22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 DIŞ HABERLER 21 MA YIS 1990 SOVYETLER BİRLİĞ1 GorbirTopraktaözelmülkiyetSSCB _ Başkanı, ff ülkedeki İFf konut f sıkmtısını 1/çözümlemek * için , vatandaşlara arsa, ev ve toprak sahibi olma hakkının şâii. tanınmasını istedi. SÜPER ZİRVE Gorbi'ye Amerikan sürprizleri ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Çar 2. Nikolay'ın mek- tuplan, Komünist Manifesto'nun ilk baskısı ve Pravda'nm ilk sayısımn dünyadaki tek kopyası. Bunlar ay sonundaki zirve için ABD'ye gelecek olan Sovyet Başkaru Mibail Gorbaçov'u karşılayacak surprizlerden ba- alan. Anti Sovyetizmin kalea Hoover Ens- tıtüsü'ne yapacağı ziyaret sırasında Gorba- çov, Ekim Devrimi uzerine dünyanın en zen- gin arşivini yakından görme fırsatı bulacak. Bu arada enstitünün önde gelen ekonomist- lerinden, "serbest pazar ilkeleri, vergiler, harcamalar, sosyaf hizmetler ve iş kanunlan" konularında uzun konuşmalar dinleyecek. San Francisco'nun güneyinde Stanford Üniversiresi'ne ba|lı olan Hoover Enstitü- sü, uzun yıllar ABD'nin anti Sovyetizmini belirleyici ideologlann araştırma merkezi ol- du. Enstitü, ABD eski Başkanı Reagan'ın tüm ideolog ekibinin raerkezi idi. Reagan- ın eski Dışişleri Bakanı George Sbultz, ens- titünün onur üyelerinden. Stanford Üniver- sitesi'nde ders vermekte olan Shultz, Gor- baçov'u ağırlayacak. Shultz, geçen yaz Gorbaçov'un daruşma- nı Sergei Akromeyev'i Hoover Enstitüsü'n- de ağırladı. Akromeyev, arşivleri gördükten sonra universitenin genetik araştırma mer- kezini gezdi. Nazi işgali sırasında Polonya sürgün hükümetinin kayıtlarının bulundu- ğu arşivi son zamanlarda ziyaret edenler arasında Polonya ve Romanya hükümetinin üst düze>' görevlileri de bulunuyordu. MOSKOVA (Ajanslar) — Başkan Gor- baçov, önceki gıin yaptığı çağrıda, Sovyet vatandaşlanna özel arazi ve arsa sahibi ol- ma hakkının verilmesini istedi. Sovyet lideri, ülkedeki büyük konut sıkıntısının ancak va- tandaşlara özel arsa ve Özel ev sahibi otma hakkının verilmesi ile çözumlenebileceğini söyledi. Sovyetler Birliği'nde toprağın mıilkiyeti devlette bulunuyor. Son zamanlarda kabul edilen toprak reformuna göre köylüler top- rağı devletten 50 yılh|ına kiralayabiliyorlar. Ancak kâğıt üzerinde mülkiyet devlette ka- lıyor. Gorbaçov'un önerisi bu bakımdan ge- leneksel uygulamadan radikal bir dönüş olarak görülüyor. TASS Ajansı'na gore Gorbaçov, huku- metten 1 eylüle kadar yeni bir konut proje- sinin hazırlanmasını istedi. Sovyet lideri projede, bireylere ev ve evin üzerinde bulun- duğu arsanın sahibi olma hakkının tanın- masını ve bu hakkın mirasçılanna devredi- lebilmesini diledi. Sovyet lideri yayımladığı başkanlık karar- namesinde, 2000 yıima kadar 30 milyon yeni ev ve apartmanın yapılmasını istedi. Karar- namede, ülkede konut sıkıntısının dorukta olduğu ve yaklaşık 4,5 milyon ailede evler- de kişi başına 5 metre kareden az yer düs- tüğü belirtildi. Yuksek Sovyet (Sovyet Parlamentosu) mart ayında ozel kişilerin bina, alet ve fab- rika sahibi olmasını kabul etmiş, ancak top- rakta özel mulkiyeti reddetmişti. Gorbaçov'un ekonomi uzmanları ev ve arsa satışlartrun, bankalarda ve yastık ait- larında saklanan fazla parayı emeceğini, ay- rıca konut sıkıntısının hafifleyeceğini öne sürüyorlar. Sovyetler Birliği'nin Ermenistan Cum- huriyeti'nde yerel parlamento ve Sovyet- ler "yerei yönetim konseyleri" için dün se- çim yapıldı. Moskova Radyosu, seçime katılan tüm adaylann, Ermenistan'm egemenliğinin vurgulanması görüşünde birleştiklerini, ancak bunun ne ölçüde yapılması gerek- tiği konusunda ayrrldıklannı bildirdi. Radyo, adaylardan bazılarının Erme- nisı'an'ın bağımsızlığının ilan edilmesini savunduklarmı kaydederken seçim kam- panyasındaki en ateşli tartışma konula- rından birini de Dağlık Karabağ Bölgesi üzerindeki hak iddiası tartışmalannın oluşturduğunu duyurdu. Ermenistan'da dün seçimlerin yapılma- sıyla SSCB'yi oluşturan 15 cumhuriyet arasında, görev süresi dolan parlamento- ların yenilenmediği iki cumhuriyet olarak A2erbaycan ve Gürcistan kalmış bulunu- yor. KOMÜNİSTLER DAMGALAMYOR — Romanya'da Çavuşesku dönemine karşı duynlan nefret, koraünizm duşmanlığına dönüşuyor. Başkent Bükreş'te bir komünistin alnına orak-cekiç amblemi yapıştınlmış biçimde halk arasında dolaştınlması etki-tepki mekanizmasının somut ornegini oluşturtıyor. (Foloğraf:RELTER) DAvrupa'yı işsizlik bekliyor CIA'nın geçen hafta açıklanan raporuna göre piyasa ekonomisine geçmekte olan Doğu Almanya ile Yugoslavya'da işsizlik oranı % 15-20'lere ulaşabilecek. Dış Haberler Servisi — Demokrasiye ka- pılannı açan Dof u Avrupa ülkelerinin yıl- larca surecek ciddi ekonomik sorunlarla karsı karşıya kalacakları bildiriliyor. 17 ma- yıs tarihli International Herald Tribune ga- zetesinin CIA'nın hazırladığı bir rapora da- yanarak bildirdiğine gore Doğu Avrupa ül- kelerinin vatandaşları yüksek işsizlik oran- ları ile mal kıtlığma tahammül etmek zo- runda kalacaklar. İşsizlik oranlan Demok- ratik Almanya ile Yugoslavya'da yüzde 15-20'lere ulaşabilecek. Çarşamba gunu kamuoyuna açıklanan CIA raporunda, merkezi plan ekonomile- rinden serbest piyasa ekonomisine geçilir- ken Doğu Avrupa'nın ağır mali sorunlara katlanması gerektiğine işaret ediliyor. Do- ğu Avrupalılar ağır koşullara karşı sabır gösteremedikleri takdirde, işbaşına gelecek yeni hukumetler istikrarsızlıkla boğuşmak zorunda kalacaklar. Sosyal huzursuzluk CIA uzmanları "Alınan katı onlemler tii- ketimin kısılması ve yaşam standartmın düş- mesi ile ilinüli olduğu surece, ekonomik ge- lişmeyi ve reformlan ballalayacak kitle gös- terilerinin ortaya çıkma olasılıgı ber zaman söz konusu olacaktır" değerlendirmesinde bulunuyorlar. Ancak raporda bu zor döne- min ne kadar sureceğine dair bir açıklık ge- tirilmiyor. Rapora şöyle devam ediliyor: "Tum Doğu Avrupalılann refonmlan u>- gulama konusunda bû>ük bir cesarel ser- gilemelerine rağmen, anlamlı ekonomik bü- yutıte sağlanrnası ve yaşam standartlannın yüksellilmesi için en azından yıllar gereke- cek." "Doğu Avrupa: Ekonomik Refaha Lza- nan Uzun VbP baslıklı raporda, uzmanlar, genç demokrasilerin Sovyetler Birliği'nin hâkimiyeti altında geçen uzun yılların ge- tirdiği sorunlar yumağı ile yola çıktıklan- na değiniyorlar. "Durgunluk ya da yavaş bii- >üme, azalan verimlilik, enerji yoğun ağır sanayiler, kabank dış borçlar, kalitesiz mal- lar. rekabel gucıi zayıf ihracat, çevre kirli- liği, bozuk altyapı" sorunlar listesinin