08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 PAZAR KONUĞU 13 MAYIS 1990 Izmir Anakent Belediye Başkanı Yüksel Çakmur: Iktidar belediyelere zulm ediyor^ * A ~ - A u - . . : i ^ i . ^ - ^ - ı - - : - U-I-J:™,--:.. - M- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ..W. . . . . . . Çağdaş demokrasilerde yerel yönetimlerin, belediyelerin, oldukça önemli bir rol oynadığını, merkezi yönetimlerin ise daha ziyade düzenleyici ve destekleyici bir konumda bulunduklarım görüyoruz. Vatandaşını 'seven', 'koruyan' ve ona 'saygı' duyan hükümetler, makro düzeydeki 'yürütme' işlevini üstlenirken, kişilerin gündelik hayatlarını ve çevrelerini ilgilendiren konularda yerel yönetimlere çok geniş alanda inisiyatif ve önemli maddi destek sağhyor. Acaba Türkiye'de durum nasıl? İzmir Temsilcimiz Hikmet Çetinkaya, konımun ekonomik ve politik yönlerini İzmir Anakent Belediye Başkanı Yüksel Çakmur'la konuştu. SÖYLEŞİ HİKMET ÇETİNKAYA PAZAR KONUĞU \Saym Çakmur, belediyelerle merkezi yo- netim arasmdaki ilişkilerin, toplumun demokra- tikleşme yolunda attığı adımlann bir göstergesi oiduğu gerçek. Bunun somut örneklerini Batı de- mokrasilerinde görüyoruz. tlişkiler ne kadar az- sa, demokratikleşme de sizce o kadar az mıdır? Belediyelerle merkezi yönetim arasmdaki ilişkı- ler 26 Mart yerel seçımlerinden bu yana nasıl bir çizgide gelişmektedir? Sayın Çetinkaya, yerel yönetimlerleraerkeziyö- netim arasmdaki ilişkiler demokratikleşme süre- cinin etkinliği yönunden son derece onem taşı- maktadır. Merkezi yönetimin, demokrat temeller uzerinde parlamenter demokratik rejimi tam an- lamıyla algılayıp uygulamalara yönelmesi, demok- Belediyenin geçmişteki borçlanna karşıhk 'Sizden kesintiler yapacağız' denmekte ve 7.5 milyar liralık bir ödeneğin 7 milyarı kesilmektedir. Kesinti oranı yüzde 92'dir. Bu hakkaniyet dışı bir tutumdur, zira ANAP döneminde belediye başkanlığında en fazla yüzde 25'lik bir kesinti yapılmıştır. rasinin daha da kökleşmesi ve güçlenmesini sağ- layacaktır. Merkezi yönetim, demokratik parla- menter sistemi tam anlamıyla gerçekleştiremeye- cek bir yapısallaşma içindeyse, demokrasinin de özü yara alıyor demektir. Bugünkü yönetime bak- tığımızda, bu yönetimin 12 Eylul'ün devamı ol- duğunu görüyoruz. Bir askeri rejim yaşadı Türkiye. Darbe sonra- sının olumsuzluklarıru ancak demokrasiye jjiırek- ten ifHtnan bir siyasal kuruluş, bir parti tam an- lamıyla o yaraları sarabilirdi ve Türkiye'yi demok- ratikleşme surecine çok daha sağlıkh bir biçimde getirebilirdi. . Ancak, bunun böyle olmadığını görüyoruz. Çünkü 12 Eylül ortamı bugünkü iktıdarı yarattı. Bugünkü iktidar 12 Eylul'ün hukuk duzeninin, sürdüruyor ve demokratikleşmeye yönelik hiçbir adım atmıyor. Üzulerek belirtmek istiyorum ki merkezi yönetim yerel yönetimlerle ilişkiyi de aynı çizgide götüruyor. Belediyelere yönelik ağır bas- kıların bu dönemde gerçekleştirildiğini görüyo- ruz. Yerel yönetimlerle merkezi yönetim arasın- da 26 Mart yerel seçimleriyle ortaya çıkan çeliş- ki, bütün boyutlarıyla, ağır biçimde belediyeler- ce yaşanmaktadır. Bugünkü iktidar, belediyelere zulmediyor dersem hiç de abartmış olmam. Ger- çekten ekonomik yonden ağır baskılar altındayız. Yalnız ekonomik yönden mi? Siyasal vönden de baskılar altındayız. Bugünkü iktidarın, merkezi yönetimin hiç de demokratikleşmeye yönelik bir adımının, aulımının olmadığını şuradan da go- rebiliriz: Çanakkale'de bir olay yaşandı. Çanak- kale'de yaşanan olay gerçekten Türk demokrasi- sine de ağır bir darbe vurmuştur. Bir belediye baş- kanı siyasal iktidar tarafından, merkezi yönetim tarafından görevden alınmıştır. Benim burada vurgulamak istediğim en önemli konu şudur: Bu- gün tam bir vesayet sistemi var. Valiler, belediye başkanlarının ve belediye meclislerinin üstünde- dir. ^K^KKtEkonomik baskılar dediniz. yasal bas- kılar dediniz- Somut bir örnek verebilir misiniz? Ekonomik anlamda bir örnek vereyim: İzmir Buyukşehir Belediyesi'nin geçmişteki borçlar di- yerek, aynca askeri dönemde gerçekleştirilen borç- lara yönelik bir tutum ortaya konarak. borçları- mıza karşı 'sizden kesintiler yapacağız' denmek- te ve 7.5 milyar liralık bir ödeneğin 7 milyan ke- silmekte, ancak 500 milyon lirası gönderilmekte- dir. Kesinti oranı yüzde 92'dir. Sayın Çetinkaya, bu büyük bir adaletsizliktir, haksızlıktır, hakka- niyet dışı bir tuturndur, ağır bir baskıdır. Çünkü, bizden önceki yönetimlerde, ANAP döneminde belediye başkanlığında tam anlamıyla bir kesin- tiler yönünde olumlu bir tutum ortaya konmuş- tur. En fazla yüzde 25 oranında kesinti yapılmış- tır. Seçim dönemine girildiğinde de yüzde 10 ora- nında kesinti yapılmıştır. O belediyeler o zaman korunmuştur. Üstelik de Iller Bankası ağır kesin- tilere girişmemiştir. Bugun İzmir Belediyesi'nin 1992 yılına kadar İller Bankası'ndan hiçbir bek- lentisi yoktur, hiç para gonderilmemektedir. Dü- şününuz, eski borçlar kesiliyor, bunun faizleri ke- siliyor. Bir de akıl almaz, faizin faizi kesiliyor. ma yetkisi belediyelerden alınıyor ve Baymdırlık ve Iskân Bakanlığı'aa veriliyor. İzmir'de vs. fs- tanbul'da, Ankara'da ve Niğde'de. Bu konuda si- zin tavrınız ne oldu, nasıl bir çalışma yaptınız bu konuda? Öncelikle şunu belirteyim, bu bir "kapkaç karar- namesi"dir. Bu çıkarcı çevrelere verilen bir buyuk ödündür, bu bir diyet ödetme konumunda bir ka- rarnamedir. Biz ne yapıyoruz? Biz her şeyden önce Alsancak'ta, İnciraltı'nda belediye meclislerimizde hazırlanan 1/5000 ölçekli bütün ana programla- ra sahip çıkıyoruz. Eğer bu konumda olanlar, bir- takım çıkar çevreleri 'biz iktidarla anlaştık, Al- sancak bölgesinde istediğimizi >aparız' diyorlar- sa, karşılannda hukuk kuralları ve kuramı için- de belediyeyi göreceklerdir. Çunkü ruhsat verme olanakları tumüyle belediyelerdedir. Bu etkinli- gimizi sonuna kadar kullanacağız. Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı'nın birtakım çıkar çevrelerine ödul olarak sunmaya çalıştığı bu konuda eğer uy- gulamaya geçilirse, uygulamaya geçildiğinde hem bu kararnamenin hem uygulamanın iptali için ay- nca dava açacağımızı da belirtmek istiyorum. kaynaklı kredı sağlama durumunuz nedir? Sağlayabıliyor musunuz? Biz bu konuda çok çaba harcadık. Bizim 400 milyar lira Dunya Bankası'na borcumuz var. Bu, körfez projesinden doğan borçtur. Burada birçok kuruluş iş yapıyor. Iller Bankası var, Devlet Su Işleri var. Ancak, dönup dolaşıp butün yüküm- lülük belediyenin ve İZSU'nun sırtına biniyor. 400 milyarlık bir borç. İller Bankası, DSİ, Hazine, Resmi Gazete"de imzalarını atmış ve devletin yü- kümlülüğünü ortaya koymuş. Büyük korfez pro- jesi, aslında GAP gibi ulusal bir proje, çunkü İz- mir gerçekten uluslararası bir kent. Ancak ikti- dar burada da sağır, burada da hiç gormüyor, duymuyor, diyalog bile kurmuyor. Ve körfez ölü- me terk edilme noktasına geliyor. Belediye yü- kümlülüklerini yerine getiriyor. Antma tesisinin ihalesini yapıyor, tünellerin ihalesini yapıyor, eJek- trik donanımı ve makinelerin getirilmesinde ge- reken parayı güç oiduğu halde sağlamaya çalışı- yor. Ancak İller Bankası param yok diyor, DSİ ağır aksak çaüşma etkinliği içinde, Hazine tam anlamıyla bir insafsızlık içinde. Körfezi adeta gör- muyor ve sanki Türkiye sınırlan içinde değilmiş gibi davranıyor İzmir'e. Böylesine ağır bir buna- Y 0 K S EL Ç A K M U R fzmir Anakent Belediye Başkanı Yüksel Çakmur 1942 yılında doğdu. tktisadi Ticari Bilimler Fakultesı mezunu. 1971 'de Buca Belediye Başkanı olan Çakmur, 1973 genel seçımlerinde milletvekili seçildi. /ki dö'nem parlamentoda bulunan Çakmur, 1978 birınci Ecevit hukumetınde Gençlık ve Spor Bakanlığı, 1978-79 ikinci Ecevit hükümetinde de Gençlik ve Spor Bakanlığı yaptı. CHP Genel Yönetim Kurulu uyeliğınde de bulunan Çakmur, 1980 yıhndan sonra hukuk fakultesı öğrencisı oldu. Hukuk diploması alan Çakmur, 26 Mart 1989 yerel seçimlennde tzmir Anakent Belediye Başkanı seçildi. Çakmur'un Zincirbozan anılannı ıçeren "Sürgun Günleri" adlı bir kitabı bulunuyor. Çakmur evli ve bir çocuk babası. lımı maalesef îzmir'de yaşıyoruz. Kredi bulmak için çaba harcadık. Çalıştık, çırpındık ve en so- nunda 2.5 milyar liranın uzerinde bir krediyi Av- rupa İskân Fonu'ndan sağladık. •^•^•JOJO sayılı yasayla getirilen düzenleme- ler belediyeye ekonomik katkı getirdi mi Sayın Çakmur? 3030 sayılı yasa ekonomik yönden katkılar ge- tiriyor. Tabii bunun ölçüsü sadece büyük kentler değil, ilçeler arasında da bir ekonomik ilişkiyi ön- göriiyor. Bu donanımı sadece büyük kent olarak duşünmemiş 3030 sayılı yasa, ekonomik iletışim içinde ilçelerle de ekonomik bağlantılar ongör- müş. Ancak söz 3O3O'dan açıldı, belirli ölçüler içinde ekonomik katkılar getirdi diyebilirim, an- cak şunu da belirtmeliyım: Bu bir geceyarısı ya- sasıdır. 'Buvük kentlerde ANAP kajbederse ilçe- leri nasıl kazanmalı, eğer ilçelerde kavbederse bü- > iik kentte nastl başanlı olabilir' yasasıdır. Tama- men çıkara dayalı bir yasadır. tSayın Çakmur, kimi bölgelerde turizm alanları ilan edilerek buralarda imar planı yap- ir önemli konu da tzmir'dekı TANSAŞ olayı. Bize bu olayı anlatır mısınız? Nasıl başla- dı, nereye geldi? Tanzim satıslar konusunda balangıçta bir yan- hş algılamayı düzeltmek istiyorum. Tanzim satış- ları ilk kuranlar sosyal demokratlardır. Ben o za- manın belediye başkanına, yöneticilerine bu ko- nuda teşekkür etmek istiyorum. Bu başanlı tu- tumları için. Daha sonra şirketleşme asamasına geliniyor, TANSA'lar TANSAŞ oluyor. Daha et- kin bir yönetime kavuşturmak için. Ancak şunu hemen vurgulamak istiyorum ki asıl TANSAŞ1 ların gelişmesi gerçekte 1973'te başlayan bu ha- reket 1986 yılında şirket asamasına geliyor, hiç- bir övunç payını kendime çıkarmak istemiyorum. Çünkü TANSAŞ'ın başındaki Genel Mudür Ah- met Priştina'yı çok başarılı buluyorum. O ve ar- kadaşları çok etkin biçimde görev görmektedir- Ier ve son derece başanlı insanlardır. Burada he- men vurgulamak istediğim konu da şudur: Ada- ma göre iş, işe göre adam kavramının en açık, be- lirgin örneği, işin etkinliğine gore etkin kişilikte yöneticinin işin başına geldiği zaman ne denli ba- şarılar sağlandığmı görüyoruz. TANSAŞ'ın başın- da bulunan Sayın Genel Müdür Priştina ve ar- kadaşlan için ben bunu ortaya koymak istedim. Kendilerine teşekkür ediyorum. Turkiye çapında güçlü bir örgüt kurulmuştur. Ornek alınması yö- nünden Türkiye çapındadır. TANSAŞ 73. mağa- zasını açma asamasına gelmiştir. Bugun fuarda açılan TANSAŞ İzmirspor mağazası bir doruk- tur. Artık Batı'yı örnek alarak, Batı'yı aşan tipte örneklerdir bu mağazalar. Gerçekten çok nitelikli ve etkindir. Bugun TANSAŞ'Iar belediyelerin ör- nek alması gereken bir aşamaya gelmiştir. Bura- da etkin olarak her ay 2 milyon insan alışveriş ya- pıyor. ' Gunde 60-70 bin kişi alışveriş ediyor ve he- men şunu vurgulamak istiyorum ki vatandaşlar artık-TANSAŞ'a girdiği zaman güven duyuyor- lar. Fiyatta güven duyuyorlar ve hiç tartışma yap- mıyorlar. Böylesine bir etkinliğin İzmir'de sağlan- ması İzmirliler için büyük bir şanstır. Bodrum'a gittirn, hiç kendimi lanıimadım. Va- tandaş makarnayı eline alıyor, "Nasıl TANSAŞ'- tan alışveriş etmeyeyim" diyor. "Çünkü makar- na pi>-asada 1000, sizde 660 lira" diyor. Kimi mal- larda vatandaş 600-700 liralık farkı dile getiriyor. Her malda bu böyle. İzmir'deki şansı, sosyal de- mokratlar en iyi biçimde kullandı. Daha da yay- gın duruma getireceğiz. Kapatacağımızdan söz ediliyordu. Yanlış beyanlar ortaya çıktı. TANSAŞ bugun İzmir'de ekonomik gücü elinde tuttuğu gi- bi, piyasa denetiminde, orgarüzasyonunda çok ba- şarılı. Aynca İzmir'de ilk kez sosyal demokratlar buyük, etkin, güzel, modern bir organizasyonu ortaya koydular. Ve çok güzel bir ekmek fabri- kası açtılar aynca. hkmck alanında da başanlı bir etkinliği gösteriyor. Bugun ekmek 300 liradan sa- tılıyor TANSAŞ'ta. tKKI^TANSAŞ'ın aylık ve yıllık cirosu ne ka- dardır? Bu yıl ne kadar ciro hedefleniyor? Aylık 30 milyar lira. Butçede öngördüğümüz hedef yıllık 450 milyar lira. Bu gerçekçi bir geli- şün. Yüzde 10 biiyüme ile, yüzde 60 enflasyon ora- nı dikkate alınarak. Biz, TANSAŞ'ın bütün veri- lerini, olgulannı, sistemini ve kuruluş amaçları- nı, çalışma ilkelerini bir dosya haüne getirip ge- rek Ankara, gerek İstanbul, gerekse Gaziantep ve Adana gibi belediyelere sunduk, katkıda bulun- mak istediğimizi belirttik. Her an bize gelindiğin- de her türlü yardımı da yapacağımızı açıkladık. İstiyoruz ki sadece İzmir halkı bundan yararlan- masın; sosyal demokrat felsefe temelinde İstan- bul halkı da Ankara halkı da Gaziantep halkı da bundan yararlansın istiyoruz. m^KmmSaym Çakmur, TANSAŞ'ın yeni birta- kım alanlarda çalışmalar yapacağı belirtilmişti. Nelerdi bunlar? TANSAŞ, tzmir'e bir buyük hizmeti gerçekleş- tiriyor. 'Asansör', tarihi bir alan, tarihi bir yapıt. İzmir ayaklar altında, çok mukemmel bir deniz manzarası var. Ancak kadük olarak bırakılmış, bir köşeye itilmiş Asansor. Şimdi TANSAŞ çok değerli bir mimarı, Oktay Ekinci'yi görevlendir- di, kendisine buyük güvenimiz var, eski İzmir'in evlerini de en canlı biçimde değerlendiriyor, plan- lıyor, projelendiriyor, Asansör'e eski İzmir evle- Bugünkü iktidarı 12 Eylül yönetimi yarattı... İktidar 12 Eylül hukuk düzenini sürdüruyor. Merkezi yönetim de yerel yönetimlerle ilişkiyi aynı çizgide götürüyor. 26 Marı seçımlerinde merkezi yönetimle yerel yönetimler arasmda çıkan çelişki, ağır biçimde belediyelerce yaşanıyor. rini tek tek geçerek, görerek gireceğiz. Asansör- de İzmir halkı yemek yiyecek, kafesinden, tera- sından yararlanacak, hizmet verilecek. Aynca 'Ştı- to', tarihsel bir yapıt. Sadece belediye hizmetleri- ne terk edilmiş. Şimdi biz onu da TANSAŞ'a dev- rettik. Şato yeniden organize edilecek. Sayın Ok- tay Ekinci orada da ustahğını gösterecek ve Şato da İzmirlilere TANSAŞ tarafından bütün olanak- larıyla etkin bir duruma gelecek. Teleferik aylar boyu kapalı kalmış, kimse ilgilenmemiş. Giderek ölüme terk edilmiş, çok derme çatma gazinolar vardı ve aileier bir süre sonra da gidememeye baş- ladılar teleferiğe. Şimdi bütün o derme çatma yer- ler ortadan kalktı. Burada bir konuyu daha be- lirtmek istiyorum. Biz yönetime geldiğimizde TANSAŞ'fâ sendikal harekete önem verdik ve sen- dikal özgürlüğü benimsedik. Sayın Genel MUdür Priştina'nın da etkin kişiliğinde el ele verdik ve sendikal örgütlenmeye olanak tanıdık. Şimdi iş- çiler daha özgür ve daha mutlu çalışıyor. Bunun bütün Turkiye'ye yayılmasınj dilıyorum. Şimdi önümuzde belediye işçilerimizle olan toplusözleş- me gorüşmeleri var. Sendika uyuşmazlığa gitti. Biz sosyal demokrat belediye olarak sözleşmenin bir an önce imzalanmasını diliyoruz. 'îz de bu soyleşi için teşekkür ediyoruz. ii IDAMLARI HATAYDIn DENİZ GEZMIS(DOĞUM: 1947- İDAM: 1972) # 6 Mayıs 1972Ve idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın ailelert, TBMM'ye başvurdu: "Meclis, idamları onaylayan yasayı kaldırarak, tarihsel adaletsizliği düzeltmeli." Hukukçulann, ve kamuoyunun ortak görüşû: "İdamları hataydı." Deniz Gezmis"in babası Cemil Gezmiş: "İade-i itibar istemivoruz. Ama Menderes'lerin haksız yere asıldıklarını kabul eden Meclis, çocuklarımız için de bunu kabul etmeli." • Interstrateji'nin Nokta için yaptığı Aleviler (2) Alevı Bildirgesi taröşması sürûyor Alevı dedesı Musa Ateş: "Kâbe'nın içinde bağırtfım" "Allah Türkçe bılmez mi?" Radikal Islamcılardan Akdoğuş Grubu: "Diyanet onların olsun." Abdurrahman Dilıpak "Bu bir komplodur." Osmanlı lezbiyen mi? Harem sahnelerinde lezbiyen ilişkiler oiduğu ıddiasıyia, hakkında büyük gürültü kopartılan Gözde filmi, denetımden makaslanarak çıktı. İthalatçı firma üst denetime gidiyor. Taraflar ve görüşlen. İki adaylı seom ANAP,genel Seçim Yasası ve mahalli idarelerle ilgili seçim yasasını değiştirmeye hazırlanıyor Yeni tasanyı genel başkan yardımcısı açıkladı: "Belediye başkanlan yûzde 50 oyla seçılecek. Olmazsa ikinci turda ıki aday yanşacak." • Diyanet İ$leri Başkanı, olumlu bir "fetva" verdi: "141, 142, 163 görden gecirilmeli." "Düşünceye sınır konulamaz." • "Genc bir dula öğûtler" Ûnlû Amerikalı evlilik danısmanının yankılar uyandıran kitabı. • Küfrün, argonun, aykın ve muhalif yaşamın az rastlanır keşisi... Can Yûeel: "Sairiik serseriliktir" • Köşe yazarları-okuyucu ilişkisi üzerine. Oktay Akbal, Teoman Erel, Refik Erduran ve dijjerleri. kamuoyu arastırması: "Halkın yüzde 56*51: İdam edilmeleri yanlıştı." • "Asılsınlar" diye oy verdlğl insanların suçlarını bile bilmeyen parti genel başkan yardımcısından inciler. • Prof. Çelin Özek: "Menderes'lerle aynı haksızlığa uğradılar." • Avukat Burhan Apaydın: "İdam edilmek için yargılandı, hûküm bastan verilmişti"... H0KHARALIK HABCR DERGİSİ Borsadaki şirketlerin 3 aylık kâr-zarannı açddıyoruz Hisse senediniz var mı? Ya da almayı düşünüyor musunuz? O halde bu hafta Panorama'yı oknyunuz. Borsanın açıklayamadığı 1990 yıhnın ilk 3 ayuıa ait şirket kâr ve zararlannı biz açıkhyoruz. Hangi şirket kârda, hangi Şirket zararda? Şirket yöneticilerinin görüşleri ve sektör değerlendirmeleri. Borsacılar "Bugünlerde nasıl oynamah?" sorusunun cevabını verdiler. Hisse hisse tahmin ve beklentiler. EKONOMİK YAŞAMINIZ DEGİŞEBHİR VİYANÂ BORSASFNI PATLATANLAR GELİYOR Türk borsasından alım yapan 4 yabancı fonu yöneten Hollandalı Van't Hoff, hisse senedi yatınmcılarına önerilerde bulundu ve 25 kişilik Avrupalı dev yatırımcılann borsaya giriş tarihini açıkladı. PİYASA PARAYA BOĞULDU Faiz, döviz ve altından umduğunu bulamayan tasarruf sahibi, parasını harcamaya başlayınca, piyasa aniden canlandı. İKİNCİ ÖZEL TV DE YAYINA BAŞLIYOR Magıc Box'tan sonra INTV de yayına geçiyor. INTV'nin yayınlan şifreli olarak izlenebilecek. » Finansbank Yönetim Kurulu Başkam Hüsnü Özyeğin: "Bankacılık çok cazip hale geldi." » Yalım Erez, TOBB Başkanlığı'na resmen adaylığını koydu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle