Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 NlSAN 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Walesa yine
lider
• GDANSK (AA) —
Polonya'daki Dayanışma
Sendikası'nın Gdansk
kentinde düzenlenen ikinci
kongresinde dün yapılan
oylamada Lech Walesa
ikinci kez sendika
liderliğine seçildi. Sendika
liderliği için yapılan
seçimde oylann yüzde
80'inden fazlasını alan
Walesa'nın oy çokluğuyla
seçildiği belirtildi. 469
kişinin oy kuJlandığı
seçimde VV'alesa'nın 362 oy
aldığı kaydedildi.
Dayanışma Sendikası
liderliğine adaylığını koyan
Lodz Bölge Müdürü
Antrzej Oldwik'in 42,
Wroclaw Bölge Müdürü
Tomasz VVojcik'in de 25 oy
aldıklan belirtildi.
Yunan Meclisi
and içti
• ATİNA (Cumhuriyet) —
Yunanistan'ın 300
sandalyelik parlamentosu,
dün düzenlenen dini bir
törenle and tçti.
Parlamentonun 298
Hıristiyan milletvekili
Yunan Ortodoks Kilisesi
Baspiskoposu Serafim'in
yönettiği dini törenle Incil
üzerine and içerken Batı
Trakya Müslüman Türk
azınlığının iki milletvekili
Dr. Sadık Ahmet ile Ahmet
Faikoğlu Kuran-ı Kerim
üzerine and içtiler. Bu
arada iki azınlık
milletvekilinin parlamento
başkanının "anayasaya,
vatanıma ve demokrasiye
hizmet etmeye Kuran-ı
Kerim adına and içerim"
sözlerini tekrarlarken
"vatanım" kelimesini
kullanmadıkları gözlendi.
Bu durumu fark eden
parlamento baskanının
uyansından sonra azınlık
milletvekilleri "vatanım"
sözcüğünü de kullanarak
ikinci kez and içtiler.
Yunanistan'a
sıgınma
• ATtNA (AA) —
Ayvalık'tan küçük bir
tekneyle Midilli'ye gelen 9
kişi, Yunanistan'dan
sığınma talebinde bulundu.
.Polis tarafmdan yapılan
açıklamada önceki gün
Midilli'de yakalanan birer
çocuklu üç kaçak ailenin
siyasi iltica isteminin
incelendifci ve kabul
edilmesi durumunda
Lavrion'daki mülteciler
kampına gönderilecekleri
belirtildi. Midilli polisi,
kaçakların isimleri ve
Yunanistan'a kaçış nedenleri
konusunda bir bilgi
vermedi.
Papa Prag'da
• PRAG (AA) — Papa
ikinci Jean Paul iki günlük
bir ziyaret için dün
Çekoslovakya nın başkenti
Prag'a gitti. Papa son siyasi
gelişmelerden sonra ilk kez
bir Doğu Avrupa ülkesini
zjyareı ediyor. Prag
Havaalanı'nda uçaktan
inişinde Çekoslovakya
toprağını öpen Papa, Devlet
Başkanı Vaclav Havel,
Başbakan Marian Calfa,
Parlanento Baykanı
Alexaader Dubçek ve
hükünet üyeleri tarafmdan
karşıhndı. Karşılamada,
tüm hayatını komünizme
karşı nücadele ile geçiren
Prag tardinali Frantisek
Tomatek de bulundu.
Landsbergis/'Bağımsızlık kararının dondurulmasını düşünebiliriz" dedi
Litvanya yumuşuyorMoskova'nın Litvanya'ya petrol ve doğal gaz
ambargosundan sonra besin maddesi ve
yedek parça sevkiyatını da kısıtladığı
bildirildi. Estonya, Litvanya'yı destekliyor.
Dış Haberter Servtsi — Sovyet
ler Birliği, Litvanya'ya doğalgaz ve
petrol ambargosundan sonra, be-
sin ve yedek parça sevkiyatını da
kısıtladı. Litvanya'mn tutumunda
ise yumuşama belirtisi gözlendi.
Devlet Başkanı Vitaotas Land-
sbergis, Sovyet yönetimiyle yapı-
lacak pazarlığa bağlı olarak Lit-
vanya'mn bağımsızlık kararının
dondurulması konusunu diışüne-
bileceklerini soyledi. AA'nın ha-
berinegore Landsbergis, ABD'de
yayımlanan New York Times Ga-
zetesi'ne verdiği demeçte, görüş-
melerin gerçekleşmesi için, Lit-
vanya'nın bağımsızhk karannı iki
yıl askıya alnıası yolundaki görii-
şün Moskova tarafından ima edil-
diğini söyledi.
Vitautas Landsbergis, "Mosko-
va, bagımsızlık karannın gecikti-
rilmesi düşuncesini kabul edebi-
lecegini bize ima etti. Ege^bir
Sovjet yetkili bize bağımsızlık ka-
ranmn ertelenmesi de dahil otmak
üzere bir oneri paketi getirirse bu
karmn gectktirmevi düşünebiliriz"
diye konuştu.
Litvanya Başbakanı Kazimierı
Prunskiene, Baltık cumhuriyetle-
rinin bağımsızhk eylemleri için
Avrupa Topluluğu'na üye ülkeler-
den siyasi destek vermelerini iste-
diklerini söyledi. Norveç gezisini
tamamladıktan sonra Danimar-
ka'ya gelen Başbakan Prunskiene,
dün başkent Kopenhag'da basın
toplantısı düzenledi. Prunskiene,
SSCB'nin Litvanya'ya ekonomik
ambargo uygulamasından sonra
petrol istemek için Danimarka'ya
gelmediğıni söyledi.
Sovyetler'in, Litvanya'ya uygu-
ladıgı ambargoyu protesto ettik-
lerini söyleyen Prunskiene, "Sov-
yetler'in, komşulanmızla normal
ilişkHerimizi siirdürmemizi engel-
lemeye çalışmasını da proleslo
etmeliyiz" dedi.
Başbakan, Danimarka Dışişle-
ri Bakanı Ufie Ellemann-Jensen
ile dün görüştüklerini belirterek
'"Dışişleri Bakanı'ndan. Litvanya-
nın desteklenmesinin önemini
AT'ye üye iilketere anlatmasını
BASKINI PROTESTO — Sovyet birliklerinin Vilnius'ta bir basınıevini basmasından sonra halk, protesto gösterisi yaptı.
istedim" dedi.
Sovyetler Birligi Başkanı Mihail
Gorbaçov'un, önceki gün "konfe-
deratif iüşki" öncrdiği Estonya
Cumhuriyeti'nin Başbakanı Edgar
Savisaar, Litvanya'mn bağımsızlık
mucadelesini desteklediklerini bil-
dirdi.
Bu ay basında Estonya Başba-
kanlığı'na getirilmedenönce Es-
tonya Halk Cephesi'nin lider kac-
rosu arasında yer alan Savisaar,
Litvanya'mn başkenti Vilnius'ta
dün sabah başlayan 'Sajudis' (Lit-
vanya Halk Cephesi) örgülünun
ikinci kongresinde, Gorbaçov'un
önerisıni ret anlamına gelen bir
konuşma yaptı.
Gorbaçov, Estonya liderleriyle
yaptığı görüşmede, bu cumhuriye-
ti 'işgal altında bir loprak' olarak
kabul eden kararlannı geri alma-
lan ve bağımsızlık ilan etme niyet-
lerinden vazgeçmeleri halinde,
SSCB içinde kalmak koşuluyla,
merkezle konfederatif bir ilişkiye'
sahip olmalarını sağlayacak go-
rüşmeler yapılabileceğini belirt-
mışti.
Edgar Savisaar, Vilnius'ta yap-
tığı konuşmada, Sovyet liderinin,
tıpkı Litvanya'dan olduğu gibi,
Estonya'dan da aldığı kararlan ge-
ri çekmesini istediğine dikkat çe-
kerek, uygulanan ekonomik
ambargoya atıfla 'Bugun Litvan-
ya'da olan yann Estonya'da da
olabilir' şeklinde konuştu.
Estonya Başbakanı, Litvanya
1
ya her türlü ekonomik desteği sağ-
lamaya hazır olduklarım belirtir-
ken, Litvanya Devlet Başkanı Vi-
tautas Landsbergis'e, Litvanya'mn
bağımsızlığını koruması dileğiyle
sembolik bir kılıç armağan etti.
Öte yandan Litvanya yetkilile-
ri önceki gun Litvanya'ya Küba şe-
keri getirmekte olan iki geminin
Sovyet makamiarı tarafmdan ro-
tasının değiştirildiğini bildirdiler.
ABD Kongresi'nin, Sovyetler
Birliği'nın Litvanya'ya baskılarını
arttırmasına karşılık olarak, Sov-
yet ler'e misülemede bulunup bu-
lunulmayacağını gelecek hai'ta gö-
rüşeceği bildirildi.
Beyaz Saray Sözcüsü Marlin
Fitzwater, yaptığı açıklamada,
müttefik ülkelerle Litvanya soru-
nu konusunda yapılan görüşme-
lerın hıziandınldığıru söyledi.
Yugoslavya'nınHırvatistan CumhuriyetVndebugünseçim var
KP'nin zorlu sınavıDış Haberter Servisi — Kuru-
luş tarihi 1918 yılına rastlayan
Yugostavya'nm en büyük ikinci
cumhuriyeti Hırvatistan'da bugün
sandık başına gidiliyor. 1939 yı-
lından beri yapılacak ilk çok par-
tili seçimde Hırvatistan Demok-
ratik Birligi ile demokratik deği-
-şim taraftan Reformist Komünist
Parti'nin oylann çoğunluğunu ele
geçirmek için mücadele verdikle-
ri bildiriliyor. Hırvatistan'da se-
çime katılan partilerin sayısı ise
30'u aşıyor.
Merkez Sağ Hırvatistan De-
mokratik Birligi kurucusu ve ay-
nı zamanda lideri olan Franjo
Tudjman, partisinın seçınılerde
çoğunluğu ele geçireceğine kesin
gözuyle bakıyor. Bırlığın sözcule-
rinden Mario Mihaljeviç seçimi
"Bu esid Hırvadstan'dan soa >•-
nş. Pazar güniı yeni bir Hırvatis-
tan dogacak" şeklinde değerlen-
Ülkenin ikinci
büyük
cumhuriyetinde
halk 51 yıl aradan
sonra ilk kez oy
kullanıyor. Çok
partili sistem için
yapılan ilk seçimi
rnerkez sağ parti
Hırvatistan Demokratik Birliği'nın kazanması
bekleniyor. Sırbistan'daki komünistler, birligi
"aşırıhkla" ve zaten zor ayakta duran
Yugoslavya Federasyonu'nun bütünlüğünü
tehdit etmekle suçluyorlar.
diriyor. Reformist Komünist Par- Ulusal Işbüiiği İçin Ortayol ko-
tisi'nin ise Hırvatistan'da batı ti- alisyonu liderierinden Savka
pi secimlerin gerçekleşmesinde Dabcevic-Kncar ise "Yönetimde-
büyük katkısı olduğu bildiriliyor. ki KP ancak munalefete düşerse
demokrasiyi kabulleneceklir"
şeklinde konuştu. Aralannda ya-
zarların, sanatçılann ve profesör-
lerin olduğu 400'ü aşkm Hırvatis-
tanlı komünistlerin ve birliğin ar-
dından üçüncü olarak gelen beş
parti koalisyonunu destekledikle-
rini açıklamışlardı.
Yugoslavya'nın en büyük cum-
huriyeti olan Sırbistan Cumhuri-
yeti'nde, birliğin seçimleri alma-
sı halinde zaten zor ayakta duran
Yugoslav federasyonunun parça-
lanacağı yorumu yapılıyor. Bos-
na ve Makedonya muhalefet par-
tilerine kısa bir süre önce faaliyet
izni tamnrmş olmasma rağmen,
Sırbistan ile Karabağ Cunıhuri-
yetleri'nde muhalefet hâlâ yasaJ-
İığını kazanamadı. Slovenya'da
ise geçtiğimiz 8 nisan günü yapı-
lan seçimlerde altı partiden olu-
şan sağ koalisyon, komünistleri
hezimete uğratmıstı.
Ankara'dan ABD'ye nazik uyarı
ABD, AKKUM çerçevesinde indirilecek tanklannın bir bölUmünU
Türkiye'ye vermeyi önerdi. Milli Savunma Bakanı Giray, bu tür
yardımlarla alınan silahlann "eski malzeme" olmasından yakındı.
EVREN DEĞER
ANKARA — AKKUM görüşmeleri çerçe-
vesinde indirilmesi planlanan silah sistemle-
rinden bir bölümünun Türkiye'ye transferi
için ABD, Türkiye'ye teklifte bulundu. ABD
Dışişleri Bakan Yardımcısı Rkhard Clarke,
Türkiye'nin modernizasyon çabalarına bir
destek oluşturmak amacıyla, indirim kapsa-
mında bulunan ABD tanklannı Turkiye'ye
vermek istediklerini Milli Savunma Bakanı
Safa Giray'a iletti. Clarke ayrıca, uçakların
da inirim kapsamına alınması halinde, bun-
lardan da Türkiye'ye vermek istediklerini bil-
dirdi. Bakan Giray da, bu tür yardımlarla alı-
nan silah ve teçhizatın "eski malzeme" olma-
sından yakınarak, "Daha modern silah sis-
temlerinin Türkiye'ye verilmesini" istedi. Ge-
nelkurmay Başkanlığı ise, merkezi Avrupa'-
da indirime tabi tutulacak veya ihtiyaç dışı ka-
lacak tüm silah sistemlerine ilgi duyulduğunu
açıkladı.
Bu arada Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
ABD ziyareti sırasında ABD Başkam Geor-
ge Bush'a, indirim kapsamında bulunan ve ih-
tiyaç dışı kalacak silah sistemlerine Türkiye'-
nin talip olduğunu bildirdiği de belirtiliyor.
Milli Savunma Bakanı Safa Giray ise
ABD'li Bakan Yardıması'm "nazik" bir dille
uyararak, "Biz bu silah sistemlerine talibiz.
Ancak dikkat edilmesi gereken husus, bu tür
yardındaria gelen malzeme geneiMUe eski mai-
zeme olnyor. Modern olmayan malzeme olu-
yor. Bu da bizim modernizasyon çabalanmı-
zasekte vuruyor." şeklinde yanıt verdi.
öte yandan Genelkurmay Başkanlığı da, in-
dirim kapsamında bulunan tüm silah sistem-
lerine ilgi duyulduğunu bildirdi. Genelkur-
may, bu konuda Cumhuriyet'in sorularını
şöyle yanıtladı:
"NATO uyesi ülkelerin silahlı kuvvetlerin-
deki indirimlerden sonra özetlikle Türkiye için
modern nitelikte sayılacak bazı ihtiyaç fazla-
SJ malzemelerin ortava çıkacağı aşikardır. Bu
konuda gerek NATO içinde, gerekse milli ola-
rak çahsmalar sürdüriilmekte olup, henuz ke-
sin bir karar noktasına gelinmemiştir.
Turkiye prensip olarak
kendi modernizasyon programlarına uyum
gösterecek ve iç tasarrufu sağlayacak her türlü
silah sistemini İDceleyecegini beyan etmistir.
Adolf Hitler
Neonazüer
ve Türkler
piay
çıkardı
DİLEK ZAPÇIOĞLU
BERLİN — Adolf Hitler'in
101. doğumgünu olan 20 rüsanda
Berlin, Türklerle Neonaziler ara-
sında kanlı bir çatışmanın eşiğin-
den döndü. Kentin doğu yakasın-
da polisle çatışaıı 57 Neonazi ve
batıda 30 kadar Türk genci tutuk-
landılar. Olaylarda meydana ge-
len hasar yüzbinlerce markı geç-
tiği tahmin ediliyor.
"Führer'in dogumgunü"nü Al-
man Neonazileri bu kez sosyalist
rejimi yeni terkeden Demokratik
Almanya'da "kntladılar". Oİay
Doğu Berlin'deki John Stadyu-
mu'nda başladı. Önceki akşam
maçın bitmesine on dakika kala
yaklaşık 1000 Neonazi ve Dazlak
stadyumu terkedip şehir merkezi-
ne doğru yürümeye başladı. Maç
süresince "Hitler selamı" veren,
•Hail Hitler", "Happy Birtnday
Adolf" diye bağıran doğulu Ne-
onaziler ve Dazlaklara polis seyir-
ci kaldı.
Bu arada Hitler'in doğumgünu
dolayısıyla geçen yıl gibi bu yıl da
"seferber olan" Türk gençleri,
Batı Berlin'de Türklerin yoğun ol-
duğu Kreuzberg semtinde olaydan
haberdar oldu Aralannda tek tük
Almanların bulunduğu yaklaşık
300 Türk genci Doğu Berlin'e geç-
mek isteğiyle sınır kapısı Oberba-
umbritkake'ye geldiler. Ama
D.Alman polisi Türk gençlerinin
Doğu'ya geçmelerine izin verme-
di. Bunun üzerine gruptan bir bo-
lumü Kreuzberg'de sokaklann
polise karşı barikatlar oluşturdu.
Bazı dükkânları ve bir benzin is-
tasyonunu yağma etti, bir banka-
nın vitrinini indirdi
DUNYADA BUGUN
ALİSİRMEN
Günü
İnsanın evrenin küçücük, miniminnacık bir parçası olduğu dü-
şüncesı, tarih kadar eskidir. Ama dünyamızın evrenin odağı ol-
madığı, onun da koca evrene kıyaslandığında, bulunduğu bü-
tün içinde insan kadar miniminnacık bir parça olduğu düşün-
cesine ulaşılması hiç kolay olmadı. Bu sonuca varabilmek için
duşüncede devrim gerektiği gibi, birçok insanın acı çekmesi ta-
bulara karşı çıkması da zorunlu oldu.
Yirminci yüzyıl insanı, evren içinde kendi küçüklûğünü de ken-
di minikliğini de dünyanın küçüklüğünü de gayet iyi bilıyordu,
ama gezegenimizin küçüklüğünün. olanaklarının sınırlarının ve
insanoğlunun onun geleceğine yönelttıği tehditlerin iyice anla-
şılıp, geniş topluluklar tarafmdan özümsenmesi için yüzyılımı-
zın tehlikeyi somut bıçimde önümüze seren ikinci yarısını bek-
lemek gerekecekti.
Artık dünyaya ve doğaya, geçmiş yüzyılın insanları gibi bak-
mıyor, onun kaynaklarının sonsuz olmadığını bildiğimiz gibi, gi-
rişimlerimizle, onu kirletme hatta ölüm tehlikesiyie karşı karşı-
ya bırakma durumunda olduğumuzu biliyoruz.
Bugünün dünya günü olarak ilan edilmesindeki neden de dün-
yanın varlığına yönelik tehdklin olağanüstü boyutlara varmış bu-
lunması ve birçok öğenin daha şimdıden ölmûş ya da cançeki-
şir durumda olmasıdır.
Bin dokuz yüz ellilerin istanbulu'nda yaşayan bir insanın hav-
salasının almayacağı olayları. bin dokuz yüz seksenlerin insan-
ları büyük bir acı içinde yaşadılar. Kirlilik o boyutlara vardı ki
Karadeniz'in ateş alıp tutuşması, evet ateş alıp tutuşması bile
söz konusu.
Doğrusu herkesın tehlikeden söz etmesi, toprak anayı da içe-
ren dünyanın koca bir egemen değıl. kırılgan bir barınak olarak
görülmesi ne denli önemli ve olumlu gelişmeler ise hâlâ ayırdı-
na varılan, tehlikenin giderılmesi yolunda yeterli derecede özenli
ve duyarlı olunrrraması ya da olunamaması da o denli üzücü
ve olumsuz bir olgudur.
Ama bugünkü tavrımız ne olursa olsun, gelişmenin yönü bizi
eninde sonunda kendımıze gelmek zorunda bırakacaktır ya da
üstünde yaşadığımız dünyayı yaşanmaz hafe sokmuş olmanın
cezasını türümüzün ve uygarlığımızın yok olmasıyla hep birlik-
te ödeyeceğız.
Carl Sagan, Drake, Stephen Havsrking gibi bilım adamları da
ikinci olasılığın olanak dışı oimadtğını, hatta ne yazık ki çok güçlü
bile olduğunu belırtıyorlar.
Ama eğer insanlık varlığını sürdürebilme bilgeliğıni göstere-
bilecekse, o zaman gezegeniyle daha uyum içinde yaşama zo-
runluğunun gereklerini yerine getirmek durumunda kalacaktır.
örneğin gezegenimizin ısınması ve sera etkisinin sonuçları bir
yere kadar dayamlır olacak, ama bir eşikten sonra vaıiığımızı
sona erdirmek tehlikesini içerecektir. Bu olguya karşı önlem al-
mak demek, her türlü üretimin temelındeki enerji kullanımının
sınırlanması anlamını da taşıyacaktır. Çünkü hangi enerjiyi kul-
lanırsanız kullanın. kullandığınız enerji çevreyi kirletmese bile,
gezegenimizin ısınmasına katkıda bulunmaktadır. İşte bu du-
rum enerji kullanımının belirlı eşikleri aşamaması sonucunu do-
ğuracaktır.
Enerji kullanımının belirli eşikleri aşmayacak biçimde kulla-
nılması ise, sonsuz gelişme, sürekli gelişme kavramına set çe-
kecektir. Başka bir deyişle ekonomik gelişmenin üretim artışı-
nın belirli ölçülerde sınırlamaları kaçınılmaz olacaktır. Kimi bi-
lim adamları bu olguyu 21. yüzyılın ya da hiç değilse ikinci yarı-
sının "gelişme hızı sıfır" dönem haline dönüşebiieceği şeklin-
de yorumluyorlar. Bu yorumların abartılı olup olmadığını söyle-
yecek durumda değiliz. Ama bilinen o ki doğa hem Marksist hem
de kapıtalıst ekonomıstlerin sürekli ve sonsuz gelişme görüşle-
rini haksız çıkarmış, insanoğluna gelişmenin sınırlarını şımdi-
den göstermeye başlamıştır.
Bu dururnda önümüzdeki yüzyılın, yepyeni üretim tarzları ile
birlikte yepyeni paylaşım modellerini zorunlu kılacağı açıktır.
Üzerınde yaşadığı gezegeni nt.edeyse can çekişir hale getiren
nıce turfa müneccım yirminci yüzyılın sonuna doğru, kimi yer-
de 45, kimi yerde yetmış yıl uygulanmış olan ekonomik mode-
lin çöküşünden çılgınca sevınce kapılıp, piyasa ekonomisinin
erdemlerınin kanıtlandığını, geleceğın piyasa ekonomisinde ol-
duğunu söylerken, doğanın ç?
A
' sını ve geleceğin habercıleri-
ni görmezden. duymazdan geierek, aymazlıkçukurundadebe-
leniyorlar
Oysa gelecek yüzyıl, günümüzün tüm ekonomik modellerini
geride bırakacak olan yeni bir üretim ve paylaşım tarzının ege-
men olacağı dönemdir. Bu yeni üretim ve paylaşım modelini ger-
çekleştiremediği takdırde, insanlık ne barış yüzü görebilecek,
hatta ne de varlığını sürdürmeyi başarabilecektir.
Geleceğin insanları, daha temiz, daha sağlıklı bir dünyada
yaşamak için daha hakça bir düzeni gerçekleştırmek zorunda-
dırlar.
NATO'NUN GELECEĞİ
Bush ve Mîtterrand
anlaşamadılar
SABETAY VAROL
PARİS — Birleşik Amerika ile
Fransa arasında Avrupa savun-
ması konusunda süren gorüş ay-
nlığı, iki devlet başkanı arasında-
ki son zirvede çözümlenemedi.
"NATO'nun geleceği" konusu-
nun, Florida'nın Key Largo ken-
tinde bir arava gelen ABD Başka-
nı George Bush ile Fransa Cum-
hurbaşkanı François Mitterrand
arasındaki ikili zirvenin temel
gündem maddesini oluşturduğu
ifade edildi. Son zamanlarda ıs-
rarla ileri surülen Fransa'nııı NA-
TO'nun askeri kanadına donme
olasıhğı böylece güncelliğini yitir-
di. VVashington, Doğu Avrupa'-
da meydana gelen son gelişmele-
rin ardından Kuzey Atlantik hti-
fakı'na daha çok siyasal bir riite-
lik kazandırılmasını isterken Pa-
ris bu görüşe karşı çıkıyor. Fran-
sa, Avrupa Topluluğu'nun siya-
sal boyutunun güçlendirilmesi ile
Avrupa Güvenlik ve lşbirliği Kon-
feransı (AGlK) çerçevesinin geliş-
tirilmesinden yana.
Paris ve VVashington Birleşik
Almanya'nın NATO üyesi olarak
kalması konusunda hemfikıı. Her
iki ülke, NATO'nun yaşamaya
devam etmesi ve ABD'nin Avru-
pa kıtasında asker bulundurması
konularında da aym gorüşte. İn-
giltere ve Amerika Birleşik Dev-
letleri son zamanlarda Batı Al-
manya'dan çekilebilecek Ameri-
kan askerlerinin Fransa'da üsle-
nebilmesi için Fransa'run ittifakın
askeri kanadına dönmesi olasılı-
ğını ortaya atmışlardı. Ancak
Fransa'daki siyasal partilerin hiç-
birisi bu fıkri benimsemedi. Pa-
ris'teki diplomatik çevreler, Var-
şova Paktı'run tarihe karışması ile
birlikte NATO'nun da zaman
içinde kaçınılmaz olarak etkinli-
ğini yitireceğine inanıyor ve Av-
rupa'nm özerk bir siyasal yapılan-
ma olarak ortaya çıkması gerek-
tiğini düşünüyor. Fransa, VVas-
hington'dan kısmen bağırhsız bir
NATO "Avrupa ayagı" oluştu-
rulmasına karşı değil.
SAS hergün 17.00'de Istanbul'dan kalkarak 19.25'de Kopenhag'a varır.
Avnıpa'nın ve dünyanın önemli merkezlerine en uygun bağlantıları sağlar.
Bizleri, İstanbul'da 146 60 75den, Ankara'da 125 51 90dan arayabilir veya seyahat acentenizle temas kurabilirsiniz.
CUMHURİYET CADDESİ 26A, HARBİYE, İSTANBUL TEL: 146 60 75 ATATÜRK BULVARI 127, KAT 4, NO. 417, BAKANLIKLAR, ANKARA TEL: 125 51 90
S4Sİşadammın Hava Yolu