ba- şında sıralanıyor. Doğu A\ rupa raporunda, Doğu Avrupa- da şimdiye kadar tatn istihdam veri alınmış olduğundan ana sorunun işsizlik olacağı- nın altı çiziliyor. Devlet işletmeleri orladan kalkar ve sanayiler yeniden yapılandırılır- ken pek çok isçi işinden olacak. Doğu Al- manya ve Yugoslavya'da yüzde 65-20, Po- lanya'da yüzde 9, Bulgaristan ve Macaris- tan'da en az yüzde 5 oranında işsizlik ola- cağı tahrnin ediliyor. HABERLERIN DEVAMI Ozal'dan ANAP'a destek Ozal parti babası ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut özal, ANAP'ın kuruluş yıldönü- mü nedeniyle parti yöneticilerini eşi Semra Özal ile birlikte kabul ederken "Bu seçirai sizin lideriniz olarak yaptığıma göre, seçim ye- niden yapılıncava kadar si/ink bi- raz daha )akın alakadar olmam lazım. Bu benim borcumdur" di- yerek ANAP'a desteğinin sürece- ğini açıkledı. Özal, "Başanlannı- zın duacısıyım" dediği Basbakan Yıldınm Akbulut ve partilılere, muhalefetin eleştirilerine karşı hoşgörülü olmaları tavsiyesinde bulundu. Muhalefet liderlerini de eleştiren Özal, cumhurbaşkanlığı- na seçilmesini yadırgayanları, "otoriter ve totaliter sistemlere çalışmakla" suçladı. Özal, "Bi- zimle daha seçildiğimiz günden beri aralannı bozanlar var. Onla- ra niye kababal bulunmuyor? Ya- pılan şeyieri çocuklar yapmaz" dedi. Özal, Basbakan ve ANAP Ge- nel Başkanı Yıldırım Akbulut ve ANAP Başkanlık Divanı üyeleri- ni dün ANAP'ın kuruluş yıldönu- mü nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Köşku'nde kabul etti. Kabule Semra Özal'ın da katılması dikka- ti çekti. Akbulut yaptığı kısa konuşma- da, Özal'ın ANAP'ın kurucusu ol- duğunu vurguladı. Özal'a minnet ve şükran duyduklarını belirten Akbulut, "Bize gösterdiğiniz yol- da, Turkhe'de başlamıs oldugu- nuz yenilikleri sizin kadar olma- sa bile, size yakışacak tarzda de- vam ettirmeye gayret edeceğiz" dedi. Akbulut'tan sonra konuşan Cumhurbaşkanı Özal da sözleri- ne altı yıllık ANAP iktidan döne- tninde "önemli hizmetler" yapıl- dığını vurgulayarak başladı. Yapı- lan hizmetlerin öneminin üzeriıı- den yıllar geçtikten sonra anlaşı- lacağını kaydeden Özal, "Yapügı- mız işler çok büyük reformlardır. Altı senede çok büyük Iransfor- raasyoniar yapılmıştır" biçiminde konuştu. ANAP'ın kurulusunda duyduğu heyecanı hâlâ hissettiği- ni söyleyen Özal, ANAP'ın kuru- luş gununu anlattı. Partinin ismi- nin kuruluncaya değin gizli tutul- duğunu anlatırken Semra Özal, "Tabdayı yazanlan kilitlemiştik" diyerek söze karıştı. Özal, ANAP'ın iktidar olacağı- na kimsenin o dönemde olasılık vermediğini kaydettikten sonra ANAP iktidarı döneminde Türk- iye'ye "hoşgörü" geldiğini ve ar- tık kavga olmadığını söyledi. Özal, "Hâlâ birtakım tahrikltr ver. Araa ne üniversite genfligini, •e de işçilerimizi hareket ettiremiyoriar" dedi ve ANAP yö- neticilerinin DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'e yonelttikleri eleştirilerde olduğu gibi "Birçok mitinglerden bahsediyorlardı. Ben hatıriıvorum. Buniarla sanki Ro- manya ilişkisini kurmak isteyen- ler dahi çıko, ama bir noktaya va- rabildiler mi" biçiminde konuştu. Özal, sözlerini şoyle sürdürdu: "Tabii ki bizlere, sizlere. hele ik- tidar partisi olarak sizlere çok onemli tarizler gelir. Siz biraz vur abalıya misali sopanın altında olursunuz. Çünkü genellikle mu- halefetin sırtında yumurta kufesi yoktur. Hatta şöyle tabir ederler, dilin kemiği de >oktur. Ama siz bunlan çekmeye mecbursunuz. Memleketin selameti bakımından sizler daha yumuşak olmaya mec- bursunuz ki, sertlikler meydana gelmesin, memleketimiz lekrar yanlış istikametlere gitmesin. ANAP'ın zannediyonım 6 senede yaptığı en onemli konulardan bi- ri budur. Tabii neticede bircokla- rının sözünün hilafına genel baş- kanı mızı o zamanki genel başka- nızı. Başbakaramzı buraya bu ma- kama gene ANAP'ın milletvekil- leri, dogru, ama TBMM seçti. TBMM'de seçim ynpıldı, buraya geldik. Tarafsızlık ber zaman dev- let tarafsızlığıdır. Devlet nasıl ta- rafsızsa buradaki makara da oyle tarafsızdır." Başbakanlığı döneminde de hiç kimse arasında aynm yapmadığını savunan özal, o dönemde parti- zanlık yapmış olması halinde bu- rokrasinin iki üç parçaya bölune- ceğini bildiğini de ifade etti. özal, ANAP Meclis grup toplantıların- da "insanlan ayırmayın" sozleri- ni sürekli yinelediğini ammsattı. Özal, Cumhurbaşkanı'nm taraf- sızlığı konusundaki görüşlerini ay- nen şöyle dile getirdi: "Tabii bu makam hep şöyle alı- şıldığı için yani buraya gelenler hiçbir parti mensubu olmayarak gelmişler. Benden önceki 4 Cum- hurbaşkanı, bir ben bir de zanne- diyorum Celal Bayar'dır. Bir par- ti başkanlığından buraya gelmiş olan hatta ben biraz daba aktif, fıilen 6 sene başbakanlık yaparak gelmişim. Bu, bazı çevrelerce ya- dırganmıştır. Altştıklan başka sis- lemler vardır. Biraz otoriter, tota- liter diyonım ben, o sistemler var- dır. Ondan dolayı alışıklık başka tarafa doğrudur. Bunu hiç yadır- gamamak lazımdır. 1996'da bura- ya gene siyasetten bir kimse gele- cektir. Öyle olması da doğaldır. Tabii olması lazım. Öbürii doğal değildir, yanlıştır. Netice itiban ile tarafsızlık içe- risınde tabii ki bu vazifemizi yü- rüteceğiz. Ama 'tarafsızım' diye fikirlerimizi değiştiremeyiz. O bir nevi insanın kendine ihaneti olur. Ben ANAP'ı kurarken fikirlerim neyse aynı fikirlere sahibim. Ga- yet tabii bu fikirlerim, hatta şöy- le de düşünurıim, 1992'ye ka- dar.bu seçimi sizin lideriniz olarak yaptığıma göre seçim yeniden ya- pılıncaya kadar sizinle biraz daha yakın alakadar olmam lazım. Bu aynı zamanda benim borcumdur. Ama burada şu veya bu parti diye lehinizde, aleyhinizde bir şey yapmam. Benim tavsiyelerim olur. Bu tavsiyelerim de farklı fikirler- de olmadığımıza aynı programlar, aynı seçim beyannamesine sizler de millet huzurunda gayet tabii aramızda göruş farkı olmavabilir. Bunu bir nevi tarafsızlık diye say- mak fevkalade yanlıştır. O vakil ben fikre ihanet etmiş olurum. Ya- ni sırf bu makamı elde etmek için fikirleriraden vazgeçmiş bir insan olurum ki, bu benim tavnma, iıı- sanlığa ıngun değil. Herkes ser- best diyoruz, ben nive fikrimi ser- bestçe ifade etmeyeyim?" Başarı duaları Partilerin propaganda çalışma- larına ya da aleyhlerine çalışma- lara katılmayacağını söyleyen Özal, konuşmalannın "genel ma- nada oldugunu" savundu. Özal, 25 yıllık deneyimi oldugunu, içte ve dışta tanındığını belirterek söz- lerini şöyle tamamladı: "Bunun memlekete bir fayda getireceğini niye düsünmüyoruz? Niçin başka tiirlü düşünüyoruz. Tabii bizimle daha seçildiğimiz günden beri aralarını bozanlar var. Yani bırakın seçimi daha ev- velden, esas onlara niye kabahat bulunmuyor. Biraz da öyle duşün- mek laam. Y'apılan şeyleri çocuk- lar yapmaz. Burada önemli olan nihayet Türkiye Cumhuriyeti Dev- leti'dir. Biz bu millet için vanz. Onu da açık ifade edeyim. Tabii yıldonumünde aranızda bulunmak isterdim. Sayın Basba- kan bana da mektup yazmış, ona güzel bir cevap vereceğim. Fakat memleketimizde hâlâ birtakım kimseler lüzumsuz bassasiyel mi diyeyim veya maksatlı olarak abartıyoriar, bu abartmadan do- layı ben size güzel bir mektup göndereceğim. Onun orada okun- masını istiyorum. Başanlannızın devamını diliyorum. Onun duacı- sıyım. Elimden geldiği kadar da her tiirlü konuda herkese destek olduğum gibi size belki biraz da- ha fikirlerimiz yakın olduğu için destek olmaya gayret ederim. Çünkü bunda ulkenin menfaati- ni her zaman görurüm." Konuşmalardan sonra Akbulut, ANAP Başkanlık Divanı adına Cumhurbaşkanı Özal'a kuruluş yıldönümü anısı olarak ANAP amblemini taşıyan büyük bir ba- kır sini armağan etti. Akbulut, Semra Özal'a da, yine üzerinde ANAP amblemini taşıyan gumüş- ten yapılmış büyuk bir plaket he- diye etti. Akbulut, Semra Özal'ın "ANAP'a büyük emeği geçtiğini" vurguladı. Basın mensuplannın dışarı çı- karılmasından sonra Özal'ın ANAP yöneticileriyle goruşmesi yaklaşık yarım saat surdu. ANAP'ın 7. kuruluş yıldönümü nedeniyle Akbulut ve parti yone- tıcileri saat 11.00'de Arutkabir^ı zi- yaret ederek AtatUrk'ün manevi huzurunda saygı duruşunda bu- lundular. ANAP Genel Merkezi'nde öğ- leden sonra düzenlenen törende de Cumhurbaşkanı Özal'ın Akbu- lut'a gönderdiği mesaj okundu. Özal mesajında şu görüşlere yer verdi: "Kurucusu olmaktan gurur duydugum, siyasi hayatımıza ka- üldığından bu yana memleketimi- ze eşsiz hizmetler vermiş olan ve üikemizde kısa bir zamanda sos- yal ve ekonomik bir transformas- yon gercekleştirmiş olrnanın şere- fini tasıyan Anavatan Partisi'nin 8. kuruluş yıldönümü munasebc- tiyle şahsuuzda partinin tüm men- suplarını içtenlikle kutlanm. Henüz yedi yıllık bir siyasi geç- mişi bulunan Anavatan Partisi'nin her alanda gerçekleştirdiği geriye dönüşü olmayan ablımlar ülkemi- ze bugün çağdaş. modern, ileri ve güçlu miUetler arasında saygın bir yer kazandırmıştır. Cumhuriyet tarihimizin en parlak sayfalan arasına girecek bu başanlar tüm Anavatan Partililer için haklı bir gurur kaynağıdır. Bu mümtaz si- yasi kuruluşumuzun, ülkemizin ileriye götürübnesi vanşında dün olduğu gibi, bundan sonra da en ön safta yer alacağından hiçbir şüphem yoktur. Bu duygu ve düşüncelerle ben ve eşim hepiııizi en samimi duy- gularia kutlar, içten sevgi ve say- gılanmızı sunanz." Genel Merkez'deki törene ba- kanların bir bolümü ile 50 dola- yında milletvekili ve 15 kurucu katıldı. Hasan Cetel Güzel toplan- tıda bulunurken, Mesut Yılmaz ve Ekretn Pakdenûrli'nin gelmedik- leri göruldu. ANAP Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ahmet Buldanlı. partide- ki birliğin sağlanması gerektiğiııi belirtti ve "Biri ılımlı, biri hışım- lı diyor. tşte AP de kendi millel- vekilleri ile iktidan kaybetti ve bir daha da iki yakası bir araya gelemedi" dedi. Basbakan .Mcbulut, kürsüye çı- karken tüm partililerce ayağa kal- kılarak alkışlandı. Muhalefet li- derlerinin önceki gün yapılan 19 Mayıs torenlerine katılmamasını eleştiren Basbakan, "İktidan bunlara teslim edip vebal altına mı gireceksiniz? Vebal altına gir- mek istemiyorsamzçalışacaksımz. Başka kurtuluş y o k " diye konuştu. Bu arada kuruluş yıldönümü kutlamaları organizasyonu, ANAP Teşkilat Başkanı Orhan Demirtaş ile tartışan Halil Öz- soy'u istifanın eşiğine getirdi. Ha- lil Özsoy genel merkezdeki top- lantıdan sonıa Basbakan Akbu- lut'a, "Bu teşkilat başkanıyla çalışamayacağı" gerekçesiyle isti- fasını verdi. Akbulut kalabalık nedeniyle aynntılı göruşemey'ince, "ktifayı kabul etmevecegini ve daha sonra göriişmek istediğini" söyledi. Özsoy kokteyl sırasında gazetecilerin bu konudaki sorusu- na, "Henüz belli değil" yanıtını verdi. Kutlama kokteyli ANAP'ın kuruluş yıldönü- mü kutlamaları akşam da Hilton Oteli'nde düyenlenen kokteyl ile devam etti. Kokteyle genel başkan adayianndan Hasan Celal Güzel ve Ekrem Pakdemirli katılmazken Mesut Yılmaz kokteylde herkes- le sarılarak öpüştü ve ilgi odağı oldu. Basbakan Akbulut ise koktey- le geç geldi ve partililerle birlikte fotoğraf çektirip sohbet ettikten sonra oturmayı yeğledi. Partili milletvekillerinin kokteyle ilgi göstermemesi dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, dun öğleden sonra lzmir'e gitti. Atatürk Organize Sanayi Bölge- si'nin açılış törenine katılan Özal, uygulanan ekonomik politikalann yüzde yuz doğru oldugunu belir- terek "tstedikJeri kadar, şu ya da bu kişiler karamsar havalar üfle- sin, uygulanan politikalar tutar- lıdır. Kimse korkmasın. Başkala- nnın söylediklerine de kulak as- mayın. O kadar yabancı sermaye geliyor. Çünkü hükumete, curu- hurbaşkanına güveni>orlar" de- di. özal, Aliağa termik santralı konusunda da "Tertemiz bir sanl- ral programı yapıldı. Ona politik olarak karşı çıktılar. Yanlıştır. Elektriğe ihtiyacımız var" diye ekledi. Özal daha sonra helikopterle Çeşme'ye geldi ve Altınyunus Te- sisleri'nde dinlendi. Çeşme'de bir süre dolaştıktan sonra karayoluyla İzmir'e hareket eden Özallar Açık- hava Tiyatrosu'nu gezdiler ve İz- mir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'nun konserini izlediler. Cumhurbaşkanı Özal konserden sonra B.Efes Oteli'nde Türk- Yunan İş Konseyi toplantısı dele- geleri ile görüştu. Görüşmeye dev- let bakanları Işın Çelebi ve Hüs- nü Dogan ile EBSO Meclis Baş- kanı Şinasi Ertan, Yönetim Kuru- lu Başkanı Uğur Yüce, İTO Yöne- tim Kurulu Başkanı Halit Şarlak, sanayici Şank Tanı, Türk-Yunan Iş Konseyi toplantısına gelen Yunan- Iı delegeler katıldı. (Baştarafı 1. Sayfada) sa îl Kortgresi'nde, hükümet boş- luğu üzerinde durarak şunlan söy- ledi: "Bu bükumet hayaiet baline gelmiştir. Ha var ha yok. Ülkeye zarar ve tabribattan başka verebi- leceği şey kalmamıştır. Hükümet boşlugunun ötesinde artık bir ha- valettir. Ülke bo> le bir hayaleti sır- tında tasımaya mahkûm edilemez. Çankaya'yı işgal eden Sayın Özal ise bükumet sozcusü gibi davra- nıyor. Canım onu Mehmet Yazar yapıyor tşte... Onu devralmamn ne âlemi var? ANAP'ın Cumhurbaş- kanlığı'na getirdiği Özal, 'Partiyi ben kurdurn' diyerek parti baba- lığı görevini yüriitmeyi sürdür- mekle ve anayasanın 101 ve 103. maddelerine tamamen ters bir uy- gulama ile bükumet etme görevi- ni üzerine almış bulunmaktadır. Bugün Cumhurbaşkanı anayasa- Din 104. maddesinin 'Cumhurbaş- kanı devletin başıdır' hükmünü 'Cumhurbaşkanı hükümetin başı- dır' şeklinde anlamakta ve kendi- sini ulkenin baş icracısı konumu- na getirmektedir." ANAP'ın yapılacak ilk seçim- öe gideceğini bildiği için seçimden İZLENİMLER Semra Özal'ın hakkı FARUK BtLDtRtCt ANKARA — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 1992'de yeni seçim yapılıncaya kadar ANAP'a destek olacağını açıklarken sağ yanında Yıldınm Akbulut, sol yanında eşi Semra Özal vardı. San- ki Özal, "başkan", Akbulut ile Semra Özal da kabine ve ANAP'ın önde gelenleriydi... ANAP'ın kuruluş yıldönümünde Cumhurbaş- kanı 'run Basbakan Yıldınm Akbulut ve parti yö- neticilerini kabulünü izlemeye giden gazeteciler, bu tabloyu görunce şaşırdılar. Semra Özal, ga- zetecilerin dikkatle kendisine doğru baktığını his- sedince sordu: — Ne oldu, bir şey mi aranıyorsunuz? "Evet, parli yöneticilerinin kabulune sizin ne- den katıldığınızı anlayamadık" karşılığını alınca Semra Özal neşeyle açıkladı: — Partinin kurulusunda benim de emeğim geç- ti. Herhalde burada benden daha once oturmayı hak edecek kimse yok. Bir diğer gazeteci de "Zaten artık sizi siyasette görmeyi bekliyoruz" deyince Semra özal çok se- vindi ve iki kez üst üste teşekkür etti. Bu sırada Turgut Özal da eşine "Ben öyle baktıklanm hiç fark etmemiştim" diye iltifat etti. ANAP Teşkilat Başkanı Orhan Demirtaş ise parti yöneticilerinden sadece Akgün Albayrak ve Galip Demirel'in ziyarete katılmadığını, onların da Ankara dışında olduklarını açıkiama çabasın- daydı. özal konuşmaya başlarken her zaman olduğu gibi gazeteciler fırlayıp teyplerini Cumhurbaşka- nı'nm önüne koymak istediler. Ama bir koruma görevlisi, "Artık teyp konraayacak. Basın müşa- virliğinin talimatı" diyerek müdahale etti. Tüm tartışmalara rağmen önlerine konulan kordonu aşamayan gazeteciler, Özal'ın sesini teybe yakla- şık 10 metre uzaktan kaydetmeye ve ayakta not almaya başladılar. Ama Cumhurbaşkanı sıradan bir "kabul" ko- nuşması yapmıyordu ve belki de 19 Mayıs tören- lerine muhalefet liderlerinin katılmamasının da verdiği kızgınlıkla ANAP'a açıkça sahip çıkıyor, muhalefet liderlerini "çocukluk yapmakla" suç- luyordu. Yeni tartışma yaratacak bu sözlerin "ay- nen" yazılmasında fayda vardı. Ama konuşma bittiğinde gazeteciler, teypleri- nin Cumhurbaşkanı'nın konuşmasını kaydedeme- diğini gorünce sinirlendiler. Bir basın mensubu, görevli bir albaya tepkisini dile getirdi: — İran'da bile teyp kullanmamız yasak- lanmıyor. Albay, bu söze çok alindı ve "Nasıl olur da Türkiye ile Iran'ı karşılaştınrsımz?" diye çıkıştı. Gazeteci, rejim karşılaştırması yapmadığını, tran'da bir dönem teyplerin suikast aracı olarak kullanıldığını, buna rağmen orada bile yasak ko- nulmadığını anlatmaya çalıştı. Bu tartışmaya ka- tılan Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdüril Bü- yükelçi Nabi Şensoy yeni bir gerekçe buldu: — Tevpler görüntüyü bozuyor, çirkin oluyor. Bir yandan albay, suikastlarla teypler arasın- da bağlantı kurulmadığını savunurken bir koru- ma polisi söze karıştı: — İran'da teyple suikast yapmadılar mı? Ve böylece teyp kullanılmasının neden önlen- meye çalışıldığı da açıklığa kavuşmuş oldu. Basın mensuplannın dışan çıkanlmasından ön- ce Akbulut, Cumhurbaşkanı ve eşine ayn ayrı ar- mağanlar verdi. Akbulut, Sernra özal'ı överek "Partimizin bugünlere gelmesinde büyük emeği oldugunu kabul ediyor ve bu anıyı canlı tutabil- mek amacıyia bunu armağan ediyonız" demek- ten de gerı kalmadı. Özal, Akbulut'a ANAP'ın kuruluş yıldönümü törenlerinde okunması amacıyia gönderdiği me- sajı da şoyle bağladı: "Bu duygu ve düşüncelerle ben ve eşim hepi- nizi en samimi duygularia kutlar, içten sevgi ve saygılanmı sunanz." kaçtiğını belirten Demirel, bu ne- denle Özal'ın da korkulu rüyaJar gordüğünü söyledi. Demirel, "Her gün "92'ye kadar seçim yok' dcme- si boşuna mı sanıyorsunuz. Bu, korkuoun eseridir" dedi. TRTnin yayuılanru da eleştiren Demirel, TKTnin Özal ve Kadın- ları Güçlendirme Vakfı'na yetme- diğini söyledi. Demirel, "Çanka- ya'ya oturan Sayın Özal, benim söylediklerimin hiçbirini verdirt- mez. Kendisi masal okur, masal." DYP lideri, daha sonra televizyon- da birkaç gün önce yayımlanan bir habere değinerek sozlenni şöy- le sürdürdu: "Bunlar yetmiyonnuş gibi size kara karganın masalım anlalırlar .Adam elinde karga ile TV'ye çıkıyor. 'Vah zavallı' diye anlatıyor. Çevreci ise biz de çev- reciyiz. Ben kara karganın duru- muyla ilgilenilmesine karşı deği- lim, ama bu ulkenin halkına da kara kargaya. topal ieyleğe göster- dikleri kadar merhamet gostersin- ler." Cumhuriyetin ilanından 70 yü sonra Türkiye*rün hâlâ kimliğini aramakta oluşunu "büyük bir si- yasi dram" diye niteleyen Demirel, toplumu dengede tutan iki ana oğe olduğuna inandıklarını anla- tan Demirel, şöyle konuştu: "Bu, DYP'nin son muhalefet kongresidir. Bundan sonra yapda- cak olan iktidar kongresidir. Bi- ze iktidar olduğunuzda ne yapa- caksımz diye soruyorlar. Biz enf- lasyon canavannı alnından vura- mazsak böyle bir durumda sizin huzurunuza gelmeyiz. Biz ar ve haya sahibi insanlanz." Iktidarın oy tabanımn erimesi- ni, ülkede "askıda, muallakta bir iktidar moddi"ni ortaya çıkardı- ğını belirten Demirel, Türkiye için çıkar yolun seçim ve seçim sonu- cu milli iradeyi simgeleyen bir ik- tidann ülke yonetimine getirilmesi oldugunu belirtti ve "Bu siyasi tabloyu millet degiştirecektir. Bu tablo değismedikçe, ülkede işlerin düzelmesi mumkun değildir" de- di. DYP'nin çok sayıda genel mer- kez yöneticisi, eski ve yeni millet- vekili ile Demirel'in özel çağrılısı olan gazete yöneticisi ve yazarla- rının da izlediği kongrede, çeşitli kesimler adına konuşmalar da ya- pıldı. Panililerin sık sık "Basba- kan Demirel" sloganlan ile alkış- ladıkları Demirel de bu konuşma- lan izledi. Demirerin Hüner Coş- kuner'in "Beni böyle bırak git, git gidebilirsen" şarkısı eşliğinde ve alkışlarla geldiği kongre salonun- da "Yeter, TV milletindir", "Bnn- ; lara anşamadık", "Çankaya ya çık- sa bile" pankartlan dikkati çekti. Şarkıcı Coşkuner, Demirel salona girdikten sonra "Turkiyem, Türid- "\ yem, Cennetim" şarkısını söyledi. Demirel, bu sırada salonun için- de bir tur atarak elindeki fötr şap- kası ile partilileri selamladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle