Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbi Cumhurıyet Malbaacılık ve Gaznecılık Turk Anonım Şirtelı adına Iç Pbtmka: CcW üaılanın D15 Haberfer tıgm Brio. Ekonomı Ca0t Ifcrhu. Iş Sendika: Şukna Kttmd. Kultur Cdtl Larr. Basan w Vuioı
Nadir Nıdi • Cend Yayın Mudurü H l i l ı Ccmıl. Muessese Mılduru EDtım ( « » Ş v l u . Habo /Vrajtırma hm« Bofcın. Yun Habolen NccdM Dofrn. Spor Daıuşmara AMnludir \uocinm. 3^34 Isı PK
EnilK 15*kbj[ll. Yazı Işlerı Muduru Okay Gonensia, • Haber Mcrkezı Duı Y^zılar K«rra Çak)k>n, Araşumu. Şakto M<m>, Dwdtme AhMhlı \rnna. % Kooıdınator Munti Knrubn. • Malı iiicr- Burobr Aıdun: 2
Mûduru: V«lçın B » w , Sayfa Duzenı Vönetmenı Ali Ac«t. • Temsılaler Ent fAM, • Muhasebc Butoıl Ytaa • Butçe-Planlama. Snjl O=QMihr)K>tta • Rcklâm Ayjr Tonın. • Ek Yaroüar Holyı 05 65 • \arn-.
ANKARA Ahmet Tan, IZMtR. HikıuC ÇOinkaya. ADANA: Çma YlfaKglu Akyol 9 Idare Hasr"" G«Rr. • IşJomc Öadcr ÇOk. 9 B<lp4;ton- Sıil ln>l. 9 Hrramd Se«ti Bosunaogu. (
Cumhunya Msbanbk ve Gnnttdlıi T A £ Tüıt O c * Cad. 39/41 Clfc**)ıı *
I46-l*uıbuL Td 512 05 05 (20 h»l), THoc mM> Fu: (I) 526 «0 ^2 #
H Zıya Blv 1352 SJ/3. TM. 13 U 30, THot 51359 F K (51) 19 55 60
Inönu Cad 119 S. No I Ka 1. Tti 19 F 52 (4 ha), 1«ex. 62155, ftx. f7t) I» 37 52
TAKVİM: 31 MAYIS 1990 Imsak: 3.32 Güneş: 5.28 öğle: 13.06 Ikindi: 17.05 Akşam: 20.35 Yatsı: 22.21
Yakılan 133 bin 607 kitap davası
Danıştay:
Sıkıyönetim
hukukla sımrhDanıştay 10. Dairesi, Bilim ve Sosyalizm
Yayınlan'nın 133 bin 607 kitabının Sıkıyönetim
Komutanhğı'nca yakılarak imha edilmesini
"devletin sorumluluğunu gerektirecek ağır bir
hizmet kusuru" olarak niteledi.
ERBİL TUŞALP
ANKARA — Danıştay 10. Da-
iresi, Bilim ve Sosyalizm Yayın-
lan'nın 133 bin 607 kitabının sı-
kıyönetim komutanlığınca yakı-
larak imha edilmesini "devletin
sorumlalugunu gerektirecek agır
bir hizmet kusuru" olarak nite-
ledi, Ankara 5. Idare Mahkeme-
si'nin oybirliği ile aldığı karan
onadı.
Bilim ve Sosyalizm Yayınlan
sahibi Süleyman Ege, Danıştay
kararım "insankgın ortak üriinü
ve evrensel mirası kitaba ve bili-
me saygıyı yücelten bir karar"
olarak niteledi. Ege şöyle dedi:
"8 yıl önce Ankara Sıkıyöne-
tim KomutanhgTnın emriyle ya-
yınevinin bütün kitaplanna el
kondu. Yargı karanyla akiannuş
kitaplann iadesini isCedimse de
sustular, verecekleri yanıt yoktu.
3 Haziran 1985'te, sıkıyönetimin
bitmesine beş giın kala komuta-
nın emriyle Mamak'ta gizlice
yaktüar. Yözyılın bu en büyük ki-
tap katiiamı olayında devletin en
yiiksek yerlerinde oturan yetkili-
leri uysrdım, kıllan kıpırdamadı.
Cumhurbaşkanlığı sustu, Başba-
kanlık sustu."
EgeTYüksek mahkemenin bu
karanyla bir kez daha dogrulan-
mtşbr ki, "Sıkıyönetim de hu-
kukla sırurlıdır" sıkıyönetimin
olağanüsuilüğü, kendisine yetki
veren Sıkıyönetim Yasası'nın ola-
ganüstn nitelik taşımasındadır.
Yasadışı keyfi işkm ve eylemle-
rin hesabı sorulur" dedi.
Danıştay 10. Dairesi karannda
şu görüş savunuluyor:
"Dava konusn olayda, hakla-
nnda herhangi bir suçluluk ka-
ran olmayıp sıWı>önetim zaman-
lannda bile yayımlanan ve çesil-
li yargı yerierinin birçok kez siiz-
gednden geçmiş olan kitaplann
sahibine geri veriimesinde ne gi-
bi sakıncalar olduğu, hiç olmaz-
sa yargı öniinde idarece açıklan-
mahydı. Davanın şu evresine ka-
dar imha karannın ve uygulama-
sjnın huknksal nedenleri idarece
gösterilebilmiş değildir. Boylece
dıştan bakılınca hukuka uygun
gibi gözüken işlemin, ashnda hu-
kuksai sebeplerden ve dayanak-
lardan yoksun olduğu ve olaga-
niistu koşullann dahi haklı kıla-
mayacağı bn işlemle sıkıyönetim,
devletçe tazmini gereken agırlık-
ta bir hizmet kusunı işlediği so-
nucnna vanlmaktadır. Yasalann
izin verdigi ve iceriginde herhangi
bir suç unsunı taşımadıgı, mah-
keme kararlan ile sabit olan bir
faaliyette bulunmanın kusurtu
davranış sayılması mümkün de-
güdir."
Kararda aynca sıkıyönetim re-
jiminin T.C. Anayası'nın yürüt-
mü bölümünde dahil bir olağa-
nüstu yönetim biçimi olduğu vur-
gulanarak şöyle denildi:
"Sıkıyönetimin bütiin işlem ve
eylemleri hukukla sınırlıdır, Yu-
rüttügıi kamu hizmeti dolayisıy-
la ortaya çıkan zararlann da di-
ğer yürütme ve idare faaliyetle-
rinde olduğu gibi devletçe karşı-
lanması gerekmektedir. Anayasa-
ya göre idare bir bütıindür ve
kendi eylem ve işlemlerinden do-
gan zaran ödemekle ynkümlü-
dur."
Danıştay 10. Dairesi Başkanı
Şerafettin Kaya, üyeler Galip
Tannuver, Salim Özkan, Erol
Diindar ve Aysel Pekiner'in oy-
birliği ile alınan karara göre Bi-
lim ve Sosyalizm Yayınlan'nın
uğradığı zarar 1985 yılı kitap fî-
yatlan esas alınaıak ticari faizi ile
birlikte ödenecek. Ayrıca yayın-
cı Ege"nin uğradığı manevi zarar
da tazmin edilecek.
Hafta sonunda
sınav heyecam
Fen liseleri sınavı 2 haziranda, özel Türk ve
yabancı okullara giriş smavı 3 haziranda
yapılacak.
Egitim Servisi — Fen liseleri
sınavı, 2 haziranda fen liselerinin
bulunduğu merkezlerde, özel
Türk ve yabancı okullara giriş sı-
navı da 3 haziranda Ankara, Is-
tanbul, Izmir, Tarsus ve Zongul-
dak'ta yapılacak.
Fen liseleri smavına girecek 56
bin 193 adaydan ancak 2 bin
64'ü 13'ü resmi, 10'u özel olmak
Ozere toplam 23 fen lisesinden bi-
rini kazanabilecek. Tek aşaraalı
olan sınavda, öğrencilerin Türk-
çeyi kullanma güçleri, sosyal bi-
limlerdeki, matematik ve fen bi-
limlerindeki temel kavram ve il-
kelerle düşünme yeteneklerini öl-
çen sorular bulunacak. Sınavda
adaylardan 100 dakikahk sürede
16'sı Türkçe, 4'ü din kültürü ve
ahlak bilgisi, 30'u fen bilgisi,
10'u sosyal bilgüer ve 40'ı da ma-
tematik olmak üzere 100 soruyu
cevaplandırmalan istenecek.
Sınav sonuç belgeleri, Milli
Egitim Bakanlığı ölçme Değer-
lendirme ve Yerleştirme Merke-
zi (ÖDYM) tarafından 10 tem-
muz tarihinden itibaren adayla-
nn adreslerine gönderilmeye baş-
lanacak. Fen liselerinin toplam
kontenjanlannın üç katı kadar
öğrenci, aldıkları puanlara göre
yedek listelere alınacak.
Fen liselerine asıl listeden ka-
yıtlar, 23-30 temmuzda, 1. yedek
listenin duyurulması 6 ağustosta,
1. yedek Uste kayıtları 16-17
ağustosta, 2. yedek listenin du-
yurulması 21-22 ağustosta, 2. ye-
dek listenin kayıtları 3-4 eylülde
yapılacak. Kontenjanı dolmayan
okuliar ön kayıt sistemine geçe-
cekler. ö n kayıt başvurulan
5-6-7 eylülde, ön kayıtlann kesin
kayda geçirilmesi de 10 eylülde
yapılacak.
12 bin 426 adayın katılacağı
Özel Türk ve yabancı okullara
giriş sınavı sonucu da 5.902 öğ-
renci amacına ulaşabilecek. 50
özel Türk ve yabancı okulu kap-
sayan sınavın sözel bölümünde,
30 Türkçe, 20 sosyal bilimler, sa-
yısal bölümde de 30 matematik,
20 fen bilimleri olmak üzere top-
lam 100 soru yer alacak ve aday-
lara 120 dakikalık süre tanına-
cak.
Sınav sorulannın haarlanma-
sı, uygulanmak üzere Sınav Yü-
rütme Kurulu'na teslim edilme-
si, adayların cevap kâğıtlarının
değerlendirilip sonuçların öğren-
cilere ve ilgili okullara duyurul-
ması, ÖSYM tarafından yapıla-
cak. Aday puan kartları, 25 ha-
ziran tarihinden itibaren öğren-
ci adreslerine gönderilecek. Sınav
sonuçlanna göre öğrencilerin ka-
yıt ve kabulleri, taban puan ila-
nına dayalı ön kayıt sistemiyle
yapılacak. Okullar, 9 temmuz ta-
rihinde taban puanlannı belirle-
yecekler ve velilere duyurulacak.
Veliler, 10-11-12 temmuz tarih-
lerinde istedikleri okullara, başa-
n puanlanna göre ön kayıt yap-
tıracaklar.
özel Türk ve yabancı okulla-
ra giriş sınavı, lzmir Amerikan
Lisesi, lzmir Saint Joseph Fran-
sız Lisesi, Ankara TED Lisesi,
Zonguldak TED Lisesi, Tarsus
Amerikan Lisesi ile tstanbul'da
sınavla öğrenci alacak 45 özel
okuldan 21'inde yapılacak.
Anayasa Mahkemesi, Bilkent'in üniversiie adını kullanamayacağına karar verdi
Bilkent'e darbeAnayasa Mahkemesi, SHP Genel Başkanı
Erdal İnönü'nün grubu adına yaptığı
başvuruyu karara bağladı. Mahkeme,
vakıfların kuracağı îaikseköğretim
kurumlanna üniversite adı verilmesini
öngören 3589 sayılı yasanın 3. maddesini oy
çokluğu ile iptal etti.
ANKARA (Cumhuriyet Biiro-
sn) — Anayasa Mahkemesi, vakıf-
ların "üniversite" kurmalanna
olanak sağlayan 3589 sayılı yasa-
nın baa maddderini iptal etti. Bu-
na göre halen Türkiye*nin tek va-
kıf üniversitesi olan Bilkent,
"üniversite" adını kullanamaya-
cak. İptal edilen yasa maddeleri-
nin en geç bir yıl içinde yenilen-
mesini de öngören mahkeme ka-
ran, Resmi Gazele'de yayımlan-
dıktan bir yıl sonra yürürlüğe
girecek.
Anayasa Mahkemesi SHP gru-
bu adına Genel Başkan Erdal Ino-
nn'nün, 23.11.1989 tarih ve 3589
numaralı "2547 sayılı Yüksekög-
retim Yasası'nın bazı maddeleri-
nin degiştirilmesi hakkında kanun
hükmünde kararnamenin degişti-
rilerek kabulu hakkında yasa"nın
3'üncu maddesinin anayasanın
bazı maddelerine aykırı olduğuna
ilişkin 26 Ocak 1990"da yaptığı
başvuruyu dün karara bağladı.
Vakıfların kuracağı yükseköğ-
retim kurumlanna "üniversite"
adı verilebilecegine ilişkin 3589 sa-
yılı yasanın 3. maddesini oy çok-
luğuyla iptal eden mahkeme, ay-
nı yasanın vakıf yüksek öğretim
kurumlarmın "yasa çıkanlmadan,
sadece YÖK karanyla" kurulma-
sını öngören 4 ve 5. maddelerini
de oybirliğiyle iptal etti.
SHP'nin vakıfların üniversite
kuramayacağına ilişkin başvuru-
su, Anayasa Mahkemesi'nde ön-
ceki gun ve dün ele alındı. Mah-
keme dün yapılan oylama sonu-
cunda, oy cokluğuyla SHP'nin
basvurusunu haklı bularak 3589
sayıh yasanın 3. maddesini iptal
etti. Oy cokluğuyla iptal edilen 3.
madde şöyle:
"Madde 3- Vakıflarca kurula-
cak yüksekoğrttim kurumlanna,
Yüksekögretim Kunılu karan ile
ancak bu kurumun en az iki fa-
külteden olıtşması, fen ve edebi-
yat alanlan ile ilgili egitim prog-
ramlannın bnlunması, egitim ve
araşbrma dözeyinin en az o ilde,
o ilde üniversiie yoksa en yalun il-
de bulunan devlet üniversitelerin-
deki egitim ve araşUrma düzeyin-
de olması şaröylg 'üniversite* adı
verilebUir''.
Anayasa Mahkemesi aynca ip-
tal edilen 3. maddeye paralel bul-
duğu 3589 sayılı yasanın 4 ve 5.
maddelerini de oybirliğiyle iptal
etti. İptal edilen bu maddeler de
şöyle:
"Madde 4: Yükseköğretim ge-
nel knrulu, belgeler üzerinde ge-
rekli inceiemeleri yapükun sonra,
kurulacak yükseköğretim kurumu
hakkında karannı verir ve bu ka-
rannı bilgi için Milli Egitim Ba-
kanhğı'na snnar.
Madde 5: 2547 sayılı YÖK Ka-
nunu'nun ek 13. maddesi şöyle de-
ğiştirilmiştir:
Valuf üniversitesi veya yükse-
köğretim kurumunun kapatılma-
sı veya başka bir vakıf üniversite-
si veya yükseköğretim kurumu ile
birleştirilmesi veya vakıf üniversi-
tesi veya yüksek ögretim kurumu-
non adının değiştirilmesi, üniver-
site veya yükseköğretim kurumla-
nnı kuran vakıflann yetkili yöne-
tim organlan ile mütevelli heyet-
lerinin ortak önerisi üzerine, yük-
seköğretim kunılu karan ile olur.
Vakıf üniversiteleri veya yükse-
kögretim kurumlannın birteştiril-
mderine veya adlannın defiştiril-
mesine karar verilmesi halinde,
birieştirilen veya adı değistirilen
vakıf üniversiteleri veya yükseköğ-
retim kurumlannın her türlü mal
variıklan yeni kurumun mal var-
hgına intikal eder."
Anayasa Mahkemesi'nden edi-
nilen bilgiye göre karar resmi ga-
zetede de yayımlandıktan bir yıl
«nnra vurürlüğe girecek. Mahke-
me aynca karar Resmi Gazete'de
yayımlandıktan en geç bir yıl son-
ra yeni bir yasa çıkanlarak iptal
edilen hükümkrin yerine yenileri-
nin getirilmesini kararlaştırdı.
Bilkent'i nasıl
etkileyecek
Anayasa Mahkemesi'nin kara-
n, halen Türkiye'nin tek vakıf üni-
versitesi olan Bilkent'i etkileyecek.
Mahkeme karanna göre Bilkent
hiçbir zaman "üniversite" olma-
dı ve olamayacak. Karara göre va-
kıfların üniversite kurmaları için
yasa çıkanlması gerektiği halde,
Bilkent yasayla kurulmuş bir üni-
versite değil. Karann Resmi Gaze-
te'de yayımlandıktan bir yıl son-
ra yürürlüğe ginnesi ise bu yıl Bil-
kent'ten çıkacak ilk mezunlara ya-
rayacak. tlk mezunların diploma-
lannda "Bilkent Üniversitesi" iba-
resi yer alabilecek. Ancak anaya-
sada herhangi bir değisiklik yapıl-
madığı sürece, Bilkent'in daha
sonraki yıllarda vereceği mezun-
lann diplomaJarında "iiniversite"
ibaresi yer alamayacak.
Karadeniz Teknik Üniversitesi35. yılında
Gerüimli bîr kutlama21 mayıs günü 43
öğretim üyesi
tarafından
yayımlanan, YÖK'ün
üniversitelerde yol
açtığı çöküntüyü
protesto eden bildiri,
YÖK kadar KTÜ
rektörü Prof. Kemal
Gürüz'üdehedef
alıyordu. Bildiriyi
imzalayan öğretim
üyeleri kutlamalara
katılmadı.
ŞAHtN ALPAY
Karadeniz Teknik Üniversite-
si' nin 21-27 mayıs tarihleri arasın-
daki 35. kuruluş yıldönümü kut-
lamalan, bir "rock show" ile baş-
ladı.
O akşam aynı salonda KTÜ Ti-
yatrosu, Orhan Asena'nın Kapı-
lar adh oyununu sahneledi. Insan-
lar arasında aşk ve nefret, bencil-
lik ve dayanışma gibi evrensel te-
malan işleyen oyun, doğrusu pro-
fesyonel bir ustalıkla oynandı ve
büyük alkış topladı. Perde kapa-
nıp, ışıklar yandığında, oyunu iz-
leyen az sayıdaki öğretim üyeleri
biraz tedirgin görunuyorlardı. Ki-
milerine göre üç kahramanından
biri bir "hayat kadını" olan
oyun, Trabzon toplumunun tutu-
cu kesimlerinin tepkisini çeke-
bilirdi.
35. kuruluş yıldönümünü kut-
layan KTÜ, iki gerilimi yaşıyor.
Biri, üniversite ile Trabzon top-
lumunun tutucu kesimleri arasın-
daki; ötekisi, üniversite yönetimi-
ne yakın ve uzak olan öğretim
üyeleri arasındaki gerilim. Bu iki
gerilimin odak noktasında,
KTÜ'nün 43 yaşındaki rektörü
Prof. Dr. Kemal Gurüz var. ön-
ce YÖK modelinin, daha sonra
üniversitelerin mütevelli heyetler-
ce yönetilmesi önerisinin savunu-
culuğunu yapmasıyla dikkatleri
çeken; bir yandan üniversitede bir
"padişah gibi" davrandığı için,
öte yandan üniversitede raescitleri'
kapattığı, türbana izin vermediği
için tepki uyandıran Gurüz, ağus-
tosta 5 yıllık görev süresini ta-
mamlıyor.
21 mayıs günü 43 öğretim uye-
si tarafından yayımlanan, YÖK'-
ün universitelerde yol açtığı çö-
küntüyü protesto eden bildirinin,
YÖK kadar Güruz'ü de hedef al-
dığı açıkça görülüyordu. Bildiri,
üniversitelerin mütevelli heyetler-
ce yönetilmesi önerilerini, "YÖK
sistemi ile bütünlesraiş, etkinlik-
lerini yitirmekten korkan yöneti-
cilerin akıllan kanşbrmak için ile-
ri sürdükleri kandırmaca" olarak
niteüyordu. Bildiriyi imzalayan
öğretim üyeleri 35. yıl kutlamala-
TRABZON'UN GÖRKEMLl AYASOFYASl'NDA — KTÜ'nün 35. kuruluş yıldönömü bir hafta suren etkinlikierie kutlandı. 22 mayıs
aksamı önce Ayasofya'nın avlusunda yerel halk danslan oynandı. Daha sonra Egitim Fakültesi Mürik Bölümü ögrencilerinden oluşan
orkestra ve koro, görkemli kubbenin albnda Türk ve Batı müziğinden örnekler sundn. (Fotograflar: Şahin Alpay)
nndan uzak durdu.
35 yılın sonunda KTÜ'yü nasıl.
değerlendirdiklerini öğrenmek
amacıyla, 12 Eylül'den bu yana
KTÜ öğretim üyelerinin verdiği
ilk ses olan 43 inizalı bildirinin ük
imzacılanndan Prof. Dr. Sait
Eroglu ve Prof. Dr. Türker Öz-
sayar ile konuştuk.
Eroğlu 35. yılda KTÜ'nün du-
rurnunu şöyle göriiyor: "KTÜ,
YÖK alünda önemli kan kaybına
ugrayan üniversitelerden biri.
Makine. inşaat ve etektrik mühen-
disligi bölumJerinin birçok degerli
ö|retim üyesi son on yılda ya
KTÜ'den aynldı ya da aynlmak
zonında bırakıldı. Üniversiteye
kapasite üzerinde öğrenci doldn-
rularak, derslerde basan ölçiileri
aşağı çekilerek öğretimin kalitesi
duştü. Olanaklann sınırlılıgı yü-
zünden fizik ve kimya gibi ders-
lerde çok sınırlı laboratuyar çauş-
ması yapılabilmekte. YÖK önce-
sinde üniversite kütuphanesine
yılda 100-150 kitap alınabilirken,
yılda 30 sureli yayına abone olu-
nabilirken 1984'ten bu yana top-
lam 30 kitap alındı, son iki yılda
da hiç kitap alınmadı. Bu dnrum
ögretim üyelerinin bilimsel geliş-
meleri izlemelerini olanaksız ha-
le getirmekte."
Yine Eroğlu'na göre KTÜ öğ-
retim üye ve elemanlan arasında
bilimsel bakımdan yetersiz olan-
lar büyük çoğunlukta. Rektör
Güruz'ün, bilimsel ehliyet konu-
sunda gösterdiği titizliğe ilişkin
bütün iddialanna karşın, profe-
sörlük için yurtdışında yayın yap-
mış olma koşulunun aranmasına
karşın, son yıllarda bu koşullan
yerine getirmeyen birçok kimse
profesörlüğe yukseltüdi. Rektör
Güriiz, yardımcüarı ve atadığı de-
kanlar, öteki öğretim üyelerine
karşı güç gösterisi içinde. Ata-
mayla gelen yöneticiler, öteki öğ-
retim üyelerine tepeden bakan bir
yöneticiler sınıfı haline gelrniş va-
âyette.
özsayar'a göre de KTÜ'de son
derece keyfi bir yönetim sürdüren
rektör Gurüz, KTÜ'de adeta bir
"padişah gibi" davranmakta.
Güruz, sosyal demokrat eğUimli
öğretim üyelerine karşı aynm uy-
gularken; daima sağ eğilimleri ya
da "ben profesör yaptım" dedi-
ği kendisine kişisel olarak bağlı
kimseleri yönetici görevlere getir-
di. 1973-1981 arasında gerek do-
nanım gerekse öğıetim kadrosu
bakımından büyük bir atılım ya-
pan KTÜ, YÖK ile birlikte bir çö-
küs dönemini yasamakta.
"Üniversitede demokrasi degil,
meritokrasi (ehiller yönetimi)
geçerlidir" fıkrini sık sık dile ge-
tiren KTÜ Rektörü Prof. Dr. Ke-
mal Güriiz ile kendisine yönelti-
len eleştiriler üzerine bir söyleşi
yaptık. Söyleşinin bir özeti şöyle:
— Sayın Gurüz, KTÜ'de sos-
yal demokrat eğilimli öğretim
üyelerine karşı aynm uyguladığı-
nız ve bir padişah gibi davrandı-
ğınız söyleniyor. Bu eleştirilere ne
diyorsunuz?
— Kimler benim yönetim anla-
yışıma uygunsa, onlarla birlikte
çalışıyorum. Herhangi bir siyasi
aynm söz konusu değildir. Yöne-
timde olanlann tamamı bu üni-
versitede uzun yülar çalışmış kim-
selerdir. Bugün rektörlük için se-
çim yapüsa, öğretim üyelerinin
ezici çoğunluğunun lehime oy ve-
receğinden kuşkunuz olmasın.
— 43 KTÜ ögretim üyesi
YÖK'e ve savunduğunuz müte-
velli heyet sistemine karşı bildiri
yayunladüar. Baskıya uğramaktan
çekinmeseler daha en az 20-25 öğ-
retim üyesinin de bu bildiriyi im-
zalayacak olduğu söyleniyor. Ne
düşünüyorsunuz?
—Kişiler fıkirlerini açıklamak-
ta özgürdürler. Bildiriyi imza
edenlere herhangi bir baskı söz
konusu değildir. Ancak idari gö-
revlerde bulunanlann tutarhlık
gereği bu görevlerden ayrümala-
Bilım adamları, kazı çalışmalannın başlatıldığı bölgelende kaçakçılık tehlikesinin ortadan kalktığı görüşündeler
Bilimsel kazılara önem verümeliTümülüs (anıtmezar) kazılannm
başlatılabilmesinin yeterli ödenek ve elemanla
mümkün olduğunu hatrrlatan bilim adamları
"bilinçsiz ve bilimsel olmayan ellerde bulunan
eserleriıı gerçek değerinin saptanması oldukça
güç" diyorlar.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — 12. Kaa, Araştırma ve Ar-
keometri Sempozyumu sürerken
üniversite öğretim üyeleri ve araş-
tırmacüar, hükumetin bilimsel ka-
zılara ağırlık vermesi gerektiği gö-
rüşünde birleştiler. Gazetemizde
Özgen Acar'ın dün ve önceki gün
konuyla ilgili haberlerini de defer-
lendiren öğretim üyeleri, bilimsel
kazılara aynlan paralann yetersiz-
bği karşısında müzayedelerden
eser almak için harcanan bedelle-
rin yüksekligine dikkat çektiler.
Yurdumuzun çeşitli yerierinde
kazılar yapan öğretim Üyelerinin
bu konudaki göruşleri şöyle:
Prof. Dr. lsın Yalçınkaya: (An-
kara Üniversitesi DTCF. Prehistor-
ya Anabilim Dalı Başkanı) "Bi-
limsel arastırmalann baslatıldığı
bölgelerde kaçakçılık tehlikesi or-
tadan kalkıyor. Değerli pek çok
eser banndıran tümülüslerin an-
tik çağlardan beri yağmalandıgı
büiniyor. Uznn sureli höyük ka-
zılanndan farklı olarak kazılma-
lan daha kolay ve kısa sureli olan
tümülüslerin soyulması hiç de güç
degil. Tümülüs kanlannın başla-
tılabilmesi bir arz talep sorunu
olarak ek alınabilir. Sistematik tü-
mülüs kazılaruun gercekleştirile-
bilmesi yönünde konuyla ilgili bi-
lim adaralannın bir araya gelme-
sini sağlayacak bir toplantının ya-
pılması için bir kampanya başla-
tılabilir. Özellikle genç bilim
adamlan bu araştımıalara yönlen-
dirilebilir"
Dr. Peter, J. Neve: (Boğazköy
Kazı Başkanı): "Arkeolojik eser-
ler elbette bir ticaret metası değil.
Tarihi eserlerin yok olup gitmesi-
ni önlemek için müzelerin eser sa-
tın alımı beraberinde defineci bir
yaklaşım düşuncesinin özendiril-
mesi tehlikesini de taşıyor. Tümü-
lüs kazılannm başlatılabilmesi
için bilim adamlan, müze uzmaıı-
ları ve dış ülke temsilcileri bir ara-
ya gelerek toplanabilir ve ünesco
ile bir diyalog kürularak bu tür
arastırmalar için bir fon talep edi-
lebilir. Evet, eski eserler yok olup
gitmemeleri düşüncesiyle saun alı-
nabilir, ancak bilinçsiz çevrelerde
bu durumun, defineci zihniyeti
teşvik edebileceği gözardı edilme-
melidir"
Prof. Dr. Befık Dnrn (Î.Ü. Ede-
biyat Fakültesi, Protohistorya
Anabilim Dah): "Tümülüslerin
soynlması sorunu 20 yıldır tartı-
şılan bir konu. Bn sonına çeşitli
konferanslarda zaman zaman dik-
kat çekildiyse de halen bir ilerle-
me kaydedilmiş sayılmaz. Tümü-
lüs kazılannm başlaülabilmesi,
ödenek ve yeterli eleman saglan-
masına bağlıdır. Bilinçsiz ve bilim-
sel olmayan ellerde bulunan eser-
lerin gerçek değerinin saptanma-
sı oldukça güç. Bilimsel bir orta-
mın uzağında müzeye getirilmesi
istenen eserler, bu süreçte kacak-
çüann eline gecebilme tehlikesi ile
karşı karsıya. Bu nedenle bir iki-
lem yasamyor. Olaya bilinçli yak-
laşılmalı."
Doc. Dr. Mehmet Özdogan
(t.Ü. Edebiyat Fak. Prehistorya
Anabilim Dalı): Kazılar için ayrı-
lan ödenek oldukça sınırlı. Amaç
kazı yapıp eser toplamak değil, bi-
limsel yöntemlere dayalı araştır-
malar gerçekleştirmektir. Böylece
koleksiyonculuk ve antikacılığın
özendirilmesi tehlikesine dikkat
etmek gerek. Ülkemizde bilimsel
bir tümülüs kazısı gerçekleştiril-
miyor. Genellikle türaülüsler so-
yulduktan sonra üzerine gidiliyor.
Bu yönde bir araştırma yapılmak
istendiğinde "kazı temsilcisi" sı-
kıntısı çekilmektedir!'
Prof. Dr. Tahsin Özgüç (Külte-
pe Kazı Başkanı): "Bilimsel kazı
çalısmalanna aynlan ödenefin
arttınlması şart. Eski eserlerin
müzelere kazandınlması raüzaye-
delerie olacak iş değil. Daha çok
sayıda bilimsel araşbrmanra y*pu-
ması saglanmalı.
Eski Eserleri Konıma Kanunu
yeterince önemsenip harfiyen uy-
gulanırsa eski eserler ticaret me-
tası olmaktan çıkar. İlgili yasada
"Eski eser ticareti yapılamaz" di-
ye bir madde vardır."
,0te yandan 12. Uluslararası
Kazı Araştırma ve Arkeometri
Sempozyumu'nun uçüncu gunun-
de Karatepe - Aslantaş ve Domuz-
tepe'de yapılan kazılarla, ortaya
çıkan bulunıuların nasıl değerlen-
dirilebileceği konusu tariışıldı. Sa-
bahki oturumda buluntularla il-
gili bilgi veren Halet Çambel bu
buluntuların "açık hava müzesi-
'nde sergilenebileceğini vurgulaya-
rak bu konudaki çalışmalann baş-
latıldığını söyledi. Sempozyumda
ayrıca Kenneth Sams Gordiyon-
da, Crawfort Gree Walt Sard'da
Prof. Dr. Ekrem Akurgal da Bay-
rakh'da sürdürmekte olduğu ka-
zalara iiişkin sonuçlan aktardılar.
rı gerekir. Bildiriye imza atmak-
tan çekinenler varsa, böyle kim-
selerin üniversitede yeri olmama-
lıdır diye duşünürüm.
— KTÜ'nün kan kaybına uğ-
radığı. nitelikli ögretim üyelerini
yitirdiği ileri süriılüyor...
— Görev yaptığım süre içinde
öğretim üye sayısı 155'ten 248'e,
toplam öğretim elemanı sayısı
550'den 83O'a yükseldi. Dolayı-
sıyla kan kaybı kesinlikle söz ko-
nusu değildir. Aksine daha önce-
leri çeşitli nedenlerle aynlmak zo-
runda kalan kimseler benim dö-
nemimde geri dönmüştûr. Benden
önceki dönemlerde kayıplar ol-
muşsa, onun sorumlusu ben de-
ğilim.
YÖK ya da mütevelli
heyeti
— Bazı öğretim üyelerinin yük-
seltilmelerinde, standartlann du-
şürüldügü söyleniyor. Bu konuda
ne diyorsunuz?
— Doğru değildir. 2547 sayılı
YÖK Yasası'na göre iki yoldan
profesör olunabiliyot. Geçici 8.
madde 2547 yürürlüğe girdiğinde
doçent olanlara eski kanuna gö-
re yükseltilmiş olanlar getirmiştir.
Kanunun 6. maddesine göre pro-
fesör olanlar arasında ise ulusla-
rarası yayuu olmadan profesörlü-
ğe yükseltilmiş olan yoktur. En
yüksek profesörlük ret oranı bi-
zim üniversitededir. Bundan gu-
rur duyuyorum. Profesörlük işle-
rini sıkı tutmasaydım, benden iyi-
si olmazdı.
— Kamuoyu sizi uzun süre
YÖK sisteminin savunuculann-
dan biri olarak tanıdı. Fakat şim-
dilerde üniversitelere mütevelli he-
yeti sisteminin getirilmesini savu-
nuyorsunuz. Sizi fıkrinizi degistir-
meye yönelten deneyimler neler?
—Türkiye'del981'de büyük re-
form yapılarak Anglosakson sis-
teminin temel ilkeleri kabul edil-
miştir. YÖK Yasası'nın temel il-
keleri konusunda görüşlerim de-
ğişmemiştir. Anglosakson siste-
minde bir merkezi ara kuruluş,
bir de kurum düzeyinde ara ku-
ruluşlar vardır. Yükseköğretim
Kurulu, merkezi düzeyde bir ara
kuruluştur. Benim 5 yıllık rektör-
lük döneminde gördüğüm, üni-
versitenin toplumla daha fazla
bütünleşebilmesi açısından üni-
versiteler düzeyinde de ara kuru-
luşlara, mütevelli heyetlere ihtiyaç
olduğudur.
LiseU "hukuk"
diyor
• ANKARA (ANKA) —
Öğrenci Seçme ve
Yerleştirme Merkezi'nin
(ÖSYM) yaptığı bir
araştırma sonucunda, liseli
gençliğin üniversite sınavlan
için tercihlerini sıralarken
en çok hukuk fakültelerine
rağbet ettiği ortaya çıkü.
En fazla tercih edilen okul
olan lstanbul Üniversitesi
Hukuk Fakültesi'ne 82 bin
356 aday tercih
sıralamalannda yer verdi.
Ikinci gözde okul ise
Ankara Hukuk Fakültesi
oldu. Bu okulu ise 77 bin
609 öğrenci tercih etti.
Diğer gözde okullar
Marmara Üniversitesi,
Selçuk Üniversitesi ve Dicle
Üniversitesi'ndeki hukuk
fakülteleri olarak sıralandı.
Türk egitim sisteminde,
genelde elektrik-elektronik,
makine mühendislikleri ile
temel pozitif bilim
dallarının tercih sisteminde
ağırhkh olmadığı da
araştırma sonucu ortaya
çıktı.
Paralı öğretim
uyarısı
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosn) — öğrenci Seçme
Sınavı sonuçlanyla birlikte
üniversite adaylanna
gönderüen öğrenci
Yerleştirme Sınavı (ÖYS)
kılavuzlarında öğrenciler,
önümüzdeki ögretim yüı
başından itibaren
uygulamasına geçilecek
"paralı öğretim"
konusunda uyanldılar.
ÖYS kılavuzunda,
"Yükseköğretim
kurumlarmda cari hizmet
ödeneklerinin tespiti ve bu
ödeneklerin devlet katkısı
ve öğrenci payı olarak
ödenmesine ilişkin esaslar"
yer aldı. ÖYS kılavuzunda,
Bilkent Üniversitesi'nde
önümüzdeki ögreüm
yılında öğretim ücretinin
bütün programlar için 8.5
milyon lira olarak
belirlendiği de kaydedildi.
Sayıştay 128
yaşında
• ANKARA (AA) —
Sayıştay'ın kunıluşunun
128. yıldönümü kutlandı.
30 Mayıs 1862 tarihinde
Divan-ı Muhasebat adıyla
kurulan Sayıştay'ın kurulu?
yıldönümü dolayısıyla
Sayıştay Başkan Vekili
Behiç Erdem başkanlığında
daire başkanları, üyeler,
raportörler, denetim
birimleri şefleri ve idari
birim amirlerinden oluşan
bir heyet dün sabah
Anıtkabir'i ziyaret ederek
saygı duruşunda bulundu.
6.Ulusal IJons
Konvansiyonu
• İSTANBUL (AA) — 6.
Ulusal Lions
Konvansiyonu ve Fbnımu,
1-3 haziran günleri
arasında yapılacak.
Toplantının açış
konuşmasını,
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ın yapacağı bildirildi.
Silivri Klassis Otel'de
gerçekleştirilecek
toplantının acüışında,
Cumhurbaşkam TAırgut
Özal'a, Melvin Jones
Fellow ödülü verilecek.
Uluslararası Lions Yönetim
Çevresi'nden yapılan
acıklamada, ilk kez bir
Türk cumhurbaşkanının
Lions toplantısına
katılacağı ve açılış
konuşması yapacağı
belirtildi.
İngiliz bakan
İstanbul\ia
• Sağlık Servisi —
Türkiye'de bulunan
Ingiltere Sa|lık Bakanı
Kenneth Clarke ve
beraberindeki işadanüan
heyeti Ankara'daki
görüşme ve
incelemelerinden sonra dün
de tstanbul'a geldiler.
îngiltere Sağhk Bakanı
Clarke, lstanbul Valisi
Cahit Bayar'ı ziyaret
ettikten sonra Türk
işadamlan ile TÜSİAD'da
bir süre görüştü.
Kısırlaşarak
doğum kontrolt
• NEW YORK (ANKA)
— Dünyada tercih edilen
doğum kontrol yöntemleri
arasına kısırlaştırmamn da
girdiği bildirildi. Birleşmiş
Milletler Nüfus Fonu
(UNFPA) tarafından
yayımlanan rakamlara göre,
dünyada kısırlaştırılan
kadınların sayısı 119
milyona ulaşıyor. Doğumu
önlemek için başvunılan
kısırlaştırma yönteminin
erkeklerden çok kadınlarda
uygulandığı belirtiliyor.