05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 22 NÎSAN 1990 CUMHURBAŞKANLIĞISEÇİMLERİ BUGÜN YAPILIYOR KKTC'de söz halkınKuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nde 101 bin 172 seçmen 2. cumhurbaşkanını seçmek için bugün sandık başına gidiyor. tZZET RIZA YALIN LEFKOŞA — KKTC'de halk bugün ikinci cumhurbaşkanlığı seçitni için sandık başına gidiyor. KKTC'deki 101 bin 172 seç- men son sözünü bugün söylüyor. KKTC CumhurbaşkanlığTnın 1985'teki ilk seçimlerinde yüzde 70.47 oy alan Rauf Denktaş ile yüzde 9.19 alan Alpay Durdu- ran ikinci kez, tsmail Bozkurt ise ilk kez cumhurbaşkanı adayı oluyor. Seçimde yüz- de elli oy oranını asan aday KKTC'nin 2. cumhurbaşkanı olacak. Seçimin son günündeki "saodık sıcagı" en üst düzeye ulaştı. Seçimlere mudahale yönündeki belirtiler bunda büyuk etken oldu. Bağımsız aday lsmail Bozkurt, TC. Lef- koşa Büyükelçisi Ertugrul Kumosoglu'na bir mektup göndererek TC Büyükelçiliği'n- den seçimlere mudahale edilmemesini iste- di. Seçimin son gününde TRT ve açıkotu- rumda yer alan yönetici ve konuşmacılara yaym organlarıyla devreye giren Kıbrıslı işadamı Asil Nadir'e sert tepki gösterildi. Bugün saat 8.00'den 10.00'a kadar sü- recek olan oy verme işlemi süresince dün saal 18.00'de başlayan seçim yasakları da yürürlükte olacak. Saat 19.00'a kadar rad- yo ve yayın organlarınca seçim ve sonuç- lanyla ilgili haber tahmin ve yorumlar ya- yımlanamayacak, seçim sonuçları 19.00 ile 21.00 arasındaki yüksek seçim kurulu bil- dirilerinin yayımlanmasından sonra resmen açıklanmaya başlanacak ve yayın yasağı bu saatte kalkacak. KKTC'de gün boyunca iç- ki satılamayacak. KKTC'de bugüne dek yapılan tahminler Denktaş'ın 1985'te yüzde 70.47 olarak sağ- ladığı oy oranını bir daha tekrarlayamaya- cağı vç oylannda örtemli oranda düşme ola- cağı yönünde. Genelde bu tahminde birleşen çevreler buna neden olarak Denktaş'ın iç sorunlar- la yıpranmasıru propagandasımn yanlış bir temele oturtulmasını TRT ve Kıbrıslı işa- damı Asil Nadir'in tüm yayın organlarıyla devreye girmesini gösteriyor. Bağımsız aday Denktaş'm oy oranının düşecegi kaygısıyla yüzde 71'lik oy oranı- nı sağlamak hatta arttırmak için YDP'nin Türkiye kökenli oylarının yoğun olduğu köylere bir haftadan beri duzenlenen gezi- lerinin dün daha da arttığı saptandı. Bu nedenle tsmail Bozkurt TC Büyükel- çisi Erttıgnıl Kumcuoglu'na bir mektup gönderdiğini açıkladı: "TC Biıyükelçiligi yardım heyetinden üç kişinin köy koy gez- diğini, Denktaş için baskıyla oy toplama- ya çalıştığını, büyükelçiliğe duyurduğunu" söyleyen Bozkurt, "Büyükelçiden seçimlere mudahale edilmemesini rica ettim, ama Denktaş'a yapay oy saglama telaşı içine gi- rildigini görüyonım" dedi. Muhalif oluşumu destekleyen YDP'li köylerde Uç günden beri bu yönde çalışan- ları etkisiz kılmak için nöbet tutulduğu, bu tutuma girenlere fırsat verılmediği ve geri çevirildikleri öğrenildi. Türk basıru kendilerini TC Büyükelçili- ği mensubu olarak tanıtan ve Türkiye'nin Denktaş'ı destçklediğini söyleyen Halil Gençtürk ve Ertugrul Dogan adlı iki kişi- nin YDP'lilerin yoğun olduğu köylerde tep- kiyle karşılandığmı duyurdu. Bağımsız aday İsmail Bozkurt kampan- yasının son toplantısında, kendisinin mal varlığını açıkladığı gibi Denktaş'ı da maL varlığını açıklamaya çağırdı. Seçim toplantılannı dün saat 16.00'da Lefkoşa'da Atatürk Meydanı'nda düzen- lediği son ve çok büyük bir mitingle tamam- layan Denktaş önceki günü spor klüpleriyle dernek ve kuruluşları gezerek geçirdi. Denktaş Mücahitler Derneği'nde toplanan kuruluş temsilcilerine şunları söyledi: "Seçimler cumhuriyeti korumak bayra- ğı yüksçk tutmak Rum'a kaptırmamak de- mektir. Bu görevi bana veriniz. Beş yıldır yaptıgım gibi yapacağım. Bu emaneti kir- letmek veya çökertmek isteyenler karşısın- da da biıiikte aynı ruhla 'Türk Mukavemet Teşkilatı' ruhuyla duracağız". KIBRIS RÜZGARI Demokrasi en büyükKKTC bugün 2. cumhurbaşkanına kavuşuyor. Bir günlük yasaktan sonra yeniden seçim ve demokrasi rüzgârı esecek. KKTC'de özellikle son üç gündür renkli bir kampanya dönemi yaşandı. Rauf Denktaş ile İsmail Bozkurt arasındaki yarış meydanlarda gövde gösterisine dönüştü. Nabız yoklamaları Denktaş'ın önde olduğunu ancak ilk kez bu denli çetin bir muhalefetle karşılaştığını gösteriyor. FATİH M.YILMAZ LEFKOŞA — Miting meydanının kena- rında tezgâhını kurmuş, kuruyemiş satıyor. Çoşkulu bir kalabalığa konuşan cumhur- başkanı adayı, temposunu yükseltmeye ha- zırlanırken kuruyemişçi, "Demokrasi en biiyiik" diye bağırıyor. Sözleri duyanlar, dönüp kuruyemişçiyi alkışlıyorlar. TÜRK-YUNANİLİŞKİLERİ Miçotakis 'özlü' diyalogdan yanaTürkiye ile "özlü" ve gerçek anlamda "yapıcı" bir diyaloğun başlatılmasından yana olduğunu defalarca dile getiren Konstantin Miçotakis'in Ege ve Kıbns konularını yeniden gündeme getirmesi bekleniyor. Andonis Samaras başkanhğındaki Dışişleri Bakanhğı, Türk-Yunan ilişkilerine "iyi niyetle" yaklaşıyor. STELYO BERBERAKtS ATİNA — Yunanistan'ın yeni başbakanı Kontantin Miçotakis'in Türk-Yunan ilişki- lerine karşı bugüne kadar gösterdiği yak- laşımı göz önünde bulundurulursa iki ülke arasında başlatılan ancak "dondurulan" diyaloğun yeniden canlanması söz konusu. Türkiye ile Yunanistan arasında "özlü" ve gerçek anlamda "yapıcı" bir diyaloğun başlatılmasından yana olduğu defalarca di- le getiren Miçotakis'in Ege ve Kıbns konu- lannı yeniden gündeme getirmesi bekleni- yor. Bu arada Batı Trakya'da yaşayan Müslüman Türk azınlığımn karşılaştığı so- runları her ne kadar "Yunanistan'ın bir iç sorunu" olarak niteleniyorsa da Miçotakis Yunan siyaset adamlan arasında böyle bir sorunun varlığını kabul edenlerin başında geliyor. Miçotakis'in geçen yıl ağustos ayın- da Antalya'da karşılaştığı dönemin Başba- kanı Turgut Özal ile Batı Trakya konusun- da görüşmuş olrnası bunu gösteriyor. Miçotakis Yunanistan eski Başbakanı Andreas Papandreu'nun, Özal ile Davos'- da vardığı mutabakatı "ilke" olarak olum- lu karşılamıştı. Ancak diyalog için sürdü- rülen "taktik" konusunda Papandreu'ya ağır suçlamalarda bulunmuş ve Davos mu- tabakatıyla Yunanistan'ın Türkiye'ye "tes- Hm" edildiği görüşünu savunmuştu. Miçotakis hükumetinin şimdi PASOK hükümetinin aksine, Türkiye'ye bazı "açılmalarda" bulunması bekleniyor. Bun- lardan biri Türkiye'nin AT ilişkilerini ilgi- lendiriyov. Başbakan Miçotakis, Türkiye'- nin AT ile ilişkilerinin "normalleştirilmesi" amacıyla uzatacağı "yardım eli"'nin karşı- lığında ne gibi "ödünler" isteyeceği he- nüz bilinmiyor. Ancak bu çerçevede Kıb- ns konusunu ön plana çıkarması bekleni- yor. Bu sorunun çözümü için Yunanistan'ın yeni hükümeti de Rauf Denktaş'ın göste- receği "iyi niyeti" esas alıyor. Andonis Samaras başkanhğındaki dışiş- leri bakanhğı, Türk-Yunan ilişkilerindeki yaklaşımın "iyi niyetli" olacağmdan söz ediyor. Ancak Batı Trakya konusunda ol- dukça duyarlı olan Samaras, bu konuda Türkiye'nin, Batı Trakya azınlığına "mudahale" ettiğini öne sürüyor ve azın- hğın refahı için bu "faaliyetlerini" derhal durdurması gerektiğine inanıyor. Samaras, YDP hükümetinin en genç veen "ablgan" üyesi. Theodorakis Buna karşı, Yunan Dışişleri Bakanlığı'n- da "sandalyesiz" bakan görevini ustlenen ünlü besteci Mikis Theodorakis'in de Tûrk- Yunan ilişkilerine katkı göstermesi bekle- niyor. Miçotakis'in Papandreu'nun aksine, Türkiye'ye bazı "açılmalarda" bulunması bekleniyor. KKTC, özellikle son üç gündür renkli bir kampanya dönemi yaşadı. Rauf Denktaş ile tsmail Bozkurt arasında süren yanş, mey- danlarda gövde gösterisine dönüştü. "Kim daha fazla kalabalık topladı", "Kalabahk, oy oranını belirleıtıez" türünden sözler söy- lendi, adaylar dinlendi. Şimdi evlerde, sokaklarda kahvehaneler- de oy tahminleri, olasılık hesapları yapılı- yor. Hemen herkesin elinde bir kalem kâ- ğıt, "Hangi adaya hangi partinin tabam oy verecek", "Yüzde kaçı diger adaya oy ve- rebilir". Bunlar hesaplanıyor. KKTC cumhurbaşkanlığı adaylan, bir- birlerini sürekli olarak suçladılar. Denktaş, rakibi Bozkurt'a destek veren partileri "Rumlar'ı geri kabul etmek istemekle", Bozkurt da Denktaş'ı "Asil Nadir'e destek vermekle" suçladı. tkiye bölünen basınla da sürdürülen bu yarış, zaman zaman "sevimsiz" denebilecek boyutlara da ulaştı. TRT, Kıbrıs konusunda yayımladığı prog- ramlarla tepkiler aldı. Seçmenler, tüm bun- ları yaşadı, gördü, değerlendirdi. Cumhurbaşkanhğı seçiminden sonra hız kazanacak genel seçim kampanyası ile bir- likte, KKTC'liler, yeniden seçim havası içinde bulacaklar kendilerini. Ancak konuş- tuğumuz hemen hemen herkes, "Cumhur- başkanlıgı seçiminin havası başka" diyor. Nabız yoklamalan, Denktaş'ın önde ol- duğunu, ancak ilk kez olarak bu denli çe- tin bir muhalefetle karşılaştığını ortaya koy- du. Denktaş, kampanyalarında görsel ve yazılı malzemeyi "profesyonel" bir ekip aracılığıyla kuliandı. Bozkurt, "amatör" propaganda kişileri ile "profesyonel so- nuç" almaya çalıştı. Kıbns'ta rüzgârın önderliğinde bir bahar yaşanıyor. KKTC, bugün ikinci cumhur- başkanına kavuşuyor. Bir günluk yasaktan sonra, yeniden seçim ve demokrasi rüzgâ- rı esecek. Kıbns'ta rüzgâr esiyor. "Demok- rasi en büyük." HABERLERIN DEVAM Özçeri: Komplo yapmadık (Baftarafı 1. Sayfada) — Dünkü Milli Güvtnlik Kuru- lu'na katılmanızın Mumco-Güzel olayıyla ilgisi var mı? OZÇERI — Ben müsteşar ola- rak Milli Cüvenlik Kurulu toplan- tılarına hep gidıyorum. Milli Gü- venlik Kurulu işi gücü bırakacak Hande olayıru konuşacak, bu olur mu? — Soruşturma sonrasında ba- kanlıkta bir rahatsızhk dogduğu söyleniyor. Bu dogru mu? ÖZÇERt — Yok böyle bir şey. , Bilakis bakanhk birbirine kenet- lendi. Niçin kenetlendi onu da söyleyeyim size. Vicdan sahibi her- kes şu iki noktayı gözden kaçır- mamak durumundadır. Bir, Dışiş- leri Bakanlığı görevleri yapmıştır. Bu görevler nedir? Alnına sürülen lekeyi mümkünse temizlemektir. Leke nedir? Türkiye Cumhuriye- ti kurulalı beri Dışişleri Bakanlı- ğı'nın bir kriptosu ilk defa, hemen aynen bir gazetede yayımlanmış- tır. O halde iki soruya cevap ara- tnak lâzımdır. Bir, bu kripto ba- kanlımtan mı sızmıştır? İki, eğer sızdıysa bunu kim sızdırmıştır? Dikkat edin, üçüncü sorudan bah- setmiyorum. Kime vermiştir, de- miyorum. Dikkat edin. Biz bunu yaptık. Hatta akıl almaz bir şekil- de yapmışızdır. Sorgulaması yapı- lan herkesin yoruma açık-kapalı her sözünü vermişizdir Adalet Ba- kanlığı'na. Ve bu arkadaşlanmız bu ifadeleri görup imzalamışlar- dır. Altı kişi sorguya cekilirken ses bandı filan kullanılmamıştır. — Dış politikanın yoğun gün- demi sürerken, bakanlığın iç po- litika konusu haline gelen bir me- seleyle uğraşmak zorunda kaiması daşündürücu değil mi? ÖZÇERt — Biz bu olaydan sonra, bu olaydan önce olduğu gi- bi her ne idiysek, başarılı- başansız, her ne idiysek gene oyuz. Bu olay bizim dış politika- daki teknisyenlik rolümüzde hiç- bir azalmaya sebebiyet vermemiş- tir. Şurasını üzülerek ve sevinerek söyleyeyim, bize yöneltilen haksız ithamlar ve hakaretler bilakis Dı- şişleri Bakanlığı'nı birbirine daha çok kenetlemiştir. Çünkü Dışişleri Bakanhğı ne yaptığını, ne yapma- dığinı çok iyi biliyor. Bizim Ada- let Bakanlığı'na yazdığımız yazı- da Hasan Celal Güzel'ın adı dahi geçmez. — Soruşturmayla ilgili haber- lerde yalnızca şahsını/ın değil, di- |er Dışişleri yetkililerinin de adı çokca geçti. Sizin hiçbir Dışişleri yetkilisi üzerinde gölge kalmadı- ğı, sorumlunun ortaya çıküğı ve olayın arok taınamen DGM'ye in- tikal ederek sizin için kapandığı konusunda bir kuşkunuz var mı? ÖZÇERİ — Nasıl kuşkum ola- bilir ki. Tediıginlik şuradan çıkı- yor. Şimdi bu otantik lafına takıl- dılar. Arkadaşlanmızın ifadesini sicil müdürümüz kendi anladığı şekilde kâğıda döktü. Bunlann za- bıtları kendilerine gösterildi. Yap- mak istedikleri düzeltmeleri yap- tılar. Altını imzaladılar. Huzur- suzluk ne olabilir ki? Yoktur. Şim- di otantik sözu üzerinde spekülas- yon yapılmaktadır. Şu noktayı ke- sinlikle ifade edeyim ki söz konu- su tutanak-telgraf tektir. tçerik açısından da otantiktir. Diğer bir deyimle görüşmeyi gerçek anla- mıyla aksettirmektedir. — Ptki otantiklik kuşkusu ne- den doğdu? Dışişleri yetkililerinin Cumhurbaşkanı'nın gezisine katıl- maması kuşkulara neden olmuş olabilir mi? ÖZÇERt — Nüzhet kandemir Dışişleri Bakanlığı'ndan değil mi? Nabi Şensoy Dışişleri Bakanlığı'n- dan değil mi? Kaya Toperi Dışiş- leri Bakanlığı'ndan değil mi? — Tutanaklann AnkaraŞa Ho- uston'dan iletilmesi "normal prosedüre" uyar mı diye bir soru- ya "no comment" yanıtı vermiş- üniz... Gecikmesi neden kaynak- landı? ÖZÇERt — Cuma akşanıı, ya- ni DGM Savcılığı'mn tahkikat dosyasmı TBMM'ye verdiği ak- şam, çok sevdiğim bir gazeteci ba- na telefon etti ve dedi ki bu dos- ya Meclise verildi ve şu anda Ha- san Celal Güzel taraftarlarının hepsi selektif olarak fotokopi çe- kip her şeyi belirli bir şekilde ya- zılmak üzere gazetecilere dağıtı- yorlar. Bunun amacı da seni ve bakanhğı karalamaktır. Nitekim dediklerinin doğru olduğu da or- taya çıktı. Dolayısıyla bu op>eras- yonun amacı neydi? Esas iki nok- tayı, benim en başta size söyledi- ğim iki noktayı unutturmaktı. "Kripto bizden mi çıktı? Bizden çıktıysa kim çıkardı?" noktaları karıştırıp bizi komplocular takı- mı arasında göstermek... Benim hakkımda söylenenleri okudunuz herhalde... Işte gayeyi elde ettiler. — Olay artık Dışişleri Bakan- lığı için kapandı, diyebilir miyiz? ÖZÇERt — 24 mart günü ka- panmıştır olay. 24 mart günü idari soruşturmamızın sonuçlarını Adalet Bakanlığı'na yazıyla bildi- rilmesi ve Hande Mumcu'nun ba- kanlıkla ilişkisinin kesilmesiyle Dışişleri görevini bitirmiş ve olay kapanmıştır. ABD ile Eirmeni gerginliği (Baftarafı 1. Sayfada) Osmanlı tmparatoriugu'nu yöne- tenlerin elinden yaşanan korkunç katliam" diye söz etmesi Dışişle- ri'ni tedirgin etmesi kadar Cum- hurbaşkanhğYnca da tepkiyle kar- şılandı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'm, sözcüsü Büyükelçi Kaya Toperi aracılığı ile yaptığı açıkla- mada Bush'un açıklamasını "talihsiz" olarak niteleyerek "tyi bir gdişme gösteren Türk-ABD ilişkilerine ters düşen bu açıkla- manın milletimiz tarafından da esefle karşüanacağı kuşkusuzdur" denildi. Washington'dan Ufuk Gnlde- mir'in haberine göre Bush, Flori- da'nın Orlando kentinde yaptığı yazılı açıklamada Ermenilerin 20. yüzyıl boyutıca Amerikan halkıyla özel bir ilişkisi olduğunu vurgu- ladıktan sonıa bu süre içinde Er- menilerin başından geçen "iki tra- jik olaya" değindi. Bunlardan bi- risinin 1989 depremi, diğerinin de 1915-23 arasında Osmanlı İmpa- Metaş'ta borsa oyunu ABDURRAHMAN Y1LDIR1M Finansman sıkıntısı nedeniyle zor günler yaşayan özel sektörün çelik üretimindeki dev kuruluşu Metaş'ta "büyük borsa oyunu" kuruldu. Hurda temin edemedi- ğinden dolayı suni çelik üretimi- ni durdurmak zorunda kalan, konkordatoya gitmek dahil tüm alternatif çözüm yollarını araştı- ran Metaş'ın bu durumu bin do- layındaki işçisini de tedirgin etti. Çalışanlann aralannda 3 temsil- ci seçerek, şirketin 1977 yıhna ka- dar genel müdürlüğünü yapan Devlet Bakanı Işın Çelebi'yle An- kara'da görüşmeye ve yardım is- temeye gönderdikleri öğrenildi. Yüzde 43'ü halka açık olan ve his- seleri Borsa'da yaygın olarak işlem gören Metaş'ın zor duruma düş- mesinden dolayı, sayıları binleri bulan küçük hissedarlarının "magdur olabilecegi" belirtiliyor. Borsa'da binlerce küçük tasar- ruf sahibini mağdur edebilecek bazı aracı kurumlan da ellerinde- ki büyük hacimli portföylerinden dolayı zarara uğratacak "Metaş olayı" şöyle gelişti: 1988'de 81.9 milyar lira olan toplam borçlan nedeniyle finans- man sıkıntısına giren ve yıl sonu bilançosunu 9.9 milyar lira zararla kapatan şirket, 1989 yılı bilanço- sunda, toplam borcu 122.6 milyar liraya yükselmesine karşılık. 5.4 milyar liralık kâr gösterdi. Gerçek- te 26 milyar 134 milyon lira zarar eden şirket, ilgili mahkemeden ta- lep etmesi üzerine arsa ve arazile- rini rayiç bedellerle değerlendirdi ve bilançosunda "Olaganüstü Ge- lirler ve Kârlar" kalemine 30 mil- yar 924 milyon lira kâr yazdı. Bu kalemden 26.1 milyarhk zaran dü- Izmit'te çanağa salcbrı İZMİT (Cumhuriyet) — Izmit Belediyesi'nce kurulan ve bölge- de RTL Plus, Eurosport ve TV3 yayınlannın izlenmesine olanak sağlayan çanak antenler, dün kimliği belirsiz üç kişi tarafından tahrip edildi. Olay sonrası RTL kanalı yayına kapandı. Kimliği belirsiz üç kişi, dün saat 15.00 sıralannda, tzmit Belediye- si'nin çanak anten sisteminin bu- lunduğu Kocaeli'ne bağh Kullar kasabasındaki Serhat Tongay'a ait eve gelerek antenlerde ayarla- ma yapacaklarını söylediler. 41 EV 020 plakalı krem renkli bir Kartal marka otomobille Serhat Tongay'a ait eve gelen üç kişi, Tongay evde bulunmadığından eşineTelsiz Genel Müdürlüğü'n- den geldiklerini ve çanak anten- lerde ayarlama yapacaklarını söy- leyerek çatıya çıktüar. Eurosport, TV3 ve RTL Plus yayınlarından yalnızca RTL Plus kanalım tah- rip eden üç kişi, daha sonra olay yerinden aynldılar. tzmit Belediye Başkanı Sefa Sirmen, uydu yayın kanalı olan RTL'nin tahribini Kocaeli tl Jan- darma Alay Komutanlığı'na bağlı 3 görevlinin sivil kıyafetler giye- rek gerçekleştirdiklerini iddia et- ti. Sirmen, Telsiz îşleri Genel Mü- dürlüğü tarafından mühürleme- nin ortadan kaldınldığını belirte- rek "Protokol imzalamak üzerey- dik. Güvenlik güçleri, suç işlemiş- lerdir. Ellerinde m«hkeme kararı bile yok" dedi. Kocaeli ll Jandarma Alay Ko- mutanı Rahmi Tüfekçi ise "Böy- le bir şey yok. Oraya Telsiz Ge- nel Müdürlügü'nden gelip gidi- yoriar. Zaten tçişleri Bakanlıgı'- nın da emri var, sökülsün diye. Ama biz beklemedeyiz. Biz öyle bir şeye girmedik. Yayın 3-4 gün- dür anzalıydı, belki onlar bakar- ken olmuştur. Bunun yasal yönü var. tçişleri Bakanlıgı'nın emri var. tstersek sökeriz" dedi. şüren şirket bilançosunda böyle- ce 5.4 milyar lira kâr gösterdi. Şir- ket bununla aynı zamanda "\»ai- den Degerleme Fonu" kalemini 36.8 milyar lira olarak gösterdi. Şirket bundan sonra hisse senedi fiyatlannın yükselmesinde büyük bir etkisi olan sermaye artınmına gitmeyi kararlaştırdı. 30 milyar li- rasını "Yeniden Degerleme Fonu"ndan karşüamak, 15 milyar lirasını da hissedarlardan almak üzere 30 milyar lira sermayesini yüzde 150 arttırarak 75 milyar li- raya çıkarma kararı aldı. Bu ka- rann alınması ve Borsa bültenle- rinden geçmesiyle Metaş hissele- rinin fiyatı Borsa'da genel bir dü- şüş olmasına karşılık, aynı hafta içinde yüzde 16 arttı. Sermaye art- tırımında bir bedelsiz hisse veri- leceği hesabını yapanların talebiy- le Metaş hisselerinin işlem miktarı 12-16 mart tarihlerini kapsayan iş- lem haftasında birden üç kat art- tı. Bu artış sonraki haftalarda da sürdü ve Metaş Borsa'nın Erde- mir'den sonra en çok işlem mik- tanru gerçekleştiren hisse oldu. Bu arada şirketin yüzde I5'ine ortak olan İş Bankası'nın aracı üyeler- den Entez'in ve borsa komısyon- cusu Yener SeHmoglu'nun yoğun Metaş hisseleri sattıklan görüldü. Sermaye arttınm kararınm veril- diği tarihten itibaren geçen altı haftalık sürede Metaş'ın 30 mil- yon adet olan toplam hisse senet- lerinin yansını geçen miktarda (16.1) hisse senedi 30 milyar lira olan şirket sermayesini 1.5'a kat- layan (46.5 milyar) bedelle el de- ğiştirdi. Geçen hafta sonuna doğ- ru şirketin finans zorlukları art- tı, hurda aldığı tüccarlar kapısına dayandı. Alacaklarıru tahsil etme- den hurda vermeyeceklerini bildir- diler. Hurda temini güçlüğüne dü- şen Metaş da sıvı çelik üretimini hafta sonunda durdurdu. Şirkete mal almak için başvuran müşte- rilere "Kütük yok. bayram soara- sına kadar sipariş almıyoruz" ya- nıtı veriliyor. ratorluğu'nu yönetenlerin elinden yaşanan "korkunç katliam" oldu- ğunu kaydeden Bush, ABD'nin o dönemde "insanlıga karşı işlenen bu suç karşıstnda uluslararası dip- lomatik ve özel yardım kampan- yası yüriittügünü" anımsattı. Bush şöyle devam etti: "Bir milyonu aşkın Ermeninin kurban \erildiği katliamın 7S. yü- dönümünde 24 nisan tarihini bir anma günü olarak kabul etmiş ki- şilere katılmak isterim. Tüm halk- lan gelecekte insana insanlık dışı davranışlann tekrarlanmasını ön- lemek için elele vermeye çagınyo- rum. 1988 haziranında bu kono- da yapügım açıklama Ertneni hal- kı ve çektikleri için olan duygula- rımın derinliğini yansıtıyor." Bu tür açıklamaların Ermen. soykınmı iddialanrun Türkiye'nin toprak bütünlüğu ve genel güven- lik çıkarlan üzerindeki tehditlerini arttırmalarına neden olacağına dikkat çeken yetkililer, "Ermeni soykınmının intikamını alacağız diye ortaya çıkan terör örgutleri- nin onlarca Türk diplomabnı kat- lettiği unutulmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzyılın başında yaşanan olaylann incelenmesi ve gerçeklerin ortaya çıkanlması için politikacılann ve hobilerin degil, dogrudan tarihçilerin çaba göster- mesi gerektiği yolundaki anlayışı ve bunu yaşama geçirmeyi kolay- laştıracak önlemkri sürecekrJr" görüşünu dile getirdiler. ÎZVESTIA Çavuşesku artıkları Karadeniz'e döktürdü MOSKOVA (AA) — Roman- ya'nm halk ayaklanmasıyla de\ri- len ve kurşuna dizilen Devlet Baş- kanı Nikolay Çavuşesku'nun tali- matıyla. binlerce ton sanayi artı- ğımn haziran-temmuz 1988'de Ka- radeniz Ereğlisi açıklanna boşal- tıldığı ve bu işte bir Türk gemisi- nin kullanıldığının belirlendiği bildirildi. Sovyetler Birliği'nin resmi yayın organlanndan Izvestia gazetesinin Bulgaristan basmında yayımlanan haberlere atfen yaptığı değerlen- dirmeye göre olay şöyle gelişti: 1987 yıh ilkbaharında üç gemi, *Sırteco Italy' fırmasına ait binler- ce ton sanayi artığını, Romanya hükümeti ile büyük paralar kar- şılığında anlaşarak Romanya'nın Sulina limanma getirdi. İtalya'dan getirildiği kaydedilen artıklar, Ro- manya'da özel depolara kondu. Ancak artıkların yangın tehlikesi oluşturması üzerine Çavuşesku, 1988 haziranında, artıkların Kara- deniz'e boşaltılmasını emretti. Bu- nun üzerine 25 Haziran-8 Tem- muz 1988 tarihleri arasında Pana- ma bandırasıyla ve adı silinmiş olarak Karadeniz'e çıkan bir Turk gemisi, binlerce ton sanayi artığı- nı Ereğli timanı açıklannda 2 bin metre derinlikte denize bıraktı. Stiper Hop' bilmecesi Haber Merkezi — Irak'ın imal etmekte olduğu "snper top"un Türkiye'de ele geçen 12 parçası- nın ne olduğu tam bir bilmeceye döndü. Türkiye'de bu konuda resmi bir açıklama yapılmazken, Yunanistan'ın Patras kentinde ya- kalanan Irak'ın süper topunun bir parçasını taşıyan ikinci TIR'm In- giliz şoförü dün mahkemeye çıka- rıldı. Şoför Paul Ashwell, malze- meyi Yunanistan üzerinden Tür- kiye'ye götürmek için Bedford'- daki bir Ingiliz şirketi ile 5 bin pa- unda anlaştığını söyledi. tngiliz şoförün taşıdığı malzemeyi Tür- kiye'de nerede ve kime teslim ede- ceği konusunda Yunan savcıya verdiği bilgiler henüz aydmlığa kavuşmadı. Süper top konusunda Dışişleri Bakanlığı'ndan önceki akşam alı- nan bilgilerde, namlu parçalarının Kapıkule'de bir TIR'da yakalan- dığı belirtilirken, dün bakanlığın üst düzey bir yetkilisi parçaların Romanya'dan gelen Ro-Ro gemi- sindeki bir TIR'da ele geçirildiğini söyledi. Bu arada, tngiliz şirket yöneti- cilerinin yaptığı açıklamalardan Türkiye'de silah yüklü ikinci bir Ingiliz TIR'ının daha olduğu ih- timali ortaya çıktı. Irak'ın üret- tiği "süper top"a parça yaptığı anlaşılan "Walter Somers" şirke- tinin ana hissedarlarından Yöne- tim Kurulu Başkanı David James, tngiliz gümrük yetkililerine bilgi verdikten sonra yaptığı açıklama- da, iki TIR'm ele geçmesinden memnun olduklarını söyledi. Ja- mes, soruşturma tamamlanana kadar başka ayrıntı vermek iste- mediğini belirtti, ancak "Türki- ye'nin ikinci bir TIR'ı daha dur- durmak zorunda olduğunu" kaydetti. Yunanhlar el koydu Öte yandan Yunanistan'ın Pat- ras kenti liman gümrük kapısın- da ele geçirilen ve "süper top"un bir parçasını taşıyan TIR'm tngi- liz şoförü, malzemeyi karayoluyla Kuzey Yunanistan üzerinden Tür- kiye'ye götürmek için Bedford'- daki bir tngiliz şirketinden 5 bin paund aldığını söyledi. Anadolu Ajansı'nın haberine göre, dün Patras'ta mahkemeye çıkanlan E-887 NNH plakalı TIR şoförü Paul Ashwell, taşıdığı yükün bir silah sisteminin parçalan olduğu- nu bilmediğini söyledi. tfadesin- de, ttalya üzerinden Yunanistan'a girdiğini belirten tngiliz şoförün taşıdığı malzemeyi Türkiye'de ne- rede ve kime teslim edeceği konu- sunda Yunanlı savcıya verdiği bil- giler henüz aydınhğa kavuşmadı. Irak'ın "süper top"unun 29.5 ton ağırhğındaki parçasımn, Pat- ras yakınlarında bir askeri üsse götürülerek korumaya alındığı, TIR'ın yol manifestosunda ise yü- kün cinsi için "demir-döküm fab- rika borusu" yazdığı kaydedildi. Çelişkili açıklamalar Süper top konusunda Dışişleri Bakanlığı'ndan önceki akşam alı- nan "Kapıkule'de yakalandı" bil- gisinin aksine, dün aynı bakanlı- ğın bir üst düzey yetkilisi, konu hakkında fazla bilgi sahibi olma- dığını, ancak top parçalannın Ro- manya'dan gelen Üo-Ro'daki bir TIR'da yakalandığını kesinlikle bildiğini söyledi. Gemide ulusla- rarası TIR taşımaalığı çerçevesin- de araştırma yapıldığını kaydeden yetkili, aramanın hangi kaynağın bilgi vermesi sonucu yapıldığını açıklamadı. Bakanhğının "süper top"un parçalannın şimdi nere- de olduğunu ve nasıl bir işlem gördüğünü bilmediğini kaydeden aynı yetkili, "Sanıyorum, Genel- kurmay Başkanlığı ve MıT'in ko- ruması altındalar. Olayla onlar ilgileniyor" dedi. Resmi bir açıklamanın yapıl- madığı "süper top" parçalan ko- nusunda Kapıkule Gümrük Baş- müdürlüğü yetkilileri, Cumhuri- yet'e "Var veya yok diye bir açık- lama yapamayız. Biz de gazetder- den okuyonız" derken, Edirne Valisi Erkan, TlR'la ilgili bir bilginin ulaşmadığını söyledi. Ankara'nın da doğrulamadığı "Kapıkule" sonrasında gözler bu kez Avrupa'dan Türkiye'ye giriş çıkışm gerçekleştirildiği noktaia- ra çevrildi. Araştırmalanmız sıra- sında, Haydarpaşa Limanı'ndan Ro-Ro seferleriyle TIR bağlantı- sınımn gerçekleştirildiği Roman- ya'nın Köstence Lünanı arasında geçen perşembe gününden bu ya- na yoğun bir sivil güvenlik trafi- ğinin yaşandığı ortaya çıktı. He- nüz doğrulanmayan bilgilerde, Haydarpaşa gümrük sahasında görevlilerin perşembe gününden beri çalışma yaptığı, TIR'daki parçalann teknik heyetlerce ince- lendiği ve TIR'ın 2 tngiliz şofö- rünün sorgulandığı öne sürüldü. 'Ozal, Türkiye'de etkinligîni süırdürüyor' NEW YORK (Cumhuriyet) — Dünyanın en etkin ekonomi gaze- telerinden The VVall Street Jour- nal'da önceki gün yayımlanan 6 sayfalık Türkiye ilanında, özal- ın yürüttüğü serbest piyasa eko- nomisinin iktidar değişse de uy- gulamada kalacağı ileri sürüldü. Özal'ın "etkinliğini sürdürdüğü" belirtilen ilanda Demirel için de "Dünyanın en dayamklı politika- cılanndan biri" nitelemesi yapıl- dı. Son terör olaylarına değinilir- ken de yabancı yatırımcılara "Türkiye'deki tedhiş olaylanndan ürkmemeleri" çağrısı yapıldı. Bir sayfa ilan bedelinin 100 bin dolar olduğu belirtilen The Wall Street Journaı'daki ilanın başya- zısının önemli bölümü, Özal ile Demirel arasındaki "kişilik çatışmasına" aynldı. "Demirel'in iki kez asker tarafından iktidardan alındığı" belirtilirken, "Demirel, 66 yaşında dünyanın en dayamklı politikacılarından biridir" değer- lendirmesi yapıldı. Demirel'in baş- bakan seçilmesi durumunda ise Özal'ın "hükümete kanşmayaca- gını soylediği" ifade edildi. Özal'ın hâlâ etkin olduğunun özellikle vurgulandığı ilanda, "Özal'ın otoritesini azaltan, terör- den çok enflasyondur" göruşü sa- vunuldu. Bu bölümde, "Türkiye'yi 1990larda kim yönetecektir? Bo sorunun yanıtını kimsc bilmiyor. Özal kaybetse bile, Hberal ekono- mik program belki şimdiki panl- üsını kaybeder. Ancak yeni bir yö- netim altında da devam edecektir. Sosyal demokratlar bile yabancı sermaye ve teknolojinin önemini vurguluyorlar" denildi. Ayrıca, "politik bilinmezliklere rağmen, Türkiye'nin hâlâ iyi bir yatınm alanı olduğuna" da değinildi. Türkiye'deki terör olaylannın değerlendirildiği bölümde de Türkiye'nin 1970'li yıllardaki kö- tü günlere kaydığını söyleyen ra- porların yabancı yatınmcıları dur- durmamasi gerektiği kaydedilerek, "Yeni tedhiş dalgası bir günde or- tadan kaybolmayacakor. Ancak kontrol edilebilir ve zaman için- de yok edilebilir durumdadır" gö- rüşü savunuldu. tlanda, Türkiye'nin istikrarını tehdit eden en büyük tehlikenin "tslamcı radikaller" olduğu da ifade edildi ve "Bunlann silahı ge- neltikle tüfek degil, Kuran'dır. Al- ternatif bir loplum çağnsı yapar- lar, fakat bu tehlike de kontrol edilebilir durumdadır" denildi. Gazetenin özel ilan sayfalann- da yer alan ilanda. The Wall Street Journal'ın bazı yazarlannın imzalı makaleleri de yer aldı. Uç gazeteye soruşturma Haber Merkezi— Hasan Celal Güzel - Hande Mumcu olayı ile ilgili olarak aralannda Cumhuri- yet'in de bulunduğu üç gazetede yayımlanan haberlere ilişkin sav- cılık soruşturması başlatıldı. Bu arada ANAP Gaziantep Milletve- kili Hasan Celal Güzel DGM'de kendisi hakkında açılan davayla ilgili belgeleri yayımlayan gazete- ler hakkında soruşturma açılma- sını "Hakkımdaki iddialann tu- tarsızhğı ortaya çıktıkça basın susturulmak isteniyor"dedi. lstanbul Basın Savcılığı'nca açılan soruşturmada Hande Mumcu'nun DGM Savcılığı'na ve Dışişleri Müsteşan Tugay Özçeri'- ye verdiği ifade tutanaklannın, duruşmada okunmadan Cumhu- riyet, Günaydın ve Milliyet gaze- telerinde olduğu gibi yayımlana- rak Basın Yasası'nın 30. madde- sine aykırı davranıldığı ileri sü- rülüyor. tstanbul Basın Bürosu Savcısı Aytaç Tolon tarafından sürdürü- len soruşturmanın Hande Mum- cu'nun ifadeleri konu edilen Cumhuriyel, Günaydın ve Milli- yet gazetelerinde 17 nisandan iti- baren yayımlanan haberler nede- niyle başlatıldığı öğrenildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle