Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyel
Sahıbı Cumhurıvçt Malbaacılık ve Gazeıecılık Turk Anonım Şırkelı adına
Nadir Nadi % Genel Yavın Muduru Hasan Omal, Muessese Muduru
EmiiM Uşaklıgil. Yazı Ijlen Muduru Ok» Gonensın. # Haber Merkez
Mudunj \alçın Bayer, Sa>fa Duzenı Yoneımenı Ali Aar, 0 Temsikıler
ANKARA Khmn Tın. İZMIR Hikmel Çrtinkirv». ADA.SA Çrtnı Yigrno0u
Iç Pöblıka C<W B.şİMpç. Dıj Haberler tıpm Balcı, Ekonorm Onjpz Turkan. I; Saıdıka. ŞıAnn Kutaa, Kullur C«al tsur.
Egllım (<nm Şaylan. Haba Araşlırma land BCTİan. Yur. HabeiKn Necdel Dojan. Spor Darasmanı AMuBudir Yucdnan.
Oin Yazılar Ktma ÇdqİLin. »jnjnrmi Şılua Alp>>. Du/fltme Abdnllk \rnna. 0 Koordına:or \hmfl Kondsu, 9 Mah Uler
Erol trtul. 0 Muhasebc Buknl tenrr # BUKcPlanJama Snji Osmanbeşeo^lii 0 Rcllam A»t To™a. 0 Ek Y^vınlar HuM
<!>>ol # Idare H««vn Gunr. # Jsletme Ondcr <,<*. # Bılgı-isJcm Nail lıui. # PırrsorKf Scvfp Bosuocw0g.
firam ur Hmjn Cumhun^ı Malbaaokk w Gazeucriık TjtŞ. Tbrk Ocafc Cad.
3Ü34 k PK 246-lsunbul Tel 512 05 05 (XI hal). Teta 22246 FaiL (1) 526 60 ^ #
fluroto- Ankın: Zı>a Gokalp BK Inkıbp S V> 19.4. Td ]33 II 41-47. Tdn. 42344 RK. (4) 133
05 65 • bm«- H Zrç-a Blv 1352 SJ/3, Td 13 12 30 Tetec 52359 ftx. (51) 19 53 60
Inoou Cad 119 S. N a 1 Kal 1. Td. 19 37 52 (4 hall, Tdn: 62155. Fm. (71) 19 37 52
TAKVİM: 5 NİSAN 1990 İmsak: 5.06 Guneş: 6.35 Öğle: 13.12 Ikindi: 16.48 Akşam: 19.39 Yatsı: 21.01
tZMİT
Çanak
antene
'telsiz'
tehdidîİZMİT (Cumhuriyet) — Tel-
siz Genel Müdürlüğü, lzmit Be-
lediye Başkanlığı'ndan uydu ya-
yınları için kurduğu çanak an-
tenleri kaJdırmasını istedi. Tel-
siz Genel Müdürlüğü'nce lzmit
Belediye Başkanlığı'na gönderi-
len yazıda, çanak antenlerin ak-
tancı şeklinde kullanılarak çev-
reye yayın yapmasının yasalara
aykın olduğu, 15 nisan tarihine
kadar yayının durdurulmaması
halinde cumhuriyet savcılığına
suç duyurusunda bulunulacağı
bildirildi.
lzmit Belediyesi'nin, bölgede
TV 3 yayınlarının daha iyi izle-
nebümesi anıacıyla başlattığı,
bu arada Eorosport, RTL Plns
kanallarının da devreye girdiğı
"çanak antenle yayın" uygula-
ması Telsiz Genel Müdürlüğü'-
nün resmi girişimiyle durdurul-
ma aşamasında. Genel Müdür-
lüğün İstanbul Bölge Müdürlü-
ğü'ne yaptırdığı "yerinde
tespit" ve sonrasında kaleme
aJınan "tutanak"tan hareketle
lzmit Belediye Başkanhğı'na
gönderilen yazıda, "çanak an-
tenle bölgeye yayın verme" ey-
leminin 2813 sayılı Telsiz Kanu-
nu, 2954 sayılı Türkiye Radyo
ve Televizyon Kanunu ile 3517
sayılı Radyo ve Televizyon Ve-
rici Istasyonlannın Posta, Telg-
raf ve Telefon tşletmesi Genel
MUdürlüğü Tarafından Kurul-
ması, Işletilmesi ve Bakımı ile ll-
gili Kanun'a aykın olduğu bil-
dirildi.
Telsiz Genel Müdürlüğü, lz-
mit Belediye BaşkanJığı'na gön-
derdiği yazıda, belediyeye iki de
"seçenek" sundu. Seçenekler-
den biri "Toplumun bn konu-
daki intiyacının dikkate alına-
rak, sistemin yasal hale getiril-
mesini sağlamak uzere 3517 sa-
yılı kanun uyannca sistemin
PTT'ye devri"; diğeri de "be-
lediyenin ihtiyaa için ruhsatna-
me ve kullanma ucreti tahakkuk
ettirilmesine esas teşkil elmek
üzere aua otarak kullanılması."
Ancak her iki seçenekte de İz-
mit ve çevresinde uydu yayınla-
nnı izleyebilenler bu kanallar-
dan "vazgeçmek" zorunda ka-
lacaklar.
Telsiz Genel Müdürlüğü'nün
28 Mart 1990 tarihli yazısına
karşılık belediyenin "ne
yapacağı" henüz açıklanmadı.
PROF. IK)ĞRAMACI
'1402
baştan
beri
ayıptı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — YÖK Başkaru Prof. Dr.
lhsan Dograrnacı, 75. yaşgü-
nünde 1402'likler konusunda
günah çıkardı. Doğramacı,
"1402'lik uygulaması baştan
ayıptı, bu ayıp yapıldı" dedi.
Dogramacı, üniversitelerde öğ-
rencilere "ornç tntun" diye bas-
kı yapılmasının da bir başka
ayıp olduğunu ifade ederek "Bi-
zim bu konuda yapacak birşe-
yimiz yok" dedi.
75. yaş gününü "Kendimi
rektifîye ettinı, sıfuiadun. Bun-
dan sonra bir 75 yıl daha hıda
koşacagız" diyerek coşkulu bir
sekilde kutlayan Doğramaa için
Hacettepe ve Bilkent Üniversi-
tesi rektörleri önceki akşam bir
resepsiyon verdiler.
Resepsiyonda yakın çalışma
arkadaşları, Doğramacı ile ilgi-
li anılarını dile getirdiler. Anı-
larda Doğramaa'run otoriter
yöcü, hafızası ve azmi anlatıldı.
Hacettepe Üniversitesi (M)
salonunda düzenlenen törende,
Hacettepe Üniversitesi Konser-
vatuvarı öğrencileri Doğrama-
cı'nın hayatından kesitlerle
Hacettepe ve Bilkent Üniversi-
telerinin kuruluşlanru repliklerle
anlattılar.
Doğum günü kutlamalan sı-
rasında oldukça neşeli gözüken
Doğramaa, geçirdiği bel ameli-
yatının kendisini yenilemeye ve-
sile olduğunu dile getirdi.
Doğramaa, "Ameliyatla kendi-
mi sıfııiadım. Rektifiye oldum.
Bundan sonra 75 yıl daha var.
75 yıl daha Ueriye kosacagız"
dedi. Doğramacı, bu sııada
1402'lik uygulamasım "Baştan
yapılan bir ayıptı. Ama yapblar
bn ayıbı. Biz geçenlerde bir ge-
ndge gönderdik üniversitelere,
'hepsinin kadrolannı tutun' di-
ye. Damştay'da bir karar var,
ancak Resmi Gazete'de yayım-
lanmasını bekliyonız" görüşü-
nü dile getirdi. Doğramacı,
YÖK'e hiçbir somut eleştirinin
yöneltilemediğini iddia etti. Üni-
versitelerde özellikle oruç baskı-
sının bugünlerde gündemde
olduğunun sorulması üzerine
Doğramacı, "Şimdi biz kimse-
ye ornç tnl veya tutma demiyo-
nız. Ama tutalması konusunda
bir baskı yapdıyorsa bu çok
ayıp" diye konuştu.
3 'e göreAmerikalıların yüzde 45'i dünyanın güneş etrafında döndüğünü 'hatırlıyof
Biliıııi sevmeyen eğitimD^ Haberler Senisi — Ameri-
ka Birleşik Devletleri'nde yapılan
kamuoyu araştırmaları okul ça-
ğındaki gençler dahil nufusun bü-
yuk bir çoğunluğunun bilimsel
konulardan bihaber olduğunu
gösteriyor. Yetkililer, bilim eğiti-
mini çekici hale getirecek yöntem-
leri incelerken, çaüşmalar geniş
kapsamlı Proje-2061 adlı bir eği-
tim projesinin çatısı altında top-
lanıyor.
Newsweek dergisinin haberine
göre Amerikalıların sadece yüzde
45'i dünyanın, guneş etrafında
döndüğünü 'hatırlıyor.' lnsanın,
ilkel canlılardan evrim yoluyla ge-
liştiğini bilenlerin oranı ise yine
yüzde 46.
Uluslararası tüm bilimsel yarış-
malarda Amerikau okul çocuklan
son sıraları paylaşıyorlar. örne-
ğin 13 ülkeden çocukların katıldı-
ğı bir sınavda Amerikalı gençler
Bilimsel konulardaki cehaleti hızla
artan Amerikan halkının, kendilerini
yakından ilgilendiren ozon
tabakasının delinmesi, genetik
deneyler, yıldız savaşları, atık
maddeler gibi konularda doğru karar
veremeyeceğinden korkuluyor.
Amerikan Ulusal Araştırma
Konseyi'nin 1989 yılı raporu, liseden
mezun olan gençlerden ancak dörtte
birinin üniversitede mühendislik tahsil
edebilecekdurumda olduğunu ortaya
koyuyor. Amerikalılann yüzde 14'ü
ülkesinin haritada yerini gösteremiyor.
hem kimya hem de fizikte
lO.luğun üstune çıkamazken
Amerika'nm en gözde bilim dalı
olan biyolojide sonuncu oldular.
Amerikan ülusal Arastırma
Konseyi'nin 1989 yılı raporu, li-
seden mezun olan gençlerin dört-
te üç gibi büyük bir çoğunluğunun
üniversitede mühendislik veya
matematik tahsil edecek birikim-
den yoksun olduklarını gös-
teriyor.
Amerikan halkının bilgı düze-
yi hakkındaki bu şaşırtıcı açıkla-
malar, devlet yöneticilerini son
derece endişelendiriyor. Bilimsel
konularda bu denli cahil olan bir
halkın hızla gelişen uluslararası
ekonomide söz sahibi olamayaca-
ğı, daha da kötüsü bu seçmenleri
yakından ilgilendiren ozon taba-
kasının delinmesi, genetik deney-
ler, yıldız savaşlan, atık madde-
ler gibi konularda doğru karar ve-
remeyeceği düşünulüyor.
Amerikan halkının cehaleti sa-
dece bilimsel konularda kısıtlı kal-
mıyor. Dünyamn en gelişmiş ül-
kelerinden biri olan bu Ulkede ya-
şayanların sadece yüzde 32'si ha-
ritada Vietnam'ı gösterebiüyor ve
yüzde 14'ü kendi ülkesinin nere-
de olduğunu bilmiyor.
Amerikan halkının bilime olan
ılgisizliğinde ilk suçlanan hiç kuş-
kusuz eğitim sistemi oluyor. Ame-
rika'da lise eğitimi sırasında bi-
limsel konulara duyulan yabana-
lık yüzünden öğrencilerden pek
azı matematik ve fen derslerini se-
çiyor. Son sınıfta hâlâ fen dersi
alan öğrencilerin oranı ise yüzde
1. Japonya'da aynı oran yüzde
12'ye çıkı>or
Olayın ciddiyetini vurgulayan
bir başka gözlem ise doktora öğ-
rencileri ile ilgili. Üniversitelerin
doktora programlanna katılanla-
rın çok azını Amerika doğumlu-
lar oluşturuyor. Bu ülkede çeşitli
üniversitelerde doğa bilimleri ve
mühendislikte doktora yapan öğ-
rencilerin yandan fazlası yaban-
cılar veya azınlıklara mensup ki-
şiler.
Halkın bilimsel konulardaki
bilgi seviyesinin hiçbir kuşkuya
yer olmayacak şekilde duştügu
Amerika'da, bu konudaki boşlu-
ğu kapatmak için çok geniş kap-
samlı ve uzun vadeü bir proje baş-
latılıyor. Proje 2061 adlı bu pro-
je Amerikan Bilim Geliştirme top-
luluğunca destekleniyor, okul yö-
neticilerinden, eğitimcilere, şirket-
lerden federal hükümete kadar
geniş bir çevre tarafından hazır-
lanıyor. Amerika'nın bilim eğiti-
minde başanya ulaşmak için baş-
lattığı bu atağın ana fıkri ezber-
cilikten kacmak ve bilim öğ-
retmek.
Amerika'da, yaygın inanışın
aksine laboratuvar sistemi çok ge-
lişkin değil. Uygulandığı zaman-
larda ise çocuklara deney tüpünü
kırmadan tutmayı öğretmekten
ileri gidemiyor. Sistem büyük bir
yüzdeyle ders dinleme, kitap oku-
ma ve ezberlemeye dayanıyor. Bu
sistemin en hızlı etkisi ise can sı-
kıntısı yaratmak oluyor ve öğrenci
bilimsel konulardan uzaklaşıyor.
Eğitünciler, çocukta doğal ola-
rak var olan merakı ve araştırma
güdusünü kullanarak istenilen ba-
şanya ulaşılabileceğine inanıyor-
lar. Bunun için bilimsel konular
öğretilirken çocuklara gözlem
yapma, ölçme, toplama, sınıflan-
dırma, kayıt tutma, veri inceleme
olanakları sağlamak yeterli olu-
yor. Örneğin daha anaokullann-
da su oyunlanyla, bitki yetiştir-
me, hayvan besleme, yaprak top-
lama ve sınıflandırma gibi uygu-
lamalarla ilk adımlar atılabiliyor.
Böyle bir sistemde eğiticinin gö-
revi yol göstermek ve çocuğun bi-
limsel kuralları yeniden kendisi-
nin keşfetmesine olanak sağla-
maktan ileri gitmiyor.ABD'de yaygın inanışın tersine laboratuvar sistemi çok gelişkin değil. Çocuklar sadece deney tiiplerini kırmadan tutmayı ogreniyorlar.
Bir lise mezununun bilmesi gerekenlerden bazıları
Ne kadarı size tanıdık geliyor?Bir çocuğu bilimden soğutmanın en
kolay yolu ondan uzun terim listelerin ez-
berlenmesini istemektir. Doğru yol, öğ-
renciyi bilimle tanıştırmaktır, terrninoloji
bunu kısa sürede takip edecektir. İşte size
bir lise mezununun bilmesi gereken bir
kaç kavram. Ne kadarı size tanıdık geli-
yor?
MUTLAK SIFIR: Mumkün olan en
düşük ısı, -273, 15°C. Bu ısıda tüm mo-
leküler ve atomik devinim duruyor.
AStT YAĞMURU: Motorlu taşıtlar
ve fabrikalardan çıkan sülfur ve nitro-
jen oksitten oluşan yogun asit oranlı yağ-
mur.
AMİNOASİTLER: Birbirleriyle bir-
leştikleri zaman proteinleri oluşturan,
nitrojen, oksijen, karbon \e hidrojen içe-
ren bileşikler.
ANTIMADDE: Bir maddenin benze-
ri olup, ters elektrik yükü taşıyan mad-
de. Elektronun karşı maddesi pozitron.
ASTRONOMİ: Göksel cisimlerin ha-
reketlerini, buyükJüklerini ve diğer ozel-
liklerini inceleyen bilim dalı.
ATOM: Maddenin bir kimyasal reak-
siyona girebilen en küçük kısmı. Bir ve-
ya daha çok elektron bulunan proton ve
nötronlardan oluşan çekirdekten meyda-
na gelir.
ATOM BOMBASI: Atom çekirdeği-
nin parçalanması (nükleer fısyon) olayı
ile ateşlenen bomba. Termonükleer ve-
ya hidrojen bombasının güç kaynağı ise
atom cekirdeğinin nukleer füzyon veya
birleşmeden geçmesi ile gerçekleşir.
BAKTERİ: Virüsten daha buyuk olup
bölünme ve üreme yoluyla çoğalabilen ve
virüslerin aksine antibiyoüklere karşı sa-
vunmasız olan mikroskobik organizma-
lar.
BİG-BANG: Buyuk patlama teorisi.
Evrenın doğuşunu ve evrimi inceleyen
kozmolojinin ilk savı evrenin uzay zama-
nı içinde çok büyük bir patlama ile var
olduğunu ileri sürer. Bu patlamanın so-
nucu, her şeyin birbirinden uzaklaştığı
genişleyen evren kavramıdır.
KARADELtK: Hiçbir şeyın, ışığın bile
çekim gucünden kaçamadığı ölü yıldız.
BİT: Bilgisayarların bilgi depolama
kapasitesinin ölçüsü olarak kullanılan ve
8 çift sayıdan oluşan birim.
HÜCRE: Yaşamın ana birimi. Hücre-
lerin içinde, kalıtım kodlannı taşıyan, bi-
yokimyasal reaksiyonlan ateşleyen ve or-
ganizmanın yapı taşlannı kapsayan pro-
teinlerin yapım kurallannı belirleyen
DNA molekülu bulunur.
KOLESTEROL: Hayvansal yağlarda,
kanda, sinir dokusunda \e safrada bu-
lunup damar sertleşmesi ile güçlü bir iliş-
kisi bulunan yağsı madde.
KROMOZOM: Genellikle hücre çekir-
değinde bulunan ipsi madde. Üzerinde
kalıtımla ilgili genler dizilidir.
tLETKEN: Isıyı, ışığı ve diğer enerji-
leri ileten ve geçiren tüm maddeler.
DİNOZOR: 220 ile 65 milyon yıl ön-
ce, insandan yaklaşık 60 milyon yıl ön-
ce yaşamış olan dev sürüngen.
DOPPLER ETKİSİ: Alıcı veya veri-
cinin hareket etmesi sırasında dalga fre-
kansının değişmesi olayı. Yaklaşıp uzak-
laşan siren sesindeki fark örneğinde ol-
duğu gibi.
E = mc
1
: Enerji (E), kitle (m) ve ışık hı-
zı (c) arasındaki, belirli bir kitlenin dö-
nüşebileceği enerji miktarı ile ilgili iliş-
ki. Görecelilik kuramı, Albert Einstein
tarafından bulunan bu ilişkinin bir so-
nucudur. Bu kuram, parçalanan atom-
lann kaybedilen kitleye eşit bir enerji
yaydığı atom bombasının fikrini oluştur-
muştur.
ELEKTROMANYETİK RADYAS-
YON: Bir elektrik yükünün, örneğin bir
elektronun hızlandınlmasından çıkan
enerji. Birbirlerinden sadece frekanslan
ile farklı olan ışık, radyo dalgalan ve x
ışınlarını içerir.
TEMEL PARÇACIK: Elektron gibi
bölunemeyen bir madde birimi.
ENTROPİ: Bir sistemdeki bozukluğun
ölçulmesi. Termodinamik yasalanna gö-
re kapalı bir sisteme enerji eklenmediği
sürece entropi artar.
ENZİM: Hücrelerdeki biyokimyasal
reaksiyonlan başlatan ve hızlandıran
protein.
EVRİM: Biyolojinin ana ilkesi. İlk de-
fa Charles Darwin'in "Tiirlerin Kökeni"
adlı çalışmasında sözü edilen evrim kav-
ramına gore genlerdeki rastgele değişik-
lıkler veya mutasyonlar, eğer organizma-
nın hayatta kalma ve üreme becerisini
arttınrsa, sonraki nesillere de geçer.
GENETtK MÜHENDİSLİK: Bir can
lının kromozomları içine yabancı DNA
yerleştirmek gibi herhangi bir moleküler
biyoloji tekniğı kullanarak genlerin de-
ğiştirilmesi.
GENOM: Bir organizmanın tüm gen-
leri. Insan genomunun sıralanışını sap-
tamaya yönelik milyarlarca dolarlık bir
proje şu anda uygulamada bulunuyor.
JEOLOJİK ÇATLAK: Çoğunlukla,
dünyanın kabuğunu oluşturan buyuk
tektonik tabakaların yan yana geldikle-
ri yerdeki çatlaklar. Depremler genellikle
bu bölgelerde meydana gelir.
JEOTERMAL ENERJİ: Termal kay-
naklar ve gayserlerle toprak üstune çıkan
dunya merkezinin sıcaklığı.
YERÇEKİMİ: Cisimleri birbirlerine
doğru iten, doğanın belli başlı dört gü-
cunden biri. Einstein tarafından göste-
rildiği gibi bu güç uzay zamanının şekli-
ne bağlı olan çok zayıf bir güç. Halbu-
ki, parçacıklar tarafından taşınan diğer
doğa güçleri kuvvetli nükleer güç, zayıf
nükleer güç ve eiektromanyetizma daha
değişik güçler. Fiziğin ana hedeflerinden
biri bu dört gücü bir birleşik alan teorisi
içinde birleştirmektir.
SERA ETKİSİ: Isının atmosferde kal-
masına yol açan gaz biriminin yol açtığı
genel ısınma.
HEISENBERG İN BELİRSİZLİK
KAVRAMI: Kimi maddelerin, örneğin
elektronların kimi ozellikleri kesin ola-
rak bilinemez, çünkü bir niceliğüı ölçu-
mü diğerini etkiler.
HOMO SAPIENS: Modern insanın
200.000 yıl kadar önce yaşayan atalan.
HORMON: Vücudun başka bir orga-
nını veya hücresini etkileyen endokrin
bezleri tarafından salgılanan madde.
İYON: Elektrik yüklü atom veya mo-
lekül.
NÖRON: Sinir hucresi, insan vücu-
dunda 10 milyar nöron bulunur.
OCCAM'IN USTLRASI: Olaylar
hakkındaki en basit hipotezin büyük bir
olasılıkla doğru olduğunu kabul eden bi-
limsel prensip.
ORGANİK: İçinde karbon bulunan.
OZON TABAKASI: Dünya üzerinde
6 ila 12 mil yükselen, ozon gazından (üç
oksijen atomundan oluşur) oluşan ve
dünyayı güneşin zararlı ultraviyole ışın-
larından koruyan tabaka. Bugün soğu-
tucularda ve spreylerde kullanılan klorf-
lorkarbonlar (freonlar) tarafından etki-
lenmiş durumda.
PLAZMA: Maddenin katı, sıvı ve gaz-
dan ayn dörduncü durumu. Evrenin yüz-
de 99'unu oluşturduğuna inanılan iyon
gazlarını kapsar. Ayrıca, kanın hücresel
olmayan sıvı bölümüne de denilir.
RADYOTELESKOP: Işık daigaları
yerine radyo dalgalannı alır. Uzaydaki
yaşamı incelemek için kullanılır.
R1CHTER ÖLÇEĞt: Depremlerin gü-
cunu ölçme birimi. 2.0 çok az hissedilir-
ken, 6.0 büyük hasar yapar, 8.0'ın üstü
ise yaygın yıkırnlara yol açar.
BİLİMSEL YÖNTEM: Sorunu tanım-
layıp veri toplamak, bir çalışma hipote-
zi (açıklama) geliştirmek, hipotezi deney-
lerle sınamak, sonuçları yorumlamak,
sonuç çıkarmak ve gerekirse hipotezi de-
ğiştirmek.
CİNSİYETE BAĞLI ÖZELLİK: X
veya Y kroraozomlan tarafından taşınan
bir özellik, örneğin renk körlüğu.
YILDIZ: Gazsı gök cismi. Örneğin,
karşılıklı olarak birbirlerini çeken yıldız-
lardan oluşan galaksimiz, Samanyotu'-
nun içindeki Güneş bir yıldızdır.
SÜPERİLETKEN: Enerjiyi hiçbir en-
gel olmadan taşıyan madde.
Z—PARÇACIGI: Doğadaki dört ana
güçten biri olan, zayıf nükleer gücü ta-
şıyan, yeni keşfedilmiş atomdan küçük
bir parçacık.
SIYASAL TARTIŞMANIN OZU
F.Almanya ile
6
MİT bıınalımı'
F.Almanya'nın 15 Türk diplomatının geri
çekilmesini istediğine ilişkin haberin
kamuoyunda duyulması, iki ülke arasındaki
ilişkileri kritik bir noktaya getirdi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Federal Almanya'nın
Türkiye'den 15 diplomatını
"MTT adına etkinlik gösterdikleri
gerekçesiyle" geri çekmesini iste-
diğinin kamuoyuna yansıması, iki
ülke ilişkilerinde "son derece
kritik" gelişmeye yol açtı. Anka-
ra ve Bonn kaynaklan, Federal
Alman ARD televizyonunun ko-
nuya ilişkin haberini yalanlamaz-
ken "diplomatik açıdan çok
nazik" diye niteledikleri olay ko-
nusunda aynntılı resmi açıklama-
lardan kaçındılar. Ancak söz ko-
nusu televizyon yayınının Federal
Alman Dışişleri Bakanlığı'nın is-
teği üzerine gerçekleştirildiği öğ-
renildi. Guvenilir kaynaklar,
Bonn'un bu yöntemi izlerken
"yapacağı diplomatik girişime
kamuoyu desteği sağlamak"
amacı güttuğünu bildirirken An-
kara'nın F.Almanya'ya "karşı
diplomatik girişim"de bulunabi-
leceği öğrenildi. Buna göre Fede-
ral Almanya'nın 15 Türk diplo-
matını geri göndermesi durumun-
da Ankara "mütekabiliyet" esas-
ları çerçevesinde davranacak. Bu
arada, Demokratik Almanya'nın
Türklere vize uygulamasından
vazgeçmesi konusunda Bonn hü-
kümetinden gördüğu baskı ile ba-
zı Turk diplomatlarına MİT ile iş-
birliği yaptığı iddiası arasındaki
ortak unsurun "İslamcı güçler"
olduğu ortaya çıktı.
Federal Alman televizyonunun
birinci kanalı ARD'de önceki ak-
şam yayımlanan Panorama adlı
programda kamuoyuna duyuru-
lan, Bonn hükümetinin 15 Türk
diplomatını MİT adına etkinlik
gösterdikleri gerekçesiyle Türki-
ye'ye geri göndermeyi istediği ha-
beri, Türk Dışişleri'nce yalanlan-
madı. Dışişleri Bakanlığı Sözcü
Yardımcısı Ferhat Ataman bu ko-
nudaki sorulara, "Bazj iddialar
vardır. Bunlan miiesses kanallar-
dan Alman makamlanyla ele
almaklayu" yanıtını verdi. An-
cak konu hakkında hiçbir ek açık-
lamada bulunmadı. Cumhuriyet
muhabirinin görüştüğü diploma-
tik kaynaklar ise bir ülkenin baş-
ka birulkede "istihbaratçı" per-
sonel bulundurduğu iddialanm
kabul etmesinin mümkün olma-
dığını vurgularken ARD'nin ha-
berini yalanlayan herhangi bir bil-
gi vermediler. Guvenilir kaynak-
lar, F.Alman hükümetinin, Türk-
iye'nin Bonn Büyükelçiliği Müs-
teşarı Senbir Tümay'a 6 Ocak
1990 ve 23 Mart 1990 tarihlerin-
de olmak üzere iki kez "15 dip-
lomatın geri çekilmesi çagnsında
bulunduğunu" doğruladılar. Ay-
nı kaynaklann verdiği bilgiye göre
bu istek Türk Dışişleri'nce anın-
da değerlendirmeye alındı ve
Bonn'da iki ülke diplomatik yet-
kilileri arasında yürütülen temas-
larda Ankara'nın bu 'istekten
vazgeçilmesi ve duyulan rahatsız-
lığın giderilmesi için yeni yöntem-
ler bulunması" doğrultusundaki
görüşü F.Ahnanya'ya Uetildi. An-
kara'da ise bu konuda hiçbir dip-
lomatik temas yapılmadı. Ancak
Türkiye'nin bu sabahtan itibaren
gündeme alabileceği belirtilen dip-
lomatik girişimler çerçevesinde,
F.Almanya'nın Ankara Büyükel-
çisi Ekkehard Eickhoff'un Dışiş-
leri Bakanhğı'na çağrılarak olası
bir "diplomatik misUleme" konu-
sunda uyarılması bekleniyor.
Olayın ARD'nin yayını üzeri-
ne F.Almanya'da ve Cumhuri-
yet'in yayını üzerine Türkiye'de
ilk kez duyulması sonrasında, ge-
rek F.Alman diplomatik kaynak-
lan gerekse Türk Dışişleri yetki-
lileri, konuya ilişkin bilgi verme-
me karan aldılar. Yetkililer, bu
karann konunun "son derece
nazik" olmasından kaynaklandı-
ğını belirtirken guvenilir kaynak-
lar, bu çerçevedeki diplomatik gı-
rişimlerin "kısa süre içinde" açık-
lığa kavuşacağını bildirdi.
7 bin yılhk
heykel bulundu
• Dış Haberler Servisi —
Yugoslavya'da Belgrad'a 150
km. uzaklıktaki Donya
Branjevina'da yapılan,
kızlar sırasında bulunan bir
heykelcik arkeoloji
dünyasında büyük ilgiyle
karşıland). Avrupa'da en
eski tarım alanlanndan biri
olduğu belirtilen bölgede
şimdiye dek bulunan 12
santimlik heykellerden
farklı olan 7 bin yıllık bu
ilginç kadın figürü
38 santim yüksekliğir.de.
Baronun
112. kuruluş
kokteyli
• İSTANBUL (AA) —
tstanbul Barosu'nun
kuruluşunun 112.
yıldonümü dolayısıyla,
Büyükşehır Belediyesi'nde
dün akşam bir kokteyl
verildi. Büyükşehır Belediye
Başkanı Nurettin Sözen'in
Brüksel'de olması nedeniyle
katılamadığı kokteylde,
İstanbul Barosu Başkanı
Turgut Kazan, Büyükşehir
Belediyesi Genel Sekreteri
Ale\
r
Coşkun ve çok sayıda
hukukçunun yanı sıra "En
Alttakiler" kitabının yazarı
Federal Almanyalı Günter
VVallraf da bulundu.
Böbrek satana
meslekten men
• LONDRA (AA) — Dört
Turkün para karşılığı
böbreklerinin lngiliz
hastalara satılması olayına
karışan üç lngiliz böbrek
uzmanı, aylar süren
davadan sonra bugün
lngiliz Tıp Konseyi Mesleki
Disiplin Komitesi'nce suçlu
bulundular. lngiliz Tıp
Konseyi binasında süren
yargılamanın son gününde
Mesleki Disiplin Komitesi,
DT. Raymond Crockett'i
insan organlarının satışına
kanşarak "Mesleğini ciddi
şekilde ihlalden" suçlu
buldu ve meslekten men
kararı aldı. lngiliz Tlp
Konseyi Mesleki Disiplin
Komitesi Dr. Crockett'e
kararı temyiz için 28 gün
süre tanıdı.
Polis Haftası
başladı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Türk Polis
Teşkilatı'nın kuruluşunun
145. yıldonümü çeşitli
etkinliklerin sergileneceği
haftayla kutlanıyor.
Emniyet Genel Müdürii
Sabahattin Çakmakoğlu,
dün başlayan ve 10 nisana
dek sürecek Polis Haftası
nedeniyle yaptığı
açıklamada, polisin anayasa
ve yasaların çizdiği sınırlar
içerisinde görev yaptığını
belirterek, vatandaşlardan
polise yardımcı olmalannı
istedi. Dün başlayan hafta
süresince, çeşitli atış ve spor
karşılaşmalan yapılacak.
Polis Haftası İstanbul'da da
törenlerle kutlanıyor. Dün
saat 11.00'de düzenlenen
torende, Harp Akademileri
Komutan Yardımcısı Korg.
Selahattin tmer, Şube
Müdürleri ve polis şefleri
İstanbul Emniyet Müdürii
Hamdi Ardalı'yı kutladılar.
Dumlupmar
anıldı
• Haber Merkezi —
Katıldıkları bir tatbikattan
dönerken 4 Nisan 1953
tarihinde Çanakkale
Boğazı'nda Naboland adlı
Isveç bandıralı bir şileple
çarpışan Dumlupınar
denizaltısında bulunan ve
şehit olan 81 denizci, dün
Ankara, İstanbul, Mersin,/
Çanakkale ve Golcük'te
düzenlenen törenle
anıldılar. Ankara'da Deniz
Kuvvetleri Komutanlığı'nda
yapılan törene, Deniz
Kuvvetleri Komutanı
Oramiral Orhan Karabulut
ve yüksek rütbeli subaylar
katıldı. Öteki illerde ve
Golcük'te yapılan
törenlerde de Atatürk
anıtlarına çelenkler
konularak saygı duruşunda
bulunuldu.