25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 MAYIS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Gorbi'ye küfür eden yandı • MOSKOVA (AA) — SSCB Başkam Mihail Gorbaçov'un onurunu korumak amacıyla SSCB Yüksek Sovyeti'ne yasa tasansı sunuldu. Tasarıya göre Gorbaçov'a halkın içinde küfür ya da hakaret eden bir kişi 3 bin ruble (yaklaşık S bin ABD Doları) para cezasına ya da ttç yü hapis veya çalışma kampında iki yıla mahkûm edilebilecek. Aynı suçun basın yoluyla işlenmesi haJinde, hapis cezasının süresi 6 yıla kadar yükselebilirken, bu suçu işleyen gazete, TV ya da radyo istasyonunun ödeyeceği para cezası 25 bin rubleye (yaklaşık 43 bin ABD Doları) yukselecek. Ayrıca bu suçu işleyen basın ya da yayın organının faaliyeti durdurulabilecek. İtalyada da süper top • Dış Haberler Servisi — Irak tarafmdan üretildiği ileri sürülen "süper top"a ait bazı donanımların Italya'da ele geçirildiği bildirildi. ttalyan yetküiler, topa ait olduğu belirtilen 90 ton ağırlığmdaki donanımın Napoli Limanı'nda, Ortadoğu'ya sefer yapmaya hazırlanan bir gemiye yüklerimek istenirken yakalandığını açıkladılar. Yetkililer, geminin söz konusu donanımı hangi limana götüreceğini ise 1 •klamadılar. Kol kıran albay • KUDÜS (AA) — Israil işgali altındaki topraklarda süren Filistin ayaklanması sırasında, göstericilerin kollannın kırılması ile ilgüi bir davada yargılanan Israilli Albay Yehuda Meir'in avukan, Fiüstinliler'in kollannın kırılması cmrini zamanın Savunma Bakanı tzak Rabin'in verdiğini söyledi. Yunanistan'da müftü krizi • ATINA (Cumhuriyet) — Yunanistan'ın Batı Trakya Bölgesi'nde yaşayan Müslüman Türk azınlık yine beklenmedik sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Bağımsız Milletvekili Dr. Sadık Ahmet'in, Gümülcine Müftülüğü'ne atanan müftü naibi Hafız Cemali'nin meşruiyetini kabul etmemesi nedeniyle, Gümülcine Savcısı tarafından parlamentoya şikâyet edileceği öğrenildi. Cemali'nin müftulüğünü tanımadığını yazılı biçimde açıklayan vaiz Ahmet Hacıosman ise, Cemali tarafından azledildi. Irak affı uzattı • BAĞDAT (AA) — Irak Haber Ajansı, Irak'ın sürgünden ülkeye dönen Kürtlere yönelik affı bir ay daha uzattığını bildirdi. Buna göre, 11 hazirana kadar ülkeye dönenler affedilecek. Affın, ülkeye dönmek isteyen Kürtlerin sayısındaki artış nedeniyle uzatıldığı ifade edildi. Irak gazeteleri, geçen iki ay boyunca çoğunluğu Türkiye'den 2 binden fazla Kürt'ün ülkeye döndüğünü belirttiler. ABD'nin Ankara Büyükelçisi JVashington'da Türkiye'yi uyardı Abramowitz'den sert çıkışUFUK GÜLDFMİR WASHINGTON — ABD'nin Ankara Büyükelçisi Morton Ab- nuaowitz önceki gün Türk Ame- rikan Deraekleri Asamblesi yüük toplantısında yaptığı konuşmada, Avrupa'da önemli gelişmeler ya- şandığı bir dönemde, Ankara'nın "içeride gosterecegi performan- stn" gelecekte Türkiye'nin dünya- daki yerini belirlemekte önemli rol oynayacağını söyledi ve bunun da anahtarının, sırasıyla; Kıbns, ekonomide "oyunu kurallanyla oynamak" ve insan haklarından geçtiğini vurguladı. Abramowitz, konuşmasında özeüikle Kıbns ko- nusunda "sert" ifadeler kullana- rak görüşmelerin başarıya ulaşrnası için "ilgili tiim tarafla- nn retoriği (gereksiz laf kalabalı- ğı) lusmalarını" önerdi. Ancak buna karşılık ABD Başkanı Bush'un 24 nisanda yapüğı Erme- ni açıklamasına Ostü kapalı bir şe- kilde değindi. Abramowitz, aralannda üst dü- zey Türk yetkilileri, işadamlan, akademisyenler ile Amerikan yö- netimi mensuplannın da bulundu- ğu kalabalık bir topluluğa hitap ederken ABD Başkanı Bush'un Biiyökelçi Abramowitz Ermeni günü ile ilgili açıklaması konusunda sadece şunlan şöyledi: "ABD ve Türkiye arasındaki ilişkiler kökludür. Bir süre önce yaşadıgunız gibi çok sdandlı olay- lar olmaktadır. Ama ortak amaç ve benzeri idealler bannn iizerin- de olduğundan güçJiklerin üste- sinden gehneyi bOdik. Gcçmise, il- ham alraak için bakabüiriz, ama Avrupa'da büyük degişiknUer ya- ş*ndıgı bir dönemde ben gdece- ğe bakmak istiyornm." Konuşmasında Kıbns konusu- na özel bir yer veren Abramowitz, bu konuda aynen şunlan söyledi: Büyükelçi Morton Abramowitz, gelecekte Türkiye'nin dünyadaki yerinin, Kıbns, ekonomideki başarı ve insan hakları konularındaki tutumuna göre belirleneceğini söyledi. Kandemir: Ermeni iddialarına karşı uzlaşma mümkün değil. "Türkiye'nin dosta olarak söy- lüyorum, ne kadar zor olursa ol- sun banşçı ve kalıcı çöziirn müza- kere edilebilir ve bu sadece her iki Kıbns toplumunun degıl Turkiye ve dunyanın da menfaatkrine hiz- met eder. Yine inaımonım ki mü- zakerelerin başanlı olması için il- gili tum taraflann reloriği lusması ve adadaki iklimin ve iki toplum arasındaki ilişkilerin iyileşmesine dikkat sarfetmelidrr." Abramowitz, bu sözleri sarfe- dince salonda bir dalgalanma ol- du ve konuşmadan sonra da "Mesaj kimeydi" sorusu kulisler- de tartışılmaya başlandı. Abra- mowitz'in bu çıkışı baa Türk ma- kamlarını rahatsız ederken bazı- ları da büyükelçinin söyledikleri- ni "makal" buldu. Abraraovvitz, konuşmasında insan haklanna da ağırkku olarak değindi. Türkiye'nin imajının bu- günkü durumda bulunmasının, Batı'dan kaynaklanan çeşiüi siya- si veya tarihi nedenleri olabilece- ğini ama bunun kısmen de "Türld ye'nin insan haklan performan- sından kaynaklandıgını" belirten Abramowitz, "Tüririye bu konu- da savladıgı idealleri yaşama gecirmelidir" dedi. "Eger Türki ye Batı'taki imajından ve rolün- den kaygıh)sa. insan haklan ko- nusu giderek daha önemli hale gelecektir" diye devam eden Ab- ramowitz, böylece değişen dünya- da Türkiye'nin yeni rolünün ger- çek bir demokrasiden soyutlana- rak düşünülemeyeceğini ima etti. Son olarak, ekonomik konular üzerinde duran Abramowitz, "Biz Amerikan yatınmcüannı Türkiye'ye getmeleri için teşvik ederiz ama emir veremeyiz. On- ları çekmek de Türkiye'nin eliode" diye konuştu. Patent, copyright ve diğer fikir ve sanat eserleri konusunda Tûrkiye'deki uygulamalardan yakınan Abra- mowitz, "Eğer Türkiye bu oyu- nu oynamak istiyorsa kurallany- la oynamalıdır" dedi. Yatırımcı- lann, "yabancılara düşmanlık bcsleyen bıirokratik ve hukuki prosedürierden" hoşlanmadığını kaydeden Abramowitz, "Örne- ğiü, yabana şirketler, şu anda bir KİT'in satışına Türk mahkemde- rinin çıkardığı engeli kontrabn ciddi biçimde ihlali ve dış serma- yeye olurasnz tavır olarak •IgılayabHirler" diye konuştu. Asamblenin dünkü bölümunde söz alan Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nüzhet Kandemir de Türk-Amerikan ilişkilerindeki son gelişmeleri değerlendirdi. Ermeni iddialan karşısında Türk tarafının uzlaşmasının mumkün olmadığı- nı söyleyen Kandemir, "Uzlaşma siyasette olur. Ancak tarihimizle siyasal oyunlar oynattırmayız. Çünkü tarifı gerçektir, gerçek de mutlaktır. Üstelik tarih iç siyase- te konu olacak bir oyuncak degildir' dedi. Kandemir, Kıbns konusunda üçuncü taraflann, Kıbns Türk halkına eşit davran- ması gerektiğini ifade etti. Uluslararası Girne konferansında olaylı açılış Muhalefet Denktaş'ı yuhaladıGİRNE (Cumhuriyet) — Işada- mı Asil Nadir'in himayesinde ger- çekleştirilen "Uluslararası Girne Konferansı-90" olaylı başladı. Konferansın yapılacağı otelin önünde toplanan bir grup göste- rici, KKTC Cumhurbaşkanı Ra- uf Denktaş'ı yuhalayarak Asil Nadir aleyhinde slogan attılar. KKTC muhalefet liderlerinden Özker Özgür, Mustafa Akıncı ve Orhsn Üçok'un aralannda bulun- duğu göstericiler, KKTC seçimleri öncesinde yayınladığı Kıbns ko- nulu açıkoturum nedeniyle TRT'yi de kınadılar. Göstericile- rin taşıdığı pankartlarda, "Nadir- land olmayacağız", "Kaça satıl- dınız?", "Ruşvet alan kim, veren kim?" yazıları dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, olaydan sonra gazetecilere yaptı- ğı açıklamada, seçimlerin gayri meşru olduğunu iddia etmek su- retiyle, meclisin, hükümetin KKTC'nin meşruiyetine gölge dü- şürecek bir hareketin başlatılmak istendiğini söyledi. Denktaş, halkı sokaklara dök- menin hiç kimseye yarar sağlama- yacağını belinerek, "Bugün se- çimlerin gayri meşru oldugu iddi- asına önculük eden liderler, zaten cumhuriyetin kurulmasını isteme- yen kişilerdir" dedi. Ulkede bir halk harelietinin an- cak KKTC'yi korumak için halk tarafından başlatılabileceğine işa- ret eden Denktaş, protestocu gru- bun isteğinin ise "KKTC'yi yıkmak" olduğunu söyledi. KKTC Başbakanı Derviş Eroğ- lu da olayla ilgili olarak yaptığı açıklamada, bir uluslararası kon- feransın girişinde cumhurbaşka- nını yuhalamanın ve konferansa katılanlan protesto etmenin, hiç- bir amaca hizmet edemeyeceğini beliıtti. Olaylardan sonra, "Tirkiye ve Balkanlar" konusunun ele alına- cağı uluslararası Girne Konferansı-90, Prof. Erol Mani- salı'nın yönetiminde başladı. tşadamı Asil Nadir'in katıla- maması üzerine, Nadir Şirketler Genel MüdürU llker Nevzat'ın yaptığı "HoşgeMiniz" konuşma- sından sonra Denktaş, açılış ko- lasını yaptı. Yahudi mezarhğına saldınyıprotesto için bugün gösteri düzenlenecek Fransada ırkçılık ayıbıCumhurbaşkanı François Mitterrand bugün düzenlenecek protesto gösterisine katılacak. Saldırının vahşeti ve bir cesedin kazığa oturtulması Fransa ve dünyada sert tepki yarattı. sızlar arasında yabancı düşman- lığını kışkırtrnası, bu tür eylemle- rin "manevi" sorumluluğunun kendisine yüklenmesine yol açtı. Güverdik güçleri bu tür saldınla- nn ilk kez meydana gelmediğini hatırlatıyorlar. Son yıllarda, Fran- sa'da Yahudi mezarlıklanna 10 ırkçı saldın.olduğu, ancak iç ve dış koşullann özellikleri nedeniyle son saldırının büyük yankı uyan- dırdığı vurgulanıyor. Şimdiye kadar mezarlık saldı- nlannın, Fransa'da yaşayan Kuzey Afrikalı göçmenlere karşı gerçek- leştirilen cinayetlerle birlikte, kü- çük bir neo-Nazi örgütçe yapıldı- ğ> biliniyor. Bu örgütün üyeleri ço- ğu kez "Skinhead" olarak nitele- nen kişiler. "Miiliyetçi Parti" ad- lı bu örgüt, aşm sağ içinde Ulu- sal Cephe Partisi'nin rakibi sayı- hyor. Gözlemciler mezarlık saldı- rısı olayında, saldırganlann "Te- meşvar örnegi"ni kullandıklan ifade ediliyor. Hatırlanacağı gibi Romanya'nın Temeşvar kentinde Çavuşesku'nun devrilmesinin ar- dından, mezarlıktan çıkanlan ce- setler, teşhir edilerek, büyük çap- b bir katliam olduğu iddia edil- miş, olay dünya kamuoyunda bü- yük heyecan yaratmıştı. Bu olay- da da saldırganlann, basında uya- nacak şiddetli tepkiden yararlan- mak istedikleri sanılıyor. SABETAY VAROL PARİS — Fransa'nın güneyin- deki Carpentras kasabasındaki Yahudi mezarLğına yapılan vahşi saldın, ulkede ve dünyada çok sert tepkilere neden oldu. Güvenlik güçleri olay yerinde 4 farklı kişi- nin ayak izlerinin tespit edildiği- ni ifade ediyor. Bu arada ırkçı ey- lemleriyle tanınan bir "Sldnlıead"in (Dazlak kafa)nın gözaltına alındı- ğı haber verildi. Bu kişinin bar- barca saldırıya kanlmadığı sade- ce polisi saldırganlann tespitine ulaştırıcağı tahmin edildi. Ancak bu şahıs daha sonra serbest bı- rakıldı. Dün Paris'te mezarlık saldınsı- nı ve ırkçılığı kınayan çeşitli gös- teriler düzenlendi. Ülkenin diğer kentlerinde de Yahudi cemaatleri temsilcileri ile ırkçıhk aleyhtan ör- gütler protesto eylemleri yaptılar. Önceki gün Fransa Hahambaşısı Josepb Sitnık'u evinde ziyaret eden Cumhurbaşkanı François Mitterrand bugün bir protesto gösterisine katılacak. Saldın Fransa'da siyasi planda geniş tartışmalara konu oldu. Kimse "insanlık dışı" olarak ni- telenen saldından aşın sağ Ulusal Cephe Partisi ve lideri Jean Ma- rie Le Pen'i doğrudan suçlamadı. Ancak ırkçı fildrleri yayarak Fran- 34 MEZAR TAHRİP EDtLDİ — Fransa'nın Marsflya kenri yakı- nındaki Carpentras kasabasındaki Yahudi mezarlıgında 34 mezar tahrip edilirken, bir ceset de kazığa oturtuldu. (Fotoğraf: Reuter) Gorbi: Işsizlik kaçımlmazMOSKOVA (AA) — SSCB li- deri Mihail Gorbaçov, gerçekleş- tirmek istedikleri ekonomik re- formlar çerçevesinde işsizlik soru- nunun ortaya çıkmasının kaçıml- maz olduğunu bildirdi. Gorbaçov, önceki gün kendisi- ni SSCB Komünist Partisi 28. Kongresi için delege olarak aday gösteren Moskova'nın Fnınze bölgesini ziyaret etti. Sovyet basınında yer alan ha- berlere göre Gorbaçov, bölgede gezdiği iki fabrikada işçilere yap- tığı konuşmada, SSCB'de 2-3 ki- şinin yaptığı işi Baü'da tek isçinin yaptığını söyledi. Gorbaçov, bu durumda "SSCB'de zaten var olan gizü ve yapısal işsiziifin" sa- dece yüzeye çıkacağını bildirdi. Gorbaçov, "Eger dünya eko- nomisinin deneyünlerinden yarar- faunnayı öğrenemezsek, sürekB ge- ride kalacağız. Dünu, hatta önce- ki günü yaşamaya devam ede- cejiz" şeklinde konuştu. Gorbaçov, bu çerçevede Sovyet ekonomisinde köklü bir fiyat re- formunun da yapılacağıru doğru- layarak, fiyatlann "Dünya fıyat- lannın düzeyine" getirilmesi ge- rektiğini söyledi. Sovyet lideri, bununla birlikte temel gıda maddeleri fiyatlannın kontrol altında tutulacağı yolun- da güvence verdi. Bu arada Sovyetler Birliği'nin tarihinde ülke liderinin ilk kez ka- muoyu önünde açıkça protesto edilmesinin ardından parlamento- ya sunulan "başkanın onurunun korunmasına" Uişkin yasa tasan- sı, gerekli çoğunluğu sağlayama- dı. ALTIK Moskova'ya karşı dayanışma MOSKOVA (AA) — Sovyet- ler Birliği'nden bağımsızlıkları- nı kazanmaya çalışan 3 Baltık cumhuriyetinin liderleri, bu cumhuriyetlerden Estonya'nın başkenti Tallinn'de dün yaptık- lan donık toplantısında, Sovyet- ler Birliği tarafından 1940 yılm- da ilhak edilmeden önceki işbir- liği örgötleri olan Baltık Konse- yi'ni canlandırarak bağımsızlık konusundaki çabalannı koordi- ne etmeyi kararlaştırdılar. Üç lider, ayrıca ABD Başka- nı George Bush ve SSCB Başka- nı Mihail Gorbaçov'a gönder- dikleri ortak mektupta, kendi geleceklerini belirleme haklan- na saygı gösterilmesini istediler. Estonya Devlet Başkanı Ar- nold Ruitel, Litvanya Devlet Başkanı Vitantas Landsbergis ve Letonya Parlamentosu Başkanı Anatoli Gorbunov'un dünkü doruk toplantılan, planlanan sureden yaklaşık iki katı daha uzun sürdu. Üç lider baş başa yaptıklan gorüşmelerden sonra heyetlerin de katılımıyla, bağımsızlık ko- nusundaki çabalannı koordine etme yollarını ele almaya devam ettiler. Görüşmelerin tamamlan- masmdan sonra üç lider, Eston- ya Yüksek Sovyeti binasında, 1934 yılında oluşturulan "Baltık Devletleri Konseyi"ni canlandı- ran bildiriyi imzaladılar. Her üç cumhuriyetin devlet başkanlannın oluşturacağı "Bal- tık Devletleri Konseyi"nin birin- cil amacının, üç Baltık devleti- nin "gerçek bagımsızlıgını" elde etmek olduğunu ilan ettiler. Üç lider, "yasadışı bir biçimde" or- tadan kaldırıldığını vurguladık- lan Baltık Konseyi üyesi devlet- lerin bağımsızlığa kavuştuktan sonra Birleşmiş Milletler'deki, haklan olan yerlerini almak is- tediklerini bıldırdiler. Landsbergis, Raitel ve Gorbu- nov'un yayımladıklan ortak bil- diride, ekonomik ve politik işbir- liği alanında somut olarak atı- lacak adımlarla ilgili herhangi bir bilgi verilmedi. DUN^ADA BUGIJN ALtSİRMEN Herkes Mersiıfe... FUNCHAL/MADEIRA — PEN 55. Dünya Kongresi'nin yapıl- dığı Madeira Adası'nın başkenti Funchal'a varabilmek için Tür- kiye'nin Avrupa'ya dokunan ayağının ucundaki İstanbul'dan ha- valanıyor, Akdeniz göklerini bir süre harmanlayıp, önce Roma1 ya iniyorsunuz. İspanyol turistlerin şamatasıyla bir ilkokul sını- fından daha gürültülü hale gelen THY uçağının içinde, transit salonuna gitmeden. bir saat kadar terleyıp, havasızlıktan bunal- dıktan sonra yeniden Akdeniz'in üstüne havalanıp, Madrid'e doğ- ru yol alıyorsunuz İspanya'nın başkentinde, İber ya da dilerse- niz, feministlerin küçümseyen deyimiyle, Maço Havayolları'nın uçağına binip, Lizbon'a konmak üzere havalanıyorsunuz. Kısacası, Atlas Okyanusu üzerinde süzülmeden önce, güney Kara Avrupası'nı güneydoğusundaki ucu İstanbul'dan güneyba- tısı'ndakı ucu Lizbon'a Akdeniz kıyılarını kâh karaların, kâh uy- garlık denizinin mavı dalgalannın üzerinden uçarak baştan ba- şa geçıyorsunuz ve sürekli Türkiye'nin Avrupa'nın kapıstndan na- sıl döndüğünü düşûnüyorsunuz. "İkinci paylaşım savaşı" dadenen, büyük savaşın üzerinden kırk beş yıl geçtikten sonra için için kaynamakta olan Avrupa birden öylesıne hızlı bir değışimin içine girdı ki neyin nereye ka- dar varıp nerede duracağını artık kimse kestiremez oldu. Türkiye'den doğru Avrupa'ya baktığınızda kesın olan bir tek şeyin varlığından söz edebilırsiniz ki, o da Ankara'nın Exupery'nin "insanların vatanı" dediği bu anakaranın ekonomik ve siyasal örgütlenmesine, birliğine tam üyelığinin bir süre için düş oldu- ğudur. . Hızla değişen Avrupa ekonomik ve politik bütünlüğûnü arar- ken artık politik sınırları ile coğrafyasını çakıştırabilecek bir olu- şumun içine girmiştir. Bu oluşumda da Türkiye, kültürel, ekono- mik, politik ve sosyal nedenlerle dışarda kalmıştır. Sözü edilen olgu karşısında, Avrupa'nın kapılannda Medine dilencileri gibi yakanp, sızlanıp. sonra da öfkeye kapılarak, bizi dışlayanlan "çifte standart" uygulamaklâ suçlamanın anlamı yok- tur. Avrupa'ya girmek ısteyip de gıremeyenler, kusuru, kendi kö- tü yapılannda, gerıliklerınde, duşunce ve mal üretmekteki kısır- lıklarında, dinsel bağnazlıklarında, laik toplumu içlerine sindi- rememektekı hamlıklarında aramalıdırlar. Türkiye'de, her naalsa ya da askeri darbenin yaratttğı boşluk- tan yararlanarak. iktidara gelenlerin olayları soğukkanlılıkla ir- deleyip, düşünce olusturmaktaki kısırlıklarının ayırdına varmış olanlar da Ankara'nın içine düştüğü umarsızlık döngüsûnün yar- dımıyla bizlerı daha da yalnızlığa itebilecek olan yepyeni plan- lar peşindedirler. Yıllar yılı çağdışılığını, Sovyet tehdidine karşı güvenilir mütte- fik kalkanı ardına saklamıs, cağdaşlaşma tembelliğinin keyfini sırtını demirperdeye dayayarak çıkarmayı sürdürmuş olan bir ülke şimdi sırtını dayadığı duvar yıkılıp, ardına saklandığı kalkan da ortadan kalkınca kaçımlmaz olarak umarsızlığın sarmalına dü- şer. İşte bu sarmalın içinde çırpınan Ankara'ya, kimilerinin velini- meti Sam Amca, "Sen Avrupa'dan dışlandın, onu boşver! En iyi- si Ortadoğu'ya dön. oradaki ışlevıni yüklen" demektedir. Kuşkusuz bir Ortadoğu ülkesıdir Türkiye ve coğrafyasından yakınmak ya da utanmak, nafile gozyaşı ya da budala kasıntısı olduğuna göre hiçbirimiz ne Ortadoğululuğumuzu yadsıma şap- şallığına kalkışacağız ne de_ orada yüklenebileceğimiz olumlu rolleri görmezden geleceğiz. Ne var ki hem Ortadoğu hem de bir Akdeniz ülkesi olan Tür- kiye taaa Büyük İskender'den bu yana Doğu ile Batı'nın kesiş- me noktası, her iki dunyanın bırbirlerine açılan kapısı durumun- dadır. İsrail de dahil, hiçbiri laik olmayan ülkelerin doldurduğu Or- tadoğu'da Türkiye vardır ve bölgedeki varlığını doğallıkla en ya- rarlı şekilde degerleiıdirmelidir. Ama Türkiye'yi yalnızca Ortadoğu'ya bakan, kendi iki dunya- nın kesişme noktası olma özelliğıni gözden kaçıran bir politika- r\\p içine itmek onu atıl kapasiteli bir ülke haline dönüştürmek . demek olacaktır Hele hele bunları da aşarak Türkiye'ye Orta- doğu'da Amerikan çıkarlarının ait jandarmalığını kabul ettirerek çağdışılık tembelliğinın bu kez de bu kalkan arkasına gizleme- sini önermek, ülkemıze, soğuk savaş döneminden de daha bü- yük kötülükleri reva görmek, bizleri daha büyük tehliketertn içi- ne sürüklemek anlamını taşıyacaktır. Herkesin gelişme ve gûvenceyi yumuşamada barışta aradığı bir dönemde yeryüzünün çıban başı bölgelerınin bırinde, bela saçıcıların ya da kendi barışını egemen kılıcıların jandarmalığı- na soyunmak, herkesin Mersin'e gittıği bir dünyada tersine grt- mek anlamını taşıyacaktır. İşte bu yüzdendir ki atanmışlar diye küçümsenen, Dışişleri bü- rokratları, seçilmişler diye kutsanan tabansız iktidarı uyarmaya çalışmaktadırlar. Kamuoyunun da candan katıldığı bu uyannın normal demok- rasilerde olumlu sonuç vermesi doğaldır. Ne var ki halkının des- teğini yitirmiş tabansız iktidarların kendilerine, kaçınılmaz dış des- tek arama tutkularının sonucu olarak, Ankara'nın hiç umulma- dık anlarda umulmadık rolleri ANAP'ın etkisiyle üstlenmesi ve doğusuyla batısıyla yepyeni ufuklara yönelmiş olan bir dunya- nın içinde doğuyla batı arasında açılmış anlamsız bir paranteze dönüştürülmesi tehlıkesı her zaman vardır. Herkesin Mersin'e gittigı bir dünyada tersine gitmemiz bizi ger- çek coğrafyamızın bile dışına itebilecektir. "Atlas Okyanusu'nun ortasındaki bir adaya uçarken bunlar da düşünülür mü" demeyın. Unutmayalım ki dünya cenneti diye adlandırılabilecek olan bu adayı 15. yüzyıl sonunda bulan denizciler de bir altın kuralın ayır- dındaydılar: "hyi bir denizci yeryüzünün neresinde olursa olsun, Rendi bağlanma lımanını unutmamak ve her şeyden önce onun düzenini düşünup savunmak zorundadır." Irak zirve önerdiTAHRAN (AA) — Bağdat'm, lran ile Irak devlet başkanlannın barış görüşmelerindeki çıkmaza son verebilmek amacıyla bir ara- ya gelmelerini önerdiği bildirildi. Tahran Times gazetesi, Irak Devlet Başkanı Saddam Huse- yin'in zirve önerisini 12 gün önce lran hükümetine gönderdiği bir mektupla bildirdiğini duyurdu. Mektubun içeriği hakkmda he- nüz resmi bir açıklama yapılmadı. Gazete, önerinin aynntıları ve tran Devlet Başkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani tarafından ka- bul edilip edilmediği hakkında bil- gi vermedi. Zirvenin gerçekleşmesi dunı- munda, 1988'in Ağustos ayında, İran ile Irak arasındaki sekiz yıl- lık savaşa son veren ateşkesten sonra iki ülke devlet başkanlan ilk kez bir araya gelecek. Tahran Times, Rafsancani'nin, Irak'ın amaçlanndan halen emin olmadığını soylediğini, ancak çar- şamba günü "iyi eğilimler bulunduğunu" gösteren bazı be- lirtiler görduğünü kaydetti. Tahran Times haberinde, "Bağdat, bu sefer de geçmişteki verimsiz ziyaretler ve BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar ile yap- tığı sonuç vermeyen göriişmeler- deki tnlumunu tekrarlayacak mı?" ifadesini kullandı. SAS hergün 17.00'de İstanbul'dan kalkarak 19.25'de Kopenhag'a varır. Avrupa'nın ve dunyanın önemli merkezlerine en uygun bağlantıları sağlar. Bizleri, İstanbul'da 146 60 75den, Ankara'da 125 51 90'dan arayabilir veya seyahat acentenizle temas kurabilirsiniz. CUMHURİYET CADDESİ 26A, HARBİYE, İSTANBUL TEL. 146 60 75 ATATÜRK BULVARI 127, KAT 4, NO. 417. BAKANLIKLAR, ANKARA TEL: 125 51 90 S4Sİşadamının Hava Yolu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle