02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 NÎSAN 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU IVIeteorototı Genel Mûdûrtûğû nden alınan talgıye gûre, yurdun doğu ke- smlerı parçaiı çok buluttu, Doflu Ak denız, Doflu Anadolu'nun gûney ve doflusu ıle Gûneydoflu Anadolu böl- gelen yafiışlı geçecek Yağışlar yağ- mur. yer yer sajanak ve gîk gûrûltü- Bsadanakyajtşlışeklndeolacak Ha- va sıcaldıgı yajış a/an yerlerde değıs meyecek, öteta yerlerde btraz artacak Rüzgâr loney ve doflu yönlerden orta kuvvette, yer yer kııvveftce esecek Deni2Jenmi2de rûzgâr Doğu Akdenı/- de günbatısı ve toCos, ötekı denızlen- mcde y*to ve kar^eHen, 4-6 yer yer 7 Ege'de 8 kuvvetinde saatte 16-27. yer yer 33 Ege'de 40 denız rrafi hızla esecek Denız mutedıl, yer yer kaba dalgalı olacak Oalga yûksetdığı 05 Oa TURKIYE'DE BUGÜN 20° 10° Dıyartjator 14° 6°Edıme 20° 9°Erancan 14° 3°Eraırum 5° 2° Estaştfıır 15° 4°Qaaankp 16° 2»&resun 20 G su 20° 10° Gûmûftara B 15 yer yer 2-3. Ege açıklannda 4-5 metre, görüş uzaklığı 10 km yağış anında 3-5 km dolayında bulunacak Van Gclû nde hava Çok bulutlu ve yaömurlu geçecek Rüzgâr kuzsy ve doju yönter- den yer yer kuvveîiıce esecek Göl Küçûk dalgalı. görüş uzaklığs 5-10 km dolayında bulunacak angaı fttts Bokj Bursa ÇanaJdole Çorbfn Denız» 10° 3°HakUn 24° 7°lspatt 18° 5°lstanbgl 14° 3°lzn»r 10° 3°Kars 10° 2°Kastamonu B 11° 0°Kavsen 15° 4°Km<tare* 16° S°Kmya 8° 0°Kula>ıya 20° 6°Malaiya 17° 6°Manısa 18° 7°KMaraş 10° 2°Mesn 5° 2°Mujla 10° 2°Mus 12° 3°Nı*fe 10° 9°0Wu 7° 0°Rm 8° 0°S*nsun 16° 3°S«r1 13° 6°Smop 20»10°Sıvas 4° 2° fetarda« 13° flratBnn 11° 0°Tun«* 18° 6°U«ak 13° 1°van Y 12° yZorçukto* B 20° 8" Y 18" 7° Y 19° 10° B 20° 6° Y 10° 2° B 12° 4° B 9° 4° B 9° 5" B 9° 4° B «° 3" B 10° 5° B 8° 2° B 14° 7° B 9° 5° Y 13° 3° B 15° 4° Y 9° 2° 8 9° 1° B 10° 5° : açık HuluOu yajmurlu /? A-apk Bbuluflu 6-giıntşk K-fcart BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Türk müziğinde bir makam. 2/ Hatay ilinde bir ırmak... Heykel. 3/Radon ele- mentinin simgesi... Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta... Duman lekesi. 4/Adı hemen akla gel- meyen ufak ve değer- sız şeyler için kullanı- lan sözcük. 5/ Hubu- bat tozu... Titan ele- menlinin simgesi. 6/ Ege bölgesine özgu zeybek turu bir haJk oyunu. 7/ Ayakkabı kalıbının çapı... Bir göz rengi. %/ Çoban, deveci ya da göcerlerin giydüği uzun ve yakasız ust- lük... Melez. 9/ Sularını bir denize ya da göle gönderen bölge... Eski Mısır inaruşında insanoğlunun hayati daya- nağı olan üretici guç. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Söylem ve şarkının dönüşumlü ola- rak birbirini izlemesiyle belirlenen tspanyol tiyatro ve muzık gösterisi. 2/ Askerlik çağı... Göçebelenn konak yeri. 3/ Nıkeün simgesi... Res- mi bir erkek giysisi. 4/ Orkestra şefinın orkestrayı yönetirken kul- landığı değnek. 5/ Kaşındırıcı ve bulaşıcı bir deri hastalığı... Eski bir Hint tannsı. 6/ Vladimlr Nabakov'un,filrnede aktanlan ve bü- yük yankılar uyandıran romanı... Hayvanlara vurulan damga. 7/ Genişlik .. Bir şeyi yapmayı önceden isteyip duşunme. 8/ Kıhç... Gör- dek bahğına verilen bir başka ad. 9/ Guney Asya kıyılarıyla Hint Denizi'nde, yaz ve kış mevsimlerinde birbirine ters yönlerden esen geniş aJanlı rüzgâr... Baston. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Melle Mari Bel 2 NtSAN 1930 Fransız artisti Melle Mari dun akşam Ankara Türk Ocağında "Hom do Juva" komedisini oynadı. Reisıcumhur Hazretleri, Vekiller, kordiplomalık, şehrin ilen gelen güzıdeleri salonu kamilen doldurmuşlardı. Bu akşam oyundan sonra Maarıf Vekih tarafından sanatkarlar şerefine bir supe venlmıştir. Fransız artistlen Ankara'da buldukları sahneden çok memnun kalmışlar ve Şark'ın hıç bir tarafında tesadüf elmedikleri temız bir halk ile karşılaştıklarını söylemişlerdır. Melle Mari Bel bu akşamkı trenle lstanbul'a hareket etti. Filistin'de Mikroperafon? DÜWAMr< RSHCKEM De|«««. »ulun Haınaın DıLnn>m Hın No 21 1929 Ağustosunda Filistin'de zuhur eden kargaşalıklar hakkında tahkikat yapmaya tnemur komisyonun raporu neşredılmıştir. Komisyon umuniyetle Araplan Yahudilere taarruz etmiş olmalanndan dolayı kabahatli çıkarmaktadır. Fakat komisyon bu taarruz ve tecavüzlerin evvelce kararlaştınlmış bir hareket olmadığını, Arapların siyasi emelierirun birer hakikat şeklini almamasmdan dolayı uğradıklan inkisardan ve ati hakkında endişelerinden ileri geldiğini kaydetmektedir. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Gençlere güveniyoruz 2 NtSAN 1960 Üniversiteli gençler bu sabah 2. tnönu Zaferinin yıldönümü munasebetiyle Ismet Inönüyu C.H.R Genel Merkezınde ziyaret etmişlerdir. Gençler bu ziyaretlerı sırasında Ismet lnönüye sevgi gösterilerinde bulunmuslardır. Bin kadar Üniversiteli genç, Genel Başkanın binaya geliş t , ve çıkışmda "Yaşa Lozan I s m e t I n ö n " kahramanı, yaşa milletin babası" şeklinde tezahurat yapmış, alkışlamışlardır. Bınanın önundeki dar yol bu sebeple geçit vermez hale gelraiştir. Hadiseye polis hiç bir suretie mudahale etmemiş, sadece birkaç sivil memur tezahüratı seyretmiştir. lnönü, genel merkezin toplantı salonunda ekserisi kız olan öğrencilere hitaben: "— önümuzdekı günlerde sizi önemli vazifeler bekJiyor. Bunlarda zafer kazanacaksınız. Gençlere güveniyoruz." derniş ve lnönü savaşlan hakkında bilgi vermiştir. Bu sırada, gençlerden kalabalık bir grup partinın giriş beyannamelerini arkadaşlarına dağıtmış ve bu beyannameler doldurulduktan sonra Inönü'ye imzalatılmıştır. Mütaakıben savaşların askeri ve siyasi yönünu anlatan lnönü, istilâ ordusunun asker ve silâh bakımından ordumuzdan çok ustun olduğunu, fakat bağımsızlık sevgısiyle dolu Türk ordusunun karşısında tûtunamadığını belirterek şöyle demiştir: "— Türk ordusu, tarihte kendisıne düşen her görevi gibi bu savaşta da büyük başanya ulasmış, memleketini korumasını bilmiştir;' lnönü, daha sonra, dttnya sulhu üzerinde durarak şoyle devam etmıştir: '— 1921 de Buyuk Mücadele içinde bulunduğumuz memleketlerle bugun ittifak halindeyiz. Büyük rnilletlerin tarihleri böyledir;' Inönu, dunya suJhunun tahakkuku uğrunda Türkiyenin yaptığı çalışmalan anlattıktan sonra şunları ilâve etmiştir: "— MıUetlerin hayatında en esaslı kalkınma, o millete mensup insanların kalkınmasıdır. Sağlam karakterlı, sağlam bünyeh, fedakâr ve bilgili insanlar, gerçek kalkınmayı başanrlar. Bunlar haklarını korumasını bılirler. Böyle bir milet olarak, dunyadaki hakiki yerimizi almaJıyız. tnsan haklannı bilen, anlayan, savunan gençler olunuz." GEÇEN YDL BUGUN Cumhuriyet Yeni ekonomik paket 2 NtSAN 1989 Başbakan Turgut Özal, önceki gun hükümet değişikliğini açıkladığı basın toplantısının hemen ardından ekonomi kunnaylan ile bir toplantı -yaparak yenı ekonomik paketin ana hatlarını belirledi. Zam politikasında değışıklık yapıirnası ve KİT ürünlenne tepkı çeken yuksek oranlı zamlar yerine harcamaların en alt duzeye indirılmesi, kamu yatınmlarının önemli ölçude azaltılması öngörüldu. Finansman konusunda başarısızlığı görulen KİT genel müdürleri görevden aJınacak. Merkez Bankası para musluklannı daha da kısacak. Hazineye verilen kısa vadeli avanslara da piyasa faia ışletılecek. Kahıre • DUNYA DA BUGÜN Amsterdam Amman Aima Barcekma Bjsd Bdgrad Berbı Borm BrO*se( Cenevre Cezayır Cıdde Dubaı Frankiun Ûrne Hefsnlc Kahıre Kopenhag K6ln Leftoşa B 17° Y 19° A 17° Y 19° Y 17° B 18° B 16° B 16° B 19° B 18° B 18° B 14° Y 19° B 31° ' B 31° B 18° ' 18° B 7° 8 23° B 16° B 19° Y 11° Lenıng r ad Londra Mbm Momreai Moskova Munh New Ybrk Oslo Pans Prag Rıyad Rora Sofya Şam TelAvıv lünus Vfcneoık Vıyana Zunh B 17° B 17° Y 14° B 20° B 17° K 4° B W B 20° B 10° B 20° B 14° B 31° B 19° B 17° Y 18° B 13° B 14° B 16° B 20° B 10° 8° B 15° T4RTTŞMA Bay Fuller 9 e Yaıııt Atatürk, gelmiş geçmiş bütün liderlerin en ünlüsüdür. Sanki bir felaketmiş gibi "Mustafa Kemal'in başına gelen de farklı değildir" şeklinde yorumladığınız Gazi M. Kemal Atatürk, yüce Türk ulusunu tarihin köhne şeriat düzeninden çıkartarak uygar ve laik bir ülke yaratmıştır. Sayın Graham Fuller'in 26 Şubat 1990 ta- rihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan •Türkiyenin Rolu Ortadoğu'da" başlıklı ha- berinde, Sayın Ufuk Guldemir'ın sorularına verdiğı yanıtlar beni oldukça şaşırttı. ABD'nın dış politikasında Türkiye üzerin- deki plan ve uygulamalannin ana hatlannı açıklıkla ortaya koyan talihsiz sözlerini, öz- geçmişınden öğrendığım eğitim durumu ve bu- nun sağladığı toplumdaki yerini, doğrusu ya hiç bağdastıramadım. Bu Bay Graham FuHeV- in, yuce Turk ulusunu bu derece bilinçsiz ka- bul ederek bırtakım anlamsız dinsel ve sözde Ttlrkçü siyasaya, yani bunların bileşimi olan Turk-tslam semezine açıkça kanalize etmek is- teyışiru, ulusumuza karşı saygısızlık olarak ni- telendirebilınm. Insancıl düşüncelerin gelişmesinde, uygar toplumların oluşmasında liderlerin verdiği ürünler elbette sonsuza kadar yaşayacaktır. Toplumlar nankör değildir. Sonsuza dek ya- şayan temel ürünlerin yaratıcısı liderler, dai- ma amlacaktır. Alarurk, gelmış geçmis butün liderlerin en ünlüsüdür. Sanki bir felaketmiş gibi "Musttfa Kemal'in başına gelen de farklı değildir" şeklinde yorumladığınız Gazi M.Ke- mal Atatürk, yüce Türk ulusunu tanhin köh- ne şeriat düzeninden çıkartarak uygar ve laik bir ülke yaratmıştır. Atatürk ilkeleri ve Ketna- lizm dünya var oldukça Turkiye'nin vazgeçi- lemez değerleri olacak ve Atatürk, Türk ulu- sunun kalbinde sonsuza dek yaşayacaktır. Bu kışi, belli ki Atatürk'ü tanımıyor. Atatürk için yazılmış ciltler dolusu kitaptan bir ya da bir- kaçını okumasıru salık veririm kendisine. O zaman Atatürk'ün, Atatürk ilkelerinin, ABD dış politikası potasında eritilemeyecek değin guçlu ve Türk ulusunca o derece benimsen- miş olduğunu görüp anlayabileceğim samnm. tslam dini laik değildir. Çunkü lslam dini- nin kuruluşunda toplumsal lider iie dinsel li- der aynı kişidir. Dinsel lider aynı zamanda toplumu da yöneten durumundadır. Dinsel li- der elbette ki toplumu dinsel kurallarla yöne- teceğinden, tslam dini daha kurulurken dev- let ve din işleri birbiri içinde oluşmuştur. ls- lam dini kişinin öz yaşamını zorunlu olarak yönlendirir. llahi emir adı altında peygambe- rin sözleri aynen uygulanır. Bu sözlerin içeri- ği degistirilemez. tslam'da insanların düşün- IKreneii Umuteuzluk Umut, içinde bir tek dirhem bile fazlası olmayan, iyi ayıklanmış, çok tutumlu bir fılmdir. Nerdeyse her sahnenin, filmin tümü ile uyumlu, ayrı bir işlevi, etkinliği vardır. L'mut'u, yirmi yü sonra, yeniden sevgi ile, hayrarüıkla izledim. tlk görüşümde ya anla- yamadiğım ya da gözumden kaçan bırçok bö- lümun bu kez ayırdma vardım. On ıki göste- risi idi. Arada şöyle bir baktım. Seyircüerin çoğu genç insanlardı... Umut'u gördokten iki gun sonra, Atillâ Dorsay'ın yazısını okudurn. Sevıncım kırgınlığa, şaşkınlığa, "suçluluk duygusuna" dönuştu. "Savunma yapmak" hem hakkımız, hem ödevimiz. Genç eleştir- menlere göre Umut aşılmış, seyırciler kimi sah- nelerde gülüyorlarmış. Bir yandan başlayahm. Umut bir "eski film"dır. Ama, karşılaştığı olanca güçlüklere karşın, aşınmamış, "tükenmeye" eşi az bulunur bir dirençle kar- şı koyabümiştir. Kestinneden bir iki nokta üze- rinde duracağız. Umut, içinde bir tek dirhem bile fazlası ol- mayan, ıyi ayıklanmış, çok tutumlu bir film- dir. Nerdeyse her sahnenin, filmin tumü ile uyumlu, ayrı bir işlevi, etkinliği vardır. Yirmi yıl önce ayırdma varamadığım birçok "geçişleri" bu kez anlayabildim. Söz gelimi Umut'u birbirine eklenmiş ıki ayn film sayı- yordum, ikinci bölümu de gereksiz yere uza- tılmış buluyordum. Meğer öyle değilmış... "Alabildiğine gerçekçi olan ilk böliinı ile gizemli-buyulu-diışsel ikinci bölıim birbirle- rini çok iyi tamamli)orlar"mış... Bu iki iki- lem... öykünün ıkıiemı, Yılmaz Güney'in iki- lemi, az gelışraiş ülke halklannın ikilemı... Türk okumuşlannın da ikHemi... Umut, be- nira bildiğim en ıyi "o>uncu kullanılan" bir iki Türk fılminden bıri. Bu filmde, üzerinde durulmayı, tartışma yapmayı gerektiren çok çarpıa sahneler var.. Hem de çok sahne var. Türk seyircisi gülmeye teşnedir. Sinemada güler, tiyatroda güler, cebinden çıkanın hak- kını almak için biraz ölçüyü kaçınr. Umut'ta ise gulünecek yerlere gülüyor. Umut eskimiş... Işin can alıcı yen burası. Bir Ulusun Doğu- şu'nu görmedim. Potemkin de eskimiştir. Bu- yük Dnş, Yurttaş Kane de bir anlamda eski- miştir. Şarlo'Iar da eskimiştir. Ne var ki, bu eskime Şarlo'nun sonsuz gençliğini silemez. Umutta işte bu öz vardır. Metropolis iyi bir örnek. Film allandı, pullandı, yenıden göste- rime girdi. Yapıt hem çok eski idi, hem de şa- şılacak kadar "genç kalmıştı". Metropolis ne kadar iş yaptı bilmem, günübirlik seyircinin de filme yığın yığın aktığını sanmam. Umut'a neden aksın? mesi ve kendi düşüncesine göre yaşamına yön verip toplumu toplumsal kurallarla ydnetmesı söz konusu değildir. tşte onun için şeriat du- zeni ıle yönetilen lslam toplumlan 1400 yıl ön- ce peygamberin sözlerini o zamankı yaşam ko- sulları ile aynen uyguladıklan için bir adım ılerleyememişlerdir. Petrol zenginligi onlan bir nebze kurtarmaktadır. Şeriat duzeni ile yöne- tilen, laiklıği dışlayan bir toplumda demok- rasinin, insan haklarının, yaşam özgurlüğu- nün adı geçmez. Demokrasi, laiklik ilkesı içe- rısınde gelişır. Bir toplumda siyasal partilerin olması, demokrasinin varlığını kanıtlamaz. Si- zin salık verdiğiruz tslam'a dayalı siyasi par- tilerin gelişmeleri sağlandığında, baslangıçta laikliği kabul etmiş ülke bile olsa, çoğunluk diktası ile giderek laikliğin ortadan kalkabi- leceği, demokrasıyi yok edeceği ve sonunda şeriat düzenı ıle yönetilen ve ABD gudumun- de Soudi Arabistan modeli ya da Hameyni tran'ma benzer bır ülke ortaya çıkacaktır. Ay- rıca tslam dininde özeilikle görsel sanaüar ya- saklanmıştır. Müzik, resim, yontu sanatlkn yok denecek kadar kısıtlıdır. Dinsel musiki, doğasal resim ve ağdalı şiirden daha ileri gı- dilemez. Yontu hiç yoktur. Tij'atro yasaktır. Sanaün bu derece yok edildiği ya da ortadan kaldınldığı bır toplumda demokrasi ve özgür- lükten söz edilemez. Bu nedenle, cağdaskk yo- lundakı ulkemize şeriat düzenini yakışır gör- mek dostça bir tutum değildir. Türk ulusunu tarikat kamplarına bölmeye çaüşanlann, şenatcı partilerin yapmak istedigi şey, Türkiye'yi yobazların yönetimınde, Ame- rikan güdümünde, sömunilen ve benliğini yi- tirmiş bir Arap ülkesi durumuna getırmektir. Sayın Fuller, biliniz ki buna asla fırsat verrae- yecektir ulusumuz. MACtT BAŞARAN Emekli Albaj Umut, sanat bağiamında, iyi ki eskimiş, ge- çilmiştir. Ama bu olgu eskiyip bir yana atı- lan, yüzüne bakılmayacak on binlerce filmle bir torbaya konulmasım gerektirmez. Sinema- yı az çok bılenler, sevenler için bu pek ince bir "ıvnm" da sayılrnaz. Işin bir de acıklı yönü var. Umut yazık ki, öz, demec, ıçerik bakımından hâlâ günlüktür. Ele aldığı demeç bize hâlâ bir şeyler anlatır. Umut'ta yoksulluk, açlık vardır, kurşun gibi bastıran geçim derdi vardır. Filmin çekildiği yıllardan bu yana verem yüzde kaç artmıştır? Yirmi yıldan ben "geçim kaygısı" ile bedeni- ni satanlar azaimış mıdır, çoğalmış mıdır? Umut'ta piyango vardır. O günden bu yana "talih oyunlanna, Kaxs Kazan'a" ilgi nereden nereye gelmıştir? Umut'da çaresizlikten, ka- pana kıstınlmış kımsenin "büyuye-doga ötesine-cılgınlıga" sığınması vardır. Gabon'a gelen ağaç kesitinden "devlet eli ile" yardım umuluyor... Umut'un çekildiği yerden besme- leli yumurtalar müftüye, ordan valıliğe sevk ediliyor... Sonra canciğer dostu "bilim adamlan" devletin din üzerinde baskısı oldu- ğunu açıklıyor. O dostlar belki de hakhdırlar. Bilmem kimlerin himayesinde kurşun kusan merrailer sıraya gırmiş... Aksoy-Emec, eğrisi- nin nerden nereye gideceği hiç belli olmaz. ORHAN BARLAS Cumhuriyet Kitap K u l ü b ü y nden Peşin fiyatına taksitje sinema kitapları 9. Uluslararası Istinbul Film Fcstivali bişlıyor. Sinema kitaplığınız hâlâ eksik mi? Cumhuriyet Kitap Kulübü üyeleri, pesin fiyatına taksitle sinema kltaplıklaruıı tamamlayabilecek. Üye olmayanlar için üyelık tırsatı da var. Basvurular 15 nisana kadar yapılabilir. I I T I 1 I I • | • L l « I I 1 Bu kampaıiyaya vy&pm ycnılrmıf CKK uytkrı kjtıtabtlır Vyt ojmayanljr uvdık formu rc 15 000 TL ıle peynM gonderdıkterınde yırarW»>>ılJrtcr Bakınız. U«lık tormu 2 1990 Sıneııu Fcaıvalı nedauyU liuzenledıgıniız taksıtk smema kıupUn utıf lumpanvunızda tum sınenu lufaplan pefin fiyKınj %25'ı pc^uı. kalanı 4 cyi takaüe uıılnuktadır 3 Kampanr^nııza Itatılabılnıcnız ıfuı Ustedekı knaplırdao en a2 IX 000 TL lık bafcımunu tcçmcnız gerekıvar Ust juıır yoktur * btcdıfinız kılapbn ifuvtkdıktm sotu? gızctryi krap veyı focokoptn iie b Sıpan} cnıflf tz kıtapların [utarının %25 lık bolumunu (Posta Çckl No 148784) Cumhun>ct Mubaacılık »c Gaıctt. lık TAŞ hruoın» yaıınp focokopiMnı. Cumhunret KjCjp Kulübu, Türfcocagı CML >M1, }4İM IsUobul jdmuı? gondermauz y«rerjı<fır 6 Sıpan} te havaieıuz elımız? grçınce uze henıen Sjtı; SozJejnmı postalanxaktır SozJcv™ 111 " urafımzdan ınualaJiıp bat ubjltrılnusındaıı tonra. kıtapUnnız vc dıeer laksıucrle (4 adet) Jglll adınıza duzenlcnmı^ posu çeklen gondenlecdctır O 011 008 Aiir. K u r o a n / AJdo Tauoe / 10JX0.- D 117241 Aıufarulanfi Bc| Günü / Krnul Drmırcl / 5000- D 061 055 A n Gûicrln Sncmacılan / A n Gukr / 30 000- a 061 053 Autûrk Filmi / Mclın Erkuıı / 4 000 G 011 906 Ayıta / Erdcn ICınJ / 2 500 O 061 027 BetgcKİ Sinema / Bılgın Adılı / 4 000 • 023 050 Befiz Pcrdcdc fürrma Fibnfer / Atılli Doray / 12.000 O 011 037 Bir Scruryo Ymznak I Mıchd Chıon / ıoooo- D 248 006 Bir Hmzin itinflm / Woody AUen / 4 000 D 152 121 BâiUa Hınuı / Vittono de Sıca / 3 500 - O 022 188 Bu Gctnı Ncreyc / Vcdjı Ttırkalı / 5 000 - O 011 050 BStân FOmkrijk Yılmaz Güney / Agâh Özguç/7 000 • 154 021 Çıfrnı Sorpılapn Sinenu / Alı Gevgılılı / 10000- D 186052Cahıdc / Agâh Ozguf / 6.000.- D 011 X7 Gvk» Saun / Hens Elchenlaub / 6 000 D 011 076 Chariie Crupım / A Buın-ERohmcr / 6000 O 022 163 EJİU Filmkr / V«Ut TurkJı / 10 000 - D 011 077 Fcllinı Fdlıni'yı Anbtıyor / G Gnzzını / 6000 D 096 033 Film Biçimi / Srrp Eıseıutnn / 11 000 Q 0% 027 Film Duyvımı / Sergtı Eısenstem / 13000 D 2<i 012 Hll vc Gıdi» Srfır / Jcan Vıgp / 3 750 D 038 031 Hıropnu Sevgilım / Mvgucme Ouras / 1500 D 011 042 Hıtchcadl / Frarrçoıs Truffaut / 12 500 • 011 022 Incmar Bernmn / Raymond Lcfcvre ' 5500- C 072 068 Kan / Chman Şahın / 3 500 - G 001 019 Kank Bir Afk Hikfyaı / Sclım Derı / 3000 C 152 110 KaAuıtç Ivm / Scrgn Encnuın / 5 000 C 152 125 Uopar / Luchıno Vısconu / 4 000- C 102 085 Mahpus Yılmaz Güncy / Haun Kıyafn / 6.000 C 007 439 Muur Etkllcr ' Wood AUen / 7.350 - O 011 026 Mühüricnmif Zanun / Andrty Ta/kovskı / 8 000 G 0*1 047 O Bır \tiydi I Vıllıam B u / 7 000 O 004 053 Seaaryo vt Yapun-1 / M TaJı Önşorea I 10 000- C 004 096 Sataryo vt Yapun-n M TaJı Ûngorcn / 10000- O 248 018 Scneri Âfıklar ' jan-Luc Godard / 6 000 O 281 018 Şiiricrk Sinema Agâh Oıguç / 700.- D 032 064 Sinema Ejtrtıgtnin SorunUn / Yurıy Lothmın / 3 S00 - D 061 020 Sinema / Nııat OZÖO / 15 000- G 011 098 Sınema Dedi ki... / Ulkû Tamcr / 4 000 O 061 028 Sinema Dcnkri / Sergcı Eısensteın / 8.000 O 03* 022 Stncma Kumnlan / Seçı] Bukcr-Oğuz Onaran / 5 000 C 052 020 Sinema Sanatı / N.ıat Özön / 7 000 C S61 021 Sinema ve Çagımu-2 / Aullâ Dorsay / 9000 C 079 066 Sinemada Gösterge vc Anlam / Peter Wolkn / 4 000- Z 011 102 Sinemada Yönetmenlik / Edward Dvmıryk/6 000 O 064 398 Sineraamııın Umırt Yıllan / AııiU Dorsay / 8 000 - O 124.262 Sinemarı Sanat Yapanlar / Aullâ Dorsay / 7000- D 011 025 Son Nefelinı / Luıs Bunuel / 10 000.- O 061 052 Tann / Voody Alien / 4 000.- D 079 090 Türk Sinema Tarihi I-Il (Cıkli) / G Scopıanullo / 27 000 D 186 056 Türk Sinematında Yeni Konumiar / Bıırçak Evren / 9 500 • G 152 106 Türk Sinemas Kronolojisi / Nıjaı Ozon / 7500 D 186 049 Türk Sınemannda Cınselligın Tarihi / Agâh Özguç / 7 500 - G 186 050 Türk Sınanaunda On Kadın ' Agâk Ozguç / 6.000- D 308 011 Tüysûl / Woody AUen / 6.500- D 022 340 Oç Filn Birden / Vedaı Tûrkalı / 10 000 - O 361 024 ... Ve Sinema (8 sayı) / Hıl Yayın / 32 000- D 011 060 Vbcooci / Klane Geııe vd. / 7000.- D 011 021 •Wim Wenden / Uwe Kunzel / 7 500.- O 021 3% Yer Demir Gök Bakır / Zuifu Lıvaneb / 5000 D 124 285 Yılmaz Gûney Kıubı / Aullâ Dorsay / 8000- D 124 270 Yöoetmenler Fıbnkr Olkeler-I / Atılli Dorsay / 8 000 - O 124 289 Yânetmcnler Filmler Olkder-U / Aullâ Doruy / 8 000 a 02706J YâzTûıe / Aulii Dorsav / 4.000- D 061040 Zeynep'in l i f m ı Kitabı / Sefil Buker / 3000- I Y E L I K (Uyekk odmmı.15000 TL) Adı SOVKJI Doğıun Tardıı: . I , . Öğreıumı .. Medenı Durumtr „ F 0. M > Şehın Irnza. . Tefc Cumhurı>et Kıup Kulubu uynı degılım Uyrhk odrnlısı ı5 000 TL yı ve taksnje ısledıtun knapiarın tuunnın %25'ını yacırdım Makbuz focokoptsı ılısıktedır Uyelık gtrıs kanımı ve satı} sozJejıneını gondenntz. Cumhuriyet Kitap Kulûbü, Turkocap Cad. 39-41. M 334 Istınbul. Tcl 512 05 05 / 516, Posu (ekı No 14(784 T A K S İ T L E R İ T A P i S T E M E F O I M I Cumhunyrt Kitap Kulubu üvesıyım Uyelığımı / -/199Q tarıhınde yenıledım Taksııie uncnu kıcaplınodan yararlaantak ısııyorum. Isiedığım kıtaplarjn tuunnın %25'ını vatırdım Makbuz fotokopısı ve lıstcm ıhpktedır Bu kampanyayU ılgılı sjtif sodefmcnıı admınv gpodcnııız. Oye No - ~ . Ad. Soyadı. . . . . _ . . . „ . AdlTSI . . . . Tel. Cumhunyct Kitap KuUbfi, Tu/kocap Cad 39-41, M334 Isunbul. Tel 512 05 05. Posa Çekı No 1487(4 POLriTKA VE OTESI MEHMED KEMAL Anılar Canlı Kalsın... Lısedeyken öyle edebıyat öğretmenieri vardı ki kendıni gör- meden ününü duyardık. "Faruk Nafiz mi, Kayserı'den bize geli- yormuş", "Ahmet Kudsı Tecer &vas'tan lstanbul'a geçiyormuş." Edobıyat öğretmenieri böyle sralanır gıder. Biz de Necmettin Halil Onan'da okumuştuk, hem şair hem hoca. Salım Rıza da (Kırkpınar) ünlü edebiyat ögretmenlerinden bi- riydi; adım duyardım, ama kendıni yıllar sonra (1976) Cumhuri- yet'te tanıdım. Samı Karaören'le bır odada otururken sık gelirdi. Kendıni belli etmeyen bir alçakgönülle bir köşeye oturur, seyrek konuşurdu. Ünlü saırlerin şıirlerını eski bıçımde. çok güzel oku- duğunu hem başkalanndan duymuştum hem de bu ara kendirv den ışıtmıştım. Bır çırpıda beş on şıırı bırden sıralayıverırdı, kım- den olursa olsun. Hakkını yemeyelim, böyle okuyanlardan biri de Haşım Nezihi'dir; o da sırtı sırtına okur. Salım Rıza, 'Salım Rıza'dan Anılar' dıye anımsadıklarından bir bölümünü özetle yayımladı (Yalçın Yayınları) Özetle dıyorum, ki- taba gırmemış, kendınden dinleyerek yazdığım bırçoklarını bili- yorum Sanıyorum kı not almamış, not alsa ayrıntılara girebılir- di. Üstat için Yahya Kemal hayranı derler. doğrudur. Çok mecli- sınde bulunmuş, çok yemış içmişlıği var Zaten kitap okunurken anlaşılıyor Hangi şaırden, hangi mecliste bir şiırokusa, ardın- dan birkaç şiirlik de Yahya Kemal geliyor. Gençlığinde çok yakı- şıklı olduğunu, meclıslerin Adonıs'ı olduğunu kendı söylüyor. Bir dönemin şairleri şölenlerde çırkin istemezler. Üstat, şiırli işret meclislerine 1925'lerde girıyor "1925 içkiye alışmaya başladığımız yıllar. Nuruosmaniye'yi Çemberlıtaş'a bağ- layan sokakta -burası Tavukpazarı dıye anılır- iki taraflı halk için ufak meyhaneler vardı Buralarda daha çok açık şarap ıçilırdi. Haftada bir akşam buralara dadanır olduk Daha Eminonü, Kum- kapı, Balıkpazarı, Samatya, Gedıkpaşa meyhanelerıne gideme- dığımız günler. Dılımızde mey ve meyhane üstüne beyitler, ga- zeller birbirini izlemekte." Mey burda, diller burda, cûmle yarann safa burda, Geçip cennetten âdem sâkın-i meyhane olmaz mı Salım Rıza, tanınmış şaırlerın, ediplerın, sanatçıların çevre- sinde olduğu için bu çevreden herkesle dostluk, arkadaşlık et- me fırsatını buluyor O dönem ünlülerınden hatırınıza kım gelir- se, bilın, hepsini tanıyor. Sıvas, Samsun lıselennde bır süre öğ- retmenlık ettıkten sonra yenıden İstanbul'a dönuyor Başkent ne denli Ankara olursa olsun, şiırin ve sanatın merkezı İstanbul- dur, bunu biliyor. Bursa'da Atatürk'ü tanıma fırsatını buluyor ve Tevfik Fikret'in Ferda şiırını okuyor Atatürk, "Ben bu şiirı Ruşen Eşref ve İbrahim Necmı Dılmen'den de dinlermştim" der. Üstat ne denli Yahya Kemai'cı olsa, gönlünün bir ucu gene Fikret'te- dir, bunu soylemeden edemez. Istanbul Erkek Lısesı'ne, Agâh Sırrı Levent ve Mitfıat Sadul- lah'ın yerine öğretmen atandığında haklı bır krvançduyar. Bu lı- sede okuttuğu ünlü öğrencilerını şöyle sayar Paris'e yerleşen eczacı Fahrettin Petek, Selahattın HılavL editör Mehmet Ali Yal- çın, Profesör Kenan Bulutoğlu, felsefecı Önay Sözer, mımar Cen- gız Bektaş, şair Arif Damar, şaır Kemal Özer, Dr. mûzisyen Ala- attın Yavaşça, Adnan özyalçıner, Konur Ertop, tıyatrodan Münir özkul... İstanbul Lisesi öğretmenler odasında Nâzım Hikmet'ın Şeyh Bedrettin Destanı'nı okuduğu ıçın başı derde girer. Bakan Tev- fık İlen'dır. Doğru Ankara'ya koşar, müsteşar Reşat Tardu'ya sı- ğınır, aklanır ve işinin başına döner Ama şiir düşkünü Salim Rıza bır kez Nâzım'a vurulmustur, 'Var- sa Nâzım, yoksa Nâzım' der, butün kıtaplarını, şıirlenni ne bu- lursa edinır, ezberler Nazım'la ancak 1951 yılında hapısten çık- tıktan sonra tanışır. İpek Film stüdyosunda Nedım fılmı çekılir- ken Nedim'ın birkaç gazelıni okuyarak filmin ıçıne gırer. Yahya Kemal, ıçki meclıslerınde kendi şıirinden başkasının okunmasını ıstemezmış. Bu yüzden üstat da sade Yahya Kemal 1 tien okurmuş. Bır gün Mustafa Şekıp Tunç'un isteğı üzerıne Ne- cıp Fazıl'dan şıır okuyunca aforoz edilmiş. Bır daha böyle suç işlemeyeceğıne söz verdıkten sonra kurtulmuş. Yahya Kemal'in yayımlanmış yayımlanmamış bırçok yergisi üs- tadın belleğindedır Arada bu cevherlerden bırını okur. 1944'te yapılan seçimlerde Istanbul'dan ıki aday göstenlir. Biri Yahya Ke- mal, otekı Hakkı Tank'tır. Bu seçım kapışmasından hıç hoşlan- maz. Tutar, Hakkı Tank için bir beyit d<5şenir: Tarihin cilvesi bir hayli garip oldu bana Hakkı Tarık bile âlemde rakip oldu bana. Yahya Kemal'in sofraları çok canlı geçermiş. Sıra hesaba gel- dığınde masraflar 'arıfane' ödenırmış Çoğu sofrada oturanlara, azı şaıre... Bır gün garsonlara ayrılan bahşışı az bulmuş, üç ka- tına çıkarmış, "Nemiz var bızim, şıirierımız, dostlanmız, garsonlarımız" demış. Geçmişin ünlülerı az, çok ne varsa anılannı yazmalıdır. Y'ıyip içmeden, gezip tozmadan geriye kalacak olan bu anılardır. Kim- bılir Yahya Kemal'in bırçok şeyı bu yazılmayan anılarda kalmış- tır Bir tutam da olsa Salim Rıza Hocamız bu kıtabıyla katkıda bulunmuştur. Bir konuşmamızda, edebiyat öğretmeni Necmettin Halil Onarf ın 'Divan Şiiri Antolojısı'nden söz etmıştik Bendekı antolojı kı- racılıkia ev taşınmalarında yitmiştı. "Bende bır tane fazla var sana vereyım" demişti. Birkaç gün gecti, getırdi Üstüne şunları yazmıştı: "Degerii dostum ve ağabeyım Necmettin Halil"ı anarak 41 yıl önce lise M'de okuttuğum bu krtabı Mehmed Kemal'e armağan ediyorum; Fuzuli'nin dediğı gibi 'Ne temettü bulunur bizde sa- dadan gayri'." Yeri geldiğınde yararlandığım bu kitap, ortak anımız, üstadı bilmem, ama benim için değerlı bir anıdır. ÇALIŞANLAREV SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Ifetim 1 kişi ise" SORU: Türk Silahlı Kuvveüerinden emekli bir doktonın, dnl ve yetim kınyıın. Babam, 1. derece 4. kademeden emekli olmuştu. Annemin de vefalı üzerine bana annemin aldığı dnl aylığının % 50'si bağlandı sanıyorurn. O>sa ki bana ba- bama baglanan emekli aybgınuı "'• SO'sinin baglanma- sı gerekmez rniydi? 36 yıl 7 ay hizmeti olan babamdan bana bağlanacak aylık ne olmalıdır? YANIT: 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Yasası'na bağ- lı olahlara da emekli olduklannda 5434 sayılı T.C. Emekli Sandı- ğı Yasası hukumleri uygulanmaktadır. 926 sayılı yasada, 1. derece 4. kademe için ayhk gösterge, 1.500 olarak belirlenmiştir. 1. dere- cenin kademeleri için belirlenen ek gösterge ise 375 sayılı Yasa Hük- miınde Karamame ile 15 Temmuz 1989'dangeçerlı olarak 1.500'den 1.8nn*e yükseltilmiştir. 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasası'nın 68. maddesinde, dul ve yetim aylıklarının hangi koşullarda, ne oranda bağlanacağı be- lirlenmiştir. Bu belirlemede, dul eşi olmayan iştirakçının, almakta olduğu emekli aylığırun "yetim bir kişi ise V» 50'sini, 2 kişı ise % 80'ini, 3 kişi ise % 100'unü alacaktır. Babamzın, 36 yıl 7 ay hizmet karşılığı emekli aylığı: 1.500 (Ayhk gösterge) + 1.800 (Ek gösterge) = 3.300 (Toplam gösterge) 3.300 (Toplam gösterge) x 255 (1990 yılı 1. yarı katsayısı) = 841.500 (Ayhk bağlamaya esas) x % 86.64 (36 yıl 7 ay karşıhğı ayhk bağlama oranı) = 728.599 TL. (Genel ayhk). 200 (21 yıl ve daha fazlası için kıdem göstergesi) x 255 (Kıdem ayük katsayısı) = 51.000 (Kıdem ayhğına esas) x % 86.64 (36 yıl 7 ay için kıdem ayhğı oranı) = 44.157 TL. (Kıdem aylığı) 1.000 (Taban ayhk göstergesi) x 280 (Taban ayhk katsayısı) = 280.000 (Kıdem ayhgı bağlamaya esas) x <% 86.64 (36 yıl 7 ay için taban ayhk oranı) = 242.433 TL. (Taban aylığı) 728.599 TL. (Genel ayhk) + 44.157 TL (Kıdem ayhğı) + 242.433 TL. (Taban aylığı) = 1.015.189 TL. (1. derece 4. kademe emekli ayhğı) 1.015.189 TL. (Emekli ayhğı) x % 50 (Yetim 1 kışi ise yetim ay- hğı) = 507.594 TL. (Yetim ayhğı) x 3 = 1.522.782 TL. (3 ayhk). Verdığiniz bilgilere göre size ayda 507 bin 594 ve üç ayda I mil- yon 522 bin 782 lira aylık bağlanması gerekir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle