Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 NtSAN 1990 HABERLER CUMHURtYET/U
Adnan Hoca'nın imza günü
• İstanbul Haber Servisi — Tanınmış ailelerin
çocuklarını çevresinde topladığı öne sürülen Adnan Hoca
(Oktar), dün 8. Dini Yayınlar Fuan'nda "Harun Vahya"
takma adıyla yazdığı "Yahudilik ve Masonluk" adlı
kitabını imzaladı. Sezgin Kitabevi'nin standında özellikle
gençlerin ilgi gösterdiği okuyucu kitlesine kitabını
imzalayan Adnan Oktar, giyimi ve sakalıyla dikkat
çekerken, merakh bir grubun sorularını da yanıtladı.
(Fotoğraf: Fuat Kozluklu).
4
Ozal cunta heveslisi'
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — OYP Genel
Başkan Yardımcısı Selahattin Kılıç, Cumhurbaşkanı
Ttırgut Özal'ın cunta hevesine girdiğini söyledi. Kılıç,
Özal'ın Akbulut'u özellikle Başbakan atayarak hükümeti
sıfırladığını belirtti ve Kenan Evren'e Atatürk
Uluslararası Barış Ödülu verilmesini "cunta başı ile
veliahtı arasında alışveriş" diye niteledi. Selahattin Kılıç,
dün düzeniediği basın toplantısında, bir soru üzerine,
DYP iktidarında Evren de dahil 12 Eylül yöneticilerinden
hesap sorulacağını bildirdi.
OSS sonılaruıda hata yok
• A.NKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Üniversite birinci
basamak sınavında aynı tür kitapçıkta soruların farklı
diziidiği şeklindeki iddiaların doğru olmadığı anlaşıldı.
öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı
Dr. Fethi Toker, bu iddiayla kendilerine başvuran bazı
adayların soru kitapçıklarını incelediklerini ve adayların
yanıldıklarının anlaşıldığını söyledi. Toker, A ve B
kitapçıklannın birbirlerine kanşmasının ve aynı
kitapçıkta soruların birbirlerinden farklı sıralarda
basılmasının baskı tekniği açısından da olanaksız
olduğuna işaret ederek "A ve B kitapçıkları
birbirlerinden farklı matbaalarda basılıyorlar. Kanşıklık
olması kesinlikle söz konusu olamaz" diye konuştu.
Siyasi sahnede yeni parti
• ANKARA (ANKA) — Şair Sezai Karakoç
önderliğinde bir grup Müslüraan aydın "Diriliş Partisi"
isimli bir parti kurdular. Yeni İslami Parti, Avrupa
Topluluğu'na "evet
11
diyor. Amblemi "Güller açmış gül
ağacı" olan Diriliş Partisi ile ilgili olarak haftalık Tempo
Dergisi'nde.yer alan bir haberde, partinin programı
anlatıldı. Diriliş Partisi programında, Avrupa Topluluğu'na
"evet" denilerek bölgede "alternatif bir pazar"
Dİuşturulması gerektiği belirtildi.
Milliyet'in iki taşıtı yandı
• İstanbul Haber Servisi — Sultanahmet'te Milliyet
gazetesi taşıtlarının bulunduğu garajda dün gece yangın
çıktı. Olay sırasında bir kamyon ile otomobil tamamen
yandı. Yanan taşıtlardan birinin spor servisi
çalışanlarından Halil Özer'e ait olduğu öğrenildi. Bir
gazeteye telefon eden bir kişinin olayı Müslüman Gençlik
Orgütü adına Ustlendiğini söylediği bildirildi.
KlSA KISA
• Türk Muhendis ve Mimar Odaları Birliği, Istanbul II
Koordinasyon Kurulu ve 14 oda temsilcisi, dün yayımladıkları ortak
açıklamada, 413 sayılı tedbirler kararnamesinin TMMOB'de ciddi
kaygılar uyandırdıgmı bildirdiler.
• SHP Islanbul II Yonetim Kurulu, Büyükşehir Belediye Meclisi
üyelerinden SHP'li Mustafa Özyurek ile DYP'li Mustafa Divan'ın
görevden alınmasını protesto etti. tl başkanı Ercan Karakaş karann
maksatlı olduğunu öne sürdü.
• Dil Derneği 4 yaşına girdi. Derneğin kuçük kurultayı 5-6 mayıs
tarihlerinde Ankara'da yapılacak. Bu kurullaya Türk Dil Kurumu'nu
kapatan yasanın yapıcılanndan eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile
Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi Tahsin Şahinkaya da davet edildi.
• Adımlır Dergisi'nin dün Bursa'da yapacağı "Demokrasi ve
Sosyalizm, Sorunlar" konulu panele panelistlerın kimlik bildirim
formları eksik olduğu gerekçesiyle izin verilmedi. Bunun üzerine
panelistlerın bir bölümu Adımlar Bürosu'nda bir araya gelerek
sohbet toplanlısı yaplılar.
Anayasa Mahkemesfnden uyamKanun hiikmünde kararnameler ancak
ivedilik isteyen belli konularda kısa süreli
yetki yasalarına dayamlarak çıkarılabilirler.
KHK uygulamasının yaygınlaştırılması, yetki
yasalarına, kullanılma süreleri uzatılarak
süreklilik kazandırılması ve hemen her
konuda KHK'larla yeni düzenlemelere
gidilmesi, ivedilik koşulunun uygulanmaması
yasama yetkisinin devri anlamına gelir.
Böylece üç kamu erki arasındaki denge
bozulur. Yürütme organı yasama organına
karşı üstün bir duruma gelir. Bu anayasanın
2,7,87 ve 91. maddelerine aykırıdüşer.
ANKARA (Cumburiyet Buro-
su) — Yasa konularında kanun
hükmünde kararnamelerin çıka-
nlması ve bunlann TBMM'de gö-
rüşmeye ivedilikle acılması hak-
kındaki tartışmalar sürerken Ana-
yasa Mahkemesi dünkü Resmi
Gazete'de yayımlanan bir karann-
da, "yasa konulannın KHKIarla
düzenleniDesi, paıiamentonun ya-
sama yetkisinin bu konnlarda iş-
krliğini kaybetmesi ve yunıtme-
ye devri sonucunu dogunır" gö-
rüşünü ortaya koydu. Mahkeme,
kararında "esas olanın" yasama
yetkisinin TBMM tarafından kul-
lanılması olduğunu vurgulayarak
"KHK çıkanlması TBMM tara-
fından verilen ve ancak 'ivedi ve
zorunlu' durumlarda çok uzun oi-
mayan bir sürede kuUanılacak
yetkidir" denildi. Bu yetkinin ya-
sama etkinliğınin yerini alacak bi-
çimde kullanılması ve olağan bir
yol haline getirilmesinin üç kamu
erki arasındaki dengeyi bozacağı,
yürütmeye yasama karşısında üs-
tünluk saglayacağı belirtildi. Ana-
yasa Mahkemesi, "yasama yetki-
sinin genel ve asli oldugunu.
devredilemeyecegini" kaydederek
"KHK'lar ancak ivedilik isteyen
belii konularda kısa süreli yetki
yasalarına dayamlarak
çıkanlabilir" görüşünü belirtti.
SHP 1988 yüında, kamu perso-
nelinin durumlannın iyileştirilme-
si amacıyla 3268 ve 3347 sayılı ka-
nunlarla kanun hükmünde karar-
name çıkarma yetkisı tanıyan ya-
saların bazı maddelerini değisti-
ren ve süresini uzatan, aynca 2954
sayılı TRT Yasası'nın bir madde-
sini değiştiren 3479 sayılı yasanın
anayasaya aykın olduğu iddiası ile
Anayasa Mahkemesi'ne başvur-
muştu. Mahkeme, 3479 sayılı ya-
sanın 1 ve 2. maddelerini oy çok-
luğu, 3. maddesini ise oybirliği ile
iptal etmişti.
Kararm dünkü Resmi Gazete1
de yayımlanan iptal gerekçesinde
özetle şu noktalar üzerinde
duruldu:
"• Bu da göstennelctedir ki me-
iBaıiar ve diğer kamu görevlileri-
nin calışmalanndaki etkinliğin
artnnlması ve kamu hizmetlerinin
düzenli, süratli, >erimli ve ekono-
mik bir biçimde yunıtulmesini te-
min etmek amacıyla bunlann ida-
ri, mali ve sosyal haklannda iyi-
leştirmeler yapılması işi ivediligi
gerektiren ve kısa sürede. yasa ya
da yasalar yerine KHK'larla dii-
zenlenmesi, paıiamentonun yasa-
ma yetkisinin bu-konularda işler-
ligini kaybetmesi ve vürütmeye
devri sonncunu doğunır. Bu da
anayasanın başlangıç bölumıine,
2, 7, 87 ve 91. maddelerine aykın
dişer.
• Eus olan yasama yetkisinin
TBMM tarafından kullanılması,
yiinıtmenin ana>i
asa ve yasalara
uygun olarak görev yapmasıdır.
KHK çıkanlması, TBMM Urafın-
dan verilen ve ancak 'ivedi ve
zorunlu' durumlarda çok uzun ol-
mayan bir sürede kuUanılacak bir
yetkidir. KHK'lann ivedi ve zo-
runlu olmayan durumlarda kulla-
nılması, bu dogrultudaki uygula-
maya süreklilik ve yaygınhk ka-
zandınlması, yasama yetkisinin
devri anlamına gelir ve aıtayasa-
ya aykın diiser.
• KHK uygulanıasının ivedi ve
zorunlu dunımlar dışında ve uzun
sürede yasama etkiniiğinin yerini
alacak biçimde kullanılması ve
olağan bir yol haline getjrilmesi üç
kamu erki arasındaki dengeyi bo-
zar, yürütmeye. yasama karşısın-
da nstönlük saglamasına neden
oJnr.
• İvedi zorunlu bir durum yok-
ken, parlamentonun yasama yet-
kisine ve önceligine el uzatılması
sonucunu dogurur. Boyle bir hıı-
küm, parlamenter demokrasinin
dayanagı olan kuvvetler aynlıgı ve
anayasanın 2. maddesindeki de-
mokratik bukuk devleti ilkelerine
ters düşmekte, bu nedenle anaya-
sanın başlangıç bolümüne ve 2.
maddesine aykın bulunmaktadır.
Kutlu ile Sargın'ın ölüm orucu 17. gününde
• 3479 sayılı yasanın 1. maddesi
ile 'yeni bakanlık' kurma konu-
sunda hükümele KHK çıkarma
yetkisi verilmesine ilişkin bolüm-
de de belirtildiği gibi, anayasanın
91. maddesindeki koou suuriama-
lan dışında, Baka-ılar Kurulu'na
TBMM'ce KHK çıkarma yetkisi
verilebilir. Ancak bu yetki ivedi ve
zorunlu durumlarda kısa süreli ve
belli konularda anayasanın 87 ve
91. maddelerinde koşullan içere-
cek biçimde verilmelidir.
• Sonuç olarak, ivedi ve zorun-
lu olmamasj nedeniyle yasattcdü-
zenlenmesi gereken bu konunun
KHK'ya bırakılması, böylece ya-
sa koyucuya ait olan yetkinin yü-
rütme organına devredilmesi ana-
yasanın 7, 87 ve 91. maddelerine
aykın bnlunmuştur.
• Kaldı ki anayasanın 91. mad-
desinde öngöriilen yetki yasalan-
nın ve bunlara dayanan KHK'la-
nn TBMM komisyonlan ve genel
kurulunda öncelikle ve ivedilikle
görüşülmesi kuralı bu yetkinin an-
cak öncelikle ve i>edi işlerde ve bc-
lirli bir sürede kullanılmasını ge-
rekli kılar. Vetki süresinin sürekli
uza&lması anayasanın 91. madde-
sine de uygnn dusmez."
Mahkeme karannda, kanunla
düzenlenmesi gereken konulaun
KHK kapsamına alınmasının da
anayasanın 130. maddesine aykı-
rı olduğu belirtilirken dava dilek-
çesinde yer alan "Verilen uzun bir
zaman dilimi içerisinde bu yetki
kuilanılmışsa KHK çıkarma yet-
kisinin istisnai ve zorunlu durum-
lara ilişkin olması hususu arük or-
tadan kalkmış olacaktır. İstisnai
ve zorunlu durum kalktıgına gö-
re yeniden süre uzatılması KHK
çıkarma yetkisinin kötüye kulla-
mlmasından başka anlam
taşunaz" görüşüne de işaret edildi.
SHP ve DYP'den tepki
SHP Genel Sekreteri Deniz
Baykal, Anayasa Mahkemesi'nin
kararını "çok önemli bir karar"
diye nitelerken hükümetin bu ko-
nudaki tutumunu ve anayasanın
amir hUkümlerini açıkça ortaya
koyduğunu dile getirdi.
DYP Genel Başkanı Süleyman
Oemirel de Anayasa Mahkemesi1
nin kararındaki kaygı ve yoru-
munda haklı olduğunu belirtti.
Demirel, gazetecilerin "Anayasa
Mabkemesi bu kararla bükâmeti
uyanyor mu?" sorusuna da şu ya-
nıtı verdi:
"Bunlan uyarrnak miimkün de-
gil. Öyle bir derin uykuya dalmış-
lar ki ne bu uyan onlan uyanr, ne
bu baş yasbktaa kalkar. Bunlan
alıp görürüp gömmek lazımdır.
Bunlar uyanlacak diye boş yere
bekJemeyin. Gömün kurtulun en
iyisi."
Demirel, Anayasa Mahkemesi'-
nin kararını değerlendirirken,
Mahkeme Başkanı Necdet Dan-
cıoğlu'nun geçtiğjmiz günlerde
kuruluş yıldönümü törenleri sıra-
sında kuvvetler aynmı ilkesi ile il-
gili söylediklerinin fevkalade
önemli olduğunu belirterek kuv-
vetler aynlığı ilkesinin ortadan
kaldınJmasının devleti işlemez ha-
le getireceğini ve demokratik dev-
leti ortadan kaldıracağını anlattı.
Demirel, daha sonra şunları
söyledi:
"Yürütme organı yasam» orga-
nının yerini almışsa ve yargı orga-
nını tesir altında bırakır hale gel-
mişse, o zaman kuvvetler aynlıgı
prensibi ortadan kalkmış demek-
tir. Bizim üzerinde hassasiyetle
durduğumuz, yasama organının
bir kenara itilmesidir. Son çıkan-
lan KHK yasama organını bir ke-
nara itmekten başka bir anlama
gelmez. Hangi konuda bundan
sonra ihtiyacınız olacakür? Bun-
lann TBMM'de konuşulmasıw
öoluyorsunuz. Bu KHKIan uygu-
layanhâldHİdnım adına karar ve-
recek? Htkimin arkasında Türk
ulusu adına karar veren hâkim' di-
ye yazıyor. Türk ulusu adına ka-
rar verme yetkisi sadece
TBMM'ye aittir. Hükümetleria
Türk ulusu adına karar veren ba-
kimin eline yasa verme yetkisi
yoktur.
KHKIan çok acil birtakıra eko-
nomik konulardan çıkanp da in-
san haklannı ügilendiren birtakım
konulara getirdiğiniz ve bunlan da
TBMM'de en kısa zamanda gö-
riısmedigimiz takdirde, ortaya ge-
len olay rejimin şeklini degistir-
mekten başka bir şey degüdir. Bu,
rejimin çarpıtılmasıdır. Anayasa
Mahkemesi bu şekilde bir kaygı-
sında ve yorumundadır."
Ankara Üniversitesi SBF öğre-
tim üyesi Prof. Dr. Yavnz Sabun-
cu, Anayasa Mahkemesi kararının
tam metnini okumadan bir değer-
lendirrne yapmasının mümkün ol-
madığım belirtirken "Kanun hük-
münde kararname çıkarma yetkisi
hükümele anayasayla tanınmış bir
bak. Anayasada sadece konu sı-
nırlaması var" diye konuştu. Sa-
buncu, kanun hükmünde karar-
namelerin TBMM'de görüşülebi-
leceğine işaret ederken "Ancak
Meclis soyut bir kavram. ANAP
çoğunlugu söz konusu. TBMM bu
konudaki yetkisini kullanmıyor"
dedi.
Sabuncu, 413 sayılı KHK'nın yet-
kisini anayasanın 121. maddesin-
den aldığını ifade etti.
Muhalefet de
'Demokrasiye başka ayıplar eklenmesin' 23Nisan'da
tç Politika Servisi — Ankara
Merkez Kapalı Cezaevi'nde baş-
lattıkları "ölüm orucu" 16. günü
dolduran TBKP liderleri Haydar
Kutlu ve Nihat Sargın hükümetin
141, 142 ve 163'le ilgili girişimleri
üzerine avukatları aracılığıyla
gönderdikleri mesajda "Hüküme-
tin demokratikieşme dogrultusun-
da yapacagı degişikliklerin ciddi-
yetine eger Türkiye demokratik
kamuoyu inanırsa biz de ölüm
orucu eylemlerimizi değeriendiri-
riz. " dediler.
Kutlu ve Sargın'la dayanışma
amacıyla başlatılan açlık grevleri
de giderek yıaygınlaşıyor. Jzmir, Iz-
mit, Gaziantep, Adana, Manisa,
Muğla, Bursa, Balıkesir, Adana-
da sürdürülen açlık grevlerinin ya-
nı sıra dün de yüze yakm TBKP'li
Sosyalist Parti'nin Istanbul'daki
lokalinde açlık grevine başladı.
Kutlu ve Sargın'ı Refah Partisi
adına ziyaret eden Şener Battal
'ölüm orucu'nun dünya çapında
olağanüstü ilgi uyandırdığını ve
Türkiye'nin dış dünyadaki görü-
nümüne büyük zarar verdiğini
söyledi. SHP Adana eski il başka-
nı avukat Ziya Yergök SHP Ge-
nel Başkanı Erdal İnönü'ye bir
mesaj göndererek Cumhurbaşka-
nı Özal ile görüşmesini ve forunun
acil ve etkin katkısı olacağına
inandığı için sorunun üst düzey-
de gündeme getirilmesini istedi.
TBKP Ankara il yönetimini kabul
eden Ankara Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı Murat Karayalçın da
Kutlu ve Sargın'ın ölüm orucuyla
ilgili olarak "Demokrasimize ye-
ni ayıplar eklenmemesini
diliyorum" dedi. Batı Berlin'de
bazı siyasi partiler ve sendikalar
"Batı Berlin Dayanışma Girişimi"
olarak düzenledikleri basın top-
lantısında Türkiye"de düşünce öz-
gurlüğünün kısıtlanmasını protes-
to ettiler.
CUNEYT ARCAYUREK yaayor
Siyasi Birlik Nerede?
ANKARA — Nisan ayı başında birden
parlayan bir deyiş, onunla birlikte başlayan
yörünge veolaylardizisi, bugün hangi nok-
tada? Günübirlıkyaşayan siyasetimiz, bir
ayöncesinebakmıyor.neredençıkılıpne-
reyegeldiğimizinedensehiçdüşünmeye
değer bulmuyor.
28 martta MGK'nın S-S'lerle sonuçla-
nan ünlütoplantısından hemen sonraözel-
likle siyaset piyasasına, pek çok çevreye
cazip gelen bir deyiş ortaya atıldı: "Siyasi
birlik". Ulusal sorun karşısında "siyasi
birlik" gereğine değinen açılışlar, döndü
dolaştı, 2 nisanda 'LiderlerZirvesi'ne var-
dı.
"Siyasi birlik", etkili birçevrenin isteği-
ni özetleyen bir slogan mıydı, yoksa siya-
setçiler ulusal sorunu görüşmeye hazırla-
nırken kendiliğinden oluşan, ogünlerin an-
lamına uygun bir deyiş miydi?
Kuşku yok, 28 martla 2 nisan arasında
kulisin hangi gelişmelere taı.ık olduğunu
bugünlerde öğrenemeyeceğız. Ama ya-
vaşyavaş bazı çizgilerbeliriyor. Ulusal bir
sorunun çözüme gidebilmesi için ulusal
sorunu çözeceklerin gereksindiği deste-
ğe, "siyasi birlik" adını.siyasetçilerintak-
madığı anlaşılıyor.
"Siyasi birlik" tanımını, destekarayan
birinci derecede sorumlu olanlar, siyaset
alanına sürmüyor. Birinci derecede so-
reği düşmüyor. İktidartepe noktalan, bu-
gün, bir ay boyunca ortalığı karmakarışık
eden önlemlerin askerlerden geldiğini. ye-
ri geldiğinde söylemeyi artık ihmal etmiyor-
lar. Fakat siyasi birlik sağlandıktan sonra
hangi noktaya geliniyor, bugünkü aşama-
da işin önemli yanı bu.
iktidar, siyasi bırliğingerektirdiğigirişim-
2 Nisan zirvesinden önce bütün siyasetçilerin ağzından 'siyasi birlik'
gereği düşmüyor. iktidar tepe noktalan, bugün bir ay boyunca
ortalığı karmakarışık eden önlemlerin askerlerden geldiğini, işlerine
ve yeri geldiğinde söylemeyi artık ihmal etmiyorlar.
rumlu olanlan temsil eden ikinci kanaldan
kişiler, siyasetönderieriyle yatemas kuru-
yorlar ya da bu başlığa uygun davranışlar
göstermelerinı çözüm için zorunlu gördük-
lerini, dahadoğrusu görüldüğünü duyuru-
yorlar.
2 Nisan zirvesinden önce hemen bütün
siyasetçilerin ağzmdan "siyasi birlik" ge-
leri, önlemlerden sonra yerine getirmedi-
ği gibi 'siyasi birlik' gereği yapılması gere-
kenleri isteyen muhalefet ve kamuoyunu
ne dinlıyor ne de haklı istemlere duyarlıhk
ğösterdiğini, göstereceğini duyumsatıyor.
Ulusal bir sorun söz konusu ise bu soru-
nun gerektirdiği siyasal birlik baştan sona
yerine getirilmemeli mi? Önlemleri alınca-
yakadar"siyasibirlik"geçerli Başüstüne.
Fakat ulusal sorunun ulusal Meclis 'te gö-
rüşülmesine sıra gelince, iktidar çoğunlu-
ğu, başta Köşk ve sonra hükümette bir
inatlaşma. S-S'lerin Meclis'te görüşülme-
sıneolanak tanınmadığı sürece, deyimin
mucıdiçevrelerin "siyasi birlik" adlandır-
malan ne kadanyla geçerli olacak?
Aklabir başkasoru dahageliyor. Hende-
ği atlayıncaya kadar siyasi birliğe evet, fa-
kat siyasi birliğin doğal davranışlarına ge-
lince hayır! Galiba ilk başta "siyasi birlik"
tanımıylakulisteyolaçıkarak bir sonuç el-
de edenlerin, 23 Nisan Egemenlik Bayra-
mı anfesinde üzerinde durmalan gereken
demokratik soru bu olmalı.
iştebu nedenlerleS-S'leri, Meclıs'tegö-
rüşmeye direnenlere sormadan edemiyor
insan. Bir aydırdavuluçalınanbu siyasi bir-
lik nerede kaldı? 2 Nisan'da Köşk'te baş-
ladı, 3.5 saat süren toplantıdan sonra ye-
rini yine tabansız iktidann lütfuna mı bırak-
tı?
yüklenecek
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — 23 Nisan Ulusal Egemen-
lik ve Çocuk Bayramı nedeniyle
özel gündemle toplanacak
TBMM'de muhalefet partileri
temsilcilerinin, son siyasi gelişme-
lere atıfta bulunarak, "milli irade,
TBMM'nin üstünlüğü" üzerinde
duracakları bildiriliyor.
TV'den nakleıı yayımlanacak
olan konuşmalannda, SHP Gend
Sekreteri Deniz Baykal ve DYP
Genel Başkanı .Süleyman Demi-
rel'in, konuyu geçmiş meclislerden
bugüne getirerek günümüze yöne-
lik eleştirileri dile getirecekleri be-
lirtiliyor. TBMM Başkanı Kay«
Erdem'in de konuşmasında parla-
mentonun üstünlüğü ilkesini özel-
likle vurgulayarak Çankaya'ya dö-
nük siyasal mesajlar vermesi bek-
leniyor.
TBMM'nin açılışının 70. yıldö-
nümü olan 23 Nisan Ulusal Ege-
menlik ve Çocuk Bayramı nede-
niyle düzenlenen "Milli
Egemenlik" haftası bugün başlı-
yor. "Milli Egemenlik" Haftası
kapsamında bugün TBMM'de
"Milli Egemenlik ve TBMM" ko-
nulu bir sempozyum düzenlene-
cek. Bilkent Üniversitesi'nin bi-
limsel katkılanyla gerçekleştirilen
sempozyum, TBMM Başkanı Ka-
y« Erdem'in açış konuşmasıyla
başlayacak. Erdem'in burada ya-
pacağı konuşma merakfa bek-
leniyor.
MGK'dan ilk ses
"PKK kepenk indirtti, intrfada tûrü
başlıklar atılıyrjr. Halbuki basında, PKK
yıpranıyor'gibi haberler olmalı...
Makale yazarları ise güvenlik güçlerinin
moral kazanacağı yazılar yazmalı...
'Halka eziyet ediyorlar' gibi yazılar
moral bozucu oluyor." Milli Güvenlik
Kurulu'ndan bir yetkifi, Gûneydoğu
Karamamesi'yle ilgili görüşlerini ilk kez
Noktaya anlattı.
Susuzluga cözüm
laâım
surannda mı?
Yağmur duası, "balonla su" derken...
Şimdi de "biyolojik antma"dan
geçinlecek olan kanalizasyon sulanmrt
"kullanımı" gündemde. Birçok Baû
kentınde olduğu gibi istanbul'da da
antılan sular, en azından sanayinin
kullanımına verilebilecek.
Bir mazoşîstîn
portresi
Mazoşizm, Batı'da yeniden moda.
Günlük hayatta, kendine güvenen,
özgûr, önemli konumlarda bulunan
kadınlar, gecelen "yatak odalan"nda
aşağılanan birer "köle" olup
hırpalanan. dövûlen bir seks objesi
otmaktan zevk ahyoriar mı? Batı Alman
Sina GeışJer'in bu yöndeki itiraflan
büyûk fırtınalar kopardı.
EVDEKİ YENİ
DESPOT: COCUK
ÇocuMann egemen olduğu aile tipi hızla yayılıyor... Nokta'yla görûşmek için
10 yafmdaki çocuğundan izin alan, çocuğuna bir bardak süt Içirmek için
mahallenin bütün kedilerini eve dolduran anneler... Yuva yöneticilerlnin,
anne-babaların yüzüne karşı söyleyemedigi şeyler... Prof. Atalay Yörükoğlu,
"Eğitimli ya da orta direk ailelerin yandan çoğu böyle" diyor. Uzmanlardan
çdzüm önerileri: "Diktatörünûzü sevfn, fakat onunla asla uzlaşmayın."
Kömplo mu,
degil mi?
Hasan Celal Gûzel-Hande olayına
yatandaş nasıl bakjyor?..
İnterstrateji'nin Nokta için yaptığı
büyük kamuoyu araştırması.
Yüz yıllık
sansür!
Abdülhamit'ten Ittihat-Terakki'ye, Takrir-i
Sûkûn'dan Tahkikat Komisyonu'na, 12
Mart'tan 12 Eylül'e uzanan sansûrlü
yıllar ve Gûneydoğu Kararnamesi...
Değişmeyen zihniyetin öykûsü...
yıllık sesyalizmden toora
ortaya nasıl bir "Sovyet IntarTı
çıktı? Yûzdelerle Sovyet Insanlan...
SovdiHarl, nefrel ettiUori, umırtlan,
korkulan...
•Yüksek tlrajh on bir oazgttRİn
siyasi haber ajırlıklan. Hangi
gazete, hangi siyasi partlye daha
çok yer veriyor?
•Deflizlerimizde balıklann soyu
hjkenlrten, G&kçeadah balıkçılann
hazin hikayesl. Kılıçbalığının
ardındaki umutsuz kovalamata.
•"Rlmlerln de bir sonımlulugo vac"
Ron Kovtç, "Doflum Gûnü Dirt
^ sntatiyot
n©KHAFTALIK HABER DERGİSİ
İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA
Korduğum
İZMİR — Yarın 23 Nisan Ulu-
sal Egemenlik ve Çocuk Bayra-
mı... TBMM Başkanı Kaya Er-
dem'in Millet Meclisi'nin ege-
menlik ilkesini, parlamentonun
üstünlüğünü vurgulayacak ko-
nuşması bekleniyor.
Armutalan sakini eski Cum-
hurbaşkanı Kenan Evren, bu yıl-
ki Atatürk Barış Ödülü'nü almak-
tan büyük sevinç duyduğunu
açıklarken şöyle diyor:
— Yaşamım boyunca Ata-
türk'ün çizdiği yoldan yürüdüm.
İnsanlarımıza da bu vplda yürü-
melerini öğretmeye ^.lıştım.
Yann 23 Nisan Lctîal Ege-
menlik ve Çocuk Ba^rimı...
Bu bayramı çocuklara arma-
ğan eden Atatürk ün Kurduğu la-
ik, çağdaş, bağımsız ve demok-
ratik Türkiye Cumhuriyeti'nin te-
mel taşlanndan olan Türk Dil Ku-
rumu, Türk Tarih Kurumu 12 Ey-
lül 1980 yılında beş generalin yö-
netime el koymasıyla birlikte ka-
patıkjı. Yine Atatürk'ün kurduğu
Cumhuriyet Halk Partisi, siyasal
yaşamdan uzaklaştırıldı. 12 Ey-
lül 'den sonra tonlarca kitap top-
latıldı, yakıldı. insanlar suçlu,
suçsuz ayırt edilmeden gece ya-
rıları evlerinden alınıp gözleri
bağlı sorgulandı.
Amaç terörü önlemekti beş
generale göre.
Düşünen insanlara kelepçe
vurularak, işlerinden edilerek, kı-
yıma uğratılarak yıllarca çile çek-
tirildi. Işçiler sendikal haklannı
geriye verdiler; öğretmenler, po-
lisler. memurlar, bilim adamları
1402'nin kıskacıyla prangaya vu-
ruldular.
1980 yılının acıları aradan on
yıl geçmesine karşın dinmedi.
Çocuklar annesiz babasız büyü-
dü. Cezaevleri hâlâ dolu. 18 ya-
şında hapse atılan gençler bu-
gün 28 yaşında.
Yann 23 Nisan Ulusal Ege-
menlik ve Çocuk Bayramı...
Armutalan sakini, eski cum-
hurbaşkanı, Atatürk Barış Ödü-
lü sahibi Kenan Evren ne diyor?
— İrtica tehlikesine dikkat et-
mek lazım...
1980'den 1990a doğru son
on yılda daha neler oldu?
Yerden mantar biter gibi tari-
kat yurtları çoğaldı. Devletin
önemli kilit noktalarına tarikatlar
egemen oldu. İçişleri ve Milli Eği-
tim Bakanlığrndaki dinci örgüt-
lenmeyi bilmeyen, duymayan
kalmadı. Devletin valileri, kendi
adlarına camı yaptırdı, belediye
başkanları vakıf kurup köşeyı
döndü.
ASYALI MI, AVRUPALI MI...
5.000.000.- PEŞİNLE
AVRUPA HONDA CIVIC
SADECE HONDA CENTER'DA!
Tercihiniz, Avrupa standartlarında üretilmiş,
en uygun ödeme koşullarına sahip, 1990 model bir Honda Gvic ise...
BEKLEYİN!
Beklemeye değer olduğunu göreceksiniz.
İtholatçı Doğuson A,Ş. güvencesınde Türkiye genelinde bol yedek parça ve yetkili servisler.
: DoOusan A^. ECKjlulo Coa Mefmefef Sıtesı D Blo4c Daire 3 Akatlaf^rıler/ıSTANeUL Tei 'W 57 07 - 164 61 40
Çolı.uyj » l « ı n Levsnt/ISIANBUL Tel 169 53 59 - '•&> 92 54 - !6« 62 35
HOAJDA.CENTER
Çalışma Bakanı İmren Aykut'-
un Şanlıurfa Valisi Alpaslan Ka-
racan'la arasında geçen tartış-
ma, laik, çağdaş, demokratik,
bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'-
nin 1990 yılında düştüğü durumu
gösteren somut bir olaydır.
Aynı vali bugün Denizli'ye
atanmıştır Denizli hem sanayi-
leşmiş. işçi ağırlıklı bir kent hem
de ANAP iktidarında palazlan-
mış tan'katların kök saldığt bir yo-
redir. Vali Karacan, böyle bir yö-
reye özellikle seçilmiş bir yöne-
ficidir.
Çalışma Bakanı İmren Aykut.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a
çıkıp Vali Karacan'ın marifetlerini
bir bir anlatmıştır. Ancak vali
hakkında bugüne dek hiçbir iş-
lem yapılmamıştır. Çünkü İçişleri
Bakanlığı'nın tepeterinde görev
yapanlar, Vali Karacan'ı destek-
lemektedir.
Yarın Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı...
TBMM Başkanı Kaya Erdem,
yarın yapacağı konuşmada Ana-
yasa ve Meclis içtüzüğünün ken-
disine tanıdığı hak ve yetkileri sc-
nuna dek kullanacağını vurgula-
yıp şöyle diyecek:
— Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindir.
Milli Eğitim Bakanlığı'nda milli
eğitim müdürlüklerine aynı gün
bir genelge...
Öğretmenler, Kızılay, Hava
Kurumu, Çocuk Esirgeme Kuru-
mu, Yardımsevenler, Özel Öğre-
tim Kurumları, Yeşilay, okul ko-
ruma dernekleri dışında hiçbir
derneğe üye otamayacaklar, lc-
kallerine gıdemeyecekler...
Daha bitmedi...
— Okullarımıza her ne ad al-
tında olursa olsun dernek propa-
gandası yapacak yayınların so-
kulmaması, öğretmenlerimizin
dernek kitaplıklarından kitap tav-
siyesi yoluna başvurmamalan
aksi halde kanunun suç saydığı
bir disiplin olayı ile karşı karşıya
kalacaklarını bilmeleh...
Evet, yarın 23 Nisan...
Neşe doluyor mu bu kördü-
ğümde insan?