25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 MAYIS 1990 Yeltsin ameliyat oldu • BARCELONA (AA) — SSCB'nin reformcu milletvekili Boris Yeltsin Ispanya'da siyatik ameliyatı oldu. Barcelona Hastanesi yetkilileri tarafından yapılan açıklamada, 59 yaşındaki Yeltsin'in önceki gün öğleden sonra sırtında şiddetli ağrı hissetmesi üzerine hastaneye kaldırıldığı ve akut siyatik teşhisi konularak ameliyata alındığı kaydedildi. Hiescu'ya ABD destegi • BÜKREŞ (AA) — ABD Dışişleri Bakanı James Baker, Romanya Devlet Başkanı Ion Iliescu'ya bir dostluk mesajı gönderdi. Romanya haber ajansının bildirdiğine göre Baker'in mesajı, Romanya'yı ziyaret etmekte olan insan haklarından sorumlu ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Shifter tarafından önceki gün Iliescu'ya verildi. lliescu daha sonra gazetecilere yaptıgı açıklamada, "Çok yapıcı ve olumlu bir mesaj aldım; VVashington bize ekonomik ve siyasi alandaki tecrübeleriyle yardım etmeye hazır olduğunu gösteriyor" dedi. 'Stiper top' için gözaltı • LONDRA (AA) — Irak'a gönderilirken lngiliz gümrük yetkilileri tarafından yakalanan "süper top" olarak bilinen silah parçalanyla ilgili çok sayıda kişinin sorgulandığı, bunların bazılannın gözaltına alındığı bildirildi. Gümrük sözcüsü, bugün yaptığı açıklamada, gözaltına alınan kişiler arasında Sheffield çelik şirketi yetkililerinin bulunup bulunmadığını belirtmedi. Sheffield şirketi tarafından imal edilen ve geçen ay gümrükte yakalanan 8 adet çelik borunun dev bir topun namlusunun parçaları olabileceği ileri sürülüyor. Sözcü, Irak'a çelik boru ihraç eden Walter Somers adlı firma yetkililerinin de ifadesinin alındığını kaydetti. Mısır: Arap doreığu erken • KAHİRE (AA) — Mısır'ın, Filistin Kurtuluş Örgütü ve lrak'ın çağrısı ile yakında olağanüstü toplanması beklenen Arap doruğunu erken bulduğu bildirildi. Reuters'in dışişleri kaynaklarından edindiği bilgiye göre Devlet Başkanı Hüsnü Mübaret, İsrail'deki kabine krizi çözülunceye ve bu ülkenin Filistinliler ile doğrudan görüşmelere oturulmasma ilişkin son sözü söylemesine kadar doruğun ertelenmesini istiyor. Sovyet Yahudilerinin İsrail'e göçü ve Irak'a yönelik kampanya üzerinde ağırlıklı olarak durulacağı bildirilen doruk için Arap Birliği Genel Sekreteri Şadli Klibi, toplantı tarihi ve gündeminin belirlenmesi amacıyla önümüzdeki günlerde temaslara başlayacak. Kapsis'ten 'ErmenT demeci • ATtNA (AA) — Yunanistan'da, sekiz yıllık PASOK iktidarı döneminde Türkiye ve Kıbrıs konularından Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olan Yannis Kapsis, Türkiye'nin, ATye üye olmak için sözde Ermeni soykırımını resmen tanıması gerektiğini iddia etti. Türkiye'ye karşı fanatik görüşleri ile tanınan Kapsis, Atina'da yaşayan Ermenilerin düzenlediği bir • toplantıda, soykırım iddiaları ile ilgili olarak tarihi gerçekleri saptıran bir konuşma yaptı. Kapsis, "Türkiye, Avrupa ve Turancılık arasında bir seçim yapmalıdır " şeklinde konuştu. DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Kıbrıs Rum DISI Genel Başkan Yardımcısı Matsis'in Cumhuriyet'e demeci: 4 Çözüm Türkiye'nin elinde'Kıbns Rum kesimindeki yaygın inanç, AT'ye Türkiye'den daha önce üye olunacağı şeklinde. DISI Genel Başkan Yardımcısı Matsis, Türkiye'nin Kıbns sorununu çözmesi gerektiğini, AT bünyesinde sürekli gündeme getireceğini söylüyor. Matsis'e göre Kıbns Rum kesiminin AT üyeliği şansı oldukça yüksek. FATİH M. YILMAZ LEFKOŞA / RUM KESİMİ — Ajap bankalannın reklam panolarının arasına sı- kışmış bir büroda Ionnis Matsis ile görüş- meyi bekliyoruz. Matsis, Türk politikacı- lannın yakından tamdığı bir ad. Kıbns Rum kesiminin en büyük partisi sağ eği- limli DlSI'nin (Demokratik Yürüyüş Par- tisi) Genel Başkan Yardımcısıgörevini yü- rüten Matsis, ATdeki kulisleriyle tanını- yor. Sekreter, Matsis'in DISI Genel Başka- nı Glafkos Klerides'ın en büyük desteği ol- duğunu anlatıyor. Matsis tarafından sıcak karşılanıyoruz. DISI Genel Başkan Yardımcısı, söze Türki- ye*de çok iyi dostları olduğunu belirterek girivor. Matsis, daha sonra sözu ATye üye- lik konusuna getiriyor ve anlatıyor: "Kıb- ns, AT'ye Türkiye'den önce girecek. Çun- kü Türkiye, büyiik bir ülke ve biiyük so- nınlan var. Bizim bir sorunumuz yok. Bi- zim şansımız daha fazla." Kıbns sorununun çözürnü için Rumla- nn Türkiye'ye karşı AT bünyesinde bir kulis yapıp yapmadıklannı soruyoruz. Matsis, kelimeleri özenle seçerek "Kıbrıs sorunu- nun çözümü, kesin olarak Türkiye'ye bağ- h. AT bünyesindeki tüm temaslarımızda, bu konuyu gündemde tutuyoruz. Ancak AT'nin gözünde Türkiye'nin Kıbrıs soru- nu birincil öncelikli değil. Önce insan hak- lan var. Çabalarımız, Kıbrıs sorununu da bir an önce gündeme geürmek için" yanı- tım veriyor. Şimdi sırada, KKTC seçimleri var. Ion- nis Matsis, seçimlere kendi adının kanştı- nimasını "düşük seviyeli bir propaganda" olarak nitelendiriyor. Kendisiyle daha ön- ce görüşen KKTC'deki muhalefet partile- rinin yöneticilerinin "vatan haini" olarak suçlanmasına karşı olduğunu söylüyor ve "Ben, Sayın Denktaş'ın oglunu da evimde misarır ettira. O da mı hain" diye soruyor. Matsis, son olarak şunları söylüyor: "Kıbns'ın kesin olarak yeniden birleşmesi taznn. Ancak seif-determinasyon konusun- da diretmek olmaz. Kıbns'ın yeniden bir- leşmesi durumunda, Tiirklere karşı bir sal- dınva gecilmeyeceğini garanti ederim. Bu- nun garantisi benim. Adımı ve tüm poli- tik geçmişimi ortaya kovanm." Vedalaşıp ayrüıyoruz, Türkiye'nin Rumlann gözün- de çok büyük bir yere sahip olduğunu dü- şünüyoruz. Yeniden sokaklar ve tanıdık olduğunu düşünduğümüz yüzler. Akdeniz'in doğu- sunda bir adada bir metropolde olduğu- muzu sanıyoruz. Lefkoşa'run Rum kesimi- nin tam bir şantiye görünümünde olduğu görülüyor. Uluslararası oteller, fast food zincirleri caddeleri süslüyor. Matsis'in söy- lediklerini düşünüyoruz. "Kıbns, AT'ye ha- zırlanıvor." Kalabalık bir tngiliz turist grubunu hızlı adımlarla geçerek yeni randevumuza gidi- yoruz. Adresi, turistik belgeli olduğu için o gun açık kalan bir mağazanın sahibine soruyoruz. Türk olduğumuzu söylüyoruz. Hoşuna gidiyor. Zeki Müren'i soruyor, an- nesinin İstanbul Rumu olduğunu anlatıvor. Bir hediye vermeye çalışıyor, almıyoruz. Adresi öğreniyoruz. Şimdi karşımızda, Sosyalist EDEK Par- tisi'nin Merkez Komitesi'nin bir üyesi var. Chrysostomos Pericleous, dafia söze gir- meden, Türkiye faktörüne verdiği aşın öne- mi hissediyoruz. Pericleous, 'Türkiye" diye başlıyor ve sürdürüyor: "Türkiye, Kıbrıs^ ta çok etkili bir güç. KKTC seçimlerine raü- dahale ediyor. Kıbns Türklerinin kendi ira- deierini kullamnalanna izin vcrmiyor. Ada- da Turkiyelileriıı nüfusu giderek artıyor." Denktaş'a suçlama Gorüştüğümüz tüm pc'itikacüar gibi Pe- ricleous da Türkiye'nin Kıbrıs sorununun çözumünü şimdilik istemediğini öne sürü- yor. Cumhurbaşkanı Özal'ın Kıbrıs soru- nunu çözmek istediğini, ancak "askerlerin" buna karşı olduğunu ileri sürüyor, Denk- taş'ı askerlerle işbirliği yapmakla suçluyor. Kıbns sorununun çözümü açısından Denk- taş'ın Cumhurbaşkaru seçilmesinin "iyi olmadığım" söylüyor. Lefkoşa'da yavaş yavaş akşam oluyor. Pericleous'un bürosundan dışan çıktığı- mızda, aynı tngiliz turist grubuyla yeniden karşılaşıyoruz. Rum rehberle selamlaşıyo- ruz. Karşı kaldınmda, Arapları görüyoruz. Gidip konuşuyoruz. Kuveytli olduklarını, Kıbns'ta tatil yaptıklarını söylüyorlar. KKTCye geçmek isteyip istemediklerini so- ruyoruz. Genç bir Kuveytli, "Gerek yok" diyor. Biraz önce Iranhları da gördükleri- ni anlatıyor. KKTC, seçim sıcağmı yaşıyor. Rum ke- simi yalnızca izliyor. Rumlar için Türkiye, KKTC seçimlerinden çok daha önemli. Ko- nuştuğumuz tüm politikacılar, Türkiye. fak- törtne yükleniyor.'AT'de Türkiye'ye karşı koz yakalamaya çalışıyorlar. Tüm bunlan hızlı hızlı düşünüp yürüyoruz. Sıcak, etki- sini kaybediyor. Rüzgâr, günü temizliyor. ABD Başkanı, ikinci rehineReed'in salınması nedeniyle îran ve Suriye'ye teşekkürettiKKTC Esad'ınDış Haberier Servisi — Lüb- nan'ın başkenti Beyrut'ta son 10 gün içinde ikinci Amerikalı rehi- nenin serbest bırakılmasının ar- dmdan, ABD Başkanı George Bosh, Suriye ve tran'a teşekkür et- ti. George Bush, Îran ve Suriye'ye ılımlı baktıklarını açıklarken, Îran, ABD"nin rehineler konusun- daki sert tutumunun değişmeme- si durumunda, sauvermelerin dur- durulabileceği tehdidinde bulun- du. Beyaz Saray tarafından, ABD Başkanı George Bush'un imzasıy- la yapılan yazılı açıklamada, "Re- ed'in serbest bıralulmasında, giri- şimleriyle yardıma olaa berkese teşekkür elmek isteriz. Özellikle, Suriye hakümetine, Reed'in ser- best bırakılmasını kolaylaştırdıgı için. aynca tran yönetimine de et- kinliğini kullandığı için teşekkür ediyonu" dendi. Tahran yönetiminin ise Başkan Bush'un açıklamasından tatmin olmadığı bildiriliyor. Tahran Rad- yosu'ndan önceki akşam yayımla- nan bir yorumda, ABD yönetimi, Lübnan'daki rehineler sorununu sürüncemede bırakmakla suçlan- dı. ABD yönetimi ise Amerikah re- hinenin serbest bırakılmasından sonra Iran'ın olumlu tepki bekle- mernesî gerektiğini, Lubnan'da Amerikalı rehineler bulunduğu sürece, "Topun lran'da" olduğunu belirttı. Beyaz Saray Sözcüsü Mar- lin Fitzwater tarafından yapılan açıklamada, Lübnan'daki bütün Amerikalılar serbest kalmadıkça iki ülke ilişkilerinde bir değişiklikten söz edilemeyeceğini bildfirdi. ?la flörtü ABD'li rehine Reed. saglık kontrolü için dün F. Almanva'ya gönderildi. (Fotoğraf: AP) burıye, Bush'un açıklamasına herhangi bir yamt vermezken, gözlemciler, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'm geçen hafta Mosko- va'ya yaptıgı resmi ziyaret sırasın- da, Gorbaçov ile Esad'm yayım- ladıklan ortak bildiride, 'Ortado- ğu barışını ABD'nin engellediği' görüşünün yer aldığına dikkat çe- kiyorlar. Bu arada önceki gün ABD Dışişleri Bakanlığı tarafın- dan Kongre'ye sunulan bir rapor- da, devletçe terörü destekleyen 6 ülke arasında Îran ve Suriye'nin de sayümasımn, ABD ile îran ve Su- riye arasındaki ilişkilerin düzelme- sini engelleyeceği görüşü savunu- luyor. Iktidar partisinden 'peşin maaş 9 Pazar günü yapılacak milletvekili seçimleri için bildirgelerini açıklayan siyasi partiler, vaatlerini seçmene iletiyorlar. İZZET R1ZA YALIN : LEFKOŞA — 6 mayıs milletve- killiği secimlerine katılacak olan siyasal partiler seçim bilairgeleri- ni açıkladılar. Seçimlere altı gün kala, siyasal parti yetkiü ve organ- lan bu yöndeki bilgi verme yarı- şını da hızlandırdı. tktidardaki Ulusal Birlik Par- tisi (UBP) seçim bildirgesini bir kitapçık halinde ve genel başkan Derviş Eroğlu'nun radyo- televizyon konuşmalarında açık- larken, seçim öncesinde, "peşin maaş" uygulaması ile vergi düzen- lemesi yönünde karar aldı. Başba- kan Eroğlu'nun, maliye bakanına bu yönde talimat verdiği açıklan- dı. Maliye bakanlığı yetkilileri de, bu ödeme sisteminin 4 mayısta başlatılacağmı duyurdu. Nisan maaşlarının bayram ön- cesi ödenmesinin ardından, 4 ma- yıs cuma günü de mayıs maaş ve ücretleri peşin ödeniyor. UBP'nin 30 sayfalık seçim bil- dirgesinde "muhalefetin sürekli bo> bedefi baline gelen UBP'nin, halkın ulaştığı ekonomik düzeyi- Dİ daha ileriye götürecek tek siya- sal parti olduğu, Türk halkını da- ha ileri bir ekonomik düzeye ulaş- tırmak için yetki ve oy islediği" kaydedildi. Litvanycfda karne dönemi Dış Haberier Servisi — Litvanya'da un, makarna, şeker gibi bazı gıda maddeleri- nin karneyle satışı uygulanmasma dün res- men başlandı. Litvanya Cumhuriyeti yetkililerinin Moskova'ya karşı takınılacak tutum konu- sunda çelişkili açıklamalar yaptıkları göz- leniyor. Litvanya Başbakan Yardımcısı Ro- mualdas Ozalas önceki gece yaptığı açık- lamada, Litvanya'nın "bagımsızlık ilanını ask^ya almasının söz konusu olmadığım" söylerken, Başbakan Kazimiera Prunski- ene, bağımsızlık ilanını "askıya aiabileceklerini" belirtti. AP'nin haberine göre Kanada'yı ziyaret eden Başbakan Prunskiene, bağımsızhk ilanını askıya al- mayı duşünüp düşünmedikleri yolundaki bir soruyu şöyle yanıtladı: "Bu seçenegi de düşünüyoruz". Litvan- ya'nın bağımsızlık ilanını askıya alması, ge- çen hafta Federal Almanya ile Fransa ta- rafından önerilmişti. Litvjıya Devlet Baş- kanı Vitautas Landsbergis de geçen hafta sonu yaptığı açıklamada bağımsızlık kara- rını dondurmayı düşünebileceklerini ima etmişti. 1 Mayıs'la ilgili olarak ise dün başkent Vilnius'ta sadece Moskova-yanlısı 4-5 bin kişinin gösteri yaptığı, bunun dışında başka hiçbir tören ya da eylem düzenlenmediği bildirildi. Litvanya Basın Merkezi yetkilileri, hü- kümetin kararnamesi uyannca, Litvanya topraklarında üretilmeyen gıda maddele- rinin karneyle satışı uygulamasının dün res- men başladığını belirttiler, ancak 1 Mayıs nedeniyle dükkânlar kapalı olduğu için karne uygulamasının nasıl yürüdüğü ko- nusunda bir şey söylemediler. Uygulama çerçevesinde un, makarna, margarin, çay, kahve ve şeker karneyle sa- tılacak. Kişi başına aylık margarin istihkakı 250 gram, un ve makarna ise 2'şer kilo ola- rak beliriendi. Öic yandan ABD yönetimi Devlet Baş- kanı George Bush'un perşembe günü Lit- vanya Başbakanı Kazimiera Prunskiene ile görüşeceğini açıkladı. Güvenlik güçleri, işçiler ve öğrencilerle çatıştı GüneyKore'de kanlı gösterilerYüzlerce öğrenci ile binlerce işçinin güvenlik güçleri ile çatışmasında 80 polisle, 14 işçi yaralandı. Protesto eylemleri bankalara da yayüdı. Dış Haberier Servisi — Güney Kore'nin başkenti Seul ile diğer on kentinde işçi ve öğrencilerin gü- venlik güçleriyle çatışmaya girdi- ği bildirildi. Başkentteki Yonsei Üniversitesi'nde yüzlerce öğrenci- nin, Hyundai tersanesi çevresinde- ki sokaklarda ise 4000 kadar işçi- nin metal sopalar, taş ve yangın bombası ile polise saldırdığı kay- dedildi. Çıkan olaylarda 80 polis ile 14 işçinin yaralandığı dokuz iş- çinin de huzursuzluk yaratmakla suçlandığı bildirildi. Güney Kore Haber Ajansı Yon- hap, Chonan şehrinde de öğren- cilerin bir polis otobüsünü yaktık- larım, pek çok polis karakolu ile Hyundai şirketine ait bürolara sal- dırdıklannı bildirdi. Polisin, cumartesi günü Hyun- dai tersanesinde üç gündür süren grevi zor kullanarak dağıtması üzerine artan işçi eylemleri, ban- kalara da yayıldı. Başkentte bulu- nan Citibank'ta işçiler, üniforma- ları yerine t-shirtlerle işe geldiler. Metro işçileri bilet satmayıp yol- cuların bedava seyahat etmelerine izin verdiler. 5000 öğrencisi grev- cıleri desteklemek amacıyla boy- kota gidince, Dongguk Üniversi- tesi'nde dersler tatil edildi. Ulsan yakınlanndaki sanayi merkezle- rinde 50 şirketin grevcilere destek verdiklerini göstermek için kapa- tıldıkları duyuruldu. Olaylann 3 hafta önce Seul Radyosu'nun çalışanlannın, yeni başkanı protesto için greve gitme- leri ile başlamıştı. Daha sonra ül- kenin en büyük tersanesi Ulsan 1 da işçiler sendikal özgürlük isteği ile greve gittiler. Geçen hafta so- nunda polisin, grevci işçilerin ba- rikatlannı yararak tersaneye gir- mesi üzerine ülkenin dört bir ya- nında dayamşma gösterileri ile grevler yayıldı. G.Kore'deki işçi huzursuzluğu- nun ücretlerden değil, işçi hakla- nnın ihlal edilmesinden kaynak- landığı belirtUiyor. Sendika lider- leri, hükümetin, işçi hareketleri- ni ve muhalefeti susturmak ama- cıyla ekonomik koşulları öne sur- düğünü savunuyorlar. Hükümet ise grevlerin ve ücret artışlarının ülkenin ihracata dayalı ekonomi- sini zayıflattığı kanısında. Yetki- liler, bu yılın ilk çeyreğinde ihra- catın bir yıl öncesıne göre yüzde 1.4 oranında düştüğünü açıkladı- lar. DUN^ADA BUGUN AUSIRMEN DeGaulleKim EvrenKim?.. Dedik ya bir garip âdem şu Kenan Evren, bir yandan gazete- cileri hiç konusuz bırakmayıp demeç üzerinden demeç veriyor, bir yandan da ilginç gazetecilik örnekleri sergiliyor. Doğrusu, "Ke- nan Bey'e gazeteciler olarak bir ödül de biz verelim" derim. Ha- ni salt basına konu çıkarmadaki çabasından değil, aynı zaman- da yeryüzünde fısıltı gazetesi habercilığini, bir zamanlar resmi haber haline getirmede gösterdiği beceri yüzünden de Kenan Bey bu ödülü hak etmiştir Aslında Kenan Evren öyie büyük taktiklerin, karmaşık strate- jilerin adamı değil. Ama birilerinin ona akıl verdikleri, taktik öğ- rertikleri izlenimi uyanıyor insanda davranışlarma bakınca. Öy- le anlaşılıyor ki Kenan Evren'e son zamanlarda birileri manşet- lerden düşmemesini, böylelikle belki de günün birinde sıranın kendisine gelebileceğini fısıldamış. Dünkü Sabah'ta değerü gazeteci Leyla Umar'ın Kenan Evren ile yaptığı söyleşi yayımlandı. Sözü edilen konuşmanın bir ye- rinde Leyla Umar, "De Gaulle de Parıs'ten uzaklaşmış ve sade köy hayatını sürerken devletin başına geçti" deyince Evren he- men yanıtı yapıştırmış: "De Gaulle'ü göreve çağırdılar. Türkiye'nin istikbalini bilebil- sem hiç mesele yok. Ama ne olacağı belli değil. Bakarsınız bir gün hadiseler öyle gelişir ki beni vatandaşianm göreve çağırır- lar Gel de bu işi hallet' derler. O zaman düşünürüm. Hallede- bileceğım bir işse Ankara'ya da giderim..." Sayın Evren'in sorulara verdiği yanıtlar, kendi biçemine yakı- şan tutarsızlıklaıia dolu. Konuşmasına bakılırsa Kenan Bey, halk kendisini çağırdığı zaman "işi halletmek" üzere politikaya atılı- yor sanırsınız. Ne yazık ki gerçek hiç de öyle değildir. Kendileri, halka falan danışmadan, silahı eline alıp Meclısı feshedip parti iiderierini içeri tıkarak siyasete tepeden inmekte ve işi halletmek yerine durumu daha da berbat etmektedir. Bu gerçeği de kendisi ile sürahi çevresindeki dört bardaktan başka bilmeyen görmeyen kalmamıştır. Her neyse, Kenan Evren'in bu tür açıklamalarına artık herkes alıştı da fazla aldırmıyor. Hatta Türkiye'de, demokrasi ile laikliğe ayrı ayrı ve birlikte en büyük darbeyi indiren de kendisi olduğu halde, Evren'in demokrasi ve laiklik şampiyonluğuna soyunma- sına bile artık kimse kulak asmayıp gülüp geçiyor. Ama Kenan Evren'in Leyla Umar'ın benzetmesini kabul edip kendisinin de bir gün tıpkı De Gaulle gibi halk tarafından göre- ve çağrılması olasılığını ciddi ciddi incelemesi, yakıştırmadan hoşlanması doğrusu biraz fazla kaçıyor. Kendinı De Gaulle'e benzeten Kenan Bey'e herkes haklı ola- rak sorar: — De Gaulle kiim, sen kimsın? De Gaulle, askeri zaferlerden gelen bir komutandı. Kenan Evren, tek kurşun atmadan gidip geldiği Kore'de kıdem aldı. (Belki de o yüzden Madanoğlu'nun anıları komposto generali' sözünün deyer aldığı Kore'de savaşmadan kıdem ka- zananlar bölümüne geldiği zaman sıkıyönetim tarafından yasak- lanmıştı). De Gaulle hiçbir arkadaşına mektup yazarak burs ya da gezi isteminde bulunmadı Kenan Evren'in Osman Köksal'a yazdığı mektup gazetemiz- de Uğur Mumcu tarafından yayımlandı. General De Gaulle: Alman işgaline karşı çıkan 18 Haziran 1940 çağrısını yapan adamdı ve Paris'e müttefik kuvvetlerin başında girerken ulusal direnişin başı, bir ulusa) kahramandı. Kenan Evren 12 Eylül'de yönetime el koyduğunda söyler mi- siniz ardında "bizim oğlanlar başardılar" diyen Yankilerden baş- ka kim vardı? General De Gaulle, 1958 Anayasası'nı olduğu gibi kendi cum- hurbaşkanlığını da Fransız halkının oyuna sundu. Bu oylama ya- ptlırken ülkede ne sıkıyönetim ne yasak vardı ne de 1958 Ana- yasası ile De Gaulle'e karşı çıkanlar hapse atılıyorlardı. Kenan Evren ise Kasım 1982'de, sıkıyönetim ile tek aday ola- raj< yasaklarla kendıni ve anayasasını halkın önüne çıkardı. Aday- lığına da 1982 Anayasası'na da karşı çıkanları hapse attırdı. De Gaulle demokrasiye kasteden darbecilerı tutuklayıp yar- gılatırken, sivıl politikacıların kılına bile dokunmadı. Kenan Evren ise darbe yaptı ve sivil politikacıları gözaltına al- dırdı, sürdürdü, hapse attırdı, darbecilere de unvanlar dağıttı. De Gaulle, Fransa'nın istemlerıni dikkate almayan ABD'ye karşı koydu ve Fransa'yı NATO'nun askeri kanadından çıkardı. Kenan Evren ise Notam 714'ü ABD'nin hoşuna gitmek için kal- dırttı. NATO Genel Sekreteri'nin Türkiye'nin çıkarlarını hiçe sa- yan aldatmaca Rogers planını da NATO'nun hatırına kabul etti. De Gaulle ulusal bağımsızlıkçı, ulusçuydu. Kenan Evren ulus ümmet sentezciliği yaptı. De Gaulle'ü tarihte Mustafa Kemal Atatürk'e benzetenler ço- ğunluktaydı. Netekim kimse De Gaulle ile Mustafa Kamil Zorti karşılaştırması yapmadı. De Gaulle politikaya atıldı. Üç kez birçok adayın kattldığı se- çimi kazandı. Kenan Evren silah gölgesinde saltanat sürdü. De Gaulle Fransa'nın aydınına saygılıydı ve kendisine ağır ya- nıtlar veren Jean Paul Sartre'ın bu davranışıyla ilgili olarak, "Efen- dim bu Sartre'ın terbiyesizlığine nasıl göz yumuyorsunuz? Siz ki Fransa'nın ta kendisisiniz" diyenlere, "Ama Monsieur Sartre da Fransa'nın ta kendisidir" dıyecek kadar aydına, yazara, sa- natçıya deger verirdi. Kenan Evren ise kendisine dilekçe veren aydınların mahke- melere çıkanlmalarına yol açtı: İyi ki de açtı. Orada da ağzının payını aldı. De Gaulle güç bir dönemde iş başına gelip demokrasiyi kurtardı. Kenan Evren ise güç bir dönemde gelip demokrasinin temel- lerinde dinamit patlattı. De Gaulle ilk kamuoyu yoklamasında, ıstedıği doğrultuda oy çıkmayınca gidecek kadar ciddiydi. Kenan Evren ise 1982 yılında anayasaya 'evet' oyları 'hayır1 lardan eksik çıkarsa bile oturacaklarını söyleyecek kadar pişkin bir ekibin adamıydı. De Gaulle Fransız dilinin biçem şahibi seçkin bir yazarıydı. Kenan Evren ise kendi dilinden, İngilizce okuduğunu söyle- yecek kadar, şekvacıydı. De Gaulle ardında bir sürü kitap, yazılı yapıt bıraktı. Kenan Evren ise ardından bir sürü yanmış kitap ve hapiste yazar bıraktı. Bu duruma bakınca insan Evren- De Gaulle benzetmesine kı- zıyor ve Evren ile De Gaulle gol ile fol ne kadar birbirine ben- zerse o kadar benzer diye düşünüp "bir garip âdeme" soruyor: De Gaulle kiim, sen kimsin? Ankara-Tel Avîv: Diplomaside bahar POLtS GÖZETİMİNDE GÖSTERİ — Güney Kore Radyosu'nda çalışan işçiler. dün radyo yönetimini pro- testo gosterisi düzenlediler. İşçilergösteriden kısasüresonra binanın önünde bekleyen polisler tarafından topian&rak götürülduler. (Foloğraf: AP) ANKARA (Cumhuriyel Büro- SB) — Israil ile ilişkilerin normal- leştirilmesi yonünde yeni adım atıldı. Türkiye önceki gün Anka- ra'da kutlanan Israil "Bağımsızhk GüDÜ"nün 42. yıldonumu resep- siyonunda Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı düzeyinde temsil edildi. Türkiye'nin dış temsilciliklerine de bulundukları ülkelerde söz konu-. su kutlamalara "misyon şefi" dü- zeyinde katılmaları talimatı veril- diği öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Tugay Özçe- ri'nin Israil Elçiliği tarafından ve- rilen resepsiyona katılması göz- lemciler tarafından "tsrail ile dip- lomatik ilişkilerin büyükelçilik düze>ine yükseltilmesi yönünde adım" olarak değerlendirildi. Yetkili çevreler, Israil ile diplo- matik ilişkilerin büyükelçilik dü- zeyine yükseltilmesi ile ilgili çalış- maların surdüğünü doğruladılar. Ancak konunun daha "Köşke" sunulmadığını belirterek bu adı- mın "Cumhurbaşkanı'nın takdi- rine baglı olduğunu" bildirdiler. îsrail Elçiliği'ne büyükelçilik sta- tüsü tanınmasmın ise büyük ola- sılıkla Filistin Devleti'nin Anka- ra'daki temsilciliğine aym statü- nun tanınması ile aynı döneme rastlayacağını söylediler. Yetkililer, Filistin Devleti'nin Ankara temsilciliğinin düzeyinin büyükelçilik düzeyine yükseltil- mesi ile ilgili çahşmaların da ay- nı şekilde devam ettiğini bildire- rek şunları söylediler: "Türkiye'nin Ortadogu sorunu- na yönelik olarak sürdürdüğü dengeli politika çerçevesinde her iki devletle olan ilişkilerin düze- yinin yükseltilmesi büyuk olasıhk- la aynı döneme rastlayacak. Böy- lece Türkiye'nin, adil bir çözüm is- tedigi bu sorunda taraf tutmadı- ğı mesajı iletilmeye çalışılacak." Israil Devleti'ni ilk tanıyan Müslüman Ulke olma özelliğini ta- şıyan Türkiye, bu ülke ile olan dip- lomatik ilişkisini 1980 yılında bü- yukelçilikten elçilik düzeyine in- dirmişti. Ulusu hukümeu sırasın- da alınan bu karara gerekçe ola- rak Israil'in Doğu Kudüs'ü, 1949 yılında başkent ilan ettiği Batı Ku- düs'e bağlamasıydı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle