Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 MAYIS 1990
Yeltsin
ameliyat oldu
• BARCELONA (AA) —
SSCB'nin reformcu
milletvekili Boris Yeltsin
Ispanya'da siyatik ameliyatı
oldu. Barcelona Hastanesi
yetkilileri tarafından
yapılan açıklamada, 59
yaşındaki Yeltsin'in önceki
gün öğleden sonra sırtında
şiddetli ağrı hissetmesi
üzerine hastaneye
kaldırıldığı ve akut siyatik
teşhisi konularak ameliyata
alındığı kaydedildi.
Hiescu'ya ABD
destegi
• BÜKREŞ (AA) — ABD
Dışişleri Bakanı James
Baker, Romanya Devlet
Başkanı Ion Iliescu'ya bir
dostluk mesajı gönderdi.
Romanya haber ajansının
bildirdiğine göre Baker'in
mesajı, Romanya'yı ziyaret
etmekte olan insan
haklarından sorumlu ABD
Dışişleri Bakan Yardımcısı
Richard Shifter tarafından
önceki gün Iliescu'ya
verildi. lliescu daha sonra
gazetecilere yaptıgı
açıklamada, "Çok yapıcı ve
olumlu bir mesaj aldım;
VVashington bize ekonomik
ve siyasi alandaki
tecrübeleriyle yardım
etmeye hazır olduğunu
gösteriyor" dedi.
'Stiper top'
için gözaltı
• LONDRA (AA) —
Irak'a gönderilirken lngiliz
gümrük yetkilileri
tarafından yakalanan
"süper top" olarak bilinen
silah parçalanyla ilgili çok
sayıda kişinin sorgulandığı,
bunların bazılannın
gözaltına alındığı bildirildi.
Gümrük sözcüsü, bugün
yaptığı açıklamada,
gözaltına alınan kişiler
arasında Sheffield çelik
şirketi yetkililerinin
bulunup bulunmadığını
belirtmedi. Sheffield şirketi
tarafından imal edilen ve
geçen ay gümrükte
yakalanan 8 adet çelik
borunun dev bir topun
namlusunun parçaları
olabileceği ileri sürülüyor.
Sözcü, Irak'a çelik boru
ihraç eden Walter Somers
adlı firma yetkililerinin de
ifadesinin alındığını
kaydetti.
Mısır: Arap
doreığu erken
• KAHİRE (AA) —
Mısır'ın, Filistin Kurtuluş
Örgütü ve lrak'ın çağrısı ile
yakında olağanüstü
toplanması beklenen Arap
doruğunu erken bulduğu
bildirildi. Reuters'in dışişleri
kaynaklarından edindiği
bilgiye göre Devlet Başkanı
Hüsnü Mübaret, İsrail'deki
kabine krizi çözülunceye ve
bu ülkenin Filistinliler ile
doğrudan görüşmelere
oturulmasma ilişkin son
sözü söylemesine kadar
doruğun ertelenmesini
istiyor. Sovyet Yahudilerinin
İsrail'e göçü ve Irak'a
yönelik kampanya üzerinde
ağırlıklı olarak durulacağı
bildirilen doruk için Arap
Birliği Genel Sekreteri Şadli
Klibi, toplantı tarihi ve
gündeminin belirlenmesi
amacıyla önümüzdeki
günlerde temaslara
başlayacak.
Kapsis'ten
'ErmenT demeci
• ATtNA (AA) —
Yunanistan'da, sekiz yıllık
PASOK iktidarı döneminde
Türkiye ve Kıbrıs
konularından Sorumlu
Dışişleri Bakan Yardımcısı
olan Yannis Kapsis,
Türkiye'nin, ATye üye
olmak için sözde Ermeni
soykırımını resmen tanıması
gerektiğini iddia etti.
Türkiye'ye karşı fanatik
görüşleri ile tanınan Kapsis,
Atina'da yaşayan
Ermenilerin düzenlediği bir
• toplantıda, soykırım
iddiaları ile ilgili olarak
tarihi gerçekleri saptıran bir
konuşma yaptı. Kapsis,
"Türkiye, Avrupa ve
Turancılık arasında bir
seçim yapmalıdır " şeklinde
konuştu.
DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Kıbrıs Rum DISI Genel Başkan Yardımcısı Matsis'in Cumhuriyet'e demeci:
4
Çözüm Türkiye'nin elinde'Kıbns Rum kesimindeki yaygın inanç, AT'ye Türkiye'den
daha önce üye olunacağı şeklinde. DISI Genel Başkan
Yardımcısı Matsis, Türkiye'nin Kıbns sorununu çözmesi
gerektiğini, AT bünyesinde sürekli gündeme getireceğini
söylüyor. Matsis'e göre Kıbns Rum kesiminin AT üyeliği
şansı oldukça yüksek.
FATİH M. YILMAZ
LEFKOŞA / RUM KESİMİ — Ajap
bankalannın reklam panolarının arasına sı-
kışmış bir büroda Ionnis Matsis ile görüş-
meyi bekliyoruz. Matsis, Türk politikacı-
lannın yakından tamdığı bir ad. Kıbns
Rum kesiminin en büyük partisi sağ eği-
limli DlSI'nin (Demokratik Yürüyüş Par-
tisi) Genel Başkan Yardımcısıgörevini yü-
rüten Matsis, ATdeki kulisleriyle tanını-
yor. Sekreter, Matsis'in DISI Genel Başka-
nı Glafkos Klerides'ın en büyük desteği ol-
duğunu anlatıyor.
Matsis tarafından sıcak karşılanıyoruz.
DISI Genel Başkan Yardımcısı, söze Türki-
ye*de çok iyi dostları olduğunu belirterek
girivor. Matsis, daha sonra sözu ATye üye-
lik konusuna getiriyor ve anlatıyor: "Kıb-
ns, AT'ye Türkiye'den önce girecek. Çun-
kü Türkiye, büyiik bir ülke ve biiyük so-
nınlan var. Bizim bir sorunumuz yok. Bi-
zim şansımız daha fazla."
Kıbns sorununun çözürnü için Rumla-
nn Türkiye'ye karşı AT bünyesinde bir kulis
yapıp yapmadıklannı soruyoruz. Matsis,
kelimeleri özenle seçerek "Kıbrıs sorunu-
nun çözümü, kesin olarak Türkiye'ye bağ-
h. AT bünyesindeki tüm temaslarımızda,
bu konuyu gündemde tutuyoruz. Ancak
AT'nin gözünde Türkiye'nin Kıbrıs soru-
nu birincil öncelikli değil. Önce insan hak-
lan var. Çabalarımız, Kıbrıs sorununu da
bir an önce gündeme geürmek için" yanı-
tım veriyor.
Şimdi sırada, KKTC seçimleri var. Ion-
nis Matsis, seçimlere kendi adının kanştı-
nimasını "düşük seviyeli bir propaganda"
olarak nitelendiriyor. Kendisiyle daha ön-
ce görüşen KKTC'deki muhalefet partile-
rinin yöneticilerinin "vatan haini" olarak
suçlanmasına karşı olduğunu söylüyor ve
"Ben, Sayın Denktaş'ın oglunu da evimde
misarır ettira. O da mı hain" diye soruyor.
Matsis, son olarak şunları söylüyor:
"Kıbns'ın kesin olarak yeniden birleşmesi
taznn. Ancak seif-determinasyon konusun-
da diretmek olmaz. Kıbns'ın yeniden bir-
leşmesi durumunda, Tiirklere karşı bir sal-
dınva gecilmeyeceğini garanti ederim. Bu-
nun garantisi benim. Adımı ve tüm poli-
tik geçmişimi ortaya kovanm." Vedalaşıp
ayrüıyoruz, Türkiye'nin Rumlann gözün-
de çok büyük bir yere sahip olduğunu dü-
şünüyoruz.
Yeniden sokaklar ve tanıdık olduğunu
düşünduğümüz yüzler. Akdeniz'in doğu-
sunda bir adada bir metropolde olduğu-
muzu sanıyoruz. Lefkoşa'run Rum kesimi-
nin tam bir şantiye görünümünde olduğu
görülüyor. Uluslararası oteller, fast food
zincirleri caddeleri süslüyor. Matsis'in söy-
lediklerini düşünüyoruz. "Kıbns, AT'ye ha-
zırlanıvor."
Kalabalık bir tngiliz turist grubunu hızlı
adımlarla geçerek yeni randevumuza gidi-
yoruz. Adresi, turistik belgeli olduğu için
o gun açık kalan bir mağazanın sahibine
soruyoruz. Türk olduğumuzu söylüyoruz.
Hoşuna gidiyor. Zeki Müren'i soruyor, an-
nesinin İstanbul Rumu olduğunu anlatıvor.
Bir hediye vermeye çalışıyor, almıyoruz.
Adresi öğreniyoruz.
Şimdi karşımızda, Sosyalist EDEK Par-
tisi'nin Merkez Komitesi'nin bir üyesi var.
Chrysostomos Pericleous, dafia söze gir-
meden, Türkiye faktörüne verdiği aşın öne-
mi hissediyoruz. Pericleous, 'Türkiye" diye
başlıyor ve sürdürüyor: "Türkiye, Kıbrıs^
ta çok etkili bir güç. KKTC seçimlerine raü-
dahale ediyor. Kıbns Türklerinin kendi ira-
deierini kullamnalanna izin vcrmiyor. Ada-
da Turkiyelileriıı nüfusu giderek artıyor."
Denktaş'a suçlama
Gorüştüğümüz tüm pc'itikacüar gibi Pe-
ricleous da Türkiye'nin Kıbrıs sorununun
çözumünü şimdilik istemediğini öne sürü-
yor. Cumhurbaşkanı Özal'ın Kıbrıs soru-
nunu çözmek istediğini, ancak "askerlerin"
buna karşı olduğunu ileri sürüyor, Denk-
taş'ı askerlerle işbirliği yapmakla suçluyor.
Kıbns sorununun çözümü açısından Denk-
taş'ın Cumhurbaşkaru seçilmesinin "iyi
olmadığım" söylüyor.
Lefkoşa'da yavaş yavaş akşam oluyor.
Pericleous'un bürosundan dışan çıktığı-
mızda, aynı tngiliz turist grubuyla yeniden
karşılaşıyoruz. Rum rehberle selamlaşıyo-
ruz. Karşı kaldınmda, Arapları görüyoruz.
Gidip konuşuyoruz. Kuveytli olduklarını,
Kıbns'ta tatil yaptıklarını söylüyorlar.
KKTCye geçmek isteyip istemediklerini so-
ruyoruz. Genç bir Kuveytli, "Gerek yok"
diyor. Biraz önce Iranhları da gördükleri-
ni anlatıyor.
KKTC, seçim sıcağmı yaşıyor. Rum ke-
simi yalnızca izliyor. Rumlar için Türkiye,
KKTC seçimlerinden çok daha önemli. Ko-
nuştuğumuz tüm politikacılar, Türkiye. fak-
törtne yükleniyor.'AT'de Türkiye'ye karşı
koz yakalamaya çalışıyorlar. Tüm bunlan
hızlı hızlı düşünüp yürüyoruz. Sıcak, etki-
sini kaybediyor. Rüzgâr, günü temizliyor.
ABD Başkanı, ikinci rehineReed'in salınması nedeniyle îran ve Suriye'ye teşekkürettiKKTC
Esad'ınDış Haberier Servisi — Lüb-
nan'ın başkenti Beyrut'ta son 10
gün içinde ikinci Amerikalı rehi-
nenin serbest bırakılmasının ar-
dmdan, ABD Başkanı George
Bosh, Suriye ve tran'a teşekkür et-
ti.
George Bush, Îran ve Suriye'ye
ılımlı baktıklarını açıklarken,
Îran, ABD"nin rehineler konusun-
daki sert tutumunun değişmeme-
si durumunda, sauvermelerin dur-
durulabileceği tehdidinde bulun-
du.
Beyaz Saray tarafından, ABD
Başkanı George Bush'un imzasıy-
la yapılan yazılı açıklamada, "Re-
ed'in serbest bıralulmasında, giri-
şimleriyle yardıma olaa berkese
teşekkür elmek isteriz. Özellikle,
Suriye hakümetine, Reed'in ser-
best bırakılmasını kolaylaştırdıgı
için. aynca tran yönetimine de et-
kinliğini kullandığı için teşekkür
ediyonu" dendi.
Tahran yönetiminin ise Başkan
Bush'un açıklamasından tatmin
olmadığı bildiriliyor. Tahran Rad-
yosu'ndan önceki akşam yayımla-
nan bir yorumda, ABD yönetimi,
Lübnan'daki rehineler sorununu
sürüncemede bırakmakla suçlan-
dı.
ABD yönetimi ise Amerikah re-
hinenin serbest bırakılmasından
sonra Iran'ın olumlu tepki bekle-
mernesî gerektiğini, Lubnan'da
Amerikalı rehineler bulunduğu
sürece, "Topun lran'da" olduğunu
belirttı. Beyaz Saray Sözcüsü Mar-
lin Fitzwater tarafından yapılan
açıklamada, Lübnan'daki bütün
Amerikalılar serbest kalmadıkça iki
ülke ilişkilerinde bir değişiklikten
söz edilemeyeceğini bildfirdi.
?la flörtü
ABD'li rehine Reed. saglık kontrolü için dün F. Almanva'ya gönderildi. (Fotoğraf: AP)
burıye, Bush'un açıklamasına
herhangi bir yamt vermezken,
gözlemciler, Suriye Devlet Başkanı
Hafız Esad'm geçen hafta Mosko-
va'ya yaptıgı resmi ziyaret sırasın-
da, Gorbaçov ile Esad'm yayım-
ladıklan ortak bildiride, 'Ortado-
ğu barışını ABD'nin engellediği'
görüşünün yer aldığına dikkat çe-
kiyorlar. Bu arada önceki gün
ABD Dışişleri Bakanlığı tarafın-
dan Kongre'ye sunulan bir rapor-
da, devletçe terörü destekleyen 6
ülke arasında Îran ve Suriye'nin de
sayümasımn, ABD ile îran ve Su-
riye arasındaki ilişkilerin düzelme-
sini engelleyeceği görüşü savunu-
luyor.
Iktidar
partisinden
'peşin maaş
9
Pazar günü yapılacak
milletvekili seçimleri
için bildirgelerini
açıklayan siyasi
partiler, vaatlerini
seçmene iletiyorlar.
İZZET R1ZA YALIN
:
LEFKOŞA — 6 mayıs milletve-
killiği secimlerine katılacak olan
siyasal partiler seçim bilairgeleri-
ni açıkladılar. Seçimlere altı gün
kala, siyasal parti yetkiü ve organ-
lan bu yöndeki bilgi verme yarı-
şını da hızlandırdı.
tktidardaki Ulusal Birlik Par-
tisi (UBP) seçim bildirgesini bir
kitapçık halinde ve genel başkan
Derviş Eroğlu'nun radyo-
televizyon konuşmalarında açık-
larken, seçim öncesinde, "peşin
maaş" uygulaması ile vergi düzen-
lemesi yönünde karar aldı. Başba-
kan Eroğlu'nun, maliye bakanına
bu yönde talimat verdiği açıklan-
dı. Maliye bakanlığı yetkilileri de,
bu ödeme sisteminin 4 mayısta
başlatılacağmı duyurdu.
Nisan maaşlarının bayram ön-
cesi ödenmesinin ardından, 4 ma-
yıs cuma günü de mayıs maaş ve
ücretleri peşin ödeniyor.
UBP'nin 30 sayfalık seçim bil-
dirgesinde "muhalefetin sürekli
bo> bedefi baline gelen UBP'nin,
halkın ulaştığı ekonomik düzeyi-
Dİ daha ileriye götürecek tek siya-
sal parti olduğu, Türk halkını da-
ha ileri bir ekonomik düzeye ulaş-
tırmak için yetki ve oy islediği"
kaydedildi.
Litvanycfda karne dönemi
Dış Haberier Servisi — Litvanya'da un,
makarna, şeker gibi bazı gıda maddeleri-
nin karneyle satışı uygulanmasma dün res-
men başlandı.
Litvanya Cumhuriyeti yetkililerinin
Moskova'ya karşı takınılacak tutum konu-
sunda çelişkili açıklamalar yaptıkları göz-
leniyor. Litvanya Başbakan Yardımcısı Ro-
mualdas Ozalas önceki gece yaptığı açık-
lamada, Litvanya'nın "bagımsızlık ilanını
ask^ya almasının söz konusu olmadığım"
söylerken, Başbakan Kazimiera Prunski-
ene, bağımsızlık ilanını "askıya
aiabileceklerini" belirtti. AP'nin haberine
göre Kanada'yı ziyaret eden Başbakan
Prunskiene, bağımsızhk ilanını askıya al-
mayı duşünüp düşünmedikleri yolundaki
bir soruyu şöyle yanıtladı:
"Bu seçenegi de düşünüyoruz". Litvan-
ya'nın bağımsızlık ilanını askıya alması, ge-
çen hafta Federal Almanya ile Fransa ta-
rafından önerilmişti. Litvjıya Devlet Baş-
kanı Vitautas Landsbergis de geçen hafta
sonu yaptığı açıklamada bağımsızlık kara-
rını dondurmayı düşünebileceklerini ima
etmişti.
1 Mayıs'la ilgili olarak ise dün başkent
Vilnius'ta sadece Moskova-yanlısı 4-5 bin
kişinin gösteri yaptığı, bunun dışında başka
hiçbir tören ya da eylem düzenlenmediği
bildirildi.
Litvanya Basın Merkezi yetkilileri, hü-
kümetin kararnamesi uyannca, Litvanya
topraklarında üretilmeyen gıda maddele-
rinin karneyle satışı uygulamasının dün res-
men başladığını belirttiler, ancak 1 Mayıs
nedeniyle dükkânlar kapalı olduğu için
karne uygulamasının nasıl yürüdüğü ko-
nusunda bir şey söylemediler.
Uygulama çerçevesinde un, makarna,
margarin, çay, kahve ve şeker karneyle sa-
tılacak. Kişi başına aylık margarin istihkakı
250 gram, un ve makarna ise 2'şer kilo ola-
rak beliriendi.
Öic yandan ABD yönetimi Devlet Baş-
kanı George Bush'un perşembe günü Lit-
vanya Başbakanı Kazimiera Prunskiene ile
görüşeceğini açıkladı.
Güvenlik güçleri, işçiler ve öğrencilerle çatıştı
GüneyKore'de kanlı gösterilerYüzlerce öğrenci ile binlerce işçinin güvenlik güçleri ile
çatışmasında 80 polisle, 14 işçi yaralandı. Protesto
eylemleri bankalara da yayüdı.
Dış Haberier Servisi — Güney
Kore'nin başkenti Seul ile diğer on
kentinde işçi ve öğrencilerin gü-
venlik güçleriyle çatışmaya girdi-
ği bildirildi. Başkentteki Yonsei
Üniversitesi'nde yüzlerce öğrenci-
nin, Hyundai tersanesi çevresinde-
ki sokaklarda ise 4000 kadar işçi-
nin metal sopalar, taş ve yangın
bombası ile polise saldırdığı kay-
dedildi. Çıkan olaylarda 80 polis
ile 14 işçinin yaralandığı dokuz iş-
çinin de huzursuzluk yaratmakla
suçlandığı bildirildi.
Güney Kore Haber Ajansı Yon-
hap, Chonan şehrinde de öğren-
cilerin bir polis otobüsünü yaktık-
larım, pek çok polis karakolu ile
Hyundai şirketine ait bürolara sal-
dırdıklannı bildirdi.
Polisin, cumartesi günü Hyun-
dai tersanesinde üç gündür süren
grevi zor kullanarak dağıtması
üzerine artan işçi eylemleri, ban-
kalara da yayıldı. Başkentte bulu-
nan Citibank'ta işçiler, üniforma-
ları yerine t-shirtlerle işe geldiler.
Metro işçileri bilet satmayıp yol-
cuların bedava seyahat etmelerine
izin verdiler. 5000 öğrencisi grev-
cıleri desteklemek amacıyla boy-
kota gidince, Dongguk Üniversi-
tesi'nde dersler tatil edildi. Ulsan
yakınlanndaki sanayi merkezle-
rinde 50 şirketin grevcilere destek
verdiklerini göstermek için kapa-
tıldıkları duyuruldu.
Olaylann 3 hafta önce Seul
Radyosu'nun çalışanlannın, yeni
başkanı protesto için greve gitme-
leri ile başlamıştı. Daha sonra ül-
kenin en büyük tersanesi Ulsan
1
da işçiler sendikal özgürlük isteği
ile greve gittiler. Geçen hafta so-
nunda polisin, grevci işçilerin ba-
rikatlannı yararak tersaneye gir-
mesi üzerine ülkenin dört bir ya-
nında dayamşma gösterileri ile
grevler yayıldı.
G.Kore'deki işçi huzursuzluğu-
nun ücretlerden değil, işçi hakla-
nnın ihlal edilmesinden kaynak-
landığı belirtUiyor. Sendika lider-
leri, hükümetin, işçi hareketleri-
ni ve muhalefeti susturmak ama-
cıyla ekonomik koşulları öne sur-
düğünü savunuyorlar. Hükümet
ise grevlerin ve ücret artışlarının
ülkenin ihracata dayalı ekonomi-
sini zayıflattığı kanısında. Yetki-
liler, bu yılın ilk çeyreğinde ihra-
catın bir yıl öncesıne göre yüzde
1.4 oranında düştüğünü açıkladı-
lar.
DUN^ADA BUGUN
AUSIRMEN
DeGaulleKim EvrenKim?..
Dedik ya bir garip âdem şu Kenan Evren, bir yandan gazete-
cileri hiç konusuz bırakmayıp demeç üzerinden demeç veriyor,
bir yandan da ilginç gazetecilik örnekleri sergiliyor. Doğrusu, "Ke-
nan Bey'e gazeteciler olarak bir ödül de biz verelim" derim. Ha-
ni salt basına konu çıkarmadaki çabasından değil, aynı zaman-
da yeryüzünde fısıltı gazetesi habercilığini, bir zamanlar resmi
haber haline getirmede gösterdiği beceri yüzünden de Kenan
Bey bu ödülü hak etmiştir
Aslında Kenan Evren öyie büyük taktiklerin, karmaşık strate-
jilerin adamı değil. Ama birilerinin ona akıl verdikleri, taktik öğ-
rertikleri izlenimi uyanıyor insanda davranışlarma bakınca. Öy-
le anlaşılıyor ki Kenan Evren'e son zamanlarda birileri manşet-
lerden düşmemesini, böylelikle belki de günün birinde sıranın
kendisine gelebileceğini fısıldamış.
Dünkü Sabah'ta değerü gazeteci Leyla Umar'ın Kenan Evren
ile yaptığı söyleşi yayımlandı. Sözü edilen konuşmanın bir ye-
rinde Leyla Umar, "De Gaulle de Parıs'ten uzaklaşmış ve sade
köy hayatını sürerken devletin başına geçti" deyince Evren he-
men yanıtı yapıştırmış:
"De Gaulle'ü göreve çağırdılar. Türkiye'nin istikbalini bilebil-
sem hiç mesele yok. Ama ne olacağı belli değil. Bakarsınız bir
gün hadiseler öyle gelişir ki beni vatandaşianm göreve çağırır-
lar Gel de bu işi hallet' derler. O zaman düşünürüm. Hallede-
bileceğım bir işse Ankara'ya da giderim..."
Sayın Evren'in sorulara verdiği yanıtlar, kendi biçemine yakı-
şan tutarsızlıklaıia dolu. Konuşmasına bakılırsa Kenan Bey, halk
kendisini çağırdığı zaman "işi halletmek" üzere politikaya atılı-
yor sanırsınız. Ne yazık ki gerçek hiç de öyle değildir. Kendileri,
halka falan danışmadan, silahı eline alıp Meclısı feshedip parti
iiderierini içeri tıkarak siyasete tepeden inmekte ve işi halletmek
yerine durumu daha da berbat etmektedir.
Bu gerçeği de kendisi ile sürahi çevresindeki dört bardaktan
başka bilmeyen görmeyen kalmamıştır.
Her neyse, Kenan Evren'in bu tür açıklamalarına artık herkes
alıştı da fazla aldırmıyor. Hatta Türkiye'de, demokrasi ile laikliğe
ayrı ayrı ve birlikte en büyük darbeyi indiren de kendisi olduğu
halde, Evren'in demokrasi ve laiklik şampiyonluğuna soyunma-
sına bile artık kimse kulak asmayıp gülüp geçiyor.
Ama Kenan Evren'in Leyla Umar'ın benzetmesini kabul edip
kendisinin de bir gün tıpkı De Gaulle gibi halk tarafından göre-
ve çağrılması olasılığını ciddi ciddi incelemesi, yakıştırmadan
hoşlanması doğrusu biraz fazla kaçıyor.
Kendinı De Gaulle'e benzeten Kenan Bey'e herkes haklı ola-
rak sorar:
— De Gaulle kiim, sen kimsın?
De Gaulle, askeri zaferlerden gelen bir komutandı.
Kenan Evren, tek kurşun atmadan gidip geldiği Kore'de kıdem
aldı. (Belki de o yüzden Madanoğlu'nun anıları komposto
generali' sözünün deyer aldığı Kore'de savaşmadan kıdem ka-
zananlar bölümüne geldiği zaman sıkıyönetim tarafından yasak-
lanmıştı).
De Gaulle hiçbir arkadaşına mektup yazarak burs ya da gezi
isteminde bulunmadı
Kenan Evren'in Osman Köksal'a yazdığı mektup gazetemiz-
de Uğur Mumcu tarafından yayımlandı.
General De Gaulle: Alman işgaline karşı çıkan 18 Haziran 1940
çağrısını yapan adamdı ve Paris'e müttefik kuvvetlerin başında
girerken ulusal direnişin başı, bir ulusa) kahramandı.
Kenan Evren 12 Eylül'de yönetime el koyduğunda söyler mi-
siniz ardında "bizim oğlanlar başardılar" diyen Yankilerden baş-
ka kim vardı?
General De Gaulle, 1958 Anayasası'nı olduğu gibi kendi cum-
hurbaşkanlığını da Fransız halkının oyuna sundu. Bu oylama ya-
ptlırken ülkede ne sıkıyönetim ne yasak vardı ne de 1958 Ana-
yasası ile De Gaulle'e karşı çıkanlar hapse atılıyorlardı.
Kenan Evren ise Kasım 1982'de, sıkıyönetim ile tek aday ola-
raj< yasaklarla kendıni ve anayasasını halkın önüne çıkardı. Aday-
lığına da 1982 Anayasası'na da karşı çıkanları hapse attırdı.
De Gaulle demokrasiye kasteden darbecilerı tutuklayıp yar-
gılatırken, sivıl politikacıların kılına bile dokunmadı.
Kenan Evren ise darbe yaptı ve sivil politikacıları gözaltına al-
dırdı, sürdürdü, hapse attırdı, darbecilere de unvanlar dağıttı.
De Gaulle, Fransa'nın istemlerıni dikkate almayan ABD'ye karşı
koydu ve Fransa'yı NATO'nun askeri kanadından çıkardı.
Kenan Evren ise Notam 714'ü ABD'nin hoşuna gitmek için kal-
dırttı. NATO Genel Sekreteri'nin Türkiye'nin çıkarlarını hiçe sa-
yan aldatmaca Rogers planını da NATO'nun hatırına kabul etti.
De Gaulle ulusal bağımsızlıkçı, ulusçuydu.
Kenan Evren ulus ümmet sentezciliği yaptı.
De Gaulle'ü tarihte Mustafa Kemal Atatürk'e benzetenler ço-
ğunluktaydı. Netekim kimse De Gaulle ile Mustafa Kamil Zorti
karşılaştırması yapmadı.
De Gaulle politikaya atıldı. Üç kez birçok adayın kattldığı se-
çimi kazandı.
Kenan Evren silah gölgesinde saltanat sürdü.
De Gaulle Fransa'nın aydınına saygılıydı ve kendisine ağır ya-
nıtlar veren Jean Paul Sartre'ın bu davranışıyla ilgili olarak, "Efen-
dim bu Sartre'ın terbiyesizlığine nasıl göz yumuyorsunuz? Siz
ki Fransa'nın ta kendisisiniz" diyenlere, "Ama Monsieur Sartre
da Fransa'nın ta kendisidir" dıyecek kadar aydına, yazara, sa-
natçıya deger verirdi.
Kenan Evren ise kendisine dilekçe veren aydınların mahke-
melere çıkanlmalarına yol açtı: İyi ki de açtı. Orada da ağzının
payını aldı.
De Gaulle güç bir dönemde iş başına gelip demokrasiyi
kurtardı.
Kenan Evren ise güç bir dönemde gelip demokrasinin temel-
lerinde dinamit patlattı.
De Gaulle ilk kamuoyu yoklamasında, ıstedıği doğrultuda oy
çıkmayınca gidecek kadar ciddiydi.
Kenan Evren ise 1982 yılında anayasaya 'evet' oyları 'hayır1
lardan eksik çıkarsa bile oturacaklarını söyleyecek kadar pişkin
bir ekibin adamıydı.
De Gaulle Fransız dilinin biçem şahibi seçkin bir yazarıydı.
Kenan Evren ise kendi dilinden, İngilizce okuduğunu söyle-
yecek kadar, şekvacıydı.
De Gaulle ardında bir sürü kitap, yazılı yapıt bıraktı.
Kenan Evren ise ardından bir sürü yanmış kitap ve hapiste
yazar bıraktı.
Bu duruma bakınca insan Evren- De Gaulle benzetmesine kı-
zıyor ve Evren ile De Gaulle gol ile fol ne kadar birbirine ben-
zerse o kadar benzer diye düşünüp "bir garip âdeme" soruyor:
De Gaulle kiim, sen kimsin?
Ankara-Tel Avîv:
Diplomaside bahar
POLtS GÖZETİMİNDE GÖSTERİ — Güney Kore Radyosu'nda çalışan işçiler. dün radyo yönetimini pro-
testo gosterisi düzenlediler. İşçilergösteriden kısasüresonra binanın önünde bekleyen polisler tarafından
topian&rak götürülduler. (Foloğraf: AP)
ANKARA (Cumhuriyel Büro-
SB) — Israil ile ilişkilerin normal-
leştirilmesi yonünde yeni adım
atıldı. Türkiye önceki gün Anka-
ra'da kutlanan Israil "Bağımsızhk
GüDÜ"nün 42. yıldonumu resep-
siyonunda Dışişleri Bakanlığı
Müsteşarı düzeyinde temsil edildi.
Türkiye'nin dış temsilciliklerine de
bulundukları ülkelerde söz konu-.
su kutlamalara "misyon şefi" dü-
zeyinde katılmaları talimatı veril-
diği öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı
Müsteşarı Büyükelçi Tugay Özçe-
ri'nin Israil Elçiliği tarafından ve-
rilen resepsiyona katılması göz-
lemciler tarafından "tsrail ile dip-
lomatik ilişkilerin büyükelçilik
düze>ine yükseltilmesi yönünde
adım" olarak değerlendirildi.
Yetkili çevreler, Israil ile diplo-
matik ilişkilerin büyükelçilik dü-
zeyine yükseltilmesi ile ilgili çalış-
maların surdüğünü doğruladılar.
Ancak konunun daha "Köşke"
sunulmadığını belirterek bu adı-
mın "Cumhurbaşkanı'nın takdi-
rine baglı olduğunu" bildirdiler.
îsrail Elçiliği'ne büyükelçilik sta-
tüsü tanınmasmın ise büyük ola-
sılıkla Filistin Devleti'nin Anka-
ra'daki temsilciliğine aym statü-
nun tanınması ile aynı döneme
rastlayacağını söylediler.
Yetkililer, Filistin Devleti'nin
Ankara temsilciliğinin düzeyinin
büyükelçilik düzeyine yükseltil-
mesi ile ilgili çahşmaların da ay-
nı şekilde devam ettiğini bildire-
rek şunları söylediler:
"Türkiye'nin Ortadogu sorunu-
na yönelik olarak sürdürdüğü
dengeli politika çerçevesinde her
iki devletle olan ilişkilerin düze-
yinin yükseltilmesi büyuk olasıhk-
la aynı döneme rastlayacak. Böy-
lece Türkiye'nin, adil bir çözüm is-
tedigi bu sorunda taraf tutmadı-
ğı mesajı iletilmeye çalışılacak."
Israil Devleti'ni ilk tanıyan
Müslüman Ulke olma özelliğini ta-
şıyan Türkiye, bu ülke ile olan dip-
lomatik ilişkisini 1980 yılında bü-
yukelçilikten elçilik düzeyine in-
dirmişti. Ulusu hukümeu sırasın-
da alınan bu karara gerekçe ola-
rak Israil'in Doğu Kudüs'ü, 1949
yılında başkent ilan ettiği Batı Ku-
düs'e bağlamasıydı.