söyledi. Sempozyumda ayrıca Kenneth Sams Gordiyon- da, Crawfort Gree Walt Sard'da Prof. Dr. Ekrem Akurgal da Bay- rakh'da sürdürmekte olduğu ka- zalara iiişkin sonuçlan aktardılar. rı gerekir. Bildiriye imza atmak- tan çekinenler varsa, böyle kim- selerin üniversitede yeri olmama- lıdır diye duşünürüm. — KTÜ'nün kan kaybına uğ- radığı. nitelikli ögretim üyelerini yitirdiği ileri süriılüyor... — Görev yaptığım süre içinde öğretim üye sayısı 155'ten 248'e, toplam öğretim elemanı sayısı 550'den 83O'a yükseldi. Dolayı- sıyla kan kaybı kesinlikle söz ko- nusu değildir. Aksine daha önce- leri çeşitli nedenlerle aynlmak zo- runda kalan kimseler benim dö- nemimde geri dönmüştûr. Benden önceki dönemlerde kayıplar ol- muşsa, onun sorumlusu ben de- ğilim. YÖK ya da mütevelli heyeti — Bazı öğretim üyelerinin yük- seltilmelerinde, standartlann du- şürüldügü söyleniyor. Bu konuda ne diyorsunuz? — Doğru değildir. 2547 sayılı YÖK Yasası'na göre iki yoldan profesör olunabiliyot. Geçici 8. madde 2547 yürürlüğe girdiğinde doçent olanlara eski kanuna gö- re yükseltilmiş olanlar getirmiştir. Kanunun 6. maddesine göre pro- fesör olanlar arasında ise ulusla- rarası yayuu olmadan profesörlü- ğe yükseltilmiş olan yoktur. En yüksek profesörlük ret oranı bi- zim üniversitededir. Bundan gu- rur duyuyorum. Profesörlük işle- rini sıkı tutmasaydım, benden iyi- si olmazdı. — Kamuoyu sizi uzun süre YÖK sisteminin savunuculann- dan biri olarak tanıdı. Fakat şim- dilerde üniversitelere mütevelli he- yeti sisteminin getirilmesini savu- nuyorsunuz. Sizi fıkrinizi degistir- meye yönelten deneyimler neler? —Türkiye'del981'de büyük re- form yapılarak Anglosakson sis- teminin temel ilkeleri kabul edil- miştir. YÖK Yasası'nın temel il- keleri konusunda görüşlerim de- ğişmemiştir. Anglosakson siste- minde bir merkezi ara kuruluş, bir de kurum düzeyinde ara ku- ruluşlar vardır. Yükseköğretim Kurulu, merkezi düzeyde bir ara kuruluştur. Benim 5 yıllık rektör- lük döneminde gördüğüm, üni- versitenin toplumla daha fazla bütünleşebilmesi açısından üni- versiteler düzeyinde de ara kuru- luşlara, mütevelli heyetlere ihtiyaç olduğudur. LiseU "hukuk" diyor • ANKARA (ANKA) — Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) yaptığı bir araştırma sonucunda, liseli gençliğin üniversite sınavlan için tercihlerini sıralarken en çok hukuk fakültelerine rağbet ettiği ortaya çıkü. En fazla tercih edilen okul olan lstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne 82 bin 356 aday tercih sıralamalannda yer verdi. Ikinci gözde okul ise Ankara Hukuk Fakültesi oldu. Bu okulu ise 77 bin 609 öğrenci tercih etti. Diğer gözde okullar Marmara Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi ve Dicle Üniversitesi'ndeki hukuk fakülteleri olarak sıralandı. Türk egitim sisteminde, genelde elektrik-elektronik, makine mühendislikleri ile temel pozitif bilim dallarının tercih sisteminde ağırhkh olmadığı da araştırma sonucu ortaya çıktı. Paralı öğretim uyarısı • ANKARA (Cumhuriyet Biirosn) — öğrenci Seçme Sınavı sonuçlanyla birlikte üniversite adaylanna gönderüen öğrenci Yerleştirme Sınavı (ÖYS) kılavuzlarında öğrenciler, önümüzdeki ögretim yüı başından itibaren uygulamasına geçilecek "paralı öğretim" konusunda uyanldılar. ÖYS kılavuzunda, "Yükseköğretim kurumlarmda cari hizmet ödeneklerinin tespiti ve bu ödeneklerin devlet katkısı ve öğrenci payı olarak ödenmesine ilişkin esaslar" yer aldı. ÖYS kılavuzunda, Bilkent Üniversitesi'nde önümüzdeki ögreüm yılında öğretim ücretinin bütün programlar için 8.5 milyon lira olarak belirlendiği de kaydedildi. Sayıştay 128 yaşında • ANKARA (AA) — Sayıştay'ın kunıluşunun 128. yıldönümü kutlandı. 30 Mayıs 1862 tarihinde Divan-ı Muhasebat adıyla kurulan Sayıştay'ın kurulu? yıldönümü dolayısıyla Sayıştay Başkan Vekili Behiç Erdem başkanlığında daire başkanları, üyeler, raportörler, denetim birimleri şefleri ve idari birim amirlerinden oluşan bir heyet dün sabah Anıtkabir'i ziyaret ederek saygı duruşunda bulundu. 6.Ulusal IJons Konvansiyonu • İSTANBUL (AA) — 6. Ulusal Lions Konvansiyonu ve Fbnımu, 1-3 haziran günleri arasında yapılacak. Toplantının açış konuşmasını, Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın yapacağı bildirildi. Silivri Klassis Otel'de gerçekleştirilecek toplantının acüışında, Cumhurbaşkam TAırgut Özal'a, Melvin Jones Fellow ödülü verilecek. Uluslararası Lions Yönetim Çevresi'nden yapılan acıklamada, ilk kez bir Türk cumhurbaşkanının Lions toplantısına katılacağı ve açılış konuşması yapacağı belirtildi. İngiliz bakan İstanbul\ia • Sağlık Servisi — Türkiye'de bulunan Ingiltere Sa|lık Bakanı Kenneth Clarke ve beraberindeki işadanüan heyeti Ankara'daki görüşme ve incelemelerinden sonra dün de tstanbul'a geldiler. îngiltere Sağhk Bakanı Clarke, lstanbul Valisi Cahit Bayar'ı ziyaret ettikten sonra Türk işadamlan ile TÜSİAD'da bir süre görüştü. Kısırlaşarak doğum kontrolt • NEW YORK (ANKA) — Dünyada tercih edilen doğum kontrol yöntemleri arasına kısırlaştırmamn da girdiği bildirildi. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından yayımlanan rakamlara göre, dünyada kısırlaştırılan kadınların sayısı 119 milyona ulaşıyor. Doğumu önlemek için başvunılan kısırlaştırma yönteminin erkeklerden çok kadınlarda uygulandığı belirtiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle