Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 22 NÎSAN 1990
CUMHURBAŞKANLIĞISEÇİMLERİ BUGÜN YAPILIYOR
KKTC'de söz halkınKuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nde 101 bin 172 seçmen 2.
cumhurbaşkanını seçmek için bugün sandık başına gidiyor.
tZZET RIZA YALIN
LEFKOŞA — KKTC'de halk bugün
ikinci cumhurbaşkanlığı seçitni için sandık
başına gidiyor. KKTC'deki 101 bin 172 seç-
men son sözünü bugün söylüyor.
KKTC CumhurbaşkanlığTnın 1985'teki
ilk seçimlerinde yüzde 70.47 oy alan Rauf
Denktaş ile yüzde 9.19 alan Alpay Durdu-
ran ikinci kez, tsmail Bozkurt ise ilk kez
cumhurbaşkanı adayı oluyor. Seçimde yüz-
de elli oy oranını asan aday KKTC'nin 2.
cumhurbaşkanı olacak.
Seçimin son günündeki "saodık sıcagı"
en üst düzeye ulaştı. Seçimlere mudahale
yönündeki belirtiler bunda büyuk etken
oldu.
Bağımsız aday lsmail Bozkurt, TC. Lef-
koşa Büyükelçisi Ertugrul Kumosoglu'na
bir mektup göndererek TC Büyükelçiliği'n-
den seçimlere mudahale edilmemesini iste-
di.
Seçimin son gününde TRT ve açıkotu-
rumda yer alan yönetici ve konuşmacılara
yaym organlarıyla devreye giren Kıbrıslı
işadamı Asil Nadir'e sert tepki gösterildi.
Bugün saat 8.00'den 10.00'a kadar sü-
recek olan oy verme işlemi süresince dün
saal 18.00'de başlayan seçim yasakları da
yürürlükte olacak. Saat 19.00'a kadar rad-
yo ve yayın organlarınca seçim ve sonuç-
lanyla ilgili haber tahmin ve yorumlar ya-
yımlanamayacak, seçim sonuçları 19.00 ile
21.00 arasındaki yüksek seçim kurulu bil-
dirilerinin yayımlanmasından sonra resmen
açıklanmaya başlanacak ve yayın yasağı bu
saatte kalkacak. KKTC'de gün boyunca iç-
ki satılamayacak.
KKTC'de bugüne dek yapılan tahminler
Denktaş'ın 1985'te yüzde 70.47 olarak sağ-
ladığı oy oranını bir daha tekrarlayamaya-
cağı vç oylannda örtemli oranda düşme ola-
cağı yönünde.
Genelde bu tahminde birleşen çevreler
buna neden olarak Denktaş'ın iç sorunlar-
la yıpranmasıru propagandasımn yanlış bir
temele oturtulmasını TRT ve Kıbrıslı işa-
damı Asil Nadir'in tüm yayın organlarıyla
devreye girmesini gösteriyor.
Bağımsız aday Denktaş'm oy oranının
düşecegi kaygısıyla yüzde 71'lik oy oranı-
nı sağlamak hatta arttırmak için YDP'nin
Türkiye kökenli oylarının yoğun olduğu
köylere bir haftadan beri duzenlenen gezi-
lerinin dün daha da arttığı saptandı.
Bu nedenle tsmail Bozkurt TC Büyükel-
çisi Erttıgnıl Kumcuoglu'na bir mektup
gönderdiğini açıkladı: "TC Biıyükelçiligi
yardım heyetinden üç kişinin köy koy gez-
diğini, Denktaş için baskıyla oy toplama-
ya çalıştığını, büyükelçiliğe duyurduğunu"
söyleyen Bozkurt, "Büyükelçiden seçimlere
mudahale edilmemesini rica ettim, ama
Denktaş'a yapay oy saglama telaşı içine gi-
rildigini görüyonım" dedi.
Muhalif oluşumu destekleyen YDP'li
köylerde Uç günden beri bu yönde çalışan-
ları etkisiz kılmak için nöbet tutulduğu, bu
tutuma girenlere fırsat verılmediği ve geri
çevirildikleri öğrenildi.
Türk basıru kendilerini TC Büyükelçili-
ği mensubu olarak tanıtan ve Türkiye'nin
Denktaş'ı destçklediğini söyleyen Halil
Gençtürk ve Ertugrul Dogan adlı iki kişi-
nin YDP'lilerin yoğun olduğu köylerde tep-
kiyle karşılandığmı duyurdu.
Bağımsız aday İsmail Bozkurt kampan-
yasının son toplantısında, kendisinin mal
varlığını açıkladığı gibi Denktaş'ı da maL
varlığını açıklamaya çağırdı.
Seçim toplantılannı dün saat 16.00'da
Lefkoşa'da Atatürk Meydanı'nda düzen-
lediği son ve çok büyük bir mitingle tamam-
layan Denktaş önceki günü spor klüpleriyle
dernek ve kuruluşları gezerek geçirdi.
Denktaş Mücahitler Derneği'nde toplanan
kuruluş temsilcilerine şunları söyledi:
"Seçimler cumhuriyeti korumak bayra-
ğı yüksçk tutmak Rum'a kaptırmamak de-
mektir. Bu görevi bana veriniz. Beş yıldır
yaptıgım gibi yapacağım. Bu emaneti kir-
letmek veya çökertmek isteyenler karşısın-
da da biıiikte aynı ruhla 'Türk Mukavemet
Teşkilatı' ruhuyla duracağız".
KIBRIS RÜZGARI
Demokrasi
en büyükKKTC bugün 2. cumhurbaşkanına kavuşuyor. Bir günlük
yasaktan sonra yeniden seçim ve demokrasi rüzgârı esecek.
KKTC'de özellikle son üç gündür renkli bir kampanya
dönemi yaşandı. Rauf Denktaş ile İsmail Bozkurt
arasındaki yarış meydanlarda gövde gösterisine dönüştü.
Nabız yoklamaları Denktaş'ın önde olduğunu ancak ilk
kez bu denli çetin bir muhalefetle karşılaştığını gösteriyor.
FATİH M.YILMAZ
LEFKOŞA — Miting meydanının kena-
rında tezgâhını kurmuş, kuruyemiş satıyor.
Çoşkulu bir kalabalığa konuşan cumhur-
başkanı adayı, temposunu yükseltmeye ha-
zırlanırken kuruyemişçi, "Demokrasi en
biiyiik" diye bağırıyor. Sözleri duyanlar,
dönüp kuruyemişçiyi alkışlıyorlar.
TÜRK-YUNANİLİŞKİLERİ
Miçotakis 'özlü' diyalogdan yanaTürkiye ile "özlü" ve gerçek anlamda "yapıcı" bir
diyaloğun başlatılmasından yana olduğunu defalarca dile
getiren Konstantin Miçotakis'in Ege ve Kıbns konularını
yeniden gündeme getirmesi bekleniyor. Andonis Samaras
başkanhğındaki Dışişleri Bakanhğı, Türk-Yunan ilişkilerine
"iyi niyetle" yaklaşıyor.
STELYO BERBERAKtS
ATİNA — Yunanistan'ın yeni başbakanı
Kontantin Miçotakis'in Türk-Yunan ilişki-
lerine karşı bugüne kadar gösterdiği yak-
laşımı göz önünde bulundurulursa iki ülke
arasında başlatılan ancak "dondurulan"
diyaloğun yeniden canlanması söz konusu.
Türkiye ile Yunanistan arasında "özlü"
ve gerçek anlamda "yapıcı" bir diyaloğun
başlatılmasından yana olduğu defalarca di-
le getiren Miçotakis'in Ege ve Kıbns konu-
lannı yeniden gündeme getirmesi bekleni-
yor. Bu arada Batı Trakya'da yaşayan
Müslüman Türk azınlığımn karşılaştığı so-
runları her ne kadar "Yunanistan'ın bir iç
sorunu" olarak niteleniyorsa da Miçotakis
Yunan siyaset adamlan arasında böyle bir
sorunun varlığını kabul edenlerin başında
geliyor. Miçotakis'in geçen yıl ağustos ayın-
da Antalya'da karşılaştığı dönemin Başba-
kanı Turgut Özal ile Batı Trakya konusun-
da görüşmuş olrnası bunu gösteriyor.
Miçotakis Yunanistan eski Başbakanı
Andreas Papandreu'nun, Özal ile Davos'-
da vardığı mutabakatı "ilke" olarak olum-
lu karşılamıştı. Ancak diyalog için sürdü-
rülen "taktik" konusunda Papandreu'ya
ağır suçlamalarda bulunmuş ve Davos mu-
tabakatıyla Yunanistan'ın Türkiye'ye "tes-
Hm" edildiği görüşünu savunmuştu.
Miçotakis hükumetinin şimdi PASOK
hükümetinin aksine, Türkiye'ye bazı
"açılmalarda" bulunması bekleniyor. Bun-
lardan biri Türkiye'nin AT ilişkilerini ilgi-
lendiriyov. Başbakan Miçotakis, Türkiye'-
nin AT ile ilişkilerinin "normalleştirilmesi"
amacıyla uzatacağı "yardım eli"'nin karşı-
lığında ne gibi "ödünler" isteyeceği he-
nüz bilinmiyor. Ancak bu çerçevede Kıb-
ns konusunu ön plana çıkarması bekleni-
yor. Bu sorunun çözümü için Yunanistan'ın
yeni hükümeti de Rauf Denktaş'ın göste-
receği "iyi niyeti" esas alıyor.
Andonis Samaras başkanhğındaki dışiş-
leri bakanhğı, Türk-Yunan ilişkilerindeki
yaklaşımın "iyi niyetli" olacağmdan söz
ediyor. Ancak Batı Trakya konusunda ol-
dukça duyarlı olan Samaras, bu konuda
Türkiye'nin, Batı Trakya azınlığına
"mudahale" ettiğini öne sürüyor ve azın-
hğın refahı için bu "faaliyetlerini" derhal
durdurması gerektiğine inanıyor. Samaras,
YDP hükümetinin en genç veen "ablgan"
üyesi.
Theodorakis
Buna karşı, Yunan Dışişleri Bakanlığı'n-
da "sandalyesiz" bakan görevini ustlenen
ünlü besteci Mikis Theodorakis'in de Tûrk-
Yunan ilişkilerine katkı göstermesi bekle-
niyor. Miçotakis'in Papandreu'nun aksine, Türkiye'ye bazı "açılmalarda" bulunması bekleniyor.
KKTC, özellikle son üç gündür renkli bir
kampanya dönemi yaşadı. Rauf Denktaş ile
tsmail Bozkurt arasında süren yanş, mey-
danlarda gövde gösterisine dönüştü. "Kim
daha fazla kalabalık topladı", "Kalabahk,
oy oranını belirleıtıez" türünden sözler söy-
lendi, adaylar dinlendi.
Şimdi evlerde, sokaklarda kahvehaneler-
de oy tahminleri, olasılık hesapları yapılı-
yor. Hemen herkesin elinde bir kalem kâ-
ğıt, "Hangi adaya hangi partinin tabam oy
verecek", "Yüzde kaçı diger adaya oy ve-
rebilir". Bunlar hesaplanıyor.
KKTC cumhurbaşkanlığı adaylan, bir-
birlerini sürekli olarak suçladılar. Denktaş,
rakibi Bozkurt'a destek veren partileri
"Rumlar'ı geri kabul etmek istemekle",
Bozkurt da Denktaş'ı "Asil Nadir'e destek
vermekle" suçladı. tkiye bölünen basınla
da sürdürülen bu yarış, zaman zaman
"sevimsiz" denebilecek boyutlara da ulaştı.
TRT, Kıbrıs konusunda yayımladığı prog-
ramlarla tepkiler aldı. Seçmenler, tüm bun-
ları yaşadı, gördü, değerlendirdi.
Cumhurbaşkanhğı seçiminden sonra hız
kazanacak genel seçim kampanyası ile bir-
likte, KKTC'liler, yeniden seçim havası
içinde bulacaklar kendilerini. Ancak konuş-
tuğumuz hemen hemen herkes, "Cumhur-
başkanlıgı seçiminin havası başka" diyor.
Nabız yoklamalan, Denktaş'ın önde ol-
duğunu, ancak ilk kez olarak bu denli çe-
tin bir muhalefetle karşılaştığını ortaya koy-
du. Denktaş, kampanyalarında görsel ve
yazılı malzemeyi "profesyonel" bir ekip
aracılığıyla kuliandı. Bozkurt, "amatör"
propaganda kişileri ile "profesyonel so-
nuç" almaya çalıştı.
Kıbns'ta rüzgârın önderliğinde bir bahar
yaşanıyor. KKTC, bugün ikinci cumhur-
başkanına kavuşuyor. Bir günluk yasaktan
sonra, yeniden seçim ve demokrasi rüzgâ-
rı esecek. Kıbns'ta rüzgâr esiyor. "Demok-
rasi en büyük."
HABERLERIN DEVAM
Özçeri: Komplo yapmadık
(Baftarafı 1. Sayfada)
— Dünkü Milli Güvtnlik Kuru-
lu'na katılmanızın Mumco-Güzel
olayıyla ilgisi var mı?
OZÇERI — Ben müsteşar ola-
rak Milli Cüvenlik Kurulu toplan-
tılarına hep gidıyorum. Milli Gü-
venlik Kurulu işi gücü bırakacak
Hande olayıru konuşacak, bu olur
mu?
— Soruşturma sonrasında ba-
kanlıkta bir rahatsızhk dogduğu
söyleniyor. Bu dogru mu?
ÖZÇERt — Yok böyle bir şey.
, Bilakis bakanhk birbirine kenet-
lendi. Niçin kenetlendi onu da
söyleyeyim size. Vicdan sahibi her-
kes şu iki noktayı gözden kaçır-
mamak durumundadır. Bir, Dışiş-
leri Bakanlığı görevleri yapmıştır.
Bu görevler nedir? Alnına sürülen
lekeyi mümkünse temizlemektir.
Leke nedir? Türkiye Cumhuriye-
ti kurulalı beri Dışişleri Bakanlı-
ğı'nın bir kriptosu ilk defa, hemen
aynen bir gazetede yayımlanmış-
tır. O halde iki soruya cevap ara-
tnak lâzımdır. Bir, bu kripto ba-
kanlımtan mı sızmıştır? İki, eğer
sızdıysa bunu kim sızdırmıştır?
Dikkat edin, üçüncü sorudan bah-
setmiyorum. Kime vermiştir, de-
miyorum. Dikkat edin. Biz bunu
yaptık. Hatta akıl almaz bir şekil-
de yapmışızdır. Sorgulaması yapı-
lan herkesin yoruma açık-kapalı
her sözünü vermişizdir Adalet Ba-
kanlığı'na. Ve bu arkadaşlanmız
bu ifadeleri görup imzalamışlar-
dır. Altı kişi sorguya cekilirken ses
bandı filan kullanılmamıştır.
— Dış politikanın yoğun gün-
demi sürerken, bakanlığın iç po-
litika konusu haline gelen bir me-
seleyle uğraşmak zorunda kaiması
daşündürücu değil mi?
ÖZÇERt — Biz bu olaydan
sonra, bu olaydan önce olduğu gi-
bi her ne idiysek, başarılı-
başansız, her ne idiysek gene
oyuz. Bu olay bizim dış politika-
daki teknisyenlik rolümüzde hiç-
bir azalmaya sebebiyet vermemiş-
tir. Şurasını üzülerek ve sevinerek
söyleyeyim, bize yöneltilen haksız
ithamlar ve hakaretler bilakis Dı-
şişleri Bakanlığı'nı birbirine daha
çok kenetlemiştir. Çünkü Dışişleri
Bakanhğı ne yaptığını, ne yapma-
dığinı çok iyi biliyor. Bizim Ada-
let Bakanlığı'na yazdığımız yazı-
da Hasan Celal Güzel'ın adı dahi
geçmez.
— Soruşturmayla ilgili haber-
lerde yalnızca şahsını/ın değil, di-
|er Dışişleri yetkililerinin de adı
çokca geçti. Sizin hiçbir Dışişleri
yetkilisi üzerinde gölge kalmadı-
ğı, sorumlunun ortaya çıküğı ve
olayın arok taınamen DGM'ye in-
tikal ederek sizin için kapandığı
konusunda bir kuşkunuz var mı?
ÖZÇERİ — Nasıl kuşkum ola-
bilir ki. Tediıginlik şuradan çıkı-
yor. Şimdi bu otantik lafına takıl-
dılar. Arkadaşlanmızın ifadesini
sicil müdürümüz kendi anladığı
şekilde kâğıda döktü. Bunlann za-
bıtları kendilerine gösterildi. Yap-
mak istedikleri düzeltmeleri yap-
tılar. Altını imzaladılar. Huzur-
suzluk ne olabilir ki? Yoktur. Şim-
di otantik sözu üzerinde spekülas-
yon yapılmaktadır. Şu noktayı ke-
sinlikle ifade edeyim ki söz konu-
su tutanak-telgraf tektir. tçerik
açısından da otantiktir. Diğer bir
deyimle görüşmeyi gerçek anla-
mıyla aksettirmektedir.
— Ptki otantiklik kuşkusu ne-
den doğdu? Dışişleri yetkililerinin
Cumhurbaşkanı'nın gezisine katıl-
maması kuşkulara neden olmuş
olabilir mi?
ÖZÇERt — Nüzhet kandemir
Dışişleri Bakanlığı'ndan değil mi?
Nabi Şensoy Dışişleri Bakanlığı'n-
dan değil mi? Kaya Toperi Dışiş-
leri Bakanlığı'ndan değil mi?
— Tutanaklann AnkaraŞa Ho-
uston'dan iletilmesi "normal
prosedüre" uyar mı diye bir soru-
ya "no comment" yanıtı vermiş-
üniz... Gecikmesi neden kaynak-
landı?
ÖZÇERt — Cuma akşanıı, ya-
ni DGM Savcılığı'mn tahkikat
dosyasmı TBMM'ye verdiği ak-
şam, çok sevdiğim bir gazeteci ba-
na telefon etti ve dedi ki bu dos-
ya Meclise verildi ve şu anda Ha-
san Celal Güzel taraftarlarının
hepsi selektif olarak fotokopi çe-
kip her şeyi belirli bir şekilde ya-
zılmak üzere gazetecilere dağıtı-
yorlar. Bunun amacı da seni ve
bakanhğı karalamaktır. Nitekim
dediklerinin doğru olduğu da or-
taya çıktı. Dolayısıyla bu op>eras-
yonun amacı neydi? Esas iki nok-
tayı, benim en başta size söyledi-
ğim iki noktayı unutturmaktı.
"Kripto bizden mi çıktı? Bizden
çıktıysa kim çıkardı?" noktaları
karıştırıp bizi komplocular takı-
mı arasında göstermek...
Benim hakkımda söylenenleri
okudunuz herhalde... Işte gayeyi
elde ettiler.
— Olay artık Dışişleri Bakan-
lığı için kapandı, diyebilir miyiz?
ÖZÇERt — 24 mart günü ka-
panmıştır olay. 24 mart günü idari
soruşturmamızın sonuçlarını
Adalet Bakanlığı'na yazıyla bildi-
rilmesi ve Hande Mumcu'nun ba-
kanlıkla ilişkisinin kesilmesiyle
Dışişleri görevini bitirmiş ve olay
kapanmıştır.
ABD ile Eirmeni gerginliği
(Baftarafı 1. Sayfada)
Osmanlı tmparatoriugu'nu yöne-
tenlerin elinden yaşanan korkunç
katliam" diye söz etmesi Dışişle-
ri'ni tedirgin etmesi kadar Cum-
hurbaşkanhğYnca da tepkiyle kar-
şılandı. Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'm, sözcüsü Büyükelçi Kaya
Toperi aracılığı ile yaptığı açıkla-
mada Bush'un açıklamasını
"talihsiz" olarak niteleyerek "tyi
bir gdişme gösteren Türk-ABD
ilişkilerine ters düşen bu açıkla-
manın milletimiz tarafından da
esefle karşüanacağı kuşkusuzdur"
denildi.
Washington'dan Ufuk Gnlde-
mir'in haberine göre Bush, Flori-
da'nın Orlando kentinde yaptığı
yazılı açıklamada Ermenilerin 20.
yüzyıl boyutıca Amerikan halkıyla
özel bir ilişkisi olduğunu vurgu-
ladıktan sonıa bu süre içinde Er-
menilerin başından geçen "iki tra-
jik olaya" değindi. Bunlardan bi-
risinin 1989 depremi, diğerinin de
1915-23 arasında Osmanlı İmpa-
Metaş'ta borsa oyunu
ABDURRAHMAN
Y1LDIR1M
Finansman sıkıntısı nedeniyle
zor günler yaşayan özel sektörün
çelik üretimindeki dev kuruluşu
Metaş'ta "büyük borsa oyunu"
kuruldu. Hurda temin edemedi-
ğinden dolayı suni çelik üretimi-
ni durdurmak zorunda kalan,
konkordatoya gitmek dahil tüm
alternatif çözüm yollarını araştı-
ran Metaş'ın bu durumu bin do-
layındaki işçisini de tedirgin etti.
Çalışanlann aralannda 3 temsil-
ci seçerek, şirketin 1977 yıhna ka-
dar genel müdürlüğünü yapan
Devlet Bakanı Işın Çelebi'yle An-
kara'da görüşmeye ve yardım is-
temeye gönderdikleri öğrenildi.
Yüzde 43'ü halka açık olan ve his-
seleri Borsa'da yaygın olarak işlem
gören Metaş'ın zor duruma düş-
mesinden dolayı, sayıları binleri
bulan küçük hissedarlarının
"magdur olabilecegi" belirtiliyor.
Borsa'da binlerce küçük tasar-
ruf sahibini mağdur edebilecek
bazı aracı kurumlan da ellerinde-
ki büyük hacimli portföylerinden
dolayı zarara uğratacak "Metaş
olayı" şöyle gelişti:
1988'de 81.9 milyar lira olan
toplam borçlan nedeniyle finans-
man sıkıntısına giren ve yıl sonu
bilançosunu 9.9 milyar lira zararla
kapatan şirket, 1989 yılı bilanço-
sunda, toplam borcu 122.6 milyar
liraya yükselmesine karşılık. 5.4
milyar liralık kâr gösterdi. Gerçek-
te 26 milyar 134 milyon lira zarar
eden şirket, ilgili mahkemeden ta-
lep etmesi üzerine arsa ve arazile-
rini rayiç bedellerle değerlendirdi
ve bilançosunda "Olaganüstü Ge-
lirler ve Kârlar" kalemine 30 mil-
yar 924 milyon lira kâr yazdı. Bu
kalemden 26.1 milyarhk zaran dü-
Izmit'te çanağa salcbrı
İZMİT (Cumhuriyet) — Izmit
Belediyesi'nce kurulan ve bölge-
de RTL Plus, Eurosport ve TV3
yayınlannın izlenmesine olanak
sağlayan çanak antenler, dün
kimliği belirsiz üç kişi tarafından
tahrip edildi. Olay sonrası RTL
kanalı yayına kapandı.
Kimliği belirsiz üç kişi, dün saat
15.00 sıralannda, tzmit Belediye-
si'nin çanak anten sisteminin bu-
lunduğu Kocaeli'ne bağh Kullar
kasabasındaki Serhat Tongay'a
ait eve gelerek antenlerde ayarla-
ma yapacaklarını söylediler. 41
EV 020 plakalı krem renkli bir
Kartal marka otomobille Serhat
Tongay'a ait eve gelen üç kişi,
Tongay evde bulunmadığından
eşineTelsiz Genel Müdürlüğü'n-
den geldiklerini ve çanak anten-
lerde ayarlama yapacaklarını söy-
leyerek çatıya çıktüar. Eurosport,
TV3 ve RTL Plus yayınlarından
yalnızca RTL Plus kanalım tah-
rip eden üç kişi, daha sonra olay
yerinden aynldılar.
tzmit Belediye Başkanı Sefa
Sirmen, uydu yayın kanalı olan
RTL'nin tahribini Kocaeli tl Jan-
darma Alay Komutanlığı'na bağlı
3 görevlinin sivil kıyafetler giye-
rek gerçekleştirdiklerini iddia et-
ti. Sirmen, Telsiz îşleri Genel Mü-
dürlüğü tarafından mühürleme-
nin ortadan kaldınldığını belirte-
rek "Protokol imzalamak üzerey-
dik. Güvenlik güçleri, suç işlemiş-
lerdir. Ellerinde m«hkeme kararı
bile yok" dedi.
Kocaeli ll Jandarma Alay Ko-
mutanı Rahmi Tüfekçi ise "Böy-
le bir şey yok. Oraya Telsiz Ge-
nel Müdürlügü'nden gelip gidi-
yoriar. Zaten tçişleri Bakanlıgı'-
nın da emri var, sökülsün diye.
Ama biz beklemedeyiz. Biz öyle
bir şeye girmedik. Yayın 3-4 gün-
dür anzalıydı, belki onlar bakar-
ken olmuştur. Bunun yasal yönü
var. tçişleri Bakanlıgı'nın emri
var. tstersek sökeriz" dedi.
şüren şirket bilançosunda böyle-
ce 5.4 milyar lira kâr gösterdi. Şir-
ket bununla aynı zamanda "\»ai-
den Degerleme Fonu" kalemini
36.8 milyar lira olarak gösterdi.
Şirket bundan sonra hisse senedi
fiyatlannın yükselmesinde büyük
bir etkisi olan sermaye artınmına
gitmeyi kararlaştırdı. 30 milyar li-
rasını "Yeniden Degerleme
Fonu"ndan karşüamak, 15 milyar
lirasını da hissedarlardan almak
üzere 30 milyar lira sermayesini
yüzde 150 arttırarak 75 milyar li-
raya çıkarma kararı aldı. Bu ka-
rann alınması ve Borsa bültenle-
rinden geçmesiyle Metaş hissele-
rinin fiyatı Borsa'da genel bir dü-
şüş olmasına karşılık, aynı hafta
içinde yüzde 16 arttı. Sermaye art-
tırımında bir bedelsiz hisse veri-
leceği hesabını yapanların talebiy-
le Metaş hisselerinin işlem miktarı
12-16 mart tarihlerini kapsayan iş-
lem haftasında birden üç kat art-
tı. Bu artış sonraki haftalarda da
sürdü ve Metaş Borsa'nın Erde-
mir'den sonra en çok işlem mik-
tanru gerçekleştiren hisse oldu. Bu
arada şirketin yüzde I5'ine ortak
olan İş Bankası'nın aracı üyeler-
den Entez'in ve borsa komısyon-
cusu Yener SeHmoglu'nun yoğun
Metaş hisseleri sattıklan görüldü.
Sermaye arttınm kararınm veril-
diği tarihten itibaren geçen altı
haftalık sürede Metaş'ın 30 mil-
yon adet olan toplam hisse senet-
lerinin yansını geçen miktarda
(16.1) hisse senedi 30 milyar lira
olan şirket sermayesini 1.5'a kat-
layan (46.5 milyar) bedelle el de-
ğiştirdi. Geçen hafta sonuna doğ-
ru şirketin finans zorlukları art-
tı, hurda aldığı tüccarlar kapısına
dayandı. Alacaklarıru tahsil etme-
den hurda vermeyeceklerini bildir-
diler. Hurda temini güçlüğüne dü-
şen Metaş da sıvı çelik üretimini
hafta sonunda durdurdu. Şirkete
mal almak için başvuran müşte-
rilere "Kütük yok. bayram soara-
sına kadar sipariş almıyoruz" ya-
nıtı veriliyor.
ratorluğu'nu yönetenlerin elinden
yaşanan "korkunç katliam" oldu-
ğunu kaydeden Bush, ABD'nin o
dönemde "insanlıga karşı işlenen
bu suç karşıstnda uluslararası dip-
lomatik ve özel yardım kampan-
yası yüriittügünü" anımsattı.
Bush şöyle devam etti:
"Bir milyonu aşkın Ermeninin
kurban \erildiği katliamın 7S. yü-
dönümünde 24 nisan tarihini bir
anma günü olarak kabul etmiş ki-
şilere katılmak isterim. Tüm halk-
lan gelecekte insana insanlık dışı
davranışlann tekrarlanmasını ön-
lemek için elele vermeye çagınyo-
rum. 1988 haziranında bu kono-
da yapügım açıklama Ertneni hal-
kı ve çektikleri için olan duygula-
rımın derinliğini yansıtıyor."
Bu tür açıklamaların Ermen.
soykınmı iddialanrun Türkiye'nin
toprak bütünlüğu ve genel güven-
lik çıkarlan üzerindeki tehditlerini
arttırmalarına neden olacağına
dikkat çeken yetkililer, "Ermeni
soykınmının intikamını alacağız
diye ortaya çıkan terör örgutleri-
nin onlarca Türk diplomabnı kat-
lettiği unutulmamalıdır. Türkiye
Cumhuriyeti'nin yüzyılın başında
yaşanan olaylann incelenmesi ve
gerçeklerin ortaya çıkanlması için
politikacılann ve hobilerin degil,
dogrudan tarihçilerin çaba göster-
mesi gerektiği yolundaki anlayışı
ve bunu yaşama geçirmeyi kolay-
laştıracak önlemkri sürecekrJr"
görüşünu dile getirdiler.
ÎZVESTIA
Çavuşesku
artıkları
Karadeniz'e
döktürdü
MOSKOVA (AA) — Roman-
ya'nm halk ayaklanmasıyla de\ri-
len ve kurşuna dizilen Devlet Baş-
kanı Nikolay Çavuşesku'nun tali-
matıyla. binlerce ton sanayi artı-
ğımn haziran-temmuz 1988'de Ka-
radeniz Ereğlisi açıklanna boşal-
tıldığı ve bu işte bir Türk gemisi-
nin kullanıldığının belirlendiği
bildirildi.
Sovyetler Birliği'nin resmi yayın
organlanndan Izvestia gazetesinin
Bulgaristan basmında yayımlanan
haberlere atfen yaptığı değerlen-
dirmeye göre olay şöyle gelişti:
1987 yıh ilkbaharında üç gemi,
*Sırteco Italy' fırmasına ait binler-
ce ton sanayi artığını, Romanya
hükümeti ile büyük paralar kar-
şılığında anlaşarak Romanya'nın
Sulina limanma getirdi. İtalya'dan
getirildiği kaydedilen artıklar, Ro-
manya'da özel depolara kondu.
Ancak artıkların yangın tehlikesi
oluşturması üzerine Çavuşesku,
1988 haziranında, artıkların Kara-
deniz'e boşaltılmasını emretti. Bu-
nun üzerine 25 Haziran-8 Tem-
muz 1988 tarihleri arasında Pana-
ma bandırasıyla ve adı silinmiş
olarak Karadeniz'e çıkan bir Turk
gemisi, binlerce ton sanayi artığı-
nı Ereğli timanı açıklannda 2 bin
metre derinlikte denize bıraktı.
Stiper Hop' bilmecesi
Haber Merkezi — Irak'ın imal
etmekte olduğu "snper top"un
Türkiye'de ele geçen 12 parçası-
nın ne olduğu tam bir bilmeceye
döndü. Türkiye'de bu konuda
resmi bir açıklama yapılmazken,
Yunanistan'ın Patras kentinde ya-
kalanan Irak'ın süper topunun bir
parçasını taşıyan ikinci TIR'm In-
giliz şoförü dün mahkemeye çıka-
rıldı. Şoför Paul Ashwell, malze-
meyi Yunanistan üzerinden Tür-
kiye'ye götürmek için Bedford'-
daki bir Ingiliz şirketi ile 5 bin pa-
unda anlaştığını söyledi. tngiliz
şoförün taşıdığı malzemeyi Tür-
kiye'de nerede ve kime teslim ede-
ceği konusunda Yunan savcıya
verdiği bilgiler henüz aydmlığa
kavuşmadı.
Süper top konusunda Dışişleri
Bakanlığı'ndan önceki akşam alı-
nan bilgilerde, namlu parçalarının
Kapıkule'de bir TIR'da yakalan-
dığı belirtilirken, dün bakanlığın
üst düzey bir yetkilisi parçaların
Romanya'dan gelen Ro-Ro gemi-
sindeki bir TIR'da ele geçirildiğini
söyledi.
Bu arada, tngiliz şirket yöneti-
cilerinin yaptığı açıklamalardan
Türkiye'de silah yüklü ikinci bir
Ingiliz TIR'ının daha olduğu ih-
timali ortaya çıktı. Irak'ın üret-
tiği "süper top"a parça yaptığı
anlaşılan "Walter Somers" şirke-
tinin ana hissedarlarından Yöne-
tim Kurulu Başkanı David James,
tngiliz gümrük yetkililerine bilgi
verdikten sonra yaptığı açıklama-
da, iki TIR'm ele geçmesinden
memnun olduklarını söyledi. Ja-
mes, soruşturma tamamlanana
kadar başka ayrıntı vermek iste-
mediğini belirtti, ancak "Türki-
ye'nin ikinci bir TIR'ı daha dur-
durmak zorunda olduğunu"
kaydetti.
Yunanhlar el koydu
Öte yandan Yunanistan'ın Pat-
ras kenti liman gümrük kapısın-
da ele geçirilen ve "süper top"un
bir parçasını taşıyan TIR'm tngi-
liz şoförü, malzemeyi karayoluyla
Kuzey Yunanistan üzerinden Tür-
kiye'ye götürmek için Bedford'-
daki bir tngiliz şirketinden 5 bin
paund aldığını söyledi. Anadolu
Ajansı'nın haberine göre, dün
Patras'ta mahkemeye çıkanlan
E-887 NNH plakalı TIR şoförü
Paul Ashwell, taşıdığı yükün bir
silah sisteminin parçalan olduğu-
nu bilmediğini söyledi. tfadesin-
de, ttalya üzerinden Yunanistan'a
girdiğini belirten tngiliz şoförün
taşıdığı malzemeyi Türkiye'de ne-
rede ve kime teslim edeceği konu-
sunda Yunanlı savcıya verdiği bil-
giler henüz aydınhğa kavuşmadı.
Irak'ın "süper top"unun 29.5
ton ağırhğındaki parçasımn, Pat-
ras yakınlarında bir askeri üsse
götürülerek korumaya alındığı,
TIR'ın yol manifestosunda ise yü-
kün cinsi için "demir-döküm fab-
rika borusu" yazdığı kaydedildi.
Çelişkili açıklamalar
Süper top konusunda Dışişleri
Bakanlığı'ndan önceki akşam alı-
nan "Kapıkule'de yakalandı" bil-
gisinin aksine, dün aynı bakanlı-
ğın bir üst düzey yetkilisi, konu
hakkında fazla bilgi sahibi olma-
dığını, ancak top parçalannın Ro-
manya'dan gelen Üo-Ro'daki bir
TIR'da yakalandığını kesinlikle
bildiğini söyledi. Gemide ulusla-
rarası TIR taşımaalığı çerçevesin-
de araştırma yapıldığını kaydeden
yetkili, aramanın hangi kaynağın
bilgi vermesi sonucu yapıldığını
açıklamadı. Bakanhğının "süper
top"un parçalannın şimdi nere-
de olduğunu ve nasıl bir işlem
gördüğünü bilmediğini kaydeden
aynı yetkili, "Sanıyorum, Genel-
kurmay Başkanlığı ve MıT'in ko-
ruması altındalar. Olayla onlar
ilgileniyor" dedi.
Resmi bir açıklamanın yapıl-
madığı "süper top" parçalan ko-
nusunda Kapıkule Gümrük Baş-
müdürlüğü yetkilileri, Cumhuri-
yet'e "Var veya yok diye bir açık-
lama yapamayız. Biz de gazetder-
den okuyonız" derken, Edirne
Valisi Erkan, TlR'la ilgili bir
bilginin ulaşmadığını söyledi.
Ankara'nın da doğrulamadığı
"Kapıkule" sonrasında gözler bu
kez Avrupa'dan Türkiye'ye giriş
çıkışm gerçekleştirildiği noktaia-
ra çevrildi. Araştırmalanmız sıra-
sında, Haydarpaşa Limanı'ndan
Ro-Ro seferleriyle TIR bağlantı-
sınımn gerçekleştirildiği Roman-
ya'nın Köstence Lünanı arasında
geçen perşembe gününden bu ya-
na yoğun bir sivil güvenlik trafi-
ğinin yaşandığı ortaya çıktı. He-
nüz doğrulanmayan bilgilerde,
Haydarpaşa gümrük sahasında
görevlilerin perşembe gününden
beri çalışma yaptığı, TIR'daki
parçalann teknik heyetlerce ince-
lendiği ve TIR'ın 2 tngiliz şofö-
rünün sorgulandığı öne sürüldü.
'Ozal, Türkiye'de
etkinligîni süırdürüyor'
NEW YORK (Cumhuriyet) —
Dünyanın en etkin ekonomi gaze-
telerinden The VVall Street Jour-
nal'da önceki gün yayımlanan 6
sayfalık Türkiye ilanında, özal-
ın yürüttüğü serbest piyasa eko-
nomisinin iktidar değişse de uy-
gulamada kalacağı ileri sürüldü.
Özal'ın "etkinliğini sürdürdüğü"
belirtilen ilanda Demirel için de
"Dünyanın en dayamklı politika-
cılanndan biri" nitelemesi yapıl-
dı. Son terör olaylarına değinilir-
ken de yabancı yatırımcılara
"Türkiye'deki tedhiş olaylanndan
ürkmemeleri" çağrısı yapıldı.
Bir sayfa ilan bedelinin 100 bin
dolar olduğu belirtilen The Wall
Street Journaı'daki ilanın başya-
zısının önemli bölümü, Özal ile
Demirel arasındaki "kişilik
çatışmasına" aynldı. "Demirel'in
iki kez asker tarafından iktidardan
alındığı" belirtilirken, "Demirel,
66 yaşında dünyanın en dayamklı
politikacılarından biridir" değer-
lendirmesi yapıldı. Demirel'in baş-
bakan seçilmesi durumunda ise
Özal'ın "hükümete kanşmayaca-
gını soylediği" ifade edildi.
Özal'ın hâlâ etkin olduğunun
özellikle vurgulandığı ilanda,
"Özal'ın otoritesini azaltan, terör-
den çok enflasyondur" göruşü sa-
vunuldu. Bu bölümde, "Türkiye'yi
1990larda kim yönetecektir? Bo
sorunun yanıtını kimsc bilmiyor.
Özal kaybetse bile, Hberal ekono-
mik program belki şimdiki panl-
üsını kaybeder. Ancak yeni bir yö-
netim altında da devam edecektir.
Sosyal demokratlar bile yabancı
sermaye ve teknolojinin önemini
vurguluyorlar" denildi. Ayrıca,
"politik bilinmezliklere rağmen,
Türkiye'nin hâlâ iyi bir yatınm
alanı olduğuna" da değinildi.
Türkiye'deki terör olaylannın
değerlendirildiği bölümde de
Türkiye'nin 1970'li yıllardaki kö-
tü günlere kaydığını söyleyen ra-
porların yabancı yatınmcıları dur-
durmamasi gerektiği kaydedilerek,
"Yeni tedhiş dalgası bir günde or-
tadan kaybolmayacakor. Ancak
kontrol edilebilir ve zaman için-
de yok edilebilir durumdadır" gö-
rüşü savunuldu.
tlanda, Türkiye'nin istikrarını
tehdit eden en büyük tehlikenin
"tslamcı radikaller" olduğu da
ifade edildi ve "Bunlann silahı ge-
neltikle tüfek degil, Kuran'dır. Al-
ternatif bir loplum çağnsı yapar-
lar, fakat bu tehlike de kontrol
edilebilir durumdadır" denildi.
Gazetenin özel ilan sayfalann-
da yer alan ilanda. The Wall Street
Journal'ın bazı yazarlannın imzalı
makaleleri de yer aldı.
Uç gazeteye
soruşturma
Haber Merkezi— Hasan Celal
Güzel - Hande Mumcu olayı ile
ilgili olarak aralannda Cumhuri-
yet'in de bulunduğu üç gazetede
yayımlanan haberlere ilişkin sav-
cılık soruşturması başlatıldı. Bu
arada ANAP Gaziantep Milletve-
kili Hasan Celal Güzel DGM'de
kendisi hakkında açılan davayla
ilgili belgeleri yayımlayan gazete-
ler hakkında soruşturma açılma-
sını "Hakkımdaki iddialann tu-
tarsızhğı ortaya çıktıkça basın
susturulmak isteniyor"dedi.
lstanbul Basın Savcılığı'nca
açılan soruşturmada Hande
Mumcu'nun DGM Savcılığı'na ve
Dışişleri Müsteşan Tugay Özçeri'-
ye verdiği ifade tutanaklannın,
duruşmada okunmadan Cumhu-
riyet, Günaydın ve Milliyet gaze-
telerinde olduğu gibi yayımlana-
rak Basın Yasası'nın 30. madde-
sine aykırı davranıldığı ileri sü-
rülüyor.
tstanbul Basın Bürosu Savcısı
Aytaç Tolon tarafından sürdürü-
len soruşturmanın Hande Mum-
cu'nun ifadeleri konu edilen
Cumhuriyel, Günaydın ve Milli-
yet gazetelerinde 17 nisandan iti-
baren yayımlanan haberler nede-
niyle başlatıldığı öğrenildi.